Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları
![&
1.
BENIM HOCAM
Wells'in zamanda yolculuk fikrini ele aldı-
ğı zamanlarda ne Einstein daha İzafiyet
Teorisi'ni orta atmıştı ne de "Kuantum
Fiziği" konuşuluyordu. Bu da "Zaman
Makinesi" kitabını kendi çağının ötesine
taşıyor. Wells'in üniversite yıllarında
"Kronik Argonotlar" olarak adlandırdığı ilk
taslaklarında, zamansal uzamda bir
hareketliliğe rastlanmasa da sonraki yıl-
larda bu taslaktan yola çıkarak yazdığı
"Zaman Makinesi" eseri, âdeta onun
çıraklıktan ustalığa nasıl bir sıçrama ger-
çekleştirdiğini gözler önüne seriyor.
Wells, kimyadan biyolojiye, sosyolojiden
atropolojiye; hem doğa bilimlerindeki
hem de sosyal bilimlerdeki yetkinliğini hiç
zorlanmadan okuyucuya sunuyor.
Bu parçadan hareketle Zaman Makinesi
romanı ile ilgili aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?
A) Zamanının gayet ilerisinde bir konu-
yu işlediğine
Yazarın, bilgisi olduğu birçok alandaki
yetkinliği rahatça okura aktardığına
Yazarının bu kitapla büyük aşama
kaydettiğine ✓
Yazarının üniversitedeki başarılı taslak
sonucunda bu konuya değindiğine
Yazarının üniversitedeki çalışmasın-
dan ilham aldığına](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302090440806535-4783098.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler&
1.
BENIM HOCAM
Wells'in zamanda yolculuk fikrini ele aldı-
ğı zamanlarda ne Einstein daha İzafiyet
Teorisi'ni orta atmıştı ne de "Kuantum
Fiziği" konuşuluyordu. Bu da "Zaman
Makinesi" kitabını kendi çağının ötesine
taşıyor. Wells'in üniversite yıllarında
"Kronik Argonotlar" olarak adlandırdığı ilk
taslaklarında, zamansal uzamda bir
hareketliliğe rastlanmasa da sonraki yıl-
larda bu taslaktan yola çıkarak yazdığı
"Zaman Makinesi" eseri, âdeta onun
çıraklıktan ustalığa nasıl bir sıçrama ger-
çekleştirdiğini gözler önüne seriyor.
Wells, kimyadan biyolojiye, sosyolojiden
atropolojiye; hem doğa bilimlerindeki
hem de sosyal bilimlerdeki yetkinliğini hiç
zorlanmadan okuyucuya sunuyor.
Bu parçadan hareketle Zaman Makinesi
romanı ile ilgili aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?
A) Zamanının gayet ilerisinde bir konu-
yu işlediğine
Yazarın, bilgisi olduğu birçok alandaki
yetkinliği rahatça okura aktardığına
Yazarının bu kitapla büyük aşama
kaydettiğine ✓
Yazarının üniversitedeki başarılı taslak
sonucunda bu konuya değindiğine
Yazarının üniversitedeki çalışmasın-
dan ilham aldığına
![TYT/TÜR
21.
OXO
1. Sokrates, felsefe tarihinde önemli yere sahip bir
filozoftur. Felsefe tarihinin en tanınmış ve ufuk açıcı
simalarındandır. Eski Yunan'da pek çok felsefeciler
yetişmiştir. Onun felsefenin hemen her alanı ile ilgili
görüş ve çalışmaları vardır. Bu yönleriyle kendisi, ilk
büyük ve çok yönlü filozoflar arasında yer almaktadır.
Niteleyici
II. Bilinç ile akıl arasındaki ilişki dikkat çekicidir. Bilinç,
bir farkındalık durumudur ki akıldan diğer unsurlara
göre daha çok beslenir. Dolayısıyla akıl, bilincin ön
koşuludur. Bilgi, herkesin kabul ettiği gibi, büyük bir
erdemdir. Aklın bu rolü, bilince dayanak oluşunun
birincil göstergesidir.
Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış parçaların
ortak özelliklerinden değildir?
A) Anlatım bozukluğu yapılmıştır.
B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
100
C) Akışı bozan cümle bulunmaktadır.
D) Karşılaştırmaya yer verilmiştir.
E) Bilgi verme amacı söz konusudur.
9](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302090349132577-4612728.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT/TÜR
21.
OXO
1. Sokrates, felsefe tarihinde önemli yere sahip bir
filozoftur. Felsefe tarihinin en tanınmış ve ufuk açıcı
simalarındandır. Eski Yunan'da pek çok felsefeciler
yetişmiştir. Onun felsefenin hemen her alanı ile ilgili
görüş ve çalışmaları vardır. Bu yönleriyle kendisi, ilk
büyük ve çok yönlü filozoflar arasında yer almaktadır.
Niteleyici
II. Bilinç ile akıl arasındaki ilişki dikkat çekicidir. Bilinç,
bir farkındalık durumudur ki akıldan diğer unsurlara
göre daha çok beslenir. Dolayısıyla akıl, bilincin ön
koşuludur. Bilgi, herkesin kabul ettiği gibi, büyük bir
erdemdir. Aklın bu rolü, bilince dayanak oluşunun
birincil göstergesidir.
Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış parçaların
ortak özelliklerinden değildir?
A) Anlatım bozukluğu yapılmıştır.
B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
100
C) Akışı bozan cümle bulunmaktadır.
D) Karşılaştırmaya yer verilmiştir.
E) Bilgi verme amacı söz konusudur.
9
![021 TYT
Seng-i
leyman
Siz silik
içinde
Sultan
ndi'ye
birdir.
aşka
acak
zer-
ak
D
TASLA
BİR TAŞLA ÜÇ KUŞ BENİM HOCAM BIR TAŞLA ÜÇ KUŞ BENİM HOCAM
BENİM HOCAM
Distopik romanların en belirgin özelliği
toplumsal eleştiri yapmaları değil midir
zaten? Hatta toplumsal eleştiri yapmak
için belki de en iyi yol distopik bir roman
yazmaktır. Çünkü yazar bazen gerçeği
maskeleyerek bazense şartları dilediği
kadar ekstrem kılarak anlatmak istediği
şeyi çok daha etkileyici bir şekilde anla-
tabilir. Dışarıdan baktığımızda masum
görünen toplumların bile bir şekilde yoz-
laşmış olabileceğini, belki de hiç kimse-
nin yüzde yüz masum olamayacağını
etkileyici bir şekilde anlatır.
Bu parçada distopik romanla ilgili
anlatılmak istenen aşağıdakilerin han-
gisidir?
A) Distopik romanlar, okurlara sosyal
bilinç kazandırır.
BY Okura karamsar bir dünya çizerek
okuru gerçekten koparır.
Etkileyiciliği belli bir sınır içinde kal-,
maz.
D) Okura düşünsel gerçeklik kazandır-
mayı hedefler.
E) Oluşturduğu dünyanın çelişkilerini
okura sunar.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302090340111729-4783098.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler021 TYT
Seng-i
leyman
Siz silik
içinde
Sultan
ndi'ye
birdir.
aşka
acak
zer-
ak
D
TASLA
BİR TAŞLA ÜÇ KUŞ BENİM HOCAM BIR TAŞLA ÜÇ KUŞ BENİM HOCAM
BENİM HOCAM
Distopik romanların en belirgin özelliği
toplumsal eleştiri yapmaları değil midir
zaten? Hatta toplumsal eleştiri yapmak
için belki de en iyi yol distopik bir roman
yazmaktır. Çünkü yazar bazen gerçeği
maskeleyerek bazense şartları dilediği
kadar ekstrem kılarak anlatmak istediği
şeyi çok daha etkileyici bir şekilde anla-
tabilir. Dışarıdan baktığımızda masum
görünen toplumların bile bir şekilde yoz-
laşmış olabileceğini, belki de hiç kimse-
nin yüzde yüz masum olamayacağını
etkileyici bir şekilde anlatır.
Bu parçada distopik romanla ilgili
anlatılmak istenen aşağıdakilerin han-
gisidir?
A) Distopik romanlar, okurlara sosyal
bilinç kazandırır.
BY Okura karamsar bir dünya çizerek
okuru gerçekten koparır.
Etkileyiciliği belli bir sınır içinde kal-,
maz.
D) Okura düşünsel gerçeklik kazandır-
mayı hedefler.
E) Oluşturduğu dünyanın çelişkilerini
okura sunar.
![TÜRKÇE
anin-
yeni
insa-
ndan
-oluk
oğru
. Öz-
Ime-
uldu-
klaş-
ÖZ-
laka
webi-
7. DENEME
36. İyi iki arkadaş, aynı kitabı okurlar ama tamamen fark-
li sayfalarda duraklayarak, farklı karakterlere yakınlık
duyarak. Nasıl ki parmak izlerimiz birbirimize benze-
miyorsa hiçbir okurun okuma biçimi bir başkasınınkine
benzemez. Bir romanı, çok sayıda insan okuyabilir ama
herkesin okuması ayrı ve özeldir. Bir metni sadece onu
yazan kalem değil, aynı zamanda onu okuyan göz de
inşa eder.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
A) Herkesin, okuduğu kitapta farklı şeyler algıladığına
B) Kitaba anlam katanın sadece okuyan kişiler olduğuna
C) insanların okuma biçimlerinin farklılık gösterdiğine
D) Her okumanın tek ve biricik olduğuna
E) Bir metni yazar ve okuyucunun birlikte şekillendirdi-
ğine](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302090625591619-376634.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTÜRKÇE
anin-
yeni
insa-
ndan
-oluk
oğru
. Öz-
Ime-
uldu-
klaş-
ÖZ-
laka
webi-
7. DENEME
36. İyi iki arkadaş, aynı kitabı okurlar ama tamamen fark-
li sayfalarda duraklayarak, farklı karakterlere yakınlık
duyarak. Nasıl ki parmak izlerimiz birbirimize benze-
miyorsa hiçbir okurun okuma biçimi bir başkasınınkine
benzemez. Bir romanı, çok sayıda insan okuyabilir ama
herkesin okuması ayrı ve özeldir. Bir metni sadece onu
yazan kalem değil, aynı zamanda onu okuyan göz de
inşa eder.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
A) Herkesin, okuduğu kitapta farklı şeyler algıladığına
B) Kitaba anlam katanın sadece okuyan kişiler olduğuna
C) insanların okuma biçimlerinin farklılık gösterdiğine
D) Her okumanın tek ve biricik olduğuna
E) Bir metni yazar ve okuyucunun birlikte şekillendirdi-
ğine
![gürlüğe ulaştırdıgına
D) Özgürlüğe doğru atılan adımların altında mutlaka
bir sıkılmışlığın olduğuna
E) Çıkılan yolculuğun insanı yok oluşa da sürükleyebi-
leceğine
35. Batı edebiyatında, edebiyat akımlarının çoğu kendin-
den öncekilere tepki olarak ortaya çıkmıştır. Birbirinin
karşıtı olan edebiyat akımlarını kendinde özümseyen
sanatçılar da olmuştur. Bazılarına oldukça çelişkili ge-
len bu durum o kadar da yadsınacak bir şey değildir. Bu
bizde de böyle olmuştur. Garip üçlüsü, Batı edebiyatı-
nı yakından takip eder. Bir yandan günlük yaşayışı ve
dış dünyayı şairaneliğe kaçmaksızın yazmak ilkelerini
uygularken bir yandan da rüyaya, sayıklamaya, bilin-
çaltına dayanan gerçeküstücü şiir ilkelerini düşünsel
olarak savunmuşlardır.
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Birbirine zıt görünen edebiyat ve fikir akımları ba-
zen aynı sanatçıda karşımıza çıkabilir.
B) Bazı şairler, Batı'ya bağlı ve yeni şiir yapmak iddia-
sıyla ortaya çıkmıştır.
C) Garip hareketi, geniş hatlarıyla gerçeküstücülükten
etkilenmiştir.
D) Batı'da birbirine tepki olarak ortaya çıkan edebiyat
akımları, bizim sanatçılarda da çelişkili bir durum
oluşturmuştur.
E) Farklı edebiyat anlayışlarını kendi kişiliğinde özüm-
seyen sanatçılar kalıcılığı daha kolay yakalar.
7
E) Birn
ğine
37. Deni
kişile
ğırırs
aran
nük
böy
Bu
ma
A)
E)](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302090611739580-376634.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelergürlüğe ulaştırdıgına
D) Özgürlüğe doğru atılan adımların altında mutlaka
bir sıkılmışlığın olduğuna
E) Çıkılan yolculuğun insanı yok oluşa da sürükleyebi-
leceğine
35. Batı edebiyatında, edebiyat akımlarının çoğu kendin-
den öncekilere tepki olarak ortaya çıkmıştır. Birbirinin
karşıtı olan edebiyat akımlarını kendinde özümseyen
sanatçılar da olmuştur. Bazılarına oldukça çelişkili ge-
len bu durum o kadar da yadsınacak bir şey değildir. Bu
bizde de böyle olmuştur. Garip üçlüsü, Batı edebiyatı-
nı yakından takip eder. Bir yandan günlük yaşayışı ve
dış dünyayı şairaneliğe kaçmaksızın yazmak ilkelerini
uygularken bir yandan da rüyaya, sayıklamaya, bilin-
çaltına dayanan gerçeküstücü şiir ilkelerini düşünsel
olarak savunmuşlardır.
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Birbirine zıt görünen edebiyat ve fikir akımları ba-
zen aynı sanatçıda karşımıza çıkabilir.
B) Bazı şairler, Batı'ya bağlı ve yeni şiir yapmak iddia-
sıyla ortaya çıkmıştır.
C) Garip hareketi, geniş hatlarıyla gerçeküstücülükten
etkilenmiştir.
D) Batı'da birbirine tepki olarak ortaya çıkan edebiyat
akımları, bizim sanatçılarda da çelişkili bir durum
oluşturmuştur.
E) Farklı edebiyat anlayışlarını kendi kişiliğinde özüm-
seyen sanatçılar kalıcılığı daha kolay yakalar.
7
E) Birn
ğine
37. Deni
kişile
ğırırs
aran
nük
böy
Bu
ma
A)
E)
![1-
asi
cser-
debiyat
bir adım
klarını ve
z bir yapıt
si parag-
E) V.
CE
7. DENEME
32. Sıradışı Osmanlı kitabında Osmanlı siyasetçilerine,
siyasetin işleyişine, halka, kültüre, geleneklere, gün-
delik yaşama dair pek çok ayrıntıyı bulmak mümkün.
Altı bölümden oluşan kitap kendine özgü bir grupla-
mayla bölümlendirilmiş. Yüzün üzerinde vakanın yer
aldığı kitapta, olaylar uzatılmadan anlatılmış. Ayrıca
ilginç ayrıntılarla kitap ilgi çekici hâle getirilmiş. Çay
üretiminden depreme, mahalle kahvelerinden fırıncı-
lara dek bize çok da uzak değil aslında. Yüzyıllar önce
şimdi bizlerin yaşadığı topraklarda yaşayan ve bazı or-
tak noktalara sahip olduğumuz insanların hikâyelerini
okumak oldukça cazip ve merak uyandirici.
Bu parçada anlatılanlarla ilgili aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?
A) Kitapta politikadan halkın yaşamına dek pek çok
konu yer almaktadır.
B) Kitapta yer alan pek çok olay kısaca anlatılmıştır.
C) Kitapta okuyucunun yakından ilgi duyacağı ayrıntı-
Jar yer almaktadır.
B
Politik olaylar ve kişiler nesnel bakışla incelenmiştir.
E) Kitap, günümüz insanıyla tarih arasında ortaklık ya-
ratmaktadır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302085053000388-376634.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler1-
asi
cser-
debiyat
bir adım
klarını ve
z bir yapıt
si parag-
E) V.
CE
7. DENEME
32. Sıradışı Osmanlı kitabında Osmanlı siyasetçilerine,
siyasetin işleyişine, halka, kültüre, geleneklere, gün-
delik yaşama dair pek çok ayrıntıyı bulmak mümkün.
Altı bölümden oluşan kitap kendine özgü bir grupla-
mayla bölümlendirilmiş. Yüzün üzerinde vakanın yer
aldığı kitapta, olaylar uzatılmadan anlatılmış. Ayrıca
ilginç ayrıntılarla kitap ilgi çekici hâle getirilmiş. Çay
üretiminden depreme, mahalle kahvelerinden fırıncı-
lara dek bize çok da uzak değil aslında. Yüzyıllar önce
şimdi bizlerin yaşadığı topraklarda yaşayan ve bazı or-
tak noktalara sahip olduğumuz insanların hikâyelerini
okumak oldukça cazip ve merak uyandirici.
Bu parçada anlatılanlarla ilgili aşağıdakilerin hangisi
söylenemez?
A) Kitapta politikadan halkın yaşamına dek pek çok
konu yer almaktadır.
B) Kitapta yer alan pek çok olay kısaca anlatılmıştır.
C) Kitapta okuyucunun yakından ilgi duyacağı ayrıntı-
Jar yer almaktadır.
B
Politik olaylar ve kişiler nesnel bakışla incelenmiştir.
E) Kitap, günümüz insanıyla tarih arasında ortaklık ya-
ratmaktadır.
![25. Baharla gelen heyecana karşı koymak mümkün değil.
Yağmur bitmese de sıcaklık bir türlü yükselmese de
birazcık güneş görünce gülümseyen bahar dalları açın-
ca insanın içinde de bir şeyler uyanıveriyor doğayla
birlikte. Kapalı yerlerde oturmaya tahammül kalmıyor,
insana keşfetme isteği ve enerjisi geliyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Kişileştirmeye yer verilmiştir.
B) Konu, günlük yaşamla sınırlı tutulmuştur.
C) Edat kullanılmıştır.
D) Bağlaç kullanılmıştır.
E) Eksiltili cümle kullanılmıştır.-](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302084927105827-376634.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler25. Baharla gelen heyecana karşı koymak mümkün değil.
Yağmur bitmese de sıcaklık bir türlü yükselmese de
birazcık güneş görünce gülümseyen bahar dalları açın-
ca insanın içinde de bir şeyler uyanıveriyor doğayla
birlikte. Kapalı yerlerde oturmaya tahammül kalmıyor,
insana keşfetme isteği ve enerjisi geliyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Kişileştirmeye yer verilmiştir.
B) Konu, günlük yaşamla sınırlı tutulmuştur.
C) Edat kullanılmıştır.
D) Bağlaç kullanılmıştır.
E) Eksiltili cümle kullanılmıştır.-
![rçaya göre
okuma alışkanlı-
riyle donatılarak
si gerekir. Böyle
lığı ortaya çıkar.
an, politikacılar-
enlerden, sözde
elimi Türkiye'de
eleştirici bir oku-
nedenler hazır-
alanlarının öğ-
nders kitapları;
resimleri, yalnız
a özendirmek-
sonunda sınavı
ayan, yakan ya
eksik değildir.
her kesiminde,
masında bu du-
alışkanlığının
ine bağlıdır?
, toplumun bü-
ksek bireylerin
u bir şekilde
mesine
ini sağlayacak
etik yönü güçlü
nasına
apıya sahip
e hazırlanması
erik
ini yansıtması
eye eleştirel
in özellikleri
=) II ve
SURARA
11
B Kitapçığı
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Doğukan İşler; öykülerinde postmodern anlayışa yaslı,
yenilikçi, deneyci bir yaklaşım sergiler. Üst kurmaca, ger-
çek ve gerçek dışının iç içe geçmesi, dil oyunları, metinde
anlatıcının sürekli devrede olması, tamamlanmamış an-
latılar; onu postmodern tutuma yaklaştırır. Öykülerinde;
daha çok bilinç akışı şeklinde, kelime ve kuram çağrışımla-
rına yaslı, Oğuz Atay'ı hatırlatan, parlak, zekice bir anlatı-
mı yeğler. Edebiyat, hayat, felsefe; metinlerin odağında-
dır. Yaşanan karşıtlıkların, saçmalıkların, kaosun üzerine
kurulu; gücünü tümüyle ironiden alan bir modern hayat
eleştirisi oluşturması en güçlü yönüdür. Edebiyatın ken-
disi öykülerin ana sorunsalıdır. Kurgu içinde kurgu, oku-
ru öykünün yazılış sürecine ortak etme, başka metinleri
öykülere dayanak yapma (metinlerarasılık) anlayışı öy-
külerde baskın yaklaşımlardır. "Oyun"a dayalı, gariplik-
ler, tuhaflıklar, şaşırtmalardan beslenen öyküleri tercih
eder. Sık sık ironiye, kara mizaha başvurur.
39. Bu parçada söz edilen sanatçının en güçlü yönü
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayatın karmaşasından seçtiği konuları, bilinç akışı
yöntemiyle öyküye aktarması
B) Yamalı bohçayı andıran, gülmeceye dayalı eleştirel
öyküler kaleme alması
C)
Metinlerarasılık yöntemine dayalı çok yönlü metinler
kurgulaması
D) Kara mizahı öykülerinin merkezine yerleştirerek özgün
bir anlayış geliştirmesi
E) Edebiyat, hayat ve felsefeyi bir potada eritmeyi
başarabilmesi
40. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen sanatçı
tarafından yazılmış olabilir?
A) Alhimda bir doktor elinin kaygan gölgesi. Kendimde mi-
yim, onunla mıyım, uykuda mıyım yoksa sağa sola sa-
vurduğu parmağının rüzgârında mıyım, bilmiyorum.
B) Sütlü kahve kaynamaya devam ediyor. Annemin ba-
karken derin düşlere daldığı pencerenin ardında bir
arı, içeri girmek için kanat çırpıyor. Havalar iyiden iyi-
ye soğudu. Sinekler, arılar artık dışarıda üşüyor.
C) Kasabaya güneşli bir günde iki tahta çantasıyla bir
adam geldi ve handa bir oda kiraladı. Aynı gün ora-
ya babasıyla beraber yeni gelmiş olan bir çocukla
ahbap olduk.
b) Gözlerimiz hemen şoföre döndü. Onun telaş ile ye-
rinden kımıldadığını ve bir eliyle gözlerini ovuşturur-
ken ötekiyle sımsıkı direksiyonu kavradığını gördük.
E) Okulda ilk öğrendiğim gerçeklerden biri de babamın-
sonra peder oldu- beni yanlışlıkla mektep yerine oku-
a gönderdiği oldu. Önümüze alfabe adında anlaşıl-
maz bir kitap koydular. Okulla babamı uzlaştırmaya
imkân yoktu.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302084711777375-4600435.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerrçaya göre
okuma alışkanlı-
riyle donatılarak
si gerekir. Böyle
lığı ortaya çıkar.
an, politikacılar-
enlerden, sözde
elimi Türkiye'de
eleştirici bir oku-
nedenler hazır-
alanlarının öğ-
nders kitapları;
resimleri, yalnız
a özendirmek-
sonunda sınavı
ayan, yakan ya
eksik değildir.
her kesiminde,
masında bu du-
alışkanlığının
ine bağlıdır?
, toplumun bü-
ksek bireylerin
u bir şekilde
mesine
ini sağlayacak
etik yönü güçlü
nasına
apıya sahip
e hazırlanması
erik
ini yansıtması
eye eleştirel
in özellikleri
=) II ve
SURARA
11
B Kitapçığı
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Doğukan İşler; öykülerinde postmodern anlayışa yaslı,
yenilikçi, deneyci bir yaklaşım sergiler. Üst kurmaca, ger-
çek ve gerçek dışının iç içe geçmesi, dil oyunları, metinde
anlatıcının sürekli devrede olması, tamamlanmamış an-
latılar; onu postmodern tutuma yaklaştırır. Öykülerinde;
daha çok bilinç akışı şeklinde, kelime ve kuram çağrışımla-
rına yaslı, Oğuz Atay'ı hatırlatan, parlak, zekice bir anlatı-
mı yeğler. Edebiyat, hayat, felsefe; metinlerin odağında-
dır. Yaşanan karşıtlıkların, saçmalıkların, kaosun üzerine
kurulu; gücünü tümüyle ironiden alan bir modern hayat
eleştirisi oluşturması en güçlü yönüdür. Edebiyatın ken-
disi öykülerin ana sorunsalıdır. Kurgu içinde kurgu, oku-
ru öykünün yazılış sürecine ortak etme, başka metinleri
öykülere dayanak yapma (metinlerarasılık) anlayışı öy-
külerde baskın yaklaşımlardır. "Oyun"a dayalı, gariplik-
ler, tuhaflıklar, şaşırtmalardan beslenen öyküleri tercih
eder. Sık sık ironiye, kara mizaha başvurur.
39. Bu parçada söz edilen sanatçının en güçlü yönü
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayatın karmaşasından seçtiği konuları, bilinç akışı
yöntemiyle öyküye aktarması
B) Yamalı bohçayı andıran, gülmeceye dayalı eleştirel
öyküler kaleme alması
C)
Metinlerarasılık yöntemine dayalı çok yönlü metinler
kurgulaması
D) Kara mizahı öykülerinin merkezine yerleştirerek özgün
bir anlayış geliştirmesi
E) Edebiyat, hayat ve felsefeyi bir potada eritmeyi
başarabilmesi
40. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen sanatçı
tarafından yazılmış olabilir?
A) Alhimda bir doktor elinin kaygan gölgesi. Kendimde mi-
yim, onunla mıyım, uykuda mıyım yoksa sağa sola sa-
vurduğu parmağının rüzgârında mıyım, bilmiyorum.
B) Sütlü kahve kaynamaya devam ediyor. Annemin ba-
karken derin düşlere daldığı pencerenin ardında bir
arı, içeri girmek için kanat çırpıyor. Havalar iyiden iyi-
ye soğudu. Sinekler, arılar artık dışarıda üşüyor.
C) Kasabaya güneşli bir günde iki tahta çantasıyla bir
adam geldi ve handa bir oda kiraladı. Aynı gün ora-
ya babasıyla beraber yeni gelmiş olan bir çocukla
ahbap olduk.
b) Gözlerimiz hemen şoföre döndü. Onun telaş ile ye-
rinden kımıldadığını ve bir eliyle gözlerini ovuşturur-
ken ötekiyle sımsıkı direksiyonu kavradığını gördük.
E) Okulda ilk öğrendiğim gerçeklerden biri de babamın-
sonra peder oldu- beni yanlışlıkla mektep yerine oku-
a gönderdiği oldu. Önümüze alfabe adında anlaşıl-
maz bir kitap koydular. Okulla babamı uzlaştırmaya
imkân yoktu.
![ÖZDEBİR
YAYINLARI
1950'li yıllarda psikolog Harry Harlow'un yaptığı annelik de-
neyine göre yavru bir maymun doğar doğmaz annesinden ay-
rılmıştır. Gerçek anneyi temsil etmek için iki farklı düzenek ku-
rulmuştur. Bunlardan bir tanesinin vücudu tel silindirlerden
oluşturulmuş ve bu telden yapılan anneye bir biberon takıl-
mıştır. Diğer annenin vücudu ise tene benzer yumuşak
cak kumaşlardan oluşturulmuştur. Deneyin amacı, yavru may-
munun yumuşak tenli anneyi mi yoksa süt içebileceği telden
anneyi mi seçeceğini görmektir. Deney sonunda yavru may-
munun telden olan anneyi sadece acıktığı zaman kullanıp geri
kalan zamanlarda yumuşak tenli annenin yanında vakit geçir-
diği gözlemlenmiştir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Bir yavrunun sahip olduğu başka anneler, hiçbir zaman
kendi annesinin yerini tutmamaktadır.
6.
ve si-
B) Bir anne ile yavru arasındaki ilişki her zaman aynı seviyede
gitmez, inişli çıkışlı bir süreç izler.
C) Anne ve yavru arasındaki bağ sadece beslenmeyle değil,
duyusal ve duygusal ihtiyaca göre şekillenmektedir.
D) Annelikte yemek ve beslenme yanında eğitim ve güven
gibi ihtiyaçlar da önemlidir.
E) Bir yavrunun annesinden en önemli beklentisi, ihtiyaç duy-
duğunda kendisini beslemesidir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302082456868731-2350301.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerÖZDEBİR
YAYINLARI
1950'li yıllarda psikolog Harry Harlow'un yaptığı annelik de-
neyine göre yavru bir maymun doğar doğmaz annesinden ay-
rılmıştır. Gerçek anneyi temsil etmek için iki farklı düzenek ku-
rulmuştur. Bunlardan bir tanesinin vücudu tel silindirlerden
oluşturulmuş ve bu telden yapılan anneye bir biberon takıl-
mıştır. Diğer annenin vücudu ise tene benzer yumuşak
cak kumaşlardan oluşturulmuştur. Deneyin amacı, yavru may-
munun yumuşak tenli anneyi mi yoksa süt içebileceği telden
anneyi mi seçeceğini görmektir. Deney sonunda yavru may-
munun telden olan anneyi sadece acıktığı zaman kullanıp geri
kalan zamanlarda yumuşak tenli annenin yanında vakit geçir-
diği gözlemlenmiştir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Bir yavrunun sahip olduğu başka anneler, hiçbir zaman
kendi annesinin yerini tutmamaktadır.
6.
ve si-
B) Bir anne ile yavru arasındaki ilişki her zaman aynı seviyede
gitmez, inişli çıkışlı bir süreç izler.
C) Anne ve yavru arasındaki bağ sadece beslenmeyle değil,
duyusal ve duygusal ihtiyaca göre şekillenmektedir.
D) Annelikte yemek ve beslenme yanında eğitim ve güven
gibi ihtiyaçlar da önemlidir.
E) Bir yavrunun annesinden en önemli beklentisi, ihtiyaç duy-
duğunda kendisini beslemesidir.
![9.
Sözcükler yapraklar gibidir; onların çok bulunduğu yerde,
anlam meyvesi pek fazla bulunmaz. o bilgsley
hangisi, bu cümleyle anlamca aynı
Aşağıdakilerden
doğrultudadır?
A) Bir metindeki sözcük sayısı arttıkça metin anlamca
zenginleşir.
B) Sözcüklere yüklenen anlamların çokluğu, yazarının
üretkenliğini gösterir.
C) Metni oluşturan sözcüklerin azlığı, o metnin anlamca
yoğunlaşmasını sağlar.
D) Nitelikli bir yazar olmak sözcük seçimindeki titizliğe bağ-
lıdır.
ESözcüklerin metnin amacına uygun seçilmesi, okurun
metinden tat almasını sağlar](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302081200182293-3080314.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler9.
Sözcükler yapraklar gibidir; onların çok bulunduğu yerde,
anlam meyvesi pek fazla bulunmaz. o bilgsley
hangisi, bu cümleyle anlamca aynı
Aşağıdakilerden
doğrultudadır?
A) Bir metindeki sözcük sayısı arttıkça metin anlamca
zenginleşir.
B) Sözcüklere yüklenen anlamların çokluğu, yazarının
üretkenliğini gösterir.
C) Metni oluşturan sözcüklerin azlığı, o metnin anlamca
yoğunlaşmasını sağlar.
D) Nitelikli bir yazar olmak sözcük seçimindeki titizliğe bağ-
lıdır.
ESözcüklerin metnin amacına uygun seçilmesi, okurun
metinden tat almasını sağlar
![D)
E
22. Gazeteci:
Mantık hatası- Tamlayan eksikliği
Dolaylı tümleç eksikliği-Özne-yüklem uyuşmazlığı
E)
tümleg elsikliği-Nesne eksikliği
Yazar:
-Hayır, bu doğru değill Mesela, Beyoğlu Kitap Fuan'nda
bakıyorsunuz, inanılmaz rakamlarda kitap satılıyor.
Gazeteci:
-Geleneksel Türk şiirinin bir sesi vardır. Bu ses nereden
geliyor?
Yazar:
(11) ---
Gazeteci:
(111)-
Yazar:
-Osmanlı nesrinde var. Yani bizim geleneksel nesrimizde
musiki bulunmaktadır.
Bu konuşmada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
AL (1) Gerçek sanatçı eserlerinin satışıyla ilgili kaygı
duymalı mıdır?
(11) Ünlü şairlerimizin varlığı Türk şiirinin ününü tüm
dünyaya duyurmuştur.
(III) Elbette, günümüzün düz yazılan öğretmeye
yönelik didaktik nitelik taşır.
B) (1) "Şiir okunmuyor, şiir bitti." gibi sözler duyuyoruz
çevreden. Sizce bunların aslı nedir?
(II) Ben bunu çok düşündüm. Bir defa, kesinlikle
Türk musikisinden geliyor.
(III) Efendim, "şiirde bir musiki olmalı" dediniz.
Nesirde de böyle bir musiki gerekir mi?
(1) Şiir okunmuyor diyenlerin gözünden kaçan konu
nedir?
(II) Türk şiirindeki ses aruzla yazarsanız bir
mecburiyettir.
(III) İkinci Yeni şairleri şiirlerini neden nesre yakın
yazıyorlar?
D) (1) Şlir ile nesir birbirinden çok farklı mı olmalı
kullandığı öğeler açısından?
(11) Hem Doğu şiirinin, hem Batı şiirinin bilinmesi
bunu getirmiştir şiirimize.
(11) Şiir gibi yazılmış, secili, aliterasyonlu bir nesre
karşı mısınız?
(1) Tüm şiirlerinizin bir arada olduğu şiir kitabınızın
satışı ne durumda?
(11) Cumhuriyet Dönemi şiirlerinin çeşitliliği farklı
sesleri, tatlan doğurmuştur.
(III) Divan nesri ile günümüzde yazılan nesirler
arasında fark var mıdır?
TYT TÜRKÇE DENEMELERI](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302074510169267-5084155.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerD)
E
22. Gazeteci:
Mantık hatası- Tamlayan eksikliği
Dolaylı tümleç eksikliği-Özne-yüklem uyuşmazlığı
E)
tümleg elsikliği-Nesne eksikliği
Yazar:
-Hayır, bu doğru değill Mesela, Beyoğlu Kitap Fuan'nda
bakıyorsunuz, inanılmaz rakamlarda kitap satılıyor.
Gazeteci:
-Geleneksel Türk şiirinin bir sesi vardır. Bu ses nereden
geliyor?
Yazar:
(11) ---
Gazeteci:
(111)-
Yazar:
-Osmanlı nesrinde var. Yani bizim geleneksel nesrimizde
musiki bulunmaktadır.
Bu konuşmada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
AL (1) Gerçek sanatçı eserlerinin satışıyla ilgili kaygı
duymalı mıdır?
(11) Ünlü şairlerimizin varlığı Türk şiirinin ününü tüm
dünyaya duyurmuştur.
(III) Elbette, günümüzün düz yazılan öğretmeye
yönelik didaktik nitelik taşır.
B) (1) "Şiir okunmuyor, şiir bitti." gibi sözler duyuyoruz
çevreden. Sizce bunların aslı nedir?
(II) Ben bunu çok düşündüm. Bir defa, kesinlikle
Türk musikisinden geliyor.
(III) Efendim, "şiirde bir musiki olmalı" dediniz.
Nesirde de böyle bir musiki gerekir mi?
(1) Şiir okunmuyor diyenlerin gözünden kaçan konu
nedir?
(II) Türk şiirindeki ses aruzla yazarsanız bir
mecburiyettir.
(III) İkinci Yeni şairleri şiirlerini neden nesre yakın
yazıyorlar?
D) (1) Şlir ile nesir birbirinden çok farklı mı olmalı
kullandığı öğeler açısından?
(11) Hem Doğu şiirinin, hem Batı şiirinin bilinmesi
bunu getirmiştir şiirimize.
(11) Şiir gibi yazılmış, secili, aliterasyonlu bir nesre
karşı mısınız?
(1) Tüm şiirlerinizin bir arada olduğu şiir kitabınızın
satışı ne durumda?
(11) Cumhuriyet Dönemi şiirlerinin çeşitliliği farklı
sesleri, tatlan doğurmuştur.
(III) Divan nesri ile günümüzde yazılan nesirler
arasında fark var mıdır?
TYT TÜRKÇE DENEMELERI
![rs verme
ir. Amin
a farklı bir
masina
linde
Fina
pir
sade ve
fşmalar
T.
den
er
e tunde
yazılmış
e
hip
e
p ve
en,
attı
SİVRİ DENEME-10
22. Kalabalık bir aileyle, kedisi hiç eksik olmayan ve çok da
büyük olmayan bir evde büyüdüm. Neyse ki insanın mekân
algısı, kendi boyutuyla ters orantılı işler; küçükken evimizi
çok büyük görürdüm. Evin uzun bir koridoru, koridorun
sonunda da mutfak vardı. Hava karardığında o karanlık
koridoru aşıp mutfağa ulaşmaya korkardım. Aklımda
çılgınca bir soru vardı: Ben görmediğim zaman eşyalara ne
oluyor? Karanlıkta eşyalar oldukları yerde, oldukları gibi
duruyorlar mı yoksa başka bir yere mi gidiyorlar? Mutfağa
girip ışığı açtığımda neyle karşılaşacağım? Küçükken beni
tedirgin eden soru, felsefe okuduğum Boğaziçi
Üniversitesinde ilk yılda, ilk derste karşıma çıktı.
Öğretmenimiz, "Bakmadığınız sırada ağaçlar hâlâ orada mi,
ne dersiniz?" diye sordu. O ders, benim unutulmazlarımdan
oldu. Anladım ki felsefe çocukken sorduğumuz o çılgınca
sorularla başlar.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
arılabilir?
A) Cocuklukta sorduğumuz çılgınca sorular, biz büyüdükçe
büyür.
B Insanın mekân algısı, kendi boyutuyla ters orantılı işlediği
için gelecekte karşımıza çıkan benzer olaylar bizi daha
çok etkiler.
C) Hayatımızda bizi etkileyen sorunların sonradan karşımıza
çıkması, sorunların kökleşmiş olmasıdır.
DKarşılaştığımız bazı olay ve durumlar, hayatımızdaki bazı
Xanılarla örtüştüğü zaman bizi daha çok etkileyebilir.
E) Zihnimizi çok kurcalayan sorular derinleştikçe
karşılaştığımız benzer durumlara tepki gösteriniz.
TA](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302074351027723-4749984.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerrs verme
ir. Amin
a farklı bir
masina
linde
Fina
pir
sade ve
fşmalar
T.
den
er
e tunde
yazılmış
e
hip
e
p ve
en,
attı
SİVRİ DENEME-10
22. Kalabalık bir aileyle, kedisi hiç eksik olmayan ve çok da
büyük olmayan bir evde büyüdüm. Neyse ki insanın mekân
algısı, kendi boyutuyla ters orantılı işler; küçükken evimizi
çok büyük görürdüm. Evin uzun bir koridoru, koridorun
sonunda da mutfak vardı. Hava karardığında o karanlık
koridoru aşıp mutfağa ulaşmaya korkardım. Aklımda
çılgınca bir soru vardı: Ben görmediğim zaman eşyalara ne
oluyor? Karanlıkta eşyalar oldukları yerde, oldukları gibi
duruyorlar mı yoksa başka bir yere mi gidiyorlar? Mutfağa
girip ışığı açtığımda neyle karşılaşacağım? Küçükken beni
tedirgin eden soru, felsefe okuduğum Boğaziçi
Üniversitesinde ilk yılda, ilk derste karşıma çıktı.
Öğretmenimiz, "Bakmadığınız sırada ağaçlar hâlâ orada mi,
ne dersiniz?" diye sordu. O ders, benim unutulmazlarımdan
oldu. Anladım ki felsefe çocukken sorduğumuz o çılgınca
sorularla başlar.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
arılabilir?
A) Cocuklukta sorduğumuz çılgınca sorular, biz büyüdükçe
büyür.
B Insanın mekân algısı, kendi boyutuyla ters orantılı işlediği
için gelecekte karşımıza çıkan benzer olaylar bizi daha
çok etkiler.
C) Hayatımızda bizi etkileyen sorunların sonradan karşımıza
çıkması, sorunların kökleşmiş olmasıdır.
DKarşılaştığımız bazı olay ve durumlar, hayatımızdaki bazı
Xanılarla örtüştüğü zaman bizi daha çok etkileyebilir.
E) Zihnimizi çok kurcalayan sorular derinleştikçe
karşılaştığımız benzer durumlara tepki gösteriniz.
TA
![anlar,
ermedim.
azdım.
yazdıran
gandasıdır."
-.
Güç
şlar,
nlünü
demiş ya
dan
da
na göre
de
nlar
karşı
bağlılık
bir
sanlık
Krates
SİVRİ DENEME-10
29. Tophane Sanat Okulunda eğitim alan Vecihi Hürkuş,
gönüllü olarak Balkan Savaşı'nda ardından da Birinci Dünya
Savaşı'nın Bağdat Cephesi'nde uçak mühendisi olarak
görev yaptı. 1917 yılında, Kafkas Cephesi'nde bulunduğu
sırada bir Rus uçağını düşürerek "Düşman uçağını düşüren
ilk Türk pilotu" unvanını aldı. Savaşta yaralanarak
Ruslara esir düşmesine rağmen kaçmayı başardı ve
ülkesine geri döndü. Kurtuluş Savaşı'na gönüllü katılan
Hürkuş, bir Yunan uçağını da düşürmesinin ardından İzmir
Havaalanı'na inerek burayı işgalden kurtardı. Bu başarıları
üzerine TBMM tarafından kendisine İstiklal Madalyası
verildi. 1916-1967 yılları arasında 30 bin saatlik uçuşla zor
bir rekora imza atan Hürkuş. 102 farklı model savaş uçağı
ve sivil uçakla da uçuş yaparak ulaşılması güç bir rekoru
gerçekleştirmiştir. Edirne'ye kazayla düşen bir düşman
ucağına adının verilmesi üzerine uçak yapma fikri aklına
takılanHürkuş, ilk Türk yapımı uçak olan "Vecihi K VI"yı imal
etti. Türkiye'nin ilk sivil hava yolu şirketi olan Hürkuş Hava
Yollarını 29 Kasım 1954'te kuran Vecihi Hürkuş, Türk Hava
Yollarının elden çıkardığı uçakları alıp onararak uçak filosu
kurdu. Fakat uçaklarına düzenlenen sabotajlar, uçuşlarının
gerekçesiz yere iptal edilmesi gibi sebeplerden bu projesini
verimli bir şekilde sürdüremedi
Bu parçada Vecihi Hürkuş ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaşamında değişik işler yaptığına
B) Savaş yıllarındaki başarılarından dolayı ödüle layık
görüldüğüne
C) Girişimci bir yapıya sahip olduğuna
D) Yalnızca savaş döneminde değil barış döneminde de
mücadeleci bir ruhla hareket ettiğine
E) Kurduğu hava yolu şirketiyle Türk Hava Yollarını
desteklediğine
XAD](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302073905323879-4749984.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceleranlar,
ermedim.
azdım.
yazdıran
gandasıdır."
-.
Güç
şlar,
nlünü
demiş ya
dan
da
na göre
de
nlar
karşı
bağlılık
bir
sanlık
Krates
SİVRİ DENEME-10
29. Tophane Sanat Okulunda eğitim alan Vecihi Hürkuş,
gönüllü olarak Balkan Savaşı'nda ardından da Birinci Dünya
Savaşı'nın Bağdat Cephesi'nde uçak mühendisi olarak
görev yaptı. 1917 yılında, Kafkas Cephesi'nde bulunduğu
sırada bir Rus uçağını düşürerek "Düşman uçağını düşüren
ilk Türk pilotu" unvanını aldı. Savaşta yaralanarak
Ruslara esir düşmesine rağmen kaçmayı başardı ve
ülkesine geri döndü. Kurtuluş Savaşı'na gönüllü katılan
Hürkuş, bir Yunan uçağını da düşürmesinin ardından İzmir
Havaalanı'na inerek burayı işgalden kurtardı. Bu başarıları
üzerine TBMM tarafından kendisine İstiklal Madalyası
verildi. 1916-1967 yılları arasında 30 bin saatlik uçuşla zor
bir rekora imza atan Hürkuş. 102 farklı model savaş uçağı
ve sivil uçakla da uçuş yaparak ulaşılması güç bir rekoru
gerçekleştirmiştir. Edirne'ye kazayla düşen bir düşman
ucağına adının verilmesi üzerine uçak yapma fikri aklına
takılanHürkuş, ilk Türk yapımı uçak olan "Vecihi K VI"yı imal
etti. Türkiye'nin ilk sivil hava yolu şirketi olan Hürkuş Hava
Yollarını 29 Kasım 1954'te kuran Vecihi Hürkuş, Türk Hava
Yollarının elden çıkardığı uçakları alıp onararak uçak filosu
kurdu. Fakat uçaklarına düzenlenen sabotajlar, uçuşlarının
gerekçesiz yere iptal edilmesi gibi sebeplerden bu projesini
verimli bir şekilde sürdüremedi
Bu parçada Vecihi Hürkuş ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaşamında değişik işler yaptığına
B) Savaş yıllarındaki başarılarından dolayı ödüle layık
görüldüğüne
C) Girişimci bir yapıya sahip olduğuna
D) Yalnızca savaş döneminde değil barış döneminde de
mücadeleci bir ruhla hareket ettiğine
E) Kurduğu hava yolu şirketiyle Türk Hava Yollarını
desteklediğine
XAD
![1. Ünlü ressam Henri Matisse, “Başkalarının etkisinde kal-
maktan hiçbir zaman kaçınmam. Etkilenmeme telaşını,
korkaklık ve zayıflık olarak görürüm. Ama onların yaptık-
larını da aynen benimsemem. Sanatçı kişiliğimin, başka
kişiliklerle karışarak ve çatışarak gelişeceğine, güçlene-
ceğine inanırım. Sanatçı kişiliğim bu süreçteki kavgala-
rimdan sağ çıkamazsa yazgısı böyleymiş derim." demiş.
Bu sözleri söyleyen Henri Matisse ile ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
KA INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI KA INFORMAL YAYINLARI
A) Farklı sanat anlayışlarına yabancı kalmamayı yeğle-
mektedir.
BY Sanat anlayışını farklı sanat dallarından yararlanarak
oluşturmuştur.
C) Resimlerinde sade ve içten bir anlatımı
amaçlamaktadır.
D) Sanatçı kişiliğini başka başka kimliklere bürünerek
oluşturmaktadır.
E) Sanatında düş gücü ve gerçeklik çatışma hâlindedir.
(2011-ALES)
3.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302075137390749-5339600.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler1. Ünlü ressam Henri Matisse, “Başkalarının etkisinde kal-
maktan hiçbir zaman kaçınmam. Etkilenmeme telaşını,
korkaklık ve zayıflık olarak görürüm. Ama onların yaptık-
larını da aynen benimsemem. Sanatçı kişiliğimin, başka
kişiliklerle karışarak ve çatışarak gelişeceğine, güçlene-
ceğine inanırım. Sanatçı kişiliğim bu süreçteki kavgala-
rimdan sağ çıkamazsa yazgısı böyleymiş derim." demiş.
Bu sözleri söyleyen Henri Matisse ile ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
KA INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI KA INFORMAL YAYINLARI
A) Farklı sanat anlayışlarına yabancı kalmamayı yeğle-
mektedir.
BY Sanat anlayışını farklı sanat dallarından yararlanarak
oluşturmuştur.
C) Resimlerinde sade ve içten bir anlatımı
amaçlamaktadır.
D) Sanatçı kişiliğini başka başka kimliklere bürünerek
oluşturmaktadır.
E) Sanatında düş gücü ve gerçeklik çatışma hâlindedir.
(2011-ALES)
3.
![C) Uzun çalışmalarımıza rağmen hedeflerimizden yine de
uzaklaştık.
D) Her uzmanın araştırma yöntemi farklıdır; uzman, işin
sonunda başarılı da başarısız da olabilir
E) Ince eleyip sik dokumadan yapılan bilimsel çalışma, asla
başarısızlığı hak etmez.
5. (1) Bazı çocuklar konuşarak değil, sadece dinleyerek
yaşama katılır. (II) Onları rahat bırakmak en doğrusudur.
(III) ille de ifadeye zorlamamak gerekir (IV) Özellikle de
onun sessiz kalışı bir dinleyişse "Sen ne düşünüyorsun? Hiç
konuşmadın." demek, tam bir müdahaledir. (V) Bu, ileride,
onları ve onlar gibi diğer konusacak olanları da engeller.
for
-Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı
düşünceyi aktarmaktadır?
A) ve III
C) ve III
EXIV ve V
Sivri Hoca ile Türkçe
B) II ve IV
D) III ve IV
S
4](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302073948105360-4749984.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerC) Uzun çalışmalarımıza rağmen hedeflerimizden yine de
uzaklaştık.
D) Her uzmanın araştırma yöntemi farklıdır; uzman, işin
sonunda başarılı da başarısız da olabilir
E) Ince eleyip sik dokumadan yapılan bilimsel çalışma, asla
başarısızlığı hak etmez.
5. (1) Bazı çocuklar konuşarak değil, sadece dinleyerek
yaşama katılır. (II) Onları rahat bırakmak en doğrusudur.
(III) ille de ifadeye zorlamamak gerekir (IV) Özellikle de
onun sessiz kalışı bir dinleyişse "Sen ne düşünüyorsun? Hiç
konuşmadın." demek, tam bir müdahaledir. (V) Bu, ileride,
onları ve onlar gibi diğer konusacak olanları da engeller.
for
-Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı
düşünceyi aktarmaktadır?
A) ve III
C) ve III
EXIV ve V
Sivri Hoca ile Türkçe
B) II ve IV
D) III ve IV
S
4
![37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
M
AD
Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde
bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yok-
tur. İçeriği zengin olduğundan ve sınırları çizilemediğinden sa-
nat eserinin "ne" olduğu ve "nasıl" üretildiği üzerine yapılan
yorumlar tarihsel süreçte sürekli belirsiz kalmıştır. Böyle kal-
maya da devam edecektir. Bugün sanat kavramının içeriği çok
genişlediğinden sınırlarını belirlemek zorlaşmıştır. Dolayısıyla
bu geniş yelpazede sanat tüketicisinin, üretilenleri anlamada
yaşadığı zorluklar ve farklılıklar anlaşılabilir bir durumdur. Bir
sanat eserine yönelik değerlendirmeler, dört temel başlıkta
toplanabilir: Sanatçı, yapıt, alımlayıcı ve toplum merkezli yak-
laşım biçimleri. Bu görüşlere göre toplum merkezli yaklaşım-
cılar bir eseri sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan
ilişkilerinde arar. Sanatçı bakış açısını taşıyanlar sanatçının ki-
şisel yaşantısına, duygularını yapıtına yansıtabilmesine baka-
rak belirlerler sanat yapıtının değerini. Alımlayıcı görüşe göre
ise sanatın değeri, okur ya da izleyicinin heyecanında aranır.
Yapıt odaklı bakanlara göre ise sanat yapıtının estetik değeri
dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir.
ÖZDEBİR
YAYINLARI
38.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
MIL A
A) Sanatsal üretim, tam açıklanamayan bir çaba sonucunda
oluşur.
B) Sanatla ilgili tanımlama ve onu anlamlandırma çabaları
her zaman yetersiz kalmaktadır.
C) Bir sanat eserinin gerçek değeri, sürekli yeni bakış açıla-
rıyla yorumlanmasıyla anlaşılır.
D) Sanatın gelişme çizgisi, bilim dallarından farklı bir özellik
gösterir.
E) Bir sanat yapıtını herkesin değişik algılaması, sanatın do-
ğasında olan bir durumdur.
P
39. Sahilinin her köşesi bizi âdeta gülümseyerek davet eden kü-
çücük kare masalar, renkli hasır iskemlelerle süslenmiş bu şi-
rin tatil kasabasında ilk gün ne yiyeceğimizi şaşırdık.
Bu cümle ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden fazla isim tamlaması vardır
B) "il"](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230302073622569232-4718831.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
M
AD
Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde
bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yok-
tur. İçeriği zengin olduğundan ve sınırları çizilemediğinden sa-
nat eserinin "ne" olduğu ve "nasıl" üretildiği üzerine yapılan
yorumlar tarihsel süreçte sürekli belirsiz kalmıştır. Böyle kal-
maya da devam edecektir. Bugün sanat kavramının içeriği çok
genişlediğinden sınırlarını belirlemek zorlaşmıştır. Dolayısıyla
bu geniş yelpazede sanat tüketicisinin, üretilenleri anlamada
yaşadığı zorluklar ve farklılıklar anlaşılabilir bir durumdur. Bir
sanat eserine yönelik değerlendirmeler, dört temel başlıkta
toplanabilir: Sanatçı, yapıt, alımlayıcı ve toplum merkezli yak-
laşım biçimleri. Bu görüşlere göre toplum merkezli yaklaşım-
cılar bir eseri sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan
ilişkilerinde arar. Sanatçı bakış açısını taşıyanlar sanatçının ki-
şisel yaşantısına, duygularını yapıtına yansıtabilmesine baka-
rak belirlerler sanat yapıtının değerini. Alımlayıcı görüşe göre
ise sanatın değeri, okur ya da izleyicinin heyecanında aranır.
Yapıt odaklı bakanlara göre ise sanat yapıtının estetik değeri
dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir.
ÖZDEBİR
YAYINLARI
38.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
MIL A
A) Sanatsal üretim, tam açıklanamayan bir çaba sonucunda
oluşur.
B) Sanatla ilgili tanımlama ve onu anlamlandırma çabaları
her zaman yetersiz kalmaktadır.
C) Bir sanat eserinin gerçek değeri, sürekli yeni bakış açıla-
rıyla yorumlanmasıyla anlaşılır.
D) Sanatın gelişme çizgisi, bilim dallarından farklı bir özellik
gösterir.
E) Bir sanat yapıtını herkesin değişik algılaması, sanatın do-
ğasında olan bir durumdur.
P
39. Sahilinin her köşesi bizi âdeta gülümseyerek davet eden kü-
çücük kare masalar, renkli hasır iskemlelerle süslenmiş bu şi-
rin tatil kasabasında ilk gün ne yiyeceğimizi şaşırdık.
Bu cümle ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Birden fazla isim tamlaması vardır
B) "il"