Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

2021-TYT/ Türkçe 28. Dünya tarihi dediğimiz şey, diğerlerine kim ve ne oldu- ğumuzu anlatmanın tarihidir. Şimdiye kadar yapılmış her mücadele, kimlik ve aidiyet savaş alanlarına bağlanmış- tır. Şimdiye kadar yapılan her sanat eseri, savaş alanını bir bahçeye çevirdi; benlik tohumları, sanatçı sayesinde diğer varlıklara dokunarak onları güçlendirdi. James Bal- dwin, 1963 tarihli LIFE röportajında şöyle dedi: "Sanatçı duygusal ve iç dünyasıyla barışık bir tarihçidir. Rolü, kim ve ne olduğunuzu bilmenin kıyametini ve ihtişamını anla- manızı sağlamaktır.” Aşağıdakilerden hangisi bu parçayla örtüşür? A) Insanlık tarihindeki savaşlar sanatçıların itibarını güç- lendirmiştir. 30 B) Sanatçı, yaşamın anlamını ve insana kim olduğunu fark ettiren kişidir. C) Her sanatçı, kendi kültürünü yaşatmakla yükümlü- dür. D) Sanatçı, evrensel değerlerin oluşmasını ve gelişmesi- ni sağlamıştır. E) Savaşla fethedilemeyen topraklar sanat ve sanato aracılığıyla fethedilebilir.

40. Toplumsal gelişmeler, bireylerin var olan niteliklerinin hızla eskimesine yol açmakta ve yenilenme ihtiyacını beraberinde getirmektedir. Bireylerin sürekli değişim içerisinde olan iş gücü piyasasında durumlarını koruya- bilmeleri için bazı nitelikleri kazanmaları ve bu nitelikleri geliştirerek yenilemeleri gerekmektedir. Bilgi ve nitelik sahibi olma, mevcut bilgi ve nitelikleri geliştirme amacıyla yapılan tüm öğrenme faaliyetlerini kapsayan hayat boyu öğrenme kavramı bu ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Hayat boyu öğrenme, insan yaşamının baş- langıcından sonuna kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreçte hayat boyu öğrenme, örgün eğitimin getirdiği yaş, görev ve mekân sınırına bağlı kalmaksızın, bireyin eğitim yoluyla kazandığı her türlü bilgi, beceri, tutum ve davranışları kapsar. Hayat boyu öğrenme, okulda, işte, evde kısaca toplum içerisinde her alanda gerçekleşmek- tedir. Bu nedenle hayat boyu öğrenmeyi, hem bireylerin hem de toplumun mesleki ve sosyal başarısını sağlaya- cak bilgi ve becerilerin edinilmesini destekleyen sürekli bir etkinlik olarak düşünmek gerekir. Bu parçadan hareketle sözü edilen kavramla ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Hayat boyu öğrenme için yaş, sosyal statü ya da eği- tim durumu gibi sınırlandırmalar söz konusu değildir. B) Bireylerin doğumdan ölüme kadar olan süreçte kendi gelişimleri için meydana getirdiği öğrenmeler, hayat boyu öğrenme kapsamındadır. Hayat boyu öğrenme kavramında, örgün öğretimde olan sınırlandırmalar yer almamaktadır. D) Hayat boyu öğrenme bireylerin mesleki ve sosyal ba- şarısını etkileyen bir öğrenme çeşididir. E) Belli bir plana bağlı kalınarak gerçekleşen hayat boyu öğrenme, her bireyde benzer etkiler oluşturur.

arın ndi s'in in- di. on hı bi ce n e. - 1 Yeni Nesil 3. Deneme 27. Carl Spitzweg'in "Yoksul Şair" tablosunu görenler res- Ime uzun uzun bakmaktan kendilerini alamazlar. Aynı zamanda şair de olan sanatçının renk ve imaj uyumu temasıyla çatışmasızdır ve modern şairle klasik şair ara- lığından göz kırpar zamana. Yoksulluk ve şairlik böylesi altın oranda ölümsüzlüğe kavuşmaz elbette. Ressamın kimi ayrıntılara serptiği imgesel yük, şiirle yarışır. Yaşlı şair, ömrünün sonlarına doğru boşlukta duran bir şemsi- yenin altında, tam kestirilemeyen bir nazarla, eli ile şem- siyenin sapı arasında kalır. Bu aradalık varlığın özü kadar çaresizliğidir de. Orta boy pencerenin donuk ışığı umut vermez. Kitap öbekleri birkaç parça eşya ile dünyadan koparılır. Resme asıl yoğunluğunu veren ise şemsiyedir. O gerilimli duruşuyla bir koruyucunun artık yitişini mi yoksa yoksulluğun göçmenliğini mi anlattığı izleyenlere bırakılır. Bu parçada sözü edilen Yoksul Şair tablosuyla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Yaşamın asıl gayesinin ne olduğu imgeler aracılığıyla verilmiştir. B) Toplumsal ögeler evrensel boyutta yansıtılmıştır. C) Gerçeküstü ögeler ana unsur olarak yer almıştır. D) Ressamının şairliğinden izler taşıyan derinlikli bir eserdir. E) Farklı sanat dallarına ait teknikler uygulanmıştır.

pey obalaignar 17. Ancak doğru yönlendirilmedikleri takdirde uyumsuzluk, depresyon, okul başarısızlığı gibi güçlüklerle karşılaşma ola- sılıkları daha yüksektir. Bu tür çocukların, öğrenme düzey ve hızlarına uygun olan ortamlarda eğitim almaları önemlidir. Diğer yandan kendilerine benzer ilgi alanlarına sahip, mizah duygusu gelişmiş akranlarıyla bir arada olmalarına özen gös- terilmelidir. tigst misb Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? D Üstün yetenekliler, yaşıtlarıyla kıyaslandıklarında duygu- sal veya sosyal açıdan yara almaya daha eğilimli çocuklar değillerdir B) Aileler, çocuklarının yetenek ve becerileri konusunda ger- çekçi davranmalı; onların beceri ve akademik başarılarına ilişkin güvenilir değerlendirmeler yapmalıdır (C) "Üstün yetenekli çocuk" terimi, farklı beceri ve yaratıcılığı ar kapsayan geniş bir tanımdır ve bu tanımlama içinde yer alan çocuklar çok meraklıdır D) Yetenekli çocukların bu yeteneklerini ortaya koyması ve uygun ortamlarda eğitim görmeleri konusunda pedagojik/ psikolojik yardım alınabilir E) Üstün yetenekli çocukların seçenekleri, çocuk ve aile iş birliği içerisinde değerlendirilmeli; çocuklar, bu konuda yalnız bırakılmamalıdır TÜRKÇE 19

Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjinin temiz enerji olmasının yanında, planlı bir şekilde kullanılmadığında elektrik şebekesi yönünden olumsuz yönleri de bulunmakta- dır. İnsanoğlu çağlar boyunca enerji kaynakları ile hep iç içe yaşamıştır. Sanayi Devrimi'nin başlangıcından itibaren artan enerji ihtiyaçları yüzünden fosil kaynaklar yoğun olarak kul- lanılmıştır. Günümüzde ise, dünya ve ülkemiz geneline bakıl- dığında yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim her geçen gün artmaktadır. Özellikle son 10 yıldır yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarından üretilen enerjinin tüm kaynaklardan üretilen enerji içerisindeki payı olağanüstü bir şekilde yüksel- miştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının farklı bölgelerde yo- ğunlaşması, özellikle düşük güçlerde adet olarak çok ve coğ- rafi yönden dağınık olması, elektrik şebekesinde enerji kalitesi yönünden sorunlara neden olmaktadır. Üretim santrallerinin artışına paralel olarak elektrik şebekesi güçlendirilemez ise üretim kaynakları artsa da enerji kalitesi ve sürekliliği sağ- lanamayabilir. Önümüzdeki süreçte, yenilenebilir enerji kay- naklarının şebekeye olan etkisinin ve üretim kaynağına göre her bir sistemin olumlu ve olumsuz durumlarının daha çok araştırılacağı muhakkaktır. Çünkü dağıtım ve iletim sistemine dâhil olacak her yenilenebilir enerji kaynağının, sistemin ta- lebinin karşılanması, kalitenin yükseltilmesi hedefleri ile irde- lenmesi gereklidir. Elektrik şebekesinin kararlı çalışması için şebekenin hangi bölümlerine ne oranda yenilenebilir enerji santrallerinin irtibatlandırılabileceğinin önceden araştırılması, fizibilite çalışmalarına konu edilmesi, niteliklerinin saptanma- si en önemli husustur. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada altı çizili sözlerden herhangi biriyle ilişkilendirilemez? A) Karşılaştırmaya yer verme B) Farklı duyular ile ilgili ayrıntılardan yararlanılma C) Sessel yinelemelere yer verme D) Nitelik bildiren kelimelere yer verme E) Gerekçeli anlatıma başvurma

2021-TYT/ Türkçe 22. Arkeologlar, Avrupa Sanayi Devrimi'nden çok uzun za- man önce, 11. yüzyılda, düşük kromlu çeliğin pota çelik denen teknikle kılıçlar ve hançerler de dâhil olmak üzere zırh ve silah üretiminde kullanıldığına dair kanıtlara rast- ladılar. O zamanki metal alaşımı günümüzdekiyle tam bir eşleşme göstermese de kromun, pota çelik tekniğiyle üretilen bir alaşımda pik demir (yüksek basınçlı, sıcak hava kütlesi aracılığıyla gerçekleştirildiği sanayi fırınında demir cevherinin külçe hâlinde eritilmesiyle hazırlanan ve yüksek karbon içeriğine sahip demir türü) ile karıştırıldı- ğıyla ilgili kanıtlar var. Arkeolog Rahil Alipour bu araştır- manın, yalnızca MS 11. yüzyıla kadar uzanan krom çe- liğinin üretimine ilişkin bilinen en eski kanıtları sunmakla kalmadığını, aynı zamanda müzelerdeki veya arkeolojik koleksiyonlardaki pota çelik eserlerin tanımlanmasına yardımcı olabileceğini söylüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu araştırmanın ulaşacağı kesin sonuçlardan biri olabilir? A) Krom çeliğin takip edilebilen en eski kullanımının hangi döneme kadar götürülebileceği KUOVER Binen B) Geçmişten günümüze savunma araçlarının gelişimin- de çelik üretiminin yeri C) Sanayi Devrimi'nin çelik üretiminin geliştirilmesine olan katkısı 23. Sir Arthu Sherloch yılında y 1889'da ei ol nilsvert D) Tarihi eserlerde görülen çelik alaşımının tarihin sınıf- landırılmasında oluşturacağı değişiklikler E) Yüksek karbon içeriğine sahip demir türünün işlen- meye başlanmasının toplumların kalkınmasına olan etkisi vam ed le, 1893 dolayı s dönme başarıl döner. kerville Yeni Nesil her ne yazıld ların v ki isra vurua Bu F ulaşı A) L B) EX

3. Deneme 25. Takvim-i Vekayi, Türkçe nüshası yanında aynen tercüme ile veya kısmen değiştirilerek farklı dillerde de yayımlan- mıştır. Avrupa kamuoyuna yönelik olarak dönemin dip- lomatik dili Fransızca ile "Le Moniteur Otoman" ismiyle ilk sayısı Türkçesinden dört gün sonra çıkmıştır. Türkçe yoxdışındaki diğer nüshalar ülkede yaşayan muhtelif aha- ali tarafından konuşulan başlıca dillerde yayımlanmıştır. Bunlar Ocak 1832 başlarından itibaren Liro-Kir adıyla Ermenice, aynı tarihlerde olması gereken Rumca, ardın- dan Arapça ve Farsça nüshalardır. Zaman zaman aksa- yan veya ara verilen bu yayınlar uzunca bir süre devam ettirilmiştir. Bu çerçevede bilhassa duyurulması gereken durumlar ortaya çıktığında "zeyil, ilâve, i'lân, i'lânnâme-i resmî, tenbihnâme, varaka-i matbûa" yanında daha ziya- de "varaka-i mahsûsa" adıyla ekler çıkarılmıştır. Bununla birlikte Türkçe nüshalarının bile büyük ölçüde aksamış olması dikkate alınırsa Takvim-i Vekayi'nin hedefine ta- mamen ulaşmakta yeterli bulunmadığı söylenebilir. Bu parçadan hareketle Takvim-i Vekayi ile ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? nen A) Matbaa olanaklarının gelişmemiş olması yayın haya- tında kesintilere yol açmıştır. B) İmparatorluk bünyesindeki farklı etnik unsurların ha- ber alma hürriyetleri gözetilmiştir. C) Daha çok aleyhte propagandaların engellenmesi için Avrupa'da da yayımlanmıştır. D) Edebî ve fikri konulardaki yazılarla edebiyat anlayı- şındaki değişime zemin hazırlamıştır. E) Gazetenin aslının yanında çıkarılan farklı eklerle hal- Bakın ilgisi çekilmeye çalışılmıştır. asbe

INI 3. Bilge Karasu'nun Gece adlı romanı belirli bir gerçekliğin, tek tanımla saptanabilecek bir insanlık durumunun dile getirildiği anlatılardan değil. Klasik bir öykü yapısı sun- mayan eser, bu türden bir okur beklentisine karşı dire- niyor neredeyse. Metnin geleneksel ölçütler, önceleyen anlatılar ve alışkanlıklarla bağdaştırılamaz öznelliğinden ve deneyselliğinden doğan bir durum bu. Anlatıda zaman ile mekân boyutlarının alışılmadık biçimde kullanılma- sı, okurun sarsılıp silkelenmesine ve kendi gerçekliğini sorgulamasına neden oluyor. Gece'nin söylem ve anlatı dünyasında geleneksel edebiyattaki anlatı, anlatıcı ve dil ögeleri de değişikliğe uğratılıyor. Eserin konusu da bir o kadar zorlayıcı. Ucu bucağı belli olmayan karanlık bir gece anlatılıyor. Metnin ördüğü karanlık, okurun anlama- ya ve yorumlamaya dönük tüm çabalarını soğuruyor. Her şey mümkün ama hiçbir şey kesin değil. Belli bir anlamla sınırlandırılmak istendiği an; hep yeni yönlere, bambaşka doğrultulara kaçıyor Gece. INL OR INI NL OR NE Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A Insan gerçeğini yansıtmaya çalışırken yazarın içine düştüğü karamsarlık B) Konunun trajikliği nedeniyle okura geçen olumsuz ve kötümser duygular Herhangi bir anlama sabitlenmeye direnen yapıtın ta- Srdığı zengin belirsizlik Okurun ilgisini canlı tutmak için anlatıya eklenen gizem ve korku unsurları MAY E) Eserin okunmasını ve anlaşılmasını zorlaştırmayı amaçlayan büyük boşluklar FORMAL YAYINLARI INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI & INFORMAL Y (2019-DGSI 5.

İnsanların tarih boyunca bir şeyler satın almak için moda, popüler olma ve taklit etme gibi çeşitli moti- vasyon kaynakları olmuştur. Pazarlama ve reklam faaliyetleri de tüketimin sürekliliğine bağlı olduğun- dan bunlar için bireyler ancak tüketici olarak konum- landırıldıklarında değer taşımaktadır. Bu yüzden bi- reyler sürekli olarak tüketime yönlendirilmeye çalışıl- makta ve onlara tüketerek toplumdaki statülerini be- lirleyebilecekleri, sorunlarını ve sıkıntılarını hafifleti- lebilecekleri empoze edilmektedir. Ürün satın alma- nın yaşam için gerekli olanin çok ötesine geçtiği bir toplumda yaşıyoruz. Alışveriş birçok insan için popü- ler bir eğlence etkinliği haline gelmiştir artık. Sadece ihtiyaç duyulan şey değil, aynı zamanda alışveriş merkezinde bir gün geçirilerek her türlü istek ve ar- zu duygusal olarak karşılanmaktadır. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların han- gisine ulaşılabilir? A) Günümüz insanı, sorunlarını unutma ve gerçek- lerden kaçmanın bir yolu olarak görmektedir alış- verişi. B) Yapılan reklamlarla alışveriş yapma arzusu can- li tutulmaya çalışılmakta; insanlar, gereksiz tüke- time yönlendirilmektedir. C) Tüketim mallarını bir başarı sembolü ya da mut- luluğun anahtarı olarak görmek, bir psikolojik so- run olarak ele alınmalıdır. D) Teknolojideki gelişmeler, tüketim alışkanlıkların- da sürekli değişimlere sebep olmaktadır. E Bireylerdeki alışveriş bağımlılığının bir hastalık olarak görülmemesi sorunun çözümünde bir en- gel oluşturmaktadır.

1- t- n 3- ir vi 2 3. 4. 3.- 4. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sahnede sergilemiş olduğum oyunla, esprilerimle, şarla- tanlıklarımla seyirciden alkış alırım. Seyirciyi coştururum, seyirci de alkışlarıyla coşturur beni. Seyirci beni sahnede sever, sahnede iken över, büyük sanatçısın falan, der. Der, demesine ama beni sokakta görse görmezlikten gelir. yü- züme bile bakmaz. Bu da gösteriyor ki palyaço seyirci için günübirlikmiş. Sanat, ancak ve ancak sanattan anlayanla- nın takdiriyle ayakta kalabiliyormuş. Vakit geçirme, derdin- de olanların malzemesi durumuna düşmek, zor bir durum. Eskiden çocuklar da büyükler de severlerdi panayır palya- çosunu. Usta palyaçolar asla ayağa düşmediler; onlar hem güldürdü hem düşündürdü hem de eğlendirdiler. Fakat ye- ni bir palyaço türedi: AVM palyaçosu. Şimdi zengin züp- peler gelip geçiyorlar o palyaçoların yanından, ne eğleni- yor ne seviniyor ne de gülüyorlar. Bu parçadan hareketle palyaço ile ilgili olarak Günümüzde hak ettiği ilgiyi görmediği II. Görevini yerine getiremez duruma düştüğü I Geçmişte değer gördüğü PV. Yerini başka sanatlara terk ettiği durumlarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve IV A) Pekiştirme B) Çıkarım C) Devrik cümle D) Oneri Kesinlik A YAYINLARI B) Yalnız Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? E) II ve III C) I ve III MR TESTI 125

Bir olay karşısındaki sakin duruş insanın içini dışa vurumu sırasındaki tavrını ortaya koyar. Bir kişinin olaylar karşısındaki tutumu hayata bakış açısını da ortaya koyar. Hayat karşısında ne gibi tavırlar ser- gileyeceğini merak ettiğiniz kişinin yaşadığı olaylarla ilgilenmek en doğru şey olacaktır. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi ola- bilir? A) Olaylar ve insanlar B) Hayata Tutunuş C) Olaylar Karşısında Insanoğlu D) Tavırlar ve Beklentiler E) Dış Dünyanın Etkisi

7. Şöyle bir düşündüğümüzde bulunduğu yerde kim sürekli bir ikamet hakkına sahip olabilir ki zaten? Bir ağaç kadar bile bu dünyaya ait değiliz. Misafir mah- cuptur ve kaldığı yere zahmet vermekten endişe eder. Kendini yük gibi hisseder. İnisiyatif sahibi değildir. Bir başka tabirle konuktur o. Yürürken bir yere konmuş gibidir. Konan kişi konduğu daldaki ağacın himayesin- dedir. Ağaç kalır, dal meyveye durur, kuş ise konukluğu bittiğinde uçar. Ne dal ona aittir ne kendisi orada sürekli kalabilecek bir aidiyet duygusu edinebilir o kısa sürede. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) Kişi, misafir olduğu yerde evindeki kadar rahat his- setmez kendini B) Misafirlik sınırlı bir süre birilerine emanet etmektir kendimizi C) Bulunduğu yerin geçici, başka bir deyişle eğreti saki- nidir misafir dediğimiz D) Misafirlik, dünyadaki sınırlı hayatımızın bir sembolü sayılabilir E) Misafirliği, farklı bir mekânda bir soluklanış gibi kabul edebiliriz

Yahya Kemal'in ilk kez 1913'te Peyam gazetesinde yayımlanan ve İstanbul'un gelecek yüzyıllardaki hâlini resmeden bilim kurgu türündeki hikâyesi Çamlar Altında Musahabe'yi önemli bulurum. Öncelikle bu hikâye, H. G. Wells'in Zaman Makinesi'nden yola çıkılarak kurgulanmış edebî ürünlerden biridir. Ayrıca dönemin en popüler konularından biri olan medeniyet tartışmasında Yahya Kemal'in konumunu açıkça ortaya koyan ilk eserdir. Bu parçadan hareketle Çamlar Altında Musahabe ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? edeniyet tartışmasında öncü nitelik taşıdığına B) Döneminde beklenen ilgiyi görmediğine C) Toplumsal sorunlar yoz ardı ettiğine çerik olarak bütünüyle özgün olmadığına Ef Geçmiş ve geleceği birlikte ele aldığına NIT

man erin, cak, dan Ojiyi ma- ke- la- da- in- esi 0- pir T- vaplayınız. Yazarın Dünya Dedikleri Bir Gölgeliktir başlığı altında topladığı öykülerinden oluşan kitabı, kısa bir süre önce piyasaya çıktı. Çocuk ve gençlik edebiyatı alanındaki yapıtlarıyla ve şiirleriyle adını duyuran sanatçı, şöhre- ti daha ilk kitabında yakalamış. Bu ilk kitabından sonra da şiirleri ve öyküleri çeşitli dergilerde yer buldu. Ka- tıldığı çeşitli yarışmalarda pek çok ödül aldı ve bu ödül- leri hak ettiği yapıtlarıyla dikkatleri üzerine çekti. Eser- lerinde hayatın sadece güzel ve tatlı yanlarını değil, acı ve acımasız olan yanlarını da şiirsel bir söyleşiyle dile getirdi. Ayrıca ata yurtlarından, geçmişe ait esin- tiler taşıyan öyküleriyle bizi kökümüze doğru uzun bir yolculuğa çıkaran bir yazar unvanı aldı. 27. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Farklı türlerde eserler verdiği B) Tanınan bir sanatçı olduğu C) Nitelikli eserler ortaya koyduğu D) Yaşamdan beslenen eserler yazdığı E) Kimi yapıtlarında çocukluğunu işlediği 28. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Yazarın çocukluğunu betimlediği B) Okura farklı duygular hissettirdiği C) Duygusal bir anlatımla okuru etkilediği D) Okura eski dönemleri hatırlattığı E) Geçmişin değerlerini bugüne taşıdığı

BTS 5 7. ---- Farklı coğrafyaların geçiş bölgesi olan Anadolu, tarih boyunca da bir çekim merkezi olmuştur. Bölgenin çekim merkezi olması 11. yüzyılda Maveraünnehir, Horosan, Irak ve Suriye'den gelen Türk gruplarıyla başlayıp 20. yüzyılın başlarına kadar Kafkasya dan, Balkanlardan gelen Türk göçleriyle de devam etmiştir. Bu anlamda Anadolu ağız- larına baktığımız zaman bugün birbirinden farklı ağızların bulunması 11. yüzyıldan itibaren bu topraklara yerleşen Oğuz boylarının farklı ağız özelliklerine sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Anadolu'ya çeşitli zamanlarda ve çeşitli vesilelerle gelen Oğuz dışı Türk unsurlarla, yabancı unsur- ların da bu ağızların oluşmasında önemli katkıları olmuştur. Bu parçanım başına düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) Türk dilinin geçmişi yüzyıllar öncesine uzanır B) Yaşadığımız bölgeye dair dil öğelerinin öğrenilmesi zá- man alabilir C) Ağız bir toplumun farklılıklarını yansıtan en önemli gös- tergelerden biridir D) Türkçenin konuşulduğu alanlarda görülen en önemli dil ayrışmalarından biridir E) Ağız özelliklerinin yansıtılması bölgenin özelliklerinin iyi tanınmasıyla olur

5. Tanzimat şiiri ve Servetifünun şiirinin karşılaştırıldığı aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yanlışlık yapılmıştır? A) Tanzimat şiirinde hürriyet, adalet, akıl, vatan gibi toplumsal konular işlenirken Servetifünun şiirinde bireysel konular ele alınmıştır. B) Tanzimat şiirinde divan şiiri nazım biçimleri kullanılmış, Servetifünun şiirinde ise Batı'dan alınan sone, terzarima gibi nazım şekillerine yer verilmiştir. C) Tanzimat Dönemi'nde ahenk aruzla sağlanırken Servetifünun şiirinde aruz, yerini serbest ölçüye bırakmıştır. D) Tanzimat I. Dönem'de göz için kafiye anlayışı, Servetifünun'da kulak için kafiye anlayışı vardır. E) Tanzimat şairleri her ne kadar başarılı olamasalar da dilde sadeleşmeyi savunmuş, Servetifünuncular ise eserlerinde Arapça ve Farsça kelime ile tamlamalara çokça yer vermişlerdir.