Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

2. Ana dil, bir toplumda bireyin içinde bulunduğu toplumon
oluşturduğu, kişinin aile ve çevresinden öğrendiği dildir.
Ana dil, bireyi bir toplum kesimine ait kılan bütün belirtilerin
toplamı olarak da düşünülebilir. Bir grubun bütün dil varlığı,
bir grubun dili olarak da tanımlanabilir. Ana dil, toplumdaki
söz konusu tüm grupların, toplum katmanlarının ortak nok-
tasıdır ve ne kadar mezhep, cins, yaş grubu, aile, akrabalik,
tanıdık gruplar, öğrenim, meslek grubu, siyasal gruplar
varsa hepsini içine alan bir kapsayıcılığa sahiptir. Ancak
unutmamak gerekir ki aynı dil birliği içinde, kültür açısından
birbirinden ayrı düzeydeki kimselerin aynı dili kullanışı,
birbirinden çok farklıdır. Ses özellikleri ve kurallara uyma
-konusu bir yana birakilsa bile, kullanılan sözcüklerin seçi-
mi ve çeşitliliği yönünden büyük ayrılıklar vardır. Kültürel
açıdan kendini geliştirmiş olan bir kimsede kavram, sözcük
zenginliği kendini belli eder.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
kilerden hangisi getirilmelidir?
A) Kültür düzeyi kişiden kişiye değiştiği için kullanılan söz-
cükler, o sözcüklerin kullanıldığı bağlam da farklı ola-
caktır.
B) Her birey içinde bulunduğu sosyal ve kültürel ortamın
gerektirdiği dil unsurlarını konuşmalarında kullanacaktır.
C) Kültür düzeyi düşük biriyse genellikle dilin daha küçük
bir söz varlığından yararlanır ve somut kavramlara, so-
mutlaştırmalara fazlaca yer verir.
D) Eğitim ortamlarının iyileştirilip kültür düzeyi düşük olan
insanlara gerekli destek sağlanmalıdır.
E) Kültürleri birbirinden oldukça farklı olan insanlar dil ara-
cılığıyla birbirleriyle iletişime geçerler.
4.
insa
kılar
doğ
ilinti
bag
me
ile
ilişk
içe
ri,
Oy
mu
ölc
sa
ins
el
B
ki
A
B
DENEME-
-dükkânı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Ana dil, bir toplumda bireyin içinde bulunduğu toplumon oluşturduğu, kişinin aile ve çevresinden öğrendiği dildir. Ana dil, bireyi bir toplum kesimine ait kılan bütün belirtilerin toplamı olarak da düşünülebilir. Bir grubun bütün dil varlığı, bir grubun dili olarak da tanımlanabilir. Ana dil, toplumdaki söz konusu tüm grupların, toplum katmanlarının ortak nok- tasıdır ve ne kadar mezhep, cins, yaş grubu, aile, akrabalik, tanıdık gruplar, öğrenim, meslek grubu, siyasal gruplar varsa hepsini içine alan bir kapsayıcılığa sahiptir. Ancak unutmamak gerekir ki aynı dil birliği içinde, kültür açısından birbirinden ayrı düzeydeki kimselerin aynı dili kullanışı, birbirinden çok farklıdır. Ses özellikleri ve kurallara uyma -konusu bir yana birakilsa bile, kullanılan sözcüklerin seçi- mi ve çeşitliliği yönünden büyük ayrılıklar vardır. Kültürel açıdan kendini geliştirmiş olan bir kimsede kavram, sözcük zenginliği kendini belli eder. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) Kültür düzeyi kişiden kişiye değiştiği için kullanılan söz- cükler, o sözcüklerin kullanıldığı bağlam da farklı ola- caktır. B) Her birey içinde bulunduğu sosyal ve kültürel ortamın gerektirdiği dil unsurlarını konuşmalarında kullanacaktır. C) Kültür düzeyi düşük biriyse genellikle dilin daha küçük bir söz varlığından yararlanır ve somut kavramlara, so- mutlaştırmalara fazlaca yer verir. D) Eğitim ortamlarının iyileştirilip kültür düzeyi düşük olan insanlara gerekli destek sağlanmalıdır. E) Kültürleri birbirinden oldukça farklı olan insanlar dil ara- cılığıyla birbirleriyle iletişime geçerler. 4. insa kılar doğ ilinti bag me ile ilişk içe ri, Oy mu ölc sa ins el B ki A B DENEME- -dükkânı
ne
le
Bu
k.
a-
in
di
ak
m.
az
az
ru
na
S-
ak!
ie-
tir.
4. Uzaktan uzağa bir tren sesi... Bir çığlık, ayrılığın, hasretin,
gidip de dönememenin sararmış fotoğrafı... Yağmur kırbaç
gibi iner tepelere. Kara tren az sonra karanlığın içinden o
büyülü projektörünü yaka yaka çıkıp gelecektir, küçük is-
tasyonda gözyaşlarını yağmura karıştıran, dudakları titreyen,
birbirine sarılan bir avuç yolcu ile onları uğurlayanları bir süre
aydınlatıp, sonra bir kısmını koparıp alarak çekip gidecektir.
Geride düğümlenen hıçkırıklar, yağmurun dinmeyen sesi ve
yalnızlık... Kimse kıpırdayamaz. Ta ki kara tren tünele doğru
kıvrılan tepenin ardında kaybolan son vagonun son pence-
resindeki son kırmızı fenerini söndürünceye kadar... Geride
kalanlar bir süre birbirlerine bakarlar, sonra kırılgan, küskün
ve yorgun; neşesi tükenmiş, ışığı sönmeye yüz tutmuş evle-
rine, ocaklarına dönerler. Güz sarı yapraklarını giden trenin
ardından uçurur. Kara trenin karanlığa savurduğu duman
tuhaf bir geniz yangısı, unutulmayan bir koku ile gurbetçileri
uğurlarken; geride kalanları sonsuz bir bekleyişin kapısına
bırakır.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
Aİzlenimler çağrışıma açık bir dille aktarılmıştır.
Düşünsel bir çerçevede oluşturulmuştur.
Bitmemiş cümlelere yer verilmiştir.
III. kişili anlatımdan yararlanılmıştır.
EGözlemci bakış açısıyla oluşturulmuştur.
Tanrısall
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ne le Bu k. a- in di ak m. az az ru na S- ak! ie- tir. 4. Uzaktan uzağa bir tren sesi... Bir çığlık, ayrılığın, hasretin, gidip de dönememenin sararmış fotoğrafı... Yağmur kırbaç gibi iner tepelere. Kara tren az sonra karanlığın içinden o büyülü projektörünü yaka yaka çıkıp gelecektir, küçük is- tasyonda gözyaşlarını yağmura karıştıran, dudakları titreyen, birbirine sarılan bir avuç yolcu ile onları uğurlayanları bir süre aydınlatıp, sonra bir kısmını koparıp alarak çekip gidecektir. Geride düğümlenen hıçkırıklar, yağmurun dinmeyen sesi ve yalnızlık... Kimse kıpırdayamaz. Ta ki kara tren tünele doğru kıvrılan tepenin ardında kaybolan son vagonun son pence- resindeki son kırmızı fenerini söndürünceye kadar... Geride kalanlar bir süre birbirlerine bakarlar, sonra kırılgan, küskün ve yorgun; neşesi tükenmiş, ışığı sönmeye yüz tutmuş evle- rine, ocaklarına dönerler. Güz sarı yapraklarını giden trenin ardından uçurur. Kara trenin karanlığa savurduğu duman tuhaf bir geniz yangısı, unutulmayan bir koku ile gurbetçileri uğurlarken; geride kalanları sonsuz bir bekleyişin kapısına bırakır. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? Aİzlenimler çağrışıma açık bir dille aktarılmıştır. Düşünsel bir çerçevede oluşturulmuştur. Bitmemiş cümlelere yer verilmiştir. III. kişili anlatımdan yararlanılmıştır. EGözlemci bakış açısıyla oluşturulmuştur. Tanrısall
5. Matematikçi ve düşünür Pascal, zamanın akışını fark
etmeyi sağlayan şeyin sezgi yetisi olduğunu düşünür-
dü. Günümüzde ise bilgi yönetimi üzerine çalışan araş-
tırmacılar, özellikle sezgilerle ilgileniyor ve yaratıcılığı
artırıp karar alma kapasitesini geliştirdiğine inanıyorlar.
Einstein bilimde en önemli şeylerden birinin uzun saatler
çalışmak değil, iyi sezgilere sahip olmak olduğunu sa-
vunurdu. Günümüzde de birçok kişisel gelişim kitabının
yaratıcı fikirlerin düşmanı olarak görülen mantık yeri-
ne sezgileri öne çıkarması şaşırtıcı değil. Tabii, birçok
araştırmacının belirttiği üzere ne birini ne de diğerini göz
ardı etmemek önemli. Sezgileri çok güçlü olan bir
matematikçinin kendi alanındaki ustalığı, sanatsal ya-
ratım söz konusu olduğunda hiçbir işe yaramayabilir.
Yine sezgileri güçlü bir yazarın kendini ekonomi alanın-
da eğitmediği sürece borsada asla başarılı olamayacağı
gibi.
.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
gisi getirilmelidir?
A) Sezginin yaratıcı fikirler üretmekte vazgeçilmez ol-
duğu düşüncesi ise araştırmacıların hemfikir olduğu
bir noktalad wd one
B) Çoğu araştırmanın buna benzer sonuçları vermesi,
insanların sezgiye karşı bakış açısını kökten değiş-
tirmiştir
C) Sezgileri iyileştirmek için insanın farklı alanlarda da
bilgi sahibi olması gerektiği, çoğu kimsenin ortak ka-
bulüdür
D) İnsanların yaratıcı fikirler geliştirmek için bu kabul-
lerin çoğunu görmezden geldiğini söylemek yanlış
olmaz
E) Çoğu kişi, her alanda başarılı olabilmek için sezgile-
rin güçlendirilmesi gerektiği konusuna kuşkulu yak-
laşır
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Matematikçi ve düşünür Pascal, zamanın akışını fark etmeyi sağlayan şeyin sezgi yetisi olduğunu düşünür- dü. Günümüzde ise bilgi yönetimi üzerine çalışan araş- tırmacılar, özellikle sezgilerle ilgileniyor ve yaratıcılığı artırıp karar alma kapasitesini geliştirdiğine inanıyorlar. Einstein bilimde en önemli şeylerden birinin uzun saatler çalışmak değil, iyi sezgilere sahip olmak olduğunu sa- vunurdu. Günümüzde de birçok kişisel gelişim kitabının yaratıcı fikirlerin düşmanı olarak görülen mantık yeri- ne sezgileri öne çıkarması şaşırtıcı değil. Tabii, birçok araştırmacının belirttiği üzere ne birini ne de diğerini göz ardı etmemek önemli. Sezgileri çok güçlü olan bir matematikçinin kendi alanındaki ustalığı, sanatsal ya- ratım söz konusu olduğunda hiçbir işe yaramayabilir. Yine sezgileri güçlü bir yazarın kendini ekonomi alanın- da eğitmediği sürece borsada asla başarılı olamayacağı gibi. . Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilmelidir? A) Sezginin yaratıcı fikirler üretmekte vazgeçilmez ol- duğu düşüncesi ise araştırmacıların hemfikir olduğu bir noktalad wd one B) Çoğu araştırmanın buna benzer sonuçları vermesi, insanların sezgiye karşı bakış açısını kökten değiş- tirmiştir C) Sezgileri iyileştirmek için insanın farklı alanlarda da bilgi sahibi olması gerektiği, çoğu kimsenin ortak ka- bulüdür D) İnsanların yaratıcı fikirler geliştirmek için bu kabul- lerin çoğunu görmezden geldiğini söylemek yanlış olmaz E) Çoğu kişi, her alanda başarılı olabilmek için sezgile- rin güçlendirilmesi gerektiği konusuna kuşkulu yak- laşır
7.
(1) Gül, yalnız bir çiçek değil, âşıkların yaşantısından
bir izdir. (II) Sevgililer ilk buluşma günlerinde birbirine
gül verir. (III) Güller binbir renktedir: beyaz, sarı, kır-
mızı... (IV) İlk buluşmada verilen güller evde özenle
saklanır. (V) O güle bakan âşıklar bir anlık bile olsa
sevgilisini hatırlar, mutlu olur.
Numaralanmış cümlelerden hangisi parçadan çı-
karılırsa anlatımın akışı sağlanmış olur?
A) I
B) II
C) III D) IV E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. (1) Gül, yalnız bir çiçek değil, âşıkların yaşantısından bir izdir. (II) Sevgililer ilk buluşma günlerinde birbirine gül verir. (III) Güller binbir renktedir: beyaz, sarı, kır- mızı... (IV) İlk buluşmada verilen güller evde özenle saklanır. (V) O güle bakan âşıklar bir anlık bile olsa sevgilisini hatırlar, mutlu olur. Numaralanmış cümlelerden hangisi parçadan çı- karılırsa anlatımın akışı sağlanmış olur? A) I B) II C) III D) IV E) V
çi
gin
hti
ģi
az
tir
Ö-
li-
r-
r.
1.
Açıklanan veriler bunu doğrular nitelikte. Verilere
göre Türkiye günde ortalama 5-6 saatini televizyon
karşısında geçiriyor. Çalışma zamanı dışında da ger-
çekleştirdiğimiz faaliyetlerin yüzde 94'ünü kaplayan
bu teknolojik kutu, sektörün itici gücü olarak da karşı-
mıza çıkıyor. Öte yandan Avrupa'da ortalama 3 saat,
Japonya'da 2,5 saat ve Çin'de 3 saat olan TV izleme
istatistikleri göz önünde tutulursa Türkiye'de televiz-
yonun birçok yönden çok kullanışlı hâle geldiği bir
gerçek.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Türkiye, dünyada en çok televizyon izleyen ülke-
ler arasında.
B) Çocuklar koşup oynamak yerine televizyon karşı-
sında uzun süre oturmaktadırlar.
C) Çocuğun dış dünyayı tanıması ve anlamlandır-
masında televizyonun olumlu etkileri vardır.
D) Televizyon haberlerinde, görsel olarak etkileyici
olan ölüm veya yaralanma ile ilgili haberler bulun-
maktadır.
E) Sağlıklı medya kullanım seçenekleri çocuğun
uyku sorunlarını önleme ve uyku sorunlarının te-
davisinde önemlidir.
AYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
çi gin hti ģi az tir Ö- li- r- r. 1. Açıklanan veriler bunu doğrular nitelikte. Verilere göre Türkiye günde ortalama 5-6 saatini televizyon karşısında geçiriyor. Çalışma zamanı dışında da ger- çekleştirdiğimiz faaliyetlerin yüzde 94'ünü kaplayan bu teknolojik kutu, sektörün itici gücü olarak da karşı- mıza çıkıyor. Öte yandan Avrupa'da ortalama 3 saat, Japonya'da 2,5 saat ve Çin'de 3 saat olan TV izleme istatistikleri göz önünde tutulursa Türkiye'de televiz- yonun birçok yönden çok kullanışlı hâle geldiği bir gerçek. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Türkiye, dünyada en çok televizyon izleyen ülke- ler arasında. B) Çocuklar koşup oynamak yerine televizyon karşı- sında uzun süre oturmaktadırlar. C) Çocuğun dış dünyayı tanıması ve anlamlandır- masında televizyonun olumlu etkileri vardır. D) Televizyon haberlerinde, görsel olarak etkileyici olan ölüm veya yaralanma ile ilgili haberler bulun- maktadır. E) Sağlıklı medya kullanım seçenekleri çocuğun uyku sorunlarını önleme ve uyku sorunlarının te- davisinde önemlidir. AYINLARI
6.
olarak etkisini kay-
Apartmanlar,
en genel anlamda birkaç katlı ve her ka-
tında bir veya birkaç daire bulunan yapılardır. Türkiye'de
Batılılaşmanın ilk sembollerinden biri olarak addedilen
apartmanları, ilk ortaya çıkışında belli bir statü ve kimlik
göstergesi olarak değerlendirebiliriz. Nitekim Cumhuri-
yet'in ilk yıllarında kent burjuvalarının yüksek gelir elde
etmek için İstanbul'da apartmanlar yaptırdıklarını ve
dönemin kalburüstü insanlarının buralarda kirada ya-
şamayı tercih ettiğini gözlemlemekteyiz. Oldukça süslü,
görkemli, konforlu ve geniş olan bu yapılar, Batı tarzın-
dadır ve âdeta önemli Batılı şehirlerin birinden sökülüp
İstanbul'a dikilmiş gibidir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
B) Y
A Kişileştirmeye yer verilmiştir.
B) Birinei kişili anlatım kullanılmıştır.
C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
D) Tanımlamada bulunulmuştur.
E) Örneklemeye başvurulmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. olarak etkisini kay- Apartmanlar, en genel anlamda birkaç katlı ve her ka- tında bir veya birkaç daire bulunan yapılardır. Türkiye'de Batılılaşmanın ilk sembollerinden biri olarak addedilen apartmanları, ilk ortaya çıkışında belli bir statü ve kimlik göstergesi olarak değerlendirebiliriz. Nitekim Cumhuri- yet'in ilk yıllarında kent burjuvalarının yüksek gelir elde etmek için İstanbul'da apartmanlar yaptırdıklarını ve dönemin kalburüstü insanlarının buralarda kirada ya- şamayı tercih ettiğini gözlemlemekteyiz. Oldukça süslü, görkemli, konforlu ve geniş olan bu yapılar, Batı tarzın- dadır ve âdeta önemli Batılı şehirlerin birinden sökülüp İstanbul'a dikilmiş gibidir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? B) Y A Kişileştirmeye yer verilmiştir. B) Birinei kişili anlatım kullanılmıştır. C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. D) Tanımlamada bulunulmuştur. E) Örneklemeye başvurulmuştur.
ME
71
rekliliği zaman içinde daha iyi anlaşılmıştır
4. Anadolu coğrafyası kuzey güney ve doğu batı yönünde
genişleyen önemli bir coğrafyadır. Bu coğrafya kıtaların
daralan alanları ile genişliğe açılan bölgeleri arasında Asya,
Avrupa ve Afrika kıtalarının birleşim noktasında yer alır. Bu
durum ekolojik koşulların çeşitlenmesine, jeolojik yapının
çok değişken olmasına, farklı iklim koşullarının oluşmasına
ve buna bağlı olarak da çok zengin bir biyolojik çeşitliliğin
ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bütün tarihi geçmişine
rağmen bugün Türkiye coğrafyası bu doğal alan, orman ve
yaban hayatı türlerinin önemli kısmını koruyabilmiş az sayı-
daki ülkeden biridir. Bu zengin bitki ve hayvan çeşitliliğine
sahip Türkiye'de birçok canlı türü yeni zamanlarda koruma
altına alınmıştır.
----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre,
1. Ülke topraklarının genişliğine oranla değerlendirildiğin-
de biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın en zengin
ülkesi konumundadır
II. Başka bölgelerde özel önlemlerle ayakta durdurulabi-
len birçok yaban hayvanı türü, bu topraklarda doğal
olarak varlığını sürdürmüştür
III. Bitki türlerinin genişlemesinin günlük yaşama etkisini
değerlendirmek için birçok çalışma yapılmaktadır
yukarıdakilerden hangileri getirilemez?
A) Yalnız I
ve II
B) Yalnız II
E) II ve III
C) Yalnız III
177
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ME 71 rekliliği zaman içinde daha iyi anlaşılmıştır 4. Anadolu coğrafyası kuzey güney ve doğu batı yönünde genişleyen önemli bir coğrafyadır. Bu coğrafya kıtaların daralan alanları ile genişliğe açılan bölgeleri arasında Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının birleşim noktasında yer alır. Bu durum ekolojik koşulların çeşitlenmesine, jeolojik yapının çok değişken olmasına, farklı iklim koşullarının oluşmasına ve buna bağlı olarak da çok zengin bir biyolojik çeşitliliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bütün tarihi geçmişine rağmen bugün Türkiye coğrafyası bu doğal alan, orman ve yaban hayatı türlerinin önemli kısmını koruyabilmiş az sayı- daki ülkeden biridir. Bu zengin bitki ve hayvan çeşitliliğine sahip Türkiye'de birçok canlı türü yeni zamanlarda koruma altına alınmıştır. ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, 1. Ülke topraklarının genişliğine oranla değerlendirildiğin- de biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın en zengin ülkesi konumundadır II. Başka bölgelerde özel önlemlerle ayakta durdurulabi- len birçok yaban hayvanı türü, bu topraklarda doğal olarak varlığını sürdürmüştür III. Bitki türlerinin genişlemesinin günlük yaşama etkisini değerlendirmek için birçok çalışma yapılmaktadır yukarıdakilerden hangileri getirilemez? A) Yalnız I ve II B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III 177
4.
Kendimi bildim bileli şiirler, kısa öyküler, anılar yazdım
sürekli. İnsanlarla uzun uzun konuşamadım hiçbir
zaman. Bu iletişimsizliği yazarak yıktım diyebilirim.
İçime gömülüydüm. Yazarak gömülü olduğum o
yerlerden tutup kendimi çıkardım. Yazdıklarımı
yayımlamak, kitap çıkartmak gibi bir derdim de olmadı.
2000'lerde kendimi şiir yüklü bir ortamda bulunca
tanıştığım arkadaşların itmesi ile şiirlerimi yayımlamaya
başladım ama bu değil, yazmak önemliydi benim için.
Şimdi de öyle. Bir anlamda yazmaya yazgılıyım sanki.
Böyle diyen bir yazarın kendisiyle ilgili olarak
vurgulamak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A Yazmaktan haz aldığını
B) Yazmanın kendisini iyileştirdiğini
C) Farklı türde kalem oynattığını
D) Yazarak iletişim kurduğunu
E) Şairlikte nasıl karar kıldığını
ODIKASI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Kendimi bildim bileli şiirler, kısa öyküler, anılar yazdım sürekli. İnsanlarla uzun uzun konuşamadım hiçbir zaman. Bu iletişimsizliği yazarak yıktım diyebilirim. İçime gömülüydüm. Yazarak gömülü olduğum o yerlerden tutup kendimi çıkardım. Yazdıklarımı yayımlamak, kitap çıkartmak gibi bir derdim de olmadı. 2000'lerde kendimi şiir yüklü bir ortamda bulunca tanıştığım arkadaşların itmesi ile şiirlerimi yayımlamaya başladım ama bu değil, yazmak önemliydi benim için. Şimdi de öyle. Bir anlamda yazmaya yazgılıyım sanki. Böyle diyen bir yazarın kendisiyle ilgili olarak vurgulamak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A Yazmaktan haz aldığını B) Yazmanın kendisini iyileştirdiğini C) Farklı türde kalem oynattığını D) Yazarak iletişim kurduğunu E) Şairlikte nasıl karar kıldığını ODIKASI
0. (1) Ses yansımalı kelimeler; tabiattaki canlı, cansız
varlıklar tarafından çıkarılan çeşitli seslerin olduğu
gibi dile aktarılarak anlamlandırılmasına dayanan
isimlerdir. (II) Bu sesler yalın kullanılışları dışında
bazı ünsüzlerle (-I, -r, -ş) genişletilerek ve tek-
rarlanarak da kullanılırlar. (III) Yansımalı isimle-
rin anlama güç kazandırmak için bu adlara yakın
seslerle tekrarlandığı ikileme şekilleri de vardır.
(IV) Yansımalı isimlerin yalın ya da genişletilmiş
şekillerine isimden fiil yapma eki getirilerek yeni
kelimeler türetilebilir. (V) Dilimizde ses yansıması
ölçütlerine uyularak yansımalı kelimeler ile yapıl-
mış birleşik isimler de bulunmaktadır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde yüklem şimdiki zaman anlamı taşımak-
tadır?
A) I
c) III
B) II
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
0. (1) Ses yansımalı kelimeler; tabiattaki canlı, cansız varlıklar tarafından çıkarılan çeşitli seslerin olduğu gibi dile aktarılarak anlamlandırılmasına dayanan isimlerdir. (II) Bu sesler yalın kullanılışları dışında bazı ünsüzlerle (-I, -r, -ş) genişletilerek ve tek- rarlanarak da kullanılırlar. (III) Yansımalı isimle- rin anlama güç kazandırmak için bu adlara yakın seslerle tekrarlandığı ikileme şekilleri de vardır. (IV) Yansımalı isimlerin yalın ya da genişletilmiş şekillerine isimden fiil yapma eki getirilerek yeni kelimeler türetilebilir. (V) Dilimizde ses yansıması ölçütlerine uyularak yansımalı kelimeler ile yapıl- mış birleşik isimler de bulunmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- sinde yüklem şimdiki zaman anlamı taşımak- tadır? A) I c) III B) II D) IV E) V
A
A
Türkçe
. Rivayet odur ki bir güreş ustasından birkaç yıl eğitim
alan genç güreşçi, yetiştiğine kanaat edince ustasına
kendisinden öğrenecek başka bir şey olup olmadığını
sormuş. Usta, bildiği her şeyi öğrettiğini söyleyince de
"O hâlde benim yolculuğum burada sona erdi." diyerek
kendi yoluna gitmiş. Yıllar sonra kaderin bir cilvesi ile bir
müsabakada karşı karşıya gelmişler. Usta, öğrencisini
birkaç hamlede yere sermiş. Bu duruma şaşıran öğren-
ci, ustasına yenilgisinin sebebi olan hamleleri kendisine
niçin öğretmediğini sorar. Ustanın cevabı nettir: "Benim
yolculuğum hâlâ sürüyor."
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene-
bilir?
A) Tecrübenin yerini doldurabilecek hiçbir öğreti ola-
maz.
B) Ustalar deneyimlerinin tamamını başkalarına aktar-
maz.
C) Öğrenme, herhangi bir hedef konarak sınırlandırıla-
maz.
DY Erken yaşlarda elde edilen kazanımlar kalıcı değildir.
E) Teorik bilgiler, pratikle desteklenmezse işe yaramaz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A A Türkçe . Rivayet odur ki bir güreş ustasından birkaç yıl eğitim alan genç güreşçi, yetiştiğine kanaat edince ustasına kendisinden öğrenecek başka bir şey olup olmadığını sormuş. Usta, bildiği her şeyi öğrettiğini söyleyince de "O hâlde benim yolculuğum burada sona erdi." diyerek kendi yoluna gitmiş. Yıllar sonra kaderin bir cilvesi ile bir müsabakada karşı karşıya gelmişler. Usta, öğrencisini birkaç hamlede yere sermiş. Bu duruma şaşıran öğren- ci, ustasına yenilgisinin sebebi olan hamleleri kendisine niçin öğretmediğini sorar. Ustanın cevabı nettir: "Benim yolculuğum hâlâ sürüyor." Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene- bilir? A) Tecrübenin yerini doldurabilecek hiçbir öğreti ola- maz. B) Ustalar deneyimlerinin tamamını başkalarına aktar- maz. C) Öğrenme, herhangi bir hedef konarak sınırlandırıla- maz. DY Erken yaşlarda elde edilen kazanımlar kalıcı değildir. E) Teorik bilgiler, pratikle desteklenmezse işe yaramaz.
20. (1) Müzik ve edebiyat, tarihsel süreçte hep ilişki içinde
olmuş, pek çok açıdan birbirini beslemiş, birbirine ilham
vermiş, birbirinin ateşinden yararlanmıştır. (II) Aslında
her edebiyatçı kelimelerin müzikal uyumuyla eserini
zenginleştirmek ister. (III) Müzik edebiyatta en çok şiir ile
ilişkilendirilmiştir oysa roman da bazen tema bazen do-
ğası itibarıyla müziğe özenmiştir. (IV) Bütün romancılar;
metnin okunmasının arka planında ezgilerin, melodilerin
olması için çırpınır. (V) İster ki okuyucu metnini okurken
bir Dede Efendi, Bir Wagner dinliyormuş hissi uyansın.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Çünkü müziğin ritmi; dolaysız anlatımı, doğru-
dan kalbe seslenişi ve evrensel dili edebiyatçıları cez-
betmiştir." cümlesi getirilebilir?
A)
BY IN
Chill
IV
EX
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20. (1) Müzik ve edebiyat, tarihsel süreçte hep ilişki içinde olmuş, pek çok açıdan birbirini beslemiş, birbirine ilham vermiş, birbirinin ateşinden yararlanmıştır. (II) Aslında her edebiyatçı kelimelerin müzikal uyumuyla eserini zenginleştirmek ister. (III) Müzik edebiyatta en çok şiir ile ilişkilendirilmiştir oysa roman da bazen tema bazen do- ğası itibarıyla müziğe özenmiştir. (IV) Bütün romancılar; metnin okunmasının arka planında ezgilerin, melodilerin olması için çırpınır. (V) İster ki okuyucu metnini okurken bir Dede Efendi, Bir Wagner dinliyormuş hissi uyansın. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Çünkü müziğin ritmi; dolaysız anlatımı, doğru- dan kalbe seslenişi ve evrensel dili edebiyatçıları cez- betmiştir." cümlesi getirilebilir? A) BY IN Chill IV EX
30. İnsan, ne düşlemişse hemen hepsini yapmıştır ya da
yapacaktır. Jules Verne, denizaltısını ya da Ay gezisini
bunlar, hayatımızın olağan gerçekleri olmadan çok uzun
zaman önce romanlaştırmıştı. Uçmak, yüzmek, deniz
diplerine inmek vb. şeyler; insanoğlunun önce kafasın-
da tasarladığı işlerdi. Sonra ete kemiğe bürünüp hayatın
kendisi oldu. Dolayısıyla
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A bilimin tek esin kaynağı, sanattır
B) sanat, bir tür yeniden yapma eylemidir
aklı yönlendiren, her zaman duygulardır
bilime öncülük eden, hayal gücüdür
E) keşiflerde esas olan, yaratıcılıktır
t
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. İnsan, ne düşlemişse hemen hepsini yapmıştır ya da yapacaktır. Jules Verne, denizaltısını ya da Ay gezisini bunlar, hayatımızın olağan gerçekleri olmadan çok uzun zaman önce romanlaştırmıştı. Uçmak, yüzmek, deniz diplerine inmek vb. şeyler; insanoğlunun önce kafasın- da tasarladığı işlerdi. Sonra ete kemiğe bürünüp hayatın kendisi oldu. Dolayısıyla Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A bilimin tek esin kaynağı, sanattır B) sanat, bir tür yeniden yapma eylemidir aklı yönlendiren, her zaman duygulardır bilime öncülük eden, hayal gücüdür E) keşiflerde esas olan, yaratıcılıktır t
Paragraf
Makale Testi esti
Bu testte yer alan soruların metinleri "Makale"
konusu ile ilgilidir.
Bu testte yer alan soruları üst üste çözmenizi tavsiye
ederiz.
10
Bilimsel standartlarda makale yazmak çok önemlidir. Örneğin
çok önemli bir hipotezi kanıtlasanız dahi eğer bu, bilimsel ma-
kale formatına uygun değilse hiçbir bilimsel yayında itibar gör-
mez hatta yayımlanmaz. Bu sebeple akademik kariyer sahibi in-
sanlar makalelerini belirli bir formata uygun kalarak yazmak zo-
rundadır. Bu, okuyanların işini kolaylaştırır. Akademik bilgi düze-
yi ve yazılan hipotezin doğruluğu ile ilgili makale arasında bilim-
sel bilgi düzeyi açısından doğrudan bir bağlantı olmasa da bilim-
sel makale formatına uygunluğunuz karşı tarafın sizi değerlen-
dirmesinde rol oynayabilir. Akademik süreçte bilimsel dünyaya
sunulan bir bilgi demetinin başarısı, bu tutum ile doğru orantı-
lıdır.
A) YatnizT
B) Yalnız
C) Yalnız III
D) I ve II
o Bu test için s
II ve III
3.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle;
Sreten un
1. makalelerin formatına uygun bir biçimde yazılması,
II. makalelerin sade ve anlaşılır bir dille yazılması,
III. makalelerin akademik kariyer yapmak amacıyla yazılması
tutumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
inipeg strihida
D
Makale de
lara kıyasl
lede kull
gan ve
rektiri
inan
ziya
locks
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Paragraf Makale Testi esti Bu testte yer alan soruların metinleri "Makale" konusu ile ilgilidir. Bu testte yer alan soruları üst üste çözmenizi tavsiye ederiz. 10 Bilimsel standartlarda makale yazmak çok önemlidir. Örneğin çok önemli bir hipotezi kanıtlasanız dahi eğer bu, bilimsel ma- kale formatına uygun değilse hiçbir bilimsel yayında itibar gör- mez hatta yayımlanmaz. Bu sebeple akademik kariyer sahibi in- sanlar makalelerini belirli bir formata uygun kalarak yazmak zo- rundadır. Bu, okuyanların işini kolaylaştırır. Akademik bilgi düze- yi ve yazılan hipotezin doğruluğu ile ilgili makale arasında bilim- sel bilgi düzeyi açısından doğrudan bir bağlantı olmasa da bilim- sel makale formatına uygunluğunuz karşı tarafın sizi değerlen- dirmesinde rol oynayabilir. Akademik süreçte bilimsel dünyaya sunulan bir bilgi demetinin başarısı, bu tutum ile doğru orantı- lıdır. A) YatnizT B) Yalnız C) Yalnız III D) I ve II o Bu test için s II ve III 3. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle; Sreten un 1. makalelerin formatına uygun bir biçimde yazılması, II. makalelerin sade ve anlaşılır bir dille yazılması, III. makalelerin akademik kariyer yapmak amacıyla yazılması tutumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? inipeg strihida D Makale de lara kıyasl lede kull gan ve rektiri inan ziya locks
7. (1) Otizm, en yaygın düşünceye göre kişinin etrafıyla uy-
gun ilişki kuramaması şeklinde ifade edilen gelişimsel
bir bozukluktur. (II) Çocukluk döneminin henüz başında
anlaşılır ve çoğu zaman kalıtımsaldır. (III) Bireyin top-
lum içinde, okulda ya da çalışma hayatında zorluklarla
karşılaşmasına yol açar. (IV) Ayrıca dikkat eksikliği ve
hiperaktivite bozukluğu gibi başka rahatsızlıkları da te-
tikler. (V) Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı,
bu bireylerin hayata kazandırılmasında büyük rol oyna-
maktadır.
Bu parçada otizm hakkında numaralanmış cümle-
lerle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A). cümlede ne olduğuna ilişkin kabul görmüş bir fikir
ifade edilmiştir. V
B) II. cümlede genellikle genetik olduğu ve küçükken
anlaşıldığı söylenmiştir. V
C) III. cümlede hastaların sosyal hayatta 'sorun yaşadık-
Sosyal
ları dile getirilmiştir. V
D) y. cümlede neden olduğu başka hastalıklara örnek-
Yer verilmiştir. Hemen deg!!
E) y. cümlede erken teşhis sayesinde hastalığın tedavi
edildiği belirtilmiştir.
podoxis
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. (1) Otizm, en yaygın düşünceye göre kişinin etrafıyla uy- gun ilişki kuramaması şeklinde ifade edilen gelişimsel bir bozukluktur. (II) Çocukluk döneminin henüz başında anlaşılır ve çoğu zaman kalıtımsaldır. (III) Bireyin top- lum içinde, okulda ya da çalışma hayatında zorluklarla karşılaşmasına yol açar. (IV) Ayrıca dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi başka rahatsızlıkları da te- tikler. (V) Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı, bu bireylerin hayata kazandırılmasında büyük rol oyna- maktadır. Bu parçada otizm hakkında numaralanmış cümle- lerle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A). cümlede ne olduğuna ilişkin kabul görmüş bir fikir ifade edilmiştir. V B) II. cümlede genellikle genetik olduğu ve küçükken anlaşıldığı söylenmiştir. V C) III. cümlede hastaların sosyal hayatta 'sorun yaşadık- Sosyal ları dile getirilmiştir. V D) y. cümlede neden olduğu başka hastalıklara örnek- Yer verilmiştir. Hemen deg!! E) y. cümlede erken teşhis sayesinde hastalığın tedavi edildiği belirtilmiştir. podoxis
24. Japonya'da uzun yıllardır tüm binalar, devletin koyduğu katı
kurallardan geçmek zorunda. Yeni binalardan Japon devletinin
beklediği iki şart var: Binayı yapan müteahhit ve mühendisin 100
yıl boyunca binanın herhangi bir depremde çökmeyeceğinin ga-
rantisini vermesi ve binanın yapımından itibaren 10 yıl boyunca
bir hasarın oluşmaması. Ayrıca, bina yapımında kullanılacak
malzemeler, devlet yetkilileri tarafından katı kurallarla belirle-
niyor. Malzemelerin hepsinin kolay kırılganlık göstermeyecek
özellikte olmasına dikkat ediliyor. Bu kriterleri sağlamayanların
Japonya'da bina yapma ruhsatı alması söz konusu bile değil.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Kullanılan malzemelerin dayanıklı olması gerektiğine
B) Binaların, sorumlularından garanti alınarak yapıldığına
Japonya'daki binaların tüm maliyetinin katı kurallara bağ-
landığına
D) Bina malzemelerinin denetimden geçerek kullanıldığına
E) Kriterleri yerine getirmeyenlerin asla bina yapamayacağına
Diğer Sayfaya Geçiniz
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
24. Japonya'da uzun yıllardır tüm binalar, devletin koyduğu katı kurallardan geçmek zorunda. Yeni binalardan Japon devletinin beklediği iki şart var: Binayı yapan müteahhit ve mühendisin 100 yıl boyunca binanın herhangi bir depremde çökmeyeceğinin ga- rantisini vermesi ve binanın yapımından itibaren 10 yıl boyunca bir hasarın oluşmaması. Ayrıca, bina yapımında kullanılacak malzemeler, devlet yetkilileri tarafından katı kurallarla belirle- niyor. Malzemelerin hepsinin kolay kırılganlık göstermeyecek özellikte olmasına dikkat ediliyor. Bu kriterleri sağlamayanların Japonya'da bina yapma ruhsatı alması söz konusu bile değil. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kullanılan malzemelerin dayanıklı olması gerektiğine B) Binaların, sorumlularından garanti alınarak yapıldığına Japonya'daki binaların tüm maliyetinin katı kurallara bağ- landığına D) Bina malzemelerinin denetimden geçerek kullanıldığına E) Kriterleri yerine getirmeyenlerin asla bina yapamayacağına Diğer Sayfaya Geçiniz
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
rin
Bu yazarımızın öykülerinin bütününe göz atıldığında, öykü-
lerini farklı evrelere ayırarak değerlendirmenin pek olanak-
li olmadığı görülür. Ama görece ilk üç kitabındaki öyküleriy-
le, sonraki kitaplarındaki öykülerinin ayrı başlıklar altında ele
alınabileceğini söylemek de olası. Tüm öykülerinde güçlü
bir dil işçiliğinin görüldüğü, bunun da ana kaynağının yaza-
n şairliği olduğu düşünülebilir ilk ağızda. Gerçekten yazar,
öykülerinde dili bir şair gibi hep önde tutmuştur. Dili; kurgu,
anlatım, biçem, ayrıntıların yerleştirimi, evren ve kişiler gibi
öykünün tüm öteki yapı taşlarının önüne alıyor. Şair için dize
neyse, onun için de öyküdeki tümce bu anlama geliyor. An-
cak yine de yazarın tek bir öyküsünde bile şairaneliğe rastlan-
mıyor. Çünkü şairanelik başka, dili şair hassasiyetiyle kullan-
mak başka. O ikincisini yaparak berrak bir anlatıma ulaşıyor.
Gey brithe
mihige relig
nisia
es nine
lams)
med to
A) ik verimlerinin şiir türünde olduğu
4) leve
37. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
slobal
UM
B) Öykülerinde aynı konuları farklı açılardan işlediği
onisM
C) Öyküde yakaladığı başarıyı şiirde yakalayamadığı
D) İlk kitaplarındaki öykülerinin daha başarılı olduğu
E) Öykülerinde süslü, sanatlı, ağır bir dil kullanmadığı
abreomliba luc
A) Anlatımında bir şair titizliği görüldüğü
B) Genel olarak iki grupta toplanabileceği
38. Bu parçada sözü edilen yazarın öyküleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangist söylenemez?
(308
39-40.
Jurgulandığı
Çal
si c
ğın
ya
lan
da
SU
b
n
I
35
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. rin Bu yazarımızın öykülerinin bütününe göz atıldığında, öykü- lerini farklı evrelere ayırarak değerlendirmenin pek olanak- li olmadığı görülür. Ama görece ilk üç kitabındaki öyküleriy- le, sonraki kitaplarındaki öykülerinin ayrı başlıklar altında ele alınabileceğini söylemek de olası. Tüm öykülerinde güçlü bir dil işçiliğinin görüldüğü, bunun da ana kaynağının yaza- n şairliği olduğu düşünülebilir ilk ağızda. Gerçekten yazar, öykülerinde dili bir şair gibi hep önde tutmuştur. Dili; kurgu, anlatım, biçem, ayrıntıların yerleştirimi, evren ve kişiler gibi öykünün tüm öteki yapı taşlarının önüne alıyor. Şair için dize neyse, onun için de öyküdeki tümce bu anlama geliyor. An- cak yine de yazarın tek bir öyküsünde bile şairaneliğe rastlan- mıyor. Çünkü şairanelik başka, dili şair hassasiyetiyle kullan- mak başka. O ikincisini yaparak berrak bir anlatıma ulaşıyor. Gey brithe mihige relig nisia es nine lams) med to A) ik verimlerinin şiir türünde olduğu 4) leve 37. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? slobal UM B) Öykülerinde aynı konuları farklı açılardan işlediği onisM C) Öyküde yakaladığı başarıyı şiirde yakalayamadığı D) İlk kitaplarındaki öykülerinin daha başarılı olduğu E) Öykülerinde süslü, sanatlı, ağır bir dil kullanmadığı abreomliba luc A) Anlatımında bir şair titizliği görüldüğü B) Genel olarak iki grupta toplanabileceği 38. Bu parçada sözü edilen yazarın öyküleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangist söylenemez? (308 39-40. Jurgulandığı Çal si c ğın ya lan da SU b n I 35