Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

32. Zar kanatlılar ekibinin karıncalar ailesinden olan kırmızı orman karıncaları, Türkiye'de Karadeniz ormanları ile Kızılcahamam-Çamkoru ve Trakya ormanlarının 1000 rakımın üzerindeki bölgelerinde koloni hâlinde yaşıyor. Her kolonide yaklaşık 300 bin kırmızı orman karıncası bulunuyor. Bir koloni- de bulunan karıncalar da günde 100 bin tırtıl, yap- rak arılarının larvaları, kelebek, böcek ve böcek yumurtası ile besleniyor. Ağaçların sağlıklı olma- sında rol oynayan kırmızı orman karıncaları; 7,5 milimetre uzunluğunda, 8 miligram ağırlığında ve kendi ağırlıklarının 62 kat fazlası ağırlıkları taşıya- bilecek güce sahiptir. Bu parçada kırmızı orman karıncaları ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AGE Ağaçların kovuğunda yaşamlarını sürdürür. B) Farklı canlilana beslenir. C) Topluluk hâlinde yaşar. D) Ağaçların sağlıklı olmasında etkilidir. E) Kendi ağırlıklarından fazlasını kaldırabilmekte- dir.

24. Kara elmas yani kömür ülkemizde ilk olarak 1838 senesindeki ticaret anlaşması ile gündeme geliyor. Ondan önce Osmanlı Devleti'nin bu tür bir sorunu yoktu. İngilizler, petrol araştırmaları sırasında Zon- guldak'ta kömür bulduktan sonra üretim yapılma- sına karar verince iki sorunla karşılaşıyor. Kömürü üretecek teknoloji ve bu işte çalışacak kalifiye iş gücü. 1855-1856 yıllarında kalifiye eleman eksik- liği sebebiyle madenlerde istihkam askeri çalıştırı- liyor. O yıllarda meydana gelen Kırım Savaşı'nda askerlerin savaş yerine bu ocaklarda çalıştırıldığı söyleniyor. Bu parçada ele alınan konu aşağıdakilerden hangisidir? A) Kömürün gecmis ve geleceği B) Türkiye'de kömürün mazisí ve gösterilen zorlu çaba CKömür üretimimizin gelişmeme nedenleri D) Kömürde yaşanan uluslararası rekabet E) Kömür ocaklarındaki zorlu koşullar

1-B Türkçe 7. Bizim memlekette, "samimiyet"le "yüz göz olmak" birbirine karıştırılırken Avrupa'da daha mesafeli bir samimiyet var. Bu cümlede samimiyetle ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Samimiyet duygusunun çoğu zaman tezatlıkları içinde barındırdığı B) Samimiyetin ne olduğu ile ilgili farklı görüş ve tutumların bulunduğu C) Gerçek samimiyetin insanlar tarafından bir türlü anlaşılamadığı D) Samimiyetten ne anladığını bilmeden kimseyle yakınlık kurulmaması gerektiği E) Samimiyet duygusunun olmadığı yerlerde insanların mesafeli olduğu

37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Ofke, aile hayatında rastlanan en can sıkıcı duy- gudur. (1) Eşlerin çatışmasına ve çocukların sözel ya da fiziksel anlamda kötü davranışlara maruz kalmalarına yol açabilir. (II) Toplum içerisindeki pek çok sorunun kökeninde baş edilemeyen öfke yatmaktadır.((III) Yine de öfkenin hayatımızda ve çocuk yetiştirmede olumlu bir yeri olduğunun far- kına varmalıyız. (IV) Öfkenin her çeşidi zararlı de- ğildir. (V) Adalet istediğinizde ya da birinin iyiliğini gözettiğinizde öfke duyabilirsiniz. (VI) Öfkenin en önemli ve esas amacı işleri yoluna koymak ve kötü olanı düzeltmektir. 37. Bu parçada öfke ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Çocuklarımızın olumsuz davranışlarla karşılaş- malarına neden olabilir. B) Her zaman olumsuz bir durum olarak değerlen- dirilmez. C) Aile içi çatışmaların nedenlerinden biridir. D) En önemli, olumlu işlevi; kötüyü iyileştirebilme- sidir. E) Cocuk eğitiminde uzak durulması gereken bir durumdur. 38. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- düsünce- 39-

3. Toplumun okuma oranı ülkeden ülkeye değişiyor ancak seçkin okur sayısı her yerde aynı orandadır. Bu durum kitaplardan da bellidir. Sıradan okurun, kalın kalın kitapları yanında gezdirip bir göz attık- tan sonra bez parçası gibi çantasına tıkıştırdığını gördükten sonra anladım ki çağımızda kitap gide- rek bir aksesuara dönüşüyor. Bu parçada dile getirilen konu aşağıdakilerden hangisidir? A) Kitabın bir malzeme gibi kullanılması B) Toplumun kitapla çok fazla haşır neşir olması C) Kitap okumanın toplumu geliştirmesi D) Toplumun gün geçtikçe cahilleşmesi E) Kitabın önemli bir görev üstlenmesi

29. Fıstığın çerez olarak tüketimi yıllardır artış göster- memiştir. Bu durumun en önemli nedeni, niteliksiz ancak ucuz olan ürünün tüketicinin beğenisini ka- zanmamasıdır. Kalite, bir malin pazarlanmasında hayati önem taşımaktadır. Bu bağlamda Türkiye genelindeki bütün imalatçılar denetim altına alın- malıdır. Sağlıklı şartlarda çalışmayanlar ayıklan- malıdır. Pazarlarda sık sık denetimler artırılarak sağlıksız ürünler imha edilmelidir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- maz? A) Kuru yemiş kapsamında değerlendirilen fıstığın tüketimi ülkemizde artış göstermemiştir. B) Fıstığın pazarlanabilmesinde kalite oldukça önemli bir ölçüttük C) Ulkemiz, fıstık üretiminde dünyada önemli bir pazara sahiptir. D) Pazardaki fistikleftişleri artırılarak kötü ürünler imha edilmelidir. E) Ülkemizde sepelerdir kalite açısından ayırt edici özel olmayan fıstıklar piyasadadır.

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI SOSYAL BİLİMLER - 1 TESTİ 24), Tarih (25-34), Coğrafya (35-40) alanlarına ait toplam 40 soru vardır. EDEBİYATI - SOSYAL BİLİMLER-1 TESTİ için ayrılan kısmına işaretleyiniz. olarak gerçek icilere bu ola- nasıl olduğu- rolmayı iste- yla geçen ve ünün adıdır. ıdakilerden alk hikâyesi limde asa, sağa sola. ardımdan dim gide- Gidersin den, hızlı gittim, bir bakacak gitmişim. - Soğuk asi var, ağacın r koca- kindim ne elini Dedim . Dedi ca tat- önce dedi Vay yle- Raunt 3. Ödüllü bir karikatürist ile ödüllü bir psikolog güçlerini birleştirip psikolojinin karmaşık dünyasının kapıları- ni okurlar için aralıyor. Psikoloji; kim olduğumuzu, bizi nelerin harekete geçirdiğini, algılarımızın bize ne gibi tuzaklar kurduğunu, zihnimizin dünyayı nasıl anlamlandırdığını bilimsel yöntemlerle ortaya koyan ciddi bir uğraş. Ama karikatürist Grady Klein ve psi- kolog Danny Oppenheimer'in gösterdiği gibi mevzu insanı anlamak olunca bu araştırmalar fazlasıyla komik de olabiliyor. Neticede bizi salyalar akıtan kö- peklerle, görünmez gorillerle ve "Freudyen sürçme- lerle" tanıştıran bir alandan bahsediyoruz. Çizgilerle Psikoloji, insana dair karmaşık görünen konuları aldatıcı bir rahatlık içinde sunan ve nasıl olduğunu anlamadan bizi kendimizle tanıştıran, eğlenceli ve sıra dışı bir rehber. par Bu parçada söz edilen kitapla ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) Psikolojinin aşılmaz sorunlarına çözümler sun- duğu B) Psikolojiye farklı bir bakış açısıyla yaklaştığı C) Bilimsel gerçeklere sarsıcı yaklaşımlar içerdiği D) Psikolojik sorunları kaynağına inerek çözdüğü E) İnsanı düşsel bir evrende gezintiye davet ettiği

1.-4. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLAYINIZ. Bir üniversite yerleşkesinde, yerleşke içi ulaşımda iki farklı güzergâhta iki araç kullanılmaktadır. Birinci araç, yurtlardan sırasıyla fen fakültesi, mühendislik fakültesi ve hukuk fakül- tesine gitmektedir. İkinci araç ise yurtlardan sırasıyla güzel sanatlar fakültesi, siyasal bilgiler fakültesi ve iletişim fakülte- sine gitmektedir. Aysun, Burcu, Ceyda, Deniz, Erdem, Firat ve Gamze, derslerine gitmek için yurtların bulunduğu bölge- deki duraktan bu araçlara binmişlerdir. Bu kişilerin bindikleri araçlar ve nerede indikleriyle ilgili olarak şunlar bilinmektedir: Aysun, fen fakültesinde inmiştir. Ceyda ve Erdem aynı araca binmişlerdir ve Ceyda, Erdem'den önce inmiştir. Burcu ve Aysun farklı araçlara binmişlerdir. Araçların birinden ilk durakta yalnızca Fırat inmiştir. Gamze, bindiği araçtan son durakta inmiştir. Hukuk fakültesi hariç her durakta birer kişi inmiştir, hukuk fakültesinde iki kişi inmiştir. REDMI NOTE 8 AI QUAD CAMERA Justir?

A /21. Dünyanın oluşumundan beri, sismik yönden aktif bu- lunan bölgelerde depremlerin ardışık olarak oluştuğu ve sonucundan da milyonlarca insanın ve barınakların yok olduğu bilinmektedir. Bilindiği gibi yurdumuz dün- yanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde Türkiye deprem tehlike haritasına bulunmaktadır. ----. göre, ülkemizin %92'si deprem bölgeleri içerisinde bu- lunmaktadır. Son 60 yıl içerisinde depremlerden; 58.000 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 122.000 kişi yara- lanmış ve yaklaşık olarak 411.000 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür. Sonuç olarak denilebilir ki dep- remlerden her yıl ortalama 1.000 vatandaşımız ölmek- te ve 7.000 bina yıkılmaktadır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler ol- duğu gibi gelecekte de sık sık oluşacak deprem- lerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir Arazi yapısı genç ve hareketli olan ülkelerde dep- rem olma ihtimali diğer ülkelere nazaran daha yük- sektir Deprem kuşağında yer alan ülkemizin, oluşabile- cek depremlere karşı her zaman hazırlıklı olması gerekmektedir Deprem yıkıcı ve yok edici bir gerçektir, Türkiye bu- lunduğu konum itibarıyla sıklıkla bu yıkıcılığa ma- ruz kalmaktadır Geçmişte Türkiye'nin yaşadığı depremler, gelecek- te yaşanacak depremler için önlem alınması ge- rektiğinin ciddi bir göstergesidir

Tarihin bir bilim olarak görünürlük kazandığı Leopold von Ranke devrinde ağırlıkla büyük anlatılara yer veriliyordu. Bu noktada büyük anlatılardan detaylara iniş ağırlıkla II. Dünya Savaşı sonrasında oldu. Genel ve resmî tarih yazımına al- ternatif olarak mikro tarih ve bunun iz düşümleri olan sözlü tarih, yerel tarih gibi alanlar ortaya çıktı. Annales Ekolü'yle günlük yaşam, tarihin bir parçası hâline geldi ve sıradan insanlar tarihin bir araştırma konusu oldu. Düşünce tarihi üzerinde çalışan Lucien Febvre gündelik yaşam üzerinde de ağırlıkla durdu ve eleştirel değerlendirmelerde bulundu. Sosyolojide ise günlük yaşam 1970'lerden sonra kendisine bir alan bulabildi. Bu noktada Henri Lefebvre'nin Gündelik Hayatın Eleştirisi ve Modern Dünya'da Gündelik Hayat adlı eserleri örnek verilebilir. Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Tarih biliminin diğer bilimler sayesinde çeşitlenmesi B) Tarihin bir bilim olarak ele alınması C) Günlük yaşamın sosyal bilimlerin inceleme alanına gir- mesi D) Düşünce tarihinin sosyal yaşamı etkilemesi E) Günlük yaşamın düşünsel olarak inceleme konusu ol- masi

34. Muhabir: (1) - Oyuncu: Komedi, daha konsantre olarak sunulduğunda kendini net belli eden bir tür. Dijital platformlar buna güzel bir alan yarattı. Kısa süreli bölümler, bence bir avantaj. İzleyiciyi sıkmadan söyleyeceğinizi söyleyip, derdinizi anlatarak var- mak istediğiniz noktaya varıyorsunuz. İlk sezon, bölümler 17-18 dakikaydı. Şimdi 20-25 dakika arası. Muhabir: (11) - Oyuncu: Bazen senarist, "Ben bunu yazdım ama şunlar, şunlar önemli. Siz burada takılın!" diyor. Her sezonda, 3-4 sahne vardır. Senaryonun ve hikâyenin orijinaline sadık kalarak bizim de ufak tefek eklediğimiz yerler oluyor. - Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) 1. Dijital platformlar komediye ne kazandırdı? II. Senaristle karşılıklı oturup metni birlikte yazdığınız oluyor mu? B) 1. Bölüm sürelerinin normal dizilere göre daha kısa ol- masına ne diyeceksiniz peki? II. Senaryoya bir şeyler katıp doğaçlama yapabiliyor musunuz? C) 1. Dijital platformlardaki süre kısıtlaması komedinin yapısına zarar verdi mi? II. Senarist, oyun esnasında tavsiyelerde bulunuyor mu? D) I. Komedinin dizi sürelerine göre kısa olması normal mi? II. Oyuna senaristin müdahalesi olağan bir şey mi? E E) I. Komedinin genel özellikleri nelerdir? II. Oyun içinde unutmalar karşısında ne yapıyorsunuz? C

daki parçaya göre yınız. Heyici bir okuma alışkanlı- esneklikleriyle donatılarak Flestirilmesi gerekir. Böyle ma alışkanlığı ortaya çıkar. aydınlardan, politikacılar- 1. öğretmenlerden, sözde lur. Söz gelimi Türkiye'de bireyleri eleştirici bir oku- çin bütün nedenler hazır- eğişik bilgi alanlarının öğ- e sunulan ders kitapları; ISI, Çirkin resimleri, yalnız e okumaya özendirmek- Gretim yılı sonunda sınavı ini parçalayan, yakan ya ugün bile eksik değildir. yönetimin her kesiminde, sayıda olmasında bu du- ici okuma alışkanlığının en hangisine bağlıdır? azırlanmış, toplumun bü- varlığına becerisi yüksek bireylerin lerini doğru bir şekilde nüfuz edilmesine anlaşmasını sağlayacak ilmesine sitan, estetik yönü güçlü ne konulmasına etik bir yapıya sahip bir şekilde hazırlanması e alan içerik layış tarzını yansıtması gileri bireye eleştirel kitapların özellikleri Grafom C) II e III ve IV 11 B Kitapçığı 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Doğukan İşler; öykülerinde postmodern anlayışa yaslı, yenilikçi, deneyci bir yaklaşım sergiler. Üst kurmaca, ger- çek ve gerçek dışının iç içe geçmesi, dil oyunları, metinde anlatıcının sürekli devrede olması, tamamlanmamış an- latilar; onu postmodern tutuma yaklaştırır. Öykülerinde; daha çok bilinç akışı şeklinde, kelime ve kuram çağrışımla- rina yaslı, Oğuz Atay'ı hatırlatan, parlak, zekice bir anlatı- mi yeğler. Edebiyat, hayat, felsefe; metinlerin odağında- dır. Yaşanan karşıtlıkların, saçmalıkların, kaosun üzerine kurulu; gücünü tümüyle ironiden alan bir modern hayat eleştirisi oluşturması en güçlü yönüdür. Edebiyatın ken- disi öykülerin ana sorunsalıdır. Kurgu içinde kurgu, oku- ru öykünün yazılış sürecine ortak etme, başka metinleri öykülere dayanak yapma (metinlerarasılık) anlayışı öy- külerde baskın yaklaşımlardır. "Oyun"a dayalı, gariplik- Ter, tuhaflıklar, şaşırtmalardan beslenen öyküleri tercih eder. Sık sık ironiye, kara mizaha başvurur. 39. Bu parçada söz edilen sanatçının en güçlü yönü aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatın karmaşasından seçtiği konuları, bilinç akışı yöntemiyle öyküye aktarması B) Yamalı bohçayı andıran, gülmeceye dayalı eleştirel öyküler kaleme alması C) Metinlerarasılık yöntemine dayalı çok yönlü metinler kurgulaması D) Kara mizahı öykülerinin merkezine yerleştirerek özgün bir anlayış geliştirmesi E) Edebiyat, hayat ve felsefeyi bir potada eritmeyi başarabilmesi 40. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen sanatçı tarafından yazılmış olabilir? A) Alnimda bir doktor elinin kaygan gölgesi. Kendimde mi- yim onunla mıyım, uykuda mıyım yoksa sağa sola sa- vurduğu parmağının rüzgârında mıyım, bilmiyorum. B Sütlü kahve kaynamaya devam ediyor. Annemin ba- Rarken derin düşlere daldığı pencerenin ardında bir ar içeri girmek için kanat çırpıyor. Havalar iyiden iyi- ye soğudu. Sinekler, arılar artık dışarıda üşüyor. C) Kasabaya güneşli bir günde iki tahta çantasıyla bir adam geldi ve handa bir oda kiraladı. Aynı gün ora- ya babasıyla beraber yeni gelmiş olan bir çocukla ahbap olduk. D Gözlerimiz hemen şoföre döndü. Onun telaş ile ye- rinden kımıldadığım ve bir eliyle gözlerini ovuşturur- ken ötekiyle sımsıkı direksiyonu kavradığını gördük. E) Okulda ilk öğrendiğim gerçeklerden biri de babamin- sonra peder oldu- beni yanlışlıkla mektep yerine oku- la gönderdiği aldu. Onümüze alfabe adında anlaşıl- maz bir kitap koydular. Okulla babamı uzlaştırmaya imkan yoktu. ►YouTube malakademi ogle p gle play 40 O Tur SORU B www.bilgisarm er.com.tr BSyayinlar

Ekrana yansıdığı ilk günden beri süregelen başarısı ve pan- domim bir karakter olması onu eşsiz kılar. Sofistike, kurnaz ve yaramaz Pembe Panter, çizeri David De Patie'ye göre tavri ve etkisiyle anime bir James Dean'dir. Blake Edwards, 1963 yılında Maurice Richlin ile yazdığı bir senaryo için ka- mera dediğinde sinema tarihine geçecek birkaç pop ikonu yaratacağını düşünmüyordu. Pembe Panter adını verdiği filmdeki tüm dünyaya tanıttığı Henry Mancini'nin bestele- diği tema müziği, Peter Sellers'ın Müfettiş Clouseau rolü ve jenerikteki sevimli panter kısa zamanda unutulmazlar arasına girdi. 18 Aralık 1964'te ilk Pembe Panter çizgi dizisi izleyiciyle buluştu. Animasyonun, söze dayalı komedinin, aksiyonun ve hızın ön plana çıktığı yıllar olmasına rağmen sessiz sinema günlerinden kalmışa benzeyen bir çizgi ka- rakterin bu kadar başarı kazanmış olması şaşırtıcıdır. Bu parçadan Pembe Panter'le ilgili aşağıdakilerin han- gisi çıkarılamaz? A) Açıkgöz bir karakter olduğu B) Sessiz bir kahraman olduğu C) Çizgi dizinin ününün sinemasının önüne geçtiği D) Evrensel bir çizgi film kahramanı olduğu E) İlk olarak sinema filminde ortaya çıktığı Bu parçaya göre Pembe Panter'in büyük bir başarı ka- zanmasının şaşkınlıkla karşılanmasının sebebi aşağı- dakilerden hangisidir? A) Komedi unsurlarının yeterli olmaması B) Aksiyon sahnelerine yer verilmemesi C) Sessiz sinemanın olanaklarının sınırlı olması D) Zamanının genel beğenilerine uygun olmaması E) Dönemin animasyon tekniğinin zayıf olması

Bir ömür yaşar, bir ömrün içinden geçersiniz. On sekiz yaşımdan beri yaklaşık kırk yıldır edebiyat, kültür, sanat, yayın dünyasının içindeyim. İnsanlar gördüm, bildim, tanı- dım. Yıllar geride ister istemez iz bırakıyor. Zaman, değerli olanla geçici olanı mutlaka ayrıştırıyor. Patırtı kütürtü çıka- ranlar yeni ve daha yüksek ses çıkaranlar arasında kaybo- lurken sessiz ve kendisi olanlardan en azından değerli ve yaşama katsayısı yüksek şeyler kalıyor. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) En iyi değer belirleyicinin zaman olduğu B) Popüler sanatçıların daha popüler olanlara yenildiği C) Sanat dünyasının içinde olmanın ayrıcalıkları olduğu D) Özgünlüğe ulaşan eserlerin kalıcılığı yakaladığı E) Sessiz sanatçıların kalıcı özellikler taşıyabileceği

19. İki kişi gönüllü olarak bir araya geldiyse aile olmuş demektir. Ancak aile olmak demek tıpkı bir kartalın yüksekte bir yere konması gibi bir şey. Yani önemli olan; kartalın orada, yüksekte kalmasını sağlamak. Aile kalabilmek için de gönüllülük esastır. Uzun ve emek isteyen bir yolda yapılması gerekenler mutlaka olacaktır. Bu gerçekleri kabul ederek işe başlamak en doğrusu. Gerisi iyimserlik tohumlarının ekilmesine kalmış. O tohumları yeşertecek olan da kendini ve karşıdakini iyi bilmekten geçer Taraflar, belli bir ahenk içinde hareket ederse ailenin temeli de sağlamlaşır. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi aile kalabilmenin şartlarından biri değildir? A) Uyumlu tavır sergilemek B Güvenilir olmak C) Eşi yakından tanımak DY Zorluklarına rağmen istemek E) Olumlu bakış açısına sahip olmak

35. ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. mus (1) Son zamanlarda şehirleşmeye çok büyük önem 15x verildi. (II) Ancak şehirleşirken fiziki mimariye verilen las önem kadar, şehrin ruh mimarisine önem verilmeyişi hein insanların yaşantılarında uyum sarsıntıları meydana getirdi. (III) Müstakil evlerde süren bireysel yaşam tar- zı, artan nüfus sebebiyle, topraktan ve paradan daha çok tasarruf etme adına insanları apartman hayatı ile tanıştırdı. (IV) Kapısını kapattıktan sonra dışarıdaki insanları düşünmeden yaşayan kentlilerle, kapısını, yüreğiyle birlikte kapayan bencil insanlar türedi. (V) Aynı apartmanda oturduğu hâlde insanlar, kimin ne derdi var bilmiyor. (VI) Bu kent hayatında insanlar bir- birine mesken olarak yaklaştıkça sosyal olarak bir o kadar uzaklaştılar. 36. Bu parçada V. cümlede söylenen yargının gerek- çesi numaralanmış cümlelerin hangisinde veril- miştir? A) I B) II C) III D) IV E) VI