Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

1. Metin
Mutfak, Arapça matbah kelimesinin bozulmuş şekli-
dir "Plişirme yeri" anlamına gelen bu kelime dilimi-
ze girmeden önce Türklerin mutfak için kullandığı
çeşitli kelimeler mevcuttu. Aşlik, aşevi, aş ocağı gibi
kelimeler Uygurlar zamanından beri kullanılagel-
miştir. Mutfak ve ocak birbirinden ayrılmayan bir
ikilidir. Mutfakta bir tencerenin kaynaması bir aile
birliğinin varlığını gösterir. Evinde tencere kayna-
mayan, yemek pişmeyen "aile" mutsuz bir ailedir.
Ocağının bacası tüten ev, mutlu evdir.
II. Metin
Çok değil bundan 30-40 yıl öncesine kadar evde
eğlence denildiğinde akla sadece televizyonlar geli-
yordu. O günlerden bugüne hayatımıza önce bilgi-
sayarlar, daha sonra da akıllı telefonlar ve tabletler
girdi. Bu cihazlar televizyon başında geçirdiğimiz
süreyi azaltsa da televizyonların ev yaşamındaki
yeri her zaman ilk sıralarda oldu. Nielsen'in araş-
tırmasına göre ABD'de 18-24 yaşları arasındaki
gençler haftada ortalama 15,5 saat geleneksel TV
yayını seyrediyor. Bu süre bir önceki yıla göre yak-
laşık 1 saat azalmış olsa da genç nesil için haftada
15,5 saatin göz ardı edilemez derecede yüksek
olduğunu söyleyebiliriz.
Aşağıdakilerden hangisi, bu iki metnin için de
ortaktır?
A) Bilgilendirme amacı ile yazılması
B) İkilemelerin kullanılması
C) Öykülemeye yer verilmiştir.
D Deyime yer verilmesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Metin Mutfak, Arapça matbah kelimesinin bozulmuş şekli- dir "Plişirme yeri" anlamına gelen bu kelime dilimi- ze girmeden önce Türklerin mutfak için kullandığı çeşitli kelimeler mevcuttu. Aşlik, aşevi, aş ocağı gibi kelimeler Uygurlar zamanından beri kullanılagel- miştir. Mutfak ve ocak birbirinden ayrılmayan bir ikilidir. Mutfakta bir tencerenin kaynaması bir aile birliğinin varlığını gösterir. Evinde tencere kayna- mayan, yemek pişmeyen "aile" mutsuz bir ailedir. Ocağının bacası tüten ev, mutlu evdir. II. Metin Çok değil bundan 30-40 yıl öncesine kadar evde eğlence denildiğinde akla sadece televizyonlar geli- yordu. O günlerden bugüne hayatımıza önce bilgi- sayarlar, daha sonra da akıllı telefonlar ve tabletler girdi. Bu cihazlar televizyon başında geçirdiğimiz süreyi azaltsa da televizyonların ev yaşamındaki yeri her zaman ilk sıralarda oldu. Nielsen'in araş- tırmasına göre ABD'de 18-24 yaşları arasındaki gençler haftada ortalama 15,5 saat geleneksel TV yayını seyrediyor. Bu süre bir önceki yıla göre yak- laşık 1 saat azalmış olsa da genç nesil için haftada 15,5 saatin göz ardı edilemez derecede yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Aşağıdakilerden hangisi, bu iki metnin için de ortaktır? A) Bilgilendirme amacı ile yazılması B) İkilemelerin kullanılması C) Öykülemeye yer verilmiştir. D Deyime yer verilmesi
2. Oyun ve oyunu tamamlayan oyuncaklar, çocuğun
fiziksel becerilerini geliştirdiği gibi düşünme ve
keşfetme aracılığı ile zihinsel gelişimine de kat-
kıda bulunur. Çocuğun dili kullanmasına, iletişim
kurmasına ve dolayısıyla sosyalleşmesine yardım
eder. Ayrıca, çocuklar duygularını oynadıkları
oyunlarında yaşarlar. Nasıl ki yetişkinler, kendile-
rini rahatsız eden yaşantılarını, tekrar tekrar dü-
şünürler hatta rüyalarında görerek yaşadıklarıyla,
geçmiş yaşantılarıyla uygun bir çözüm yolu bulun-
caya kadar ilgilenirlerse çocuklar da oynadıkları
oyun ve oyuncaklar aracılığı ile yaşadıkları duy-
gusal çöküntüleri tekrar yaşayarak korkularının ve
acılarının üstesinden gelmeye çalışırlar.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Çocukların hayata hazırlanmalarında oyunların
önemli bir işlevi vardır.
B) Çocukların sosyalleşmesinde oyunların etkisi
yadsınamaz.
C) Çocukların diğer bireylerle iletişim kurmasında
oyunların rolü büyüktür.
D) Çocuklar oynadıkları oyunlarda hep bir müca-
dele içindedirler.
E) Oyunlar çocukların bedensel becerilerini geliş-
tirmesine yardımcı olur.
S
Açık Uç Yayınları
4.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Oyun ve oyunu tamamlayan oyuncaklar, çocuğun fiziksel becerilerini geliştirdiği gibi düşünme ve keşfetme aracılığı ile zihinsel gelişimine de kat- kıda bulunur. Çocuğun dili kullanmasına, iletişim kurmasına ve dolayısıyla sosyalleşmesine yardım eder. Ayrıca, çocuklar duygularını oynadıkları oyunlarında yaşarlar. Nasıl ki yetişkinler, kendile- rini rahatsız eden yaşantılarını, tekrar tekrar dü- şünürler hatta rüyalarında görerek yaşadıklarıyla, geçmiş yaşantılarıyla uygun bir çözüm yolu bulun- caya kadar ilgilenirlerse çocuklar da oynadıkları oyun ve oyuncaklar aracılığı ile yaşadıkları duy- gusal çöküntüleri tekrar yaşayarak korkularının ve acılarının üstesinden gelmeye çalışırlar. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Çocukların hayata hazırlanmalarında oyunların önemli bir işlevi vardır. B) Çocukların sosyalleşmesinde oyunların etkisi yadsınamaz. C) Çocukların diğer bireylerle iletişim kurmasında oyunların rolü büyüktür. D) Çocuklar oynadıkları oyunlarda hep bir müca- dele içindedirler. E) Oyunlar çocukların bedensel becerilerini geliş- tirmesine yardımcı olur. S Açık Uç Yayınları 4.
1/A
14. Ahmet Muhip Dıranas, şairliğinin yanında nesir yazı-
lanıyla da bilinir. Döneminin ünlü gazetelerinden Za-
ter, Ulus ve Vatan'da yazılanı yayımlanır. Bu gazete-
lerde günlük atmosfere dair yazılar yazar. Dıranas'in
asil entelektüel derinliği gazete yazılarından daha
net anlaşılır. Müthiş bir edebi birikimi vardır, mitoloji
ye aşinadır Doğu ve Batı edebiyatını özümsemiştir.
Olümünden sonra "Yazılar" adlı kitapta toplanan ya-
zılanında siyaset konusunda yer yer farklı söylemler
göze çarpsa da bir bütün olarak değerlendirildiğinde
Dıranas'ın kalemi barışçıdır. Tabulara, kalıplara do-
kunur, eleştiriler getirir.
Bu parçadan hareketle sözü edilen sanatçıyla il-
gill
1. Mitolojiyle ilgili birikimini özellikle düzyazılarına
yansıtmıştır.
II. Gazete yazılarında güncel olayları konu edin-
miştir
III. Farkh edebi türlerde metinler kaleme almıştır.
IV Sıyasi görüşlerini yalnızca nesirlerine
yansıtmıştır.
yargılarının hangileri söylenemez?
A) I ve II
B) II ve III
D) I ve IV
E) I ve Ill
C) III ve IV
15.
sibe Aydın Eğitim Kurumları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1/A 14. Ahmet Muhip Dıranas, şairliğinin yanında nesir yazı- lanıyla da bilinir. Döneminin ünlü gazetelerinden Za- ter, Ulus ve Vatan'da yazılanı yayımlanır. Bu gazete- lerde günlük atmosfere dair yazılar yazar. Dıranas'in asil entelektüel derinliği gazete yazılarından daha net anlaşılır. Müthiş bir edebi birikimi vardır, mitoloji ye aşinadır Doğu ve Batı edebiyatını özümsemiştir. Olümünden sonra "Yazılar" adlı kitapta toplanan ya- zılanında siyaset konusunda yer yer farklı söylemler göze çarpsa da bir bütün olarak değerlendirildiğinde Dıranas'ın kalemi barışçıdır. Tabulara, kalıplara do- kunur, eleştiriler getirir. Bu parçadan hareketle sözü edilen sanatçıyla il- gill 1. Mitolojiyle ilgili birikimini özellikle düzyazılarına yansıtmıştır. II. Gazete yazılarında güncel olayları konu edin- miştir III. Farkh edebi türlerde metinler kaleme almıştır. IV Sıyasi görüşlerini yalnızca nesirlerine yansıtmıştır. yargılarının hangileri söylenemez? A) I ve II B) II ve III D) I ve IV E) I ve Ill C) III ve IV 15. sibe Aydın Eğitim Kurumları
B
KİTAPÇIĞI
Nitekim dünya edebiyatında, klasiklerde, bunun
çok sayıda örneği vardır. Düşünceler yerli yerinde ve-
rildiğinden olumsuz bir etki oluşturmaz aksine bu, ya-
pita aynı bir güzellik katabilir. Victor Hugo, Sefiller'inde
kötü adam Jan Valjan't baspiskoposun etkisiyle iyi
adam oluşunu anlatırsar Ne ile Yaşar isimli eserin-
de Tolstoy, yine iyi insanlatı, iyiliği ve iyi olma vurgu-
sunu yaparak hikayesini anlatır. Biz bu yapıtlarda dü-
şüncenin verilişini yadırgamayız.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerin hangisi getirilmelidir?
A) Düşüncelerin yapıtın dokusuna sindirildiği yapıtlar-
da yazınsal düzey düşmez
B) Yazarın mesaj verme kaygısının, eserin yazınsal yö-
nünü olumsuz yönde etkilediğine dair genel bir gö-
uş vardır
C) Hayat iyi ve kötü sarmalında geçiyor
D) Kötülüklerden bahsetmeden sadece iyi ve iyilikten
bahsetmek ortada kalacaktır
E) Edebî klasiklere olan ilgi hiçbir zaman eksilmez
22. Ik
lo
C
SU P
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B KİTAPÇIĞI Nitekim dünya edebiyatında, klasiklerde, bunun çok sayıda örneği vardır. Düşünceler yerli yerinde ve- rildiğinden olumsuz bir etki oluşturmaz aksine bu, ya- pita aynı bir güzellik katabilir. Victor Hugo, Sefiller'inde kötü adam Jan Valjan't baspiskoposun etkisiyle iyi adam oluşunu anlatırsar Ne ile Yaşar isimli eserin- de Tolstoy, yine iyi insanlatı, iyiliği ve iyi olma vurgu- sunu yaparak hikayesini anlatır. Biz bu yapıtlarda dü- şüncenin verilişini yadırgamayız. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) Düşüncelerin yapıtın dokusuna sindirildiği yapıtlar- da yazınsal düzey düşmez B) Yazarın mesaj verme kaygısının, eserin yazınsal yö- nünü olumsuz yönde etkilediğine dair genel bir gö- uş vardır C) Hayat iyi ve kötü sarmalında geçiyor D) Kötülüklerden bahsetmeden sadece iyi ve iyilikten bahsetmek ortada kalacaktır E) Edebî klasiklere olan ilgi hiçbir zaman eksilmez 22. Ik lo C SU P
13. Şiirim akışını sürdürüyor, evet. Bazen çok yazıyorum
duygusu yaşıyorum, kâğıttan kalemden elimi çekiyo-
rum ama sonra tıkanmaya başlıyorum Söyleyecek
sözüm var benim. Pek çok yaram var içimde, dışım-
da. Hayatın içinde, pek çok demokratik yapının yanın-
da, içinde bu dertlere çare arıyorum Öfkemi, istekle.
rimi bağırarak söylüyorum. İşte, bunların hepsini ya-
zarak ifade ediyorum. Şiiri ucuzlattığımı düşündüğüm
an bırakırım. Şimdilik birazcık daha çırpınacağım.
Düşüncelerini bu şekilde ifade eden bir sanatçı
için
1. İçerik konusunda zaman zaman tıkanmalar ya-
şamaktadır.
II. Kişisel meselelerinin çözümünde yazıyı araç
olarak kullanmaktadır
III Şirin değerini bildiğini düşünmektedir.
yargılarından hangilerine
ulaşılabilir?
B) I ve II
E) II ve III
A) Yalnız I
D) I ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
13. Şiirim akışını sürdürüyor, evet. Bazen çok yazıyorum duygusu yaşıyorum, kâğıttan kalemden elimi çekiyo- rum ama sonra tıkanmaya başlıyorum Söyleyecek sözüm var benim. Pek çok yaram var içimde, dışım- da. Hayatın içinde, pek çok demokratik yapının yanın- da, içinde bu dertlere çare arıyorum Öfkemi, istekle. rimi bağırarak söylüyorum. İşte, bunların hepsini ya- zarak ifade ediyorum. Şiiri ucuzlattığımı düşündüğüm an bırakırım. Şimdilik birazcık daha çırpınacağım. Düşüncelerini bu şekilde ifade eden bir sanatçı için 1. İçerik konusunda zaman zaman tıkanmalar ya- şamaktadır. II. Kişisel meselelerinin çözümünde yazıyı araç olarak kullanmaktadır III Şirin değerini bildiğini düşünmektedir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? B) I ve II E) II ve III A) Yalnız I D) I ve III C) Yalnız III
10. Suratıyla tilkiyi andıran küçük bir kedi yavrusuna
1
||
benzeyen Margay, çöl ortamında yaşayan tek vahşi kedi
IV
|||
türüdür. Genellikle Kuzey Afrika, Güney ve Güneybatı ve
Orta Asya'nın kurak bölgelerinde görülür.
V
Bu parçada numaralanmış sıfatlarla ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?)
A) sifat, söz grubu hâlinde sıfata örnek oluşturur
B) II. sifat, isim tamlamasına yönelik kullanılmıştır.
III. sıfat, türemiş niteleme sıfatıdır.
D) IV. sifat, asıl sayı sıfatıdır. X
E) Y sifat, basit yapılı bir niteleme sıfatıdır.
2. Seviye
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10. Suratıyla tilkiyi andıran küçük bir kedi yavrusuna 1 || benzeyen Margay, çöl ortamında yaşayan tek vahşi kedi IV ||| türüdür. Genellikle Kuzey Afrika, Güney ve Güneybatı ve Orta Asya'nın kurak bölgelerinde görülür. V Bu parçada numaralanmış sıfatlarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?) A) sifat, söz grubu hâlinde sıfata örnek oluşturur B) II. sifat, isim tamlamasına yönelik kullanılmıştır. III. sıfat, türemiş niteleme sıfatıdır. D) IV. sifat, asıl sayı sıfatıdır. X E) Y sifat, basit yapılı bir niteleme sıfatıdır. 2. Seviye
1. Son yıllarda öykü türü, alışılagelen anlam ve içeriğinden
uzaklaşarak kısalığı ve derinliği ile şiire daha yakın du-
ran bir tür hâline dönüştü. Bu yönüyle çağın insanının
yaşam biçimine ve gereksinmelerine de yanıt verebil-
mekte. Öyküler, aynı zamanda, modern yaşamın hızı
içinde durup soluk almaya ve yaşamın farkındalığını his-
setmeye fırsat bulamayan çağımızın tedirgin ve kirigan
insanının giderek daralan yaşam alanlarına genişlikler
katıyor ve yaşamın hızını yavaşlatıyor. Az sözcükle, boş-
Muklarla, sessizlikle yazılıyor günümüzün öyküleri. Öykü-
lerdeki boşluklar, okur tarafından yaşam alanlarıyla dol-
duruluyor.
Bu parçadan öyküyle ilgili olarak aşağıdakilerin han-
gisi çıkarılamaz?
(A) Okurun metne dahil olmasını sağlayan yapısal özel-
liklere sahiptir.
Insana hayatın akışı içinde fark edemediği güzellik-
leni duyumsatır.
Gittikçe şiire yaklaşan bir gelişim göstermiştir.
D) Yeniliklere, değişime daha yatkın bir türdür
Toplumun beklentilerini karşılamaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Son yıllarda öykü türü, alışılagelen anlam ve içeriğinden uzaklaşarak kısalığı ve derinliği ile şiire daha yakın du- ran bir tür hâline dönüştü. Bu yönüyle çağın insanının yaşam biçimine ve gereksinmelerine de yanıt verebil- mekte. Öyküler, aynı zamanda, modern yaşamın hızı içinde durup soluk almaya ve yaşamın farkındalığını his- setmeye fırsat bulamayan çağımızın tedirgin ve kirigan insanının giderek daralan yaşam alanlarına genişlikler katıyor ve yaşamın hızını yavaşlatıyor. Az sözcükle, boş- Muklarla, sessizlikle yazılıyor günümüzün öyküleri. Öykü- lerdeki boşluklar, okur tarafından yaşam alanlarıyla dol- duruluyor. Bu parçadan öyküyle ilgili olarak aşağıdakilerin han- gisi çıkarılamaz? (A) Okurun metne dahil olmasını sağlayan yapısal özel- liklere sahiptir. Insana hayatın akışı içinde fark edemediği güzellik- leni duyumsatır. Gittikçe şiire yaklaşan bir gelişim göstermiştir. D) Yeniliklere, değişime daha yatkın bir türdür Toplumun beklentilerini karşılamaktadır.
2. Blim, sadece birtakım sonuçlar değildir; bilimi bilim yapan,
tüm bilimsel sonuçları var eden bilim kafasıdır yani insan-
dır, insana özgü yaratıcılıktır. Soran, arayan, araştıran, de-
neyen ve denetleyen. Sonra bütün bu başarılarını yeniden,
sonra gene yeniden ele alan; onaran, düzelten; daha son-
ra yeni yeni atılımlara yönelen; bunu hep böyle sürdürüp gi-
den insandır. Bu etkinliklerin tümüne birden açık düşünme
diyebiliriz. Şöyle ki bilimde açık düşünme, durmayı, katılaş-
mayı önleyen, bilimi durmadan yenileştirip iten güçtür. Bi-
lim kafası, düşünmeyi hiçbir zaman kapamayan, bu uğurda
hiçbir emeği esirgemeyen kafadır. Bilimdeki rastgele bir dü-
zeye çakılıp kalmayan, açık düşünceye özenle bakım gös-
teren bir uygarlıktır bilim uygarlığı.
Bu parçada aşıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A Bilim bilimsel bir kafa ve açık düşünme ile yapılabilir.
Açık düşünme, bilimsel çalışmaların en önemli özellikle-
rinden biridir.
C) Bitim sadece bilimsel çalışmaların sonuçlarından ibaret
değildir.
D Bilim insanları; soran, araştıran ve eleştiren insanlar ol-
malıdır.
E) Bilimin gelişmesi ancak bilim kafasına sahip insanlarla
mümkündür.
Edebiyat S
15
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Blim, sadece birtakım sonuçlar değildir; bilimi bilim yapan, tüm bilimsel sonuçları var eden bilim kafasıdır yani insan- dır, insana özgü yaratıcılıktır. Soran, arayan, araştıran, de- neyen ve denetleyen. Sonra bütün bu başarılarını yeniden, sonra gene yeniden ele alan; onaran, düzelten; daha son- ra yeni yeni atılımlara yönelen; bunu hep böyle sürdürüp gi- den insandır. Bu etkinliklerin tümüne birden açık düşünme diyebiliriz. Şöyle ki bilimde açık düşünme, durmayı, katılaş- mayı önleyen, bilimi durmadan yenileştirip iten güçtür. Bi- lim kafası, düşünmeyi hiçbir zaman kapamayan, bu uğurda hiçbir emeği esirgemeyen kafadır. Bilimdeki rastgele bir dü- zeye çakılıp kalmayan, açık düşünceye özenle bakım gös- teren bir uygarlıktır bilim uygarlığı. Bu parçada aşıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Bilim bilimsel bir kafa ve açık düşünme ile yapılabilir. Açık düşünme, bilimsel çalışmaların en önemli özellikle- rinden biridir. C) Bitim sadece bilimsel çalışmaların sonuçlarından ibaret değildir. D Bilim insanları; soran, araştıran ve eleştiren insanlar ol- malıdır. E) Bilimin gelişmesi ancak bilim kafasına sahip insanlarla mümkündür. Edebiyat S 15
soluklu bir
min kalınlı
teliktir bu.
He ilgili öy-
ağılır ama
dağınıklığı
culuk, ro-
na kısadır.
anlamına
nn da de-
ak, vurucu
ak ustalık
re, aşağı-
efe ulas-
düz yolda
akan ya-
ümü ola-
okumak
sinimimiz
koşula-
nzetebili-
n yağışın
ile orta-
B
22. James Pennebaker ve Sandra Beall tarafından 1986 yı-
linda araştırmaya dayalı bir deney gerçekleştirildi. Onar
kişiden oluşan iki grup üzerinde gerçekleştirilen çalış-
mada bir gruba deney grubu, diğer gruba kontrol grubu
adı verildi. Deney grubundaki katılımcılardan, yaşadıkları
bir travma hakkında; kontrol grubundaki katılımcılardan,
yüzeysel ve genelgeçer bir konu hakkında dört gün bo-
yunca 15-30 dakika yazı yazmaları istendi. Dört günün
sonunda travmaları hakkında yazan katılımcıların kan ba-
sınçlarının düştüğü ve ruhsal olarak rahatladıkları belir-
lendi. Aynı grubun dört aylık takip süreci boyunca kontrol
grubundaki katılımcılara kıyasla sağlık merkezlerini fizik-
sel şikâyetleri için daha az ziyaret ettikleri tespit edildi.
Bu parçada sözü edilen araştırma,
I. Kişide sarsıntı yaratmış olaylarla ilgili yapılan dışa
vurum, psikolojik ve fizyolojik anlamda kişide olumlu
etki yaratır.
7
Travmatik olayların kişide yarattığı olumsuz duygular,
aradan zaman geçse dahi hatırlandığında kişiyi de-
inden etkiler.
. Yazı yazmak, stres düzeyini düşürerek kişide strese
bağlı hastalıkların ortaya çıkmasının tümüyle önüne
geçer.
yargılarından hangisini/hangilerini kanıtlamamıştır?
A) Yalnız
B) I, II ve III
D) II ve III
E) Yalnız III
C) I ve III
23. (1) Polonya'daki Tunel Wielki Mağarası'nda çakmak ta-
şından yapılmış, binlerce yıl öncesine ait aletler bulundu.
dilon buluntular kazıların hemen
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
soluklu bir min kalınlı teliktir bu. He ilgili öy- ağılır ama dağınıklığı culuk, ro- na kısadır. anlamına nn da de- ak, vurucu ak ustalık re, aşağı- efe ulas- düz yolda akan ya- ümü ola- okumak sinimimiz koşula- nzetebili- n yağışın ile orta- B 22. James Pennebaker ve Sandra Beall tarafından 1986 yı- linda araştırmaya dayalı bir deney gerçekleştirildi. Onar kişiden oluşan iki grup üzerinde gerçekleştirilen çalış- mada bir gruba deney grubu, diğer gruba kontrol grubu adı verildi. Deney grubundaki katılımcılardan, yaşadıkları bir travma hakkında; kontrol grubundaki katılımcılardan, yüzeysel ve genelgeçer bir konu hakkında dört gün bo- yunca 15-30 dakika yazı yazmaları istendi. Dört günün sonunda travmaları hakkında yazan katılımcıların kan ba- sınçlarının düştüğü ve ruhsal olarak rahatladıkları belir- lendi. Aynı grubun dört aylık takip süreci boyunca kontrol grubundaki katılımcılara kıyasla sağlık merkezlerini fizik- sel şikâyetleri için daha az ziyaret ettikleri tespit edildi. Bu parçada sözü edilen araştırma, I. Kişide sarsıntı yaratmış olaylarla ilgili yapılan dışa vurum, psikolojik ve fizyolojik anlamda kişide olumlu etki yaratır. 7 Travmatik olayların kişide yarattığı olumsuz duygular, aradan zaman geçse dahi hatırlandığında kişiyi de- inden etkiler. . Yazı yazmak, stres düzeyini düşürerek kişide strese bağlı hastalıkların ortaya çıkmasının tümüyle önüne geçer. yargılarından hangisini/hangilerini kanıtlamamıştır? A) Yalnız B) I, II ve III D) II ve III E) Yalnız III C) I ve III 23. (1) Polonya'daki Tunel Wielki Mağarası'nda çakmak ta- şından yapılmış, binlerce yıl öncesine ait aletler bulundu. dilon buluntular kazıların hemen
2
2000 kuşağı öykücüleri elbette 1950 kuşağının devamı
olma, salt bu geleneğin sürdürücüsü olmakla kalmadı,
öykü türünün yarattığı imkânlar dâhilinde farklı teknikleri
denediler, yeni arayışlara girip kendi özgün öykü dünya-
larını da yarattılar. Bu sebeple bu kuşakta birbirine ben-
zemez öykücülerin de olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz,
herhangi bir akım veya takım çalışmasının olmadığını da.
Açıkçası farklı biçimleri ve anlatımları denemekte cesur
davranan öykücülerle karşı karşıyayız diyebiliriz. Metni bir
"oyun" olarak gören öykücüler olduğu gibi, metnin odağı-
na "dil'i yerleştiren ve oradan yürüyen öykücüler de var,
yalın bir anlatımı tercih edip asıl meselenin "hikâye" oldu-
ğunu bize ısrarla hatırlatan öykücüler de.
II.
80 kuşağı 1. ve 2. Yeni'nin yapamadığını yapmıştır. 80
kuşağı Türk şiirini toparlamış, çerçevesini çizmiş, rota-
sını belirlemiş ve kendine has yapıtlar vermiştir. Ayrıca
bu kuşağın içinden söz alan bireysel manifestolarla da
belirleyici olmayacaktır, olamıyorlar da. Çünkü 80 kuşa-
ğı gibi güçlü kuşaklardan bireysel çıkışlarla değil ancak
poetikası belirginleşmiş, çok ama çok güçlü söyleyişler-
le bir kopuş yaşanabilir. Modern şiirde gelenek kopuşla
gerçekleşir. Bu kopuş üslup ve poetikayla birlikte gelişir,
hayat bulur. Dolayısıyla 80 kuşağından henüz köklü bir
kopuş ne grup ne kuşak ne üslup ne de poetik düzeyde
gerçekleşmiştir.
Bu parçalara göre,
I. Yer aldıkları edebî akımlar
II. Türlerde arayış içinde olmaları
III. Özgün olmaları
dimlari,
maddelerinin hangileri numaralanmış metinlerde söz
edilen kuşakların ortak özelliklerindendir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
C) Yalnız III
ENI ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2 2000 kuşağı öykücüleri elbette 1950 kuşağının devamı olma, salt bu geleneğin sürdürücüsü olmakla kalmadı, öykü türünün yarattığı imkânlar dâhilinde farklı teknikleri denediler, yeni arayışlara girip kendi özgün öykü dünya- larını da yarattılar. Bu sebeple bu kuşakta birbirine ben- zemez öykücülerin de olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz, herhangi bir akım veya takım çalışmasının olmadığını da. Açıkçası farklı biçimleri ve anlatımları denemekte cesur davranan öykücülerle karşı karşıyayız diyebiliriz. Metni bir "oyun" olarak gören öykücüler olduğu gibi, metnin odağı- na "dil'i yerleştiren ve oradan yürüyen öykücüler de var, yalın bir anlatımı tercih edip asıl meselenin "hikâye" oldu- ğunu bize ısrarla hatırlatan öykücüler de. II. 80 kuşağı 1. ve 2. Yeni'nin yapamadığını yapmıştır. 80 kuşağı Türk şiirini toparlamış, çerçevesini çizmiş, rota- sını belirlemiş ve kendine has yapıtlar vermiştir. Ayrıca bu kuşağın içinden söz alan bireysel manifestolarla da belirleyici olmayacaktır, olamıyorlar da. Çünkü 80 kuşa- ğı gibi güçlü kuşaklardan bireysel çıkışlarla değil ancak poetikası belirginleşmiş, çok ama çok güçlü söyleyişler- le bir kopuş yaşanabilir. Modern şiirde gelenek kopuşla gerçekleşir. Bu kopuş üslup ve poetikayla birlikte gelişir, hayat bulur. Dolayısıyla 80 kuşağından henüz köklü bir kopuş ne grup ne kuşak ne üslup ne de poetik düzeyde gerçekleşmiştir. Bu parçalara göre, I. Yer aldıkları edebî akımlar II. Türlerde arayış içinde olmaları III. Özgün olmaları dimlari, maddelerinin hangileri numaralanmış metinlerde söz edilen kuşakların ortak özelliklerindendir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II C) Yalnız III ENI ve III
TÜRKÇE TESTİ
A
27. Bir arabanın farı karşısında donakalan bir geyi-
gin bu davranışı anlamsız gelse de vahşi dünya-
da hayvanlar nadiren üzerlerine gelen tonlarca
kilogramlık metal yığınlarıyla baş etmek zorunda
kalmaktadır. Böyle bir durumda donakalmak deza-
vantajlıdır ancak yüzlerce metre ötede duyulan bir
dal kırılması veya alınan bir feromon sonucu do-
nakalmak, geyikler veya tavşanlar gibi avların, bir
sonraki hamlelerini belirleyene kadar dikkat çek-
memelerini sağlayarak evrimsel bir avantaj edin-
melerini mümkün kılar.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tüm hayvanlar tehlike anında kendilerine özgü
çözüm üretebilmektedir.
B) Kimi zaman bir şey yapmamak, bir sonraki
hamle için üstünlük sağlar.
C) Donakalıp sabit kalmak insanların evrimsel akı-
şını sağlayan başat unsurdur.
D) Vahşi hayvanlar, doğal ortamlarında olağan
dişi durumlarla baş etme içgüdüsüne sahiptir.
E) Insanların olumsuzluklar ve tehlikeler karşısın-
da takındıkları tavırlar görecelidir.
28. Sosyoloji, toplum hilimini ve incoplo
29.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE TESTİ A 27. Bir arabanın farı karşısında donakalan bir geyi- gin bu davranışı anlamsız gelse de vahşi dünya- da hayvanlar nadiren üzerlerine gelen tonlarca kilogramlık metal yığınlarıyla baş etmek zorunda kalmaktadır. Böyle bir durumda donakalmak deza- vantajlıdır ancak yüzlerce metre ötede duyulan bir dal kırılması veya alınan bir feromon sonucu do- nakalmak, geyikler veya tavşanlar gibi avların, bir sonraki hamlelerini belirleyene kadar dikkat çek- memelerini sağlayarak evrimsel bir avantaj edin- melerini mümkün kılar. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Tüm hayvanlar tehlike anında kendilerine özgü çözüm üretebilmektedir. B) Kimi zaman bir şey yapmamak, bir sonraki hamle için üstünlük sağlar. C) Donakalıp sabit kalmak insanların evrimsel akı- şını sağlayan başat unsurdur. D) Vahşi hayvanlar, doğal ortamlarında olağan dişi durumlarla baş etme içgüdüsüne sahiptir. E) Insanların olumsuzluklar ve tehlikeler karşısın- da takındıkları tavırlar görecelidir. 28. Sosyoloji, toplum hilimini ve incoplo 29.
11 ve 12. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
Yaratıcı iş; yazı yazmak, tasarım yapmak, şarkı söy-
lemek, resim çizmek gibi birçok aktiviteyi kapsayan
alandır Orijinal bir fikrin sanatla ifade edilebileceği
yaratıcı bir amacın belirlenmesi ve o amaca giden
yolun takip edilmesi Yakın zamanda yapılan birçok
araştırma, kişinin duygusal durumunun sanatsal ça-
lışmalarına etkisini inceliyor. Bunlardan en önemli-
si The Journal of Positive Psychology dergisinden
Tamlin Conner'a ait. Sanatsal çalışmaların duygu-
sal durum üzerindeki etkisini araştıran Conner, araş-
tırmalarıyla ilgili verdiği demeçte Araştırmalarımda
duygusal işlevsellik ile yaratıcılık arasında bir bağ ol-
duğuna ilişkin bulgularda ciddi bir artış var." diyor ve
ekliyor "Ama bu araştırmaların çoğu, duyguların ya-
ratıcılığa katkısı olup olmadığıyla ilgileniyor, yaratıcı-
liğin duygulan etkileyip etkilemediğiyle değil."
11. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi
ağır basmaktadır?
A) Öyküleme
C) Tanımlama
E) Betimleme
B) Açıklama
D) Benzetme
Nesibe Aydın Eğitim Kurumları
13. Şiir
du
3
rur
SO
da
da
rin
za
ar
D
ic
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11 ve 12. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Yaratıcı iş; yazı yazmak, tasarım yapmak, şarkı söy- lemek, resim çizmek gibi birçok aktiviteyi kapsayan alandır Orijinal bir fikrin sanatla ifade edilebileceği yaratıcı bir amacın belirlenmesi ve o amaca giden yolun takip edilmesi Yakın zamanda yapılan birçok araştırma, kişinin duygusal durumunun sanatsal ça- lışmalarına etkisini inceliyor. Bunlardan en önemli- si The Journal of Positive Psychology dergisinden Tamlin Conner'a ait. Sanatsal çalışmaların duygu- sal durum üzerindeki etkisini araştıran Conner, araş- tırmalarıyla ilgili verdiği demeçte Araştırmalarımda duygusal işlevsellik ile yaratıcılık arasında bir bağ ol- duğuna ilişkin bulgularda ciddi bir artış var." diyor ve ekliyor "Ama bu araştırmaların çoğu, duyguların ya- ratıcılığa katkısı olup olmadığıyla ilgileniyor, yaratıcı- liğin duygulan etkileyip etkilemediğiyle değil." 11. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi ağır basmaktadır? A) Öyküleme C) Tanımlama E) Betimleme B) Açıklama D) Benzetme Nesibe Aydın Eğitim Kurumları 13. Şiir du 3 rur SO da da rin za ar D ic
A
A
A
TÜRKÇE TESTİ
1. Parkinson hastalığı, beyindeki gri cevher çe-
kirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi
hastalığıdır.
II. Genellikle orta yaş hastalığıdır ve adını, has-
talığı ilk defa 1817'de titremeli felç olarak tarif
eden James Parkinson'dan almıştır.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru
bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Beyindeki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğu-
na dayalı sinir sistemi rahatsızlığı ve genellikle
orta yaş hastalığı olan Parkinson, adını ilk kez
1817'de hastalığı tedavi eden James Parkin-
son'dan alır.
B) Adını, hastalığı ilk defa 1817'de titremeli felç
olarak adlandıran James Parkinson'dan alan
ve ekseriyetle orta yaş hastalığı olan Parkin-
son, beyindeki gri cevher çekirdeklerinin bo-
zukluğuna dayalı sinir sistemi rahatsızlığıdır.
C) Adını, hastalığı ilk defa 1817'de titremeli felç
olarak adlandıran James Parkinson'dan alan
ve sadece orta ştaki insanlarda görülen Par-
kinson, beyindeki gri cevher çekirdeklerinin bo-
zukluğuna dayalı sinir sistemi rahatsızlığıdır.
D) Orta yaş hastalığı olan ve James Parkinson
tarafından 1817'de ilk kez adlandırılan parkin-
son, beyindeki cevher çekirdeklerinin bozuklu-
ğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığıdır.
E) ilk defa 1817'de tedavisi bulunan ve James
Parkinson tarafından 1817'de bilim dünyasına
tanitilan parkinson, bir çeşit sinir sistemi hasta-
lığıdır.
7.
He
lar
11. Ya
ye
III. Ha
di
IV. G
ÇI
V. Z
g
Num
düşü
A) I
8. Alar
kon
des
ama
nar
düz
Bu
dal
A)
B)
D
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A A A TÜRKÇE TESTİ 1. Parkinson hastalığı, beyindeki gri cevher çe- kirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığıdır. II. Genellikle orta yaş hastalığıdır ve adını, has- talığı ilk defa 1817'de titremeli felç olarak tarif eden James Parkinson'dan almıştır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Beyindeki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğu- na dayalı sinir sistemi rahatsızlığı ve genellikle orta yaş hastalığı olan Parkinson, adını ilk kez 1817'de hastalığı tedavi eden James Parkin- son'dan alır. B) Adını, hastalığı ilk defa 1817'de titremeli felç olarak adlandıran James Parkinson'dan alan ve ekseriyetle orta yaş hastalığı olan Parkin- son, beyindeki gri cevher çekirdeklerinin bo- zukluğuna dayalı sinir sistemi rahatsızlığıdır. C) Adını, hastalığı ilk defa 1817'de titremeli felç olarak adlandıran James Parkinson'dan alan ve sadece orta ştaki insanlarda görülen Par- kinson, beyindeki gri cevher çekirdeklerinin bo- zukluğuna dayalı sinir sistemi rahatsızlığıdır. D) Orta yaş hastalığı olan ve James Parkinson tarafından 1817'de ilk kez adlandırılan parkin- son, beyindeki cevher çekirdeklerinin bozuklu- ğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığıdır. E) ilk defa 1817'de tedavisi bulunan ve James Parkinson tarafından 1817'de bilim dünyasına tanitilan parkinson, bir çeşit sinir sistemi hasta- lığıdır. 7. He lar 11. Ya ye III. Ha di IV. G ÇI V. Z g Num düşü A) I 8. Alar kon des ama nar düz Bu dal A) B) D
bir gay-
dünya-
onlarca
orunda
deza-
an bir
do-
, bir
çek-
din-
gi
J
A
A
37 dk
A
29. Kısa vadede yansıtıcı düşünmeye başvurarak ha-
reket etmek olayları akışına bırakmaktan daha zor-
gelişmeye devam ederken düşünmek söz konu-
dur ve daha fazla zaman alır, özellikle de olaylar
suysa. Bu zorluk da insanların yansıtıcı düşünme-
den kaçınmasına sebep olabilir. Dahası, yansıtıcı
düşünmenin güçlükleri bazı durumlarda işi zora
sokabilir, bu belirli durumlarda yansıtıcı düşünme-
den kaçınmak daha doğru olacaktır. Yine de uygun
şartlarda yansıtıcı düşünmeye başvurmak uzun
vadede hem performans hem de kişisel gelişim
açısından genelde doğru seçim olacaktır.
Bu parçadan hareketle "yansıtıcı düşünme" ile
ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
AUygun şartlarda ve uzun vadede, başarı ile birey-
sel kazanım bakımından doğru bir seçenektir.
B) Kimi durumda karşılaşılan zorluklara yönelik
kullanılabilen güvenilir bir metottur.
C) Olumsuz bir durumdan kaçınmak için yansıtıcı
düşünme tekniğine başvurulmalıdır.
D) Yansıtıcı düşünme tekniği, bireylerin çıkış yolu
bulamadığı anlarda bireylere yol göstermektedir.
E) Olaylar devam ederken fikir üretmek söz konu-
suysa başvurulabilecek bir materyaldir.
COLE?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bir gay- dünya- onlarca orunda deza- an bir do- , bir çek- din- gi J A A 37 dk A 29. Kısa vadede yansıtıcı düşünmeye başvurarak ha- reket etmek olayları akışına bırakmaktan daha zor- gelişmeye devam ederken düşünmek söz konu- dur ve daha fazla zaman alır, özellikle de olaylar suysa. Bu zorluk da insanların yansıtıcı düşünme- den kaçınmasına sebep olabilir. Dahası, yansıtıcı düşünmenin güçlükleri bazı durumlarda işi zora sokabilir, bu belirli durumlarda yansıtıcı düşünme- den kaçınmak daha doğru olacaktır. Yine de uygun şartlarda yansıtıcı düşünmeye başvurmak uzun vadede hem performans hem de kişisel gelişim açısından genelde doğru seçim olacaktır. Bu parçadan hareketle "yansıtıcı düşünme" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? AUygun şartlarda ve uzun vadede, başarı ile birey- sel kazanım bakımından doğru bir seçenektir. B) Kimi durumda karşılaşılan zorluklara yönelik kullanılabilen güvenilir bir metottur. C) Olumsuz bir durumdan kaçınmak için yansıtıcı düşünme tekniğine başvurulmalıdır. D) Yansıtıcı düşünme tekniği, bireylerin çıkış yolu bulamadığı anlarda bireylere yol göstermektedir. E) Olaylar devam ederken fikir üretmek söz konu- suysa başvurulabilecek bir materyaldir. COLE?
Aynı olgu, farklı örnekler üzerinden ele alınmaktadır,
B) Birbiriyle çelişen farklı görüşlerin olabileceği ortaya
konmaktadır.
C) Aynı konuya ilişkin farkir görüşler olduğu vurgulan-
maktadır.
D) Aynrüstup kullanılsa da konu farkir yönleriyle açıklan-
-maktadır.
E) Farklı iki düşünceyi pekiştirmeye yönelik örnekler su-
nulmaktadır.
25. Hatıralar, hayatın dokusu olduğu gibi sanatın da dokusu-
dur. Şair veya románci, eserin malzemesini gördüklerin-
den, işittiklerinden ziyade hatıralarından alır. Yalnız şu var
ki hatıralar görülen veya işitilen şeylerle işlenerek eserde
yerini alır. Sanatçı bunu kimi zaman bilinçli, kimi zaman
bilinçsizce yapar. Kendini sadece gerçeğe bağlı düşü-
nürken olup bitenlerle kaynaştırarak eserini dokur. Eseri
eser yapan, bu hatıralarda yaşayan iç hayatın canlılığı ve
zenginliğidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
AP
A) Bir yapıtın edebî değerini, düş ile gerçek arasında
kurduğu denge belirler.
B) Olumlu ya da olumsuz her bir yaşanmışlık, romana
konu olabilir.
C) Sanatçı, gözlemlerini belleğinde sakladığı yaşanmış-
lıklarıyla harmanlayarak eserini oluşturur.
D Hatıralar, her sanatçının eserini oluşturmasında bu-
lunmaz bir kaynaktır.
E) Gözlemleri ve yaşadığı hayat, sanatçının eserlerinde
değişiklikler yapmasını gerektirir.
YKS - TYT 06
10
Aşa
öğr
B)
O
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Aynı olgu, farklı örnekler üzerinden ele alınmaktadır, B) Birbiriyle çelişen farklı görüşlerin olabileceği ortaya konmaktadır. C) Aynı konuya ilişkin farkir görüşler olduğu vurgulan- maktadır. D) Aynrüstup kullanılsa da konu farkir yönleriyle açıklan- -maktadır. E) Farklı iki düşünceyi pekiştirmeye yönelik örnekler su- nulmaktadır. 25. Hatıralar, hayatın dokusu olduğu gibi sanatın da dokusu- dur. Şair veya románci, eserin malzemesini gördüklerin- den, işittiklerinden ziyade hatıralarından alır. Yalnız şu var ki hatıralar görülen veya işitilen şeylerle işlenerek eserde yerini alır. Sanatçı bunu kimi zaman bilinçli, kimi zaman bilinçsizce yapar. Kendini sadece gerçeğe bağlı düşü- nürken olup bitenlerle kaynaştırarak eserini dokur. Eseri eser yapan, bu hatıralarda yaşayan iç hayatın canlılığı ve zenginliğidir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? AP A) Bir yapıtın edebî değerini, düş ile gerçek arasında kurduğu denge belirler. B) Olumlu ya da olumsuz her bir yaşanmışlık, romana konu olabilir. C) Sanatçı, gözlemlerini belleğinde sakladığı yaşanmış- lıklarıyla harmanlayarak eserini oluşturur. D Hatıralar, her sanatçının eserini oluşturmasında bu- lunmaz bir kaynaktır. E) Gözlemleri ve yaşadığı hayat, sanatçının eserlerinde değişiklikler yapmasını gerektirir. YKS - TYT 06 10 Aşa öğr B) O E
YARGI
YAYIN.
6. Maskelerle oynandığı için müziksiz oynanan,
ışıksız, dekorsuz olan İlk Çağ tragedyasında
öz; ister istemez sözün gücüdür, şiirdir. Ama
ışık bulununca şiirin tiyatrodaki yeri sarsıldı.
Şiirin sahnedeki onurunu, gücünü geri alma-
sı, uzun zaman sonra ve büyük girişimlerin
sonucunda oldu. Bugün, oynanan oyunlarda
İlk Çağ'da olmayan ögelerin tümü, ışık da de-
kor da var/Fakat bunlar söze yardım etmek
için, sözün gücünü aydınlığa çıkarmak için
kullanılıyor./
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ula-
şılamaz?
A) İlk Çağ oyunlarında şiirin çok önemli bir
yer tuttuğuna
BY Şiirin bugünkü oyunlarda eski önemini yi-
tirdiğine
C) Tiyatroda ışık, dekor gibi ögelerin sözün
anlaşılması için kullanıldığına
D) Işığın, bir dönem, şiirin tiyatrodaki konu-
munu olumsuz etkilediğine
E Günümüz tiyatrosunun öge bakımından
eski tiyatrodan zengin olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
YARGI YAYIN. 6. Maskelerle oynandığı için müziksiz oynanan, ışıksız, dekorsuz olan İlk Çağ tragedyasında öz; ister istemez sözün gücüdür, şiirdir. Ama ışık bulununca şiirin tiyatrodaki yeri sarsıldı. Şiirin sahnedeki onurunu, gücünü geri alma- sı, uzun zaman sonra ve büyük girişimlerin sonucunda oldu. Bugün, oynanan oyunlarda İlk Çağ'da olmayan ögelerin tümü, ışık da de- kor da var/Fakat bunlar söze yardım etmek için, sözün gücünü aydınlığa çıkarmak için kullanılıyor./ Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ula- şılamaz? A) İlk Çağ oyunlarında şiirin çok önemli bir yer tuttuğuna BY Şiirin bugünkü oyunlarda eski önemini yi- tirdiğine C) Tiyatroda ışık, dekor gibi ögelerin sözün anlaşılması için kullanıldığına D) Işığın, bir dönem, şiirin tiyatrodaki konu- munu olumsuz etkilediğine E Günümüz tiyatrosunun öge bakımından eski tiyatrodan zengin olduğu