Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

na
Günümüzde kitle iletişiminde sınırların ortadan kalktığına
D) Teknolojik gelişmelerin günlük hayatla ilgili birçok alana tesir et-
tiğine
E) Sosyal bir varlık şeklinde tanımlanan insan için iletişimin ihtiyaç
olduğuna
Spike Lee'nin 1992 yapımı Malcolm X filmi dönemin insan hakları
savunucusu ve aynı zamanda ulusal bir figür olan Malcolm X'in
hayatına ışık tutuyor. Gençken işlediği bir suç sebebiyle hapishaneye
giren Malcolm burada İslam Ümmeti Hareketi ile tanışır ve ardından
yaşamını sonsuza kadar değiştirecek bir yola adım atar. Yönetmen,
Malcolm Little'ın X'e dönüşümünü parçalara bölerek seyirciye aktar-
mayı tercih etmiş. Little'ın yaşamını eğer bir zincir halkası olarak
hayal edersek halkalardan her biri X'in ana karakterinin gelişimin-
de önemli bir yere sahip. Fakat Malcolm'un, Elijah Muhammed'in
öğretilerini benimsediği, kişiliğini bulduğu sahneler çok yüzeysel bir
şekilde işlenmiş. Film uzun süreli bir yapım olmasına karşın seyirciyi
sıkmayan dengeli bir tempoya sahip. Bazı sahnelerde siyah-beyaz
tekniği kullanılarak gerçeklik daha fazla yakalanmaya çalışılmış.
Bu parçada Malcolm X filminin eleştirilme nedeni aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Malcolm Little'ın X'e dönüşümünün parçalar hâlinde sunulması
B) Teknik denemelere rağmen gerçekliğin başarılı bir biçimde yan-
sıtılamaması
Seyircinin odaklanma süresini çok fazla aşan bir uzunlukta ol-
ması
Karakterin gerçek benliğine evrilişinin tam olarak yansıtılama-
ması
E) Karakterin kişiliğini oluşturan öğretilere yeterince yer verileme-
mesi
TYT 01KDS-6 (B Serisi)
E) Ben
biliy
29. Yazar
da on
gibi ye
dı. Ra
iç dür
kurgu
olan b
taşım
Bu pa
değir
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
na Günümüzde kitle iletişiminde sınırların ortadan kalktığına D) Teknolojik gelişmelerin günlük hayatla ilgili birçok alana tesir et- tiğine E) Sosyal bir varlık şeklinde tanımlanan insan için iletişimin ihtiyaç olduğuna Spike Lee'nin 1992 yapımı Malcolm X filmi dönemin insan hakları savunucusu ve aynı zamanda ulusal bir figür olan Malcolm X'in hayatına ışık tutuyor. Gençken işlediği bir suç sebebiyle hapishaneye giren Malcolm burada İslam Ümmeti Hareketi ile tanışır ve ardından yaşamını sonsuza kadar değiştirecek bir yola adım atar. Yönetmen, Malcolm Little'ın X'e dönüşümünü parçalara bölerek seyirciye aktar- mayı tercih etmiş. Little'ın yaşamını eğer bir zincir halkası olarak hayal edersek halkalardan her biri X'in ana karakterinin gelişimin- de önemli bir yere sahip. Fakat Malcolm'un, Elijah Muhammed'in öğretilerini benimsediği, kişiliğini bulduğu sahneler çok yüzeysel bir şekilde işlenmiş. Film uzun süreli bir yapım olmasına karşın seyirciyi sıkmayan dengeli bir tempoya sahip. Bazı sahnelerde siyah-beyaz tekniği kullanılarak gerçeklik daha fazla yakalanmaya çalışılmış. Bu parçada Malcolm X filminin eleştirilme nedeni aşağıdakiler- den hangisidir? A) Malcolm Little'ın X'e dönüşümünün parçalar hâlinde sunulması B) Teknik denemelere rağmen gerçekliğin başarılı bir biçimde yan- sıtılamaması Seyircinin odaklanma süresini çok fazla aşan bir uzunlukta ol- ması Karakterin gerçek benliğine evrilişinin tam olarak yansıtılama- ması E) Karakterin kişiliğini oluşturan öğretilere yeterince yer verileme- mesi TYT 01KDS-6 (B Serisi) E) Ben biliy 29. Yazar da on gibi ye dı. Ra iç dür kurgu olan b taşım Bu pa değir A
Güneş'te manyetik kuvvetin çok yoğun olduğu ve bir mik-
tar ısının (Güneş'in) yüzeyine ulaşmasının engellendiği
bölgelere Güneş lekesi adı veriliyor. Bu lekeler, çevresine
kıyasla daha soğuk olduğu için teleskoplarda daha koyu
renkte görülüyor. Ancak Güneş lekeleri, --
‒‒‒-
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse
"Güneş lekelerinin sabit bir görüntüden ibaret olmadığı"
sonucuna ulaşılır?
A) radyoaktif parçacıkların, Dünya'ya ve diğer gezegenle-
re doğru yol almasına sebebiyet veriyor
B) Dünya yörüngesindeki uyduların, GPS sistemlerinin ve
yer tabanlı elektronik cihazların bozulmasına neden ola-
biliyor
C) Dünya'nın manyetik alanıyla etkileşimi sayesinde kutup
ışıklarını meydana getirerek kuzey yarım kürenin yük-
sek enlemlerinde görsel şölen yaratıyor
D) Güneş'in belli bir yüzünde yoğunlaşıyor
E) yoğun manyetik alanları nedeniyle sıklıkla patlamaların
meydana geldiği çok aktif bölgelerdir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Güneş'te manyetik kuvvetin çok yoğun olduğu ve bir mik- tar ısının (Güneş'in) yüzeyine ulaşmasının engellendiği bölgelere Güneş lekesi adı veriliyor. Bu lekeler, çevresine kıyasla daha soğuk olduğu için teleskoplarda daha koyu renkte görülüyor. Ancak Güneş lekeleri, -- ‒‒‒- Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse "Güneş lekelerinin sabit bir görüntüden ibaret olmadığı" sonucuna ulaşılır? A) radyoaktif parçacıkların, Dünya'ya ve diğer gezegenle- re doğru yol almasına sebebiyet veriyor B) Dünya yörüngesindeki uyduların, GPS sistemlerinin ve yer tabanlı elektronik cihazların bozulmasına neden ola- biliyor C) Dünya'nın manyetik alanıyla etkileşimi sayesinde kutup ışıklarını meydana getirerek kuzey yarım kürenin yük- sek enlemlerinde görsel şölen yaratıyor D) Güneş'in belli bir yüzünde yoğunlaşıyor E) yoğun manyetik alanları nedeniyle sıklıkla patlamaların meydana geldiği çok aktif bölgelerdir
D. (1) Bebek dünyaya geldikten sonra, dışarıdan müdahale
olmadan ve başka bir nesne veya canlıdan destek alma-
dan yerine getirdiği her türlü faaliyet, refleks hareketler
dönemidir ve bu dönemde davranışlar amaçsız ve kontrol
dışıdır. (II) Hayatın devamını sağlayan nefes alıp verme,
yutkunma, öksürme, hapşırma, göz kırpıştırma gibi ömür
boyu kullanılabilecek davranışlardan oluşan ve bilinç dışı
bir süreç olan refleks hareketler dönemi, bebeğin hayatı
algılamaya başlaması ile yerini ilkel hareketler dönemi-
ne bırakır. (III) İlkel hareketler döneminin ikinci aşaması
olan 1-2 yaş arası ise bilişsel ve zihinsel gelişme ile ilkel
hareketlerde yoğun bir artışın gözlemlendiği dönemdir.
(IV) Bireyin istemli ve bilinçli olarak gerçekleştirdiği ilk dav-
ranışları olan ilkel hareketler, doğumdan itibaren başlayan
bilinç dışı hareketlerin bebek tarafından kontrol edilmeye
başlandığı dönemdir. (V) Yaşamak için gerekli olan hare-
ketlerin temelleri sayılan adımlar bu ilk dönemde atılır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
B) II
C) III
A) I
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
D. (1) Bebek dünyaya geldikten sonra, dışarıdan müdahale olmadan ve başka bir nesne veya canlıdan destek alma- dan yerine getirdiği her türlü faaliyet, refleks hareketler dönemidir ve bu dönemde davranışlar amaçsız ve kontrol dışıdır. (II) Hayatın devamını sağlayan nefes alıp verme, yutkunma, öksürme, hapşırma, göz kırpıştırma gibi ömür boyu kullanılabilecek davranışlardan oluşan ve bilinç dışı bir süreç olan refleks hareketler dönemi, bebeğin hayatı algılamaya başlaması ile yerini ilkel hareketler dönemi- ne bırakır. (III) İlkel hareketler döneminin ikinci aşaması olan 1-2 yaş arası ise bilişsel ve zihinsel gelişme ile ilkel hareketlerde yoğun bir artışın gözlemlendiği dönemdir. (IV) Bireyin istemli ve bilinçli olarak gerçekleştirdiği ilk dav- ranışları olan ilkel hareketler, doğumdan itibaren başlayan bilinç dışı hareketlerin bebek tarafından kontrol edilmeye başlandığı dönemdir. (V) Yaşamak için gerekli olan hare- ketlerin temelleri sayılan adımlar bu ilk dönemde atılır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? B) II C) III A) I D) IV E) V
ju
n
27. İlk insanın yaratılışından itibaren "oyun" kavramı hep var
olmuştur. Hollandalı Antropolog Johan Huizinga insanı,
"homo ludens" yani "oynayan insan" olarak tanımlamıştır.
Hatta Huizinga, oyunun insandan önce bile var olduğunu,
aslında oyunun doğanın bir parçası olduğunu dile
getirmiştir. "Oyun, kültürden öncedir. Nitekim kültür
kavramını ne kadar daraltsak da bu kavram her
hâlükârda insan toplumunun varlığını gerektirir ve
hayvanlar, kendilerine oyun oynamalarını öğretmesi için
insanın gelmesini beklememişlerdir.
Bu parçada konuşan antropolog altı çizili sözle
aşağıdakilerden hangisini ispatlamaya çalışmıştır?
A) Oyun kavramının doğada kültürden daha eski
olduğunu
B) Hayvanlar arasında "oyun" olarak adlandırılan
davranışların çokluğunu
İnsan dışındaki varlıkların da üstün bir zekâ
taşıyabildiğini
Avcılık davranışının bütün insan ve hayvanlarda
görüldüğünü
E) Toplumsal örgütlenmenin bir tek bizde yani insanda
görülmediğini
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ju n 27. İlk insanın yaratılışından itibaren "oyun" kavramı hep var olmuştur. Hollandalı Antropolog Johan Huizinga insanı, "homo ludens" yani "oynayan insan" olarak tanımlamıştır. Hatta Huizinga, oyunun insandan önce bile var olduğunu, aslında oyunun doğanın bir parçası olduğunu dile getirmiştir. "Oyun, kültürden öncedir. Nitekim kültür kavramını ne kadar daraltsak da bu kavram her hâlükârda insan toplumunun varlığını gerektirir ve hayvanlar, kendilerine oyun oynamalarını öğretmesi için insanın gelmesini beklememişlerdir. Bu parçada konuşan antropolog altı çizili sözle aşağıdakilerden hangisini ispatlamaya çalışmıştır? A) Oyun kavramının doğada kültürden daha eski olduğunu B) Hayvanlar arasında "oyun" olarak adlandırılan davranışların çokluğunu İnsan dışındaki varlıkların da üstün bir zekâ taşıyabildiğini Avcılık davranışının bütün insan ve hayvanlarda görüldüğünü E) Toplumsal örgütlenmenin bir tek bizde yani insanda görülmediğini
edilmediğ
Daha son
ildi. Günü
ciddi bir ka
asım 1928
2. Tabii. Kışın dönmeyen leyleklere düşkün evi yapan kaç
millet var? Kurtlar çetin kış dönemlerinde aç kalmasın
diye ormanlık alanlara çiğ et bırakan, kedilere ciğer
verilsin diye dernek kuran bir milletiz biz. Zabıtalar hay-
vanları yoklarmış, yeteri kadar iyi beslenmemişse ceza
kesilirmiş. Bu toplum hangi ara, ne zaman bu hâle gel-
di inanın çözemiyorum. Şimdi ise su vermek için zorla
kampanya yapıyoruz.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap ver-
mek için yazılmıştır?
A) Toplumumuz hayvan sevgisi konusunda eskiden
böyle değildi diyorsunuz, doğru mu?
B) Geçmişte hayvan sevgisini insanlara aşılamak için
eğitim mi verilirdi?
C) Sizce hayvan sevgisi topluma eğitimle mi verilmeli?
D) Hayvanların evlerde bakılmasını doğru buluyor mu-
sunuz?
-HIZ YAYINLARI
37
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
edilmediğ Daha son ildi. Günü ciddi bir ka asım 1928 2. Tabii. Kışın dönmeyen leyleklere düşkün evi yapan kaç millet var? Kurtlar çetin kış dönemlerinde aç kalmasın diye ormanlık alanlara çiğ et bırakan, kedilere ciğer verilsin diye dernek kuran bir milletiz biz. Zabıtalar hay- vanları yoklarmış, yeteri kadar iyi beslenmemişse ceza kesilirmiş. Bu toplum hangi ara, ne zaman bu hâle gel- di inanın çözemiyorum. Şimdi ise su vermek için zorla kampanya yapıyoruz. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap ver- mek için yazılmıştır? A) Toplumumuz hayvan sevgisi konusunda eskiden böyle değildi diyorsunuz, doğru mu? B) Geçmişte hayvan sevgisini insanlara aşılamak için eğitim mi verilirdi? C) Sizce hayvan sevgisi topluma eğitimle mi verilmeli? D) Hayvanların evlerde bakılmasını doğru buluyor mu- sunuz? -HIZ YAYINLARI 37
Y
RESİTAL / Paragraf
10. Sahip olunan okuryazarlık becerisinin geliştirilerek isteni-
len şekilde okuma kültürüne dönüştürülememesi ve top-
lumun kültürel kalkınmasına hizmet edebilecek duruma
getirilememesi sonucu ülkemiz hâlâ, genç ve dinamik
nüfusuna rağmen gelişmişlik mücadelesi vermektedir. Ül-
kemizde yaşanan bu durum, eğitim sisteminde okuma kül-
türüne ilişkin çeşitli aksaklıklardan kaynaklanmaktadır. Bu
aksaklıklar arasında okuma becerisinin çocuklara okuma
zevkini, alışkanlığını, olgunluğunu kazandırmayı hedefle-
meden öğretilmesi; çocuk edebiyatının öğretim programla-
rı içerisinde yer almaması; üzerinde görüş birliğine varılmış
bağımsız bir okuma programının olmayışı; çocuk kitapları
ile genişletilmiş sınıf dışı ortamların, mekânların, kütüpha-
nelerin yetersizliği sayılabilir.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle;
1. Toplumdaki okuma kültürünün yeterli düzeyde olma-
masina,
II. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olunmasına rağmen
gelişmiş bir ülke durumuna gelinememesine,
Genç nüfustaki okuma kültürünü ve becerisini geliştire-
cek etkilerden yoksun olunmasına
durumlarından hangisine ya da hangilerine gönderme Y
yapılmıştır?
A) Yalnız
DI ve Il
BI Yalnız II
E) II ve III
12. Bende
linçli b
yaratn
kullan
Yalnız III
VAR G-
YAY - z
şünüy
bulup
değili
kendi
layar
kend
reğim
dimi
şum
Bu
lerd
B)
C)
D)
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Y RESİTAL / Paragraf 10. Sahip olunan okuryazarlık becerisinin geliştirilerek isteni- len şekilde okuma kültürüne dönüştürülememesi ve top- lumun kültürel kalkınmasına hizmet edebilecek duruma getirilememesi sonucu ülkemiz hâlâ, genç ve dinamik nüfusuna rağmen gelişmişlik mücadelesi vermektedir. Ül- kemizde yaşanan bu durum, eğitim sisteminde okuma kül- türüne ilişkin çeşitli aksaklıklardan kaynaklanmaktadır. Bu aksaklıklar arasında okuma becerisinin çocuklara okuma zevkini, alışkanlığını, olgunluğunu kazandırmayı hedefle- meden öğretilmesi; çocuk edebiyatının öğretim programla- rı içerisinde yer almaması; üzerinde görüş birliğine varılmış bağımsız bir okuma programının olmayışı; çocuk kitapları ile genişletilmiş sınıf dışı ortamların, mekânların, kütüpha- nelerin yetersizliği sayılabilir. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle; 1. Toplumdaki okuma kültürünün yeterli düzeyde olma- masina, II. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olunmasına rağmen gelişmiş bir ülke durumuna gelinememesine, Genç nüfustaki okuma kültürünü ve becerisini geliştire- cek etkilerden yoksun olunmasına durumlarından hangisine ya da hangilerine gönderme Y yapılmıştır? A) Yalnız DI ve Il BI Yalnız II E) II ve III 12. Bende linçli b yaratn kullan Yalnız III VAR G- YAY - z şünüy bulup değili kendi layar kend reğim dimi şum Bu lerd B) C) D) E
TYT/Türkçe
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
İngilizcede "overrated" diye bir sözcük var. "Gereğinden
fazla abartılmış, hak ettiğinden fazla değer verilmiş, öne
çıkanılmış" gibi anlamlara geliyor. Bizde de hem çok fazla
overrated kitap ve sürüsüne bereket overrated yazar var.
Başıma bir şey gelmeyeceğini bilsem birkaç ismi rahat-
likla, hemencecik sıralayabilirdim burada. Fakat bizim işi-
miz overrated'la değil, rate ile. Haldun Taner'e kulak ve-
riyorum bu konuda: "Yaşlılığın alameti, bence yaş sayısı
değil; gönül gücü eksikliğidir, karamsarlıktır. Bugün artık
Türkiye'de devlet adamı kalmadı. Bilim insanı yetişmiyor.
Romancı yok, tiyatro yazarı kalmadı. Nerede eski günler,
diye kara kara söylenenler, 'yaşamın durmadan değişme'
olduğu gerçeğini ya hiç bilmeyenler ya da unutmuş olan-
lardır. Kendilerinin dünyaya verecek bir şeyleri kalmadığı
için dünyanın da sonu geldi kuruntusundadırlar. Kendileri
tükendiği için bütün kaynaklar da tükendi sanmaktadırlar.
Asıl acınacak yaşlılar işte bunlardır. Kaldı ki bunlar gençlik-
lerinde de olumlu bir şey verememiş olan ratelerdir."
37. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi Haldun Ta-
ner'in "rate" diye nitelendirdiği insanların genel özellik-
lerinden bin değildir?
A Kötümser olmaları
BSürekli yakınmalan
e Değişimin kaçınılmazığını göz ardı etmeleri
D) Dünyaya başkasının penceresinden bakabilmeleri
E Veni bir şey üretememeler
Popüler
kadar k
özellikle
"izmler
nat kal
olur. G
romar
sal ta
roma
ken s
boyu
anlat
Kem
tarih
38. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A Dikkate değer bir şey üretemediği hâlde kimseyi be-
ğenmeyen insanların durumu üzücüdür.
B) Insan yaşlandıkça doğru değerlendirebilme yetisini
kaybetmektedir.
Bir eserin ya da yazanın yetersizliğini açıkça söylemek
bazı riskler barındırmaktadır.
leri
kay
bili
lare
39. Bu
le
D) Insan dünyaya daima kendi penceresinden bakar.
EXEdebiyat dünyasında hak ettiğinden fazla değer gören
yazarlar vardır.
40.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. İngilizcede "overrated" diye bir sözcük var. "Gereğinden fazla abartılmış, hak ettiğinden fazla değer verilmiş, öne çıkanılmış" gibi anlamlara geliyor. Bizde de hem çok fazla overrated kitap ve sürüsüne bereket overrated yazar var. Başıma bir şey gelmeyeceğini bilsem birkaç ismi rahat- likla, hemencecik sıralayabilirdim burada. Fakat bizim işi- miz overrated'la değil, rate ile. Haldun Taner'e kulak ve- riyorum bu konuda: "Yaşlılığın alameti, bence yaş sayısı değil; gönül gücü eksikliğidir, karamsarlıktır. Bugün artık Türkiye'de devlet adamı kalmadı. Bilim insanı yetişmiyor. Romancı yok, tiyatro yazarı kalmadı. Nerede eski günler, diye kara kara söylenenler, 'yaşamın durmadan değişme' olduğu gerçeğini ya hiç bilmeyenler ya da unutmuş olan- lardır. Kendilerinin dünyaya verecek bir şeyleri kalmadığı için dünyanın da sonu geldi kuruntusundadırlar. Kendileri tükendiği için bütün kaynaklar da tükendi sanmaktadırlar. Asıl acınacak yaşlılar işte bunlardır. Kaldı ki bunlar gençlik- lerinde de olumlu bir şey verememiş olan ratelerdir." 37. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi Haldun Ta- ner'in "rate" diye nitelendirdiği insanların genel özellik- lerinden bin değildir? A Kötümser olmaları BSürekli yakınmalan e Değişimin kaçınılmazığını göz ardı etmeleri D) Dünyaya başkasının penceresinden bakabilmeleri E Veni bir şey üretememeler Popüler kadar k özellikle "izmler nat kal olur. G romar sal ta roma ken s boyu anlat Kem tarih 38. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A Dikkate değer bir şey üretemediği hâlde kimseyi be- ğenmeyen insanların durumu üzücüdür. B) Insan yaşlandıkça doğru değerlendirebilme yetisini kaybetmektedir. Bir eserin ya da yazanın yetersizliğini açıkça söylemek bazı riskler barındırmaktadır. leri kay bili lare 39. Bu le D) Insan dünyaya daima kendi penceresinden bakar. EXEdebiyat dünyasında hak ettiğinden fazla değer gören yazarlar vardır. 40.
TYT / Türkçe
33 - 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
(1) Ahi kelimesi, Arapça "kardeş” manasına gelmektedir
ancak Divanü Lûgati't-Türk'te "ahi" kelimesinin eli açık,
cömert manasında "akı"dan geldiği de kaydedilmektedir.
(II) Ahiliğin yeni bir hayat tarzına geçmekte olan Türkle-
rin, geçmiş birikim ve kültürleriyle günün ihtiyaçlarını bir
arada yorumlayarak geliştirdikleri bir Türk müessesesi
olduğu söylenebilir. (III) Ahiliğin yayılmasında Ahi Ev-
ran ismiyle anılan Şeyh Nasırüddin Mahmut önemli rol
oynamış, ilk defa Kırşehir'de XIII. yüzyılda kurulan teş-
kilat kısa zamanda Anadolu'nun her yerine yayılmıştır.
(IV) Ahi teşkilatında eğitim; öncelikle işyerinde mesleğin
incelikleri, esnaflığın ahlaki özellikleri üzerine, sonrasın-
da ise dinî terbiye, okuma-yazma ve kurumun adabının
öğretildiği işyeri dışındaki eğitim üzerine iki kanaldan
yürütülürdü. (V) Yamaklıkla başlayan mesleki eğitim iki
yıl sonra çıraklığa yükselme ile devam eder, çıraklık eği-
timinin süresi de mesleklere göre çeşitlilik göstermekle
beraber ortalama bin bir gün sürerdi.
33. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda-
kilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, tartışmalı bir bilgi söz konusudur.
B) II. cümlede, tanım vardır.
C) III. cümlede, saptama yapılmıştır.X
D) IV. cümlede, karşılaştırma vardır.
E) V. cümlede, aşamalı bir durum dile getirilmiştir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 33 - 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. (1) Ahi kelimesi, Arapça "kardeş” manasına gelmektedir ancak Divanü Lûgati't-Türk'te "ahi" kelimesinin eli açık, cömert manasında "akı"dan geldiği de kaydedilmektedir. (II) Ahiliğin yeni bir hayat tarzına geçmekte olan Türkle- rin, geçmiş birikim ve kültürleriyle günün ihtiyaçlarını bir arada yorumlayarak geliştirdikleri bir Türk müessesesi olduğu söylenebilir. (III) Ahiliğin yayılmasında Ahi Ev- ran ismiyle anılan Şeyh Nasırüddin Mahmut önemli rol oynamış, ilk defa Kırşehir'de XIII. yüzyılda kurulan teş- kilat kısa zamanda Anadolu'nun her yerine yayılmıştır. (IV) Ahi teşkilatında eğitim; öncelikle işyerinde mesleğin incelikleri, esnaflığın ahlaki özellikleri üzerine, sonrasın- da ise dinî terbiye, okuma-yazma ve kurumun adabının öğretildiği işyeri dışındaki eğitim üzerine iki kanaldan yürütülürdü. (V) Yamaklıkla başlayan mesleki eğitim iki yıl sonra çıraklığa yükselme ile devam eder, çıraklık eği- timinin süresi de mesleklere göre çeşitlilik göstermekle beraber ortalama bin bir gün sürerdi. 33. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, tartışmalı bir bilgi söz konusudur. B) II. cümlede, tanım vardır. C) III. cümlede, saptama yapılmıştır.X D) IV. cümlede, karşılaştırma vardır. E) V. cümlede, aşamalı bir durum dile getirilmiştir
TYT / Türkçe
22. "Bizi dinleyecek kimse olmadığı için yazı yazıyoruz. Ede-
biyat olmasaydı, yalnız kaldığında bir insanın neler
düşündüğünü hiçbir zaman öğrenemeyecektik." diyor
Georges Perros. Sen ve Kendin romanında da bu sözlere
uygun bir şekilde bütün yollar yalnızlığa çıkıyor. Kısa
cümlelere gücünü veren de yalnızlık. Hatta aynanın ta
kendisi de. Sen ve Kendin, biriktirilen acıların her şeyi
bilmeye yeteceğini anlatan bir yalnızlık bildirisi. Değişme-
yen düzenin, dönüp duran çarkın, başa saran kasetin;
gelirken bulunanların, giderken yitirilenlerin romanı.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
destekler niteliktedir?
A) Unutulmaması gereken bir şey var ki yalnızlık, sa-
natçının eserini besleyen birincil duygu olarak çıkıyor
karşımıza.
B) Sanatçının kendi yaratıcılığıyla şekillendirdiği özgün
ve güçlü sözcüklerden oluşmuş bir romanın kimlik
meselesinde yaya kalması düşünülemez.
C) Tarihsel, toplumsal ve dilsel acıların edebî bir yapıtla
ortaya konulmasının önündeki bütün engellerin kaldı-
rılacağına inanıyorum.
D) Sistem eleştirisi yapmak isteyen sanatçının var olan
düzeni eleştirmek maksadıyla kullanabileceği farklı
metotlar olduğunu düşünüyorum.
E) Toplumsal bir varlık olan insanın aynanın karşısına
geçince yaşayacağı hesaplaşma insanlığın huzuru
imigid eonüüb
için gereklidir.
hopale
wub
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 22. "Bizi dinleyecek kimse olmadığı için yazı yazıyoruz. Ede- biyat olmasaydı, yalnız kaldığında bir insanın neler düşündüğünü hiçbir zaman öğrenemeyecektik." diyor Georges Perros. Sen ve Kendin romanında da bu sözlere uygun bir şekilde bütün yollar yalnızlığa çıkıyor. Kısa cümlelere gücünü veren de yalnızlık. Hatta aynanın ta kendisi de. Sen ve Kendin, biriktirilen acıların her şeyi bilmeye yeteceğini anlatan bir yalnızlık bildirisi. Değişme- yen düzenin, dönüp duran çarkın, başa saran kasetin; gelirken bulunanların, giderken yitirilenlerin romanı. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekler niteliktedir? A) Unutulmaması gereken bir şey var ki yalnızlık, sa- natçının eserini besleyen birincil duygu olarak çıkıyor karşımıza. B) Sanatçının kendi yaratıcılığıyla şekillendirdiği özgün ve güçlü sözcüklerden oluşmuş bir romanın kimlik meselesinde yaya kalması düşünülemez. C) Tarihsel, toplumsal ve dilsel acıların edebî bir yapıtla ortaya konulmasının önündeki bütün engellerin kaldı- rılacağına inanıyorum. D) Sistem eleştirisi yapmak isteyen sanatçının var olan düzeni eleştirmek maksadıyla kullanabileceği farklı metotlar olduğunu düşünüyorum. E) Toplumsal bir varlık olan insanın aynanın karşısına geçince yaşayacağı hesaplaşma insanlığın huzuru imigid eonüüb için gereklidir. hopale wub
Bunu
endi-
bul-
değil
me-
igi-
as-
lay
re
21. Yorgun-argin eve gelmiş bir an önce yemek yeyip dinlene-
ceksiniz, tak kapı çalar. Ben geldim. Rahatsız etmiyorum ya.
Vakitsiz oldu biliyorum ama buralara gelmişken uğramadan
edemedim. Ne olur siz benim için düzeninizi bozmayın, yü-
zünüzü görüp gideceğim... İster istemez eve buyur edersi-
niz. Saatlerce oturur, gitmek nedir bilmez. Gücünü doğulu
içtenliğinden alan buna benzer sahnelerin kentlerden kasa-
balara kadar birçok yerde çokça yaşandığını biliyoruz. Sorun
avantacılık sorunu değildir. Sorun gerçekten içtenlik sorunu-
dur, doğulu içtenliği sorunudur. Siz, yahu bu adam bu sa-
atte nereden çıktı derken bu gelişten hoşnut görünürsünüz.
içinizden, bir an önce gitse de dinlensem, derken yüzünüz-
den tebessümü eksik etmezsiniz. Bir iki kere çok oturma ko-
nusunda sabrımı deneyenler oldu, görüşmemiz bitmiştir kal--
kıp gidebilirsin, dediğimde düş kırıklığına uğramışlardır.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmak-
tadır?
A) İnsanların düşündükleriyle yaptıklarının birbirini tutmama-
Sindan
B) Doğu kültürünün saygı anlayışından
Onceden haber vermeden ziyarete gidilen yerde uzun sü-
re oturulmasından
D) Kendisinin rahatsız olduğunu bile bile ziyaretine gelinme-
sinden
E) Gündelik yaşamın zorluklarının aile ziyaretlerini olumsuz
etkilemesinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bunu endi- bul- değil me- igi- as- lay re 21. Yorgun-argin eve gelmiş bir an önce yemek yeyip dinlene- ceksiniz, tak kapı çalar. Ben geldim. Rahatsız etmiyorum ya. Vakitsiz oldu biliyorum ama buralara gelmişken uğramadan edemedim. Ne olur siz benim için düzeninizi bozmayın, yü- zünüzü görüp gideceğim... İster istemez eve buyur edersi- niz. Saatlerce oturur, gitmek nedir bilmez. Gücünü doğulu içtenliğinden alan buna benzer sahnelerin kentlerden kasa- balara kadar birçok yerde çokça yaşandığını biliyoruz. Sorun avantacılık sorunu değildir. Sorun gerçekten içtenlik sorunu- dur, doğulu içtenliği sorunudur. Siz, yahu bu adam bu sa- atte nereden çıktı derken bu gelişten hoşnut görünürsünüz. içinizden, bir an önce gitse de dinlensem, derken yüzünüz- den tebessümü eksik etmezsiniz. Bir iki kere çok oturma ko- nusunda sabrımı deneyenler oldu, görüşmemiz bitmiştir kal-- kıp gidebilirsin, dediğimde düş kırıklığına uğramışlardır. Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmak- tadır? A) İnsanların düşündükleriyle yaptıklarının birbirini tutmama- Sindan B) Doğu kültürünün saygı anlayışından Onceden haber vermeden ziyarete gidilen yerde uzun sü- re oturulmasından D) Kendisinin rahatsız olduğunu bile bile ziyaretine gelinme- sinden E) Gündelik yaşamın zorluklarının aile ziyaretlerini olumsuz etkilemesinden
şkanlı-
tılarak
Böyle
a çıkar.
acılar-
sözde
iye'de
T oku-
hazır-
in öğ-
apları;
yalnız
rmek-
sınavı
an ya
eğildir.
inde,
"u du-
D
ğının
dır?
n bü-
ylerin
ilde
acak
güçlü
B Kitapçığı
SUPARA
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Doğukan İşler; öykülerinde postmodern anlayışa yaslı,
yenilikçi, deneyci bir yaklaşım sergiler. Ust kurmaca, ger-
çek ve gerçek dışının iç içe geçmesi, dil oyunları, metinde
anlatıcının sürekli devrede olması, tamamlanmamış an-
latılar; onu postmodern tutuma yaklaştırır. Öykülerinde;
daha çok bilinç akışı şeklinde, kelime ve kuram çağrışımla-
rina yaslı, Oğuz Atay'ı hatırlatan, parlak, zekice bir anlatı-
mı yeğler. Edebiyat, hayat felsefe: metinlerin odağında-
Edır. Yaşanan karşıtlıkların, saçmalıkların, kaosun üzerine
kurulu; gücünü tümüyle ironiden alan bir modern hayat
eleştirisi oluşturması en güçlü yönüdür. Edebiyatın ken-
disi öykülerin ana sorunsalıdır. Kurgu icinde kurgu, oku-
ru ovkunun yazılış sürecine ortak etme, başka metinleri
öykülere dayanak yapma (metinlerarasılık) anlayışı öy-
külerde baskın yaklaşımlardır. "Oyun"a dayalı, gariplik-
ler, tuhaflıklar, şaşırtmalardan beslenen öyküleri tercih
eder. Sık sık ironiye, kara mizaha başvurur.
39. Bu parçada söz edilen sanatçının en güçlü yönü
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayatın karmaşasından seçtiği konuları, bilinç akışı
yöntemiyle oyküye aktarması
B) Yamalı bohçayı andıran, gülmeceye dayalı eleştirel
öyküler kaleme alması
C
Amen
D) Kara mizahı öykülerinin merkezine yerleştirerek özgün
bir anlayış geliştirmesi
Edebiyat, hayat ve felsefeyi bir potada eritmeyi
basarabilmesi
Metinlerarasılık yöntemine dayalı çok yönlü metinler
kurgulaması
40. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen sanatçı
tarafından yazılmış olabilir?
A) Alnımda bir doktor elinin kaygan gölgesi. Kendimde mi-
uim onunla mıyım, uykuda mıyım yoksa sağa sola sa-
hilmiyorum.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
şkanlı- tılarak Böyle a çıkar. acılar- sözde iye'de T oku- hazır- in öğ- apları; yalnız rmek- sınavı an ya eğildir. inde, "u du- D ğının dır? n bü- ylerin ilde acak güçlü B Kitapçığı SUPARA 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Doğukan İşler; öykülerinde postmodern anlayışa yaslı, yenilikçi, deneyci bir yaklaşım sergiler. Ust kurmaca, ger- çek ve gerçek dışının iç içe geçmesi, dil oyunları, metinde anlatıcının sürekli devrede olması, tamamlanmamış an- latılar; onu postmodern tutuma yaklaştırır. Öykülerinde; daha çok bilinç akışı şeklinde, kelime ve kuram çağrışımla- rina yaslı, Oğuz Atay'ı hatırlatan, parlak, zekice bir anlatı- mı yeğler. Edebiyat, hayat felsefe: metinlerin odağında- Edır. Yaşanan karşıtlıkların, saçmalıkların, kaosun üzerine kurulu; gücünü tümüyle ironiden alan bir modern hayat eleştirisi oluşturması en güçlü yönüdür. Edebiyatın ken- disi öykülerin ana sorunsalıdır. Kurgu icinde kurgu, oku- ru ovkunun yazılış sürecine ortak etme, başka metinleri öykülere dayanak yapma (metinlerarasılık) anlayışı öy- külerde baskın yaklaşımlardır. "Oyun"a dayalı, gariplik- ler, tuhaflıklar, şaşırtmalardan beslenen öyküleri tercih eder. Sık sık ironiye, kara mizaha başvurur. 39. Bu parçada söz edilen sanatçının en güçlü yönü aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatın karmaşasından seçtiği konuları, bilinç akışı yöntemiyle oyküye aktarması B) Yamalı bohçayı andıran, gülmeceye dayalı eleştirel öyküler kaleme alması C Amen D) Kara mizahı öykülerinin merkezine yerleştirerek özgün bir anlayış geliştirmesi Edebiyat, hayat ve felsefeyi bir potada eritmeyi basarabilmesi Metinlerarasılık yöntemine dayalı çok yönlü metinler kurgulaması 40. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen sanatçı tarafından yazılmış olabilir? A) Alnımda bir doktor elinin kaygan gölgesi. Kendimde mi- uim onunla mıyım, uykuda mıyım yoksa sağa sola sa- hilmiyorum.
I
35.
BY
TÜRKÇE TESTİ
35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Şu sıralar bir isim var ki Türkçe pop müziğe çekidüzen
verecek bir iddiayla pırıl pırıl. Müzik dünyasında görünür
olduğu günden beri renkli ve sıcak bir adam, Mabel Matiz.
Maya adını verdiği 21 şarkılık yeni albümü, bir anda ses
getirdi. Projenin ilk sinyallerini verdiği iki parçası Ya Bu
Işler Ne ve Öyle Kolaysa ile albüm, daha piyasaya çıkma-
dan piyasadaki yerini belirlemiş görünüyor. Maya, yeni bir
yol açıyor. Kimi eserlerde 80, 90'lardan anımsadığımız,
kiminde Anadolu'dan esinlenen sentezler var. Albümün
yolları hiç kesişmeyecek gibi duran uçlarda salınan bir
yelpazesi bulunuyor. Tümüyle dinlediğinizde de her bir
şarkının ayrı hikâyesi mevcut. Sanatçının kendi deyimiyle
"en yüklü" albümü, dinledikçe demleniyor. Dahası bu
albüm, Mabel Matiz'i yakından tanımak için bir fırsat. Hep
gülümseyen, biraz mahcup görünen bir müzisyenin kendi
içinde yaşadığı duyguları, ömründeki döngüleri, müziğine
ilham verenleri izleyebilmek için iyi bir vesile.
Bu parçadan Mabel Matiz ve Maya albümü ile ilgili
aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Sanatçının iç dünyasına ve yaşam serüvenine karşılık
olabilecek ögeler barındırdığı
B) Bütünüyle özgün bir eser olarak nitelenemeyeceği
C) Teknik ve müzikal ögeleri bakımından sanatçının di-
ğer eserleri ile pek çok benzerlik taşıdığı
D) Albümü oluşturan parçaların bazı yönlerden birbirin-
den bağımsız olarak değerlendirilebileceği
E) Kendi türünde ortaya konacak yeni üretimleri etkileye-
bilecek bir potansiyel taşıdığı
36. Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabi-
lecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
<
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
I 35. BY TÜRKÇE TESTİ 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Şu sıralar bir isim var ki Türkçe pop müziğe çekidüzen verecek bir iddiayla pırıl pırıl. Müzik dünyasında görünür olduğu günden beri renkli ve sıcak bir adam, Mabel Matiz. Maya adını verdiği 21 şarkılık yeni albümü, bir anda ses getirdi. Projenin ilk sinyallerini verdiği iki parçası Ya Bu Işler Ne ve Öyle Kolaysa ile albüm, daha piyasaya çıkma- dan piyasadaki yerini belirlemiş görünüyor. Maya, yeni bir yol açıyor. Kimi eserlerde 80, 90'lardan anımsadığımız, kiminde Anadolu'dan esinlenen sentezler var. Albümün yolları hiç kesişmeyecek gibi duran uçlarda salınan bir yelpazesi bulunuyor. Tümüyle dinlediğinizde de her bir şarkının ayrı hikâyesi mevcut. Sanatçının kendi deyimiyle "en yüklü" albümü, dinledikçe demleniyor. Dahası bu albüm, Mabel Matiz'i yakından tanımak için bir fırsat. Hep gülümseyen, biraz mahcup görünen bir müzisyenin kendi içinde yaşadığı duyguları, ömründeki döngüleri, müziğine ilham verenleri izleyebilmek için iyi bir vesile. Bu parçadan Mabel Matiz ve Maya albümü ile ilgili aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Sanatçının iç dünyasına ve yaşam serüvenine karşılık olabilecek ögeler barındırdığı B) Bütünüyle özgün bir eser olarak nitelenemeyeceği C) Teknik ve müzikal ögeleri bakımından sanatçının di- ğer eserleri ile pek çok benzerlik taşıdığı D) Albümü oluşturan parçaların bazı yönlerden birbirin- den bağımsız olarak değerlendirilebileceği E) Kendi türünde ortaya konacak yeni üretimleri etkileye- bilecek bir potansiyel taşıdığı 36. Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabi- lecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? <
A
A
-eteo
TÜRKÇE TESTİ
32. Plasebo etkisi, farmakolojik (ilaç bilimi) olarak etkisiz bir
ilacın, telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir. La-
tince kökenli bir kelime olup hoşnut etmek anlamına gelir.
İlaç; vücuda ağız, burun veya enjeksiyon yolu ile verilebi-
de lir. Bunun yanında cerrahi girişimlerle bile plasebo etkisi
sağlanabilir. Plasebonun, tedavi gücünü, hastanın ve-
rilen ilacın işe yarayacağına inanmasından aldığı düşü-
nülmektedir. Plasebo uygulamaları, tıbbın bilimsel olarak
açıklayamadığı bir şekilde, insanların istemeleri halinde
kendi kendilerini iyileştirme gücüne sahip olduğunu gös-
termektedir. Plasebo, gayriresmî yazışma dilinde ve halk
arasında faydalı tıbbi içeriğinin bulunmadığını ifade etmek
için bazen "şeker hapı" olarak da adlandırılır.
nevem
Bu parçadan plasebo ile ilgili,
Tibbi kurumlarda karşılığı olmayan bir uygulamadır.
Plasebo uygulamalarına yönelik somut veriler bulun-
maktadır.
sblemeluovu
III. Bilinen en yaygın plasebo uygulaması hastalara ilaç
stadı altında şeker verilmesidir.od
yargılarından hangisine kesinlikle ulaşılabilir?..
GS MA
(A) Yalnız I
D) I H
B) Yalnız II
A
E) I-III
..
#bia
C) I-11
33. (1) Insanlık, yüzyıllardır, varlığını sürdürmek ve kendince
en iyiyi, en güzeli aramak için çabalamıştır. (II) Bu uğraşı
verdiği yaşam sürecinde uygarlıklar kurmuş, varlığını sür-
Jiřü cormistir (III) Fakat
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A A -eteo TÜRKÇE TESTİ 32. Plasebo etkisi, farmakolojik (ilaç bilimi) olarak etkisiz bir ilacın, telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir. La- tince kökenli bir kelime olup hoşnut etmek anlamına gelir. İlaç; vücuda ağız, burun veya enjeksiyon yolu ile verilebi- de lir. Bunun yanında cerrahi girişimlerle bile plasebo etkisi sağlanabilir. Plasebonun, tedavi gücünü, hastanın ve- rilen ilacın işe yarayacağına inanmasından aldığı düşü- nülmektedir. Plasebo uygulamaları, tıbbın bilimsel olarak açıklayamadığı bir şekilde, insanların istemeleri halinde kendi kendilerini iyileştirme gücüne sahip olduğunu gös- termektedir. Plasebo, gayriresmî yazışma dilinde ve halk arasında faydalı tıbbi içeriğinin bulunmadığını ifade etmek için bazen "şeker hapı" olarak da adlandırılır. nevem Bu parçadan plasebo ile ilgili, Tibbi kurumlarda karşılığı olmayan bir uygulamadır. Plasebo uygulamalarına yönelik somut veriler bulun- maktadır. sblemeluovu III. Bilinen en yaygın plasebo uygulaması hastalara ilaç stadı altında şeker verilmesidir.od yargılarından hangisine kesinlikle ulaşılabilir?.. GS MA (A) Yalnız I D) I H B) Yalnız II A E) I-III .. #bia C) I-11 33. (1) Insanlık, yüzyıllardır, varlığını sürdürmek ve kendince en iyiyi, en güzeli aramak için çabalamıştır. (II) Bu uğraşı verdiği yaşam sürecinde uygarlıklar kurmuş, varlığını sür- Jiřü cormistir (III) Fakat
A) I
17. (1) Sinema, günümüzde insana ulaşmak için kullanılan
en popüler araçlardan biridir. (II) Bu aracı kullanmanın
farklı dilleri, kategorileri ve kendine özgü yöntemleri
vardır. (III) Milyonları kapalı bir mekânda, bir perdenin
önüne olağanüstü bir cazibeyle çeken sinemanın geç-
mişi, çok fazla değil (IV) Lumiere kardeşlerin 28 Aralık
1895'te Paris'te halka açık ilk film gösterimlerinin üzerin-
den sadece 150 yıl geçti. (V) Kısa sayılabilecek bu za-
man zarfında sinema, akilalmaz bir hızla tüm dünyaya
yayıldı. (VI) Güzel sanatlarla ilgili tüm sınıflandırmaları
altüst ederek kapsayıcı, kuşatıcı bir üst tür konumuna
yerleşti.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
D) V E) VI
A) II
B) III
C) IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A) I 17. (1) Sinema, günümüzde insana ulaşmak için kullanılan en popüler araçlardan biridir. (II) Bu aracı kullanmanın farklı dilleri, kategorileri ve kendine özgü yöntemleri vardır. (III) Milyonları kapalı bir mekânda, bir perdenin önüne olağanüstü bir cazibeyle çeken sinemanın geç- mişi, çok fazla değil (IV) Lumiere kardeşlerin 28 Aralık 1895'te Paris'te halka açık ilk film gösterimlerinin üzerin- den sadece 150 yıl geçti. (V) Kısa sayılabilecek bu za- man zarfında sinema, akilalmaz bir hızla tüm dünyaya yayıldı. (VI) Güzel sanatlarla ilgili tüm sınıflandırmaları altüst ederek kapsayıcı, kuşatıcı bir üst tür konumuna yerleşti. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? D) V E) VI A) II B) III C) IV
5 000
4 000
3 000
2000-
1 000-
0+
4105
3004
2012
sb
4058
Gazete Dergi
2013
E2
3100 2944
4176
2014
Yıllar
ovid
4071
2731
(Yazılı Medya İstatistikleri, 2016, TÜİK)
DHL ve V.
2015
netB) I. ve IV.
Bu görselden hareketle,
1. Yayınların %59,7'sini dergilerin oluşturduğu
II. Gazete ve dergilerin tirajının 2016 yılında 2015
yılına göre %20 azaldığı
3738
2527
Ülkemizde 2016 yılında yayımlanan gazete ve
dergilerin yıllık toplam tirajının %94,1'ini gazetelerin
oluşturduğu
çıkarımlarından hangi ikisine ulaşılır?
A) 1. ve II.
IV. Gazete ve dergi sayısının 2016 yılında 2015 yılına
göre %7,9 azalarak 6 bin 265 olduğu
2016
Yayımlanan gazetelerin %90,7'sinin yerel,
%6,6'sının yaygın (ulusal), %2,6'sının ise bölgesel
yayın yaptığı
E) IV ve V
G) H. ve III
7. Bir gür
beyaz
balığı
renkte
kadar
ipekte
bir oy
görün
hiçbi
tatlı
3D yayınları
bir ş
idi. S
zarl
Bu
on
to
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5 000 4 000 3 000 2000- 1 000- 0+ 4105 3004 2012 sb 4058 Gazete Dergi 2013 E2 3100 2944 4176 2014 Yıllar ovid 4071 2731 (Yazılı Medya İstatistikleri, 2016, TÜİK) DHL ve V. 2015 netB) I. ve IV. Bu görselden hareketle, 1. Yayınların %59,7'sini dergilerin oluşturduğu II. Gazete ve dergilerin tirajının 2016 yılında 2015 yılına göre %20 azaldığı 3738 2527 Ülkemizde 2016 yılında yayımlanan gazete ve dergilerin yıllık toplam tirajının %94,1'ini gazetelerin oluşturduğu çıkarımlarından hangi ikisine ulaşılır? A) 1. ve II. IV. Gazete ve dergi sayısının 2016 yılında 2015 yılına göre %7,9 azalarak 6 bin 265 olduğu 2016 Yayımlanan gazetelerin %90,7'sinin yerel, %6,6'sının yaygın (ulusal), %2,6'sının ise bölgesel yayın yaptığı E) IV ve V G) H. ve III 7. Bir gür beyaz balığı renkte kadar ipekte bir oy görün hiçbi tatlı 3D yayınları bir ş idi. S zarl Bu on to
mun
ken
dan
Iz-
ibi
er,
-ta
in
"a
e
a
3.
İnsanlar, doğada zaman geçirmeye ve temiz havayi
içlerine çekmeye muhtaçtırlar. Çünkü insan doğa-
dan ayrı değil, doğayla bütünlük içinde olan bir
canlıdır. Zaten kendi üzerinizden düşünecek olur-
sanız şehirlere ayak uydurdukça doğaya nasıl de
özlem duyduğunuzu rahatlıkla fark edebilirsiniz.
Doğada kendinizi evinizde gibi hissedebilir ve temiz
havayı içinize çekerek ruhunuzu tazeleyebilirsiniz.
Araştırmacılar, ağaçların arasında oturmanın, doğayı
seyretmenin immün sistemin gelişmesine yardımcı
olduğunu, kan basıncını düşürdüğünü, nabız ve kalp
atışını düzenlediğini ortaya koydular. Yani doğayı
seyretmek size sadece iyi hissettirmiyor; aynı za-
manda sağlığınıza da iyi geliyor. Canınız sıkkınken bir
ormanda yürüyüşe çıktığınızda, bir süre sonra ken-
dinizi daha mutlu hissetmeye başladığınız oldu mu?
Bu söylediğimiz şeyi yaptıysanız, cevabınız yüksek
olasılıkla, evet olacaktır. Çünkü bilimsel araştırmalar,
doğada daha fazla zaman geçiren insanların anksi-
yete, depresyon gibi problemleri daha az yaşadığını
ortaya koyuyor. Yani doğa, açık şekilde sizi olumsuz
düşüncelerden arındırıyor ve ruhunuzu iyileştiriyor.
Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin ce-
vabı yoktur?
pay A) Doğayla iç içe olmak, insan ruhu üzerinde nasıl
bir etki sağlar?
B) Doğanın sağlığımız üzerinde ne gibi faydaları
bulunmaktadır?
C) Şehir yaşamının insana kaybettirdikleri neler-
dir?
mudaD) İnsan niçin doğayla baş başa kalma ihtiyacı his-
seder?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
mun ken dan Iz- ibi er, -ta in "a e a 3. İnsanlar, doğada zaman geçirmeye ve temiz havayi içlerine çekmeye muhtaçtırlar. Çünkü insan doğa- dan ayrı değil, doğayla bütünlük içinde olan bir canlıdır. Zaten kendi üzerinizden düşünecek olur- sanız şehirlere ayak uydurdukça doğaya nasıl de özlem duyduğunuzu rahatlıkla fark edebilirsiniz. Doğada kendinizi evinizde gibi hissedebilir ve temiz havayı içinize çekerek ruhunuzu tazeleyebilirsiniz. Araştırmacılar, ağaçların arasında oturmanın, doğayı seyretmenin immün sistemin gelişmesine yardımcı olduğunu, kan basıncını düşürdüğünü, nabız ve kalp atışını düzenlediğini ortaya koydular. Yani doğayı seyretmek size sadece iyi hissettirmiyor; aynı za- manda sağlığınıza da iyi geliyor. Canınız sıkkınken bir ormanda yürüyüşe çıktığınızda, bir süre sonra ken- dinizi daha mutlu hissetmeye başladığınız oldu mu? Bu söylediğimiz şeyi yaptıysanız, cevabınız yüksek olasılıkla, evet olacaktır. Çünkü bilimsel araştırmalar, doğada daha fazla zaman geçiren insanların anksi- yete, depresyon gibi problemleri daha az yaşadığını ortaya koyuyor. Yani doğa, açık şekilde sizi olumsuz düşüncelerden arındırıyor ve ruhunuzu iyileştiriyor. Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin ce- vabı yoktur? pay A) Doğayla iç içe olmak, insan ruhu üzerinde nasıl bir etki sağlar? B) Doğanın sağlığımız üzerinde ne gibi faydaları bulunmaktadır? C) Şehir yaşamının insana kaybettirdikleri neler- dir? mudaD) İnsan niçin doğayla baş başa kalma ihtiyacı his- seder?