Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

AGRAFTA ANLAM
e öz-
Cirse
nasıl
arir-
er-
U-
e-
7.
Edebiyat nasıkoluyor da ortak bir duygu yaratabiliyor? Gü-
Izel ve farklı yanı da bu belki de. Klasikleri her okuduğum-
ne kadar birbirinden uzak olduğunu fark ederken zihnimi-
da diğer insanlarla coğrafyamızın, dilimizin, kültürümüzün
zin de ne kadar evrensel işlediğini, ihtiyaçlarımızın da ne
kadar ortak olduğunu görüyorum. Bence edebiyat sınırları
yıkan bir olgu. İnsanların daha iyi yaşamak için daha çok
şey yapıp daha sıkıntılı hayatlar sürdüğünü modern dün-
yada sanki edebiyat, sıkıntısı olanların ortak diliymiş gibi...
Dünyanın bir yerinde senin gibi düşünen birileri var. Böyle
düşünmek oldukça güzel... O bana bir mektup yazıyor ben
ona bir mektup yazıyorum diye düşünürüm zaman zaman.
1. Tahtadan küçük bir oğlan çocuğunu anlatan Carlo
Collodi'nin "Pinokyo"su, 1883 yılındaki ilk baskısın-
dan beri 260'tan fazla dileçevrilmiştir.
H. Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun, Mevlâna'nın ünlü
Mesnevî'sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıka-
rak yazdığı Simyacı romanı, yüreğinde çocukluğunun
çırpınışlarını taşıyan okurlar için bir "klasik" yapıt hâ-
line geldi.
Şiirleri birçok dile çevrilmiş Neval'ın ünlü bir sonesinin
ilk dörtlüğünde geçen "ténébreux" sözcüğü her ne ka-
dar Türkçe çeviriye "kasvetliyim" olarak aktarılmışsa
da "karanlık, kötülük, şeytanca" gibi birçok anlamı da
barındırıyor.
TEST 7
Numaralanmış cümlelerden hangisi veya hangileri bu
parçada anlatılmak istenen düşünceyi destekler bir
örnek oluşturmaz?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
E) II ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
AGRAFTA ANLAM e öz- Cirse nasıl arir- er- U- e- 7. Edebiyat nasıkoluyor da ortak bir duygu yaratabiliyor? Gü- Izel ve farklı yanı da bu belki de. Klasikleri her okuduğum- ne kadar birbirinden uzak olduğunu fark ederken zihnimi- da diğer insanlarla coğrafyamızın, dilimizin, kültürümüzün zin de ne kadar evrensel işlediğini, ihtiyaçlarımızın da ne kadar ortak olduğunu görüyorum. Bence edebiyat sınırları yıkan bir olgu. İnsanların daha iyi yaşamak için daha çok şey yapıp daha sıkıntılı hayatlar sürdüğünü modern dün- yada sanki edebiyat, sıkıntısı olanların ortak diliymiş gibi... Dünyanın bir yerinde senin gibi düşünen birileri var. Böyle düşünmek oldukça güzel... O bana bir mektup yazıyor ben ona bir mektup yazıyorum diye düşünürüm zaman zaman. 1. Tahtadan küçük bir oğlan çocuğunu anlatan Carlo Collodi'nin "Pinokyo"su, 1883 yılındaki ilk baskısın- dan beri 260'tan fazla dileçevrilmiştir. H. Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun, Mevlâna'nın ünlü Mesnevî'sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıka- rak yazdığı Simyacı romanı, yüreğinde çocukluğunun çırpınışlarını taşıyan okurlar için bir "klasik" yapıt hâ- line geldi. Şiirleri birçok dile çevrilmiş Neval'ın ünlü bir sonesinin ilk dörtlüğünde geçen "ténébreux" sözcüğü her ne ka- dar Türkçe çeviriye "kasvetliyim" olarak aktarılmışsa da "karanlık, kötülük, şeytanca" gibi birçok anlamı da barındırıyor. TEST 7 Numaralanmış cümlelerden hangisi veya hangileri bu parçada anlatılmak istenen düşünceyi destekler bir örnek oluşturmaz? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III
SORULAR
1
Modern dünyaya özgü duygusal hastalıklar içindeyiz. Artık
dostlarımız makineler... Giderek yalnızlaşıyoruz. Demek ki
toprak gibi insan da erozyona uğruyor. İnsanların meşguli-
yetleri arasında birbirlerini arayabilmek, birilerinin soluk al-
dığını düşünmek bile listeye giremiyor. Kötümserlik tablosu
çizmek istemiyorum ama dostluklar artık eski anlamında
değil. Birbirimizle duvarların ardından konuşuyoruz. Usul
gereğince... Gerçek bağlılıkların yaygın olarak yaşandığı-
ni ne yazık ki hiç sanmıyorum.
3.
Bu parçada yazarın yakındığı asıl durum aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Eski dostlukların artık görülmemesi
B) Yalnızlığın her devirde insanın en büyük acısı olması
C) İnsanların özel dünyalarını başkalarına kolay kolay
açamaması
D) Çoğu insanın dünyaya olumsuz bakması
E) Teknolojinin ve makineleşmenin sosyal yaşantımızı
ele geçirmesi
rulor da yildan yıla değişir çün-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
SORULAR 1 Modern dünyaya özgü duygusal hastalıklar içindeyiz. Artık dostlarımız makineler... Giderek yalnızlaşıyoruz. Demek ki toprak gibi insan da erozyona uğruyor. İnsanların meşguli- yetleri arasında birbirlerini arayabilmek, birilerinin soluk al- dığını düşünmek bile listeye giremiyor. Kötümserlik tablosu çizmek istemiyorum ama dostluklar artık eski anlamında değil. Birbirimizle duvarların ardından konuşuyoruz. Usul gereğince... Gerçek bağlılıkların yaygın olarak yaşandığı- ni ne yazık ki hiç sanmıyorum. 3. Bu parçada yazarın yakındığı asıl durum aşağıdakiler- den hangisidir? A) Eski dostlukların artık görülmemesi B) Yalnızlığın her devirde insanın en büyük acısı olması C) İnsanların özel dünyalarını başkalarına kolay kolay açamaması D) Çoğu insanın dünyaya olumsuz bakması E) Teknolojinin ve makineleşmenin sosyal yaşantımızı ele geçirmesi rulor da yildan yıla değişir çün-
af Denemesi 12
ait
en
hu
Ö
le
2-
Ü
r
Yayınları
7. Norveçli yazar Karl Ove Knausgaard'ın Kavgam serisi, Nor-
veç'te yayımlandığında kısa sürede yüksek bir satış sayısı-
na ulaşırken İngilizceye tercüme edildikten sonra uluslara-
rası çok satanlar listesindeki yerini hemen aldı. Ancak "çok
satanlar" ibaresinin yarattığı pürüzlü hissiyat Kavgam için
geçerli değil. Zira Knausgaard bize popüler roman hileleri-
ne dayalı bir hikâye değil, kendi yaşamını sunuyor. Öyle ki
onun kitaplarına "otobiyografik roman" demek bile güç. Kna-
usgaard, altı ciltlik seri boyunca kendi yaşamını birinci ağız-
dan anlatıyor. Yazarın üç bin sayfa boyunca anlattığı hikâye
okuru kendi dünyasına çekmekte o kadar başarılı ki günler-
ce o dünyadan çıkmanıza izin vermiyor.
Bu parçada, sözü edilen eserin hangi niteliğine deği-
nilmemiştir?
AY Okuru atmosferine çeken bir olay örgüsüne sahip ol-
masi
B) Yüksek miktarda satılmasına rağmen bu tür eserlerden
farklı olması
CAnlatılanların birinci kişi ağzından kaleme alınması
D Daha yazılır yazılmaz uluslararası piyasada tanınmayı
başarması
E) Kurgusal bir metinden çok otobiyografiye yakın olması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
af Denemesi 12 ait en hu Ö le 2- Ü r Yayınları 7. Norveçli yazar Karl Ove Knausgaard'ın Kavgam serisi, Nor- veç'te yayımlandığında kısa sürede yüksek bir satış sayısı- na ulaşırken İngilizceye tercüme edildikten sonra uluslara- rası çok satanlar listesindeki yerini hemen aldı. Ancak "çok satanlar" ibaresinin yarattığı pürüzlü hissiyat Kavgam için geçerli değil. Zira Knausgaard bize popüler roman hileleri- ne dayalı bir hikâye değil, kendi yaşamını sunuyor. Öyle ki onun kitaplarına "otobiyografik roman" demek bile güç. Kna- usgaard, altı ciltlik seri boyunca kendi yaşamını birinci ağız- dan anlatıyor. Yazarın üç bin sayfa boyunca anlattığı hikâye okuru kendi dünyasına çekmekte o kadar başarılı ki günler- ce o dünyadan çıkmanıza izin vermiyor. Bu parçada, sözü edilen eserin hangi niteliğine deği- nilmemiştir? AY Okuru atmosferine çeken bir olay örgüsüne sahip ol- masi B) Yüksek miktarda satılmasına rağmen bu tür eserlerden farklı olması CAnlatılanların birinci kişi ağzından kaleme alınması D Daha yazılır yazılmaz uluslararası piyasada tanınmayı başarması E) Kurgusal bir metinden çok otobiyografiye yakın olması
ykü
8
ye
33. Eğitim amaçlı sunumlarda en sık kullanılan araçlardan biri
de slayttır. Teksas Üniversitesinde yapılan bir araştırma
sonucuna göre insanlar; okuduklarının % 10'unu, görüp
işittiklerinin %50'sini, işittiklerinin % 20'sini, söylediklerinin
% 70'ini, gördüklerinin % 30'unu, yapıp söylediklerinin %
90'ını hatırlamaktadırlar. Zaman faktoru sabit tutularak
elde edilen bu oranlar, sınıf içinde çok ortamlı öğretme
durumunun düzenlenmesi gerektiğini göstermektedir.
Bu araştırmaya göre aşağıdaki sınıf etkinliklerinden
hangisinin yapılması hatırlamanın etkisini artırır?
A) Ingilizce öğretmeninin dersinde kelimelerinin telaffuzunu
dinletmesi
B) Bir coğrafya öğretmeninin kıyı şekillerini tahtaya çizerek.
anlatması
C) Bir öğrencinin Karagöz oyununu canlandırıp özelliklerini
söylemesi
Beden eğitimi dersinde öğrencilerin parmak pas
çalışması yapması
E) Tarih öğretmeninin Çanakkale 1915 filmini izletmesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ykü 8 ye 33. Eğitim amaçlı sunumlarda en sık kullanılan araçlardan biri de slayttır. Teksas Üniversitesinde yapılan bir araştırma sonucuna göre insanlar; okuduklarının % 10'unu, görüp işittiklerinin %50'sini, işittiklerinin % 20'sini, söylediklerinin % 70'ini, gördüklerinin % 30'unu, yapıp söylediklerinin % 90'ını hatırlamaktadırlar. Zaman faktoru sabit tutularak elde edilen bu oranlar, sınıf içinde çok ortamlı öğretme durumunun düzenlenmesi gerektiğini göstermektedir. Bu araştırmaya göre aşağıdaki sınıf etkinliklerinden hangisinin yapılması hatırlamanın etkisini artırır? A) Ingilizce öğretmeninin dersinde kelimelerinin telaffuzunu dinletmesi B) Bir coğrafya öğretmeninin kıyı şekillerini tahtaya çizerek. anlatması C) Bir öğrencinin Karagöz oyununu canlandırıp özelliklerini söylemesi Beden eğitimi dersinde öğrencilerin parmak pas çalışması yapması E) Tarih öğretmeninin Çanakkale 1915 filmini izletmesi
4. Insanların yaşadığı yalnızlık hissiyle ilgili bir araştırma gerçekleştirildi. Yaş grupları ile yalnızlık hissi arasındaki ilişki
konusunda dikkat çekici sonuçlara ulaşıldı. Türkiye'de yalnızlık hissini en yoğun yaşayanlar 50-75 yaş aralığındakiler
olurken bu konuda kendini en umutlu hissedenler 75 yaş ve üzeri grup oldu. Çalışmanın belki de en şok edici sonucu,
en sosyal olması beklenen grubun (16-24 yaş) kendini %9,9 oranında kimsesiz ve yalnız hissetmesi. Avrupa'da bu yaş
aralığı için ortalama oran sadece %3,3. Ayrıca, Avrupa'da tüm yaş grupları içinde en yüksek orana (%8,3) sahip 50-64
yaş grubu bile yalnızlık konusunda Türkiye'nin gençlerine yetişemiyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir?
A) 16-24 yaş aralığında, kişinin kendini kimsesiz ve yalnız hissetme oranı dünya ülkeleri arasında en fazla Türkiye'dedir.
B) Avrupa'da 50-75 yaş grubu yalnızlık hissini en fazla yaşayan gruptur.
C) 16-24 yaş grubunda görülen kendini yalnız hissetme oranı Avrupa'da Türkiye'dekine nazaran daha fazladır.
D) Türkiye'de 75 yaş ve üzeri grup dünya ortalamalarına göre daha az yalnızlık çekmektedir.
E) Avrupa'da 50-64 yaş grubunda görülen kendini yalnız hissetme oranı, Türkiye'deki 16-24 yaş aralığında görülen
orana göre daha azdır.
9
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Insanların yaşadığı yalnızlık hissiyle ilgili bir araştırma gerçekleştirildi. Yaş grupları ile yalnızlık hissi arasındaki ilişki konusunda dikkat çekici sonuçlara ulaşıldı. Türkiye'de yalnızlık hissini en yoğun yaşayanlar 50-75 yaş aralığındakiler olurken bu konuda kendini en umutlu hissedenler 75 yaş ve üzeri grup oldu. Çalışmanın belki de en şok edici sonucu, en sosyal olması beklenen grubun (16-24 yaş) kendini %9,9 oranında kimsesiz ve yalnız hissetmesi. Avrupa'da bu yaş aralığı için ortalama oran sadece %3,3. Ayrıca, Avrupa'da tüm yaş grupları içinde en yüksek orana (%8,3) sahip 50-64 yaş grubu bile yalnızlık konusunda Türkiye'nin gençlerine yetişemiyor. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir? A) 16-24 yaş aralığında, kişinin kendini kimsesiz ve yalnız hissetme oranı dünya ülkeleri arasında en fazla Türkiye'dedir. B) Avrupa'da 50-75 yaş grubu yalnızlık hissini en fazla yaşayan gruptur. C) 16-24 yaş grubunda görülen kendini yalnız hissetme oranı Avrupa'da Türkiye'dekine nazaran daha fazladır. D) Türkiye'de 75 yaş ve üzeri grup dünya ortalamalarına göre daha az yalnızlık çekmektedir. E) Avrupa'da 50-64 yaş grubunda görülen kendini yalnız hissetme oranı, Türkiye'deki 16-24 yaş aralığında görülen orana göre daha azdır. 9
da
li ve
nu
-
eri
a
31. Muhabir:
-Romanınızı yazarken alıp başını yürüyen karakterler oldu
mu? Artık hâkimiyetiniz altında olmadığını hissettiğiniz bir
roman kişisi mesela?
Yazar:
-Evet, en başta Harun. Normalde bir ruh olarak yükselip
köyün üstünde dolaşacaktı, yani hikâyeci olacaktı bir
anlamda. Ama o Aysel'in içine girmeye karar verdi.
Muhabir:
- Peki bu size ne hissettiriyor, yani işlerin planladığınız gibi
ilerlememesi? Romanı bitiremeyeceğiniz endişesi gibi bir
şeye yol açıyor mu mesela?
Yazar:
-Tersine, böyle bir durumda çoğu romancı çok sevinir,
çünkü kurgusal olarak tasarladığı karakter âdeta eti kemiği
olan bir insana dönüşmüştür. Yazarın kuklası veya sözcüsü
değildir artık.
Aşağıdakilerin hangisi bu diyalogdaki yazarın bakışıyla
örtüşen bir değerlendirme cümlesidir?
A) Karakterlerin yaşadıkları çağa ve ortama uygun
konuşmaması romanın gerçekliğine gölge düşürür.
B) Roman karakteri dediğimiz kişiler, nihayetin yazarın
hayal gücünün ürünüdürler ve ancak onun bildiği kadarını
bilebilirler.
Bir kurmacayı ilerleten şey, çatışma hâlindeki
karakterlerin varlığıdır, olay bu çatışma üzerinden
kendisine yön tayin eder.
D) İyi bir karakter o kadar sahici, o kadar gerçektir ki
kendisine uymayan şeyleri yapmayı reddeder, bunu
isteyen kendisini yazan kişi bile olsa...
E) Olumsuz karakterleri çekici göstermek gerçek bir yazarlık
başarısıdır, günümüzde bu tür örnekleri daha çok
görüyoruz, özellikle sinemada.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
da li ve nu - eri a 31. Muhabir: -Romanınızı yazarken alıp başını yürüyen karakterler oldu mu? Artık hâkimiyetiniz altında olmadığını hissettiğiniz bir roman kişisi mesela? Yazar: -Evet, en başta Harun. Normalde bir ruh olarak yükselip köyün üstünde dolaşacaktı, yani hikâyeci olacaktı bir anlamda. Ama o Aysel'in içine girmeye karar verdi. Muhabir: - Peki bu size ne hissettiriyor, yani işlerin planladığınız gibi ilerlememesi? Romanı bitiremeyeceğiniz endişesi gibi bir şeye yol açıyor mu mesela? Yazar: -Tersine, böyle bir durumda çoğu romancı çok sevinir, çünkü kurgusal olarak tasarladığı karakter âdeta eti kemiği olan bir insana dönüşmüştür. Yazarın kuklası veya sözcüsü değildir artık. Aşağıdakilerin hangisi bu diyalogdaki yazarın bakışıyla örtüşen bir değerlendirme cümlesidir? A) Karakterlerin yaşadıkları çağa ve ortama uygun konuşmaması romanın gerçekliğine gölge düşürür. B) Roman karakteri dediğimiz kişiler, nihayetin yazarın hayal gücünün ürünüdürler ve ancak onun bildiği kadarını bilebilirler. Bir kurmacayı ilerleten şey, çatışma hâlindeki karakterlerin varlığıdır, olay bu çatışma üzerinden kendisine yön tayin eder. D) İyi bir karakter o kadar sahici, o kadar gerçektir ki kendisine uymayan şeyleri yapmayı reddeder, bunu isteyen kendisini yazan kişi bile olsa... E) Olumsuz karakterleri çekici göstermek gerçek bir yazarlık başarısıdır, günümüzde bu tür örnekleri daha çok görüyoruz, özellikle sinemada.
23. Parasız Yatılı, bireyin iç dünyasını ve durumunu gerçekçi bir dille anlatmıştır. Hikâyede yaşantıların somut ayrıntılarla
verilmesi; eşyanın duygu, mana ve hatıra yüklü bir şekilde kullanılması dikkati çeker. Hikâyenin iç zenginliğini oluşturan
hatıra, çağrışım ve konuşmalar tesadüfi değildir. Hepsi de ana fikre, yoksulluk ve kimsesizlik temalarına bağlıdır. Hikâyede
mekân olarak seçilen yerler, hikâyedeki kişilerin yaşantılarıyla uyumlu olarak verilmiştir.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtına ulaşılamaz?
A) Hikâyenin konusu ile dili arasında nasıl bir uyum vardır?
B) Hikâyede anlatılanların gerçeklikle ilişkisi var mıdır?
C) Hikâyede anlatılanlarla ana düşünce uyumlu mudur?
D) Hikâye kişileriyle mekân arasında bir uyum var mıdır?
E) Hikâyenin adı ile yazarın yaşamı arasında bir ilişki var mıdır?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Parasız Yatılı, bireyin iç dünyasını ve durumunu gerçekçi bir dille anlatmıştır. Hikâyede yaşantıların somut ayrıntılarla verilmesi; eşyanın duygu, mana ve hatıra yüklü bir şekilde kullanılması dikkati çeker. Hikâyenin iç zenginliğini oluşturan hatıra, çağrışım ve konuşmalar tesadüfi değildir. Hepsi de ana fikre, yoksulluk ve kimsesizlik temalarına bağlıdır. Hikâyede mekân olarak seçilen yerler, hikâyedeki kişilerin yaşantılarıyla uyumlu olarak verilmiştir. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtına ulaşılamaz? A) Hikâyenin konusu ile dili arasında nasıl bir uyum vardır? B) Hikâyede anlatılanların gerçeklikle ilişkisi var mıdır? C) Hikâyede anlatılanlarla ana düşünce uyumlu mudur? D) Hikâye kişileriyle mekân arasında bir uyum var mıdır? E) Hikâyenin adı ile yazarın yaşamı arasında bir ilişki var mıdır?
32. Her şeyin hızla elde edildiği, hızla tüketildiği, yerine
hızla bir başkasının konduğu, hiçbir şeyin anlamının
aranmadığı bir çağ. Neyin, neden yapıldığının merak
edilmediği, her şeyin yetersiz kaldığı, her şeyin
doyumsuzluk yarattığı günümüzün tüketim çağı genci,
çok tüketmek zorunda. Hep yeniyi, daha fazlasını, daha
değişik olanı tüketmek zorunda. Çünkü "önemli olmayı,
değerli olmayı" ancak böyle sanıyor. Onun hayatına
anlam katan şey, sürekli ve kaliteli tüketim.
Bu parçada tüketim çağı gencine yöneltilen eleştiriler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Tüketim toplumunun değerlerini taşıması
B) Kendini toplumda tüketimle ifade etmesi
o Tüketim çılgınlığının sorumlusu olması
D) Doyumu; hızlıda, değişende, tüketilende araması
E) Yaşamın anlamını tüketimde bulması
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32. Her şeyin hızla elde edildiği, hızla tüketildiği, yerine hızla bir başkasının konduğu, hiçbir şeyin anlamının aranmadığı bir çağ. Neyin, neden yapıldığının merak edilmediği, her şeyin yetersiz kaldığı, her şeyin doyumsuzluk yarattığı günümüzün tüketim çağı genci, çok tüketmek zorunda. Hep yeniyi, daha fazlasını, daha değişik olanı tüketmek zorunda. Çünkü "önemli olmayı, değerli olmayı" ancak böyle sanıyor. Onun hayatına anlam katan şey, sürekli ve kaliteli tüketim. Bu parçada tüketim çağı gencine yöneltilen eleştiriler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tüketim toplumunun değerlerini taşıması B) Kendini toplumda tüketimle ifade etmesi o Tüketim çılgınlığının sorumlusu olması D) Doyumu; hızlıda, değişende, tüketilende araması E) Yaşamın anlamını tüketimde bulması Diğer sayfaya geçiniz.
eki
JZ
0
Ra
26. Mizah, bireysel aktörle toplumsal olanın gündelik
pratikleri arasındaki karşılıklı etkileşimin mecra-
sında yer alır. Mizah, aslında ahlaki çerçeveleri bi-
reysel düzleme taşıyan bir araç olarak işlev görür.
Toplumsal yapılar; toplum içindeki etkileşimlerin
yarattığı şablonlar etrafında örülür, bu şablonların
sınırı ise doğru ve yanlış yargılarıyla belirlenir, bi-
reylerin davranışlarını sınırlamakla kalmayıp yön-
plendirir. Toplumun her bir bireyle ayrı ayrı etkileşimi
onun yapısını değiştirme potansiyeli taşır. Bu nokta-
da mizah, bu etkileşim biçimlerini hızlıca dönüştüre-
bilecek bir kapasiteye sahiptir.
Bu parçada mizahla ilgili aşağıdakilerin hangisi-
ne değinilmiştir?
A) Öncülük yaptığı toplumsal yeniliklere
B Tarihsel açıdan sahip olduğu birikime
C) Bireysel düşünceleri yansıtma biçimine
D) Toplum tarafından algılanış şekline
E) Toplumsal değişim açısından önemine
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
eki JZ 0 Ra 26. Mizah, bireysel aktörle toplumsal olanın gündelik pratikleri arasındaki karşılıklı etkileşimin mecra- sında yer alır. Mizah, aslında ahlaki çerçeveleri bi- reysel düzleme taşıyan bir araç olarak işlev görür. Toplumsal yapılar; toplum içindeki etkileşimlerin yarattığı şablonlar etrafında örülür, bu şablonların sınırı ise doğru ve yanlış yargılarıyla belirlenir, bi- reylerin davranışlarını sınırlamakla kalmayıp yön- plendirir. Toplumun her bir bireyle ayrı ayrı etkileşimi onun yapısını değiştirme potansiyeli taşır. Bu nokta- da mizah, bu etkileşim biçimlerini hızlıca dönüştüre- bilecek bir kapasiteye sahiptir. Bu parçada mizahla ilgili aşağıdakilerin hangisi- ne değinilmiştir? A) Öncülük yaptığı toplumsal yeniliklere B Tarihsel açıdan sahip olduğu birikime C) Bireysel düşünceleri yansıtma biçimine D) Toplum tarafından algılanış şekline E) Toplumsal değişim açısından önemine Diğer sayfaya geçiniz.
3. Şimdiye kadar yüz yirmi filmde oynadım, bu filmle-
rin içinde bana göre yirmi, otuzu çok başarılı; geriye
kalan on beş, yirmisi ortalama; diğerleri de sinema-
yı öğrenme sürecine ait. Türkiye'de çalışmadığım
yönetmen kalmadı. Oyuncu-yönetmen ilişkisinde
ister istemez hep bir sınır vardır; öneri getiremez-
sin, tartışamazsın, müdahale edemezsin... Dolayı-
sıyla insanın içinde "Ben olsam nasıl çekerdim?"
gibi bir his kalıyor. Şimdi ben de kendimé "Hadi,
geç kameranın arkasına, bakalım yapabilecek mi-
sin?" diyorum.
Bu sözleri söyleyen sanatçıyla ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Mesleğinde istediği yere gelememiş olan
B) Yeniliklere açık olan
C) Gerçekleştirmek istediği düşünceleri olan
D) Çalışma isteğini yitirmeyen
E) Öz eleştiri yapmaktan kaçınmayan
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Şimdiye kadar yüz yirmi filmde oynadım, bu filmle- rin içinde bana göre yirmi, otuzu çok başarılı; geriye kalan on beş, yirmisi ortalama; diğerleri de sinema- yı öğrenme sürecine ait. Türkiye'de çalışmadığım yönetmen kalmadı. Oyuncu-yönetmen ilişkisinde ister istemez hep bir sınır vardır; öneri getiremez- sin, tartışamazsın, müdahale edemezsin... Dolayı- sıyla insanın içinde "Ben olsam nasıl çekerdim?" gibi bir his kalıyor. Şimdi ben de kendimé "Hadi, geç kameranın arkasına, bakalım yapabilecek mi- sin?" diyorum. Bu sözleri söyleyen sanatçıyla ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Mesleğinde istediği yere gelememiş olan B) Yeniliklere açık olan C) Gerçekleştirmek istediği düşünceleri olan D) Çalışma isteğini yitirmeyen E) Öz eleştiri yapmaktan kaçınmayan
34. İlk kez yayımlandığı 1984 yılında kimilerince
21. yüzyılın ilk kitabı" olarak kabul edilen
Hazar Sözlüğünün ön sözünde Milorad Paviç.
sanat eserlerini "evrilip çevrilebilir" ve "evrilip
çevrilemez olarak ikiye ayırdığından bahseder.
Muhatabinin esere farklı açılardan yaklaşabildiği
resim ve heykel gibi sanatları "evrilip çevrilebilir"
olarak tanımlarken edebiyatı ve müziği "her
şeyin başlangıçtan sona, doğumdan.ölüme
doğru ilerlediği tek yönlü bir sokağa" benzetir.
Bu noktada lineer olmayan bir anlatı inşa etmek
için uzun yıllardır çalıştığından bahsetmeyi ihmal
etmez. İşte Hazar Sözlüğü, onu uluslararası üne
kavuşturup adının sık sık Nobel ile anılmasının
ötesinde Paviç'in başı ve sonu olmayan bir roman
yazma amacını gerçekleştirdiği eseri olarak ayrı
bir önem kazanıyor. Yani Hazar Sözlüğü bir
sokak boyunca ileri geri yürüdüğünüz bir kurguya
sahip değil. Yapbozun bir araya gelebilmesi için
okurundan da en az yazarı kadar yoğun bir çaba
bekleyen bir roman.
Bu parçada Hazar Sözlüğüyle ilgili
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
1984'te ilk kez yayımlandığında bir
kısım eleştirmenler tarafından anlamsız
bulunduğuna
B) Yazarının edebiyatla ilgili "evrilip çevrilemez
bir sanat" tanımlamasının dışında yer
aldığına
C) Milorad Paviçin uluslararası üne kavuşup
adinin Nobel ile anılmasını sağladığına
D) Parçaların bir araya getirilip kurgusal
bütünlüğün ortaya çıkmasında okura ihtiyaç
duyduğuna
E) Klasik bir başlangıca ve sona sahip
olmamas yénuyle yazarını amacına
ulaştırdığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34. İlk kez yayımlandığı 1984 yılında kimilerince 21. yüzyılın ilk kitabı" olarak kabul edilen Hazar Sözlüğünün ön sözünde Milorad Paviç. sanat eserlerini "evrilip çevrilebilir" ve "evrilip çevrilemez olarak ikiye ayırdığından bahseder. Muhatabinin esere farklı açılardan yaklaşabildiği resim ve heykel gibi sanatları "evrilip çevrilebilir" olarak tanımlarken edebiyatı ve müziği "her şeyin başlangıçtan sona, doğumdan.ölüme doğru ilerlediği tek yönlü bir sokağa" benzetir. Bu noktada lineer olmayan bir anlatı inşa etmek için uzun yıllardır çalıştığından bahsetmeyi ihmal etmez. İşte Hazar Sözlüğü, onu uluslararası üne kavuşturup adının sık sık Nobel ile anılmasının ötesinde Paviç'in başı ve sonu olmayan bir roman yazma amacını gerçekleştirdiği eseri olarak ayrı bir önem kazanıyor. Yani Hazar Sözlüğü bir sokak boyunca ileri geri yürüdüğünüz bir kurguya sahip değil. Yapbozun bir araya gelebilmesi için okurundan da en az yazarı kadar yoğun bir çaba bekleyen bir roman. Bu parçada Hazar Sözlüğüyle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? 1984'te ilk kez yayımlandığında bir kısım eleştirmenler tarafından anlamsız bulunduğuna B) Yazarının edebiyatla ilgili "evrilip çevrilemez bir sanat" tanımlamasının dışında yer aldığına C) Milorad Paviçin uluslararası üne kavuşup adinin Nobel ile anılmasını sağladığına D) Parçaların bir araya getirilip kurgusal bütünlüğün ortaya çıkmasında okura ihtiyaç duyduğuna E) Klasik bir başlangıca ve sona sahip olmamas yénuyle yazarını amacına ulaştırdığına
DWWD9
2
7
i-
ek
Iti-
30. Bir grup canlı bir araya gelmiş dünyayı tartışıyor, hayatın ne ol
duğunu konuşuyorlardı. "Benim için dünya karanlık, tenha, tuz-
lu, ıslak ve yalnızdır." dedi midye. "Zemin yumuşaktır ve arada
sırada kabuğuma dokunarak geçen güzel renkli balıklar vardır.
Bazen birkaç haylaz kum tanesi süzülür kabuğumdan içeri, ra-
hatsız ederler; beni sarıp sarmalayan kum tanelerini, inci tane-
si yaparım." Hemen karşı çıktı lağım faresi "Yanılıyorsun!" dedi.
"Dünya dediğin pis kokulu karanlık bir delikten farksız! Ben o ka-
ranlık ve pis kokulu delikte doğdum. Ne güzel renkli balık bilirim
ne de haylaz kum tanesi. Benim dünyam da bu." Onları dinle-
yen kartal onlara acıyarak baktı. "Yazık size güneşi bilmeyen
canlılarsınız. Güneş benim yaşadığım dağın zirvesine doğar ilk.
Ben uçarken rüzgâr, her bir tüyümün üstünden, bir çocuğun don-
durmayı yalaması gibi nazikçe geçip uçmama yardım eder. Ben-
ce dünya, güneşin parladığı, yeşilin umutlandırdığı; özgürce ken-
dimi rüzgârlara bırakabildiğim güzel bir yerdir."
ara-
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
A) Kişiler, dış dünyayı kendi bakış açılarına göre algılar ve yo-
rumlar.
B) Doğrular tektir, kişinin bakış açısı onları değiştirmeye yetmez.
C) Gerçeklerin, insan algılarının toplamından oluştuğu unutul-
mamalıdır.
D) Gerçek hiçbir zaman tek değildir, koşullara göre değişir.
Insanlar gerçeklerin peşindedir, her insanın gerçeklerle ilgi-
li görüşü vardır.
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
DWWD9 2 7 i- ek Iti- 30. Bir grup canlı bir araya gelmiş dünyayı tartışıyor, hayatın ne ol duğunu konuşuyorlardı. "Benim için dünya karanlık, tenha, tuz- lu, ıslak ve yalnızdır." dedi midye. "Zemin yumuşaktır ve arada sırada kabuğuma dokunarak geçen güzel renkli balıklar vardır. Bazen birkaç haylaz kum tanesi süzülür kabuğumdan içeri, ra- hatsız ederler; beni sarıp sarmalayan kum tanelerini, inci tane- si yaparım." Hemen karşı çıktı lağım faresi "Yanılıyorsun!" dedi. "Dünya dediğin pis kokulu karanlık bir delikten farksız! Ben o ka- ranlık ve pis kokulu delikte doğdum. Ne güzel renkli balık bilirim ne de haylaz kum tanesi. Benim dünyam da bu." Onları dinle- yen kartal onlara acıyarak baktı. "Yazık size güneşi bilmeyen canlılarsınız. Güneş benim yaşadığım dağın zirvesine doğar ilk. Ben uçarken rüzgâr, her bir tüyümün üstünden, bir çocuğun don- durmayı yalaması gibi nazikçe geçip uçmama yardım eder. Ben- ce dünya, güneşin parladığı, yeşilin umutlandırdığı; özgürce ken- dimi rüzgârlara bırakabildiğim güzel bir yerdir." ara- Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Kişiler, dış dünyayı kendi bakış açılarına göre algılar ve yo- rumlar. B) Doğrular tektir, kişinin bakış açısı onları değiştirmeye yetmez. C) Gerçeklerin, insan algılarının toplamından oluştuğu unutul- mamalıdır. D) Gerçek hiçbir zaman tek değildir, koşullara göre değişir. Insanlar gerçeklerin peşindedir, her insanın gerçeklerle ilgi- li görüşü vardır. Diğer sayfaya geçiniz
çiminde.
wokovski
zalışma-
a sonra
ak 1915
ski So-
SI şiirin
ür ku-
bilinen
ilgili
evi
1
VB.) azalma görülüyor.
Bu parçada yazı yazmakla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
ASözü söylemedeki zorlanmanın pek yaşanmadig
Kötü olayların etkisinden insanları daha kolay
kurtardığı
Birçok yönden insanlara yararlı olduğu
Stresli durumları azaltmada en iyi yöntemlerden
biri olarak görüldüğü
Stres kaynaklı fiziksel ağrılara iyi geldiği
4. Gereğinden fazla uslu olmayın, uslu olmanın da bir
haddi vardır. Okunu hedeften öteye atan okçu, oku-
nu hedefe ulaştırmayan okçudan daha başarılı sa-
yılmaz. İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, fazla
ışıkta da. Ünlü bir filozof der ki felsefenin fazlası za-
rardır. Felsefe bir kerteye kadar iyidir, hoştur, faydalı
olduğu kerteyi aşacak kadar derinlere gidersek çile-
den çıkar ve kötü insan durumuna düşeriz.
Bu parça aşağıdaki kavramlardan hangisini an-
latmak için yazılmıştır?
Ölçü
Doğruluk
E) Hedef
B) Başarı
D) Iyi niyet
(2. Oturum) AYT ÜNİVERSİTEYE DOĞRU
6000123461134
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
çiminde. wokovski zalışma- a sonra ak 1915 ski So- SI şiirin ür ku- bilinen ilgili evi 1 VB.) azalma görülüyor. Bu parçada yazı yazmakla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? ASözü söylemedeki zorlanmanın pek yaşanmadig Kötü olayların etkisinden insanları daha kolay kurtardığı Birçok yönden insanlara yararlı olduğu Stresli durumları azaltmada en iyi yöntemlerden biri olarak görüldüğü Stres kaynaklı fiziksel ağrılara iyi geldiği 4. Gereğinden fazla uslu olmayın, uslu olmanın da bir haddi vardır. Okunu hedeften öteye atan okçu, oku- nu hedefe ulaştırmayan okçudan daha başarılı sa- yılmaz. İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, fazla ışıkta da. Ünlü bir filozof der ki felsefenin fazlası za- rardır. Felsefe bir kerteye kadar iyidir, hoştur, faydalı olduğu kerteyi aşacak kadar derinlere gidersek çile- den çıkar ve kötü insan durumuna düşeriz. Bu parça aşağıdaki kavramlardan hangisini an- latmak için yazılmıştır? Ölçü Doğruluk E) Hedef B) Başarı D) Iyi niyet (2. Oturum) AYT ÜNİVERSİTEYE DOĞRU 6000123461134 Diğer sayfaya geçiniz.
Bairle-
ersine
onra,
men
erin-
nep",
sin-
gi-
A
A
Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1
20. Yillar önce düzenlenen bir şiir etkinliğinde söz alan bazı
şairler, şiirle ilgili görüşlerini şöyle belirtmişti
1. Safr: Şiirin bir meseleyi anlatmak gibi bir derdi olma-
mali. Şiir hayatın zevk köşesidir, orada insanlara haz
veren sözler olmalı.
Şair: İnsanlar şiirde sanatsallık arar. Bu da şiirin im-
geli, mecazlı dolayısıyla da kapalı olmasına yol açıyor.
Bu arada imgenin, şairin özgün anlatımıyla olması şiirin
kalitesini artırır.
A
Şair: Şiir karanlığı aydınlatarak çevresindeki insan-
lara şık olmalıdır. İnsanların dertlerinden uzak bir şiirin
sanat dünyasında barınması mümkün değildir.
Buna göre söz alan şairlerden hangilerinin görüşleri
saf şiir anlayışıyla örtüşmektedir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
Dve Il
21. Siz ağaçlar, elbet beni bildiniz
C) Yalnız III
E) II ve III
Ben sizden ayrılmış yürür bir dalım
Ey çamlar, köknarlar, ey yeşil deniz
Ben kendi kendini sürür bir dalım
Bu dörtlüğün biçim, içerik ve anlatım özellikleri dik-
koto plindiğin a copčudoki sairlerin hangisine ait ol
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bairle- ersine onra, men erin- nep", sin- gi- A A Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1 20. Yillar önce düzenlenen bir şiir etkinliğinde söz alan bazı şairler, şiirle ilgili görüşlerini şöyle belirtmişti 1. Safr: Şiirin bir meseleyi anlatmak gibi bir derdi olma- mali. Şiir hayatın zevk köşesidir, orada insanlara haz veren sözler olmalı. Şair: İnsanlar şiirde sanatsallık arar. Bu da şiirin im- geli, mecazlı dolayısıyla da kapalı olmasına yol açıyor. Bu arada imgenin, şairin özgün anlatımıyla olması şiirin kalitesini artırır. A Şair: Şiir karanlığı aydınlatarak çevresindeki insan- lara şık olmalıdır. İnsanların dertlerinden uzak bir şiirin sanat dünyasında barınması mümkün değildir. Buna göre söz alan şairlerden hangilerinin görüşleri saf şiir anlayışıyla örtüşmektedir? A) Yalnız I B) Yalnız II Dve Il 21. Siz ağaçlar, elbet beni bildiniz C) Yalnız III E) II ve III Ben sizden ayrılmış yürür bir dalım Ey çamlar, köknarlar, ey yeşil deniz Ben kendi kendini sürür bir dalım Bu dörtlüğün biçim, içerik ve anlatım özellikleri dik- koto plindiğin a copčudoki sairlerin hangisine ait ol
27. Sosyalleşme, kişinin grup normlarına uymayı
öğrenmesini sağlayan süreçtir. Yani bir çeşit
öğrenme sürecidir. Sosyal düzen, varlığını geniş
ölçüde sosyalleşme süreci ile muhafaza eder.
Öyle ki toplum fertlerinin çoğunun, toplumun
değerlerine uygun şekilde hareket etmeleri
beklenir. Bu sebeple sosyologlar "sosyalleşme"
ile yakından ilgilenir.
Bu parçada anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Aile içteğitimin, sosyalleşmede önemli bir
faktör olduğu
B) Sosyolojinin, toplumsal değerler sistemine
etkisi açısından bireyin psikolojik özelliklerini
incelediği
C) Sosyal değerlere uygun davranmayan
bireylerin dışlandığı
Toplum düzeninin devamı için fertlerin
sosyalleşmesinin önem taşıdığı
E) Sosyalleşmenin, kişiye belirli yaş
dönemlerinde kazandınlabildiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27. Sosyalleşme, kişinin grup normlarına uymayı öğrenmesini sağlayan süreçtir. Yani bir çeşit öğrenme sürecidir. Sosyal düzen, varlığını geniş ölçüde sosyalleşme süreci ile muhafaza eder. Öyle ki toplum fertlerinin çoğunun, toplumun değerlerine uygun şekilde hareket etmeleri beklenir. Bu sebeple sosyologlar "sosyalleşme" ile yakından ilgilenir. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Aile içteğitimin, sosyalleşmede önemli bir faktör olduğu B) Sosyolojinin, toplumsal değerler sistemine etkisi açısından bireyin psikolojik özelliklerini incelediği C) Sosyal değerlere uygun davranmayan bireylerin dışlandığı Toplum düzeninin devamı için fertlerin sosyalleşmesinin önem taşıdığı E) Sosyalleşmenin, kişiye belirli yaş dönemlerinde kazandınlabildiği
2.
Pantolonlu Bulut, Mayokovski'nin düzyazı biçiminde,
destansı havada yazılmış ilk şiir kitabıdır Mayokovski
şiir çalışmalarına Petersburg'da başladı. Bu çalışma-
ları ilk inceleyen ise Maksim Gorki'ydi. Daha sonra
birlikte Repino'da Gorki'nin daçasında çalışarak 1915
yılında şiiri ortaya çıkardılar. Şiir ilk kez Jukavski So-
kağı'nda Lili Brik'in evinde okundu. Bu destansı şiirin
ilk adı On Üçüncü Havari olmasına karşın sansür ku-
rulunun şiir adını beğenmeyişiyle şiir bugün bilinen
adına dönüştürüldü.
Bu parçada Pantolonlu Bulut şiir kitabıyla ilgili
aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Şiik formatinin dışında oluştuğuna
B) Epik bir atmosferde kaleme alındığına
C) Maksim Gorki'nin katkılarının olduğuna
D) Sansür nedeniyle admmm değiştiğine
E) Mayakovski'nin diğer eserleri için basamak görevi
üstlendiğine
AYTÜD20214-3
4.
a) Ki
ku
Ge
ha
nu
yıl
IŞI
ra
ol
de
B
la
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Pantolonlu Bulut, Mayokovski'nin düzyazı biçiminde, destansı havada yazılmış ilk şiir kitabıdır Mayokovski şiir çalışmalarına Petersburg'da başladı. Bu çalışma- ları ilk inceleyen ise Maksim Gorki'ydi. Daha sonra birlikte Repino'da Gorki'nin daçasında çalışarak 1915 yılında şiiri ortaya çıkardılar. Şiir ilk kez Jukavski So- kağı'nda Lili Brik'in evinde okundu. Bu destansı şiirin ilk adı On Üçüncü Havari olmasına karşın sansür ku- rulunun şiir adını beğenmeyişiyle şiir bugün bilinen adına dönüştürüldü. Bu parçada Pantolonlu Bulut şiir kitabıyla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Şiik formatinin dışında oluştuğuna B) Epik bir atmosferde kaleme alındığına C) Maksim Gorki'nin katkılarının olduğuna D) Sansür nedeniyle admmm değiştiğine E) Mayakovski'nin diğer eserleri için basamak görevi üstlendiğine AYTÜD20214-3 4. a) Ki ku Ge ha nu yıl IŞI ra ol de B la