Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

27. Ben tesadüfen yan yana gelmiş sözcükler ile bir şiirde bu- Juşmak için bir araya gelmiş sözcükler arasındaki farkı bili- yorum." diyene yakın durmuşumdur. "Sözcük" yerine "di- ze'yi koyun buraya, söylemek istediğim daha da anlaşıla- caktır. Her kitapta, gide gide her şiirde değişen bukalemun tipi şairleri sevemedim. Güvenmedim onların yazdıkları- na. Bir derdi, meselesi olan, bunu yazarken de kendi sesi- ni, rengini taşıyabilen şairler, benim şairlerim oldu. Bırakın son yazdığı iki şiir arasındaki bağı, ilk kitabıyla son kitabı arasında bile bir bağ kurulabilecek şairleri daha bir sevdim ben. Onlara özgü bir dünya buldum yazdıklarında, onlara özgü bir ses, bir ana renk. Çünkü "bir şair, bir dünya" de- mek benim için. IC Bu parçaya göre yazarın sevmediği şairlerin özelliği aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Dünya görüşünü şiirlerine yansıtan B) İlk şiirlerinden sonra kendisini dev aynasında gören C) Belirli bir tutarlılığı olmayan, savruk bir sanat anlayı- şıyla şiir yazan D) Sözcük seçiminde titiz olmayı abartan E) Özgünlüğü yakalama amacıyla sanatın dışına çıkan

ektedir vetlere ait oyaları an tarihi visla ve 2002 si üçün zi olarak olduğu hetta. parag- E) VII i olarak indırdığı- ngisi mebin yayınları 7 Arada sırada dönüp okuyarak yazdıklarını derin iç geçir- meler, o güzel günleri yâd etmeler eşliğinde okurlardı. Bu parçadan anılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkanılamaz? A) Insanların titizlikle muhafaza ettiği B) Geçmişe dair izlet tasdığı C) Habrda kalması için vaziya geçirildiği D) Insanda güzel duygular yaşattığı E) Zamanla eski önemini yitirdiği Zama 15. Messi, 1987 doğumluydu ve 1986'lılarla birlikte oynuyor- du. Fiziksel olarak zayıf da olsa olağanüstü yetenekleriyle aralarından sıyrılmayı başarıyordu. Onu hirpalamalarına rağmen mücadeleyi bırakmıyor zaman zaman ağlasa da oyundan çıkmayı aktının ucundan bile geçirmiyordu. Her maç dört beş gol atıyor, izleyenlerin dikkatini çekiyor- du. Sanki bu oyunu doğuştan biliyor gibiydi Okulda da sevimli, sessiz, sakin ve utangaç davranırdı. Derslerinde başarı gösterememiş olsa da makul denebilecek bir se- viyedeydi. Öğretmeni bir konuşma terapistine başvurma- larının faydalı olabileceğini tavsiye etmişti sadece. Küçük yaşta kupalar ve turnuvalar kazanmış olmasına rağmen bunlarla böbürlendiğine de rastlanmamıştı Newell's kulti- bünün eski oyuncusu Adrian Coria'nın verdiği beyanlar da aslinda Messi'nin oyun stilinin en başından beri bugünkü stile çok yakın olduğunu gösterik nitelikteydi. Bu parçada sözü edilen futbolcuyla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? E Mütevazı bir kişiliğe sahip olduğuna B) Kabiliyetlerinin kısa sürede fark edildiğine Mücadeleci bir kişi olduğuna Futboldaki yeteneğinin önceden kestirildiğine E) Zor şartlar altında büyük başarılara imza attığına Diğer sayfaya geçiniz.

32. Şiir de diğer bütün sanat yapıtları gibi üç zamanlı bir mimari yapıdır. Gündelik hayatın sıradan tekrarı içinde bile geçmiş-şimdi-gelecek, yalnızca kendi zamanlarından ses vermezler. Üç zaman da birbiriyle var olur, birbiri içinden doğar, birbirine dönüşür. Bugün tanık olduğumuz, yaşadığımız, gördüğümüz bir olay-olgu-nesne, bize çok eski hayatların bilgileriyle gelir, içinde yaşamamızın mümkün olmayacağı geleceklerin bilgilerini taşır. Sanat yapıtını bütün insanlığa ait kılan temel özelliklerinden birisi budur. Ben de şiirimde bugünkü bir yaşantıyı dillendirmem sadece. Bugünkü bir yaşantıyı dillendirirken gerçekte onun mayalandığı, çiçeklendiği, yaprak döktüğü zamanları da söylerim. Bunun bir başka açıdan ifadesiyle, ben doğrudan kendimden yola çıktığımda bile hiç bilmediğim hayatların acılarını, heveslerini, sevinçlerini mutsuzluklarını da söylemiş olurum. Bu parçada sanat anlayışı ve şiirinden söz eden şairin şiiri aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez? A) Yazıldığı günü anlatmakla sınırlı olmayan B) Evrenselliği amaçlayan C) Şairini anlatmakla tamamlanmayand Co D) Başkalarının duygularını anlatırken şairini ihmal eden E) İçinde oluştuğu ortamdan öncesi ve sonrasına da yönelen

i Balza Selim lleri'nin 1968-1975'e kadar yazdığı öykülerin tamamı- Dna yakınında, bazen baskın şekilde öne çıkmış bazen de geri planda kalmış bir "anne" figüründen bahsedilebilir. İleri'nin an- dnesi, hiç sebep yokken aynanın karşısına geçerek ağlayacak kadar melankolik yapıda biridir. İleri'nin de günlük hayatında sık sık ağladığı ve "gözyaşı"nın kendisi için yazabilmenin tek imkânı olduğunu belirttiği biliniyor. İleri, annesinin kişilik özel liklerini sıralarken "bohem" yaratılışta ve sanatçı ruhlu ve duyguları, istekleri bastırılmış biri olduğunu söyler. Annesine le atfedilen bu özelliklerin. İleri'de de kısmen hatta tamamen bu- lunduğunu söylemek mümkündür. Selim İleri, annesinin çokça roman okuduğunu yazmaktadır. “Okuma tutkusunu annemden edindim. Roman okumayı severdi. Roman okurken dalıp ye- meği yaktığı bile olurdu." Ayrıca annesinin kendisine okuduğu masallardan etkilendiğini, yazarlığını kendisine masallar oku- yan annesine borçlu olduğunu da belirtmiştir. "Gerçekten çok VE kitap okunan bir evdi. çocukluğumun evi." diyen İleri, yazar ol- masında ailesinin bu yöndeki etkisine de dikkat çeker. PORNITORAL SHARE SAMACHET SAMSTARVS PENTR 1. Edebiyat dünyasına öyküleriyle giriş yapan yazarlardandır. 7. II. Okuma alışkanlığı kazanmasında annesinin etkisi büyük- tür. tarmas ticulik and ratici de ARC D) ve IV III. Duygularını dışarıya yansıtmaktan çekinen bir yapısı var- dır. loubnull IV. Yazarlığı, bir meslek edinmesinde ailesinden gördüğü maddi destek etkili olmuştur. Bu parçadan Selim İleri ile ilgili olarak aşağıdakilerin han- gisine ulaşılamaz? wed A) I yell B) II ve III HRANN E) III ve IV 7 v Ulu suv US dic (Vör man da d CITOP C) I ve IV

K 7 J si " e 3 K 1 ►/benimhocam 4. Teknoloji ve girişimcilik gençlerin ve küçük teknoloji şirketlerinin katkısıyla gelişirken aynı zamanda küresel bir kültür hâlini almak- tadır. Bugün dünyanın birçok köşesinde sık sık gerçekleştirilen teknoloji buluşmaları farklı ülkelerden on binlerce genç teknoloji girişimcisini bir araya getirmektedir. Örneğin Finlandiya'nın baş- kenti Helsinki'de 30 Kasım-1 Aralık 2017 tarihlerinde yedincisi gerçekleştirilen "Slush" teknoloji buluşması çok sayıda ziyaretçiyi ağırlamış, 2 bin 500 teknoloji girişimcisinin kurduğu stantlar ile dev bir teknoloji fuarına dönüşmüştür. Ülkemizden 10 teknoloji girişimcisinin de katıldığı etkinlikte girişimcilerimiz fikirlerini küre- sel ölçekte tanıtma fırsatı bulmuştur. Bu tür etkinliklere katılma- nın yanında ülkemizde de benzerlerini gerçekleştirme çabaları giderek artmaktadır. 6 yıldan bu yana Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Türkiye İnovasyon Haftası olarak gerçekleştiri- len etkinlik bu yıl Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası adını almış ve kapsamına teknolojik girişimciliği eklemiştir. Ülkemizden ve farklı ülkelerden gelen yaklaşık 750 genç teknoloji firması ürünlerini tanıtma, yatırımcı ve kurumsal müşterilerle buluşma imkânı yakalamıştır. Bu parçanın anlatımında; I. açıklama, II. karşılaştırma, III. sayısal verilerden yararlanma, IV. örneklendirme tekniklerinden hangileri kullanılmıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve IV C) Yalnız IV E) I, III ve IV

E 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına i- 1. Toplumların gelecek planı olarak matematik Mısır'da karşımıza çıkan ekmek bölme sorusu, insanın matematik yapmak için günümüzde kullandığımız çok üst düzey diyebileceğimiz sayılarla işlemlere hatta denklem kurma. bilgisine bile sahip olunmasına gerek olmadığını gös- teriyor. Matematik yapmanın ve matematikte becerikli olmanın, çoğu zaman imrenilen bir durum olduğu ve insanı özel kıldığı söylenir. Ancak bu söylemdeki anlamda matematiksel beceriye sahip olmak için, kişinin kesinlikle iyi soru çözmesi gerekir. Üst düzey düşünme becerisine ulaşmayı sağlayan bir eğitim verebilmek, çağımızda çok önemli. Toplumların, genç nesli eğitme konusunda âdeta yarıştığı bir dünyada yaşıyoruz. Ülkelere ait öğretim prog- ramlarının ana noktalarından birinde matematik yapmak yer alıyor. Bu parçadan matematikle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Modern çağın teknolojik altyapısını oluşturmaktadır. X İnsanın yaşama tutunması ve sosyal ilişkiler kurması- ni sağlamaktadır. X Geçmişle olan bağın kurulmasında bir köprü görevi üstlenmektedir. X x D) Ülkeler arasındaki rekabetin temelini oluşturmaktadır. Çok soru çözülerek bu alanda yeterlilik elde edilebil- mektedir. 2. Jequifiefi viga

AYT 5. b Evrensel bir gözle bakıldığında her milletin hakikatleri kendisine hastır. Farklı toplumlarda örfler, halkların alış- kanlıkları değişkenlik arz edebilir. Hatta daha dar bir coğrafyada bile bölgeden bölgeye, şehir yaşamından zirai toplum yaşamına geçildiğinde bile toplumsal ku- nelgralların, dünya görüşlerinin, âdetlerin değiştiği fark edi- lir. Ahlak kavramında ise toplumsal yaşamın istikrarlı sü- rebilmesi için değişmeyen bir yön, bir öz bulunur. Şekli yaklaşımlarda başkalık görülse de ahlakın; içeriği bakı- mından sağlam, evrensel bir zemini olduğu gerçeği inkâr edilemez. Ondaki bu evrensel karakterin kökeninde ise ideal anlayışı yatmaktadır. Nitekim iyi ve kötü değer yar- gılarının bulunmadığı bir yer yoktur, ahlak bu iki temel kavramın bulunduğu her yerdedir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? migid lige shebiuose ninneguiub nebea (8 A) Ahlakın mevcudiyetinden bahsetmek için iyi ola- nın her iki taraf açısından da iyi olması gerekir. 101 B) Biz toplum içerisinde bedensel ve ruhsal tatmini elde ederken müşterek prensiplere de riayet etmek zorundayız. C) Ahlaklı kimse herkes için faydalı, güzel ve ideal ola- ni gözetir; düşüncelerini pratik eylemlere döker. D) Örf, âdet ve kültürlerin göreceliliğine karşılık ahla- kın değişmez bir niteliği mevcuttur. E) Ahlak sosyal bir öğrenme sürecidir, onun öğrenil- mesinde en aktif rolü önce aile üstlenir.

TYT ESTAX 37. 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yerliler arasında maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Hindistan cevizi oyulur ve iple bir kazığa bağla- nir. Hindistan cevizinin altına bir delik açılır ve oradan içine maymuna tatlı gelecek bir yiyecek konur. Bu delik, sadece maymunun elinin açıkken sığabileceği büyüklüktedir. Yum- ruk yaptığında maymun elini dışarı çıkaramaz. Tatlının koku- sunu alan maymun, yiyeceği alabilmek için elini deliğe sokar ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkaramaz. Yerliler geldi- ğinde maymun korkar, kaçmak ister ama maalesef kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur; yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Aslında onu tutsak eden şey, kendi bağımlılığının gücüdür. İnsan da as- linda böyledir, sonu gelmeyen arzularına yenilir. p Renk, boyut ve düzen algısı olmayan, sadece ressam olma tutkusuna sahip birinin resim bölümünü kazan- mak için kendini zorlaması mat II. Gencin sesinin güzel olmadığını bilmesi ama müzik aleti çalmak için kursa gitmesi TÜRKÇE Teyzenin şeker hastası olduğu hâlde künefe yemek- ten vazgeçmemesi Bu parçada söz edilen anlayışa numaralanmış ifade- lerden hangileri örnek gösterilebilir? AYalnız I D) II ve III 38. Bu parçayla ilgili, B) Yalnız III E) I, II ve III ve III 39-4 Siyan ricisi; ruyar yapış yapış CA c Hırsları tarafından yönetilen insan, kontrolü kaybettiği için zarar gören insandır. nekli (PVC sera yap Başarıyı elde etmede bazı zamanlarda hırslar da etkili elabilir. Benmerkezli yaşayan insanlar, hırs bataklığına sap- lanmaya her zaman mahkûmdur. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? 35

+ Cevap anahtor hatallf ihsan Oktay Anar edebiyatının en ayırt edici yönü dilidir. Üze- rine çokça yazılıp çizilen bu dilin coşkulu taraftarları kadar öfkeli muhalifleri de var. Bu dilin savunucularının temel ar- çok az kişinin anlayabileceği bir dili oluşturmanın son derece güç bir iş olması üzerinde temelleniyor. Anar'ın masalsı evreninin yapı taşı olarak görülen bu dil, çoğu kez Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi'nde kullandığı kimi zaman ye- rel, kimi zaman klasik özellikler taşıyandille birlikte anılıyor ve sözcük dağarcığının zenginliğiyle dehanın ve dil cambaz- lığının güzide bir örneği olarak kabul ediliyor. antomadengümanı, J 26 1 Buna göre aşağıdakilerden hangisi "öfkeli muhalifler"in Anar'ın diline yönelik eleştirilerinden bir olamaz? A) Gerçeklikten uzak yapay bir nitelik taşıması B) Kurmacaya özgü bir söz varlığı içermesi C) Tarihin hiçbir döneminde kullanılmamış olması D Anlaşılmaz sözcüklerden oluşması E) Sözcük seçiminde bir standart gözetilmemesi

TYT / Türkçe TÜRKÇE TES 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına 1. Toplumların gelecek planı olarak matematik Mısır'da karşımıza çıkan ekmek bölme sorusu, insanın matematik yapmak için günümüzde kullandığımız çok üst düzey diyebileceğimiz sayılarla işlemlere hatta denklem kurma. bilgisine bile sahip olunmasına gerek olmadığını gös- teriyor. Matematik yapmanın ve matematikte becerikli olmanın, çoğu zaman imrenilen bir durum olduğu ve insanı özel kıldığı söylenir. Ancak bu söylemdeki anlamda matematiksel beceriye sahip olmak için, kişinin kesinlikle iyi soru çözmesi gerekir. Üst düzey düşünme becerisine ulaşmayı sağlayan bir eğitim verebilmek, çağımızda çok önemli. Toplumların, genç nesli eğitme konusunda âdeta yarıştığı bir dünyada yaşıyoruz. Ülkelere ait öğretim prog- ramlarının ana noktalarından birinde matematik yapmak yer alıyor. Bu parçadan matematikle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Modern çağın teknolojik altyapısını oluşturmaktadır. İnsanın yaşama tutunması ve sosyal ilişkiler kurması- ni sağlamaktadır. Geçmişle olan bağın kurulmasında bir köprü görevi üstlenmektedir. X D) Ülkeler arasındaki rekabetin temelini oluşturmaktadır. Çok soru çözülerek bu alanda yeterlilik elde edilebil- mektedir. X -E 2. metin yayınları

E) Sir okurken zama 34. Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken bir bakkal dükkanına girmiş. Bakkala hemen kendisini sak- lamasını emretmiş, Bakkal da Napolyon'u uygun bir yere saklayıp biraz sonra gelen düşmanları da: "Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı." diye savuşturmuş. Biraz sonra Napolyon'un korumaları yetişmişler. Bakkal, ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş: "Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?" Napolyon birden öfkelenmiş. "Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?" diye bağırmış. Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş. Askerler, M bakkalın gözünü bağlayıp karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek. Adamca- ğız içinden "Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin." diye düşünürken arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış. Karşısında Napolyon varmış. Tek tümceyle yanıtlamış Napolyon: "İşte böyle bir duygu!" Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? for hoshik birakin A) İnsanlar sınırlarını bilmeli, statülerine uygun davran- malıdır. abiyelex nor B) En etkili ve hızlı öğrenme metodu, yaşayarak öğren- medir. C) Gücünüz ne kadar fazlaysa sorumluluğunuz da o de- rece artar. D) Toplumsal statüler, insanlar arasında eşitsizliğe neden olur. E) Bazen başkasına yapılan bir iyilik, vefasızlıkla mükâfatlandırılır. 08

42. Bu parçadan hareketle kitaplar ile ilgili olarak 1. Hayatın akışı içinde sessiz ve kimsesiz kalanlar için umut olmaktadır. * II. Yaşanan zaman dilimi için gerekenleri yerine getirme amacı taşımaktadır. III. Toplumların yaşam biçimlerine yön vererek yeni olu- şumlara zemin hazırlamaktadır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I souble D) I ve II B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III ANAN

HOCALARA GELD lede 35. Edebiyat çevirmeninin kaynak metnin dilini, kültürünü çok iyi bilmesi gerek Aynı şekilde yazarı, hayatını, yaşadığı dönemi ve özelliklerini de tanımalı. Diğer eserlerini oku- muş olmalı. Üniversitelerin çeviri bölümleri teknik çeviri açısından önemli olmakla birlikte edebiyat çevirisi konu- sunda işe yaramıyor pek. Benim düşünceme göre edebi- yat çevirisi öğretilmez. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola- rak söylenmiş olabilir? A) Sizce iyi bir çevirmen hangi özelliklere sahip olmalıdır? B) Edebiyat çevirisi diğer çeviri türlerinden hangi yönleriy- le ayrılıyor? C) Mütercim-tercümanlık bölümleri nitelikli edebiyat çevir- meni yetiştiriyor mu? D) Çeviri edebiyatında çevirmenin ötelendiğini, geri plan- da kaldığı doğru mudur? E) Yayınevleri çevirmen seçiminde hangi ölçütleri esas alıyor?

Turk Dili ve Edebiyatı -2 3. Aşağıdaki parçalardan hangisi edebiyatın toplum so- runlarını dile getirdiği gerçeğine örnek gösterilebilir? A) Osman: "Çukurova'ya bir atabilsek kendimizi." Dursun: "Çukurova yakın." dedi. "Yüreğir toprağı var. Bizim köy..." diye devam etti. "Çok çalışırsın ama kendi ken- diyin ağasısın. Ne karışanın olur ne görüşenin. Tarla- lara bir bakarsın bulut çökmüş sanırsın kara toprağa. Öyle pamuk olur işte. Toplarsın. Okkasi on kuruştan. Bir yazda Abdi Ağa'nın verdiğini, yani yılda verdiğinin beş mislini alırsın. Bir şehir var, Adana şehri. Safi sır- çadan, tiril tiril yanar gece gündüz. Aynen güneş gibi. Para dersen sel gibi Çukurova'da. Yeter ki sen çalış." B) Tezel'in yardımına koşmam gerek. Sözü buraya getir- mesine kızamayacak, bunu söylerken alaylı, vurdum- duymaz gülüşüne katılamayacak ya da Tezel'i anlama- ya çalışamayacak kadar yorgunum. Bunun da adı, baş- kalarının an'lık dileklerini an'ında yerine getirn olmalı. C) Masanın kıyısından gazetesini alıp açtı, konuşmak is- temiyordu adamla. Sağ ayağının küçük parmağındaki nasıra dokunuyordu yeni ayakkabı; sessizce çıkardı, ayaklarını oynattı. Siğil ilacı sormayı unutmuştu. Par- mağına baktı, ufalmıştı sanki. O köyde ocağı varmış bunun. Ayakkabılarını giydi. Kadın ütüyü bitirmişti; odanın kapısını kapayıp merdivene yürüdü, önünden geçerken bakmadı. Otel sessizdi. D) Aradan seneler geçti. Yabancı bir şehirde, yabancı bir otel odasında, sırf bitip tükenmeyecek gibi görünen bir gecenin yalnızlığına karşı koymak için hatıraları- mı yazmaya başladığım bu saatte, bir elim yine aynı küçük çocuk tavrıyla saçlarımı çekiştiriyor, gözlerimin üstüne indirmeye uğraşıyor. E) Calpak-Saz, kıtalar arası demir yolunun üzerinde, bozkır sınırında yitik bir istasyondu. Onun evceğizi de orada, hastane binasına bitişikti. Eskiden olduğu gibi orada sadece bir saat kalabilmek için neler vermezdi! Abdias, bulunduğu durumdan kurtulamadığı için belki de hiç ihtiyacı olmayan bu aşka neredeyse lanet oku- yordu. Asya'nın bu topraklarına o kadın yüzünden gel- memiş miydi? 4. Aşağıdaki sanatçılardan hangisi farklı bir akımın etki- siyle eser vermiştir?

DENEME Nüzhet bana yalan söyledi. Dünyanın hiçbir Nüzhet'i yalan söylememelidir. Öyle bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Eşya bile: Damlardan kiremit uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır. Bu parçadan hareketle, modernist romanla ilgili 1. İç konuşma tekniği kullanılır. II. Romanın kurmaca unsurlar taşıdığı okuyucuya hissettirilir. III. Anlatıcının ruhsal durumuna dayalı ayrıntılara yer verilir. Romanın yazılma süreciyle ilgili göndermeler yapılır. V 1 yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız IV D) II ve IV E) III ve IV C) Ive III D sh

1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Dünyada olduğu gibi bizde de daha çok, Yüreğinin Gö- türdüğü Yere Git kitabıyla bilinen Susanna Tamaro, bir süredir çocuklar için hikâyeler kaleme alıyor. Bunlardan biri de Kaplan ve Cambaz Her ne kadar ilk gençlik dö- nemi okurları için yazılmış izlenimi verse de edebî dili ve felsefi göndermeleriyle daha ileri yaşlar için de çok şey- ler söylüyor. Onların da seveceği bir kitap bu. Uzun ve heyecanlı bir çağdaş masal türü diyebiliriz bu kitap için. Ama öyle sıkça karşılaştığımız sloganvari kişisel gelişim zırvalıklarından oluşmuyor; daha içsel, ruha da yüreğe de dokunan ve kendini keşfettiren türden bir içtenliğe sa- hip. Kitabı okuyanın zihninde berrak düşünceler beliriyor ve kitabın pürüzsüz dili ile hoş bir tat kalıyor yüreğinizde. Sorgulayan, sorgulatan bu çağdaş masalı herkes ken- dince bir pay çıkararak okuyabilir. 1. Bu parçaya göre "Kaplan ve Cambaz" adlı yapıtla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 2. A) Genç okurlardan çok, yetişkinler tarafından tercih edildiği B) Ele aldığı konuyu basmakalıplıktan uzak biçimde iş- lediği e) Kişinin duygularına seslenen bir eser olduğu D) Yetişkin okurlar için uygun nitelikler taşıdığı E) Akıcı, başarılı bir anlatımının olduğu Bu parçadan "Susanna Tamaro" ile ilgili olarak, Son dönemde çocuklar için birden çok eser yazdığı II. Tanınmasında kitaplarından birinin önemli rol oynadığı Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı kitabının her yaştan okura hitap edecek nitelikte olduğu yargılarından hangisi/hangileri çıkarı A) Yalnız T D) II ve III BI ve Il bilir? E) Yalnız III C) Yalnız II bry yayınları 3. Vinyet; latıdaki içerising araca v grafikler rasyonl görsel b letmeye kitaplar çok alt olsa da bir tanı tir. Bu par 4. An II. Za III. Gö IV Ge lar V. Gu ya yargıl AWE Sana dura mak başk kaler Bu p ğıda A) B) E)