Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Y A R G 1 6. Internet, 1960'lı yıllarda ABD Savunma Ba- kanlığı tarafından olası bir savaş durumunda Cas askerî iletişimin zarar görmeden kullanılmaya devam etmesi için bilgisayarlardaki verilerin başka bilgisayarlara aktarabilmesi amacıyla kurulan ARPANET ile ortaya çıkmıştır Mil- yarlarca cihaz ile milyonlarca ağın birbirine bağlandığı ağların ağı olarak nitelendirilmek- te ve belirli protokoller çerçevesinde bilgi alışverişi yapılmasına imkân sağlamaktadır. İnternetin haberleşmeyi, bilgi alışverişini ve ayrıca bilgisayar kullanıcıları arasında bağ- lantıyı sağlaması nedeniyle tüm dünyada kul- lanımı hızla yaygınlaşmıştır. Bilişim teknoloji- lerinin hızlı gelişimi sayesinde artan internet kullanımı; kamuda, özel sektörde ve hatta ki- şisel ölçekte hayatın vazgeçilmez bir unsuru hâline gelmiştir. N L A R I Bu parçadan internet ile ilgili aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Tum özel kuruluşlarla devlet kurumların- da çok önemli bir görev üstlendiğine A+B) Teknolojik gelişmelere bağlı olarak kulla- nım alanının genişlediğine Protokol kurallarına uygun olarak ülkeler arasındaki anlaşmalarda kullanıldığına D Haberleşme, bilgi alışverişi gibi birçok alanda insanlara hizmet sunduğuna E) Belirli bir amaç doğrultusunda ortaya çık tığına

1. Klasikler bir sanat eseri olarak türünün tüm özelliklerini yansıtırken onu en ileri noktaya taşırlar. Hem biriciktirler, kendilerine hastırlar hem de herkes tarafından onayla- nırlar. Diğer yandan her zamanda geçerli olan bir değer üretirler. Bu anlamda klasik, kalıcı ve değer taşıyan bir kaynak konumundadır. Onların bu etkisi yüzyıllarca sürer. Hem medeniyetin hem de tüm insanlığın aklını, duyguları- ni zenginleştiren tanımlamalar getirir; gizli, tanımlanamaz duyguları bilinir, görünür kılarlar. Bu parçadan hareketle klasiklerle ilgili olarak t. Her çağa seslenme özellikleri vardır. Yerel kaynakh evrensel nitelikler içerir. III. Benzersizliğinin yanında duyguları da somutlaştırır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve III B) Yalnız II E) II ve IN C) Yalnız Itt 3.

A TYT Deneme Sınavı - 5 22. Gazeteci: Şiir yazarken sizin şiirlerinizden esinleniyorum, diyen şairle olan sohbetinizi neden sonlandırdınız? Şair: Şair olmadığını anladım da ondan. Gazeteci: Ama bu kişinin çok satan birçok şiir kitabı var, buna ne diyeceksiniz? Şair: Onlara sadece derleme diyebilirim çünkü bu kişi, kendi dünyasının oksijeniyle nefes almıyor. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şai- rin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Asıl şair, okuyucu kitlesini kendi dünya görüşünden bağımsız bir fikir âlemindeki yolculuğa sürükleyip sü- rükleyememesiyle değerlendirilmelidir. B) Kendinden önceki şairleri tam anlamıyla özümseyip iç- selleştiren bir şairin şiirine değer verilmesi gerekmek- tedir. C) Bir eserin sanatsal değerinin ölçütü, o eserin yayımlan- dıktan sonra ne kadar sattığı değil kimlere ulaşabildiğidir. D) Okuduğum bir şiirin sanatsal değerini, hangi kalemin mürekkebinden kâğıda damladığıyla ölçmüyorum. E) Şiirin sanatsal değerinin ölçütü, gerçek dünyayla olan bağına ya da gerçek dünyanın şairin özgün fikirleriyle ve dünyasıyla ilişkisine bağlıdır.

ar. O ak olanı -ünkü anlış ndaki eli. im e CI K ESEN YAYINLARI Türkçe 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Şiir ve Bellek, modern Türk şiirinin farklı duruşlarını temsil eden şairlerin bellek algıları üzerine eğilmekte. Yazar Gökhan Tunç; gündelik dilde var olan kavramsal metaforların, toplum ve şairlerin hatırlama sürecini ve dolayısıyla bellek algısını nasıl etkilediğini sorgulamakta. Eser boyunca bellek algısının modern Türk şiirindeki izini sürdüğünü ifade eden Tunç, modern Türk şiirinde hayal gücüyle inşa edilen belleklerden önce bu metaforları açıklamaya yarayan kimi ögelerin varlığına değinir. Belleğin nasıl düşünüldüğü hakkında önemli ipuçları veren, hatırlamaya ilişkin metaforların, kavramsal alandan şiir inşa edecek bellek alanına dönüşürken hangi aşamalardan geçtiğini sorgulayan yazar; şairlerin gündelik dilde bulunan kavramsal metaforları genişleterek yahut birleştirerek şiir diline akfardıkları tezine ulaşır. 35. Bu parçadan hareketle Şiir ve Bellek adlı kitapla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiir ve belleğin Türk şiirindeki seyrini ele aldığı B) Şiiri meydana getiren belleğin geçtiği merhalelerin konu edildiği C) Şiir ve belleğin günlük yaşamdaki karşılıklarından. söz edildiği D) Şiir ve bellek kavramlarının metaforlar aracılığıyla irdelendiği E) Türk edebiyatında şiir ve bellek olgularını beraber ele alan ilk eser olduğu

38. Bu parçadan hareketle realizmle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Eskiyen bir edebî anlayışın yerine geldiğine B) Günümüzün edebî hareketlerine ilham verdiğine C) Fransız Devrimi'nin ilkelerinden etkilendiğine Hayatı tüm detaylarıyla yansıtmayı amaçladığına E) Belli ekonomik ve siyasal gelişmelerin etkisiyle doğduğuna 12

40. Bu parçada Kayıp Zamanın İzinde adlı yapıtla ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlatım dili ve hacmiyle çağının ilerisinde bir eserdir. B) Dünya edebiyatında nehir roman denince akla gelen ilk eserdir. C) Ancak seri tamamlandığında okura vadettiği anlamı bütünüyle sunmaktadır. D) Anlatılanlar, okurun algılama yeteneğini pekiştirecek unsurlarla bezenerek sunulur. Kahramanın iç dünyasındaki çalkantılar, somut ögelerle paralel biçimde sunulmuştur. TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GEÇİNİZ.

erler olan ger an kil Cut- ak in, Sel a 18. Şiiri zamanla kabuk değiştiren Oktay Rifat, Şiirler ve Yeni Şiirler adlı kitapla- rıyla zirveye çıkmıştır. Halk şiirine, imge- ye, toplumsal meselelere, divan şiirine, mitolojiye ve tarihe yöneldiği kitaplarında sözcükler üzerinde yoğunlaşan Oktay Rifat şiirde bütünlüğü sağlamaya özen göstermiştir. Şiir hakkında yazdığı yazı- larında dilin önemine değinen Oktay Rifat'ın şiirlerindeki sözcüklerin etimo- lojik kökenlerine bakıldığında onun dilin tarihsel gelişimini yansıttığı görülecektir. Şiirinin temelindeki imgeleri bütünlükçü şekilde kuran Oktay Rifat'ın şiirlerinde toprak, deniz, gökyüzü, güneş, ay, yıldız, bulut, rüzgâr, yağmur, dağ, ağaç ve yap- rak; mevsimlerle bütünleşir. Rüzgâr, fes- leğenin ve karanfil gibi çiçeklerin koku sunu geceye ve gündüze taşır. Karadut, elma, zerdali, ayva, nar, armut, üzüm, incir, şeftali, kavun gibi meyveler; kuş, Ckedi, köpek, martı, balık, kurt, böcek gibi hayvanlar tabiatın renklerini ve huyları ni yansıtır. Güneşin şiirini yazan Oktay Rifat, onun aydınlığını ve sıcaklığını tasvir ederken renklerin simgesel dilini kullanır. Topaç gibi mevsimleri çeviren, bir fiskede yalnızlığı deviren, yok eden, denizle göğün çiftleştiği şiirleri; sam yeli- nin sesini ve kokusunu okura taşır. Bu parçadan yola çıkılarak Oktay Rifat ile ilgili olarak, I. Türkçenin köken bilimine göre gelişi- mini gözler önüne sermiştir II. Şiirlerindeki imajları birbirini tümleye- cek biçimde kullanmıştır. III. Doğanın deviniminden esinlenerek yazdığı şiirleriyle okurlarının gönlünü fethetmiştir. V. Şiir anlayışı zaman içinde farklı- laşmış, toplumsallıktan bireyselliğe yönelmiştir. V. Tabiatta var olanları alegorik bir dille işleyerek onları simgeleştirmiştir. numaralandırılmış yargılardan hangi- leri söylenemez? A) Lve t B) II ve IV C) III ve IV E) Ive V D) Yalnız IV BENIM HOCAM

26. Bağırırlar şaire: Türkçe "Bir de torna tezgahı başında görseydik seni. Şiir de ne? Boş iş. Çalışmak, harcınız değil demek ki..." Doğrusu bizler için de en yüce değerdir çalışmak. Ve kendimi bir fabrika saymaktayım ben de. Ve eğer bacam yoksa işim daha zor demektir bu. Bilirim hoşlanmazsınız boş laftan kütük yontarsınız kan ter içinde, Fakat bizim işimiz farklı mı sanırsınız bundan: Kütükten kafaları yontarız biz de. B Bu dizelerde vurgulanmak istenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Meslek ayrımı gözetmeksizin tüm insanlara saygı duyulmalıdır. B) Tüm sektörlerdeki çalışanlar iş birliği içinde olmalı, hoşgörüden uzaklaşmamalıdır. C) Sanatçı, eserleri vasıtasıyla okurların yaşama isteğini kuvvetlendirmelidir. D) Herhangi bir meslek grubunun tamamına yönelik ön yargılardan uzaklaşılmalıdır. E) Sairler de geçimini bilek gücüyle sağlayan kimseler gibi birer emekçidir.

B 19. Doğrudan pazarlama; kitlesel iletişim araçları dışındaki mecraları kullanarak hedef kitle ile marka arasında ilişki kuran, bağlılık yaratan, satın almaya teşvik eden, interaktif, somut, davetkâr, katılımcı ve sonuçları ölçülebilen pazarlama iletişimi faaliyetleri olarak tanımlanabilir. Doğrudan pazarlamada -özellikle son yıllarda- veri tabanına dayalı incelemeler aracılığıyla öne çıkan ürünlerin tüketici ile buluşturulması önem kazanmıştır. Ben bu sektörde çalışmaya başladığımda şimdiki kadar bilgi sahibi değildim. Ancak işi öğrendikçe genellikle kitlesel iletişim araçları dışındaki mecraları kullanarak ve hedef kitle ile marka arasında ilişki kuran bir sistem geliştirerek onları satın almaya teşvik ediyorum. I. Bir kişinin bilgisayarda sıklıkla ziyaret ettiği sayfaları izleyerek ona okuma tercihlerine yönelik kitaplarla ilgili satış teklifleri iletmek.com TYT II. Bir sosyal medya kullanıcısına telefon algoritmasından hareketle kendisine fiziksel olarak yakın bulunan restoranların indirim kuponlarını göndermek III. Kişinin sipariş geçmişini analiz ederek kendisine yeme içme konusunda yeni kurulan bir uygulamayı indirip buraya ilk defa kaydolanların sahip olacağı avantajlardan söz etmek A) Yalnız Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin çalışma alanına girer? I D) II ve III B) Yalnız II E E) I ve III C) I ve II

4. Başka bir ülkede yaşasam, belki burada yazdığımdan iyi yazardım. Ama yazdığım benim olmazdı. Oysa yazdığım eserlerde asıl hedefim, eserin benim soluğumu, dokumu yansıtmasıdır. Bu parçadaki altı çizili cümlede yazarlıkla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Yapıtın, yazarın gördüklerini yansıtması gerekir. B) Yazarın amacı ait olduğu toprağı ve kültürü yansıtmaktır. C) Yazar toplumsal konulara yapıtlarında yer vermelidir. D) Yazarın eserine gerçek değeri toplum verir. E) Her yazar yapıtlarıyla kalıcı olmaya çalışır.

ES 24. Bâkî, her şeyden evvel aşk şairidir. Fakat onun aşkı tasavvufi, ilahi değil; tamamen maddi ve doğal bir sevgidir ki ebedî insan ruhunun renkler, incelikler ve zarafetler içindeki ürperişlerini gösterir. Misralarını daima ya hayal ya nükte yahut yeni bir eda ile süslemek şartıyla şen ve samimi bir lirizme erişmeyi hedefler. Bâkî'de derin bir tabiat heyecanı da vardır. Hemen bütün gazellerinde sık sık tesadüf ettiğimiz renkli ve ince tabiat tasvirlerinin mühim bir kısmı Şark üslubundaki minyatürler hâlinde ise de bazıları modern, canlı ve ürperişlidir. Bu parçaya göre Bâkî'nin şiir anlayışı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Anlatma biçimi kadar ne anlattığına da önem verir. B) Eserleri, kendi iç dünyasının izlerini taşır. Coşkulu ve dinamik bir üslup, şiirinin belkemiğidir. D) Toplumsal sorunlara değinen şiirler yazar. E) Şiirleriyle günlük yaşamın sıkıcılığını ve sığlığını aşmaya çalışır.

Benim bir rk yarata- günde 10 Özel araç ürüyerek durum- Bireysel re önce- Itacaktır. -ük çaplı çatınıza cine kat- aşağı- ve bü- unarak eçebi- elerek salını- üçük **** 19. Zamana çok bağlıyım, saatsiz yaşayamam; uyanınca ilk işim saate bakmaktır. Zamanı iyi kullandığım günlerde kendimi iyi hissediyorum; saçma sapan işlerle vakit kay- betmişsem kendime gereğinden fazla kızıyorum. Bu da takıntılı bir karakter oluşumdan ve yetiştirilme biçimim- den kaynaklanıyor. Bizim kuşağın mayasına, fazlaca suç- luluk hissi katılmıştır; ters giden her durumda suçluluk hissederiz. Oysa arada bir aylaklık etmek, zamanı boşa harcamak insana iyi gelir. Geçmişe baktığımda za- manı fena kullanmamış olduğumu düşünüyorum. ---- Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir? A) Sanki dünyadaki her türlü kötülük bizim yüzümüzden olmaktadır. B) Suçluluk duygusu, insana ister istemez hata yaptırır. Toplumun bütün sorunlarını tek başımıza üstlenmeye kalkarız. DY Akıllı insan planlı çalışır, ne zaman ne yapacağını ön- ceden belirler. A E) Vaktimi boş geçirdiğimi düşündüğümde ödevini yap- mamış çocuk gibi suçluluk duyuyorum.

Feis Layton www 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Davranışlarımızın pusulası olan değerler sistemi, çocu- ğun 4-8 yaş döneminde oluşmaya başlar. Bu yaştaki ço- cuklar, soyut kavramlar olan değerleri, çevresindekileri taklit ederek hayata yansıtır. Büyükler ibadet ediyorsa ibadet eder, babasının tuttuğu takımın renklerini giyer. 12-16 yaşına geldiğinde soyutlama olgunluğuna da eri- şen genç, değerleri içselleştirir. Çocuğun aile hayatında elde edebileceği en büyük kazanım, ailenin idealindeki değerleri benimsemesidir. Her aile çocuğunun doğru, dürüst ve iyi ahlaklı olmasını ister. İşte tam bu noktada birçok ailenin farkında olmadan yaptığı bir hata var: Ço- cukları başarı kavramıyla zehirlemek. Tüm ailenin olduğu akşam sofralarının sohbet konuları genellikle sınavda alınan sonuçlar ve çocuğun performansının sınıf, okul, il ve ülke performansı ile kıyaslanmasına dayanıyor. Bunun doğal sonucu olarak da çocukta, kendi kıymetini akade- mik ya da rekabete dayalı alanlardaki başarısının oranıy- la ölçtüğü bir zihniyet gelişiyor. Bu da çocukta, pek çok değerin önem sırasının başarılı olmanın çok çok gerisin- de gelmesine sebep oluyor. 37. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Cocuk, belli bir yaşa kadar ailesini gözlemleyerek eis ******** davranış geliştirir. B) İnsan, yaşamında uymaya özen gösterdiği kurallara neden uyduğunu hiçbir zaman düşünmez. C) Ailesinin, derslerdeki başarışını her şeyden önemli saydığını fark eden öğrenciler için değerler ikinci plandadır. D) Soyutlama yeteneği henüz gelişmemiş bireyler, so- yut değerleri benimseyemez. E Anne-babanın, çocuklarını akademik başarısına göre değerlendirmesi doğru bir tutum değildir. 38. Bu parçada geçen "Çocukları başarı kavramıyla zehir- lemek" sözüyle belirtilmek istenen 39 yını Balin ları; ispe sah ma bali fark <yor tab altı nir bü rac lin gc ge pr la al m ka B le b 39. E

playca Si an ini i pirdi. Idi. YAYINLARI LİMİT 1 2 Necip Fazıl Kısakürek'in Şiirlerinde Özneyi Oluşturan Bazı Unsurlar Sayısı Unsurun Adi İsim Zamir 3 İsim tamlaması 4 Sifat tamlaması 594 145 373 455 59 Oranı %33,63 %8,21 %21,12 5 Bağlama grubu Bu tablodan yola çıkılarak 1. İçimde damla damla bir korky birikiyor II. Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır III. Ben, bu kaldırımların emzirdiği çocuğum %25,76 %3,34 IV. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta V. Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri dizelerinin öznelerini oluşturan unsurlarla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) 1. dizenin öznesini oluşturan unsur, şiirlerinde en çok kullanılan ikinci unsurdur. B) H. dizenin öznesini oluşturan unsur, şiirlerinde en çok yer alan unsurdur. MT. dizenin öznesini oluşturan unsur, şiirlerinde 145 adettir. D) IV. dizenin öznesini oluşturan unsur, tabloda en az sayıdadır. V. dizenin öznesini oluşturan unsurun tablodaki sayısı 373'tür.

VİP Yayınlar 9 33. (1) Batı'da 19. yüzyılın sonlarından itibaren endüstri ve teknoloji, dünyayı ve hayatı kökten değiştirmeye başladı. (II) Bu olumsuz değişimlerle beraber insan, içsel olarak birey olma deneyimi yaşarken duygusal ve ruhsal bir krize girdi. (III) Bu durum kısa sürede felsefede ve sanatta ifade biçimlerini buldu. (IV) Bunlardan varoluşçuluk, 1940'lı ve 50'li yıllara damgasını vurarak hayatın anlamına dair genellikle karamsar bir sorgulama yapmıştır. (V) Bu felsefi anlayış, saçma bir dünyada anlamlı bir hayatın nasıl yaşanabileceğini sormuştur. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu dönemde özellikle iki büyük savaşa sahne olan Avrupa'da birey yalnızlaştı, yabancılaştı ve melankolik bir ruh hâline büründü." cümlesi getirilebilir? A) I C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.

E 6. (1) Doğa bilimleri; insanın doğayı anlama, kavrama, açıklama isteği ve merakına cevap vermek üzere ge- lişmiştir. (II) Kültür alanıyla ilgili her türlü çalışmanın merkezinde düşünen, birlikte yaşayan, inanan, eğiten ve eğitilen, değerleri duyan, konuşan, sanat yapan in- san vardır. (III) Kültür alanının problemlerini incelemek asıl hedeftir. (IV) Söz konusu bilimlerle ilgili olgular belli bir zamanda bir defa yaşanmıştır, tekrarı yoktur, aynı koşulların bir araya gelmesi mümkün değildir. (V) Bu bilim dalları dil aracılığıyla gerçekleşir ve varlıklarını sürdürür. endemik- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede doğa bilimlerinin gelişme gerekçesi an- latılmıştır. B) II. cümlede kültür çalışmalarının merkezindeki varlık açıklanmıştır. C) III. cümlede ulaşılmak istenen birincil amacın ne olduğu ortaya konmuştur. D) V. cümlede yinelenmesi olanaksız bir durumdan bahsedilmiştir. E) V. cümlede dil ve dil bilim ilişkisi üzerinde durulmuş- tur.