Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

İnsanın doğal ortam üzerindeki somut etkileri, yerleşik
hayata geçmesiyle başlamış; artan nüfusu ve geliştirdiği
teknolojiye bağlı olarak hız kazanmıştır. Arazi örtüsü
değişiminin başaktörü olan insan, dünya üzerinde hızla
geniş alanları etkisi altına alırken doğal olayların arazi
örtüsü değişimi üzerindeki etkisi göz ardı edilebilecek
kadar sınırlı kalmıştır. Siyasi, sosyal ve iktisadi faaliyet
alanlarının gelişmesi, arazi örtüsü içerisindeki doğal
alanların beşeri alanlara dönüşmesine yol açmış; bu
durum çeşitli çevre ve arazi kullanımı problemlerinin
ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır ki bu açıdan arazi
örtüsü üzerindeki beşeri etkinin belirlenmesi, arazi
yönetimi ve planlaması için büyük önem taşımaktadır.
Bu parçada "arazi örtüsü değişimi ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Oluşumundaki birinci etkenin insan olduğuna
B) Ekolojik sorunlara yol açtığına
C) Hem toplumsal hem de ekonomik yönleri bulunduğuna
D) İnsan ve doğa arasındaki çetin mücadeleyi yansıttığına
E) Meydana gelmesinde tabiat faktörünün fazla
olmadığına
✓
D
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
İnsanın doğal ortam üzerindeki somut etkileri, yerleşik hayata geçmesiyle başlamış; artan nüfusu ve geliştirdiği teknolojiye bağlı olarak hız kazanmıştır. Arazi örtüsü değişiminin başaktörü olan insan, dünya üzerinde hızla geniş alanları etkisi altına alırken doğal olayların arazi örtüsü değişimi üzerindeki etkisi göz ardı edilebilecek kadar sınırlı kalmıştır. Siyasi, sosyal ve iktisadi faaliyet alanlarının gelişmesi, arazi örtüsü içerisindeki doğal alanların beşeri alanlara dönüşmesine yol açmış; bu durum çeşitli çevre ve arazi kullanımı problemlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır ki bu açıdan arazi örtüsü üzerindeki beşeri etkinin belirlenmesi, arazi yönetimi ve planlaması için büyük önem taşımaktadır. Bu parçada "arazi örtüsü değişimi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Oluşumundaki birinci etkenin insan olduğuna B) Ekolojik sorunlara yol açtığına C) Hem toplumsal hem de ekonomik yönleri bulunduğuna D) İnsan ve doğa arasındaki çetin mücadeleyi yansıttığına E) Meydana gelmesinde tabiat faktörünün fazla olmadığına ✓ D
eis
A
29. Şiirde basit şeylere yer vermemek; büyük tutkular, bü-
yük aşklar, ruha ve hayata ilişkin büyük çapta meseleler;
19. yüzyıla kadar bütün dünya edebiyatında sanatçıları
zoraki bir kendini büyük görmeye götürdü. Büyüğe, bü-
yük çapta her şeye karşı bu açılış bizi, yalnız toplumdan
değil, kendimizden de uzaklaştırdı. Geçmişte gördüğü-
müz bu büyük konular, ortalama yaşayıştan bu ayrılış, o
zamanlarda da gerçekle ilgili bulunmuyordu. O zamanla-
rin sanat anlayışı, toplumun bu sanata karşı tutumundan
çok, bu sanatın kendisine dayanmaktadır. Sanat geniş
çevrelerle, küçük konularla ilgilenmiyordu. Geniş çevre-
ye ilgisini kaybeden her şey gibi, bunun da sadelikten
ayrılması bir zorunluluktu. Şimdi ise yaşam koşullarımız,
geçinmemiz, gelecek tasarılarımız... hepsi gündeliktir.
Bu parçada şiir ve sanatla ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisinden söz edilmemiştir?
Belli bir döneme kadar kimi konulara yer verilmedi-
ğinden
Sürekli çok önemli görülen konuları işlemenin yol aç-
tiği sorundan
C) Geçmişteki eserlerde işlenenlerin yaşamla ilişkisin-
den
Günümüz şiirinde, daha çok hangi konuların işlendi-
ginden
E) Sanatın yalınlıktan ve doğallıktan uzaklaşmasının ne-
deninden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
eis A 29. Şiirde basit şeylere yer vermemek; büyük tutkular, bü- yük aşklar, ruha ve hayata ilişkin büyük çapta meseleler; 19. yüzyıla kadar bütün dünya edebiyatında sanatçıları zoraki bir kendini büyük görmeye götürdü. Büyüğe, bü- yük çapta her şeye karşı bu açılış bizi, yalnız toplumdan değil, kendimizden de uzaklaştırdı. Geçmişte gördüğü- müz bu büyük konular, ortalama yaşayıştan bu ayrılış, o zamanlarda da gerçekle ilgili bulunmuyordu. O zamanla- rin sanat anlayışı, toplumun bu sanata karşı tutumundan çok, bu sanatın kendisine dayanmaktadır. Sanat geniş çevrelerle, küçük konularla ilgilenmiyordu. Geniş çevre- ye ilgisini kaybeden her şey gibi, bunun da sadelikten ayrılması bir zorunluluktu. Şimdi ise yaşam koşullarımız, geçinmemiz, gelecek tasarılarımız... hepsi gündeliktir. Bu parçada şiir ve sanatla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? Belli bir döneme kadar kimi konulara yer verilmedi- ğinden Sürekli çok önemli görülen konuları işlemenin yol aç- tiği sorundan C) Geçmişteki eserlerde işlenenlerin yaşamla ilişkisin- den Günümüz şiirinde, daha çok hangi konuların işlendi- ginden E) Sanatın yalınlıktan ve doğallıktan uzaklaşmasının ne- deninden
****
eis
32. Musikinin yayılım gösterdiği sahalardan biri de askeri
alandır. Türkler, en eski devirlerden itibaren musikinin
gücünü askeri alanlarda da kullanmışlardır. Askeri musi-
ki, Türklerde, savaşta düşmanın moralini bozup fazla kan
hondökmeden savaşı kazanmak gibi bir amaçtan kaynaklan-
mıştır; bu musiki türü 18. yüzyıla kadar Batı devletlerinin
meçhulu olarak kalmıştır Askeri amaçlarla müzikten
faydalanılması ilk kez Hun imparatorluğu'nun kurulması
iledir. Hun icadı olan askeri musikimizin başlıca sazlanı
zurna, boru, zil, davul, kös ve tuğ olop piyadenin önünde
yürüyen asker müzisyenlerce çalınırdı. Askeri müzik top-
luluğu anlamında "tuğ takimi" görüntüsü ortaya çıkmış
olup İslamiyet'ten sonra bu yapı "tabilhane, nakkarehane
ve mehterhane" adlarıyla devam ettirilmiştir.
Bu parçadan askeri musiki ile ilgili aşağıdakilerin
hangisine ulaşılamaz?
Avrupa ülkelerine Türklerden geçtiğine
ByBelli bir amaca yönelik olarak icra edildiğine
C) Avrupa ülkelerinde, Türklerden çok sonra ortaya çık-
tigina
D) Türklerde kendine özgü çalgıları olduğuna
E Bu musiki ile görevli toplulukların zaman içinde farklı
istraler aldığına
eis
33.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
**** eis 32. Musikinin yayılım gösterdiği sahalardan biri de askeri alandır. Türkler, en eski devirlerden itibaren musikinin gücünü askeri alanlarda da kullanmışlardır. Askeri musi- ki, Türklerde, savaşta düşmanın moralini bozup fazla kan hondökmeden savaşı kazanmak gibi bir amaçtan kaynaklan- mıştır; bu musiki türü 18. yüzyıla kadar Batı devletlerinin meçhulu olarak kalmıştır Askeri amaçlarla müzikten faydalanılması ilk kez Hun imparatorluğu'nun kurulması iledir. Hun icadı olan askeri musikimizin başlıca sazlanı zurna, boru, zil, davul, kös ve tuğ olop piyadenin önünde yürüyen asker müzisyenlerce çalınırdı. Askeri müzik top- luluğu anlamında "tuğ takimi" görüntüsü ortaya çıkmış olup İslamiyet'ten sonra bu yapı "tabilhane, nakkarehane ve mehterhane" adlarıyla devam ettirilmiştir. Bu parçadan askeri musiki ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? Avrupa ülkelerine Türklerden geçtiğine ByBelli bir amaca yönelik olarak icra edildiğine C) Avrupa ülkelerinde, Türklerden çok sonra ortaya çık- tigina D) Türklerde kendine özgü çalgıları olduğuna E Bu musiki ile görevli toplulukların zaman içinde farklı istraler aldığına eis 33.
20. Bireyin özlemlerini, acılarını, sevgi ve beklentilerini ilmek
ilmek nakşettiği bu şiirlere sahicilik hâkim. Bu sahicilik
arı, yaşamla örtüşen bir dil ve onların özüne uygun bir
söyleyişle taçlandırılmış. Şiirlere yeni ufuklar kazandıran
imgelem, set gibi örülmüş sağlam dizeler hâkim. Şair,
incelikli buluşlarla, seçkin söz dağarcığıyla, yeni ve
ilginç benzetmelerle, alışılmadık bağdaştırmalarla
yetkinliğini ortaya koyuyor. Bunu yaparken katmanlı
okumalara açık, derinlikli bir anlatım, yoğun lirizmi de
ihmal etmiyor.
Bu parçada sözü edilen şairin şiirleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Içerik yönüyle alışılmışın dışında olduğu
BAnlaşılır bir dille oluşturulduğu
BA
Okur üzerinde gerçeklik duygusu uyandırdığı
D) Yoğun bir anlatımının olduğu
ENçerikle uyumlu bir söyleyişe sahip olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20. Bireyin özlemlerini, acılarını, sevgi ve beklentilerini ilmek ilmek nakşettiği bu şiirlere sahicilik hâkim. Bu sahicilik arı, yaşamla örtüşen bir dil ve onların özüne uygun bir söyleyişle taçlandırılmış. Şiirlere yeni ufuklar kazandıran imgelem, set gibi örülmüş sağlam dizeler hâkim. Şair, incelikli buluşlarla, seçkin söz dağarcığıyla, yeni ve ilginç benzetmelerle, alışılmadık bağdaştırmalarla yetkinliğini ortaya koyuyor. Bunu yaparken katmanlı okumalara açık, derinlikli bir anlatım, yoğun lirizmi de ihmal etmiyor. Bu parçada sözü edilen şairin şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Içerik yönüyle alışılmışın dışında olduğu BAnlaşılır bir dille oluşturulduğu BA Okur üzerinde gerçeklik duygusu uyandırdığı D) Yoğun bir anlatımının olduğu ENçerikle uyumlu bir söyleyişe sahip olduğu
33. Cemal Süreya ve Turgut Uyar ile İkinci Yeni şiirinin en
önemli şairlerinden olan Edip Cansever, 28 Mayıs 1986'da
aramızdan ayrıldı. Ölümüne kadar Kapalıçarşı'da, asma
katta kendini şiire veren, hayatını şiir üzerine kurgulayan
Cansever'in ilk şiiri 1944'te yayımlandı. 1950'den ölümüne
kadar Kapalıçarşı'da ticaretle ilgilenmiş gibi görünen şair as-
finda işlerin çoğunu ortağı Mösyö Jak'e emanet edip şiiriyle
baş başa kalmıştır. Cansever, İkinci Yeni hareketine şiirle-
riyle yeni bir soluk kazandırmıştır. Şiirlerinde umutsuzluk,
arayış, yalnızlık, iletişimsizlik, uyumsuzluk gibi kişisel duy-
gulanımları işleyen Cansever, düzyazının olanaklarından da
yararlanmış şiirlerinde öyküleme, diyalog, oyunlaştırma gibi
teknikler kullanmıştır. "Masa da Masaymış Ha" bunun en
güzel örneklerindendir.
Bu parçada Edip Cansever ile ilgili olarak;
1. Edebiyatla ilgilenmeden önce ticaretle uğraşmıştır.
II. İçinde bulunduğu topluluğa canlılık kazandırmıştır.
III. Şiirlerinde bireysel konulan işlemiştir.
IV. Şiir dışında diğer edebiyat türlerinde de eserler ver-
miştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) I vo ll
B) I, II ve IV
C
DENEME
D) II, II ve IV
C) Il ve ill
E) Il ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. Cemal Süreya ve Turgut Uyar ile İkinci Yeni şiirinin en önemli şairlerinden olan Edip Cansever, 28 Mayıs 1986'da aramızdan ayrıldı. Ölümüne kadar Kapalıçarşı'da, asma katta kendini şiire veren, hayatını şiir üzerine kurgulayan Cansever'in ilk şiiri 1944'te yayımlandı. 1950'den ölümüne kadar Kapalıçarşı'da ticaretle ilgilenmiş gibi görünen şair as- finda işlerin çoğunu ortağı Mösyö Jak'e emanet edip şiiriyle baş başa kalmıştır. Cansever, İkinci Yeni hareketine şiirle- riyle yeni bir soluk kazandırmıştır. Şiirlerinde umutsuzluk, arayış, yalnızlık, iletişimsizlik, uyumsuzluk gibi kişisel duy- gulanımları işleyen Cansever, düzyazının olanaklarından da yararlanmış şiirlerinde öyküleme, diyalog, oyunlaştırma gibi teknikler kullanmıştır. "Masa da Masaymış Ha" bunun en güzel örneklerindendir. Bu parçada Edip Cansever ile ilgili olarak; 1. Edebiyatla ilgilenmeden önce ticaretle uğraşmıştır. II. İçinde bulunduğu topluluğa canlılık kazandırmıştır. III. Şiirlerinde bireysel konulan işlemiştir. IV. Şiir dışında diğer edebiyat türlerinde de eserler ver- miştir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I vo ll B) I, II ve IV C DENEME D) II, II ve IV C) Il ve ill E) Il ve IV
39-40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Insanlar, çoğu muhakemelerinde sözel simgelerden
yararlanır. Yani muhakeme için kelimeler kullanılır. Öte
yandan, kelimelerin anlamları çoğu kez belirgin olmaktan
uzak ve tartışmalıdır, onlar bizi yanıltabilir. Kelimeler
aracılığıyla bir sonuca ulaştığımızda çoğu kez hatasız
olup olmadığımızı bilemeyiz. Çünkü çıkardığımız sonucu
gerçeklerle karşılaştırma olanağımız yoktur. Doğru
muhakeme etmemize yardımcı olmak üzere, filozoflar ve
matematikçiler tarafından yüzyıllardan beri katı standartlar
geliştirilmiştir. Bu standartlara mantık kuralları denir. Bu
kurallar, belirli bir önermenin ne anlama geleceğini ve bir
dizi önermeden hangi sonuçların çıkarılabileceğini sınırlar.
40. Bu parçaya göre filozofların ve matema
mantık kuralları geliştirmelerindeki he
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bireylerin isabetli muhakemeler yapma
B) Ceşitli önermelerin doğru açıklanmas
C) Insan beynindeki sınırların yok olmas
D) Dil ve edebiyatın hızlı şekilde gelişmes
E) Kelimelerin anlamlarının daha k
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
39-40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Insanlar, çoğu muhakemelerinde sözel simgelerden yararlanır. Yani muhakeme için kelimeler kullanılır. Öte yandan, kelimelerin anlamları çoğu kez belirgin olmaktan uzak ve tartışmalıdır, onlar bizi yanıltabilir. Kelimeler aracılığıyla bir sonuca ulaştığımızda çoğu kez hatasız olup olmadığımızı bilemeyiz. Çünkü çıkardığımız sonucu gerçeklerle karşılaştırma olanağımız yoktur. Doğru muhakeme etmemize yardımcı olmak üzere, filozoflar ve matematikçiler tarafından yüzyıllardan beri katı standartlar geliştirilmiştir. Bu standartlara mantık kuralları denir. Bu kurallar, belirli bir önermenin ne anlama geleceğini ve bir dizi önermeden hangi sonuçların çıkarılabileceğini sınırlar. 40. Bu parçaya göre filozofların ve matema mantık kuralları geliştirmelerindeki he aşağıdakilerden hangisidir? A) Bireylerin isabetli muhakemeler yapma B) Ceşitli önermelerin doğru açıklanmas C) Insan beynindeki sınırların yok olmas D) Dil ve edebiyatın hızlı şekilde gelişmes E) Kelimelerin anlamlarının daha k
iki ayrı olgunun birbiri üzerindeki etkisinden söz
(C)
edilmektedir.
DY
Benzer nedenler, farklı üsluplarla ortaya konmaktadır.
İki farklı olayın benzer sonuçlara ulaştığı
E)
vurgulanmaktadır.
2. Bu, yazardan yazara değişen bir şey herhâlde. Bazı
yazarlar gerçek hayattan yola çıksalar da gerçek kişilere
pek fazla yüz vermeyip yapıtsal kişilerle yetiniyorlar. Ben
öyle değilim. Tanıdığım insanlardan çok yararlandım. Çok
ayıp bir şey yaptım belki ama insan şöyle düşünüyor. Şu
insanı yazabilirim! Nasıl bir zihinsel yakınlık varsa o
insanla sizin aranızda, ondan bir şey çıkabilir düşüncesi
kendiliğinden oluşuyor. Gerçek hayattan çok çaldım ben,
bunu söylemekten hiçbir çekince görmüyorum. Bu
nedenle, romanın içeriğini kesin çizgilerle ayırmak yanlış
olur.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A Yazarların eserlerinde toplumsal problemlere yer
vermeleri hep aynı oranda mı olmuştur?
Gerçek ile kurgu arasındaki o hassas dengeyi bütün
yazarlar eserlerinde sağlayabiliyor mudur?
C) Gündelik hayattan yararlanma şekli her yazarda aynı
yönde mi gerçekleşiyor?
Gerçeklikten yoksun bir romanın kalıcılığı
yakalayamayacağı fikri genel bir yargı mıdır?
E) Roman ne kadar biyografi ne kadar kurgu ne kadar
gerçek ya da hayal olmalıdır?
FESEN YAYINLARI
4.
153
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
iki ayrı olgunun birbiri üzerindeki etkisinden söz (C) edilmektedir. DY Benzer nedenler, farklı üsluplarla ortaya konmaktadır. İki farklı olayın benzer sonuçlara ulaştığı E) vurgulanmaktadır. 2. Bu, yazardan yazara değişen bir şey herhâlde. Bazı yazarlar gerçek hayattan yola çıksalar da gerçek kişilere pek fazla yüz vermeyip yapıtsal kişilerle yetiniyorlar. Ben öyle değilim. Tanıdığım insanlardan çok yararlandım. Çok ayıp bir şey yaptım belki ama insan şöyle düşünüyor. Şu insanı yazabilirim! Nasıl bir zihinsel yakınlık varsa o insanla sizin aranızda, ondan bir şey çıkabilir düşüncesi kendiliğinden oluşuyor. Gerçek hayattan çok çaldım ben, bunu söylemekten hiçbir çekince görmüyorum. Bu nedenle, romanın içeriğini kesin çizgilerle ayırmak yanlış olur. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A Yazarların eserlerinde toplumsal problemlere yer vermeleri hep aynı oranda mı olmuştur? Gerçek ile kurgu arasındaki o hassas dengeyi bütün yazarlar eserlerinde sağlayabiliyor mudur? C) Gündelik hayattan yararlanma şekli her yazarda aynı yönde mi gerçekleşiyor? Gerçeklikten yoksun bir romanın kalıcılığı yakalayamayacağı fikri genel bir yargı mıdır? E) Roman ne kadar biyografi ne kadar kurgu ne kadar gerçek ya da hayal olmalıdır? FESEN YAYINLARI 4. 153
ve
O
eyi
Ein
a
YAYIN DENIZI PRO
Bir üslup ustası olarak eserler veren Refik Halit'in kıvrak
kaleminin ucunda sınır tanımaz bir iştiha ile evrilen kelime-
ler, bizlere kurgusuyla ve sezgisiyle birçok edebî şaheser
armağan etmiştir. Yaşadığı yerin sadece havasını teneffüs
etmeyen, kendini oranın bir parçası olarak gören Refik Halit,
yazdığı hikâye, roman ve denemelerin içinde kendine de yer
ayıran bir içtenlikle kaleme almış yazdıklarını. Onun eserler
verdiği dönemin şartları düşünülünce oldukça yeni ve özgün
bir ses olarak yer ediniyor edebiyat dünyamızda. Bir taraf-
ta Anadolu'dan bihaber yazarların köy hikâyeleri varken bir
tarafta da Refik Halit'in Anadolu'nun ortasında ya da gurbet
topraklarının sıcaklığında kaleme aldığı hikâyeler var. Onu
kalıcı ve özgün yapan en önemli özelliklerden biri de budur.
35. Bu parçaya göre Refik Halit'i kalıcı ve özgün yapan asıl
özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kullandığı kelimelere yeni anlamlar yükleyerek eserle-
rinde kullanmış olması
B) Eserlerinde yaşadığı yerin özelliklerini kendi iç dünyası-
nı da katarak vermesi
C) Hemen hemen her edebî türde eserler verip bu alanlar-
da adından söz ettirmesi
D) Diğer yazarların aksine eserlerinin ana düşüncesinde
Anadolu insanlarını anlatması
E) Bizzat içinde yaşadığı ve şahit olduğu toplumu ve olay-
ları dile getirmiş olması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ve O eyi Ein a YAYIN DENIZI PRO Bir üslup ustası olarak eserler veren Refik Halit'in kıvrak kaleminin ucunda sınır tanımaz bir iştiha ile evrilen kelime- ler, bizlere kurgusuyla ve sezgisiyle birçok edebî şaheser armağan etmiştir. Yaşadığı yerin sadece havasını teneffüs etmeyen, kendini oranın bir parçası olarak gören Refik Halit, yazdığı hikâye, roman ve denemelerin içinde kendine de yer ayıran bir içtenlikle kaleme almış yazdıklarını. Onun eserler verdiği dönemin şartları düşünülünce oldukça yeni ve özgün bir ses olarak yer ediniyor edebiyat dünyamızda. Bir taraf- ta Anadolu'dan bihaber yazarların köy hikâyeleri varken bir tarafta da Refik Halit'in Anadolu'nun ortasında ya da gurbet topraklarının sıcaklığında kaleme aldığı hikâyeler var. Onu kalıcı ve özgün yapan en önemli özelliklerden biri de budur. 35. Bu parçaya göre Refik Halit'i kalıcı ve özgün yapan asıl özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Kullandığı kelimelere yeni anlamlar yükleyerek eserle- rinde kullanmış olması B) Eserlerinde yaşadığı yerin özelliklerini kendi iç dünyası- nı da katarak vermesi C) Hemen hemen her edebî türde eserler verip bu alanlar- da adından söz ettirmesi D) Diğer yazarların aksine eserlerinin ana düşüncesinde Anadolu insanlarını anlatması E) Bizzat içinde yaşadığı ve şahit olduğu toplumu ve olay- ları dile getirmiş olması
23. Baksı Müzesi, Bayburt'un Bayraktar köyünde bulunan,
arasından Çoruh Nehri'nin süzüldüğü dağları mesken
edinmiş bir modern sanat vahası. Sanatçı ve eğitimci ku-
rucusu, doğduğu yer olan Bayburt'a bir modern sanat mü-
zesi açmak için on yıl kadar uğraştıktan sonra, 2010'da
müzeyi devletten hiçbir yardım almadan kurduğu vakfa
yapılan desteklerle açmayı başarmış. Aşağı yukarı otuz
bin nüfuslu Bayburt'un şehir merkezine kırk beş kilometre
uzaklıkta bulunan, fütüristik mimarisiyle dağların ortasında
insana çağları şaşırtan bu müze, Bayburt halkıyla geliş-
tirdiği yakın ilişkilerle, dışlayıcı sanat yaklaşımını kırıyor.
Çevre halkının el emekleri, göz nurları ve eserlerinden olu-
şan sergileri, düğünlere, nişanlara açık konferans salonu
ve Bayburtlu genç sanat öğrencilerinden oluşan müze gö-
revlileriyle, Bayburtlularla nefes almaya çabalıyor.
Bu parçanın anlatımında;
tanımlama,
II. karşılaştırma,
kişileştirme,
IV. benzetme
düşünceyi geliştirme yollarının hangileri kullanılma-
mıştır?
AYalnız I
D) II ve IV
BYalnız II
Exml ve IV
CI ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Baksı Müzesi, Bayburt'un Bayraktar köyünde bulunan, arasından Çoruh Nehri'nin süzüldüğü dağları mesken edinmiş bir modern sanat vahası. Sanatçı ve eğitimci ku- rucusu, doğduğu yer olan Bayburt'a bir modern sanat mü- zesi açmak için on yıl kadar uğraştıktan sonra, 2010'da müzeyi devletten hiçbir yardım almadan kurduğu vakfa yapılan desteklerle açmayı başarmış. Aşağı yukarı otuz bin nüfuslu Bayburt'un şehir merkezine kırk beş kilometre uzaklıkta bulunan, fütüristik mimarisiyle dağların ortasında insana çağları şaşırtan bu müze, Bayburt halkıyla geliş- tirdiği yakın ilişkilerle, dışlayıcı sanat yaklaşımını kırıyor. Çevre halkının el emekleri, göz nurları ve eserlerinden olu- şan sergileri, düğünlere, nişanlara açık konferans salonu ve Bayburtlu genç sanat öğrencilerinden oluşan müze gö- revlileriyle, Bayburtlularla nefes almaya çabalıyor. Bu parçanın anlatımında; tanımlama, II. karşılaştırma, kişileştirme, IV. benzetme düşünceyi geliştirme yollarının hangileri kullanılma- mıştır? AYalnız I D) II ve IV BYalnız II Exml ve IV CI ve III
mey-
Ademhan Esen'in ilk kitabı Ağrı Kesici yayımlandı. Esen;
huzur, mutluluk ve saf dinginlikten bahsetmeyi hedefleyip
"Bu kitap bütün ağrılarınızı kesecek. Size asla bir şey kat-
mayacak. Sizden çok şey alacak. Bütün ağrılarınız dine-
cek." diyor. Gerçekten de kitabı bitirdiğinizde bunun n
dana geldiğine tanık oluyor, içinizi derin bir huzurun kap-
ladığını hissediyorsunuz. Yazar, hayatın merkezinde olma-
sına rağmen göz ardı edilen mizahı kendine has üslubuy-
la okurun yüzüne vuran öykülerinde, karmaşadan uzakla-
şarak başka bir maceraya atılıyor. Bunu yaparken okurun
anlamakta zorlanacağı bir üsluba başvurmamaya özen
gösteriyor.
Bu parçada söz edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Güldürü ögelerinden yararlanıldığına
B) Belli bir hedef doğrultusunda kaleme alındığına
C) Anlaşılır bir anlatım kullanıldığına
D) Okurda olumlu duygular uyandıracak nitelikte olduğu-
na
E) Yaşamdaki karmaşanın ve karamsarlığın abartılı anla-
tıldığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
mey- Ademhan Esen'in ilk kitabı Ağrı Kesici yayımlandı. Esen; huzur, mutluluk ve saf dinginlikten bahsetmeyi hedefleyip "Bu kitap bütün ağrılarınızı kesecek. Size asla bir şey kat- mayacak. Sizden çok şey alacak. Bütün ağrılarınız dine- cek." diyor. Gerçekten de kitabı bitirdiğinizde bunun n dana geldiğine tanık oluyor, içinizi derin bir huzurun kap- ladığını hissediyorsunuz. Yazar, hayatın merkezinde olma- sına rağmen göz ardı edilen mizahı kendine has üslubuy- la okurun yüzüne vuran öykülerinde, karmaşadan uzakla- şarak başka bir maceraya atılıyor. Bunu yaparken okurun anlamakta zorlanacağı bir üsluba başvurmamaya özen gösteriyor. Bu parçada söz edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Güldürü ögelerinden yararlanıldığına B) Belli bir hedef doğrultusunda kaleme alındığına C) Anlaşılır bir anlatım kullanıldığına D) Okurda olumlu duygular uyandıracak nitelikte olduğu- na E) Yaşamdaki karmaşanın ve karamsarlığın abartılı anla- tıldığına
cevaplayınız.
da MO 1500'ler-
en bazıları cebe
am bir geometri
a karmaşık gü-
bir güneş sa-
uzanmaktadır.
Augusti adında
Bu, çok uzun
e tepeye doğ-
a güneş saat-
mda tasarlan-
mcak yanlışlık
ark edilmedi.
#saatleri na-
Diğer yandan
daha doğru
u geliştirme-
kol saatinin
TÜRKÇE TESTİ
ni gösterme
istik kalit ve
Idi.
hangisinin
mış mıdır?
ati nerede-
ğü var mi-
ca Çağ'da-
saatlerinin
Smidir?
ılığı ola-
?
A
Y
A
L
A
37.-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
13,7 milyar yıl önce oluşmaya başladığına dair ka-
nitlar bulduğumuz evrenin içinde bir yerde, 4,5 mil-
yar yaşında olduğunu hesapladığımız bir gezegenin
üzerinde, varlığı geriye doğru sadece yüz binlerle
ifade edilen yıllara sığan bir canlı türüyüz. Öyley-
se kabul edelim ki evren ve bu dünya için çok çok
yeniyiz. Dinozorların hüküm sürdüğü zaman aralığı
bile bilinen tüm insanlık tarihinden 27 kat daha uzun
sürmüştü. İnsandan önce de bu gezegende envai
çeşit canlı türünün var olduğuna, çoğunun nesli-
nin tükendiğine, kiminin de mutasyonlar ve ortama
uyumlar sayesinde günümüze kılıktan kılığa geçe-
rek ulaştığına eminiz. Aynı şey bizler için de geçer-
li. Afrika'dan yola çıkıp bütün gezegeni istila eden
türümüzün pek de öyle gurur duyulacak bir tarihi
yok. Yani diyeceğim o ki bütün üstünlüklerine ve di-
ğer canlılar üzerindeki egemenliğine karşın insanın
unutmaması gereken bir gerçek var: İnsan, dünya-
yı mikroskopla inceleyen bir uzaylı değil, varlığı bu
gezegene ve bu gezegendeki diğer bütün canlılara
göbek bağıyla bağlı bir dünyalı. Oysa bir avuç aklı
başında bilim insanı dışında hepimiz bunun bilincine
varmak yerine kendi türümüz de dâhil olmak üzere
üzerinde yaşadığımız gezegende ne varsa tamami-
nin canına okumak için elimizden geleni yapıyoruz.
37. Bu parçada insanlarla ilgili asıl anlatılmak iste-
nen aşağıdakilerden hangisidir?
Gezegendeki canlı türleri için en büyük tehlikeyi
Ouşturduğu
BY Yeryüzündeki canlı türlerinin bir parçası olarak
aslında hiçbir ayrıcalığının olmaması gerektiği
C) Çevre konusundaki duyarsızlığının, istilacı bir tür
olmasından kaynaklandığı
D) Diğer canlılarla genetik bir bağının bulunduğu
E) Pek çok evrimsel süreçten geçerek bugünkü fi-
ziksel yapısına kavuştuğu
38. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Bilimsel verilere başvurularak kaleme alınmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
cevaplayınız. da MO 1500'ler- en bazıları cebe am bir geometri a karmaşık gü- bir güneş sa- uzanmaktadır. Augusti adında Bu, çok uzun e tepeye doğ- a güneş saat- mda tasarlan- mcak yanlışlık ark edilmedi. #saatleri na- Diğer yandan daha doğru u geliştirme- kol saatinin TÜRKÇE TESTİ ni gösterme istik kalit ve Idi. hangisinin mış mıdır? ati nerede- ğü var mi- ca Çağ'da- saatlerinin Smidir? ılığı ola- ? A Y A L A 37.-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 13,7 milyar yıl önce oluşmaya başladığına dair ka- nitlar bulduğumuz evrenin içinde bir yerde, 4,5 mil- yar yaşında olduğunu hesapladığımız bir gezegenin üzerinde, varlığı geriye doğru sadece yüz binlerle ifade edilen yıllara sığan bir canlı türüyüz. Öyley- se kabul edelim ki evren ve bu dünya için çok çok yeniyiz. Dinozorların hüküm sürdüğü zaman aralığı bile bilinen tüm insanlık tarihinden 27 kat daha uzun sürmüştü. İnsandan önce de bu gezegende envai çeşit canlı türünün var olduğuna, çoğunun nesli- nin tükendiğine, kiminin de mutasyonlar ve ortama uyumlar sayesinde günümüze kılıktan kılığa geçe- rek ulaştığına eminiz. Aynı şey bizler için de geçer- li. Afrika'dan yola çıkıp bütün gezegeni istila eden türümüzün pek de öyle gurur duyulacak bir tarihi yok. Yani diyeceğim o ki bütün üstünlüklerine ve di- ğer canlılar üzerindeki egemenliğine karşın insanın unutmaması gereken bir gerçek var: İnsan, dünya- yı mikroskopla inceleyen bir uzaylı değil, varlığı bu gezegene ve bu gezegendeki diğer bütün canlılara göbek bağıyla bağlı bir dünyalı. Oysa bir avuç aklı başında bilim insanı dışında hepimiz bunun bilincine varmak yerine kendi türümüz de dâhil olmak üzere üzerinde yaşadığımız gezegende ne varsa tamami- nin canına okumak için elimizden geleni yapıyoruz. 37. Bu parçada insanlarla ilgili asıl anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? Gezegendeki canlı türleri için en büyük tehlikeyi Ouşturduğu BY Yeryüzündeki canlı türlerinin bir parçası olarak aslında hiçbir ayrıcalığının olmaması gerektiği C) Çevre konusundaki duyarsızlığının, istilacı bir tür olmasından kaynaklandığı D) Diğer canlılarla genetik bir bağının bulunduğu E) Pek çok evrimsel süreçten geçerek bugünkü fi- ziksel yapısına kavuştuğu 38. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Bilimsel verilere başvurularak kaleme alınmıştır.
ik %3 ünü
jenin %20
eyindeki d
dört kezden
in en önem
bölgelerin
Bir beyin, g
maya yete
gisi yoktur
ya da ne
na hangist
mikroplara
Op, kemik
tarih önd
verebin
astlayabil
leküler
duğu,
adiklan
TÜRKÇE TEST
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bilinen ilk güneş saatleri Eski Mısır'da MÖ 1500'ler-
de yapılmıştır. Bu güneş saatlerinden bazıları cebe
sığacak kadar küçüktü. Yunanlılar tam bir geometri
anlayışına sahip olduklarından, daha karmaşık gü-
neş saatleri geliştirebildiler. Roma'da bir güneş sa-
atinin ilk kaydı MÖ 293 yılına değin uzanmaktadır.
MO 10'da Antik Romalılar Solarium Augusti adında
çok büyük bir güneş saati inşa ettiler. Bu, çok uzun
bir taş sütun olan, tabanı büyük olan ve tepeye doğ-
ru incelen bir dikilitaştır. Aslında Roma güneş saat-
leri, Roma'dan daha düşük bir konumda tasarlan-
dıkları için tam olarak doğru değildi. Ancak yanlışlık
çok küçüktü, bu yüzden uzun yıllar fark edilmedi.
Orta Çağ'da, İslam dünyasında güneş saatleri na-
maz vakitlerini ölçmek için önemliydi. Diğer yandan
cebir ve trigonometri, insanların zamanı daha doğru
gösteren güneş saatlerinin doğruluğunu geliştirme-
lerine yardımcı oldu. Ancak kullanışlı kol saatinin
ortaya çıkmasıyla güneş saatleri, zamanı gösterme
görevinden emekli oldu, daha çok bir turistik kalit ve
hoş birer dekorasyon maddesi hâline geldi.
A
Y
35. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
karşılığı yoktur?
A) Antik Roma'da güneş saatleri kullanılmış mıdır?
B) Dünya'nın bilinen en büyük güneş saati nerede-
dir?
Güneş saatlerinin standart bir büyüklüğü var mi-
dir?
37
A
Y
D) Güneş saatleripin Müslümanlar için Orta Çağ'da-
ki önemi nedir?
E) Kol saatlerinin icadından sonra güneş saatlerinin
zamanı gösterme işlevi ortadan kalkmış mıdır?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ik %3 ünü jenin %20 eyindeki d dört kezden in en önem bölgelerin Bir beyin, g maya yete gisi yoktur ya da ne na hangist mikroplara Op, kemik tarih önd verebin astlayabil leküler duğu, adiklan TÜRKÇE TEST 35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bilinen ilk güneş saatleri Eski Mısır'da MÖ 1500'ler- de yapılmıştır. Bu güneş saatlerinden bazıları cebe sığacak kadar küçüktü. Yunanlılar tam bir geometri anlayışına sahip olduklarından, daha karmaşık gü- neş saatleri geliştirebildiler. Roma'da bir güneş sa- atinin ilk kaydı MÖ 293 yılına değin uzanmaktadır. MO 10'da Antik Romalılar Solarium Augusti adında çok büyük bir güneş saati inşa ettiler. Bu, çok uzun bir taş sütun olan, tabanı büyük olan ve tepeye doğ- ru incelen bir dikilitaştır. Aslında Roma güneş saat- leri, Roma'dan daha düşük bir konumda tasarlan- dıkları için tam olarak doğru değildi. Ancak yanlışlık çok küçüktü, bu yüzden uzun yıllar fark edilmedi. Orta Çağ'da, İslam dünyasında güneş saatleri na- maz vakitlerini ölçmek için önemliydi. Diğer yandan cebir ve trigonometri, insanların zamanı daha doğru gösteren güneş saatlerinin doğruluğunu geliştirme- lerine yardımcı oldu. Ancak kullanışlı kol saatinin ortaya çıkmasıyla güneş saatleri, zamanı gösterme görevinden emekli oldu, daha çok bir turistik kalit ve hoş birer dekorasyon maddesi hâline geldi. A Y 35. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı yoktur? A) Antik Roma'da güneş saatleri kullanılmış mıdır? B) Dünya'nın bilinen en büyük güneş saati nerede- dir? Güneş saatlerinin standart bir büyüklüğü var mi- dir? 37 A Y D) Güneş saatleripin Müslümanlar için Orta Çağ'da- ki önemi nedir? E) Kol saatlerinin icadından sonra güneş saatlerinin zamanı gösterme işlevi ortadan kalkmış mıdır?
28.
TÜRKÇE TESTI
• "İnsanların benden hoşlanmadığını hatta nefret
ettiğini düşünüyordum. Meğer yanılıyormuşum (!).
yanılıp da insanlara büyük haksızlık ediyormu-
gum (1). Çevremdeki insanların beni ne kadar
çok sevip saydıklarını (1) anlamamı sağlayan çok
özel iki gün var yaşamımda. Birincisi, müdürlüğe
atandığım gün; ikincisi, piyangodan büyük ikra-
miyeyi kazandığım gün."
"Bir gün muhasebeden arayıp işverenin işime
son verdiğini söylediler. Tazminatım olan para-
nin da bir hafta içinde hesabima yatırılacağını
söylediler. Nutkum tutuldu, gözlerim doldu, ne
diyeceğimi bilemedim. Boynu bükük biçimde geri
dönüp kapıdan çıktım. Kapının önünde bir çalış-
ma arkadaşımla karşılaştım. Yüzümden durumu
anladı sanırım. İki damla gözyaşı gözlerinden ya-
naklarına süzülüverdi o anda."
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?
A) Her ikisinde de insanların çaresizliğinin onları
duyarsız hale getirdiği teması işlenmektedir.
Birincide insanların ikiyüzlülüğü mizahi bir dille
işlenirken ikincide insanların, tanıdıklarının baş-
larına gelenler konusunda duyarsız kalmadıkla-
rını yansıtan bir olay anlatılmaktadır.
C) Birincide, konuşan kişi insanlara karşı güvensiz-
liğini ve beslediği kötü duyguları, ikincide-kopu-
şan kişi ise dostlarına duyduğu güven ve sevgiyi
dile getirmektedir.
D) Birincide insanlara kuşkuyla yaklaşan bir insanın
alaycı üslubu, ikincide yaşadığı şoku dostlarıyla
paylaşan insanın duygusallığı hissedilmektedir.
E) Her ikisinde de olup bitenler birinci kişinin ağzın-
dan, yaim, içten ve duygusal bir söylemle ifade
edilmiştir.
29. Doc
ani
rem
gur
sis
A
Y
A
Y
1
N
L
A
R
liş
bil
de
iş
gi
B
re
F
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
28. TÜRKÇE TESTI • "İnsanların benden hoşlanmadığını hatta nefret ettiğini düşünüyordum. Meğer yanılıyormuşum (!). yanılıp da insanlara büyük haksızlık ediyormu- gum (1). Çevremdeki insanların beni ne kadar çok sevip saydıklarını (1) anlamamı sağlayan çok özel iki gün var yaşamımda. Birincisi, müdürlüğe atandığım gün; ikincisi, piyangodan büyük ikra- miyeyi kazandığım gün." "Bir gün muhasebeden arayıp işverenin işime son verdiğini söylediler. Tazminatım olan para- nin da bir hafta içinde hesabima yatırılacağını söylediler. Nutkum tutuldu, gözlerim doldu, ne diyeceğimi bilemedim. Boynu bükük biçimde geri dönüp kapıdan çıktım. Kapının önünde bir çalış- ma arkadaşımla karşılaştım. Yüzümden durumu anladı sanırım. İki damla gözyaşı gözlerinden ya- naklarına süzülüverdi o anda." Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) Her ikisinde de insanların çaresizliğinin onları duyarsız hale getirdiği teması işlenmektedir. Birincide insanların ikiyüzlülüğü mizahi bir dille işlenirken ikincide insanların, tanıdıklarının baş- larına gelenler konusunda duyarsız kalmadıkla- rını yansıtan bir olay anlatılmaktadır. C) Birincide, konuşan kişi insanlara karşı güvensiz- liğini ve beslediği kötü duyguları, ikincide-kopu- şan kişi ise dostlarına duyduğu güven ve sevgiyi dile getirmektedir. D) Birincide insanlara kuşkuyla yaklaşan bir insanın alaycı üslubu, ikincide yaşadığı şoku dostlarıyla paylaşan insanın duygusallığı hissedilmektedir. E) Her ikisinde de olup bitenler birinci kişinin ağzın- dan, yaim, içten ve duygusal bir söylemle ifade edilmiştir. 29. Doc ani rem gur sis A Y A Y 1 N L A R liş bil de iş gi B re F
olan
daki-
müm-
e işık
maz.
erdir.
P
E
S
parçaya go
Divan-ı Hikmet, Ahmet Yesevi'nin hikmetlerini içine alan
mecmuanın adıdır. Divan-ı Hikmet nüshalarının muhteva
bakımından olduğu kadar dil bakımından da önemli farklı
liklar arz etmesi, bunların farklı şahıslar tarafından değişik
yerlerde meydana getirildiğini açıkça göstermektedir. Bir
kısmı kaybolan veya zamanla değişikliğe uğrayan hikmet-
ler derlenirken araya aynı ruh ve ifadedeki yeni hikmetler
de ilave edilmiş, böylece gittikçe aslından uzaklaşılmıştır.
Kime ait olursa olsun bütün hikmetlerin temelinde Ahmet
Yesevi'nin inanç ve düşünceleri, tarikatının esasları bulun-
maktadır. Hikmetler, Türkler arasında bir düşünce birliğinin
oluşması bakımından çok önemlidir.
18. Bu parçada Divan-ı Hikmet'le ilgili aşağıdakilerden han-
gisine değinilmemiştir?
A) Ahmet Yesevi'nin fikri yapısının temel alındhina
B Farklı nüshalarının konusunun aynı kalmasına rağmen
üslubunun değiştiğine
C) Türkler arasında fikir birliği sağladığına
D) Nüshaları arasında dil farklılıkları duğuna
E) "Hikmetlerin birleşmesiyle oluştuğuna
19. Bu parçadan hareketle Divan-ı Hikmet'in aslını koruya-
mamasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Içerik ve üslup bakımından birliğin sağlanamaması
9)
Kaybolan nüshaların zamanında bulunamaması
Yazarının inanç ve düşüncelerinin zamanla unutulması
D) Farklı kişilere ait hikmetlerin esere dâhil edilmesi
E) Sadece Türkler arsında önemli sayılması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
olan daki- müm- e işık maz. erdir. P E S parçaya go Divan-ı Hikmet, Ahmet Yesevi'nin hikmetlerini içine alan mecmuanın adıdır. Divan-ı Hikmet nüshalarının muhteva bakımından olduğu kadar dil bakımından da önemli farklı liklar arz etmesi, bunların farklı şahıslar tarafından değişik yerlerde meydana getirildiğini açıkça göstermektedir. Bir kısmı kaybolan veya zamanla değişikliğe uğrayan hikmet- ler derlenirken araya aynı ruh ve ifadedeki yeni hikmetler de ilave edilmiş, böylece gittikçe aslından uzaklaşılmıştır. Kime ait olursa olsun bütün hikmetlerin temelinde Ahmet Yesevi'nin inanç ve düşünceleri, tarikatının esasları bulun- maktadır. Hikmetler, Türkler arasında bir düşünce birliğinin oluşması bakımından çok önemlidir. 18. Bu parçada Divan-ı Hikmet'le ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Ahmet Yesevi'nin fikri yapısının temel alındhina B Farklı nüshalarının konusunun aynı kalmasına rağmen üslubunun değiştiğine C) Türkler arasında fikir birliği sağladığına D) Nüshaları arasında dil farklılıkları duğuna E) "Hikmetlerin birleşmesiyle oluştuğuna 19. Bu parçadan hareketle Divan-ı Hikmet'in aslını koruya- mamasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Içerik ve üslup bakımından birliğin sağlanamaması 9) Kaybolan nüshaların zamanında bulunamaması Yazarının inanç ve düşüncelerinin zamanla unutulması D) Farklı kişilere ait hikmetlerin esere dâhil edilmesi E) Sadece Türkler arsında önemli sayılması
kla-
etin
emli
a'yı
e'a
fak
ele-
sar
Idi-
ica
alık
şti.
ılıç
en
çin
OS,
gi-
IS,
gili
on
id-
xta
de
lar
in-
pti
la-
rin
da
/1-
er
er
ve
en
a
mi,
C
T-
21 ve 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
36
İkinci Yeni hareketi, şiirimiz için önemli kaza-
nımlar sağlamıştır. Dilin şiirsel olanaklarını, kimi
örneklerde aşırıya kaçan zorlamalarla ve anlamsızlığa
varacak denli de olsa sonuna kadar araştırmaya çalış-
mak, yadsınamayacak derecede yenilikçi bir tutumdur.
Edebiyat çevrelerinde benimsendikleri kadar eleştirilere
de maruz kalmışlardır. Türk şiirini modern dünya şiirinin
verimleriyle buluşturan örneklerin yolunu açmak, şiirsel
süreçte deneyselliği ve kendiliğindenliği dışlamamak, şi-
irin "ne"liğini ve "nasıllığını yeni bir anlayışa dayanarak
ortaya koymayı amaçlamak gibi nitelikleri yönünden bu
hareketin şiir tarihimize sağladığı katkılar yadsınamaz.
İkinci Yeni'nin önde gelen temsilcileri dışında kalan ve
bu şiir anlayışına salt biçimsel özellikleri yönünden yak-
laştıkları için yazdıkları da yalnızca öykünme düzeyinde
kalan adların ise kısa sürede ya şiiri bıraktıkları ya da
daha farklı çizgilerde ürün vererek edebiyat tarihindeki
yerlerini almaya çalıştıkları görülür.
21. Bu parçadan İkinci Yenicilerle ilgili olarak aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılamaz?
Türk şiirinin dünya edebiyatına öncülük etmesinde bü-
ük rol oynamışlardır.
BBu harekete dahil olan şairlerden bazıları, gündelik
dilden oldukça uzaklaşmışlardır.
Yazın dünyasında kimilerince takdir görürken kimi za-
man da tenkide uğramışlardır.
D) Yalnızca şekil yönünden bu akımın içinde bulunan
isimler, şiirde başarı yakalayamamıştır.
E) Türk şiirine katkıda bulunan bir hareket olmuşlardır.
22 Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi İkinci Yeni-
cilerin özellikleri arasında gösterilemez?
Şiirde yeniliklere kapalı olmamak
Siirin ne olduğu konusuna yeni bir bakış getirmek
Eski şairlere öykünmek
Türk şiirini dünya standartlarına taşımak
Dilin imkânlarını zorlamak
Diğer sayfaya geçiniz
23
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kla- etin emli a'yı e'a fak ele- sar Idi- ica alık şti. ılıç en çin OS, gi- IS, gili on id- xta de lar in- pti la- rin da /1- er er ve en a mi, C T- 21 ve 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 36 İkinci Yeni hareketi, şiirimiz için önemli kaza- nımlar sağlamıştır. Dilin şiirsel olanaklarını, kimi örneklerde aşırıya kaçan zorlamalarla ve anlamsızlığa varacak denli de olsa sonuna kadar araştırmaya çalış- mak, yadsınamayacak derecede yenilikçi bir tutumdur. Edebiyat çevrelerinde benimsendikleri kadar eleştirilere de maruz kalmışlardır. Türk şiirini modern dünya şiirinin verimleriyle buluşturan örneklerin yolunu açmak, şiirsel süreçte deneyselliği ve kendiliğindenliği dışlamamak, şi- irin "ne"liğini ve "nasıllığını yeni bir anlayışa dayanarak ortaya koymayı amaçlamak gibi nitelikleri yönünden bu hareketin şiir tarihimize sağladığı katkılar yadsınamaz. İkinci Yeni'nin önde gelen temsilcileri dışında kalan ve bu şiir anlayışına salt biçimsel özellikleri yönünden yak- laştıkları için yazdıkları da yalnızca öykünme düzeyinde kalan adların ise kısa sürede ya şiiri bıraktıkları ya da daha farklı çizgilerde ürün vererek edebiyat tarihindeki yerlerini almaya çalıştıkları görülür. 21. Bu parçadan İkinci Yenicilerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? Türk şiirinin dünya edebiyatına öncülük etmesinde bü- ük rol oynamışlardır. BBu harekete dahil olan şairlerden bazıları, gündelik dilden oldukça uzaklaşmışlardır. Yazın dünyasında kimilerince takdir görürken kimi za- man da tenkide uğramışlardır. D) Yalnızca şekil yönünden bu akımın içinde bulunan isimler, şiirde başarı yakalayamamıştır. E) Türk şiirine katkıda bulunan bir hareket olmuşlardır. 22 Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi İkinci Yeni- cilerin özellikleri arasında gösterilemez? Şiirde yeniliklere kapalı olmamak Siirin ne olduğu konusuna yeni bir bakış getirmek Eski şairlere öykünmek Türk şiirini dünya standartlarına taşımak Dilin imkânlarını zorlamak Diğer sayfaya geçiniz 23
5
29. Antik Çağ'dan günümüze düşünce sistemlerinin, kadim
inançların ve vahiylerin önceledikleri konulardan biri
olan mutluluk, birey ve toplumların nihai amaçlarından
biri olması nedeniyle her çağda önemini korumaktadır.
İnsanla birlikte tarih sahnesinde varlık bulan mutluluğa
özgü bir tarih çizelgesi bulunmaktadır. Tarihsel süreçte
yaşanan her türlü değişim ve dönüşümün mutluluğa
yüklenen anlamları etkilediği görülmektedir. Her çağ
kendi perspektifine göre mutluluk tecrübesini yaşamak-
ta ve bu tecrübeyi yorumlamaktadır. İlk Çağ'da tanrı-
ların hediyesi veya şans olarak görülen, Orta Çağ'da
teolojinin belirlediği alan içerisinde yaşanılacağı kabul
edilen mutluluk, modern dönemde sınırlarını bireyin
tayin ettiği bir durum sayılmaktadır.
Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) ilkel toplumların ve modern zaman insanlarının mut-
luluğa yüklediği anlam farklı mıdır?
PY Her düşünüre göre mutluluk kavramı niçin değiş-
kendir?
C) Tarihsel süreçte yaşanan değişimlerin mutluluk ol-
gusuna etkisi nedir?
Her dönem üzerinde durulan bir kavram olan mut-
luluğun farklılaşması nasıl izah edilebilir?
EY Mutluluğun kavramsal açıdan değişken olduğunu
anlamak olası mıdır?
TY
30. B
li
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5 29. Antik Çağ'dan günümüze düşünce sistemlerinin, kadim inançların ve vahiylerin önceledikleri konulardan biri olan mutluluk, birey ve toplumların nihai amaçlarından biri olması nedeniyle her çağda önemini korumaktadır. İnsanla birlikte tarih sahnesinde varlık bulan mutluluğa özgü bir tarih çizelgesi bulunmaktadır. Tarihsel süreçte yaşanan her türlü değişim ve dönüşümün mutluluğa yüklenen anlamları etkilediği görülmektedir. Her çağ kendi perspektifine göre mutluluk tecrübesini yaşamak- ta ve bu tecrübeyi yorumlamaktadır. İlk Çağ'da tanrı- ların hediyesi veya şans olarak görülen, Orta Çağ'da teolojinin belirlediği alan içerisinde yaşanılacağı kabul edilen mutluluk, modern dönemde sınırlarını bireyin tayin ettiği bir durum sayılmaktadır. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) ilkel toplumların ve modern zaman insanlarının mut- luluğa yüklediği anlam farklı mıdır? PY Her düşünüre göre mutluluk kavramı niçin değiş- kendir? C) Tarihsel süreçte yaşanan değişimlerin mutluluk ol- gusuna etkisi nedir? Her dönem üzerinde durulan bir kavram olan mut- luluğun farklılaşması nasıl izah edilebilir? EY Mutluluğun kavramsal açıdan değişken olduğunu anlamak olası mıdır? TY 30. B li