Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Bakımlı köy evinde kedileri, tavukları ve eksik ol-
mayan konuklarıyla yaşıyordu. Evin giriş katına
yerleştirdiği seramik fırını ise yaşamının rengi ve
anlamıydı. Binbir renkli tabaklar, çanaklar, va-
zolar, heykelcikler üretiyordu çamurdan. Bir ara
neden kenti bırakıp Ege'nin bu küçük köyüne
kaçtığını sordum. Bir an sustu, sonra: "Hayatı
yavaşlatmak için!" dedi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin han-
gisinden yararlanılmıştır?
A) Öyküleme - karşılaştırma
B) Tanımlama - açıklama
Tartışma - örnekleme
Betimleme öyküleme
ET Örnekleme - benzetme
8.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bakımlı köy evinde kedileri, tavukları ve eksik ol- mayan konuklarıyla yaşıyordu. Evin giriş katına yerleştirdiği seramik fırını ise yaşamının rengi ve anlamıydı. Binbir renkli tabaklar, çanaklar, va- zolar, heykelcikler üretiyordu çamurdan. Bir ara neden kenti bırakıp Ege'nin bu küçük köyüne kaçtığını sordum. Bir an sustu, sonra: "Hayatı yavaşlatmak için!" dedi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin han- gisinden yararlanılmıştır? A) Öyküleme - karşılaştırma B) Tanımlama - açıklama Tartışma - örnekleme Betimleme öyküleme ET Örnekleme - benzetme 8.
15. Sinematografinin gücüne yürekten inanan Sergei Ei-
senstein'a göre seyirci, filmin bütünde oluşturduğu
temayı algılayabilmek için normal kavrayış şekillerini
terk edip bir çeşit kendinden geçme hâline ulaşmalıdır.
Aslında biz izlemeden öncede bir bütün hâlde olan film
zaten düşünüyordur yani bizim düşünebileceğimiz bir
formda izlenmeyi bekliyordur. Film, bu kendinden geç-
meyi "pathos" ile yani filmin alıp götürme duygusuyla ve
yaşattığı coşku hissiyle üretir. Böylece filme bağlanan
izleyici onun düşünme sürecine de katılmış olur.
Eisenstein'a göre aşağıdakilerden hangisi film iz-
lerken seyircinin yaşadığı bir durum olamaz?
A) Özdeşleşme
B) Bütüncül yaklaşma
C) Kendini kaptırma
D) Yeni düşünme biçimine ulaşma
E) Duygusal etkilenme
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. Sinematografinin gücüne yürekten inanan Sergei Ei- senstein'a göre seyirci, filmin bütünde oluşturduğu temayı algılayabilmek için normal kavrayış şekillerini terk edip bir çeşit kendinden geçme hâline ulaşmalıdır. Aslında biz izlemeden öncede bir bütün hâlde olan film zaten düşünüyordur yani bizim düşünebileceğimiz bir formda izlenmeyi bekliyordur. Film, bu kendinden geç- meyi "pathos" ile yani filmin alıp götürme duygusuyla ve yaşattığı coşku hissiyle üretir. Böylece filme bağlanan izleyici onun düşünme sürecine de katılmış olur. Eisenstein'a göre aşağıdakilerden hangisi film iz- lerken seyircinin yaşadığı bir durum olamaz? A) Özdeşleşme B) Bütüncül yaklaşma C) Kendini kaptırma D) Yeni düşünme biçimine ulaşma E) Duygusal etkilenme
ret fişeği
ması Za-
anitimini
ayalı ye-
ştü. Pet
kac yıl
plastik
Fulme-
unun
odern
Ken-
unla-
gisi
11-
7.
Prf Yayınları
HIZ'LI DENEMELER
13. Bisikletli Sahaf kurucuları olarak çevreyle ilgili farkındalık, alterna-
tif yaşam gibi konular üzerine sosyal sorumluluk projeleri düzen-
liyoruz. Bu yeni projemizde de aynı ilkelerle yola çıktık. Amacımız
okullardaki kütüphane eksikliğini kendi yöntemlerimizle kapatmak
Kütüphane Projesi'nin amacı evde bir köşede duran kitapları ih-
ve bisiklet ile yapılan bu tür girişimlerin sayısını artırmak. Ekolojik
tiyacı olan okullarda kütüphane kurarak değerlendirmek. Proje-
nin bir diğer önemli özelliği ise bağışlanan kitapların doğaya za-
rar vermeden, gürültü yapmadan, fosil yakıt harcamadan okullara
bisikletle taşınması. Ne kadar çok insan projemize destek olursa
bu tür organizasyonların o kadar çok sürdürülebilir olacağına ina-
niyoruz. Bu sebeple kitap bağışı yapacak insanlara, kütüphane
ihtiyacı olan okullara ve doğal olarak gönüllü bisikletçilere ihtiya-
cımız var. Projemiz şimdilik İstanbul'da uygulanacak olsa da ka-
tılıma göre Türkiye'nin her yerinde devam edecek.
Bu parçada sözü edilen projeyle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
A) Her kesimden insanı kitapla buluşturmak amaçlanmaktadır.
B) Devamlılığı, katılımcıların ilgi ve desteğine bağlıdır.
C) Farklı illerde de hayata geçirilmesi tasarlanmaktadır.
D) Okullardaki kütüphane eksikliğini gidermek amaçlanmakta-
dır.
E) Uygulamada, doğaya ve çevreye saygılı bir tutum sergilen-
mektedir.
HIZ
14. H
15
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ret fişeği ması Za- anitimini ayalı ye- ştü. Pet kac yıl plastik Fulme- unun odern Ken- unla- gisi 11- 7. Prf Yayınları HIZ'LI DENEMELER 13. Bisikletli Sahaf kurucuları olarak çevreyle ilgili farkındalık, alterna- tif yaşam gibi konular üzerine sosyal sorumluluk projeleri düzen- liyoruz. Bu yeni projemizde de aynı ilkelerle yola çıktık. Amacımız okullardaki kütüphane eksikliğini kendi yöntemlerimizle kapatmak Kütüphane Projesi'nin amacı evde bir köşede duran kitapları ih- ve bisiklet ile yapılan bu tür girişimlerin sayısını artırmak. Ekolojik tiyacı olan okullarda kütüphane kurarak değerlendirmek. Proje- nin bir diğer önemli özelliği ise bağışlanan kitapların doğaya za- rar vermeden, gürültü yapmadan, fosil yakıt harcamadan okullara bisikletle taşınması. Ne kadar çok insan projemize destek olursa bu tür organizasyonların o kadar çok sürdürülebilir olacağına ina- niyoruz. Bu sebeple kitap bağışı yapacak insanlara, kütüphane ihtiyacı olan okullara ve doğal olarak gönüllü bisikletçilere ihtiya- cımız var. Projemiz şimdilik İstanbul'da uygulanacak olsa da ka- tılıma göre Türkiye'nin her yerinde devam edecek. Bu parçada sözü edilen projeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Her kesimden insanı kitapla buluşturmak amaçlanmaktadır. B) Devamlılığı, katılımcıların ilgi ve desteğine bağlıdır. C) Farklı illerde de hayata geçirilmesi tasarlanmaktadır. D) Okullardaki kütüphane eksikliğini gidermek amaçlanmakta- dır. E) Uygulamada, doğaya ve çevreye saygılı bir tutum sergilen- mektedir. HIZ 14. H 15
wiri
3-
20
Ik
le
6
k
1
35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
veya resimlerinden aşina olduğumuz bazı bitki türleri-
Yurt digi seyahatlerinde daha önce hiç görmediğimiz
ni görüp hayranlıkla fotoğraflamışızdır. Özellikle Uzak
Doğu seyahatlerinde veya tropik-subtropik geçiş alan-
lanında bulunan ülkelerde gördüğümüz bu ağaçların
Türkiye'de üretiminin mümkün olup olmadığına sade-
ce ansiklopedik bilgilere dayanarak karar vermekten-
se deneme çalışmalanında bulunarak gözlemlemek, en
doğru yöntem olsa gerek. Bu ağaçlardan birisi de Ma-
dagaskar bademi, bilimsel adi ile "terminalia mantaly".
Çiçekli bitkiler şubesinin combretaceae familyasına ait
bu ağaç türü 10 ila 20 metre boya ve 10-15 metre te-
pe tacı genişliğine ulaşabilir. Orijininde her dem yeşil
olmasına rağmen, Türkiye'de üretim çalışmalarının ya-
pıldığı Antalya ilinde kışın yaprak döken bu ağacın 3
ila 5 santimetre uzunluğunda, 1 ila 1,5 santimetre ge-
nişliğinde yaprakları vardır. İsminden de anlaşılabile-
ceği gibi orijini Madagaskar olan bu ağaç, düz gövde-
si ve gövdeden katmanlar hâlinde çıkan dallanma ya-
pisi ile dikkat çeker.
36. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy-
lenebilir?
A) Her bitkinin kendi iklim bölgesi dışında yetiştiril-
memesi gerektiği
B) Türkiye'nin iklim çeşitliliğinin, bitki çeşitliliğini artır-
diği
H
Her bitkinin, başka iklim kuşağında yetiştirilse bi-
le, her iklim kuşağına uygun olmadığı
D) Egzotik bitkilerin genellikle Uzak Doğu'da bulun-
duğu
E) Son yıllarda kuraklığa dayanan bitkilerin tercih edil-
diği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
wiri 3- 20 Ik le 6 k 1 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. veya resimlerinden aşina olduğumuz bazı bitki türleri- Yurt digi seyahatlerinde daha önce hiç görmediğimiz ni görüp hayranlıkla fotoğraflamışızdır. Özellikle Uzak Doğu seyahatlerinde veya tropik-subtropik geçiş alan- lanında bulunan ülkelerde gördüğümüz bu ağaçların Türkiye'de üretiminin mümkün olup olmadığına sade- ce ansiklopedik bilgilere dayanarak karar vermekten- se deneme çalışmalanında bulunarak gözlemlemek, en doğru yöntem olsa gerek. Bu ağaçlardan birisi de Ma- dagaskar bademi, bilimsel adi ile "terminalia mantaly". Çiçekli bitkiler şubesinin combretaceae familyasına ait bu ağaç türü 10 ila 20 metre boya ve 10-15 metre te- pe tacı genişliğine ulaşabilir. Orijininde her dem yeşil olmasına rağmen, Türkiye'de üretim çalışmalarının ya- pıldığı Antalya ilinde kışın yaprak döken bu ağacın 3 ila 5 santimetre uzunluğunda, 1 ila 1,5 santimetre ge- nişliğinde yaprakları vardır. İsminden de anlaşılabile- ceği gibi orijini Madagaskar olan bu ağaç, düz gövde- si ve gövdeden katmanlar hâlinde çıkan dallanma ya- pisi ile dikkat çeker. 36. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? A) Her bitkinin kendi iklim bölgesi dışında yetiştiril- memesi gerektiği B) Türkiye'nin iklim çeşitliliğinin, bitki çeşitliliğini artır- diği H Her bitkinin, başka iklim kuşağında yetiştirilse bi- le, her iklim kuşağına uygun olmadığı D) Egzotik bitkilerin genellikle Uzak Doğu'da bulun- duğu E) Son yıllarda kuraklığa dayanan bitkilerin tercih edil- diği
may
una
llir
MA
g
alik
A
an
Ulkenin farklı yıllardaki nüfus piramitleri
sterilmiştir
Türkçe
11. "Yasama, yürütme ve o
lanmalıdır." derkent
lerin iktid
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Okuyan, duyan, düşünen insan duygu ve düşüncele-
rini ifade etmeden rahat edemez, yaşayamaz. Çün-
kü insan, okuyup dinleyerek anlayan, anladıklarını
düşünen, düşündüklerini üst üste koyarak bir ba-
kış açısı oluşturan ve birikimlerini başkalarına sözlü
ve yazılı olarak aktarma ihtiyacı duyan bir varlıktır.
Yunus'un aşk ve sevgi anlayışı, Mehmet Akif'in va-
tan hasreti ve vatan sevgisi, Fuzuli'nin ızdırabi ortaya
koydukları eserlerin özümsenmesi ile daha iyi anla-
şılabilir. Dil, edebiyat eserleri aracılığı ile ait olduğu
toplumun, kültürün aynası gibidir. Kültür ile ilgili her
şey dil aracılığı ile kendini gösterir. Nihat Sami Ba-
narlı, kültürün dile yansımasını şu şekilde bir benzet-
me ile ifade etmektedir: "Türkler atik, diğer milletlere
göre daha hızlı ve çevik bir millettir. Onların bu hayat
tarzı dillerine yansımıştır. Bu yüzden dillerinde çok
heceli uzun kelimeler yerine bir ya da iki heceli keli-
meler mevcuttur."
MURAT YAYINLARI
37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılabilir?
A) Toplumlarda ne yaşanıyorsa o, olduğu gibi dil-
de görülebilir.
B) Bir dildeki zenginlik kendini edebî eserlerde gös-
terir.
Insanlar, duygularını sadece edebî eserlerle ak-
tarabilir.
D) Büyük şairler, dilin bütün olanaklarını eserlerin-
de kullanmıştır.
Yeşilçam
re yer a
hemen
E) Insan, birikimleri ancak iyi özümseyebilirse edebî
eserlerle insanlara aktarabilir.
39-
beri İsta
göç et
temsil
fırsat
zellikle
seyirc
tür. (
ta bir
ailele
39. B
h
MURAT YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
may una llir MA g alik A an Ulkenin farklı yıllardaki nüfus piramitleri sterilmiştir Türkçe 11. "Yasama, yürütme ve o lanmalıdır." derkent lerin iktid 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Okuyan, duyan, düşünen insan duygu ve düşüncele- rini ifade etmeden rahat edemez, yaşayamaz. Çün- kü insan, okuyup dinleyerek anlayan, anladıklarını düşünen, düşündüklerini üst üste koyarak bir ba- kış açısı oluşturan ve birikimlerini başkalarına sözlü ve yazılı olarak aktarma ihtiyacı duyan bir varlıktır. Yunus'un aşk ve sevgi anlayışı, Mehmet Akif'in va- tan hasreti ve vatan sevgisi, Fuzuli'nin ızdırabi ortaya koydukları eserlerin özümsenmesi ile daha iyi anla- şılabilir. Dil, edebiyat eserleri aracılığı ile ait olduğu toplumun, kültürün aynası gibidir. Kültür ile ilgili her şey dil aracılığı ile kendini gösterir. Nihat Sami Ba- narlı, kültürün dile yansımasını şu şekilde bir benzet- me ile ifade etmektedir: "Türkler atik, diğer milletlere göre daha hızlı ve çevik bir millettir. Onların bu hayat tarzı dillerine yansımıştır. Bu yüzden dillerinde çok heceli uzun kelimeler yerine bir ya da iki heceli keli- meler mevcuttur." MURAT YAYINLARI 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Toplumlarda ne yaşanıyorsa o, olduğu gibi dil- de görülebilir. B) Bir dildeki zenginlik kendini edebî eserlerde gös- terir. Insanlar, duygularını sadece edebî eserlerle ak- tarabilir. D) Büyük şairler, dilin bütün olanaklarını eserlerin- de kullanmıştır. Yeşilçam re yer a hemen E) Insan, birikimleri ancak iyi özümseyebilirse edebî eserlerle insanlara aktarabilir. 39- beri İsta göç et temsil fırsat zellikle seyirc tür. ( ta bir ailele 39. B h MURAT YAYINLARI
göre
güncele-
z. Çün-
dıklarını
bir ba-
fals
a sözlü
pellie
arlıktır.
Tove
in va-
ortaya
anla-
duğu
i her
Ba-
zet-
ere
yat
cok
eli-
2. DENEME
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
90-
Yeşilçam filmlerinde mekân olarak iki toplumsal
re yer alır; kent ve köy. (1) Kent, istisnalar harc
hemen her zaman istanbul olmuştur. (II) 1950'lerd
beri Istanbul, farklı kültürel geçmişe sahip insanla
temsil edici bu özelliği sinemacılara benzersiz bir
göç ettiği bir şehir haline gelmiştir. (III) Istanbu
firsat sunmuştur. (IV) Ayrica tarihsel ve doğal
zelliklere sahip birçok mekân, Yeşilçam filmlerinde
seyircinin aşina olduğu görsel kodlara dönüşmüş
tür. (V) Boğaz tepeleri, sevgilileri gözlerden uzak
ta bir araya getirirken Haydarpaşa, göç eden taşra
ailelerin umutlarının simgesi olmuştur.
39. Bu parçada İstanbul ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Yeşilçam filmlerinde mekân olarak kullanıldığına
B) Göç alan bir şehir olduğuna
C) Tarihi yapıların bulunduğuna
D) Film yapımcılarının burada yaşadığına
E) Sembolik yerlere sahip olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
göre güncele- z. Çün- dıklarını bir ba- fals a sözlü pellie arlıktır. Tove in va- ortaya anla- duğu i her Ba- zet- ere yat cok eli- 2. DENEME 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 90- Yeşilçam filmlerinde mekân olarak iki toplumsal re yer alır; kent ve köy. (1) Kent, istisnalar harc hemen her zaman istanbul olmuştur. (II) 1950'lerd beri Istanbul, farklı kültürel geçmişe sahip insanla temsil edici bu özelliği sinemacılara benzersiz bir göç ettiği bir şehir haline gelmiştir. (III) Istanbu firsat sunmuştur. (IV) Ayrica tarihsel ve doğal zelliklere sahip birçok mekân, Yeşilçam filmlerinde seyircinin aşina olduğu görsel kodlara dönüşmüş tür. (V) Boğaz tepeleri, sevgilileri gözlerden uzak ta bir araya getirirken Haydarpaşa, göç eden taşra ailelerin umutlarının simgesi olmuştur. 39. Bu parçada İstanbul ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yeşilçam filmlerinde mekân olarak kullanıldığına B) Göç alan bir şehir olduğuna C) Tarihi yapıların bulunduğuna D) Film yapımcılarının burada yaşadığına E) Sembolik yerlere sahip olduğuna
30. Beyin, omurilik, çevresel sinirler ve kas hastalıklarını incele-
yen, cerrahi dışındaki tedaviyi de gerçekleştiren ve sonlan- B
dıran bir bilim dalı olan nöroloji, hastanelerde bulunan sinir
hastalıkları ile ilgili bölümdür. Nörolojik hastalıklar içinde
en bilinenleri arasında epilepsi, parkinson, migren, beynin
un vasküler iltihabı ve tümör hastalıkları sayılabilir. Nörolo-
jik sorunlarda hastalar genellikle baş ağrısı, baş dönmesi,
unutkanlık, vücut uyuşması, düşme, kayma, bayılma, çift
görme, konuşma bozukluğu, inmeler ve şuur bozukluğu gibi
belirtilerden dolayı hastaneye başvurmaktadırlar.nud
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Her hastanede nöroloji bölümünün bulunduğuna
B) Norolojik hastalıkların tedavisinin zor olduğuna
Nörolojinin sinirsel hastalıkları araştırdığına V
D) Nörolojinin her türlü tedaviyi gerçekleştirdiğine
-E) Nörolojik hastalıkların belirtilerinin başka hastalıklarla ka-
rıştığına
C
S
A
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. Beyin, omurilik, çevresel sinirler ve kas hastalıklarını incele- yen, cerrahi dışındaki tedaviyi de gerçekleştiren ve sonlan- B dıran bir bilim dalı olan nöroloji, hastanelerde bulunan sinir hastalıkları ile ilgili bölümdür. Nörolojik hastalıklar içinde en bilinenleri arasında epilepsi, parkinson, migren, beynin un vasküler iltihabı ve tümör hastalıkları sayılabilir. Nörolo- jik sorunlarda hastalar genellikle baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, vücut uyuşması, düşme, kayma, bayılma, çift görme, konuşma bozukluğu, inmeler ve şuur bozukluğu gibi belirtilerden dolayı hastaneye başvurmaktadırlar.nud Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Her hastanede nöroloji bölümünün bulunduğuna B) Norolojik hastalıkların tedavisinin zor olduğuna Nörolojinin sinirsel hastalıkları araştırdığına V D) Nörolojinin her türlü tedaviyi gerçekleştirdiğine -E) Nörolojik hastalıkların belirtilerinin başka hastalıklarla ka- rıştığına C S A A
kinci dize birinci dizenin
anılmıştır?
stü
yüzü
a
an dolaylı
erde
de
nda
nç yaşında
40. Sait Faik, yarattığı öykü anlayışıyla kuşağından hemen
sonra gelen gençleri öyle etkilemiş, yakalarından tutup
öyle sarsmıştır ki farkında olmadan sayısız yazarın ışığı
olmuştur. Sonunda Sait Faik'e öykünmenin olanaksızlığı
görülmüştür elbette ama bu etkinin belirgin izleri de
kalmıştır.
-Bu parçada söz edilen sanatçının en belirgin anlatım
özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
AYalınlığı
B) Özlülüğü
C) Doğallığı
D) Özgünlüğü
EX Duruluğu
2.
Celebi Memme
alınan Şeyh Be
dini bir isyan
Devri'nden y
çalıştığı dön
alana yayılm
Bu bilgiler
1. Isyar
orta
II. Isy
gü
III. S
d
yukar
A) Ya
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kinci dize birinci dizenin anılmıştır? stü yüzü a an dolaylı erde de nda nç yaşında 40. Sait Faik, yarattığı öykü anlayışıyla kuşağından hemen sonra gelen gençleri öyle etkilemiş, yakalarından tutup öyle sarsmıştır ki farkında olmadan sayısız yazarın ışığı olmuştur. Sonunda Sait Faik'e öykünmenin olanaksızlığı görülmüştür elbette ama bu etkinin belirgin izleri de kalmıştır. -Bu parçada söz edilen sanatçının en belirgin anlatım özelliği aşağıdakilerden hangisidir? AYalınlığı B) Özlülüğü C) Doğallığı D) Özgünlüğü EX Duruluğu 2. Celebi Memme alınan Şeyh Be dini bir isyan Devri'nden y çalıştığı dön alana yayılm Bu bilgiler 1. Isyar orta II. Isy gü III. S d yukar A) Ya
Ayrıca
yapa-
urum.
adım.
21 şi-
bile
kal-
den
bir
lik
u
From Typ
vare
DENEME S
26. Vücudumuzu hastalıklara ve yabancı maddelere karşı
koruyan bağışıklık sistemi, vücut için normalde zararlı
olmayan birtakım çevresel antilenlere (alerjen) karşı aşı-
n hassasiyet ve tepki gösterebilir. Bu reaksiyonlara alerji
denir. Alerjenler solunum yoluyla, temasla cilt yüzeyin-
den ya da tüketilen gıdalarla vücuda girebilir. Bağışıklık
sistemi, alerjenlerle ilk kez karşılaştığında onları belleği-
ne alır, sonrasında alerjenlere karşı antikorlar üreterek
yanıtını hazırlar. Antijenlerle tekrar karşılaşıldığında ise
Omeğin polenlere karşı mevsimsel saman nezlesi- ha-
tırlama özelliği nedeniyle daha önceden hazırlanmış ya-
nit yani alerjik reaksiyonlar başlar.
0
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ula-
şılabilir?
A) Alerjenler, hastalıklara karşı vücudu koruma altına
alan bir yapıya sahiptir.
B) Solunum yoluyla vücuda giren toksik maddeler aler-
ik belirtilere sebep olur.
Bağışıklık sistemi güçlü bireylerin antikor üretimi ol-
dukça fazladır.
Tehlikeli birtakım çevresel faktörler insan vücudunda
aşırı hassasiyet oluşturabilir.
Bove
E Alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin oluşturdu-
ğu bir savunmadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Ayrıca yapa- urum. adım. 21 şi- bile kal- den bir lik u From Typ vare DENEME S 26. Vücudumuzu hastalıklara ve yabancı maddelere karşı koruyan bağışıklık sistemi, vücut için normalde zararlı olmayan birtakım çevresel antilenlere (alerjen) karşı aşı- n hassasiyet ve tepki gösterebilir. Bu reaksiyonlara alerji denir. Alerjenler solunum yoluyla, temasla cilt yüzeyin- den ya da tüketilen gıdalarla vücuda girebilir. Bağışıklık sistemi, alerjenlerle ilk kez karşılaştığında onları belleği- ne alır, sonrasında alerjenlere karşı antikorlar üreterek yanıtını hazırlar. Antijenlerle tekrar karşılaşıldığında ise Omeğin polenlere karşı mevsimsel saman nezlesi- ha- tırlama özelliği nedeniyle daha önceden hazırlanmış ya- nit yani alerjik reaksiyonlar başlar. 0 Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ula- şılabilir? A) Alerjenler, hastalıklara karşı vücudu koruma altına alan bir yapıya sahiptir. B) Solunum yoluyla vücuda giren toksik maddeler aler- ik belirtilere sebep olur. Bağışıklık sistemi güçlü bireylerin antikor üretimi ol- dukça fazladır. Tehlikeli birtakım çevresel faktörler insan vücudunda aşırı hassasiyet oluşturabilir. Bove E Alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin oluşturdu- ğu bir savunmadır.
9
27. Batı Orta Çağı, XII. yüzyıla kadar her açıdan verimsiz bir
dönem geçirirken Doğu'da büyük bir kültürel hareketlilik
yaşanıyordu. 8. yüzyılda başlayan bu hareketin bilim ve
düşünce tarihine etkileri günümüze kadar gelmiştir. Bi-
lim birikimine kapılarını sonuna kadar açan Müslüman
yöneticiler, bilimsel ve kültürel alandaki gelişmelere de
bizzat önayak oluyorlardı. Hemen her bilim ve kültür
coğrafyasından yetişmiş insanları Bağdat'a çağırdılar.
Hiçbir imkân ve konforu onlardan esirgemediler. So-
nuçta ünlü Beytülhikme (Bilgelik Evi) gibi çatılar altında
büyük bir kültürel hareketlilik oluştu. Üç yüz yıl süren
bu dönemde bilimin bütün alanlarında özgün başarılara
ulaşıldı.
Bu parçaya göre Doğu'daki Müslüman yöneticilerin
özellikleriyle ilgili;
I. geçmişin entelektüel mirasına sahip çıkmaları,
II. bilim ve düşünce insanlarını değerli kılmaları,
III. bilimsel ve kültürel kurumlar tesis etmeleri
saptamalarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız
B) Yalnız II
D) I ve II
-6) Yatmız tit
E) I ve II
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9 27. Batı Orta Çağı, XII. yüzyıla kadar her açıdan verimsiz bir dönem geçirirken Doğu'da büyük bir kültürel hareketlilik yaşanıyordu. 8. yüzyılda başlayan bu hareketin bilim ve düşünce tarihine etkileri günümüze kadar gelmiştir. Bi- lim birikimine kapılarını sonuna kadar açan Müslüman yöneticiler, bilimsel ve kültürel alandaki gelişmelere de bizzat önayak oluyorlardı. Hemen her bilim ve kültür coğrafyasından yetişmiş insanları Bağdat'a çağırdılar. Hiçbir imkân ve konforu onlardan esirgemediler. So- nuçta ünlü Beytülhikme (Bilgelik Evi) gibi çatılar altında büyük bir kültürel hareketlilik oluştu. Üç yüz yıl süren bu dönemde bilimin bütün alanlarında özgün başarılara ulaşıldı. Bu parçaya göre Doğu'daki Müslüman yöneticilerin özellikleriyle ilgili; I. geçmişin entelektüel mirasına sahip çıkmaları, II. bilim ve düşünce insanlarını değerli kılmaları, III. bilimsel ve kültürel kurumlar tesis etmeleri saptamalarından hangileri yapılabilir? A) Yalnız B) Yalnız II D) I ve II -6) Yatmız tit E) I ve II
11. Dilile tarih ve kültür arasındaki münasebeti bilen bir kim-
se dili tek başına almaz. Çünkü dilde her kelimenin ya-
zılış, ses, şekil ve manasını belirleyen; tarih ve kültürdür.
Yunus Emre'nin şiirlerinin dilini, yazıldığı devir ve çevre-
den ayrı ele alamazsınız. Zira o ağacın kökleri gelenek ile
beraber, yetiştiği topraklara sımsıkı bağlıdır. Bu da gös-
terir ki filolog sadece dilci değil; geniş kültürlü, kafası dil
gibi hayatın bütün imkânlarına açık bir insan olmalıdır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Benzetme
C) Örneklendirme
E) Mecazlı söyleyiş
B) Tanık gösterme
D) Açıklama
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11. Dilile tarih ve kültür arasındaki münasebeti bilen bir kim- se dili tek başına almaz. Çünkü dilde her kelimenin ya- zılış, ses, şekil ve manasını belirleyen; tarih ve kültürdür. Yunus Emre'nin şiirlerinin dilini, yazıldığı devir ve çevre- den ayrı ele alamazsınız. Zira o ağacın kökleri gelenek ile beraber, yetiştiği topraklara sımsıkı bağlıdır. Bu da gös- terir ki filolog sadece dilci değil; geniş kültürlü, kafası dil gibi hayatın bütün imkânlarına açık bir insan olmalıdır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme C) Örneklendirme E) Mecazlı söyleyiş B) Tanık gösterme D) Açıklama
Önümüzdeki masa, masayı anlatır oysa romanın
içindeki masa bulunduğu yerle birlikte birkaç anlam
birden kazanabilir ve anlatının yok olduğunu var-
saydığımız anda kendimizi yeniden gerçeğin içinde.
masanın başında buluruz. Odamızdaki masa neyse
odur, fanteziler ve hayaller üretmez. Demek insan,
gerçek hayatın içine kapandığı zaman nasılsa öyle
kalır. Edebiyat okumaya, okuduğu metnin derin ya-
pisina girmeye başladıkça kabuğunu kırmaya baş-
lar insan, başkalaşır.
Bu sözleri söyleyen kişinin anlatmak istediği
aşağıdakilerin hangisidir?
A) Gerçeklerin sıkıcı ve tekdüze dünyasından ro-
man okuyarak kurtulabiliriz.
B) Roman okudukça düşünce evrenimiz de geniş-
lemeye başlar.
C) Romanda kurulan dünya ile içinde yaşadığımız
gerçeklik aynı değildir.
D) Roman okumak, içinde yaşadığımız dünyanın
sınırlarını aşmamızı sağlar.
E) insanı değiştiren geliştiren tek şey edebi eser
okumaktır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Önümüzdeki masa, masayı anlatır oysa romanın içindeki masa bulunduğu yerle birlikte birkaç anlam birden kazanabilir ve anlatının yok olduğunu var- saydığımız anda kendimizi yeniden gerçeğin içinde. masanın başında buluruz. Odamızdaki masa neyse odur, fanteziler ve hayaller üretmez. Demek insan, gerçek hayatın içine kapandığı zaman nasılsa öyle kalır. Edebiyat okumaya, okuduğu metnin derin ya- pisina girmeye başladıkça kabuğunu kırmaya baş- lar insan, başkalaşır. Bu sözleri söyleyen kişinin anlatmak istediği aşağıdakilerin hangisidir? A) Gerçeklerin sıkıcı ve tekdüze dünyasından ro- man okuyarak kurtulabiliriz. B) Roman okudukça düşünce evrenimiz de geniş- lemeye başlar. C) Romanda kurulan dünya ile içinde yaşadığımız gerçeklik aynı değildir. D) Roman okumak, içinde yaşadığımız dünyanın sınırlarını aşmamızı sağlar. E) insanı değiştiren geliştiren tek şey edebi eser okumaktır.
30..
Baş döndüren bir hızla gelişiyor teknoloji. Dün aklı-
miza bile gelmeyen pek çok yenilikçi düşünce bu-
gün hayatımızın tam merkezinde. Olmazsa olmazı-
mız oluvermiş birdenbire, sessizce. Hayatımızı da
kolaylaştırmış aslında, kendi nispetince. Mesela ne
mi? Sese duyarlı lamba anahtarı, kendiliğinden ka-
panan salon perdeleri, tüm evi haritalandırarak gün
boyu çalışan hamarat temizlik süpürgeleri... Say-
mak, listeyi uzatmak mümkün. Hepsinin işlevi ortak:
Evlerimizi "akıllı" versiyona taşımak.
Sevdiklerimizle ve arkadaşlarımızla her an haberle-
şebileceğimiz, onlarla çevrim içi buluşup fikir alış-
verişinde bulunabileceğimiz, bugün 7'den 70'e he-
pimizin rahatlıkla kullandığı iletişim teknolojisi yakın
denilecek bir geçmişte ütopya idi. Akıllı evler de şu
anda ütopya gibi görünüyor ama teknoloji ve biz in-
sanların teknolojiyle uyumu büyük bir hızla ilerleme
katediyor.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Birbirinden farklı konular arasında ilişki kurulmuştur.
B) Aynı konu, örneklerle birbirini desteklemiştir.
C) Benzer olarak düşünülen konuların farklı yönlerine
dikkat çekilmektedir.
D) Farklı konular arasındaki zıtlıklara dikkat çekilmiştir.
Aynı konularda farklı yaklaşımlar sergilenebileceğ
ortaya konmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30.. Baş döndüren bir hızla gelişiyor teknoloji. Dün aklı- miza bile gelmeyen pek çok yenilikçi düşünce bu- gün hayatımızın tam merkezinde. Olmazsa olmazı- mız oluvermiş birdenbire, sessizce. Hayatımızı da kolaylaştırmış aslında, kendi nispetince. Mesela ne mi? Sese duyarlı lamba anahtarı, kendiliğinden ka- panan salon perdeleri, tüm evi haritalandırarak gün boyu çalışan hamarat temizlik süpürgeleri... Say- mak, listeyi uzatmak mümkün. Hepsinin işlevi ortak: Evlerimizi "akıllı" versiyona taşımak. Sevdiklerimizle ve arkadaşlarımızla her an haberle- şebileceğimiz, onlarla çevrim içi buluşup fikir alış- verişinde bulunabileceğimiz, bugün 7'den 70'e he- pimizin rahatlıkla kullandığı iletişim teknolojisi yakın denilecek bir geçmişte ütopya idi. Akıllı evler de şu anda ütopya gibi görünüyor ama teknoloji ve biz in- sanların teknolojiyle uyumu büyük bir hızla ilerleme katediyor. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Birbirinden farklı konular arasında ilişki kurulmuştur. B) Aynı konu, örneklerle birbirini desteklemiştir. C) Benzer olarak düşünülen konuların farklı yönlerine dikkat çekilmektedir. D) Farklı konular arasındaki zıtlıklara dikkat çekilmiştir. Aynı konularda farklı yaklaşımlar sergilenebileceğ ortaya konmuştur.
TÜRKÇE
24. Kimi zaman ortada tek bir fotoğraf vardır; bu fotoğ-
rafın kompozisyonu öylesine güçlü ve zengin, içeriği
öylesine ışıl ışıldır ki tek fotoğraf bile tek başına bir
öykü oluşturabilir. Ne yazık ki buna çok az rastlanır.
Bir araya geldiklerinde bir konudan çıkarılabilecek
ögeler, çoğu zaman hem mekânda hem de zamanda
dağınıktır ve onları zorla bir araya getirmek, bir "sah-
neleme" ve bana sorarsanız bir aldatmaca olur. Ama
konunun hem çekirdeğinin hem de aynı zamanda çı-
kan kıvılcımların fotoğrafları çekilebilirse bu bir resimli
öykü olur, birkaç fotoğrafa dağılmış tamamlayıcı öge-
leri yeniden bir araya getirme işlevini de sayfa üstlenir.
Bu parçaya göre resimli öykünün tanımı aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Uygulanacak belirli bir planı, uyulacak bir çalışma
düzeni olmayan; bedence çevik ve esnek olmayı
gerektiren bir eylemdir.
B) Fotoğrafçı, gelişen olayın henüz karşısındayken
herhangi bir şeyi atlamadan, onun karşısındaki
sahnenin anlamını bütünüyle canlandırabilmesidir.
C) Beynin, gözün ve yüreğin birlikte çalışmasıyla eyle-
min içeriğini betimlemek ve edinilen izlenimleri baş-
kalarına iletmektir.
D) Fotoğraf sanatçısının yaşamın bize sunduğu ham
malzemeyi, durmadan kesip ayırarak ama bazı
şeyleri seçerek yaptığı ayıklamadır.
E) Hareket hâlindeki dünyanın karşısında durağan
kalmayarak çevremizi dolaşıp anlık gözlemleri pay-
faşabilmektir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE 24. Kimi zaman ortada tek bir fotoğraf vardır; bu fotoğ- rafın kompozisyonu öylesine güçlü ve zengin, içeriği öylesine ışıl ışıldır ki tek fotoğraf bile tek başına bir öykü oluşturabilir. Ne yazık ki buna çok az rastlanır. Bir araya geldiklerinde bir konudan çıkarılabilecek ögeler, çoğu zaman hem mekânda hem de zamanda dağınıktır ve onları zorla bir araya getirmek, bir "sah- neleme" ve bana sorarsanız bir aldatmaca olur. Ama konunun hem çekirdeğinin hem de aynı zamanda çı- kan kıvılcımların fotoğrafları çekilebilirse bu bir resimli öykü olur, birkaç fotoğrafa dağılmış tamamlayıcı öge- leri yeniden bir araya getirme işlevini de sayfa üstlenir. Bu parçaya göre resimli öykünün tanımı aşağıda- kilerden hangisidir? A) Uygulanacak belirli bir planı, uyulacak bir çalışma düzeni olmayan; bedence çevik ve esnek olmayı gerektiren bir eylemdir. B) Fotoğrafçı, gelişen olayın henüz karşısındayken herhangi bir şeyi atlamadan, onun karşısındaki sahnenin anlamını bütünüyle canlandırabilmesidir. C) Beynin, gözün ve yüreğin birlikte çalışmasıyla eyle- min içeriğini betimlemek ve edinilen izlenimleri baş- kalarına iletmektir. D) Fotoğraf sanatçısının yaşamın bize sunduğu ham malzemeyi, durmadan kesip ayırarak ama bazı şeyleri seçerek yaptığı ayıklamadır. E) Hareket hâlindeki dünyanın karşısında durağan kalmayarak çevremizi dolaşıp anlık gözlemleri pay- faşabilmektir.
38. Tarihin en büyük piyanistlerinden biri olan Chopin sağ-
ken çok az konser verdi ve özellikle salonda yakın çev-
resinin olmasını tercih ederdi. Chopin fiziksel olarak çe-
limsizdi ve en iyi çalışında bile hiçbir zaman salondan
sesler yükselmedi. Sadece sonlara doğru bir fısıltı olur-
du. Bu hayal kırıklığıyla yaşamının başında, büyük sa-
lonlarda asla çalmaması gerektiğini öğrendi ve Paris'te
halkın önüne son çıkışı yirmi altı yaşındayken 26 Nisan
1835'te gerçekleşti. Geri kalan ömrü boyunca -1849'da
öldü- yalnızca üç resital daha verdi ve onlar da piyano
alatçısı Pleyel'in salonunda, sayıları 300'ü aşmayan
özenle seçilmiş bir dinleyici topluluğuna verilen yarı özel
resitallerdi.
Bu parçaya göre Chopin'in büyük salonlarda konser
vermeme kararının altında yatan asıl sebep aşağıda-
kilerden hangisi olabilir?
A) Kendisini yetenek bakımından yetersiz bulması
Fiziksel zayıflığının, müziğini olumsuz etkilediğini his-
setmesi
C) Büyük salonlarda yeterli motivasyonun oluşmadığına
inanması
DYMüziğinin evrensel nitelikte olmadığını anlaması
Büyük konserlerin sanatçıya kattığı bir şey olmadığını
savunması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
38. Tarihin en büyük piyanistlerinden biri olan Chopin sağ- ken çok az konser verdi ve özellikle salonda yakın çev- resinin olmasını tercih ederdi. Chopin fiziksel olarak çe- limsizdi ve en iyi çalışında bile hiçbir zaman salondan sesler yükselmedi. Sadece sonlara doğru bir fısıltı olur- du. Bu hayal kırıklığıyla yaşamının başında, büyük sa- lonlarda asla çalmaması gerektiğini öğrendi ve Paris'te halkın önüne son çıkışı yirmi altı yaşındayken 26 Nisan 1835'te gerçekleşti. Geri kalan ömrü boyunca -1849'da öldü- yalnızca üç resital daha verdi ve onlar da piyano alatçısı Pleyel'in salonunda, sayıları 300'ü aşmayan özenle seçilmiş bir dinleyici topluluğuna verilen yarı özel resitallerdi. Bu parçaya göre Chopin'in büyük salonlarda konser vermeme kararının altında yatan asıl sebep aşağıda- kilerden hangisi olabilir? A) Kendisini yetenek bakımından yetersiz bulması Fiziksel zayıflığının, müziğini olumsuz etkilediğini his- setmesi C) Büyük salonlarda yeterli motivasyonun oluşmadığına inanması DYMüziğinin evrensel nitelikte olmadığını anlaması Büyük konserlerin sanatçıya kattığı bir şey olmadığını savunması
Yüzyıllardır insanlar yeryüzünde çeşitli toplumlar,
imparatorluklar ve devletler kurup bir arada yaşamıştır.
Neredeyse tüm topluluklar, özgün ahlaki normlara ve
bu normlarla temellendirilmiş birtakım hukuk kurallarına
tabi olmuştur. Bu kurallara sahip olmayan topluluklarsa
ya ilkel kalmış ya da hızlıca tarihten silinmiştir. Bu, bize
ortak bir ahlak anlayışının zaruri olduğunu gösterir.
Çünkü ahlak, hukuku temellendirir ve kaliteli bir hukuka
sahip olmayan uygarlıklar, kaosa mahkûm olur. Bu
zaruretten ötürü çeşitli düşünürler, büyük tarihî kişilikler
ve inanç sistemleri tarafından ortaya çeşitli ahlaki 198
sistemler atılmıştır. Bu ahlak sistemlerinin örtüşen o
kısımları olsa da çoğu sistem, coğrafyadan coğrafyaya
farklılaşmıştır.
37. Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi çıkarılabilir?
A) Toplumlar, uzun süre ayakta kalabilmek için öncelikle
ahlaki olarak güçlü olmalıdır.
B) Bir toplumdaki ahlaki sistemin güçlenmesi, o
toplumun yaşadığı bölgeye bağlıdır.ee foods (0
C) Ahlak kuralları bulunmayan her topluluk öyle ya da
böyle insanlık tarihinden silinecektir.
D) Kaosun hüküm sürdüğü bir ülkenin güçlü bir
imparatorluğa dönüşmesi imkânsızdır.
E) Ahlaki sistemlerin ortaya çıkması, devletlerin kaliteli
hukuka duyduğu ihtiyaçla doğrudan ilgilidir.
39.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Yüzyıllardır insanlar yeryüzünde çeşitli toplumlar, imparatorluklar ve devletler kurup bir arada yaşamıştır. Neredeyse tüm topluluklar, özgün ahlaki normlara ve bu normlarla temellendirilmiş birtakım hukuk kurallarına tabi olmuştur. Bu kurallara sahip olmayan topluluklarsa ya ilkel kalmış ya da hızlıca tarihten silinmiştir. Bu, bize ortak bir ahlak anlayışının zaruri olduğunu gösterir. Çünkü ahlak, hukuku temellendirir ve kaliteli bir hukuka sahip olmayan uygarlıklar, kaosa mahkûm olur. Bu zaruretten ötürü çeşitli düşünürler, büyük tarihî kişilikler ve inanç sistemleri tarafından ortaya çeşitli ahlaki 198 sistemler atılmıştır. Bu ahlak sistemlerinin örtüşen o kısımları olsa da çoğu sistem, coğrafyadan coğrafyaya farklılaşmıştır. 37. Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Toplumlar, uzun süre ayakta kalabilmek için öncelikle ahlaki olarak güçlü olmalıdır. B) Bir toplumdaki ahlaki sistemin güçlenmesi, o toplumun yaşadığı bölgeye bağlıdır.ee foods (0 C) Ahlak kuralları bulunmayan her topluluk öyle ya da böyle insanlık tarihinden silinecektir. D) Kaosun hüküm sürdüğü bir ülkenin güçlü bir imparatorluğa dönüşmesi imkânsızdır. E) Ahlaki sistemlerin ortaya çıkması, devletlerin kaliteli hukuka duyduğu ihtiyaçla doğrudan ilgilidir. 39.