Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Yazının en basit işlevi, sözcükleri belirsizliklerden,
karanlıklardan alıp bir düşünceye mal etmektir.
Yazar, düşüncelerini sözcüklerle, cümlelerle ad-
landırarak okurla bir köprü oluşturur. Amacı bir şey
kurmak, yıkmak, değiştirmektir. Yani yazar, yazarak
bir değer üretmeye çalışır. Hiçbir yazı tarafsız, edil-
gen değildir. Kuşkusuz yazarın ille de düşüncesini
kesinliğe ulaştırması beklenemez. Ortaya koyduğu
mevzuu üzerine düşünüyor olması bile yeterlidir. Bu
sesli düşünmeden bizim haberdar olmamızı isteye-
bilir. Ancak bu sesli düşüncede bile bize iletilen bir
şey olmalı, yazar bu niyetle düşüncelerini bizimle
paylaşmalıdır. Değilse bunu yazmak için bir gerek-
çesi kalmaz.
25.
Bu parçaya göre bir yazının edilgen olmaması
hangi anlama gelmektedir?
A) Okura sunacağı bir değer, bir iddia, düşünce,
ileti taşıması
B) Çözümleyici, açıklayıcı, aktarıcı ve aydınlatıcı
niteliklerden uzak olması
C) Okuru peşinden sürükleyecek bir anlatıma sa-
hip olması
DY Okurun metni anlamasında okuru zorlamaması
EX Yazarın metni oluştururken kendi dili, kelimeleri
ve kavramlarıyla konuşması
27.
'Bil
ve
ke
bi
S
n
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Yazının en basit işlevi, sözcükleri belirsizliklerden, karanlıklardan alıp bir düşünceye mal etmektir. Yazar, düşüncelerini sözcüklerle, cümlelerle ad- landırarak okurla bir köprü oluşturur. Amacı bir şey kurmak, yıkmak, değiştirmektir. Yani yazar, yazarak bir değer üretmeye çalışır. Hiçbir yazı tarafsız, edil- gen değildir. Kuşkusuz yazarın ille de düşüncesini kesinliğe ulaştırması beklenemez. Ortaya koyduğu mevzuu üzerine düşünüyor olması bile yeterlidir. Bu sesli düşünmeden bizim haberdar olmamızı isteye- bilir. Ancak bu sesli düşüncede bile bize iletilen bir şey olmalı, yazar bu niyetle düşüncelerini bizimle paylaşmalıdır. Değilse bunu yazmak için bir gerek- çesi kalmaz. 25. Bu parçaya göre bir yazının edilgen olmaması hangi anlama gelmektedir? A) Okura sunacağı bir değer, bir iddia, düşünce, ileti taşıması B) Çözümleyici, açıklayıcı, aktarıcı ve aydınlatıcı niteliklerden uzak olması C) Okuru peşinden sürükleyecek bir anlatıma sa- hip olması DY Okurun metni anlamasında okuru zorlamaması EX Yazarın metni oluştururken kendi dili, kelimeleri ve kavramlarıyla konuşması 27. 'Bil ve ke bi S n
29. Bir yürekliliğin, bir çabanın, bir savaşımın hatta
bir ölüm tehlikesinin bulunmadığı ve tadılmadığı
yerde, gerçek insanın da bütün boyutlarıyla
beliremeyeceğine inanıyorum. İnsan ancak
insanüstü ile burun buruna gelirse gerçek kimliğini
ve kendi gerçek boyutlarını görebiliyor. Tıpkı
altının saf mı katışık mı olduğunun denek taşına
sürülmesiyle anlaşılması gibi bir şey bu.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden
hangisidir?
A) İnsan gerçeğini görmek
B) Tehlikelerin boyutları
C) Doğayı tanımak
P Yaşamın sırlarına erebilmek
E)
İnsandaki
cr
kimlik
kimlik
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Bir yürekliliğin, bir çabanın, bir savaşımın hatta bir ölüm tehlikesinin bulunmadığı ve tadılmadığı yerde, gerçek insanın da bütün boyutlarıyla beliremeyeceğine inanıyorum. İnsan ancak insanüstü ile burun buruna gelirse gerçek kimliğini ve kendi gerçek boyutlarını görebiliyor. Tıpkı altının saf mı katışık mı olduğunun denek taşına sürülmesiyle anlaşılması gibi bir şey bu. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsan gerçeğini görmek B) Tehlikelerin boyutları C) Doğayı tanımak P Yaşamın sırlarına erebilmek E) İnsandaki cr kimlik kimlik
TÜRK
29. Farabi, 870-950 yıllarında yaşamış Türk-İslam dü-
şünürüdür. İslam disiplini içinde yetişmiş Türk dü-
şünürlerinin en büyüğüdür. Aristoteles mantığına
dayanan usçu bir metafizik oluşturmuştur. Amacı,
Aristocu felsefeyi İslam diniyle uzlaştırmaktı. Bunun-
la da yetinmemiş, İslam dinini de bilimle uzlaştırma-
ya çalışmıştır. Önceleri Türkistan'da kadılık yapan,
sonra kendini büsbütün felsefeye veren Farabi, ana
dili olan Türkçe kadar Arapça, Farsça, Süryanice
ve Yunanca da biliyordu. Aynı zamanda hekim ve
müzikçiydi. Yüzden çok kitap yazmış; Aristoteles,
Platon, Zenon, Plotinos gibi Yunan düşünürlerini
yorumlamış, bunların görüşlerine kendi görüşlerini
katmıştır. İbni Sina ve İbni Rüşd, onun manevi öğ-
rencileridir ama Farabi'nin ünü onlarınki kadar ya-
yılmamıştır.
Bu parçadan Farabi ile ilgili olarak aşağıdaki yar-
gıların hangisine ulaşılamaz?
30.
A) Tarihte, özellikle de İslam tarihinde oldukça
önemli bir yere sahiptir.
B) Antik Yunan düşünürlerinin düşüncelerini irde- A
lemiş ve kendi düşünceleri ile bütünleştirmek
istemiştir.
A
Y
C) Kimi öğrencilerinin ünü, onun ününü aşmıştır.
1
D) 100'ün üzerindeki yapıtlarının pek çoğu günü- N
müze kadar ulaşamamıştır.
E) Birkaç yabancı dili de ana dili gibi biliyor, birden
çok mesleki alanda çalışma yürütüyordu.
NLAR - ..
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRK 29. Farabi, 870-950 yıllarında yaşamış Türk-İslam dü- şünürüdür. İslam disiplini içinde yetişmiş Türk dü- şünürlerinin en büyüğüdür. Aristoteles mantığına dayanan usçu bir metafizik oluşturmuştur. Amacı, Aristocu felsefeyi İslam diniyle uzlaştırmaktı. Bunun- la da yetinmemiş, İslam dinini de bilimle uzlaştırma- ya çalışmıştır. Önceleri Türkistan'da kadılık yapan, sonra kendini büsbütün felsefeye veren Farabi, ana dili olan Türkçe kadar Arapça, Farsça, Süryanice ve Yunanca da biliyordu. Aynı zamanda hekim ve müzikçiydi. Yüzden çok kitap yazmış; Aristoteles, Platon, Zenon, Plotinos gibi Yunan düşünürlerini yorumlamış, bunların görüşlerine kendi görüşlerini katmıştır. İbni Sina ve İbni Rüşd, onun manevi öğ- rencileridir ama Farabi'nin ünü onlarınki kadar ya- yılmamıştır. Bu parçadan Farabi ile ilgili olarak aşağıdaki yar- gıların hangisine ulaşılamaz? 30. A) Tarihte, özellikle de İslam tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir. B) Antik Yunan düşünürlerinin düşüncelerini irde- A lemiş ve kendi düşünceleri ile bütünleştirmek istemiştir. A Y C) Kimi öğrencilerinin ünü, onun ününü aşmıştır. 1 D) 100'ün üzerindeki yapıtlarının pek çoğu günü- N müze kadar ulaşamamıştır. E) Birkaç yabancı dili de ana dili gibi biliyor, birden çok mesleki alanda çalışma yürütüyordu. NLAR - ..
TYT / Türkçe
26. Doğanın, insanın zihin sağlığı üzerindeki yararlanıyla
ilgili detaylandırılmış çok sayıda önemli çalışma üretil-
miş ve bu çalışmalarda açık havanın insanın zihin ve
ruh sağlığı üzerinde önemli ölçüde yararlı olduğu sap-
tanmıştır. Ancak bu araştırmaları analiz eden başka
bir araştırma, bu çalışmaların yüzde 95'ten fazlasının
dünya ortalamasının üzerinde gelire sahip Batılılaşmış
ülkelerde gerçekleştirildiğini saptadı. Yaşam standartları
düşük ülkelerde neredeyse hiçbir araştırma yapılmamış.
Hatta katılımcıların ezici bir çoğunlukla beyaz olduğu ve
siyahi, yerli ya da diğer toplulukların bu çalışmalarda ye-
tersiz oranda temsil edildiği belirlenmiştir. Bu çalışmanın
bulgularını yayımlayan araştırmacılar, insanlığın dar bir
örneği üzerinden hareketle inandırıcı, evrensel, bilimsel
iddialarda bulunmanın zor olduğunu söylüyorlar.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabile-
cek yargılardan biri değildir?
A) Yaşam kalitesi düşük ülkelerde doğanın, insanın ruh
sağlığı üzerindeki etkisi düşünüldüğünden az etkili-
dir.
B) Dar bir çerçevede yürütülen bir araştırma uluslara-
rası boyutta geçerli bilgiler sunamaz.
C) Katılımcıların çeşitliliği dünya çapındaki araştırmala-
rin sağlıklı sonuç verebilmesi için önemli bir kriterdir.
D) Doğanın insan sağlığına olumlu etkisi birçok araştır-
mada saptanmıştır.
E) Doğanın, insan zihni üzerindeki etkisi yaşam stan-
dartlarının farklı olduğu ülkelerde farklı sonuçlar ve-
rebilir.
Eleştir
(1)----
Şair:
-Sa
dar k
irlerd
hard
tutu
bes
Ele
(11)
Sa
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 26. Doğanın, insanın zihin sağlığı üzerindeki yararlanıyla ilgili detaylandırılmış çok sayıda önemli çalışma üretil- miş ve bu çalışmalarda açık havanın insanın zihin ve ruh sağlığı üzerinde önemli ölçüde yararlı olduğu sap- tanmıştır. Ancak bu araştırmaları analiz eden başka bir araştırma, bu çalışmaların yüzde 95'ten fazlasının dünya ortalamasının üzerinde gelire sahip Batılılaşmış ülkelerde gerçekleştirildiğini saptadı. Yaşam standartları düşük ülkelerde neredeyse hiçbir araştırma yapılmamış. Hatta katılımcıların ezici bir çoğunlukla beyaz olduğu ve siyahi, yerli ya da diğer toplulukların bu çalışmalarda ye- tersiz oranda temsil edildiği belirlenmiştir. Bu çalışmanın bulgularını yayımlayan araştırmacılar, insanlığın dar bir örneği üzerinden hareketle inandırıcı, evrensel, bilimsel iddialarda bulunmanın zor olduğunu söylüyorlar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabile- cek yargılardan biri değildir? A) Yaşam kalitesi düşük ülkelerde doğanın, insanın ruh sağlığı üzerindeki etkisi düşünüldüğünden az etkili- dir. B) Dar bir çerçevede yürütülen bir araştırma uluslara- rası boyutta geçerli bilgiler sunamaz. C) Katılımcıların çeşitliliği dünya çapındaki araştırmala- rin sağlıklı sonuç verebilmesi için önemli bir kriterdir. D) Doğanın insan sağlığına olumlu etkisi birçok araştır- mada saptanmıştır. E) Doğanın, insan zihni üzerindeki etkisi yaşam stan- dartlarının farklı olduğu ülkelerde farklı sonuçlar ve- rebilir. Eleştir (1)---- Şair: -Sa dar k irlerd hard tutu bes Ele (11) Sa
4. Toplumlar, geleceklerinin teminatı yeni kuşakların kültürlü
ve iyi insanlar olmalarını vazife olarak görür. Kişileri
kültürlü ve iyi kılmak, aynı şey değildir. Bu nedenle
filozoflar, erdemli toplum için ahlak eğitimini okulun
planlı amaçlarından birisi olarak kabul eder. Dolayısıyla
gençlere kültürlü olmaları için olduğu kadar iyi karakterli,
terbiyeli ve erdemli olmaları için de eğitim sunulur. İçset
mutluluğa ulaştıracak adaletli ve merhametli olma, iyilik
yapma ve kötülükten uzak durma gibi iç içe geçmiş erdem
özellikleriyle karakter eğitimi, kişileri ahlaki olgunlaşmaya
ulaştırmayı amaçlar.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Toplumların, yeni kuşaklardan beklentileri yüksek
olduğundan onları korumayı önemsemektedir
B) Ahlaki olgunlaşma, yalnızca bir kişinin değil toplumun
ortaklaşa çalışması gereken bir kazanımdır.
C) Belli bir ruhsal olgunluğa ulaşmak isteyen toplumun
bireyleri, geçmişin bilgisine değer vermelidir.
D) Her toplum, devamlılığı için yeni nesillerin bilgili ve
ahlaki zenginlikle yetişmesine çalışır.
E) Kimlere, nerede ve nasıl davranacağını bilmek karakter
eğitimi sonucunda kazanılan bir olgunluktur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Toplumlar, geleceklerinin teminatı yeni kuşakların kültürlü ve iyi insanlar olmalarını vazife olarak görür. Kişileri kültürlü ve iyi kılmak, aynı şey değildir. Bu nedenle filozoflar, erdemli toplum için ahlak eğitimini okulun planlı amaçlarından birisi olarak kabul eder. Dolayısıyla gençlere kültürlü olmaları için olduğu kadar iyi karakterli, terbiyeli ve erdemli olmaları için de eğitim sunulur. İçset mutluluğa ulaştıracak adaletli ve merhametli olma, iyilik yapma ve kötülükten uzak durma gibi iç içe geçmiş erdem özellikleriyle karakter eğitimi, kişileri ahlaki olgunlaşmaya ulaştırmayı amaçlar. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Toplumların, yeni kuşaklardan beklentileri yüksek olduğundan onları korumayı önemsemektedir B) Ahlaki olgunlaşma, yalnızca bir kişinin değil toplumun ortaklaşa çalışması gereken bir kazanımdır. C) Belli bir ruhsal olgunluğa ulaşmak isteyen toplumun bireyleri, geçmişin bilgisine değer vermelidir. D) Her toplum, devamlılığı için yeni nesillerin bilgili ve ahlaki zenginlikle yetişmesine çalışır. E) Kimlere, nerede ve nasıl davranacağını bilmek karakter eğitimi sonucunda kazanılan bir olgunluktur.
landırınız.
Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği tek bir öykücüden
söz edilse akla ilk gelen Sait Faik'tir. İnsanın iç dün-
yasına yaratıcı yazarlığın duyumsama projektörünü
tutan Faik'i en iyi anlayan yazar da Oktay Akbal ol-
muştur. Bu, Oktay Akbal'ın Sait Faik'ten etkilendiği
yorumuna yol açsa da genellemelerin ötesindeki
ayrıntılı karşılaştırmalar bu yargının tutarsızlığını
ortaya koyacaktır. Bir yazarın izinde olmak başka,
onu anlamak başkadır. Sait Faik'inki gibi Oktay Ak-
bal'ın üslubu da şiirseldir ama Akbal'ın üslubu hiç-
bir zaman şiire dönüşmez. Sait Faik, çoğu zaman
öykü yazarken şiir yazmıştır. Bu bile Oktay Akbal'ın
Sait Faik'ten bağımsız bir öykücü olduğunu göste-
rir. Zaten adımlarını başkalarının adımlarına göre
ayarlayan sanatçı, hiçbir zaman yenilik ortaya ko-
yamaz. Birbirlerine benzerliklerinin teknik dayanağı
ise ikisinin de kendi yaşamlarını öykülerin odağına
koymalarıdır.
Özgünlü
35. Bu parçaya göre Oktay Akbal ile ilgili asıl anlatıl-
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sait Faik'in öykü anlayışına sadık kalarak öykü-
lerini yazmıştır.
B) Şiirsel coşkuya kapılarak öykülerini ince işleme-
si onun Sait Faik'ten etkilendiğinin göstergesidir.
C) Öykülerinde kurmaca dünyanın kişileri ile kendi
yaşam öyküsü birbiriyle örtüşür.
D) Başarısının temelinde şiirsel üslubu ile okurda
biyografik roman izlenimi uyandıran ben mer-
kezli anlatımı vardır.
E) Sait Faik'i çok iyi anlamışsa da kendi öykü dün-
yasını kurmayı başarmıştır.
36 Bu parçaki oltı gizili cüml
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
landırınız. Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği tek bir öykücüden söz edilse akla ilk gelen Sait Faik'tir. İnsanın iç dün- yasına yaratıcı yazarlığın duyumsama projektörünü tutan Faik'i en iyi anlayan yazar da Oktay Akbal ol- muştur. Bu, Oktay Akbal'ın Sait Faik'ten etkilendiği yorumuna yol açsa da genellemelerin ötesindeki ayrıntılı karşılaştırmalar bu yargının tutarsızlığını ortaya koyacaktır. Bir yazarın izinde olmak başka, onu anlamak başkadır. Sait Faik'inki gibi Oktay Ak- bal'ın üslubu da şiirseldir ama Akbal'ın üslubu hiç- bir zaman şiire dönüşmez. Sait Faik, çoğu zaman öykü yazarken şiir yazmıştır. Bu bile Oktay Akbal'ın Sait Faik'ten bağımsız bir öykücü olduğunu göste- rir. Zaten adımlarını başkalarının adımlarına göre ayarlayan sanatçı, hiçbir zaman yenilik ortaya ko- yamaz. Birbirlerine benzerliklerinin teknik dayanağı ise ikisinin de kendi yaşamlarını öykülerin odağına koymalarıdır. Özgünlü 35. Bu parçaya göre Oktay Akbal ile ilgili asıl anlatıl- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sait Faik'in öykü anlayışına sadık kalarak öykü- lerini yazmıştır. B) Şiirsel coşkuya kapılarak öykülerini ince işleme- si onun Sait Faik'ten etkilendiğinin göstergesidir. C) Öykülerinde kurmaca dünyanın kişileri ile kendi yaşam öyküsü birbiriyle örtüşür. D) Başarısının temelinde şiirsel üslubu ile okurda biyografik roman izlenimi uyandıran ben mer- kezli anlatımı vardır. E) Sait Faik'i çok iyi anlamışsa da kendi öykü dün- yasını kurmayı başarmıştır. 36 Bu parçaki oltı gizili cüml
XIX. yüzyılda Orta Asya'da nüfuz alanları
yaratmak ve Orta Asya hanlıklarındaki
pazarları ele geçirmek için Rusya ile
Ingiltere arasında siyasi ve özellikle eko-
nomik rekabet başladı. Rusya dışında Orta
Asya hanlıklarıyla karşılıklı elçi gönderen
tek devlet olan Osmanlı İmparatorluğu
ise her fırsatta Türkistan hanlıklarına, bir-
birlerine düşmemeleri yolunda öğütlerde
bulundu. Türkistan, XIX. yüzyılın başların-
dan itibaren Rusya ve İngiltere tarafından
istilanın ön hazırlıkları için araştırmalara
konu oldu. Çeşitli yollarla gelen Batılılar
aynı zamanda bölgenin siyasi, ekonomik
ve stratejik özelliklerini belirlemek için
ajan fonksiyonlarını icra ettiler. Çünkü
Orta Asya'nın denetimini ele geçiren ola-
ğanüstü bir ticari pazara sahip olacaktı.
Asya'nın bu bölümüne duyulan bilimsel
ve egzotik ilgi daha az olmasına rağmen,
askerî veya ekonomik istihbarat faaliyetle-
riyle başa baş ilerliyor, Orta Asya ile ilgili
raporlar ya da seyahatnameler askerî ve
ekonomik olduğu kadar, toplumsal-dinsel
alanlarda da bilgi sağlıyordu. Rusya, İran,
Hint İmparatorluğu ya da Çin'den başla-
yıp Buhara Hanlığı'nda sonlanan kervan
yollarında XIX. yüzyılda başta, yolculuk
ederken ülkeleri adına istihbarat görev-
lerini yerine getiren, Avrupa devletlerinin
sefirleri ya da olağanüstü elçileri olmak
üzere heyecan peşinde koşan maceracı-
lar da dâhil çeşit çeşit yolcu dolanıyordu.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
1.
A) Orta Asya pazarını ele geçirmek için
bazı devletlerin, arasında rekabet
yaşandığı etlerin
(B) Orta Asya toplumlarının casusluk faali-
yetleriyle zayıflatılmaya çalışıldığı
C) Orta Asya pazarının egemenliğini ele
geçirmenin stratejik bir öneme sahip
olduğu
D) Ticaret yollarında birçok kesimden
insanların yolculuk yaptığı
E
Rusya, Iran ve Hint imparatorlukları-
nin ittifak kurarak Osmanlıya karşı tek
güç olmaya çalıştığı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
XIX. yüzyılda Orta Asya'da nüfuz alanları yaratmak ve Orta Asya hanlıklarındaki pazarları ele geçirmek için Rusya ile Ingiltere arasında siyasi ve özellikle eko- nomik rekabet başladı. Rusya dışında Orta Asya hanlıklarıyla karşılıklı elçi gönderen tek devlet olan Osmanlı İmparatorluğu ise her fırsatta Türkistan hanlıklarına, bir- birlerine düşmemeleri yolunda öğütlerde bulundu. Türkistan, XIX. yüzyılın başların- dan itibaren Rusya ve İngiltere tarafından istilanın ön hazırlıkları için araştırmalara konu oldu. Çeşitli yollarla gelen Batılılar aynı zamanda bölgenin siyasi, ekonomik ve stratejik özelliklerini belirlemek için ajan fonksiyonlarını icra ettiler. Çünkü Orta Asya'nın denetimini ele geçiren ola- ğanüstü bir ticari pazara sahip olacaktı. Asya'nın bu bölümüne duyulan bilimsel ve egzotik ilgi daha az olmasına rağmen, askerî veya ekonomik istihbarat faaliyetle- riyle başa baş ilerliyor, Orta Asya ile ilgili raporlar ya da seyahatnameler askerî ve ekonomik olduğu kadar, toplumsal-dinsel alanlarda da bilgi sağlıyordu. Rusya, İran, Hint İmparatorluğu ya da Çin'den başla- yıp Buhara Hanlığı'nda sonlanan kervan yollarında XIX. yüzyılda başta, yolculuk ederken ülkeleri adına istihbarat görev- lerini yerine getiren, Avrupa devletlerinin sefirleri ya da olağanüstü elçileri olmak üzere heyecan peşinde koşan maceracı- lar da dâhil çeşit çeşit yolcu dolanıyordu. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? 1. A) Orta Asya pazarını ele geçirmek için bazı devletlerin, arasında rekabet yaşandığı etlerin (B) Orta Asya toplumlarının casusluk faali- yetleriyle zayıflatılmaya çalışıldığı C) Orta Asya pazarının egemenliğini ele geçirmenin stratejik bir öneme sahip olduğu D) Ticaret yollarında birçok kesimden insanların yolculuk yaptığı E Rusya, Iran ve Hint imparatorlukları- nin ittifak kurarak Osmanlıya karşı tek güç olmaya çalıştığı
9.
Günümüzde sağlam şiir örneklerini inceleyip onlar-
dan edinilen şiir bilgisine kendininkileri de katıp şiir
yazanların birkaçı geçmediği görülecektir. Bu yü
zeyselleşmeye, dergilerde yayımlanan şiirlerin üs
tünkörü okunup onlardan beslenilmesi neden oluyo
belki de. Bugün birbirine benzer şiirler yazılıyorsa
özgünlükten alabildiğine uzaksa şiir, nedeni bu olsa
gerek. Yayımlanan onca şiirde şairinden çok, başka
şairlerin emeklerini bulursunuz. Bireysel olması ge
reken şiir deneyimi iç içe oluyor ve birbirinin ipuçla
rını taşıyor. Rahatça denebilir ki ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına gör
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) şairler, şiir dili bilincinden yoksun olmayan şai
Jerin şiirlerini örnek almalıdır
B) şairler, dilin yaratıcı gücünün nasıl eyleme geç
rileceğini bulmalıdır
C) şairlerin çoğunun kendilerine özgü şiir deneyin
ve birikimi yoktur
şiir bilincinin oluşmaması dergilerin niteliksiz
irlerle dolmasına neden oluyor
E) şirin açıklayıcı olanakları bütünüyle kendinde
çünkü şiir sadece kendini içerir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. Günümüzde sağlam şiir örneklerini inceleyip onlar- dan edinilen şiir bilgisine kendininkileri de katıp şiir yazanların birkaçı geçmediği görülecektir. Bu yü zeyselleşmeye, dergilerde yayımlanan şiirlerin üs tünkörü okunup onlardan beslenilmesi neden oluyo belki de. Bugün birbirine benzer şiirler yazılıyorsa özgünlükten alabildiğine uzaksa şiir, nedeni bu olsa gerek. Yayımlanan onca şiirde şairinden çok, başka şairlerin emeklerini bulursunuz. Bireysel olması ge reken şiir deneyimi iç içe oluyor ve birbirinin ipuçla rını taşıyor. Rahatça denebilir ki ----. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına gör aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) şairler, şiir dili bilincinden yoksun olmayan şai Jerin şiirlerini örnek almalıdır B) şairler, dilin yaratıcı gücünün nasıl eyleme geç rileceğini bulmalıdır C) şairlerin çoğunun kendilerine özgü şiir deneyin ve birikimi yoktur şiir bilincinin oluşmaması dergilerin niteliksiz irlerle dolmasına neden oluyor E) şirin açıklayıcı olanakları bütünüyle kendinde çünkü şiir sadece kendini içerir
enmedik bir
asil benci
ybridiginin
plaganistu
azarın bel-
er eserin-
ir goruyle
şeleyerek
mek" adlı
ve onun
ara çıka-
da han-
jive il
82
14. Bu romanı ben yazdım ben, dediğini sağda solda duymuştum
gerçek
yeniden
genç yazanın. Bana da getirdi romanını. "Ben" derken
"beni kastediyordu. Okudum getirdiklerini, çağırdım
genç adam ama ben kafamı etkilemeyen yapıtlara sanat diye.
yanıma: kırmamaya da çalışarak "Sen benim kalbimi etkiledin
miyorum." dedim.
Bu parçada, ustanın verdiği cevaptan hareketle aşağıdaki
genellemelerden hangisine ulaşılabilir?
Sanatta kalıcı olmak için sanatçıların önce "Ben oldum
aygusundan kurulmaları gerekir.
B) Duygularımızı tetikleyen ancak düşüncelerimize seslen
meyen yapıtlarıp sanat değeri düşüktür.
C) Kahramanlarımı kendi düşüncelerini sergileyen kuklalar
gibi gören yazarlar, evrenselliği yakalayamaz.
D) Genç yazarlar, ulusal ve evrensel yazarları okumadan yaz-
maya başlamamalıdır.
17. Ist
Ön
Ya
E) Bir yapıtta biçimin önüne geçen konu varsa o yapıt erken
doğmuş bebeğin taşıdığı risklere sahiptir.
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
enmedik bir asil benci ybridiginin plaganistu azarın bel- er eserin- ir goruyle şeleyerek mek" adlı ve onun ara çıka- da han- jive il 82 14. Bu romanı ben yazdım ben, dediğini sağda solda duymuştum gerçek yeniden genç yazanın. Bana da getirdi romanını. "Ben" derken "beni kastediyordu. Okudum getirdiklerini, çağırdım genç adam ama ben kafamı etkilemeyen yapıtlara sanat diye. yanıma: kırmamaya da çalışarak "Sen benim kalbimi etkiledin miyorum." dedim. Bu parçada, ustanın verdiği cevaptan hareketle aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir? Sanatta kalıcı olmak için sanatçıların önce "Ben oldum aygusundan kurulmaları gerekir. B) Duygularımızı tetikleyen ancak düşüncelerimize seslen meyen yapıtlarıp sanat değeri düşüktür. C) Kahramanlarımı kendi düşüncelerini sergileyen kuklalar gibi gören yazarlar, evrenselliği yakalayamaz. D) Genç yazarlar, ulusal ve evrensel yazarları okumadan yaz- maya başlamamalıdır. 17. Ist Ön Ya E) Bir yapıtta biçimin önüne geçen konu varsa o yapıt erken doğmuş bebeğin taşıdığı risklere sahiptir. Diğer sayfaya geçiniz
6
20/ 1950'lerde dünyada yıllık olarak yaklaşık 1,5
milyon ton plastik üretiliyordu. 2017'ye-gelin-
diğinde bu miktar katlanarak arttı ve 300 mil-
yon tonun üzerine çıktı. Plastik, çok yönlü ve
dayanıklı bir madde olması sebebiyle gida pa-
ketlerinde, temizlik ürünlerinde, taşıtlarda ve
hatta yapı malzemelerinde sıklıkla
kullanılıyor.
Fakat plastiği kullanma biçimimiz, gezegen için
sürdürülebilir değil ve önemli bir kirlilik kaynağı
hâline gelmiş durumda. Bunun sebebiyse plas-
tiğin hiçbir zaman tamamen ayrışmaması. Plas-
tik, nihayetinde sadece mikroplastik adı verilen
ufak parçalara ayrışıyor. Bu plastik parçaları
çok küçük olduğundan (5 milimetreden ufak)
hava ile taşınabiliyor, okyanus tabanında biri-
kebiliyor veya besin zincirine karışabiliyor. Mik-
roplastikler her yerde bulunduğundan, insan-
ların da bunlara maruz kalması şaşırtıcı değil.
Fakat sağlığımız üzerindeki etkileri konusunda
hâlen bilinmeyen çok şey var.
Bu parçada plastiklerle ilgili aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A Yaygın kullanım alanlarına
BUretiminin yaklaşık 70 yılda, 200 kat arttığına
Kullanılma biçiminin kirlilik yarattığına
DBoyutlarının ne kadar ufak olduğuna
E) Hiçbir zaman) tamamen ayrıştırılamadığına
QÖZDEBİR YAYI
$
1
}
$
1
{
1
1
1
1
1
1
1
}
}
1
$
$
1
#
{
{
1
t
}
3
}
1
3
}
}
1
1
1
1
1
1
1
I
1
1
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6 20/ 1950'lerde dünyada yıllık olarak yaklaşık 1,5 milyon ton plastik üretiliyordu. 2017'ye-gelin- diğinde bu miktar katlanarak arttı ve 300 mil- yon tonun üzerine çıktı. Plastik, çok yönlü ve dayanıklı bir madde olması sebebiyle gida pa- ketlerinde, temizlik ürünlerinde, taşıtlarda ve hatta yapı malzemelerinde sıklıkla kullanılıyor. Fakat plastiği kullanma biçimimiz, gezegen için sürdürülebilir değil ve önemli bir kirlilik kaynağı hâline gelmiş durumda. Bunun sebebiyse plas- tiğin hiçbir zaman tamamen ayrışmaması. Plas- tik, nihayetinde sadece mikroplastik adı verilen ufak parçalara ayrışıyor. Bu plastik parçaları çok küçük olduğundan (5 milimetreden ufak) hava ile taşınabiliyor, okyanus tabanında biri- kebiliyor veya besin zincirine karışabiliyor. Mik- roplastikler her yerde bulunduğundan, insan- ların da bunlara maruz kalması şaşırtıcı değil. Fakat sağlığımız üzerindeki etkileri konusunda hâlen bilinmeyen çok şey var. Bu parçada plastiklerle ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A Yaygın kullanım alanlarına BUretiminin yaklaşık 70 yılda, 200 kat arttığına Kullanılma biçiminin kirlilik yarattığına DBoyutlarının ne kadar ufak olduğuna E) Hiçbir zaman) tamamen ayrıştırılamadığına QÖZDEBİR YAYI $ 1 } $ 1 { 1 1 1 1 1 1 1 } } 1 $ $ 1 # { { 1 t } 3 } 1 3 } } 1 1 1 1 1 1 1 I 1 1 1
gel
On
an
V
TYT / Türkçe
19. Aydınlanma fikriyle birlikte Batı toplumunda XVII ve XVIII.
yüzyıllarda büyük bir atılım gerçekleşti. Akılcı ve deneysel
düşünceyi; geleneksel ve değişmez kabul edilen
varsayımlardan uzaklaştırma, ön yargılardan ve ideolojilerden
özgürleştirme adına yeni düşünce sistemleri geliştirildi.
Avrupa toplumu modernleşme yolunda ilk adımını bu fikirle
atmış oldu. Genel olarak insanın kendi yaşamını
düzenlemesini yeniden gündeme almış, hem düşüncenin
hem toplumsal yaşamın köklü değişimlere uğrayacağı bir
sürecin fikri felsefi başlatıcısı olmuştur. Deney ve gözlem
aklın uygulama araçlanı olarak bu dönemde bilimsel
yöntemin ilkeleri biçiminde ortaya çıkmış ve doğa
bilimlerinde önemli gelişmelere kaynaklık etmiştir. Newton ve
Kopernik ile tüm bir evren-dünya kavrayışı değişime uğramış,
Descartes ve Kant gibi isimlerle bu değişen zihniyetin felsefi
düşüncesi geliştirilmiştir. İnsanlık yeni bir çağın gelişini ve
gelişimini âdeta kutlamıştır.
Bu parçadan hareketle söz edilen aydınlanma ile ilgili
aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Batı toplumlarında belli dönemde ilerleme sağlamıştır.
B) Rasyonalist deneyciliği geleneksellikten ve ön yargılardan
uzaklaştırmıştır.
C) Avrupa'da modernleşme düşüncesini başlatan sürecin
tetikleyicisi olmuştur.
D) Hem birey hem toplum yaşamındaki köklü değişimlerin
düşünsel altyapısım başlatmıştır.
E) Aklın uygulama araçlarının önemli bilim insanlarınca
model alınmasını sağlamıştır.
20. Uyku häline
tekrar uyku
fizyolojik o
değerlend
bireylerde
Araştırman
psikolojik
psikolojik
gösterme
olmadığı
Bu sorun
eden
rutinlerd
bu hast
ruh dur
değiştin
Aşağıc
destek
tonguç kampus
A) Uyl
olu
B) Uy
ya
C) U
d
D) A
y
E) E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
gel On an V TYT / Türkçe 19. Aydınlanma fikriyle birlikte Batı toplumunda XVII ve XVIII. yüzyıllarda büyük bir atılım gerçekleşti. Akılcı ve deneysel düşünceyi; geleneksel ve değişmez kabul edilen varsayımlardan uzaklaştırma, ön yargılardan ve ideolojilerden özgürleştirme adına yeni düşünce sistemleri geliştirildi. Avrupa toplumu modernleşme yolunda ilk adımını bu fikirle atmış oldu. Genel olarak insanın kendi yaşamını düzenlemesini yeniden gündeme almış, hem düşüncenin hem toplumsal yaşamın köklü değişimlere uğrayacağı bir sürecin fikri felsefi başlatıcısı olmuştur. Deney ve gözlem aklın uygulama araçlanı olarak bu dönemde bilimsel yöntemin ilkeleri biçiminde ortaya çıkmış ve doğa bilimlerinde önemli gelişmelere kaynaklık etmiştir. Newton ve Kopernik ile tüm bir evren-dünya kavrayışı değişime uğramış, Descartes ve Kant gibi isimlerle bu değişen zihniyetin felsefi düşüncesi geliştirilmiştir. İnsanlık yeni bir çağın gelişini ve gelişimini âdeta kutlamıştır. Bu parçadan hareketle söz edilen aydınlanma ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Batı toplumlarında belli dönemde ilerleme sağlamıştır. B) Rasyonalist deneyciliği geleneksellikten ve ön yargılardan uzaklaştırmıştır. C) Avrupa'da modernleşme düşüncesini başlatan sürecin tetikleyicisi olmuştur. D) Hem birey hem toplum yaşamındaki köklü değişimlerin düşünsel altyapısım başlatmıştır. E) Aklın uygulama araçlarının önemli bilim insanlarınca model alınmasını sağlamıştır. 20. Uyku häline tekrar uyku fizyolojik o değerlend bireylerde Araştırman psikolojik psikolojik gösterme olmadığı Bu sorun eden rutinlerd bu hast ruh dur değiştin Aşağıc destek tonguç kampus A) Uyl olu B) Uy ya C) U d D) A y E) E
(OSYM KÖŞESİ.
6. Bir antropolog olarak antropolojinin yöntemlerini, kendi
kültürüme bakıp içinde yaşadığım dünyayı incelemek için
kullanmaya karar verdim. Sayıları gittikçe artan şirket
antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir şeyler
bulmak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok.
Yapmamız gereken, bu betondan ormanda insanların iş
dünyasında ayakta kalmak için hangi rekabet içgüdülerine
güvendiklerine, bireysel ve örgütsel hareketlerinde ne tür
davranış kalıplarını benimsediklerine odaklanmak.
ÇIKMIŞ SORU
1. Sanayileşmemiş bölgelerdeki yerli halkların
kültürleriyle şehir kültürü arasındaki farklar
II. Kurumsallaşmış şirketlerdeki çalışanların bireysel
başarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için
geliştirdiği stratejiler
III. Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü
geliştirmesini sağlayan kişisel ve sosyal dinamikler
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen
kişinin çalışma alanına girer?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
00₁
II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
TYT - 2020
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
(OSYM KÖŞESİ. 6. Bir antropolog olarak antropolojinin yöntemlerini, kendi kültürüme bakıp içinde yaşadığım dünyayı incelemek için kullanmaya karar verdim. Sayıları gittikçe artan şirket antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir şeyler bulmak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok. Yapmamız gereken, bu betondan ormanda insanların iş dünyasında ayakta kalmak için hangi rekabet içgüdülerine güvendiklerine, bireysel ve örgütsel hareketlerinde ne tür davranış kalıplarını benimsediklerine odaklanmak. ÇIKMIŞ SORU 1. Sanayileşmemiş bölgelerdeki yerli halkların kültürleriyle şehir kültürü arasındaki farklar II. Kurumsallaşmış şirketlerdeki çalışanların bireysel başarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için geliştirdiği stratejiler III. Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü geliştirmesini sağlayan kişisel ve sosyal dinamikler Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin çalışma alanına girer? A) Yalnız I B) Yalnız II 00₁ II ve III C) I ve III E) I, II ve III TYT - 2020
büyüklüğünü bir daha kanıtlamıştır.
O
6. Mahmut Kâhya geniş omuzlu, uzun boylu iri yarı bir adamdı.
Yüzündeki kırışıkları ve gözlerindeki yılların verdiği
yorgunluğu görmeden ona bir yaş biçmek oldukça zordu.
Bahçedeki ağaçlara gözü gibi bakıyordu. Saat öğleyi epey
geçmişti. Hâlâ çalışıyordu. Şeftali ağacının altındaki yabani
otları çapaladı. Sıra ağacın dallarına gelmişti. Belindeki
budak makasını entari kumaşını istediği biçimde biçen bir
terzi kadar ustaca kullandı. Ağacın uzun dallarını biçti. Ona
göre makasına ve ustalığına bir değer biçmek imkânsızdı.
O, makasla ağaçlara hayat verdiğine inanıyordu.
Bu parçada "biçmek" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan
hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır?
A) Fiyat belirlemek
B) Boydan kısaltmak
Tahmin etmek
D) Makasla kesmek
E) Eksiltmek
21030043 TYT
tonguç kam
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
büyüklüğünü bir daha kanıtlamıştır. O 6. Mahmut Kâhya geniş omuzlu, uzun boylu iri yarı bir adamdı. Yüzündeki kırışıkları ve gözlerindeki yılların verdiği yorgunluğu görmeden ona bir yaş biçmek oldukça zordu. Bahçedeki ağaçlara gözü gibi bakıyordu. Saat öğleyi epey geçmişti. Hâlâ çalışıyordu. Şeftali ağacının altındaki yabani otları çapaladı. Sıra ağacın dallarına gelmişti. Belindeki budak makasını entari kumaşını istediği biçimde biçen bir terzi kadar ustaca kullandı. Ağacın uzun dallarını biçti. Ona göre makasına ve ustalığına bir değer biçmek imkânsızdı. O, makasla ağaçlara hayat verdiğine inanıyordu. Bu parçada "biçmek" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? A) Fiyat belirlemek B) Boydan kısaltmak Tahmin etmek D) Makasla kesmek E) Eksiltmek 21030043 TYT tonguç kam
de koru-
-9-
28. Edebiyatçılar, günümüzde edebiyat yapmaktan kurtulmaya
çalışıyor artık. Buna karşılık okuyucuların birçoğu da yazar-
lardan daha çok edebiyatçı oluyor, şairlerden daha çok şai-
rane düşünüyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Okuyucuların edebiyat yapmaya devam ettiği
B) Okuyucuların kendilerini edebiyatçı zannettiği
Edebiyatçıların süslü sözler söylemekten kurtulmaya ça-
lıştıkları
D) Edebiyatçıların yaklaşımlarında değişiklikler olduğu
E) Edebiyatın gerçek kimliğinden uzaklaştığı
E
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
de koru- -9- 28. Edebiyatçılar, günümüzde edebiyat yapmaktan kurtulmaya çalışıyor artık. Buna karşılık okuyucuların birçoğu da yazar- lardan daha çok edebiyatçı oluyor, şairlerden daha çok şai- rane düşünüyor. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Okuyucuların edebiyat yapmaya devam ettiği B) Okuyucuların kendilerini edebiyatçı zannettiği Edebiyatçıların süslü sözler söylemekten kurtulmaya ça- lıştıkları D) Edebiyatçıların yaklaşımlarında değişiklikler olduğu E) Edebiyatın gerçek kimliğinden uzaklaştığı E Diğer sayfaya geçiniz.
rama,
mesini
sanat
n sa-
için
rine
Son
-ve-
edri
ni,
nu
di.
in
ca
A
A
A
27. Avangart (öncü) sanatçının toplumsal rolü, izleyicinin algısını
ve anlayışını genişletmektir. Fakat öte yandan sanatçı, izle-
yiciye bu konuda baskı uyguladığında izleyici kitlesi uysal bir
biçimde sanatçıya boyun eğerse sanatçıyı besleyecek olan
diyalektik çatışma gerçekleşmeyecektir. İzleyicinin sanatçıya
boyun eğmesinden dolayı gerçekleşmeyen çatışma nedeniy-
le sanatçının etkisi yok olacaktır. Sanatçı, sanatı için özsel
olan bireysellik ve mesafeyi, toplum tarafından onaylandı-
ğında veya toplumdan dışlanıp reddedildiğinde koruyamaz.
Çünkü sanatçı onaylandığında toplumun içinde eriyerek
eleştiri için aldığı mesafe yok olur, tamamen dışlandığında
ise görmezden gelinerek yok sayılır. Böyle olunca sanatçı
mesajını iletemez. Avangart sanatçı, çok ince bir ip üzerinde
yürümektedir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Toplumun algılamasını ve anlayışını geliştirmek, sanat-
çının ana görevidir.
B) Sanatçı, mesajını iletmek için toplumla arasındaki me-
safeyi iyi şekilde korumalıdır.
C) Sanatçının etkisini koruması, karşısındakiyle çatışma
yaşamasına bağlıdır.
D) Toplum tarafından benimsenen sanatçının düşünceleri
daha çabuk benimsenmektedir.
E) Sanatçının yaratıcılığını besleyen en önemli unsur, se-
yirci ile yaşadığı çatışmadır.
B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
rama, mesini sanat n sa- için rine Son -ve- edri ni, nu di. in ca A A A 27. Avangart (öncü) sanatçının toplumsal rolü, izleyicinin algısını ve anlayışını genişletmektir. Fakat öte yandan sanatçı, izle- yiciye bu konuda baskı uyguladığında izleyici kitlesi uysal bir biçimde sanatçıya boyun eğerse sanatçıyı besleyecek olan diyalektik çatışma gerçekleşmeyecektir. İzleyicinin sanatçıya boyun eğmesinden dolayı gerçekleşmeyen çatışma nedeniy- le sanatçının etkisi yok olacaktır. Sanatçı, sanatı için özsel olan bireysellik ve mesafeyi, toplum tarafından onaylandı- ğında veya toplumdan dışlanıp reddedildiğinde koruyamaz. Çünkü sanatçı onaylandığında toplumun içinde eriyerek eleştiri için aldığı mesafe yok olur, tamamen dışlandığında ise görmezden gelinerek yok sayılır. Böyle olunca sanatçı mesajını iletemez. Avangart sanatçı, çok ince bir ip üzerinde yürümektedir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Toplumun algılamasını ve anlayışını geliştirmek, sanat- çının ana görevidir. B) Sanatçı, mesajını iletmek için toplumla arasındaki me- safeyi iyi şekilde korumalıdır. C) Sanatçının etkisini koruması, karşısındakiyle çatışma yaşamasına bağlıdır. D) Toplum tarafından benimsenen sanatçının düşünceleri daha çabuk benimsenmektedir. E) Sanatçının yaratıcılığını besleyen en önemli unsur, se- yirci ile yaşadığı çatışmadır. B
A
A
24. Yem tüketiminin artması, süt protein içeriğinin %2 - 3 ora-
nında artmasına neden olduğu, bu artışın pozitif enerji den-
gesinden ileri geldiği düşünülmektedir. Yüksek verimli süt
sığırlarının günlük kuru madde tüketimi canlı ağırlıklarının
%3,5 4'ü arasında yer alıp eğer hayvanın günlük kuru
madde tüketimi bu değerden düşük seviyelerde seyreder-
se süt verimi daha düşük olur. Erken laktasyon döneminde
yem tüketimindeki artış, hayvanın pik süt verim döneminde
kalma süresini arttırır. Yağlı hayvanlarda daha zayıf olanla-
ra göre yavrulama döneminde iştah problemleri görülebilir.
Bu husus, pik süt verim dönemine ulaşmayı geciktirir. Bu
durumda hayvanların günlük yem tüketimlerinin, süt verim-
lerinin, bakım ve besleme şartlarının, süt bileşiminin sürekli
kontrol altında tutulması ekonomik açıdan en önemli husus-
lardandır. Süt sığırlarında yem tüketiminin normal devamını
sağlamak için yemleme düzeni ve sıklığı, çevre sıcaklığı,
değişiklikleri, sosyal ilişkiler ve gruplama stratejileri gibi ko-
nulara önem verilmelidir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A) Sütteki yağ kalitesinin artırılmasında modern yem kulla-
niminin öncelendiği
B) Yağ oranı yüksek olan hayvanlara daha az yağ yapıcı
yemler verildiği
Zayıf hayvanlardaki iştah açıklığının aşırı yem tüketi-
minden kaynaklandığı
D) Yavrulama döneminde hayvandaki iştah probleminin süt
verimini etkilediği
E) Süt sığırcılığında verimin kontrolünü sağlamak için ilgili
kurumlarla iş birliği yapıldığı
D
A
25.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A A 24. Yem tüketiminin artması, süt protein içeriğinin %2 - 3 ora- nında artmasına neden olduğu, bu artışın pozitif enerji den- gesinden ileri geldiği düşünülmektedir. Yüksek verimli süt sığırlarının günlük kuru madde tüketimi canlı ağırlıklarının %3,5 4'ü arasında yer alıp eğer hayvanın günlük kuru madde tüketimi bu değerden düşük seviyelerde seyreder- se süt verimi daha düşük olur. Erken laktasyon döneminde yem tüketimindeki artış, hayvanın pik süt verim döneminde kalma süresini arttırır. Yağlı hayvanlarda daha zayıf olanla- ra göre yavrulama döneminde iştah problemleri görülebilir. Bu husus, pik süt verim dönemine ulaşmayı geciktirir. Bu durumda hayvanların günlük yem tüketimlerinin, süt verim- lerinin, bakım ve besleme şartlarının, süt bileşiminin sürekli kontrol altında tutulması ekonomik açıdan en önemli husus- lardandır. Süt sığırlarında yem tüketiminin normal devamını sağlamak için yemleme düzeni ve sıklığı, çevre sıcaklığı, değişiklikleri, sosyal ilişkiler ve gruplama stratejileri gibi ko- nulara önem verilmelidir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Sütteki yağ kalitesinin artırılmasında modern yem kulla- niminin öncelendiği B) Yağ oranı yüksek olan hayvanlara daha az yağ yapıcı yemler verildiği Zayıf hayvanlardaki iştah açıklığının aşırı yem tüketi- minden kaynaklandığı D) Yavrulama döneminde hayvandaki iştah probleminin süt verimini etkilediği E) Süt sığırcılığında verimin kontrolünü sağlamak için ilgili kurumlarla iş birliği yapıldığı D A 25.