Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

15. Garry Chapman'a göre her insanın birbirinden farklı bir sevgi di-
li vardır. Nasıl ki dil bilmeden çevremizdekilerle iletişim kuramı-
yorsak sevginin dilini bilmeden de karşımızdakine sevgimizi gös-
teremeyiz., Sevdiğimiz kişi bundan adı gibi emin olsa bile bunu
bize sorduğunda onu ne kadar sevdiğimizi ve ona değer verdiği-
mizi haykırarak söylemeliyiz. Sevdiğimiz insanla kaliteli zaman
geçirerek birbirimizi daha iyi tanıyıp anlamamızı sağlayacak et-
kinlikler düzenlemeliyiz. Bazen de küçük ya da büyük olması fark
etmez, çam sakızı çoban armağanı, onun gönlünü alacak ve ken-
disini özel hissederek düşünüldüğünü hissetmesini sağlayacak
şeyler de sipariş edebiliriz. Klasik olsa bile bunun en güzeli bir
demet çiçek olsa gerek.
1. Onay sözleri
M. Hediye alma
II. Nitelikli beraberlik
IV. Değişime açık olma
Kronometreni aç!
Bu parçada yukarıdakilerden hangileriyle ilgili bir vurgu yapıl-
mamıştır?
Yalnız 1
Yalnız III
C) Yalnız IV
I ve Ill
E II ve IV
c
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. Garry Chapman'a göre her insanın birbirinden farklı bir sevgi di- li vardır. Nasıl ki dil bilmeden çevremizdekilerle iletişim kuramı- yorsak sevginin dilini bilmeden de karşımızdakine sevgimizi gös- teremeyiz., Sevdiğimiz kişi bundan adı gibi emin olsa bile bunu bize sorduğunda onu ne kadar sevdiğimizi ve ona değer verdiği- mizi haykırarak söylemeliyiz. Sevdiğimiz insanla kaliteli zaman geçirerek birbirimizi daha iyi tanıyıp anlamamızı sağlayacak et- kinlikler düzenlemeliyiz. Bazen de küçük ya da büyük olması fark etmez, çam sakızı çoban armağanı, onun gönlünü alacak ve ken- disini özel hissederek düşünüldüğünü hissetmesini sağlayacak şeyler de sipariş edebiliriz. Klasik olsa bile bunun en güzeli bir demet çiçek olsa gerek. 1. Onay sözleri M. Hediye alma II. Nitelikli beraberlik IV. Değişime açık olma Kronometreni aç! Bu parçada yukarıdakilerden hangileriyle ilgili bir vurgu yapıl- mamıştır? Yalnız 1 Yalnız III C) Yalnız IV I ve Ill E II ve IV c 1
en
sa
iş
m
le
wu
si
1-
mi
27. Engin bilgisine, akıl dolu araştırma ve akıl yürüt-
melerine karşın pratiğin insanıydı Eyüboğlu. Aktar-
macı, ezberci, yaşama kapalı öğretimin zararlarını
iyi bilirdi. Bu nedenle Köy Enstitülerinin daha kurulu-
şundan itibaren "iş başında edinilen, yaşanılan" bil-
gilerin verildiği Köy Enstitülerine koşup İsmail Hakkı
Tonguç'un yakın dostu ve yardımcısı oldu. Yeni Tür-
kiye'nin yaratılmasında eğitimin ve öğretmenin öne-
mini bildiği için bu konuda çabaladı. Yeni bir eğitim,
yeni tip öğrenci ve öğretmen tipinin yaratılmasında,
bilimin, sanatın, dayanışmacı ahlakının baş tacı ya-
pılmasında, eğitimin laik anlayışla sürdürülmesinde
canla başla çalıştı. Onlar sayesinde eğitim-öğretim,
bir emek işi, üreterek, anlayarak öğrenme işi; bilgi
soyut bir zihinsel hazine değil, üretmeye dönük bir
somut değer oldu.
Bu parçada Sabahattin Eyüboğlu'yla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Egitimin, yaşamda yararlı bir karşılığının olması
gerektiğine inanmış bir insandır.
Teori ve pratiğin eğitimin vazgeçilmez iki yönü
olduğunu savunmuştur.
C) Yaşanarak öğrenilen bilginin, yeni insan tipini A
yaratacağına inanmıştır.
D) Türkiye'nin eğitim süreçlerinde dayanışmacı in- N
san tiplerini oluşturmayı hedeflemiştir.
E) Eğitimde geleneksel kültür ögelerine sarılarak
yeni ve yerli bir eğitim sisteminin temellerini at-
mıştır.
E
R
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
en sa iş m le wu si 1- mi 27. Engin bilgisine, akıl dolu araştırma ve akıl yürüt- melerine karşın pratiğin insanıydı Eyüboğlu. Aktar- macı, ezberci, yaşama kapalı öğretimin zararlarını iyi bilirdi. Bu nedenle Köy Enstitülerinin daha kurulu- şundan itibaren "iş başında edinilen, yaşanılan" bil- gilerin verildiği Köy Enstitülerine koşup İsmail Hakkı Tonguç'un yakın dostu ve yardımcısı oldu. Yeni Tür- kiye'nin yaratılmasında eğitimin ve öğretmenin öne- mini bildiği için bu konuda çabaladı. Yeni bir eğitim, yeni tip öğrenci ve öğretmen tipinin yaratılmasında, bilimin, sanatın, dayanışmacı ahlakının baş tacı ya- pılmasında, eğitimin laik anlayışla sürdürülmesinde canla başla çalıştı. Onlar sayesinde eğitim-öğretim, bir emek işi, üreterek, anlayarak öğrenme işi; bilgi soyut bir zihinsel hazine değil, üretmeye dönük bir somut değer oldu. Bu parçada Sabahattin Eyüboğlu'yla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Egitimin, yaşamda yararlı bir karşılığının olması gerektiğine inanmış bir insandır. Teori ve pratiğin eğitimin vazgeçilmez iki yönü olduğunu savunmuştur. C) Yaşanarak öğrenilen bilginin, yeni insan tipini A yaratacağına inanmıştır. D) Türkiye'nin eğitim süreçlerinde dayanışmacı in- N san tiplerini oluşturmayı hedeflemiştir. E) Eğitimde geleneksel kültür ögelerine sarılarak yeni ve yerli bir eğitim sisteminin temellerini at- mıştır. E R
1.
KARA KL
KİTAPLA
Arkeoloji, genel kanının aksine salt meraktan doğmamış-
tır. Bir inancın etkisiyle kazı yapanları arkeolog olarak ta-
nımlamak da yanlıştır. Örneğin Babil Krali Nabonidus'un,
MÖ VI. yüzyılda, kutsal saydığı Sargon'a adanmış tapina-
ğa ait kazı yaptırması ve burada bulunan Sargon'un hey-
kelini onartıp bir süre sergilemiş olması, bu çalışmayı ar-
keolojik çalışma yapmaz. Ayrıca belirli eserleri, ilginç veya
değerli gördüklerinden koleksiyoncu gibi toplayan kişileri
veya coğrafi keşifler adı altında işgal ettikleri topraklarda
buldukları değerli madenleri ülkelerine götüren Avrupalı
kâşifler de arkeolojinin şafağını müjdeleyenler arasında
sayılamaz. Arkeoloji öncelikle geçmişe sorular sorarak
başlar ve kanıt arar. Örneğin Orta Çağ'da büyük bir kültü-
rel gerileme yaşayan Batı Avrupa'da, Hristiyanlıktan önce
var olduğu bilinen Roma kültürünün gelişmiş olup olma-
dığı sorusu, bir bilim dalı olarak arkeolojiyi tetikleyen sü-
reçlerden biridir. Bu soruyu yanıtlamak amacıyla yapılan
kazıların sonucunda Roma döneminin görkemli heykelleri
ve yazıtları ortaya çıkarılmıştır. İmparatorluktan ayrılan
topluluklar, uluslarının Roma-Germen İmparatorluğu'nun
kurulmasından önce de var olduğunu kanıtlamak ve böy-
lelikle ulus bilincini oluşturmak için yaptıkları kazılarla ar-
keoloji bilimine katkıda bulunmuştur. Dilbilimin kurucusu
Saussure, Hint-Avrupa dilleri üzerine yaptığı incelemeler
sırasında o güne dek varlığı bilinmeyen bir dili, Hititçeyi
ortaya çıkarınca tarihsel sıralamada, Mısır ve Mezopo-
tamya'daki ilk uygarlıklarla Antik Yunan arasında bir bü-
yük uygarlık daha olup olmadığı sorusu sorulmuş ve bunu
izleyen arkeolojik kazılar, Hitit Uygarlığı'nın keşfini sağla-
mıştır. Görüldüğü gibi ulusal, antropolojik veya dil bilimsel
gibi farklı arkeolojiler doğmuştur. Arkeolojik kazılarla elde
edilen bulgular, yeni sorular doğurmuş ve konuya olan
merakı artırmıştır.
Bu parçada altı çizili sözle kâşifler ve koleksiyoncu-
lar hakkında anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
Arkeolojinin gelişmesini sağlayan kişilerden olmamış-
lardır.
B) Yaptıklarıyla arkeolojinin ortaya çıkmasını sağlama-
mışlardır.
INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI AR INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI INFORMAL YAYINLARI
C) Zevk ve maddi kazanç için arkeolojinin ilerlemesini en-
gellemişlerdir.
D) Arkeolojinin doğumuna tanıklık etmeyi kabul etmemiş-
Merdir.
E Arkeolojinin ortaya çıkmasına sebep olduklarının farkı-
ha varmamışlardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. KARA KL KİTAPLA Arkeoloji, genel kanının aksine salt meraktan doğmamış- tır. Bir inancın etkisiyle kazı yapanları arkeolog olarak ta- nımlamak da yanlıştır. Örneğin Babil Krali Nabonidus'un, MÖ VI. yüzyılda, kutsal saydığı Sargon'a adanmış tapina- ğa ait kazı yaptırması ve burada bulunan Sargon'un hey- kelini onartıp bir süre sergilemiş olması, bu çalışmayı ar- keolojik çalışma yapmaz. Ayrıca belirli eserleri, ilginç veya değerli gördüklerinden koleksiyoncu gibi toplayan kişileri veya coğrafi keşifler adı altında işgal ettikleri topraklarda buldukları değerli madenleri ülkelerine götüren Avrupalı kâşifler de arkeolojinin şafağını müjdeleyenler arasında sayılamaz. Arkeoloji öncelikle geçmişe sorular sorarak başlar ve kanıt arar. Örneğin Orta Çağ'da büyük bir kültü- rel gerileme yaşayan Batı Avrupa'da, Hristiyanlıktan önce var olduğu bilinen Roma kültürünün gelişmiş olup olma- dığı sorusu, bir bilim dalı olarak arkeolojiyi tetikleyen sü- reçlerden biridir. Bu soruyu yanıtlamak amacıyla yapılan kazıların sonucunda Roma döneminin görkemli heykelleri ve yazıtları ortaya çıkarılmıştır. İmparatorluktan ayrılan topluluklar, uluslarının Roma-Germen İmparatorluğu'nun kurulmasından önce de var olduğunu kanıtlamak ve böy- lelikle ulus bilincini oluşturmak için yaptıkları kazılarla ar- keoloji bilimine katkıda bulunmuştur. Dilbilimin kurucusu Saussure, Hint-Avrupa dilleri üzerine yaptığı incelemeler sırasında o güne dek varlığı bilinmeyen bir dili, Hititçeyi ortaya çıkarınca tarihsel sıralamada, Mısır ve Mezopo- tamya'daki ilk uygarlıklarla Antik Yunan arasında bir bü- yük uygarlık daha olup olmadığı sorusu sorulmuş ve bunu izleyen arkeolojik kazılar, Hitit Uygarlığı'nın keşfini sağla- mıştır. Görüldüğü gibi ulusal, antropolojik veya dil bilimsel gibi farklı arkeolojiler doğmuştur. Arkeolojik kazılarla elde edilen bulgular, yeni sorular doğurmuş ve konuya olan merakı artırmıştır. Bu parçada altı çizili sözle kâşifler ve koleksiyoncu- lar hakkında anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? Arkeolojinin gelişmesini sağlayan kişilerden olmamış- lardır. B) Yaptıklarıyla arkeolojinin ortaya çıkmasını sağlama- mışlardır. INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI AR INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI INFORMAL YAYINLARI C) Zevk ve maddi kazanç için arkeolojinin ilerlemesini en- gellemişlerdir. D) Arkeolojinin doğumuna tanıklık etmeyi kabul etmemiş- Merdir. E Arkeolojinin ortaya çıkmasına sebep olduklarının farkı- ha varmamışlardır.
Paragraf
5. Bu dünyaya gereğinden çok bağlanmamalı.
Öyle, öyle! Ama o böyle düşünmezdi ki! Ölüm
şiirlerine kızardı, yaşamadan kopmayı anla-
mazdı. Insanları sevmenin bu dünyayı sev-
mek, bu yaşamı daha güzel kılmak, bu amaç-
la çalışmak, didinmek olduğuna inanırdı Sa-
natta, edebiyatta gerçekçilikten yanaydı Aşı-
ri duygular, düşler, kişiyi zincirler, özgürlükten
uzaklaştırır, derdi. İşte en sevdiği söz "Sanat
hayatın bilinci, eleştiri de bu bilincin bilincidir
Öyleyse birakmalı ölümle yaşamla ilgili buna-
limları.
Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Duygu ve düşünceleri savunurken ölçülü
davranmaya özen gösterir.
B Dünyaya bağlanmak istemez.
C) Kendi çıkarları için çabalamakta israrcı-
dır.
D) Bunalımdan kurtulmaya çalışmaz.
E) Sanatta her zaman soyut konulara yöne-
lir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Paragraf 5. Bu dünyaya gereğinden çok bağlanmamalı. Öyle, öyle! Ama o böyle düşünmezdi ki! Ölüm şiirlerine kızardı, yaşamadan kopmayı anla- mazdı. Insanları sevmenin bu dünyayı sev- mek, bu yaşamı daha güzel kılmak, bu amaç- la çalışmak, didinmek olduğuna inanırdı Sa- natta, edebiyatta gerçekçilikten yanaydı Aşı- ri duygular, düşler, kişiyi zincirler, özgürlükten uzaklaştırır, derdi. İşte en sevdiği söz "Sanat hayatın bilinci, eleştiri de bu bilincin bilincidir Öyleyse birakmalı ölümle yaşamla ilgili buna- limları. Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Duygu ve düşünceleri savunurken ölçülü davranmaya özen gösterir. B Dünyaya bağlanmak istemez. C) Kendi çıkarları için çabalamakta israrcı- dır. D) Bunalımdan kurtulmaya çalışmaz. E) Sanatta her zaman soyut konulara yöne- lir.
yazarın
evginin
sevme
eserle-
a oluş-
vranış-
ği can-
stenen
dikten
daki-
R YAYINLARI
PARAGRAFINYARDIMCIDUŞUNCELE
çalışma
7. Alexandre Dumas'nın başarısının sırrı hiç durmadan
sıydı. Dumas 200 kitap, tiyatro oyunu, öykü, gezi rehberi v
zete haberine imzasını attı. Çoğunlukla tarihî olaylar, suçlar
skandallarla dolu hikâyeler anlatan Dumas, çağdaşları olan Ba
zac ve Dickens'ın gerçekçi romanlarının aksine, okuru yoks
kenar mahallelere değil, hep geriye, 17-18. yüzyılların görkem
li yaşantısına götürdü. Romanları için tarihî araştırmalar yapma
sına rağmen akıcı ve çarpıcı bir hikâye uğruna gerçekleri o
pitmaktan çekinmedi. Bundan dolayı fazla melodramatik olmal
la eleştirildi. Ancak okurların bu durumdan hiç şikâyeti yok
onlar olayın akışına kendilerini kaptırıp gitmişti.
çal
Bu parçadan Alexandre Dumas'yla ilgili olarak aşağıdaki
lerden hangisine ulaşılamaz?
A) Ele aldığı konularla çağdaşı yazarlardan ayrıldığına
B) Yapıtlarında kendi görüşlerini açık açık dile getirdiğine
C) Okurlarca beğenildiğine
D) Tarihî konuları ele alış tarzıyla eleştirildiğine
CE) Üretken bir yazar olduğuna
PARA
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
yazarın evginin sevme eserle- a oluş- vranış- ği can- stenen dikten daki- R YAYINLARI PARAGRAFINYARDIMCIDUŞUNCELE çalışma 7. Alexandre Dumas'nın başarısının sırrı hiç durmadan sıydı. Dumas 200 kitap, tiyatro oyunu, öykü, gezi rehberi v zete haberine imzasını attı. Çoğunlukla tarihî olaylar, suçlar skandallarla dolu hikâyeler anlatan Dumas, çağdaşları olan Ba zac ve Dickens'ın gerçekçi romanlarının aksine, okuru yoks kenar mahallelere değil, hep geriye, 17-18. yüzyılların görkem li yaşantısına götürdü. Romanları için tarihî araştırmalar yapma sına rağmen akıcı ve çarpıcı bir hikâye uğruna gerçekleri o pitmaktan çekinmedi. Bundan dolayı fazla melodramatik olmal la eleştirildi. Ancak okurların bu durumdan hiç şikâyeti yok onlar olayın akışına kendilerini kaptırıp gitmişti. çal Bu parçadan Alexandre Dumas'yla ilgili olarak aşağıdaki lerden hangisine ulaşılamaz? A) Ele aldığı konularla çağdaşı yazarlardan ayrıldığına B) Yapıtlarında kendi görüşlerini açık açık dile getirdiğine C) Okurlarca beğenildiğine D) Tarihî konuları ele alış tarzıyla eleştirildiğine CE) Üretken bir yazar olduğuna PARA
teri
yargılarından hangilerine dikkat edilmelidir?
A) I ve II
DI ve Il
B) Yalnız II
E) I, II ve III
C) Yalnız
B) Kök hücre
C) Işlevinin
D) Hangi s
Yapılan
30. Dünyada distopya türünün en iyi yapıtlarından biri olarak ni-
telendirilen, başka dillerin yanı sıra Türkçeye de aktarılan Biz
adlı roman, belli bir ülkeyi değil, sanayi uygarlığının hedefle-
rini ele alıyor. Çoğunlukla özgür istemi kısıtlayan, yok eden
sistemi anlatan romanların ilk örneği olarak karşımıza çıkıyor.
20. yüzyılı her yönüyle ele alan romanda, insan, doğadan ve
kendi "ben"liğinden koparılıyor; insanlara ad değil, numara
veriliyor. Roman, özgün anlatımıyla distopya sözcüğünün altı-
ni dolduran, onca yıl sonra bile hakkını vermeye devam eden
bir başyapıt olmayı sürdürüyor.
?
Bu parçadan hareketle Biz romanı ile ilgili aşağıdakilerin
hangisi söylenemez?
E
A) Yepyeni bir dile sahip olduğuna
B Farklı dillere çevirisinin yapıldığına
C) Kapsamlı bir içeriğinin bulunduğuna
D) Kendi türü içinde önemli bir yer edindiğine
E Geleceğe dönük çözüm önerileri sunduğuna
32. Dil,
ni
di
V
S
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
teri yargılarından hangilerine dikkat edilmelidir? A) I ve II DI ve Il B) Yalnız II E) I, II ve III C) Yalnız B) Kök hücre C) Işlevinin D) Hangi s Yapılan 30. Dünyada distopya türünün en iyi yapıtlarından biri olarak ni- telendirilen, başka dillerin yanı sıra Türkçeye de aktarılan Biz adlı roman, belli bir ülkeyi değil, sanayi uygarlığının hedefle- rini ele alıyor. Çoğunlukla özgür istemi kısıtlayan, yok eden sistemi anlatan romanların ilk örneği olarak karşımıza çıkıyor. 20. yüzyılı her yönüyle ele alan romanda, insan, doğadan ve kendi "ben"liğinden koparılıyor; insanlara ad değil, numara veriliyor. Roman, özgün anlatımıyla distopya sözcüğünün altı- ni dolduran, onca yıl sonra bile hakkını vermeye devam eden bir başyapıt olmayı sürdürüyor. ? Bu parçadan hareketle Biz romanı ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? E A) Yepyeni bir dile sahip olduğuna B Farklı dillere çevirisinin yapıldığına C) Kapsamlı bir içeriğinin bulunduğuna D) Kendi türü içinde önemli bir yer edindiğine E Geleceğe dönük çözüm önerileri sunduğuna 32. Dil, ni di V S
Düzyazıdan şiiri çekip çıkarmak şairin işi. Burada şai-
rin sözcüklerle kurduğu ilişki devreye girer. Bir çömlek
ustasının kile şekil vermesi gibidir şairin işi; kilin içine
katılan ve onun çömlek olmasını sağlayan bütün mad-
delerin oranını usta ayarlar Sair de anlamı, bazen an-
lamsızlığı, mecazı, imgeyi, çağrışımı, bağdaştırmayı
şiire katar. Şiirde topluluk, akım, dönem dediğimiz olgu-
ların temeli de bu şekilde atılır, birbirine benzer ögeleri
şiire katan şairlerin buluşmasıyla
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Şiir ile düzyazı birbirinden ayrılması gereken iki türdür.
B) Şiirin oluşumunda asıl olan, şairin şiire kattıklarıdır.
C) Şairler, şiirlerini oluştururken el sanatları ustalarına
benzer bir yaklaşım sergiler.
D) Şiirde kelimeler ahenk unsurlarına dikkat edilerek
kullanılmalıdır.
E) Her dönemde, belirli bir düşünceye sahip şiir toplu-
lukları ortaya çıkmıştır.
Y
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Düzyazıdan şiiri çekip çıkarmak şairin işi. Burada şai- rin sözcüklerle kurduğu ilişki devreye girer. Bir çömlek ustasının kile şekil vermesi gibidir şairin işi; kilin içine katılan ve onun çömlek olmasını sağlayan bütün mad- delerin oranını usta ayarlar Sair de anlamı, bazen an- lamsızlığı, mecazı, imgeyi, çağrışımı, bağdaştırmayı şiire katar. Şiirde topluluk, akım, dönem dediğimiz olgu- ların temeli de bu şekilde atılır, birbirine benzer ögeleri şiire katan şairlerin buluşmasıyla Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiir ile düzyazı birbirinden ayrılması gereken iki türdür. B) Şiirin oluşumunda asıl olan, şairin şiire kattıklarıdır. C) Şairler, şiirlerini oluştururken el sanatları ustalarına benzer bir yaklaşım sergiler. D) Şiirde kelimeler ahenk unsurlarına dikkat edilerek kullanılmalıdır. E) Her dönemde, belirli bir düşünceye sahip şiir toplu- lukları ortaya çıkmıştır. Y
NELER S
AGRAF
n-
de
m
in
n,
ğı
ir.
ç
1-
iz
DENEME 6
7.
Taşıdığı görsellikten dolayı insanı değiştirip dönüştürme gücü
en güçlü sanatların başında gelir sinema. Ancak sinemanın
insanı dönüştürme işlevinde kullanıldığını belirtmek zor. Günü-
müzde popüler sinema, etkin gücünü, genel olarak sinema-
nın bir niteliği olan ve izleyenlere fantastik şölenler yaşatan
yapısal, kurgusal çekiciliğinden, seyre dayalı eğlenceliliğinden
almaktadır. Bu çekici ve eğlenceli yapısı, izleyici kitleyi kendi
başına, bağımsız olarak düş kurmaktan alıkoymakta, onla-
rı düş kurmada, sunulanın belirleyiciliğine tabi kılmaktadır.
Sunulan şey ise esas olarak "mevcut dünyanın mutlaklığı ve
değiştirilemezliği" mesajı ve dolayısıyla sistemin yeniden üre-
tim olanaklarının yaratımı olduğuna göre, izleyici kitleye gördü-
rülen düş de onların mevcut toplumsal varoluşunun sınırlarına
çekilmiş, edilgin düşlerin ötesinde bir şey olmayacaktır.
POMVERSV
d
n
Bu parçanın yorumundan popüler sinemayla ilgili aşağıda-
kilerden hangisine ulaşılamaz?
inch
(0)
A) Sinemanın gücü kurgusal çekiciliğinden kaynaklanmakta-
dir.
B Sinema, izleyicinin düş alanını sınırlamaktadır
Sinemanın kurdurduğu düşlerde, dünyanın değişmezliği
vurgulanmaktadır.
MESMASPEARG
D) Eğlenceli ve çekici yapısıyla sinema, insanların düş kurma
augal
Passan
yeteneğini perçinlemektedir
CAFE
E) Sinema seyircisi, sınırları çizilmiş düş evreninde edilgen
hâle gelmektedir.
O
UZ
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
NELER S AGRAF n- de m in n, ğı ir. ç 1- iz DENEME 6 7. Taşıdığı görsellikten dolayı insanı değiştirip dönüştürme gücü en güçlü sanatların başında gelir sinema. Ancak sinemanın insanı dönüştürme işlevinde kullanıldığını belirtmek zor. Günü- müzde popüler sinema, etkin gücünü, genel olarak sinema- nın bir niteliği olan ve izleyenlere fantastik şölenler yaşatan yapısal, kurgusal çekiciliğinden, seyre dayalı eğlenceliliğinden almaktadır. Bu çekici ve eğlenceli yapısı, izleyici kitleyi kendi başına, bağımsız olarak düş kurmaktan alıkoymakta, onla- rı düş kurmada, sunulanın belirleyiciliğine tabi kılmaktadır. Sunulan şey ise esas olarak "mevcut dünyanın mutlaklığı ve değiştirilemezliği" mesajı ve dolayısıyla sistemin yeniden üre- tim olanaklarının yaratımı olduğuna göre, izleyici kitleye gördü- rülen düş de onların mevcut toplumsal varoluşunun sınırlarına çekilmiş, edilgin düşlerin ötesinde bir şey olmayacaktır. POMVERSV d n Bu parçanın yorumundan popüler sinemayla ilgili aşağıda- kilerden hangisine ulaşılamaz? inch (0) A) Sinemanın gücü kurgusal çekiciliğinden kaynaklanmakta- dir. B Sinema, izleyicinin düş alanını sınırlamaktadır Sinemanın kurdurduğu düşlerde, dünyanın değişmezliği vurgulanmaktadır. MESMASPEARG D) Eğlenceli ve çekici yapısıyla sinema, insanların düş kurma augal Passan yeteneğini perçinlemektedir CAFE E) Sinema seyircisi, sınırları çizilmiş düş evreninde edilgen hâle gelmektedir. O UZ
3.
Dil felsefesiyle yakından ilgilenen Mihail Mihailoviç Bahtin,
dilbilimsel
yaşadığı dönemde metodolojik (yöntem bilim-
erişir. Henüz hayattayken, genç kuşak
sel) yönden
Sovyet edebiyat araştırmacıları tarafından keşfedilerek dil
başlar.
felsefecisi ve bir kuramcı olarak Batı'da
----
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi
sırasıyla getirilmelidir?
A) analizleriyle - özgünlüğe - karakterize edilmeye
B) tahlilleriyle evrenselliğe - sevilmeye
çözümlemeleriyle - yetkinliğe - tanınmaya
D) incelemeleriyle üst seviyeden konuşulmaya
E) bağlantılarıyla - üsluba - anılmaya
hiç kimse
çirkinlik s
buna ra
ortaklıkl
larının
del
Bu pa
den
A) E
ABG
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Dil felsefesiyle yakından ilgilenen Mihail Mihailoviç Bahtin, dilbilimsel yaşadığı dönemde metodolojik (yöntem bilim- erişir. Henüz hayattayken, genç kuşak sel) yönden Sovyet edebiyat araştırmacıları tarafından keşfedilerek dil başlar. felsefecisi ve bir kuramcı olarak Batı'da ---- Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) analizleriyle - özgünlüğe - karakterize edilmeye B) tahlilleriyle evrenselliğe - sevilmeye çözümlemeleriyle - yetkinliğe - tanınmaya D) incelemeleriyle üst seviyeden konuşulmaya E) bağlantılarıyla - üsluba - anılmaya hiç kimse çirkinlik s buna ra ortaklıkl larının del Bu pa den A) E ABG
İyi bir gözlem yeteneği ve analiz gücü olan yazarın
kaleminden dökülen, insanın ruh dünyasını tasvir
eden kelimeler, okuyan insanların tahayyülünde bir-
kaç boyutlu bir film gibi belirir. Aslında gün içerisin-
de sıklıkla karşılaştığımız ve bazen kötü bir olay gibi
gözümüze sıradan görünen olayların, davranışların,
ilişkilerin arka planında tüm insanlar için tekrar eden
bir şablon olduğunu fark edebiliriz Bu açıdan
Bugün psikolojinin geldiği noktada, edebiyatın katkısı
gerçekten çok büyüktür
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A psikolojik durumları ilgi çeken kişileri anlatan
eserler daha çok talep görmüştür
BY edebiyat daima psikolojinin alt dalları arasında
ona en çok yardımı dokunan bilim olmuştur
C) kötü bir play yaşamak, yazarlar için essiz bir ha
zineye dönüşse de psikologlar için böyle değildir
D) iyi bir edebiyat eseri, insanın ruhunu inceleyen
bilim insanları için emsalsiz bir olanaktır
E) tekrar eden insan davranışlarının yıkıcı etkilerini
incelemek, edebiyatçıların tek uğraşı hâline gel-
melidir
11
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
İyi bir gözlem yeteneği ve analiz gücü olan yazarın kaleminden dökülen, insanın ruh dünyasını tasvir eden kelimeler, okuyan insanların tahayyülünde bir- kaç boyutlu bir film gibi belirir. Aslında gün içerisin- de sıklıkla karşılaştığımız ve bazen kötü bir olay gibi gözümüze sıradan görünen olayların, davranışların, ilişkilerin arka planında tüm insanlar için tekrar eden bir şablon olduğunu fark edebiliriz Bu açıdan Bugün psikolojinin geldiği noktada, edebiyatın katkısı gerçekten çok büyüktür Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A psikolojik durumları ilgi çeken kişileri anlatan eserler daha çok talep görmüştür BY edebiyat daima psikolojinin alt dalları arasında ona en çok yardımı dokunan bilim olmuştur C) kötü bir play yaşamak, yazarlar için essiz bir ha zineye dönüşse de psikologlar için böyle değildir D) iyi bir edebiyat eseri, insanın ruhunu inceleyen bilim insanları için emsalsiz bir olanaktır E) tekrar eden insan davranışlarının yıkıcı etkilerini incelemek, edebiyatçıların tek uğraşı hâline gel- melidir 11
16. "İmmünolojinin babası" olarak tanınan Edward Jen-
aner, tip alanındaki onur listesine girmeyi en çok hak
Teden isimlerden biri. Bilimsel bir yöntem olarak im-
münolojiyi (bağışıklık bilimi) geliştirmiştir. Bununla
da kalmayıp İngiltere'deki süt sağan kızların çiçek
hastalığına nadiren yakalandığını gözlemleyerek çi-
çek aşısını bulmuştur. Süt sağan kızların, daha az
ölümcül olan sığır çiçeği hastalığına yakalandıkları
için doğal bir bağışıklık geliştirdiklerini, bu yüzden de
çiçek hastalığına nadiren yakalandıklarını fark etmiş-
tir. Bu gözlemini sınamak için sığırların vücudundaki
çiçek kabarcıklarından bir miktar iltihap örneği almış
ve bu iltihabı bir çocuğun kolundaki açık yaraya akta-
rarak çocuğu aşılamıştır. Zaman içinde aldığı sonuç
ise oldukça tatmin edici olmuştur. Jenner'ın yaptığı
bu ilkel aşılama sayesinde çiçek, sadece laboratuvar
koşullarında görülen bir hastalık olarak kalmıştır.
Bu parçada çiçek hastalığının yalnız laboratuvar
ortamında görülebilen bir duruma gelmesi aşağı-
dakilerden hangisine bağlanmaktadır?
A) Edward Jenner'in tip alanında ilk kez bilimsel bir
yöntem olarak immünolojiyi yani bağışıklık bilimi-
ni geliştirmesi
B) İngiltere'de yaşayan insanlardan süt sağanların
çiçek hastalığına yakalanmaması üzerine çalışan
bir bilim insanının çiçek hastalığını tedavi etmesi
C) Edward Jenner'ın sığırların vücudundan aldığı
Sıvıyı çiçek hastası olmayan bir çocuğa uygula-
yarak ilk çiçek aşısını bulması
D) Sığır çiçeği hastalığına yakalanan insanlardan
alınan antikorlu hücrelerin çiçek hastalarında kul-
lanılmaya başlanması
E) Edward Jenner isimli bilim insanının sığırların
vücudundaki kabarcıklarından topladığı örnekleri
sığırları sağan kızlar üzerinde denemesi ve olum-
lu sonuç alması
F
M
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
16. "İmmünolojinin babası" olarak tanınan Edward Jen- aner, tip alanındaki onur listesine girmeyi en çok hak Teden isimlerden biri. Bilimsel bir yöntem olarak im- münolojiyi (bağışıklık bilimi) geliştirmiştir. Bununla da kalmayıp İngiltere'deki süt sağan kızların çiçek hastalığına nadiren yakalandığını gözlemleyerek çi- çek aşısını bulmuştur. Süt sağan kızların, daha az ölümcül olan sığır çiçeği hastalığına yakalandıkları için doğal bir bağışıklık geliştirdiklerini, bu yüzden de çiçek hastalığına nadiren yakalandıklarını fark etmiş- tir. Bu gözlemini sınamak için sığırların vücudundaki çiçek kabarcıklarından bir miktar iltihap örneği almış ve bu iltihabı bir çocuğun kolundaki açık yaraya akta- rarak çocuğu aşılamıştır. Zaman içinde aldığı sonuç ise oldukça tatmin edici olmuştur. Jenner'ın yaptığı bu ilkel aşılama sayesinde çiçek, sadece laboratuvar koşullarında görülen bir hastalık olarak kalmıştır. Bu parçada çiçek hastalığının yalnız laboratuvar ortamında görülebilen bir duruma gelmesi aşağı- dakilerden hangisine bağlanmaktadır? A) Edward Jenner'in tip alanında ilk kez bilimsel bir yöntem olarak immünolojiyi yani bağışıklık bilimi- ni geliştirmesi B) İngiltere'de yaşayan insanlardan süt sağanların çiçek hastalığına yakalanmaması üzerine çalışan bir bilim insanının çiçek hastalığını tedavi etmesi C) Edward Jenner'ın sığırların vücudundan aldığı Sıvıyı çiçek hastası olmayan bir çocuğa uygula- yarak ilk çiçek aşısını bulması D) Sığır çiçeği hastalığına yakalanan insanlardan alınan antikorlu hücrelerin çiçek hastalarında kul- lanılmaya başlanması E) Edward Jenner isimli bilim insanının sığırların vücudundaki kabarcıklarından topladığı örnekleri sığırları sağan kızlar üzerinde denemesi ve olum- lu sonuç alması F M
olgunluğu ve
Beyin ve mü-
lat, klasik Ba-
ki olumlu etki-
de arttırdığını
günde yapı
müzikle uğra-
tenmiştir. Dü-
yma, hareket
sini sağladığı
nsanlar üze-
Huğunu sap-
x ve su veril-
tulduğunda
daki bitkile-
miştir. Avru-
a ve süt ve-
inmektedir.
) Yalnız II
e ulaşı-
yanlan
A
39-40. sorutan sağdaki parçaya göre cevaplayiniz.
Bir edebil esen filme uyarlamak,
hunu anlamak kadar, eseri yorumlayabilmek de önemlidir Yö-
netmen, kendisine yakın bulduğu yazarlann dünyasını isteye
ye aktarmak ve ortak dünyaların çoğaltmak amacıyla uyarlama
yapmalıdır. Olaylanın akşina, eserin ana çizgisine sahip çıkma
I, anlaşılır olmalidir. Bir romani bölüm bölüm, aynen, sadakat
le aktarmak iyi bir sinema-roman ilişkisi olmayabilir. Romandan
bazı bölümler, bazı sahneler çıkanlarak da özgün esere birinci
sinden daha sadik bir film yapılabilir. Ancak yazarın romanini fil-
me çekecek olan yönetmen, bütün kitaplarını ve hayattaki du-
ruşunu bilmelidir. Bilmesi yetmez, bu yazarla kendini sıkı sıkıya
kenetlenmiş bir dost olarak bulmalıdır. İlişki bu temele oturmaz
sa yönetmen el attığı edebiyat eserini sadece kötüye kullanmış
olur. Sinema, edebiyatın kapısını çalacaksa; yazarın seçimleri-
ne, hayatta duruşuna, sanat anlayışına, duyarlıklarına saygılı ol
mak zorundadır.
39. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Edebiyat eseri; filmde doğru bir sıralamayla ve doğru hız-
da anlatılmalıdır.
B) Zaman kısıtlamaları, uyarlama olanaklarını etkileyeceğin
den; yönetmen, bazı bölümler kısaltma gibi yöntemlere
başvurabilir
Eksiltmeler; dramatik yapıyı bozarak hikâyeyi ozünden
uzaklaştırmaya sebep olmamalıdır
DY Yönetmenin ideolojik amaçları ve felseff düşüneesi açık
Joir şekilde yansıtılmalıdır.
Eserin ana hikâyesinin bozulmadan aktarılabilmesi için
dramatik eylem, açık biçimde sunulmalıdır.
40. Bu parçadan hareketle uyarlamaların başarılı olması için
dikkate alınması gereken temel ölçü aşağıdakilerden han-
gisidir?
0) Sinemanın olanaklarının tümüyle zorlanmaması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
olgunluğu ve Beyin ve mü- lat, klasik Ba- ki olumlu etki- de arttırdığını günde yapı müzikle uğra- tenmiştir. Dü- yma, hareket sini sağladığı nsanlar üze- Huğunu sap- x ve su veril- tulduğunda daki bitkile- miştir. Avru- a ve süt ve- inmektedir. ) Yalnız II e ulaşı- yanlan A 39-40. sorutan sağdaki parçaya göre cevaplayiniz. Bir edebil esen filme uyarlamak, hunu anlamak kadar, eseri yorumlayabilmek de önemlidir Yö- netmen, kendisine yakın bulduğu yazarlann dünyasını isteye ye aktarmak ve ortak dünyaların çoğaltmak amacıyla uyarlama yapmalıdır. Olaylanın akşina, eserin ana çizgisine sahip çıkma I, anlaşılır olmalidir. Bir romani bölüm bölüm, aynen, sadakat le aktarmak iyi bir sinema-roman ilişkisi olmayabilir. Romandan bazı bölümler, bazı sahneler çıkanlarak da özgün esere birinci sinden daha sadik bir film yapılabilir. Ancak yazarın romanini fil- me çekecek olan yönetmen, bütün kitaplarını ve hayattaki du- ruşunu bilmelidir. Bilmesi yetmez, bu yazarla kendini sıkı sıkıya kenetlenmiş bir dost olarak bulmalıdır. İlişki bu temele oturmaz sa yönetmen el attığı edebiyat eserini sadece kötüye kullanmış olur. Sinema, edebiyatın kapısını çalacaksa; yazarın seçimleri- ne, hayatta duruşuna, sanat anlayışına, duyarlıklarına saygılı ol mak zorundadır. 39. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Edebiyat eseri; filmde doğru bir sıralamayla ve doğru hız- da anlatılmalıdır. B) Zaman kısıtlamaları, uyarlama olanaklarını etkileyeceğin den; yönetmen, bazı bölümler kısaltma gibi yöntemlere başvurabilir Eksiltmeler; dramatik yapıyı bozarak hikâyeyi ozünden uzaklaştırmaya sebep olmamalıdır DY Yönetmenin ideolojik amaçları ve felseff düşüneesi açık Joir şekilde yansıtılmalıdır. Eserin ana hikâyesinin bozulmadan aktarılabilmesi için dramatik eylem, açık biçimde sunulmalıdır. 40. Bu parçadan hareketle uyarlamaların başarılı olması için dikkate alınması gereken temel ölçü aşağıdakilerden han- gisidir? 0) Sinemanın olanaklarının tümüyle zorlanmaması
7. Aşadıda Miryokefalon Savaşıyla ilgili bir anlatıya yer
verilmiştir.
"Türklerin ani saldırısına uğrayan Bizans İmparatoru
Manuel; şaşkın, çaresiz ve perişan vaziyette bir ağa-
cin altında öylece oturmuş kalmıştı. Bir Bizans atlısı,
imparatoru Türklerin eline esir düşmekten son anda
kurtarmıştı. Dehşet içinde kalan Imparator Manuel,
komutanlarını çadırında toplamış ve kaçış planını
açıklamıştı. Herkes imparatorun aklını kaçırdığını
sandı, özellikle komutanları bu plana şiddetle itiraz
etti. Bizans tarihçisi Niketas'ın rivayetine göre, toplan-
tının yapıldığı çadırın önünde bulunan ve konuşulan-
ları duyan bir asker şöyle haykırmıştı: "Sen değil misin
bizi Tanrı'nın terk ettiği dar geçide zorla tıkıştıran... Bu
felaket vadisinde, bu cehennemi andıran boğazda ne
işimiz vardı? Biz basit insanların Türklerle ne alıp ve-
receği vardı? Şimdi bu adamlar bu dar, ne sakladığı
görünmez vahşi toprakta bizi sarmış bulunuyorlar ve
bizi tuzağa düşürdüler, şimdi sen bize ihanet edip bizi
koyunlar gibi boğazlanmak üzere düşmanlara bıra-
kıyorsun haaa!" Imparator, nöbetçinin bu ağır sözleri
üzerine kaçma teşebbüsünden vazgeçmişti."
Yukarıdaki anlatı dikkate alındığında,
I. Türkler, baskın şeklinde bir taarruzla düşmanı
çevrelemiştir.
II. Imparatorun askerleri Türklerle mücadele et-
mek istemiştir.
III. Türkler büyük bir zaferle savaşı kazanmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?>
A) Yalnız I.
D) I ve II.
B) Yalnız II. C) Yalnız III.
E) I, II ve III.
D
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. Aşadıda Miryokefalon Savaşıyla ilgili bir anlatıya yer verilmiştir. "Türklerin ani saldırısına uğrayan Bizans İmparatoru Manuel; şaşkın, çaresiz ve perişan vaziyette bir ağa- cin altında öylece oturmuş kalmıştı. Bir Bizans atlısı, imparatoru Türklerin eline esir düşmekten son anda kurtarmıştı. Dehşet içinde kalan Imparator Manuel, komutanlarını çadırında toplamış ve kaçış planını açıklamıştı. Herkes imparatorun aklını kaçırdığını sandı, özellikle komutanları bu plana şiddetle itiraz etti. Bizans tarihçisi Niketas'ın rivayetine göre, toplan- tının yapıldığı çadırın önünde bulunan ve konuşulan- ları duyan bir asker şöyle haykırmıştı: "Sen değil misin bizi Tanrı'nın terk ettiği dar geçide zorla tıkıştıran... Bu felaket vadisinde, bu cehennemi andıran boğazda ne işimiz vardı? Biz basit insanların Türklerle ne alıp ve- receği vardı? Şimdi bu adamlar bu dar, ne sakladığı görünmez vahşi toprakta bizi sarmış bulunuyorlar ve bizi tuzağa düşürdüler, şimdi sen bize ihanet edip bizi koyunlar gibi boğazlanmak üzere düşmanlara bıra- kıyorsun haaa!" Imparator, nöbetçinin bu ağır sözleri üzerine kaçma teşebbüsünden vazgeçmişti." Yukarıdaki anlatı dikkate alındığında, I. Türkler, baskın şeklinde bir taarruzla düşmanı çevrelemiştir. II. Imparatorun askerleri Türklerle mücadele et- mek istemiştir. III. Türkler büyük bir zaferle savaşı kazanmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir?> A) Yalnız I. D) I ve II. B) Yalnız II. C) Yalnız III. E) I, II ve III. D
şiir
na
min
cevapl
Türk edebiyatının en orijinal simalarından biri olan
Abdülhak Hâmid Tarhan, şairliği ile tanınmış ve
yıkılmasında önemli bir rol oynamıştır. Her ne kadar
"Şair-i Azam" olarak anılmıştır. Eski şiir geleneğinin
tiyatro türünde vermiştir. Abdülhak Hâmid; şiirlerinde
şairliği ile tanınsa da kırk kadar eserinin yirmi beşini
eserlerinde de sürdürmüştür. Gerek şekil gerekse
sergilediği yeni ve farklı olanı deneme tavrını, tiyatro
Abdülhak Hâmid; bu uzun ömründe yeni şekiller ve
alır. Birkaç nesli görecek kadar uzun bir ömür süren
içerik bakımından aynı türden farklı eserler kaleme
farklı teknikler dener fakat nesilden nesile değişen
değiştirmez. Abdülhak Hâmid, pek çok konuda olduğu
dil anlayışlarına rağmen o, dil konusundaki tutumunu
gibi dil ve üslup konusunda da kural tanımaz bir tavır
içerisindedir.
Sınır, ensel kobul etmeyes, &'zgür,
bencil, boging buyruk onarşik
39. Bu parçada "kural tanımaz” sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Zamanın dil tartışmalarını önemseyen
B) Her konuda kendi bildiğini okuyan
C) Basmakalıp şekilleri kabul etmeyen
D) Şiir ve dil anlayışı değişken olan
E) Farklı teknikleri eserinde uygulamayan
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
şiir na min cevapl Türk edebiyatının en orijinal simalarından biri olan Abdülhak Hâmid Tarhan, şairliği ile tanınmış ve yıkılmasında önemli bir rol oynamıştır. Her ne kadar "Şair-i Azam" olarak anılmıştır. Eski şiir geleneğinin tiyatro türünde vermiştir. Abdülhak Hâmid; şiirlerinde şairliği ile tanınsa da kırk kadar eserinin yirmi beşini eserlerinde de sürdürmüştür. Gerek şekil gerekse sergilediği yeni ve farklı olanı deneme tavrını, tiyatro Abdülhak Hâmid; bu uzun ömründe yeni şekiller ve alır. Birkaç nesli görecek kadar uzun bir ömür süren içerik bakımından aynı türden farklı eserler kaleme farklı teknikler dener fakat nesilden nesile değişen değiştirmez. Abdülhak Hâmid, pek çok konuda olduğu dil anlayışlarına rağmen o, dil konusundaki tutumunu gibi dil ve üslup konusunda da kural tanımaz bir tavır içerisindedir. Sınır, ensel kobul etmeyes, &'zgür, bencil, boging buyruk onarşik 39. Bu parçada "kural tanımaz” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Zamanın dil tartışmalarını önemseyen B) Her konuda kendi bildiğini okuyan C) Basmakalıp şekilleri kabul etmeyen D) Şiir ve dil anlayışı değişken olan E) Farklı teknikleri eserinde uygulamayan
en ya-
annin
ilme-
zan,
ana-
ma-
um-
es-
şü-
a-
1-
A
25. Fransız İhtilali sonrası sanatçılar, yeni düzende yaşanan çık
mazlan aktarabilmek adına getor aramış, bu yolla insanın
meydana getirmiş olduğu düzenin modellerini oluşturmaya
çalışmış ve değişen dünyanın yaratmış olduğu toplumsal dú-
zeni metaforlar aracılığıyla sunarak tepkilerini ortaya koymuş
Jardır. Bunun yanında kendi dünyalarına dönüp bilinçaltının
başkasına aktarlamayan alanlanni-araştırmışlardır. Ayrıca do
gal güzelliğe karşı ilgilerini sürdürmüşler ve bunun eskisin-
den daha gerçek ve daha canlı bir betimlemesini yapmışlar-
dır.
Bu parçadan hareketle, Fransız İhtilali sonrası sanat an-
layışının ilgilendiği konular arasında,
1. Toplumsal sorunlara yönelme
II. Eğitici içerikler öne çıkarma
III. Bireyin iç dünyasını yansıtma
TV. Folklorik ögelere yer verme
yargılarından hangileri gösterilemez?
A) I ve II
B) ve l
D) Yalnız IV
E) Il ve IV
C) Yalnız 1
buk unutu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
en ya- annin ilme- zan, ana- ma- um- es- şü- a- 1- A 25. Fransız İhtilali sonrası sanatçılar, yeni düzende yaşanan çık mazlan aktarabilmek adına getor aramış, bu yolla insanın meydana getirmiş olduğu düzenin modellerini oluşturmaya çalışmış ve değişen dünyanın yaratmış olduğu toplumsal dú- zeni metaforlar aracılığıyla sunarak tepkilerini ortaya koymuş Jardır. Bunun yanında kendi dünyalarına dönüp bilinçaltının başkasına aktarlamayan alanlanni-araştırmışlardır. Ayrıca do gal güzelliğe karşı ilgilerini sürdürmüşler ve bunun eskisin- den daha gerçek ve daha canlı bir betimlemesini yapmışlar- dır. Bu parçadan hareketle, Fransız İhtilali sonrası sanat an- layışının ilgilendiği konular arasında, 1. Toplumsal sorunlara yönelme II. Eğitici içerikler öne çıkarma III. Bireyin iç dünyasını yansıtma TV. Folklorik ögelere yer verme yargılarından hangileri gösterilemez? A) I ve II B) ve l D) Yalnız IV E) Il ve IV C) Yalnız 1 buk unutu
·lor
TÜRKÇE TESTI
34-36. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Genç Mozart, Paris'e geldiğinde-babasına yazdığına göre gü
nün modası olan tüm senfonilerin hızlı bir finalle sona erdiğini fark
eder. Bunun üzerine son bölüme yavaş bir giriş yaparak dinleyi-
cilerini şaşırtmaya karar verir. Geçmişin sanatına en kolay yak-
laşım yolu, bu bilinçli değişiklikleri algılamaktır. Ben de ardı ar-
kası kesilmeyen yeni girişimleri, değerlendirmelerimin anahtarı
yapmaya ve her bir yapıtın, daha önce yapılmış olanın ya benze-
ri ya da karşıtı olduğunu göstermeye çalıştım. Karşılaştırma ya-
pabilmek amacıyla, sanatçıların kendileriyle kendilerinden önce
gelenler arasındaki benzerlik ve farklılıklarını gösteren yapıtlara
yeniden göndermeler yaptım. Bu konuda, sözünü etmeden ge-
çemeyeceğim ama düşmediğimi umduğum bir tuzak var. Her ku-
şak, kendisinden önceki kuşağı aştığını, kendisinden önce ya-
pılmış her şeyi geçtiğini zanneder. Devinim önemlidir ama genel
sanatsal değerde yükselme değildir bu.
36 Bup
gida
34. Bu parçada "değerlendirmelerin anahtarı yapmak" sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tartışmaların olumlu yönde sürmesinin öncülü olarak sun-
mak
B) Bir düşünceyi açıklamaya yardım eden araç olarak kul-
lanmak
C) Gelişme ve değişmelerin anlaşılmasını sağlayacak bir öne-
ri getirmek
Yeni düşüncelerin kabul görmesi için ortam hazırlamak
EX Bir sorunun teorik olarak temellendirilmesinin önünü aç
mak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
·lor TÜRKÇE TESTI 34-36. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Genç Mozart, Paris'e geldiğinde-babasına yazdığına göre gü nün modası olan tüm senfonilerin hızlı bir finalle sona erdiğini fark eder. Bunun üzerine son bölüme yavaş bir giriş yaparak dinleyi- cilerini şaşırtmaya karar verir. Geçmişin sanatına en kolay yak- laşım yolu, bu bilinçli değişiklikleri algılamaktır. Ben de ardı ar- kası kesilmeyen yeni girişimleri, değerlendirmelerimin anahtarı yapmaya ve her bir yapıtın, daha önce yapılmış olanın ya benze- ri ya da karşıtı olduğunu göstermeye çalıştım. Karşılaştırma ya- pabilmek amacıyla, sanatçıların kendileriyle kendilerinden önce gelenler arasındaki benzerlik ve farklılıklarını gösteren yapıtlara yeniden göndermeler yaptım. Bu konuda, sözünü etmeden ge- çemeyeceğim ama düşmediğimi umduğum bir tuzak var. Her ku- şak, kendisinden önceki kuşağı aştığını, kendisinden önce ya- pılmış her şeyi geçtiğini zanneder. Devinim önemlidir ama genel sanatsal değerde yükselme değildir bu. 36 Bup gida 34. Bu parçada "değerlendirmelerin anahtarı yapmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tartışmaların olumlu yönde sürmesinin öncülü olarak sun- mak B) Bir düşünceyi açıklamaya yardım eden araç olarak kul- lanmak C) Gelişme ve değişmelerin anlaşılmasını sağlayacak bir öne- ri getirmek Yeni düşüncelerin kabul görmesi için ortam hazırlamak EX Bir sorunun teorik olarak temellendirilmesinin önünü aç mak