Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

anın özel bir yine bir ve- il ve kültürü öreneklerin Insanlar di- ince uygun uygun gö- im zamanı- irlar. İletişi- ylenilen se- mandan ba- dir. Bu, he- gili aşağı- ilebilir. bulunur. kabul edi- sim biçimi- me anlayışı şılamaz? 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Avrupa'da, 1960'lı yıllara gelindiğinde sinema tarihinin en iyi filmleri arasında sayılan ve kendisine uluslararası alanda ilk başarıyı kazandıran Serüven filmiyle adından söz ettiren Antonioni; çektiği filmlerde özellikle savaş sonrası kadın-er- kek ilişkilerini, gençlik sorunlarını, yabancılaşmayı, tedirgin- liği ve değişimin yol açtığı toplumsal çöküntüyü irdeleyen bir sinema yorumu geliştirdi. Yönetmenin, ilk renkli filmi ol- ma özelliğine de sahip olan Kızıl Çöl ile renk uyumuna ol- dukça önem verdiğini görürüz. İtalyan yönetmen, Alman fl- lozof Hegel'in renk kuramından etkilendiğini dile getirir. Renk- leri hep bir simgeye dönüştürmeyi amaçlayan Antonioni'nin tüm filmlerinde bunu görmek mümkün. Renk kombinasyo- nunun ulaştığı görsellik Cinayeti Gördüm filminde zirveye çı- karken Cannes Film Festivali'nde "Altın Palmiye"yi almasıy- la büyük yankı uyandırır. 39. Bu parçada söz edilen yönetmenle ilgili, 1. Filmleri toplumsal duyarlılığın ürünüdür. II. Görselliğe renk cümbüşüyle katkı sağlar. III. Kültürel değişimin açtığı yaraları irdeler. IV. İzleyiciye "Düşünebilen varlıksın." mesajı verir. yargılarından hangileri söylenemez? A) Yalnız II D) II ve III B) Yalnız IV E) III ve IV C) I ve Ill 1. Bu t Din Fels 2. Cew 1. Ro ma Se ca Se bil 2. M ni ne br 1 11

et a- mi a si endemik- 7. UDENTME De casx 'mak üzere, x açısı ile ilgili A Hayat yolculuğunda ruhsal besinimizi aldığımız ölçüde kar- şımıza çıkan olumsuzluklarla baş etme becerimiz de artar. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Engelleri bertaraf edip başarı kazanmanın yolu iç dün- yamızı güçlendirecek azığın miktarına bağlıdır. B) Motivasyon kaynağımız olmadan yaşam savaşımını başarıyla tamamlamak imkân dışıdır. C) Olumsuzluklara karşı set çekmek, öncelikle ruhsal açı- dan sağlam olmakla mümkündür. D) Zorlukların üstesinden nasıl gelineceğini öğrenmek, hayatın kontrolünü elimizde tutmayı sağlar. E) Ruhsal beslenmenin yetersizliği, yaşadığımız sorunların gerçek sebebidir.

onuyla maki- m (res- olarak oz ver- ordum. yla sü- 7. a... Ar- siz an- mayan amimi- eğişim e aban- ilerden yle baş- linizden Türkçe 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre - cevaplayınız. Komedi üzerine yazanlar, komikliğe genellikle bir unutma is- teğinin eşlik ettiğini söyler; insan unutmak için dalga geçer, geçmişin yükünden kurtulmak için alay eder, der. Öyleyse komedi; o zamana kadar belli bir mesafeden bakılan, insan- da korku uyandıran büyülü nesneyi sıradanlaştırmak, büyü- yü bozmak, baskı ve korku kaynağı olan resmî düzeni bir süreliğine askıya almak demektir. Bir zamanlar korkulan ya da saygı duyulan şeye gülmek, güleni rahatlatacak; kutsal olandan, yasaklamalardan, geçmişten özgürleştirecektir. 35. Bu parçadaki altı çizili sözle komediyle ilgili anla- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Korku aracını etkisizleştirmeyi sağladığı B) Kişiyi korku nesnesiyle yüzleştirdiği C) Kişinin kendini gerçekleştirmesine yardım ettiği D) Bilinmezliğe anlam verme fırsatı sunduğu E) Yaşamın bütün gizemini çözdüğü

cevaplayınız. İnsanlar arası ilişkilerin gelişmesinde selamlaşmanın özel bir yeri vardır. İletişim çoğu kez selamla başlar ve yine bir ve- da selamıyla sona erer. Her dil ve kültürde o dil ve kültürü biçimlendiren değer yargılarının, gelenek ve göreneklerin belirlediği standartlaşmış selam şekilleri vardır. İnsanlar di- lin sunduğu alternatif selam türlerinden kendilerince uygun gördükleri ve karşısındaki kişi ya da kişilerin de uygun gö- receğini varsaydıkları birini veya birkaçını, iletişim zamanı- ni, mekânını ve ortamını da dikkate alarak kullanırlar. İletişi- min gerçekleştiği zaman dilimine bağlı olarak söylenilen se- lam şekilleri olduğu gibi günün her saatinde, zamandan ba- ğımsız olarak kullanılabilen selam ifadeleri de vardır. Bu, he- men her dil ve kültür için geçerli bir durumdur. 22231234 38. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Selamlaşmanın insanların birbiriyle iletişiminde dik- kate değer bir işlevi olduğuna B) Selamlaşma biçiminin toplumdan topluma farklılık arz ettiğine C) Selamlaşma biçiminin meydana geldiği bağlama göre değişebildiğine D) Zaman dilimine bağlı olan ve bağlı olmayan selam- laşma ifadelerinin bulunduğuna E) Her dilde selamlaşma ifadelerinin aşağı yukarı ay- ni miktarda olduğuna Avrupa'da, 196 iyi filmleri arasın ilk başarıyı kaza Antonioni; çektiğ kek ilişkilerini, ge liği ve değişimin bir sinema yorum ma özelliğine de dukça önem ver lozof Hegel'in rer leri hep bir simge tüm filmlerinde b nunun ulaştığı gö karken Cannes F la büyük yankı u 39. Bu parçad I. Filmleri II. Görselli III. Kültürel IV. İzleyiciy yargılarınd A) Yalnız II 40. Bu parçada lerin hangis A) İlk olaral na B) Filmlerin C) Filmlerin D) Renk an E) Filmlerin

22231234 25. Canlılar Aleminin üstüne karabasan gibi çöken küresel Isınmadan bilim insanlarının Açik Radyoda bahsetme- ye başlamasının üzerinden 10 yıla yakın bir zaman geç miş. Bu süre içinde döne döne bu korkunç tehdit üze- rinde konuşan Açık Radyo, biraz da "köyün delis" mu- amelesi gördü. Hani neredeyse dinleyici kaybedece- Gimizden kaygılanmaya başlıyorduk ki işler değişti. Ha- vada bir acayiplik olduğu açıkça ortaya çıktı. İnsanlar dikkatle baktılar ve sonunda gördüler: Bozayılar, mil- yonlarca yıldan sonra ilk kez kış uykusuna yatmaktan vazgeçiyor; yeryüzünün en karizmatik yaratıklarından kutup ayılanı yüzmekten bitap düşüp boğulmaya baş liyor; denizaygırları, eriyip giden buzlarla karıştırdıkla- n beyaz teknelere tırmanmaya çalışıyor. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Bilim insanları ile kamuoyunun bir konuyu kavra- yışı arasında uçurumlar bulunur. B) insanlar, temel hakları olduğu halde küresel ısınma konusunda doğru dürüst bilgilendirilmez. C) İklim değişikliği konusunda her insanın üzerine dü- şen bazı görevler vardır. D) Küresel ısınma, insanların yaşam standartlarında önemli değişikliklere neden olmaktadır. E) İnsanların çeşitli faaliyetleri, canlilar âlemindeki den- genin bozulmasına yol açmaktadır.

1 6 şekilde 27. Bugüne kadar roman yazan felsefecilere bir s rastladık. Bilhassa 20. yüzyıldaki varoluşçuluk dalga- si felsefi kurguyu ön plana çıkardı. Jean Paul Sartre'in Özgürlük Yollan ve Duvar kitapları ile Albert Camus'nün Yabancı kitabı bu alanda hem bir açıdan öncü rol üst- leniyor hem de popülerliğin örnekleri olarak karşımız- da duruyor. Bu alandaki romanların çoğunda kahra- man, radikal biçimde merkezî bir konum işgal eder Olaylar onun etrafında şekillenir ve o sadece olanlar- la, olaylarla ve nesnelerle etkileşime girer. Felsefi ro- manların ayırıcı niteliği tam da bu etkileşimdir. Bu parçaya göre felsefi romanın ayırıcı niteliği aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Kahramanların sadece iletişim kurma yöntemleri- ni merkeze alma B) Okura alışılageldik roman deneyiminin epey dışın- da bir his yaşatma C) Her ayrıntıyı bilerek ve özel olarak kurguya etme dâhil D) Seçilen bir kahramanın, çevresiyle kurduğu etkile şime yoğunlaşma E) Klasik romanın olay akışı ve anlatımıyla tam olarak uyuşmama Diğer sayfaya geçin 22231234

B B TYT 31. Hutchinson-Gilford progeria sendromu yani "erken yaşlanma hastalığı", nadir görülen genetik hastalıklar- dan biri. Dünya çapında yaklaşık 145 progeria hasta- si bulunuyor. Türkiye'de ise bu hastalığa sahip dört ço- cuk olduğu biliniyor. Hastalığa "LMNA" adı verilen gen- deki bir mutasyon sebep oluyor. Bu kişiler, normal bir bebek olarak doğuyor. İlk belirtiler, 5-5,5 aylıkken gö- rülmeye başlıyor. Bireyler 10 yaşına geldiklerinde ise 50-55 yaş semptomları gösteriyor. Bu bireylerin bazı fizyolojik sıkıntıları oluyor. Örneğin hızlı yürüyemiyor- lar, koşamıyorlar. Kasları ve özellikle yağ dokusu iyi ge- lişmediğinden erken yaşta damar sertliği, solunum yo- lu hastalıkları gibi pek çok rahatsızlıkları oluyor. Has- talığın tedavisiyle ilgili ciddi çalışmalar yürütülse de şu an için herhangi bir çözümü yok. B Bu parçada, söz edilen hastalıkla ilgili aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Hastalığı taşıyan kişilerin nicel verisine B) Kalıtım yoluyla meydana geldiğine C) Hastaların gösterdiği zihinsel performansa D) Bireylerde yol açtığı fiziksel sorunlara E) Çocuklarda neden olduğu görüntüye 32. Kuru spa neden b SIVI olab araştırm Yalnız ar bel Ödü "bayağı tilmiştir. törenler Researc desteği de çeşi yık olab hiç tere düşünc Bu par den ha A) Ver B) KÖ C) Ba D) Yar E) Da 33. Tarihim marlığ

Türkçe 22. Mustafa Kemal Atatürk'ün "----." özdeyişiyle özetle- nebilecek anlayış, Osmanlı Devleti'nin küllerinden do- ğan ülkenin yalnızca ekonomik kalkınmayı önemseme- diğinin en açık kanıtıdır. Cumhuriyet'in ilanını takip eden süreçte eğitim yuvalarının yeniden yapılandırılması, bu- na paralel olarak ülkeye sanat kurumları kazandırılma- sı, kültürel etkinliklerin metropollerle sınırlı tutulmayıp mahallelere ve köylere ulaştırılması; büyük bir kültürel şahlanış hamlesi olarak değerlendirilir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bir millet, zenginliğiyle değil; ahlak değeriyle ölçü- lür B) Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür C) Millî benliğini bilmeyen milletler, başka milletlerin avıdır D) Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir E) Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütün- dür, birbirinden ayrılamaz

nor- baş- de- me- arklı mle- ati... aye- niş- er- de ga- e'in ün st- IZ- ra- er. ar- TO- sa- 28. ALTIN TOP Babamın bana sevgiyle verdiğini Ona tam olarak geri veremedim çünkü Bir çocuktum henüz, hediyenin değerini anlamayan Büyüdüğümde ise artık erkektim, pek de yumuşak ol- mayan Şimdi oğlum büyürken Onu herkesten çok seviyorum ve Babamın bana verdiklerini aktarıyorum Ama biliyorum ki ona verdiklerimi bana geri vermeyecek Çünkü o da bir erkek ve tıpkı benim gibi Kendi çizdiği yolda ilerleyecek Bana olan borcunu torunuma aktarırken Onları izleyeceğim, özlemle ama hiç kıskanmadan Nesiller boyu oynanan bir oyun bu Büyükler küçüklere doğru atacak altın topu Küçükler ise asla dönüp bakmayacak geriye doğru Bu dizelerden aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Anne babalar da bir zamanlar çocuk olduğu için buradaki denge, aldıklarını bir sonraki nesle ilet- meleriyle kurulur. B) Bazı ilişkilerde alıcı ve verici arasında ilişkinin do- ğası gereği yer yer bir eşitsizlik ortaya çıkar. C) Bazı kişiler anne babalarını olduğu gibi kabul et- meye, onların verdiklerini de minnettarlıkla kabul etmeye hazırdır. D) Verileni reddetme gerekçesi, genelde verilen şeyi yeteri kadar iyi ya da yeterli bulmamadır. E) Bazı insanlar, başkalarından bir şey kabul etmek- tense kendilerini tamamen dışa kapatırlar ve bu şekilde birisine karşı yükümlülük duymazlar. 29. Genç ile sa maz. ri ani şan yetiş olma sağl sarn Bu duğ A) H 30. 195 de fiğ: ve Sim yılı ne Tü SIY Yir mir film de

di- cel- edir. ny- an- ta- ile a- 2 J- B B Türkçe B 26. Rastgele Ben, yakın bir dosta anlatır gibi kaleme alin mış bir anlatı. Engin Geçtan hikâyesine ellili yılların or talarında genç bir hekim olarak gittiği Amerika'dan ba liyor. Yabancı bir memlekette edindiği ilk mesleki de- neyimleri aktarırken bir yandan da bir zamanlann Ame rika'sının renkli bir tasvirini yapıyor: seyahatler, farkli ülkelerden meslektaşlar, etnik gruplar, inanç sistemle ri, yaşam biçimleri, dönemin sanat ve kültür hayat.... Sonra Türkiye'ye dönüş, ilk klinik deneyimler, muaye- nehane tecrübesi, akademik hayatın cilveleriyle tanış- ma... Bu parçada, söz edilen kitapla ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) Güncel konulara değindiği B) Kurmaca ögelere yer verildiği C) Sohbet havası içinde yazıldığı D) Özgün bir anlatıma sahip olduğu E) Birçok çalışmaya kaynaklık ettiği B 28. ALTIN Baba Ona Bir ço Büyü maya Simo Onu Bab Ama Cüm Ken Bar Oni Ne BO KO Bu A) B

a TYT CEVAP KAĞIDI 19. (1) Mimarlık veya mimari; binaları ve diğer fiziki yapıları ta- sarlama, kurma sanatı ve bilimidir. (II) İnsanların yaşamını kolaylaştırmak ve barınma, dinlenme, çalışma, eğlenme gibi eylemlerini sürdürebilmelerini sağlamak üzere gerekli mekânları, işlevsel gereksinmeleri, ekonomik ve teknik olanaklarla bağdaştırarak estetik yaratıcılıkla inşa etme sanatı; başka bir tanımlamayla yapıları ve fiziksel çevreyi me uygun ölçülerde tasarlama ve inşa etme sanatı ve bilimidir. (III) Mimarlık evrensel bir meslek olup insanlık tarihinin her döneminde önemli olmuştur. (IV) İnsan barınmak, yaşamak ve doğa şartlarından korunmak için bir mekân ihtiyacı duyar ve bu mekânı kendine özgü kültürel, fonksiyonel, teknik ve farklı zevklerde yaratır. (V) Dinî yapıların tanrıya ulaşma arzusundan, iktidarı simgeleyen saraylara ya da bir kentin dokusunu oluşturan basit konut tiplemelerine kadar her türlü açık ve kapalı mekânı tasarlar. (VI) Tasarlanan şeye yahut mekâna göre günümüzde birçok mimarlık dalı ortaya çıkmış- tır: İç mimarlık, peyzaj mimarlığı, restorasyon mimarlığı... Jays sinaist Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? DINBY A) suetut obnigh BY ll BOXR Deneme oxud g minsal D) VE) V numulqot (8 C) IV so selo nisexliege mbatiamnulud ro -obe nabriby igner) ininthst insent nunumutut numulqot (O beblamingobonibeonyol - sbnresbion imeno ev hey bisiteyed leonbg numultor (0

22231234 6. (1) Kemiksiz, yumuşak vücutlu deniz canlıları olan yu- muşakçaların vücutlarını çevreleyen koruyucu, sert ta bakalı dış iskeletlerine deniz kabuğu deniyor. (I) Bu kabuklar sayesinde yumuşakçaların vücutlanı su için- de olmadıkları zaman bile nemli kalabiliyor. (III) Yumu- şakçalar, yumurtadan genellikle kabukları ince de ol sa gelişmiş olarak çıkıyor. (IV) Kabuk oluşumunu sag- layan malzeme, yumuşakçanın vücudundan salgılanı- yor. (V) Salgılanan malzeme sertleştikçe kabuk da bű- yüyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) 1. cümlede, yumuşakçaların kimi özelliklerinden söz edilmiştir. B) II. cümlede, deniz kabuklarının sağladığı bir durum dile getirilmiştir. C) III. cümlede, yumuşakçalarla ilgili çoğunlukla ger- çekleşen bir durumdan bahsedilmiştir. D) IV. cümlede, yumuşakçaların en önemli işlevi hak- kında bilgi verilmiştir. E) V. cümlede, biri diğerine paralel olarak gerçekle- şen iki durumdan bahsedilmiştir.

33. Her şeyin çok daha normal sanıldığı ve genelde geçmişe dönük bir ifadedir "güzel günler". En nihayeti insan, zamanla her açıdan aşındığı için pişmanlıklarının olmadığı, yıpranmadığı zamanları özler durur. Mevsimler, döngüsel bir hızla gelip geçiyor; doğadaki her şey de buna bağlı olarak aynı renkler arasında bir döngü içinde. Sümer tabletlerinden tasavvuf felsefesine kadar dünya varisi birçok uygarlık veya öğreti evreni, bir "döngü" olarak tanımlar. Maddi insan, insanın döngüdeki son halkasıdır ve tüm mesele; tüm sorunların kaynağı olan maddi insanı terbiye etme, ehlileştirme ve doğa yasaları içindeki mütevazı yerine sabitleme çabasıdır. Bu parçadan hareketle; I. İnsanların derin pişmanlıklar yaşamadıkları zamanlara özlem duyduğu, II. Maddiyata önem vermeyen insanların hayat karşısında edilgen kalabileceği, III. Pek çok felsefi düşünce sisteminin kâinatı bir döngü içinde ele aldığı, IV. Maddi insanı terbiye etmek için büyük emek sarf edilmesi gerektiği çıkarımlarından hangileri yapılamaz? A) Yalnız I D) II ve IV B) I ve II C) II ve III E) III ve IV mal 34

2. Yetişkinler rakamlardan çok hoşlanırlar. Biz çocuklar onlara, ye- ni edindiğimiz bir arkadaştan söz ettiğimizde hiçbir zaman en önemli şeyleri sormazlar. "Sesi nasıl, hangi oyunları sever, kele- bek koleksiyonu yapar mı?" demezler. "Kaç yaşında, kaç karde- şi var, babası kaç para kazanıyor?" diye sorarlar. Biz, yetişkinlere "Pemble tuğladan yapılmış güzel bir ev gördüm; pencerelerinde sardunyalar, damının üstünde güvercinler vardı." dersek kafala- rında bu evi canlandıramazlar bir türlü. Onlara "Dokuz yüz bin li- ra değerinde bir ev gördüm!" demek gerekir. O zaman haykırırlar "Ne kadar güzel bir evmiş!" diye. Bu parçadan, yetişkinlerle ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine ulaşılabilir? A) Evrene çocukların bakış açılarıyla bakmadıklarına B) Sayılara dayalı bir eğitim süreci geçirdiklerine C) Çocuklarıyla iletişim kurmakta güçlük çektiklerine D) Doğadaki güzelliklerin farkında olmadıklarına E) Sayılara dayalı bir düşünsel yapılarının olduğuna 4. 67

1. Aşağıdakilerin hangisinde başta verilen soruyla bu soruya verilen cevap anlamca uyuşmamakta- dir? TEST 30 A) Yazılması açısından değilse bile kitabınızın ya- yımlanması açısından bu kadar zaman geçme- sinin nedenleri nedir? B) E) 10 yılda hayatımda çok şey değişti. Evlendim, ev aldım, bir oğlum oldu. Hepsi, hakkında yazabileceğim yeni şeylerdi ama bu yeni orta sınıf hayatın içinde gizlenen öyküleri bulmakta zorlandım. İlk öyküyü yazdıktan sonra içimde bir şeylerin açıldığını hissettim, yeniden yaz- mamı mümkün kılan bir şeylerin açıldığını... Yalanın neden iyi tarafını övüyorsunuz? Zaman zaman ben de yalan söylerim, bunun her koşulda kötü bir şey olduğu kanısında da değilim. Yüce gönüllülük de yalan söyletebilir insana. Yalan söylemek ile kurmaca öyküler yazmak birbirine benzer, üstelik ikisinde de hayal gücü yardımıyla bir şeyler uyduruyor ve bunların gerçeklik karşısında bir hükmü olmasını umuyorsun. C) Kitabınızda şiddeti sürekli yermenizinin özel bir nedeni var mı? Içinde yaşadığım dünya mı daha çok şiddet içeriyor, yoksa yeni bir baba olarak ben mi şid- deti daha fazla fark eder oldum bilemiyorum. Genç bir adamken bir yanda şiddetten tiksinir, bir yandan da onu heyecan verici bulurdum. Bugünlerde şiddet bende yalnızca tiksintiye yol açıyor. Kitabınızda çocukları ilgilendiren konulara ne- den sıkça yer verdiniz? Baba olarak oğlumla gerçeklik arasındaki uyu- mu sağlama görevi bana ait çünkü. Bu görev olan bitene olumlu tarafından yaklaşmamı ge- rektiriyor çünkü oğluma aşılamak isteyeceğim en son şey ümitsizlik duygusu. Baba olmamın etkisi, aksine, olumlu bu çerçevede. Eskiye göre artık her şeyin çok daha çabuk ka- buk değişip başkalaşması sizi rahatsız ediyor mu? Hep değişimler yazmadım mı? Demirciler Çar- Şısı Cinayeti, Binboğalar Efsanesi, Al Gözüm Seyreyle Salih, şimdi de Bir Ada Hikayesi... Daha sayabilirim. Bundan sonra da elbette de- ğişim romanları yazacağım. Değişim, bugünkü bilgilerimize göre insanın, dünyanın, evrenin bir gerçeği değil midir zaten?

nin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) I D) V E) IV 34. Elektrik tüketiminin fazla olduğu sanayi üretiminde, tüketim amaçlı elektrik üretimi yeterince gerçekleşemese de sana- yide de ciddi miktarda enerji tüketen iklimlendirmede tama- men güneş enerjisi kullanılabilir. Bu da yine önemli miktarda sera gazının atmosferimize salınmasını engelleyecek ve işletim maliyetini düşürecektir. Fosil yakıtları terk ettiğimiz, elektriğin her alana nüfuz ettiği bir çağa yaklaşıyoruz. Yakın bir gelecekte araçlarımız tamamen elektrikli olacak. Kendi enerjilerini üreten evler sadece iklimlendirmede değil, araç- larında kullandıkları enerjilerini de üretebilecekler. Şimdilik müstakil evler için planlanan bu sistemler yakın gelecekte apartmanlara da uygulanabilir. Enerjisini üreten konutlar isit- masını ve soğutmasını ısı pompaları yardımıyla gerçekleşti- rebilir, otoparktaki araçlar yenilenebilir enerjiyle şarj edilebilir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? Enerji tüketiminde fosil yakıtlara bağlılık giderek azala- caktır. B) Yenilenebilir enerji kapsamında yeni yerleşim yerleri ve Isıtma sistemlerine geçiş öngörülmektedir. C) Sanayide kullanılan elektrik, üretimindeki maliyeti düsür- meye yetmemektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları, atmosferdeki sera gazı oranını önemli ölçüde düşürmektedir. Enerji tüketimindeki maliyet ve bu enerjilerin çevreye et- kileri, insanları farklı arayışlara yönlendirmektedir. Ephesus Akademi 3 TAI EPHES AKADE