Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

20. (1) Adalet Ağaoğlu, eserlerinde yer verdiği fikirlerin
yoğunluğu açısından dönemindekilerden farklı bir
yerde konumlandırılır. (II) Bu tutumuyla önceki nesil-
den Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile Halide Edip Adi-
var gibi isimleri akla getirir. (III) Yapıtlarında insanları
ele alan yazar, insan ilişkilerini tahlil ederek anlatır.
(IV) Ağaoğlu, hatıraların hayallere dolanarak ve eşya-
nın da mutlaka değiştirilerek sanat eserine gireceğini
her eserinde israrla vurgulamış ve bu düşüncesinden
yola çıkarak pek çok eser kaleme almıştır. (V) Söz
gelimi, Göç Temizliği adlı kitabındaki hatıralarında
Nallıhan'daki çocukluk, gençlik olaylarıyla sanat gö-
rüşlerini iç içe yazmıştır.
Bir yazardan söz edilen bu parçada numaralan-
mış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A). cümlede, çağdaşlarından ayrılan yönü belirtil-
miştir.
fikir yoğunupu
BYI.
BI. cümlede, tavır yönüyle benzerliği bulunan sa-
natçılar söylenmiştir.
III. cümlede, eserlerinde insanlar arası ilişkileri
çözümleyerek verdiğinden söz edilmiştir.
DIV. cümlede, eserlerindeki ortak tutumuna işaret
edilmiştir.
V. cümlede, kendine has oluşturduğu üslubunda
yaşadıklarının etkiskolduğu ifade edilmiştir.
21. 1.
II.
N
ha
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20. (1) Adalet Ağaoğlu, eserlerinde yer verdiği fikirlerin yoğunluğu açısından dönemindekilerden farklı bir yerde konumlandırılır. (II) Bu tutumuyla önceki nesil- den Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile Halide Edip Adi- var gibi isimleri akla getirir. (III) Yapıtlarında insanları ele alan yazar, insan ilişkilerini tahlil ederek anlatır. (IV) Ağaoğlu, hatıraların hayallere dolanarak ve eşya- nın da mutlaka değiştirilerek sanat eserine gireceğini her eserinde israrla vurgulamış ve bu düşüncesinden yola çıkarak pek çok eser kaleme almıştır. (V) Söz gelimi, Göç Temizliği adlı kitabındaki hatıralarında Nallıhan'daki çocukluk, gençlik olaylarıyla sanat gö- rüşlerini iç içe yazmıştır. Bir yazardan söz edilen bu parçada numaralan- mış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A). cümlede, çağdaşlarından ayrılan yönü belirtil- miştir. fikir yoğunupu BYI. BI. cümlede, tavır yönüyle benzerliği bulunan sa- natçılar söylenmiştir. III. cümlede, eserlerinde insanlar arası ilişkileri çözümleyerek verdiğinden söz edilmiştir. DIV. cümlede, eserlerindeki ortak tutumuna işaret edilmiştir. V. cümlede, kendine has oluşturduğu üslubunda yaşadıklarının etkiskolduğu ifade edilmiştir. 21. 1. II. N ha E
gi birinin adını
aşim, şiirin bir
cüklerin uyumlu
müzikaliteye
musikiye yakın
emin
ması gereken
Syle sıralamak
ulunan
şekilde yan
mak,
den yerli
a
-e uyaktan
örüşler
eri ortaya
de
eğine
37-38. sorulari
parçaya göre cevaplayınız.
korkutuyor. Durum iyi değil, gidiş de iyiye değil. Artık
Gezegenimiz her geçen gün kirleniyor. Hâl ürkütüyor, istikbal
değişmeyen gündem maddemiz "çevre". Çevre söz konusu
şu beylik lafları sık sık duyuyoruz: "Çevre felaketleri
olduğunda
yaşandıkça aklımız başımıza gelecek! Sert kanunlarla çevreyi
korumalıyız. Çevreyi korumanın yolu eğitimden geçer." Çevreyi
korumakla ilgili bu sözleri değerlendirelim ve ilki üzerinde
özellikle duralım. "Çevre felaketleri yaşandıkça aklımız
nasihatten evladır." diyebilirsiniz. Fakat işin başka tarafları var.
başımıza gelecek!" Siz de bu görüşteyseniz "Bir musibet, bin
Felaketler bizi ne kadar yaralarsa yaralasın bir süre sonra
hepsini unutacağız. Niye mi? Çünkü toplumun psikolojisini onu
oluşturan fertlerin psikolojisinden ayrı düşünemeyiz. İnsanoğlu,
başına gelenlerin yapıp ettikleriyle bağlantısını kurmazken ve
yaşadığı şahsi sıkıntılardan gereken dersi almazken toplu bir
yıkımdan niçin kendisini sorumlu tutsun ki? Hayır, insanoğlu
mevcut ve gelecekteki muhtemel felaketlerin kendi fiilleriyle
irtibatını kurmayacaktır. Gidişattan rahatsızlık duyan azınlığın
çoğu da "Bir başıma ne yapabilirim ki..." deyip geçecektir.
37. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce
aşağıdakilerin hangisidir?
A) Toplumun çevre felaketleri karşısında duyarsız kalma
psikolojisi, bu konuya hassasiyet gösteren bireyleri de
etkiler ve buna bağlı olarak hiç kimse bu sorunun
oluşumunda kendisini suçlu hissetmez.
B) Başına gelenlerden doğru çıkarımlara ulaşamayan bir
ruh hâlindeki bireylerden oluşan bir toplum, çevre
sorunları karşısında da bu tutumunu devam
ettirmektedir.
E
B
In
E) Toplumdaki her birey doğayı temiz tutma konusunda
duyarlılık göstermedikçe çevre felaketlerinin önüne
geçilemez.
msity
d
d
C) Birçok insanın doğayı korumak gerektiği konusunda
fikir birliğine varmasına rağmen hiç kimse ortak hareket
etme sorumluluğuna sahip değil.
D) Çevre felaketlerinin varlığı herkes tarafından kabul
edilmesine karşın bu konuyla ilgili kamuoyu oluşturma
konusunda zorluk yaşanmaktadır.
h
r
1
Bluok kisi
beylik lot toro triden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
gi birinin adını aşim, şiirin bir cüklerin uyumlu müzikaliteye musikiye yakın emin ması gereken Syle sıralamak ulunan şekilde yan mak, den yerli a -e uyaktan örüşler eri ortaya de eğine 37-38. sorulari parçaya göre cevaplayınız. korkutuyor. Durum iyi değil, gidiş de iyiye değil. Artık Gezegenimiz her geçen gün kirleniyor. Hâl ürkütüyor, istikbal değişmeyen gündem maddemiz "çevre". Çevre söz konusu şu beylik lafları sık sık duyuyoruz: "Çevre felaketleri olduğunda yaşandıkça aklımız başımıza gelecek! Sert kanunlarla çevreyi korumalıyız. Çevreyi korumanın yolu eğitimden geçer." Çevreyi korumakla ilgili bu sözleri değerlendirelim ve ilki üzerinde özellikle duralım. "Çevre felaketleri yaşandıkça aklımız nasihatten evladır." diyebilirsiniz. Fakat işin başka tarafları var. başımıza gelecek!" Siz de bu görüşteyseniz "Bir musibet, bin Felaketler bizi ne kadar yaralarsa yaralasın bir süre sonra hepsini unutacağız. Niye mi? Çünkü toplumun psikolojisini onu oluşturan fertlerin psikolojisinden ayrı düşünemeyiz. İnsanoğlu, başına gelenlerin yapıp ettikleriyle bağlantısını kurmazken ve yaşadığı şahsi sıkıntılardan gereken dersi almazken toplu bir yıkımdan niçin kendisini sorumlu tutsun ki? Hayır, insanoğlu mevcut ve gelecekteki muhtemel felaketlerin kendi fiilleriyle irtibatını kurmayacaktır. Gidişattan rahatsızlık duyan azınlığın çoğu da "Bir başıma ne yapabilirim ki..." deyip geçecektir. 37. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerin hangisidir? A) Toplumun çevre felaketleri karşısında duyarsız kalma psikolojisi, bu konuya hassasiyet gösteren bireyleri de etkiler ve buna bağlı olarak hiç kimse bu sorunun oluşumunda kendisini suçlu hissetmez. B) Başına gelenlerden doğru çıkarımlara ulaşamayan bir ruh hâlindeki bireylerden oluşan bir toplum, çevre sorunları karşısında da bu tutumunu devam ettirmektedir. E B In E) Toplumdaki her birey doğayı temiz tutma konusunda duyarlılık göstermedikçe çevre felaketlerinin önüne geçilemez. msity d d C) Birçok insanın doğayı korumak gerektiği konusunda fikir birliğine varmasına rağmen hiç kimse ortak hareket etme sorumluluğuna sahip değil. D) Çevre felaketlerinin varlığı herkes tarafından kabul edilmesine karşın bu konuyla ilgili kamuoyu oluşturma konusunda zorluk yaşanmaktadır. h r 1 Bluok kisi beylik lot toro triden
TÜRKÇE
20. (1) Bir kitabın sayfaları arasında da olsa Orbus'un
uzak bir gelecekte yaşayan sakinleri için insan ha-
yatı, bugün bildiğimiz tanımlamadan epeyce uzak
olacak. (II) Örneğin, bu insanlar için yaşlanmak,
DNA'da görülen bir hatadan ibarettir ve kolaylıkla
onarılabilir. (III) Peki ölmekte olan Dünya'ya da bu
gözle bakılabilir, ekolojik çöküşle birlikte gelen kıya-
met "onarılabilir bir hata"olarak görülebilir mi? (IV)
Ursula K. Le Guin'in, "son derece canlı ve çarpıcı bir
anlatı" ve "her daim çaresiz ve tedbirsiz insanoğluna
adanmış keskin bir ağıt" sözleriyle bize tanıttığı Taş
Tanrılarda kitabın yazarı Jeanette Witterson, bütün
umutları tüketmekte olan Dünya için yeni bir şansı
ove olasılıkları ustaca kurguluyor. (V)
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine
"Gezegenimiz hızla tükeniyor ve ne mutlu bize ki
kendimize, yaşamımızı sürdürebileceğimiz yeni bir
gezegen bulduk!" cümlesi getirilebilir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
21. Orhan Kemal'in roman ve öykülerinin başlangıç
cümleleri, ardından gürül gürül bir anlatının gele-
ceğinin habercisidir. Oğlu araştırmac
A
Y
A
1
N
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE 20. (1) Bir kitabın sayfaları arasında da olsa Orbus'un uzak bir gelecekte yaşayan sakinleri için insan ha- yatı, bugün bildiğimiz tanımlamadan epeyce uzak olacak. (II) Örneğin, bu insanlar için yaşlanmak, DNA'da görülen bir hatadan ibarettir ve kolaylıkla onarılabilir. (III) Peki ölmekte olan Dünya'ya da bu gözle bakılabilir, ekolojik çöküşle birlikte gelen kıya- met "onarılabilir bir hata"olarak görülebilir mi? (IV) Ursula K. Le Guin'in, "son derece canlı ve çarpıcı bir anlatı" ve "her daim çaresiz ve tedbirsiz insanoğluna adanmış keskin bir ağıt" sözleriyle bize tanıttığı Taş Tanrılarda kitabın yazarı Jeanette Witterson, bütün umutları tüketmekte olan Dünya için yeni bir şansı ove olasılıkları ustaca kurguluyor. (V) Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine "Gezegenimiz hızla tükeniyor ve ne mutlu bize ki kendimize, yaşamımızı sürdürebileceğimiz yeni bir gezegen bulduk!" cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V 21. Orhan Kemal'in roman ve öykülerinin başlangıç cümleleri, ardından gürül gürül bir anlatının gele- ceğinin habercisidir. Oğlu araştırmac A Y A 1 N
TÜRKÇE TEST
25. Platon'un kurduğu okulunun kapısına, "Geometri
bilmeyen içeri giremez." yazısını yazdırması hiç de
boşuna değil. Çünkü o, öğretisini oluştururken ken-
disine matematiği örnek almıştır. Söz gelimi üçgen
kavramını düşündüğümüzde, ister ikizkenar ister
dik açılı olsun aklımızda bir tek üçgen belirmektedir.
Çünkü insan aklı, kendi ürünü olan üçgen kavramını
öyle biçimlendirmiş ve tanımlamıştır. Aynı şey tüm
geometrik şekiller, matematiksel kavramlar için de
geçerlidir. Peki Platon'un bu yaklaşımı, "güzellik",
"adalet", "aşk" gibi kavramlar için de söylenebilir mi?
Bu görece ve soyut kavramların, tüm insanların zih-
ninde, bir üçgende ya da bir dairede olduğu gibi.or-
tak bir tasarım biçiminde belireceğini söyleyemeyiz.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılabilir?
A) Soyut kavramların zihinde bir şekil olarak tasarı-
mının yapılması mümkün değildir.
B) Geometrik şekillerle diğer cisimlerin tasarımları
arasında farklar vardır.
C) Geometrik cisimlerin özelliklerini ilk kez ortaya A
koyan Platon'dur.
Y
D) Geometri, bir bilim dalı olarak ilk kez Antik Yu- A
nan'da kabul edilmiştir.
E) Uçgen, dörtgen gibi geometrik şekillerin değişik N
biçimleri olsa da aklımızda genel bir karşılığı var- L
dır.
A
R
1
26.
S
E
A
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE TEST 25. Platon'un kurduğu okulunun kapısına, "Geometri bilmeyen içeri giremez." yazısını yazdırması hiç de boşuna değil. Çünkü o, öğretisini oluştururken ken- disine matematiği örnek almıştır. Söz gelimi üçgen kavramını düşündüğümüzde, ister ikizkenar ister dik açılı olsun aklımızda bir tek üçgen belirmektedir. Çünkü insan aklı, kendi ürünü olan üçgen kavramını öyle biçimlendirmiş ve tanımlamıştır. Aynı şey tüm geometrik şekiller, matematiksel kavramlar için de geçerlidir. Peki Platon'un bu yaklaşımı, "güzellik", "adalet", "aşk" gibi kavramlar için de söylenebilir mi? Bu görece ve soyut kavramların, tüm insanların zih- ninde, bir üçgende ya da bir dairede olduğu gibi.or- tak bir tasarım biçiminde belireceğini söyleyemeyiz. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Soyut kavramların zihinde bir şekil olarak tasarı- mının yapılması mümkün değildir. B) Geometrik şekillerle diğer cisimlerin tasarımları arasında farklar vardır. C) Geometrik cisimlerin özelliklerini ilk kez ortaya A koyan Platon'dur. Y D) Geometri, bir bilim dalı olarak ilk kez Antik Yu- A nan'da kabul edilmiştir. E) Uçgen, dörtgen gibi geometrik şekillerin değişik N biçimleri olsa da aklımızda genel bir karşılığı var- L dır. A R 1 26. S E A E
24. Doğmak zaten kendiliğinden, irade dışı bir süreçtir ama
yaşamak cesaret ister. İlk nefesten başlayarak ondan
sonraki bütün eylemlerimiz var kalmanın, varlığımızı
pekiştirmenin ve geleceğe taşımanın emareleridir. Her
eylem, ölüme bir meydan okuyuştur ve gerçekten de
hareket durağanlığın zıddı olduğu için ölüm eyleyişin
içine sızamaz. Hevesle gerçekleştirilen bütün eyleyişler
zaman duygusunu sonsuza kadar öteledikleri için ölüm-
süzlük vadisinin eserleridir. En güçlü eyleyiş ise doğru-
dan doğruya cesaretle ilgidir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenebi-
lir?
A) Ölümsüzlüğü arzulayan insanlar dünyanın devini-
mine ayak uyduramazlar.
B) Yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak beraberinde
üretkenliği getirecektir.
C) Doğduğu andan itibaren insanın en belirgin içgüdüsü
ölümden uzak kalmaktır.
D) Hayata karşı cesur bir duruş sergilemek, ölümü ha-
tira getirmemekle olur.
E) Yok oluş diye bir şey yoktur, insan arkasında bıraktık-
larıyla her zaman var olacaktır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
24. Doğmak zaten kendiliğinden, irade dışı bir süreçtir ama yaşamak cesaret ister. İlk nefesten başlayarak ondan sonraki bütün eylemlerimiz var kalmanın, varlığımızı pekiştirmenin ve geleceğe taşımanın emareleridir. Her eylem, ölüme bir meydan okuyuştur ve gerçekten de hareket durağanlığın zıddı olduğu için ölüm eyleyişin içine sızamaz. Hevesle gerçekleştirilen bütün eyleyişler zaman duygusunu sonsuza kadar öteledikleri için ölüm- süzlük vadisinin eserleridir. En güçlü eyleyiş ise doğru- dan doğruya cesaretle ilgidir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenebi- lir? A) Ölümsüzlüğü arzulayan insanlar dünyanın devini- mine ayak uyduramazlar. B) Yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak beraberinde üretkenliği getirecektir. C) Doğduğu andan itibaren insanın en belirgin içgüdüsü ölümden uzak kalmaktır. D) Hayata karşı cesur bir duruş sergilemek, ölümü ha- tira getirmemekle olur. E) Yok oluş diye bir şey yoktur, insan arkasında bıraktık- larıyla her zaman var olacaktır.
an yeni
bi, no-
dar ve
meler,
in Tür-
meler
azlar,
layıp
olur-
gülü"
eldi-
opu
mak"
na-
nek,
leri
raf
15 ve 16. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız
Elbette anlatılabilir ama hikâyeye bakış açıları, hikâyeyi
alışları, yapıları gereği birbirinden farklı olur. Romancı hika-
yesini, ele aldığı konuyu enine boyuna anlatır, ilgili ilgisiz pek
çok şeyi kullanır. Onun hacim sıkıntısı yoktur ve neredeyse
kuantum fiziği vb. Hem roman bunu kaldırır hem de okur.
istediği her şeyi anlatıma boca edebilir: jeoloji, astronomi,
romancının bir seçme yapması gerekmez. Oykücü ise aynı
Okur beklentisi icabı bunu anlayışla karşılar. Çoğunlukla
eden bir anı, bir görüntüyü, bir enstantaneyi bulur ve onu
hikâyeden bütün bir hayatı temsil eden, simgeleyen, işaret
anlatır. Yani seçme yapar. Oykünün yapısı gereği böyle yap-
mak zorundadır.
da
15. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy-
lenmiş olabilir?
A) Öykü ve roman yazarları, eserlerinde inandırıcı olmak
için hayatı olduğu gibi anlatabilirler mi?
Romancı ve öykücü ille gerçek yaşamdan alınan hikâye-
Neri anlatmak zorunda mıdır, eserlerini bütünüyle kurma-
ca hikâyeleri üzerine kuramazlar mı?
Sizce aynı hikâyeyi hem roman yazarı hem de öykü ya-
zarı eserinde anlatabilir mi?
D) Bir roman yazarı romanını, öykü yazarı gibi kısa sürede
oluşturabilir mi?
Roman yazarları da öykülerden olduğu gibi anlatacakla-
rını bütünüyle sanatlı bir söylemli dile getirebilir mi?
17 ve 18.
Erzur
kales
çizere
da va
lar d
kızı
le di
küm
Min
şar
17.
ren
re
tar
le
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
an yeni bi, no- dar ve meler, in Tür- meler azlar, layıp olur- gülü" eldi- opu mak" na- nek, leri raf 15 ve 16. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız Elbette anlatılabilir ama hikâyeye bakış açıları, hikâyeyi alışları, yapıları gereği birbirinden farklı olur. Romancı hika- yesini, ele aldığı konuyu enine boyuna anlatır, ilgili ilgisiz pek çok şeyi kullanır. Onun hacim sıkıntısı yoktur ve neredeyse kuantum fiziği vb. Hem roman bunu kaldırır hem de okur. istediği her şeyi anlatıma boca edebilir: jeoloji, astronomi, romancının bir seçme yapması gerekmez. Oykücü ise aynı Okur beklentisi icabı bunu anlayışla karşılar. Çoğunlukla eden bir anı, bir görüntüyü, bir enstantaneyi bulur ve onu hikâyeden bütün bir hayatı temsil eden, simgeleyen, işaret anlatır. Yani seçme yapar. Oykünün yapısı gereği böyle yap- mak zorundadır. da 15. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? A) Öykü ve roman yazarları, eserlerinde inandırıcı olmak için hayatı olduğu gibi anlatabilirler mi? Romancı ve öykücü ille gerçek yaşamdan alınan hikâye- Neri anlatmak zorunda mıdır, eserlerini bütünüyle kurma- ca hikâyeleri üzerine kuramazlar mı? Sizce aynı hikâyeyi hem roman yazarı hem de öykü ya- zarı eserinde anlatabilir mi? D) Bir roman yazarı romanını, öykü yazarı gibi kısa sürede oluşturabilir mi? Roman yazarları da öykülerden olduğu gibi anlatacakla- rını bütünüyle sanatlı bir söylemli dile getirebilir mi? 17 ve 18. Erzur kales çizere da va lar d kızı le di küm Min şar 17. ren re tar le
14. Orhan Pamuk'un son kitabı geçen hafta okuyucuyla buluştu
ve daha ilk haftadan satış rekorları kırdı. Aldığı Nobel Ödü
lü'nün etkisinin yanı sıra bu işin pazarlama kısmını da önem-
siyor demek ki Pamuk, Pamuk'un eserlerinde alışık olduğu-
muz tarihsel göndermelere bu kitapta da yer veriliyor ancak
bu sefer daha yeni bir tarihe, 1970'lere... Mevlüt'ün insaniliği
ile gerçekleri kapattığı gözünden seyrettiğimiz İstanbul'un
çirkin yüzü ve Türkiye'nin olumsuz özellikleri okuyucuyu
bekliyor. Kahramanların insani özelliklerine vurgu yapılsa da
kentleşmenin altında kaybolan değerler gözünüze çarpabilir.
Bu parçadan,
I. Orhan Pamuk'un eserlerinin çok satılmasında Nobel
Edebiyat Ödülü'nü almasının da etkisi vardır.
II. Orhan Pamuk eserlerinde genellikle güncel konuları işle-
meyi seven bir romancıdır.
III. Orhan Pamuk'un eserlerinde kahramanların insani özel-
liklerinin çirkinlikleri yok ettiği görülmektedir.
IV. Orhan Pamuk'un sözü edilen eserinde şehir hayatının
bazı toplumsal değerleri yozlaştırdığı konusuna yer ve-
rilmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) I ve III
B) Tye IV
D) II ve TV
C) II ve III
E) ve IV
I
16. E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Orhan Pamuk'un son kitabı geçen hafta okuyucuyla buluştu ve daha ilk haftadan satış rekorları kırdı. Aldığı Nobel Ödü lü'nün etkisinin yanı sıra bu işin pazarlama kısmını da önem- siyor demek ki Pamuk, Pamuk'un eserlerinde alışık olduğu- muz tarihsel göndermelere bu kitapta da yer veriliyor ancak bu sefer daha yeni bir tarihe, 1970'lere... Mevlüt'ün insaniliği ile gerçekleri kapattığı gözünden seyrettiğimiz İstanbul'un çirkin yüzü ve Türkiye'nin olumsuz özellikleri okuyucuyu bekliyor. Kahramanların insani özelliklerine vurgu yapılsa da kentleşmenin altında kaybolan değerler gözünüze çarpabilir. Bu parçadan, I. Orhan Pamuk'un eserlerinin çok satılmasında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almasının da etkisi vardır. II. Orhan Pamuk eserlerinde genellikle güncel konuları işle- meyi seven bir romancıdır. III. Orhan Pamuk'un eserlerinde kahramanların insani özel- liklerinin çirkinlikleri yok ettiği görülmektedir. IV. Orhan Pamuk'un sözü edilen eserinde şehir hayatının bazı toplumsal değerleri yozlaştırdığı konusuna yer ve- rilmiştir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I ve III B) Tye IV D) II ve TV C) II ve III E) ve IV I 16. E
9. Denemelerimde tuttuğum yolu sorarsanız o, biraz ya da
oldukça değişiktir. Onları daha çok da uzunlarını parça
parça çiziştirir, sonradan birbirine eklerim. Bu parçalar
kafamda önceden belirlenmiştir. Yalnız kurguya geçer-
ken parçaların yerini değiştirdiğim, onları böldüğüm çok
olur. Parçaları gün ışığına çıkarmak için de uzun çalış-
malara yatarım. Onlarla ilgili kitaplar okuyarak bir sürü
fiş çıkarırım. Yazarken bu fişlerden çoğunu elerim. Par-
çaları birleştirirken kimi yerlerini atar, kimi yerlerini de
yeniden yazarım. Hiç tezlik göstermem. Kimi zaman bir
cümle için on iki saat çabaladığım bile olur.
Bu parçada anlatılan yazarla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenebilir?
A) Anlatımda yoğunluğa önem vermektedir.
B) Duygu ve düşüncelerini kolayca yazıya dökeme-
mektedir.
C) Aklına gelenleri bir çırpıda kağıda aktarabilmekte-
dir.
Yapıtlarını oluştururken planlı ve titiz çalışmaktadır.
E) Başkalarının fikirlerini önemsememektedir.
(Sıra Sende Test 1/3. soru)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. Denemelerimde tuttuğum yolu sorarsanız o, biraz ya da oldukça değişiktir. Onları daha çok da uzunlarını parça parça çiziştirir, sonradan birbirine eklerim. Bu parçalar kafamda önceden belirlenmiştir. Yalnız kurguya geçer- ken parçaların yerini değiştirdiğim, onları böldüğüm çok olur. Parçaları gün ışığına çıkarmak için de uzun çalış- malara yatarım. Onlarla ilgili kitaplar okuyarak bir sürü fiş çıkarırım. Yazarken bu fişlerden çoğunu elerim. Par- çaları birleştirirken kimi yerlerini atar, kimi yerlerini de yeniden yazarım. Hiç tezlik göstermem. Kimi zaman bir cümle için on iki saat çabaladığım bile olur. Bu parçada anlatılan yazarla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenebilir? A) Anlatımda yoğunluğa önem vermektedir. B) Duygu ve düşüncelerini kolayca yazıya dökeme- mektedir. C) Aklına gelenleri bir çırpıda kağıda aktarabilmekte- dir. Yapıtlarını oluştururken planlı ve titiz çalışmaktadır. E) Başkalarının fikirlerini önemsememektedir. (Sıra Sende Test 1/3. soru)
9. Sanat eserleri yaratıcılarının bilinç dışından izler
taşımaktadır. Hiçbir sanat eseri onu yaratanın
bilinç dışından soyutlanmış bir şekilde ortaya
çıkamaz. Bu genelleme henüz 30 yaşında iken
hayatına son veren Osman Fahri'nin şiirleri için-
de geçerlidir. 1909-1920 yılları arasında yazmış
olduğu şiirlerde onu intihara götüren büyük aşkın
izleri, çektiği aşk acısının onun üretimine yansı-
ması, yaşam dürtüsünün ölüm dürtüsüne dönü-
şümü ve son olarak da 'Hep ilk aşklara dönülür.'
cümlesini haksız çıkarmayan anneye duyulan
özlem kronolojik olarak izlenebilir. Şiirleri, ölüm
dürtüsünün etkisi altında üretilmiş ve aslında
şiirlerinde ölümü arzuladığı ve düşlemlediği ile
ilgili bilgiler bulunmaktadır.
Bu parçada söz edilen şair ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
+ Eserlerinde kişisel yaşamından izler bulmak
mümkündür.
B) Hayatını yazdıklarına uygun yaşama çabası
içindedir.
Şiirlerinde buhranlı bir yan söz konusudur.
D) Yaşadıklarıyla eserleri arasında zamansal
benzerlikler söz konusudur.
Eintiharına dair ipuçlarına eserlerinden ulaşı-
labilir.
3504 2431
10
to
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. Sanat eserleri yaratıcılarının bilinç dışından izler taşımaktadır. Hiçbir sanat eseri onu yaratanın bilinç dışından soyutlanmış bir şekilde ortaya çıkamaz. Bu genelleme henüz 30 yaşında iken hayatına son veren Osman Fahri'nin şiirleri için- de geçerlidir. 1909-1920 yılları arasında yazmış olduğu şiirlerde onu intihara götüren büyük aşkın izleri, çektiği aşk acısının onun üretimine yansı- ması, yaşam dürtüsünün ölüm dürtüsüne dönü- şümü ve son olarak da 'Hep ilk aşklara dönülür.' cümlesini haksız çıkarmayan anneye duyulan özlem kronolojik olarak izlenebilir. Şiirleri, ölüm dürtüsünün etkisi altında üretilmiş ve aslında şiirlerinde ölümü arzuladığı ve düşlemlediği ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Bu parçada söz edilen şair ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? + Eserlerinde kişisel yaşamından izler bulmak mümkündür. B) Hayatını yazdıklarına uygun yaşama çabası içindedir. Şiirlerinde buhranlı bir yan söz konusudur. D) Yaşadıklarıyla eserleri arasında zamansal benzerlikler söz konusudur. Eintiharına dair ipuçlarına eserlerinden ulaşı- labilir. 3504 2431 10 to
11. Parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
karşılaştırma yapılmıştır?
A) I.
B) II. C) III.
D) IV.
AKILLI ADAM
E) V.
(1) Ayakkabı yer ile aramızdaki tek şey olduğu hâlde
giyim çeşitleri içindeki ciddiyetsizliğini tutarlı biçimde
korumuş ve en büyük ayakkabı fanatiğinin bile saya-
mayacağı kadar çok şekil ve biçime bürünmüştür. (II)
İlk ayakkabılar saz, ağaç kabuğu, ahşap ve metal gibi
basit malzemelerden üretilmiş olsa da, hiç de basitçe
üretilmemişlerdi, insanlar farklı biçim ve renkleri kul-
lanmaya başladıklarında bile (Hun İmparatoru Attila
kırmızı topuklu ayakkabılarıyla ünlüydü) ayakkabıların
nerede ve nasıl giyileceğini düşünmek zorundaydılar.
(III) Tahta takunya ve nalınlar dayanıklı ve kolayca
üretilebilir nitelikli olduklarından, Kuzey Avrupa gibi
gür ormanlık bölgelerde işçilerin tercihi hâline geldiler.
(IV) Bu arada topuklu ayakkabılar da saray mensup-
ları arasında, saban sürmüyor olmanın bir göstergesi
olarak rağbet gördü. (V) Bugün bile kadınlar topuklu
"stiletto"ları yalnızca fazla yürümeyecekleri zamanlar-
da giyerler. (VI) Bu arada şövalye çizmesinin havalı
stili ise çizmenin işlevini gölgede bıraktı ve onun ordu
botlarının öncüsü olmasını sağladı.
E
12. E
il
m
A
1 2
E B C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11. Parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapılmıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. AKILLI ADAM E) V. (1) Ayakkabı yer ile aramızdaki tek şey olduğu hâlde giyim çeşitleri içindeki ciddiyetsizliğini tutarlı biçimde korumuş ve en büyük ayakkabı fanatiğinin bile saya- mayacağı kadar çok şekil ve biçime bürünmüştür. (II) İlk ayakkabılar saz, ağaç kabuğu, ahşap ve metal gibi basit malzemelerden üretilmiş olsa da, hiç de basitçe üretilmemişlerdi, insanlar farklı biçim ve renkleri kul- lanmaya başladıklarında bile (Hun İmparatoru Attila kırmızı topuklu ayakkabılarıyla ünlüydü) ayakkabıların nerede ve nasıl giyileceğini düşünmek zorundaydılar. (III) Tahta takunya ve nalınlar dayanıklı ve kolayca üretilebilir nitelikli olduklarından, Kuzey Avrupa gibi gür ormanlık bölgelerde işçilerin tercihi hâline geldiler. (IV) Bu arada topuklu ayakkabılar da saray mensup- ları arasında, saban sürmüyor olmanın bir göstergesi olarak rağbet gördü. (V) Bugün bile kadınlar topuklu "stiletto"ları yalnızca fazla yürümeyecekleri zamanlar- da giyerler. (VI) Bu arada şövalye çizmesinin havalı stili ise çizmenin işlevini gölgede bıraktı ve onun ordu botlarının öncüsü olmasını sağladı. E 12. E il m A 1 2 E B C
33. En küçük rahatsızlığımızda, hastalığımızda bile so-
luğu doktorda alıyoruz. Neden? Eski sağlığımıza
kavuşabilmek için. Peki, bunun yerine "hastalanma-
mak için" önlemlerimizi alsak daha doğru olmaz mı?
Hani klasik bir söz vardır ya, otçul beslenin, diye;
çok severek yediğiniz bir sebze, sağlığınız için bü-
yük bir düşman da olabilir. Şu sebzede, şu meyvede
şu kadar şu vitamin, bu kadar şu mineral var, diyor-
lar ya; ortamından, ikliminden ve üretilme koşulla-
rından bağımsız olarak genellemeye dayalı söyle-
diğiniz bu sözler ne kadar doğru acaba? Bu kitapta
neyi, ne kadar tüketmeniz gerektiği, nereden tedarik
etmenizin daha sağlıklı olacağı ve uzun yıllar sağlık-
lı bir yaşam sürmenin püf noktalarını sizlere tek tek
anlatacağım ben.
NES
N
Bu parçada konuşan kişi, sözünü ettiği kitapta
hangi düşüncenin yanlışlığı üzerinde durulmak-
tadır?
PLASMO
SERONT
A Değişik yerlerde yetişen aynı tür meyve ya da
sebzenin besin değeri aynıdır.
B) Otçul beslenmek, insan türünün en sağlıklı bes-
lenme yoludur.
Bir bitkinin yetiştiği çevre, toprak, üretilme biçimi A
ile vitamin, mineral değerleri arasında ilgi vardır.
Bir sağlık sorunu yaşamadan doktora gitmenin
anlamı yoktur.
Hastalıkların önüne geçmek mümkün olmadığı-
na göre hastalandığımızda ilaçla tedavi olmak
yapabileceğimiz tek korunma yoludur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. En küçük rahatsızlığımızda, hastalığımızda bile so- luğu doktorda alıyoruz. Neden? Eski sağlığımıza kavuşabilmek için. Peki, bunun yerine "hastalanma- mak için" önlemlerimizi alsak daha doğru olmaz mı? Hani klasik bir söz vardır ya, otçul beslenin, diye; çok severek yediğiniz bir sebze, sağlığınız için bü- yük bir düşman da olabilir. Şu sebzede, şu meyvede şu kadar şu vitamin, bu kadar şu mineral var, diyor- lar ya; ortamından, ikliminden ve üretilme koşulla- rından bağımsız olarak genellemeye dayalı söyle- diğiniz bu sözler ne kadar doğru acaba? Bu kitapta neyi, ne kadar tüketmeniz gerektiği, nereden tedarik etmenizin daha sağlıklı olacağı ve uzun yıllar sağlık- lı bir yaşam sürmenin püf noktalarını sizlere tek tek anlatacağım ben. NES N Bu parçada konuşan kişi, sözünü ettiği kitapta hangi düşüncenin yanlışlığı üzerinde durulmak- tadır? PLASMO SERONT A Değişik yerlerde yetişen aynı tür meyve ya da sebzenin besin değeri aynıdır. B) Otçul beslenmek, insan türünün en sağlıklı bes- lenme yoludur. Bir bitkinin yetiştiği çevre, toprak, üretilme biçimi A ile vitamin, mineral değerleri arasında ilgi vardır. Bir sağlık sorunu yaşamadan doktora gitmenin anlamı yoktur. Hastalıkların önüne geçmek mümkün olmadığı- na göre hastalandığımızda ilaçla tedavi olmak yapabileceğimiz tek korunma yoludur.
or
go
E
d
ce
-F
Romancı, elması yontan kuyumcu gibi, hayat mal-
zemesini üslubunun ustalığı ile her türlü çirkinlikten
arıtarak bundan bir pırlanta yapmaya çalışan kişidir.
O malzemeyi olduğu gibi ortaya koyan yazar sanat inin
kapısının anahtarına hiçbir zaman erişemez. Sözün öyle
kısası, romancı sanatın nabzını elinde tutmayı bilmeli-
dir. Romancı, bir kez daha tekrarlayalım, Tanrı bağışı
olan ilham yoluyla hareket eden kişidir. Doğuştan ona
özel bir yetenek verilmiştir. Gerçeklere yüzde yüz sadık alan
kalanlar kendinden verecek hiçbir şeyi olmayanlardır.
Olayları olduğu gibi anlatmak, bir çeşit tekerrür olaca-
ğından böyle insanlar istese de kalemi üstüne egemen-
lik kuramaz.
in ill
f.
har
ir s
akl
abe
olm
Cu
37. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Romancının işi, karmaşık hayattan/okuyucunun Dy
dikkatini çekebilecek özellikte ilginç konular bulmak am
olduğu için çok zordur.
lel
B) Romancı, doğuştan gelen yeteneğini ustaca bir
üslupla yoğurarak bir sanat eseri meydana getiren is
kişidir.
F
31
C) Romancı, romanını yazarken gerçeklere sıkı sıkıya
bağlı kalırsa okuyucu/romanda gerçek hayattan alı-
nana benzer bir tat alır.
Doğuştan kendisine özel bir yetenek verilen sanatçı
bu yeteneğini hayat tecrübesiyle birleştiremezse
zamanla sanatçı kimliğini kaybeder.
E) Usta romancı, konusu ne olursa olsun üslubunu
etkili kullanırsa en sıradan konular bile okuyucunum
gözünde serüvene dönüşür.
38 Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edil
romancının özelliklerinden biri değildir?
A) Eser kaleme alırken titiz davranmak
B) Yaradılıştan ayırt edici bir kabiliyete sahip olmak
C) Sanatın gereğine uygun hareket etmek
Biçemi kullanmakta yetkin olmak
Okurların isteklerini göz önünde tutmak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
or go E d ce -F Romancı, elması yontan kuyumcu gibi, hayat mal- zemesini üslubunun ustalığı ile her türlü çirkinlikten arıtarak bundan bir pırlanta yapmaya çalışan kişidir. O malzemeyi olduğu gibi ortaya koyan yazar sanat inin kapısının anahtarına hiçbir zaman erişemez. Sözün öyle kısası, romancı sanatın nabzını elinde tutmayı bilmeli- dir. Romancı, bir kez daha tekrarlayalım, Tanrı bağışı olan ilham yoluyla hareket eden kişidir. Doğuştan ona özel bir yetenek verilmiştir. Gerçeklere yüzde yüz sadık alan kalanlar kendinden verecek hiçbir şeyi olmayanlardır. Olayları olduğu gibi anlatmak, bir çeşit tekerrür olaca- ğından böyle insanlar istese de kalemi üstüne egemen- lik kuramaz. in ill f. har ir s akl abe olm Cu 37. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Romancının işi, karmaşık hayattan/okuyucunun Dy dikkatini çekebilecek özellikte ilginç konular bulmak am olduğu için çok zordur. lel B) Romancı, doğuştan gelen yeteneğini ustaca bir üslupla yoğurarak bir sanat eseri meydana getiren is kişidir. F 31 C) Romancı, romanını yazarken gerçeklere sıkı sıkıya bağlı kalırsa okuyucu/romanda gerçek hayattan alı- nana benzer bir tat alır. Doğuştan kendisine özel bir yetenek verilen sanatçı bu yeteneğini hayat tecrübesiyle birleştiremezse zamanla sanatçı kimliğini kaybeder. E) Usta romancı, konusu ne olursa olsun üslubunu etkili kullanırsa en sıradan konular bile okuyucunum gözünde serüvene dönüşür. 38 Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edil romancının özelliklerinden biri değildir? A) Eser kaleme alırken titiz davranmak B) Yaradılıştan ayırt edici bir kabiliyete sahip olmak C) Sanatın gereğine uygun hareket etmek Biçemi kullanmakta yetkin olmak Okurların isteklerini göz önünde tutmak
a
1
lelo. UZMAN
YAYINLARI
18. Şiir niçin yazılır? Sanırım bir şairin cevap verebileceği en zor, en
bilinmez soruların başında geliyor bu soru. Hatta deyim yerindey-
se belki de tek sorudur bu. En azından kendi adıma söylemem
gerekirse değil cevabını vermek, sorulmasından dahi hiç hazzet-
meyeceğim konuların başında gelen bir tür soru olduğunu rahat-
lıkla itiraf edebilirim. Şiirden beslenen bizlere bu soruyu okuyucu
adına çevirecek olursak üç aşağı beş yukarı, okuyucunun da bu
minvalde şairle aynı safta yer alacağını, şairle birlikte aynı düşün-
cede olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü -
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
hangisi getirilmelidir?
A) edebiyatseverler şiirin ne kadar zor yazıldığını bildiğinden bu
tip sorulardan hiç hoşlanmazlar.
B) şiir yazan için de şiir okuyan için de, bilincinde olsun ya da
olmasın, şiir hayatın kendisidir; ne ararsan şiirde bulursun.
C) şiirle ilgili herkesin bir yaşantı ağında kurduğu ve kimselere
açıklayamadığı dizeleri vardır.
D) şair ve okuyucu arasındaki şiir bağını açıklamak bulanık suda
balık avlamaktır.
E) şiir okuyanla şiiri yazan, aynı dünyayı şiirle paylaşırken tek
amaçları şiirin tanımını yapmaktır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
a 1 lelo. UZMAN YAYINLARI 18. Şiir niçin yazılır? Sanırım bir şairin cevap verebileceği en zor, en bilinmez soruların başında geliyor bu soru. Hatta deyim yerindey- se belki de tek sorudur bu. En azından kendi adıma söylemem gerekirse değil cevabını vermek, sorulmasından dahi hiç hazzet- meyeceğim konuların başında gelen bir tür soru olduğunu rahat- lıkla itiraf edebilirim. Şiirden beslenen bizlere bu soruyu okuyucu adına çevirecek olursak üç aşağı beş yukarı, okuyucunun da bu minvalde şairle aynı safta yer alacağını, şairle birlikte aynı düşün- cede olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü - Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) edebiyatseverler şiirin ne kadar zor yazıldığını bildiğinden bu tip sorulardan hiç hoşlanmazlar. B) şiir yazan için de şiir okuyan için de, bilincinde olsun ya da olmasın, şiir hayatın kendisidir; ne ararsan şiirde bulursun. C) şiirle ilgili herkesin bir yaşantı ağında kurduğu ve kimselere açıklayamadığı dizeleri vardır. D) şair ve okuyucu arasındaki şiir bağını açıklamak bulanık suda balık avlamaktır. E) şiir okuyanla şiiri yazan, aynı dünyayı şiirle paylaşırken tek amaçları şiirin tanımını yapmaktır.
(7)
32 Peki ama başka ne söyleyebilirim? Kendi hislerimden,
düşüncelerimden, kendi görüşlerimden dışarı çıkabilir
miyim? Ben de birçokları gibi, yargılarımın öznel değil,
nesnel olduğunu söyleyerek çevremdekileri Kandırma-
ya çalışabilirdim ama önce kendimi kandırmak isteme-
dim. Gördüm ki kandıramıyorum. Söylediklerimin
ancak benim için doğrunun ta kendisi olduğuna kendi-
mi inandıramıyordum. O zaman ben de hep "Bence
böyledir." demeyi, "bence" den ayrılmamayı daha doğ-
ru buldum.
Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı
olabilir?
A) Kendinizden sıkça söz etmeniz, sizde herhangi bir
huzursuzluğa yol açmadı mı?
B) Yazılarınızda niçin hep kendinizi öne sürüyor, kendi
görüşlerinizi dile getiriyorsunuz?
C) Başkalarının görüşlerini hiç dikkate almadan yaz-
mak riskli değil mi?
D) Kendinizi kandırmak için mi hep yazılarınızda ken-
dinizden söz ediyorsunuz?
E) Size göre insan için en önemli şey kendisi midir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
(7) 32 Peki ama başka ne söyleyebilirim? Kendi hislerimden, düşüncelerimden, kendi görüşlerimden dışarı çıkabilir miyim? Ben de birçokları gibi, yargılarımın öznel değil, nesnel olduğunu söyleyerek çevremdekileri Kandırma- ya çalışabilirdim ama önce kendimi kandırmak isteme- dim. Gördüm ki kandıramıyorum. Söylediklerimin ancak benim için doğrunun ta kendisi olduğuna kendi- mi inandıramıyordum. O zaman ben de hep "Bence böyledir." demeyi, "bence" den ayrılmamayı daha doğ- ru buldum. Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olabilir? A) Kendinizden sıkça söz etmeniz, sizde herhangi bir huzursuzluğa yol açmadı mı? B) Yazılarınızda niçin hep kendinizi öne sürüyor, kendi görüşlerinizi dile getiriyorsunuz? C) Başkalarının görüşlerini hiç dikkate almadan yaz- mak riskli değil mi? D) Kendinizi kandırmak için mi hep yazılarınızda ken- dinizden söz ediyorsunuz? E) Size göre insan için en önemli şey kendisi midir?
Elinde
neler
bir g
bi
1950'lerden bugüne, içlerinde Nobel Ödülü'nü aires
sanatçıların da bulunduğu üç yüze yakın yazarla yapıl-
miş röportajları içeriyor bu kitap. Bu ay raflarda yerini
alan eserde edebiyat dünyasının rotasına yön vermiş
yazarlar var. Kimler mi onlar? Eminim, listeyi gördü
ğümde hissettiğim dalgalanmayı siz de hissedeceksiniz.
Yazı ritüelleri, kendi kültürleriyle ilgili neler hissettikle-
ri, aileleri kitaplarında yaşayan karakterler, hayaftan
beklentileri, umutları, öfkeleri... Onlara ve yazdıklarına
karşı sempatinizi artıracak detaylar...
Bu parçadan hareketle
1. Birinci ligde beyzbol oynayamayacağını anlayın-
ca yazarlığı seçen Paul Auster, yazdığı her şeyi
ilk önce kendisi de bir romancı olan karışı Siri
Hustvedt'e okumuştur. Aynı şekilde Orhan Pamuk
da ilk önce hayatındaki kişiyle paylaşırmış yazdıkla-
rini.
II. Philip Roth, "Yeni bir kitaba nasıl başlarsınız?
sorusuna şu cevabı verir: "Bir kitaba başlamak.cok
nahoştur. Karakter ve açmazı konusunda tamamen
kararsızımdır ve açmazda olan bir karakter başla-
mam gereken noktadır."
Ill. Son yılların vazgeçilmez Nobel adayları arasında
gösterilen Japon yazar Haruki Murakami yazma
konusunda oldukça disiplinlidir. Eserleri elliden fazla
dile çevrilen Murakami, sabah erkenden kalkıp dört
beş saat boyunca çalışmakta ve daha sonra da gün-
lük on kilometrelik koşusunu tamamlamaktadir.
metinlerinden hangilerinin sözü edilen eserde geç-
mesi beklenir?
A) Yalnız I
D) Il ve Ill
B) Yalnız All
C) I vel
EXI, II ve Ill
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Elinde neler bir g bi 1950'lerden bugüne, içlerinde Nobel Ödülü'nü aires sanatçıların da bulunduğu üç yüze yakın yazarla yapıl- miş röportajları içeriyor bu kitap. Bu ay raflarda yerini alan eserde edebiyat dünyasının rotasına yön vermiş yazarlar var. Kimler mi onlar? Eminim, listeyi gördü ğümde hissettiğim dalgalanmayı siz de hissedeceksiniz. Yazı ritüelleri, kendi kültürleriyle ilgili neler hissettikle- ri, aileleri kitaplarında yaşayan karakterler, hayaftan beklentileri, umutları, öfkeleri... Onlara ve yazdıklarına karşı sempatinizi artıracak detaylar... Bu parçadan hareketle 1. Birinci ligde beyzbol oynayamayacağını anlayın- ca yazarlığı seçen Paul Auster, yazdığı her şeyi ilk önce kendisi de bir romancı olan karışı Siri Hustvedt'e okumuştur. Aynı şekilde Orhan Pamuk da ilk önce hayatındaki kişiyle paylaşırmış yazdıkla- rini. II. Philip Roth, "Yeni bir kitaba nasıl başlarsınız? sorusuna şu cevabı verir: "Bir kitaba başlamak.cok nahoştur. Karakter ve açmazı konusunda tamamen kararsızımdır ve açmazda olan bir karakter başla- mam gereken noktadır." Ill. Son yılların vazgeçilmez Nobel adayları arasında gösterilen Japon yazar Haruki Murakami yazma konusunda oldukça disiplinlidir. Eserleri elliden fazla dile çevrilen Murakami, sabah erkenden kalkıp dört beş saat boyunca çalışmakta ve daha sonra da gün- lük on kilometrelik koşusunu tamamlamaktadir. metinlerinden hangilerinin sözü edilen eserde geç- mesi beklenir? A) Yalnız I D) Il ve Ill B) Yalnız All C) I vel EXI, II ve Ill
Elind
nele
17
1950'lerden bugüne, içlerinde Nobel Odtiana air
sanatcıların da bulunduğu üç yüze yakın yazarla yad
Enerji kaynaklarının yarıya yakınını kullanan çok kat
yapılaşma; etkin enerji kullanımına dayalı, yeşilçatılı
ekolojik-bina tasarımlarının ön plana çıkmasını zorunlu
kılmıştır. Yeşil çatı kullanımında ekolojik dengeyi koru-
ma güdüsünün etkili olduğu düşünülmektedir.
Aşağıdakilerin hangisinde yeşil çatı kullanımında
bu parçada sözü edilen durumun öncelendiği söy- eri
lenemez?
U
A) Kanada'da Vancouver Kütüphanesindeki yeşil çatı- şte
nın, üzerinde yürümeye olanak vermeyecek şekilde ge
ağaç, çim ve bodur çalı, tek yıllık ya da çok yıllık otsuça
bitkilerle donatılması
B) Singapur'da ormanlık alanda bulunan Nanyang
Araştırma Üniversitesinin, bulunduğu ortamın doğal
yapısına uyum sağlamak için yeşil çatılı tasarlanması
niz
D) II ve III
ğu
C) Çevreye entegre olması fikriyle, İsviçre'deki Nine
Houses adlı binanın; yalnız üzerinin değil, duvarla-
rindan avlusuna kadar her biriminin yeşil çatılı olarak
planlanması
D)
D) Japonya'da Acros adlı alışveriş merkezindeki yeşil
çatının misafirlere meditasyon, dinlenme ve ken-
tin tıkanıklığından kaçma imkânı sunacak biçimde
dizayn edilmesi
E) Chicago'da bir alışveriş merkezinin kentsel isi adası
etkisini gidermek ve hava kalitesini iyileştirmek ama-
cıyla yeşil çatı projesi ile inşa edilmesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Elind nele 17 1950'lerden bugüne, içlerinde Nobel Odtiana air sanatcıların da bulunduğu üç yüze yakın yazarla yad Enerji kaynaklarının yarıya yakınını kullanan çok kat yapılaşma; etkin enerji kullanımına dayalı, yeşilçatılı ekolojik-bina tasarımlarının ön plana çıkmasını zorunlu kılmıştır. Yeşil çatı kullanımında ekolojik dengeyi koru- ma güdüsünün etkili olduğu düşünülmektedir. Aşağıdakilerin hangisinde yeşil çatı kullanımında bu parçada sözü edilen durumun öncelendiği söy- eri lenemez? U A) Kanada'da Vancouver Kütüphanesindeki yeşil çatı- şte nın, üzerinde yürümeye olanak vermeyecek şekilde ge ağaç, çim ve bodur çalı, tek yıllık ya da çok yıllık otsuça bitkilerle donatılması B) Singapur'da ormanlık alanda bulunan Nanyang Araştırma Üniversitesinin, bulunduğu ortamın doğal yapısına uyum sağlamak için yeşil çatılı tasarlanması niz D) II ve III ğu C) Çevreye entegre olması fikriyle, İsviçre'deki Nine Houses adlı binanın; yalnız üzerinin değil, duvarla- rindan avlusuna kadar her biriminin yeşil çatılı olarak planlanması D) D) Japonya'da Acros adlı alışveriş merkezindeki yeşil çatının misafirlere meditasyon, dinlenme ve ken- tin tıkanıklığından kaçma imkânı sunacak biçimde dizayn edilmesi E) Chicago'da bir alışveriş merkezinin kentsel isi adası etkisini gidermek ve hava kalitesini iyileştirmek ama- cıyla yeşil çatı projesi ile inşa edilmesi