Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

16 Haziran Dolmabahçe'deki lunapark açılmış. Bitişiğinde de bir sirk geçmek zorundalar. Lunaparkta akla gelen her türlü var. Öyle iyi ayarlamışlar ki sirkten çıkanlar lunaparktan oyuncağa bindik. Yüreğimin ağzıma gelmesini seviyorum galiba. Dünya da sizinle ötelere savruluyor. Baktım da oğlum hiçbir şeyin tadını çıkaramıyor yeterince. "Bundan sonra nereye gideceğiz?" ya da biraz büyüdükten sonra "Bundan sonra ne yapacağız? Yarın arkadaşımın doğum günü var, iyi ama ya öbür gün?" "Bu kitap bitince hangisini okuyacağız?" soruları bitmiyor. Yaşadığı anı bilerek, tadına vararak yaşayan bir çocuk ya da bir genç göremiyorum ortalıkta. Acaba bu duygu bir güvensizlik, yarına, bir an sonraya güvenememe duygusundan mi çıkıyor, yoksa o ani, o yarını, o kitabı hep elde bir sayma doygunluğundan mı? İşin içinden çıkamadım. 3. Bu parçada değinilen konular arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Cocukların sorgulayıcı bir tutum içinde olması B) Eğlence araçlarının insanda heyecan yaratması C)Yazarın iç dünyasında çatışma yaşaması D) Zamanın çoğunun lunaparkta geçirilmesi E) Yaşananlarla ilgili çeşitli yorumlar yapılması ha

SIM Yok 21:17 A) Yalnız C) Yalnız IIT Tüm 2 zamanların en başarılı ticari yapımlarından 1939 ta- nhi Rüzgar Gibi Geçti filmi, başta Oscar olmak üzere bir- çok ödüle layık görülmüştür. Clark Gable ile Vivien Lei- gh'in başrollerini paylaştığı ve sinema klasikleri arasında yer alan film, Türk izleyicisinin de beğenisini kazanmıştır. Filmin orijinali Amerika'daki Kongre Kütüphanesi'nin Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmektedir. Buna göre Rüzgar Gibi Geçti filmi ile ilgili olarak; 1. Aldığı ödüllere II. Oyuncu kadrosunun genişliği, III. Ait olduğu ülkeye X özelliklerinden hangilerine yer verilmiştir? %130 ET ve III B) Yalnız II OL Live

100 legn miye I. Viyen Kutsal Osma lerind rupa Osma manini nin tes lan, Ru dahil ol mustur Osmani lofça vel zalanm Not Karlofça An Devtofi büyül betmişth ist Karadeniz k Rusya'ya bu Dam A 5 Are Out my A Devleli Doğu'da Iran, Bati'da Avusturya, Lehistan Ve TÜRKÇE Osmanlı padişahina denk sayılacak, 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sosyal roman türünün en iyi örneklerini kaleme alan Tolstoy, eserlerinde dönemin siyasi, toplumsal, ahlaksal ve ekonomik sorunlarına parmak basmıştır. Yazdığı çok katmanlı eserler, olumlu ve olumsuz, çok sayıda eleştiriye maruz kalmıştır. Çağdaşı Dostoyevski ile çeşitli yönlerden karşılaştırılmış, iyi ve zayıf yönleri değerlendirilmiştir. Tolstoy'un birey merkezli eseri Anna Karenina, özgün bir anlatımı olsa da kişiselliği yeterince verememesi dolayısıyla eleştirilmiştir. Eserin ana kusuru imgelerin sırf psikolojik açıdan tasvir edilmiş olması ve romanın sosyo- tarihsel koşullara bağlı olma gerçeğini tamamen göz ardı etmesidir. Tolstoy, burada Anna'nın trajedisinin nedenlerine eğilmemiş, sadece onun biyolojik dürtülerinden söz etmiştir. Anna Karenina'ya karşı taraf tutmuş, onu sadece soylu yaşamın içindeki güzel ve akıllı bir kadın olarak değerlendirmiştir. Dostoyevski gibi hangi statüde olursa olsun, kadının ruh hâllerini okuyucuya ayrıntılarıyla yansıtmayı düşünmemiştir. Dostoyevski, Suç ve Ceza romanında Tolstoy'un Anna Karenina'da yapamadığını yapmış; başkarakter Raskolnikov'un tüm hastalıklı hâli, gelgitli psikolojisi, heyecanları, korkuları ve zekâsını okuyucuya yansıtmıştır. 39 Bu parçadan Anna Karenina ile Suç ve Ceza 365 1. Soll utiler, Akdeniz'de üs olarak kullanabilecekler- sırasıyla aşağıda B 40. Bu parçaya göre Tolstoy ve Dostoyevski'nin romanlarını okuyan birinin aşağıdakilerden hangisin söylemesi beklenmez? Anna Karenina romanını okurken sürekli olarak Anna'nın yaşadığı ruh hällerindeki derinliği aradım ancak yalnızca onun salonlardaki davranışlarını görebildim. B) Raskonikov'un melankolik ruh hållerini, sokakta yeni tanıştığı bir adamın ailesine yaptığı iyilikleri yansıtırke unutuveriyordum. CYAnna Karenina romanını okurken olayların akışında Anna'nın neler hissettiğini ve psikolojisini anlamaya çalışmam boşuna bir çabaydı. Vene D) Romandaki eğitimli karakter Anna'nın, bireysel yaşamının dönem sosyal koşulları içinde ayrıntılarıyla yansıtılmasını çok başarılı buldum. B 1. Bu testte sırasıyla Bilgisi dersini yas 25 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, c 1. Izmirin işgalinin 16 Mayıs 1 17 Mayıs 18 Mayıs protesto mit Bu mitingl 1. Izmirin II. Yunan III. Türk yargılar 3. Vijana K rin Osser vosyal vs el sini kullan E Roman boyunca büyük şehirde hukuk öğrenimi gören yoksul bir öğrencinin ruhunun derinliklerini de görme imkânı buldum. A) Yain

başta olmak üzere, Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse "Kızılırmak Nehri'nin fiziki özelliklerinde zaman içinde değişiklik olduğu" sonucuna ulaşılır? C A) Türkiye'nin kendi sınırları içerisinde doğan ve kendi sınırları içinde denize dökülen en uzun akarsuyu olma özelliğini taşır B) ne tür yatırımlar yapılacağıyla ilgili nehir yatağının yakın çevresinin fotoğraflı topografya haritaları çıkarılmıştır C) akarsu yatağında bir değişim olup olmadığını belirlemek için çok sayıda çalışma ortaya konmuştur D) nehir yatağından alınan örneklerle suyun hangi bölgelerde, ne tür toprak özelliklerini kazandığı araştırılmıştır E) taşımacılık gibi gerekçelere bağlı olarak nehir yatağı daraltılmış, hatta başka yöne akıtıldığı olmuştur 2. Adalet, belirli bir sistemi olan, özellikle, modern toplumsal düzenlerde hakkın yerini bulması demektir. Tarihte tüm toplumlarda kutsanmıştır ve tüm erdemlerin kökeni, içinde derinlikli bir psikolojinin yattığı adalete dayanır. Bu yönüyle adalet, "hak" duygusunun yüceltilmiş hâlidir. Yüzyıllardır geleneğin tandırında pişmiş olan iyilik, sevgi, merhamet, kahramanlık gibi yüksek duygular da adalet isteğinin bir yansımasıdır. 104 TO Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarihin çeşitli dönemlerinde yaşanan sorunlardan sıyrılmış olmak B) Zamanın olgunlaştırıcı etkilerini içinde taşıyor olmak Yapılan her işin arkasında kitlelerin iyiliğini önemsemek D) Toplumdaki zayıf - güçlü dengesini en aza indirmek E) Deneyim sahibi kişilerin tutarlı çalışmalarıyla zenginleşmek 365 GON 2 4. Du ka de kit de ya Bu B E

29. Doğa, her çağda sanatın biçimsel arayışlarına kaynaklık etmiştir. Henry Moore'un dediği gibi doğanın gözlenmesi; sanatçının biçim bilgisini geliştirir, sanatçıyı yeni tutarak yalnızca kuramlarla çalışmaktan alıkoyar, esinlenme gü- cünü besler. Ancak sanatçı, doğayı biçimsel arayışlarına kaynaklık etmesi için ele aldığı zaman, o biçimler üze- rindeki çalışmalarını bir basamak noktası olarak düşü- nür. Bu biçimleri alıp tekrarlamaz yapıtında. Kendi özgün biçimini oluşturmak için bir ara basamak olarak görür. Yani doğa formları, sanatçı için yalnızca bir yol gösterici durumundadır. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Sanatta temel olan; doğanın, sanatçının kişiliği ile kay- naşarak asıl biçiminden soyutlanmasıdır. B) Doğa; sanat aynasından tamamen farklı, bambaşka bir biçimde yansır. C) Doğa; sanatçıya yeni anlatım olanakları, biçimlendir- me yöntemleri sunar. D) Sanatçı sanat ürününe ulaşma sürecini yaşarken doğa, onun yardımcısı olur. E) Sanat ürünlerini meydana getiren malzemeler, ancak yetkin sanatçılar tarafından fark edilebilir.

8. Rumeli Caddesi'nde herhâlde iyi iş yapmayan bir lokanta sahibinin canina tak etmiş olacak ki bütün kerametin sandviç adlarının sonundaki "-ger" takısından kaynaklandığını sanarak ama bana kalırsa işi alaya almak için, günün birinde lokantasının kapısına koca bir yemek listesini şu yemek adlarıyla asmış: çorbager, köfteger, sebzeger, kadayıfger... Bu parçaya göre, lokantacının alaya almak istediği durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Modern yaşam biçiminin doğurduğu ayaküstü beslenme alışkanlığı B) İnsanlarımızın isimleri yabancı olan ürünlere düşkünlüğü X C) Türk mutfağının günümüz koşullarına uyum gösterememesi X D) Rumeli Caddesi'nde iş hayatının giderek sönükleşmesi E) Geleneksel olan her şeyin toplumda küçümsenmesi PALME YAYINEVİ Bu parça ötekiler 11. Yen koy yen kov kac ko

19. Şairler "gariban, düşkün" insanlardır, öyle olmasalar za- ten şair olmaları ya da şair kalmaları çok zor. Resim ise öyle değil. Resim yapmak istiyorsanız kâğıdınız Avru- pa'dan gelmeli, yüzde yüz pamuk olmalıdır. Bir tabaka sulu boya kâğıdına ödeyeceğiniz parayla otuz civarında ekmek alırsınız. Bir fırçaya ödeyeceğiniz para ise bunun 5-6 katıdır. Bir boya takımını yarım asgari ücret maa- şıyla alırsınız. Bu, çok da önemli değil çünkü sırça köş- künüzde manzara betimlerken bunlarla ilgilenmezsiniz. Şiir için ise bir kurşun kalem, bir cep defteri, yüz gram çay veya dolu bir heybenizin olması yeterlidir. Bu parçanın yazarı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Ressamların halktan kopuk insanlar olduğunu ima etmektedir. B) Siir yazmanın birikimle mümkün olabileceğini dile getirmektedir. C) Resim yapmanın maliyetli bir iş olduğunu ifade et- mektedir. D) Rahat bir hayatın şairlik damarını zayıflattığını dü- şünmektedir. E) Resim yapmanın ekonomik getirisinin olduğuna inanmaktadır. X

5. ● ● Basketbol kim tarafından bulunmuştur? Basketbolun Avrupa'da ilk denemeleri ne zaman ve nerede olmuştur? Basketbolun ilk hâliyle ilgili bilinenler nelerdir? Basketbol, olimpiyat oyunlarına ilk kez nerede ve ne zaman dâhil olmuştur? Aşağıdaki bilgilerden hangisi bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir? AX 18 1893 yılında, Paris'in Trevise Sokağı'nda eski bir jimnastik salonunda ilk denemeleri yapılmıştır. V B İlk olarak 7 kişilik takımlarla ve yirmişer dakikalık üç devre üzerinden oynanmıştır. C) ABD'nin Massachusetts eyaletinde, Springfield Genç Hristiyan Erkekler Birliği (YMCA) Eğitim Okulunda beden eğitimi öğretmeni olan Kanadalı Dr. James Naismith tarafından bulunmuştur. 1 D) Amerika'da yerleşik Mayalardan günümüze ulaşan kalıntılardan edinilen bilgilere göre, biraz farklı bir tarzda ve daha çok fiziki güce dayalı benzerinin oynandığı düşünülmektedir. E) 1936 Berlin Olimpiyatları'nda ilk müsabakaları baş- latılmıştır.

cevaplayı- toplu günlük, ncel yazı ya Simi ve kişili- risk bilgiçlik ndırarak an- en "edebiyat çidir. Sorun, boş ya da anlaşılırlığın tle kültürü- üşürmektir. gi köşesine az değildir. inılmazdır. lık süreçte e öyküler yazarın amama- dolayı, eis asi erle ört- edebî- düşün- tür- mesi arın ta- 14 A 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız. İklim krizi ve ısınan havalar, dünyanın birçok bölgesin- de çok hızlı bir şekilde mevsimlerin değişmesine neden oluyor; ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor. Son yıllarda, sonbahar aylarında havaların ortalamadan daha sıcak olduğunu görüyoruz; ağaçlardaki yaprak dökümü de gecikiyor. Uzmanlar, aynı şekilde ilkbaharda havaların erken ısınması nedeniyle, bitki ve ağaçların olması gere- kenden erken çiçek açtığını belirtiyor; İngiltere'de bunun neredeyse bir ay erken yaşandığını ifade ediyorlar. Kış aylarında ağaçlarda çiçek görmek bizi ne kadar mutlu etse de uzmanlar, çiçek açma düzenindeki değişimin tehlikeli olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor ve bu değişimlerin devam etmesi durumunda kuşların, böcek- lerin ve tüm ekosistemin, etkileri ciddi şekilde hissede- ceğini söylüyor. Dünyadaki tüm canlı türlerinin birbiriy- le hassas bir ritim içinde var olduğu biliniyor. Bu ritmin bozulması, bilim dünyasında ekolojik uyumsuzluk olarak nitelendiriliyor ve uzmanlar, sonuçlarının korkunç olabile- ceğine dikkat çekiyor. 39. Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşı- labilir? Insan; doğanın yalnız kendisine değil, tüm canlılara ait olduğunun bilincinde olmalıdır. B) Dünyadaki ekolojik dengenin bozulmasından en çok etkilenecek canlı turu insandır. İklim krizinin olumsuz etkilerinin alınacak önlemlerle azaltılması mümkündür. D klim düzenindeki değişikliğin devam etmesi, doğayı ve tüm canlıları derinden etkileyecektir. E) İnsan, doğaya biçim vermeye çabalamak yerine onunla uyum içinde yaşamalıdır. 40. Bu parçadan "iklim krizi" ile ilgili aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz? A) Mevsimlerin döngüsünün değişmesi gibi bir durumu ortaya çıkarmıştır. BY Dünyadaki yaşamı etkileyecek tehlikeli durumlara neden olacaktır. insanların yaşama ilişkin alışkanlıklarını değiştirmele- rinden kaynaklanmaktadır. Sadece bitki ve ağaçlar üzerinde etkili olmayacaktır. Canlı türleri arasındaki denge ve uyumun bozulması- na yol açacaktır. Diğer sayfaya geçiniz S9630 BIYOLGA TUM DERSLER TUR 129 TAR TORKÇE SN 1234567891011 COBARCSSE A EA MATEMATIK (TEMEL) SN123456789 10 11 12 OCAADID CABADDE 30CBECA Konular 1-(TDE.14) Motnin konusu ana 2-(TDE 15) Metnin yardimci düg 3-(TDE 1.1) Metinde geçen kelim 4-(TDE 13) Metri oluşturan cum 5-(TDE 121) Metinler üzerinden 6-(TDE 1.17.) Metindeki cümleler 7-(TDE 1 20) Metindeki kelimele 8-(TOE 122) Melinler üzerinder Konular 1-(9.3.1) Sayı Kümelen 2-(9352 a) Sayi ve Kesir Prob 3-(9113) Kosulku onermeyi v 4-1933) Biring Dereceden De 5-(9332) Birinci dereceden 1 6-19.3.33) Mutlak değer içeren 7-(9.3.4) Usku ifadeler ve Der 8-19.342) Köklü ifadeleri içer 9-(941.1) Uggende açı özel 10-(10.2.13 ) Fonksiyonların 11-(9.35.2 b) Yaş Problemler TYT-3

Sis A 33. Karikatür, çarpıtılmış ve abartılmış çizimlerle herhangi bir kişi, durum olay hakkında fikir oluşturan mizahi resimdir. Tenkit, hiciv, şaka veya alay içeren özlü anlatının evren- sel dilidir. Bir yazarın kelimelerle vermeye çalıştığı mesajı, karikatürist, basit çizgilerle kısa ve çarpıcı biçimde verir. Çizilen portre, o tiplemede karşılık bulan genel fikri, tem- sili ifade eder. Karikatür, yalnızca ele aldığı kişi veya ko- nunun yorumu değil; içinden çıktığı kültürün de bir yansı- masıdır. Bir sorunun dışa vurumu olması nedeniyle hem dönemsel tanıklık eden hem de tarihin kayıtlarını tutan bir arşivdir. Bu parçadan "karikatür"le ilgili aşağıdakilerden hangi- si çıkarılamaz? Ait olduğu devirden izler taşıdığı Hem evrensel hem ulusal yönünün olduğu CEleştirel düşünceleri ortaya koyma aracı olduğu D Kişi ve olayları mübalağalı biçimde yansıttığı Toplumu ve insanları, yanlışlara dikkat çekerek uyar- dığı

2 E) İslamiyet'in kabulü Necip Fazıl, varlığı parçalayarak anlamaya çalışan bir filozof de- ğil; yekpare olarak kavramaya bir şairdi. Gözlerini bir impara- torluk coğrafyasındaki aydınlığa açıktan sonra ilerleyen yıllarda kendisini eskisine göre çok küçük sınırlarla sahip bir ülkenin va- tandaşı olarak bulan trajik bir neslin beyni fikir sancıları ile zonk- layan bir ferdiydi. Bir hayat tarzının, bir kültürün toptan inkâr edildiğine şahit oldu. Kökten kopuşun ve küçülme çabalarının acılarını yaşadı. Bunun için çoğu eserinde yitirilen büyüklüğe mersiyeler söyledi. Bu parçaya göre Necip Fazıl ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? anlamaya çalışmış- çalışmış- A) İnsanın varlık gayesini bir bütün hâlinde anlamaya tır. Compare B) Amparatorluktan cumhuriyete geçişin bir neslidir. C) Köklü bir geçmişin ve kültürün reddedildiğini görmüştür. D) Farklı bir dünya tarzı ve kültürüyle yetiştirilmiştir. E) Yitirilen bir imparatorluğun ve onun yitirilen mirasının acısını yaşamıştır. 136=

3. (1) Tasavvuf felsefesi, 12. yüzyıldan başlayarak 19. yüzyı- la kadar Türk kültürüne yön vermiştir (1) Anadolu'da yer-¹ leşik ve yarı yerleşik topluluklar arasında farklı uygulama biçimleri gösteren bu felsefe, dinî bir içerik taşır. Belli bir tasavvuf anlayışına bağlı derviş şairlerin şiirleri de bu yüzden, bağlı oldukları inanışın gereklerini içeren ilkelerle doludur. (IV) Belki Pir Sultan Abdal'ın doğa konulu kimi şiirleri istisna sayılabilir. (V) Yunus Emre ayrı tutulursa denebilir ki tasavvufçular, şiirlerini didaktik tarzda kaleme almıştır. (VI) Tasavvufi şiirlerin çoğu da böylelikle kişilerin duygularından çok aklına seslenen, onlara bir dünya görü- şü empoze etmeye çalışırken kuruluğa düşen ürünler olmuştur. LIMLERİ YAYINLARI Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri, kendisinden önceki cümlede belirtilenlere bağlı bir Sonucu que getirmektedir? A) II e III ) III ve VI B) Ive V C) III e V E) V V VI

Her- oşça ar da lygu- akal- şisel erme al ve atun orta- li bir an- 1- a 1 Tandem Yayınları 35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Çocuğun yetişmesine anaokulundan itibaren yön vermek ve hayal dünyasını geliştirmesi, zevk duyduğu şeyleri keşfetme- si için çocuğa çeşitli olanaklar tanımak gerekiyor. Uzmanlar, okul öncesinde edinilen deneyimlerin, çocukların beyinlerini hamur gibi yoğurduğunu söylüyor. Ayrıca çocukların belirli ye- tenek ve becerilerinin temellerini attıklan özel "zaman pence- releri" olduğunu belirtiyor. Bu "zaman pencereleri'nde alınan bilginin niceliği ve niteliği, beyindeki sinirsel yapıların birbiriy- le bağlanma yoğunluğunu ve işlevlerini belirliyor, farkli beyin bölgeleri arasında, gelecek yaşamda kullanabileceği "bilgi yol- lanı" oluşturuyor. Yani hareket, görme, müzik, konuşma ve duy- gusal alanlardaki beceriler; bu dönemlerde daha çabuk gelişi- yor. Bu pencereler, yaş gününe eklenen her mum sayısıyla birlikte yavaş yavaş tekrar kapanıyor. Sinir hücreleri bağlan- ma işlemini doğru zaman diliminde başaramadığı takdirde do- nülmez bir yola girilmiş oluyor. 35. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Okula başlamadan öğrenilenlerin beyni şekillendirdiğine B) Anaokulunda çocuklara seçenekler sunulması gerektiğine C) Zamanında eğitilmeyen beyinde olumlu gelişmelerin müm- kün olmayacağına D) Çocuğun zihinsel gelişiminin zaman zaman daha da hız- Handığına Başarılı meslek seçimlerinin çocuk yaşta alınan kararlara bağlı olduğuna X 36 Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Benzetme yapıştır. B) Yinelemeden yararlanılmıştır C) Karşılaştırmaya yer verilmiştir. D) Tartışmadan yararlanılmıştır. Nesnel bir anlatımla yazılmıştır.

S5 yınız. deri ve Onyaya milenin erlere say Baba, ştur. ndan ostu nek- en ace ak ki Jr, an ir B DİL VE ANLATIM 1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Günümüzde dünya edebiyatının en temel taşlar arasında kabul edilen Puşkin, Dostoyevski ve Tolstoy gibi büyük edebiyatçıların çıkış yaptığı 19. yüzyılda, Rus müziği de yükselişe geçmek durumundaydı. Yüzyılın ortalarına doğru, aynı edebiyatta olduğu gibi milli ögelere yoğunlaşılan bir müzik anlayışı M. Glinka ile oluşmaya başlar. Glinka'yı "Rus Beşleri" olarak bilinen M. Balakirev, M. Mussorgsky, N. Rimski-Korsakov, A. Borodin ve C, Cui adlarında beş amatör müzisyenden oluşan bir grup takip eder ve Rus müziğinin tamamen milli bir boyut kazanmasını sağlar. Rusya'daki müziğin başarısının ülke sınırlarından çıkıp evrensel bir hale gelmesini sağlayan ilk Rus besteci şüp- hesiz ki Pyotr Ilyiç Çaykovski'dir. Birçok sanatçıya ilhan kaynağı olan sanatçının müziği milli ögeler barındırmakta, Rusya'ya ve halk şarkılarına olan sevgisinin müziğine yan- sıdığı her fırsatta görülmektedir. Ancak bunu çağının gerek- tirdiği son derece Batılı yöntemler ile yaparak zamanındaki ve kendinden sonraki diğer önemli bestecilerden ayrı bir ekol oluşturmuştur. Koyu, sert ve etkili melodileri klasik formlar ve Rus ruhu ile kullanmıştır. Eserleri ilk seslendi- rilişinde büyük takdir almasa da çok kısa süre içerisinde sevilmeyi başarmıştır. Her yazdığı eser müzik otoriteleri tarafından bir öncekinden daha başarılı bulunan beste- cinin keman konçertoları dünyanın her yerinde sezonluk programların vazgeçilmezleri hâline gelerek Çaykovski'nin başarısını kalıcılaştırmıştır. Rusya, yetiştirdiği bu büyük besteci ile yaşamında ve öldükten sonra gurur duymuştur. 1. Bu parçadan hareketle Çaykovski ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenebilir? A), Yaptığı müziklerle Rus sanatının öncülerinden olan sa- natçının başarısı ülkesi dışına taşmıştır. B) Onun sayesinde müzik sanatı dünyanın her tarafında yönelinen bir alan olmuştur. C) Ürünleri ile Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde örnek alınıştır.. D) Ürünlerinin başarısı dolayısıyla edebiyattaki Tolstoy gibi isimlerle karşılaştırılmıştır. E) Onun sayesinde döneminde Rus müzi dünyanın en iyisi olarak kabul edilmiştir. 2. Bu parçada Çaykovski ile ilgili olarak, Eski ve yeni tarzları birleştirerek özgünlük oluşturmasına Yaşadığı dönemin oldukça zorlu olmasına luşturmayara TT. Sonraki dönem sanatçılar tarafından örnek alınan biri olmasına yukarıdakilerden hangilerine değinilmemiştir? A) Yanız I B) Yalnız C) Yanız III D) I ve II NI ve III D 3. E G 4. la H INC d

25. Tahmine dayalı şans oyunlarında bütün olasılıkları içeren sayıda kolon oynasak garanti "kazanır" mi- yız? Bilemem. Yani elbette en büyük ikramiyeyi tek başınıza ya başka tutturanlar varsa payınıza düşen kadarıyla olan miktarı alırsınız. Ama "kazanmış" olur musunuz? Bunu size garanti edemem. Gelin size bazı bilgiler vererek ne demek istediğimi anlatayım: Örneğin Sayısal Loto'da tek bir sütunda 6 rakamı da doğru tutturmanızın garantisi için 13 milyon 983 bin 816 birbirinden farklı tahminde bulunmanız gereki- yor. Milli Piyango İdaresinin 625'inci haftada oynat- tığı Sayısal Loto'da büyük ikramiyeyi 1 kişi kazan- mıştı. Kazandığı tutar 1 milyon 564 bin 938 lira oldu. Peki o kişi bu parayı yukarıda belirttiğimiz biçimde bütün olasılıkları içeren sayıda kupon doldurarak "kazanmış" olsaydı -o günün bedeli kupon başına 50 kuruş idi- 6 milyon 991 bin 108 TL'lik kupon be- deli ödemiş olacaktı. Sizce öyle olsaydı "kazanmış" olur muydu? BOS Bu parçada tahmine dayalı şans oyunları ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Gerçekten kazanmanın çok sayıda kupon dol- durmaya bağlı olmadığına B) Başkalarının da büyük ikramiyeye ortak olması sayısı kadar kazancı azaltacağına N F F Büyük ikramiyeyi kazanmayı garantileyebilecek L kadar çok sayıda tahminin mümkün olmadığına D) Büyük ikramiyeyi kazanmayı garantileyecek ka- dar çok tahminde bulunmanın, tek başınıza ka- zansanız bile kâra değil zarara yol açabileceğine E) Kazanacağınız para miktarının değişik faktörlere bağlı olabileceğine

- Kabey vacatir Dagarca, veni yard Fant Hüsnü Dağlarca'nin dünyasins en ly bicide 603 yillar boyunca isletio 1970 yılında kapatta veca, bichbekistmeden vilcing gear ve okuya nn kargena.bu.gokde.charms Bu kitabevini st okle geretleatmek için bir şans olarak görm Dagarcan dünyasının içine giraighinde ka ser sergilemeyecan atmasına karana 30a bir adam byuyorsunuz. Onu anlamak için Oncelikle bu mamma çözmek gerekiyor. Dağlar ek yards sirleri vering asarak yoru Bu parçadaki "Dağlarca, yazdığı şiirleri vitrine asarak yıllardır bekliyor." sözüne dayanarak aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) Dağlarca'nın, okurlarıyla şiirleri aracılığıyla ilişki kurduğu C Dağlarca'nın, şiirlerinde kendine özgü bir dil ku landiği Her şiir okuyucusunun Dağlarca'nın şiirlerinden farklı tat alacağı D) Dağlarca'nın son dönem şiirlerinin öncekilerden daha çok ilgi gördüğü Dağlarca'nın eski şiirlerinin derlenerek yeniden satışa sunulduğu Le