Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Bu soruya net bir cevabım yok. Yalnız öykü dili, en etkili iletişim dilidir hatta sözcükleri seçme ve kullanma yeteneğidir. Çünkü öykü, okur okumaz kalpte iz bırakır; bilinçaltına hemen ulaşır ve orada kendine yer bulur. İnsan için öykü kahramanlarıyla özdeşleşmek, kendi gerçeğimizle yüzleşmekten daha kolaydır. Okuduğumuz öyküden hisse çıkarmak, kendi hatalarımızdan ders almaktan biraz daha kolaydır. Üstelik öykü, insanı yaşadığı mekândan koparmadan derinlemesine ele alır. Bu açıdan bir insan karşısındakini ikna etmek istiyorsa kullanabileceği en etkili yöntem öyküdür diye düşünüyorum. Öyküler mantığın duvarlarını kolayca aşar çünkü. Bir de öykü, sosyal hayata, günümüz insanının yaşam temposuna ve ritmine uygun bir tür. Sanırım bütün bunlar öyküye odaklanmamda etkili oldu. NEV www. 39. Bu parçada öyküyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Okuru yaşama bağladığına B) Duygulara seslendiğine C) Öğretici bir yönünün olduğuna X D) Insanı çevresiyle bütünleştirerek verdiğine E) Sosyal yaşamla uyum içinde olduğuna

10. Sosyal psikolojinin uzun bir geçmişi, kısa bir tarihi vardır. Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sosyal psikolojinin, bilimsel yaklaşımlarla ele alınmasından çok daha eskiye dayandığı B) Sosyal psikolojinin, yeni yeni tartışılmasına rağmen ilk uygarlıkla ortaya çıkan bir bilim olduğu C) Sosyal psikolojiyle ilgili görüşleri tarihin ilk çağlarına kadar götürmenin mümkün olduğu D) Sosyal psikolojiye yönelik yaklaşımlanın, insanlık tarihinin her döneminde varlık gösterdiği E) Sosyal psikoloji ile ilgili görüş ve söylemlerin yakın bir geçmişte ortaya çıkmaya başladığı

by Yazarların ve şairlerin üslubunu çoğu zaman 8 dünyaya bakış açıları belirler. Edebî akımla- rin ortaya çıkması da böyle doğmuştur zaten. Sanatçıların doğaya bakış açısına göre üs- luplar doğmuş ve bu üsluplar da yeni sanat akımlarını doğurmuştur./Parnasizm yanlıları gerçekçi bir ressam gibi algılamışlar doğayı. Sembolist akımı benimseyenlerse doğayı ol- duğu gibi değil de kendi izlenimleriyle, ken- dilerinde uyandırdıkları çağrışımlarla yansıt- mışlardır. Ahmet Haşim'in doğayı ve insanın dış görünüşünü altını kurcalayarak şiire yan- sıtması da bundandır. Paragratta Ana Bu parçadan hareketle 1. Edebiyatçılarımız arasında doğayı Ahmet Haşim gibi algılayan kimse olmadığı II. Sanatçıların doğayı sanatın bir aracı, malzemesi gibi gördüğü Y III, Sanatçıların çoğu zaman dış dünyayla bir A ilgilerinin olmadığı R G 1 IV. Edebiyat akımlarının ve üslup farklılığının temelinde bakış açısının olduğu D) IV E) V V. Şiirde doğaya bakış açısı farklı olan Y akımların parnasizm ve sembolizmle si- nırlı olduğu yargılardan hangisi söylenebilir? A) I B) II Y C) III AYINLARI

Bir Halk Eğitim Merkez'inde yapılan Bilgisayar, Fo- toğrafçılık ve Pazarlama kurslarına katılan Kadir, Lale, Mehmet, Nilay, Osman, Pelin, Remzi, Sema ve Tarık ile ilgili şunlar bilinmektedir: ● ● ● Herkes sadece bir kursa gitmektedir. Bilgisayar kursuna dört, fotoğrafçılık kursuna üç ve pazarlama kursuna iki kişi katılmıştır. Kadir ve Lale aynı kursa gitmektedirler. Tarık ile Remzi aynı kursa gitmektedirler. Pelin ve Sema farklı kurslara gitmektedirler. Osman, pazarlama kursuna gitmektedir. Mehmet ve Nilay farklı kurslara gitmektedirler. V 7. Tarık'ın fotoğrafçılık kursuna gittiği biliniyorsa aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur? A) Kadir fotoğrafçılık kursuna gitmektedir. B) Lale ve Nilay aynı kursa gitmektedirler. C) Remzi ve Mehmet aynı kursa gitmektedirler. D) Pelin ve Nilay farklı kurslara gitmektedirler. E) Kadir ve Sema farklı kurslara gitmektedirler.

- SOSYAL BİLİMLER - 1 TESTİ rih (25-34), Coğrafya-1 (35-40) ile ilgili toplam 40 soru vardır. atı-Sosyal Bilimler-1 Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 3. Bilim, bir özneye veya bir grup özneye ait bilginin sistema- tik anlatımı ve sınıflandırılması olup bu bilgi araştırmalar so- nucu doğruluğu denetlenebilen ilkeler ve yasalar olarak dü- zenlenmiştir/Bu ölçülere göre bir sözlük, telefon rehberi ve hatta yemek kitabı bilimsel bilgiyi içeriyor demektir. Şöyle ki sözlükteki sözcükler sistematik araştırmalar sonucu son de- rece düzenli şekilde sıralanmıştır. Üstelik doğru olup olma- dığını denetlernek de her zaman olasıdır. Kent telefon rehbe- ri ise bir tip bilgiyi düzenli bir şekilde sunmaktadır. Rehberin doğruluğunu denetlernek her zaman ve herkes için olanak- lıdır. Yemek kitabına gelince hiç kuşku yok ki denemeler ve dizgesel araştırmalar sonucu istenen lezzeti sağlayan açık- lamaların düzenli bir şekilde sunulmasıdır. Bu parçada bilimsel bilginin ölçütleri aşağıdakilerden han- gisi sayumamıştır? Belirli bir düzende sınıflanması Sistemli araştırmalarla doğrulanabilmesi III. Toplumun genelinin yararını amaçlaması IV. Genel kurallar şeklinde ortaya konması Belli bir grup tarafından kabul edilmesi Ave II D) ve IV A B) Ive III E) III ve X C) II ve IV TU 5 . Toplumsal gelişimin hızı arttıkça kuşaklar arasındaki uyum süreci önem kazanır. Günümüzde gençlik döneminin uza- nomik güvenlik, entelek-

*** eis Yayınlan ******** TYT Deneme-10 27. Yüzyıllar boyu edebiyatın en önemli türü sayılan şiir gerek içerik ve öz gerekse söze dönüştürme ve su- plynuluş açısından özgün olan, etkilemeye ve duygu- ninh landırmaya yönelik oluşturulan, yaratı niteliği taşıyan idio bir söz sanatı ürünüdür. Şiirde şair tarafından içeriğin nate sunuluş biçiminin özgünlüğü hem eserin başarısı ve ped değeri hem de onu yaratan şairin üslubu hakkında -040m verilecek hükümler açısından en önemli etkendir. İçe- neperik ve şiiri oluşturan diğer bütün özellikler bundan çok Hinde(sonra gelir, pum Bu parçada şiirle ilgili anlatılmak istenen aşağıda- cendekilerin hangisidir? 28. A) Geleneği sürdüren şair, yaşanmışlığı sözcüklerle yeniden yansıtabilmiş demektir. B) Şairin özgün olabilmesi için daha önce söylenmiş konuları aşması gerekir. Bir eserin değeri ile ilgili hüküm vermede en önemli etken sunulan içeriklerdir. D) Okuyucunun kendini bulduğu her türlü edebî eser, er ya da geç başarıyı yakalayıp katıcık olacaktır. E) Şiirde esas olan şairlerin neyi söyledikleri değil, nasıl soyledikleridir. Yazar, diğer insanlardan çok başka biçimde etkilenen insandır; herkes gibi değildir. Benim de birçok yazar gibi daimî ve geçici konularım var. Daimî konularım; wallık gibi konulardır. Daimî

ağıda veri- uğu Türk, ışımı olan gibi ortak ilen sem- yit kulla- biçimine als 510 els ols ols als els 17: Klasik dönem Türk şairlerinin çeşitli nazım adı verilen şekilleri ile yazdıkları şiirler, kitaplarda toplanmıştır. 0 Aruz ölçüsüyle yazılmış iki dizeden mey- denir. dana gelen nazım birimine Bağımsız şiirler hâlinde yazılmış olan beyit- lere ---- adı verilir. İki dizesi birbiriyle kafiyeli olan beyitlere - denir. Aşağıdaki kavramlardan hangisi yukarıdaki tanımlamalarda boş bırakılan yerlerden birine getirilemez? A) musarra B) müfred D) beyit bakecar C) van E) misra-i berceste

D) Rosyal konula 33. Mayekov, bir gün bir izbeye gitmiş. Ocakta çam kütükleri yanı- yormuş. Alevler odayı aydınlatıyormuş. Bu ocağın önünde bir küçük çocuk; eline bir kitap almış, parmaklarını satırların üze- rinde yürüterek kitabı heceleye heceleye okuyormuş. Bunun karşısında uzun saçlı, uzun sakallı Rus köylüleri, kucaklarında çocukları uyuyan Rus kadınları can kulağıyla bu kızı dinliyorlar ve başlarını sallıyorlarmış. Şair diyor ki: "Bu kitap, halkın diliyle yazılmış; onun yurdunun güzelliklerini, büyüklerini, ecdadının efsanelerini, hatıralarını, kalplerinin aşklarını, elemlerini, hayat- larının ümitlerini ve rüyalarını söylüyor. Bu kitap hecelene he- celene okunsa da onun kulübelere girmesi ve halkın karanlıkta kalmış ruhlarına bir ışık olması Rusya'nın geleceğinin ufukların- da büyük ve ilahi bir güneş doğacağını müjdeliyor." Bu parçada anlatılmak istenenin ifade edildiği dizeler aşağı- dakilerden hangisidir? A) Unutma ki açgözlü bir kumarbazdır zaman Her elde aldatmadan kazanır, bu bir yasa Gün alçalıyor, gece yaklaşıyor; hatırla! B) Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir C) Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak Neler yapmış bu millet, en yakın tarihe bir sor bak Yerim sensin, göğüm sensin; cihanım, cennetim hep sen D) Ya Rab ne müsâvâti ne hürriyet ver Hatta ne o yoldan gelecek şöhreti ver Hep neşve veren aşkı terennüm dilerim Ya Rab bana bir ses yaratan kudreti ver E) Ben en hakîr bir insanı kardeş duyan bir ruhum Bende esir yaratmayan bir Tanrı'ya iman var Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar foya geçiniz.

Ta Ken bir 20 E)/Tomris Hatun'dan sonra bölgede ya varlık göstermiş bir topluluktur. 6. Cocuk ve ebeveyn arasındaki duyarlı yaklaşımın etkilerinin artırılmasında oyun oldukça değerlidir. Oyun, çocuk tarafın- dan başlatılan, eğlenceli bir etkinliktir. Çocuklar oyun yoluyla öğrenir ve gelişim yönünden güçlenirler. Oyun oynarken karar verme, bellek, strateji, gözlem, mekânsal akıl yürüt- me, problem çözme ve yaratıcı düşünce gibi birçok bilişsel becerileri; kelimeler, sözcük öbekleri gibi dil becerileri; arka- daşlık ilişkileri, yardımlaşma, paylaşma gibi sosyal becerileri; duygularını tanıma ve ifade etme gibi duygusal becerilerini zenginleştirebilirler. Oyunun bu etkilerinin gerçekleşebilmesi için ebeveynin duyarlı yaklaşım çerçevesinde oyun sürecini çocukla birlikte yürütmesi, çocuğun ilgisi ve dikkati üzerinden oyuna başlaması ya da oyunu oluşturması, oyunda sözel olan ya da olmayan bir iletişimi gerçekleştirebilmesi gerekir. Bu parçada anlatılanlardan, "oyun"la ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine ulaşılamaz? gep A) Cocuğa, bir amaç belirleyip bu doğrultuda hareket etme becerisi kazandırır. B) Sözcüklerin yanında jest ve mimiklerle iletişimin de dev- reye girdiği bir süreçtir. Cocuğun hafıza gelişimine katkıda bulunduğu gibi sorun- larla baş edebilmesini de sağlar. Docuğu benmerkezci bir tutumdan uzaklaştırıp toplumsal yönünün gelişmesine yardımcı olur. yun Oyun sürecini başlatan çocuk olsa da sürecin yönetimi ebeveyn kontrolünde olmalıdır. HIZ YAYINLARI TYT PARAGRAF

Lider Plus Yayınları 3 5. (1) Demokrasi, dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, orga- nizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir. (II) "Demokrasi" den- diğinde biz hep gelişmiş Batı ülkelerindeki sistemi anlıyoruz. (III) Ancak yakından bakarsak onların da kendi tabularına, sınırlılıklarına tanık oluruz. (IV) Bizim ülkemizle onların farkı, onların esneklik paylarının daha genişmiş gibi görünmesidir. (V) Onlar en ufak eleştiride, şiddetli baskı yöntemi yerine daha yumuşak sindirme ve yıldırma yöntemlerine başvurur- lar. (VI) Ancak bu, toplumları oluşturan temel çıkar ilişkilerini sorgulamaya kalkıştığınızda, bu demokratik (!) ülkeler en vahşi diktatörlükleri aratmaz. no150 (0 Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi kendin- den önceki cümlede belirtilen durumun doğru olmadığı- hifade etmektedir? A) II. B) III. C) IV. D) V. VI. COST TYT

TYT / TÜRKÇE 28. T A Her sayısı başka başka renklerde basılan "Mümeyyiz" çok açık bir dille çocuk dünyasını ilgilendiren konuları ele alıyor; bilmece, tefrika ve benzeri yenilikler getire- rek örnek bir çocuk yayını teşkil ediyordu. V. II. Gazetenin yakaladığı bu yaygınlık ve etki sahası, 2 çocukların da anlayıp bilgi sahibi olabileceği bir süreli yayının çıkarılması fikrini doğurmuştur. III. "Mümeyyiz" adlı politika gazetesinin sahipleri, bu 3 fikirden dolayı bir de "Çocuklar için Mümeyyiz" adını koydukları çocuk gazetesi çıkarmaya başladılar. IV. Şinasi'nin 1860'ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahvâl'i çıkarmasının ardından kısa zamanda hatırı sayılır kitlelere ulaşan gazete, önemli bir bilgi edin- me aracı hâline gelmiştir. Bu ilk denemeyi başka çocuk dergileri de takip etmiştir; Bahçe, Çocuklara Kıraat, Vasıta-ı Terakki, 5 Çocuklara Rehber gibi çocuk dergileri bunlar ara- sında sayılabilir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) C) III D) IV E) V G 29. Nöroşirü teknikler el-göz k çalışma Bu uzm tibbi gö almak, tedaviy yat son Bu gör soruml rahat g larda akader görevle II. x

2. Sanatçı, bilim insanı gazeteci, avukat... Kişi hangisi olursa olsun önünde seçebileceği çok seçenek yok- tur. Ya her şeyi kabul edecek, hakkına düşen yağma- dan payını alacak ya da halkın acılarına, sıkıntılarına ortak olacak ve halkı sömürenlere başkaldıracak. Bi- rinci yol pürüzsüz bir asfalt iken ikinci yol mıcırların olduğu, tozun toprağa karıştığı çetrefilli bir yoldur. İşte bizim sahiplenmek istediğimiz yol ikinci yoldur. Halkla bir olma, birlik olma yoludur. Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) Fikir sahibi insanların gideceği çeşitli yollar oldu- ğunu bilen biridir. B) Sanatını toplumun faydası adına kullanan biridir. C) Eserleriyle yeterince kişiyi uyaramadığını düşü- nen biridir. D) İnsanlar arasındaki bağları kuvvetlendirmeye çalışan biridir. EDüzenin insanı olmayı düşünen biridir.

A 8. Etliye sütlüye karışmayan kişiye aydın denemez. Olsa olsa o bir memurdur; okumuş, yazmış bilgili bir memur. Kimin borusu ötüyorsa ona hak verir ama verdiği "hak", "haki- S kate uygun" olmasa da fark etmez. Çevresini her geçen A gün kir kaplar, pas tutar lakin bizimki suya sabuna dokun- maz. Kimsenin hatasını söyleyemez. Korkar, tırsar, susar. Toplumun kalabalığına uyup katılır bir kervana. Bizimki kervancıdan bahşiş umar ve ürkütmez fincanci katırlarını, kervan yanlış yollara gider; aldırmaz, şaşırmaz, asla kitabı orta yerinden okumaz, asla yüksek perdeden konuşmaz. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi gerçek bir aydının özellikleri arasında sayılamaz? A) Çok geniş bir bilgi dağarcığına sahip olmak m B) Egemen anlayışa göre karar vermemek did C) Toplumun bozulmasına karşı mücadele vermek D) Haksızlıkları ve yanlışlıkları eleştirebilmek E) Çıkarları için doğrudan, nesnellikten uzaklaşmamak M ✓ A L

1. Fuentes'in son romanında kullandığı dil dikkat çekici. Yazar, kahramanı anlatırken her anlattığı kişinin kılığına, diline o kadar rahat bürünüyor ki okuyucunun, bu hızlı değişimden başı dönüyor. Bir bölümde şık bir kadınken hemen ardından kurt bir politikacı, diğerinde ise devlet arşivindeki yaşlı bir memur oluveriyor fakat hangi kılığa bürünürse bürünsün bıyıkları onu her elbisenin altından ele veriyor. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Benzer kişilik özelliklerini sıkça kullanması B) Aynı konuları tekrarlamaya başlaması C) Yazıldığı döneme ait konuları ele alması X Karakterlerin, yazarından izler taşıması E) Farklı üsluplara yer vermesi

1945 yılının zavallı Almanya'sı... Müttefik kuvvetleri ülkeye girerken telaşa kapılan binlerce zavallı Alman, Mein Kampflarını (Kavgam) bahçelerine gömüyor. Hitler'in ırkçı ve lanet görüşlerini içeren Kavgam, bu öğreti yüzünden dünyaya savaş açan ve bozguna uğrayan ülkenin topraklarına gömülüyor. Bugün aradan 56 yıl geçmesine karşın çalışkan ve üretken Almanya'da alınıp satılması yasak olan kitap hâlâ yer altında. Bu lanetli metnin serbest bırakılmasının zamanı geldi de geçti. Yasağın sürmesi, günümüz Batı dünyasının düşünce ve ifade özgürlüğü anlayışına aykırı. Yasağın kalkması, Hitler'in Ari ırkı yücelten düşüncelerinin yeniden canlanmasına mı yol açar korkusu kitap özgürlüğü açısından yanlış değil mi? Bu parçada düşüncelerini dile getiren kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Her açıdan tam özgürlüğe inanmaktadır. B) Kitap yasağına tamamen karşıdır. C) Batı dünyasını ifade özgürlüğü açısından önemsemektedir. D) Almanlara karşı sempati beslemektedir. E) Bazı milletlerin üstün olduğunu düşünmektedir.

21. Ait olduğu kültüre verdiği önem ve diğer kültürlere gösterdiği de- ğeri en iyi biçimde ortaya koyduğu 10 ciltlik Seyahatname adlı eseri ile Evliya Çelebi, insanlık tarihine yön veren kişiler arasın- da yer almıştır. Eseri, yalnızca yaşadığı dönem Osmanlı toplu- munun kültürel değerlerine değil, birçok farklı milletin kültürel birikimine dikkat çekmekte ve günümüze ulaşmış veya ulaşa- mamış nice soyut/somut kültür varlığı ile ilgili değerli bilgiler içer- mektedir. Hakkında sayısız bilimsel eser ve makale yayımlanmış olan Evliya Çelebi'yi ve Seyahatname adlı eserini tüm yönleri ile ele almak, yoğun bir çaba gerektirmektedir. Bu parçaya göre Evliya Çelebi ve Seyahatname ile ilgili olarak 1. Yaşadığı toplumun kültürel yaşamına ışık tuttuğu II. Farklı konuda yazılmış başka eserlerinin olduğu TII Yaşamı ve çalışmalarıyla ilgili çok sayıda çalışma yapıldığı JV Tarihî olayların karanlıkta kalan yönlerini aydınlattığı yargılarından hangileri söylenemez? A) I ve II D) II ve IV B) Ive III E) NI ve IV C) Ive IV ınları 23