Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

B B -- B -- TÜRKÇE T 1. Bu testte 40 soru vardır. Önerilen süre 45 dakikadır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısm (1) Dinozorların 65 milyon yıl önce gezegenimizden yok olduğunu bilirsiniz, bunu sürekli söyleriz. (II) As- linda bunu yaparken kastedilen, aviyen olmayan ya- ni uçamayan dinozorların yok olduğudur. (III) Söyle- meye çalıştığımız, alışageldiğimiz tyrannosaurus ve- ya triceratops gibi büyük ve karasal dinozorların yok olduğudur. (IV) Yoksa dinozorların yani dinosauria familyasının tamamı yok olmamıştır. (V) Günümüz- de dinozorlar hâlen yaşamaktadır ve uzak akrabaları kuşlarla timsahlardır. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde di- nozorlar hakkında aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) 1. cümlede, haklarındaki genel bilgimiz üzerinde durulmuştur. B) II. cümlede, onlarla ilgili ifade etmeye çalıştığımız asıl bilgi verilmiştir. C) III. cümlede, türlerinden bazıları örnek olarak söy- bailan lenmiştir. D) IV. cümlede, familyalarının genişliği vurgulanmıştır. E) V. cümlede, onlara yakın ve yaşamakta olan türler belirtilmiştir. 2. 1. Modern şiir dilinin okuyucunun dilinden koptuğu, bu şiiri anlamak için belli bir şiir kültürüne sahip ol- manın aşırı biçimde zorunlu olduğu bir gerçek. II. Şiir hızla okur kaybediyor ve geniş kitlelerin yanın- da artık aydın kesimler de şiir kitaplarına ilgi gös- YAYINLARI 3.

26. Andrei Tarkovsky'nin Solaris'i, Solaris gezegenin yörüngesindeki uzay istasyonuna gönderilen bir psi- koloğun hikâyesini konu alıyor. Başkahramanımız is- tasyona varır varmaz tuhaf sanrılar görmeye başlar ve bunlar birtakım komplikasyonlara yol açar. Filmde inanç, insanlık ve bilinç doğası gibi karmaşık konular işleniyor. Psikolojik drama türündeki yapım, insanın bir diğeriyle iletişim kurmadaki acziyetine odaklanıyor. Filmin işlediği konular ve sorunlar bugün de geçerlili- ğini koruyor. Sinema tarihindeki en iyi bilim kurgu film- lerinden biri olan Solaris, mutlaka izlenmesi gereken filmler arasında başı çekmektedir. Bu parçada Solaris filmi ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? VISTARSA A) Konusuna uygun bir mekânda geçtiğine B) işlediği konuların gerçekliği yansıttığına Hangi türde bir yapım olduğuna D) Alanında en iyisi olduğuna LEXYönetmeninin kim olduğuna

Yazmak, hem tek başına olduğum hem de sonuçta psikolojik olarak iyi bir iş gördüğümü hissettiğim bir şey. Yazdığım şeyin alıp başını gitmesi, ona önce hâkim olmaya çalışmayı, ortaya çıkan şeyi daha güzel nasıl anlatabilirim deyip cümle cümle di- diklemeyi seviyorum. Eskiden kendimi ifade etmenin tek yolu olduğunu düşünürdüm, epeydir böyle bir amaçla oturmuyo rum yazmaya. Tersine başka birinin yerine geçmeyi, onu ko- nuşturmayı, onun başına neler geleceğini düşünmeyi, bunlar- dan aklıma yatanlarla hikâyeyi sürdürmeyi seviyorum. Roman sanatının benim için belirlediği sınırlar içinde kalmamayı, bir yolunu bulup ihlal etmeyi, yeni yollar bulmayı seviyorum. Bu parçada görüşlerine yer verilen kişiyle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Tutarlı ve kararlı bir yazın çizgisi yoktur. B) Yazma yoluyla kendine ruhsal tatmin sağlamaktadır. C) Yetkin bir anlatima ulaşma çabasındadır. D) Karakterlerini empati kurarak oluşturmaktadır. E) Yönlendirilmeyi değil, özgürce keşfetmeyi sevmektedir.

B B 28-29. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. Abdülhak Hamit Tarhan Sahra adlı eserini Belde'den sonra yazdığı hâlde ondan önce yayımlamıştın Bu eser yeni Türk edebiyatında pastoral şiirin ilk örneği sayılır. Divan şiiri anlayışıyla çıplak tabiat güzellikleri bütün eserin konusunu oluşturmuştur. Abdülhak Hamit Tarhan tabiatın güzelliklerini ve tablo gibi karşımıza çıkardığı Sahra adlı eserinde kır hayatın, bu hayatın dinlendirici güzelliklerini çeşitli manzumeler hâlinde anlatır. Sahra, şehrin hayatının uğultularından bunalan insan ruhunun kırlara duyulan özleyişini dile getirir. 28. Bu parçadan Sahra ve Belde şiirleri ile ilgili, 1. Sahra ve Belde şiirlerinde divan şiirinin etkisinin görüldüğüne -TYT- B II. Belde adlı şiirin de Sáhra gibi pastoral özellikler taşıdığına III. Sahra'nın Türk edebiyatında bir ilk özelliği taşıdığına hangisi ya da hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I D) Ive III B) ve Il C) Yalnız II Eve III UĞUR 30.

-TYT- B = kadar güzel- ğların üstüne are, geniş bir örülmemiş bir gün, derme nıtları, bodur nde uyumuş birdenbire en nip doğrulur. 'ni andıran o n birer saray ma gecesinin başları yanar ur akasyalar, şçınarlar gibi -r, öbek öbek isi şöylene- tir. Shred.18 UĞUR 10 B B 33-34. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. Bazı insanların yoğun uğraşlar sarf ettiği, bazı insan- larınsa doğal bir yeteneği varmış gibi görüldüğü dil öğrenim yaklaşımları bulunuyor. Bunlardan bazıları konuşma üzerine ve kalıplara odaklanırken bazıları gramere odaklanıyor. Konuşarak ve gramerin bir ders olarak öğretilmesinden çok, ilgili ünitenin sonunda sezdirilerek verilmesi başarılı bir yaklaşım gibi duruyor. İngilizce özelinde konuştuğumuzda bu yöntemin İngiltere çevresindeki ülkelerde işe yaradığını görsek de gramer eğitimi, ana dili Türkçe olup İngilizce öğrenen kişiler için önemli. Her ne kadar farklı dil ailelerine mensup olan Fince ve Litvanca konuşanlara bu yaklaşım fay- dalı olsa da unutulmaması gereken şey, Finlandiya ve Litvanya'daki insanların Birleşik Krallık'a yakınlıkları ve İngiliz kültürünün Finlandiya ve Litvanya'ya etkisinin fazla olduğudur. Türkçe özelinde düşündüğümüzdey- se durum biraz farklı. Hem Türkçe bambaşka gramer yapısına sahip hem de Türkiye, Birleşik Krallık'tan çok uzakta. Bu nedenle ana dili Türkçe olanların İngilizce öğrenmesinde gramerin yeri ve önemi üzerinde özellikle durmalıyız. 33. Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Dili öğrenmek için muhakkak o dilin yaşandığı coğ- rafyada bulunmak gerekir. B) Dili öğrenmek için en uygun yöntem yoğunlaştırılmış bir gramer programıdır. CYabancı dil öğretilirken her ülke ve dil için farklı koşullara dikkat etmek gerekir. D) Yeni yöntemlerle dil öğrenmek artık eskisine göre daha kolaydır. E) Yeni bir dili öğrenmek çok fazla uğraş gerektirdiği için insanların bu süreçte sabırlı olmaları gerekmektedir. 34. Yukarıdaki parçaya göre ana dili Türkçe olan birinin İngilizce öğrenirken aşağıdaki yöntemlerden han- gisini kullanması beklenir? A) Dili öğrenmenin en basit yolu o dile maruz kalmaktır, bu nedenle yabancı dilde sürekli şarkı dinlenmeli ve dizi izlenmelidir. urallara verdiy B) Öncelikle Türkçenin bilgisi kurallarma ve ardından İngilizce gramer kurallarına hakim olmalıdır. C) Dil öğrenmede kullanılan yeni yaklaşımları denemelidir. D) ingilizcenin gramer kurallarını ve kalıplarını beraber öğrenmelidir. E) Gramer öğrenimi yerine konuşma pratikleri yardı- mıyla dil öğrenimine yönelinmelidir. Diğer sayfaya geçiniz. E 35

arsam geçir- ya ait piriydi. ofraya gidi- "Ben merek sulca sıra klerin şam. aldır- nge- baş- arak ü ve arını paz . nün ca- sivri tve vor. bu -TYT- B or. cin du. na Ü. ga ti. at 6- S I ci UĞUR B B 39-340. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. Bermuda Şeytan Üçgeni, Atlantik Okyanusu'nun 500 bin mil karelik bir bölümünü kaplayan, kuş bakışı bakıldığın- da Miami, Bermuda ve Puarda Rico sınırları içerisinde kalan üçgen biçimini andıran bölgeye verilen isimdir. Bu bölge içerisindeyken son yıllarda kaybolan insan, gemi, uçak sayısı binler ile ifade edilmektedir. Bu bölgede uçak, gemi vb. araçların bir anda ortadan kaybolmas ile ilgili olarak çok sayıda teori ortaya atılmıştır. 39. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Düşünce ornekler verilerek pekiştirilmiştir. B) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır. e) Açıklayıcı cümlelere yer verilmiştir. D) Tanımlama yapılmıştır. E) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. 40. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Atlantik Okyanusu'nun 500 bin metrekarelik kısmını Bermuda Adaları oluşturur. B) Ortaya atılan teoriler uçak ve gemilerin kaybolma- larının nedenini açıklamaktadır. C) Atlantik Okyanusu'na kuş bakışı bakılınca birçok geometrik şekil görülebiliyor. D) Bermuda Şeytan Üçgeni'nin sınırları içinde kaybol- maların nedeni tam olarak bilinmemektedir. E) Bermuda Şeytan Üçgeni'nde insanların kaybolma- sina nelerin neden olduğu belirlenmiştir. Soou TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. E

B B 38. Aşağıdakilerden hangisi "Hangi konuda yazarsam yazayım, gördüklerimi kendi ruh süzgecimden geçir- meden okuyucuya sunmam." diyen bir sanatçıya ait olabilir? A) Kasabanın yağmurlu, soğuk akşamlarından biriydi. Henüz sonbahar ayları yaşanıyordu. Fırat, sofraya oturmadı ve kafasını dinlemek üzere odasına gidi- yordu ki birden kapıya yöneldi, içeridekilere "Ben biraz hava almaya çıkıyorum." diye seslenerek dışarı çıktı. Evlerinin bulunduğu dar sokaktan usulca geçerek sahile doğru yürümeye başladı. Ara sıra sokağın kuytu bir köşesinde duruyor, aç köpeklerin kavgalarını izliyordu. Uzun uzun yürüdü o akşam. Sahil boyunca, kafasını ekseriyetle önünden kaldır- madan yürüdü Fırat. B B) Ertesi gün güneş batarken Maine Bulvarı'ndan ge- çenler, önlerinden geçen eski model, üstü ölü baş- larıyla süslü cenaze arabasını, şapkalarını çıkararak selamlıyorlardı. Bu arabada, üstü beyaz bir örtü ve kocaman bir haç bulunan bir tabut vardı. Haç, kollarını iki yanına açmış bir ölüye benziyordu, İçinde bir papaz bulunan araba ve bir çocuk arkadan geliyorlardı. C) Özellikle Paşabağı civarındaki peri bacaları, türünün en belirgin örnekleri. Çünkü bu bölgedeki peri baca- ları; konik, şapkalı, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kaya formunda. Paşabağı peribacalarının tüf, tüffit ve volkan kayaçlardan oluşan kaya bloğu da bulunuyor. Peri bacalarının kısa veya uzun ömürlü olması, bu şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak değişiyor. D) Ergün, Yaşar'ın adamlarıyla karşılaşmamak için Siirt'in sokaklarında durmadan yer değiştiriyordu. Güneş ufukta iyice alçalmıştı. Şehir Mezarlığı'na ulaşan Ergün, babasının orada olduğunu gördü. Hemen yanına yaklaşmak istedi fakat Merdan Ağa oturduğu yerden kalkarak hızlıca oradan uzaklaştı. Oğlu Ergün peşinden koştu ve ona seslendi. Fakat Merdan Ağa hiç karşılık vermeden ortadan kayboldu. E) Telaffuz ettiği kelimelerden ziyade, aralara serpiş- tirdiğimiz suskunluklar, duraklamalardı bizim esas duygularımızı ele veren. İşin aslı bize verilen romanı okumak istediğimizden bile emin değildik. Hâlbuki ilk başta gayet hevesli bir şekilde almıştık bu göre- vi. Hiç tanınmamış bir yazarın, henüz basılmamış romanının ilk okuru olmak heyecan verici bir oyun gibi gelmişti bize. Romanın ve pazarın kaderinde ufak da olsa bir rol oynayacaktık. Ama şimdi farklı hissediyorduk. Pek emin değildik böyle bir metne vakit ayırmak istediğimizden. UĞUR 39- Be m da ka ba uc uc ile 39. B SC A) (B) 40. BL A) B) C DY E) nta

3. Öz güven; insanın kendiyle barışık olması, kendini ol- duğu gibi kabul etmesi yani olumlu benlik algısıdır. Başka bir deyişle, "kendi' olmaktan memnun olması ve bunun sonucu olarak kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir. Her insanın bir gerçek egosu vardır, bir de olmayı istediği, arzu edilen egosu vardır. Bu iki egoyu da bilen ve bunları birbirinden ayırabilen bir ki şinin benlik saygısı olduğunu söyleyebiliriz. Bu, insanın hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle yüzleşebilmesi; öz güven sahibi olduğu, benlik saygısının yerinde ol- duğu anlamına gelir. Bu parçaya göre aşağıdaki davranışlardan hangisi öz güvene bağlı bir hareket olamaz? A) Yürüme engeli olan bireyin yapabileceğini düşün- düğü her aktiviteye istekle katılması B) "R" leri söyleyemeyen bir kişinin bu konuyla ilgili fik- ralar anlatıp eğlenmesi Kilolu bir adamın kendisine bu hususta takılan arka- daşlarına gülebilmesi (D) Hakkında fikir sahibi olmadığı konuların konuşul- duğu bir ortamda bireyin konuşmaya katılma çabası E Resme yeni başlayan yetenekli bir ressamın yap- tığı resimleri usta ressamlara göstermekten çekin- memesi.

TYT- B UĞUR B B 33-34. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. Bazı insanların yoğun uğraşlar sarf ettiği, bazı insan- larınsa doğal bir yeteneği varmış gibi görüldüğü dil öğrenim yaklaşımları bulunuyor. Bunlardan bazıları konuşma üzerine ve kalıplara odaklanırken bazıları gramere odaklanıyor. Konuşarak ve gramerin bir ders olarak öğretilmesinden çok, ilgili ünitenin sonunda sezdirilerek verilmesi başarılı bir yaklaşım gibi duruyor. İngilizce özelinde konuştuğumuzda bu yöntemin İngiltere çevresindeki ülkelerde işe yaradığını görsek de gramer eğitimi, ana dili Türkçe olup İngilizce öğrenen kişiler için önemli. Her ne kadar farklı dil ailelerine mensup olan Fince ve Litvanca konuşanlara bu yaklaşım fay- dalı olsa da unutulmaması gereken şey, Finlandiya ve Litvanya'daki insanların Birleşik Krallık'a yakınlıkları ve İngiliz kültürünün Finlandiya ve Litvanya'ya etkisinin fazla olduğudur. Türkçe özelinde düşündüğümüzdey- se durum biraz farklı. Hem Türkçe bambaşka gramer yapısına sahip hem de Türkiye, Birleşik Krallık'tan çok uzakta. Bu nedenle ana dili Türkçe olanların İngilizce öğrenmesinde gramerin yeri ve önemi üzerinde özellikle durmalıyız. 33. Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? 24 A) Dili öğrenmek için muhakkak o dilin yaşandığı coğ- rafyada bulunmak gerekir. B) Dili öğrenmek için en uygun yöntem yoğunlaştırılmış bir gramer programıdır. Yabancı dil öğretilirken her ülke ve dil için farklı koşullara dikkat etmek gerekir. D) Yeni yöntemlerle dil öğrenmek artık eskisine göre daha kolaydır. E) Yeni bir dili öğrenmek çok fazla uğraş gerektirdiği için insanların bu süreçte sabırlı olmaları gerekmektedir. Y

TEST-13 10. 12. SORULARI AŞAGIDAKI PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. (1) Kimileri insanı giysinin yarattığını söyler ama d celikle insanın giysiyi yaratması gerekir. (1) Giys basit bir kumaş parçası olabileceği gibi, bir Savile Roow takım elbisesi kadar teferruatlı da olabilir. ( Vücudumuzun üstüne geçirdiğimiz şeyler, incir yap rağından bu yana büyük bir evrim geçirmiş olsa da, bikini gibi bazı giysiler de incir yaprağına benzer ebe ve biçime sahiptir. (IV) Elbette bikini için de belli bir tasarım ve dikiş becerisi ve kumaş teknolojisi gere kir, (V) Günümüzde bu teknoloji o kadar gelişmiştir ki giysi sektörü en önemli sektörlerin başında gelmek- tedir. 10. Parçada geçen "insanı giyisinin yarattığı" sözüyle vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Giysinin özellikleri BGiysinin önemi C) Giysinin gereksizliği D) Giysinin çeşitliliği E) Giysinin güzelliği

- TYT- B an. -di- nel iz, ca- ISU er. rü- isi 4. zlü Bir lar alk inü et, UĞUR B B 37. Gorki, öykülerinde ve romanlarında geleceğe olan inan- cını iyimser bir yaklaşımla sergilemiştir. Bunu yaparken insanın hem kendisini hem çevresini değiştirebileceği gerçeğini, kendi yazgısının demircisi olduğu gerçeğini vurgulamıştır. İnsana "kendi kendisinin efendisi olabil- mesi" için savaşması gerektiğini nedenselliğiyle birlikte göstermiştir. Anlatımını bu yönde biçimlendirmiş, şiirsel, açık ve yalın, gülümseyen bir temel üzerine oturtmuştur. "Serseriler", "Stepte", "Yaşanmış Hikâyeler" adlı öykü yapıtlarında kendi öz yaşam öyküsü üzerine yasladı- ğı; "Ekmeğimi Kazanırken", "Benim Üniversitelerim", "Çocukluğum" üçlemesinde Gorki'nin, daha doğrusu toplumcu gerçekçiliğin bu yönü bütün boyutlarıyla gö- rülebilir. Yukarıdaki parçada Gorki ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Romanlarında iyimserlik hakimdir. B) Eserlerinde geleceğe olan inancını ifade eder. C) Eserlerinde ortaya atılan düşünce nedenselliği ile birlikte verilmiştir. D) Şiirlerini açık ve yalın bir temel üzerine inşa etmiştir. E) "Ekmeğimi Kazanırken", "Benim Üniversitelerim", "Çocukluğum" eserlerinde toplumcu yön ağır bas- maktadır.

UĞUR 9 ina olur. C) Yeni bilgi onda hiçbir çağrışım yapmamakta, tek başına sallanıp durmakta, yeni bir dal vermemekte. D) Dikkat kontrolüyle ilgili problemler yaşadığından bu problemin algı sorununa yol açtığını biliyor. E) Zihnine giren hemen hemen bütün bilgi parçaları, bir sürü çağrışım yaratır ve zihnini serbest uçuşa geçirir. 31. Cemal Süreya için "şiir" neydi? Bu soruya cevap bulmak istiyorsak çıkardığı ilk şiir kitabının ismi olan "Üvercinka" kelimesinden yola çıkmak en doğrusu olacaktır. Gü- vercin kanadından kısaltılarak elde edilmiş bu sözcük, Süreya'nın kelimeleri zorlaması adeta kelimeleri dans ettirmeye çalışılmasının bir sonucudur. Cemal Süreya, Melih Cevdet Anday'ın söylediği gibi: “Şiiri bütün faz- lalıklardan kurtarmak istiyor, usun özgürlüğünden de güzellikler doğabileceğini gösteriyor." Bu parçadan hareketle Cemal Süreya ile ilgili aşa- ğıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Kullandığı kelimelerle oynamayı seven bir şairdir. B) Alışılagelmişin-dışında bir üsluba sahiptir. C) Başka şairlerin de beğenisini kazanmayı başaran nadir sanatçılardandır. D) Aklın baskıdan kurtulunca iyiyi yakalayabileceğini düşünmektedir. E) Şairin birden fazla şiir kitabı vardır. Diğer sayfaya geçiniz.

Jl PARAGRAFTA YA 5. Atasözlerimizin kısa birer hikâye gibi olması, bu sözlerin yaşanan olaylardan sonra söylendiğini yani ortaya çıkışlarının belli bir olaya dayandığını düşündürmüştür bana. Örneğin, "Düşenin dostu olmaz." sözü durup dururken söylenmiş olamaz bence. Ya dara düşüp en yakınındakilerin bile terk ettiği biri tarafından ya da sözcüğün gerçek anla- mıyla, atından ya da eşeğinden düşüp de hiç yar- dım alamayan biri tarafından söylenmiş olmalı bu söz. Bununla birlikte, zıt anlamlı atasözlerimiz de yok değil. Ama bu durum bile birer yazınsal ürün olan atasözlerinin ortaya çıkışına ilişkin düşünce- mi destekliyor. İnsan, hayatı boyunca her türlü olayla karşılaşabilir; o anki duruma göre olaylar karşısındaki duruşu, yani söyleyeceği söz de de- ğişebilir. Bu parçadan yola çıkılarak atasözleriyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Atasözleri de edebiyatın sınırları içinde yer alır. B) Bir atasözünde övülen bir davranış, bir baş- kasında yerilebilir. C) Kimi atasözleri zamanla farklı anlamlar kazan- mıştır. D) Atasözlerinin ortaya çıkışlarına ilişkin kesin bil- gi mevcut değildir. E) Atasözleri yaşanan birtakım olaylar üzerine söylenmiştir. APOIEMI

2. Işık yoluyla kablosuz veri aktarımı teknolojisi, yani Lİ-Fİ, bugüne dek alıştığımız kablosuz bağlantı yöntemlerine olabilecek yepyeni bir yaklaşım sunuyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde son kullanıcılara yönelik cihazlarda da beklenen bu teknoloji, acaba yakın geleceğin yüksek hızlı veri aktarım ihtiyacına çare olabilecek mi? G Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) destek - istenmesi B) engel- kurulması V C) alternatif - yaygınlaşması D karşı - önemsenmesi başlangıç - benimsenmesi

mdir. trivel irasi KSI- sma, e ha sme" bazı rdır. plu -TYT- B abu zırlık inin afik ma sal ze- me an- ur. 11 UĞUR B B 23. Günümüzde çocuklar ve ergenler hem geleneksel hem de modern teknolojiyle iç içe büyümektedirler. Televiz- yon gibi geleneksel teknolojilerin kullanım süresindeki artışın ve izlenen içeriklerin, cocukların gelişimi ve sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu bilinmekle birlikte, son yıllarda daha da yaygınlaşan bilgisayar, tablet ve akıllı telefon gibi modern teknolojik cihazların kullanımının da çocuklar için hem yararlı olduğu hem de sağlık riskleri taşıdığı yapılan çalışmalarla kanıtlanmış- tır. Çocukların teknolojik cihazları uygun olmayan süre, sıklık ve farklı duruş pozisyonlarında kullanmalarının gelişimsel problemler, kas-iskelet sistemi problemleri, fiziksel inaktivite, obezite ve uyku kalitesinde yetersizlik gibi sağlık riskleri doğurduğu görülmektedir. Çocuklarda ve ergenlerde sağlıklı yaşamı geliştirmek için teknolojik cihaz kullanımının süre, sıklık ve içeriklerinin gözetim altında olması yeterli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, iyi uyku hijyeni ve besleyici bir sosyal çevre sağlanması önemlidir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Günümüzde çocukların dinleme, konuşma, okuma ve yazma gibi becerilerini geliştirebilmek için birçok firsat mevcuttur. B) Dijital teknoloji kullanımı, okul öncesi ve okul çağın- daki çocuklarda dikkat sorunları, agresif davranışlar, fiziksel inaktivite, obezite ve uyku sorunları ile ilişki- tendirilmiştir. C) Günümüzde ev ve okul ortamında dijital teknoloji kullanımındaki artış çocuklarda kas-iskelet sistemi problemlerine sebep olmaktadır. L D) Geleneksel teknolojilerin kullanımının çocukların her yönden gelişimine doğrudan olumsuz etkileri vardır. E) Cocukların teknolojiden doğru bir şekilde faydala- nabilmesi için çocuğun yaşına, sağlık durumuna, karakterine ve gelişim seviyesine göre cihazların kullanım süresi ayarlanmalı ve denetlenmelidir.

ordu. yorsa . (III) şmu- Ei. (V) se ne jida- re şi- -TYT- B el bi ol e 1- 3. UĞUR 21. Röportör: I. ---- B B Profesör: Türkoloji bölümünü üniversitede bilerek ve isteyerek seçtim. Küçüklükten beri bu bölüme bir yatkınlığım mevcut. Zamanla kitaplarla da içli dışlı olmam dil bilimi konusunda beni daha da meraklı bir hâle getirdi. Şu sıralar Osmanlı Dönemi'nde kullanılan eski Türkçenin dil bilimi kuralları üzerine çalışıyorum. Röportör: II. ---- Profesör: Üniversitelerin sayılarının artması maalesef nitelikte rinin de artması anlamına gelmiyor. Kemiyet arttıkça keyfiyet düşüyor maalesef. Ancak bununla birlikte birçok üniversitede dil bilimi konusunda değerli bilim adamlarımız mevcut. Bunlar çok kıymetli çalışmalar yapıyor. Maalesef ki bunlar bireysel olarak algılandığı için dil bilimi konusunda ses getirmeleri oldukça güç oluyor. ne Bu diyaloglarda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- 60 den hangisi sırasıyla gelmelidir? Hocam, dil bilimi alanında bitmek bilmeyen bir azimle çalışırken ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? II. Peki hocam, üniversitelerdeki dil bilim çalışmala- rını yeterli buluyor musunuz? B) I. Neden başka bir bölüm okumadınız da Türkolojiyi tercih ettiniz? II. Üniversitelerin sizce nitelikli eğitim verebilmesi için yapması gereken ilk çalışma nedir? C) I. En son hangi makaleniz yayımlandı? HÜniversitelerde bu alanda ne gibi çalışmalar yapılıyor? D) I. Eski Türkçe ile ilgili incelemeleriniz var mı? Universitelerde dil bilimine yeterince talep var mı? E) I. Kitaplara olan ilginiz ne zaman başladı? II. Ülkemizde yeterince üniversite var mı?