Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

14. Descartes, mutlak doğru bilgiye açık ve seçik bir biçimde bilinmeyen her şeyden şüphe ederek ve adım adım iler- leyerek ulaşılabileceğini söyler. Bu tür bir bilgiye ulaşmak için her şeyden kuşku duymaya, kendini açık seçik du- yurmayan her şeyi reddetmeye karar verir. Bu noktada kuşku duymayacağı tek bir şey olduğunu söyler: "Kuşku duyduğumdan kuşku duymadığım gerçektir." Bu parçadan hareketle Descartes ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisi söylenebilir? A) Kuşkuyu amaç edindiği B) İki farklı töz kabul ettiği C) Açık seçik mutlak bilgiye ulaşabildiği D) Apriori bilgilerin varlığını kabul ettiği E) Nesneler dünyasının varlığını araştırdığı

20. Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik kişinin Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve Peygamberlere iman etmesi; sevdiği maldan yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyen- lere ve özgürlüğünü kaybetmiş olan kölelere harcaması; namaz kılıp zekat vermesidir. Böyleleri antlaşma yaptık- larında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş za- manında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır. (Bakara suresi, 177. ayet) Bu ayette aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş- tir? A) İnfak C) Tecessüs F Eiman B) İbadet DYSabir Diğer sayfaya geçiniz.

6. Sana kemlik edene iyilik kil Demem ey yar kem sözü sana bil Kim ki senden kese muhabbetini Her dem onunla eyle sohbetini Kendini gör karıncadan ahkar Tâ ayrân iyi ola çün zer Diler isen ki arta mikdârın Kimseyi görme lâyık âzârın. 1600 ~ İçerik özellikleri dikkate alındığında bu beyitlerin aşağıdaki türlerden hangisine ait olduğu söylenebilir? hlubio hool A) Tezkire uby B) Fütüvvetname hü C) Vakayiname Silidonelyo D) Cenkname L exeM (8 E) Sefaretname Aviai (A 9.

F1 / DENEME-3 B 11. Orta Çağ'da din ile akıl kaynaşması yaşanmış ve felsefe- nin tüm alanlarında din etkili olmaya başlamıştır. Felsefe din ile belirlenmiştir. Merkezine din ile öteki dünya anla- yışı yerleşmiş, dinin etkisi altında bir felsefe oluşmuştur. Kimi düşünürler felsefenin dinden uzaklaştığını düşün- müş, felsefeyi geriletmiştir. Bu sebeplerden ötürü bilim de dışlanmıştır. İskenderiye Kütüphanesi bilimsel ve felsefi çalışmalarda Hristiyan düşüncesine zarar veriyor diye yakılmıştır. Bu parçaya göre Orta Çağ ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kilisenin ve kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır. B) İnancın bilgiyi mümkün kıldığına inanmışlardır. C) Din merkezli düşünceler görülmüştür. D) Düşünceler dogmatik bir kalıba girmiştir. E Sorgulamayı geliştirecek düşünceler ortaya çıkmış- tır. INSP

F1 / DENEME-3 B ↑ 37. Gerard de Nerval "Aurelia" isimli eserinde rüyalarını yazar. Bu durum, onun kendi gerçeğinden bir kaçışı, rüyaların renkli boyutunu sanatına malzeme yapışının nedenidir. Diğer bir söyleyişle düşünülen, tasarımla- nan, imgelenen şeyleri yadsıyıp rüya âleminin gizleriyle avunmasıdır. Sanatçı, rüyalarında gördüğü imajları eser- lerine işlerken çarpıcı sahnelerle karşılaşır. "Her şeyin gözlerimin önünde şekil değiştirmesi benim için uykuyla uyanıklık arasındaki tek farktı." Rüyalarını anlatan bir şair, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi Yahya Kemal gibi edebiyatı- mızın en önemli şairlerini etkilemekle kalmayıp bu etkiyi Tanpınar'ın "Abdullah Efendi'nin Rüyaları" gibi bir esere dönüştürmesine de katkıda bulunmuştur. Orhan Veli de Nerval etkisinde kalan şairlerden biridir. Nerval'in rüyala- ra yahut ütopik dünyasına olan kaçışı Orhan Veli Kanık'ta "Anlatamıyorum" şiiriyle karşımıza çıkar: "Bir yer var, bili- yorum / Her şeyi söylemek mümkün / Epeyce yaklaşmı- şım, duyuyorum / Anlatamıyorum." Bu parçaya göre Gerard de Nerval'in eserinde rüya- larına yer vermesinin nedeni aşağıdakilerin hangisi- dir? A) Rüyaların da sanatın malzemesi olabileceğini sanat dünyasına ispat etmeyi düşünmesi B) Kendisinin izinden giden sanatçılara rüyanın sanat- ta kullanılabileceğiyle ilgili bir çığır açmak istemesi C) Sanatına malzeme olabilecek en etkili sahnelerin rüyalarda olduğuna inanması Kendi hakikatleriyle yüzleşmekten uzaklaşarak rü- yaların sırlı dünyasında avunmak istemesi E) Rüyadayken her şeyin gözlerinin önünde şekil de- ğiştirmesinden etkilenerek rüyanın büyüsüne kapıl- ması

ler dir erin g Bone er, top 2. Toplum hayatına yön veren pek çok felsefi görüş vardır. Bunlar, insanın dünyaya farklı pencereden bakmasını sağ- lar. Bu görüşlerden bazısı zamanla etkisini kaybederken kimisi varlığını sürdürür. Benim en beğendiğim dünya gö- rüşü şudur: Herkes kendi bahçesine bakmakla tüm bahçe- lerin güzelleşmesine daha çok katkıda bulunmuş olacaktır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Sirmez Herkes paylaşmanın güzelliğine inanırsa dünya daha yaşanılacak bir hâle gelir. B) Sorumluluk bilincine sahip bireylerden oluşan toplum- lar daha çabuk gelişir. G Toplumcu düşünce, sosyal yaşamın gelişmesini sağ- lar. Insan mutlu olmak istiyorsa, önce çevresine önem ver- melidir. E) Özveri, toplumların ilerlemesi için şarttır. VOF 121 4.

32. Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki Mezopotamya'da yaşamış topluluklar tarafından yapılan resimler, dinsel olduğu kadar günlük olayları da konu almıştır. Bu dönem resimlerinde üslup özellikleri, katı bir şekilciliğe bağlı değildir. Figürler; başın profilden, gövdenin cepheden ve bacakların yine profilden ele alındığı yaygın şemaya uygun olmakla birlikte düzenleme, sürekli donuk ve hareketsiz bir görünüş ortaya koymaz. Serbest bir hareket ve ritim duygusu uyandırmaktadır. Resimlerde hayvan figürlerinin sağlam bir gözlem sonucunda gerçekçi bir bakışla meydana getirilmiş olmaları, ayrıca dikkat çekmektedir. İnsan figürünün yalın klişelere indirgenip hayvan figürünün belli bir gözleme bağlı oluşu, Doğu sanatlarında yüzyıllarca kendini göstermiş olan bir kavrayıştır. Bu parçadan hareketle Mezopotamya uygarlığı resimleriyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yerleşik bir anlayıştan beslendiği B) Farklı içerikleri ele aldığı C) Hayalî ögelerden uzak durduğu Tarihsel bir öneme sahip olduğu E) Kuralcı bir anlayışının olmadığı LIMIT

22. Aşağıdakilerden hangisi "İyi bir yazar, yaşamla okuyucu arasında bir köprüdür. Ancak okuyucularını korkutarak değil, bu köprüde yaşatarak karşıya geçirir. O, okuyucularıyla birlikte geçer bu köprüden ama onların ellerinden tutmaz." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Mehmet Rauf, en önemli eseri olan Eylül'de yasak aşkın doğuracağı olumsuzlukları olaylar aracılığıyla sergilemektedir. B) Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanında hastane duvarlarının üstünüze geldiğini hisseder, hastalanırsınız. Betimleme ve tahliller o kadar ustacadır. C) intibah romanında Namık Kemal, Ali Bey'in hayat deneyiminin zayıflığından ders çıkarılsın ister. "Ey okuyucu, Ali Bey gibi olmayın!" der âdeta. D) Sait Faik Abasıyanık'ın Son Kuşlar kitabıyla siz de yalnızlaşır, insanlardan uzaklaşır, kendi odanıza çekilirsiniz. Bu büyük yazarı orada yalnız bırakmazsınız. E) Orhan Kemal'in Bereketli Topraklar Üzerinde romanı; Anadolu'nun, Anadolu coğrafyasının katı gerçekleriyle doludur. Ama bu gerçekleri bir ders kitabındaki bilgiler gibi ezberlemez, yaşarsınız.

TYT | TÜRKÇE TESTİ 31. 20. yüzyılın ikinci yarısı, sanatta alternatif arayışların ardı ardına gerçekleştiği, "Soyut Dişavurumculuk, Minimal Sanat, Pop Sanat ve Kavramsal Sanat" gibi farklı yakla- şımların etkili olduğu bir dönemdir. Artur Danto, dönemin sanatsal yaklaşımını Rauschenberg'in 1950'li yıllarda gerçekleştirdiği bir seri çalışması üzerinden ifade eder- ken içerisinde bulunulan zamanda, sanatın ne denli bü- yük bir değişim içerisinde olduğunu anlatmaktadır. "Ger- çeklik, sanatın temsil etmesi gereken şeyken sanatın içine dâhil olunca sanata atfedilen anlam da değişikliğe uğramıştır." Gündelik kullanım için üretilen eşyaların sa- nat eserine dönüşümü sürecini de etkileyen bu durumda, nesneler bir yandan sahip olduğu kimliğini korurken bir yandan da yeni bir kimliğe kavuşmaya başlar. Bir za- manlar Platon'un idealar dünyasının dokunulmaz nesne- si; pop, sanatla birlikte nesneye dokunan, onu kullanan, dönüştüren, günlük yaşamdaki yerini sanatsal düzleme çeken bir durumla karşı karşıya kalır. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A Gerçeklik, sanatın içine dâhil olunca değişime uğra- maktadır. 20. yüzyılın ikinci dönemi, sanatta farklı yaklaşımla- rın yaşandığı dönem olmuştur. Günlük yaşam içerisinde nesneler ve düşünceler değişikliğe uğrayıp dönüşebilmektedir. Nesneler, gerçeklikten kopmadan yeni bir özelliğe bürünmüştür. E Her sanat, kendi döneminin gerçekleriyle örtüşecek şekilde varlığını sürdürür. 33

32. "Demir Maskeli Adam", Fransız yazar Alexandre Dumas ta- rafından yazılmış olan bir tarihî romandır." Üç Silahşorlar' in devamı niteliğindedir. "D'Artagnan" roman serisinin son kitabıdır. Roman, senarize edilerek 1998'de ABD'de ma- cera filmi olarak çekilmiştir. Yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını Randall Wallace üstlenmiştir. Başrolünde Leonardo DiCaprio yer alır. Filmin içeriği şöyledir: Kral 14. Louis'in yönetimi altında olan Fransa hükümeti savaş- lardaki maddi kayıplar nedeniyle iflasın eşiğindedir. Kral 13. Louis'in ölümünün ardından efsanevi yardımcıları Üç Silahşorlar görevlerini bırakmış, her biri ayrı yollara ayrıl- mıştır. Porthos hayatın tadını çıkarırken Aramis hayatına rahip olarak devam etmekte, Arthos ise savaştan henüz dönen oğlu Raoul ile vakit geçirmektedir. Raoul sevdiği kadın Cristine'e evlenme teklifi etmeye karar verir ve iki âşık, D'Artagnan tarafından kutsanacakları an kralın gözü güzel Cristine'e takılır. Bu parçada "Demir Maskeli Adam" filmiyle ilgili aşağı- dakilerin hangisine değinilmemiştir? AV Filme uyarlanan romanın roman serisi içinde en çok okunan roman olduğuna BY Yapımcılığını yapan kişinin aynı zamanda filmin se- naristliğini ve yönetmenliğini de yaptığına C) Tarihî bir olayın baştan geçen ilginç olay veya olay- lar zinciri şeklinde filme uyarlandığına D) Olayın anlatıldığı yerle filmin çekildiği yerin farklı yerler olduğuna E) Bir romandan uyarlanarak senaryolaştırıldığına 8 34.

se o denli lur çünkü ayacağını an sayıca verdikleri ove gü- in doğru anlamsız olarak paglan- ile ge- 4. TV ekranlarında ikide bir gösteriyorlar Afrika'da açlıktan ölenleri, ölecekleri, ölmek için doğmuşları, doğanları, do- ğacakları. Kemik kalmış gövdeler, ipince yüzler... Ellerine tutuşturulan pide parçalarını yiyemeyen çocuklar... Milyon- lar, milyonlar böyle... Öte yandan daha çok, daha çabuk, daha önce ölümü getirmek için yaratılan silahlar, bomba- lar, araçlar... Bütün bu para insanlık için harcansa ne aç kalırdı ne açlık ne de yoksulluk. Bir yanda açlar, bir yanda toklar!.. Bir yanda acı, bir yanda sevinç!.. Böyle dünya mi olur? Böyle dünyada bireysel mutluluk mu yaşanır? Bencil- lik değil midir bu mutluluk dediğimiz duygu? Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Duygular ifade edilirken zıtlıklardan yararlanılmıştır. B) Dünyanın daha mutlu bir hâle gelmesi için öneri sunul- muştur. C) Aşamalı bir durum bildiren cümle vardır. Soru cümleleriyle duygular desteklenmeye çalışılmıştır. E) Gerekçeli cümlelere yer verilmiştir. AT A

---- Tüm ipler sizin elinizde. Kendinizi daha fazla geliş- tirmek için daha fazla çalışmak ve daha fazla öğrenmek zorundasınız. Kazanmak istiyorsanız satış tekniklerini çok iyi bilmek zorundasınız. Eğer işiniz insanları sattığı- nız ürünü ya da sunduğunuz hizmeti satın almaya veya aklınızdaki fikre yatırım yapmaya ikna etmekle ilgiliyse bu kitap tam size göre. "Satış Sanatında Ustalık Sırla- ri", insanların size "evet" demesi için gerekli stratejileri anlatıyor. Her ne kadar "Ne söylediğiniz değil, nasıl söy- lediğiniz önemlidir." sözünde gerçeklik payı olsa da bu kitabı okuduktan sonra başarılı bir satışçı olmak için neyi, ne zaman ve nasıl söylemeniz gerektiğini tam anlamıyla öğreneceksiniz. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Okuma, öğrenme ve uygulamanın yaşı, başı yoktur Gelişiminize sizden başka kimse engel olamaz C) Hayatı öğrenmenin yolu, bilgiye ilgi duymaktan ge- çer 26. D) Kariyer yapmak için çalışmaktan başka çareniz yok E) İnsanlara bir şeyi pazarlamanın farklı teknikleri ol- duğunu unutmayın

2. Dünya yüzünde insanların bir gün içinde birbirlerine söylediği sözlerin kapladığı o büyük boşluğu gözlerimizin önüne birazcık getirebilirsek edebiyatın büyük yalnızlığını da anlamış oluruz. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? (A) Edebiyatın görevi, insan olduğumuzu bize hatırlatmaktır. B) Biraz edebiyat üretmek için çok fazla tarih gerekir. Edebiyat, yazarların meydana getirdiği bir cumhuriyettir. D) Gerçek edebiyat, kaybedenleri anlatır. E) Edebiyatın söyleyiş güzelliği konuşma dilinden uzaktır. TÖF Tü yıl Ti m k 66

rji bir E) V ziye 7. ● ● A Robert Meitz, toplumu çeşitli ihtiyaçları olan insanların bir zorunluluk eseri, bir araya gelerek oluşturdukları doğal bir sistem olarak tanımlamaktadır. Toplumsal dayanışmayı temel alarak toplumların şekillenmesi gerektiğine inanan insanlar bu görüşe destek vermişlerdir. Bu iki parçada ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumu, temel ihtiyaçları olan insanların bir zorunluluk eseri olarak bir araya gelip oluşturdukları bir sistem sayan Robert Meitz toplumsal dayanışmayı öne çıkaran insanları desteklemiştir. B) Toplumsal dayanışmayı temel alarak toplumların şekillenmesi gerektiğine inanan insanlar, Robert Meitz'in toplumu çeşitli ihtiyaçları olan insanların bir zorunluluk eseri, bir araya gelerek oluşturdukları doğal bir sistem, tanımlamasını desteklemişlerdir. C) Toplumu, zorunlu ihtiyaçların bir araya getirdiği bir sistem olarak tanımlayan Robert Meitz ile toplumsal dayanışmayı esas alan insanların ortak paydalarının insan olduğunu görüyoruz. D) Toplumsal dayanışmayı esas alan insanlar Robert Meitz'in toplum tanımını desteklemiş, bu tanımın dışındaki açıklamalara kulak asmamışlardır. E) Toplumsal dayanışma konusunda bazı insanlarla aynı fikirde olan Robert Meitz, toplumu zorunlu ihtiyaçların bir araya getirdiği insanların iletişimi üzerinden tanımlamıştır.

Aristoteles çelişmezlik ilkesini çürütme yoluyla kanıtladıktan sonra Protagoras'ın görecilik öğretisini eleştirmeye girişir. Ona göre bu öğreti de doğa filozoflarinin düşünce tarzından kaynaklanmaktadır ve her iki öğretinin aktardıklaryda ya aynı şekilde doğru veya aynı şekilde yanlış olmak zorundadır. Çünkü Protagoras'ın iddia ettiği gibi bütün görüşler ve izlenimler doğru ise bütün yargıların aynı zamanda hem doğru hem de yanlış olması gerekir. Zira çok sayıda insan birbirine karşıt görüşlere sahiptir ve bu insanların her biri kendi görüşlerini paylaşmayan insanların yanılgı içinde olduklarına inanır. Bunun sonucunda zorunlu olarak aynı şeyin hem olması hem de olmaması gerekir. Öte yandan durum böyleyse bütün görüşlerin doğru olması gerekir. Çünkü doğru ve yanlış düşünenler karşıt görüşlere sahiptirler. Eğer şeylerin kendileri, sözünü ettiğimiz görüşün varsaydığı gibiyseler insanların tümünün doğru düşünmeleri gerekir. Aristoteles tüm bunlardan yola çıkarak doğruluğun kişiye göre değiştiğini ve nihai bir doğrunun mümkün olmadığını iddia eder. Bunun yerine her şeyin analiz edilmesi ve çıkan sonuçlara göre adlandırma yapılmasını gerektiğini söyler. 24. Bu parçada aşağıdakilerin hangisini karşılayan bir söze yer verilmemiştir? A) B) Zo Çözümlemek Zıt düşünceler Benmerkezcilik Doktrinin ilettikleri Ezafi olmak 25. Bu parçadan 1. Aristoteles, mutlak doğruluk arayşının sonuç vermeyeceğini dile getirmiştir. - spreti değişken II. Aristoteles, ileri sürdüğü görüşleri gerekçelendirerek temellendirdiği için kendini kabul ettirebilmiştir. III. Aristoteles'e göre Protagoras'ın görecilik öğretisi doğa filozoflarının fikirlerinden doğmuster. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız D) ve H UcDört B) Yalnız ( C) Yalnız I E), vetll TEST BIT

TYT/ Türkçe 13. Müzik dinlerken beyne giden kan ve oksijen mikta- rında artış olduğu için müziğin uyarıcı ve harekete geçirici etkisi vardır. Müzik kalp atışlarını ve metabo- lizmayı doğrudan etkiler. Müzik ilham verir, duyguları harekete geçirir ve yaratıcılığı artırır. Müzik matema- tikseldir, karmaşık fikirlerin kolay çözülmesini sağlar. Etkili öğrenmenin temel unsuru olan beynin, sağ ve sol yarım kürelerinin denge içinde çalışmasını sağ- lar. Belirli müzik türleri, huzur veren endorfin hormo- nunun salgılanmasını ve sakinliği arttırır. Kas geri- limini azaltır, beden hareketlerini ve koordinasyonu geliştirir. Beynin, fiziksel dünyayı algılama, zihinde canlandırma ve nesneler arasındaki farklılıkları ayırt edebilme yeteneğini geliştirir. Müzik stresi azaltır, ra- hatlatır. Bu parçanın konusu en doğru biçimde aşağıda- kilerin hangisinde verilmiştir? A) Müziğin öğrenme üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri B) Müziğin faydalı ve zararlı yönleriyle ilgili olarak yapılan araştırmalar C Müziğin beyin üzerindeki uyarıcı etkisi Müziğin psikoloji ve sosyoloji gibi bilimlerle ilişkisi E) Müziğin fiziksel ve psikolojik yararları