Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

30. (1) Mitolojik düşünme evren olayları yani evrendeki du-
rumlar, ögeler, dönüşüm ve değişimler arasında birtakım
bağlar kurmak durumundadır. (II) Bu yüzden bilimsel dü-
şünme biçiminde iyice alışmış olduğumuz sıkı nedensel-
lik bağlarına mitolojik düşüncede rastlamak çok güçtür.
(III) Fakat mitolojide bu bağlar genellikle çok gevşek bi-
çimde kurulmuştur. (IV) Bunun yanı sıra mitolojik düşün-
meye inananlar, evrendeki her şeyi kişileşmiş ve canlı
olarak görür. (V) Onların gözünde evrendeki her şey, her
obje ya da varlık "sen"dir. (VI) Mitolojik düşünmede öge-
ler arasında kurulan bağ bir "ben" ve "sen" bağına indir-
genebilir.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek
için aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır?
1. cümle ile III. cümle yer değiştirmeli
B) cümle ile III. cümle yer değiştirmeli
IV. cümle ile V. cümle yer değiştirmeli
DIII. cümle ile VI. cümle yer değiştirmeli
E) II. cümle IV. cümle ile yer değiştirmeli
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. (1) Mitolojik düşünme evren olayları yani evrendeki du- rumlar, ögeler, dönüşüm ve değişimler arasında birtakım bağlar kurmak durumundadır. (II) Bu yüzden bilimsel dü- şünme biçiminde iyice alışmış olduğumuz sıkı nedensel- lik bağlarına mitolojik düşüncede rastlamak çok güçtür. (III) Fakat mitolojide bu bağlar genellikle çok gevşek bi- çimde kurulmuştur. (IV) Bunun yanı sıra mitolojik düşün- meye inananlar, evrendeki her şeyi kişileşmiş ve canlı olarak görür. (V) Onların gözünde evrendeki her şey, her obje ya da varlık "sen"dir. (VI) Mitolojik düşünmede öge- ler arasında kurulan bağ bir "ben" ve "sen" bağına indir- genebilir. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır? 1. cümle ile III. cümle yer değiştirmeli B) cümle ile III. cümle yer değiştirmeli IV. cümle ile V. cümle yer değiştirmeli DIII. cümle ile VI. cümle yer değiştirmeli E) II. cümle IV. cümle ile yer değiştirmeli
ÇE TESTI
27. Peter Paul Rubens, Hollanda'nın en ünlü barok sanatçısı-
dır. Anvers'te doğmuş ve yaşamının büyük bir bölümünü
burada geçirmiştir. 1600'lü yıllarda İtalya'ya giden sa-
natçı, burada Michelangelo, Caravaggio ve Tiziano'nun
çalışmalarından etkilenmistir Mitoloji ve tarihsel konu-
ları resimlerine konu edinen sanatçının eserlerinin çoğu,
büyük boyutlu tablolardır. Rubens, aynı zamanda ünlü bir
portre sanatçısıdır. Resimlerindeki kişiler ister erkek ister
kadın, yaşlı, genç veya çocuk ne olursa olsun sağlam
yapılı, sağlıklı ve şişmanca kişilerdir. Bunda özgün olma
düşüncesinin yattığı söylenebilir. Rubens, yaptığı resim-
lerde ışıklı ve gölgeli bölümlerle büyük heyecanlar ya-
ratmak ister. İzlenimlerini vurgulayabilmek için bir teknik
geliştirir. Işıklı bölgeleri mat, gölgeli bölgeleri ise saydam,
soğuk renklerle boyayarak resmin yüzeyinde sağlam bir
zemin oluşturur.
Bu parçada Rubens'le ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
ABüyük boyutlu tablo yapma nedenine ?
B) Özgün olma amacı taşıdığına
Resimlerinin etkisini artırmak için yeni teknik geliştir-
diğine
Farklı sanatçıların tesirinde kaldığına
Portrelerinde şişmanca kişilere yer verme amacına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ÇE TESTI 27. Peter Paul Rubens, Hollanda'nın en ünlü barok sanatçısı- dır. Anvers'te doğmuş ve yaşamının büyük bir bölümünü burada geçirmiştir. 1600'lü yıllarda İtalya'ya giden sa- natçı, burada Michelangelo, Caravaggio ve Tiziano'nun çalışmalarından etkilenmistir Mitoloji ve tarihsel konu- ları resimlerine konu edinen sanatçının eserlerinin çoğu, büyük boyutlu tablolardır. Rubens, aynı zamanda ünlü bir portre sanatçısıdır. Resimlerindeki kişiler ister erkek ister kadın, yaşlı, genç veya çocuk ne olursa olsun sağlam yapılı, sağlıklı ve şişmanca kişilerdir. Bunda özgün olma düşüncesinin yattığı söylenebilir. Rubens, yaptığı resim- lerde ışıklı ve gölgeli bölümlerle büyük heyecanlar ya- ratmak ister. İzlenimlerini vurgulayabilmek için bir teknik geliştirir. Işıklı bölgeleri mat, gölgeli bölgeleri ise saydam, soğuk renklerle boyayarak resmin yüzeyinde sağlam bir zemin oluşturur. Bu parçada Rubens'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? ABüyük boyutlu tablo yapma nedenine ? B) Özgün olma amacı taşıdığına Resimlerinin etkisini artırmak için yeni teknik geliştir- diğine Farklı sanatçıların tesirinde kaldığına Portrelerinde şişmanca kişilere yer verme amacına
EDEF SORULA
5. Bütün bir toplumun, yüzlerce kişinin eleştirildiği, taşların toprakla-
rın bile uzun uzun anlatıldığı geleneksel romanda, kendi başları-
na bütünlenip birer birim hâline gelen olaylar birleştiriliyordu. Ro-
manın bel kemiği, dramatik gerilimi, bu halkaların çakışmasından
doğuyordu. Anlatmaktan hiç yılmıyordu eski ustalar, okurları da
okumaktan. Oysa günümüzde sanatı, gündelik yaşamasının vaz-
geçilmez bir bölümü olarak düşünenler bile böylesine geniş kap-
samlı romanlara ilgi gösterecek vakitten yoksunlar. Sinema gelip
yerleştikten sonra, seyircinin ya da okurun durmadan uyarılan ha-
yal gücü artık anlatan değil, gösteren yapıt bekliyor. Okur, imge-
yi söze dönüştürme yeteneğini kazandı kazanalı ayrıntı; bir oya-
lama alanı olmaktan çıktı.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Günümüz romanının, gerçekleri tüm boyutlarıyla ortaya koy-
maktan yoksun olduğu
B) Günümüz romanının hem biçim hem de içerik açısından geç-
mişin roman tekniğinden daha üstün olduğu
Ginemanın gelişiminin, edebî türlerin geri planda kalmasına
yol açtığı
D) Edebiyatın popülerliğinin, sinemayı edebiyattan yararlanma-
ya ittiği
E) Sinemanın oluşturduğu görsel kültürün edebiyatın gelenek-
sel anlatım biçimlerini dönüştürdüğü
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
EDEF SORULA 5. Bütün bir toplumun, yüzlerce kişinin eleştirildiği, taşların toprakla- rın bile uzun uzun anlatıldığı geleneksel romanda, kendi başları- na bütünlenip birer birim hâline gelen olaylar birleştiriliyordu. Ro- manın bel kemiği, dramatik gerilimi, bu halkaların çakışmasından doğuyordu. Anlatmaktan hiç yılmıyordu eski ustalar, okurları da okumaktan. Oysa günümüzde sanatı, gündelik yaşamasının vaz- geçilmez bir bölümü olarak düşünenler bile böylesine geniş kap- samlı romanlara ilgi gösterecek vakitten yoksunlar. Sinema gelip yerleştikten sonra, seyircinin ya da okurun durmadan uyarılan ha- yal gücü artık anlatan değil, gösteren yapıt bekliyor. Okur, imge- yi söze dönüştürme yeteneğini kazandı kazanalı ayrıntı; bir oya- lama alanı olmaktan çıktı. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Günümüz romanının, gerçekleri tüm boyutlarıyla ortaya koy- maktan yoksun olduğu B) Günümüz romanının hem biçim hem de içerik açısından geç- mişin roman tekniğinden daha üstün olduğu Ginemanın gelişiminin, edebî türlerin geri planda kalmasına yol açtığı D) Edebiyatın popülerliğinin, sinemayı edebiyattan yararlanma- ya ittiği E) Sinemanın oluşturduğu görsel kültürün edebiyatın gelenek- sel anlatım biçimlerini dönüştürdüğü
1. Tarihi aydınlatmak için kullanılan belgeler her zaman
doğru bilgiler içermeyebilir. Bu nedenle belgeler dik-
katli bir biçimde incelenmeli ve daha önce elde edi-
len bilgilerle karşılaştırılmalıdır. Belgelerin incelen-
mesi sırasında araştırılan dönemin değer yargıları
göz önünde bulundurulmalı ve nesnel bir bakış açısı
ile olaylara yaklaşılmalıdır.
Buna göre bir tarihçi belgeleri incelerken;
Yalnızca yazılı belgelerden yararlanmalıdır.
H. Olayları, günümüzün değer yargılarını dikkate
alarak değerlendirmelidir.
H.Duygu ve düşüncelerini olaya yansıtmamalıdır.
gibi yaklaşımlardan hangilerini uygulamalıdır?
A) Yalnız II
C) I ve II
B) Yalnız II
I ve III
DI ve III
E)
Aydın Yayınları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Tarihi aydınlatmak için kullanılan belgeler her zaman doğru bilgiler içermeyebilir. Bu nedenle belgeler dik- katli bir biçimde incelenmeli ve daha önce elde edi- len bilgilerle karşılaştırılmalıdır. Belgelerin incelen- mesi sırasında araştırılan dönemin değer yargıları göz önünde bulundurulmalı ve nesnel bir bakış açısı ile olaylara yaklaşılmalıdır. Buna göre bir tarihçi belgeleri incelerken; Yalnızca yazılı belgelerden yararlanmalıdır. H. Olayları, günümüzün değer yargılarını dikkate alarak değerlendirmelidir. H.Duygu ve düşüncelerini olaya yansıtmamalıdır. gibi yaklaşımlardan hangilerini uygulamalıdır? A) Yalnız II C) I ve II B) Yalnız II I ve III DI ve III E) Aydın Yayınları
2. Bir filmi veya diziyi izlemek; entelektüel ve
duygu içeren bir etkinliği çocuğunla, arkada-
şınla veya eşinle birlikte yapmaya kolektif
bir eylemken bir şeyler okumak ise
sinim duyar.
-gerek-
A) yardımcı olan - odaklanmaya
B) firsat veren - yalnızlığa
C) imkân sağlayan - düşünmeye
D) ortam hazırlayan - çabaya
E) yol gösteren - bireyselliğe
1000
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Bir filmi veya diziyi izlemek; entelektüel ve duygu içeren bir etkinliği çocuğunla, arkada- şınla veya eşinle birlikte yapmaya kolektif bir eylemken bir şeyler okumak ise sinim duyar. -gerek- A) yardımcı olan - odaklanmaya B) firsat veren - yalnızlığa C) imkân sağlayan - düşünmeye D) ortam hazırlayan - çabaya E) yol gösteren - bireyselliğe 1000
-2023
ÇALIŞMA
TÜRKÇE
KÂĞITLARI Görsel Yorumlama
Etkinlik: Aşağıdaki kız ile örümceğin arasında geçen konuşmaları konuşma
balonuna yazınız.
www.ogretmenevde.com.tr
öğretmen
evde
Itkokul Yayınları
2.-Snf-T-24
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
-2023 ÇALIŞMA TÜRKÇE KÂĞITLARI Görsel Yorumlama Etkinlik: Aşağıdaki kız ile örümceğin arasında geçen konuşmaları konuşma balonuna yazınız. www.ogretmenevde.com.tr öğretmen evde Itkokul Yayınları 2.-Snf-T-24
doğumu
29. Ülkemizde ne yazık ki çok az gerçek eleştirmen
yetişiyor. Bir edebî metni çok yönlü inceleyebilen,
türler arasında irtibat kurabilen eleştirmen sayısı bir
elin parmağını geçmiyor. Eleştirmen olmak, kendini
yetiştirmek zor; bunu kabul ediyorum fakat belli bir
süre sonra kendini yetiştirme derdinin olmamasını
kabul edemiyorum. Metnin etrafında dolanıp içine
girememek eleştiri sanatı açısından kolaya kaçmak-
tır. Yazarın tek bir eserine bakıp "ahkâm kesmek"
edebiyatımızın ve o yazarın geleceği adına tehlike-
lidir. Bu durum yapıcı eleştirinin ortadan kalkmasına
sebep olabileceği gibi yazarlarımızın da verimini dü-
şürmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi yazarın parçada yakın-
dığı durumdan biri değildir?
A) Eleştirmenlerin belli bir süre sonra kendini yetiş-
tirme düşüncelerinin kaybolması
B) Bir metne çok yönlü bakan eleştirmenlerin azlığı
C) Çoğu sanatçı ya da eleştirmenin tek bir eserle
yetinmesi
D) Eleştiri sanatına uygun olmayan yollarla eleştiri
yapılması
E) Eleştiri yapılırken sanatçıların kariyerleri için ge-
rekli titizliğin eleştimenlerce gösterilmemesi
Ediy
ly
la
31.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
doğumu 29. Ülkemizde ne yazık ki çok az gerçek eleştirmen yetişiyor. Bir edebî metni çok yönlü inceleyebilen, türler arasında irtibat kurabilen eleştirmen sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Eleştirmen olmak, kendini yetiştirmek zor; bunu kabul ediyorum fakat belli bir süre sonra kendini yetiştirme derdinin olmamasını kabul edemiyorum. Metnin etrafında dolanıp içine girememek eleştiri sanatı açısından kolaya kaçmak- tır. Yazarın tek bir eserine bakıp "ahkâm kesmek" edebiyatımızın ve o yazarın geleceği adına tehlike- lidir. Bu durum yapıcı eleştirinin ortadan kalkmasına sebep olabileceği gibi yazarlarımızın da verimini dü- şürmektedir. Aşağıdakilerden hangisi yazarın parçada yakın- dığı durumdan biri değildir? A) Eleştirmenlerin belli bir süre sonra kendini yetiş- tirme düşüncelerinin kaybolması B) Bir metne çok yönlü bakan eleştirmenlerin azlığı C) Çoğu sanatçı ya da eleştirmenin tek bir eserle yetinmesi D) Eleştiri sanatına uygun olmayan yollarla eleştiri yapılması E) Eleştiri yapılırken sanatçıların kariyerleri için ge- rekli titizliğin eleştimenlerce gösterilmemesi Ediy ly la 31.
ABD başkanı Wilson'un isteği üzerine; 1919 Eylül'ünde
Anadolu'daki manda idaresini ve Ermegi iddialarını ince-
lemek üzere 4 kişilik bir heyet kuruldu Amerikalı General
Harbord başkanlığındaki heyet, Anadolu'nun çeşitli şehir-
lerini ziyaret ettikten sonra Erzurum'a geldi Erzurum
Belediye Başkanı Zeki Bey'in; şehirdeki Müslüman mezar-
lığının büyüklüğüne karşın Hristiyan mezarlığının küçük bir
alanı kapladığını heyete göstermesi, heyetin hazırlayacağı
raporun ana hatlarının belirlenmesinde etkili oldu.
Buna göre heyetin hazırlayacağı raporda aşağıdakiler-
den hangisinin yer alması beklenir?
A) Müslümanlar, gayrimüslimlere baskı uygulamıştır.
B Ermeniler Doğu Anadolu'da azınlıktadır.
C) Sevr Antlaşması en kısa zamanda uygulanmalıdır.
D) TBMM, Ermenilerin bölgedeki varlığını tanımalıdır.
E) Anadolu'da mutlaka bir Ermeni Devleti kurulmalıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ABD başkanı Wilson'un isteği üzerine; 1919 Eylül'ünde Anadolu'daki manda idaresini ve Ermegi iddialarını ince- lemek üzere 4 kişilik bir heyet kuruldu Amerikalı General Harbord başkanlığındaki heyet, Anadolu'nun çeşitli şehir- lerini ziyaret ettikten sonra Erzurum'a geldi Erzurum Belediye Başkanı Zeki Bey'in; şehirdeki Müslüman mezar- lığının büyüklüğüne karşın Hristiyan mezarlığının küçük bir alanı kapladığını heyete göstermesi, heyetin hazırlayacağı raporun ana hatlarının belirlenmesinde etkili oldu. Buna göre heyetin hazırlayacağı raporda aşağıdakiler- den hangisinin yer alması beklenir? A) Müslümanlar, gayrimüslimlere baskı uygulamıştır. B Ermeniler Doğu Anadolu'da azınlıktadır. C) Sevr Antlaşması en kısa zamanda uygulanmalıdır. D) TBMM, Ermenilerin bölgedeki varlığını tanımalıdır. E) Anadolu'da mutlaka bir Ermeni Devleti kurulmalıdır.
me
m.
-bili
V
27. (1) İnsanlar, modern çağda en ileri teknoloji ürünlerini
kullanarak gelişme, refah ve mutluluk içinde yaşama
arzusundadırlar. (II) Gelişmenin ve çağın gerektirdiği bilgi
ve kaynaklara ulaşmanın yolu olarak kendi ana
dillerinden başka dilleri de öğrenme ihtiyacı
duymaktadırlar. (III) Dünyayı, başka kültürleri tanımanın
ve tanıtmanın yolu, dil öğrenmekten geçer, bu sebeple
de bütün ülkeler eğitim programlarına ağırlıklı olarak
anadili, resmî dil veya yabancı dil derslerine yer verirler.
(IV) Bu bile çoğu zaman yeterli görülmeyerek özel
kurslar, dershaneler açılır. (V) İnsanların birçoğu, ihtiyaç
duydukça çok ileri yaşlarda bile dil öğrenmek isterler.
Bu parçada anlatılmak istenen numaralanmış
cümlelerin hangisinde verilmiştir?
C) III
A
A) I
B) II
D) IV
el yarar
de yüks
vkiiyle
E) V
nde
erir
n
In
a
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
me m. -bili V 27. (1) İnsanlar, modern çağda en ileri teknoloji ürünlerini kullanarak gelişme, refah ve mutluluk içinde yaşama arzusundadırlar. (II) Gelişmenin ve çağın gerektirdiği bilgi ve kaynaklara ulaşmanın yolu olarak kendi ana dillerinden başka dilleri de öğrenme ihtiyacı duymaktadırlar. (III) Dünyayı, başka kültürleri tanımanın ve tanıtmanın yolu, dil öğrenmekten geçer, bu sebeple de bütün ülkeler eğitim programlarına ağırlıklı olarak anadili, resmî dil veya yabancı dil derslerine yer verirler. (IV) Bu bile çoğu zaman yeterli görülmeyerek özel kurslar, dershaneler açılır. (V) İnsanların birçoğu, ihtiyaç duydukça çok ileri yaşlarda bile dil öğrenmek isterler. Bu parçada anlatılmak istenen numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir? C) III A A) I B) II D) IV el yarar de yüks vkiiyle E) V nde erir n In a
18. Araştırmacılar, 2015'te dünyanın 59 bölgesinde satı-
lan geleneksel ve elektrikli otomobil modellerinin her
birinin üretim, kullanım ve geri dönüşüm süreçleri bo-
yunca neden olduğu ortalama karbon salınımı öngö-
rülerini inceledi. İncelenen bu otomobillerin toplamda
dünyadaki kara yolu trafiğinin %95'inden sorumlu ol-
duğu tahmin ediliyor. Söz konusu araştırmacılar kısa
bir zaman önce yollarla buluşan elektrikli otomobillerin,
59 bölgenin 53'ünde benzinlilere göre daha düşük net
karbon salınımına neden olduğunu buldu. Bulgulara
göre elektrikli otomobiller sadece Hindistan ve Polon-
ya'da elektrik enerjisinde yoğun olarak kömür kullanıldı-
ğı için geleneksel benzinli ve dizel motorlu otomobiller-
den daha kötü sonuç verdi.
Bu parçadan hareketle elektrikli otomobillerle ilgili,
I. Diğer otomobil türlerine göre çevreye daha az zarar
vermektedir.
II. Hindistan ve Pelonya'da elektrikli araçlar, istenen
verimi sağlamıştır.
III. Benzinli ve dizel otomobillere kıyasla kullanım ömür-
leri daha kısadır.
yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız
B) Yalmz II
D) II ve III
G+ve t
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
18. Araştırmacılar, 2015'te dünyanın 59 bölgesinde satı- lan geleneksel ve elektrikli otomobil modellerinin her birinin üretim, kullanım ve geri dönüşüm süreçleri bo- yunca neden olduğu ortalama karbon salınımı öngö- rülerini inceledi. İncelenen bu otomobillerin toplamda dünyadaki kara yolu trafiğinin %95'inden sorumlu ol- duğu tahmin ediliyor. Söz konusu araştırmacılar kısa bir zaman önce yollarla buluşan elektrikli otomobillerin, 59 bölgenin 53'ünde benzinlilere göre daha düşük net karbon salınımına neden olduğunu buldu. Bulgulara göre elektrikli otomobiller sadece Hindistan ve Polon- ya'da elektrik enerjisinde yoğun olarak kömür kullanıldı- ğı için geleneksel benzinli ve dizel motorlu otomobiller- den daha kötü sonuç verdi. Bu parçadan hareketle elektrikli otomobillerle ilgili, I. Diğer otomobil türlerine göre çevreye daha az zarar vermektedir. II. Hindistan ve Pelonya'da elektrikli araçlar, istenen verimi sağlamıştır. III. Benzinli ve dizel otomobillere kıyasla kullanım ömür- leri daha kısadır. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız B) Yalmz II D) II ve III G+ve t E) I, II ve III
aya göre
üneş'in pe-
üşlerinden
çağı bek-
çıkışında
olarak 11
güneş le-
ası ve en
ktası var.
oldukça
a rağmen
ekesi gő-
az ener-
Güneş'in
rihte en
olar ak-
önemde
s aktivi-
inyada
em ya-
ngüsü-
sene
cağını
ğinil-
sinin
buz
mal
u-
Ankara Yayıncılık
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Leydi Lovelace, 150 yıl öncesinden bilgisayarların
olduğu bir geleceği öngören ileri görüşlü bir kadındır.
Lovelace gelecekte bu makinelerle karmaşık müzik
eserlerini bestelemenin, grafikler yapmanın ve kar-
maşık matematiksel problemleri çözmenin mümkün
olacağını düşünmüştür. İşte bu inanılmaz öngörü-
sünden dolayı Ada Lovelace için "bilgisayarların kâ-
hini" denebilir. At yarışlarına düşkünlüğünden dolayı,
at yarışlarının tahmini için bir algoritma bile geliştir-
diği söyleniyor. Ölümünden 100 yıl sonrasına kadar
Lovelace'in bilgisayar bilimine olan katkıları anlaşı-
lamamıştır. 1979'da ABD Savunma Bakanlığı tara-
fından geliştirilen bilgisayar programına Lovelace'in
onuruna "Ada" ismi verilmiştir. Sonradan Ada'nın
yüzlerce farklı versiyonu tasarlanmıştır. Hâlen "Ada"
havacılık, sağlık, ulaşım, finans, altyapı ve uzay en-
düstrileri gibi birçok gerçek zamanlı operasyonel
sistemlerde kullanılmaktadır. 27 Kasım 1852'de Ada
Lovelace daha 37 yaşındayken Marylebone'de kan-
serden dolayı ölmüştür. 1998'den beri, İngiliz Bilgisa-
yar Topluluğu (British Computer Society) tarafından
adına bir madalya verilmektedir. Öte yandan bilgi-
sayar bilimindeki kadın öğrenciler için onun adına
her yıl yapılan bir yarışma mevcuttur. İngiltere'de ka-
din üniversite öğrencileri için verilen yıllık konferans
Women Lovelace Colloquium ise yine adını da Ada
Lovelace'dan alıyor. Her yıl ekim ayının ikinci salısı
Ada Lovelace Günü olarak kutlanmaktadır.
39. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi-
sine ulaşılamaz?
A) Lovelace adına bilişim alanında ödüller dağıtıl-
dığına
B) Lovelace'in kurduğu sistemin ABD Savunma Ba-
kanlığınca kulanıldığına
C) Lovelace'in erken yaşta hayatını kaybettiğine
D) Lovelace'in adının birçok sistemde kullanıldığına
E) Lovelace'in bilgisayar alanına fikirleriyle katkılar
sağladığına
40. Bu parçadan hareketle Lovelace ile ilgili olarak
1.
TYT
1. B
A
ri
2. C
ilk
rü
a
(F
2.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aya göre üneş'in pe- üşlerinden çağı bek- çıkışında olarak 11 güneş le- ası ve en ktası var. oldukça a rağmen ekesi gő- az ener- Güneş'in rihte en olar ak- önemde s aktivi- inyada em ya- ngüsü- sene cağını ğinil- sinin buz mal u- Ankara Yayıncılık 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Leydi Lovelace, 150 yıl öncesinden bilgisayarların olduğu bir geleceği öngören ileri görüşlü bir kadındır. Lovelace gelecekte bu makinelerle karmaşık müzik eserlerini bestelemenin, grafikler yapmanın ve kar- maşık matematiksel problemleri çözmenin mümkün olacağını düşünmüştür. İşte bu inanılmaz öngörü- sünden dolayı Ada Lovelace için "bilgisayarların kâ- hini" denebilir. At yarışlarına düşkünlüğünden dolayı, at yarışlarının tahmini için bir algoritma bile geliştir- diği söyleniyor. Ölümünden 100 yıl sonrasına kadar Lovelace'in bilgisayar bilimine olan katkıları anlaşı- lamamıştır. 1979'da ABD Savunma Bakanlığı tara- fından geliştirilen bilgisayar programına Lovelace'in onuruna "Ada" ismi verilmiştir. Sonradan Ada'nın yüzlerce farklı versiyonu tasarlanmıştır. Hâlen "Ada" havacılık, sağlık, ulaşım, finans, altyapı ve uzay en- düstrileri gibi birçok gerçek zamanlı operasyonel sistemlerde kullanılmaktadır. 27 Kasım 1852'de Ada Lovelace daha 37 yaşındayken Marylebone'de kan- serden dolayı ölmüştür. 1998'den beri, İngiliz Bilgisa- yar Topluluğu (British Computer Society) tarafından adına bir madalya verilmektedir. Öte yandan bilgi- sayar bilimindeki kadın öğrenciler için onun adına her yıl yapılan bir yarışma mevcuttur. İngiltere'de ka- din üniversite öğrencileri için verilen yıllık konferans Women Lovelace Colloquium ise yine adını da Ada Lovelace'dan alıyor. Her yıl ekim ayının ikinci salısı Ada Lovelace Günü olarak kutlanmaktadır. 39. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz? A) Lovelace adına bilişim alanında ödüller dağıtıl- dığına B) Lovelace'in kurduğu sistemin ABD Savunma Ba- kanlığınca kulanıldığına C) Lovelace'in erken yaşta hayatını kaybettiğine D) Lovelace'in adının birçok sistemde kullanıldığına E) Lovelace'in bilgisayar alanına fikirleriyle katkılar sağladığına 40. Bu parçadan hareketle Lovelace ile ilgili olarak 1. TYT 1. B A ri 2. C ilk rü a (F 2.
parayı
arf
iniz
mlere
ri
You
yatudi
9
26. (1) Mayıs, birçok balığın Karadeniz'e göçlerini yaptıkları
aydır. (II) Haziran ortasında izmarit sürülerinin kıyıda bir
görünüp bir kaybolmaları, binlerce, yüz binlerce balığın
kıyıya sıkışması, başlı başına bir olaydır. (III) Bütün bunları
görmek ve yaşamak için Kandilli Burnu'ndan denizi
seyretmek gerekir çünkü burası kocaman doğal bir
akvaryumdur. (IV) Karadeniz'den gelen balik önce Beykoz,
Paşabahçe ve Büyükdere koylarında toplanır sonra yavaş
yavaş toplanıp Boğaz'dan aşağı inerek Akıntı Burnu
altlarında ve koyların açıklarında avlanır. (V) Eylülde ise göç
Karadeniz'den Marmara'ya doğru yön değiştirirken çeşitli
planktonlarla beslenen, yağlanan ve büyüyen balıklar,
sürüler hâlinde Boğaz'dan aşağıya iner. (VI) Başı çeken
palamutların ardından, eylül sonuna doğru lüferler boy
gösterir ve usta balıkçılar Boğaz'ın Karadeniz ağzında
saatlerce, sabırla bekleyerek mevsimin ilk lüferini gözlerdi.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II
C) IV
B
D) V
E) VI
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
parayı arf iniz mlere ri You yatudi 9 26. (1) Mayıs, birçok balığın Karadeniz'e göçlerini yaptıkları aydır. (II) Haziran ortasında izmarit sürülerinin kıyıda bir görünüp bir kaybolmaları, binlerce, yüz binlerce balığın kıyıya sıkışması, başlı başına bir olaydır. (III) Bütün bunları görmek ve yaşamak için Kandilli Burnu'ndan denizi seyretmek gerekir çünkü burası kocaman doğal bir akvaryumdur. (IV) Karadeniz'den gelen balik önce Beykoz, Paşabahçe ve Büyükdere koylarında toplanır sonra yavaş yavaş toplanıp Boğaz'dan aşağı inerek Akıntı Burnu altlarında ve koyların açıklarında avlanır. (V) Eylülde ise göç Karadeniz'den Marmara'ya doğru yön değiştirirken çeşitli planktonlarla beslenen, yağlanan ve büyüyen balıklar, sürüler hâlinde Boğaz'dan aşağıya iner. (VI) Başı çeken palamutların ardından, eylül sonuna doğru lüferler boy gösterir ve usta balıkçılar Boğaz'ın Karadeniz ağzında saatlerce, sabırla bekleyerek mevsimin ilk lüferini gözlerdi. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II C) IV B D) V E) VI Diğer sayfaya geçiniz.
34. Dünyadaki en büyük güneş panellerinin yer aldığı çift-
liklerin bazıları çöllerde bulunuyor. Hayli tozlu olan bu
ortamlarda toz zerrecikleri, panellerin üstünü hızla kap-
layabiliyor. Bunları gidermenin en yaygın yolu, panelle-
rin üstüne çok miktarda saf su püskürtmek. Tahminen
yılda 45 milyar litre suyun harcandığı bu yöntem hem
yüksek maliyetlidir hem de sürdürülebilir değil. Araş-
tırmacılar, normalde iletken olmayan toz zerreciklerinin
çöllerde bile var olan %30'luk bağıl nem ortamında ad-
sorpsiyon (tutunma) süreci ile iletken hâle gelmesinden
yararlandı. Bunun için, normalde iletken olmayan güneş
paneli yüzeyini, 5 nanometre kalınlığında şeffaf iletken
bir tabakayla kapladılar. Sonuçta toz zerrecikleri, pozitif
yükle yüklenip statik elektrik sayesinde birbirlerini itme-
ye başladı ve panelden döküldü.
Bu araştırmadan hareketle güneş panelleriyle ilgili;
I. Normal şartlarda yüzeylerinin iletken olmadığına,
II. Statik elektrikle üzerindeki tozlardan arındırıldığına,
III. Elektrik üretme yöntemlerinin en pahalısı olduğuna
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) II ve III
C) Yalnız III
10
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34. Dünyadaki en büyük güneş panellerinin yer aldığı çift- liklerin bazıları çöllerde bulunuyor. Hayli tozlu olan bu ortamlarda toz zerrecikleri, panellerin üstünü hızla kap- layabiliyor. Bunları gidermenin en yaygın yolu, panelle- rin üstüne çok miktarda saf su püskürtmek. Tahminen yılda 45 milyar litre suyun harcandığı bu yöntem hem yüksek maliyetlidir hem de sürdürülebilir değil. Araş- tırmacılar, normalde iletken olmayan toz zerreciklerinin çöllerde bile var olan %30'luk bağıl nem ortamında ad- sorpsiyon (tutunma) süreci ile iletken hâle gelmesinden yararlandı. Bunun için, normalde iletken olmayan güneş paneli yüzeyini, 5 nanometre kalınlığında şeffaf iletken bir tabakayla kapladılar. Sonuçta toz zerrecikleri, pozitif yükle yüklenip statik elektrik sayesinde birbirlerini itme- ye başladı ve panelden döküldü. Bu araştırmadan hareketle güneş panelleriyle ilgili; I. Normal şartlarda yüzeylerinin iletken olmadığına, II. Statik elektrikle üzerindeki tozlardan arındırıldığına, III. Elektrik üretme yöntemlerinin en pahalısı olduğuna yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II E) II ve III C) Yalnız III 10
40.
Bu parçada söz edilen korukçu tilki okurun
eleştirilen yönü aşağıdakilerden hangisidir?
Kalıplaşmış beklentilerle yola çıkan çoğu okur,
kurgusunu çözmekte zorlandığı bir roman karşısında
bocalar. Romani sonuna kadar okuma sabrını bir türlü
gösteremez ve "Zaten, pek de bir şeye
benzemiyordu!" diye bırakır. İlgisini uyanık tutacak
romanlara olgun bir üzüm salkımı kadar önem veren bu
okurların çözmekte zorlandıkları roman karşısındaki
tepkilerine "korukçu tilki sendromu" adını vermeyi uygun
buldum. Söz konusu korukçu tilki okur, elindeki kitabı
kafasındaki yerleşik hiçbir kategoriye koyamadığı
için tembellik limanına sığınır. Hiç kuşkusuz okurun,
estetik haz alma hakkı vardır ama bu hak; onun kendini
aşıp yeniden yaratmasının önündeki en büyük engeldir
de. Korukçu tilki okur, yarıda bıraktığı romanı bir kez
daha dikkatle okusa belki de romanı daha iyi
anlayacaktır.
O
Sorgulayıcı bakışı
B) Yenilik arayışı
C) Değerlendirme ölçütü
D) Sanat anlayışı
E) Mükemmeliyetçi tavrı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
40. Bu parçada söz edilen korukçu tilki okurun eleştirilen yönü aşağıdakilerden hangisidir? Kalıplaşmış beklentilerle yola çıkan çoğu okur, kurgusunu çözmekte zorlandığı bir roman karşısında bocalar. Romani sonuna kadar okuma sabrını bir türlü gösteremez ve "Zaten, pek de bir şeye benzemiyordu!" diye bırakır. İlgisini uyanık tutacak romanlara olgun bir üzüm salkımı kadar önem veren bu okurların çözmekte zorlandıkları roman karşısındaki tepkilerine "korukçu tilki sendromu" adını vermeyi uygun buldum. Söz konusu korukçu tilki okur, elindeki kitabı kafasındaki yerleşik hiçbir kategoriye koyamadığı için tembellik limanına sığınır. Hiç kuşkusuz okurun, estetik haz alma hakkı vardır ama bu hak; onun kendini aşıp yeniden yaratmasının önündeki en büyük engeldir de. Korukçu tilki okur, yarıda bıraktığı romanı bir kez daha dikkatle okusa belki de romanı daha iyi anlayacaktır. O Sorgulayıcı bakışı B) Yenilik arayışı C) Değerlendirme ölçütü D) Sanat anlayışı E) Mükemmeliyetçi tavrı
una
la
Bir romanı, daha doğrusu bir anlatıyı, günlük yaşamdan
ayıran en önemli özellik; günlük yaşamın gelişigüzel ha-
reketlerle, konuşmalarla dolu olmasına karşılık romanda
en küçük ayrıntıya kadar her şeyin işlevsel olmasıdır. Bu-
nun için bir cümleyi roman cümlesi yapan şey, onun süslü
püslü söylenmesi değildir, söylemek istediği şeydir. Anlatı
yazan; cümlelerini yazarken işlevsellik sorununu, "çok an-
Tamlılık"ı aklından çıkarmamak zorunda. Sartre'in o ünlü
açıklamasını bir kez daha anımsatmak isterim: "Yazını bi-
limsel iletişimden ayıran tek sesl), tek anlamlı olmayışıdır
Dil sanatçısı, üzerlerine düşürdüğü ışıkla, verdiği ağırlıkla,
sözcükleri değişik düzeylerde, birkaç anlama gelecek bi-
çimde kullanabilen kişidir."
25.
S
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) İyi bir romancı, gerçek yaşamı gözlemlerinden yola çı-
karak ele alır.
B) Bir yapıtın yazınsal açıdan başarılı sayılabilmesi için
günlük dille kaleme alınmış olması gerekir.
Çok anlamlılık ve işlevsellik sanatsal bir anlatıda bulun-
ması zorunlu olan niteliklerdir.
D) Bilimsel anlatılarda yazar mecazlı söyleyişlerden ola-
bildiğince kaçınarak nesnel bir anlatım kurar.
E Anlatılanı bütün yönleriyle ortaya çıkaran ayrıntıların
romanlarda öyküden çok farklı bir işlevi vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
una la Bir romanı, daha doğrusu bir anlatıyı, günlük yaşamdan ayıran en önemli özellik; günlük yaşamın gelişigüzel ha- reketlerle, konuşmalarla dolu olmasına karşılık romanda en küçük ayrıntıya kadar her şeyin işlevsel olmasıdır. Bu- nun için bir cümleyi roman cümlesi yapan şey, onun süslü püslü söylenmesi değildir, söylemek istediği şeydir. Anlatı yazan; cümlelerini yazarken işlevsellik sorununu, "çok an- Tamlılık"ı aklından çıkarmamak zorunda. Sartre'in o ünlü açıklamasını bir kez daha anımsatmak isterim: "Yazını bi- limsel iletişimden ayıran tek sesl), tek anlamlı olmayışıdır Dil sanatçısı, üzerlerine düşürdüğü ışıkla, verdiği ağırlıkla, sözcükleri değişik düzeylerde, birkaç anlama gelecek bi- çimde kullanabilen kişidir." 25. S Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) İyi bir romancı, gerçek yaşamı gözlemlerinden yola çı- karak ele alır. B) Bir yapıtın yazınsal açıdan başarılı sayılabilmesi için günlük dille kaleme alınmış olması gerekir. Çok anlamlılık ve işlevsellik sanatsal bir anlatıda bulun- ması zorunlu olan niteliklerdir. D) Bilimsel anlatılarda yazar mecazlı söyleyişlerden ola- bildiğince kaçınarak nesnel bir anlatım kurar. E Anlatılanı bütün yönleriyle ortaya çıkaran ayrıntıların romanlarda öyküden çok farklı bir işlevi vardır.
44. Uluslar birbirinden ne kadar uzakta yaşarsa yaşasın, dilleri, dinleri başka olursa olsun gene de bazı ortak düşünüşleri,
görüşleri olan topluluklardır. Şairler ise bu ortak görüşleri ve düşünüşleri dile getiren güçlü kişilerdir. Ayrıca kişi olarak da
bazı noktalarda birleşiyoruz. Bir şiiri okurken zaman zaman kendimizi buluyoruz. Bu birtakım telleri titretiyor içimizde. O
titreyişle oturup çeviriye başlıyoruz. Bu demektir ki falan ulusun falan şairi bize bir şeyler söylüyor, ey okuyucu sen de dinle
bunu. Burada söyleyişin önemi büyük. Türkçede onu yapabiliyor muyuz? Onu çevirilerimizi okuyanlar söylesin.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Çeviri şiiri hangi bakımdan yararlı görüyorsunuz?
B) Şairlerin toplumdaki görevi sizce nedir?
C) Insanları şiir çevirmeye iten neden nedir?
D) Türkçedeki şiir çevirilerini başarılı buluyor musunuz?
E) Şiirin evrensel olduğunu söyleyebilir misiniz?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
44. Uluslar birbirinden ne kadar uzakta yaşarsa yaşasın, dilleri, dinleri başka olursa olsun gene de bazı ortak düşünüşleri, görüşleri olan topluluklardır. Şairler ise bu ortak görüşleri ve düşünüşleri dile getiren güçlü kişilerdir. Ayrıca kişi olarak da bazı noktalarda birleşiyoruz. Bir şiiri okurken zaman zaman kendimizi buluyoruz. Bu birtakım telleri titretiyor içimizde. O titreyişle oturup çeviriye başlıyoruz. Bu demektir ki falan ulusun falan şairi bize bir şeyler söylüyor, ey okuyucu sen de dinle bunu. Burada söyleyişin önemi büyük. Türkçede onu yapabiliyor muyuz? Onu çevirilerimizi okuyanlar söylesin. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Çeviri şiiri hangi bakımdan yararlı görüyorsunuz? B) Şairlerin toplumdaki görevi sizce nedir? C) Insanları şiir çevirmeye iten neden nedir? D) Türkçedeki şiir çevirilerini başarılı buluyor musunuz? E) Şiirin evrensel olduğunu söyleyebilir misiniz?