Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

4. Benden kitabına bir önsöz yazmamı istedi. Yazdım. O yazı şimdi Paleo kitapta olmanın yanı sıra benim Edebiyat Üstüne Yazılar'da da var. İletişim'de çıkan bu yazıda engel olamadığım bir dizgi yan- slışını şimdi burada -fırsattan istifade- düzelteyim. Kendisinin re- dez sim sanatının bilinen başeserlerini Türkçeye "tercüme" ettiği est esprisini yapmak istemiştim. Bunun için "tercüman-ı eşkal" ya- -6 uni "şekiller tercümesi" demiştim. İkinci sözcük "eşgal" olarak ya- yayımlandı. Peki ne anlama geliyor bu? Anlamsız bir sözcük, bir ya- zım yanlışı sadece. Hollanda dilinin "mister"i olan "mynheer" kelimesi de "mynbeer" olmuş. Hollanda'nın minberle işi ne oy- Hale sa, değil mi ama?.. Güldük geçtik. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Aynı yazının iki farklı kitapta önsöz olarak başta yayımlandı- B) Bir resim başyapıtının tercümesinde yazım yanlışının gülünç durduğu C) Yazımı yanlış sözcüklerin birisinin anlamlı, diğerinin anlam- sız olduğu D) "Şekiller" anlamına gelen "eşkal"in yanlışlıkla "eşgal" olarak basıldığı E) Önsöz için yazılan metinde iki tane önemsiz yazım yanlışı ya- pıldığı

layıp yağ süren bir erece olan ece azalır. a ritimleri bolizma- E. (V) Ayı, ir hayati kte üre- - Çünkü başlıca ngist VII. aki- Öz- zin 12 (Bilek güreşi, iki kişinin özel hazırlanmış ve dirsek- lerin koyulduğu bir masada karşısındakinin bileğini yere yapıştırmaya çalıştığı atletik karşılaşmaya veri- len isimdir. (II) Dünyada 100'ün üzerinde ülkede bilek güreşi yapılmakta ve Dünya Bilek Güreşi Federasyo- nu'na üye ülkelerin de sayısı hızla artmaktadır. (III) Teknik ve kol kuvveti bir bilek güreşi maçını kazan- mada en önemli iki faktördür. (IV) Dünyanın en eski ve amatörce olan şekliyle bile en yaygın sporların- dan biri olan bilek güreşinin bilinen ilk organize turnu- vası 1952 yılında California'nın Petaluma şehrinde bulunan Gilarti salonunda yapılmıştır. (V) Bill Sobra- nes isimli genç araştırmacı, bu bilinen ilk müsabaka- yi organize etmiştir. (VI) Ardından Kuzey California ve California eyalet şampiyonaları düzenlendi. (VII) Yapılan ilk Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası 1962 yılında yine California'da düzenlendi. 10. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- sinde tanım yapılmıştır? A) I. B) II. C) III. to NIZ. D) IV ve V DAKI PARÇAYA 11. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi iki- sinde karşılaştırma yapılmıştır? A) I ve ll B) II ve III QOynama şekli II. Tarihçesi souller D) IV. E) V. C) III ve IV E) V ve Vi

%100 PARAGRAF Fabrikanın her saat başı çalan ve şehrin her yerinden duyu- lan borusu o günlerde saatleri ayarlamanın hemen hemen tek yoluydu. Sadece fabrikada çalışanlar değil zamanla ilgili her işte atölye borusu şehrin saat kulesi gibiydi. Babamın her sabah işe gitmesi, iş yerinin atölye olması her saat başı ve vardiyaların başlamasında çalan atölye borusunu hayatı- min önemli bir unsuru yapmıştı. İlk zamanlar atölye yalnızca sesti. Babamın işimin ne olduğunu bile tam olarak bilmiyor- dum ama vagon atölyesinde çalışan bir babaya sahip olmak, gurur vesilesiydi. Atölye borusu da gururumun sesiydi. DENEME- Bu parçada yazarın "vagon atölyesi ve atölye borusu" ile il- gili değerlendirmeleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Babasının her sabah işe gitmesinden dolayı atölye boru- su, yazarın hayatında önemli bir yer tutuyordu. B) Babası o günlerde vagon atölyesinde çalıştığından dola- yı yazar bundan gurur duyuyordu. Şehirde yıllardır bir saat kulesi yapılamadığından dolayı fabrika çalışanlar işlerine sürekli olarak geç kalıyorlardı. X O D) Şehrin her yerinde rahatlıkla duyulduğundan halk, saat- lerini atölye borusu ile ayarlıyordu. E) Yazar için vagon atölyesinin o günlerde sadece bir ses- ten ibaret olmasından dolayı yazar, babasının atölyede yaptığı işi bilemiyordu.

A A 32. Sanat eğitimi, güzel sanatların tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve okul dışı yaratıcı sanatsal eğitimdir. Sanat eğitiminin amacı, yapıl- mış olanları yineleyen değil, yeni şeyler yapabilme lemyeterlilikleri olan insanları yetiştirmektir. Sanat eği- uxo timi, bir bütün olarak sanatı anlaması, öğrenmesi, -ü sanatla iletişim ve etkileşime girmesi ile yaratıcı asmetkinlikte bulunmasını içermekte ve böylece sanat eğitimi yeni ve çağdaş bir kimlik kazanmaktadır. nsan ev is Bu parçadan "sanat eğitimi" ile ilgili aşağıdakile- rin hangisine ulaşılamaz? srieg üblegit laved nay A) Güzel sanatların bütün dallarını kapsayan sa- taslob nat eğitimi, sadece okul içinde gerçekleşmez. spils B) Orijinal ürünler ortaya koyma gücüne sahip bi- AST reyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. obreC) Kendini tekrar eden bireyler yetiştirmek sanat arrereğitiminin amacına uygun değildir. D) Çeşitli koşulların gerçekleşmesiyle sanat eğiti- nanimi modern ve yeni bir görünüme ulaşacaktır. tanp E) Okul içi ve okul dışı aktivitelerin yaratıcılığı sa- nat eğitiminin çıtasını yükseltecektir. Eins A nipi imuelne nimegtog VEL.28 semenaly jizuimbelongis rey (US (A 32

3. (1) Tiyatro serüvenine yönetmenlikle başladım ve ilk oyunum sahnelenene kadar beş altı oyun yönettim. (II) O döneme kadar sahne üzerinde olan dinamiği iyi kavradığımı düşünüyorum, bunun elbette yönettiğim oyunlarla ilgili bir etkisi vardır ama kafamda hep ikisini ayırmaya çalışıyorum. (III) Ne yönettiğim oyunları ne de yazdığım oyunları tekrarlamak istiyorum, aslında -bunu negatif anlamda söylüyorum- bir şey yapıyorsam biricik olmalı. (IV) Örneğin şu an Yuva hiçbir şeye benzemeyen bir oyun; iki dilli, dilin %70'i İngilizce ve göçmenlerle ilgili. (V) Bir şey yazıyor ya da yönetiyorsun, o yaptığın şeyden yeni bir şey öğreniyorsun; o öğrendiğin şeyi tekrarlamak yerine, öğrendiğinden daha fazlasını ya da daha değişiğini nasıl bulabilirsin diye kafa yormaya başlıyorsun. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A 1. cümlede, kesin olmayan bir bilgi verilmiştir. B) II. cümlede öz değerlendirmeye yer verilmiştir. C) II. cümlede, ulaşılmak istenen amacın gerekliliği dile getirilmiştir. DY IV. cümlede, III. cümlede varılan yargı somut bir örnekle açıklanmıştır. E) V. cümlede, aşamalı bir durum anlatılmıştır.

7. Edebî mektuplar sanatçıların birbirlerine edebiyat, sanat veya kültür gibi konularda görüşlerini bildirdik- leri edebî değer taşıyan mektuplarıdır. Edebî mek- tuplarda yazarlar söz ustalığını göstermek amacıyla süslü ve sanatlı cümleler kullanır. Genellikle edebi- yatçıların edebî konulardaki görüşlerini, mektubun yazıldığı dönemin edebiyat ve düşünce olayları- ni ele aldığı için edebiyat tarihi ve eleştiri türü için önemli bir kaynaktır. Eski dönemlerde, bu tür kişisel edebî mektuplar, "Mektübât" adı altında toplanır ve geniş kitlelerin de okuyabilmesi için yayımlanırdı. inibe unol Inhal Bu parçaya göre edebî mektupların edebiyat ta- rihine kaynak olarak görülmesinin asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Kaleme alındığı çağın yazın ve fikir anlayışın yansıtması B) Sanatçıların birbirleriyle çeşitli konularda fik alışverişi yapması C) Geniş kitleleri ilgilendiren ve yönlendiren içeril ler taşıması D) Tarihî süreçte toplumları ilgilendiren temalar ele alınması E) Topluma yön veren insanların yaşamından k sitler sunması

TYT/Türkçe 29. Evimizde dedemden kalma küçük bir keman vardı, ben onunla bir şeyler çalmaya uğraşırdım. Bu durumu fark eden ailem beni sekiz yaşında keman çalmayı öğrenmem için bir hoca tutarak keman eğitimine başlattı. Müzik kulağımın iyi olduğunu anlayan keman hocam, beni Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarının sınavlarına yönlendirdi. Bu sınav sonucunda başarı göstererek "kontrbas" çalışmalarına başladım. Konservatuvara çok istekli gidiyordum. Herkes benim çok çalıştığımı ve başarılı olduğumu görüyordu. Sonuç olarak konservatuvara kabul edildim. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Müzikle olan serüveniniz ne zaman, nasıl başladı? B) Eğitiminize ailenizden başka kimin katkısı oldu? C) Müziğe olan kabiliyetinizi kim keşfetti? D) Konservatuvarda yeterince müzik eğitimi alabildiniz mi? E) Profesyonel olarak farklı müzik aletleri çalıyor musunuz? 31. Bir ya

A A TÜRKÇE TESTİ 20. Doktora programının bir diploma sahibi olmaktan ni çok daha fazlası olduğunu unutmayın. Bir diplo- -hama ve unvan sahibi olmak, ailenizin ve çevrenizin aler sizinle gurur duymasını sağlamak gibi nedenler, göstermeniz gereken çaba için sizi motive etmeye nel yetmeyecektir. Uzun saatler boyunca çalışmaya, hayal kırıklıkları ile karşılaşmaya ve zihinsel kabi- niliyetlerinizi zorlamaya hazır olmalısınız. Kendinizi uzun vadede bir akademisyen/araştırmacı olmaya adamadıkça karşılaştığınız zorluklar sizi yıprata- hpl bilir ve sonuca ulaşmadan yarı yolda bırakabilir. ni Nitekim doktora programında devam ettikçe yokuş id dikleşecek ve üzerinizdeki baskı artacaktır. Ne ya- zık ki beklentileri karşılayamadığınız takdirde prog- rama devam etmeniz de mümkün olmayabilir. < Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz? neno y hepbb.ninsent A) Doktora yapmak için sevdiklerinizi gururlandır- ged normak veya belirli sıfatlar almak gibi durumlar tek başına itici güç olmayabilir. bayad nol B) Doktora yapmak meşakkatli bir yolda yürümeyi gerektirir ki bu hiç kolay değildir. blan C) Eğer çalışmalarınız esnasında yaptığınız işe kendinizi adamamışsanız yolun sonunu göre- meyebilirsiniz. D) Doktora yapmaya başladıktan sonra ilk etapta çektiğiniz çileler, yaşadığınız sıkıntılar zamanla yerini başarı ve özgüvene bırakacaktır. E) Doktora yapmak bir belge ile sonuçlandırılacak kadar basit bir süreç değildir. 2

1. Aynı bölümde görev yapan öğretim elemanlarından Kemal, Leyla, Mine, Nermin, Osman, Özkan'ın yıl sonun- da A, B ve C düzeyinde dergilerde yayımlanan makaleleri incelenmiştir. Her öğretim elemanının en az bir makalesi- nin bulunduğu tpolam dokuz makaleye ilişkin kimi bilgiler şöyledir: ▸ A düzeyindeki dergide yayımlanan makale sayısı, di- ğerlerinden daha azdır. ▸ B düzeyi dergide yayımlanan makale sayısı üçtür. ▸ Özkan'ın yalnızca C düzeyi dergide bir makalesi bu- lunmaktadır. ▸ A düzeyi dergide makalesi yayımlanan iki kişinin C dü- zeyindeki dergide de makalesi bulunmaktadır. ▸ Leyla'nın yayımlanan iki makalesinden biri B düzeyi dergidedir. ▸ Kemal'in iki, Osman'ın bir makalesi bulunmaktadır. I. Kemal II. Mine III. Nermin Yukarıdaki kişilerden hangilerinin B düzeyindeki der- gide makalesi olabilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III INFORMAL YAYINLARI K Kara Kutu YAYIN INFORMAL YAYINLARI Kara Kutu YAYIN K INFOR E) II ve III (2015-KPSS) AYIN

mol Ya PRO YAYIN DENİZİ 3. Kitaplıkların raflarında tozlanmak istemeyen bir yazar, her çağa hitap etmelidir. Yunus Emre ve Mevlana gibi isimlerin çağları aşmasının sebebi de budur. Örneğin bugün bile Yunus Emre'nin "Yara- tilanı severim Yaradan'dan ötürü." sözü bizim için anlamlıdır. Bu söz eskimemiş, geçerliğini yitirme- miştir. Yani edebî eserlerin değeri bu eserlerin hi- stap şekline bağlıdır. as smalqot qiveheb Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen BVD aşağıdakilerin hangisinde vardır? 1989 ud govine Juno Ban brax uplo A) Yazar, kişisel olarak kendi yargısını bildirmek ya eb man da okuyucusuna kabul ettirmek için değil, hayat karşısında kayıtsız kalamadığı için yazar. B) Her dönem okunmak isteyen yazar, toplumsal hayatta duygu ve düşünce, ülkü ve coşku birliği yaratarak toplumu ortak noktalarda buluşturur. C) Dünyayı tanımak için yapılacak ilk şey, geç- mişte yazılmış ve söylenmiş olan her şeyin en iyisini tanımaktır. D) Topluma bir duyguyu, bir düşünceyi aşılamanın yolu edebiyattır; kişi, kavramları öğrenir ama bu kavramların geliştirilmesini edebiyat yapar. E) Bir edebiyat eserinin başlangıçta herkesçe anlaşılıp benimsenmesi gerekmez; edebiyatın görevi açık kapıları yıkmaktan çok, kilitli kapıla- rı açmaktır.

2. Oyun, insanlık tarihi boyunca sadece çocukların değil, her yaş grubunun yaşamını renklendirmek, yeniden ve farklı şekilde --I-- için ürettiği bir kültürdür. Oyun tam olarak bir --11-- değil, tam aksine yaşamın kendisidir. İnsanlık tarihinin her aşamasın- da doğrudan ya da dolaylı olarak --III-- oyunu arkeolojik anlam- da yaşamın diğer ögelerinden ayırmak zordur. Bu yuzden oyu- nun din, sanat, felsefe, siyaset gibi birçok alanla --IV-- bir yönü vardır. Biz de "Neden oyun oynarız?" sorusundan yola çıkarak oyun ve oyuncakların --V-- hikâyesini arkeolojik ögelerle buluş- turmak için yola çıktık. Bu parçadaki numaralanmış yerlere getirilecek söz, aşağı- dakilerin hangisinde yanlış verilmiştir? D anlamlandırmak B) II.-düşsellik Cil. - karşımıza çıkan DIV.-çelişen e) V.-çağlar boyu süren

A A Gelenek, tarih boyunca geliştirdiği yaygın mecazları e ifade kalıplarıyla şairi her an kendi içine çeker, Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatıl mak istenenle anlamca aynı doğrultudadır? A) Şairler, şiirlerini yazarken kendi birikimlerini kullanmazlarsa kendinden öncekilere öykün müş demektir.d 3) Geçmişin izini sürmeyen şairler kalıcılığa ulaşa- madığı gibi kendi döneminde de gölgede kalır. C) Her şair geçmişten günümüze gelen sözlerden, söz oyunlarından etkilenir, onlardan kaçamaz. D) Günümüz sanatçıları tarihin ortaya çıkardığ büyük sanatçılar sayesinde yollarını bulabil mektedir. E) Tarihin tozlu sayfalarında kaybolmuş her s natçı yenilik rüzgârında savrulduğu için yok muştur.

TY 2 Cumhuriyet'in en önemli eğitim modeli içinde bile Bedrettin konusunda dikkat çeken cesaretler olmadığını görüyoruz. Hasan Ali Yücel'in klasikleri yayımlanırken Mevlana'ya büyük yer verilmiştir. Rubaileri ve Mesnevi'si Türkçeye çevrilmiş ve yayımlanmıştır. Ancak Bedrettin bahislerine tek bir örnekle yer verilmemiştir. Bu bakımdan Cumhuriyet tarihimizde Bedrettin tecrübesini işleyen Nazım, önemli cesaret ve israr merhalesi olmuştur. Bu parçada Bedrettin ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Fenle ilgili bilim alanlarının dışında sosyal bilimlerde de ön planda olduğuna B) Birden fazla yöneticinin onun birikiminden yararlanma yoluna gittiğine C) Bir eğitim modeli ile öğretme yöntemi oluşturmada Osmanlıdaki ilk kişi olduğuna D) Cumhuriyet Dönemi'nde sadece Nazım Hikmet'in onun önemini fark ettiğine E) Mevlana'nın etkili gücü yüzünden ünlenemediğine 33

G B S 4. normaldir. C) Sözcüklerin anlam güçleri, dilde kullanım sıklıklarına göre artar. D) Bir kelimenin taşıdığı anlamlar, kullanıldığı metne göre değişebilir. E) Sözcüğün anlamı, her insanın ona yüklediği anlama göre değişir. Erendiz Atasü'nün son kitabı, yedi öyküyü bir araya getiren ve adını içindeki öykülerin birinden alan Hayatın En Mutlu An'ı, insanın zamanla kurduğu ilişki, zamanın insan hayatı- na etkileri, özellikle hayatın yaşlılık evresi üzerine düşünen ve düşündüren öykülerden oluşur. Bu öykülerde yazar, orta yaşlı ve yaşlı -çoğunlukla kadın- karakterler üzerine odak- lanmakta, büyüme ve olgunlaşma süreçlerinin sancılarını atlatmış, bu kez de "dağın öteki yüzünün" yani inişin, çökü- şün, çözülüş ve yaşlanmanın, kısacası sona yaklaşmanın sancılı süreçlerini yaşayan karakterleri ele almaktadır. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) Hayatın farklı çevrelerinden insanların yaşamlarını konu edindiği B) Bir ana konu etrafında gelişen birden fazla öyküden oluştuğu C) Öykülerdeki karakterlerin yalnızca kadınlardan seçildiği D) Geçim sıkıntısının bireyler üzerindeki etkisini yansıttığı E) Zamanın insan üzerindeki etkileriyle ilgili bir konusu olduğu Diğer Sayfaya Geçiniz.

B 39-40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Duygulanın ağır basması, aşın bir biçimde insanı etkilemesi durumuna duygusallik denir. Duygusallik, öfke, hüzün, sevinç, kaygı, korku gibi duygulanın yoğun olarak yaşanmasına ve hayata dair mantık dışı kararların verilmesine neden olur. İnsan, duygusal bir varlıktır ama duygularını kontrol edebilme konusunda her zaman başarılı olmayabilir. Kişi öfkesine hâkim olamadığı bir anda çok kolay bir şekilde başkalarını üzebilir ya da sevincini kontrol edemediğinde sonradan kendisine zarar verebilecek bir karar alabilir. Duygusal insanlar, çevrelerinde gerçekleşen olaylara daha çok tepki verir, her konuda vesvese boyutunda bir hassasiyet gösterir, diğer insanların neler hissettiğini önemser. Duygusal kişilerde çocuksu davranışlar daha belirgindir. Duygusal insanlar, sabırsız olabilirler ve istedikleri yapılmadığında hırçınlaşabilirler. Duyguların gerektiğinde sınırlanması gerekir, bu da kişinin oluşturacağı otokontrol mekanizmasıyla gerçekleşir. Bu mekanizmanın merkezi ve lokomotifi ise akıldır. 39. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, aşırı duygusallığın sonuçlarından biri değildir? A) Olaylar karşısında soğukkanlılığı çabuk kaybetmek B) Acele verilen kararların doğruluğuna daha çok inanmak C) Karşıdakilerin ne düşündüğüne takılıp kuruntulara kapılmak D) Çabuk sinirlenip iletişim içinde olunan kişileri kıracak tepkiler göstermek E) Mantıklı davranışların önüne geçecek bir duygu yoğunluğu yaşamak Turub

6. Tüm yaptıklarımı bir sürecin parçaları olarak görüyorum. Bu bağlamda, yaşadığım coğrafyada yerimi düşünürken seçtiğim rotalar, meydana getirdiğim haritalar ve göstergeler var. Bunlar, içlerinde benim olmayanı da barındırıyor. Ben böylece başka- larının sesini duyurarak insanlara yakınlaştığımı düşünüyorum. Bu yüzden başka özel bir konu arama çabasına hiç girmedim, gireceğimi düşünmüyorum. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiştir? A) Sanat çalışmalarınızda özellikle üzerinde durduğunuz ko- nular var mı? B) Yapıtlarınızda içerikten çok anlatımı önemsediğiniz doğru mu? (C) Yapıtlarınızda tarihî konulara sıkça yer vermenizin bir sebe- bi var mı? Yapıtlarınızı oluştururken okurlarınızın ne düşüneceğini he- saba katar mısınız? EÖzgün bir sanat çizginiz olmasında nelerin etkili olduğunu düşünüyorsunuz? Sınıflandı ÖZDEBİR YAYINLA VI 1-