Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

. John Berger'in, yanımda bir motto gibi taşıdığım
sözleriyle söyleyecek olursam "Şiir, yitirilen bir
şeyi bize yeniden veremez ancak yitirilen şeyle
aramızda oluşan ayrılığa kesinlikle karşı çıkar;
bunu da hayatımızdan koparılan şeyleri sürekli
olarak bir araya getirmekle yapar." Ona göre,
varoluşun bütünlüğüne bir çağrı olan şiirin kof
duygululukla bir ilişkisi yok. Ben de şiirin sezgi
alanına seslendiğini ve orayı genişlettiğini
düşünüyorum. Kendimizden çıkıp dışarıyla
temas ettiğimiz sezgi alanını.
Bu parçada üzerinde durulmak istenen
düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirin duygudan çok sezgiye hitap ettiği
B) Şairlerin hayatı açıklama amacının olmadığı
C) Okurların şairlerin şiir anlayışını etkilediği
D) Şiirin, yaşamın gizemlerine odaklandığı
E) Sanatın bütünüyle bireysel bir alan olduğu
Soruluk Denemeler
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
. John Berger'in, yanımda bir motto gibi taşıdığım sözleriyle söyleyecek olursam "Şiir, yitirilen bir şeyi bize yeniden veremez ancak yitirilen şeyle aramızda oluşan ayrılığa kesinlikle karşı çıkar; bunu da hayatımızdan koparılan şeyleri sürekli olarak bir araya getirmekle yapar." Ona göre, varoluşun bütünlüğüne bir çağrı olan şiirin kof duygululukla bir ilişkisi yok. Ben de şiirin sezgi alanına seslendiğini ve orayı genişlettiğini düşünüyorum. Kendimizden çıkıp dışarıyla temas ettiğimiz sezgi alanını. Bu parçada üzerinde durulmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirin duygudan çok sezgiye hitap ettiği B) Şairlerin hayatı açıklama amacının olmadığı C) Okurların şairlerin şiir anlayışını etkilediği D) Şiirin, yaşamın gizemlerine odaklandığı E) Sanatın bütünüyle bireysel bir alan olduğu Soruluk Denemeler
6.
E) Gerçekleri yansıtmak
Hâle etkisi, insanların A'yı iyi yapıyorlarsa B, C ve D'yi de
iyi yapacaklarına dair bir varsayımdır. (Bunun tam tersi de
doğrudur.)
Bu terim, komuta mevkiindeki subayların askerlerini nasıl
derecelendirdiklerini tarif etmek üzere, bir psikolog olan
Edward Thorndike tarafından 1920'de hazırlanan bir ça-
lışmada kullanılmıştır. Thorndike, subayların adamlarını ya
tamamen iyi ya da tamamen kötü olarak sınıflandırdıklarını
fark etmiştir.
Daha sonra yapılan çalışmalar ortaya koydu ki hâle etkisi,
ilk izlenimlerden çok fazla etkileniyor. Bir insanı en baştan
olumlu olarak algılarsak daha sonra o algıyı değiştirmek ko-
lay olmuyor. "İlk izlenim çok önemlidir." diyen eski atasözü
sanki doğruymuş gibi geliyor. Bu anlayış, kahraman erkek
tipli aktör ve çok güzel kadın artistleri, hiçbir uzmanlıkları
olmadığı halde ürün reklamlarında kullanan reklam şirket-
leri tarafından uygulanmaktadır. Bir kahramanı canlandı-
ran bir aktör ve muhteşem görünmesi sağlanan bir aktris
hakkında olumlu düşünürüz ve onların otomobil motorları
ve kırışıklık giderici kremler hakkında derin bilgiye sahip ol-
duklarına inanırız.
172
Bu parçaya göre;
1. Bir işe eleman alırken ilk izlenimlerin her zaman doğru
karar vermemizi sağlaması
II. Birinin bizde oluşturduğu ilk intibanın onun hakkında
sonradan vereceğimiz olumlu ya da olumsuz kararı et-
kilemesi
III. insanlar hakkında oluşturduğumuz ön yargıların bizi
yanlış seçimlere yöneltmesi
durumlarından hangileri "hâle etkisi"nin sonuçlarından
biri değildir?
A) Yalnız I
D) II ve III
B Yalnız T
QONITELIK
C)Yalnız III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. E) Gerçekleri yansıtmak Hâle etkisi, insanların A'yı iyi yapıyorlarsa B, C ve D'yi de iyi yapacaklarına dair bir varsayımdır. (Bunun tam tersi de doğrudur.) Bu terim, komuta mevkiindeki subayların askerlerini nasıl derecelendirdiklerini tarif etmek üzere, bir psikolog olan Edward Thorndike tarafından 1920'de hazırlanan bir ça- lışmada kullanılmıştır. Thorndike, subayların adamlarını ya tamamen iyi ya da tamamen kötü olarak sınıflandırdıklarını fark etmiştir. Daha sonra yapılan çalışmalar ortaya koydu ki hâle etkisi, ilk izlenimlerden çok fazla etkileniyor. Bir insanı en baştan olumlu olarak algılarsak daha sonra o algıyı değiştirmek ko- lay olmuyor. "İlk izlenim çok önemlidir." diyen eski atasözü sanki doğruymuş gibi geliyor. Bu anlayış, kahraman erkek tipli aktör ve çok güzel kadın artistleri, hiçbir uzmanlıkları olmadığı halde ürün reklamlarında kullanan reklam şirket- leri tarafından uygulanmaktadır. Bir kahramanı canlandı- ran bir aktör ve muhteşem görünmesi sağlanan bir aktris hakkında olumlu düşünürüz ve onların otomobil motorları ve kırışıklık giderici kremler hakkında derin bilgiye sahip ol- duklarına inanırız. 172 Bu parçaya göre; 1. Bir işe eleman alırken ilk izlenimlerin her zaman doğru karar vermemizi sağlaması II. Birinin bizde oluşturduğu ilk intibanın onun hakkında sonradan vereceğimiz olumlu ya da olumsuz kararı et- kilemesi III. insanlar hakkında oluşturduğumuz ön yargıların bizi yanlış seçimlere yöneltmesi durumlarından hangileri "hâle etkisi"nin sonuçlarından biri değildir? A) Yalnız I D) II ve III B Yalnız T QONITELIK C)Yalnız III E) I, II ve III
1. Şöyle bir örnek verelim: "Tanrı güzeldir." diye bir mısra dü-
şünelim. Bu misra Tanrı'ya inanan biri tarafından yazılmışsa
o kişi Tanrı'yı övüyor, Tanrı'yı yüceltiyor der, geçeriz. Yok,
ni eğer aynı mısrayı, Tanrı inancı taşımayan biri söylemişse en
azından Tanrı'yla eğlenildiği sonucunu çıkarmamız gerekir.
Görülüyor ki şiirin anlamını, şairinin kişiliğinden ayırmak ko-
lay değil.
Bu örnek aşağıdaki yargılardan hangisini desteklemek
için verilmiştir?
A) Bir şiirden yola çıkarak şairin dini inancını, dünya görü-
şünü öğrenebiliriz.
B) Şairi tanımadan o şiiri anlamak zordur.
C) Bir şiiri yorumlamak için şairin dünya görüşünü bilmek
de yetmez.
DInançlarını sanatına karıştıran şairler toplumca dışlanır.
Şairlerin dünya görüşlerini şiirlerine yansıtmaması gere-
kir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Şöyle bir örnek verelim: "Tanrı güzeldir." diye bir mısra dü- şünelim. Bu misra Tanrı'ya inanan biri tarafından yazılmışsa o kişi Tanrı'yı övüyor, Tanrı'yı yüceltiyor der, geçeriz. Yok, ni eğer aynı mısrayı, Tanrı inancı taşımayan biri söylemişse en azından Tanrı'yla eğlenildiği sonucunu çıkarmamız gerekir. Görülüyor ki şiirin anlamını, şairinin kişiliğinden ayırmak ko- lay değil. Bu örnek aşağıdaki yargılardan hangisini desteklemek için verilmiştir? A) Bir şiirden yola çıkarak şairin dini inancını, dünya görü- şünü öğrenebiliriz. B) Şairi tanımadan o şiiri anlamak zordur. C) Bir şiiri yorumlamak için şairin dünya görüşünü bilmek de yetmez. DInançlarını sanatına karıştıran şairler toplumca dışlanır. Şairlerin dünya görüşlerini şiirlerine yansıtmaması gere- kir.
1. Dostoyesvki'nin Suç ve Ceza'sını okuduktan sonra
günlerce etkisinden kurtulamadım. Raskolnikov'un
gölgesi her köşe başında adım adım izledi beni. Bir
süre sonra ise Anatole France'in Tanrılar Susamışlardı
adlı yapıtını okudum. Tanrılar Susamışlardı, şüphe yok
ki en sürükleyici romanlardan biridir. Tekrar okuduğum
hâlde romana aynı ilgiyi duydum. Sıkmayan,
sürükleyen bir roman. Hepsi o kadar! Anatole
France'ta ürperiş yok. Yazdıkları iç karanlığımızda
yankılanmıyor. Kısacası onun romanlarında son yaprak
düşünce her şey bitiyor.
Bu parçada "son yaprak düşünce her şeyin bitmesi"
sözüyle, sözü edilen yapıtla ilgili olarak anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anlatılanların kişinin iç dünyasını zenginleştirecek
bir niteliğinin olmadığı
B Karmaşık olmayan olay örgüsü ve eğlenceli
anlatımıyla okurları etkilediği
Popüler içeriği ve yüzeysel anlatımıyla kalıcı
niteliklerden uzak olduğu
DYBireysel veya toplumsal bir soruna ya da niteliğe
vurgu yapmadığı
E) Okuru uzun bir süre etkisi altına alacak içeriksel bir
derinliğinin olmadığı
3.
Paylaşım Yayınları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Dostoyesvki'nin Suç ve Ceza'sını okuduktan sonra günlerce etkisinden kurtulamadım. Raskolnikov'un gölgesi her köşe başında adım adım izledi beni. Bir süre sonra ise Anatole France'in Tanrılar Susamışlardı adlı yapıtını okudum. Tanrılar Susamışlardı, şüphe yok ki en sürükleyici romanlardan biridir. Tekrar okuduğum hâlde romana aynı ilgiyi duydum. Sıkmayan, sürükleyen bir roman. Hepsi o kadar! Anatole France'ta ürperiş yok. Yazdıkları iç karanlığımızda yankılanmıyor. Kısacası onun romanlarında son yaprak düşünce her şey bitiyor. Bu parçada "son yaprak düşünce her şeyin bitmesi" sözüyle, sözü edilen yapıtla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlatılanların kişinin iç dünyasını zenginleştirecek bir niteliğinin olmadığı B Karmaşık olmayan olay örgüsü ve eğlenceli anlatımıyla okurları etkilediği Popüler içeriği ve yüzeysel anlatımıyla kalıcı niteliklerden uzak olduğu DYBireysel veya toplumsal bir soruna ya da niteliğe vurgu yapmadığı E) Okuru uzun bir süre etkisi altına alacak içeriksel bir derinliğinin olmadığı 3. Paylaşım Yayınları
dar
ar-
un
n
n
20. Kelimeler, her zaman ve her vesileyle belirtildiği gibi, birer canlı varlıktır; doğarlar, yaşarlar, çok kere çok uzun ömürlü olur-
lar, vefalı milletlerin dilinde ölmez bir sevgiye, âdeta ölümsüz bir hayata kavuşurlar. Yine canlı varlıklar gibi, zamanla, on-
ların da seslerinde, manalarında, şekillerinde değişmeler, güzelleşip çirkinleşmeler olur. Bazen de yeni bir zevk, bir mana
ve musiki aşısı ile ufak veya büyük ölçüde tazelenir, âdeta yeniden doğar ve yaşarlar. Vakitleri, zamanları gelince de tabii
bir ölümle ölürler, dil ve edebiyat tarihinin derinliklerine gömülürler; kitaplardan, sayfalardan kabirlerinde ebedî istirahatle-
rine dalarlar. Yaşadıkları tarihlerde insanlara gönül ürperişleri vermiş, onların duymaları, düşünmeleri, sevmeleri, öğrenip
yükselmeleri tarihine hizmet etmiş olmanın huzuru ve tesellisi içinde, bu kelimeler, huzur içinde uyurlar. Yine yaşadıkları
zaman, insanlığa büyük hizmetler görmüş millî veya milletlerarası kahramanlar gibi, arada bir hatırlandıkları, tarih, hele
edebiyat tarihi meraklılarının dillerinde ve zevklerinde canlandıkları olur. Fakat bu bir diriliş değil, çok kere, bir hatırlanıştır.
Bu parçada kelimelerle ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geçmişi her yönüyle bugüne taşıyan en önemli dil unsurları olmaları
Zamanla işlekliklerini kaybedip kullanılmaz hâle gelmeleri
C) Dile önem veren milletler tarafından yaşatılmaları için çaba harcanması
D) Edebiyat tarihi-kitaplarında korunarak meraklılarınca yeniden canlandırılmaları
E) Milletlerin dilinde sürekli olarak yenilenip yaşatılmaları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
dar ar- un n n 20. Kelimeler, her zaman ve her vesileyle belirtildiği gibi, birer canlı varlıktır; doğarlar, yaşarlar, çok kere çok uzun ömürlü olur- lar, vefalı milletlerin dilinde ölmez bir sevgiye, âdeta ölümsüz bir hayata kavuşurlar. Yine canlı varlıklar gibi, zamanla, on- ların da seslerinde, manalarında, şekillerinde değişmeler, güzelleşip çirkinleşmeler olur. Bazen de yeni bir zevk, bir mana ve musiki aşısı ile ufak veya büyük ölçüde tazelenir, âdeta yeniden doğar ve yaşarlar. Vakitleri, zamanları gelince de tabii bir ölümle ölürler, dil ve edebiyat tarihinin derinliklerine gömülürler; kitaplardan, sayfalardan kabirlerinde ebedî istirahatle- rine dalarlar. Yaşadıkları tarihlerde insanlara gönül ürperişleri vermiş, onların duymaları, düşünmeleri, sevmeleri, öğrenip yükselmeleri tarihine hizmet etmiş olmanın huzuru ve tesellisi içinde, bu kelimeler, huzur içinde uyurlar. Yine yaşadıkları zaman, insanlığa büyük hizmetler görmüş millî veya milletlerarası kahramanlar gibi, arada bir hatırlandıkları, tarih, hele edebiyat tarihi meraklılarının dillerinde ve zevklerinde canlandıkları olur. Fakat bu bir diriliş değil, çok kere, bir hatırlanıştır. Bu parçada kelimelerle ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Geçmişi her yönüyle bugüne taşıyan en önemli dil unsurları olmaları Zamanla işlekliklerini kaybedip kullanılmaz hâle gelmeleri C) Dile önem veren milletler tarafından yaşatılmaları için çaba harcanması D) Edebiyat tarihi-kitaplarında korunarak meraklılarınca yeniden canlandırılmaları E) Milletlerin dilinde sürekli olarak yenilenip yaşatılmaları
4.
11.
Sanat eseri önce bir hayaldir, sanatçı onu zihninde tasarlar,
giderek malzeme sanatçıyı yönlendirir, bazen tasarımın öte-
sine geçerek farklı bir boyut kazandırır.
V.
Sanatta en önemli şey, sanatçının ne yapacağına önceden
karar verip bu karara sadık kalmasıdır, aksi hâlde sanatçı
savrulmalarla eserinden uzaklaşır.
III. Bir öykü yazmaya başlamadan önce hiç plan yapmam, hayal
gücüm beni nereye götürürse oraya giderim.
IV. Sanat eseri mutlaka sanatçının içinden, derininden bir şeyler
yansıtır, yeter ki sanatçı, ruhuna uygun malzemeyi bulabilsin.
Kullandığım boya türü ya da tuval, bazen beni planladığım
noktadan o kadar uzaklaştırır ki dönüp baktığımda bu resmi
ben mi yaptım, derim.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca bir-
birine en yakındır?
A) I ve III
D) III ve V
B) I ve V
5) IV ve V
C) Il ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. 11. Sanat eseri önce bir hayaldir, sanatçı onu zihninde tasarlar, giderek malzeme sanatçıyı yönlendirir, bazen tasarımın öte- sine geçerek farklı bir boyut kazandırır. V. Sanatta en önemli şey, sanatçının ne yapacağına önceden karar verip bu karara sadık kalmasıdır, aksi hâlde sanatçı savrulmalarla eserinden uzaklaşır. III. Bir öykü yazmaya başlamadan önce hiç plan yapmam, hayal gücüm beni nereye götürürse oraya giderim. IV. Sanat eseri mutlaka sanatçının içinden, derininden bir şeyler yansıtır, yeter ki sanatçı, ruhuna uygun malzemeyi bulabilsin. Kullandığım boya türü ya da tuval, bazen beni planladığım noktadan o kadar uzaklaştırır ki dönüp baktığımda bu resmi ben mi yaptım, derim. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca bir- birine en yakındır? A) I ve III D) III ve V B) I ve V 5) IV ve V C) Il ve IV
2.
Her defasında yeniden öğreniyorum. Aşk yeni bir şey değil, hüzün,
mücadele ve ölüm yeni şeyler değil. Insan da yeni değil, tema-
lar da... Ben yine de farklı öykülerin izini sürüyorum. Her yerden,
herkesten bir öykü bulup çıkarmaya çalışıyorum. Baştan sona,
sondan başa doğru, en iyi düzen içinde en iyi kelimelerle uzun bir
cümle kuruyorum. İşte o an, her şey yepyeni olup çıkıyor.
Bu parçadaki altı çizli sözle anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Hayatın içinde değişik insan hikâyeleri bulmaya çalışmak
Yeni yazarları okumaya çalışmak
B
Daha önce işlenmemiş konuları işlemek
D Hep değişik ortamlara girerek yeni insanlar tanımaya çalış-
mak
EX Tanıdık duyguları anlatmak istememek
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Her defasında yeniden öğreniyorum. Aşk yeni bir şey değil, hüzün, mücadele ve ölüm yeni şeyler değil. Insan da yeni değil, tema- lar da... Ben yine de farklı öykülerin izini sürüyorum. Her yerden, herkesten bir öykü bulup çıkarmaya çalışıyorum. Baştan sona, sondan başa doğru, en iyi düzen içinde en iyi kelimelerle uzun bir cümle kuruyorum. İşte o an, her şey yepyeni olup çıkıyor. Bu parçadaki altı çizli sözle anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Hayatın içinde değişik insan hikâyeleri bulmaya çalışmak Yeni yazarları okumaya çalışmak B Daha önce işlenmemiş konuları işlemek D Hep değişik ortamlara girerek yeni insanlar tanımaya çalış- mak EX Tanıdık duyguları anlatmak istememek
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Mehmet Âkif'in, yazdığı şiirlerde faydacı ve ahlakçı bir
amaç güttüğü bilinmektedir. Mesaj, onun şiirinde çok
önemlidir. Hatta denebilir ki mesaj, çoğu zaman şiirin
kendisinden de önemlidir. Ancak sanatçı; Türk diline
hâkimiyeti, anlam ile duyguyu birleştirebilme yeteneği
ile şiiriyet gücü son derece yüksek, bir benzerini
yapmada çoğu kişiyi acze düşürecek misra ve beyitler
de oluşturmuştur. Üstelik bu misralar, Safahat'ın
bütünlüğü içinde hiç de az sayılmayacak bir yekûn
tutmaktadır. "Şark'a bakmaz Garb'ı bilmez görgüden
yok pâyesi / Bir kızarmaz yüz, yaşarmaz göz bütün
sermayesi" misraları, şiirsellik bakımından
edebiyatımızda eşine az rastlanır örneklerdendir.
PARECEBITUNG
17
40. Bu parçadaki altı çizili sözcüğün işlevini
aşağıdakilerden hangisi açıklar?
A) Karşıt düşünceleri birbirine bağlamıştır.
B) Konunun farklı bir yönüne geçilmesini sağlamıştır.
C) Anlatılanlara sınırlama getirmiştir.
D) Olumlu ve olumsuz yargıları birbirine bağlamıştır.
E) Aktarılanlar arasında neden-sonuç ilişkisi
kurmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Mehmet Âkif'in, yazdığı şiirlerde faydacı ve ahlakçı bir amaç güttüğü bilinmektedir. Mesaj, onun şiirinde çok önemlidir. Hatta denebilir ki mesaj, çoğu zaman şiirin kendisinden de önemlidir. Ancak sanatçı; Türk diline hâkimiyeti, anlam ile duyguyu birleştirebilme yeteneği ile şiiriyet gücü son derece yüksek, bir benzerini yapmada çoğu kişiyi acze düşürecek misra ve beyitler de oluşturmuştur. Üstelik bu misralar, Safahat'ın bütünlüğü içinde hiç de az sayılmayacak bir yekûn tutmaktadır. "Şark'a bakmaz Garb'ı bilmez görgüden yok pâyesi / Bir kızarmaz yüz, yaşarmaz göz bütün sermayesi" misraları, şiirsellik bakımından edebiyatımızda eşine az rastlanır örneklerdendir. PARECEBITUNG 17 40. Bu parçadaki altı çizili sözcüğün işlevini aşağıdakilerden hangisi açıklar? A) Karşıt düşünceleri birbirine bağlamıştır. B) Konunun farklı bir yönüne geçilmesini sağlamıştır. C) Anlatılanlara sınırlama getirmiştir. D) Olumlu ve olumsuz yargıları birbirine bağlamıştır. E) Aktarılanlar arasında neden-sonuç ilişkisi kurmuştur.
k₂
Bri
3.
a
9
4
31
K
r
1₁
1 ve 2. soruları bu parçaya göre cevaplayınız.
Para kullanımının yaygınlaşmasında, uzun mesafeli tica-
retin rolü, mübadele ve piyasalarınkinden daha önemlidir.
Büyük miktarlarda değerli maden kaynaklarına sahip olan
pek çok toplumun, ticaret gelişene kadar bu değerli ma-
denleri işletmediklerini biliyoruz. Sikke biçimindeki paranın
ilk habercilerinden biri önce Hindistan'da, daha sonraları
da Babil ve Çin'de tüccarlar tarafından kullanılan, üzerlerine
damga vurulmuş değerli maden külçeleridir. Doğu Akde-
niz Bölgesi'nde kullanılan ve şeykel adı verilen külçelerde
aslında dürüstlükleriyle tanınan tüccar ailelerinin özel dam-
galarını taşıyan gümüş parçalarından başka bir şey değil-
di. Çin'de kullanılan idel'ler de ticaret loncaları tarafından
damgalanan gümüş külçelerdi. Bu örnekler mübadele ve
ticaretin gelişmesiyle birlikte para kullanımının da yaygın-
laştığını gösteriyor.
1. Bu parçada "para"ya ilişkin;
Para kullanımının yaygınlaşmasında etken olan geliş-
meler
Devletin para kullanımı ve basılması tekelini üstlenme-
sinin nedenleri
Değerli madenlere sahip olduğu hâlde bunları işletme-
yen toplumların bu madenleri işletmeye başlamalarının
gerekçeleri
konularından hangileri üstünde durulmuştur?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
DI ve III
A) Tanımlama
E) I ve II
2. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
B) Açıklama
D) Örnekleme
Yalnız III
C) Karşılaştırma
NITELIK
Çıkarımda bulunma
3.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
k₂ Bri 3. a 9 4 31 K r 1₁ 1 ve 2. soruları bu parçaya göre cevaplayınız. Para kullanımının yaygınlaşmasında, uzun mesafeli tica- retin rolü, mübadele ve piyasalarınkinden daha önemlidir. Büyük miktarlarda değerli maden kaynaklarına sahip olan pek çok toplumun, ticaret gelişene kadar bu değerli ma- denleri işletmediklerini biliyoruz. Sikke biçimindeki paranın ilk habercilerinden biri önce Hindistan'da, daha sonraları da Babil ve Çin'de tüccarlar tarafından kullanılan, üzerlerine damga vurulmuş değerli maden külçeleridir. Doğu Akde- niz Bölgesi'nde kullanılan ve şeykel adı verilen külçelerde aslında dürüstlükleriyle tanınan tüccar ailelerinin özel dam- galarını taşıyan gümüş parçalarından başka bir şey değil- di. Çin'de kullanılan idel'ler de ticaret loncaları tarafından damgalanan gümüş külçelerdi. Bu örnekler mübadele ve ticaretin gelişmesiyle birlikte para kullanımının da yaygın- laştığını gösteriyor. 1. Bu parçada "para"ya ilişkin; Para kullanımının yaygınlaşmasında etken olan geliş- meler Devletin para kullanımı ve basılması tekelini üstlenme- sinin nedenleri Değerli madenlere sahip olduğu hâlde bunları işletme- yen toplumların bu madenleri işletmeye başlamalarının gerekçeleri konularından hangileri üstünde durulmuştur? A) Yalnız I B) Yalnız II DI ve III A) Tanımlama E) I ve II 2. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? B) Açıklama D) Örnekleme Yalnız III C) Karşılaştırma NITELIK Çıkarımda bulunma 3.
3. Ünlü antropolog Maslow'un ortaya attığı ihtiyaçlar hiyerar-
şisi teorisi; insan çalıştıran ve yöneten herkesin bilmesi ge-
reken bir bilgidir Maslow, ihtiyaçları beşe ayırır:
1.
2.
3.
4.
5.
---- : Açlık, susuzluk, uyku. Bu alandaki ihtiyaçları yiye-
cek içecek üreticileri ve ev karşılar.
----: Zarar görmekten korunma ve riskten uzak durma.
Bu seviyede bir bireyin yönelimi sigorta, alarm ve ban-
ka hesaplarına doğrudur.
---- : Aile ve arkadaş sıcaklığı. Bu gibi ihtiyaçlar düğün
törenleri, şık restoranlarda yemekler ve iletişimle karşı-
lanır.
---- (Ego ihtiyaçları diye de adlandırılır): Başarı duygu-
su gibi iç ihtiyaçlar, statü ve takdir edilme gibi dış ihti-
yaçlar olarak ikiye ayrılır. Bu alana odaklanan sektörler
spor endüstrisi ve özel etkinlikli tatil endüstrisidir.
----: Maslow tarafından tanımlandığı gibi "Mutlu olmak
için müzisyen müzik yapmalı, ressam resim çizmeli ve
şair, şiir yazmalıdır. İnsan ne olabiliyorsa onu olmalıdır.
Bu sanat galerilerine gitme, dağlara tırmanma ve ro-
man yazma gibi şeyleri kapsar. Tiyatro, sinema ve mü-
zik endüstrileri hep bu seviyeye odaklanmışlardır. Bu,
diğer ihtiyaç seviyelerinden en azından bir önemli nok-
tada farklıdır. Hiçbir zaman tükenmez ve hiçbir zaman
tam olarak karşılanamaz. Shakespeare'in sözüyle "tıpkı
iştahın, beslendikçe artması gibi."
Bu parçadaki numaralı boşluklara getirilmesi gereken-
lerden hangisi aşağıda yanlış belirtilmiştir?
A 1. Fizyolojik gereksinim
2. Güvenlik gereksinimi
3. Duygusal gereksinim
D 4. Saygı gereksinimi
E) 5. Kendini gerçekleştirme
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Ünlü antropolog Maslow'un ortaya attığı ihtiyaçlar hiyerar- şisi teorisi; insan çalıştıran ve yöneten herkesin bilmesi ge- reken bir bilgidir Maslow, ihtiyaçları beşe ayırır: 1. 2. 3. 4. 5. ---- : Açlık, susuzluk, uyku. Bu alandaki ihtiyaçları yiye- cek içecek üreticileri ve ev karşılar. ----: Zarar görmekten korunma ve riskten uzak durma. Bu seviyede bir bireyin yönelimi sigorta, alarm ve ban- ka hesaplarına doğrudur. ---- : Aile ve arkadaş sıcaklığı. Bu gibi ihtiyaçlar düğün törenleri, şık restoranlarda yemekler ve iletişimle karşı- lanır. ---- (Ego ihtiyaçları diye de adlandırılır): Başarı duygu- su gibi iç ihtiyaçlar, statü ve takdir edilme gibi dış ihti- yaçlar olarak ikiye ayrılır. Bu alana odaklanan sektörler spor endüstrisi ve özel etkinlikli tatil endüstrisidir. ----: Maslow tarafından tanımlandığı gibi "Mutlu olmak için müzisyen müzik yapmalı, ressam resim çizmeli ve şair, şiir yazmalıdır. İnsan ne olabiliyorsa onu olmalıdır. Bu sanat galerilerine gitme, dağlara tırmanma ve ro- man yazma gibi şeyleri kapsar. Tiyatro, sinema ve mü- zik endüstrileri hep bu seviyeye odaklanmışlardır. Bu, diğer ihtiyaç seviyelerinden en azından bir önemli nok- tada farklıdır. Hiçbir zaman tükenmez ve hiçbir zaman tam olarak karşılanamaz. Shakespeare'in sözüyle "tıpkı iştahın, beslendikçe artması gibi." Bu parçadaki numaralı boşluklara getirilmesi gereken- lerden hangisi aşağıda yanlış belirtilmiştir? A 1. Fizyolojik gereksinim 2. Güvenlik gereksinimi 3. Duygusal gereksinim D 4. Saygı gereksinimi E) 5. Kendini gerçekleştirme
ARAGRAF
7 ve 8. soruları bu parçaya göre cevaplayınız.
Eski Yunan kent devletlerinin sikkeleri önceleri Ege
deniz'de tedavül etmekteydi. Büyük İskender'in fetihleri
sayesinde, sikke kullanımı MÖ 4. yüzyılda Mısır, Pers Impa-
ratorluğu ve Kuzey Hindistan'a ulaştı. Ancak, para ve para
düzenlerinin Akdeniz Havzası'ndaki binlerce yıllık gelişme
sürecinde belki de en önemli aşama, Roma Imparatorluğu
Dönemi'nde gerçekleşmiştir. Roma barışı Akdeniz Havzası
ve ötesindeki alanların siyasi ve iktisadi olarak bütünleş-
mesini, bu geniş topraklar üzerinde altın, gümüş ve bakır
sikkelerden oluşan bir para düzeninin kurulmasını sağladı.
Standartların devlet tarafından denetlenmesi sayesinde,
değişik sikke türleri arasına iyi tanımlanmış oranlar kurula-
bildi. Altın sikkeler büyük işlemlerle ve servet saklama ama-
cıyla kullanılırken günlük küçük işlemlerde bronz ve daha
sonraları bakır sikkeler kullanıldı, hiyerarşinin üst ve alt
basamakları arasındaki orta alanı ise gümüş sikkeler dol-
duruyordu. Altın ve gümüş sikkelerin değerleri, içerdikleri
değerli maden ve miktarıyla yakından ilişkiliydi. Buna karşın
bronz ve bakır sikkeler, çoğunlukla devlet tarafından belirle-
nen ve maden içeriklerinin üzerinde kalan itibari değerlerle
tedavül etmekteydiler. Piyasaların genişlemesi, ekonominin
ticarileşmesi ve artan para kullanımıyla birlikte bu düzen
güçlendi. Bugün Avrupa ve Orta Doğu'da kullanılan parayla
ilgili terimlerin pek çoğunun kökenlerinin Roma Dönemi'ne
kadar gitmesi, para düzenlerinin gelişmesi sürecinde o dö-
nemin ne kadar güçlü ve kalıcı etkisi olduğunun kanıtıdır.
ve Ak-
7.
Bu parçada üstünde durulan konular arasında aşağı-
dakilerden hangisi yoktur?
A) Sikke kullanımının Ege ve Akdeniz'den Hindistan, Mısır
ve Pers Imparatorluğu'na yayılmasının sebepleri
B) Akdeniz Havzası ötesi alanların siyasi ve iktisadi olarak
bütünleşmesinin gerekçeleri
C) Altın ve gümüş sikkelerin hangi alışverişlerde kullanıldık-
fari
par
D) Para basımının kim tarafından, nasıl yapıldığı
E Parayla ilgili terimlerin günümüze hangi zamandan kaldığı
BU
de
K
da
da
niz
pel
ga
d
da
tic
la
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ARAGRAF 7 ve 8. soruları bu parçaya göre cevaplayınız. Eski Yunan kent devletlerinin sikkeleri önceleri Ege deniz'de tedavül etmekteydi. Büyük İskender'in fetihleri sayesinde, sikke kullanımı MÖ 4. yüzyılda Mısır, Pers Impa- ratorluğu ve Kuzey Hindistan'a ulaştı. Ancak, para ve para düzenlerinin Akdeniz Havzası'ndaki binlerce yıllık gelişme sürecinde belki de en önemli aşama, Roma Imparatorluğu Dönemi'nde gerçekleşmiştir. Roma barışı Akdeniz Havzası ve ötesindeki alanların siyasi ve iktisadi olarak bütünleş- mesini, bu geniş topraklar üzerinde altın, gümüş ve bakır sikkelerden oluşan bir para düzeninin kurulmasını sağladı. Standartların devlet tarafından denetlenmesi sayesinde, değişik sikke türleri arasına iyi tanımlanmış oranlar kurula- bildi. Altın sikkeler büyük işlemlerle ve servet saklama ama- cıyla kullanılırken günlük küçük işlemlerde bronz ve daha sonraları bakır sikkeler kullanıldı, hiyerarşinin üst ve alt basamakları arasındaki orta alanı ise gümüş sikkeler dol- duruyordu. Altın ve gümüş sikkelerin değerleri, içerdikleri değerli maden ve miktarıyla yakından ilişkiliydi. Buna karşın bronz ve bakır sikkeler, çoğunlukla devlet tarafından belirle- nen ve maden içeriklerinin üzerinde kalan itibari değerlerle tedavül etmekteydiler. Piyasaların genişlemesi, ekonominin ticarileşmesi ve artan para kullanımıyla birlikte bu düzen güçlendi. Bugün Avrupa ve Orta Doğu'da kullanılan parayla ilgili terimlerin pek çoğunun kökenlerinin Roma Dönemi'ne kadar gitmesi, para düzenlerinin gelişmesi sürecinde o dö- nemin ne kadar güçlü ve kalıcı etkisi olduğunun kanıtıdır. ve Ak- 7. Bu parçada üstünde durulan konular arasında aşağı- dakilerden hangisi yoktur? A) Sikke kullanımının Ege ve Akdeniz'den Hindistan, Mısır ve Pers Imparatorluğu'na yayılmasının sebepleri B) Akdeniz Havzası ötesi alanların siyasi ve iktisadi olarak bütünleşmesinin gerekçeleri C) Altın ve gümüş sikkelerin hangi alışverişlerde kullanıldık- fari par D) Para basımının kim tarafından, nasıl yapıldığı E Parayla ilgili terimlerin günümüze hangi zamandan kaldığı BU de K da da niz pel ga d da tic la
5. Bu zavallı Paskal, o güzel Eftalya'yı seviyordu! Bu sakat
vücut, yaradılışın o ihtişamlı güzelliğine âşık olmuştu.
Ama gönlünün en gizli bir köşesinde muhafaza ettiği bu
aşkı kimseye söylemeye, küçüklükten beri sırdaşı olan
evindeki yaşlı hizmetçisine bile söylemeye, hatta kendi
kendisine düşünmeye bile cesaret edemiyordu. Çünkü
kimseye itimadı, hiçbir şeye inancı olmadığından zihin-
de gizlenerek yaşama sebebi olan aşkının bir belirtisinin
meydana çıkmasından kaçmıyordu.
Kendisinden beklenen, sadece güldürmek... Bak, kalbinin
kırıldığı, gözyaşları içinde boğulduğu şu ümitsizlik ve gü-
cenmişlik anında, herkes kahkahalarla gülüyor.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bireyin iç dünyasını ele alan bir hikâyeden alınmıştır.
B) Güzel - çirkin çatışmasına yer verilmiştir.
C) Realist bir anlayışın etkisi görülmektedir.
D) Hâkim bakış açısıyla yazılmıştır.
E) Karşılıksız bir aşkı konu edinmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Bu zavallı Paskal, o güzel Eftalya'yı seviyordu! Bu sakat vücut, yaradılışın o ihtişamlı güzelliğine âşık olmuştu. Ama gönlünün en gizli bir köşesinde muhafaza ettiği bu aşkı kimseye söylemeye, küçüklükten beri sırdaşı olan evindeki yaşlı hizmetçisine bile söylemeye, hatta kendi kendisine düşünmeye bile cesaret edemiyordu. Çünkü kimseye itimadı, hiçbir şeye inancı olmadığından zihin- de gizlenerek yaşama sebebi olan aşkının bir belirtisinin meydana çıkmasından kaçmıyordu. Kendisinden beklenen, sadece güldürmek... Bak, kalbinin kırıldığı, gözyaşları içinde boğulduğu şu ümitsizlik ve gü- cenmişlik anında, herkes kahkahalarla gülüyor. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Bireyin iç dünyasını ele alan bir hikâyeden alınmıştır. B) Güzel - çirkin çatışmasına yer verilmiştir. C) Realist bir anlayışın etkisi görülmektedir. D) Hâkim bakış açısıyla yazılmıştır. E) Karşılıksız bir aşkı konu edinmiştir.
k
Deneme 20
Biyu hazırlamaktadır.
23. Batı'nın Üçüncü Dünya ülke yazarlarına gösterdiği ilgi daima
Oryantalist bir özellik taşır. Bu yazarlardan kendi yerel
kültürlerini anlatmalarını beklerler ama anlatılanlar Batılı
insana ilginç gelen şeyler olmalıdır. Batı insanının
dünyasında olmayan şeyler anlatmalıdır, 'vahşi bir doğa en
azından. Tuhaf kıyafetler, mistik inanışlar, bilmedikleri
yemekler... Yarı egzotik avcılığını yarı eksantrik manzara
açlığını doyurmak isterler. Özü itibarıyla turistik ve ticaridir bu
ilgi. Üçüncü dünyanın hakikati umurunda değildir Batılının
Blucin giyen bir Afrikalıyı; marka ayakkabı giyen, hamburger
yiyen bir Asyalıyı, Türk'ü ne yapsınlar! Bu yazarlar da
doğrusu beklentiyi bildikleri için, onaylanmak adına
ülkelerinde bu tarz ne varsa sayıp dökerler.
teDLAY
Bu parçadan hareketle
snil. Batılıların az gelişmiş ülke edebiyatlarına ilgisi hakiki
bir ilgi değildir.
₁
Deposu
II. eri kalmış ülke yazarlary yapıtlarını Batı'nın
beklentilerini karşılamaya yönelik olarak
eneme
D) Yalnız I
YALARY
III. Batı, az gelişmiş ülkelerle kendi geçmişini hatırlamak
amacıyla ilgilenmektedir
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
Al ve Il
B) I ve Ill
V nasıl
E) I, II ve III
C) II ve III
geri bolove, diyebilingror?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
k Deneme 20 Biyu hazırlamaktadır. 23. Batı'nın Üçüncü Dünya ülke yazarlarına gösterdiği ilgi daima Oryantalist bir özellik taşır. Bu yazarlardan kendi yerel kültürlerini anlatmalarını beklerler ama anlatılanlar Batılı insana ilginç gelen şeyler olmalıdır. Batı insanının dünyasında olmayan şeyler anlatmalıdır, 'vahşi bir doğa en azından. Tuhaf kıyafetler, mistik inanışlar, bilmedikleri yemekler... Yarı egzotik avcılığını yarı eksantrik manzara açlığını doyurmak isterler. Özü itibarıyla turistik ve ticaridir bu ilgi. Üçüncü dünyanın hakikati umurunda değildir Batılının Blucin giyen bir Afrikalıyı; marka ayakkabı giyen, hamburger yiyen bir Asyalıyı, Türk'ü ne yapsınlar! Bu yazarlar da doğrusu beklentiyi bildikleri için, onaylanmak adına ülkelerinde bu tarz ne varsa sayıp dökerler. teDLAY Bu parçadan hareketle snil. Batılıların az gelişmiş ülke edebiyatlarına ilgisi hakiki bir ilgi değildir. ₁ Deposu II. eri kalmış ülke yazarlary yapıtlarını Batı'nın beklentilerini karşılamaya yönelik olarak eneme D) Yalnız I YALARY III. Batı, az gelişmiş ülkelerle kendi geçmişini hatırlamak amacıyla ilgilenmektedir yargılarından hangilerine ulaşılabilir? Al ve Il B) I ve Ill V nasıl E) I, II ve III C) II ve III geri bolove, diyebilingror?
21 ve 22. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Altı yaşımdayken tiyatro ve roman yazmaya karar
vermiştim. Bir defterin tümünü doldurursam roman
olur sanıyordum. Bu düşüncemi edebiyat
öğretmeni olan anneme açtığımda annem
Fuzuli'nin bir sözünü söyledi bana: "İlimsiz şiir,
temelsiz duvara benzer." dermiş Fuzuli. Annem bu
sözden yola çıkıp bana, "Sanatın temelinde bilim
olmalı; önce bir bilim öğren, sonra tiyatro, roman
yazarsın." dedi. Annemi dinledim. Aslında
kişiliğimle pek de örtüşmeyen psikolojide yüksek
lisans ve doktora yaptım, profesör oldum. Yani
Fuzuli'yi ve annemi dinlemiş oldum. Bu arada
kişisel gelişim alanında kitaplar kaleme aldım.
Sanırım artık yeterli. Bundan böyle yalnızca
romanla uğraşmak istiyorum. Belki biraz da
tiyatroyla...
Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak
1. Akademik kariyerinin olduğu, L
II. Tiyatroda başarılı olamayacağını
düşündüğü, X
III. Annesinin yönlendirmelerinin etkili olduğu,
IV. Önce kişiliğine uygun olmayan bir bölüme
girdiği,
V. Çocukluğunda roman ve tiyatro yazarı
olmayı düşündüğü
yargılarından hangileri şöylenemez?
A) Yalnız !!
D) I ve V
B) ve III
22. Bu parçan
aşağıdaki
E) I ve IV
tonguç kampüs
A) Eksiltil
B) Öykül
C) Birinc
Dola
E) Deyi
C) I ve III
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
21 ve 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Altı yaşımdayken tiyatro ve roman yazmaya karar vermiştim. Bir defterin tümünü doldurursam roman olur sanıyordum. Bu düşüncemi edebiyat öğretmeni olan anneme açtığımda annem Fuzuli'nin bir sözünü söyledi bana: "İlimsiz şiir, temelsiz duvara benzer." dermiş Fuzuli. Annem bu sözden yola çıkıp bana, "Sanatın temelinde bilim olmalı; önce bir bilim öğren, sonra tiyatro, roman yazarsın." dedi. Annemi dinledim. Aslında kişiliğimle pek de örtüşmeyen psikolojide yüksek lisans ve doktora yaptım, profesör oldum. Yani Fuzuli'yi ve annemi dinlemiş oldum. Bu arada kişisel gelişim alanında kitaplar kaleme aldım. Sanırım artık yeterli. Bundan böyle yalnızca romanla uğraşmak istiyorum. Belki biraz da tiyatroyla... Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak 1. Akademik kariyerinin olduğu, L II. Tiyatroda başarılı olamayacağını düşündüğü, X III. Annesinin yönlendirmelerinin etkili olduğu, IV. Önce kişiliğine uygun olmayan bir bölüme girdiği, V. Çocukluğunda roman ve tiyatro yazarı olmayı düşündüğü yargılarından hangileri şöylenemez? A) Yalnız !! D) I ve V B) ve III 22. Bu parçan aşağıdaki E) I ve IV tonguç kampüs A) Eksiltil B) Öykül C) Birinc Dola E) Deyi C) I ve III 1
G
20. Şimdiye kadar oynadığım hiçbir rol bana benzemiyor. Te-
levizyonda da sinemada da durum böyle. Bu bir oyuncu
için cennette olmak gibi. Ne kadar uzak, o kadar iyi. Ken-
dimi oynayacaksam niye oyuncu oldum? Başka birilerinin
hayatına bakma merakım olduğu için oyuncu oldum. Ve
bu konuda da şanslıyım. Ama diğer yandan oynadığım ve
fenomen olan karakterlerin fanları için bu çok kötü. Beni
yolda görünce gelip sohbet ettiklerinde, o çok sevdikleri
karaktere dair bir şey görmek istiyorlar. Ama göremiyorlar.
Bu parçada kendinden söz eden oyuncunun anlatmak
istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) İzleyiciden gelen tepkileri önemsemediği
B) Beğenilen oyuncuların da zorluklar yaşadığı
C) Oynadığı rollerle kendi kişiliğinin farklı olduğu
DY Kendini oynadığı rollere göre sınırlandırdığı
Oyunlarına olumlu eleştiriler yöneltmek gerektiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
G 20. Şimdiye kadar oynadığım hiçbir rol bana benzemiyor. Te- levizyonda da sinemada da durum böyle. Bu bir oyuncu için cennette olmak gibi. Ne kadar uzak, o kadar iyi. Ken- dimi oynayacaksam niye oyuncu oldum? Başka birilerinin hayatına bakma merakım olduğu için oyuncu oldum. Ve bu konuda da şanslıyım. Ama diğer yandan oynadığım ve fenomen olan karakterlerin fanları için bu çok kötü. Beni yolda görünce gelip sohbet ettiklerinde, o çok sevdikleri karaktere dair bir şey görmek istiyorlar. Ama göremiyorlar. Bu parçada kendinden söz eden oyuncunun anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) İzleyiciden gelen tepkileri önemsemediği B) Beğenilen oyuncuların da zorluklar yaşadığı C) Oynadığı rollerle kendi kişiliğinin farklı olduğu DY Kendini oynadığı rollere göre sınırlandırdığı Oyunlarına olumlu eleştiriler yöneltmek gerektiği
7
Deneme
16. Toplumun genel çizgisi dışında kamplaşan
kadın yazar, kenara itilmişliği reddetmek için
sayısız gönlün esrarından çoğalmış bede-
nin ittiklerine yönelir. Kadınlar tarih boyunca
farklılıkların reddi ile bu farklılığa sahip çıkma
arasında bocalamıştır. Tabii ki genel itibarıyla
birçok kadın ikinci öncülü yani farklılıklarının
arkasında durma seçeneğini tercih etmiştir.
1970'lerde bu seçim feministleri doğurmuş
hatta feminist düşüncede bu farklılığın üs-
tünlük belirtisi olduğunu düşünen kadınlar ol-
muştur. Cinsiyet eşitsizliği bu sefer terazinin
diğer kefesine kaymıştır. Feminizm düşünce-
si elbette ki kadın lehine olan bu eşitsizliği de
karşısına almıştır. Ben de bu hususta benzer
düşünceler içerisindeyim. Muhakkak ki her
insan yapısı, rengi, milliyeti gibi hususlarda
farklıdır. Fakat özgürlük, insani haklar vs. ba-
kımından yaklaşım eşit olmalıdır.
Böyle düşünen bir kişiyle ilgili olarak
Erkeklerin ezilmesine karşı çıktığına,
Feminizm düşüncesini desteklediğine,
III Kadın egemenliğini savunduğuna
durumlarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I B) Yalnız II
D) I ve II
PARA
C) Yalnız II
E) II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7 Deneme 16. Toplumun genel çizgisi dışında kamplaşan kadın yazar, kenara itilmişliği reddetmek için sayısız gönlün esrarından çoğalmış bede- nin ittiklerine yönelir. Kadınlar tarih boyunca farklılıkların reddi ile bu farklılığa sahip çıkma arasında bocalamıştır. Tabii ki genel itibarıyla birçok kadın ikinci öncülü yani farklılıklarının arkasında durma seçeneğini tercih etmiştir. 1970'lerde bu seçim feministleri doğurmuş hatta feminist düşüncede bu farklılığın üs- tünlük belirtisi olduğunu düşünen kadınlar ol- muştur. Cinsiyet eşitsizliği bu sefer terazinin diğer kefesine kaymıştır. Feminizm düşünce- si elbette ki kadın lehine olan bu eşitsizliği de karşısına almıştır. Ben de bu hususta benzer düşünceler içerisindeyim. Muhakkak ki her insan yapısı, rengi, milliyeti gibi hususlarda farklıdır. Fakat özgürlük, insani haklar vs. ba- kımından yaklaşım eşit olmalıdır. Böyle düşünen bir kişiyle ilgili olarak Erkeklerin ezilmesine karşı çıktığına, Feminizm düşüncesini desteklediğine, III Kadın egemenliğini savunduğuna durumlarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II PARA C) Yalnız II E) II ve III