Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ların önemlilerin-
de patolojik yalancılar. "Başkalarını
etmek için mi yoksa yetersizliğini gi-
için mi yalan söylüyorlar?" Grosz,
dışında da bu soruya kafa yoru-
biçimde gerçeklik duygusunun
asi ve bu durumla yalan arasında
bağlantılar kurabileceğimiz olay-
alıyor yazar. Örneğin, kocasının
aldattığını düşünen bir kadının
n bir ortam kurgulayıp ardından
asi ve terapide bunları gerçek-
atması. Adeta kötü bir şakal
ilmis
an aşağıdakilerin hangisi çı-
çek neyin düşünce olduğunu
sterir.
allerinin doğru olduğuna ina-
mak isteyen uzman, onu ol-
abul etmelidir.X
calışmalar yapan doktorlar,
anmalıdır.
nen bir kimsenin ruhsal
= zor anlaşılır. X
itilan uzmanın niteliği
hangisidir?
ar
Mart ayı, Istanbul CNR ve Bursa kitap fu-
adları ile geçti. 150'nin üzerinde yayinevi-
nin katildiği Istanbul CNR'nin ana teması,
Sosyal Medya ve Çocuk idi. Bursa Kitap
Fuarına ise 280 yayınevi katıldı. 500 yazar
konuk edildi. Ayrıca bu fuarda Çocuk ve
Gençlik Edebiyatı Şöleni kapsamında da
farklı yaş grupları için atölye çalışmaları,
yazarların katılımıyla söyleşiler, tiyatro
gösterisi, gölge oyunu ve yaratıcı drama
gibi 45 etkinlik gerçekleştirildi. Nisan
ayında da Izmir Kitap Fuarı, 19-27 Nisan
günlerinde Feyza Hepçilingirler'in onur ko
nukluğu ile kapılarını açacak. Girişin-ücret-
siz olduğu 19. İzmir Kitap Fuarı, her gün
11.00-20.00, kapanış günü ise 11.00.
19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
19. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kimi sözcükler gerçek anlamıyla kulla-
nılmıştır.
Eve
Bilgi verici bir yaklaşım benimsenmiş
tir.
Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
DY Örneklerle anlatım güçlendirilmiştir.
Eleştirel bir anlatıma başvurulmuştur.
he
tanınm
sıra "Bin
tili", "İki C
dan başk
atmıştır.
Holland
20. Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisine
kesin olarak ulaşılabilir?
(+)
Bursa ve İstanbul'daki fuarlara giriş
ücretsizdir. X
Afife Jale
"Tek Kis
yılındaki
Bu parc
fark
B Aynı ay içerisinde yapılan iki farklı fuar
vardır.
Istanbul'daki fuara daha fazla yayınevi
katılmıştır
larca oy
ğının 199
ABD'de
D) İzmir'deki fuar, Bursa'dakinden önce
yapılmıştır.
E) İstanbul'daki fuara, davet edilen tüm
yazarlar katılmıştır.
1.
II. ken
liğe
III. yaş
belirle
ile ilgil
A) Yal
2. Bu k
çalış
ilkel
yışla
Bu
Öze
A)
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ların önemlilerin- de patolojik yalancılar. "Başkalarını etmek için mi yoksa yetersizliğini gi- için mi yalan söylüyorlar?" Grosz, dışında da bu soruya kafa yoru- biçimde gerçeklik duygusunun asi ve bu durumla yalan arasında bağlantılar kurabileceğimiz olay- alıyor yazar. Örneğin, kocasının aldattığını düşünen bir kadının n bir ortam kurgulayıp ardından asi ve terapide bunları gerçek- atması. Adeta kötü bir şakal ilmis an aşağıdakilerin hangisi çı- çek neyin düşünce olduğunu sterir. allerinin doğru olduğuna ina- mak isteyen uzman, onu ol- abul etmelidir.X calışmalar yapan doktorlar, anmalıdır. nen bir kimsenin ruhsal = zor anlaşılır. X itilan uzmanın niteliği hangisidir? ar Mart ayı, Istanbul CNR ve Bursa kitap fu- adları ile geçti. 150'nin üzerinde yayinevi- nin katildiği Istanbul CNR'nin ana teması, Sosyal Medya ve Çocuk idi. Bursa Kitap Fuarına ise 280 yayınevi katıldı. 500 yazar konuk edildi. Ayrıca bu fuarda Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Şöleni kapsamında da farklı yaş grupları için atölye çalışmaları, yazarların katılımıyla söyleşiler, tiyatro gösterisi, gölge oyunu ve yaratıcı drama gibi 45 etkinlik gerçekleştirildi. Nisan ayında da Izmir Kitap Fuarı, 19-27 Nisan günlerinde Feyza Hepçilingirler'in onur ko nukluğu ile kapılarını açacak. Girişin-ücret- siz olduğu 19. İzmir Kitap Fuarı, her gün 11.00-20.00, kapanış günü ise 11.00. 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. 19. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kimi sözcükler gerçek anlamıyla kulla- nılmıştır. Eve Bilgi verici bir yaklaşım benimsenmiş tir. Sayısal verilerden yararlanılmıştır. DY Örneklerle anlatım güçlendirilmiştir. Eleştirel bir anlatıma başvurulmuştur. he tanınm sıra "Bin tili", "İki C dan başk atmıştır. Holland 20. Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisine kesin olarak ulaşılabilir? (+) Bursa ve İstanbul'daki fuarlara giriş ücretsizdir. X Afife Jale "Tek Kis yılındaki Bu parc fark B Aynı ay içerisinde yapılan iki farklı fuar vardır. Istanbul'daki fuara daha fazla yayınevi katılmıştır larca oy ğının 199 ABD'de D) İzmir'deki fuar, Bursa'dakinden önce yapılmıştır. E) İstanbul'daki fuara, davet edilen tüm yazarlar katılmıştır. 1. II. ken liğe III. yaş belirle ile ilgil A) Yal 2. Bu k çalış ilkel yışla Bu Öze A) C
ru-
lış
u-
ur-
S-
JZ,
hü
en
ur.
ir
TEFEK YAYINLARI
20. Sanat insanı, bana hiç benzemiyorsa yalnız kendini
söyleyip de beni söylemiyorsa ondan bana ne? Ben
bir sanat eserinde kendi sevinçlerimi, kendi acılarımı
görmeliyim ki ona ilgi gösterebileyim, onu anlayabi-
leyim. Yoksa bana büsbütün yabancı kalır. Onun kar-
şısında bir şaşkınlık duyabilirim ama onu sevemem,
kendi hayatıma karıştıramam. Hayır, bir sanat insanı-
nın kişiliği herkesten başka olmasında değil, herkesle
bir olmasındadır. Sanatçı yalnız kendisinde bulunan
bir şeyi söyler ama onu söyleyen bütün insanları söy-
ler. Yalnız kendine vergi olan bir söyleyişi vardır ki onda
her insan, küçük büyük her insan, kendini bulabilir.
Bu şekilde konuşan birinin öne çıkan özelliği aşağıda-
kilerden hangisidir?
op u
A) Sanat eserlerinin içeriğini üsluptan üstün görmesi
B) Sanatı bireysel bir eylem olarak değerlendirmesi
&
Sanat eserlerinde toplumsal konuları öncelemesi
Sanatçıları toplumun tercümanı olarak düşünmesi
Sanat eserlerinde öncelikli olarak bireyi araması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ru- lış u- ur- S- JZ, hü en ur. ir TEFEK YAYINLARI 20. Sanat insanı, bana hiç benzemiyorsa yalnız kendini söyleyip de beni söylemiyorsa ondan bana ne? Ben bir sanat eserinde kendi sevinçlerimi, kendi acılarımı görmeliyim ki ona ilgi gösterebileyim, onu anlayabi- leyim. Yoksa bana büsbütün yabancı kalır. Onun kar- şısında bir şaşkınlık duyabilirim ama onu sevemem, kendi hayatıma karıştıramam. Hayır, bir sanat insanı- nın kişiliği herkesten başka olmasında değil, herkesle bir olmasındadır. Sanatçı yalnız kendisinde bulunan bir şeyi söyler ama onu söyleyen bütün insanları söy- ler. Yalnız kendine vergi olan bir söyleyişi vardır ki onda her insan, küçük büyük her insan, kendini bulabilir. Bu şekilde konuşan birinin öne çıkan özelliği aşağıda- kilerden hangisidir? op u A) Sanat eserlerinin içeriğini üsluptan üstün görmesi B) Sanatı bireysel bir eylem olarak değerlendirmesi & Sanat eserlerinde toplumsal konuları öncelemesi Sanatçıları toplumun tercümanı olarak düşünmesi Sanat eserlerinde öncelikli olarak bireyi araması
B
Türkçe
27. Gerçek adı Samuel Langhome Clemens olan Mark Twain'in
en ünlü kitabi Tom Sawyer'in Maceralari'dır. Bu kitap, bir
çocuk romanıdır ve tarihte daktilo ile yazılan ilk kitap olma
özelliğini taşıyor. Eserlerinde gülmenin güzelliğini, esaretin
ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatmaya çalışmıştır ünlü
yazar. Mark Twain, "insomnia" yani uykusuzluk sorunu ya-
şamıştır. Geceleri uyuyamayan yazar, boş kalınca daktilosu
ile yazılarını yazıyormuş. Gündüzleri hiç olmayacak yerler-
de uyuyakalırmış. Twain'in uykusuzluk sorunu o kadar ile-
ri boyuttaymış ki çevresindekilere "Bana güzel bir yatak ve-
rin, size ölümsüz başyapıtlar yazayım." dermiş. Twain'in bir
başka özelliği ise stand-upçı olmasıdır. Bugünkü stand-up
gösterilerinin temellerini atan ilk insanlardan biridir. İlk gös-
terilerinde onu Kraliçe 1. Elizabeth de izlemeye gitmiştir.
Bu parçadan Mark Twain ile ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisi söylenemez?
A) Birkaç alanda öncülük etmiş bir şahsiyet olduğu
B) Yazarlık konusunda kendine oldukça güvendiği
C) Düzenli bir hayat tarzına sahip olmadığı
D) Stand-up gösterilerini genellikle elit kesime yaptığı
E) İnsanları mutlu etmeyi amaçlayan biri olduğu
MIRAY YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B Türkçe 27. Gerçek adı Samuel Langhome Clemens olan Mark Twain'in en ünlü kitabi Tom Sawyer'in Maceralari'dır. Bu kitap, bir çocuk romanıdır ve tarihte daktilo ile yazılan ilk kitap olma özelliğini taşıyor. Eserlerinde gülmenin güzelliğini, esaretin ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatmaya çalışmıştır ünlü yazar. Mark Twain, "insomnia" yani uykusuzluk sorunu ya- şamıştır. Geceleri uyuyamayan yazar, boş kalınca daktilosu ile yazılarını yazıyormuş. Gündüzleri hiç olmayacak yerler- de uyuyakalırmış. Twain'in uykusuzluk sorunu o kadar ile- ri boyuttaymış ki çevresindekilere "Bana güzel bir yatak ve- rin, size ölümsüz başyapıtlar yazayım." dermiş. Twain'in bir başka özelliği ise stand-upçı olmasıdır. Bugünkü stand-up gösterilerinin temellerini atan ilk insanlardan biridir. İlk gös- terilerinde onu Kraliçe 1. Elizabeth de izlemeye gitmiştir. Bu parçadan Mark Twain ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Birkaç alanda öncülük etmiş bir şahsiyet olduğu B) Yazarlık konusunda kendine oldukça güvendiği C) Düzenli bir hayat tarzına sahip olmadığı D) Stand-up gösterilerini genellikle elit kesime yaptığı E) İnsanları mutlu etmeyi amaçlayan biri olduğu MIRAY YAYINLARI
& Falleten Para
Olumsuz Soru Köka
as halisi
Doku
kullanılır
En yay-
Bunların
260 cm
aredeki
Der ge-
irilmiş
endir
hayat
nttan
sti-
dar
stir.
ak-
dür
de
+
Mizaçlar kuramı, Elizabeth Dönemi Ingiltere'sinde ileri
sürülen ve kökeni Antik Çağ hekimliğine dayanan bir
kuram olmakla birlikte her insanın dört ana unsurdan
birine karşılık gelen bir bedensel sıvının etkisinde oldu-
ğu düşünülerek bu kurama bağlı bir psikoloji, bir este-
tik hatta bir toplum bilimi anlayışından da söz edilebilir.
Mizaç, bünyeyi tamamlayan fakat güç tanımlanabilen
bir değişkendir. Leon Vannier bunu "statik" bir durum
olan bünyeye dayalı "dinamik" bir durum diye tanımlar.
Bünyesel anatomik yapıların karışımından oluşan dış
görünüş ile her insanı ayrı bir birey yapan fizyolojik, bi-
yolojik ve ruhsal tepki olanaklarını karşı karşıya getirir.
Bünyeler, yapılar için olduğu gibi mizaç için de birçok
tanımlama, sınıflandırma ortaya atılmıştır. Bunların
ilki 19. yüzyılda Grauvogl'un ileri sürdüğü ayrımdır.
Grauvogl, kişileri biyokimyasal yapılarına göre şöyle
ayınır: Su metabolizması bozuk olanlar "hidrogenoit",
kanlarında aşırı yükseltgenme olanlar "oksigenoit",
yükseltgenme yetersizliği ve metabolizma artıklarını
dışarı atamama bozukluğu olanlar "karbonitrogenoit"
mizaçlıdır.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
plaşılamaz?
Mizaçlar kuramının oluşturduğu toplum bilimi, insa-
nin fizyolojik durumundan etkilenir.
B) Leon Vannier, bünyenin durağan bir yapısı olduğu-
nu söylemiştir.
C) 1800'lü yıllarda mizacín tasnif edilmesine yönelik
bir adım atılmıştır
D) Grauvogl'un yaptığı sınıflandırmada esas alınan
nokta olağan akışı olan şeylerdir.
E) Psikolojik anlayıştan söz edilmesinde kuramın etki-
k anlayışt
si vardır.
pelikankitabevi
Çok
birço
sıra
bunla
meye
de tu
çok
ölçür
tipte
Isil s
dığı
tutma
go d
Peltie
Raikta
derer
Burpi
gisi
A) O
ku
B) M
le
C) Is
n
D G
EC
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
& Falleten Para Olumsuz Soru Köka as halisi Doku kullanılır En yay- Bunların 260 cm aredeki Der ge- irilmiş endir hayat nttan sti- dar stir. ak- dür de + Mizaçlar kuramı, Elizabeth Dönemi Ingiltere'sinde ileri sürülen ve kökeni Antik Çağ hekimliğine dayanan bir kuram olmakla birlikte her insanın dört ana unsurdan birine karşılık gelen bir bedensel sıvının etkisinde oldu- ğu düşünülerek bu kurama bağlı bir psikoloji, bir este- tik hatta bir toplum bilimi anlayışından da söz edilebilir. Mizaç, bünyeyi tamamlayan fakat güç tanımlanabilen bir değişkendir. Leon Vannier bunu "statik" bir durum olan bünyeye dayalı "dinamik" bir durum diye tanımlar. Bünyesel anatomik yapıların karışımından oluşan dış görünüş ile her insanı ayrı bir birey yapan fizyolojik, bi- yolojik ve ruhsal tepki olanaklarını karşı karşıya getirir. Bünyeler, yapılar için olduğu gibi mizaç için de birçok tanımlama, sınıflandırma ortaya atılmıştır. Bunların ilki 19. yüzyılda Grauvogl'un ileri sürdüğü ayrımdır. Grauvogl, kişileri biyokimyasal yapılarına göre şöyle ayınır: Su metabolizması bozuk olanlar "hidrogenoit", kanlarında aşırı yükseltgenme olanlar "oksigenoit", yükseltgenme yetersizliği ve metabolizma artıklarını dışarı atamama bozukluğu olanlar "karbonitrogenoit" mizaçlıdır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine plaşılamaz? Mizaçlar kuramının oluşturduğu toplum bilimi, insa- nin fizyolojik durumundan etkilenir. B) Leon Vannier, bünyenin durağan bir yapısı olduğu- nu söylemiştir. C) 1800'lü yıllarda mizacín tasnif edilmesine yönelik bir adım atılmıştır D) Grauvogl'un yaptığı sınıflandırmada esas alınan nokta olağan akışı olan şeylerdir. E) Psikolojik anlayıştan söz edilmesinde kuramın etki- k anlayışt si vardır. pelikankitabevi Çok birço sıra bunla meye de tu çok ölçür tipte Isil s dığı tutma go d Peltie Raikta derer Burpi gisi A) O ku B) M le C) Is n D G EC
na- y
A 18. Hücreli varlıkların en küçükleri arasında viru
ler ve bakteriler gösterilebilir. Bu virüsler
bakteriler, hayvanlardan insanlara geçebilir
Mesela domuzlarda görülen "artrit" gibi has
talıklar insanlara bulaşarak insan bedenind
bazı tahribatlara yol açar. Çeşitli tahribatlarin
yanı sıra bakteriler, ölü cisimleri parçalayarak
bunların içinde bulunan canlı organizmaların
toprağa geçmesini sağlar. Bu canlı dokuların
maddelerinin çevrimi yaşam için önemli bir
yer tutar. İnsanlar bakterilerden organik mad
delerin zararsız bir biçimde atık olarak atılma
sında, gübrelemede ve peynir, yağ, sirke gibi
ürünlerin yapımında kullanılabilmektedir.
Bu parçada anlatılan bakteri ve virüsler ile
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
li-
?
YAYINLARI
A) Hücreli varlıkların içinde barınamamaları
B) Hayvanlardan insanlara geçememesi
C) Cansız organizmalardan toprağa geçmesi
DY Çeşitli gıda ürünlerinin yapımında kulla-
nılması
Sadece hayvan türlerinde bulunmaları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
na- y A 18. Hücreli varlıkların en küçükleri arasında viru ler ve bakteriler gösterilebilir. Bu virüsler bakteriler, hayvanlardan insanlara geçebilir Mesela domuzlarda görülen "artrit" gibi has talıklar insanlara bulaşarak insan bedenind bazı tahribatlara yol açar. Çeşitli tahribatlarin yanı sıra bakteriler, ölü cisimleri parçalayarak bunların içinde bulunan canlı organizmaların toprağa geçmesini sağlar. Bu canlı dokuların maddelerinin çevrimi yaşam için önemli bir yer tutar. İnsanlar bakterilerden organik mad delerin zararsız bir biçimde atık olarak atılma sında, gübrelemede ve peynir, yağ, sirke gibi ürünlerin yapımında kullanılabilmektedir. Bu parçada anlatılan bakteri ve virüsler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? li- ? YAYINLARI A) Hücreli varlıkların içinde barınamamaları B) Hayvanlardan insanlara geçememesi C) Cansız organizmalardan toprağa geçmesi DY Çeşitli gıda ürünlerinin yapımında kulla- nılması Sadece hayvan türlerinde bulunmaları
vi
Muhabir:
Yazar:
1
Kimseden yardım almadım. Tamamen kendim
bunun yüzüme vurulmasından korktum. Yardım al-
başladım ve kendim devam etmek istedim. Heride
dığım kişinin tek başına başarımda söz sahibi ol
masından korktum.
Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdaki sorular-
dan hangisi getirilmelidir?
A) Eserinizin başarılı olmasında başkalarının etkileri
olabilir mi?
B) Eserin oluşumu sırasında destekçileriniz kimler
oldu?
C) Kendiniz dışında yardım almamanız sizi zorlar mı?
D) Eseriniz başarılı olursa kendinizin de başarılı oldu-
ğunu söyler misiniz?
E) Yardım almadan oluşturulan eserlerin uzun soluklu
olduğu doğru mudur?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
vi Muhabir: Yazar: 1 Kimseden yardım almadım. Tamamen kendim bunun yüzüme vurulmasından korktum. Yardım al- başladım ve kendim devam etmek istedim. Heride dığım kişinin tek başına başarımda söz sahibi ol masından korktum. Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdaki sorular- dan hangisi getirilmelidir? A) Eserinizin başarılı olmasında başkalarının etkileri olabilir mi? B) Eserin oluşumu sırasında destekçileriniz kimler oldu? C) Kendiniz dışında yardım almamanız sizi zorlar mı? D) Eseriniz başarılı olursa kendinizin de başarılı oldu- ğunu söyler misiniz? E) Yardım almadan oluşturulan eserlerin uzun soluklu olduğu doğru mudur?
17. (1) Yeşil bitkiler bütün besinlerin üremesini sağ
layan en temel bitki çeşididir. (II) Yeşil bitkiler
I ve yeşil bitkilerin birkaç özel bakteri türü
üremesini sağlayacaktır. (III) Ham maddeler
yüzündeki yaşamı destekleyici tüm besinlerin
su, mineral, güneş ve karbondioksittir. (IV) Ye
yaptığı ile ilgili bilgi elde edilmektedir. (V) Bun-
celendiğinde tek hücreli canlıların üretimin
ların karışımı ile beraber hemen hemen bütün
besinleri üretirler bu ana maddelerden yeter
oranda bulunması koşuluyla özel olarak birçok
farklı çeşit ortaya çıkacaktır.
Bu parçadaki anlam bütünlüğünün sağla
nabilmesi için numaralanmış cümlelerden
hangileri yer değiştirmelidir?
4) I ve II
B) II ve III
D) IV ve V
tam
Marifet
EXíve v
nasıl
C) III ve IV
19.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
17. (1) Yeşil bitkiler bütün besinlerin üremesini sağ layan en temel bitki çeşididir. (II) Yeşil bitkiler I ve yeşil bitkilerin birkaç özel bakteri türü üremesini sağlayacaktır. (III) Ham maddeler yüzündeki yaşamı destekleyici tüm besinlerin su, mineral, güneş ve karbondioksittir. (IV) Ye yaptığı ile ilgili bilgi elde edilmektedir. (V) Bun- celendiğinde tek hücreli canlıların üretimin ların karışımı ile beraber hemen hemen bütün besinleri üretirler bu ana maddelerden yeter oranda bulunması koşuluyla özel olarak birçok farklı çeşit ortaya çıkacaktır. Bu parçadaki anlam bütünlüğünün sağla nabilmesi için numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir? 4) I ve II B) II ve III D) IV ve V tam Marifet EXíve v nasıl C) III ve IV 19.
(1) Orman yangınlarının Türkiye'nin üzerine karabasan
gibi çöktüğü günlerde, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) nere-
deyse tutuşup alev alacak bir harita yayımladı. (II) Harita-
ya göre Akdeniz çevresindeki karasal alanlar âdeta kızgın
bir tavaya dönüşmüş, yüzey sıcaklıkları 50 derece ve üze-
rine çıkmıştı. (III) O günlerde, Avrupa Birliği'nin Kopernik
Atmosfer İzleme Servisi (CAMS) ise hem uydudan hem
de yerden, ağaçlar ve diğer maddeler yanarken açığa çı-
kan enerjiyi ölçümlemekle meşguldü. (IV) Türkiye'de yan-
gın ışıma gücü yani yoğunluğu, bu verilerin toplanmaya
başladığı 2003'ten bu yana en yüksek günlük değerlere
ulaşmıştı. (V)
Numaralanmış yerlerden hangisine "Vardıkları sonuç
tatsız bir ilke işaret ediyordu:" cümlesi getirilmelidir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
(1) Orman yangınlarının Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöktüğü günlerde, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) nere- deyse tutuşup alev alacak bir harita yayımladı. (II) Harita- ya göre Akdeniz çevresindeki karasal alanlar âdeta kızgın bir tavaya dönüşmüş, yüzey sıcaklıkları 50 derece ve üze- rine çıkmıştı. (III) O günlerde, Avrupa Birliği'nin Kopernik Atmosfer İzleme Servisi (CAMS) ise hem uydudan hem de yerden, ağaçlar ve diğer maddeler yanarken açığa çı- kan enerjiyi ölçümlemekle meşguldü. (IV) Türkiye'de yan- gın ışıma gücü yani yoğunluğu, bu verilerin toplanmaya başladığı 2003'ten bu yana en yüksek günlük değerlere ulaşmıştı. (V) Numaralanmış yerlerden hangisine "Vardıkları sonuç tatsız bir ilke işaret ediyordu:" cümlesi getirilmelidir? A) I B) II C) III D) IV E) V
19. Roma İtalya'sında, özgür yurttaşlar olarak kabul edilen beş
ya da altı milyon erkek ve kadın vardı. Bunlar, merkezinde,
domus'larıyla (şimdiki ev yerine kullanılan yapılar) bir kentin
yer aldığı yüzlerce kırsal alan üzerinde yaşamaktadırlar. Bu
alanlara "site" adı verilmektedir. Ayrıca hizmetçilerden ya da
tarım işçilerinden oluşan bir iki milyon köle sayılmaktadır.
Bunların örf ve âdetleri konusunda, o dönemde özel bir
kurum olan evliliğin kendilerine yasaklanmış olduğu ve III.
yüzyıla kadar da yasak olarak kalacağı dışında pek bir şey
bilmiyoruz. Efendilerinin işlerini çekip çeviren vekillerden ya
da bizzat imparatorun kölelerinden oluşan o dönemin
memurları olan bir avuç nitelikli köle dışında, bu sürünün
cinsel bir kargaşa içinde yaşadığı düşünülüyor. Sadece bu
ayrıcalıklı köleler, kendilerine ait bir kadınla nikâhsız bir
beraberliği sürdürebilme şansına sahip oluyordu.
Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Kölelerin, toplam nüfusun yaklaşık 1/4'ünü oluşturduğu
B) Kölelerin ve özgür yurttaşların ortak mekânlarda yaşadığı
C) Özgür yurttaşların istedikleri kölelerle evlenebildiği
D) Kölelerin içinde de bir bölümünün ayrıcalıklı olduğu
E) Kölelerin sosyal yaşamı hakkında nesnel bilginin az
olduğu
21. Er
ge
E
gu
el
ya
ir
4
n
n
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
19. Roma İtalya'sında, özgür yurttaşlar olarak kabul edilen beş ya da altı milyon erkek ve kadın vardı. Bunlar, merkezinde, domus'larıyla (şimdiki ev yerine kullanılan yapılar) bir kentin yer aldığı yüzlerce kırsal alan üzerinde yaşamaktadırlar. Bu alanlara "site" adı verilmektedir. Ayrıca hizmetçilerden ya da tarım işçilerinden oluşan bir iki milyon köle sayılmaktadır. Bunların örf ve âdetleri konusunda, o dönemde özel bir kurum olan evliliğin kendilerine yasaklanmış olduğu ve III. yüzyıla kadar da yasak olarak kalacağı dışında pek bir şey bilmiyoruz. Efendilerinin işlerini çekip çeviren vekillerden ya da bizzat imparatorun kölelerinden oluşan o dönemin memurları olan bir avuç nitelikli köle dışında, bu sürünün cinsel bir kargaşa içinde yaşadığı düşünülüyor. Sadece bu ayrıcalıklı köleler, kendilerine ait bir kadınla nikâhsız bir beraberliği sürdürebilme şansına sahip oluyordu. Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kölelerin, toplam nüfusun yaklaşık 1/4'ünü oluşturduğu B) Kölelerin ve özgür yurttaşların ortak mekânlarda yaşadığı C) Özgür yurttaşların istedikleri kölelerle evlenebildiği D) Kölelerin içinde de bir bölümünün ayrıcalıklı olduğu E) Kölelerin sosyal yaşamı hakkında nesnel bilginin az olduğu 21. Er ge E gu el ya ir 4 n n
5. Okullarda dersleri kötü olan öğrencilerin zeka kapa-
siteleri hakknda çok yanlış yorumlar yapılıyor. Bazı-
larına göre zaka, okul başarısıyla doğru orantılıdır.
Gelgelelim bir Enstein, ilkokul yıllarında dersleri za-
yıf olmasına rağmen dünyanın en ünlü bilim adam-
larından biri olmayı başarmıştır. Edison'a da ilKOKUT
ogretmeni "ahmak" demiştir. Annest bu yüzden onu
okuldan alıp eğitimini kendisi vermiştir. Edison da bir
bilim adamı olmuştur. Demek ki
Bu parçanın sonuna gelebilecek en uygun cümle
aşağıdakilerden hangisidir?
A) ön yargılarla hareket etmek bazen insanı doğruya
götürmez.
BY başarı çalışmaya bağlıdır
+
Czekayi dar kalıplara sığdırmak yanlış bir yakla-
şimdir.
okul derslerinde başarılı olanlar da başarısız ola-
biliyormuş.
Edison ve Einstein seyut zekaya sahip değilmiş.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Okullarda dersleri kötü olan öğrencilerin zeka kapa- siteleri hakknda çok yanlış yorumlar yapılıyor. Bazı- larına göre zaka, okul başarısıyla doğru orantılıdır. Gelgelelim bir Enstein, ilkokul yıllarında dersleri za- yıf olmasına rağmen dünyanın en ünlü bilim adam- larından biri olmayı başarmıştır. Edison'a da ilKOKUT ogretmeni "ahmak" demiştir. Annest bu yüzden onu okuldan alıp eğitimini kendisi vermiştir. Edison da bir bilim adamı olmuştur. Demek ki Bu parçanın sonuna gelebilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir? A) ön yargılarla hareket etmek bazen insanı doğruya götürmez. BY başarı çalışmaya bağlıdır + Czekayi dar kalıplara sığdırmak yanlış bir yakla- şimdir. okul derslerinde başarılı olanlar da başarısız ola- biliyormuş. Edison ve Einstein seyut zekaya sahip değilmiş.
22. Warburg'un kütüphanesindeki kitaplar, alfabetik sıraya gö-
re dizilmemiş veya konuya göre kataloglandırılmamış; ara-
lanındaki ilişkiye göre düzenlenmişti. Çünkü Warburg'un asıl
ölçütü şuydu: O, kitaplar arasında saptadığı ilişkileri not edi-
yordu. Bu bilgilere göre her kitap, bitişiğindeki kitabın yani
komşusunun içerdiği bilgileri tamamlamada birer adımdı.
aizul Sania nA1
Bu parçadan Warburg'un kütüphanesiyle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerin hangisi çıkarılabilir? bolmus
A Kitapların hepsi, tek bir konu üzerine yazılmıştır.
B) Aynı raftaki kitapların tümü okunarak bir konuda ayrıntı-
bilgi edinilebilir.
C) Benzersiz kitapları barındırmasıyla dikkatleri toplamıştır.
B) Kendi dönemi içerisinde zenginliğiyle ilgi çekmiştir.
Her kitap, üzerine yapılan değerlendirmelere göre raf-
lardaki yerini almıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. Warburg'un kütüphanesindeki kitaplar, alfabetik sıraya gö- re dizilmemiş veya konuya göre kataloglandırılmamış; ara- lanındaki ilişkiye göre düzenlenmişti. Çünkü Warburg'un asıl ölçütü şuydu: O, kitaplar arasında saptadığı ilişkileri not edi- yordu. Bu bilgilere göre her kitap, bitişiğindeki kitabın yani komşusunun içerdiği bilgileri tamamlamada birer adımdı. aizul Sania nA1 Bu parçadan Warburg'un kütüphanesiyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerin hangisi çıkarılabilir? bolmus A Kitapların hepsi, tek bir konu üzerine yazılmıştır. B) Aynı raftaki kitapların tümü okunarak bir konuda ayrıntı- bilgi edinilebilir. C) Benzersiz kitapları barındırmasıyla dikkatleri toplamıştır. B) Kendi dönemi içerisinde zenginliğiyle ilgi çekmiştir. Her kitap, üzerine yapılan değerlendirmelere göre raf- lardaki yerini almıştır.
E) Koşulsuz olmasına
Exoşu
12. Bütün bilimler bir yönüyle varlığı kavramaya çalışır. Fizik
hareket yönünden, biyoloji canlılık yönünden ele alır.
Felsefi bir alan olan metafizik ise varlığı belirli bir yönüyle
değil, var olmak bakımından konu edinir. Bu açıdan bütün
bilimler bir bakıma metafiziğe hizmet eder. Çünkü hangi
bilim dalı hangi konuyu ele alırsa alsın sonuçta yaptığı bir
varlık araştırmasıdır. Varlık araştırmaları ise bir hakikat
arayışıdır. Modern düşüncenin aksine geleneksel düşünce
için hakikat sabittir. Bu hakikat evrensel ve aşkınlık ifade
eder. Hakikatin ne olduğu, nerede olduğu soruları düşünce
ekolleri içerisinde farklı değerlendirilse de bir hakikatin
varlığı konusunda hepsi uyum içindedir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılamaz?
A) Felsefe, varlığı tümel olarak ele alır. +
B) Hakikatin neliği konusunda felsefede birlik yoktur
C) Bilimler, varlığın imkânını sorgular
D) Felsefe, hakikati arayan bir uğraş alanıdır.+
E) Bilimler, kendine tikel olanı konu edinir. +
UcDört
Bes
14
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
E) Koşulsuz olmasına Exoşu 12. Bütün bilimler bir yönüyle varlığı kavramaya çalışır. Fizik hareket yönünden, biyoloji canlılık yönünden ele alır. Felsefi bir alan olan metafizik ise varlığı belirli bir yönüyle değil, var olmak bakımından konu edinir. Bu açıdan bütün bilimler bir bakıma metafiziğe hizmet eder. Çünkü hangi bilim dalı hangi konuyu ele alırsa alsın sonuçta yaptığı bir varlık araştırmasıdır. Varlık araştırmaları ise bir hakikat arayışıdır. Modern düşüncenin aksine geleneksel düşünce için hakikat sabittir. Bu hakikat evrensel ve aşkınlık ifade eder. Hakikatin ne olduğu, nerede olduğu soruları düşünce ekolleri içerisinde farklı değerlendirilse de bir hakikatin varlığı konusunda hepsi uyum içindedir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Felsefe, varlığı tümel olarak ele alır. + B) Hakikatin neliği konusunda felsefede birlik yoktur C) Bilimler, varlığın imkânını sorgular D) Felsefe, hakikati arayan bir uğraş alanıdır.+ E) Bilimler, kendine tikel olanı konu edinir. + UcDört Bes 14
AYT PARAGRAF SORU BANKASI
10. (1) Tevfik Fikret 18 Ağustos 1915'te İstanbul’da hayata
gözlerini yumdu. (II) Yaşarken iç çatışmalar ve dış çatış-
malarla çok yıpranan Fikret, öldükten sonra adına anma
günleri düzenlenen şanslı şairlerden. (III) Fikret'in 1908'de
II. Meşrutiyet'in ilanından sonra eser ve düşünceleriyle
"sosyal mistik şair" kimliğine büründüğünü rahatlıkla söy-
web leyebiliriz. (IV) Namık Kemal ve Mehmet Akif için kullanılan
"sosyal mistik" nitelemesini onlar kadar Fikret de hak edi-
yor bence. (V)
nh
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Çün-
kü Fikret, toplumsal sorunlar karşısında vicdanının sesini
yükseltmiş bir şairdir." cümlesinin getirilmesi parçanın
anlam akısına uygundur?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
AYT PARAGRAF SORU BANKASI 10. (1) Tevfik Fikret 18 Ağustos 1915'te İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. (II) Yaşarken iç çatışmalar ve dış çatış- malarla çok yıpranan Fikret, öldükten sonra adına anma günleri düzenlenen şanslı şairlerden. (III) Fikret'in 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra eser ve düşünceleriyle "sosyal mistik şair" kimliğine büründüğünü rahatlıkla söy- web leyebiliriz. (IV) Namık Kemal ve Mehmet Akif için kullanılan "sosyal mistik" nitelemesini onlar kadar Fikret de hak edi- yor bence. (V) nh Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Çün- kü Fikret, toplumsal sorunlar karşısında vicdanının sesini yükseltmiş bir şairdir." cümlesinin getirilmesi parçanın anlam akısına uygundur?
110 Geçmişin ayak izlerini arayan bir arkeolog olarak Mısır
piramitleri ve İnka medeniyeti bölgelerinde çalışmalar
yaptım. İnsanın geçmişte nasıl yaşadığını öğrenmek
için arkada bıraktığı arkeolojik eserlerden yararlandım.
Bu eserlere ulaşabilmek için geçmiş yaşama dair kanıt-
lar olabilecek yerlerde kazılar yaptım. Lakin geçmişten
kalan bu ipuçları, her zaman dev bir piramit kadar
görünür değildir. Kanıtı bulmak, açıkça ayırt edilebile-
cek kalıntıların yanından yürüyüp geçmek kadar basit
olmayabilir,
1. Bir bölgede terk edilmiş evlerin içinde kalarak bölge
insanının yaşam tarzı hakkında öngörüde bulunmak
Kanıtların kırık çanaklar gibi apaçık belli olmadığı bir
alanda doğru aletlerle ipuçları elde etmeye çalışmak
III Bilinen bir topluluğun yaşadığı düşünülen bölgede
buluntular elde etmek için izler aramak
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişi-
nin çalışma kapsamında değerlendirilebilir?
A) Yalnız
b) ve III
M
B) Yalnız t
C) Ive t
E) I, II ve III
YAYIN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
110 Geçmişin ayak izlerini arayan bir arkeolog olarak Mısır piramitleri ve İnka medeniyeti bölgelerinde çalışmalar yaptım. İnsanın geçmişte nasıl yaşadığını öğrenmek için arkada bıraktığı arkeolojik eserlerden yararlandım. Bu eserlere ulaşabilmek için geçmiş yaşama dair kanıt- lar olabilecek yerlerde kazılar yaptım. Lakin geçmişten kalan bu ipuçları, her zaman dev bir piramit kadar görünür değildir. Kanıtı bulmak, açıkça ayırt edilebile- cek kalıntıların yanından yürüyüp geçmek kadar basit olmayabilir, 1. Bir bölgede terk edilmiş evlerin içinde kalarak bölge insanının yaşam tarzı hakkında öngörüde bulunmak Kanıtların kırık çanaklar gibi apaçık belli olmadığı bir alanda doğru aletlerle ipuçları elde etmeye çalışmak III Bilinen bir topluluğun yaşadığı düşünülen bölgede buluntular elde etmek için izler aramak Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişi- nin çalışma kapsamında değerlendirilebilir? A) Yalnız b) ve III M B) Yalnız t C) Ive t E) I, II ve III YAYIN
Beyaz şapka: Beyaz, tarafsız ve objektiftir. Net bilgiler ve sayısal ispatlar sunar. Beyaz şapka düşünmesi, olgu ve rakamların tarafsız ve
objektif bir şekilde ortaya konmasını istemenin kolay bir yoludur. Beyaz şapka takan birey, sorulara olgulara dayanan cevaplar verir ve
yorumlardan kaçınır.
Kırmızı şapka: Kırmızı öfke, tutku ve duyguyu çağrıştırır. Kırmızı şapka, duygusal bir bakış açısı verir, duygusal fikirler öne sürer. Buna
göre; tarafsız ve objektif bilginin karşıtıdır. Düşüncelerini savunurken, gerekçe ya da temel gösterme gereksinimi yoktur. Duygular ve
sezgilerle hareket ettiğinden, düşünmenin akılcı olmayan yönleriyle ilgilidir.
Siyah şapka: Siyah renk, karamsar ve olumsuzdur. Siyah şapka düşünmesi de kötümserliği taşır ve mantıklı olumsuzluğu yansıtır. Ne-
gatif düşünceler üretir. Siyah şapka bir şeyin neden işe yaramayacağını ortaya koyar. Olaylara ya da konuya eleştirel yargı ve karamsar
bir bakış açısı getirir.
Sarı şapka: Sarı, güneş gibi aydınlık ve olumludur. Tavır olarak sarı şapka, siyah şapkanın tam tersidir. Siyah şapka olumsuz değer.
lendirmelerle, sarı şapka ise olumlu değerlendirmelerle ilgilenir. Sarı şapkada olumlu düşünme, iyimserlik, faydalara odaklanma, yapıcı
düşünme hâkimdir. Konu hakkında avantaj yaratılır.
Yeşil şapka: Yeşil, üretkenliğin, gelişmenin rengidir ve küçücük tohumlardan serpilen bitkileri çağrıştırır. Yeşil şapka düşünmesi, özellikle
yeni fikirlerle ve yeni bakış açıları ile ilgilidir. Daha iyi bir fikir bulabilmek için eski fikirlerden uzaklaşmayı gerektirir. Aynı zamanda bu dü-
şünme şekli; değişim ve gelişim yönünde bilinçli ve yoğun çaba harcamak demektir.
Mavi şapka: Mavi serinkanlılığı temsil eder ve aynı zamanda her şeyin üstündeki göğün rengidir. Mavi şapka, düşünme sürecinin düzen-
lenmesi ve kontrolü ile uğraşır. Ayrıca diğer şapkaların kullanımı ile de ilgilenir. Serinkanlı ve durumu analiz ederek sonuçlar bulmaya çaba
gösteren düşüncelere sahiptir.
Bir sorunu/problemi çözerken "Altı Şapkalı Düşünme Tekniği"ni uygulayan bir öğrenci her bir şapkayı taktığında şu soruları
sormuştur:
Bu önerinin bize zararları ne olabilir?
1.
II. "Geçmişte ne oldu?", "Şimdi ne oluyor?", "Gelecekte neler olmalı?"
III. Bu konudaki değişik önerileriniz neler olabilir?
IV. Hangi bilgilere sahibiz? Hangi bilgiler eksik? İhtiyacımız olan bilgiyi nasıl elde ederiz?
V. Bu olay, durum, öneri veya sorun hakkında neler hissediyorum, önsezilerim, izlenimlerim ne?
Buna göre aşağıdaki şapkalardan hangisini taktığında bir soru sormamış olabilir?
A) Beyaz şapka
D) Siyah şapka
B) Mavi şapka
E) Sarı şapka
C) Yeşil şapka
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Beyaz şapka: Beyaz, tarafsız ve objektiftir. Net bilgiler ve sayısal ispatlar sunar. Beyaz şapka düşünmesi, olgu ve rakamların tarafsız ve objektif bir şekilde ortaya konmasını istemenin kolay bir yoludur. Beyaz şapka takan birey, sorulara olgulara dayanan cevaplar verir ve yorumlardan kaçınır. Kırmızı şapka: Kırmızı öfke, tutku ve duyguyu çağrıştırır. Kırmızı şapka, duygusal bir bakış açısı verir, duygusal fikirler öne sürer. Buna göre; tarafsız ve objektif bilginin karşıtıdır. Düşüncelerini savunurken, gerekçe ya da temel gösterme gereksinimi yoktur. Duygular ve sezgilerle hareket ettiğinden, düşünmenin akılcı olmayan yönleriyle ilgilidir. Siyah şapka: Siyah renk, karamsar ve olumsuzdur. Siyah şapka düşünmesi de kötümserliği taşır ve mantıklı olumsuzluğu yansıtır. Ne- gatif düşünceler üretir. Siyah şapka bir şeyin neden işe yaramayacağını ortaya koyar. Olaylara ya da konuya eleştirel yargı ve karamsar bir bakış açısı getirir. Sarı şapka: Sarı, güneş gibi aydınlık ve olumludur. Tavır olarak sarı şapka, siyah şapkanın tam tersidir. Siyah şapka olumsuz değer. lendirmelerle, sarı şapka ise olumlu değerlendirmelerle ilgilenir. Sarı şapkada olumlu düşünme, iyimserlik, faydalara odaklanma, yapıcı düşünme hâkimdir. Konu hakkında avantaj yaratılır. Yeşil şapka: Yeşil, üretkenliğin, gelişmenin rengidir ve küçücük tohumlardan serpilen bitkileri çağrıştırır. Yeşil şapka düşünmesi, özellikle yeni fikirlerle ve yeni bakış açıları ile ilgilidir. Daha iyi bir fikir bulabilmek için eski fikirlerden uzaklaşmayı gerektirir. Aynı zamanda bu dü- şünme şekli; değişim ve gelişim yönünde bilinçli ve yoğun çaba harcamak demektir. Mavi şapka: Mavi serinkanlılığı temsil eder ve aynı zamanda her şeyin üstündeki göğün rengidir. Mavi şapka, düşünme sürecinin düzen- lenmesi ve kontrolü ile uğraşır. Ayrıca diğer şapkaların kullanımı ile de ilgilenir. Serinkanlı ve durumu analiz ederek sonuçlar bulmaya çaba gösteren düşüncelere sahiptir. Bir sorunu/problemi çözerken "Altı Şapkalı Düşünme Tekniği"ni uygulayan bir öğrenci her bir şapkayı taktığında şu soruları sormuştur: Bu önerinin bize zararları ne olabilir? 1. II. "Geçmişte ne oldu?", "Şimdi ne oluyor?", "Gelecekte neler olmalı?" III. Bu konudaki değişik önerileriniz neler olabilir? IV. Hangi bilgilere sahibiz? Hangi bilgiler eksik? İhtiyacımız olan bilgiyi nasıl elde ederiz? V. Bu olay, durum, öneri veya sorun hakkında neler hissediyorum, önsezilerim, izlenimlerim ne? Buna göre aşağıdaki şapkalardan hangisini taktığında bir soru sormamış olabilir? A) Beyaz şapka D) Siyah şapka B) Mavi şapka E) Sarı şapka C) Yeşil şapka
Ananas comosus (Ananas): Ananasgiller familyasından sıcak ülkelerde yetişen bitki ve onun meyvesidir. Ana yurdu Güney
Amerika'dır. Meyvesi iri, güzel kokulu ve lezzetlidir, üstünde bir demet yaprak vardır. Bitkinin boyu yaklaşık 50 cm'dir. 100 g por-
siyonda 59 Kalori (kcal) bulunmaktadır. 1555'te Jean de Léry tarafından Brezilya'da bulundu, oradan Ingiltere'ye götürüldü, sonra
Fransa'da yetiştirildi. Bağırsak bozulmalarında, ishalde ve güneş çarpması şikâyetlerinde yardımcı olur, pankreasın çalışmasını des-
tekler, proteinlerin parçalanmasını sağlayarak sindirimi destekler, yaşlılık lekelerinin kaybolmasını sağlar. Olmuş bir ananas ancak
4-5 gün bozulmadan dayanır. Bu nedenle ithal edilen ananas yarı olgun olarak toplanır. Tam olmuş ananasın lezzeti çok güzeldir.
Tam olmuş ananas almalı veya aldıktan sonra birkaç gün olması için bekletilmelidir. Buzdolabına konan ananas olgunlaşmaz, tadı
bozulur.
Mango, kapalı tohumlulardan Anacardiaceae familyasının Mangifera cinsine ait tropik, astropik ağaçlarının verdiği etli meyveye denir.
Bu meyve, ana vatanı olan Hindistan'dan dünyaya yayılmıştır. Mango protein, doymuş yağ, kalsiyum, fosfor, demir, çinko, potasyum,
magnezyum, asitler ve A B vitaminleri bakımından oldukça zengin bir meyvedir. 100 gporsiyonda 59 Kalori (kcal) bulunmaktadır. Me-
tabolizmayı düzenler, Vücuttaki yağ birikiminin önüne geçer. İçerdiği C vitamini sayesinde vücutta ödem oluşmasını engeller. Ayrıca
kemik hastalıklarına da iyi geldiği bilinmektedir.
Avokado, ana vatanı Orta Meksika olan çiçekli bitkiler sınıfından tarçın ve kâfur ağacını da içine alan defnegiller familyasına ait bir
ağaç ve bu ağacın meyvelerinin adıdır. Timsah armudu da denen avokado meyveleri, küre biçiminde, oval, elips ya da armut gibi
eriksi tipli yeşil, kırmızı ya da erguvani renktedir. Zengin vitamin ve mineral kaynağı olan bu tropikal meyve, ağaçta yetişir ve tereyağı
meyvesi olarak da bilinir. Cilt sağlığı başta olmak üzere insan vücudu üzerinde birçok noktada yarar sağlar. Avokadolarda bulunan
beta-sitosterol, sağlıklı kolesterol düzeylerinin korunmasına yardımcı olur. 20 metreye kadar uzayabilen ağacın, sıralı ve 12-25 cm
arası uzunlukta yaprakları bulunur. Çiçekleri pek göze çarpmaz yeşilimsi sarı renkte 5 ile 10 mm genişliğindedir. Bitki Endonezya'ya
1750'de Brezilya'ya 1809'da, Levant'a 1908'da girmiştir ve Güney Afrika, Avustralya'ya 19.yy sonunda giriş yapmıştır.
Bu meyvelerle ilgili,
1. Nasıl toplanması gerektiğine ve saklama koşullarına
II. Ana vatanına ve dünyaya nereden yayıldığına
Ill. Tibbi niteliklerine
IV. Botanik bilgisine
V. Besin değerine
ifadelerinden hangilerine tüm meyvelerde değinilmiştir?
A) II ve III
B) I, III ve V
C) II, III ve IV
D) II ve IV
E) I, II ve V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Ananas comosus (Ananas): Ananasgiller familyasından sıcak ülkelerde yetişen bitki ve onun meyvesidir. Ana yurdu Güney Amerika'dır. Meyvesi iri, güzel kokulu ve lezzetlidir, üstünde bir demet yaprak vardır. Bitkinin boyu yaklaşık 50 cm'dir. 100 g por- siyonda 59 Kalori (kcal) bulunmaktadır. 1555'te Jean de Léry tarafından Brezilya'da bulundu, oradan Ingiltere'ye götürüldü, sonra Fransa'da yetiştirildi. Bağırsak bozulmalarında, ishalde ve güneş çarpması şikâyetlerinde yardımcı olur, pankreasın çalışmasını des- tekler, proteinlerin parçalanmasını sağlayarak sindirimi destekler, yaşlılık lekelerinin kaybolmasını sağlar. Olmuş bir ananas ancak 4-5 gün bozulmadan dayanır. Bu nedenle ithal edilen ananas yarı olgun olarak toplanır. Tam olmuş ananasın lezzeti çok güzeldir. Tam olmuş ananas almalı veya aldıktan sonra birkaç gün olması için bekletilmelidir. Buzdolabına konan ananas olgunlaşmaz, tadı bozulur. Mango, kapalı tohumlulardan Anacardiaceae familyasının Mangifera cinsine ait tropik, astropik ağaçlarının verdiği etli meyveye denir. Bu meyve, ana vatanı olan Hindistan'dan dünyaya yayılmıştır. Mango protein, doymuş yağ, kalsiyum, fosfor, demir, çinko, potasyum, magnezyum, asitler ve A B vitaminleri bakımından oldukça zengin bir meyvedir. 100 gporsiyonda 59 Kalori (kcal) bulunmaktadır. Me- tabolizmayı düzenler, Vücuttaki yağ birikiminin önüne geçer. İçerdiği C vitamini sayesinde vücutta ödem oluşmasını engeller. Ayrıca kemik hastalıklarına da iyi geldiği bilinmektedir. Avokado, ana vatanı Orta Meksika olan çiçekli bitkiler sınıfından tarçın ve kâfur ağacını da içine alan defnegiller familyasına ait bir ağaç ve bu ağacın meyvelerinin adıdır. Timsah armudu da denen avokado meyveleri, küre biçiminde, oval, elips ya da armut gibi eriksi tipli yeşil, kırmızı ya da erguvani renktedir. Zengin vitamin ve mineral kaynağı olan bu tropikal meyve, ağaçta yetişir ve tereyağı meyvesi olarak da bilinir. Cilt sağlığı başta olmak üzere insan vücudu üzerinde birçok noktada yarar sağlar. Avokadolarda bulunan beta-sitosterol, sağlıklı kolesterol düzeylerinin korunmasına yardımcı olur. 20 metreye kadar uzayabilen ağacın, sıralı ve 12-25 cm arası uzunlukta yaprakları bulunur. Çiçekleri pek göze çarpmaz yeşilimsi sarı renkte 5 ile 10 mm genişliğindedir. Bitki Endonezya'ya 1750'de Brezilya'ya 1809'da, Levant'a 1908'da girmiştir ve Güney Afrika, Avustralya'ya 19.yy sonunda giriş yapmıştır. Bu meyvelerle ilgili, 1. Nasıl toplanması gerektiğine ve saklama koşullarına II. Ana vatanına ve dünyaya nereden yayıldığına Ill. Tibbi niteliklerine IV. Botanik bilgisine V. Besin değerine ifadelerinden hangilerine tüm meyvelerde değinilmiştir? A) II ve III B) I, III ve V C) II, III ve IV D) II ve IV E) I, II ve V