Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

B
29. İsmet Özel modern Türk şiirinin sıkı, cins, soy şairlerin-
den biridir. Kanaatimce bunda kalabalıklara ve vasa-
ta hitap etmemesinin, popülist kaygılara asla ödün ver-
memesinin büyük payı vardır. Tüm cins şairlerinki gibi
onun şiiri de kendisini hemen ele vermez, şiirinin kapı-
ları muhkemdir (sağlamdır) ve okurundan özel bir çaba
ister. Onun okuru çok ama anlayanı azdır. Özel'in şiiri-
ni anlamak için o şiirle "kandaş" olmak gerek. Zaten o,
şiirin "ancak şiir okumaya layık insanların okumaya ilgi
duydukları" bir tür olduğu düşüncesindedir. Kanaatimce
onun şiirini açabilecek anahtarlardan biri, hayat karşısın-
da aldığı tavırdır. Özel, kendi deyişiyle "yaşamayı bilen"
bir şair değildir, bu anlamda hayata sırt çevirir. Lakin şiiri
hayatın, acıların, savaşın da tam göbeğindedir.
Bu parçada İsmet Özel ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisine değinilmemiştir?
A) Geniş okur kitlesinin beğenisine hitap etmez, onların
ilgisine sırt çevirir.
B) Kendine has şiirleriyle modern şiirimizin gerçek usta-
larından biridir.
C) Şiirlerini anlamak belli bir donanımı ve emeği gerek-
tirir.
D) Günlük hayatın acemisi olmakla birlikte şiirleri hayatı
derinden kuşatır.
E) Şiirlerindeki sorgulayıcı ve başkaldıran tavır, okuru
tedirgin eder.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B 29. İsmet Özel modern Türk şiirinin sıkı, cins, soy şairlerin- den biridir. Kanaatimce bunda kalabalıklara ve vasa- ta hitap etmemesinin, popülist kaygılara asla ödün ver- memesinin büyük payı vardır. Tüm cins şairlerinki gibi onun şiiri de kendisini hemen ele vermez, şiirinin kapı- ları muhkemdir (sağlamdır) ve okurundan özel bir çaba ister. Onun okuru çok ama anlayanı azdır. Özel'in şiiri- ni anlamak için o şiirle "kandaş" olmak gerek. Zaten o, şiirin "ancak şiir okumaya layık insanların okumaya ilgi duydukları" bir tür olduğu düşüncesindedir. Kanaatimce onun şiirini açabilecek anahtarlardan biri, hayat karşısın- da aldığı tavırdır. Özel, kendi deyişiyle "yaşamayı bilen" bir şair değildir, bu anlamda hayata sırt çevirir. Lakin şiiri hayatın, acıların, savaşın da tam göbeğindedir. Bu parçada İsmet Özel ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Geniş okur kitlesinin beğenisine hitap etmez, onların ilgisine sırt çevirir. B) Kendine has şiirleriyle modern şiirimizin gerçek usta- larından biridir. C) Şiirlerini anlamak belli bir donanımı ve emeği gerek- tirir. D) Günlük hayatın acemisi olmakla birlikte şiirleri hayatı derinden kuşatır. E) Şiirlerindeki sorgulayıcı ve başkaldıran tavır, okuru tedirgin eder.
TYT
Yardımcı Düşü
1. Her kullanıcı, fare ile tıkladığı pencerenin anında açılması-
nister. Diğer yandan hele ki 4 GB bellekli ve sabit diskle
çalışan bir dizüstü bilgisayarınız varsa bilgisayarla çalışmak
bir işkenceye dönüşür. Hem belleğin hem de sabit diskin
yetersiz olması başlı başına bir sorundur. Çünkü 4 GB bel-
lek yetersiz kalınca işletim sistemi sabit diski bellekmiş gibi
kullanmaya çalışır. Bu da çalışma sırasında ortaya çıkan
bekleme sürelerinin artmasının başlıca sebeplerindendir. 4
GB belleği olan fakat sabit disk yerine SSD kullanılan dizüs-
tü bilgisayarlarda ise durum biraz daha katlanılabilir hâldedir.
Zira 4 GB bellek yetersiz kaldığında işletim sistemi, erişim
süresi ve veri aktarım hızı sabit diskten çok daha başarılı
olan SSD'ye başvurur ve böylece sistem bütünlüğü açısın-
dan nispeten mantıklı bir performans tablosu ortaya çıkar.
Ancak diğer yandan SSD'yi bu şekilde kullanmak sorunu
tamamen çözmediği gibi ömrünü de kısaltır.
Bu parçadan bilgisayarın açılıp kapanma süresinin yavaş-
lığıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) 4 GB hafızaya sahip,-sabit bellekli bilgisayarlara özgü bir
sorundur.
B) Bu tip sorunların yaşandığı bilgisayarlarda SSD desteğine
başvurulmalıdır.
Bilgisayarın hızıyla sahip olduğu bellek kapasitesi arasın-
da ilişki vardır.
D) SSD'nin esas görevi dışında kullanımı birtakım aksaklıkla-
ri beraberinde getirir.
E Her ne yapılırsa yapılsın sorunun tamamen ortadan kalk-
ması söz konusu değildir.
3.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT Yardımcı Düşü 1. Her kullanıcı, fare ile tıkladığı pencerenin anında açılması- nister. Diğer yandan hele ki 4 GB bellekli ve sabit diskle çalışan bir dizüstü bilgisayarınız varsa bilgisayarla çalışmak bir işkenceye dönüşür. Hem belleğin hem de sabit diskin yetersiz olması başlı başına bir sorundur. Çünkü 4 GB bel- lek yetersiz kalınca işletim sistemi sabit diski bellekmiş gibi kullanmaya çalışır. Bu da çalışma sırasında ortaya çıkan bekleme sürelerinin artmasının başlıca sebeplerindendir. 4 GB belleği olan fakat sabit disk yerine SSD kullanılan dizüs- tü bilgisayarlarda ise durum biraz daha katlanılabilir hâldedir. Zira 4 GB bellek yetersiz kaldığında işletim sistemi, erişim süresi ve veri aktarım hızı sabit diskten çok daha başarılı olan SSD'ye başvurur ve böylece sistem bütünlüğü açısın- dan nispeten mantıklı bir performans tablosu ortaya çıkar. Ancak diğer yandan SSD'yi bu şekilde kullanmak sorunu tamamen çözmediği gibi ömrünü de kısaltır. Bu parçadan bilgisayarın açılıp kapanma süresinin yavaş- lığıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) 4 GB hafızaya sahip,-sabit bellekli bilgisayarlara özgü bir sorundur. B) Bu tip sorunların yaşandığı bilgisayarlarda SSD desteğine başvurulmalıdır. Bilgisayarın hızıyla sahip olduğu bellek kapasitesi arasın- da ilişki vardır. D) SSD'nin esas görevi dışında kullanımı birtakım aksaklıkla- ri beraberinde getirir. E Her ne yapılırsa yapılsın sorunun tamamen ortadan kalk- ması söz konusu değildir. 3.
INFORMAL YAYINLARI K INFORMAL YAYINLARI A INFORM
Iranlı şair Ömer Hayyam'ın Rubaiyatının bir kopyası,
12 Nisan 1912 gecesi Titanic ile birlikte battı. Rubaiyat,
geminin hareketinden on iki gün önce nadir kitaplar açık
artırmasında oldukça yüksek bir fiyata satılmış ve New
York'taki sahibine ulaştırılmak üzere Titanic'e verilmişti.
Peki, 1860'ta ünlü doğu bilimci FitzGerald'ın Viktoryen yo-
rumlar ekleyerek çevirdiği Rubaiyatın bu kopyası neden
bu kadar pahalıydı? XX. asırda Ingiltere'nin en ünlü kitap-
çılarından Sutcliffe ve Sangorski, Orta Çağ'ın değerli ma-
den ve mücevherle süslü kitaplarından ilham alarak özel
baskı kitaplar hazırlamaktaydı. Söz konusu kitapçılar, In-
giliz ciltçilere FitzGerald'ın çevirdiği Rubaiyatın özel bas-
kısını sipariş etmişti. Baskısı iki yılda tamamlanan kitabın
ön kapağına kuyruğu mücevherlerle, etrafı Orta Çağ İran
el yazmalarında rastlanan desenlerle süslenmiş bir tavus
kuşu işlenmişti. Kitabın süslemeleri için binden fazla mü-
cevher ve altı yüz yaprak altın kullanılmıştı. Rubaiyat'ın
kâğıtları olmasa bile süslemesinde kullanılan bu mücev-
herlerin ve altınların hâlâ Titanic'te olduğu, kitabın süslü
deri kapağının ise yüz yıldan fazla zaman geçmesine rağ-
men hâlâ korunduğu tahmin ediliyor.
5. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangi-
sine ulaşılamaz?
A) Titanic'le birlikte batan eşyalar arasında özel baskı bir
kitap da bulunmaktadır.
B) Sutcliffe ve Sangorski, nadir Doğu yazmalarının tıpkı-
basımlarını yapan kitapçılardandır.
COrta Çağ Dönemi ciltçiliği, daha sonraki dönemlerde
tasarlanan kitaplara ilham olmuştur.X
D) XX. yüzyıl İngiltere'sinde değerli taş ve madenlerle be-
zenmiş özel baskı eserler üretilmiştir.
E) Rubaiyat'ın kapağındaki malzemelerin dış etkenlere
karşı korunaklı olduğu düşünülmektedir.
(2021-MSÜS)
OR
NL
R
R
NI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
INFORMAL YAYINLARI K INFORMAL YAYINLARI A INFORM Iranlı şair Ömer Hayyam'ın Rubaiyatının bir kopyası, 12 Nisan 1912 gecesi Titanic ile birlikte battı. Rubaiyat, geminin hareketinden on iki gün önce nadir kitaplar açık artırmasında oldukça yüksek bir fiyata satılmış ve New York'taki sahibine ulaştırılmak üzere Titanic'e verilmişti. Peki, 1860'ta ünlü doğu bilimci FitzGerald'ın Viktoryen yo- rumlar ekleyerek çevirdiği Rubaiyatın bu kopyası neden bu kadar pahalıydı? XX. asırda Ingiltere'nin en ünlü kitap- çılarından Sutcliffe ve Sangorski, Orta Çağ'ın değerli ma- den ve mücevherle süslü kitaplarından ilham alarak özel baskı kitaplar hazırlamaktaydı. Söz konusu kitapçılar, In- giliz ciltçilere FitzGerald'ın çevirdiği Rubaiyatın özel bas- kısını sipariş etmişti. Baskısı iki yılda tamamlanan kitabın ön kapağına kuyruğu mücevherlerle, etrafı Orta Çağ İran el yazmalarında rastlanan desenlerle süslenmiş bir tavus kuşu işlenmişti. Kitabın süslemeleri için binden fazla mü- cevher ve altı yüz yaprak altın kullanılmıştı. Rubaiyat'ın kâğıtları olmasa bile süslemesinde kullanılan bu mücev- herlerin ve altınların hâlâ Titanic'te olduğu, kitabın süslü deri kapağının ise yüz yıldan fazla zaman geçmesine rağ- men hâlâ korunduğu tahmin ediliyor. 5. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangi- sine ulaşılamaz? A) Titanic'le birlikte batan eşyalar arasında özel baskı bir kitap da bulunmaktadır. B) Sutcliffe ve Sangorski, nadir Doğu yazmalarının tıpkı- basımlarını yapan kitapçılardandır. COrta Çağ Dönemi ciltçiliği, daha sonraki dönemlerde tasarlanan kitaplara ilham olmuştur.X D) XX. yüzyıl İngiltere'sinde değerli taş ve madenlerle be- zenmiş özel baskı eserler üretilmiştir. E) Rubaiyat'ın kapağındaki malzemelerin dış etkenlere karşı korunaklı olduğu düşünülmektedir. (2021-MSÜS) OR NL R R NI
8. İlk olarak 1990'li yıllarda bilgisayar mühen-
disleri tarafından, ağa bağlı bilgisayarlarla
ilgili güvenlik sorunlarını ifade etmek için si-
ber güvenlik terimi kullanılmıştır ve daha çok
bilişim sistemlerinin temel malzemesi olan
bilgi üzerinden bu tanım yapılmaktadır. Buna
göre siber âlemin güvenli olabilmesi için bilgi
güvenliği yönetim sistemi standardında oldu-
ğu gibi bilginin gizliliğinin, bütünlüğünün ve
erişilebilirliğinin sağlanması gerekmektedir.
Bilginin sadece erişim yetkisi verilen kişiler
tarafından kullanılması onun gizliliğidir. Bu
erişim yazılı bir bilginin okunması ya da bi-
lişim sistemlerinde saklanan bilginin sadece
yetkili kişilerce görüntülenebilmesi gibi eri-
şimlerdir. Hassas bilgilerin varlığından bile
sadece yetkililer haberdar olmalıdır. Bilginin
bütünlüğü ise o bilginin değiştirilmemiş, kıs-
men ya da tamamının silinmemiş olmasıdır.
Bu parçada anlatılanlarla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Bir bilginin gizliliğinin sağlanması için o
biliye ulaşmak yetkisini elinde bulunduran
kişilerce kullanılması gerekir.
B) Farklı bir etmen tarafından değiştirilme-
yen, silinmeyen bir bilginin bütünlüğün-
den söz edilebilir.
C) Bilginin güvenliğinin, gizliliğinin sağlan-
ması için bilgi güvenliği yönetim sistemi
kurulmalıdır.
D) Siber güvenlik kavramı, internet ağına
bağlı olan bilgisayarlarla ilgili güvenlik
sorunlarını karşılamak amacıyla kullanıl-
mıştır.
E) Bilişim sistemleri tarafından gizli tutulan,
sadece görevli kişilerce ortaya çıkarılabi-
len bilgi, gizli bilgi kategorisine alınabilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. İlk olarak 1990'li yıllarda bilgisayar mühen- disleri tarafından, ağa bağlı bilgisayarlarla ilgili güvenlik sorunlarını ifade etmek için si- ber güvenlik terimi kullanılmıştır ve daha çok bilişim sistemlerinin temel malzemesi olan bilgi üzerinden bu tanım yapılmaktadır. Buna göre siber âlemin güvenli olabilmesi için bilgi güvenliği yönetim sistemi standardında oldu- ğu gibi bilginin gizliliğinin, bütünlüğünün ve erişilebilirliğinin sağlanması gerekmektedir. Bilginin sadece erişim yetkisi verilen kişiler tarafından kullanılması onun gizliliğidir. Bu erişim yazılı bir bilginin okunması ya da bi- lişim sistemlerinde saklanan bilginin sadece yetkili kişilerce görüntülenebilmesi gibi eri- şimlerdir. Hassas bilgilerin varlığından bile sadece yetkililer haberdar olmalıdır. Bilginin bütünlüğü ise o bilginin değiştirilmemiş, kıs- men ya da tamamının silinmemiş olmasıdır. Bu parçada anlatılanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bir bilginin gizliliğinin sağlanması için o biliye ulaşmak yetkisini elinde bulunduran kişilerce kullanılması gerekir. B) Farklı bir etmen tarafından değiştirilme- yen, silinmeyen bir bilginin bütünlüğün- den söz edilebilir. C) Bilginin güvenliğinin, gizliliğinin sağlan- ması için bilgi güvenliği yönetim sistemi kurulmalıdır. D) Siber güvenlik kavramı, internet ağına bağlı olan bilgisayarlarla ilgili güvenlik sorunlarını karşılamak amacıyla kullanıl- mıştır. E) Bilişim sistemleri tarafından gizli tutulan, sadece görevli kişilerce ortaya çıkarılabi- len bilgi, gizli bilgi kategorisine alınabilir.
5. Bunu bana çok soran olmadı. Oğlum bile hoca olmasına
rağmen bana bu soruyu sormadı. Sana teşekkür ediyo-
rum. İlk defa şimdi açıklayayım. Kaymağı sütün üzerinden
aldığınız zaman o andaki tadı sütü ile karışımının bera-
berliğidir. Alıp başka kaba koyup sonradan aldığın zaman
o kaptaki kaldığının tadıdır o. İrticalen söylenilen yani bu-
nun adı doğaçlamadır yani taze hâldir. Ama doğaçlama
söylemek için mutlaka ruhta bir ilham olması gereklidir.
Âşıklığın en büyük unsurlarından bir tanesidir ilhamlı âşık
olmak. Buna badeli âşık diyoruz. Kalemle yazılanlar da
düşündükten sonra kafandakini elindeki kâğıda kalemiyle
nakşeden demektir. Öbürü daha turfandadır, daha tazedir
daha sadedir; yalnız doğaçlama söylenilenler de o andaki
gelen heyecanla hele bir de karşılıklı bir imtihan şeklin-
deyse bazen ufak tefek uzatmalar hece vezin ölçülerinde
zıtlaşma olabilir. Onu sonradan kaleme alan insanlar onun
eksiklerini tamamlar.
Yukarıdaki paragraf hangi sorunun cevabıdır?
A) Şiiri, halk yaşantısından örnekler vererek nasıl tanım-
larsınız?
B) Badeli aşık kavramını biraz açabilir misiniz?
C) Şiirlerinizi yalnızca hece ile mi yazıyorsunuz?
B
Ne tür şairler doğaçlama şir söyleme yeteneğine sa-
hiptir?
E) Şiirde irticalen söylemek ile kaleme alarak yazmak
arasındaki fark var mı?
Jejuheh we
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Bunu bana çok soran olmadı. Oğlum bile hoca olmasına rağmen bana bu soruyu sormadı. Sana teşekkür ediyo- rum. İlk defa şimdi açıklayayım. Kaymağı sütün üzerinden aldığınız zaman o andaki tadı sütü ile karışımının bera- berliğidir. Alıp başka kaba koyup sonradan aldığın zaman o kaptaki kaldığının tadıdır o. İrticalen söylenilen yani bu- nun adı doğaçlamadır yani taze hâldir. Ama doğaçlama söylemek için mutlaka ruhta bir ilham olması gereklidir. Âşıklığın en büyük unsurlarından bir tanesidir ilhamlı âşık olmak. Buna badeli âşık diyoruz. Kalemle yazılanlar da düşündükten sonra kafandakini elindeki kâğıda kalemiyle nakşeden demektir. Öbürü daha turfandadır, daha tazedir daha sadedir; yalnız doğaçlama söylenilenler de o andaki gelen heyecanla hele bir de karşılıklı bir imtihan şeklin- deyse bazen ufak tefek uzatmalar hece vezin ölçülerinde zıtlaşma olabilir. Onu sonradan kaleme alan insanlar onun eksiklerini tamamlar. Yukarıdaki paragraf hangi sorunun cevabıdır? A) Şiiri, halk yaşantısından örnekler vererek nasıl tanım- larsınız? B) Badeli aşık kavramını biraz açabilir misiniz? C) Şiirlerinizi yalnızca hece ile mi yazıyorsunuz? B Ne tür şairler doğaçlama şir söyleme yeteneğine sa- hiptir? E) Şiirde irticalen söylemek ile kaleme alarak yazmak arasındaki fark var mı? Jejuheh we
M BİÇİMLERİ -
YOLLARI
3.
4.
UZMAN
YAYINLARI
OXO
08
06C100F1
TEST (10
"Kaç tane yazarsam yazayım hep tek bir şiiri yazdığıma inan-
dım. Öğretmenin verdiği tek ayak üzerinde durma cezasını,
ayak değiştirerek kötüye kullanmadım. Ama benim de o tek
ayağımın eni enine, boyu boyuna uymayan beş tane parma-
ğı vardı. Birilerinin kendini tekrar ediyor, dedikleri şey, aslında
o beş parmağın birbirine sürtünmesi, o ilişki. Hayat boyu tek
bir şiiri yazdığını söylemek, aslında büyük bir iddiadır. Bunu ilk
defa söylüyorum." diyen Ahmet Erhan, hayatı şiirin bir parçası
olarak görür ve hep tek bir şiiri yazdığına inanır. Bunu yaparken
de şiirin tekrara düşmesinin aksine kendi içinde gelişerek asıl
yerini bulduğunu belirtir.
stem ebnüğülüono anel
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, Ahmet Erhan'ın
"Kaç tane yazarsam yazayım, hep tek şiiri yazdığıma inan-
dim." cümlesini açıklar niteliktedir?
BAS
A) Şiirlerimi yazarken halkın her kesimine seslenen ortak bir
SMA (3
dil oluşturdum.
B) Benim için şiir demek, samimiyet demek; bunu da tek şii-
rimle yakaladım.
(0
C) Şiirlerimde ortak acıları dile getirdiğim için hepsini tek bir
şiir gibi görürüm.
DŞiirlerimde değişkenliği değil derinleşmeyi önemsediğimi
söylemek isterim.
Şiir yazarken istikrarlı olmak adına tek çizgide ilerlerim,
daldan dala atlamam.
Yalnız kaldığım zaman öğrendiğim şeyleri gözden geçirdim;
kalbime yönelerek duygularımı, düşüncelerimi inceledim.
Sonra bunların arasından hayalin sınırsız boşluklarına doğru
kaçmış olanlarını disiplinin eliyle tutmaya, sağduyunun emin
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
M BİÇİMLERİ - YOLLARI 3. 4. UZMAN YAYINLARI OXO 08 06C100F1 TEST (10 "Kaç tane yazarsam yazayım hep tek bir şiiri yazdığıma inan- dım. Öğretmenin verdiği tek ayak üzerinde durma cezasını, ayak değiştirerek kötüye kullanmadım. Ama benim de o tek ayağımın eni enine, boyu boyuna uymayan beş tane parma- ğı vardı. Birilerinin kendini tekrar ediyor, dedikleri şey, aslında o beş parmağın birbirine sürtünmesi, o ilişki. Hayat boyu tek bir şiiri yazdığını söylemek, aslında büyük bir iddiadır. Bunu ilk defa söylüyorum." diyen Ahmet Erhan, hayatı şiirin bir parçası olarak görür ve hep tek bir şiiri yazdığına inanır. Bunu yaparken de şiirin tekrara düşmesinin aksine kendi içinde gelişerek asıl yerini bulduğunu belirtir. stem ebnüğülüono anel Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, Ahmet Erhan'ın "Kaç tane yazarsam yazayım, hep tek şiiri yazdığıma inan- dim." cümlesini açıklar niteliktedir? BAS A) Şiirlerimi yazarken halkın her kesimine seslenen ortak bir SMA (3 dil oluşturdum. B) Benim için şiir demek, samimiyet demek; bunu da tek şii- rimle yakaladım. (0 C) Şiirlerimde ortak acıları dile getirdiğim için hepsini tek bir şiir gibi görürüm. DŞiirlerimde değişkenliği değil derinleşmeyi önemsediğimi söylemek isterim. Şiir yazarken istikrarlı olmak adına tek çizgide ilerlerim, daldan dala atlamam. Yalnız kaldığım zaman öğrendiğim şeyleri gözden geçirdim; kalbime yönelerek duygularımı, düşüncelerimi inceledim. Sonra bunların arasından hayalin sınırsız boşluklarına doğru kaçmış olanlarını disiplinin eliyle tutmaya, sağduyunun emin
de-
ları
z'in
önce
Nobel
erinde
16. Kış aylarında yoğun kar yağışı nedeniyle dışarı çıka-
mayan köylüler, yazdan hazırlık yapmak zorundalar
A) Köylüler tarımla uğraşmaktadır.
BY Kışın köydeki insan sayısı azalmaktadır.
CYKöylülerin tek besin kaynağı kuru gıdalardır.
DY Kışları kar kalınlığı artmaktadır.
Kış, yılın çoğu ayını kapsamaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
de- ları z'in önce Nobel erinde 16. Kış aylarında yoğun kar yağışı nedeniyle dışarı çıka- mayan köylüler, yazdan hazırlık yapmak zorundalar A) Köylüler tarımla uğraşmaktadır. BY Kışın köydeki insan sayısı azalmaktadır. CYKöylülerin tek besin kaynağı kuru gıdalardır. DY Kışları kar kalınlığı artmaktadır. Kış, yılın çoğu ayını kapsamaktadır.
Görsel Yorumlama, Grafik Okuma
1.
Bos
Sosyal medya kullanmada
EN ÖNEMLİ 3 NEDEN
Küresel çapta internet kullanicalrının kuşaklara göre sosyal medya kullanma nedeni yüzdeleri.
mal
Z KUŞAĞI
%40
BEBEK PATLAMASI KUŞAĞI 57 64 YAŞ
%35
%36
Bos zarnanian değerlendirmek
Eğlenceli ve kornik icerikler bulmak
%41
%37
S
%33
%34
As
Haberler ve güncel olaylar
hakkında bilgi sahibi olmak
Insanlarla bağlantıda kalmak
%29
X KUŞAĞI 38 56 YAŞ
%36
%35
%34
Y KUŞAĞI 24-37 YAS
Test 7
Su
V
Bu görselden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Y kuşağının %36'sı, X kuşağının %37'si sosyal medyayı haber ve güncel olaylar için kullanmaktadır.
B) Süre bakımından küresel çapta sosyal medya kullanımının en fazla olduğu kuşak z kuşağidir
X=1/13
C) İnsanlarla bağlantıda kalmak için sosyal medyayı kullanan X kuşağının oranı boş zamanlarını değerlendirmek için
sosyal medyayı kullanan Y kuşağının oranından azdır.
D) Küresel çapta boş zamanları değerlendirmek için sosyal medya kullanım 57-64 yaş arası bireylerde diğer kuşaklara
oranla daha düşüktür.
↑
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Görsel Yorumlama, Grafik Okuma 1. Bos Sosyal medya kullanmada EN ÖNEMLİ 3 NEDEN Küresel çapta internet kullanicalrının kuşaklara göre sosyal medya kullanma nedeni yüzdeleri. mal Z KUŞAĞI %40 BEBEK PATLAMASI KUŞAĞI 57 64 YAŞ %35 %36 Bos zarnanian değerlendirmek Eğlenceli ve kornik icerikler bulmak %41 %37 S %33 %34 As Haberler ve güncel olaylar hakkında bilgi sahibi olmak Insanlarla bağlantıda kalmak %29 X KUŞAĞI 38 56 YAŞ %36 %35 %34 Y KUŞAĞI 24-37 YAS Test 7 Su V Bu görselden hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Y kuşağının %36'sı, X kuşağının %37'si sosyal medyayı haber ve güncel olaylar için kullanmaktadır. B) Süre bakımından küresel çapta sosyal medya kullanımının en fazla olduğu kuşak z kuşağidir X=1/13 C) İnsanlarla bağlantıda kalmak için sosyal medyayı kullanan X kuşağının oranı boş zamanlarını değerlendirmek için sosyal medyayı kullanan Y kuşağının oranından azdır. D) Küresel çapta boş zamanları değerlendirmek için sosyal medya kullanım 57-64 yaş arası bireylerde diğer kuşaklara oranla daha düşüktür. ↑
4.
Hangi ülkenin hangi şehrine giderse gitsin oradan
bir şair, edebiyatçı, sanatçı, politik figür veya tarihî
bir hadiseyle ilgili, edebiyatla tarihin iç içe geçtiği bir
detay aktarır Nedim Gürsel.
A) Nedim Gürsel, eserlerinde gittiği coğrafyanın bir
yansımasını vermektedir.
B) Yapıtlarını şairler ve yazarlar üzerine kuran Ne-
dim Gürsel, onları ayrıntılarıyla anlatır.
C) Yazar, politik figürlerin çeşitli davranış kalıplarına
ilgi duymaktadır.
DY Nedim Gürsel tüm dünyayı dolaşmış ve yapıtları-
na aktarmış bir yazardır.
E) Nedim Gürsel daha çok gezi yazılarına ilgi duy-
muş ve bu türe ağırlık vermiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Hangi ülkenin hangi şehrine giderse gitsin oradan bir şair, edebiyatçı, sanatçı, politik figür veya tarihî bir hadiseyle ilgili, edebiyatla tarihin iç içe geçtiği bir detay aktarır Nedim Gürsel. A) Nedim Gürsel, eserlerinde gittiği coğrafyanın bir yansımasını vermektedir. B) Yapıtlarını şairler ve yazarlar üzerine kuran Ne- dim Gürsel, onları ayrıntılarıyla anlatır. C) Yazar, politik figürlerin çeşitli davranış kalıplarına ilgi duymaktadır. DY Nedim Gürsel tüm dünyayı dolaşmış ve yapıtları- na aktarmış bir yazardır. E) Nedim Gürsel daha çok gezi yazılarına ilgi duy- muş ve bu türe ağırlık vermiştir.
yınız.
Apofeni, insanların tesadüfi olarak karşılaştıkları durumlar-
dan anlamlı örüntüler çıkarma eğilimi ve deneyimidir. Kişi
tesadüf eseri karşılaştığı bir olayı, durumu, nesneyi ya da
şekli hiç ilgisi olmasa dahi zihninde önceden belirlenmiş
olan şemalara yerleştirerek ilgi kurar; gördüklerine anlam
yükler. Bu terim ilk defa 1958'de nörolog Klaus Conrad
tarafından psikolojik bir rahatsızlık olan şizofrenida görü
len hezeyanların ilk aşaması için kullanılmıştır. Conrad'ın
Almancadan türettiği bu sözcük Ingilizceye "apophenia
olarak geçmiştir. 2001 yılında sinir bilimci Peter Brugger
apofeniyi, anormal bağlantı kurma eğilimi olarak karşıla
miştir. Söz gelimi, çorabınızı farkına varmadan ters giydi-
ğiniz bir gün şans oyunlarının birinden ikramiye kazanır
ve bunu çorabınızı ters giymenize bağlarsanız işte bu
apofenidir. Apofeninin birçok alt türü vardır. Bunlardan
biri, rastgele var olan uyaranlardan, anlamli ses veya
görüntü çıkarılan "pareidolia dir. Çeşitli çiçeklerde insan
yüzüne benzer şekiller algılamak veya Ay'ın yüzeyinde
geceleri insan yüzü figürü görmek "pareidolia"dir. En yay-
gin pareidolia, hayvan veya bitkiler üstünde dini motifler
görmektir.
35. Bu parçada "apofeni" ile ilgili,
1. Birden fazla çeşidi olduğuna ✓
II. Genetik olarak kişiden kişiye aktarıldığına
III. Rastlantisal olarak gelişen olaylarla ilişkili olduğuna
IV. Bilim insanlarınca farklı çalışmalar içine dâhil edildiği-
righe
ne
yargılarından hangisine/hangilerine değinilmemiştir?
A) I ve II
B) II ve III
Cll ve IV
D) III ve IV
E) Yalnız IV
36. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangish
yoktur?
AT Tanımlamadan yararlanılmıştır.
Karşılaştırma yapılmıştır.
CX Örneklendirmeye yer verilmiştir.
D) Benzetmeye başvurulmuştur.
EAçıklayıcı anlatım kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
yınız. Apofeni, insanların tesadüfi olarak karşılaştıkları durumlar- dan anlamlı örüntüler çıkarma eğilimi ve deneyimidir. Kişi tesadüf eseri karşılaştığı bir olayı, durumu, nesneyi ya da şekli hiç ilgisi olmasa dahi zihninde önceden belirlenmiş olan şemalara yerleştirerek ilgi kurar; gördüklerine anlam yükler. Bu terim ilk defa 1958'de nörolog Klaus Conrad tarafından psikolojik bir rahatsızlık olan şizofrenida görü len hezeyanların ilk aşaması için kullanılmıştır. Conrad'ın Almancadan türettiği bu sözcük Ingilizceye "apophenia olarak geçmiştir. 2001 yılında sinir bilimci Peter Brugger apofeniyi, anormal bağlantı kurma eğilimi olarak karşıla miştir. Söz gelimi, çorabınızı farkına varmadan ters giydi- ğiniz bir gün şans oyunlarının birinden ikramiye kazanır ve bunu çorabınızı ters giymenize bağlarsanız işte bu apofenidir. Apofeninin birçok alt türü vardır. Bunlardan biri, rastgele var olan uyaranlardan, anlamli ses veya görüntü çıkarılan "pareidolia dir. Çeşitli çiçeklerde insan yüzüne benzer şekiller algılamak veya Ay'ın yüzeyinde geceleri insan yüzü figürü görmek "pareidolia"dir. En yay- gin pareidolia, hayvan veya bitkiler üstünde dini motifler görmektir. 35. Bu parçada "apofeni" ile ilgili, 1. Birden fazla çeşidi olduğuna ✓ II. Genetik olarak kişiden kişiye aktarıldığına III. Rastlantisal olarak gelişen olaylarla ilişkili olduğuna IV. Bilim insanlarınca farklı çalışmalar içine dâhil edildiği- righe ne yargılarından hangisine/hangilerine değinilmemiştir? A) I ve II B) II ve III Cll ve IV D) III ve IV E) Yalnız IV 36. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangish yoktur? AT Tanımlamadan yararlanılmıştır. Karşılaştırma yapılmıştır. CX Örneklendirmeye yer verilmiştir. D) Benzetmeye başvurulmuştur. EAçıklayıcı anlatım kullanılmıştır.
6
3.
?
k
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
Ben bu kitabı çok beğendim. Bazı köşe yazılarında
kitabın çok uzun olduğunu, betimlemelerin çok sıkı-
11
ci olduğunu, dönemini iyi yansıtmadığını, sonunun
kötü kurgulandığını, karakterlerin derinliksiz olduğunu
IV
okuduğumda ise hayretler içerisinde kaldım. Kitabın
yaklaşık beş yüz sayfa oluşu, akıcı anlatımıyla hisse
dilmeyen bir durum bence. Sonlara yaklaştıkça keş-
ke daha bitmeseydi de bu evrenden çıkmasaydım,
diye düşündüm. Karakterleri kitap ilerledikçe daha
çok sevdim, her karakter kendi içinde tutarlıydı ve bu,
gençlere yönelik olarak yazılmış bir kitap için önemli
bir özellik. Derin karakterler oluşturacağım diye genç
lik hezeyanıyla saçma hareketler yapan kahramanlar
olmasından çok daha iyi bence.
Bu parçada yazar, sözü edilen kitapla ilgili olarak
numaralanmış bölümlerde yapılan olumsuz eleş-
tirilerden hangilerine cevap vermektedir?
Grov
A) ve ll
B) Yalnız II
D) Yalarz III
Il ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6 3. ? k TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI Ben bu kitabı çok beğendim. Bazı köşe yazılarında kitabın çok uzun olduğunu, betimlemelerin çok sıkı- 11 ci olduğunu, dönemini iyi yansıtmadığını, sonunun kötü kurgulandığını, karakterlerin derinliksiz olduğunu IV okuduğumda ise hayretler içerisinde kaldım. Kitabın yaklaşık beş yüz sayfa oluşu, akıcı anlatımıyla hisse dilmeyen bir durum bence. Sonlara yaklaştıkça keş- ke daha bitmeseydi de bu evrenden çıkmasaydım, diye düşündüm. Karakterleri kitap ilerledikçe daha çok sevdim, her karakter kendi içinde tutarlıydı ve bu, gençlere yönelik olarak yazılmış bir kitap için önemli bir özellik. Derin karakterler oluşturacağım diye genç lik hezeyanıyla saçma hareketler yapan kahramanlar olmasından çok daha iyi bence. Bu parçada yazar, sözü edilen kitapla ilgili olarak numaralanmış bölümlerde yapılan olumsuz eleş- tirilerden hangilerine cevap vermektedir? Grov A) ve ll B) Yalnız II D) Yalarz III Il ve IV
TYT
TÜRKÇE TES
1. Bu testte 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretley
1. Öyküler ya da romanlar belgesel değildir. Onlar, insanların
dünyasını yansıtıp yazarıyla birlikte birbirlerini bütünler.
Onlarda semtlerin fotoğrafları değil, resimleri vardır.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki altı çizili sözle
çelişmektedir?
A) Ahmet Hamdi Tanpınar, İstanbul'un bazı sokaklarını
onlara hiçbir şey eklemeden veya onlardan bir şey
eksik bırakmadan anlatır.
B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Anadolu köylerini olduğu
gibi değil; bir şehirlinin köye baktığı gibi romana taşır.
C) Sait Faik Abasıyanık, Adaları ve Marmara'yı kendi
prizmasından geçirerek öyküde konu edinir.
D) Orhan Kemal'in kenar semt insanları ve fabrika işçileri,
gerçeğin onun algı dünyasında dönüşmüş biçimiyle
bize seslenir.
E) Ali Haydar Haksal, öykülerinde Üsküdar'dan söz
ederken ayaklarınızı yerden keser; sizi rüyalar alemine
götürür.
3.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT TÜRKÇE TES 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretley 1. Öyküler ya da romanlar belgesel değildir. Onlar, insanların dünyasını yansıtıp yazarıyla birlikte birbirlerini bütünler. Onlarda semtlerin fotoğrafları değil, resimleri vardır. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki altı çizili sözle çelişmektedir? A) Ahmet Hamdi Tanpınar, İstanbul'un bazı sokaklarını onlara hiçbir şey eklemeden veya onlardan bir şey eksik bırakmadan anlatır. B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Anadolu köylerini olduğu gibi değil; bir şehirlinin köye baktığı gibi romana taşır. C) Sait Faik Abasıyanık, Adaları ve Marmara'yı kendi prizmasından geçirerek öyküde konu edinir. D) Orhan Kemal'in kenar semt insanları ve fabrika işçileri, gerçeğin onun algı dünyasında dönüşmüş biçimiyle bize seslenir. E) Ali Haydar Haksal, öykülerinde Üsküdar'dan söz ederken ayaklarınızı yerden keser; sizi rüyalar alemine götürür. 3.
32.
1980 sonrası meydana gelen siyasi ve sosyal olaylar-
dan Türk edebiyatında en çok etkilenen türlerden biri
şiirdir. Bu dönem şiiri, geleneğin devamlılığını yansıt-
tığı gibi gelenekten kopuşu ve geleneği protestoyu da
barındırmaktadır. 1980 sonrası Türk şiiri, "toplumcu,
imgeci, geleneksel, mitolojik, metafizik" gibi farklı şiir
anlayışlarının görüldüğü bir dönemdir. Halk ve divan
şiiri, saf şiir, Garip ve İkinci Yeni şiiri, toplumcu eğilimler
kısacası Türk şiirinin bugüne kadar kattetiği yol, 80 son-
rası şiirini şekillendiren etkiler barındırmaktadır. Yine bu
dönemde şiirin ne olması gerektiğine dair çeşitli teorik
tartışmalar yapılmıştır. Bu dönem şiiri, daha çok şiir ve
edebiyat dergileri etrafında gelişmiştir.
Bu parçada 80 sonrası şiir ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Farklı zihniyetlere bağlı şiir anlayışlarının meydana
geldiğine
B) Türk şiirinin o güne kadarki birikiminden bazı etkiler
aldığına
C) Gelişimini edebiyat ve şiir dergilerinde devam ettir-
diğine
D) Diğer yazınsal türlere göre toplumsal ve siyasi olay-
lardan daha çok etkilendiğine
E) Farklı şiir anlayışlarından kaynaklanan tartışmaların
şiire zarar verdiğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32. 1980 sonrası meydana gelen siyasi ve sosyal olaylar- dan Türk edebiyatında en çok etkilenen türlerden biri şiirdir. Bu dönem şiiri, geleneğin devamlılığını yansıt- tığı gibi gelenekten kopuşu ve geleneği protestoyu da barındırmaktadır. 1980 sonrası Türk şiiri, "toplumcu, imgeci, geleneksel, mitolojik, metafizik" gibi farklı şiir anlayışlarının görüldüğü bir dönemdir. Halk ve divan şiiri, saf şiir, Garip ve İkinci Yeni şiiri, toplumcu eğilimler kısacası Türk şiirinin bugüne kadar kattetiği yol, 80 son- rası şiirini şekillendiren etkiler barındırmaktadır. Yine bu dönemde şiirin ne olması gerektiğine dair çeşitli teorik tartışmalar yapılmıştır. Bu dönem şiiri, daha çok şiir ve edebiyat dergileri etrafında gelişmiştir. Bu parçada 80 sonrası şiir ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Farklı zihniyetlere bağlı şiir anlayışlarının meydana geldiğine B) Türk şiirinin o güne kadarki birikiminden bazı etkiler aldığına C) Gelişimini edebiyat ve şiir dergilerinde devam ettir- diğine D) Diğer yazınsal türlere göre toplumsal ve siyasi olay- lardan daha çok etkilendiğine E) Farklı şiir anlayışlarından kaynaklanan tartışmaların şiire zarar verdiğine
P
13. Suna, Hakan'ın Orhun Yazıtları'nı uzun uzadıya
incelediğini görünce: "Hakan, Orhun Yazıtları'na bu kadar
ilgili olmanın sebebi nedir?" diye sorar. Hakan: "Ben
doğarken eski bilgilerle doğmadım fakat eskileri seviyorum
ve o zamanlarla ilgili bilgiler arıyorum. Orhun Yazıtlarını
incelemekle o dönemin tinsel yapısını, kendine özgü
anlam dünyasını bilebileceğim. Çünkü her dönemin kendi
tinselliği vardır ve bu tinsellik kendini en iyi dilde gösterir."
diye karşılık verir.
Hakan'a, parçada sözü edilen dönemle ilgili
düşüncelerinin gelişmesinde aşağıdakilerden hangisi
yardımcı olur?
A) Tarihsel idealizm
C) Varoluşçu diyalektik
B) Tarihsel materyalizm
D) Hermeneutik yöntem
E) Fenomenolojik yöntem
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
P 13. Suna, Hakan'ın Orhun Yazıtları'nı uzun uzadıya incelediğini görünce: "Hakan, Orhun Yazıtları'na bu kadar ilgili olmanın sebebi nedir?" diye sorar. Hakan: "Ben doğarken eski bilgilerle doğmadım fakat eskileri seviyorum ve o zamanlarla ilgili bilgiler arıyorum. Orhun Yazıtlarını incelemekle o dönemin tinsel yapısını, kendine özgü anlam dünyasını bilebileceğim. Çünkü her dönemin kendi tinselliği vardır ve bu tinsellik kendini en iyi dilde gösterir." diye karşılık verir. Hakan'a, parçada sözü edilen dönemle ilgili düşüncelerinin gelişmesinde aşağıdakilerden hangisi yardımcı olur? A) Tarihsel idealizm C) Varoluşçu diyalektik B) Tarihsel materyalizm D) Hermeneutik yöntem E) Fenomenolojik yöntem
29. Türk resim sanatında yeni bir dönemin öncüsü olan ve
"Çallı Kuşağı" olarak da adlandırılan 1914 Kuşağı'nın
özgün temsilcilerinden Avni Lifij'in az bilinen dünyası
Sakıp Sabancı Müzesindeki bir sergiye konu oluyor.
Sergide sanatçının otoportreleri, manzara resimleri,
poşadları ve desenleriyle bir fotoğraf sanatçısı olarak
yaptığı çalışmalardan oluşan 800'ü aşkın eseri ilk kez
bir araya getiriliyor. Sanatçının ailesi tarafından titizlik-
le saklanan koleksiyonu ve arşivleriyle birlikte İstanbul
Emirgan'daki Sakıp Sabancı Müzesinde ziyaret edilebi-
lir.
Bu parçadan Avni Lifij ile ilgili olarak
1. Ailesinin, serginin açılışından büyük bir mutluluk
duyduğu
II. Resimlerinin sanatseverler tarafından ilgiyle karşı-
landığı
III. Farklı bir üslupla oluşturduğu eserlerinin ilk kez
sergilenmek amacıyla bir müzede toplandığı
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız !
B) Yalnız II
D) I ve II
E) II ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Türk resim sanatında yeni bir dönemin öncüsü olan ve "Çallı Kuşağı" olarak da adlandırılan 1914 Kuşağı'nın özgün temsilcilerinden Avni Lifij'in az bilinen dünyası Sakıp Sabancı Müzesindeki bir sergiye konu oluyor. Sergide sanatçının otoportreleri, manzara resimleri, poşadları ve desenleriyle bir fotoğraf sanatçısı olarak yaptığı çalışmalardan oluşan 800'ü aşkın eseri ilk kez bir araya getiriliyor. Sanatçının ailesi tarafından titizlik- le saklanan koleksiyonu ve arşivleriyle birlikte İstanbul Emirgan'daki Sakıp Sabancı Müzesinde ziyaret edilebi- lir. Bu parçadan Avni Lifij ile ilgili olarak 1. Ailesinin, serginin açılışından büyük bir mutluluk duyduğu II. Resimlerinin sanatseverler tarafından ilgiyle karşı- landığı III. Farklı bir üslupla oluşturduğu eserlerinin ilk kez sergilenmek amacıyla bir müzede toplandığı yargılarından hangileri çıkarılabilir? A) Yalnız ! B) Yalnız II D) I ve II E) II ve III C) Yalnız III
26. Türk dilini en etkin ve güzel bir şekilde kullanan Cemal
Safi'nin şiirleri neden hiç unutulmuyor, değerinden bir
şey kaybetmiyor? Bu büyük ustayı okuyan herkes bunu
bilir. Onun dizelerinde şiirin dışına atabileceğiniz tek
sözcük bile bulamazsınız. Sözcükler, birbirinin yerini
kıskanmaz. Her sözcük, hangi sözcükten önce veya
sonra geleceğini bilir. Yeri olmayan hiçbir sözcüğü dize-
lerine kabul etmeyen bir şiirdir Cemal Safi şiiri.
Bu parçada Cemal Safi ve şiirleriyle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Duru bir anlatıma sahip olduğu
B) Sözcükleri birbiriyle uyumlu şekilde kullandığı
C) Tüm şiir okuyucularının beğenisini aldığı
D) Şiirlerinin zamanı aşıp kalıcılığı yakaladığı
E) Türkçeyi yetkin bir biçimde kullandığı
piniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Türk dilini en etkin ve güzel bir şekilde kullanan Cemal Safi'nin şiirleri neden hiç unutulmuyor, değerinden bir şey kaybetmiyor? Bu büyük ustayı okuyan herkes bunu bilir. Onun dizelerinde şiirin dışına atabileceğiniz tek sözcük bile bulamazsınız. Sözcükler, birbirinin yerini kıskanmaz. Her sözcük, hangi sözcükten önce veya sonra geleceğini bilir. Yeri olmayan hiçbir sözcüğü dize- lerine kabul etmeyen bir şiirdir Cemal Safi şiiri. Bu parçada Cemal Safi ve şiirleriyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Duru bir anlatıma sahip olduğu B) Sözcükleri birbiriyle uyumlu şekilde kullandığı C) Tüm şiir okuyucularının beğenisini aldığı D) Şiirlerinin zamanı aşıp kalıcılığı yakaladığı E) Türkçeyi yetkin bir biçimde kullandığı piniz.