Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları
![19. İnsanoğlu, gündelik gerçeklik algısı bağlamında sade-
ce gözüyle görebildiği ve diğer duyu organlarıyla algila-
yabildiği şeyleri gerçek saymaya ve onunla yetinmeye
eğilimli. Oysa ----. Görme açısından değerlendirirsek bu
durumun en önemli nedeni, insan gözünün evrendeki
ışığın çok azını görebiliyor olması. İnsan gözünün göre-
mediği ışınımların da olduğu 19. yüzyıldan beri biliniyor.
İnsanların görebildiği gökkuşağı renkleri, geniş ışık tay-
fının (farklı dalga boylarındaki ışık dalgalarının) sadece
dar bir aralığını oluşturuyor.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) yeryüzünde her şey gözümüzün önünde gerçekle-
şiyor
B) duyular yoluyla algılananlar bazen kişilere göre de-
ğişebilmekte
C) bilim her geçen gün yeni yeni dünyalar keşfetmek-
tedir
D) evrende, insanın duyularını aşan gerçeklikler de var
E) her insanın olaylara bakışı farklı olabilmekte](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215172128562518-4065538.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler19. İnsanoğlu, gündelik gerçeklik algısı bağlamında sade-
ce gözüyle görebildiği ve diğer duyu organlarıyla algila-
yabildiği şeyleri gerçek saymaya ve onunla yetinmeye
eğilimli. Oysa ----. Görme açısından değerlendirirsek bu
durumun en önemli nedeni, insan gözünün evrendeki
ışığın çok azını görebiliyor olması. İnsan gözünün göre-
mediği ışınımların da olduğu 19. yüzyıldan beri biliniyor.
İnsanların görebildiği gökkuşağı renkleri, geniş ışık tay-
fının (farklı dalga boylarındaki ışık dalgalarının) sadece
dar bir aralığını oluşturuyor.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) yeryüzünde her şey gözümüzün önünde gerçekle-
şiyor
B) duyular yoluyla algılananlar bazen kişilere göre de-
ğişebilmekte
C) bilim her geçen gün yeni yeni dünyalar keşfetmek-
tedir
D) evrende, insanın duyularını aşan gerçeklikler de var
E) her insanın olaylara bakışı farklı olabilmekte
![31. Bugünün teknolojisiyle film yapmak bir anlamda daha
kolay, büyük bütçelerden kaçınarak da istediğinizi anla-
tabilirsiniz. Tabii tek çıkış yolu bu değil ama sızlanmak
yerine bir şekilde üretmeye devam edebiliriz diye düşü-
nüyorum. Eğer kaynağınız kurumuşsa başka kaynaklar
aramalısınız. Bir filmimin yapım sürecinde destek bul-
mak için kişisel sergi düzenlemiştim mesela, filmin ta-
mamlanması için elimden gelen en iyi şey buydu çünkü.
Önemli olan, kısıtlandığımız anlar ve koşullarda yeni
yollar bulabilmek. Sessizliğin Kardeşleri'nin dört yıl sü-
ren çekim yolculuğu da böyle bir şeydi. İmkânsızlıklara
rağmen kendi yollarını yaratmaya, bulmaya çalışan bir
hikâyeydi ve sonunda oldu.
Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Sanatçının katlandığı zorluklar oranında, elde ettiği
başarıların bir anlam ifade edebileceği
B) Seyircilerin, sanatçıların katlandıkları sıkıntıları göz
önünde bulundurarak onlara gereken değeri verme-
leri gerektiği
C) Teknolojiyle birlikte eskiye göre daha kolay ve ucuz
bir şekilde film çekilebildiği
D) Sanatçının, başarı yolunda karşısına çıkan zorluk-
ları aşacak çabayı göstermesi gerektiği
E) Günümüzde kaliteli film yapmanın çok zorlu bir sü-
reç olduğu](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215171846799690-4065538.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler31. Bugünün teknolojisiyle film yapmak bir anlamda daha
kolay, büyük bütçelerden kaçınarak da istediğinizi anla-
tabilirsiniz. Tabii tek çıkış yolu bu değil ama sızlanmak
yerine bir şekilde üretmeye devam edebiliriz diye düşü-
nüyorum. Eğer kaynağınız kurumuşsa başka kaynaklar
aramalısınız. Bir filmimin yapım sürecinde destek bul-
mak için kişisel sergi düzenlemiştim mesela, filmin ta-
mamlanması için elimden gelen en iyi şey buydu çünkü.
Önemli olan, kısıtlandığımız anlar ve koşullarda yeni
yollar bulabilmek. Sessizliğin Kardeşleri'nin dört yıl sü-
ren çekim yolculuğu da böyle bir şeydi. İmkânsızlıklara
rağmen kendi yollarını yaratmaya, bulmaya çalışan bir
hikâyeydi ve sonunda oldu.
Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Sanatçının katlandığı zorluklar oranında, elde ettiği
başarıların bir anlam ifade edebileceği
B) Seyircilerin, sanatçıların katlandıkları sıkıntıları göz
önünde bulundurarak onlara gereken değeri verme-
leri gerektiği
C) Teknolojiyle birlikte eskiye göre daha kolay ve ucuz
bir şekilde film çekilebildiği
D) Sanatçının, başarı yolunda karşısına çıkan zorluk-
ları aşacak çabayı göstermesi gerektiği
E) Günümüzde kaliteli film yapmanın çok zorlu bir sü-
reç olduğu
![28.
Her yıl "İnsanların çalışırken en çok düşündükleri, en
çok eğlendikleri mevsim kıştır. Uzun gecelerde ocak
başına büzülüp ne yapacağını şaşıran kişioğlu aklını
işletmiş; hakikatleri, sırları araştırmış; masallar uydur-
muş; yasalar koymuş. Medeniyeti kışın getirdiği ihtiyaç-
lar yaratmış değil mi?” derim ama olmuyor işte, boşuna.
Ta gençliğimde Remy de Gourmont'un bilmem hangi
kitabında okuduklarımdan kalma bu düşünceler kandi-
ramıyor beni. Bu sözler; beni avutmaya, güz sonu içimi
sarmaya başlayan o korkuyu andırır iç daralmasını gi-
dermeye yetmiyor.
Böyle düşünen bir sanatçı ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenebilir?
A) Kış mevsiminin, sanat yapıtı ortaya koymak için uy-
gun bir zaman dilimi olduğunu düşündüğü
B) Düşünmeye çok vakit kaldığı için kış mevsimini, fel-
sefe ve medeniyete kaynak olarak gördüğü
C) Kış mevsiminin, tüm olumlamalarına rağmen, ken-
disine sıkıntı verdiği
D) Bazı olumsuzlukları olsa da kış aylarının birçok gü-
zelliği barındırdığını kabul ettiği
E) Kendi düşüncesini alıntılama yoluyla pekiştirdiği](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215171941694035-4065538.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler28.
Her yıl "İnsanların çalışırken en çok düşündükleri, en
çok eğlendikleri mevsim kıştır. Uzun gecelerde ocak
başına büzülüp ne yapacağını şaşıran kişioğlu aklını
işletmiş; hakikatleri, sırları araştırmış; masallar uydur-
muş; yasalar koymuş. Medeniyeti kışın getirdiği ihtiyaç-
lar yaratmış değil mi?” derim ama olmuyor işte, boşuna.
Ta gençliğimde Remy de Gourmont'un bilmem hangi
kitabında okuduklarımdan kalma bu düşünceler kandi-
ramıyor beni. Bu sözler; beni avutmaya, güz sonu içimi
sarmaya başlayan o korkuyu andırır iç daralmasını gi-
dermeye yetmiyor.
Böyle düşünen bir sanatçı ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenebilir?
A) Kış mevsiminin, sanat yapıtı ortaya koymak için uy-
gun bir zaman dilimi olduğunu düşündüğü
B) Düşünmeye çok vakit kaldığı için kış mevsimini, fel-
sefe ve medeniyete kaynak olarak gördüğü
C) Kış mevsiminin, tüm olumlamalarına rağmen, ken-
disine sıkıntı verdiği
D) Bazı olumsuzlukları olsa da kış aylarının birçok gü-
zelliği barındırdığını kabul ettiği
E) Kendi düşüncesini alıntılama yoluyla pekiştirdiği
![22.
Ülkemizin büyük bir bölümünde kurak ve yarı kurak ik-
lim egemendir. O yüzden de tarımsal üretimimiz önemli
ölçüde hava koşullarına bağlıdır. Örneğin, 1973 yılında
kuraklık nedeniyle yalnız tahıl ürünündeki kayıp, yak-
laşık 2,5 milyon ton civarında olmuştur. Bu durumda
sulama; olağan yağışlarla karşılanamayan bitkinin, su
gereksinimini karşılamada, bitkisel üretimin artırılma-
sında önemli bir etmen olmaktadır.
Bu parçadan,
1. Sulama sistemlerinin kurulduğu alanlarda üretimde
büyük artış olduğu
II. Ülkemiz ikliminin gittikçe kuraklaştığı
III. Hava şartlarının ülkemizdeki tarımı büyük ölçüde
etkilediği
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) II ve III
C) Yalnız III
ufova geciniz](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215172059735025-4065538.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler22.
Ülkemizin büyük bir bölümünde kurak ve yarı kurak ik-
lim egemendir. O yüzden de tarımsal üretimimiz önemli
ölçüde hava koşullarına bağlıdır. Örneğin, 1973 yılında
kuraklık nedeniyle yalnız tahıl ürünündeki kayıp, yak-
laşık 2,5 milyon ton civarında olmuştur. Bu durumda
sulama; olağan yağışlarla karşılanamayan bitkinin, su
gereksinimini karşılamada, bitkisel üretimin artırılma-
sında önemli bir etmen olmaktadır.
Bu parçadan,
1. Sulama sistemlerinin kurulduğu alanlarda üretimde
büyük artış olduğu
II. Ülkemiz ikliminin gittikçe kuraklaştığı
III. Hava şartlarının ülkemizdeki tarımı büyük ölçüde
etkilediği
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) II ve III
C) Yalnız III
ufova geciniz
![24. Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları
davranış biçimleri ve kaidelerine ahlak adı verilir. Genelde
mutlak anlamda iyi olduğu düşünülen ya da belli bir yaşam
anlayışını içeren kurallar bütünü olarak düşünülebilir.
Ahlak, ayrıca toplum tarafından baskın görülen ve
herkesin bu baskın ahlak kurallarına tabii olmasını istediği
davranışların bütünüdür. Bununla birlikte ahlak, bir bütün
olarak topluma mal edilmek yerine bireye ilişkin bir
davranış olarak da düşünülür. Ahlaki eylem, bireyin kendi
arzularını gerçekleştirebileceği anlamına gelen keyfilikten
uzaktır. Çünkü insanın varlığına ilişkin vazgeçilmez bir
niteliğe sahiptir. Ahlak, bireyin toplum içinde yaşamasını
ve bunun yanı sıra kendisini anlatmak için hayatını
kurgulamasıdır. Ahlak ne topluma ne de bireye
indirgenebilir. Ahlak hem bireye hem de topluma ilişkin
olmak zorundadır.
Bu parçadan ahlak ile ilgili aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) isteğe bağlı olmadığına
B) Hem kişisel hem de sosyal yönünün bulunduğuna
C) Olumlu olduğuna inanılan tutum ve davranışları
kapsadığına
V
Kişinin kendini ifade etme aracı olduğuna
E) Cerçevesinin, bireylerin tutumlarıyla belirlendiğine](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215172710586541-684206.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler24. Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları
davranış biçimleri ve kaidelerine ahlak adı verilir. Genelde
mutlak anlamda iyi olduğu düşünülen ya da belli bir yaşam
anlayışını içeren kurallar bütünü olarak düşünülebilir.
Ahlak, ayrıca toplum tarafından baskın görülen ve
herkesin bu baskın ahlak kurallarına tabii olmasını istediği
davranışların bütünüdür. Bununla birlikte ahlak, bir bütün
olarak topluma mal edilmek yerine bireye ilişkin bir
davranış olarak da düşünülür. Ahlaki eylem, bireyin kendi
arzularını gerçekleştirebileceği anlamına gelen keyfilikten
uzaktır. Çünkü insanın varlığına ilişkin vazgeçilmez bir
niteliğe sahiptir. Ahlak, bireyin toplum içinde yaşamasını
ve bunun yanı sıra kendisini anlatmak için hayatını
kurgulamasıdır. Ahlak ne topluma ne de bireye
indirgenebilir. Ahlak hem bireye hem de topluma ilişkin
olmak zorundadır.
Bu parçadan ahlak ile ilgili aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) isteğe bağlı olmadığına
B) Hem kişisel hem de sosyal yönünün bulunduğuna
C) Olumlu olduğuna inanılan tutum ve davranışları
kapsadığına
V
Kişinin kendini ifade etme aracı olduğuna
E) Cerçevesinin, bireylerin tutumlarıyla belirlendiğine
![akilerden
eğidir.
dir.
ndir.
ndine yer
ti edebi-
re ait
rdeşler'in
V
alışmalar
asalları
e sahiptir
inde bir
EXY
MIRAY YAYINLARI
11. Ayşe Öğretmen, bir velisine şöyle bir tavsiyede bulunmuştur:
"Çocuğunuzun gelişimi ve onunla daha faydalı zaman geçire-
bilmeniz için size ona masal okumanızı öneriyorum. Belli ara-
lıklarla yapacağınız bu aktivite çocuğunuzda olumlu anlamda
bir dizi gelişmelerin oluşmasına katkı sağlayacaktır."
Buna göre aşağıdaki parçaların hangisinde veli, öğretme-
nin vermiş olduğu tavsiyeye uygun hareket etmemiştir?
A) Evvel zaman içinde, kalbur saman içindeyken bir adamın
bir tek kızı varmış. Kız çeşmeye suya gidince çeşmenin
oradaki kurbağa, kıza: Ah kız sana yazık, vah kız sana
yazık, dermiş. Bir gün sormuş kurbağaya...
B) Kapıların hepsinde de bir şey varmış. Kapının birini açmış
ki ne görsün? Altın gibi sapsarı su akıyormuş. O su ile eli-
ni yüzünü yıkamış, saçına sürmüş. Birden saçının bir tarafı
altın gibi olmuş.
C) Oğlan kılıcını çekmiş, ejderhayı öldürmüş. Bu arada yav-
ruların sesini anneleri duymuş. Anne kuş, yavrularını yiyen
düşmanının üzerine atmak için koca bir kayayı kanadına
bağlamış. Oğlan da ejderhayı öldürdükten sonra geri aynı
yerine yatmış.
D) "Kurulsun meydanlar!" demiş, kurulmuş meydanlar. "Vur-
sun davullar!" demiş, vurmuş davullar. Tamam, kırk gün
kırk gece şenlik, şadımanlık etmişler; yiyip içip muratları-
na ermişler; gökten üç elma daha düştü, kimin muradı var-
sa onun başına...
E) Yaşlı bir kadınla gelini varmış. Gelin ondan korkarmış. Bir
gün gelin sürüyü otlatmak için çıkmış. O gün de gelini uyku
basmış. O uyurken sürü kaybolmuş. Gelin, kaynanasından
korktuğu için "Allah'ım sürüyü bulayım yeter ki sonra beni
taş kes." demiş. Bir süre sonra sürüyü bulmuş ama dua da
kabul olmuş, gelin taş kesmiş.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215170847303999-4781721.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerakilerden
eğidir.
dir.
ndir.
ndine yer
ti edebi-
re ait
rdeşler'in
V
alışmalar
asalları
e sahiptir
inde bir
EXY
MIRAY YAYINLARI
11. Ayşe Öğretmen, bir velisine şöyle bir tavsiyede bulunmuştur:
"Çocuğunuzun gelişimi ve onunla daha faydalı zaman geçire-
bilmeniz için size ona masal okumanızı öneriyorum. Belli ara-
lıklarla yapacağınız bu aktivite çocuğunuzda olumlu anlamda
bir dizi gelişmelerin oluşmasına katkı sağlayacaktır."
Buna göre aşağıdaki parçaların hangisinde veli, öğretme-
nin vermiş olduğu tavsiyeye uygun hareket etmemiştir?
A) Evvel zaman içinde, kalbur saman içindeyken bir adamın
bir tek kızı varmış. Kız çeşmeye suya gidince çeşmenin
oradaki kurbağa, kıza: Ah kız sana yazık, vah kız sana
yazık, dermiş. Bir gün sormuş kurbağaya...
B) Kapıların hepsinde de bir şey varmış. Kapının birini açmış
ki ne görsün? Altın gibi sapsarı su akıyormuş. O su ile eli-
ni yüzünü yıkamış, saçına sürmüş. Birden saçının bir tarafı
altın gibi olmuş.
C) Oğlan kılıcını çekmiş, ejderhayı öldürmüş. Bu arada yav-
ruların sesini anneleri duymuş. Anne kuş, yavrularını yiyen
düşmanının üzerine atmak için koca bir kayayı kanadına
bağlamış. Oğlan da ejderhayı öldürdükten sonra geri aynı
yerine yatmış.
D) "Kurulsun meydanlar!" demiş, kurulmuş meydanlar. "Vur-
sun davullar!" demiş, vurmuş davullar. Tamam, kırk gün
kırk gece şenlik, şadımanlık etmişler; yiyip içip muratları-
na ermişler; gökten üç elma daha düştü, kimin muradı var-
sa onun başına...
E) Yaşlı bir kadınla gelini varmış. Gelin ondan korkarmış. Bir
gün gelin sürüyü otlatmak için çıkmış. O gün de gelini uyku
basmış. O uyurken sürü kaybolmuş. Gelin, kaynanasından
korktuğu için "Allah'ım sürüyü bulayım yeter ki sonra beni
taş kes." demiş. Bir süre sonra sürüyü bulmuş ama dua da
kabul olmuş, gelin taş kesmiş.
![7
8.
Selim İleri'nin her eserinde yepyeni ve farklı bir anlayış,
bir tat bulursunuz. Sanatçı; kendini ele veren ifadelerle
gördüklerini, duyduklarını aktarır. Bunu yaparken asla
yapaylığa düşmez, zorlamaz kendini. Bu kadar üretken bir
sanatçı nasıl oluyor da kendini tekrarlamıyor, anlamak zor
doğrusu.
II. Hilmi Yavuz'un şiirlerinde bugüne kadar başka bir şairi
andıran dizeye rastlamadım dersem abartmış olmam.
Hatta kendisi de bir önceki tarzını tekrarlamaz, eşkimez.
Gerçekten de sanatçı, aklına nasıl geliyorsa zorlamadan
yazdığı şiirleriyle görsel tanıklıklarına yer veriyor ve farklı
olduğunu âdeta haykırıyor.
Bazı özellikleri verilen iki sanatçı için aşağıdakilerden
hangisinin ortak olduğu söylenemez?
Yaratıcı ürünlere imza atma
B) Özgün bir niteliğe sahip olma 2
CAnlatımda gözlemlere yer verme
1.
D) Anlaşılması zor ifadelere başvurma
E) Doğal bir söyleyişe başvurma
V](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215162123744040-5096612.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler7
8.
Selim İleri'nin her eserinde yepyeni ve farklı bir anlayış,
bir tat bulursunuz. Sanatçı; kendini ele veren ifadelerle
gördüklerini, duyduklarını aktarır. Bunu yaparken asla
yapaylığa düşmez, zorlamaz kendini. Bu kadar üretken bir
sanatçı nasıl oluyor da kendini tekrarlamıyor, anlamak zor
doğrusu.
II. Hilmi Yavuz'un şiirlerinde bugüne kadar başka bir şairi
andıran dizeye rastlamadım dersem abartmış olmam.
Hatta kendisi de bir önceki tarzını tekrarlamaz, eşkimez.
Gerçekten de sanatçı, aklına nasıl geliyorsa zorlamadan
yazdığı şiirleriyle görsel tanıklıklarına yer veriyor ve farklı
olduğunu âdeta haykırıyor.
Bazı özellikleri verilen iki sanatçı için aşağıdakilerden
hangisinin ortak olduğu söylenemez?
Yaratıcı ürünlere imza atma
B) Özgün bir niteliğe sahip olma 2
CAnlatımda gözlemlere yer verme
1.
D) Anlaşılması zor ifadelere başvurma
E) Doğal bir söyleyişe başvurma
V
![10 Sabah uyandiniz ve âdeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek
diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçala-
mak yıllar içinde otomatikleşmiş bir davranış biçimi olmuştu sizin
için ve artık bunu düşünmeniz de gerekmiyor. Çünkü alışkanlık,
zaman içinde tekrarlanarak beynimizde oluşan bir davranış örün-
tüsüdür. Burada örüntü sözcüğünü birbirini takip eden olay du-
rum ve davranışlanı tanımlamak için kullanıyorum. Söz gelimi pek
çoğumuz günde üç öğün yemek yeriz ve bu durum hepimiz için
beslenme ritüelidir. "Bütün hayatımız bir yığın alışkanlıktan baş-
ka bir şey değildir." demiş William James.
Bu parcanın anlatımında
Tanımlama
Örnekleme
111. Benzetme
LV. Tanık gösterme
V. Karşılaştırma
yöntemlerinin hangilerinden yararlanılmamıştır?
A) I verli
D) ve V
B) Il ye-lit
E) Ill ve V
Cve TV](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230214165424745314-3423766.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler10 Sabah uyandiniz ve âdeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek
diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçala-
mak yıllar içinde otomatikleşmiş bir davranış biçimi olmuştu sizin
için ve artık bunu düşünmeniz de gerekmiyor. Çünkü alışkanlık,
zaman içinde tekrarlanarak beynimizde oluşan bir davranış örün-
tüsüdür. Burada örüntü sözcüğünü birbirini takip eden olay du-
rum ve davranışlanı tanımlamak için kullanıyorum. Söz gelimi pek
çoğumuz günde üç öğün yemek yeriz ve bu durum hepimiz için
beslenme ritüelidir. "Bütün hayatımız bir yığın alışkanlıktan baş-
ka bir şey değildir." demiş William James.
Bu parcanın anlatımında
Tanımlama
Örnekleme
111. Benzetme
LV. Tanık gösterme
V. Karşılaştırma
yöntemlerinin hangilerinden yararlanılmamıştır?
A) I verli
D) ve V
B) Il ye-lit
E) Ill ve V
Cve TV
![TEST 1
Çoklu Paragraf
3-4. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
3. Bu parçada öğrenme ile ilgili olarak asıl
anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
Müzeler, okullar, üniversiteler ve kütüphanelerle karşılaştırıldığında, öğrenciye farklı ve yeni ö
renme olanaklanı sunma bakımından önemlidir. Çağdaş öğrenme kuramlarına göre öğrenme
bireyin aktif olmasını, uygulama yapmasını ve yapılanlar üzerinde düşünerek bu süreci anlamlan
dırmasını, yazılı ya da sözlü olarak dili kullanmasını ve tüm bunları yaparken sosyalleşmesini içer
mektedir. Yani öğrenme, bilgilerin anlamlı birimler halinde doğrudan alınması değil; bilgi birimleri
arasında bağ kurarak kişinin kendisi için bilgiyi anlamlı hale getirmesidir. Nesneden öğrenme te-
meline dayanan müze eğitiminde öğrenci, duyuları aracılığıyla nesneye temas eder, onu yakından
gözlemler, elle yoklar ve böylelikle duyular aracılığıyla somuttan soyuta, bilinenden bilinmeyene,
gözlemden genellemeye ulaşarak düşünme sürecini geliştirir. Müzeler, gerçek nesneler içermesi
nedeniyle kişiye yeni yorumlar yaparak kendi anlamını üretme olanağı sağlar.
A) Kendisine farklı ve yeni öğrenme imkân-
lanı kazandırabilen kişiler, bilgiyi daha
hızlı hazmederek yaşantısına yansıtır.
B) Kişinin çeşitli yollarla elde ettiği bilgileri,
bilgi birimleri arasında ilgi kurarak anlamlı
hale dönüştürme süreci öğrenmeyi ger-
çekçi kılar.
A
R
G
C) Öğrenme sürecinde aktif olmayan, öğren-
dikleri üzerinde kafa yormayan kişilerin y
çağdaş bir öğrenme sürecine dahil olma- A
si mümkün değildir.
D) Somut ve gerçekçi bir öğrenmeden bah-
sedebilmek için kişinin nesnelere dokun- A
ması, onları yakından gözlemlemesi ge-
rekir.
E) Müzeler, öğrenme sürecinde öğrenciye
somut ve gerçekçi bilgiler vererek öğren-
cinin öğrenim sürecine katkıda bulunur
senzers
Paragra](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215122554384940-3505204.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTEST 1
Çoklu Paragraf
3-4. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
3. Bu parçada öğrenme ile ilgili olarak asıl
anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
Müzeler, okullar, üniversiteler ve kütüphanelerle karşılaştırıldığında, öğrenciye farklı ve yeni ö
renme olanaklanı sunma bakımından önemlidir. Çağdaş öğrenme kuramlarına göre öğrenme
bireyin aktif olmasını, uygulama yapmasını ve yapılanlar üzerinde düşünerek bu süreci anlamlan
dırmasını, yazılı ya da sözlü olarak dili kullanmasını ve tüm bunları yaparken sosyalleşmesini içer
mektedir. Yani öğrenme, bilgilerin anlamlı birimler halinde doğrudan alınması değil; bilgi birimleri
arasında bağ kurarak kişinin kendisi için bilgiyi anlamlı hale getirmesidir. Nesneden öğrenme te-
meline dayanan müze eğitiminde öğrenci, duyuları aracılığıyla nesneye temas eder, onu yakından
gözlemler, elle yoklar ve böylelikle duyular aracılığıyla somuttan soyuta, bilinenden bilinmeyene,
gözlemden genellemeye ulaşarak düşünme sürecini geliştirir. Müzeler, gerçek nesneler içermesi
nedeniyle kişiye yeni yorumlar yaparak kendi anlamını üretme olanağı sağlar.
A) Kendisine farklı ve yeni öğrenme imkân-
lanı kazandırabilen kişiler, bilgiyi daha
hızlı hazmederek yaşantısına yansıtır.
B) Kişinin çeşitli yollarla elde ettiği bilgileri,
bilgi birimleri arasında ilgi kurarak anlamlı
hale dönüştürme süreci öğrenmeyi ger-
çekçi kılar.
A
R
G
C) Öğrenme sürecinde aktif olmayan, öğren-
dikleri üzerinde kafa yormayan kişilerin y
çağdaş bir öğrenme sürecine dahil olma- A
si mümkün değildir.
D) Somut ve gerçekçi bir öğrenmeden bah-
sedebilmek için kişinin nesnelere dokun- A
ması, onları yakından gözlemlemesi ge-
rekir.
E) Müzeler, öğrenme sürecinde öğrenciye
somut ve gerçekçi bilgiler vererek öğren-
cinin öğrenim sürecine katkıda bulunur
senzers
Paragra
![yılından
ma aşağı-
KPSS-LİSANS
nebilir?
14. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söyle-
mi sözcüklerle sü
lan yerine daha az bili-
km
6
Binbir Gece Masalları, kendi dónemle-
Goethe, şiiri dünya çapında bir edebi tür olarak
tammlamıştır.
Casanlar, yoğun uğraşları arasında edebiyata va
kit ayırmakta zorlanır.
D) Günümüzde insanlar, farklı disiplinlerle ilgilen-
mekten keyif alır.
Klasik eserlerin yerini günümüzde popüler ürün-
ler airmstir.
e farklı anlamlar bulma çaba-
hen anlamı yerine bulunan yeni an-
lemek
arcığında yer alan sözcükleri özgün
mlarda kullanmak
13-15. SORULARI AŞAĞIDA VERİLEN
PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
N
E
1
Edebi türler: doğar, gelişir, ölür ve ölenlerden geriye
İlyada ve Binbir Gece Masalları gibi zamanla klasik-
leşenler kalır. Her çağın da kendi klasiklerini belirle-
mek için özellikle öne çıkardığı edebî türler vardır.
Örneğin Goethe'nin "insanlığın evrensel mülkü" de-
diği şiir artık her kıtada geri çekilmiştir. Günümüzde;
isyanın, umudun ve aşkın edebiyatını temsil eden
şiirin yerini alan roman, yüzlerce sayfayı bulan hac-
mine rağmen boş zamanı gittikçe azalan insanların
hayatında daha çok kabul görmüştür. Bunun başlıca
nedeni; romanın tanımlanamayan sınırlarının ken-
dinden önceki bütün edebiyat türlerini hatta felsefe,
psikoloji, tarih, sosyoloji gibi farklı alanları içerme gü-
cüdür. Ayrıca metinler arasılık, türler arasılık ve baş-
ka olanaklar da romanın esneyip zenginleşmesini
sağlayan araçlardır. Dünyanın bütün söz üretimleri
romanın içine doğru akarken roman da genleşip coğ-
rafi ve kültürel düzlemde bütün dünyaya yayılır. Her
tür anlatı ve söylem, kara deliğe benzeyen romanın
içine çekilip yoğrulur.
16
nilan
yeni bir
şansı verir. (
bir noktada gerçe
ma süreçlerinde bu
Bu parçada numaralant
dakilerden hangisi söylene
1. cümlede, gerçeklik
nimin göreceli oldu
B) II. cümlede, yaz
feli olduğunu
muştur.
C) III. cüm
leme
alkonular geri
dakilerin hangisine ulaşılamaz?
D) Farklı di
mini genişletir.
E) Klasikler edebiyat alanına
ağmen varlığını sürdürü
2](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215120359962215-2359976.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceleryılından
ma aşağı-
KPSS-LİSANS
nebilir?
14. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söyle-
mi sözcüklerle sü
lan yerine daha az bili-
km
6
Binbir Gece Masalları, kendi dónemle-
Goethe, şiiri dünya çapında bir edebi tür olarak
tammlamıştır.
Casanlar, yoğun uğraşları arasında edebiyata va
kit ayırmakta zorlanır.
D) Günümüzde insanlar, farklı disiplinlerle ilgilen-
mekten keyif alır.
Klasik eserlerin yerini günümüzde popüler ürün-
ler airmstir.
e farklı anlamlar bulma çaba-
hen anlamı yerine bulunan yeni an-
lemek
arcığında yer alan sözcükleri özgün
mlarda kullanmak
13-15. SORULARI AŞAĞIDA VERİLEN
PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
N
E
1
Edebi türler: doğar, gelişir, ölür ve ölenlerden geriye
İlyada ve Binbir Gece Masalları gibi zamanla klasik-
leşenler kalır. Her çağın da kendi klasiklerini belirle-
mek için özellikle öne çıkardığı edebî türler vardır.
Örneğin Goethe'nin "insanlığın evrensel mülkü" de-
diği şiir artık her kıtada geri çekilmiştir. Günümüzde;
isyanın, umudun ve aşkın edebiyatını temsil eden
şiirin yerini alan roman, yüzlerce sayfayı bulan hac-
mine rağmen boş zamanı gittikçe azalan insanların
hayatında daha çok kabul görmüştür. Bunun başlıca
nedeni; romanın tanımlanamayan sınırlarının ken-
dinden önceki bütün edebiyat türlerini hatta felsefe,
psikoloji, tarih, sosyoloji gibi farklı alanları içerme gü-
cüdür. Ayrıca metinler arasılık, türler arasılık ve baş-
ka olanaklar da romanın esneyip zenginleşmesini
sağlayan araçlardır. Dünyanın bütün söz üretimleri
romanın içine doğru akarken roman da genleşip coğ-
rafi ve kültürel düzlemde bütün dünyaya yayılır. Her
tür anlatı ve söylem, kara deliğe benzeyen romanın
içine çekilip yoğrulur.
16
nilan
yeni bir
şansı verir. (
bir noktada gerçe
ma süreçlerinde bu
Bu parçada numaralant
dakilerden hangisi söylene
1. cümlede, gerçeklik
nimin göreceli oldu
B) II. cümlede, yaz
feli olduğunu
muştur.
C) III. cüm
leme
alkonular geri
dakilerin hangisine ulaşılamaz?
D) Farklı di
mini genişletir.
E) Klasikler edebiyat alanına
ağmen varlığını sürdürü
2
![TYT 02
Soft
İster kâğıt üstünde olsun ister ağızdan, benim sevdiğim
konuşma; düpedüz, içten gelen, lezzetli. siirli sıkı ve kısa
kesen bir konuşmadır. Güç olsun zararı yok ama sıkıcı
olmasin, susten, özentiden kaçsın, düzensiz, gelişigüzel
ve korkmadan yurusun. Dinleyen. her yediği lokmayı
tadarak yesin. Konusma Sueton'un, Julius Caesar'ın
konuşması için dediği gibi, askerce olsun ama ukalaca,
avukatça, vaizce olmasın.
Bu parçada düşüncelerini dile getiren kisi.
1.
Erdal Bey, geçen gün internette gördüğü bir
konuşmadan çok etkilenmiş jest ve mimiklerini
gradaki konuşmacı gibi kontrol ederse aynı şekilde
insanları etkileyebileceğini düşünmüştür.
AAA
II. Merve Hanım'ın konuşmasındaki her cümle, not
alımıp üzerinde düşünülecek türdendi.
Ill. Haluk Bey'in konuşması sırasında kurduğu
cümlelerde öğreticiliğe damerhangi bir iz yoktu,
dinleyicilerin de en çok hoşuna giden bu olmalıydı.
CH
PENUL
IV. Süleyman Bey, kurduğu devrik cümlelerle şiirsel bir
anlatım yakalamıştı.
SADEUT
Erdal Bey
C) Haluk Bey
cümlelerinde konuşma özellikleri hakkında bilgi
verilen kişilerin hangisinden olumlu anlamda
etkilenmez?
V. Yasemin Hanım, derinliği olan cümleler kuruyor fakat
sözü de uzatmıyordu. Dinlediğim en kısa soluklu
konuşma onunkisiydi.
22. Çağlar öte
gürül çağı
sufi bir şa
şairlik yö
söz usta
B) Merve Hanım
200
D) Süleyman Bey
E) Yasemin Hanım
öylesine
yönü öz
Leinolmanı
Orhun
1007
peakan
Aşağ
vurg
polimal
A)
B)
2](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215152828358515-619518.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT 02
Soft
İster kâğıt üstünde olsun ister ağızdan, benim sevdiğim
konuşma; düpedüz, içten gelen, lezzetli. siirli sıkı ve kısa
kesen bir konuşmadır. Güç olsun zararı yok ama sıkıcı
olmasin, susten, özentiden kaçsın, düzensiz, gelişigüzel
ve korkmadan yurusun. Dinleyen. her yediği lokmayı
tadarak yesin. Konusma Sueton'un, Julius Caesar'ın
konuşması için dediği gibi, askerce olsun ama ukalaca,
avukatça, vaizce olmasın.
Bu parçada düşüncelerini dile getiren kisi.
1.
Erdal Bey, geçen gün internette gördüğü bir
konuşmadan çok etkilenmiş jest ve mimiklerini
gradaki konuşmacı gibi kontrol ederse aynı şekilde
insanları etkileyebileceğini düşünmüştür.
AAA
II. Merve Hanım'ın konuşmasındaki her cümle, not
alımıp üzerinde düşünülecek türdendi.
Ill. Haluk Bey'in konuşması sırasında kurduğu
cümlelerde öğreticiliğe damerhangi bir iz yoktu,
dinleyicilerin de en çok hoşuna giden bu olmalıydı.
CH
PENUL
IV. Süleyman Bey, kurduğu devrik cümlelerle şiirsel bir
anlatım yakalamıştı.
SADEUT
Erdal Bey
C) Haluk Bey
cümlelerinde konuşma özellikleri hakkında bilgi
verilen kişilerin hangisinden olumlu anlamda
etkilenmez?
V. Yasemin Hanım, derinliği olan cümleler kuruyor fakat
sözü de uzatmıyordu. Dinlediğim en kısa soluklu
konuşma onunkisiydi.
22. Çağlar öte
gürül çağı
sufi bir şa
şairlik yö
söz usta
B) Merve Hanım
200
D) Süleyman Bey
E) Yasemin Hanım
öylesine
yönü öz
Leinolmanı
Orhun
1007
peakan
Aşağ
vurg
polimal
A)
B)
2
![A
1
N
A
F
2. Etik, insan davranışlarına ilişkin eylemlerin
doğru-yanlış, iyi-kötü olmasına dair değerler- Y
le uğraşan; bunun yanında bireyin hayatını
şekillendiren, somut bir ahlaki hayatı ele alıp L
tartışan bir disiplindir. Etik, bu özelliğiyle aynı
zamanda evrensel olup bireyin hayatında bü-
tünüyle kurucu ve etkin bir alana sahiptir. İn-
san hayatında rehber olma özelliğine de sahip
olan etik; temelde ne yapmak, nasıl davran-
mak, neyin peşine düşmek gerektiği gibi ah-
laki problemleri irdeler. İrdelediği problemlere
yönelik birtakım değerler öne sürmekle kalma-
yıp değerleri yeni baştan tanımlar ve ilkelerle
tutarlı bir şekilde temellendirmeye çalışır.
Bu parçadan etik ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi çıkarılamaz?
A) İleri sürdüğü ahlaki değerlerle ilgili tanım-
lamaya gittiği
B) İnsan yaşamına yön verip rehberlik yaptığı
C) Ahlaki problemleri araştırıp sorguladığı
D) Bireyin toplum içindeki yerini ulusal çizgi-
de ele aldığı
E) İnsan davranışları üzerinde yoğunlaştığı](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215122127163104-3505204.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerA
1
N
A
F
2. Etik, insan davranışlarına ilişkin eylemlerin
doğru-yanlış, iyi-kötü olmasına dair değerler- Y
le uğraşan; bunun yanında bireyin hayatını
şekillendiren, somut bir ahlaki hayatı ele alıp L
tartışan bir disiplindir. Etik, bu özelliğiyle aynı
zamanda evrensel olup bireyin hayatında bü-
tünüyle kurucu ve etkin bir alana sahiptir. İn-
san hayatında rehber olma özelliğine de sahip
olan etik; temelde ne yapmak, nasıl davran-
mak, neyin peşine düşmek gerektiği gibi ah-
laki problemleri irdeler. İrdelediği problemlere
yönelik birtakım değerler öne sürmekle kalma-
yıp değerleri yeni baştan tanımlar ve ilkelerle
tutarlı bir şekilde temellendirmeye çalışır.
Bu parçadan etik ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi çıkarılamaz?
A) İleri sürdüğü ahlaki değerlerle ilgili tanım-
lamaya gittiği
B) İnsan yaşamına yön verip rehberlik yaptığı
C) Ahlaki problemleri araştırıp sorguladığı
D) Bireyin toplum içindeki yerini ulusal çizgi-
de ele aldığı
E) İnsan davranışları üzerinde yoğunlaştığı
![la
17. (1) Eski Türkçede "yula", Osmanlıcada "çerağ" denen
kandil sözcüğü; Latince parlamak, ışıldamak anlamına
gelen "candela"dan geliyor. (II) Kandillerde, bal mumu
ve hayvansal yağdan yapılmış mumlar kullanılırdı.
(III) Bizans Dönemi'nde mumhaneler çoğalınca kandil
kullanımı yaygınlaştı. (IV) Türklerde de kandiller
yaygındı. (V) Özellikle camileri ve kamu yapılarını
aydınlatmada kandillerden yararlanılırdı. (VI) Cam
şişeler içine konan kandillerin çok kollu ve zincirle
asılanlarına, Farçada "asılan" anlamına gelen "avize"
denmişti. (VII) Tanzimat'tan sonra, sokakların
aydınlatılması uygarlığın bir gereği sayılıyordu ve
sokakların aydınlatılması için dükkânlara kandil
asılması zorunluluk hâline gelmişti.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
1. cümlede, kandil sözcüğünün kökeni ile ilgili bilgi
verilmiştir.
B II. cümlede, mumların yapıldığı malzeme
belirtilmiştir.
V. cümlede, kandillerin kullanıldığı yerlerden söz
edilmiştir.
D) VI. cümlede, kandil sözcüğü ile aynı anlama gelen
bir sözcükten söz edilmiştir.
E) VII. cümlede, iki yargı sebep-sonuç ilişkisi ile
birbirine bağlanmıştır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215150421926854-501736.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerla
17. (1) Eski Türkçede "yula", Osmanlıcada "çerağ" denen
kandil sözcüğü; Latince parlamak, ışıldamak anlamına
gelen "candela"dan geliyor. (II) Kandillerde, bal mumu
ve hayvansal yağdan yapılmış mumlar kullanılırdı.
(III) Bizans Dönemi'nde mumhaneler çoğalınca kandil
kullanımı yaygınlaştı. (IV) Türklerde de kandiller
yaygındı. (V) Özellikle camileri ve kamu yapılarını
aydınlatmada kandillerden yararlanılırdı. (VI) Cam
şişeler içine konan kandillerin çok kollu ve zincirle
asılanlarına, Farçada "asılan" anlamına gelen "avize"
denmişti. (VII) Tanzimat'tan sonra, sokakların
aydınlatılması uygarlığın bir gereği sayılıyordu ve
sokakların aydınlatılması için dükkânlara kandil
asılması zorunluluk hâline gelmişti.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
1. cümlede, kandil sözcüğünün kökeni ile ilgili bilgi
verilmiştir.
B II. cümlede, mumların yapıldığı malzeme
belirtilmiştir.
V. cümlede, kandillerin kullanıldığı yerlerden söz
edilmiştir.
D) VI. cümlede, kandil sözcüğü ile aynı anlama gelen
bir sözcükten söz edilmiştir.
E) VII. cümlede, iki yargı sebep-sonuç ilişkisi ile
birbirine bağlanmıştır.
![TYT/ Türkçe
38-39. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
O, öykünün bitmiş bir tür olmadığını savunurdu. Ona
göre öyküler ne tamamlanmışlık duygusu hissettirmeli
ne de bir ders vermeye çalışmalıydı. O, daha çok
"hayattan bir dilim" olarak sunuyordu öykülerini. Sanki
karşı apartmanda perdeler açılmış da biz o dairede
yaşayanların hikâyesine bir anlığına tanık oluyoruz gibi.
Öyküleri hayattan sahneler olarak görüyordu ve belki
büyük bir tiyatro yazarı olmasında anlatıyı anlık
sahneler olarak görmesinin rolü vardı. Ona göre
öyküler hayatın içinden tanıklıklar sunmalıydı. Herkesin
öyküsüne aynı titizlikle ve yüksek gözlem gücüyle
bakan bir yazardı. Zenginler, ünlüler, soylular yok onun
öykülerinde; bunun yerine sıradan insanın en sıradan
hâlini samimiyetle anlatmayı seçiyordu. Cilveli, esprili
ama karanlık hayatları gizlemeyen öyküler yazdı
sanatçı.
Hsv #C
4116-11 10
39. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İçten bir anlatıma sahip olduğu
B) Öykülerinde tiyatro türünün olanaklarından
yararlandığı
C) Nükteli bir dil kullandığı
LD Anlattığı olayları belirli bir sona bağlamadığı
E) Öğreticilik kaygısı taşımadığı
spricemaplok
breeman th
sbr12515
obriesmigazgebnians peldisa
20162](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215142401562078-4737044.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT/ Türkçe
38-39. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
O, öykünün bitmiş bir tür olmadığını savunurdu. Ona
göre öyküler ne tamamlanmışlık duygusu hissettirmeli
ne de bir ders vermeye çalışmalıydı. O, daha çok
"hayattan bir dilim" olarak sunuyordu öykülerini. Sanki
karşı apartmanda perdeler açılmış da biz o dairede
yaşayanların hikâyesine bir anlığına tanık oluyoruz gibi.
Öyküleri hayattan sahneler olarak görüyordu ve belki
büyük bir tiyatro yazarı olmasında anlatıyı anlık
sahneler olarak görmesinin rolü vardı. Ona göre
öyküler hayatın içinden tanıklıklar sunmalıydı. Herkesin
öyküsüne aynı titizlikle ve yüksek gözlem gücüyle
bakan bir yazardı. Zenginler, ünlüler, soylular yok onun
öykülerinde; bunun yerine sıradan insanın en sıradan
hâlini samimiyetle anlatmayı seçiyordu. Cilveli, esprili
ama karanlık hayatları gizlemeyen öyküler yazdı
sanatçı.
Hsv #C
4116-11 10
39. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İçten bir anlatıma sahip olduğu
B) Öykülerinde tiyatro türünün olanaklarından
yararlandığı
C) Nükteli bir dil kullandığı
LD Anlattığı olayları belirli bir sona bağlamadığı
E) Öğreticilik kaygısı taşımadığı
spricemaplok
breeman th
sbr12515
obriesmigazgebnians peldisa
20162
![TYT/Türkçe
Hava Kirliliği Solunum Yolu Mikroplarımızı Etkiliyor
Hava kirliliğinin kalp hastalığı ve felç gibi sağlık sorunları
gösterilmişti. Ancak bu bağlantının neye dayandığı tam
yaşama riskini artırdığı pek çok araştırma tarafından
olarak bilinmiyordu. Italya'daki Milan Üniversitesinden
araştırmak amacıyla Milano ve yakınında yaşayan 40
Jacopo Mariani ve ekibi bunun nedenlerinden birini
kişinin burun içinden örnek alarak hava kirliliğinin
solunum yolundaki yararlı bakteri türlerini etkileyip
etkilemediğini anlamaya çalıştı. Daha sonra bakteri
kompozisyonunu kişilerin yaşadıkları yerlerin
yakınındaki izleme istasyonlarında ölçülen hava kirliliği
düzeyleriyle karşılaştırdı. Sonuçta havanın daha kirli
olduğu belirlenen yerlerdeki bireylerin burunlarından
alınan örneklerdeki bakteri çeşitliliği daha düşük çıktı.
Bu durumun bazı rahatsızlıkları tetikleyen etmenlerden
biri olduğu ispat edilmiş oldu.
Bir makaleden alınan bu yazıyla ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A Toplumun genelini ilgilendiren güncel bir gelişmeden
söz edilmektedir.
5.
B) Sağlıkla ilgili yapılan yeni çalışmaların toplum
üzerindeki etkileri açıklanmaktadır.
Kanıtlanabilir bilgilerden yararlanarak bir durumla
ilgili olası gelişmeler üzerinde durulmaktadır.
7. Y
D) Somut veriler yardımıyla bir sorunun nasıl oluştuğu
aydınlatılmaktadır.
E) Bir araştırmaya dayanılarak toplumsal duyarlılık
oluşturma amaçlanmaktadır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215142253076827-4737044.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT/Türkçe
Hava Kirliliği Solunum Yolu Mikroplarımızı Etkiliyor
Hava kirliliğinin kalp hastalığı ve felç gibi sağlık sorunları
gösterilmişti. Ancak bu bağlantının neye dayandığı tam
yaşama riskini artırdığı pek çok araştırma tarafından
olarak bilinmiyordu. Italya'daki Milan Üniversitesinden
araştırmak amacıyla Milano ve yakınında yaşayan 40
Jacopo Mariani ve ekibi bunun nedenlerinden birini
kişinin burun içinden örnek alarak hava kirliliğinin
solunum yolundaki yararlı bakteri türlerini etkileyip
etkilemediğini anlamaya çalıştı. Daha sonra bakteri
kompozisyonunu kişilerin yaşadıkları yerlerin
yakınındaki izleme istasyonlarında ölçülen hava kirliliği
düzeyleriyle karşılaştırdı. Sonuçta havanın daha kirli
olduğu belirlenen yerlerdeki bireylerin burunlarından
alınan örneklerdeki bakteri çeşitliliği daha düşük çıktı.
Bu durumun bazı rahatsızlıkları tetikleyen etmenlerden
biri olduğu ispat edilmiş oldu.
Bir makaleden alınan bu yazıyla ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A Toplumun genelini ilgilendiren güncel bir gelişmeden
söz edilmektedir.
5.
B) Sağlıkla ilgili yapılan yeni çalışmaların toplum
üzerindeki etkileri açıklanmaktadır.
Kanıtlanabilir bilgilerden yararlanarak bir durumla
ilgili olası gelişmeler üzerinde durulmaktadır.
7. Y
D) Somut veriler yardımıyla bir sorunun nasıl oluştuğu
aydınlatılmaktadır.
E) Bir araştırmaya dayanılarak toplumsal duyarlılık
oluşturma amaçlanmaktadır.
![al medya
şki bulun-
iletişimin
oyumunu
ile yapı-
igilanan
muştur.
n sosyal
payla-
a göre,
gerçek
minin
işiler-
cinde
inda
byu-
rica
IŞI-
ığı
bi
BTS 5
7. 1912'de kurulan Genç Kalemler dergisi Ömer Seyfettin ve
Ali Canip öncülüğünde halkçı, milliyetçi bir anlayışla çıkar.
Zamanın diğer edebi yaklaşımlarını eleştiren Türkçüler,
Batılı şiir anlayışı ile Türk halk şiiri geleneği ile birleştirmeye
çalışırlar. Milli bir dil kullanılmasını, İstanbul Türkçesinin
örnek alınmasını istemektedirler. Edebiyatta da millî vasıf-
lar olması gerektiğini ifade ederler. "Milli edebiyat" deyimini
kullanarak yaklaşımlarını özetlerler. Dilde sadeleşme istek-
leriyle birlikte, millî ölçü adını verdikleri hece ölçüsünün
şiirde temel ölçü olması gerektiğini söylerler. Daha sonra
gruba katılan Ziya Gökalp ise kuramcı yanıyla bu milliyetçi
yaklaşımları daha sistemli biçimde ifade eder.
Bu parçada,
1. Millî edebiyat akımının öncüleri kimlerdir?
M. Türkçü sanatçılar nasıl bir şiir anlayışı önermiştir?
III. Genç Kalemler dergisinin dile getirdiği ilkeler nelerdir?
IV Genç Kalemler grubuna daha sonradan katılanlar ol-
muş mudur?
V. Millî edebiyat anlayışının dile getirildiği türler nelerdir?
yukarıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
yoktur
A) I.
B) II. C) III. D) IV. E) V](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215142539437702-4162050.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceleral medya
şki bulun-
iletişimin
oyumunu
ile yapı-
igilanan
muştur.
n sosyal
payla-
a göre,
gerçek
minin
işiler-
cinde
inda
byu-
rica
IŞI-
ığı
bi
BTS 5
7. 1912'de kurulan Genç Kalemler dergisi Ömer Seyfettin ve
Ali Canip öncülüğünde halkçı, milliyetçi bir anlayışla çıkar.
Zamanın diğer edebi yaklaşımlarını eleştiren Türkçüler,
Batılı şiir anlayışı ile Türk halk şiiri geleneği ile birleştirmeye
çalışırlar. Milli bir dil kullanılmasını, İstanbul Türkçesinin
örnek alınmasını istemektedirler. Edebiyatta da millî vasıf-
lar olması gerektiğini ifade ederler. "Milli edebiyat" deyimini
kullanarak yaklaşımlarını özetlerler. Dilde sadeleşme istek-
leriyle birlikte, millî ölçü adını verdikleri hece ölçüsünün
şiirde temel ölçü olması gerektiğini söylerler. Daha sonra
gruba katılan Ziya Gökalp ise kuramcı yanıyla bu milliyetçi
yaklaşımları daha sistemli biçimde ifade eder.
Bu parçada,
1. Millî edebiyat akımının öncüleri kimlerdir?
M. Türkçü sanatçılar nasıl bir şiir anlayışı önermiştir?
III. Genç Kalemler dergisinin dile getirdiği ilkeler nelerdir?
IV Genç Kalemler grubuna daha sonradan katılanlar ol-
muş mudur?
V. Millî edebiyat anlayışının dile getirildiği türler nelerdir?
yukarıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
yoktur
A) I.
B) II. C) III. D) IV. E) V