Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Evrende milyarlarca galaksi var olup her galaksinin de
milyarlarca yıldızı vardır ve bu da yaklaşık on milyar tril-
yon yıldızın evrende var olduğu anlamına geliyor, tabii
bu hesaplamalar da tek bir evrenin var olduğu varsayı-
mına dayalı sonuçlar.
Bu cümleden, aşağıdaki yargılardan hangisine kesin
olarak varılabilir?
A) Uzay boşluğu tek bir evrenden oluşmaktadır.
B) Uzayda başka evrenler de vardır.
V
C) Evrendeki galaksi ve yıldız sayıları ile ilgili bilgiler
tahminidir.
D) Evrendeki galaksi ve yıldız sayısı hiçbir zaman tam
olarak bilinemeyecek kadar çoktur.
E) Henüz ilişki kurmuş olamasak da evrende başka ya-
şam biçimlerinin olduğu kesindir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Evrende milyarlarca galaksi var olup her galaksinin de milyarlarca yıldızı vardır ve bu da yaklaşık on milyar tril- yon yıldızın evrende var olduğu anlamına geliyor, tabii bu hesaplamalar da tek bir evrenin var olduğu varsayı- mına dayalı sonuçlar. Bu cümleden, aşağıdaki yargılardan hangisine kesin olarak varılabilir? A) Uzay boşluğu tek bir evrenden oluşmaktadır. B) Uzayda başka evrenler de vardır. V C) Evrendeki galaksi ve yıldız sayıları ile ilgili bilgiler tahminidir. D) Evrendeki galaksi ve yıldız sayısı hiçbir zaman tam olarak bilinemeyecek kadar çoktur. E) Henüz ilişki kurmuş olamasak da evrende başka ya- şam biçimlerinin olduğu kesindir.
nçler
gün,
rdik-
rkaç
dan
?
SUPER
3. Matt Haig insanlık hâlleriyle, onun aydınlık ve karanlığıyla
empati kuruyor; mükemmel anlatılarını inşa etmek için renk
paletinin tamamını kullanıyor.
Bu cümlede geçen "renk paletinin tamamını kullanmak"
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayatı bir bütün olarak ele almak
B) Canli tasvirler kullanmak
C) Görselliğe önem vermek
D) Yaşananları nesnel bir şekilde anlatmak
E) Anlatımda sanatlara sıklıkla başvurmak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
nçler gün, rdik- rkaç dan ? SUPER 3. Matt Haig insanlık hâlleriyle, onun aydınlık ve karanlığıyla empati kuruyor; mükemmel anlatılarını inşa etmek için renk paletinin tamamını kullanıyor. Bu cümlede geçen "renk paletinin tamamını kullanmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatı bir bütün olarak ele almak B) Canli tasvirler kullanmak C) Görselliğe önem vermek D) Yaşananları nesnel bir şekilde anlatmak E) Anlatımda sanatlara sıklıkla başvurmak
www
33-35 sorular apagidaki parçaya göre
cevaplayanis
Tarih del eseriere au agora verin bir ar
De pokusal bilincin uyandiği veya ulusal bimgin
kumaya pag dönemlerde yazilan tarihi tiyatro
lar de bu durumu yanaitan eserlerden biridir. Ancak
larth tiyatroda, konu gepmiplan alinip bir şekilde geç
my deperienduise de asil dert bugünü anlatmak oldu
Du için bugün yok sayilmaz Aniatios, tarih aracili@yla
mansup olduğu toplumun çelişkilerint, değişmeyen
veya değiptirilemeyen yönlerini, sorunların iyi ve güzel
yerlerini anlatır. Böylelikde bu eserler toplumun buna-
m dönemlerden pikmasına yardım eder, geçiş do
nemlerini kolaylaştırır. Ose yandan kolay yazıldıklan ve
okundukan düşünülerek bu eserlerde tarih bilgisinin
sanal kaygisinin önüne geçtiği şeklinde yanlış bir kanı
oluşmuştur. Bu kani, tariht slyatroların gelişmesini on-
gellediği gibi tariht maceralan sanala tercih eden belli
bir kitlenin ilgi duyduğu metinler olarak kalmalarına da
yol açm
33. Bu parçada tarihi tiyatro eserleriyle ligill aşa-
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A Tarin ile edebiyat ilişkisinin bir uzantısı oldu-
guna
BY Belirli dönemlerde ön plana çıktığına
CYToplumsal kıntıların aşılmasına önemil katki
sağladigma
Geçmişsinda bugünün peşinde olduğuna
Sanata ilgi duymayanian bile edebiyata yön-
lendirdiğine
34. Bul
den
A
BT
Cr
for
2
35.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
www 33-35 sorular apagidaki parçaya göre cevaplayanis Tarih del eseriere au agora verin bir ar De pokusal bilincin uyandiği veya ulusal bimgin kumaya pag dönemlerde yazilan tarihi tiyatro lar de bu durumu yanaitan eserlerden biridir. Ancak larth tiyatroda, konu gepmiplan alinip bir şekilde geç my deperienduise de asil dert bugünü anlatmak oldu Du için bugün yok sayilmaz Aniatios, tarih aracili@yla mansup olduğu toplumun çelişkilerint, değişmeyen veya değiptirilemeyen yönlerini, sorunların iyi ve güzel yerlerini anlatır. Böylelikde bu eserler toplumun buna- m dönemlerden pikmasına yardım eder, geçiş do nemlerini kolaylaştırır. Ose yandan kolay yazıldıklan ve okundukan düşünülerek bu eserlerde tarih bilgisinin sanal kaygisinin önüne geçtiği şeklinde yanlış bir kanı oluşmuştur. Bu kani, tariht slyatroların gelişmesini on- gellediği gibi tariht maceralan sanala tercih eden belli bir kitlenin ilgi duyduğu metinler olarak kalmalarına da yol açm 33. Bu parçada tarihi tiyatro eserleriyle ligill aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Tarin ile edebiyat ilişkisinin bir uzantısı oldu- guna BY Belirli dönemlerde ön plana çıktığına CYToplumsal kıntıların aşılmasına önemil katki sağladigma Geçmişsinda bugünün peşinde olduğuna Sanata ilgi duymayanian bile edebiyata yön- lendirdiğine 34. Bul den A BT Cr for 2 35.
5. (1) "Ince Memed", Nobel Ödülü'ne aday gösterilen
ilk Türk edebiyatçısı Yaşar Kemal'in 1955'te yazdığı,
sonraki yıllarda devamını kaleme aldığı ilk romanıdır.
(II) Yaşar Kemal bu romanla Varlık Roman Armağanı'nı
kazanmıştır. (III) O dönem Cumhuriyet gazetesinde
tefrika edilen dört ciltlik yapıt, yaklaşık kırk dile çevril-
miştir. (IV) Romandaki olaylar Cumhuriyet'in ilk yıllarında
geçiyor. (V) Anadolu halkının geri kalmışlığı, cahil bıra-
kılmışlığı, köy hayatının sefaleti ve ağaların tüm yöreye
tamamen hâkim olmasına karşı bir isyan öyküsü, çarpıcı
bir dille ve usta betimlemelerle anlatılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi kanıt-
lanabilirlik açısından farklı bir yargıdır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
7.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. (1) "Ince Memed", Nobel Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk edebiyatçısı Yaşar Kemal'in 1955'te yazdığı, sonraki yıllarda devamını kaleme aldığı ilk romanıdır. (II) Yaşar Kemal bu romanla Varlık Roman Armağanı'nı kazanmıştır. (III) O dönem Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen dört ciltlik yapıt, yaklaşık kırk dile çevril- miştir. (IV) Romandaki olaylar Cumhuriyet'in ilk yıllarında geçiyor. (V) Anadolu halkının geri kalmışlığı, cahil bıra- kılmışlığı, köy hayatının sefaleti ve ağaların tüm yöreye tamamen hâkim olmasına karşı bir isyan öyküsü, çarpıcı bir dille ve usta betimlemelerle anlatılıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi kanıt- lanabilirlik açısından farklı bir yargıdır? A) I B) II C) III D) IV E) V 7.
27. Başarıya ulaşma yolunda senin ilk büyük düşmanın tembelliktir. Burada sana tembelliği tarif edecek değilim. Onu sen, ben,
hepimiz az çok tanırız. Zira öteden beri denilegeldiği gibi "İnsan tembel bir varlıktır." Yalnız ben sana şunu söyleyeceğim
ki ----. Bilakis eski peri hikâyelerindeki kahramanlar gibi şekilden şekle girerek ve binbir hile kullanarak alt etmeye çalışan
bir korkaktır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) gittiğin bu yolda birçok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır
B) tembellik insan karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir
C) tembelliğin bir adı gevşeklik, bir adı uyuşukluk, bir adı da keyfine düşkünlüktür
D) başarının bir diğer tehlikeli düşmanı da kötü arkadaştır
E) seni yolundan çevirecek birçok tehlikeyle mücadele etmek zorundasın
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27. Başarıya ulaşma yolunda senin ilk büyük düşmanın tembelliktir. Burada sana tembelliği tarif edecek değilim. Onu sen, ben, hepimiz az çok tanırız. Zira öteden beri denilegeldiği gibi "İnsan tembel bir varlıktır." Yalnız ben sana şunu söyleyeceğim ki ----. Bilakis eski peri hikâyelerindeki kahramanlar gibi şekilden şekle girerek ve binbir hile kullanarak alt etmeye çalışan bir korkaktır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) gittiğin bu yolda birçok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır B) tembellik insan karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir C) tembelliğin bir adı gevşeklik, bir adı uyuşukluk, bir adı da keyfine düşkünlüktür D) başarının bir diğer tehlikeli düşmanı da kötü arkadaştır E) seni yolundan çevirecek birçok tehlikeyle mücadele etmek zorundasın
alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan daha
yabani, daha karanlık!
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Benzetme
C) Sayıp dökme
B) Karşılaştırma
D) Öyküleme
E) Betimleme
18. Mitoloji dünyası anlamla doludur. Tanrılar, ölümsüz
anlam taşıyıcılarından başka bir şey değildir. Dünyaya
mana verir, onu insanlar için anlamlı kılarlar. Şeyler ve
olaylar arasındaki bağıntıyı anlatır. Anlatılan bağıntı,
anlamı kurar. Anlatı, hiçbir şeyden yola çıkıp dünyayı
kurar. Tanrılarla dolu demek; anlamla, anlatıyla dolu
demektir. Dünya bir resim gibi okunabilir.. Sağlam
bir şekilde bir araya getirilmiş bir düzende her şeyin bir
yeri, yani anlamı vardır. Herhangi bir şey olması gere-
ken yerden uzaklaşırsa tekrar oraya yerleştirilir. Zaman
onu düzeltir. Zaman düzendir. Zaman adalettir. Bir insan
şeylerin yerini kendi başına değiştirdiğinde suç işlemiş
olur. Zaman bu suçun kefaretini ödetir. Böylece ebedî
düzeni tekrar tesis eder.
----
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
gişi getirilebilir?
A) Resmin bütününü görmek dünyayı anlamaya yete-
cek bilgiyi ancak sağlayacaktır
B)Bu resimdeki parçalar her zaman birbiriyle bütünlük
oluşturmayacaktır
BESTYT
CO resinin bir orasına bir burasına bakmakondakian-
lamı, onun anlamk düzenini görmeye yetecektir
D) Bu resim bize dünya ile ilgili her şeyi göstermeye yet-
meyecektir
E) Ancak bu resme bakmak onu antamaya yetmeyebilir
bes
7
20.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
alanlardır bunlar. Karanlık bir ormandan daha yabani, daha karanlık! Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme C) Sayıp dökme B) Karşılaştırma D) Öyküleme E) Betimleme 18. Mitoloji dünyası anlamla doludur. Tanrılar, ölümsüz anlam taşıyıcılarından başka bir şey değildir. Dünyaya mana verir, onu insanlar için anlamlı kılarlar. Şeyler ve olaylar arasındaki bağıntıyı anlatır. Anlatılan bağıntı, anlamı kurar. Anlatı, hiçbir şeyden yola çıkıp dünyayı kurar. Tanrılarla dolu demek; anlamla, anlatıyla dolu demektir. Dünya bir resim gibi okunabilir.. Sağlam bir şekilde bir araya getirilmiş bir düzende her şeyin bir yeri, yani anlamı vardır. Herhangi bir şey olması gere- ken yerden uzaklaşırsa tekrar oraya yerleştirilir. Zaman onu düzeltir. Zaman düzendir. Zaman adalettir. Bir insan şeylerin yerini kendi başına değiştirdiğinde suç işlemiş olur. Zaman bu suçun kefaretini ödetir. Böylece ebedî düzeni tekrar tesis eder. ---- Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gişi getirilebilir? A) Resmin bütününü görmek dünyayı anlamaya yete- cek bilgiyi ancak sağlayacaktır B)Bu resimdeki parçalar her zaman birbiriyle bütünlük oluşturmayacaktır BESTYT CO resinin bir orasına bir burasına bakmakondakian- lamı, onun anlamk düzenini görmeye yetecektir D) Bu resim bize dünya ile ilgili her şeyi göstermeye yet- meyecektir E) Ancak bu resme bakmak onu antamaya yetmeyebilir bes 7 20.
TYT/Türkçe
17. Bu sorunun cevabı, şiirin, romanın ve sonra da kadının
tarihini gözden geçirmekte yatıyor. Çünkü kadın ve er-
kek, romana aynı noktadan başlamıştır. Kadın için top-
lumsal anlamda bir kimlik arama ve var olma sürecinin
başlangıç tarihinin, geniş ölçekte romanın başlangıç ta-
rihiyle örtüştüğü görülür. Erkek de kadın da nesirde aynı
evrelerden geçerek, aynı güçlükleri yaşayarak, aynı ze-
minde yürümüşlerdir. Şiirde öyle midir ya? Kadının, şi-
ir noktasında arkadaki altı asırlık gelenek desteğinden
mahrum kaldığı görülür. Erkek şair, yarışa altı asırlık bir
avansla başlamıştır.
Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söy-
lenmiş olabilir?
A) Kadından romancı olur mu?
B) Şairlerin, kadını bir tema olarak gördükleri doğru mu?
C) Kadın sanatçı, romanda var da şiirde neden yok?
D) Kadınlar, sanatta erkeklerden daha mı başarılıdırlar?
E) Romanlarda kadın kahramanlar niçin daha çok?
4
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 17. Bu sorunun cevabı, şiirin, romanın ve sonra da kadının tarihini gözden geçirmekte yatıyor. Çünkü kadın ve er- kek, romana aynı noktadan başlamıştır. Kadın için top- lumsal anlamda bir kimlik arama ve var olma sürecinin başlangıç tarihinin, geniş ölçekte romanın başlangıç ta- rihiyle örtüştüğü görülür. Erkek de kadın da nesirde aynı evrelerden geçerek, aynı güçlükleri yaşayarak, aynı ze- minde yürümüşlerdir. Şiirde öyle midir ya? Kadının, şi- ir noktasında arkadaki altı asırlık gelenek desteğinden mahrum kaldığı görülür. Erkek şair, yarışa altı asırlık bir avansla başlamıştır. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? A) Kadından romancı olur mu? B) Şairlerin, kadını bir tema olarak gördükleri doğru mu? C) Kadın sanatçı, romanda var da şiirde neden yok? D) Kadınlar, sanatta erkeklerden daha mı başarılıdırlar? E) Romanlarda kadın kahramanlar niçin daha çok? 4
38. Gülten Dayıoğlu, 1935'te Kütahya'nın Emet ilçesinde dünyaya gelen başarılı bir roman ve öykü yazarıdır. Edebiyat
dünyasına olan yolculuğu 1963'te yazdığı Bahçıvanın Oğlu kitabıyla başlamıştır. Çocukların dilinden anlayan başarılı bir
öğretmendi o. Sadece sınıftaki çocukları geliştirmekle kalmadı. Çocuk ve gençlik edebiyatına gönlünü, hayatını vererek
kaleme aldığı yetmiş sekiz kitapla üç kuşağın da öğretmeni oldu. Özenle oluşturduğu eserleri ödüle layık görüldü. Kitapları
yabancı dilllere de çevrilen Gülten Dayıoğlu, bu sayede sadece Türkiye'deki çocukları değil tüm dünya çocuklarını da
kucaklamış oldu.
Bu parçadan hareketle Gülten Dayıoğlu ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Yazdığı kitaplarla evrenselliği yakaladığı
B) Eserlerini çocukluk anılarından hareketle yazdığı
Kitaplarının olay yazısı türünde olduğu
D) Kitaplarının çocuklara ve gençlere hitap ettiği
E Kitaplarıyla eğitmen kimliği kazandığı
**
RIYETI
MİLLİ
**
EĞİT
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
38. Gülten Dayıoğlu, 1935'te Kütahya'nın Emet ilçesinde dünyaya gelen başarılı bir roman ve öykü yazarıdır. Edebiyat dünyasına olan yolculuğu 1963'te yazdığı Bahçıvanın Oğlu kitabıyla başlamıştır. Çocukların dilinden anlayan başarılı bir öğretmendi o. Sadece sınıftaki çocukları geliştirmekle kalmadı. Çocuk ve gençlik edebiyatına gönlünü, hayatını vererek kaleme aldığı yetmiş sekiz kitapla üç kuşağın da öğretmeni oldu. Özenle oluşturduğu eserleri ödüle layık görüldü. Kitapları yabancı dilllere de çevrilen Gülten Dayıoğlu, bu sayede sadece Türkiye'deki çocukları değil tüm dünya çocuklarını da kucaklamış oldu. Bu parçadan hareketle Gülten Dayıoğlu ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Yazdığı kitaplarla evrenselliği yakaladığı B) Eserlerini çocukluk anılarından hareketle yazdığı Kitaplarının olay yazısı türünde olduğu D) Kitaplarının çocuklara ve gençlere hitap ettiği E Kitaplarıyla eğitmen kimliği kazandığı ** RIYETI MİLLİ ** EĞİT
lik-
bir
et-
gö-
na-
er
di-
SI
si-
SI
la
bil-
Eğe
B
31. Geçenlerde ünlü bir mankenimizin on on beş kitabı bir-
den okuduğunu açıkladığını görünce gözlerim fal taşı gi-
bi açıldı. Artık kimse tek bir kitabı alıp baştan sona oku-
duktan sonra bir ötekine başlamıyor. Neredeyse herkes
birkaç kitabı birden okuyor. Profesyonel okurun durumu
elbette farklıdır. Bir araştırma yaparken, belli bir konuda
kitap hazırlarken pek çok metni bir arada okumak zorun-
da kalabilir insan. Oysa okur, her şeyden önce okurdur.
Keyif almadığı bir kitabı okumak zorunda bırakmaz ken-
disini, en azından iyi bir yazarın "okurunu sıkıntıdan öl-
düren" yazar olduğu inancına sıkı sıkıya bağlı biri değil-
se tabii. Öyleyse hangi gereksinme, onun keyifle okudu-
ğu kitaba ara verip bir başka kitaba, daha doğrusu peş
peşe kitaplara doğru elini uzatmasına yol açar?
Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisini savun-
maktadır?
A) Bir konuda araştırma yapmak amacıyla da olsa bir-
den çok kitabı bir arada okumak yanlıştır.
B) En iyi yazar, okurlarına okuma zevkini tattıran yazar-
dir.
C) Çağımız insanı, şüpheci ve araştırıcı olduğu için bir-
çok kitabı bir arada okumak durumundadır.
D) Kitap seçiminde dikkatli olunmazsa hiçbir kitap sonu-
na dek okunmaz.
E) Okumaktan keyif alınıyorsa bir kitap bitirilmeden
başka bir kitaba başlanmaz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
lik- bir et- gö- na- er di- SI si- SI la bil- Eğe B 31. Geçenlerde ünlü bir mankenimizin on on beş kitabı bir- den okuduğunu açıkladığını görünce gözlerim fal taşı gi- bi açıldı. Artık kimse tek bir kitabı alıp baştan sona oku- duktan sonra bir ötekine başlamıyor. Neredeyse herkes birkaç kitabı birden okuyor. Profesyonel okurun durumu elbette farklıdır. Bir araştırma yaparken, belli bir konuda kitap hazırlarken pek çok metni bir arada okumak zorun- da kalabilir insan. Oysa okur, her şeyden önce okurdur. Keyif almadığı bir kitabı okumak zorunda bırakmaz ken- disini, en azından iyi bir yazarın "okurunu sıkıntıdan öl- düren" yazar olduğu inancına sıkı sıkıya bağlı biri değil- se tabii. Öyleyse hangi gereksinme, onun keyifle okudu- ğu kitaba ara verip bir başka kitaba, daha doğrusu peş peşe kitaplara doğru elini uzatmasına yol açar? Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisini savun- maktadır? A) Bir konuda araştırma yapmak amacıyla da olsa bir- den çok kitabı bir arada okumak yanlıştır. B) En iyi yazar, okurlarına okuma zevkini tattıran yazar- dir. C) Çağımız insanı, şüpheci ve araştırıcı olduğu için bir- çok kitabı bir arada okumak durumundadır. D) Kitap seçiminde dikkatli olunmazsa hiçbir kitap sonu- na dek okunmaz. E) Okumaktan keyif alınıyorsa bir kitap bitirilmeden başka bir kitaba başlanmaz.
4
1
i
1
1
a,
e
ni
B
23. En sıradanından en şaheserine kadar, tüm kurgusal
filmlerin ortak bir yanı vardır: Seyirciye bunun bir film ol-
duğunu hissettirmemek. Bu yüzden, berbat bir filmde bi-
le, kameranın yansıması ve gölgesini göremezsiniz. Ka-
merayı göstermek demek, bütün bu seven, üzülen, gü-
len, ağlayan, acı çeken, kahrolan, sevinçten ne yapaca-
ğını şaşıran insanların -
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A) yaşama koşullarını düşünmemek, onları bir eli yağda
bir eli balda kişiler zannetmektir
B) birer oyuncudan ibaret olduğunu ve sadece ellerine
verilen metni okuduklarını göstermek demektir
C) aslında gerçek yaşamda da var olan hatta çok yakın-
dan tanıdığımız kişiler olduğunu fark etmek anlamına
gelir
HO
D) geçmiş çağlarda yaşamış, günümüz toplumunun
yadırgadığı sanatçılar olduğu gerçeğini kabul etmek-
tir
E) sahne tozu yutmuş, oyunculuk yeteneği olan figüran-
lar olduğunu görmezlikten gelmek demektir
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4 1 i 1 1 a, e ni B 23. En sıradanından en şaheserine kadar, tüm kurgusal filmlerin ortak bir yanı vardır: Seyirciye bunun bir film ol- duğunu hissettirmemek. Bu yüzden, berbat bir filmde bi- le, kameranın yansıması ve gölgesini göremezsiniz. Ka- merayı göstermek demek, bütün bu seven, üzülen, gü- len, ağlayan, acı çeken, kahrolan, sevinçten ne yapaca- ğını şaşıran insanların - Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) yaşama koşullarını düşünmemek, onları bir eli yağda bir eli balda kişiler zannetmektir B) birer oyuncudan ibaret olduğunu ve sadece ellerine verilen metni okuduklarını göstermek demektir C) aslında gerçek yaşamda da var olan hatta çok yakın- dan tanıdığımız kişiler olduğunu fark etmek anlamına gelir HO D) geçmiş çağlarda yaşamış, günümüz toplumunun yadırgadığı sanatçılar olduğu gerçeğini kabul etmek- tir E) sahne tozu yutmuş, oyunculuk yeteneği olan figüran- lar olduğunu görmezlikten gelmek demektir
7
J
i
4
B
25. Resmî tarihin gözünün görmediği olayların ve karakter-
lerin peşinde İstanbul sokaklarını turlayan Reşat Ekrem
Koçu, bir tarihçi olarak büyük bir detaycılıkla topladığı
bilgileri, aynı zamanda bir romancı olarak su gibi akan
hikâyelere dönüştürür; on bir ciltlik bir İstanbul güzelle-
mesi ortaya çıkarır. Reşad Ekrem Koçu, "Bir şehir üze-
rine dünyadaki ilk ansiklopedi" diyerek övündüğü İstan-
bul Ansiklopedisi'ni yazmaya ilk kez 1944 yılında girişir.
Daha sadece B harfinin ortalarına ulaşabilmişken 1951
yılında, maddi olanaksızlıklardan ötürü de seriyi yarıda
bırakmak zorunda kalır. Neyse ki 1958'te ansiklopedi-
yi yazmaya yeniden başlar ama her ne kadar seri yazı-
ma geçmeye çalışsa da 1973 yılında hayatının projesini
tamamlayamadan dünyadan göçer. Bu sefer de "Gökçı-
nar" maddesinde bırakmıştır ansiklopediyi...
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen
eserin özelliklerinden biri değildir?
A) Akıcı bir hikâye üslubuyla yazılması
B) On bir cildi yazılmasına karşın tamamlanmaması
C) İstanbul'la ilgili genel olarak bilinenlerin dışında
ayrıntılı bilgiler içermesi
D) Yayımlanmaya başladığı yıllardaki bir eğilimin yansı-
ması olduğu
E) Yazarınca türünün dünyadaki ilk örneği olarak görül-
mesi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7 J i 4 B 25. Resmî tarihin gözünün görmediği olayların ve karakter- lerin peşinde İstanbul sokaklarını turlayan Reşat Ekrem Koçu, bir tarihçi olarak büyük bir detaycılıkla topladığı bilgileri, aynı zamanda bir romancı olarak su gibi akan hikâyelere dönüştürür; on bir ciltlik bir İstanbul güzelle- mesi ortaya çıkarır. Reşad Ekrem Koçu, "Bir şehir üze- rine dünyadaki ilk ansiklopedi" diyerek övündüğü İstan- bul Ansiklopedisi'ni yazmaya ilk kez 1944 yılında girişir. Daha sadece B harfinin ortalarına ulaşabilmişken 1951 yılında, maddi olanaksızlıklardan ötürü de seriyi yarıda bırakmak zorunda kalır. Neyse ki 1958'te ansiklopedi- yi yazmaya yeniden başlar ama her ne kadar seri yazı- ma geçmeye çalışsa da 1973 yılında hayatının projesini tamamlayamadan dünyadan göçer. Bu sefer de "Gökçı- nar" maddesinde bırakmıştır ansiklopediyi... Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen eserin özelliklerinden biri değildir? A) Akıcı bir hikâye üslubuyla yazılması B) On bir cildi yazılmasına karşın tamamlanmaması C) İstanbul'la ilgili genel olarak bilinenlerin dışında ayrıntılı bilgiler içermesi D) Yayımlanmaya başladığı yıllardaki bir eğilimin yansı- ması olduğu E) Yazarınca türünün dünyadaki ilk örneği olarak görül- mesi
IZ.
İlk
anış
nin
m.
n
ğü
ģi
010
Türkçe
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
VER
"Insan nedir?" sorusu, Antik Dönem'den günümüze kadar
tartışılagelmiş en temel felsefi sorulardan biridir. Insanın
kendini tanıma, evrendeki yerinin ne olduğunu öğrenme
ve yaşamına bir anlam verme isteğinden kaynaklandığını
söyleyebileceğimiz "Insan nedir?" sorusuna, düşünce
tarihi boyunca her ne kadar farklı açılardan çok çeşitli
yanıtlar verilmiş olsa da Aristoteles'in insanın ne olduğuna,
doğasına ilişkin düşünceleri hâlen guncelliğini ve önemini
korumaktadır. Aristoteles, insanın ne olduğunu salt soyut
bir kavrama indirgemeden, yaşayan tek tek insanlardan
hareketle, tür olarak insan ile bir insan arasındaki ilişkiyi
ve farkı göz önünde bulundurarak soruşturmaktadır.
Aristoteles'in sadece kendisinin değil, hemen bütün Antik
Dönem'in insan ve değer anlayışını yansıtan düşüncelerine
bakıldığında insanın doğasını, onu diğer hayvan türlerinden
ayırt eden özelliğinden, türsel farkından hareketle ele aldığı
görülmektedir. Aristoteles düşüncesinde tür olarak insanı
diğer canlılardan ayıran, farklı kılan, insanı "insan" yapan
özellik, akla ve erdeme uygun hareket edebilme olanağına
sahip olmasıdır.
39. Bu parçadan hareketle felsefe ile ilgili aşağıdakilerin
hangisine ulaşılabilir?
A) Tarafsız yaklaşımı benimser.
B En eski bilim dallarından biridir.
C) Soyut ve genel sorularla ilgilenir.
D) Günlük bir ihtiyaçtır.
E) Belli bir eğitim gerektirir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
IZ. İlk anış nin m. n ğü ģi 010 Türkçe 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. VER "Insan nedir?" sorusu, Antik Dönem'den günümüze kadar tartışılagelmiş en temel felsefi sorulardan biridir. Insanın kendini tanıma, evrendeki yerinin ne olduğunu öğrenme ve yaşamına bir anlam verme isteğinden kaynaklandığını söyleyebileceğimiz "Insan nedir?" sorusuna, düşünce tarihi boyunca her ne kadar farklı açılardan çok çeşitli yanıtlar verilmiş olsa da Aristoteles'in insanın ne olduğuna, doğasına ilişkin düşünceleri hâlen guncelliğini ve önemini korumaktadır. Aristoteles, insanın ne olduğunu salt soyut bir kavrama indirgemeden, yaşayan tek tek insanlardan hareketle, tür olarak insan ile bir insan arasındaki ilişkiyi ve farkı göz önünde bulundurarak soruşturmaktadır. Aristoteles'in sadece kendisinin değil, hemen bütün Antik Dönem'in insan ve değer anlayışını yansıtan düşüncelerine bakıldığında insanın doğasını, onu diğer hayvan türlerinden ayırt eden özelliğinden, türsel farkından hareketle ele aldığı görülmektedir. Aristoteles düşüncesinde tür olarak insanı diğer canlılardan ayıran, farklı kılan, insanı "insan" yapan özellik, akla ve erdeme uygun hareket edebilme olanağına sahip olmasıdır. 39. Bu parçadan hareketle felsefe ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Tarafsız yaklaşımı benimser. B En eski bilim dallarından biridir. C) Soyut ve genel sorularla ilgilenir. D) Günlük bir ihtiyaçtır. E) Belli bir eğitim gerektirir.
TYT/Türkçe
30. Heykeltıraş ile biyografi yazarı arasında yapmak istedik-
leri açısından çok önemli bir benzerlik vardır. Birincisi bir
kişinin maddi suretini, ikincisi ise manevi suretini akset-
tirmeye çalışır. Heykel ile temsil ettiği kişinin fizikî gö-
rünümü arasında olması gereken benzerlik sağlanama-
mışsa amaca hizmet açısından bu çalışmanın bir değer
ifade ettiği söylenemez. Bu takdirde eser diye iddia edi-
len şey, donuk bir kitle yığınından ibaret kalır. Aynı kri-
ter, manevi suret dediğimiz biyografi için de geçerlidir.
Bu parçaya göre, bir biyografi eserinde bulunması
gereken en önemli özellik aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Anlatımının doğal, içten ve akıcı olması
B) Nesnel verilerin oluşturduğu bir kompozisyon olması
C) Yazarının bir tarihçiden çok bir ressam tutumuyla
konuya eğilmesi
D) Biyografisi yazılan kişiyi gelecek kuşaklara tanıtabil-
mesi
E) Hayatı konu edilen kişinin ruhsal portresini gerçeğe
uygun olarak yansıtabilmesi
4
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 30. Heykeltıraş ile biyografi yazarı arasında yapmak istedik- leri açısından çok önemli bir benzerlik vardır. Birincisi bir kişinin maddi suretini, ikincisi ise manevi suretini akset- tirmeye çalışır. Heykel ile temsil ettiği kişinin fizikî gö- rünümü arasında olması gereken benzerlik sağlanama- mışsa amaca hizmet açısından bu çalışmanın bir değer ifade ettiği söylenemez. Bu takdirde eser diye iddia edi- len şey, donuk bir kitle yığınından ibaret kalır. Aynı kri- ter, manevi suret dediğimiz biyografi için de geçerlidir. Bu parçaya göre, bir biyografi eserinde bulunması gereken en önemli özellik aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Anlatımının doğal, içten ve akıcı olması B) Nesnel verilerin oluşturduğu bir kompozisyon olması C) Yazarının bir tarihçiden çok bir ressam tutumuyla konuya eğilmesi D) Biyografisi yazılan kişiyi gelecek kuşaklara tanıtabil- mesi E) Hayatı konu edilen kişinin ruhsal portresini gerçeğe uygun olarak yansıtabilmesi 4
TYT/Türkçe
15. (1) Edebiyat âleminde bir has edebiyatçılar vardır, bir de
-biraz ağır kaçacak ama- edebiyat esnafı. (II) Has ede-
biyatçılar, eserleriyle bilinmeyi, tanınmayı ister; piyasada
görünmekten, kendilerini öne çıkarmaktan hazzetmez-
ler. (III) Hele yazdıklarını reklam etmek, pazarlamak, on-
ların yapacağı işlerden değildir. (IV) Onlar için aslolan,
kitaplarının çok satması değil, gerçek edebiyat okuruyla
buluşmasıdır. (V) O dergiye, bu gazeteye, filan televiz-
yona, feşmekân radyoya çengeller atar; eşi dostu araya
sokar, bir şekilde gündeme gelmeyi, gündemde kalmayı
ve gemisini yürütmeyi başarırlar.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Edebiyat esnafı dediklerimiz ise piyasada görün-
meyi, her zaman ve her koşulda boy göstermeyi pek se-
verler." cümlesi getirilirse parçada anlam bütünlüğü
sağlanmış olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 15. (1) Edebiyat âleminde bir has edebiyatçılar vardır, bir de -biraz ağır kaçacak ama- edebiyat esnafı. (II) Has ede- biyatçılar, eserleriyle bilinmeyi, tanınmayı ister; piyasada görünmekten, kendilerini öne çıkarmaktan hazzetmez- ler. (III) Hele yazdıklarını reklam etmek, pazarlamak, on- ların yapacağı işlerden değildir. (IV) Onlar için aslolan, kitaplarının çok satması değil, gerçek edebiyat okuruyla buluşmasıdır. (V) O dergiye, bu gazeteye, filan televiz- yona, feşmekân radyoya çengeller atar; eşi dostu araya sokar, bir şekilde gündeme gelmeyi, gündemde kalmayı ve gemisini yürütmeyi başarırlar. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Edebiyat esnafı dediklerimiz ise piyasada görün- meyi, her zaman ve her koşulda boy göstermeyi pek se- verler." cümlesi getirilirse parçada anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A) I B) II C) III D) IV E) V
TYT / Türkçe
18. Sözlüklerde "değiştirmek" anlamındaki "tebdil"den
gelen "tebdil gezmek", saraylarda farklı bir hayat süren
hükümdarların kimliklerini gizlemek için kılık değiştirerek
halkın durumunu bizzat görmek veya kendileri hakkında
düşüncelerini öğrenmek amacıyla onların arasında
dolaşmaları için kullanılan bir tabirdir. Kelime Arapçada
"kıyafet değiştirmek, başka bir kılığa girmek" anlamıyla
ifade edilmektedir. Ancak tebdilikıyafet sadece giyim
kuşamın değiştirilmesi değil; saç, sakal ve yüz makyajı
gibi ayrıntılı değişimler için de kullanılmaktadır. Nitekim
tarih boyunca pek çok örneği görülen tebdilikıyafet ile
dolaşma uygulaması, daha ziyade hükümdarların halkın
kendi durumları hakkındaki düşüncelerini öğrenmek
amacıyla gerçekleştirilen olaylardır. Bu noktada tebdil
gezme uygulamasının Osmanlı kültüründe ve İslam'ın
geleneğinde uygulandığı görülmektedir. Nitekim Hz.
Dâvûd'un hükümdar olduktan sonra tebdilikıyafetle
halkın arasına karıştığı, kendisinin ve devletin icraatı
hakkında onların düşüncelerini öğrendiği bilinmektedir.
Aynı şekilde Hz. Ömer'in de geceleri, Medine
sokaklarında tebdilikıyafetle dolaşarak ülkenin genel
durumu ve halkın yönetimden memnun olup olmadığını
anlamaya çalıştığı ifade edilmektedir.
Bu parçaya göre Osmanlı kültürü ve İslam
geleneğinde yer alan "tebdilikıyafet" gezmenin temel
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Etraftan gelecek aşırı ilgiden duyulan rahatsızlığı
azaltmak
19. Cọc
bir
B) Halkın arasındaki yanlış tutum ve davranışları görmek
Halkın yaşamı hakkında fikir sahibi olmak,
D) Yönetimle ilgili halkın düşüncesini anlamak
E) Ülkede olup bitenleri yerinde görmek
Palme Yayınevi
yaz
çok
çok
uyc
kal
ço
he
hi
ka
bi
Ç
E
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 18. Sözlüklerde "değiştirmek" anlamındaki "tebdil"den gelen "tebdil gezmek", saraylarda farklı bir hayat süren hükümdarların kimliklerini gizlemek için kılık değiştirerek halkın durumunu bizzat görmek veya kendileri hakkında düşüncelerini öğrenmek amacıyla onların arasında dolaşmaları için kullanılan bir tabirdir. Kelime Arapçada "kıyafet değiştirmek, başka bir kılığa girmek" anlamıyla ifade edilmektedir. Ancak tebdilikıyafet sadece giyim kuşamın değiştirilmesi değil; saç, sakal ve yüz makyajı gibi ayrıntılı değişimler için de kullanılmaktadır. Nitekim tarih boyunca pek çok örneği görülen tebdilikıyafet ile dolaşma uygulaması, daha ziyade hükümdarların halkın kendi durumları hakkındaki düşüncelerini öğrenmek amacıyla gerçekleştirilen olaylardır. Bu noktada tebdil gezme uygulamasının Osmanlı kültüründe ve İslam'ın geleneğinde uygulandığı görülmektedir. Nitekim Hz. Dâvûd'un hükümdar olduktan sonra tebdilikıyafetle halkın arasına karıştığı, kendisinin ve devletin icraatı hakkında onların düşüncelerini öğrendiği bilinmektedir. Aynı şekilde Hz. Ömer'in de geceleri, Medine sokaklarında tebdilikıyafetle dolaşarak ülkenin genel durumu ve halkın yönetimden memnun olup olmadığını anlamaya çalıştığı ifade edilmektedir. Bu parçaya göre Osmanlı kültürü ve İslam geleneğinde yer alan "tebdilikıyafet" gezmenin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Etraftan gelecek aşırı ilgiden duyulan rahatsızlığı azaltmak 19. Cọc bir B) Halkın arasındaki yanlış tutum ve davranışları görmek Halkın yaşamı hakkında fikir sahibi olmak, D) Yönetimle ilgili halkın düşüncesini anlamak E) Ülkede olup bitenleri yerinde görmek Palme Yayınevi yaz çok çok uyc kal ço he hi ka bi Ç E C
DENEME-6
19. Başarı korkusunun başarısız olma korkusundan pek farkı
yoktur. Çünkü her ikisi de kişiyi ulaşmak istediği hedeften
uzaklaştırır. Biri, başaramazsam endişesi ile vazgeçirir-
ken diğeri ya başarırsam endişesi ile insanı durdurur.
Başarırsam ne olur? Bu sorunun yanıtı kişiye göre deği-
şebilir. Bazen başarısız ama sevdiğiniz, değer verdiğiniz
insanların içinde olmak, başarırsam bu grupta kalamam
endişesini getirir. Böylece başarabileceğiniz şeyler-
den uzak durmaya, ertelemeye bir anlamda kendi başa-
rınızı baltalamaya başlarsınız. Çevrenizde başaracağını-
za inanan insanlar niçin böyle yaptığınızı ve korkunuzu
bir türlü anlamazlar.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Başarılı insanlar gibi olup değişmekten, kendinizle
çatışmaktan yana kaygılanırsınız
B) Korkunuzla ve nedenleri ile yüzleşmek için profesyo-
nel bir yardıma gereksinim duyarsınız
21. K
ģ
Bunu denemeye bile kalkışmadım ama başarısız ol-
mamak için yapmam gerek, dersiniz
DBu alanda hedefim ne kadar gerçekçi, arkadaşlarım
da üstesinden gelemedi, diye düşünürsünüz
E) Başarıya giden yolda endişelerinizi, engelleri ya da
yaptığınız yanlışları gözden geçirirsiniz
KUNDISY
m
19
i
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
DENEME-6 19. Başarı korkusunun başarısız olma korkusundan pek farkı yoktur. Çünkü her ikisi de kişiyi ulaşmak istediği hedeften uzaklaştırır. Biri, başaramazsam endişesi ile vazgeçirir- ken diğeri ya başarırsam endişesi ile insanı durdurur. Başarırsam ne olur? Bu sorunun yanıtı kişiye göre deği- şebilir. Bazen başarısız ama sevdiğiniz, değer verdiğiniz insanların içinde olmak, başarırsam bu grupta kalamam endişesini getirir. Böylece başarabileceğiniz şeyler- den uzak durmaya, ertelemeye bir anlamda kendi başa- rınızı baltalamaya başlarsınız. Çevrenizde başaracağını- za inanan insanlar niçin böyle yaptığınızı ve korkunuzu bir türlü anlamazlar. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Başarılı insanlar gibi olup değişmekten, kendinizle çatışmaktan yana kaygılanırsınız B) Korkunuzla ve nedenleri ile yüzleşmek için profesyo- nel bir yardıma gereksinim duyarsınız 21. K ģ Bunu denemeye bile kalkışmadım ama başarısız ol- mamak için yapmam gerek, dersiniz DBu alanda hedefim ne kadar gerçekçi, arkadaşlarım da üstesinden gelemedi, diye düşünürsünüz E) Başarıya giden yolda endişelerinizi, engelleri ya da yaptığınız yanlışları gözden geçirirsiniz KUNDISY m 19 i