Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ik TÖF Bir erkeği eğitirseniz tek bir insanı eğitmiş olursunuz, bir kadını eğitirseniz bütün bir aileyi eğitmiş olursunuz. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? - A) Kadın, ailenin yapı taşıdır; onun eğitilmesi, ailenin tum bireylerinin iyi eğitilmesi demektir. B) Toplumun eğitim düzeyi, kadının ve erkeğin eğitim düzeyiyle doğru orantılıdır. C) Kadınlar toplumun temel taşları olduğuna göre, onların eğitimlerine özen gösterilmelidir. D) Aile bireylerinin eğitilmesi görevini toplum, kadına yüklemiştir. E) Kadın, erkeği eğitebilir ama erkeğin kadını eğitmesi alışılmamış bir durumdur. 10

A A 20. TYT Bir kere bölge dilleri değişiktir. Bir köy romancısı; yalnız o bölgenin köylüleri için yazmadığına, daha çok daha ilk adımda okuyucuyu romandan uzaklaştırır. kentlileri, aydınları aradığına göre, böyle bir davranış Kısacası ister köy ister kentle ilgisi olsun, toplum sorunları romancının bilincinde yankılanmadıkça, bu yankılar sanat gücü ile düzenlenmedikçe yazılanlar birer belge olmaktan ileri gidemez; sanat eseri niteliği kazanamaz. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Köy romanında, kişileri baştan sona kadar kendi dilleriyle konuşturmaktan daha sakıncalı bir şey olamaz A Romanda köy-şehir diye bir ayrım yapmak hem doğru değil hem gerekli değil C) Köyden söz açan romanlarda, derlenmiş bilgilerin yansıttıkları toplumsal gerçeklikle o toplumda yaşayan birey, etkileşim içinde gösterilmeli D Romanda önemli olan, köyün toplumsal gerçekliğinden çok, köydeki insanın gerçekliğini işlemektir E) Köy üstüne roman yazanlarımızın çoğu; toprak konusuna, tarım konusuna el atmayı roman yazmak için yeter sanıyor 21

F DENEME SINAVI 1 e GRAFYA - PARAGRAF DENEMELERİ 7. 1. Başlangıçta 2019-nCoV virüsünün neden olduğu hastalığa yakalanan kişilerin birçoğunun deniz ürünleri ve canlı hayvan satılan pazarlarla ilişkisi olduğu tespit edilmişti. Bu nedenle virüsün sadece hayvanlardan insanlara bulaştığı düşünül- müştü. II. Ancak hastalığa yakalanan kişi sayısı arttıkça hayvanlara temas etmeyen insanların da hasta- lığa yakalandığı anlaşıldı. Bu durum nedeniyle 2019-nCoV virüsünün insandan insana bulaşabil-. diği düşünülüyor. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluktan bahsedilmektedir. An B) I. cümledeki olgunun, hayvanları neden daha fazla etkilediği açıklanmaktadır. C) cümlede belirtilen olgunun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir. D) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıtlandığı gösterilmektedir. E) cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir. 8. Edebiyat dersinin ilke ve amaçları da diğer ders- omlo belirlenmistir Ancak

25. (1) Atasözleri ve deyimler anlatıma açıklık kazandıran ve renk katan söz varlığı ögeleridir. (11) Her dilin söz varlığında deyimler vardır. Kimi deyimler belirli dille- re özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir. (III) Ancak yeryüzündeki her dilin atasözü yoktur.(IV) Olayları bir öykü anlatır gibi ilgi çekici söz kalıbına dökerek akılda kalıcı hale getiren atasözleri Türkçenin söz varlığının en ilgi çekici ögeleridir. (V) Bir atasözünün oluşabilmesi için yüzyılların geçmesi gerekmektedir. Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

8. Yazdığım tiyatro metinlerinin ham maddesine biraz da mizah ekler, insanların yüzünü güldürürüm. Ancak asıl amacım gülmek, eğlenmek değildir esasında. Hani çocukların kullandığı acı şurupların içine tatlandırıc madde eklerler ya içimi kolaylaştırmak için. Benim k o hesap işte. Sahiciliğin içimini kolaylaştırmak. Bu parçada geçen altı çizili söz ile anlatılmak iste nen aşağıdakilerden hangisidir? D A) Eserlere duygu yüklemek BEserlerin anlaşılmasını basite indirgemek Eserlerin geniş kitlelere hitap etmesini sağlamak DY Gerçeklerin daha rahat anlaşılmasını sağlamak Tiyatronun etki alanını artırmak

60 V. Rüzgârlar yağmur damlasını oluşturacak kristalleri taşıya- rak bulutları, tohumlarının taşınması ile de bitkileri aşılar. Eğer rüzgarlar olmasaydı; Rüzgârların etkisi ile yağmur ya- ğan muson ülkelerinde yağışların az yağdığı veya gecikti ği yıllarda kıtlıklar olurdu. Rüzgârların belli bir ölçüden da- ha hızlı esmesi durumunda sürekli olarak fırtınalar meyda- na gelirdi. Özellikle tropikal kuşakta görülen ve hızları saat- te birkaç yüz km'yi bulan sarmal hava hareketleri biçimin- deki tayfunlar yıkıcı ve tahrip edici etkisi ile büyük zararlara neden olurdu. Nitekim ABD'nin Michigan Eyaletinde 1953 yılında meydana gelen kasırgada yüzlerce insan ölmüş, bir- çok kişi de evsiz kalmıştır. Rüzgârların serinletici etkisi ka- vurucu bir soğuğa dönüşebilir veya çöl bölgelerinde esen Hamsin, Sirokko gibi adlar alan sıcak kujak Rüzgârlar biçi- minde olabilirdi. Her iki durumda da bitkisel yaşam olanak- sız olurdu, bitkisel yaşamın olmaması ise besin zinciri ge- reği tüm canlı yaşamının yok olmasına neden olurdu. a- di ini va da il- 7- 1? wat Sokağı Bu parçada rüzgârların bangi özelliğine değinilmemiştir? A Bitkilerin aşılanmasında görev üslendiklerine O Kıtlıkların olmamasına dolaylı etkide bulunduklarına Bazı çeşitlerinin çok büyük zararlara yol açtığına DSıcak esen türlerinin bitkiler için çok zararlı olduğuna Her yıl dünyanın değişik yerlerinde zarar verdiğine -

24. Eğer hayvanların göçlerini çeken kameralar, insanların hayat yolculuğunu da çekip bir belgesele dönüştürebilseydi herhålde yaşananlar, bizi zebraların yaşadıklarından daha fazla dehşete düşürürdü. Bu yüzden insanlara insanlığın gelişiminden, ulaşılacak menzildeki yeni ve bereketli hayattan söz ettiğinizde ilk tepkileri bu ümide ve ümidi dile getiren insana kızmak oluyor. Çağıltılı bir nehirde birbirini ezerek timsahlardan kurtulmaya çalışan zebralar gibi, geleceğin güzelliğinden ve ümidinden konuşmak istemiyorlar. Hatta o anda yaşadıklarının bu ümidin başlattığı büyük göçten kaynaklandığını düşünüp ümidin kendisine bile düşman olarak geriye, yola çıktıkları o kurak araziye dönmek istiyorlar. Ama geriye dönmeye kalktıklarında gidecekleri yerde, onları kuraklığın ve yok oluşun beklediği de gerçek. Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların hayatlarıyla hayvanların hayatları arasında bazı paralellikler vardır. B) Gelecekteki güzel günler için çalışmak, her insanın boynunun borcudur. C) insanlar, ümit etmekten ve geleceğe ait plan yapmaktan hoşlanmamaktadırlar. DY Bazı belgesellerde, hayvanların yaşamına ait çarpıcı sahnelere yer verilmektedir. İnsanların geçmişlerinde en geniş yeri hayal kırıklığı tutmaktadır.

TÖF 15. (1) Pandemi, bir hastalığın bir kita ya da birkaç ülke üzerinde aynı anda yaygın olarak görülmesi ve büyük bir salgın olarak tanımlanmasıdır. (II) Bu pandemide hem dünyada hem de ülkemizde birtakım önlemler alınmaya başlanmış; başta eğitim, ekonomi gibi birçok konuda ülkeler bir dizi kısıtlamaya gitmiştir. (III) Ülkemiz, salgının artışını engellemek amacıyla okulları yüz yüze eğitime kapatmış ve eğitim öğretimi çevrim içi öğrenme teknolojileri kullanarak yürütme yoluna gitmiştir. (IV) Derslerin yüz yüze eğitimden web tabanlı öğrenmeye geçişi, sınavların nasıl olacağı, internet sorunları, evden çıkamama gibi sebepler bireyleri olumsuz etkilemekte ve buna bağlı olarak da bireylerde stres bozukluğu gibi pek çok psikolojik hastalık meydana getirebilmektedir. (V) Stres, vücudun fiziksel ve psikolojik isteklere karşı vücudun vermiş olduğu tepki olarak karşımıza çıkmaktadır. (VI) Cinsiyet, ırk, yaş, yapılan ayrımcılıklar, edinilen bazı alışkanlıklar gibi pek çok sebep stresin kaynağını oluşturmaktadır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) C) IV D) V E) VI

m çok an ve in on- endir- Rum- getir- hem aşın- men ma- k is- mek ste- Cob. 20. İslam dünyasının yetiştirdiği büyük âlimlerden olan İmam-ı Azam, 699 yılında Kûfe'de doğmuştur. İlim tah- siline önce akaid ve kelamla başlamış fakat daha son- ra fıkıh alanına yönelip orada derinleşerek dönemin en önemli fıkıh âlimi olmuştur. Hanefilik adında bir ehl-i sünnet fıkıh mezhebi kurmuştur Ehl-i sünnet inanç sis- teminin temellerini atan âlimlerdendir. Ortaya koydu- ğu inanç esaslarını güçlü delillerle savunmuştur. Allah'ın sıfatları, kader, büyük günah işleyenlerin durumu ve tekfir gibi konularda bazı İslam âlimleriyle tartışmıştır. İmam-ı Âzam, Müslümanların İslam anlayışının oluşup gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu parçadan İmam-ı Âzam ile ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? Büyük bir fikih âlimi olduğu BMüslümanların din anlayışını etkilediği Farklı İslami ilimlerle ilgilendiği D) Ameli konularda bir mezhep kurduğu EV İslam fikhi alanında uzman olduğu

198 CDHer yönüyle uya D) Eleştirilerini nesnel ölçütlere göre ya E) lyi eserle kötü eser arasındaki farkı göstermek Çevre duyarlığı konusunda eğitim küçük yaşlarda başlıyor. Ailede, okulda, toplum içinde bu duyarlık sürekli olarak işleni- yor. Aynı duyarlığı basın-yayın organlarında da görüyoruz. Bu yüzden kamuoyu, çevreyi zedeleyici en küçük bir girişime bile seyirci kalmıyor, hemen yasal tepki gösteriyor. Bu tür tepkiler, çoğu kez olumlu sonuçlar doğuruyor. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Gelişmiş toplumlarda teknolojinin çevreye ister istemez zarar verdiği B) Çevre kirliliğine karşı bireylere düşen görevlerin sayısız olduğu CÇevre bilincinin ancak devlet kurumları aracılığıyla yay- gınlaşacağı D) Çevrenin korunması konusunda toplumun bilinçlenmesi gerektiği Çevre duyarlığı oluşturmada, kitle iletişim araçlarından ya- rarlanmak gerektiği

ENEMELER ultanları, ve stur. Mesela e, bir tekke, şturduklan ve sürekli cek vakıf Devleti'nin ezi hâline era, dev- erdikten mayarak ans'tan bir hâle DENEME 4 Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi. Çevreme ilgiyle baktım. Er- kekler yeni tıraş olmuşlar, kadınlar yeni boyanmışlardı. Yüzleri tasasızdı. Caminin önündeki tek kollu dilenci, soğuktan morar- mıştı. Çorapsız gazeteci çocuk da öyleydi. Sanki onları tanı- yormuşum, görsem bilecekmişim gibi bakıyordum geçenlere. Bu gece bencildim. Kendi kendime kızdım. Oysa ben onu cad- deye pek seyrek gönderirdim: Binde bir, güzel bir filmi görsün diye. Önlerde bir yere oturur, yanağı avucuna dayalı filmi sey- reder, tam beni düşünmesini istediğim zaman beni düşünürdü. Film bitince eve yürüyerek dönerdi. ebilir? +3 ya- rde Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez?- 3. noticip A) Gerçek ve fantastik unsurlar iç içedir. B) Sözcükler genellikle temel ve yan anlamlarıyla kullanıl- mıştır. C) Birleşik zamanlı eylemlerle anlatıma bir akıcılık kazandırıl- Dmıştır. (D) Sessel yinelemeler vardır. E) Betimleyici ögeler vardır. PARA (1) Bu bilgiyl yar yıl yaşın Sistemi için duğu büyü (III) Kolay değil yor. (V) iki trityc Çapı 1 küçük le hu bakt da c Bu nu A

TYT/TÜRKÇE 7. Dağlar, çöller, vahşi ormanlar ve karları hiç erimeyen dağla- rin içinde kurulmuş olan İnka İmparatorluğu, yüzyıldan kısa bir sürede yıkıldı. İspanyollar İmparatorluğun çöküş döne- minde kıtaya ayak bastılar. İspanyolların etkisi, yerli halk arasında hızla yayılan hastalıklar oldu. Bir sınır savaşına katılan İnka İmparatoru, İnka topraklarına dönerken gizemli bir hastalığa tutuldu. Ölümü çabuk oldu. Onun yerine tahta kimin oturacağı yalnız İnka İmparatorluğu için değil, Avru- pa'daki pek çok krallık içinde önemli ve tartışmalı bir soruy- du. Bu parçada işlenen konu aşağıdakilerden hangisidir? A) inka İmparatorluğu'ndaki salgın hastalıkların ne kadar sürdüğü B) Ispanyolların İnka İmparatorluğunu neden ortadan kal- dırdığı Avrupa'daki krallıklar arasında niçin bir savaş başladığı İspanyolların kitaya gelmesinin İnkaları hangi yönde et- kilediği İnkaların nasıl bir medeniyete sahip olduğu 19. Ç a

28. Selçukluların egemenlik altına aldığı topraklarda Arapça ve Farsça önemli bilim ve edebiyat dilleriydi. Oğuz aşiretleri bu bölgeye geldiklerinde bu dillerin etkisi altında kaldılar. Saray ve ordu dili Türkçe olmakla birlikte, devletin resmi yazışmalarında Farsça kullanıldı. Bilim ve edebiyat eserleri Arapça ve Farsça olarak yazıldı. Bu durumun sonuçları arasında; J I. Türk dilinin gelişiminin yavaşlaması, II. devlet yönetiminde İran kültürünün etkisinin artması, III. Türk dilinin kendi öz benliğine kavuşması gelişmelerinden hangileri yer alır? A) Yalnız I B) Yalnız III aliny2 111 YAYINLARI D) B EI, II ve III C) I ve II

1 6. (1) Öykücülüğün en büyük isimlerinden biri olarak gösterilen Çehov, öykülerini şiirsel, hüzünlü, kısaca duygu yüklü bir dille yazıyor. (II) Çehov, aynı zaman- da öyküsünü gereksiz ayrıntılardan ayıklayıp yalınlı- ğa ulaştırıyor. (III) Bunu yaparken de sanatlı ve yo- ğun söyleyişlere de tamamen sırt çevirmiyor. (IV) Di- lin tüm inceliklerine hakim bir usta olarak bu incelik- leri en ince ayrıntısına kadar okura duyumsatıyor. (V) Rus öykü ustası, bunlarla birlikte öykülerinde top- lumsal sorunlara ve kaygılara da yer veriyor. Kavramlar Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi, öy- külerin içeriğiyle ilgilidir? A) I B) II C) III D) V 0v V 7. Çehov'un hikâyelerinde öykü kişilerinin neredeyse hepsi birbirine benzer; âdeta insanlığın ortak mad- desinden, aynı kumaştan vücut buldukları için okur- lar üzerinde de zaman ve zemin sınırı tanımadan iz bırakırlar. Bu cümlede sözü edilen öykü kişilerinin özellik- leri, aşağıdakilerin hangisinde bir arada verilmiş- tir? 9.

24 4. 3. GELİŞİM İZLEME TESTI Kimi eleştirmenler romanlarımı çok uzun aralıklarla yazdığımı söylüyor. Belki haklılar ama bu konuda kendi edebî ölçütlerime göre davrandığımı özellikle belirtmeliyim. Yerinde bir deyişle söylersem her se- ferinde kalemimin demlenmesini bekliyorum. Bu parçada altı çizili sözle, yazarın kendisiyle il- gili olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden han- gisidir? A) Yazarlık yönünün istediği kadar gelişmiş olduğu- nu düşünmediği od B) Anlatacaklarını bir çırpıda değil, romanının bütü- nüne yayılmış şekilde dile getirdiği C) Yazmak istediği konuyla ilgili düşüncelerinin ol- gunlaşması için araştırmalar yaptığı D) Yazdığı romanlarda duygu ve düşüncelerini zor toparlayabildiği E Yazmadan önce her şeyin yerinde ve kıvamında olması için beklediği Sanatçı daha ilk romanında kendi dilini ve tarzını ara- yan hir yazar olduğunu göstermişti. Ardından gelen

umlar bomli mle- Indan inde çe- mutlaka in geçil- Kek yapımının aşamala A) II-I-VI-IV-III-V 11. II-1-VI-IV-V-III İster önceden yaşanmış tarihi olaylar olsun ister günümüzde yaşananlar, kalemin kâğıda serptiği bir satır, lleride tarihe mal olacak veya tarih olacak ise onu yazan kalemin hakikatten asla sapmaması gerekiyor. Aksi takdirde yalnızca bir nesli değil gelecek bütün nesilleri bilerek yanıltmanın vebali büyük olur. Bir olayı veya mekanı olduğundan ayrı göstermek elbette büyük yalan sayılır ama bir kişiyi olduğundan farklı göstermek yalnızca yalan değil iftira da olur. Bu yüzden bugüne kadar yazdığım her satırın ve kendimle bir kere daha gurur duydum; ---- cümle yazmama yeminim için. Elbette iyi bir vakanüvis (devlet tarihçisi) ahlaki ha- yal gücünü de çalıştırabilmeliydi. Olup biteni bir an için başka bir yerdeki insanların o anda gördükleri gibi görmeye çalışmak ve gelecek neslin buna göre kendine çekidüzen vermesini sağlamak önemlidir. Bu metnin anlam bütünlüğüne göre boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? AT hesabını vereceğimi düşündüm-hesabını veremeyeceğim Baltında kendi imzamın olmasina gayret ettim-başkalarını taklit eden özümüzü yansıtmasına özen gösterdim-özümüzden ve benliğimizden bağımsız toplumumuzla ilgili olmasına dikkat ettim-içinde bulunduğum topluma fayda getirmeyen DENEME-3 YAYINLARI 7 SINIF