Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Garnal DENEME-13 23. Şiirde elbette ilham vardır ama bu ilham sadece bir başlan- gıçtır. Size şiirin hangi yönde gelişeceği konusunda bir ipucu vermez yani gelen bir iki sözcük, bir şiirsel deyiş, bir söyleyiş başlangıçta sizi belli bir yöne götürüyormuş gibi görünse de şiir hani bu doğrultuda gelişecek gibi bir izlenim verse de bu böyle olmayabilir. İlham, şiirin her zaman başlangıcıdır ama her zaman sonu değildir. İlhamın bize ilham ettiği şey, şiirin muhtevasını teşkil etmeyebilir, sonunda ilhamın verdiğinden çok daha farklı bir yere de varılmış olunabilir. Kısaca şiir, ilhamın yanında sözcükleri yerli yerine oturtmakla, sözcük- leri seçerken ince eleyip sık dokumayla ortaya çıkmaktadır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Şiirde ilham her zaman en belirleyici unsur olmuştur. B Başarılı şairler ilhama açık, bakış açısı geniş kişilerdir. Şiir ilhamla başlar, kelime işçiliğiyle tamamlanır. DY Şiirde içerik, şairin duygu ve düşünce dünyasıyla şekille- nir. 399 E) Şiirde ilham yetenekle eş değerdedir, şiir ancak yete- mekle oluşur.

TYT - Türkçe 28. Gazeteci: Üslubunun en verimli örneklerini anılarında ve gezi yazılarında bulduğunuzu belirttiğiniz yazara neden yeniden bu türlere dönmesini tavsiye ettiniz? Eleştirmen: Onun; kişisel hayatıyla ilgili anekdotları anlatımını diğer eserlerinde yakalayamadığını paylaştığı türlerde hayata dört elle sarılan, canlı düşündüğüm için. Gazeteci: Benzer eleştirileri edebiyat incelemeleri için de tekrarlar misiniz? Eleştirmen: Hayır çünkü onlarda yazarın sesini duymayı beklemem. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki eleştirmenin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Öğretici metinlerde üslupta özgünlük kaygısı yoktur. B) Kurmacaya dayalı eserlerde içeriğin de biçimin de özgün olması beklenir. Bilimsel metinler, ele aldığı konunun bilinmezlerini aydınlatmayı hedefler. D) Yaşamda karşılaşılabilecek hadiseleri ele almayan eserler, kalıcılığa erişemez. E) Edebiyatta gerçekçiliğe erişmek ancak uzun bir çıraklık sürecinden sonra mümkün olur. anbul'un minareli u X LİMİT

B 11:33 VOLTE 41 14. Cannes Film Festivali'nde dünya için prömiyeri yapılar Baz Luhrman imzalı Elvis adlı film, cuma günü gösterime girdi. "Kral" lakaplı şarkıcının hayatının kırılma anları üze- rine kurulu filmde Elvis'in yükselişi ve düşüşüyle birlikte ABD'nin sosyokültürel yapısı ve masumiyet çağına vedası da anlatılıyor. Genç oyuncu Austin Butler'in Elvis'i canlan- dırmaktan öte yaşadığı performansıyla öne çıktığı filmde Oscar Ödüllü Tom Hanks, müzisyenin karmaşık ilişkiler içinde olduğu menajeri Albay Tom Parker'a hayat veriyor. Elvis Presley'in eşi Priscilla Presley rolünde ise Olivia Dejonge var. M Bu parçadan Elvis fimiyle ilgili aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılabilir? A) Bu filmdeki rolüyle Oscar ödülü alan oyuncusu bulun- maktadır. B) Filmde sinema teknikleri açısından yeni yöntemler denenmiştir. Filmi yapılan sanatçının küresel ölçekte hayran kitlesi vardır. 0 Filmde içerik, paralel bir anlatı şeklinde verilmiştir. Filmin ilk gösterimi yoğun bir ilgi ile karşılanmıştır. Diğer Sayfaya Geçiniz. :>

6. Çok para kazanmak çok satmaya bağlı bir durum olunca bir "tüccar yazar" tipi doğdu. Bunlar, yazarlığın gerektirdiği tekniklerle değil, pazarlama teknikleriyle çalışıyor. Nitelik- siz çoğunluğun yönelimlerini takip eden editör ya da yayın- cılarla kol kola, çoğu zaman onların istediği doğrultuda ya- zan, kendi yazarlık iradesi olmayan bu kişiler, saman alevi gibi parlayıveriyorlar, sonra sönüp gidiyorlar ama peşinde oldukları şeye ulaşıyorlar yani paraya. Fakat bunların dile ve yazınsal estetiğe çok büyük zararları oluyor ve gerçek yazarların seslerinin duyulmasını önlüyor bunlar. Üstelik okuyucuyu bu kadar basit ve kullan at tarzı yazılara alış- tırıyorlar ki onları okuyanların gerçek bir yazarı okuması âdeta imkânsız hâle geliyor. i L G i S A 8. M A L -BmBu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi gerçek bir yazarın özelliklerinden biri değildir? A) Yazarlıkla ilgili kurallardan ödün vermez. gercek yozu B) Çoğunluğun hoşuna gitmeyi önemsemez. C) Nitelikli okuyucunun beğenisine uygun yazar. D) Kendi tanıtımını yapmak için mücadele eder. E) Güdümlü olmayan bir yapısı vardır.

B 11:33 VOLTE 41 14. Cannes Film Festivali'nde dünya için prömiyeri yapılar Baz Luhrman imzalı Elvis adlı film, cuma günü gösterime girdi. "Kral" lakaplı şarkıcının hayatının kırılma anları üze- rine kurulu filmde Elvis'in yükselişi ve düşüşüyle birlikte ABD'nin sosyokültürel yapısı ve masumiyet çağına vedası da anlatılıyor. Genç oyuncu Austin Butler'in Elvis'i canlan- dırmaktan öte yaşadığı performansıyla öne çıktığı filmde Oscar Ödüllü Tom Hanks, müzisyenin karmaşık ilişkiler içinde olduğu menajeri Albay Tom Parker'a hayat veriyor. Elvis Presley'in eşi Priscilla Presley rolünde ise Olivia Dejonge var. M Bu parçadan Elvis fimiyle ilgili aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılabilir? A) Bu filmdeki rolüyle Oscar ödülü alan oyuncusu bulun- maktadır. B) Filmde sinema teknikleri açısından yeni yöntemler denenmiştir. Filmi yapılan sanatçının küresel ölçekte hayran kitlesi vardır. 0 Filmde içerik, paralel bir anlatı şeklinde verilmiştir. Filmin ilk gösterimi yoğun bir ilgi ile karşılanmıştır. Diğer Sayfaya Geçiniz. :>

34. Hiçbir sanat eserinin, izleyici/okur tarafından sanatçının niyeti- ne eş olarak yorumlanması gerekmez. Okur/izleyici, eseri kendi inançları ve duyguları doğrultusunda yorumlar. Burada önemli olan, izleyicinin kafasında oluşan düşünceler ve duygulardır. Bu sözlerin sahibi sanatçının aşağıdakilerden hangisini söy- lemesi beklenemez? A) Yerel renk diye bir şey yoktur, her nesne göze kendinden çı- kan renk altında görünür. B) Bir edebî eserde ele alınan nesne bakış yoluyla kavransa da algılanması bilince göre değişir. C) Sanatçı çevresini gözlemleyerek eserlerini üretirken okur bunda kendi yalnızlığını keşfedebilir. loves his nex D) Yaprağın üzerindeki su damlası onu okuyan herkeste farklı bir anıyı çağrıştırmak üzerine kuruludur. E) Sanatçının ele aldığı küçücük dünyası, okurun zihninde için- den çıkılmaz engin bir dünyaya dönüşebilir.

Yazar: Hayatıma çıplak gözle bakabilme cesaretini yazmakla bul- dum. Her zaman kendimi sözle değil de yazıyla daha iyi ifa- de ettiğimi düşünürdüm ama yazmayı sadece sevdiğim bir uğraş olarak gördüm uzun yıllarca. Şimdi yazmanın benim için bir uğraştan çok bir yaşam biçimi olduğunun bilincin- deyim. Herkesin bir kendini var etme yöntemi var, benimki de yazmak. Gazeteci: (11) - Yazar: Yazarın kendi yazmış olduğu ve tamamlandığını düşün- düğü bir metindeki aksaklıkları görebilmesi çok da kolay değil aslında. Söz konusu kendi metninizse tekrar tekrar yaptığınız okumalarda metne çok yaklaşmış olmanın verdiği bir körlük söz konusu olabiliyor. Editör, tam da bu aşamada devreye giren yetkin bir üçüncü göz diyebilirim. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Belirli bir yazma pratiğiniz var mı? (II) Editör, hangi aşamada yönlendirici bir konumda olur? B) (1) Hayata bakış açınızı etkileyen durumları nasıl akta- riyorsunuz? (II) Bir metindeki aksaklıkları düzeltmenin en son adımı editörlük mü? C) (I) Yazmaya olan ilginiz ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? (II) Yazmanın zorlukları nelerdir, bu konuda en çok ne- rede zorlandınız? D) (1) Yazmak bir insana neler kazandırır? (II) Yetkin bir editörün asıl işlevi nedir? E) (1) Yazma uğraşının etkin bir yöntemi var mıdır? (II) İdeal bir editörün yazara karşı sorumluluğu var mi- dir? endemik-

39. İçinde hiç insan çalışmaması nedeniyle "karanlık fab- rikalar" da denilen akıllı fabrikalar hayatımıza girmeye başladı. Bu fabrikalarda yapay zekâ ürünü robotlar bu- lunmakta, iş ihtiyacını ise sensörler aracılığıyla algila- yan, uzaktaki diğer üretim araçları ile internet yoluyla iletişim ve etkileşim kurabilen, ihtiyaç duydukları üretim bilgisini bulut sistemler içerisindeki büyük veriden (big data) alan akıllı makineler ve sistemler kullanılmaktadır. Çevre kirliliğinde ve iş gücü maliyetindeki azalma, dü- şük enerji tüketimi, kusurlu ürün oluşma oranının yüzde 25'ten yüzde 5'e inmesi ve iş kazalarının önüne geçil- mesi üretimde otomasyon sağlanmasının başlıca avan- ochogo tajları olarak sayılabilir. Bu parçadan hareketle, 1. Üretimde yaşanan sıkıntılar, karanlık fabrikalar saye- sinde en aza inecektir. 108 II. Sanayi sektöründe robot teknolojisiyle daha fazla ürün ekonomiye kazandırılacaktır. III. Enerji tüketimi ve iş gücünden sağlanan tasarruf, ürünlerin fiyatlarının düşmesine yol açacaktır. IV. Karanlık fabrikaların yaygınlaşması dünyada bozu- lan ekosistemin onarılmasına yardımcı olacaktır. yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) I ve II Shib B) I ve III D) II ve IV E) III ve IV insyriva isso! C) II ve III

"Ancak" sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisin de ötekilerden fark bir türde kullandmuştur? Gece gündüz çalim ancak bitiremedim B Avukat Bey'le görüşmek istedim ancak onu yo rinde bulamadim. 4. C) Arkadap on Size ancak ayda bir arayabil tim." ded D) Igine gidebilirsin ancak iki saat içinde dönmelisin E) Derse yetişebilirim hcak araba olursa

22. Yeni olan; farklı, ayırt edici, özgül olandır. Bu niteliklere sa- hip olan bir şey de kendini ancak sezgilerde ortaya koyar. Sezgi; içimizde ya da dışımızda olup biten süreçleri, olay- ları ve ilişkileri içsel, dolaysız, kendiliğinden ve birdenbire, bütünsel olarak kavramanın özgül bir biçimi olarak yeninin ortaya çıkarılmasında belirleyicidir. Karmaşık, gelişigüzel yayılan, belirsiz, rastlantısal ve kopuk etmenleri içeren ilişkilerin, süreçlerin, olayların ürünü olan yenilikler, suyun yüzüne bir anda çıkıp sonradan yitip giden yunus balıkları gibidir. Sezgiye verilir verilmez kaydedilip sonradan işlen- mek üzere bir yere saklanmazsa geldiği yere geri döner, kaybolur derinliğinde bilinç altının. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Sezginin yeni olan için nasıl belirleyici olduğuna B) Sistemsiz yeniliklerin kalıcılığını sürdüremediğine C) Etkinleştirilmeyen yeniliklerin yitip gittiğine D) Yeniliğin geriye dönmezlik özelliği gösterdiğine Ayırıcı nitelikleriyle yeninin yalnızca sezgilerde belirdi- ğine

1. Sanat metinlerinde konu, sanatçı tarafından iş- lemesi, çeşitli anlamlar yükleyerek ele alması beklenen şeydir. Kısacası konu, sanat eserleri- nin altyapısıdır. Ele alınır, değerlendirilir, yorum- lanır, işlenir; sonrasında da tiyatroya, hikayeye, şiire dönüşür. Buna rağmen somut bir metne dö- nen konu, aslında ortadan kalkmaz ve başka sa- natçıların onu yorumlaması için bekler. Yukarıdaki metinden yola çıkarak konu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (-) A) Konu, sanatçının üzerinde düşünerek yeni sözler söylemesi gereken unsurdur. BY Aynı konular, bir tiyatro metninin yapı unsur- Marının en önemlisidi Konular, pek çok sanatçı tarafından işlene- bilirler. D) Sanatçı seçtiği konuyu yorumlar, değerlen- dirir ve onu somut bir metin haline getirir. E) Konu farklı sanat metinlerinde ortak olabilir.

senin bey protein, karbonhidrat, vitamin ve mineraller var. Içerik bu kadar pedal gidaların hepsinde daha küçük yapıtaşları olan; su, yağ. cepiti olsa da alerjiye yol açan maddeler genellikle protein açı- sindan yoğun gıdalar oluyor. Bunlar arasında da reaksiyona olduğu en çok görülen besinler, yumurta, inek sütü, ka- buklu kuruyemişler, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kırmızı et, tahillar, sebzeler, kuru baklagiller, bal, çikolata ve baharatlar. sadece çocukluk döneminde alerjilere sahipken ileriki yaşlarda mazken bazılarında bu durum farklı besinlerle tetiklenir. Hatta Bazı insanlarda hiçbir besine karşı alerjik bir reaksiyon oluş- tespit edilmiş olan gıdaların başında da süt ürünleri ve yumurta aynı besine tepki verenler de var. Alerjiye neden olduğu sıklıkla böyle bir sorun yaşamayanlar olduğu gibi, hayatları boyunca Vücudun bazı gıdalara karşı gösterdiği direnç, birçok hastalı- geliyor. Ancak yer fıstığı veya çilek nedeniyle yaşanan alerjiler, diğerlerine oranla çok daha ciddi reaksiyonlar doğurabiliyor. sinler, farklı nedenlerle alerjiye sebep oluyor. Örneğin inek sütü gin temelinde yatan en önemli sebeplerden biridir. Çeşitli be- alerjisi, genellikle kalıtsal bir faktör olarak devralınıyor. Yapılan tüketilen bazı gıdalar rahmi etkileyebiliyor. Bu nedenle çocuk- son araştırmalara göre, hamilelik esnasında anne tarafından olan besinlerin bazıları, hamilelik döneminde en çok aşerilen larda farklı gıdalara karşı hassasiyet oluşuyor. Alerjiye sebep yiyecekler. Bunlar, çoğunlukla aşırı tüketildiği için böyle bir di TEST sebep renç oluşturuyor. Bu parçada alerjiye yol açan maddelerle ilgili, Her insanda aynı etkiyi göstermediği II. Bazı hastalıkların habercisi olduğu III. Katılımla bağlantısının araştırıldığı IV. Ömür boyu etkisini sürdürenlerin olduğu numaralanmış yargılardan hangileri çıkarılamaz? A) Yalnız I D) II ve IV B) Yalnız II E) III ve IV In C C) I ve III

9. Toplumsal olaylara sağır ve kör birisi değilseniz karşı karşıya olduğumuz kuraklık riskinin farkında olmanız gerek. Kuraklık, sonuçları düşünüldüğünde hem gü- nümüzde hem de gelecekte insanlığı tehdit eden en önemli küresel ve bölgesel çevre sorunlarının başında gelmektedir. Birçok afet konusunda kolektif farkındalık oluşmaya başlasa da kuraklık afetinin sonuçları hakkın- da yeterli bilgiye sahip değiliz. Kuraklığa bağlı su kıtlı- ğıyla, tarım faaliyetlerinin durmasıyla, gıda maddelerinin tükenmesiyle henüz yüzleşmedik. Oysa geçtiğimiz gün- lerde NASA Ulusal Kuraklık Azaltma Merkezi ve Meteo- roloji Genel Müdürlüğü, Türkiye'nin yüzde 80'inden fazla alanının "olağanüstü şiddetli kurak ve şiddetli kurak" ol- duğunu açıkladı. Bu parçadan kuraklıkla ilgili aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz? A) Doğal yaşamı tehlikeye sokacak seviyeye gelmiştir. B) Önleme hususunda toplumsal bilinç oluşmamıştır. İnsanlar, geçici olduğu yanılgısı içindedir. D) Türkiye'deki riski oldukça ciddi boyutlara ulaşmıştır. E) Başka pek çok sorunun tetikleyicisi durumundadır.

Tek kelime ile bir sürü şey anlatma hususunda mahir Japon milleti tarafından tedavüle sokulan bir kelime "tsundoku SOAS Londra Üniversitesinde Japonca dersleri veren Prof. Andrew Gerstle'nin, Japon tarihçi Mori Senzo'ya dayandırdığı iddiaya göre, 19. yüzyılda ilk kez karşılaşılan tsundoku kelime- si, "doku" yani okumak fiili ile "tsumu" yani biriktirmek istiflemek kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşuyormuş. Nihayetinde bu kelime "durmaksızın kitap alıp biriktirmek" manasında karşı- mıza çıkıyor. Bu modern zaman hastalığına yakalanan kişilerin en belirgin özelliği ise kitabı okunmak niyetiyle satın almaları. Yani "laf olsun raf dolsun" mantığı ile kitap almaktan ziyade "El- bet bir gün okuyacağım, bu böyle yarım kalmayacak." diyorlar. Okuma güdülerini yeni kitap alarak bastıran tsundokular, buna mukabil içlerinde sürekli bir ümit yeşertiyorlar. Fakat zamanla hastalık, tsundokunun okumadığı hatta kapağını kaldırmadığı hatta ve hatta poşetinden çıkartmadığı kitap dağları şeklinde nüksediyor. Bu sefer de o kitapları okuyacağı günün hasreti ile yanıp tutuşan tsundoku, boşa çıkacak vakitlerini ve emeklilik günlerini düşünerek dinç duruyor. Bu parçadan hareketle "tsundoku" ile ilgili olarak; 1. Kitap okuma amacıyla kitap biriktirenlere verilen isim oldu- ğuna II. Insanda kitap okuma umudunu sürekli diri tuttuğuna III. Insanlarda görülen bir bağımlılık olarak kabul edildiğine IV. Nitelikli kitapların çok satılmasında etkili olduğuna numaralanmış yargılardan hangileri çıkarılamaz? A) Yalnız I D) II ve III B) Yalnız IV 1 ve 2 E) Il ve C) I ve III NU

TES O, dünyanın en çok sevilen evcil hayvanıdır. Insana bağlı fa- kat hiçbir zaman insanın emrine girmiyor. Kendini sevdiriyor, kendine bağlıyor. İnsan onun emrine giriyor. Kedi denen ya- ratık köpek gibi değil, isterse insansız da yaşayabilir. Dokuz canlı! Canı istedi mi, karnı acıktı mı sokuluyor, bacağınıza sürünüyor, kucağınıza çıkıyor, okuduğunuz gazetenin üzerine çörekleniyor, kendini okşuyor. İşi bitince de çekip gidiyor; evin ya da bahçenin bir köşesinde, sizden uzak ne kadar ararsanız bulamayacağınız, aklınızın köşesinden geçmeyecek bir yerde keyif çatıp uyuyor. Yüksek sesle ne kadar çağırırsanız çağırın, umurunda bile değil, lütfedip gelmiyor. 0693054E Bu parçada sözü edilen kedi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? A) Özgürlüğüne düşkün B) Cana yakın C) ✓ Insanlardan uzak duran D) Kendini düşünen E) Gereksinimlerini önemseyen

Insanoğlu var insanın var man içinde bu araçları ve iletişimin şeklini geliştirmiştir. Müziğin Bunu yaparken de farklı iletişim araçlarından yararlanmış, za- roluşundan bu yana çevresi ile iletişim kurmuştur. r oluşuyla ortaya çıktığı düşünüldüğünde, bir iletişim aracı olarak kullanılmasında derin bir geçmişe sahip olduğu- nu söylemek mümkündür. Oluşumu ve ilk gelişim evrelerinde müzik, daha çok yerel unsurları içerisinde barındırmaktadır. Bu genellikle küçük topluluklar arasında yaygın olarak kullanılan zyılda br rçekles u yel n kendi geleneksel değerlerini yansıtan "Halk Müziği" ola- rak varlığını sürdürmüştür. Ülkemizde de diğer toplumlardaki ne has geleneksel unsurlarıyla varlığını sürdürmektedir. Top- şekle benzer özelliklere sahip olan Türk Halk Müziği, kendi- lumun ortak duygu ve düşüncelerini hem ezgileriyle hem de şiirsel yapısıyla yalın, samimi, coşkulu ve içli ezgilerle anlatan türkülerin sözlerinde, geleneksel kültürü ifade eden hemen her konuda bilgiyi bulmak mümkündür. Bu sözler, sadece türkünün ezgisel yönünün aktarılmasında kullanılan bir araç olmakla kal- mayıp aynı zamanda verdiği mesajlarla toplum yaşamına katkı sağlamada etkili bir iletişim aracı olma özelliğine sahiptir. Bu parçada müzikle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? and inca Ve tik to. TES lk ulusun leği etk Az di A) Insanlar arasında iletişimin vasıtası olarak kullanıldığı B) Birikimlerin gelecek nesillere aktarılmasında etkili olduğu C) Türkülerin kültürel ögelerin izdüşümü olarak görüldüğü D) Halk müziğinin çağın koşullarına göre yeniden yapılandı- ıldığı E Halk müziğinin biçimsel özelliklerinin başka uluslara ben- zediğine y= C