Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

GRAFTA ANLAM-II mez. aynı için ara- abi- Ba- açlı SORULAR 11. İş gerçek bir şey değildir, sadece bir anlaşmadır ama gene de işin amacı bunun insanları, ürünleri ve hiz- meti nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundurmadan işin içinde kalmaktır. Sözü edilen düşünceden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) İş, aslında kendi içinde kalınması ilkesini gerekli kılan bir anlaşma sistemidir. B) İş gerçek olmadığı için boş bir uğraştan ibarettir. C) İşin kimlere, nasıl etki edeceği pek önemli değildir. D) Dünyada gerçek olan tek şey işin gerçekliğidir. E) İşin içinde kalmak aslında işin tam olarak gerçek amacıyla örtüşür. ÇÖZÜ 9. Veril ve h zor dar an ğu rir he ģ

n 2 ne dan arklı unu r r? 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1950'lerden başlayarak 1970'lere kadar uzanan hayatın bir yansıması olarak kaleme alınan Fikrimin Ince Gülü romanı, Adalet Ağaoğlu'nun Damla Damla Günlerinde belirttiği üzere "kadın yazar" unvanından dörtnala kaçtığı bir döneme denk gelmiştir. Kadın yazarların, roman ana kahramanlarını da kadın olarak seçmeleri, Ağaoğlu tarafından söz konusu unvana çanak tutmak olarak algılanmıştır. Yazar, kapitalist ilişkiler ağında insanoğlunun kendine yabancılaştığını düşünmüş ve onun bu parçalanışını kurcalamak istemiştir. Bu istek, Ağaoğlu'nu "erkek gözü" ile yazmaya itmiştir. Düşlediği yolculuğa "erkek gözü " ile çıkması gerektiğini kavrayan yazar; bu erkeğin kim olacağını, nerede ve nasıl birini temsil edeceği konularında ise belirsizlik yaşamıştır. Aydınlatıcı bir dürtü bekleyen Ağaoğlu, bir rastlantı ile aradığı keşif anını bulmuş ve kendi deyimiyle bu anın tekerlek izinden son noktaya kadar gelmiştir. 39. Bu parçada "tekerlek izinden son noktaya gelmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayalî durumları gerçeklikle ilişkilendirmek BY Bitmemiş olayları zihinde tamamlamak C) Düzenli bir şekilde yazmaya devam etmek Bir ipucundan hareketle nihayete kavuşmak E) Belirli bir amaç doğrultusunda yazmak 40. Bu parçadan hareketle Fikrimin Ince Gülü adlı romanla ilgili hangisi söylenebilir? A) Kadın psikolojisini derinden ele alıp farklı tekniklerle anlatma yoluna gittiği B) Toplumsal bir meseleyi yıllarca süren gözlemlerle gerçekçi olarak verdiği Bu yas 2. Ce 1. 1. C) Yazarın zihninde bir tesadüf sonucu belirip diğer eserlerinden farklı bir bakış açısıyla oluştuğu D) Romanlarına yönelik eleştirileri dikkate alarak popüler bir konuyu gündeme taşıdığı E) Yazarlık hayatının zor bir döneminde modernist anlayışla fantastik bir konuyu işlediği TESTİ BİTTİ. Sa öğ pa KL V M C

vizy stic gisi e mediğini er LIMIT YAYINLAR Hikaye olduğu 25. 1933 yılı öncesi sanat faaliyetleri Türk resim sanatının gelişiminde önemli roller almasına karşın Türk resim folklorik ögeler ve geleneksel sanatlar olan bir kimlik sanatı, Batı resim sanatının gerisinde kalmıştır. Kayna sanatının çağdaş akımlarla bir etkileşim içinde olması arayışına girişen D Grubu ressamları, Türk resim yakalamış; böylece Türk resim sanatının Batı'yı geride gereğinden hareketle sanatta en güncel olanı takibine son vermiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler niteliktedir? Yaşanmışlıklarından ders çıkaramayanlar, geleceğ güvenle bakamaz. B Sanatta biricik olmak, ülkeni tanımak kadar evrensele uzanmaktan da geçer. Toplumun değerleriyle bütünleşebilen sanatçı, genelin içindeki özeli yakalar. Sanata eğilimli insanın başarıyı yakalaması, beslendiği kaynakları özümsemesine bağlıdır. E) Kendine has bir sanat anlayışı, geleneksel yaklaş ile modern enstrümanların harmanlanmasına dayanır. Diğer sayfaya ge 90 hid

19. İlk kitaplarımı üzerinde çok düşünmeden yazdım. Üslu- bumda ne yapmak istediğime dair belli belirsiz bir fik- rim vardı ama gene de bir şeyler eksikti. Doğru tonu keşfettiğim güne kadar o şeyin ne olabileceğinden pek de emin değildim. Doğru tonu ilk kez Yüzyıllık Yalnızlık romanını yazarken buldum ve kullandım. Çıkış noktam ed büyükannemin masal anlatma yöntemiydi. Büyükan- nem bize olmayacak türden hayalî ve ürpertici şeyler an- latırdı sürekli ama bunları "taş gibi bir suratla" anlattığı nsbriçin hepimiz oturup dinlerdik. Bu yüzde gördüğüm etki- smiolenmişlik ifadesi bize masal anlattığı süre boyunca hiç değişmezdi. Anlattıklarını büyüleyici kılan onun bu hâli ve tavrındaki değişmezlikti. Kullanmam gereken bu dili, büyükannenin yüz ifadesi bir gün gözümün önüne gel- diğinde buldum ve on sekiz ay boyunca her gün oturup bunun üzerinde çalıştım. Yüzyıllık Yalnızlık, bu üslupla doğdu, büyükannemin üslubu dediğim şu "taş gibi bir suratla!" aimlhov hey sysmsiminsT (8 Bu parçada yazar, "taş gibi bir suratla!" diye tanımla- dığı ve romanında kullandığı üslup ile ilgili aşağıda- kilerden hangisini anlatmak istemektedir? A) Anlatılan olayın öncelikle yazarda uyandırdığı etkiyi B) Eser boyunca merak unsurunun canlı tutulmasını C) Anlatımın düşsel ögeler barındırmasını D) Kurallarına uygun ve ciddi bir dilin kullanılmasını E) Yazdıkça kendiliğinden şekillenen bir anlatımı

Paragrafın Anlatımı, Anlamı ve Yorumu - 18 5. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Keşiş Dağı olarak anılan, 1925 yılında bugünkü adını alan Uludağ; Marma- ra Bölgesi'nin en yüksek noktası olarak kış ve kayak tu- rizminin en önemli merkezi olma unvanını koruyor. Türkiye'de "kayak" denilince akla ilk gelen merkezler olan, bir dönem sayısız Yeşilçam filmine ev sahipliği ya- pan Uludağ; yenilenen tesisleri, kayak pistleri ve çeşitli aktiviteleriyle tatilciler için cazibesini sürdürüyor. Bursa kent merkezinde tarihî hamamlar ya da otellerde termal keyfi yaşayan; romatizma, hepatit ve kan hastalıkları, metabolik bozukluklar ve doğum rahatsızlıklarına iyi ge- len sıcak sularda kış keyfi yaşayanlar; bir saat gibi kısa bir süre içinde neredeyse sıfır noktasından Marmara'nın en yüksek yerine çıkıp kayak yapabiliyor. TYT Bu parçada Uludağ'la ilgili aşağıdakilerden hangisi- ne değinilmemiştir? A Önceki adının ne olduğuna By Marmara Bölgesi için önemine Birçok filme mekân olarak seçildiğine D) Kaplıcalarının şifa kaynağı olduğuna EXKent merkezine yakınlığına 8.

2. Gazetedeki köşemde yazdığım yazılarda bir şirke- ti veya bir kurumu eleştirsem hemen arayıp "Halle- dilmesi gereken bir işiniz mi vardı?" diye soruyorlar. Halbuki ben sadece olanlarla ilgili eleştirilerimi ya- zıyor, fikrimi ortaya koyuyorum. Onlara göre bizim "fikrimiz" yok, yalnız "çıkarlarımız" var ve bütün bu yazıları çıkarlarımızı korumak ve istediklerimizi el- de etmek için yazıyoruz. Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır? A) Yazdığı konuların ilgi görmemesinden B) Eleştirilerinin arkasında gizli gerekçeler aran- masından C) Düşüncelerini istediği gibi dile getirememesin- den 14. Bir ro kadar bir ke Q) Okuyucuların, yazdıklarını beğenmemesinden E) Eleştirdiği kişilerin, bu eleştirilere çok sert cevap vermesinden yoru mi F öne leri ke riv A

e Ş 1- n e n et T e e n k a Y 1 G 1 -- Y YAYINLARI 6. Geleneksel işlem modelinde bilgisayarların düşünme, técrübelerden yararlanarak iş akı- şına yön vereme kabiliyeti yoktur. Çıkarım insanoğluna has bir süreç olup bilgisayarlar düşünme yeteneğinden yoksun ve insanlar tarafından verilen talimatlara katı bir şekilde bağlıdır. Oysa bilişsel işlem sistemleri insan- ların yaptığı gibi kendi kendine çıkarımlar yapıp kararlar üretebilmektedir/Programcı tarafından oluşturulan komutlar icra edilir- ken çalışma sürecindeki deneysel sonuçlar ve elde edilen istatistiki verilerle iş akışı için alternatif yollar üretilip izlenebilmektedir. Bu şekilde bilgisayarlar, gerçekleşen işlemlere kendi düşünceleri ile yön verebilmektedir. Bu durum doğru sonuca daha etkin ve daha az maliyetle ulaşmayı sağlamaktadır. Bu parçadaki altı çizili söz ile 1. Düşünme yeteneği olmayan bilgisayarla- ra teknolojik programların yüklenmesine Bilgisayar sistemlerine gerçekleştirdiği iş- lemlere yön verebilme özelliğinin kazan- dırılmasına III. Bilgisayarlara insanlar tarafından komut verilmeden de iş ve işlemleri yapabilme özelliği kazandırılması gerektiğine IV. Bilişsel işlem sistemlerinin teknolojiye uyumlu duruma getirilmesi gerektiğine V. İstenilen sonuçlara daha hızlı ve daha az maliyetle ulaşılması için çalışma yapılma- sına yukarıda verilenlerden hangisine gönder- me yapılmıştır? A) I D) IV B) II E) V

i a 31 a e ni u n- de n, SI m ta- 1 Y A M Gazete ve dergi gibi iletişim araçlary, şiir, öykü gibi sanat ürünlerinin gelişip boy attıkları ortamlardır Bu ürünler için kaçınılmazdır on- lar. Ağızdan ağıza yayılma bestelenme gibi olasılıkları göz önüne alındığında şiir, belli bir ölçüde onlardan bağımsız olabilir ama öykü onlarsız olamaz Gazete ve dergilerde filizlenmemiş bir öykünün, herhangi bir mar- ketin göze batmayan bir rafında küflenmeyi bekleyen adını, tadını bilmediğimiz bir gıda maddesinden farkı kalır mı? Cocam ang you placen Bu parçada "öyküyle" ilgili vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangi- sidir? Dnes A) Öykünün şiirden farklı bir nitelik taşıdığı B) Okurla öykü arasındaki bağın güçlü olduğu C) Öykünün ancak gazete ve dergi gibi ileti- şim araçlarıyla okura ulaşabileceği D) Şirin öyküden daha çok okur bulacağı E) Öykünün zaman içinde olgunlaşıp hak et- tiği yeri bulacağı

28. Yeni öğrendiğimiz bilgilerin unutulması her ne kadar insan entre olmamızın bir gereği ve sonucu olsa da bu durumu engel- leme ya da bu bilgileri kolayca hatırlayabilme ile ilgili birçok çalışma yapılmış, birçok teori geliştirilmiştir. Bu teorilerden biri de "Ubbinghaus Unutma Eğrisi"dir. Buna göre bilgiyle karşılaşıldıktan sonraki en hızlı düşüş ilk 20 dakika içerisin- de gerçekleşmektedir. Bu teoriye göre herhangi bir bilgiyi öğrendikten sonra uzun süreli belleğe geçmesi için ilk 20 dakika içerisinde hiçbir tekrar yapılmadığında uzun vade- de o bilgiyi hatırlama oranımız %40 oranında düşmektedir. Başka bir deyişle, bilgiyi öğrendiğimiz anda sahip olduğu- muz %100 hatırlama olasılığı, 20 dakika sonra %60'a düş- mektedir. Ardından daha yavaş bir hızda olsa da yine tek- rar etmediğimiz takdirde en kritik ikinci düşüş, 24 saat son- ra, %20'lik bir hatırlama oranını daha kaybederek gerçek- leşmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse bilgiyi öğrenme- mizden 24 saat sonra, o bilgiyi tekrar etmediğimiz takdirde hatırlayabildiğimiz oran ortalama %40'tır. nerim Bu parçada yeni öğrenilen bilgilerle ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? Unutulmasının doğal bir durum olduğuna B) Unutulma sürecinin nasıl gerçekleştiğine C) Hatırlamada tekrarın he oranda etkili olduğuna DY Bir günlük süre sonunda ne oranda hatırlandığına E) Hatırlama için tekrarın nasıl yapılması gerektiğine

V 8. Zeytin yetiştiriciliğinin yapıldığı ülkelerde, sık dikime uygun çeşitlerle kendi ekolojik koşul- larına uygun dikim sistemlerinin belirlenmesi amacıyla çok sayıda çalışma gerçekleştiril- miştir. İspanya'nın Katalonya bölgesinde, sulanmayan koşullarda Arbequina zeytin çe- şidini, dekara 17, 22, 22.7 ve 38 adet ağaç olacak şekilde, 1984-1994 yılları arasında yetiştirmişlerdir. Hektar başına ortalama zeytinyağı üretimi ve verimi, dikim sıklığı- na paralel olarak artmış ancak dikim sıklığı arttıkça meyve ve yağ kalitesinde düşüşler saptanmıştır Dekara 31.2 adet ağaç dikilen dikim sıklığından/en yüksek ekonomik geti- ri sağlanmıştır. Daha sonra makineli hasada uygun süper sık dikim şeklinde Arbequina zeytin çeşidini, dekara 78 ile 258 adet ara- sında değişen sayılarda dikmişlerdir. İlk 7 yıllık sonuçlara göre, dikim sıklığının artması, A rox meyve kalitesini değiştirmemiş ve toplam yağ miktarını doğrusal şekilde arttırmıştır. Y R e - K i -. 1 a 3- a a 1- bi in 7- m ka . G 1 Y en A Y 1 N a- L Sre ge- aş- A R a- un- sina hu- nab n to- liteli sına SO- masi Bu rapor ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) En yüksek ekonomik getiri, dikim sıklığı- nin dekara 38 ağaç olacak şekilde dikimin yapıldığı yıllarda sağlanmıştır. B Yapılan çalışmalar, meyve ve yağ kalite- eini artırmak için dikim sıklığının artırılma- si gerektiğini göstermiştir. C) Dikim sıklığındaki artışa bağlı olarak meyve ve yağ kalitesi düşmesine rağmen üretim ve verimde artış gözlenmiştir. D) Sık dikim yöntemiyle dikilen Arbequina zeytininden aradan yedi yıl gibi bir zaman geçtikten sonra gelir getirecek seviyede verim sağlamıştır. E) Makinek hasada uygun süper dikim sık liğin uygulayan İspanya, yağ kalitesinin artmasına bağlı olarak ciddi anlamda ekonomik gelir elde etmiştir.

24. Cervantes'in yazar olarak dünya çapında tanınmasını sağ- layan eseri, Don Kişot'tur. Bugüne kadar otuz sekiz dile çev- rilerek dünyanın en çok okunan eseri olan bu roman, dün- ya edebiyat ve kültür tarihinin köşe taşlarındandır. Yazıldığı döneme kadar edebî metinler, mitler ve destanlardan olu- şurken ilk kez sıradan bir insanın hikâyesi Don Kişot'ta yer bulmuştur. 1605 yılında basımı tamamlanan kitabın konusu, Cervantes'in kendi hayatından izler taşır. Basılır basılmaz döneminde en çok okunan kitap olan Don Kişot, korsan ya- yıncılığın da ilk kurbanlarından biri olmuştur. Bu parçadan Don Kişot'la ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? Tek eseri olduğu hâlde yazarının dünya çapında tanın- masını sağlamıştır. B) Yazıldığı zaman dilimine kadarki yerleşik edebî anlayı- şın dışında yer almıştır. Bugüne kadar dünyada en fazla dile çevrilmeyi başaran eser olmuştur. D) Büyük ölçüde yazarın kendi yaşamından yola çıkılarak oluşturulmuştur. İçeriğinde, korsan yayıncılar tarafından ciddi değişiklik- ler yapılmıştır.

e 19. ve 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. ABD'nin Tennessee eyaletinde yaşayan Jackson Oswalt, 2018 yi- lı başında, evinde kurduğu laboratuvarda nükleer füzyonu (çe- kirdeksel kaynaşma) gerçekleştirmeyi başardığını açıklamıştı. 12 yaşından beri proje üzerinde çalıştığını belirten Oswalt, 19 Ocak 2018 tarihinde yani 13. yaş gününden hemen önce amacına ulaş- tığını duyurmuştu. 50.000 volt elektrik kullandığını ve kurduğu özel düzenek ile döteryum gazının iki atomunu birleştirmeyi ba- şardığını, atomların çekirdeklerinin ve reaktörünün plazma çe- kirdeğinde kaynaştığını anlatan Oswalt, sonraki aylarda bazı sı- namalar gerçekleştirdikten sonra çekirdeksel kaynaşma gerçek- leştirmeyi başardığına kesin olarak ikna olduğunu belirtiyor. Nük- leer füzyon yapmayı başardığına inanmasını bile şaşırtıcı bulan- lara karşın Oswalt, sistemindeki başlıca sızıntılar konusunda bü- yük ilerleme kaydettiğini ve dikkate değer sonuçlar elde ettiği- ni ekliyor. 19. Bu parçadan Oswalt in deneyiyle ilgili olarak 1. Çalışmayı birçok kez denediği, II. İki atomu birleştirdiği, III. Laboratuvarı evinde kurduğu bilgilerinden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve III B) Yalnız II DYNiçin 2 E) I, II ve III 20. Bir haberden alınan yukarıdaki parçada haber metinlerinde ol- ması gereken 5N 1K sorularından hangisinin karşılığı yoktur? A) Ne B) Nerede C) Ne zaman C) I ve II E) kim

dıyla enüz ndan ayış Itin- yın- ikte nde ayı ve şi- ur na r. 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Bir edebiyat klâsiği olarak Madam Bovary'nin önemi hem konusundan hem de çığır açıcı biçimsel yaklaşımın- dan kaynaklanır. (II) Romantik akımın şairleri ve romanci- ları insan ruhuna dair iyimserliklerini sürdürürlerken çok daha kötümser olan Flaubert, Emma'ya yaklaşımında analitik ve bağlantısızdı. (1) Genç Emma Bovary, rahibe- ler tarafından eğitilmiş ve kırsal bölgede yetişmiş kadındı. (IV) Aynı zamanda hikâyenin ruh halindeki değişimler ile eşleşmesi için öykülemenin farklı bölümlerinde dilini alttan alta değiştirerek düzyazıyı yenilikçi şekillerde yönlendirdi. (V) Flaubert'in ölümünden sonra, Lev Tolstoy'dan (1828- 1910) Thomas Hardy'ye (1840-1928) kadar gerçekçiliğin pek çok ustası, ona çok şey borçlu oldukları ustalık eser- lerini yarattılar. 37. Bu parçada Flaubert ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A Realist yaklaşımla yapıt veren başka yazarları etkilediği Sözü edilen yapıtında çok önemli bir yenilik yaptığı C) Yapıtının kahramanına karşı yansız ve gerçekçi bir tutum sergilediği D) İnsan ruhuna iyimserlikle yaklaşan romantik sanatçılar- dan etkilendiği E) Yapıtında kahramanın ruh hâline uygun yazı tarzları kullanabildiği

Gerçek şair en hakir görülen şeylerden bile şiir değeri yüksek metinler üretebilir. Baudelaire'e göre büyük şair, "her konuda başarılı şiirler yazabilen" kişidir. Sedat Umran, şiir dili, içerik çeşitliliği ve özgünlük bakımından bir örnek metin olarak Leke ve Kara Işıldak, bu tanıma uygun düşmektedir. O, insanlara, durumlara, nesnelere, makinelere, ev aletlerinden teknik malzemelere kadar birçok şeyi şiirin konusu yapmıştır. Bu parçaya göre Sedat Umran'la ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiiri küçük şeylerden yola çıkarak soyutlama- larla örmesi... B) Şiir değeri yüksek ve özgün metinler ortaya koyması Sıradan konuları ilk kez şiire getirmesi D) Hemen her konuda şiir yazmış olması E Siire uzak olduğu düşünülen konularda başarılı şiirler yazması

Beethoven çok verimli ve yenilikçi bir besteci. Beste yapma hızı ve bestelerindeki yenilikler dinleyicilerini olduğu kadar eserlerini icra edenler için de şaşırtıcı. Duyma yeteneğini yitirene kadar çok başarılı bir piyanist olarak tanınan ve belki de o nedenle besteciliği iyi değerlendirilemeyen Beethoven, çalınamaz denen kendi bestelerini etkileyici bir biçimde seslendirmesi ve doğaçlama yeteneği ile dikkati çekiyor. Çekemezler etrafında sarmalanıyor. Eserlerinin icrasında yaşadığı kıntılar, müzisyenlerin "Bu eser çalınamaz." diye isyan etmeleri ve çoğunlukla değerini vererek çalmamaları da Beethoven'in hak ettiği üne erişmesini geciktiren önemli engeller olmuş. Hem eserlerin yazılış süreçleri hem de icralarında yaşananlar, Beethoven'in notalarının yayıncıları ile yaşadıkları da oldukça ilginç. Bu parçada Beethoven'e yönelik olumsuz durumların hangisine değinilmemistir? A) Kıskanılmasına B) Yoksulluğuna C) Sağlık sorunlarına D) Anlaşılamamasına E) Değerinin geç bilinmesine PEKİŞTİRME TESTLERİ OTT

11. Ülkelerin medeniyet seviyesi farklı olsa da bütün dünya- da birtakım olaylar karşısında görülen tepkilerin benzer olduğu görülür. Bu durum, o olayın muhatabının aynı veya benzer olmasından kaynaklanmaktadır. Black Friday, kültürel değer odaklı bir pazarlama ürünüdür. Black Friday'in Türkiye'deki varlığına bakacak olursak bugün tüketime dayalı alışverişi vazgeçilmez gören ke- sim tarafından alışveriş için iyi bir fırsat olarak değerlen- dirilebilir. Fakat Türkiye'de kültürel normların etkisi ile Black "siyah" ve Friday "cuma" sözcüklerinin yan yana kullanılması din esaslı birtakım ticari kaygıları devre- ye sokmaktadır. Türklerin siyah rengine yükledikleri "matem", meşhur bir hikâye ile herkesin malumudur. Beyatlı'nın siyah servileri, dizeye yakıştırılamamış ve altı ay sonrasında serin serviler olarak değiştirilmiştir. Bununla birlikte toplumun büyük bir kesiminin cuma gününü kutsal kabul etmesi de ticari kurumları bu iki sözcüğü, ticari kurumlar tarafından çağrışım, benzet- me, ekleme, birleştirme, değiştirme yollarından biriyle yeniden yaratma yoluna itmiştir. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Tüketim olgusunun dil üzerindeki belirgin etkisi or- taya konulmaktadır. B) Dilde yeni kavramların oluşması ticari kaygılarla ilişkilendirilmektedir. C) Black Friday'in Türkçedeki yansıması dil ve kültür açısından ele alınmaktadır. D) Kimi markalar tepki çekmemek adına alternatif ad- landırmalara gitmiştir. E) Yeni adlandırmalara yönelik tüketici tutumları kül- türel normlarla açıklanmaktadır.