Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

iği için ha- r yaklaşım torların si- 23. Rivayet odur ki bir şehirdeki sokağın birinde üç terzi var- __mış. Günün birinde aynı sokağa bir terzi daha açılır ama dükkân sahibinin iddiası büyüktür. Tabelasının bir köşe- sine "şehrin en iyi terzisi" notunu düşmüştür. Buna kızan terzilerden biri kendi tabelasına "ülkenin en iyi terzisi" yazdırır. Eh, üçüncü terzi de onlardan geri kalır mı? O da tabelasına "dünyanın en iyi terzisi" notunu yazdırır. Olan biteni uzaktan izleyen son terzi, arif bir kişiliktir. O da kendi tabelasına şu notu yazdırarak yarışın mutlak galibi olur: "bu sokağın en iyi terzisi" Bu parçayla ilgili, Alçak gönüllü olarak da iddia sahibi olunabileceğine işaret edilmektedir.. Kendini olduğundan büyük göstermenin insanı gü- lünç duruma düşürebileceği ima edilmektedir. Kişinin öz güvenli olmasıyla kibirli olması arasında ince bir detay olduğuna gönderme yapılmaktadır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız D) II ve III E) I, II ve III I ve II

23-24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sait Faik ve Sabahattin Ali'nin kendilerine özgü öykü anlayışlarıyla edebiyatımızda iki ayrı kanal açtıkları söylenir de Orhan Kemal'den hiç bahsedilmez. Niçin bahsedilmez? Yeterince kafa yorulmadığı, doğru anlaşılmadığı için. Oysa bizim edebil- yatımızda Orhan Kemal de birilerine öykünerek çıkmamıştır yola. Belki toplumcu eğilimlerinden etkilendiği Batılı yazarlar girmiştir yaşamına. Yoksa kendi dünyasından el almış, başkalarına pek de gönül indirmemiş bir yazardır. Kendine açtığı patikadan yürümüş, kimseyi izlemediği gibi kendinden sonra gelen genç yazarların kendini izlemesinden de pay çıkarma- mıştır. 23. Bu parçada Orhan Kemal'le ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Roman, hikâye, anı gibi faklı türde eserler verdiğine B) Bağlı olduğu gelenek üzerine çok fazla düşünülmediğine C) Sanatı konusunda mütevazı davrandığına D) Etkilediği genç yazarların da bulunduğuna E) Sait Faik ve Sabahattin Ali kadar ses getirmediğine gner n YEN ILLI EGITIM

yere insan, oldur- seniz boş- zanır iymiş adan osluk- liğini, şluğu şılığı celeri -DENEME -dükkânı Sümer efsaneleri, Hitit şarkıları, ağıtları, Yunan destanları, Mısır şiirleri... Eski ne kadar metin varsa beni aldı insan- liğin çocukluk evresine götürdü, aynı zamanda hâlâ çok da büyümediğimiz gerçeğine. İlk yazılı metin Gılgamış destanındaki izlek, insanoğlu için hâlâ değişmemiştir. Hâlâ ölümsüzlüğü arıyoruz. Gılgamış, yaşadığı dönem için gerçekleştirilmesi imkânsızmış gibi görünen bir deniz yol- culuğuna çıkıyordu başka dünyaları keşfetmek için. Aynı keşif duygusu bugün de sürüyor, belki Gılgamış gibi sedir ağacından yapılan bir salla değil ama gelişmiş mekiklerle. Uzaya açılıyoruz; yeni dünyalar keşfetmek, sınırlarımızı aşmak, yeni bir şeyler bulup görebilmek için... Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığıdır? A) Eskiye ait metinler insana neden çocukluğunu hatırlat- maktadır? B) İnsan her zaman hayallerini gerçekleştirebilir mi? C) Merak duygusu ile insanın yapabileceklerini gerçeğe dönüştürebilir miyiz? D) İnsanı tarihin başından beri arayışa sevk eden sebep nedir? E) Ölümsüzlüğü arama tutkuşu neden çok önemli görül- f müştür?

11. Insani ve sosyal unsurlar insan hayatının var olduğu her yerde birbirine bağlı halkalar şeklinde ilerlemiş ve ilerlemeye devam edecektir. Çevre, insan hayatını daima şekillendiren ve insan- dan ayn düşünülemeyen bir parça olmuştur. III. Yıllardan beri süregelen "Çevre mi insanı etkiler, in- san mi çevreyi?" ikilemi hep var olmuştur. IV. Bu zincirleme etkiyle birlikte çevre üzerindeki olum- lu ve olumsuz koşullar insan psikolojisini de himaye altına almıştır. V. Çünkü insanın her zaman çevresindeki kişiler ve sosyal unsurlarla birlikteliği neticesinde, birbirini et- kilemesi kaçınılmaz bir gerçektir. VI. Dolayısıyla insanın varoluş macerasında ikisi de bir- birini etkilemekte ve şekillendirmektedir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan beşinci olur? A) I B) II C) III olduğunu farte IV 3-2-5 C- E) V www.sorubankasi.net 12 O 0 A

21. (1) Sinema tarihi, sinemaya uyarlanmış sayısız edebiyat yapıtıyla doludur. (II) Bunların hepsinde ortak yan sinemaya gidip film izlemeye başladığımızda yaşadığımız deneyimin artık okumaktan çok seyretmeye dayalı olmasıdır. (III) Sanat- çı açısından durum böyleyken seyirci açısından bu deneyim pek de farklı değildir. (IV) Deneyimimiz bir roman ya da öykü okumaktan öylesine farklı bir noktaya gelir ki bazı durumlarda bu olgu, yazar ile sinemacı arasında tartışmalara yol açabilmektedir. (V) Yine de sinemada çok başarılı edebiyat uyarlamalarına rastlamak mümkündür. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

YET ALLIE 2. Biçimde yaptığı en büyük yenilik, usun (aklın) iki ilkesine, zaman ve uzay (bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz 1 11 boşluk) ilkesine aldırmamasıdır. Zaman ve uzay yokmuş gibi davranıyor (hareket ediyor) Thom ton Wilder. Buzul çağında III B) II laci yaşayan insanlar, bugünün insanının kılığıyla (kıyafetiyle) dolaşıyorlar. Tufan çağının (zamanının) insanlarının kullandıkları IV V ayal eşya da bugünün eşyası. D) IV Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? E) V C) III A) I

1 A 28. (1) Ulus sınırlarının ötesine taşmayı amaçlayan küreselleşmeyi var eden ve geliştiren unsurlardan en önemlisi hiç kuşkusuz iletişim araçları ve ağları olmuştur. (II) Küreselleşme sürecinin, sınırları kaldırarak ortak ve homojen bir dil, kültür ve toplum yaratma fikri, bireysel ve toplumsal dönüşümün itici gücü olmuş; böylece iletişim araçları yoluyla yeni bir toplum biçimine doğru yol alınmıştır. (H) Küreselleşme ile sanayi toplumu, yerini yapísal farklar gösteren bilgi toplumuna bırakmaktadır. (IV) insanlar, daha hızlı olan ve kendilerini daha geniş kitlelere ulaştıran sosyal medyayı, toplumsal faaliyetlerde de kullanmaya başlamıştır. (V) Çünkü saniyelerin bile önemli olduğu günümüzde bir faaliyet veya etkinlik kolay bir yoldan sosyal medyada duyurulmakta ve kitleler harekete geçebilmektedir. (VI) Söz gelimi bir kişinin şahit olduğu bir olayı anında sosyal paylaşım hesabında yayımlamasıyla kilometrelerce uzakta olan bireyler bile bundan haberdar olmakta, harekete geçebilmekte ve düşüncelerini beyan edebilmektedirler. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II + B) I C) IV DV EV

4. 1. Batılı anlamdaki modern tiyatronun dışında kalan, Türk toplumunun geleneksel yapısı içinde ortaya çıkan gösterim türlerinin tümü, geleneksel Türk tiyatrosu terimiyle karşılanmaktadır. II. Geleneksel Türk tiyatrosu içinde Karagöz, orta oyunu, köy seyirlik oyunları, meddahlık, tuluat, kukla ve diğer seyirlik sanatlar da değerlendirilir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Batı tiyatrosundan farklı olarak geleneksel Türk toplumunda ortaya çıkan geleneksel Türk tiyatrosu; içine Karagöz, orta oyunu, meddahlık, köy seyirlik oyunları, tuluat, kukla ve diğer seyirlik oyunları alarak gelişimini sürdürür. B) İçine Karagöz, orta oyunu, köy seyirlik oyunları, meddahlık, tuluat, kukla ve diğer seyirlik sanatları alan geleneksel Türk tiyatrosu terimi; Batılı deyimiyle modern tiyatronun dışında kalan tüm sanatları değerlendirir. C) Modern tiyatro değerlerini yadsıyarak geleneksel toplum yapısında ortaya çıkan Karagöz, orta oyunu, köy seyirlik oyunları, meddahlık, tuluat, kukla ve diğer seyirlik sanatlar; Batılı tiyatro tanımının kapsamında değerlendirilmiştir. D) Batı kaynaklı modern tiyatronun dışında kalıp Türk toplumunun geleneksel yapısı içinde ortaya çıkan gösterim türlerinin tamamı biçiminde tanımlanan geleneksel Türk tiyatrosu; Karagöz, orta oyunu, köy seyirlik oyunları, meddahlık, tuluat, kukla ve diğer seyirlik sanatları da kapsamaktadır. E) Kaynağını Batı'dan almayan ve Türk toplumunun geleneksel yapısı içinde ortaya çıkıp zamanını tamamlayan göster türleri içerisinde geçen Karagöz, orta oyunu, köy seyirlik oyunları, meddahlık, tuluat, kukla ve diğer seyirlik oyunla geleneksel Türk tiyatrosu olarak bilinir. TI MILLI

7, mayım, suna V. Oth ifadelerinden han Dive BLI ve IV III ve V E 28. Gelip yüzüne karşı özür dilemeyi çok istedim ama ya becereme- dim ya korktum. O yüzden yazmak istedim çünkü hayat benim gibi basit insanların konuşarak güzel cümleler kurmasına izin vermiyor. Ben mutlu olmak isterken etrafına sadece mutsuzluk saçan bir adam oldum. Mutlu olmak için önce mutlu etmek gerektiğinin geç farkına vardım. Yalvarırım benim gibi olma oğlum. Sevgini gös- termekten çekinme. Yüreği söyleyemedikleri yüzünden keşkelerle dolanlardan olma. Ne kadar yaşarım başıma ne gelir bilmiyorum ama elimden gelen sadece bu özür mektubu. Bu mektubun yazarı hakkında aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Pişmanlık, üzüntü gibi duyguların etkisindedir. B) Gerçekleştirmek istediklerini eyleme dönüştürememiştir. (C) Duygularını konuşmak yerine yazarak paylaşmak birinci önce- liğini teşkil etmektedir. D) Kendisinin düştüğü hataya başkalarının düşmesini isteme- mektedir. E) Korkuları yapmak istediklerine engel olmuştur. /uzmanyayinlaritv/uzmanyayinlari (m

a 12. Bu konuda değişik özlemlerden söz edilebilir. Sanatçının kişiliğine göre, yaşadığı çağa göre değişebilir sanat yapma eyleminin nedenleri. Biri çıkar, "Ben çağıma tanıklık etmek istiyorum." der. Diğeri, "Halkı bilinçlendirmek istiyorum." der. Kimi de kendisi için, kendini tanımak için sanata meyleder. Aslında bütün bu sebeplerin altında bir başka sebep vardır ki hiçbir sanatçı onun dışında kalamaz. Bu da zamanı aş- mak, zaman dışı olmaktır. Bugün kalıntılarını bulduğumuz bir taşı oraya diken adsız İlk Çağ insanından günümüzün heykeltıraşlarına kadar hiçbir şair, hikâyeci, romancı ressam yoktur ki sonunu düşleyemeyeceği bir zamana doğru uzan- mayı ya da bir zamansızlığı özlememiş, istememiş olsun. N Bu parçada, I. Kişiyi sanat eylemine iten, hangi etken ya da etkenler- dir? Sanatı ölümsüz kılan nedir? . Sanatın işlevi bireysel mi toplumsal mi olmalıdır? sorularından hangilerinin cevapları vardır? A) Yalnız B) Yalnız II D) I ve (C) Yalnız III EXII ve III

32. Bütün uygar ülkelerde aynı yakınma: "Okumuyoruz." Anlaşılan kitaplar çoğaldıkça okuma sovgisi azalıyor. Ama yine de birçokları için okumak bir hastalık. Ancak böylolori nraştırmak, düşünmek, incolomak için okumaz; okumuş olmak için okurlar. Na sanat heyecanı ararlar no do okuduklarını özümserlor. Ellerine goçoni okurlar. Sabirsizdirlar, sırtlarından bir yük atmak istorier sanki. Okuduklarına karşı çıkmaları ya da onları kabullenmeleri söz konusu değildir. Birçoğu da ollerindeki kitabı kapatır kapalmaz İçindokilori unutur. Bir bölümü de yalnızca okur gibl yapar. En büyük zevkleri de birbirleriyle kitap değiştirmektir. i u Bu-parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Kimileri, okuduklarını içselleştirmezler. B) Bir Ülkede basılan kitap sayısıyla okuyanların sayısı doğru orantılıdır. C) Çok kitap okumak, kitabın anlayarak okunduğu anlamına gelmez. D) Bir grup okur, okuduğunda estetik bir yan aramaz. E) lyi bir okur olmakla çok kitap okumak arasında doğrudan bir ilişki yoktur.

Thomas Mann Büyülü Dağ romanında, sanatoryum gibi dışa kapalı mekân- larda zamanın duvarların arkasında yaşanan zamandan farklı olabileceği- ni gösterir. Romandaki sanatoryumda hastalar için en küçük zaman birimi ay- dır. Uygulanacak tedavilere karar veren doktorlar için ise haftaların günlerden bir farkı yoktur. Sanatoryum, dağların tepesinde konumlandığından hasta- lar mevsimlerin döngüsüne bile tanık olamazlar. Bahardan kalma günler, kış ortasında yaşanan yaz sıcakları ve yaz günü bastıran kar yağışları vardır ora- da ve hiçbiri takvimin gösterdiği mev- simlerle uyuşmaz. Mann bu romanıyla; hastaneye kapatılmayı zamansal bağ- lamıyla ele alır ve bu kapatmanın has- taların öznelliklerinde bıraktığı yabancı- laştırıcı etkiyi işleyerek saatler, günler, haftalar ve yıllar gibi zaman birimlerinin aslında tamamen keyfi uzlaşımlar oldu- ğunu vurgular. Bu parçadan hareketle zaman ile ilgi- li aşağıdakilerin hangisine ulaşılabi- Jir? Ozgisel ve döngüsel zamanın akı- şiyia kişinin bu surece ilişkin dene yimi görelidir B) Zamanın göreliliği kişinin mutlak zamansal döngüden ne kadar uzak laştığıyla ilgilidir. Yediiklimyayıncılık C) Evrensel zamanın çeşitli coğrafi özelliklere göre şekillenen versiyon- ları vardır. P Sistematik bir şekilde düzenlenmiş zamana kişinin uyum sağlaması ge- rekir. Tarihlenebilir zaman ile yaşanan zaman arasında doğrudan bir ilişki mevcuttur.

rlarından lidir ama nemlidir. herkese celendiri- mmel ol- alanının e. Mesai sürekli üne so- zorunda kapa- mutsuz, çabuk etmiş. illardır olma- söy- mak- tar- mul- dir- a- g 01 ● Belli mesleklerdeki kişiler, meslekleriyle ilgili ayrıntı- lara giderek daha fazla dikkat eder hâle gelirler. Al- gıda seçicilik de denen bu durumu gündelik hayatta bizler fakında olmadan yaşıyoruz. Terzilerin, insan- ların elbiselerine; berberlerin, saçlarına; ruh sağlığı uzmanlarının, yüz ifadelerine daha fazla dikkat et- meleri bu durumun tipik örnekleridir. Deneme Sınavı - 02 Bir kişinin kendi mesleği veya ilgisine yakın bir uya- rıcı olduğunda bu kişi, çevredekilerden daha çabuk ve ayrıntılarıyla bu uyarıcıyı algılar. Bir tiyatro salo- nunu, küçük bir deliği birkaç saniye açıp kapatarak bir tiyatrocuya gösterdiğinizde seyirci yoğunluğunu; bir itfaiyeciye gösterdiğinizde ise salonda kaç kapı olduğunu algılar. Bu iki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Benzer bir olgu, aynı ifadeler ve farklı yöntemlerle aktarılmıştır. B) Psikolojik bir durumun birbiriyle çelişen yönlerine dik- kat çekilmiştir. C) iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğu ifade edilmiştir. D) Farklı sözcüklerle dile getirilen bir iddia karşıt örnek- lerle anlatılmıştır. CA Aynı olgu farklı ve birbirine paralel örneklerle destek- Tenmiştir. 1on07 133131 yen ayan

17. Batı edebiyatı tarihinin en temel metinlerinden olan Kral Oidipüs'te Oidipüs babası olduğunu bilmeden Kral Laios'u öldürür ve annesi olduğunu bilmeden lokaste ile evlenir. Doğu edebiyatlarının bunun karşısına çıkardıkları eser ise Şehname'de geçen Rüstem ile Sührab'tır. Orada da Baba Rüstem, oğlu Sührab'ı öldürür bilmeden. Birçok benzerlik içeren iki efsanede temel bir fark vardır: Batı efsanesinde oğul babayı, Doğu efsanesinde ise baba oğulu öldürür. Başka bir deyişle Batı'nın oğul'u, Doğu'nun babayı yaşatması, üzerinde düşünmek gerekir. Bu belki de Doğu ve Batı kültürleri arasındaki en önemli farkın da sembolüdür. Belki de Doğu toplumlarının daha itaatkâr olmasının kaynağı buralardadır. Çünkü Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) bu tür anlatılar arasındaki benzerlikler farklılıklardan fazladır B) Doğu'da gelenek, soyluktan önemlidir C) oğulu yaşatmak, Doğu geleneğine daha uygundur D) kimin yaşayacağına karar vermek, kadere bırakılmamıştır E) her anlatı onu oluşturan halkın muhayyilesini ve düşünüşünü yansıtır

30. Trenden indim; bavul elimde, lisenin önünden geçtim. Şehri yabancılıyordum. Yeni binalar yapılmış, yeni mağazalar açılmış, cadde ve sokaklarda değişiklikler olmuş, eskinin o canım güzellikleri kaybolmuş ne yazık ki. On yıl içinde ne çok şey değişmiş! Şimdi çok iyi hatırlıyorum, o gün hep birlikte istasyona gelmiştik. Annem istemiyordu gitmemi. Zayıfmışım, yalnız yapamazmışım. Gurbette perişan olurmuşum. Bunun için ağlıyordu için için. Sevdiklerimden ayrılmanın hüznü beni de sarmıştı ama ben o gün ağlamamıştım. Çünkü daha güçlü görünmek zorunda hissetmiştim kendimi. Bunun için de annemi yüreklendirmeye, şakalarımla güldürmeye çalışmıştım. Bu parçada; üzüntü II. metanet gushi III. sitem duygularından hangileri belirgindir? + A) Yalnız I B) Yalnız II D) Ive III Carign EXI ve III C) I ve II 31. Nedeni, yönü ne olursa olsun gönülsüz yanılan bütün göçler göm 32. --- SI Sa V ta D e ü B a A E C E

6 Duygu ve düşüncelerinizl kesin olarak ifade edin. Bu parçada, öfkelenmeyle ilgili olarak verilen öne arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Bulunduğu yerden belli bir müddet ayrılmak B) Karsisindakiyle sakin ama net bir tavırla konuşmak C) Ofkesini denetimli olarak dışa vurmak D) Bir şey olmamış gibi davranmaya çalışmak E) Kendi öfkesini ve seyrini tanımak Sinemanın elinde hiçbir ressam gözünün, hiçbir şairin hayal gücünün, hiçbir bale sanatçısının erişemediği bir hız, bir kudret vardır. Bu cümlede sinemayla ilgili olarak asıl anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tüm insanları ilgilendiren evrensel bir sanat olduğu B) Birden çok duyuya aynı anda seslendiği Hayalle gerçeği detaylı ve etkin bir bakış açısıyla birleş- tirdiği D) Her konuyu işlemeye elverişli olduğu Pek çok sanat dalının bileşeni olan bir sanat faaliyeti ol- duğu Diğer sayfaya geçiniz.