Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

22. Türk edebiyatında bağımsız bir tür olarak kendi kimliği ile boy gösteren hikâye, Batı çevirilerinden hızla uzaklaşa- rak kendini geliştirmeye başlar. Maupassant etkisinde olay hikâyeciliği, Çehov etkisinde durum hikâyeciliği; hikâyecilerimiz arasında yaygınlık kazanır. Bu ilk dene- yimlerden sonra ise 1950 kuşağı, hikâyeciliğimizde yeni bir dönem başlatır. Bu dönemin getirdiği yenilikler, 80 sonrası hikâyeciliğimiz üzerinde de oldukça etkilidir. 1980 sonrası, yüz yıllık hikâye birikiminin tüm imkânlarının kul- lanıldığı yıllardır. Modern insanın; gittikçe büyüyen, hor- monlu kentlerdeki küçülen yapısı, zamansızlık ve mekânsızlık hikâyeyi yakından ilgilendirir. Bunalan insa- nın başkaldırısı, hikâyede farklı biçim anlayışlarının doğ- masına neden olur. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Türk hikâyesinin başlangıç noktası etkilenim üzerine- dir. B) Dönemsel gelişmelerin hikâye formlarına etki etmesi kaçınılmazdır. C) İsyan eden insan profili Türk hikâyesinde farklı şekil- lerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. D) Son dönem Türk hikâyeleri, plansız şehirleşmenin et- kilerini kaleme almaktadır. 80 sonrası Türk hikâyesi, zaman ve mekân kavramla- rını kurgunun bir parçası olmaktan çıkarmıştır.

met 1 tilo 0 Türkçe Vorpolonan sey müzik seciminic değil midir? kişiso olmost 26. Müzik türü tercihinin bireyin kişilik özellikleriyle ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcut. Yani belli kişilik özelliklerine sahip bireyler belli tarz müzik türlerini daha çok tercih ediyor. Dolayısıyla müziğin tek başına bir etkisinin olduğunu söylemek zor. Etkisi olsa dahi yine kişisel farklılıklar etki düzeyini ve şeklini farklılaştıracaktır. Ömeğin, saldırgan kişilik özelliği olan bireyde metal müzik dinlemek bu duyguları tetikleyebilir ve davranışın açığa çıkmasına neden olabilir veya umutsuzluk düzeyi yüksek olan birey arabesk ve benzeri türlerde müzikleri daha çok tercih edebilir, sonucunda da umutsuzluk düzeyinde artış görülebilir. Bu parçada vurgulamak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Müziğin duyguları harekete geçirme özelliğinin kimi zaman zararlı olabileceği. B) Kişilik özelliklerini hayatın her alanında belirgin kılabileceği Müziğin duyguları yansıtma özelliğinden yararlanabileceği D) Müziğin insan psikolojisi üzerinde standart bir etki gösterebileceği X E) Duygularının farkında olan insanın uygun bir müzik tarzı seçebileceği X TYT 28. M h

B B B 31. Nesnel eleştiriden, bir eserin veya olgunun taraf sız bir gözle ele alınıp irdelenmesi anlaşılmaktadır. Fakat tarafsızlık (yan tutmama) dediğimiz şeyin gerçekten hayatımızda bir karşılığı var mı? Yok- sa nesnellik ile tarafsızlık farklı birer kavram mı? Mesela denilir ki bir eleştirinin nesnel olabilmesi için eleştirmenin, tanımları önceden belirlenmiş bazı ölçütlerden yola çıkması gerekir. Bu ölçütler ise yine eleştirmen tarafından belirlenmektedir ya da eleştirmen önceden belirlenmiş ölçütlerden bir seçme yaparak yola çıkmaktadır. Bu durumda daha en baştan bir tarafı tutmuş olmaz mı? Çün- kü eleştirmen, "Ben bu ölçütlerden yola çıkıyo- rum." dediği zaman kendisinin hangi konumdan yana olduğunu ortaya koymuş olur. Her ne kadar günümüzde eleştiride bilimsel yargılardan hareket edildiği ve dolayısıyla kullanılan bu ölçütlere göre ulaşılan sonuçların da bilimsel kabul edilmesi lüzu- mu öne sürülse de... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Nesnel eleştirinin sınırlarının belirlenmesi gerekir. B) Nesnel eleştiri günümüzde bilimsel ölçütlerle yapılır. C) Eleştiride tarafsızlık kavramının pratikte karşılı- gi yoktur. D) Nesnel eleştiri ile tarafsız eleştiri farklı kavram- lardır. E) Nesnel eleştiride tarafsız irdeleme esastır.

Gelişmiş teknolojilerin her alanda yaygın olarak kullanıl- maya başlanması ve sosyal hayatın içine tamamıyla yer- leşmesiyle birlikle çeşitli alanlarda değişimler ve yenilikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Pazarlama da bu değişimden önemli ölçüde etkilenen alanlardan biridir. Daha önceden kullanılan alışılagelmiş yöntemler, teknolojinin yarattığı iv- meyle birlikte değişmeye başlamıştır. Geçmişte kullandı- ğımız hem kurumsal hem de kişisel anlamda kalıplaşmış bazı gündelik işler, olaylar, yöntemler ve bunları algılayış biçimimiz teknolojinin ve internetin birlikte getirdiği deği- şime ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte önceleri pek farkına varılmayan ve önemi anlaşılmayan sosyal medya ile dijital platformlar hayatın merkezi hâline gelince pazar- lamanın da öncelik verdiği ve yakından takip etmek zorun- da olduğu bir konu olmuştur. Yapılan bu yenilikler hedef kitlenin tüketim yollarını ve biçimlerini, artan elektronik ticaret ve rekabeti, sosyal medya ve iletişim teknolojileri aracılığıyla pazarlama stratejileri geliştirmek isteyen ku- rumları etkilemektedir ve küreselleşmeyi, ayrıca internete olan erişimi kolaylaştırmaktadır. Dijitalleşmeye doğru yö- nelme, geliştirilen stratejiler ve bununla alakalı alınacak hızlı kararlar kaçınılmazdır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Dijitalleşme; sosyal medya, iletişim teknolojileri vb. aracılığıyla pazarlama stratejilerini etkilemiş ve toplum teknoloji çağına ayak uydurmuştur. B) Sosyal hayat, gelişen teknolojiyle birlikte dijitalleşme- ye yüz tutmuş, insanlar tüm pazarlama olanaklarını ekonomik altyapıyla birleştirip olası bir krizi önlemeye çalışmıştır. C) Bilgi ve iletişim teknolojilerinde sosyal medya kullanı- mi çok fazla ön plana çıkmış bunun sonucunda dijital- leşen pazarlama olanakları internet sitelerinden kulla- nıma açılmıştır. D) Küreselleşmenin getirdiği rekabet, pazarlamanın do- ğasını değiştirmiş ve ihtiyaç listeleri suni kalıplar üze- rinden internet ortamından giderilmeye başlanmıştır. E) Sözlü olarak iletişime geçilen tüm dijital kanallarda, siber zorbalıkların yapıldığı tespit edilmiş, bunun de- vamında ise teknolojik önlemlerle yasal sınırlamalar pazarlamalarda kullanılmıştır.

• Küresel ısınma ve çevre kirliliğinin etkileri gün geç- tikçe daha çok hissedilmektedir. Çevre üzerindeki etkisi düşünülmeden tasarlanan yapılar olumsuz etkileriyle bu sorunların başlıca sebeplerindendir. Bilim insanları özellikle son 100 yılda sanayi dev- riminin tamamlanması, fosil yakıtlarının artması ve atmosfere salınan karbondioksit başta olmak üzere diğer sera gazların artışı nedeniyle sıcaklıkların ar- tışını buzulların erimesini ve birçok meteorolojik ve hidrolojik anomalileri tespit etmiştir. Bu olayların hi- zını arttıran en büyük faktör enerji üretimidir, dolayı- sıyla dünyaya ve çevreye yapılacak kişisel en güzel yardım enerji tasarrufudur. ● Oteller, yapılar arasında hem çevreyle olan ilişkisi hem de kullanıcı sayısı ve özellikleri açısından ön- lem gerektiren yapılardan biri olarak ön plandadır. "sürdürülebilir otel" kavramı daha az enerji ve su tüketen, CO₂ emisyonları azaltılmış, küresel iklim değişikliğine pozitif etki sağlayan, çevre dostu yerel ve geri dönüştürülebilir malzemeler ile inşa edilmiş ve yatırımcısının sosyal ve çevresel sorumluluğunu belgeleyen bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göster- mektedirler. B) İki farklı konunun ortak bakış açısına sahip olduğunu vurgulamaktadırlar. C) Aynı konuyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almak- tadırlar. D) Aynı düşünceyi pekiştirmek için çok farklı örneklere başvurmaktadırlar. E) Farklı üsluplar kullanarak konuyu benzer gerekçelerle açıklamaktadırlar.

72 E) Eğitimi gelişmiş ülkeler teknol işçi gücünden ciddi oranda fayda görür 5. Bir krizin içinden geçen kişi eski hayatının sarsıldığını ve eski yapılardan kurtulması gerektiğini kabullenmek zo- rundadır. Yeni bir tutarlılık, yeni bir anlam tayin etmeli, bir iç bütünlük bulmalıdır. Bu da ancak olmuş olanın niçin olduğunu fark edebilmekle başlar. Kendi yanlışlarımızla yüzleşelim ve buradan bir anlam devşirelim. Zorluklar bi- zi arındırır ve güçlendirir. Zorlukları aşan kişi, hayatı da- ha önce hiç görmediği geniş bir zaviyeden görür. Kendi- ni tanır, dostlarını tanır. Kendine ve hayata inanır: 1. Bu aşılabiliyorsa her şey aşılabilir demektir II. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı tahmin etmek zor de- ğil ---- III. Her zorluğun sonunda bir çıkış yolu elbet buluruz 10 Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı- dakilerden hangileri getirilebilt? + A) Yalnız 1 TOV B) Yalnız II pels D) I ve III E), I ve III C) Yalnız III

mkânsız 129 6. Sanatçının iç benine yönelmesiyle bilincinin ve farkındalığının bir göstergesi olarak ortaya çıkan edebiyat, sadece sanatçının değil aynı zamanda toplumun da kendini bilme ve tanıması hususunda önemli bir işlevi yerine getiri Başlangıçta bireysel bir çabanın ürünü olarak görülen edebiyat, sanatçının yaşadığı toplumun kodlarını özümsemesiyle kolektif bir kimliğe dönüşür. Bu şekilde kucağında yetiştiği toplumun şartları, edebiyatın epistemolojisini belirleyerek onunla toplum arasında organik bir bağın kurulduğuna işaret eder. Edebiyatın toplumdan, toplumun edebiyattan beslenmesi; onun sadece estetik bir disiplin olmadığını, toplumun değişmesi ve dönüşmesi noktasında bir aktör olduğu gerçeğini de göz önüne getirir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) B) Toplumda ilgi ve beğeniyle karşılanan sanat eserleri başarılıdır. Edebiyat, sosyal bir kimlik olarak doğup zamanla bireysel bir çabaya dönüşür. C) Her toplumun kendine has bir kültürü, tarihi ve edebiyatı söz konusudur. D) Sanatçının tek görevi, kendi benliğinin yansımalarını eserlerinde duyurmaktır. E) Edebiyatla toplum arasında bir etkileşim vardır. UcDört Bes Diğer sayfaya geçiniz

TYT/Türkçe 29 ve 30. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmezi lazer silahları her ne kadar hayatımıza girmemiş olsa da lazerlere yaşamımızın her alanında rastlayabiliyoruz. (II) Alış- verişte satın aldığınız ürünlerin barkodunu okuturken veya evde sevdiğiniz bir filmi DVD çalarınızda oy- natırken lazer teknolojisini kullanıyorsunuz. (III) Bu teknoloji sağlık sektöründe de bölgesel zayıflama, epilasyon gibi plastik cerrahi olarak tabir edilen alan- da kullanılır. (IV) Lazer teknolojisi kısaca açıklamak gerekirse ışık dalgalarının güçlendirilmesidir ve bu güçlendirme süreci ışığın bir kısım özelliklerinin has- sas bir şekilde tanımlanmasını ve kontrolünü sağlar. (V) Lazerler kendilerine ait özellikleri sayesinde di- ğer ışık kaynaklarına kıyasla dağılmadan yayılabilir ve çok daha ufak alanlara odaklanabilir, çok daha parlak ve güçlü olabilir. (VI) Bu sayede ameliyatlarda kullanabilecek hassasiyete ve çeliği kesecek güce ulaşabilir. 29. Bu parçadan lazer teknolojisiyle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine ulaşılabilir? endemik- A) Yararlarının yanında zararlı etkilerinin de olduğuna Diğer ışık türlerine göre daha çok kullanıldığına C) Teknolojik gelişmelerle birlikte öneminin arttığına D) Kendine özgü özelliklerinden dolayı tercih edildiğine E) En yaygın kullanım sahasının sağlık sektörü oldu- ğuna

3 4. C) cihazlarla düzenti D) arıtıcılarla-detaylı E) unsurlarla-başarılı Taşrada yaşayanlar; orayı dış dünyadan kopuk ve imkanları sınırlı yerlerden ibaret sayarsa mahkûm; dinginliğin, bozulmamışlığın ve samimiyetin olduğu yerler olarak değerlendirirse mutlu olur. Bu cümlede vurgulanmak istenen düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Belli bir ortama uyum sağlamak ancak zamanla mümkün olur, orayı istenen şekilde dönüştür- mekse çabayla. B) İnsanlar, seçeneksiz kaldıklarında sahip olduk- larıyla yetinmeyi bilmezse mutsuzluk kaçınılmaz olur. C) Zor şartlar altındayken bile iyimserlikten vazgeç- meyen insanlar, hayata gerçeğin penceresinden bakabilenlerdir. D) Olumsuzluklara saplanıp kalmak bizi çaresiz bi- rakır, olumlu yönlere odaklanmak ise bize yaşam enerjisi verir. B E) Kişinin pozitif bir düşünce yapısını oturtması, elin- dekilerin değerini hakkıyla bilmesiyle mümkün olabilir. TYT ULTI

Aaiklayarak lutfen 30. 1930'larda gerçekleştirilen Hawthorne deneyleriyle iş- çilerin küçük gruplarda organize olmasının verimlilik üzerinde son derece pozitif etkiye yol açtığı ortaya kon- muştur. Çalışma kuralları katı bir şekilde tanımlanmayan, bunun yerine üretim süreci hakkında kendi kararlarını vermelerine izin verilen işçilerin, hem daha verimli ol- dukları hem de iş tatminlerinin daha yüksek düzeye çık- tığı görülmüştür. Bu koşullar altındaki işçiler, birbirlerine hatırı sayılır ölçüde yardımcı davranışlar içine girmişler; kendi liderlik sistemlerini kurmuşlar ve karşılıklı dayanış- ma sergilemişlerdir. Bu biçimde yapılandırılan örgütlerde çalışanların yönetime daha yüksek ölçüde güven duy- maları beklentiler arasında yer almıştır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin işçilerin küçük gruplarda organize olmasının verimlilik üze- rinde pozitif etkisi olduğu söylenemez? A) Çalışma disiplinine tam olarak uymadıkları B) Çalışma sürecinde kendi kararlarını verebildikleri C) işlerini zorunlu değil, gönüllü olarak yaptıkları D) Birbirleriyle dayanışma içinde bulundukları E) Yönetime daha yüksek derecede güven duydukları Diğer sayfaya geçiniz.

B 1. ÇAP/TYT-2 B TÜRKÇE 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işare Roman ve hikâyede anlatı unsurlarının (ögelerinin) 1 belirli aralıklarla ve belirli oranlarda yer alması, bir es- tetik haz (zevk) sağlayacak şekilde düzen oluşturması || ritim olarak ifade edilir (anlatılır). Ritim, metin içinde ||| şekil yönünden belli düzen ve ahenk sağladığı (temin THE IX į ettiği) gibi anlam yönünden okura düşünme ve yorum- lama imkânı sunar. Bu esnada kesintiye uğrayan an- latımda okura zihinsel faaliyet (hareket) yapma ortamı d doğar, ilgisi artar, olanları anlamaya çalışır. Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin anlamı ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır? A)I- B) II C) III D) IV E) V 3. Y C Devlet hayatında alınan bir tedbirin ve yapılan bir ka- nunun neticesi ve izleri, âdeta durgun bir suya atılan bir taşın hasıl ettiği-dalgacıklar gibi içtima, iktisadi ve namütenahi akisler yapar ve nesillerce

YAYINLARI LIWIT 5 Fethi Naci, her romancının belirleyici romanlarını seçmek- le birlikte, eleştirisinin sınırlarını bu yöntemle çizmiyor hiç- bir zaman. O, kalemini hiç korkak alıştırmadan eleştirile- rini belli tanılarla temellendirerek isabetli yargılarda bulu- nuyor. Bu parçadaki "kalemini hiç korkak alıştırmamak" sözüy- le anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Eleştirilerinde duygu ve düşüncelerine yer vermemek B) Yazılarında düşünce özgürlüğünü savunmak 4 C) Eleştirilerinde söylemek istediklerini çekinmeden or- taya koymak D) Herkesin duygularını karşılayacak yazılar yazmak E) Verilmek istenen mesajı doğrudan aktarmamak

TÜRKÇE 20.(1) Çocukların kaslarının yetişkinlere oranla çok daha zayıf ve dayanıksız olduğu yadsınamaz bir gerçektir. (II) Yetiş- kinlerin uzun süre dayanabileceği yürüyüşlere, şehir içinde bile olsa, çocuklar çok da dayanamayabilirler. (III) Elbette koşturmada, hoplayıp zıplamada onlardan daha iyisi yok ama her çocuğun eninde sonunda yorulup havlu atacağı bir sınırı vardır. (IV) Gezgin bir aile olarak çocuklarla düzenli spor antrenmanları yapmak, onları çok zorlamadan hare- ket etmeye alıştırmak doğru bir karar olacaktır. Doğada veya yabancı şehirlerde gezilere çıkmak, eğitime ara ver- mek anlamına gelmiyor. (VI) Çocuklar için, dinlenecekleri sürelerde eğitimlerine devam edebilecekler; mobil eğitim uygulamalarını da telefonlara yüklemeniz faydalı olabilir. A AKASYA SERİSİ Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) B) III C) V ELVI 21.Çok az insan geniş toplum kitlelerini ilgilendiren fikirlere sahip olabildiği için herhangi bir kuşakta çok az insan büyük yazar olabilir. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? A Toplumun sadece bir kısmına hitap eden yazarlar, öz- günlüğü yakalayamaz. B) Bir konu hakkında az bilgiye sahip olan insanlar, toplu- mu etkileyemez. C) Toplumun büyük bir kısmına hitan

Savaş Doğan Paragraf Soru Bankası 156 2. "Doğu" olmasaydı eğer "Batı" da olmazdı. Batı Doğu'yu "ötekileştirmek" suretiyle kendisini tanımlar. Oryantalist söylemde Doğu, her zaman Batı'dan farklı bir şeyle, Batı'nın sahip olduğu varsayılan bi- lim, demokrasi, rasyonalite, ilerleme, sivil toplum vb. özelliklerle kıyaslanarak tanımlanır. Batılılara göre Doğulu duygusaldır, bünyesi mantığı kaldıramaz, kendisini anlatamaz. Batı kendisi için konuştuğu gibi Doğu'yu da dillendirir. Batı Doğu'ya hep cinsel imgeleri temel alarak yaklaştı ve onu hep dişi olarak tasvir etti. Doğu'yla karşılaşmasında, kendisini "ge- linin tülünü kaldıracak damat" gibi hissetti. Tablolar- da, gezi kitaplarında, hikâyelerde, şiirlerde büyüleyi- ci egzotik güzellikteki Doğulu kadınlar, zengin fakat çirkin Doğulu erkeklerle birlikte eşitsizlik duygusunu uyandırcak biçimde sunuldu. "Öteki”nin barbarlı- ğında kendi medeniliğini bulan Avrupa, kendisinin Doğu'yu aydınlatma ve oraya özgürlük götürme misyonuyla donatıldığını ilan etti. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Batı'nın Doğu'ya karşı temkinli yaklaştığı B) Doğu'nun Batı'ya karşı aşağılık kompleksine girdiği C) Doğu'nun algılanmak istendiği şekilde betim- lendiği DY Doğu'nun derin bir araştırma konusu olduğu E Batı'nın Doğu'nun kültüründen etkilendiği DY E) 4. Sö: anl düs lük ku ins ler ed gö B ha B

1. KARMA TEST - 2 J Ustalar ustası Mimar Sinan, devrin şairleriyle dost olan bir sanatkardır. Süleymaniye'nin yapımına başladığı yıllar Bâkî, onun bina eminliğini yapmıştır. Bâkî'nin Osmanlı coğrafyası- nın dört bir bucağına kondurduğu manzumeleri düşündükçe Sinan'ın ritmik mimari çizimlerinin aruzun ahenginden uzak kaldığının düşünülmesi neredeyse olanaksızdır. Bu yüzden eserinin böylesi şiirsel anlatımının olması kadar doğal bir şey yoktur. Kaldı ki Sinan'ın tüm mimari eserlerinde olduğu gibi otobiyografisinde de şiirsel imgeler mevcuttur. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdaki- lerden hangisidir? A Bâkî, Mimar Sinan'la aynı dönemde yaşamış bir şairdir. BY Bâkî, şiirlerinde Mimar Sinan'ın işçiliğindeki titizliği işlemiş- tir. C) Mimar Sinan, divan şiirine has aruz ölçüsüyle şiirler yaz- mıştır. D) Bâki, Mimar Sinan'ın öz yaşam öyküsünü yazmasına des- tek olmuştur. E) Süleymaniye'nin inşası Bâki'ye o dönemin en güzel şiirleri- ni yazdırmıştır. I 1 1 I 3. TOP yayı

anin fi- iliniyor manda Once- insa- eden ok- duğu ulu- esi, nin es- bir m- Z 1, - 5 DENEME-5 30 ve 31. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Cahit Zarifoğlu deyince aklıma nedense hep daktilo geliyor. Onun etrafında dolaşıyor, onun etrafında yaşıyor. Oradan hayata bakıyor, acılarını orada dile getiriyor, orada yaralarını sarıyor. Orada yaşıyor, rüya görüyor, ibadetini orada yapı- yor. Onun etrafında bir yaşam kurgulamış gibiydi. Hep bir telaşı vardı; bir yazı yetiştirecek, bir mektup yazacak. Bu aslında onuo vailnızlığının simgesiydi. Daktilosu varsa acı- lara, hayata, insanlara katlanabilir gibi geliyordu bana. İlk karşılaşmalarımızın birinde, "Bırak buraları, eline bir fotoğraf makinesi al dünyayı gez, şehirleri gez, dünyayı tanu." derken belki de insanlardan uzaklaş, kaç diyordu. Kendisinin yapa- madığı, çok az yaptığı bir şeyi benden istiyordu. 30. Bu parçadan, I. Cahit Zarifoğlu, isteklerini yeterince eyleme dökeme- miştir. II. Yazar, Cahit Zarifoğlu'nu örnek alarak yazmaya baş- lamıştır. Cahit Zarifoğlu, okurlarına karşı kendini sorumlu his- setmektedir. IV. Cahit Zarifoğlu, yazar için bir nesne ile özdeşleşmiştir. yargılarından hangileri çıkarılabilir? Al ve IV B) II ve III D) H, Il ve IV C) 4, II ve IV E) III ve IV 31. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi soylenemez? TYT/TO 32. (1) Bas bile to tina y büyü Sini başk seyn kişic maz ve (V) dis yar nia La ga d E