Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

t 07:22 TYT/TÜR 1. 2 TÜRKÇE TES 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kıs Okçuluk dalındaki ilk Olimpiyat şampiyonumuz olan Mete Gazoz, son atış sonrası yaptığı sevinme hareketinin şöyle anlattı: "8 sene önce ilk defa millî takıma girdiğimde O zaman hâlâ sporcu olan fakat şu anda teknik ekipteki antrenörlerimizden biriyle kamptaydık. Eğlenirken, şakalaşırken böyle bir hareket keşfettik. Yani o anda bulundu. 'İleride dünya şampiyonu olduğunda bu hareketi o şampiyonada yaparsın.' demişti. O günden sonra bu hareketi yapmak aklıma gelmedi. Ta ki 2018'de Berlin'de düzenlenen Dünya Şampiyonası'na kadar. Berlin'de kazandıktan sonra direkt aklıma geldi ve bu hareketi yaptım. Ondan sonra benle beraber artık ---- bir sevinme hareketi oldu." ---- ==== Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A doğuşunu - kendiliğinden - yürüyen B) öyküsünü - doğaçlama olarak - simgeleşen çıkışını - istemsiz biçimde - bilinen D) nasıl çıktığını - üstünde çalışılarak - sembolleşen E macerasını - büyük bir çabayla - öne çıkan 2.

17. Eğitim, yaşama hakkı gibi kutsal, vazgeçilemez ve devredilemez doğal bir haktır. Birey, insan olma yetisini ancak eğitimle gerçekleştirebilir. Biyolojik bir varlık olarak doğan insan, eğitimle potansiyel gücüne işlerlik kazandırır, varlığını sürdürmeyi öğrenir, sosyal ve kültürel bir varlık hâline dönüşür. Eğitimsiz birey, gelişemez ve "insan" kimliğini kazanamaz. Eğitim görmeden yaşama hakkına sahip olmak, anlam ifade etmez. Toplum hayatının her alanında eğitimin önemi konusunda herkes aynı ortak kanaate sahiptir. Her geçen gün eğitime verilen değer ve önem artmaktadır. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A Eğitim insana ne tür kültürel değerler kazandırabilir? B) Eğitimle insanın yaşam olgusu arasında nasıl bir ilişki vardır? C) Eğitime gün geçtikçe daha çok önem verilmesinin nedeni nedir? D) Bireyselleşmede eğitimin rolü nedir? E) Eğitime biçilen manevi değer nedir? 49 Günde TYT Türkçe

34. Hollandalı yazar Gerbrand Bakker, daha çok Garbner Bakker ismiyle tanınıyor. Yazar, Yukarıda Ses Yok romanıyla 2010'da, IMPAC Dublin Edebiyat Ödülü'nün sahibi oldu. Ödül töreninde konuşma yapmak yerine Hollanda'yı 1994 yılında Eurovision şarkı yarışmasında temsil eden Güneş Nerede? isimli şarkıyı söyledi. Felemenkçesi 2006'da yayımlanan bu eser; başta Almanca olmak üzere İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Çince, Fince ve Yunanca gibi dillere çevrildi ve büyük ses getirdi. Uzun zamandır dünya çapında önemli bir yazar ortaya çıkaramayan Felemenk edebiyatına dikkatlerin çevrilmesini sağladı. Felemenk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra, tarihsel dil bilgisi alanında çalışmalar yaptı. 80'li yıllarda Paul Biegel, Nannie Kuiper ve Dolf Verroen gibi yazarlardan etkilenerek çocuk edebiyatı konusuna yoğunlaştı ve ilk eserlerini bu alanda verdi. Bir dönem bahçıvan olarak çalıştı. 2007'den bu yana buz pateni hocalığı yapıyor. Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Uğraşı alanlarının genişliğine B) Felemenkçeye olan katkısına CEdebiyatta öne çıkan niteliğine DY Sergilediği alışılmamış tavra Başarısını taçlandırdığı yapıta

TYT - Türkçe 18. (1) Geleceğin otomobillerinin sürücüye ihtiyaç duymayan otonom ve konfor düzeyi yüksek araçlar, olacağı düşünülüyor. (II) Yeni otomobillerin sürüş destek sistemleri yayaları algılayabiliyor, trafik ışıklarını ayırt edebiliyor. (III) Araç üzerindeki yolun yüzeyi ve şerit çizgisi arasındaki farkı algılayabilen kameralar sayesinde sistem, araç şeritten çıkmaya başladığında sürücüyü uyarıyor ve aracın şeritte kalmasını sağlıyor. (IV) Ayrıca aracın ön kısmına yerleştirilen sensörler, öndeki aracın hızını ve uzaklığını belirleyerek arkadan çarpma ihtimalinin olduğu durumda sürücüyü sesli ve görüntülü olarak uyarıyor. (V) Eğer sürücü yeterince güçlü bir şekilde frene basmazsa sistem doğru fren basıncını ayarlıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) II C) III D) IV E) V 2

ni 7- n n n re bir en- e- ya Deneme - 20 7. Şiir bence hikâyeyi çok besler. Zaten açık söylemek lazım, hikâyecilerin önemli bir kısmı şiir yazabilsey- di şair olmak isterdi. Romancılar da hikâye yaza- bilseydiler lafı bu kadar uzatmazlardı. Bizde Batılı anlamda roman olduğu zannedilen sayfalar dolusu mızmızlanma var. Neyse, konumuz roman değil. İşte hikâyeci kısmı, eğer gücü yetseydi yetkin bir şair ol- mayı hikâyeci olmaya bin defa tercih ederdi bence. Hele bizim edebiyatımıza bakınca durum beni haklı çıkarıyor. Bizde birikmiş ne varsa neredeyse tamamı şiirdedir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşıla- maz? A) Sür, hikâye türüne kaynaklık eder. B) Şiir, hikâyeye göre daha yetkinlik gerektiren bir türdür. C) Hikâye, romana göre daha kısa bir türdür. D) Edebiyatımızda birçok başarılı romancı yetişmiş- tir. Şiirimiz, önemli bir yazınsal birikime sahiptir.

PARAGRAF Çağının hikâye anlayışında tamamen ayrı bir çizgide yürümüştür. O zamana dek edebiyatı- mızda hep Maupassant hikâyeleri örnek alını- yor; başı, sonu, ortası belli olan, acıklı ya da gülünç bir olaya dayanan şaşırtıcı ve çarpıcı sonuçlarla biten eserler yazılıyordu. Oysa o ko- nularını en sade, en silik olaylardan seçmiştir. Bazı yazarlar onun hikâyelerinin Çehov hikâye- lerine benzediğini, onun Muapassant tekniğine karşılık, edebiyatımıza Çehov tekniğini getirdi- ğini söyler. Bu parçada sözü edilen hikâyeci ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öykülerini farklı bir üslupla kaleme almıştır. PATOLONTAN B) Türk hikâyeciliğine alışılmışın dışında bir soluk getirmiştir. C) Konularını gündelik yaşamdan seçmiştir. D) Getirdiği anlayış var olan tekniğe bir alter- natiftir. E) Var olan anlayışla onun öykücülüğü arasın- da farklılıklar vardır. 3. Y

6. Yanıklı hastanın en üst düzeyde bakım alabilmesi, uzmanlaş- mış sağlık personelinden oluşan bir ekip çalışmasıyla müm- kündür. Hemşire, yanık ekibi içinde hasta ile oldukça fazla bir- likte olan ve hastanın psikolojik uyumunda önemli etkisi olan bir sağlık çalışanıdır. Bununla birlikte hastanede tedavisi zo- runlu olan geniş yanıklı hastaların bakımında en büyük sorum- luluk hemşirelere düşmektedir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Hemşire desteği, yanık ünitesine başvurunun ilk gününde başlar; hasta, topluma karışana dek sürer. B) Yanık, beden imajında değişiklik yaratan, şiddetli ağrıya neden olan, uzun süreli tedavi ve bakım gerektiren bir trav- ma çeşididir. C) Yanıklı hastanın bakımı, hemşirelik uygulamaları arasında önemli ve gereksinim duyulan alanlardandır. D) Yanıklı hastaların depresyon nedeniyle fiziksel hastalığının yol açtığı acıları daha ağır yaşadığı belirtilmektedir. E) Hastanın tibbi tedaviye direnmesi, iyileşmeyi geciktirebilir ve hemşirelerin hastaya bakım süresini uzatabilir. 33 8

ayışlanın ardı uk, Minimal farklı yakla- O, dönemin O'li yıllarda fade eder- e denli bü- adır. "Ger- n sanatın eğişikliğe aların sa- urumda, rken bir Bir za- nesne- ullanan, izleme az? uğra- imla- celer liğe cek n n 1 1 1 F1 / DENEME-3 B 33. Bir dilde akrabalık adları o dildeki söz varlığı için önemi bir yer tutar. Bu durum, Türk dili için de geçerli olmak la birlikte insan ilişkilerinin dile bir yansıması olarak da görülmelidir. Akrabalık, insanların birbirleriyle olan ilişki Dolayısıyla bir dildeki akrabalık ile ilgili söz varlığının çok lerinin belli bir yakınlığa göre konumunu bildirmektedir. olması o dil için bir zenginlik olarak addedilmelidir. Top- yardımlaşmayı lumda sosyal paylaşımı, dayanışmayı ve ayakta tutan unsur akrabalık bağlarıdır. Türk kültüründe akrabalık ilişkileri önemli bir yer tutmaktadır. Bu durum, aynı zamanda sosyokültürel yapının ayakta kalmasını da sağlamıştır. Dil ve kültür birbiriyle sıkı bir ilişki içerisinde olduğu için sosyokültürel yapı doğal olarak söz varlığına da yansımıştır. Türkçe akrabalık bildiren kelimeler açı- sından zengin bir dildir. Çünkü Türk toplumu akrabalık ilişkilerine ve geleneklerine oldukça değer vermiştir. İn- sanların sosyal ilişkilere ve kültürlerine son derece bağlı olması doğal olarak söz varlığını etkilemiştir. Bu parçada anlatılan akrabalıkla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Türk dilinde akrabalık bildiren sözcük sayısı oldukça fazladır. B) Akrabalık bildiren sözcükler, kişi ilişkilerinde belli bir yakınlığa göre adlandırılmıştır. C) Bir toplumun, kendine özgü hâliyle varlığını sürdür- mesinde akrabalık etkin bir rol oynamaktadır. D) Türklerin sosyokültürel yapı içerisinde yer almasın- da akrabalık ilişkilerine önem vermesinin payı bü- yüktür. E) Türkler geleneklerine diğer milletlerden daha çok önem verdiği için akrabalık bildiren sözcükler, söz varlığını etkilemiştir. TYT TE la Mi

A 34. Yazarın akıcı bir anlatımı var, kısa cümlelerle tempo- yu yüksek tutuyor; bu kadar uzun romanları okutabil- mesindeki sır bence burada saklı. Bu roman da öyle. Romanın macera boyutu, görkemli savaş sahneleri gayet iyi işlenmiş. Ancak bazı bölümlerde karakter ve mekân isimlerinin ardı ardına sıralanması ve onların farklı bir dilden olması kimin kim olduğu, nereye gittik- leri gibi konuların karışmasına yol açıyor. Birçok ka- rakter, sahneye girip biz onlara daha tam alışmamış- ken yerini bir başkasına bırakıyor. Fantastik kurgu ro- manlarına özel merakı olanlar bu duruma ayak uydu- rabilse de ilk defa bu tarz bir kitap okuyacaklar, za- man zaman kendilerini kaybolmuş hissedebilir. Bu parçada söz edilen romanla ilgili aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Savaş sahnelerinin başarılı olduğuna B) Gerçek bir olayı işlediğine C) Kimi bölümlerinde aksamaların görüldüğüne D) Heyecan verdiğine E Kolay okunduğuna

h hava cin, uç ukave- ek için aşa- ne Sait Faik'in kaynağı tükenmeyen vericiliği, değil in- sanları "manken" yapmak, dülger balığını bile karak- ter yapışı gözümüzde büyük değer kazanmış durum- da. Sait Faik geçmişin değil, geleceğin yazarı. Sonra Nazlı Eray var; en sıradan olayları bile yepyeni, tap- taze gösteriyor. Nazlı Eray, hayattaki sırrı bulup çıka- riyor ve okura veriyor. Yazısı şiddet, kin, sansasyon ve gürültüden arınmış. Laf kalabalığı, hüner gösteri- si yok. Yazının arkasına gizlenmiyor. Kendisi olma- ya çalışmıyor, zaten kendisi. Yaşanan anın güzelliğini ve insanların temel eşitliğini düşündüren bu süsleme- siz, zarif, sıcak yazı, hayatımıza ne çok güzellik katı- yor! Ve Nazlı Eray insanlardan manken olarak değil, "bizimkiler" diye söz ediyor. 37. Bu parçaya göre Nazlı Eray aşağıdakilerin hangi- siyle nitelendirilemez? A) Doğal B) Etkileyici insancıl D) Anlatımı duru E) Estetiği sınırlı 38. Bu parçaya göre Nazlı Eray ve Sait Faik'te; 1. içtenlik, I insanı yüceltme, Hokuru zenginleştirme niteliklerinden hangisinin benzeştiği söylenebilir? C)Yalnız III A) Yalnız I D) Ive Il B) Yalnız ETH ve 00000 TUHOP

13. Bu amaçla ruhsal hastalıklarla ilgili bir psikoloğa danıştım, sorun yaşayan ve bu sorunları aşan insan- ların hikâyelerini dinledim ondan. Tarihten klinik psi- kolojiye kadar konuyla ilgili zengin okumalar yaptım. Ayrıca akıl hastanelerine hasta ya da doktor olarak yolu düşmüş kişilerle röportajlar yaptım. Sonrasında ben elbette kendi romanımı kurdum ama bu romanın bilgi ve gerçek üzerine temellenmesini önemsedim. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? A) Altı dolu, temeli olan, tutarlı bir roman dünyası kur- maya özen gösterdim her zaman B) Yapıtlarımda insanların konuşmaktan çekindiği ko- nuları ele aldım C) Yapıtlarımda yaşam gerçeğinden uzaklaşmak için kendime özgü yöntemler geliştirdim D) Toplumda konuşulmayan, üstü örtülen ya da gizle- nen gerçekleri gün yüzüne çıkarmak istedim Yapıtlarımda yaşamadığım ya da bilmediğim kişi ve mekânları anlatmaktan kaçındım

21. Daha önce dünyada ekonomik ve sosyal hareket- ilik, dünyanın değişim hızı bugüne göre düşüktü. Bilginin oluşması, yayılması, kullanılması ve yeni- lenmesi -yani bilginin ömrü- tahminî otuz seneydi. Şimdi ise bu süre üç-beş seneye kadar düştü. Bil- ginin bu kadar hızlı değiştiği, sosyal ve ekonomik değişimin ve bilgi akışının bu kadar yoğun oldu- ğu bir dönemde yaşayan kuşakların bu süreçten etkilenmemesi düşünülemez. Sosyal bilimcilerin, çeşitli çalışma gruplarının gençlerle ilgili araştırma- larındaki artışın temel nedeni hızlı değişikliklerdir. Bu araştırmalar sonucunda elde edilecek bilgilerle gençlerin ilgi ve ihtiyaçlarının neler olduğu daha net bir şekilde tespit edilecektir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi kesinlikle çıkarılamaz? A) Dünyadaki ekonomik değişimin daha önce de var olduğu readire B) Değişen şartların nasıl yavaşlatılacağı ile ilgili gençlerin görüşlerine başvurulduğu C) Günümüzde bilginin eskiye göre çok hızlı yayıl- dığı D) Gençlerin değişim sürecinden etkilendiği E) Gençlerin değişimden nasıl etkilendiğiyle ilgili çeşitli araştırmaların yapıldığı

7. Eski İstanbul'u çevreleyen surlar, onarım ve tanıtım yetersizliğinden dolayı henüz hak ettiği yeri bulmamışsa da İstanbul'daki tarihî mirasın en çok ilgi çeken unsurları SOUR arasındadır. Bu cümleden İstanbul surları ile ilgili kesin olarak ulaşılacak yargı aşağıdakilerden hangisidir? A Tanıtıldığı takdirde İstanbul'un tarihsel mirasının daha Opso çok yabancı turist çekmesini sağlayacaktır. B) Zarar gören taraflarının eski görünümüne kavuşturulması ve hakkındaki bilgilerin duyurulmasında olması gereken noktada değilse de ilgi görmeye devam etmektedir. Istanbul turizmi içinde en üst sıraya yerleşmemesinin nedeni, onarımının gecikmesi ve İstanbul'u tanıtan bültenlerde ona hak ettiği yerin ayrılmamasıdır. D) Onarım kusurlarının giderilmesinde ekonomik kaynak bulmak için tarihsel önemini anlatan bültenlerin yayımlanarak Kelhught daha çok yerli ve yabancı turiste ulaştırılması gerekir. SVISSV E) İstanbul'daki tarihsel mirasın en çok ilgi gören unsuru olmasa da yer yer yıkılmasına rağmen İstanbul tarihi hakkında fikir oluşturmakta en önemli yapıdır.qug simsins bisbnişt

19. (1) Dil ve kültür, sadece belirli ihtisas alanlarını değil, bir ülkede yaşayan bütün insanları ilgilendiren unsurlardır. (II) Zira her insan bir dil içinde yetişir ve bir kültüre gereksinim duyar. (III) Her mesleğin kendine has bir dili, anlatım metodu; her grubun, kesimin kendine has bir kültürü, hayat tarzı var ise de toplumun ortak bir dil ve kültürü de söz konusudur. (IV) Toplum içinde iletişim ve uyum, toplumun bu ortak dil ve kültürünü bilmekle gerçekleşir ve bu toplumsal birliği oluşturur. (V) Yazar ve şairler, kelimelerle düşünürler; düşüncelerin genişliği, derinliği hatta dikkat çekmesi, kendilerine özgü bir kelime hazinesinin varlığına bağlıdır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, düşüncenin akışını bozmaktadır? A) 1 BYI C) III D) IV E) V

rt inlemeye başladı. Bir asına aldı. Sonra sinir- sizdi. Amansız, kör bir aynı zamanda umut- ğru süründü. O hâliyle e kayaları bile söküp açırmak ister gibiydi. aha çok dışarıda do- şti. Akbar'ın acı acı süzüldü. Taşçay- işti. Çünkü çenesi en hangisi söy- nin iç dünyasını -zamanın ile- kat çekici bir evinimlerine aştırmalar ir. ygar- rinde kuş- mize op- er, ki, in na n 5. SERI eins Sineklerin Tanrısı, Nobel Edebiyat Ödüllü İngiliz romancı ve şair William Golding'in 1954 yılında yazdığı alegorik roma- menidir. Roman, Türkiye'de özgün adının tam çevirisi olan Si- neklerin Tanrısının yanı sıra bazı yayınevleri tarafından İşte Bizim Dünya adıyla da yayımlanmıştı. Issız bir adaya düşen ve kitapta sayıları tam olarak belirtilmeyen bir grup çocuk, yaşam savaşı vermek için kolektif hareket etmeye başlarlar. Kendi aralarında iş bölümü yaparak uyum sorununu aşarlar. Bu arada bu gruba adanın başka köşelerine düşen çocuklar da katılınca bir kargaşa yaşanmaya başlar ve adada bir yö- netim ihtiyacı doğar. Kargaşanın çözümünü lider seçmekte bulurlar. Sonunda lider olarak Ralph'ı seçerler. "Domuzcuk" lakaplı çocuk, bulduğu deniz kabuğuyla bir anda dikkatleri üstüne çeker ve lider olur fakat bir savaşta başka bir çocuğa bu kabuğu kaptırınca üzerindeki tüm dikkatler bir anda dağı- lir, liderliği de kaybeder. Bununla beraber Katolik Lisesi öğ- renci grubu da deniz kenarındaki gruba yaklaşır ve bu gruba katılırlar. Liderlik ciddi anlamda sorun olmaya başlar. Çare olarak ise liderliği bölmekte bulurlar ve bu şekilde devam eden roman, liderlik savaşının insanların doğal yapısında olduğunu ve bunu kazanmak için de dost kazanma ve düş- man kaybetme -gerekirse yok etme- yöntemlerinin uygu- lamasını gösterir. Ayrıca roman, gruplaşmaların temelinde insanın zihninin derinliklerinde saklı pırıltıları ve kötülükleri meydana çıkarma uğraşındaki insanları betimler. 10eub Teng PARAGRAF KAM 19.-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. jolversario 19. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle E lipi 1. Seçenlerin ilgisinin kaybedilmesiyle liderliğin el değiş- S tirdiği II. Bir gruba dâhil olmanın insanın zihninin derinliklerin- den gelen bir davranış olduğu Grupların oluşmasıyla liderliğin ciddi anlamda sorun teşkil ettiği bnew sh durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II cyalnız III Csomens (OD) I ile II s 20 E) II ile III A

15. - 16. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Eduardo Galeano'nun son kitabı Aynalar, çıktıktan kısa bir sü- re sonra Türkçe olarak Türk okuruyla buluştu. Kitaptaki yazı- lar ezber bozucu nitelikte. Okura sert çimdikler atıyor ve onu yaşanan acı olaylarla karşı karşıya getiriyor. Evrensel ölçek- te yaşanan eşitsizlik, engizisyon, sömürülen haklar, keşifler, savaşlar ve bunların toplamında en başından beri ortalıkta hiç gözükmeyen adalet kavramı üzerinde duruyor /Bildik ta- rih kitaplarından farklı bir okuma vadediyor. Yazár, olaylara alışıldık tarih kitaplarının, devlete ait kitapların bakış açısıyla yaklaşmıyor; bambaşka gözlerle bakıyor. Asık suratlı, nere- deyse insansız bir tarihi anlatan kitapların aksine aşkın, yok- sulluğun, kardeşliğin, eşitsizliğin olduğu, insanlı bir tarihi ay- dınlatıyor. Zaman zaman şaşırtıyor, zaman zaman güldürüyor, zaman zamansa alaycı bir şekilde düşündürüyor tarihe yapti- ğı ironik göndermelerle insanlığa adalet diye, barış diye, in- sanlık diye yutturulanları hatırlatmakla kalmıyor; yerden yere vuruyor. 20. yüzyılın geride acı ve yıkım bıraktığını, 21. yüzyı- lın da önceki yüzyılın izinden gittiğini söylüyor. Çağlar boyu aynı acıların, yıkımların, eşitsizliklerin yeniden hem de defa- larca yaşandığını ortaya koyuyor. 16. Bu parçadan Eduardo Galeano ile ilgili olarak Park Tarihte benzer olayların tekrar ettiğini düşünmektedir. II. Tarihe eleştirel ve alaycı bir tutumla yaklaşmaktadır. LUX DE Dünyada yaşanan olayların birbiriyle bağlantılı olduğu- nu savunmaktadır. IV. Geçmişteki olaylara resmî kurumların gözüyle değil, insan odaklı yaklaşmaktadır. V. Dünyadaki çatışmaların kaynağının insanlar arasında- ki eşitsizlikler olduğunu düsünmektedir. yargılarından hangileri çıkarılamaz? AT ve II DIll ve V B) I ve IV C) II ve III Strateji Yayınları