Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

çları i ne kül- imi, im- lik- de- Eu- aki a- Ti- si a 9. Orhun Kitabeleri'nde Türklerin, her insanın kuş şeklinde bir ruhu olduğuna, ölen kişinin ruhunun göğe yükselip kuş gibi uçtuğuna inandıklarından söz edilir. Kartal, 13. yy.da Sel- çuklular tarafından arma olarak kullanılır. Osmanlı kumaş- larında, çinilerinde, mezar taşlarında tavus kuşu dikkat çe- ker. Hayat ağacı etrafında çift kuş, horoz, bülbül, kaz gibi hayvanların işlendiği görülür. Türk kızlarının mendil, peşkir, yatak örtüsü, minder örtüsü olarak hazırladığı çeyizlerdeki kuş figürleri günümüze kadar gelen eşsiz örneklerdir. Bu- gün Elazığ yöresi iğne oyalarında kuş motifi kullanılır. Ege halk oyunlarından Zeybek'te başefe kollarını havaya kal- dırıp ellerini pençe gibi yapar ve pelerinini kanat gibi yan- larına açarak dans eder. Doğu Anadolu'da "kartalı yaka- lama" oyunu vardır. Bu parçada "kuş motifi" ile ilgili olarak anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? TEMPERE A Eski Türklerde kutsal bir varlık olarak görülürken son- radan kültürel bir motife dönüşmüştür. Türk kültüründe ve tarihinde öteden beri kullanılan önemli bir motiftir. POGLE www Anadolu kültüründe, duyguları anlatan bir sembol ola- rak kullanılmıştır. D) Türk kültüründe ilk dönemlerde kutsal bir varlık olarak görülürken zamanla bu özelliğini yitirmiştir. ve E) Türk tarihinin ilk dönemlerinde devleti simgelemiş, son- radan kültürel bir motife dönüşmüştür. CHOCOWAY 10. Türkiye'nin en sakin vorlootu ARMAN

2021-TYT/Türkçe 29. 35,00 30,00 25,00 20,00 15,00 10,00 5,00 0,00 10,00 15 Yaş ve Üstü Okuma-Yazma Bilmeyenlerin Oranı (%) 19,2 J 4,4 Türkiye Eskişehir Ankara Bilecik İzmir 1. 2. 3. 4. 2008 2009 27,8 26,0 28,5 26,3 1.1 31,0 28,9 Muş Siirt Şırnak 5. 6. 7. Bu tablodan hareketle Türkiye'de okuma-yazma bilmeyenlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Türkiye genelinde 2009 yılında bir önceki yıla göre okuma-yazma bilmeyenlerin oranı düşmüştür. B) Doğuda yer alan illerde batıda yer alan illere göre okuma-yazma bilmeyenlerin sayısı fazladır. C) İzmir'de okuma-yazma bilmeyenlerin sayısı Ankara'da okuma-yazma bilmeyenlerin sayısından fazladır. Okuma-yazma bilmeyenlerin sayısının bir yılda en fazla düştüğü il, Siirt'tir. Okuma-yazma bilmeyenlerin sayısının bir yılda en az düştüğü il, İzmir'dir. 30. SELA 31.

insanlarda gebeliğin on yedinci haftasında şekillenmeye başlayan parmak izi desenleri, eşsiz olmaları sebebiyle 1920'lerden bugüne adli vakalarda kanıt olarak kullanılıyor. Aşınma, yanma, asit dökül mesi veya bazı deri hastalıkları nedeniyle zarar gören ya da kay bolan parmak izi yaklaşık bir ayda kendini yeniler. Yapılan uzun vadeli incelemeler, parmak izi alınan kişinin yaşına ve parmak izi alma işlemleri arasındaki sürenin uzamasına bağlı olarak cihazla- rin eşleştirme skorlarında düşüş olduğunu gösteriyor. Yaşlandık- ça parmak uçlarındaki derinin esnekliğinin kaybolması, parmak izi desenlerindeki çıkıntıların kalınlaşması gibi sebeplerle parmak izi biraz değişse de adli kayıtlar için hâlâ güvenilir biyometrik ve- ri olarak kabul ediliyor. 12. Bu parçadan "parmak izi"yle ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine ulaşılamaz? A) Zamanla kimi değişimler olsa da bu değişim, biyometrik veri plarak kullanımını etkilememektedir B) Cihazlara kaydedilen izler, bazı nedenlerden dolayı sonraki yıllardaki kayıtla tam olarak eşleşmeyebilir. C) Dış etkenlerden dolayı zarar görse de bir süre sonra eski hå- lini almaktadır. çalışmalarla ortaya çıka- E) Anne karnında şekillenmekte ve bireyi diğerlerinden ayıran bir kimlik işlevi görmektedir. D) Her insanda farklı olduğu, 1920'deki rılmıştır. af Yayinlari 13

enmesi manda reklidir. rce yıl ernizm. timinin r. (IV) a Orta curmak da ise ovulan da ir. miştir. eden 3. Zihnimiz ne kadar derli toplu ve donatılmış olursa kalemimiz de o kadar hızlı ve isabetli cümleler döktürür. Zihin, şimşek hızıyla içimizin depolarında stoklanmış malzemeleri bulup kalemin önüne sürdükçe kalem kendi atılganlığını kat kat artıran bir verimlilik sergiler. Kalemin seri yaylımını siperden sürdüğü mermilerle besleyip duran, zihindir. Bu parçadaki "kalemin seri yaylımını siperden sürdüğü mermilerle besleyip durmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Yazarın eş anlamlı kelimeleri birbiri ardına kullanması B) Yazan bir elin hayal edilen düşüncelerin hepsini yazıya aktaramaması C) Yazmada hızını almış bir insanın zihnin sunduğu kelimeleri ardı ardına kullanması D) Anlamın yitmemesi için yazarın kelimeleri sayfalara ara vermeden aktarması Sanatçının satırlara kelimeleri anlamın gelişine göre dizmesi

10. Bireyin benlik kavramına yüklediği olumlu-olumsuz duygular, onun benlik saygısını oluşturur. Benliğin duygusal boyutu olan benlik saygısı, bireyin kendisinin kim olduğu ile ilgili fikirlere sahip olmasını içerir. Bireyin benlik kavramını oluşturan her bir "ben"e ilişkin beslediği hoşnutluk, saygı, değer; "benlik saygısı" olarak nitelendirilir. Benlik saygısı, bireylerin duygu durumlarıyla ilişkilidir. Benlik saygısı yüksek olan bireylerin, kendilerine ilişkin olumlu duygular beslediklerinden daha pozitif bir duygulanım içerisinde oldukları söylenebilirken aynı durum benlik saygısı düşük olan bireyler için de geçerlidir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A Bireylerin yüksek ya da düşük duygu durumları onların benlik saygısı ile ilgilidir. B) Kendi "ben"ine saygı duyan, değer veren bir kişinin benlik saygısı oluşmuş demektir. 12. Benlik saygısı düşük olan kişilerden olumlu duygular taşıması beklenemez. D) Bireyin kendisine yüklediği olumlu ya da olumsuz duygular onun benlik saygısı ile ilgilidir. E Benlik saygısı oluşmuş bir kimse, kendisinin kim olduğunu daha iyi kavrar.

uymaları din- ar uzatılabilir. nnette kendi- eşi, kendileri- ül-huld) mey- ve dünyaya tab-ı Mukad- coğalması ile ik biçimlerde olan bu me- ikle geleceği ve medyum- rtırmaktadır. sorulardan ızın nedeni nesi midir? hangi bilgileri n rolü var mi- rdaki merak yebilir miyiz? sorgulaması maktadır? in www.solubankasi.net 3. Büyü ya da sihir; etki gücü yüksek bir enerjinin belir nesneler, yazılar ya da formüller kullanılarak başka bir varlık ya da nesneye transfer edilmesi işlemidir. Büyü ile uğraşan kişilere büyücü, cadı, sihirbaz gibi isimler verilir. Günümüzde pek çok ülkede medyum adı verilen kişilerin de kehanette bulunmanın yanı sıra zaman za- man büyü ile de uğraştıkları bilinmektedir. Ilginç olan ise bu tür kimselere büyü bozdurmak ya da yaptırmak için başvuranların sanıldığı gibi sadece eğitimsiz insan- lar olmadığı hatta bunun tam tersinin doğru olduğudur. Büyünün insanlık tarihindeki yeri en eski çağlara kadar dayanmaktadır. Günümüzde ilkel kabileler üzerinde ya- pilan antropolojik çalışmalar ilkel toplumlarda büyünün yaygın olduğunu göstermektedir. Bu toplumlarda büyü, tip ve din iç içe geçmiştir. Kabilenin büyücüsü aynı za- manda büyü bozucu, hastalıklara karşı şifacı ve din adamı konumundadır. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı yoktur? Gerçekten de büyü yapmak mümkün müdür yoksa bu bir çeşit halkı kandırma ve sömürme aracı mıdır? By Büyüyü bozmak mümkün müdür ve bunu kimler ya par? + Cikel topluluklarda büyücünün aynı zamanda hekim ve din adamı olduğu doğru mudur? + D) Büyü ve büyü yapmada kullanılan yöntemler nedir? EGünümüzde de büyücülük yapanlar ve büyüye ina- nanlar var midir? PARAG 5. E ŞE la C

yolunda giden du E) Yazmanın temelinde okumak vardır. 24. Hangi ünlü yazara bakarsanız bakın önemli eserleri okumalarının sonunda güzel ve kaliteli yapıtlar ver- pistmişlerdir. Emin olun çoğu yazar ilk seferde istediği blir gibi yalın ve güçlü cümleler kuramaz. İyi yazarların önümüze gelen metinlerinin ilk hâlleri ile son hâlleri arasında inanamayacağınız kadar çok fark vardır. Çünkü iyi yazarlar cümlelerine bakıp "Ne yazdım ama be!" diye gururlanmak yerine onlarla sürekli di- dişirler. Öyle ki birçok yazar defalarca elden geçirdik- ten sonra yayımladığı yazılarında hatta kitaplarında bile kendince "ölümcül" hatalar bulur. deo Bu parçada iyi yazarların aşağıdaki özelliklerin- den hangisi vurgulanmıştır? A) Yazmadan önce önemli yapıtları okumaları emelieo heim B) Sürekli gelişim içinde bulunmaları iden C) Yazdıklarını hiçbir zaman beğenmemeleri.. D) Hatalarının farkında olmaları E Eserlerini sürekli gözden geçirmeleriant MURAT MURAT YAYINLARI

VTYTK1 40. Ben Türk şiirini gül-i ra'nâya benzetiyorum; yan san yarı kırmızı... Halk ve divan geleneğinden beslediği için iki renkli. Rengini, kokusunu bizim havamız, su- yumuz ve toprağımızdan alan, bizim besleyip büyüt- tüğümüz bir gül. Edebiyatımızı doğru anlayabilmek için önce zihni- mizdeki ikiliği kaldırmamız gerektiğine inanıyorum. Türk kültürü, tarihi ve sanatı gibi edebiyatı da bir bü- tün. Şiir de bu bütünlük içinde gelişimini sürdürüyor. Farklı estetik çizgilere sahip olmakla birlikte, ortak bir kültür birikimine yaslanan halk ve divan edebi- yatımızın müşterekleri tahmin ettiğimizden çok daha fazla. Şimdiye kadar ısrarla farklı taraflarına dikkat çekildiğinden bu ikisinin biri birine zıt ve tamamıyla farklı edebiyatlar olduğu sanılmış, arada uçurumlar yaratılmıştır. Ben bunun böyle olmadığını örnekleriy- le ortaya koymaya çalıştım. 7 Bu iki edebiyattan birini tercih veya reddetme duru- munda olduğumuzu sanmıyorum. Ikisi de bizim. Ikisi de müşterek yaşanmış bir kültürün içinden süzülüp geliyor. Bu metin aşağıdaki savların hangisine karşı ya- zılmış olabilir? A) Divan şiiri estetik bakımından halk şiirinden daha çok gelişmiştir. B) Divan şiiri de halk şiiri de aynı kültürün ürünleridir. (C) Divan şiiri Arap, Iran etkisiyle oluşmuş sadece belirli bir kesime seslenen yabancı bir edebiyattır. D Her iki edebiyat da Islamiyet etkisini taşır. E) Halk ve divan şiirinin kendine özgü dokulanı vardır. 1. 11 Ge A)

A kitapçığı 27. Herkesin her işi evden halletmeye çalıştığı bir dönemde turistler de online oldu. Müze, ören yeri gibi turistik yerler online ziyaret imkânlarını genişletmeye başladı. Uzaktan video yayını gibi yöntemlerle yapılan sanal turlar eskiden bu yana var olsa da bu dönemde çok daha yaygınlaştılar. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan Tibet'teki Po- tala Sarayı'nın düzenlediği sanal turlara milyonlarca kişi katıldı. Tabii bu kadar yoğunluk müzeler için aynı zaman- da ciddi gelir anlamına da geliyor. Müze görevlilerine göre sanal turların olduğu günlerde müzedeki hediyelik eşya satışı normal günlerin dört katını buluyor. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi online ziya- retin sağladığı faydalardan biri değildir? A) Tibet'teki Potala Sarayı'nın düzenlediği sanal turlara milyonlarca kişi katılmasıyla bilinirliği artmıştır. B) Düzenlenen sanal turlarla milyonlarca kişi tarihi ve tu- ristik yerleri tanıma imkânı bulmuştur. Ören yeri gibi turistik yerlerin daha çok ziyaretçi bul- maya başlamasıyla müze görevlilerinin geliri artmıştır. D) Online ziyaretlerdeki yoğunluk müzeler için aynı za- manda ciddi gelir kaynağı olmuştur. E) Online ziyaretlerin olduğu günlerde müzedeki hediye- lik eşya satışında patlama yaşanmıştır.

2. Yeni Lisan Hareketi ve Genç Kalemler dergisi Türkçenin sadeleşmesi hususunda çok önemli bir aşamadır. Dilde sadeleşmeyi gerçekleştirme ülküsü Yeni Lisan'ın teme- lini oluşturur. Bu hareketin öncüleri Ömer Seyfettin, Ali Canip ve Ziya Gökalp'tir. Ömer Seyfettin'in kaleme aldığı Yeni Lisan Makalesi Genç Kalemler dergisin- de yayımlanmıştır. Yüzyıllarca Arapça ve Farsçanın etkisinde kalan Türkçenin doğallığını yitirdiği düşünce- sinden hareketle Türk dilinin yabancı dil kurallarından kurtulması ve konuşma diliyle yazı dilinin birleşmesi savunulmuştur. İstanbul'da konuşulan Türkçenin yazı dili olarak kabul edilmesi bu anlayışın temel unsurların- dan biridir. Aşağıdakilerden hangisi "Yeni Lisan" makalesinde savunulan görüşlerden biridir? A) Yazı dili, konuşma dilinden ayrı edebî bir dile dönüş- türülmelidir. B) Başka Türk lehçelerinden kelimeler alınmamalıdır. C) Arap alfabesi derhâl terk edilmeli, millî bir alfabe kullanılmalıdır. D) Batılı eserler dilimize çevrilmeli, Batı dillerinden yeni kelimeler alınmalıdır. E) Arapça ve Farsçadan dilimize giren dil bilgisi kural- ları kaldırılmalıdır. YAYIN DENIZI

Yıl boyunca bağıl nem ve yağış oranının yüksek olduğu bir bölgede; 1. yıl içindeki sıcaklık değişimi, II. orman arazisi, III. kayalardaki kimyasal ayrışma, IV. güneşli gün sayısı özelliklerinden hangilerinin fazla olması beklenir? A) I ve II B) I've III D) II ve IV E) III ve IV Il ve III

Paragrafın Anlam Yönü 5. Trabzon'a gideceğim uçak öğleyin, 12.10'da. Olsun. İs- tanbul bu. Birkaç saat önceden yola çıkmazsan hava- limanına varacağının garantisi yok. Hoş çıksan da yok ama ben en azından önlemimi alayım. Hatta önlem fas- lını iyice sıkı tuttum. Ne olur ne olmaz, taksi durağını ge- arte ceden aradım. Uzun uzun anlattım. Benim filan saatte idig uçağım var. Aman kaçırmayalım. İki saat önceden yo- la çıksak uygun mu? Uygundur, dedi telefondaki ses. O zaman yarın sabah saat 10.00 için bir taksi. Peki, dedi aynı ses. Kapının önüne gelince ben sizi ararım. İyi ge- celer, dedik. Telefonları kapattık. Tam başımı yastığa bi- rakmıştım ki aman Allah'ım! Yerimden fırladım. Bu gece saatler geri alınacak ama bizde alınmayacak. Ya taksici bunu bilmiyorsa! Böyle diyen bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? maupub Yolculuk yapmaktan çekinmektedir. InB) Gelecekle ilgili ciddi kaygılara sahiptir. Çok kuruntulu bir kişiliğe sahiptir. Her işini aynı heyecanla yapmaktadır. Ev işlerini en ince ayrıntısına kadar planlamaktadır. unur 7. 8

BİLİMLER TESTI (11-15), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (16-20), k zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alanlar için için ayrılan kısmına işaretleyiniz. LIMIT YAYINLARI 3. Osmanlı Devleti, hâkim olduğu bölgelerdeki gayrimüslimlere büyük bir tolerans uygulayarak onlan dillerinde, inançlarında ve kendi aralarındaki ilişkilerde serbest bırakmıştır. Nitekim Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde Rum patriğini, Hristiyan cemaatinin lideri olarak tanımış ve ona geniş yetkiler vermiştir. Bunun yanında Fatih, Rum cemaatine tanıdığı hak ve yetkileri Ermeni ve Yahudilere de tanımıştır. Bu bilgilerden hareketle, Osmanlı Devleti'nde hoşgörülü bir yönetim anlayışı egemen olmuştur. 7 OMD 193 Gayrimüslimlerin devlete olan bağlılığı ve saygısı artmıştır. II. Fatih Dönemi'nde gayrimüslimlerin yönetime katılımı sağlanmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) II ve III C)Yalnız III

ENEME-3 varlığı için önemli de geçerli olmak- siması olarak da -leriyle olan ilişki- u bildirmektedir. öz varlığının çok edilmelidir. Top- yardımlaşmayı Türk kültüründe dır. Bu durum, a kalmasını da lişki içerisinde K söz varlığına kelimeler açı- mu akrabalık vermiştir. In- derece bağlı ağıdakilerin -ısı oldukça de belli bir (G nı sürdür- dir. almasın- payı bü- aha çok Eler, söz ES ahşap an us- el sa- karşı anla- gele- arme caldı. mız, arla arkı, an- in i TYT TÜRKÇE TESTİ 35 ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Michel Butor: "Bilim kurgu, bilimin izin verdiği oranda mümkün olabilecek olanı kullanan bir yazındır, gerçek- likle sınırlandınlmış bir düşçülüktür." diyor. En iyi tanı- mı yapıyor belki de böylece. Çünkü bilim kurgu aslında çağdaş birtakım gerçeklerden başlayarak bunları gele- cekte ya da başka dünyalarda uzatır ve geliştirir düşsel yöntemlerle. Bu nedenle bilimsel gerçeklerden ya da günümüz gerçeklerinden uzaklaşamaz tam olarak. Bilim kurgu yazarı ya bugünün çağdaş bilim ve teknik geliş- melerini ya da bunların kısa sürede gerçekleştirecekleri sanılan etkilerini dikkate alır, bunlar olmazsa gelecekte od var olacağını öne sürdüğü bir bilimsel gelişmeye dayan- dırır öyküsünü. Bu bilimsel gelişme ya da teknik buluş, salt uydurma ya da çağımızdaki bir varsayımın uzantısı da olabilir. Örneğin Jules Verne, çağdaş bilim verilerine elforsaygılıdır ve onların dışına çıkmaz pek. Öyküleri öğretici anhnitelikte bilimsel tanımlar ve kuramlarla doludur. Verne, "Ay'a Seyahat" adlı yapıtında, Ay'a adam gönderirken füzenin itme gücünü, yer çekiminden kurtulması için ge- reken zamanı ve başka güçlükleri hesaba katar. 35. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, Michel nay Butor'un bilim kurguya bakışıyla örtüşmez? A) Bilim kurgu eserler, gerçeğe dayalı olmayan, sade- ce hayal ürünü olan kurgusal yapıtlardır. B) Bilim kurgu, insanın bilim ve teknoloji seviyesindeki değişimlere verdiği tepkilerle meşgul olan bir ede- biyat dalıdır. sislen 99 1680X 1 1 net luteux C) Bilim kurgu yapıtlar, dünyadaki değişimi bilimsel perspektif doğrultusunda ele alır. D) Bilim kurgu yazarı romanında; astronomi, kimya, fizik, özellikle kuantum fiziği, matematik gibi bilim dallarının verilerinden faydalanır. I I I 1 1 E) Bilim kurgu romanında yazar; gerçekte olmayan varsayımsal unsurlarından da beklenebilir. 36. Bu parçadan bilim kurgu yazarıyla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Olmuş ya da olabilecek olayları, kendi zihin dünya- sında belli bir sıraya koyarak yazar. B) Bilimsel ve teknik gelişmeleri ötelemeden, bilimsel gerçekliğin dışına çıkmadan yazar eserlerini. C) Bilim ve tekniğin değişmez kanunlarının kıskacında kalmadan özgür bir düşünceyle şekillendirir yapıtla- rini. D) Salt gerçeklikten beslenerek hayalî olmayan, öğre- tici niteliklere haiz eserler kaleme alır. E) Gelecekte var olabilecekleri önceden haber veren bir haberci hassasiyetiyle eserlere imza atar.

24. Küresel ısınma, çağımızın sorunu. Bu sorun yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşı- ya olan canlı türlerini ve ekosistemleri koru- mak oldukça pahalı bir iş. Zira bu, o arazinin başka amaçlar için kullanımının önlenmesi, koruma için insan kaynağı ve altyapı oluştu- rulması, korunan alanın bilimsel olarak izlen- mesi gibi pek çok alanda çalışmayı gerekti- riyor. Habitatların küresel ısınmadan nasıl etkileneceğine, bunun canlılar açısından ne gibi sorunlar oluşturacağına dair araştırma- lar sürüyor. Varılan bazı sonuçlar, türlerin iklim değişiminden etkilenmemesi için ko- ruma alanlarının genişletilmesi gerektiğini ve koruma maliyetlerinin ikiye katlanacağını gösteriyor. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıka- rılabilir? A) Araştırmalar daha çok, yetersiz olan kay- nakların korunması üzerine yoğunlaşmış- tır. B) Türlerin devamını sağlamak için yapıla- A cak tek iş insanları bilinçlendirmektir. 25. Kişile mund etkile beral de ta karş ortay kaps aras den yay E) Canlı türlerini ve ekosistemleri korumak, gelecekte de insanlığın uğraşı alanların- dan biri olacaktır. (2014-YGS) 11. Y C) Türlerin korunmasıyla ilgili araştırmaların A üniversiteler tarafından desteklenmesi Y 26. gerekmektedir. 1 N B) insanlara alternatif yaşam alanları oluş- L turmak, canlı türlerinin korunmasına katkı A sağlayacaktır. R III. Bu ol la

miş yüz rgi- am in ur- bir 22. 1769'da Nicholas Cugnot adında bir Fransız askeri tarafından karada yol alan ilk mekanik taşıt yapılıncaya kadar kara taşımacılığı; ka- tir, at gibi hayvanlar tarafından çekilen ara- balarla sağlanıyordu. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A Mekanik taşıtlar, XVIII. yüzyılda yalnızca Fransa'da kullanılmıştır. B) Hayvan gücüyle çekilen kara araçları çok uzun süre kullanılmıştır. CKarada yol alan ilk mekanik taşıt askeri amaçlarla üretilmiştir. D) Mekanik taşıtlar, hayvan taşımacılığını sona erdirmiştir. E) Profesyonel taşımacılık faaliyetleri, XVIII. yüzyılda Fransa'da başlamıştır. (2014-YGS)