Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

6. Ağırlık çalışması vücudun fiziki görünümünü iyi hâle getirmek, forma girmek veya vücut geliştirme yarışmalarına hazırlanmak gayesiyle kas yapısını geliştirmek için yapılır. Ağırlık çalışmasından hastalık, yaralanma veya uzun müddet hareketsiz kalınan durumlar sonrası rehabilitasyon olarak da faydalanılır. Giderek artan direnç çalışmalarının uygulandığı bu tedavi, bir hekimin nezaretinde yapılır. Bu parçada aşağıdaki HEDEF-SONUÇ ilişkilerinden hangisine değinilmiştir? A) B) C) D) E) HEDEF Kas yapısını geliştirmek Direnç çalışması anu Kas geliştirmek Dış görünüşü düzeltmek Ağırlık çalışması SONUÇ Rehabilitasyon Yarışmalara hazırlanmak Doktor kontrolünde onts n olmak Ağırlık çalışması yapmak Rehabilitasyon

TYT-4 Bunun -her ne kadar kendi içinde bir çelişki ifade etse de-yerinde bir-tespit olduğu söylenebilir. Dizelerin dillere pelesenk olmasının nedeni şiirin bu özelliğinde aranmalıdır. Elbette, dizeleri dilin zirvelerinde dolaştıranlar, dile hâkimiyetleri tartışmasız bir noktada olan şairlerdir. Şairleri gözümüzde yükselten, garip ve anlaşılmaz hâle getiren de onların bu özellikleridir aslında. 18. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) İyi bir şiirin insanı neden tesiri altına aldığı geçmişten bugüne tartışılagelmiştir B) Şiir, duygu derinliğinin sanatsal ifadelerle anlatılmasından başka bir şey değildir C) En sevilen şiirlerin zayıf ve alelade bir dille kaleme alındığı iddia edilir D) Şiir, insanlık tarihinin söze dayalı ilk edebî ürünü olarak hâlâ varlığını sürdürmektedir (8 Şiirin sıradan sözcüklerle yazıldığı ancak dilin en incelikli taraflarını yansıttığı söylenir 20. Pe şü ro ha bi B 11 100

SİVRİ DENEME-2 24. Şiir de öyle gözüküyor. Öyle bir şey 80'lerden sonra gelişti. Çeşitli türlerde; taşrada fotokopi yapmanın, dergi çıkarmanın kolaylığı ve Internet derken... Aslında denemeden çok "metin" diye bir şey çıktı. İnsanlar daha çok sayıklamalarını anlattı. Şimdilerde azaldı sanıyorum veya çoğaldı, kimse itibar etmiyor. Günümüzde herkesin gözü özellikle romanda olduğu için deneme çok fark edilen bir tür değil. Aslında çok iyi denemeler çıkıyor. Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiş olabilir? A) Son yıllarda hikâye, hayatımıza daha çok girmiş gibi duruyor, öyle değil mi? By Bergi B) Dergi çıkarmak, teknoloji ile birlikte daha kolay hâle geldi, değil mi? e) Deneme, günümüzde edebiyatın kolay bir türü olarak algılanmıyor mu? D) Edebiyatın yaygınlaşmasında yazınsal bir tür olan denemenin etkisi var mı? E) Edebiyat dergilerinin artması denemenin yaygınlaşmasını sağlıyor mu? de kilimi de milletimizin büyük çoğunluğuna ilgimiz malı olabilen

bilim.in- çük par- aşılacak ilmiş ye- gibi aynı en, prob- Dir. Araş- aşmadık- en yapay lüyor. n amacı i kıyasla- sındaki bi- abilmek. ak tekno- teneklerini lerdir. 8. I. Selim İleri'nin velut kaleminden çıkan en son romanı Beklenen Sevgili, insanı kendi gerçeği ile yüzleştiren bir roman. 2 II. Ancak bu mektupları kendine yazdığını nere- deyse 228 sayfalık romanın ortalarına kadar fark edemiyoruz. III. Romanın kahramanı Şefkati bir musahhihtir. IV. Yani ona ulaşan kitaplardaki hataların düzeltile- rini yapan, tashih eden kişi. V. Kendine uzaktan bakar Şefkati, yazdığı mek- tuplarla yapar bunu. Numaralandırılmış cümlelerden anlamlı bir pa- ragraf oluşturulmak istense sıralama nasıl ol malıdır? A) I-III-IV-V-II C) V-I-II-IV-III B) II - IV - I - V - II D) V-II-IV-III-1 E) I-II-III-V-IV

18. 1. Yapılan planlamalara göre, ilk etapta Konya, Ankara, Eskişehir, İstanbul garlarında birer kütüphane kurulacak. B I. Vatandaşlar, yolculukları sırasında okumak istedikleri kitap ve benzeri materyalleri buradan ödünç alabilecek. III. "Gar Kütüphaneleri" adı verilen proje, Bakanlığa bağlı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü öncülüğünde hayata geçirilecek. IV. Yolcuların, yolculuk boyunca okudukları kitapları indikleri gardaki kütüphaneye iade edebilecek olmaları da ayrı bir güzellik. V. Kültür ve Turizm Bakanlığı, okuma kültürü ve alışkanlığının geliştirilmesine katkı sağlanması amacıyla hızlı tren güzergâhındaki garlarda, kütüphaneler kurmaya hazırlanıyor. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulmak istense parçanın baştan dördüncü cümlesi aşağıdakilerden hangisi olur? A) I C) III Dy ✓ B) E) V

E) Meteoritlerin ise atmosfere girdikten sonra meteor dan daha da tehlikeli hâle geldiği düşünülmektedir. V ligob ublo www.sorub S ne 2. Bilim bize "öğretir", fizik yasalarını, kimya formüllerini, matematik denklemlerini, kalbin, böbreğin, alyuvarla- rın işlevini, atomun yapısını, su döngüsünü, trake so- lumasını, Akdeniz iklimini, tropikal ve karasal iklimi... Bu dünyada canlı cansız her varlığın, her olgunun iş- levini, özelliklerini, bilim sayesinde öğreniriz ve elbette ki bilimin insan yaşamındaki rolü asla küçümsenemez reddedilemez. Edebiyat ve sanat ise Bu yüzden sanata okur ya da izleyici düzeyinde olsun bulaşmamış bir insanın hayal dünyası çok yoksuldur. Hayal kurama- dığı için ruhsal dünyasının kapıları kapalıdır; dostlukları daha doğrusu ilişkileri maddiyata dayalıdır; başkalarının e acılarına, dertlerine ortak olamaz. 16" nnpino pb oy www.sorubankasi.net Anlatımın akışına göre bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) çoğunu gerçek yaşamda hiç kullanmayacağımız bil- giler yerine hayal kurmayı öğretir hay Bsizi bu dünyanın sıkıcılığından ve acı gerçeklerinden alıp coşku dolu hayaller dünyasına taşır 1 C) bilimin eksik bıraktığı yerleri doldurur ve ruhunuzu besler, doyurur D) size bir şey öğretmez; ruh dünyanıza hayat verir, ha- yaller kurmanızı sağlar E) iç dünyası daha zengin insanlar yapar sizi, yeryüzün- deki güzellikleri fark etmenizi sağlar 2

6. Sözcük Anl Brook için tiyatroda yöntem veya formül yok. İşin özü uygulama. Uygulamadan, sağlam bir metin, iyi bir yönetim, doğru kostüm ve sahneleme, tüm bunların hakkını verecek becerikli bir oyunculuk anlaşılmalı. Bu da izleyicide açlık ve susuzluk yaratacak çalış- malar ortaya koyma gibi bir amaçla beraber hayat bulabilir ancak. Bu parçada altı çizili sözle, sözü edilen sanatçıy- la ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumun tamamın ilgilendiren olayları işlemek B) İzleyiciyi şaşırtan sürprizli bir anlatımı benimsemek C) Sıra dışı yöntemlerle eserlerini biçimlendirmek D) Sürekli kendini yenileme ve geliştirme gayreti içinde olmak EOyuna karşı izleyicinin istekli olmasını sağlamak Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yansıma söz- cüğe yer verilmemiştir? A) Dedemin nefon 1 9

Teknolojik gelişmeler insana verilen değe- rin artmasına yardımcı olmaktadır. D) Dünya yeterince uygar görünmektedir. E) Teknik buluşlar insan ilişkilerinde sorunlara yol açmaktadır. 2. Türkiye'nin en geri kalmış yönü neresidir diye sorarsanız, tereddütsüz cevabım, "şehirleş- mesi"dir olur. Şehirleşmedeki vahşet, sadece içinde yaşadığımız yılları değil, istikbalimizi de karartmaktadır. İşin daha vahimi, bu sahada bir iyileşme olması ihtimali hemen hemen yoktur. Çünkü, toplumun tüm kesimlerinin üzerinde en çok ittifak ettikleri şey. "Hep birlikte yerleşim böl- gelerini yağmalamaktır." Bu yağma, şehir mer- kezlerinden çevreye doğru yayılmakta, ülkemiz tamiri imkânsız bir şekilde, bizzat kendi milleti tarafından tahrip edilmektedir. Bu parçada yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Türkiye'de şehirleşmenin geri kalmışlığından B) Şehirleşmenin olumsuz etkisinin hızla ya- yılmasından C) Plansız şehirleşmenin geleceğimizi de olumsuz etkileyeceğinden D) Modern anlamda şehirleşmenin gerçekle- şebilmesi için bireylerde toplum yararı bilin- ci olmamasından E) Alt yapı eksikliğinin şehirleşmeyi zorlaştır- masından 1--- D) 4. E) ..........

3. Ünite Metni Anlama ve Yo 5. 19. yüzyıl edebiyatındaki cinayetler, çoğunlukla tekinsiz kırsal mahallelerde veya tehlikeli kenar mahalleler gibi güvenilmez yerlerde meydana gelmiştir. Bu açıdan ger- çek hayatla yakından benzerlikler taşıdığı görülür. Örne- ğin Karındeşen Jack'in cinayetleri, işlendiği mahalden dolayı "Whictechapel Cinayetler olarak anılmıştır. Mo- dern cinayetler ise bunun tersine refah düzeyi yüksek ke- simlerde, en azından sıradan orta sınıf evinde gerçekle- şir. Modern romancılar güvenilmez bir mahallin zorlayıcı etkisine başvurmadan daha incelikli, beklenmedik çeşitli mekânlar ortaya koyabilmişlerdir. 19. yüzyıl romanındaki mekânlar insanlık durumunu yansıtırken modern roman- lar, mekâna bağlı insanlık durumu fikrine meydan oku- muş ve bu fikri reddetmiştir. Bu parçadan hareketle cinayet romanları ile ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir?+ A) Modern cinayet romanlarının ilk dönem romanlarla birçok ortak yanı olduğu B) Modern cinayet romanlarının kenar mahalleleri roma- na taşıdığı C) 19. yüzyıl cinayet romanlarının modern cinayet roman- larına göre daha gercekci olduğu D) Medern cinayet romanlarında yazarın yeni mekânlar yaratmakta zorlandığı E) 19. yüzyıl cinayet romanlarının acı insani durumlardar uzak durduğu 6. Bugün roman diye elimize verilen yapıtlar, yarı yarıya ro

5. Elli kadar çeşidi olan zambak çiçeği, zambak- giller familyasındandır. Soğanı pullu, dik göv- deli, güzel ve iri çiçekli bir bitkidir. Çiçekleri be- yaz zambak, bir metre kadar büyüyebilir. Diğer bir çeşit olan kırmızı zambak yüksek dağlarda yetişir. Trabzon zambağı ise Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yetişir. Ev ilaçlarında beyaz zam- bak kullanılır. Bu parçada zambakla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Nasıl bir bitki olduğuna ✓ B) Doğada bulunan bazı çeşitlerine C) Bir bölgemizde yetişen çeşidine D) Bazı türlerinin kullanım alanlarına KONWERING BANK E) Yapraklarının niteliğine nous PORTA PARAGRAF MENE RE 6. Eleştiri nesnel bir türdür. Eleştirmen bir eseri doğerlendirirken duygusal olmamak zorun- don seçtiği 7.

7. (1) Günümüzde toplumsal, ekonomik, bilimsel alanlarda hızla değişen ve gelişen dünyada bilginin ezberlenmesinin yerine elde edilmiş bilginin uygulamaya geçirilmesi kabul görmektedir. (II) Bu değişime bağlı olarak dünyada eğitim programlarının da geliştirilmesi kaçınılmazdır. (III) Ülkeler ihtiyaçları doğrultusunda ülke politikasına uygun eğitim programları ve buna bağlı olarak her derse yönelik öğretim programı değişikliğine gider. (IV) Her ülke eğitim programını, içinde bulunduğu toplumun sosyal, ekonomik, kültürel yapısını dikkate alarak inşa etmektedir. (V) Bu durum, ülkelerin eğitim sistemlerinde değişimlerin yaşanmasını gerekli hâle getirmektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangist söylenemez? A) 1. cümlede, akılda tutmaya dönük bilgiden tatbike dayalı bilgiye yönelme olduğu belirtilmiştir. B) II. cümlede, eğitim programlarındaki farklılaşma ezberci bilgiden vazgeçmeyle ilişkilendirilmiştir. C) III. cümlede, eğitim programların devletlere özgü gereksinimlerle geliştirildiği vurgulanmıştır. IV. cümlede, ülkelerin eğitim programlarının birçok E) V. cümlede, eğitim sistemlerinin değişmesinin lüzumlu olduğu dile getirilmiştir.

Tüm olay Art Basel Miami'de Cattelan'ın bir muzu duva- ra 'duck tape' adı verilen güçlü bir bantla yapıştırmasıyla başladı. "Komedyen" adlı eserin 120 bin dolara alıcı bul- ması da minik bir infial yarattı ve herkes bu eseri konuşur hâle geldi. Anlamsızlığın anlama karşı zaferi diye konuşu- lan eserde kullanılan muzu sanatçı bir pazardan yaklaşık 2 dolara satın almıştı. Sanat galerilerinden alınan aşağıdaki görsellerden hangisi yukarıda sözü edilen anlamı anlamsızlık üze- rinden kuran sanat eserleriyle aynı doğrultuda değil- dir? A) B) DY 7. (MUTT

7-9. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Güneydoğu Asya'da tam 17.508 adet adadan oluşan En- donezya, dünyanın en büyük takımadasıdır. Batı ve Gü- ney'den Hint Okyanusu, kuzeyden Güney Çin Denizi, ku- zeydoğudan Büyük Okyanus ile çevrili olan Endonezya aynı zamanda dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Nüfusu 243 milyon civarında olan Endonezya'nın nüfus dağılımı düzensizdir. Halkın % 50'si köylerde yaşar. Köy halkı genellikle tarımla uğraşır. Temel gıda maddeleri pirinçtir. Nüfusu milyonları aşan şehirleri de vardır. Ülkede okuma yazma oranı % 75'tir. Deniz ticaret yolu üzerinde bulunan Endonezya'nın tarih boyunca stratejik önemi büyük ol- muştur. Adalarda bilinen en eski yerleşim 4-5 bin yıl önce Malezya halkının adalara göçü ile başlamıştır. Daha sonra yıllar içinde çeşitli ülkelerden insanlar adalara göçmüş ve bu durum yeni fikir ve geleneklerin yerleşmesine yol açmış- tir. Genelde aşiretler halinde yaşayan ve her adada ayrı bir krallık kuran Endonezya halkı Budist ya da Hindu idi. 15. yüzyılda Hindistan ve Malezya'dan Müslüman tüccarların gelmeleri Islam dininin hızla yayılmasını sağladı. 7. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ceva- bi yoktur? 9. Parça miştir Endonezya, nüfus bakımından dünyada kaçıncı- dir? B) Endonezya'nın Atlas Okyanusu'na kıyısı var mı? İslam dini Endonezya'da kaçıncı yüzyılda yayılmış- tır? D) Endonezya'da okuma yazma oranı yüzde kaçtır? E) Deniz ticaretinin Endonezya ekonomisine katkısı ne kadardır? 8. Bu parçada Endonezya ile ilgili olarak aşağıdakile- rin hangisinden söz edilmemiştir? A) Halkın geçim kaynağından B) Dört tarafının suyla kaplı olduğundan A) T BY S CT S DY B E) C) Farklı toplumların geleneklerini etkilediğinden D) Halkının çoğunlukla hangi dine mensup olduğun- dan E) Deniz ticaretinde stratejik öneminden

ak - Tarihin ilk bisikleti XII. yüzyılda Çin'de ortaya çıkmış Elbe te çok ilkel biçimde, dahası pedalsız bir bisikletmiş bu günkü anlamında bisikletin tarih sahnesine çıkması içinse olmasına karşın Çin ve dünya tarihinde yerini almış. Bu yaklaşık 6 yüzyıl beklemek gerekmiş. 1791'de Fransada atasıydı. Onun da henüz pedalları bulunmuyordu. Bu tuhaf Sivrac Kontu'nun Celerifere adını verdiği icadı bisikletin makineye yine bir Fransız asili, Baron Drais bir sele yer- leştirdi. Bir de gidona benzer bir manevra dümeni ekledi. baba oğul Baron'un modelini geliştirdi. Ön tekerleğin göbe- ğine pedal taktılar. Bisiklet, işte bu buluşla gerçek anlamda doğmuş oldu. Başkalarının da ilgisini çekip sınırları aşan ilk örnek, baba ve oğlunun "Velo" adını verdiği bu yeni icatti. 1871'de Fransa'da fabrikada üretiliyordu. Rağbet öylesine başlamıştı. Makinenin adı da artık yavaş yavaş bisiklet büyüktü ki Fransa savaşta bisikletli birlikler kullanmaya Dünya Savaşı'ndan sonra yaygınlaştı, 20. yüzyılın da göz- sözcüğüne benzemeye başlamıştı. Ancak bisiklet asıl II. de ulaşım ve spor aracı oldu. A) Savaşta kullanıldığına B) Adını icat eden kişiden aldığına C) Farklı işlevleri olduğuna D) 19. yüzyılda Fransa dışında da tanındığına E) Birden çok kişinin emeğiyle ortaya çıktığına ay den Hi zeydoguda Bu parçada bisikletle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? epuBu mily pok düz genellik Nüfusu Suzel Endo mus Mar 04

. dar da isinde 'Dede yarısına = "Hoca" in musiki I sıra nlayışı e'nin muş da r. ngisini klıkla vida esere sek olan ögeleri 29. Büyülü gerçekçilik, fantastik ve gerçekliğin bir araya gelmesiyle meydana gelmiş bir eğilimdir. Gerçekçilik gerçek dünyada karşılaşabileceğimiz her şeyi kapsamaktadır. Büyü ise içinde fantastik ve olağanüstülük barındıran, gerçek hayatta karşımıza çıkması mümkün olmayan, akla yatmayan şeylerdir. Bu iki zıt terim bir araya gelmiş ve büyülü gerçekçilik adıyla bilinen bir terim oluşmuştur. Büyülü gerçekçilikte sıradan olanı olağanüstü, olağanüstü olanı da sıradan sunuş esastır. Kesin sınırları belirlenememiş olmasına karşın sunulan dünyanın okuyana tuhaf hissettirilmemesi adına takınılan ketum tavir onun sınırlarını göstermesi açısından değerlidir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi büyülü gerçekçilik doğrultusunda yazılmamıştır? A) Gecenin içinde kaybolabilen bir kızdı. Çoğu zaman parlayan yıldızlara iş olsun diye çelme taktığı olurdu. Daha ön üç yaşındayken kendini büyüler öyle dolaşırdı. Kışları kar tanelerini emzirirdi gökyüzünün yırtık atlasında. İğneyi efine aldığında geceyi gündüze diker, yıldızlardan yaptığı motifleri burçlara göre işlerdi. B) Güldiyar adamakıllı yavaşladı. Sonra çocukluğunu yâd edercesine, hiç gereği yokken şöyle bir sıçradı ve sıçrarken hafifleyip birdenbire kelebeğe dönüştü. Dönüşünce de etrafa saçılan o göz kamaştırıcı mor benekleriyle, taşlara hiç basmadan havada titreşen ağartıların üzerinden uçtu hızla, küçük küçük, hoş kavisler çizerek kavakların tepesine kadar yükseldi. C) Karanlık çöktü. Sonra bu karanlık insanın dişlerini tıkırdatacak kadar soğudu yine camlar, çerçeveler soğudu, duvarlar soğudu, kendi varlıklarını susan, kendi varlıklarını fısıldayan görüntüler soğudu, mesafeler soğudu, dere soğudu ve gece görünmeyen ayaklarıyla çatıların, avluların ağaçların ve cümle mahlûkatın üzerine basa basa yürüdü. D) Patoz, eski patoz. Dört buçuk ayak, kırk beş kişilik. Lakin irgatbaşı kansız mı kansız. Şu kadarcık merhamet arama. Kırk beş kişilik patozu otuz beş kişiyle çalıştırıyor, on kişinin gündeliğini küt cebe. Güneş tepede alev alev, serçeler dersen sıcaktan düşüp düşüp bayılıyor. Adam çatlayacak, soluk alamıyorsun sıcaktan be. Yirmi saat. Paydos yok! E) Taşın bulunduğu yerde bir yatırın yattığı lafı kondulara yayıldı. O taşın bulunduğu yere çöp atmak, tükürmek, oradan dua etmeden geçmek suç sayıldı. Mahallece taşın başına gidilip ondan su dilenildi. (...) Yatıra suyun nasıl bir şey olduğu gösterildi. (...) Ama "Su Baba"dan bir damla bile su alınamadı.

4-A bir ml, me ini st le 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Taras Bulba güçlü ve yiğit bir kahramanın önderliğindeki Kazakların Polonyalılara karşı isyanını ve Taras Bulba'nın iki oğlunun yargılanışını konu edinen tarihsel bir öykü. Ukrayna'nın Kazak gelenekleri ve zengin halk kültürüyle beslenerek yetişen Gogol'ün Ukrayna şarkılarının sevinç ve hüznüne duyduğu derin sevginin, Kazakların geçmişine duyduğu bağlılığın ürünüdür. 1835 yılında yayınlanan Mirgorod Öyküleri arasında yer alan Taras Bulba aynı zamanda yazarın 19. yüzyıl Rusya'sının baskıcı ortamından geçmişe sığınışının bir ifadesidir. Nitekim bu destansı öykünün kahramanı Gogol'ün o çok iyi tanıdığımız bürokratlarından, delilerinden ve sahtekârlarından çok farklı bir karakterdir. Bu özelliklerinden dolayı Taras Bulba'nın "bugüne kadar yazılmış en büyük on kitaptan biri" olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkçe 39. Bu parçada Gogol'ün Taras Bulba adlı yapıtıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yazınsal değerine B) Türüne C) Yazıldığı döneme D) Iletisine E) İçeriğine 40. Bu parçadan hareketle Taras Bulba'y Gogol'ün diğer eserlerinden ayıran yönü aşağıdakilerden hangisidir? Sandanean R