Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ARA KAMP
miştim.
aşağıdakı
larıyla tar-
ç olduğu-
a daktilo
control et-
ersizdi.
IM YAYINLARI
Hemen hemen her dönemde deyimler günlük hayatın için.
de hep ön planda olmuş, sık sık kullanılmıştır. Mesela, bir
kadının, bir kimse ve özellikle bir yuva için çok büyük bir
özveri göstermesi, büyük sıkıntılara katlanması, uzun süre
çeşitli zorluklara göğüs germesi Türkçede "saçını süpürge
etmek" deyimiyle anlatılır.
Bu deyimin oluşturulmasında aşağıdakilerden hangi
sinin söz konusu olduğu savunulamaz?
A) Somut duruma getirme
B) Yoğunlaştırarak anlatma
C) Sözcükleri gerçek anlamı dışında kullanma
Benzetmeden yararlanma
E) Karşılaştırmaya başvurma
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ARA KAMP miştim. aşağıdakı larıyla tar- ç olduğu- a daktilo control et- ersizdi. IM YAYINLARI Hemen hemen her dönemde deyimler günlük hayatın için. de hep ön planda olmuş, sık sık kullanılmıştır. Mesela, bir kadının, bir kimse ve özellikle bir yuva için çok büyük bir özveri göstermesi, büyük sıkıntılara katlanması, uzun süre çeşitli zorluklara göğüs germesi Türkçede "saçını süpürge etmek" deyimiyle anlatılır. Bu deyimin oluşturulmasında aşağıdakilerden hangi sinin söz konusu olduğu savunulamaz? A) Somut duruma getirme B) Yoğunlaştırarak anlatma C) Sözcükleri gerçek anlamı dışında kullanma Benzetmeden yararlanma E) Karşılaştırmaya başvurma
masından
er insanın
yorsa her
Dize şiirini
erir. Nor-
niz müm-
derinlik-
aşağı-
tiği
(1) Yeterli ve dengeli beslenme, yaşamın her dönemi için
büyük önem taşımaktadır ve sağlığın korunması için te-
mel esaslardan biridir. (II) Bu nedenle bütün besin grup-
larından yeterli miktarda alınmalıdır; kahvaltıya gelince
o, öğünlerin en önemlilerindendir. (III) Yaz aylarında ya-
pılacak kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin, yumurta, ta-
ze sebze ve meyveler tüketilmelidir. (IV) Kafein içeren
içecekler yerine az yağlı süt ve taze sıkılmış meyve sula-
ri, ıhlamur gibi bitki çayları içilmelidir. (V) Zeytinyağlı yi-
yecekler tercih edilmeli, yeşillik ile yapılmış salatalar sof-
radan eksik edilmemelidir.
Numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın ana dü-
şüncesidir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
masından er insanın yorsa her Dize şiirini erir. Nor- niz müm- derinlik- aşağı- tiği (1) Yeterli ve dengeli beslenme, yaşamın her dönemi için büyük önem taşımaktadır ve sağlığın korunması için te- mel esaslardan biridir. (II) Bu nedenle bütün besin grup- larından yeterli miktarda alınmalıdır; kahvaltıya gelince o, öğünlerin en önemlilerindendir. (III) Yaz aylarında ya- pılacak kahvaltıda az yağlı peynirler, zeytin, yumurta, ta- ze sebze ve meyveler tüketilmelidir. (IV) Kafein içeren içecekler yerine az yağlı süt ve taze sıkılmış meyve sula- ri, ıhlamur gibi bitki çayları içilmelidir. (V) Zeytinyağlı yi- yecekler tercih edilmeli, yeşillik ile yapılmış salatalar sof- radan eksik edilmemelidir. Numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın ana dü- şüncesidir? A) I B) II C) III D) IV E) V
2.
Fotoğraflar hep aynı. Her şey değişiyor oysa. Hiç durma-
dan, hiç ara vermeden değişiyor. Fotoğrafların böyle bir
imkânı var, zamanı durdurabiliyor onlar. Zamanın içinde
onları bıraktığımız yerde hiç değişmeden kalabiliyorlar. Her
nefeste uzaklaşmakta olduğumuz anların hayatımızın bir
duvarına çivilenmiş hâlleri hepsi. Değişip dönüşen, elimiz-
den kayıp giden, zamanın akıntısına kapılarak bizden uzak-
laşan ne varsa aşikâr eden sabit karelerdir onlar.
Bu
ada fotoğraflarla ilgili asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanlara geçmişi anımsatan tek araç olduğu
B) Eski zamanları gözler önüne sermesinin olumsuzluğu
C) Hayattaki değişimlere rağmen aynı kaldığı
D) Zamanın hem gerisine hem ilerisine hitap edebildiği
E) Yaşanan anları kısmen saklayabildiği
5.
G
Va
g
SEE EFET
y
ha
a
ga
m
m
tic
h
n
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Fotoğraflar hep aynı. Her şey değişiyor oysa. Hiç durma- dan, hiç ara vermeden değişiyor. Fotoğrafların böyle bir imkânı var, zamanı durdurabiliyor onlar. Zamanın içinde onları bıraktığımız yerde hiç değişmeden kalabiliyorlar. Her nefeste uzaklaşmakta olduğumuz anların hayatımızın bir duvarına çivilenmiş hâlleri hepsi. Değişip dönüşen, elimiz- den kayıp giden, zamanın akıntısına kapılarak bizden uzak- laşan ne varsa aşikâr eden sabit karelerdir onlar. Bu ada fotoğraflarla ilgili asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanlara geçmişi anımsatan tek araç olduğu B) Eski zamanları gözler önüne sermesinin olumsuzluğu C) Hayattaki değişimlere rağmen aynı kaldığı D) Zamanın hem gerisine hem ilerisine hitap edebildiği E) Yaşanan anları kısmen saklayabildiği 5. G Va g SEE EFET y ha a ga m m tic h n E
26. Başlangıçta çok tanrılı inanca sahip olan
Roma İmparatorluğu, tüm baskılarına rağmen
yayılmasını önleyemediği Hristiyanlığı, 313'teki
Milano Fermani'yla serbest bırakmış, 381'de ise
resmi din olarak benimsemiştir.
Roma İmparatorluğu'ndaki bu düzenlemelerin
aşağıdakilerden hangisine yönelik olduğu
söylenebilir?
A) Halkın yönetime katılmasını sağlamaya
B) Bürokratik yapıyı güçlendirmeye
C) Valilerin yetkilerini artırmaya
D) Teokratik yönetim anlayışını sonlandırmaya
E) Devlet otoritesini korumaya
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Başlangıçta çok tanrılı inanca sahip olan Roma İmparatorluğu, tüm baskılarına rağmen yayılmasını önleyemediği Hristiyanlığı, 313'teki Milano Fermani'yla serbest bırakmış, 381'de ise resmi din olarak benimsemiştir. Roma İmparatorluğu'ndaki bu düzenlemelerin aşağıdakilerden hangisine yönelik olduğu söylenebilir? A) Halkın yönetime katılmasını sağlamaya B) Bürokratik yapıyı güçlendirmeye C) Valilerin yetkilerini artırmaya D) Teokratik yönetim anlayışını sonlandırmaya E) Devlet otoritesini korumaya
en yan ya-
nlarımızın,
erle payla-
fesi bir ön
mlıyor, yo-
çirkin, gü-
üst, yalan-
r, korkak,
eki, insa-
Hı? İnsan-
i çok bo-
şünmenin
ak etme-
iklerinde-
bilincinin
yansıma-
k saymış
iği kada-
ir durum-
gisi üze-
açığa çı-
I yansıt-
ktör eşit
uygusal
TYT
7.
Test 23
Bir romanı okurken hem kafamızdan kelimeler geçer
hem de gözümüzün önünde resimler oluşur. Kafamızda
daha çok kelimeler uyandıran (Dostoyevski) ya da resim-
ler uyandıran (Tolstoy, Proust) yazarlar vardır. Ben ikin-
cilerdenim yani okurun kafasında resimler uyandırmaya
çalışırım. Önce benim yani romancının kafasında roman-
daki sahneye uygun bir resim oluşur. Romancı kafasın-
daki resmi hayal gücüyle daha da geliştirir. Sonra o ha-
yali kelimelerle ifade eder, anlatır. Kelimelerini dikkatle
seçer ki aynı hayal, aynı resim, metni okuyan -romanı
okuyan- okuyucunun kafasında da canlansın. Roman
okuma film seyretmek gibi hafif bir iş değil, ağır bir iştir.
Çünkü okuduğumuz kelimeleri hayalimizde sürekli re-
simlere çevirmeye çalışırız. Bu, romanı anlamanın yarı-
sıdır; bu kuramı birçok eserimde uyguladım.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Dostoyevski, kelimelerin çok anlamlılığını ustaca kul-
lanmıştır.
B) Okur, romanı yazarın seçtiği kelimlerle zihninde can-
landırır.
C) Tolstoy'un eserleri görsellik ögesiyle ilintilidir.
D) Romancı hayal gücünü okura yansıtırken itinalı dav-
ranır.
E) Roman okumak, film izlemekten meşakkatlidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
en yan ya- nlarımızın, erle payla- fesi bir ön mlıyor, yo- çirkin, gü- üst, yalan- r, korkak, eki, insa- Hı? İnsan- i çok bo- şünmenin ak etme- iklerinde- bilincinin yansıma- k saymış iği kada- ir durum- gisi üze- açığa çı- I yansıt- ktör eşit uygusal TYT 7. Test 23 Bir romanı okurken hem kafamızdan kelimeler geçer hem de gözümüzün önünde resimler oluşur. Kafamızda daha çok kelimeler uyandıran (Dostoyevski) ya da resim- ler uyandıran (Tolstoy, Proust) yazarlar vardır. Ben ikin- cilerdenim yani okurun kafasında resimler uyandırmaya çalışırım. Önce benim yani romancının kafasında roman- daki sahneye uygun bir resim oluşur. Romancı kafasın- daki resmi hayal gücüyle daha da geliştirir. Sonra o ha- yali kelimelerle ifade eder, anlatır. Kelimelerini dikkatle seçer ki aynı hayal, aynı resim, metni okuyan -romanı okuyan- okuyucunun kafasında da canlansın. Roman okuma film seyretmek gibi hafif bir iş değil, ağır bir iştir. Çünkü okuduğumuz kelimeleri hayalimizde sürekli re- simlere çevirmeye çalışırız. Bu, romanı anlamanın yarı- sıdır; bu kuramı birçok eserimde uyguladım. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Dostoyevski, kelimelerin çok anlamlılığını ustaca kul- lanmıştır. B) Okur, romanı yazarın seçtiği kelimlerle zihninde can- landırır. C) Tolstoy'un eserleri görsellik ögesiyle ilintilidir. D) Romancı hayal gücünü okura yansıtırken itinalı dav- ranır. E) Roman okumak, film izlemekten meşakkatlidir.
6.
Paragrafin Anlatımı, Anlamı ve Yorumu - 5
TYT
Her gün onlarca yüzün yanından geçiyoruz. Bazen yan ya-
na duruyor, bazen karşı karşıya geliyoruz. Zamanlarımızın,
alanlarımızın ve sınırlarımızın bir kısmını bu yüzlerle payla-
şıyoruz. Bu paylaşımın süresi, genişliği ve mesafesi bir ön
değerlendirme sonucu belirleniyor. Yüzleri tanımlıyor, yo-
rumluyor, sınıflandırıyor ve etiketliyoruz. Güzel, çirkin, gü-
venilir, güvenilmez, iyi, kötü, zararlı, zararsız, dürüst, yalanı-
Ci, merhametli, acımasız, mütevazı, kibirli, cesur, korkak,
güçlü, zayıf, tanıdık ve yabancı yüzlerce yüz... Peki, insa-
nın içinin yüzüne yansıdığına bizi kim inandırdı? Insan-
lıkla yeterince zaman geçirdiğimizde insan gibi çok bo-
yutlu bir varlığın, yüzünden okunabileceğini düşünmenin
ne kadar da yüzeysel bir yaklaşım olduğunu idrak etme-
ye çalışıyoruz. Buna inanmak için insanın derinliklerinde-
ki gizemin, onun bilinçaltının, bilinç dışının ve bilincinin
olgunlaşmasını etkileyen binlerce dış etkenin yansıma-
sından olgular üreten algımızın söz hakkını yok saymış
olmamız, gördüğümüzün gözümüze görünebildiği kada-
rıyla yetiniyor olmamız gerekiyor. Bu da vahim bir durum-
dur.
Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi üze-
rinde durulmaktadır?
A) İnsan yüzü, insanların duygularını bire bir açığa çı-
karmada etkin bir uzuvdur.
B) Yüz, çok katmanlı bir yapıya sahip olan insanı yansıt-
mada yetersizdir.
C) Insanlar arası ilişkileri düzenlemede birçok faktör eşit
oranda etkilidir.
D) Görsel ögeler, insanları yönlendirmede duygusal
ögelerden daha baskındır.
E) İnsanların yüz ifadelerini anlamlandırmak, uzmanlık
gerekmektedir.
Bir romani
hem de göz
daha çok k
ler uyandin
cilerdenim
çalışırım.
daki sahn
daki resn
yali kelin
seçer ki
okuyan-
okuma
Çünkü
simlere
sidir; b
Bu pa
A) D
la
B) C
Sanat dünyasının paradokslarından biri olarak sayılabi-
lecek "sanatçı-eser" ilişkisine baktığımızda, her eserin
sanatçısından bir şeyler taşıması gerekliliği genel bir ka-
nı olarak karşımıza çıkar. Buna ek olarak Monaco'nun da
savunduğu üzere, "Sanat bir kez tamamlandığında artık
bir anlamda bağımsız bir yaşam sürer." düşüncesi yer
alır. Özgünlüğü ve biricikliğiyle tanımlanan sanat eserle-
ri, çetrefilli kabul görme sürecinde ve daha sonrasında
sanatçılarından farklı serüvenlere dâhil olacaktır. Field,
bir yazar ve yarattığı karakter arasındaki ilişkiyi şu şekil-
8.
C)
D)
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Paragrafin Anlatımı, Anlamı ve Yorumu - 5 TYT Her gün onlarca yüzün yanından geçiyoruz. Bazen yan ya- na duruyor, bazen karşı karşıya geliyoruz. Zamanlarımızın, alanlarımızın ve sınırlarımızın bir kısmını bu yüzlerle payla- şıyoruz. Bu paylaşımın süresi, genişliği ve mesafesi bir ön değerlendirme sonucu belirleniyor. Yüzleri tanımlıyor, yo- rumluyor, sınıflandırıyor ve etiketliyoruz. Güzel, çirkin, gü- venilir, güvenilmez, iyi, kötü, zararlı, zararsız, dürüst, yalanı- Ci, merhametli, acımasız, mütevazı, kibirli, cesur, korkak, güçlü, zayıf, tanıdık ve yabancı yüzlerce yüz... Peki, insa- nın içinin yüzüne yansıdığına bizi kim inandırdı? Insan- lıkla yeterince zaman geçirdiğimizde insan gibi çok bo- yutlu bir varlığın, yüzünden okunabileceğini düşünmenin ne kadar da yüzeysel bir yaklaşım olduğunu idrak etme- ye çalışıyoruz. Buna inanmak için insanın derinliklerinde- ki gizemin, onun bilinçaltının, bilinç dışının ve bilincinin olgunlaşmasını etkileyen binlerce dış etkenin yansıma- sından olgular üreten algımızın söz hakkını yok saymış olmamız, gördüğümüzün gözümüze görünebildiği kada- rıyla yetiniyor olmamız gerekiyor. Bu da vahim bir durum- dur. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi üze- rinde durulmaktadır? A) İnsan yüzü, insanların duygularını bire bir açığa çı- karmada etkin bir uzuvdur. B) Yüz, çok katmanlı bir yapıya sahip olan insanı yansıt- mada yetersizdir. C) Insanlar arası ilişkileri düzenlemede birçok faktör eşit oranda etkilidir. D) Görsel ögeler, insanları yönlendirmede duygusal ögelerden daha baskındır. E) İnsanların yüz ifadelerini anlamlandırmak, uzmanlık gerekmektedir. Bir romani hem de göz daha çok k ler uyandin cilerdenim çalışırım. daki sahn daki resn yali kelin seçer ki okuyan- okuma Çünkü simlere sidir; b Bu pa A) D la B) C Sanat dünyasının paradokslarından biri olarak sayılabi- lecek "sanatçı-eser" ilişkisine baktığımızda, her eserin sanatçısından bir şeyler taşıması gerekliliği genel bir ka- nı olarak karşımıza çıkar. Buna ek olarak Monaco'nun da savunduğu üzere, "Sanat bir kez tamamlandığında artık bir anlamda bağımsız bir yaşam sürer." düşüncesi yer alır. Özgünlüğü ve biricikliğiyle tanımlanan sanat eserle- ri, çetrefilli kabul görme sürecinde ve daha sonrasında sanatçılarından farklı serüvenlere dâhil olacaktır. Field, bir yazar ve yarattığı karakter arasındaki ilişkiyi şu şekil- 8. C) D) E
aymış
kada-
urum-
si üze-
ğa çı-
"ansit-
or eşit
"gusal
manlık
Vilabi-
eserin
bir ka-
un da
artık
si yer
serle-
Sinda
Field,
şekil-
yi ta-
ların-
meli,
sına
ştir?
Sim-
erler
sin-
liği
ka-
hayalimizde sürekli re-
filere çevirmeye çalışınız. Bu, romanı anlamanın yarı-
sidir, bu kuramı birçok eserimde uyguladım.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Dostoyevski, kelimelerin çok anlamlılığını ustaca kul-
lanmıştır.
B) Okur, romanı yazarın seçtiği kelimlerle zihninde can-
landırır.
C) Tolstoy'un eserleri görsellik ögesiyle ilintilidir.
D) Romancı hayal gücünü okura yansıtırken itinalı dav-
ranır.
E) Roman okumak, film izlemekten meşakkatlidir.
8. İletişim, insan hayatını düzenlemeye yardımcı sosyal bir
gereksinimdir. İnsanların yaşamını sürdürebilmesi için
çevresindeki diğer kişilerle ilişki kurmaya ihtiyacı vardır.
Bu nedenle iletişim insanla beraber ortaya çıkmıştır ve
insan olduğu sürece de var olmaya devam edecektir. İle-
tişim, şartların değişmesi ve teknolojinin gelişmesi ile sü-
rekli ilerleme göstermiştir. Mağara duvarlarına çizilen re-
simlerden mektuplara, yazılı süreçten radyo ve televizyo-
na kadar gelişim gösteren süreç 2000'li yıllara gelindiğin-
de internet ile zirve yapmıştır. İnternet sayesinde dünya-
nin her yerinde meydana gelen olaylardan anında haber-
dar olunabilmekte yine dünyanın diğer ucundaki kişiler
ile kolaylıkla iletişim kurulabilmektedir. Internet ortamı
üzerinde en yaygın kullanılan ve en gelişmiş iletişim ağ-
larının başında gelen mecralardan biri de şüphesiz sos-
yal medyadır. Sosyal medya; arkadaşlıkların kurulması,
online iletişim sağlanması, paylaşım yapılabilmesi gibi
önemli özelliklere sahiptir. Ayrıca uygun maliyeti, zaman
ve mekân sınırlarını kaldırması bakımından oldukça rağ-
bet görmüştür.
Bu parçadan hareketle, "iletişim" ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) Geçmişten bugüne değişerek gelişim göstermiştir.
B) İnsan sayesinde varlığını sürdürmektedir.
C) Yaşamsal ihtiyaçlar arasında yer almaktadır.
D) Sosyal medya ile ivme kazanmıştır.
E) Önemi 2000'li yıllardan sonra anlaşılarak itibar ka-
zanmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aymış kada- urum- si üze- ğa çı- "ansit- or eşit "gusal manlık Vilabi- eserin bir ka- un da artık si yer serle- Sinda Field, şekil- yi ta- ların- meli, sına ştir? Sim- erler sin- liği ka- hayalimizde sürekli re- filere çevirmeye çalışınız. Bu, romanı anlamanın yarı- sidir, bu kuramı birçok eserimde uyguladım. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Dostoyevski, kelimelerin çok anlamlılığını ustaca kul- lanmıştır. B) Okur, romanı yazarın seçtiği kelimlerle zihninde can- landırır. C) Tolstoy'un eserleri görsellik ögesiyle ilintilidir. D) Romancı hayal gücünü okura yansıtırken itinalı dav- ranır. E) Roman okumak, film izlemekten meşakkatlidir. 8. İletişim, insan hayatını düzenlemeye yardımcı sosyal bir gereksinimdir. İnsanların yaşamını sürdürebilmesi için çevresindeki diğer kişilerle ilişki kurmaya ihtiyacı vardır. Bu nedenle iletişim insanla beraber ortaya çıkmıştır ve insan olduğu sürece de var olmaya devam edecektir. İle- tişim, şartların değişmesi ve teknolojinin gelişmesi ile sü- rekli ilerleme göstermiştir. Mağara duvarlarına çizilen re- simlerden mektuplara, yazılı süreçten radyo ve televizyo- na kadar gelişim gösteren süreç 2000'li yıllara gelindiğin- de internet ile zirve yapmıştır. İnternet sayesinde dünya- nin her yerinde meydana gelen olaylardan anında haber- dar olunabilmekte yine dünyanın diğer ucundaki kişiler ile kolaylıkla iletişim kurulabilmektedir. Internet ortamı üzerinde en yaygın kullanılan ve en gelişmiş iletişim ağ- larının başında gelen mecralardan biri de şüphesiz sos- yal medyadır. Sosyal medya; arkadaşlıkların kurulması, online iletişim sağlanması, paylaşım yapılabilmesi gibi önemli özelliklere sahiptir. Ayrıca uygun maliyeti, zaman ve mekân sınırlarını kaldırması bakımından oldukça rağ- bet görmüştür. Bu parçadan hareketle, "iletişim" ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Geçmişten bugüne değişerek gelişim göstermiştir. B) İnsan sayesinde varlığını sürdürmektedir. C) Yaşamsal ihtiyaçlar arasında yer almaktadır. D) Sosyal medya ile ivme kazanmıştır. E) Önemi 2000'li yıllardan sonra anlaşılarak itibar ka- zanmıştır.
Ebru, kitre veya benzeri maddelerle yoğunluğu ar-
tırılmış su üzerine özel fırçalar yardımıyla boyalar
serpildikten sonra ortaya çıkan desenlerin kâğıda
alınmasıyla elde edilen bir sanat dalı olarak tanımlan-
maktadır. Ebrudaki renk dağılımı ve sonrasında ortaya
çıkan biçimlerin aşkınlık içindeki taşmayı temsil ettiği
ve insanı dinginleştiren tasavvuftaki cezbe hâline ben-
zer bir halin oluştuğu savunulmaktadır. İnsanın sınırlı
iradesinin aşkın irade karşısında çaresizliğini fark et-
mesi ve içinde bulunduğu akışa müdahale etmemesi
yani kendisine çizilen kadere razı olup teslim olma
hali ile mutlu olmasını temsil ettiği, dolayısıyla ebru
sanatçısının tam bir bilinçle hareket etmediği de iddia
edilmektedir. Bu yönüyle ebrunun tasavvufi eğitime
benzediği söylenebilir. Sonsuzluk, harmoni (uyum) ve
anonimlik ebru sanatının üç önemli ayırıcı vasfı olarak
karşımıza çıkar. Sonsuzluk, ebrudaki desenlerin çer-
çeve ile sınırlı olmayıp, uzayıp gitmesi, genişlemesini
ifade ederken, harmoni (uyum) ise daha çok ruh ve
beden birlikteliği, renkler arasındaki uyumu simge-
lemektedir. Anonimlik kavramı ise sanatçının eserini
imzalamadığını ancak eserin yapılış tarzına bakarak
kim olduğunu anlayabildiğimizi ifade etmek için kul-
lanılmaktadır
Bu parçada ebru ile ilgili aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?
A) Tarihî süreçte nasıl anlamlar yüklenildiğine
B) Yapılma aşamalarının neler olduğuna
C) Mistik bir sanat olarak görüldüğüne
D) Kendine özgü özelliklerinin neler olduğuna
E) Renk ve desenlerinin nasıl yorumlandığına
mhocam
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Ebru, kitre veya benzeri maddelerle yoğunluğu ar- tırılmış su üzerine özel fırçalar yardımıyla boyalar serpildikten sonra ortaya çıkan desenlerin kâğıda alınmasıyla elde edilen bir sanat dalı olarak tanımlan- maktadır. Ebrudaki renk dağılımı ve sonrasında ortaya çıkan biçimlerin aşkınlık içindeki taşmayı temsil ettiği ve insanı dinginleştiren tasavvuftaki cezbe hâline ben- zer bir halin oluştuğu savunulmaktadır. İnsanın sınırlı iradesinin aşkın irade karşısında çaresizliğini fark et- mesi ve içinde bulunduğu akışa müdahale etmemesi yani kendisine çizilen kadere razı olup teslim olma hali ile mutlu olmasını temsil ettiği, dolayısıyla ebru sanatçısının tam bir bilinçle hareket etmediği de iddia edilmektedir. Bu yönüyle ebrunun tasavvufi eğitime benzediği söylenebilir. Sonsuzluk, harmoni (uyum) ve anonimlik ebru sanatının üç önemli ayırıcı vasfı olarak karşımıza çıkar. Sonsuzluk, ebrudaki desenlerin çer- çeve ile sınırlı olmayıp, uzayıp gitmesi, genişlemesini ifade ederken, harmoni (uyum) ise daha çok ruh ve beden birlikteliği, renkler arasındaki uyumu simge- lemektedir. Anonimlik kavramı ise sanatçının eserini imzalamadığını ancak eserin yapılış tarzına bakarak kim olduğunu anlayabildiğimizi ifade etmek için kul- lanılmaktadır Bu parçada ebru ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Tarihî süreçte nasıl anlamlar yüklenildiğine B) Yapılma aşamalarının neler olduğuna C) Mistik bir sanat olarak görüldüğüne D) Kendine özgü özelliklerinin neler olduğuna E) Renk ve desenlerinin nasıl yorumlandığına mhocam
na
1,
Si
W-
n
Ş
1
Osmanlılar güçlü oldukları dönemde kendilerini Ba-
tı'dan üstün saymışlardır. Fakat gerileme döneminin
başlamasıyla birlikte niçin geri kalındığı sorusu sık-
ça sorulur olmuştur. Soru Batı'nın askerî üstünlüğü
gösterilerek cevaplandırılmıştır. Bu dönemde askeri
yenilikler yapılmış ve öte yandan, Batı uygarlığının
kişinin refahına yönelik değerleri Osmanlı idare sınıfı-
na sızmıştır. Kıyafet reformu yapılmış, reform sivil me-
murları da içine almıştır. Bu dönemde, sarık, cübbe ve
ayakkabının yerini; redingotlar, pelerinler, pantolonlar
ve siyah derili potinler almıştır. Buna bizzat sultanlar
öncü olmuş, saraydan paşalara ve diğer tabakalara
yayılmıştır. Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla Bati mo-
del alınarak toplum yeniden inşa edilmeye başlan-
mıştır. Tanzimat Dönemi'nde Batı'nın askerî ve idari
kurumları Osmanlı Devleti'ne aktarıldığında Batı'nın
günlük kültürü de etkin bir biçimde girmiştir.
Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakile-
rin hangisine ulaşılabilir?
A) Osmanlı sultanları kendilerini Batılı devlet adamla-
rından üstün saymışlardır.
B) Batı'nın askerî gelişmeleri alınırken Batılı yaşam
şekli de topluma yerleşmeye başlamıştır.
C) Batı'nın bilimsel gelişmelerini takip etmemek Os-
manlı'yı yıkılışa götürmüştür.
D) Gerilemenin temel sebebi olarak kişinin refahının
gözetilmemesi görülmüştür.
E) Osmanlı'da toplumun refahını artırmak için kıyafet
reformu yapılmıştır.
►/benimhocam
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
na 1, Si W- n Ş 1 Osmanlılar güçlü oldukları dönemde kendilerini Ba- tı'dan üstün saymışlardır. Fakat gerileme döneminin başlamasıyla birlikte niçin geri kalındığı sorusu sık- ça sorulur olmuştur. Soru Batı'nın askerî üstünlüğü gösterilerek cevaplandırılmıştır. Bu dönemde askeri yenilikler yapılmış ve öte yandan, Batı uygarlığının kişinin refahına yönelik değerleri Osmanlı idare sınıfı- na sızmıştır. Kıyafet reformu yapılmış, reform sivil me- murları da içine almıştır. Bu dönemde, sarık, cübbe ve ayakkabının yerini; redingotlar, pelerinler, pantolonlar ve siyah derili potinler almıştır. Buna bizzat sultanlar öncü olmuş, saraydan paşalara ve diğer tabakalara yayılmıştır. Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla Bati mo- del alınarak toplum yeniden inşa edilmeye başlan- mıştır. Tanzimat Dönemi'nde Batı'nın askerî ve idari kurumları Osmanlı Devleti'ne aktarıldığında Batı'nın günlük kültürü de etkin bir biçimde girmiştir. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakile- rin hangisine ulaşılabilir? A) Osmanlı sultanları kendilerini Batılı devlet adamla- rından üstün saymışlardır. B) Batı'nın askerî gelişmeleri alınırken Batılı yaşam şekli de topluma yerleşmeye başlamıştır. C) Batı'nın bilimsel gelişmelerini takip etmemek Os- manlı'yı yıkılışa götürmüştür. D) Gerilemenin temel sebebi olarak kişinin refahının gözetilmemesi görülmüştür. E) Osmanlı'da toplumun refahını artırmak için kıyafet reformu yapılmıştır. ►/benimhocam
14. (1) Mona Lisa tablosunu herkes bilir. (II) Bugüne kadar
hiçbir tablo onun kadar taklit edilmedi. (III) Tablodaki
gizemin Mona Lisa'nın gülüşünde olduğu söylenir.
(IV) Peki bu gülüş neden bu kadar ilgi çekici?
(V) Paris'teki Louvre Müzesinin bir salonunda kalın bir
cam vitrinin arkasında sergilenen Mona Lisa tablosunu
her yıl milyonlarca ziyaretçi büyük bir hayranlıkla izliyor.
(VI) Aynı salonda en az bu tablo kadar hatta daha güzel
eserler de sergilenmekte ama hiçbirinin önünde Mona
Lisa'daki kadar büyük bir izdiham yaşanmıyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. (1) Mona Lisa tablosunu herkes bilir. (II) Bugüne kadar hiçbir tablo onun kadar taklit edilmedi. (III) Tablodaki gizemin Mona Lisa'nın gülüşünde olduğu söylenir. (IV) Peki bu gülüş neden bu kadar ilgi çekici? (V) Paris'teki Louvre Müzesinin bir salonunda kalın bir cam vitrinin arkasında sergilenen Mona Lisa tablosunu her yıl milyonlarca ziyaretçi büyük bir hayranlıkla izliyor. (VI) Aynı salonda en az bu tablo kadar hatta daha güzel eserler de sergilenmekte ama hiçbirinin önünde Mona Lisa'daki kadar büyük bir izdiham yaşanmıyor. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
10. Ahmet Cevdet Paşa'nın Osmanlı Dönemi Türk tarihini
anlattığı Tarih-i Cevdet adlı kitabından sonra Osmanlı
Dönemi alanında hiçbir eser yoktur ki bu kitaptan izler
taşımamış olsun.
Bu parçada Tarih-i Cevdet ile ilgili çıkarılabilecek en
kesin yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türk tarihi çalışmalarında aşılamayan bir eserdir.
Kitapta Osmanlı Dönemi tarihi yazıları derlenmiştir.
Osmanlı Dönemi Türk tarihi çalışmaları, bu kitap ile
başlamıştır.
D) Osmanlı Dönemi Türk tarihi alanındaki çalışmaların
sayısını artırmıştır.
E) Osmanlı Dönemi Türk tarihi alanında kendinden
sonraki yapıtları etkilemiştir.
tleri Genel Müdürlüğü
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10. Ahmet Cevdet Paşa'nın Osmanlı Dönemi Türk tarihini anlattığı Tarih-i Cevdet adlı kitabından sonra Osmanlı Dönemi alanında hiçbir eser yoktur ki bu kitaptan izler taşımamış olsun. Bu parçada Tarih-i Cevdet ile ilgili çıkarılabilecek en kesin yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Türk tarihi çalışmalarında aşılamayan bir eserdir. Kitapta Osmanlı Dönemi tarihi yazıları derlenmiştir. Osmanlı Dönemi Türk tarihi çalışmaları, bu kitap ile başlamıştır. D) Osmanlı Dönemi Türk tarihi alanındaki çalışmaların sayısını artırmıştır. E) Osmanlı Dönemi Türk tarihi alanında kendinden sonraki yapıtları etkilemiştir. tleri Genel Müdürlüğü
I
10. Agâh Sırrı Levend'in Şemsettin Sami biyografisi aslında bir
biyografi kitabi değil. Çünkü Şemsettin Sami'nin gündelik ha-
yatına, ilişkilerine dair çok az bilgi var. Agâh Sırrı Levend onu
tanıyan insanları bulup konuşmak, hayatını yıldan yıla takip
etmek yerine, devrin panoramasını çizmeyi, Sami'nin yazdık-
larını ve ona karşı yazılanları araştırmayı tercih etmiş. Bu da
az şey değil elbette. Belki okuru yanıltmamak için başka bir
alt başlık bulunmalıydı. Ben biyografi beklentisine girip hayal
kırıklığına uğradığım için sözünü ediyorum. Yoksa kitap bu
hâliyle de önemli bir kitap. İnsanı ikna ediyor ve daha fazlası-
ni araştırması için merak uyandırıyor. Şimdi çok uzak bir geç-
mişe ait belirsiz isimlerden birini daha, daha iyi tanıyorum.
Bu parçada sözü edilen kitapta hangi anlatım özelliğinin
olduğu vurgulanmıştır?
A) Duruluk
steknike
D) Yalınlık
B) Derinlik
C) İnandırıcılık
E) Akıcılık
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
I 10. Agâh Sırrı Levend'in Şemsettin Sami biyografisi aslında bir biyografi kitabi değil. Çünkü Şemsettin Sami'nin gündelik ha- yatına, ilişkilerine dair çok az bilgi var. Agâh Sırrı Levend onu tanıyan insanları bulup konuşmak, hayatını yıldan yıla takip etmek yerine, devrin panoramasını çizmeyi, Sami'nin yazdık- larını ve ona karşı yazılanları araştırmayı tercih etmiş. Bu da az şey değil elbette. Belki okuru yanıltmamak için başka bir alt başlık bulunmalıydı. Ben biyografi beklentisine girip hayal kırıklığına uğradığım için sözünü ediyorum. Yoksa kitap bu hâliyle de önemli bir kitap. İnsanı ikna ediyor ve daha fazlası- ni araştırması için merak uyandırıyor. Şimdi çok uzak bir geç- mişe ait belirsiz isimlerden birini daha, daha iyi tanıyorum. Bu parçada sözü edilen kitapta hangi anlatım özelliğinin olduğu vurgulanmıştır? A) Duruluk steknike D) Yalınlık B) Derinlik C) İnandırıcılık E) Akıcılık
1
4.
Bir eserin tek başına dil başarısıyla gelmesi elbette yeterli de
ğildir. Bu gelişin bir insan ve insanlık özü de taşıması gerekir
Samsa'nın artık huzur bulamadığı bir dünyadan kaçıp kend
kabuğunun içinde kendini gönüllü olarak simgeleyen böcek
figürü olması bu özün en çarpıcı yanıdır. Ailelerin kalpsiz
ği ile hesaplaşma, baba-oğul çatışması, değişen ve gelişen
bir toplumda bireyin yazgısını anlamanın ve anlatmanın öne
çıkması da cabası. Öyle ki Kafka'nın bu romanı ne yandan
dokunsanız oradan konuşan ve söz açtığı her bağlamı diğer
yan bağlamlarla ören, labiremtimsi bir sırra sahip.
Bu parçada altı çizili cümle ile Kafka'nın eserlerindeki
hangi özellik vurgulanmıştır?
A) Duruluk
B) Tutarlılık
D) Akıcılık
C) Sağlamlık
E) Derinlik
7.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1 4. Bir eserin tek başına dil başarısıyla gelmesi elbette yeterli de ğildir. Bu gelişin bir insan ve insanlık özü de taşıması gerekir Samsa'nın artık huzur bulamadığı bir dünyadan kaçıp kend kabuğunun içinde kendini gönüllü olarak simgeleyen böcek figürü olması bu özün en çarpıcı yanıdır. Ailelerin kalpsiz ği ile hesaplaşma, baba-oğul çatışması, değişen ve gelişen bir toplumda bireyin yazgısını anlamanın ve anlatmanın öne çıkması da cabası. Öyle ki Kafka'nın bu romanı ne yandan dokunsanız oradan konuşan ve söz açtığı her bağlamı diğer yan bağlamlarla ören, labiremtimsi bir sırra sahip. Bu parçada altı çizili cümle ile Kafka'nın eserlerindeki hangi özellik vurgulanmıştır? A) Duruluk B) Tutarlılık D) Akıcılık C) Sağlamlık E) Derinlik 7.
6.
ye çalışıyoruz. Buna inanmak için insanın derinliklerinde
ki gizemin, onun bilinçaltının, bilinç dışının ve bilincinin
olgunlaşmasını etkileyen binlerce dış etkenin yansıma
sindan olgular üreten algımızın söz hakkını yok saymış
olmamız, gördüğümüzün gözümüze görünebildiği kada-
rıyla yetiniyor olmamız gerekiyor. Bu da vahim bir durum-
dur.
Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi üze-
rinde durulmaktadır?
A) Insan yüzü, insanların duygularını bire bir açığa çı-
karmada etkin bir uzuvdur.
B) Yüz, çok katmanlı bir yapıya sahip olan insanı yansıt-
mada yetersizdir.
C)
D) Görsel ögeler, insanları yönlendirmede duygusal
ögelerden daha baskındır.
E) İnsanların yüz ifadelerini anlamlandırmak, uzmanlık
gerekmektedir.
Insanlar arası ilişkileri düzenlemede birçok faktör eşit
oranda etkilidir.
Sanat dünyasının paradokslarından biri olarak sayılabi-
lecek "sanatçı-eser" ilişkisine baktığımızda, her eserin
sanatçısından bir şeyler taşıması gerekliliği genel bir ka-
ni olarak karşımıza çıkar. Buna ek olarak Monaco'nun da
savunduğu üzere, "Sanat bir kez tamamlandığında artık
bir anlamda bağımsız bir yaşam sürer." düşüncesi yer
alır.
üğü ve biricikliğiyle tanımla sanat eserle-
ri, çetrefilli kabul görme sürecinde ve daha sonrasında
sanatçılarından farklı serüvenlere dâhil olacaktır. Field,
bir yazar ve yarattığı karakter arasındaki ilişkiyi şu şekil-
de formülize eder: Bir yazar oluşturacağı karakteri iyi ta-
nimalı, karakterinin doğumundan itibaren yaşadıkların-
dan haberdar olmalı, ailesiyle ilişkilerini iyi çözümlemeli,
psikolojisini anlamalı, karakterin kendisiyle konuşmasına
ve istediğini yapmasına izin vermelidir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
A) Sanatçısından izler taşıyan eser daha sonra bağım-
sız bir olgu hâline gelir.
B) Sanatçısını birtakım ipuçlarıyla ele veren eserler
okuyucuda olumsuz etkiler bırakır.
C) Yazar, yapıtını oluştururken yapita mutlaka çevresin-
den ve kendisinden bir şeyler katmalıdır.
D) Sanatçısından izler taşımayan yapıtlar evrenselliği
yakalayamaz.
E) Yazar, eserine ne kadar hâkim olursa eser o kadar ka-
lıcı olur.
8.
simler
sidir, I
Bu pa
A) De
lax
B) OF
las
C) To
D) Re
ra
E) R.
İletişi
gerel
çevre
Bu n
insar
tişim
rekli
simle
na ka
de in
nin l
dar
ile
üze
ları
yal
onl
ön
ve
be
B
d
A
E
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. ye çalışıyoruz. Buna inanmak için insanın derinliklerinde ki gizemin, onun bilinçaltının, bilinç dışının ve bilincinin olgunlaşmasını etkileyen binlerce dış etkenin yansıma sindan olgular üreten algımızın söz hakkını yok saymış olmamız, gördüğümüzün gözümüze görünebildiği kada- rıyla yetiniyor olmamız gerekiyor. Bu da vahim bir durum- dur. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi üze- rinde durulmaktadır? A) Insan yüzü, insanların duygularını bire bir açığa çı- karmada etkin bir uzuvdur. B) Yüz, çok katmanlı bir yapıya sahip olan insanı yansıt- mada yetersizdir. C) D) Görsel ögeler, insanları yönlendirmede duygusal ögelerden daha baskındır. E) İnsanların yüz ifadelerini anlamlandırmak, uzmanlık gerekmektedir. Insanlar arası ilişkileri düzenlemede birçok faktör eşit oranda etkilidir. Sanat dünyasının paradokslarından biri olarak sayılabi- lecek "sanatçı-eser" ilişkisine baktığımızda, her eserin sanatçısından bir şeyler taşıması gerekliliği genel bir ka- ni olarak karşımıza çıkar. Buna ek olarak Monaco'nun da savunduğu üzere, "Sanat bir kez tamamlandığında artık bir anlamda bağımsız bir yaşam sürer." düşüncesi yer alır. üğü ve biricikliğiyle tanımla sanat eserle- ri, çetrefilli kabul görme sürecinde ve daha sonrasında sanatçılarından farklı serüvenlere dâhil olacaktır. Field, bir yazar ve yarattığı karakter arasındaki ilişkiyi şu şekil- de formülize eder: Bir yazar oluşturacağı karakteri iyi ta- nimalı, karakterinin doğumundan itibaren yaşadıkların- dan haberdar olmalı, ailesiyle ilişkilerini iyi çözümlemeli, psikolojisini anlamalı, karakterin kendisiyle konuşmasına ve istediğini yapmasına izin vermelidir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? A) Sanatçısından izler taşıyan eser daha sonra bağım- sız bir olgu hâline gelir. B) Sanatçısını birtakım ipuçlarıyla ele veren eserler okuyucuda olumsuz etkiler bırakır. C) Yazar, yapıtını oluştururken yapita mutlaka çevresin- den ve kendisinden bir şeyler katmalıdır. D) Sanatçısından izler taşımayan yapıtlar evrenselliği yakalayamaz. E) Yazar, eserine ne kadar hâkim olursa eser o kadar ka- lıcı olur. 8. simler sidir, I Bu pa A) De lax B) OF las C) To D) Re ra E) R. İletişi gerel çevre Bu n insar tişim rekli simle na ka de in nin l dar ile üze ları yal onl ön ve be B d A E C
1.
TYT
KAT
TÜRKÇE
Edebî eserlerde işlenen konuların nasıl ele alınması ge-
rektiği ile ilgili edebiyatçıların ortak bir kanısı yoktur. Bu
konuyu kendince yorumlayan Boris Suchkov, "Sanat ve
edebiyat yapıtlarının çizdiği dünya, gerçekliğin körü körü-
ne bir kopyası değildir ama dünyanın rengini ve kokusu-
nu kendinde muhafaza eder. Bu nedenle sanat, her za-
man doğanın ve insan hayatının en özlü yanlarını ele
alır." demiştir.
Bu parçada Boris Suchkov'un söylediklerinden hare-
ketle asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Edebî eserlerin tamamen realist bir şekilde yazılması
gerekmektedir.
B) Yazılanlar okuru gerçek dünyadan koparmalıdır.
C) Yazar, yazdıklarıyla hayatın özünü okuyucuya öğret-
meyi amaçlamalıdır.
D) Edebî eserlerde hayat taklit edilmeyip hayatın temel
yapı taşları yansıtılmalıdır.
E) Yapıtlarda dünya hayatı hayallerle birlikte verilmelidir.
Paragrafın An
3.
insan iyil-
rı özüne
zamand
her yara
bu sıca
lanslara
siren s
Bu pa
hangi
A) Di
B)
de
D)
F
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. TYT KAT TÜRKÇE Edebî eserlerde işlenen konuların nasıl ele alınması ge- rektiği ile ilgili edebiyatçıların ortak bir kanısı yoktur. Bu konuyu kendince yorumlayan Boris Suchkov, "Sanat ve edebiyat yapıtlarının çizdiği dünya, gerçekliğin körü körü- ne bir kopyası değildir ama dünyanın rengini ve kokusu- nu kendinde muhafaza eder. Bu nedenle sanat, her za- man doğanın ve insan hayatının en özlü yanlarını ele alır." demiştir. Bu parçada Boris Suchkov'un söylediklerinden hare- ketle asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakiler- den hangisidir? A) Edebî eserlerin tamamen realist bir şekilde yazılması gerekmektedir. B) Yazılanlar okuru gerçek dünyadan koparmalıdır. C) Yazar, yazdıklarıyla hayatın özünü okuyucuya öğret- meyi amaçlamalıdır. D) Edebî eserlerde hayat taklit edilmeyip hayatın temel yapı taşları yansıtılmalıdır. E) Yapıtlarda dünya hayatı hayallerle birlikte verilmelidir. Paragrafın An 3. insan iyil- rı özüne zamand her yara bu sıca lanslara siren s Bu pa hangi A) Di B) de D) F
Or
1
si
6.
TÜRKCE
5.
Paragrafın Anlatımı, Anlamı ve Yorum
(Ana Di
Paragrafin Anlatımı, Anlamı ve Yorumu - 7
TYT
Birçok ürün gibi sanat da insana dönüktür, toplumda doğar
ve gelişir. Bu sebeple sanatın ve sanat ürünün değeri biraz
da toplumdaki karşılığıyla belirlenir. Yani bir sanatın veya
sanat eserinin anlam kazanması için az ya da çok bir alıcı-
ya ihtiyacı vardır. Ona kıymet veren, onu önemseyen birile-
rinin olması gerekir. Çünkü sanat kendi muhatabını bulup
ondan beslenir. Eğer bir muhatabı kalmazsa sanat; yenile-
nemez, kıymetlenemez ve kaybolup gider.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Sanat, onunla alakadar olunduğu sürece var olabilir.
B) Sanat, konusunu toplumdan alırsa varlığını uzun yıl-
lar devam ettirir.
8.
C) Toplumlar sanatçılarına olumsuz eleştiride bulun-
mazsa sanat, ilerleyip gelişir.
D) Toplum sanata değil, sanat topluma yön vermelidir.
E) Sanatın yok olduğu toplumlar, kültürel gelişme göste-
rememektir.
Zeytinin ve zeytinyağının eşsiz besleyicilikte bir gıda ol-
duğunu eskiden sadece Akdeniz Havzası'nda yaşayan-
lar biliyordu, son yüzyılda tüm dünya fark etti. Zeytinyağı
böylece sağlık için talep edilen bir lüks tüketim
ne dönüştü. Artık küresel bir zeytin endüstrisi var. Her
türlü iklim koşuluna uyum sağlayacak çeşitlerin geliştiril-
mesi için yürütülen araştırma ve geliştirme çalışmaları
sayesinde zeytin artık Akdeniz ikliminin dışında da üreti-
Ele
siy
çık
ESCUEL
art
ce
fc
9.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Or 1 si 6. TÜRKCE 5. Paragrafın Anlatımı, Anlamı ve Yorum (Ana Di Paragrafin Anlatımı, Anlamı ve Yorumu - 7 TYT Birçok ürün gibi sanat da insana dönüktür, toplumda doğar ve gelişir. Bu sebeple sanatın ve sanat ürünün değeri biraz da toplumdaki karşılığıyla belirlenir. Yani bir sanatın veya sanat eserinin anlam kazanması için az ya da çok bir alıcı- ya ihtiyacı vardır. Ona kıymet veren, onu önemseyen birile- rinin olması gerekir. Çünkü sanat kendi muhatabını bulup ondan beslenir. Eğer bir muhatabı kalmazsa sanat; yenile- nemez, kıymetlenemez ve kaybolup gider. Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Sanat, onunla alakadar olunduğu sürece var olabilir. B) Sanat, konusunu toplumdan alırsa varlığını uzun yıl- lar devam ettirir. 8. C) Toplumlar sanatçılarına olumsuz eleştiride bulun- mazsa sanat, ilerleyip gelişir. D) Toplum sanata değil, sanat topluma yön vermelidir. E) Sanatın yok olduğu toplumlar, kültürel gelişme göste- rememektir. Zeytinin ve zeytinyağının eşsiz besleyicilikte bir gıda ol- duğunu eskiden sadece Akdeniz Havzası'nda yaşayan- lar biliyordu, son yüzyılda tüm dünya fark etti. Zeytinyağı böylece sağlık için talep edilen bir lüks tüketim ne dönüştü. Artık küresel bir zeytin endüstrisi var. Her türlü iklim koşuluna uyum sağlayacak çeşitlerin geliştiril- mesi için yürütülen araştırma ve geliştirme çalışmaları sayesinde zeytin artık Akdeniz ikliminin dışında da üreti- Ele siy çık ESCUEL art ce fc 9.