Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Mastaura Antik Kenti'nde "Kolezyum" Bulgusu Roma mimarisinin dünya üzerindeki en iyi örneği kabul edilen Kolezyum'un bir benzeri Aydın'ın Nazilli ilçesindeki 2700 yıllık Mastaura Antik Kenti'nde ortaya çıktı. Zeytin ve incir bahçelerinin arasında toprak altında günümüze kadar korunarak geldiği öğrenilen Kolezyum'un keşfi arkeoloji dünyasında heyecan oluşturdu. Anadolu'daki iki önem- li keşiften bir tanesi olarak kabul edilen Mastaura Antik SA Kenti'ndeki kazı çalışmalarının başlaması için hazırlıklar sürüyor. Yaklaşık 200 yıl önce bölgede gezen Avrupalı seyyahların notlarından esinlenen arkeologlar, zeytin ve incir ağaçlarının arasında Roma'daki Kolezyum'un orta ölçeklisi durumundaki Anadolu'da korunamamış durum- daki 7-8 örneğine göre günümüze kadar korunarak ayak- ta durabilmiş tek örneğini ortaya çıkardı. Yaklaşık 14-15 metrelik duvarları korunan, 360 derecelik oturma sıra- larına sahip, yaklaşık 100 metre çapında orta ölçekli bir amfi tiyatrosu kalıntısını ortaya çıkaran araştırma ekibi, sin bölgenin yüzey araştırmalarını tamamlamak üzere. 13. Bu yazıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? avimalel. (A Autosty A) Yeni bir keşfin tanıtımı yapılmaktadır. B) Yanlı bir anlatıma sahiptir. C) Kendi içerisinde tutarsızlıkları bulunmaktadır. D) İstatistiki veriler gerçeği yansıtmamaktadır. E) Kanıtlanamayan varsayımlar üzerine yorum yapıl- malo labsa maktadır. 14.

roman Homan oplum lmalı; ağları amlı, waza- -i, ok öfke n da gibi için- ura- ngi- ne- pul eki ve ar oji n- ik ar lı e a 5 r 3 14. 14-15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kapıkulu ordusu içerisinde önemli bir unsur olan yeniçe- riler, ilk kez I. Murat Devri'nde bin kişilik bir birlik olarak kuruldu. Yeniçeri Ocağı mensuplarının sayısı, Yıldırım Bayezit Devri'nde bir miktar arttı. II. Murat Devri'nde 3-4 bin civarında olan yeniçeri sayısı, Fatih Sultan Mehmet Devri'nde 8-12 bin kişilik bir askerî kuvvet hâline geldi. Kanuni Sultan Süleyman Devri'nde sayıları 12-13 bine ulaşan yeniçeriler, XVI. yüzyılın sonlarına doğru 40 bin kişilik bir ordu hâline dönüştü. Yeniçeri Ocağı ile birlikte Osmanlı Devleti'nde profesyonel askerlik başladı. Böylece Osmanlılar, askerî teşkilatlanma ve güç bakımından diğer Türk devletleri ile dönemin Avrupa devletlerinden farklı bir özellik gösterdi. Ocağın ve ocak sisteminin iyi işledi- ği devirlerde çok sıkı bir eğitimden geçirilen yeniçeriler, dönemlerinin savaş aletlerini en iyi kullanacak şekilde yetiştirildi. Yeniçeriler ok, yay, kılıç, balta, gürz ve ben- zeri silahları kullanmada son derece ustaydı. Ocakta, çeşitli savaş aletlerinin kullanımını öğretmek üzere bir talimhane bulunurdu. Burada kılıç kullanma, kabza tut- ma, ok atma ve benzeri bilgiler talim edilirdi. XV. yüz- yılın ortalarından itibaren bu silahlara tüfek de eklendi. Yeniçerilerin eğitimlerinde askerî talimler kadar disip- linli yetişmeleri de önemliydi. Onların açlığa, susuzluğa tahammül edebilmeleri amacıyla talimler yaptırılırdı. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Yeniçeri Ocağı, kapıkulu ordusuna bağlı bir askerî gruptur. B) Yeniçerilerin sayısı, 17. yüzyıla kadar artış göster- miştir. C) Osmanlı ordusunun en kalabalık birliğini yeniçeriler oluşturmaktadır. D) Yeniçeriler ciddi bir eğitimden geçirilmiştir. E) Yeniçeriler savaş aletlerini kullanmada hünerlidirler. sis insti

D) II ve III 7. E) I, II ve III Önemli bir oyuncu ve satranç tarihçisi olan George Walker, 1832'de Londra'da Westminster Satranç Kulübünü kur- muştur. Walker, hem satrancı halka sevdirmek hem de kulübünü tanıtmak amacıyla ünlü Fransız satranç oyun- cusu La Bourdonnais ve İngiltere'nin en kuvvetli oyun- cusu kabul edilen McDonnell arasında bir müsabaka düzenledi. Bu maçlar dizisi satranç tarihinde bir dönüm noktası oldu. Westminster Satranç Kulübünde oynanan nabr oyunlar gazetelerde yayımlanıyordu ve bütün Avrupa'da thuheyecanla izleniyordu. Amansız bir rekabet havası için- shde oynanan bu yüksek kaliteli oyunlar, satrancı hiç olma- Tovun dığı kadar popüler hâle getirdi. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? Bing A) George Walker satranç kulübünü kurana kadar sat- siviney ranç dünya genelinde bilinmemektedir. B) McDonnell ve La Bourdonnais, satrancın en iyi oyun- albleby cularıdır. C) Günümüzde satranca duyulan ilgi geçmişe göre da- ha azdır. D) Westminster Satranç Kulübü, kurulan ilk satranç ku- lübüdür. E) La Bourdonnais ve McDonnell arasındaki müsaba- kalar satrancın popülerlik kazanmasına yardımcı ol- muştur. Diğer Sayfaya Geçiniz

JURKÇE TESTİ yete man, dirir- yer lanı ndi, iliği kil- rk- has ra- da, Tarihinde kültürel değişim yaşayan toplumlarda gele- nek bilinci zayıflar ancak en köklü devrimlerin yaşandı- ğı toplumlarda bile geleneğin izleri büsbütün silinemez. Ayrıca bunca tecrübe göstermiştir ki dildeki değişmeler bir kopmaya yol açmadığı sürece gelenek, soluk çizgi- lerle de olsa, varlığını devam ettirir. Aslında her metin, kendinden önce yazılmış öteki metinlerin alanında yer alır ve hiçbir metin eski metinlerden tümüyle bağımsız olamaz. Bir metin, hep daha önce yazılmış metinlerden aldığı kesitleri yeni bir birleşim düzeni içerisinde bir ara- ya getirmekten başka bir şey olmadığına göre, metinler arasılık da hep önceki yazarların metinlerine, eski yazın- sal bir geleneğe bir tür öykünme işleminden başka bir şey değildir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Her metin, kendisinden önceki edebî gelenekten iz- ler taşır. B) Köklü bir değişiklik, kendinden öncekilerin izlerini sil- mekle mümkündür. C) Kültürel değişimi gerçekleştirebilmek, çok sancılı bir süreçtir. D) Geleneğine sıkı sıkıya bağlı kalan medeniyetlerde kültürel değişimin yaşanması çok zordur. E) Edebî metinler, ait olduğu toplum için yol gösterici bir niteliğe sahip olmalıdır.

2. (1) Eski Anadolu Türkçesi, Anadolu'da on ikinci yüzyıl ortalarından on beşinci yüzyıl ortalarına kadar sür- müş dönemin addır. (II) Ancak belirtmek gerekir ki, dönemin adlandırılmasına ilişkin farklı görüşler bulun- duğundan bir isimlendirme sorunu yaşanmıştır. (III) Bazı Avrupal bilginler ve ülkemizde Saadet Çağatay, "Eski Osmanlıca" terimini kullanmış ancak bu kullanım yaygınlaşmamıştır. (IV)Yaygın olarak kullanılan terim, Eski Anadolu Türkçesi terimidir. (V) Faruk Timurtaş bu kullanıma, terim on beşinci yüzyıldaki Balkanlar Sahası'nı içine almadığından itiraz etmiştir. Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde neden-sonuç ilişkisi görülmektedir? A) I. ile II. D) II. ile V. B) II. ile IV Tasarı Eğitim Yayın C) II. ile III. E) Vile V. tırmaz." gulanm A) sa Insa der Ins Din O E) ir ab sy tele pet 5. Aş 93 A B) C C E

ve su 27. 1. Esneklik, yumuşaklık, dayanıklılık, yapışkanlık v geçirmezlik gibi özellikleri bulunan kauçuk geniş bir kullanım yelpazesine sahiptir. II. Doğal gaz borularının ocak ile bütünleşmesini sağ- layan conta, arabalarımızdaki aks millerini koruyan de körük, ameliyathanede kullanılan eldivenler, iletken olan bakır telin etrafını saran yalıtkanlar, bizi yağ- murdan koruyan yağmurluklar ve ev çatılarında kul- Hbg nitone lanılan izolasyon malzemeleri kauçuktan yapılır. Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) 1. cümlede belirtilen düşüncenin geçerliliğini yitirdiği baso ay açıklanmaktadır. se B) I. cümlede sözü edilen durum örneklendirilmektedir. pids C) 1. cümlede ifade edilen konuyla çelişen bir durum- dan söz edilmektedir. D) I. cümledeki durumun bağlı olduğu koşullar dile ge- tirilmektedir. E) I. cümledeki olgunun yol açtığı olumsuz durumlar- dan bahsedilmektedir.

17. Ben bugüne kadar bana yöneltilen hiçbir saldırıya, hakarete cevap vermedim. Bu, öncelikle gururumdan kaynaklanı- yor. Ayrıca bazı eleştirilere cevap vermek insanı seneler- ce geri götürebilir diye düşünüyorum. Benimle girdikleri herhangi bir tartışmayı basamak yaparak kendilerine bir yer edinmeye çalışan insanların ve sönmüş şöhretleri- ni beni konu edinen polemiklerle yeniden canlandırma- ya çalışanların ekmeğine yağ süremem. Düşüncelerime verdiğim değer bunu gerektirir. Böyle diyen biri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? ign A) Kendi görüşlerini kıymetli gören biridir.qua B) Kendisi ile ilgili hiçbir eleştiriyi dikkate almaz. C) Kendisi üzerinden prim yapılmasına izin vermez. D) İleriye taşımayan tartışmalara girmekten kaçınır. E) Eleştiriler karşısında öfkesiyle hareket etmez.

24 Kahveyi kimin keşfettiği, kimin içtiği kesin olarak bilinmez. Ancak insanoğlu kahveyi ilk kez içtiğinde zehirlenmedi, vücudunda bir esenlik fark etti. Sonra da kahvenin hiçbir zaman zehirlemeyeceğini düşündü. Yağmurda ıslandığını kim bilir kaç kez gözlemledi? Bundan sonra her yağmur yağdığında sığınacak bir yer aradı. Yağmurun islattığını ve sonrasında hastalanabileceğini anlamıştı. Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini pekiştirmektedir? A) Deneyimlerden ders çıkarmak gerektiğini B) İnsan için doğanın iyi bir öğretmen olduğunu C) Yaşamın akışını bireysel gözlemlerin belirlediğini D) Insanın akıl yürüterek hareket ettiğini E) Doğada tehlike ve güzelliklerin iç içe bulunduğunu

3. Ülkemizdeki küçük ve orta ölçekteki pek çok vilayete göre daha fazla nüfusun yaşadığı, gelişmiş turizm altyapisy önemli istihdam olanağı sağlayan Manavgat ilçesinde turizmin alt sektörlerinden biri de gezinti tekneciliğidir Bu alt sektörün gelişmesinde Manavgat tekne imal ve çekek yerleri lokomotif görevi üstlenmiştir. Halihazırda 7 farklı tesis ile faaliyetlerini sürdürmekte olan sektör, bim taraftan dünyanın değişik ülkelerine satılmak amacıyla özel yatlar imal ederken diğer taraftan başta Akdeniz ve Ege Bölgeleri olmak üzere turizm ve balıkçılıkla kulla nılmakta olan teknelerin inşa, tadilat ve bakım-onanm gereksinimlerini karşılamaktadır. Dolayısıyla tekne ima ve çekek yerleri bölge turizminin olmazsa olmazlarındandır Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Manavgat, ülkemizdeki turizm beldelerinden biridir B) Manavgat'taki tesisler, ürettikleriyle ihracala katki sağlamaktadır. C) Manavgat, iş imkânı sağlayan bir yerleşim yeridr D) Akdeniz ve Ege Bölgelerinde balıkçılık faaliyetler görülmektedir. E) Manavgat ilçesinin en büyük geçim kaynağı tekne inşa, tadilat ve bakım-onarımıdır.

göre takılan basit $ yapan bir- kerlekli san- düşünceleri- rabildiğiniz kafa yoran miş. Bir EEG oku- ular beyin göndere- arla kar- tahmin servisleri ki yapıp isin- VII ***TEST-63 7 ve 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Isaac Asimov 1920 yılında Rusya'da dünyaya gelmiştir. ABD'li yazar ve biyokimyacı olan Asimov, 1923 yılında ai- lesiyle birlikte ABD'ye göç etmiştir. New York'ta büyüyen Asimov daha Columbia Universitesindeki kimya öğrenimi sırasında bilim kurgu romanları yazmaya başlar. Birçok konuda yapıtı olmasına karşın, özellikle bilim kurgu eser- leri ve popüler bilim kitapları ile tanınmıştır. Robotlarla ilgili olan bilim kurgu serileri bunların en ünlüleridir. Arthur C. Clarke ve Robert A. Heinlein ile birlikte gelmiş geçmiş en büyük bilim kurgu yazarlarından biri olarak kabul edilen Aismov, henüz 1940'li yıllarda ve belki de hekesten önce gelecekte robotların aynı insanlar gibi "bilinç"e sahip olabi- leceğini öngörmüştür. Asimov gelecekte üretilebilecek bu robotların toplum kurallarına en az insanlar kadar saygılı olması gerekeceğini belirterek kendi adıyla da anılan Ro- bot Kanunları'yla da tanınmıştır. Ona göre "Bir robot kesin- likle bir insana zarar veremez veya insana zarar gelmesine seyirci kalamaz." 7. Bu parçaya göre Isaac Asimov ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Kendi adıyla kanunlar çıkardığına B) Yalnızca bilim kurgu alanında yazmadığına C) Doğumundan üç yıl sonra başka bir ülkeye götürül- düğüne D) Geçmişte robotlarla ilgili öngörüde bulunduğuna E) Clarke ve Heinlein gibi yazarlardan etkilendiğine

T- e- 6. Eski şiirimizi okumanın zorlukları vardır. Okursunuz, ok duğunuz aklınızda kalmaz. Çünkü o şiirlerin bir konus yoktur. Her beyit kendi içinde ayrı bir konuyu banndr Binlercesine bakın, içinden ancak birkaçını beğenirsiniz "Ne güzel bir söyleyiş, kelimeler ne kadar uyumlu!" de siniz. Ne var ki aradan çok kısa bir süre geçince bu soy lediklerinizi hemen unutursunuz. Konu bütünlüğü olme- yınca şiirler hafızalarda yer etmez. benimsins Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ceva- bi yoktur? Sxiniers: Misis A) Bir tema üzerine kurulu olmayan şiirlerin, akılda kal ması mümkün mü? 1200 nog ealt Eski şiirlerde konu bütünlüğü var mıdır? ei C) Eski şiirler okur üzerinde ilk olarak nasıl bir etki brakır? D) Kolay ezberlenen şiirlerin özelliği nedir? Şiir ezberlemenin en kolay yolu nedir? Paragraf Soru Bankas ir E h P mid Par

vap- ArmaDa arda unul- Dilimi amin- ettin, hiçbir atıcısı değil i her- - adlı bilir? meler stur. mesaj küdür. nmış, dir. zellik- kurgu erlen- e ilgili PETUA ARMADA YAYINLARI AGAD0002 37. ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. (1) Her insan eşsiz ve tektir. (II) Herkes birbirinden farklıdır. (III) Hepimiz farklı şekillerde hisseder, ha- reket eder, düşünür ve kararlar alırız. (IV) Genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonu, geçmişe da- yalı hikâyeniz, deneyimleriniz ve içinde olduğunuz durumlar kişiliğinizi belirler. (V) Uyum sağlamayı ve herkes gibi olmayı özlemelerine rağmen gençler, aynı zamanda düşüncelerinin ve duygularının diğer- lerinden farklı olduğunu düşünürler. (VI) Gençlerin farklı olduklarını düşünmesinde hiçbir anormallik yoktur ve asıl maharet herkes gibi düşünmemekte, kendine özgü düşünce geliştirebilmektedir. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi- ne ulaşılamaz? A) Insan kişiliğinin şekillenmesinde kalıtımın etkisi vardır. B) Genç bireyler, yaşadıkları toplumla uyumlu olmak ister. Kendine özgü düşünce geliştirmek beceri ister. Her birey diğerlerinden farklı biçimde düşünür ve hisseder VE Kişiliğimizin şekillenmesinde genetik özellikleri- miz baskındır.

Son dönemlerde bazı yapıtlar çok satabilir. Ama, ben bu yapıtları incelediğimde okuyucunun kör olduğuna kanaat getiriyorum, şahsen, bu yapıtları okurken, kendimi yabancı bir ülkede yaşıyormuş gibi hisse- diyorum. Cümleler yarım, hiç bilmediğim kelimeler, hülâsâ tamamen eksik bir dil. Sözde, yazar dilde bazı yapısal denemeler yapiyormuş. Bu kitap belki çok sa- tar ama dilin temel taşlarıyla oynamak dile zarar verir. Bu paragrafta yazarın yakındığı temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Bazı yazarların Türkçeyi kendi yapısından, özünden uzaklaştırması B) Dilde birtakım yenileşme çabatarina urcilmesi. CDile hakim olamayan bazı insanların yazar ka- bul edilmesi D) Dilde bazı yabancı tesirlerin görülmeye baş- Janması E) Okurun, kimi eserleri iyice incelemeden satın alması

20. Resim eleştirmenliği yapmamayı isterdim. Keşke bu işe hiç bulaşmasaydım, diyorum. Çünkü resim alanında renklilik yok denecek kadar az. Çoğu belli dünya görüşüne ait ve birbiriyle alakalı birkaç isim, ürettiklerinin niteliğine bakmadan kendilerini ressam olarak tanıtıyorlar. Ne kimse onları biliyor ne onların kendilerini tanıtma kaygıları var. Zira dünyayı ait oldukları çevreden ibaret biliyorlar ve o çevrede de yeteri kadar biliniyor hatta ne çizseler alkışlanıyorlar. Bu parçada; I. yadırgama, II. küçümseme, III. özenme tutumlarından hangileri en belirgindir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III C) I ve II E) II ve III

29. Türk roman geleneği Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat isimli eserine kadar uzanıyor. Bu da neredeyse yüz elli yıllık bir roman geleneğimizin olduğunu gösteriyor. Elbette Batılı bir edebiyat türü olan roman, ilkin kültürümüze yabancıydı.. Nihayetinde bir romanımız, kimi tartışmalara konu olsa da uluslararası bir ödül de aldı. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir? ---- A) Ancak zaman içerisinde Türk edebiyatında da yetkin romanlar hatta başyapıtlar verildi B) Ama Türk romanı, zamanla gelişti ve dünya romancılığı içerisinde önemli bir yere geldi e) Türk romanı, bugün dünya edebiyatı içinde yadırganacak bir konumda sayılmaz. Bundan dolayı roman türünü benimsemekte biraz geç kaldık ama pes etmedik E) İlk zayıf romanlarımız, kültürümüze yönelik açık veya gizli eleştiriler barındırıyordu 31

15. Hayvanların aksine, bitkilerin besin aramasına gerek yoktur çünkü bitkiler kendi besinlerini üretebilir, bunu da klorofil denen bir madde sayesinde yapar. Yaprakların yeşil rengini veren de klorofildir. Bitkiler klorofilden güneş ışığındaki enerjiyi yakalamak için yararlanır. Bitkiler su ile havadan aldıkları karbondioksit gazını birleştirmek için bu enerjiyi kullanır. Sonuç olarak enerji bakımından zengin bir şeker olan glikoz ortaya çıkar. Bitkiler glikozu büyümek için kullanır. Bu işleme fotosentez denir. Bu parçadan hareketle "bitkilerle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Hayvanlarla ortak noktalarının az olduğuna Gelişimlerinde glikozun önemli bir yer tuttuğuna Beslenmelerinde su ve güneşe gereksinimleri olduğuna Bünyelerinde bulunan klorofilin birden fazla işlevi olduğuna, E) Dışarıdan alınacak herhangi bir gıdaya ihtiyaç duymadıklarına