Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

10. Türkiye'de birçok ilde düğün, cenaze, asker
gelenek olarak ikram edi.
len keşkek artık resmen UNESCO koruması
altına girdi.
A) zor zamanlarda
B) eğlenceli anlarda
C) kalabalık ortamlarda
D) duygusal zamanlarda
E) toplumsal olaylarda
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10. Türkiye'de birçok ilde düğün, cenaze, asker gelenek olarak ikram edi. len keşkek artık resmen UNESCO koruması altına girdi. A) zor zamanlarda B) eğlenceli anlarda C) kalabalık ortamlarda D) duygusal zamanlarda E) toplumsal olaylarda
4. Cennet kuşları, Avustralya'nın doğusundan Yeni Gi-
ne'yeuzanan bölgede ve çevre adalarda bulunur. Alçak
bataklık arazilerden, deniz düzeyinden üç bin beş yüz
metre yukarıdaki bulut ormanlarına kadar çok farklı yük-
sekliklerde yaşar. Yiyecekleri bol, yaşam alanları çeşitli,
avcıları da az olan bu kuşlar, evrim geçirerek çeşitlenmiş-
tir. Boyu on altı santimetreden yüz yirmi beş santimetreye
kadar ulaşabilen otuz dokuz türü vardır. Tüylerinin rengi
türüne göre geniş bir yelpaze içinde değişiklik gösterir.
Bu parçada söz edilen cennet kuşlarıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yaşam alanlarının bazı niteliklerine
B Türlerinin belirli özelliklerine
C) Zamanla değişime uğradığına
Yiyeceklerini avlanarak elde ettiklerine
E) Beslenme olanaklarının yeterliliğine
(2018-EKPSS)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Cennet kuşları, Avustralya'nın doğusundan Yeni Gi- ne'yeuzanan bölgede ve çevre adalarda bulunur. Alçak bataklık arazilerden, deniz düzeyinden üç bin beş yüz metre yukarıdaki bulut ormanlarına kadar çok farklı yük- sekliklerde yaşar. Yiyecekleri bol, yaşam alanları çeşitli, avcıları da az olan bu kuşlar, evrim geçirerek çeşitlenmiş- tir. Boyu on altı santimetreden yüz yirmi beş santimetreye kadar ulaşabilen otuz dokuz türü vardır. Tüylerinin rengi türüne göre geniş bir yelpaze içinde değişiklik gösterir. Bu parçada söz edilen cennet kuşlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yaşam alanlarının bazı niteliklerine B Türlerinin belirli özelliklerine C) Zamanla değişime uğradığına Yiyeceklerini avlanarak elde ettiklerine E) Beslenme olanaklarının yeterliliğine (2018-EKPSS)
7. Çoğu İstanbullu için yalnızca hafta sonunu
yeri olan Polonezköy, 164 yıllık tarihin-
de, Polonya'dan Türkiye'ye uzanan
rındırıyor.
ba-
-----
A) geçiştirme - insanların hikayelerini
B) sorunsuz bir şekilde değerlendirme - göç-
menleri
C) geçirdikleri bir sayfiye - pek çok ilginç öyküyü
D) piknik yaparak geçirmeyi düşünenlerin - yol-
culuğu
E) eğlenme - aşkların kutsallığını
12.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. Çoğu İstanbullu için yalnızca hafta sonunu yeri olan Polonezköy, 164 yıllık tarihin- de, Polonya'dan Türkiye'ye uzanan rındırıyor. ba- ----- A) geçiştirme - insanların hikayelerini B) sorunsuz bir şekilde değerlendirme - göç- menleri C) geçirdikleri bir sayfiye - pek çok ilginç öyküyü D) piknik yaparak geçirmeyi düşünenlerin - yol- culuğu E) eğlenme - aşkların kutsallığını 12.
aya göre
ve naturalist
nda toplumun
(II) Eserlerinin
şiler, çoklukla
ayata
dünyaya
mlu kişiler,
ötü gidişini
gerçekleştirmek
sadece
cı duyan fakat
VI) Yazar kimi
a okuyucuya
erinin düşünce
dirmiştir. (VII)
le yazarın duygu
Yakup Kadri
zamanda yazı dili
rkçede karşılıkları
e, bu dillerin
anlarında yine de
ca kelimelere de
elerin hangisinde
D) VII
E) VIII
manoğlu ile ilgili
maz?
anayidir.
zerlikler vardır.
a hissettirmiştir.
başarmıştır.
bir sanatçıdır.
HOCALARA GELDİK
102
38. ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
(1) Leyla ile Mecnun, bir Arap efsanesine dayanan
klasik aşk hikâyesidir. (II) Bu efsanede Mecnun
mahlasıyla şiirler söyleyen Kays adlı bir Arap şâiriyle
Leyli adlı bir Arap kızın arasında geçen ve ayrılıkla
sona eren bir aşk hikâyesi anlatılmaktadır. (III) Nizami
başta olmak üzere birçok kişi tarafından işlenmiş
olan konuyu Fuzuli, 1535 yılında mesnevî türünde
kaleme almıştır. (IV) Bu eser, hâlâ çok kıymetlidir
çünkü mesnevî tarzına ve Türk diline yenilik getirmiştir.
(V) Mecnun, bir kabile reisinin Kays adlı oğludur.
(VI) Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leylâ
ile tanışır; bu iki genç, birbirlerine âşık olurlar. (VII)
Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı
Leylâ'nın annesi öğrenir ve kızını bir daha okula
göndermez. (VIII) Kays okulda Leylâ'yı göremeyince
üzüntüden çılgına döner; başını alıp çöllere gider ve
Mecnun (Çılgın) diye anılmaya başlar. (IX) Leylâ,
evden kaçarak, Mecnun'u çölde bulur halbuki o, çölde
ceylanlar ve kuşlarla arkadaşlık etmektedir ve mecazi
aşktan ilahi aşka yükselmiştir.
38. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
D) VI
A) III
A) II
B) IV
B
39. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
eserin önemi hakkında bir gerekçe anlamı
içermektedir?
C) V
B) IV
C) VI
D) VII
40. Bu parçadan, söz konusu hikâye ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Leyla ve Mecnun isimlerinin mahlas (takma)
olduğuna
E) VII
B) Birden fazla edebiyatı etkilediğine
Bir Türk şair tarafından da işlendiğine
D) İlahi aşk konusuna da değindiğine
E) Birden fazla sanatçı tarafından ele alındığına
10. DENEME TESTİ BİTTİ
KAREKODU OKUTARAK ÇÖZÜM E
APILREIN
VIDEN
E) IX
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aya göre ve naturalist nda toplumun (II) Eserlerinin şiler, çoklukla ayata dünyaya mlu kişiler, ötü gidişini gerçekleştirmek sadece cı duyan fakat VI) Yazar kimi a okuyucuya erinin düşünce dirmiştir. (VII) le yazarın duygu Yakup Kadri zamanda yazı dili rkçede karşılıkları e, bu dillerin anlarında yine de ca kelimelere de elerin hangisinde D) VII E) VIII manoğlu ile ilgili maz? anayidir. zerlikler vardır. a hissettirmiştir. başarmıştır. bir sanatçıdır. HOCALARA GELDİK 102 38. ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Leyla ile Mecnun, bir Arap efsanesine dayanan klasik aşk hikâyesidir. (II) Bu efsanede Mecnun mahlasıyla şiirler söyleyen Kays adlı bir Arap şâiriyle Leyli adlı bir Arap kızın arasında geçen ve ayrılıkla sona eren bir aşk hikâyesi anlatılmaktadır. (III) Nizami başta olmak üzere birçok kişi tarafından işlenmiş olan konuyu Fuzuli, 1535 yılında mesnevî türünde kaleme almıştır. (IV) Bu eser, hâlâ çok kıymetlidir çünkü mesnevî tarzına ve Türk diline yenilik getirmiştir. (V) Mecnun, bir kabile reisinin Kays adlı oğludur. (VI) Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leylâ ile tanışır; bu iki genç, birbirlerine âşık olurlar. (VII) Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı Leylâ'nın annesi öğrenir ve kızını bir daha okula göndermez. (VIII) Kays okulda Leylâ'yı göremeyince üzüntüden çılgına döner; başını alıp çöllere gider ve Mecnun (Çılgın) diye anılmaya başlar. (IX) Leylâ, evden kaçarak, Mecnun'u çölde bulur halbuki o, çölde ceylanlar ve kuşlarla arkadaşlık etmektedir ve mecazi aşktan ilahi aşka yükselmiştir. 38. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? D) VI A) III A) II B) IV B 39. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi eserin önemi hakkında bir gerekçe anlamı içermektedir? C) V B) IV C) VI D) VII 40. Bu parçadan, söz konusu hikâye ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Leyla ve Mecnun isimlerinin mahlas (takma) olduğuna E) VII B) Birden fazla edebiyatı etkilediğine Bir Türk şair tarafından da işlendiğine D) İlahi aşk konusuna da değindiğine E) Birden fazla sanatçı tarafından ele alındığına 10. DENEME TESTİ BİTTİ KAREKODU OKUTARAK ÇÖZÜM E APILREIN VIDEN E) IX
-ir
Oksijen Yayınları
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Sait Faik, kendi yaşadığı dönemin hâkim sanat
ortamından ve görüşünden etkilenir ve bir yandan saf şiiri
yahut sanatı hedeflerken bir yandan halka eğilmenin
gerekliliğinden söz eder. Öte yandan bu tutumu, İkinci
Yeni'nin ilk ve öncü örnekleri gibi görünür. Özcü ve
toplumcu iki zıt anlayışı aynı teknede yoğurma gayretine
sahip olup yeni sanatçılara bu doğrultuda destek sunar.
Modern Türk öykücülüğünün öncülerinden olan Sait Faik,
getirdiği yeniliklerle kökü kendisinde olan bir yazar olarak
kabul edilir. Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve
insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla
oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatır. Bunu
yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısının
yaptığı gibi Batı'daki gelişmelere bire bir bağlı kalmaz.
39. Bu parçada Sait Faik ile ilgili,
I. Geleneksel öykü anlayışına karşı çıkan, yenilikçi bir
yazardır.
II. Batı edebiyatını göz ardı etmiştir.
III. Öykülerini gerçekçi bir anlayışla kaleme almıştık
IV. Toplum için sanat anlayışıyla yapıtlar vermiştir
yargılarından hangisi söylenemez?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ve IV
Ell ve IV
Cve Il
40. Bu parçada altı çizili sözün cümleye kattığı anlam
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özgün olmak
B) Gecmis birikimlerden yararlanmak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
-ir Oksijen Yayınları 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sait Faik, kendi yaşadığı dönemin hâkim sanat ortamından ve görüşünden etkilenir ve bir yandan saf şiiri yahut sanatı hedeflerken bir yandan halka eğilmenin gerekliliğinden söz eder. Öte yandan bu tutumu, İkinci Yeni'nin ilk ve öncü örnekleri gibi görünür. Özcü ve toplumcu iki zıt anlayışı aynı teknede yoğurma gayretine sahip olup yeni sanatçılara bu doğrultuda destek sunar. Modern Türk öykücülüğünün öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle kökü kendisinde olan bir yazar olarak kabul edilir. Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatır. Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısının yaptığı gibi Batı'daki gelişmelere bire bir bağlı kalmaz. 39. Bu parçada Sait Faik ile ilgili, I. Geleneksel öykü anlayışına karşı çıkan, yenilikçi bir yazardır. II. Batı edebiyatını göz ardı etmiştir. III. Öykülerini gerçekçi bir anlayışla kaleme almıştık IV. Toplum için sanat anlayışıyla yapıtlar vermiştir yargılarından hangisi söylenemez? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve IV Ell ve IV Cve Il 40. Bu parçada altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir? A) Özgün olmak B) Gecmis birikimlerden yararlanmak
III. Hangi bölgede yeti
IV. Pişirilme yöntemine
yargılarından hangisine değinilmemiştir?
A) I ve II
B) II ve III
D) Yalnız II
E) Yalnız V
C) III ve V
34. Bir şairi şiir yazmaya yönlendiren, kalabalıkların
arzusuysa o şair, kalemine ihanet ediyor demektir.
Kendisini alkışlayan bir kitle olabilir, belki kısa vadede
yalancı bir şöhret de kazanabilir. Fakat bu, bir saman
alevi gibi kısa sürelidir. Şair dönüp kendine baktığında
kendisinden ve sanatından çok şeyin gittiğini fark
edecektir. Şair bilmelidir ki kalabalıkların beğenisi ile
sanatçının beğenisi hiçbir zaman atbaşı gitmemiştir. İşte
bu yüzdendir ki yetkin bir şair olmak için ----. Bunu göz
ardı eden şair, yarınlara sesini duyuramaz.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) alışılagelmiş sanat anlayışının ve beğenisinin dışında
yapıtlar ortaya koymak gerekir V
B) öznellikten uzak yapıtlar vermek temel hedef olmalıdır
C) çağdaş sanat anlayışlarını özümsemek en temel amaç
olarak algılanmalıdır
DENEME-3
Dşairin kendi beğenileriyle okurun beğenilerini
harmanlaması gerekir
EX şairler, başarı için ulaştıkları okur sayısını gerekçe
göstermemelidirler
Oksijen Yayınları
10
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
III. Hangi bölgede yeti IV. Pişirilme yöntemine yargılarından hangisine değinilmemiştir? A) I ve II B) II ve III D) Yalnız II E) Yalnız V C) III ve V 34. Bir şairi şiir yazmaya yönlendiren, kalabalıkların arzusuysa o şair, kalemine ihanet ediyor demektir. Kendisini alkışlayan bir kitle olabilir, belki kısa vadede yalancı bir şöhret de kazanabilir. Fakat bu, bir saman alevi gibi kısa sürelidir. Şair dönüp kendine baktığında kendisinden ve sanatından çok şeyin gittiğini fark edecektir. Şair bilmelidir ki kalabalıkların beğenisi ile sanatçının beğenisi hiçbir zaman atbaşı gitmemiştir. İşte bu yüzdendir ki yetkin bir şair olmak için ----. Bunu göz ardı eden şair, yarınlara sesini duyuramaz. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) alışılagelmiş sanat anlayışının ve beğenisinin dışında yapıtlar ortaya koymak gerekir V B) öznellikten uzak yapıtlar vermek temel hedef olmalıdır C) çağdaş sanat anlayışlarını özümsemek en temel amaç olarak algılanmalıdır DENEME-3 Dşairin kendi beğenileriyle okurun beğenilerini harmanlaması gerekir EX şairler, başarı için ulaştıkları okur sayısını gerekçe göstermemelidirler Oksijen Yayınları 10
Çokça dile getirilmemek-yetkinlig
D) Üzerinde durulmamak - ahenkli bir üslup yakalamak
E) Goze çarpmamak - biçim özellikleriyle ön plana
çıkmak
2. İstanbul'un en korkunç yangınlarından biri olan 1633'teki
Cibali yangınında şehrin beşte biri yanmış, 1718'de yine
Cibali'de çıkıp yüzlerce binayı saran yangından sonra her
semtte gönüllü gençlerden Yeniçeri Ocağına bağlı
Tulumbacılar Ocağı adıyla bir itfaiye teşkilatı kurulmuş ve
itfaiye hizmetleri 1923 yılında modernleştirilerek
belediyelere devredilmiştir.
Bu cümleden aşağıdakilerden hangisi kesin olarak
çıkarılabilir?
A) Geçmişte İstanbul halkını derinden etkileyen bir felaket
olan yangınlardan ötürü, gönüllülerin oluşturduğu
Tulumbacılar Ocağı ile itfaiye teşkilatının temelleri
atılmış oldu.
B) İstanbul'da şehir tarihinin en büyük yangınları Cibali
semtinde gerçekleşmiştir.
C) Yeniçeri Ocağının kurulmasıyla İstanbul'daki
yangınlarda Tulumbacılar Ocağı etkin bir biçimde
görev almıştır.
C
D) Gönüllü Yeniçerilerden oluşan Tulumbacılar Ocağı,
ilfaiye teşkilatının temelini oluşturmuştur.
E) 1718 yılındaki Cibali yangınından sonra kurulan itfaiye
teşkilatı, Tulumbacılar Ocağı modernleştirleceği
gerekçesiyle 1923 yılında kapatılmıştır.
DENEME-3
Oksijen Yayınları
bu
de
ta
E
4.
2
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Çokça dile getirilmemek-yetkinlig D) Üzerinde durulmamak - ahenkli bir üslup yakalamak E) Goze çarpmamak - biçim özellikleriyle ön plana çıkmak 2. İstanbul'un en korkunç yangınlarından biri olan 1633'teki Cibali yangınında şehrin beşte biri yanmış, 1718'de yine Cibali'de çıkıp yüzlerce binayı saran yangından sonra her semtte gönüllü gençlerden Yeniçeri Ocağına bağlı Tulumbacılar Ocağı adıyla bir itfaiye teşkilatı kurulmuş ve itfaiye hizmetleri 1923 yılında modernleştirilerek belediyelere devredilmiştir. Bu cümleden aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çıkarılabilir? A) Geçmişte İstanbul halkını derinden etkileyen bir felaket olan yangınlardan ötürü, gönüllülerin oluşturduğu Tulumbacılar Ocağı ile itfaiye teşkilatının temelleri atılmış oldu. B) İstanbul'da şehir tarihinin en büyük yangınları Cibali semtinde gerçekleşmiştir. C) Yeniçeri Ocağının kurulmasıyla İstanbul'daki yangınlarda Tulumbacılar Ocağı etkin bir biçimde görev almıştır. C D) Gönüllü Yeniçerilerden oluşan Tulumbacılar Ocağı, ilfaiye teşkilatının temelini oluşturmuştur. E) 1718 yılındaki Cibali yangınından sonra kurulan itfaiye teşkilatı, Tulumbacılar Ocağı modernleştirleceği gerekçesiyle 1923 yılında kapatılmıştır. DENEME-3 Oksijen Yayınları bu de ta E 4. 2
TYT/TÜR
21. Ünlü Rus yönetmen Tarkovski, kendisini şiirsel sinema
akımına dâhil etmektedir. O, açıklama yapmadan, az şey
göstererek sade ve yalın bir dille ifade etmek istediklerini
iletmektedir. Mantıksal açıdan kurgulanmış olaylar ya da
kahraman-karakterler yaratmaz. İçinde yaşadığı dünyanın
karmaşasını, birbirini düzensiz olarak izleyen bölük
pörçük sahnelerle gösterir. Tarkovski'nin şiire yaptığı
vurgunun nedeni, şiirdeki ritim sorununun sinemadaki
uzunluk ve tempo sorunuyla yani zaman kavramıyla olan
bağıntısı ile ilgilidir. Onun bütün çalışmaları için aynı şeyi
söylemek mümkündür gerçi ama Naum Abramov'a sarf
ettiği "Deneyimlerimden anladım; bir filmdeki görüntülerin
dışsal, duygusal kurgusu, yönetmenin kendi hatıralarına,
onun kişisel deneyimiyle filmin dokusu arasındaki
akrabalığa dayanıyorsa film, onu görenleri etkileyecek
güçte oluyor." sözlerinde görülebilir. Bu bağlamda
Tarkovski şiirsel sinemayı haiku şiirleri gibi yorumlar:
Kısa, yoğun ve çarpıcı.
Bu parçadan Tarkovski ile ilgili,
1. Uzun metrajlı filmleri tercih etmediği
II. Şiir ile sinema arasında bir özdeşim kurduğu
III. Filmin etki gücünü imgelerle sağladığı
IV. Kurguda belli bir sistematiğe yer vermediği
yargılarından hangileri çıkarılamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D) We IV
E) Ive IV
C) I ve II
Bos
22. Schiller'in "Ne mutlu o şaire ki halkın sesini, şiirin ruhunu
açık bir şekilde yapıtına yansıtıyor. Ne mutlu o şaire ki o
yaşamın içinde dışarıdadır; günümüz şairinin pek
göremediği, kalbinde hissedemediği göksel kutsallık ona
ulaşabiliyor!" sözlerinden de anlaşıldığı gibi, o ---
Bu parcada bos bırakılan yere düşüncenin akışına
.
23. Her b
bakıl
Türk
insar
buz
kulla
mi b
Oksijen Yayınları
rom
gibi
olm
Tab
öğr
Bu
ya
A
24.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/TÜR 21. Ünlü Rus yönetmen Tarkovski, kendisini şiirsel sinema akımına dâhil etmektedir. O, açıklama yapmadan, az şey göstererek sade ve yalın bir dille ifade etmek istediklerini iletmektedir. Mantıksal açıdan kurgulanmış olaylar ya da kahraman-karakterler yaratmaz. İçinde yaşadığı dünyanın karmaşasını, birbirini düzensiz olarak izleyen bölük pörçük sahnelerle gösterir. Tarkovski'nin şiire yaptığı vurgunun nedeni, şiirdeki ritim sorununun sinemadaki uzunluk ve tempo sorunuyla yani zaman kavramıyla olan bağıntısı ile ilgilidir. Onun bütün çalışmaları için aynı şeyi söylemek mümkündür gerçi ama Naum Abramov'a sarf ettiği "Deneyimlerimden anladım; bir filmdeki görüntülerin dışsal, duygusal kurgusu, yönetmenin kendi hatıralarına, onun kişisel deneyimiyle filmin dokusu arasındaki akrabalığa dayanıyorsa film, onu görenleri etkileyecek güçte oluyor." sözlerinde görülebilir. Bu bağlamda Tarkovski şiirsel sinemayı haiku şiirleri gibi yorumlar: Kısa, yoğun ve çarpıcı. Bu parçadan Tarkovski ile ilgili, 1. Uzun metrajlı filmleri tercih etmediği II. Şiir ile sinema arasında bir özdeşim kurduğu III. Filmin etki gücünü imgelerle sağladığı IV. Kurguda belli bir sistematiğe yer vermediği yargılarından hangileri çıkarılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız III D) We IV E) Ive IV C) I ve II Bos 22. Schiller'in "Ne mutlu o şaire ki halkın sesini, şiirin ruhunu açık bir şekilde yapıtına yansıtıyor. Ne mutlu o şaire ki o yaşamın içinde dışarıdadır; günümüz şairinin pek göremediği, kalbinde hissedemediği göksel kutsallık ona ulaşabiliyor!" sözlerinden de anlaşıldığı gibi, o --- Bu parcada bos bırakılan yere düşüncenin akışına . 23. Her b bakıl Türk insar buz kulla mi b Oksijen Yayınları rom gibi olm Tab öğr Bu ya A 24.
LÜM
4
Paragrafta Yardımcı Düşünce
1. Beş Şehir, hiç şüphesiz Türkçenin görkemli metinlerinden
biridir. Tanpınar, bu kitabında anlattığı şehirlerden ziyade
görkemli bir geçmiş ve üslup derdindedir sanki. Bir
yanıyla Tanpınar'in medeniyet tasarımının ipuçlarını da
verir kitap. Bense Tanpınar'ın yaklaşık altmış yıl önce
anlattığı bu şehirlerin öteki yüzüne bakmak istedim belki
de. Onun metniyle kendimi kıyaslamak gibi bir derdim
yok. Ama Beş Şehir'de eksik kalan bir şey vardı bence.
Bu şehirlerin doksanlı yıllardaki hâlini, bulvarlarını değil de
ara sokaklarını, Tanpınar'ın anlatmaya değer görmediği
sıradan insanlarını, kirli hâllerini anlamaya çalıştım bir
bakıma. Tanpınar'ın bir türlü anlatmaya yanaşmadığı
ya da üslubuyla gizlediği şehirlerin o soğuk gerçekliğine
bakmak istedim. Benim yapmak istediğim, bu toprakların
asıl ruhunu ortaya çıkarmaktı bir bakıma.
Bu parçanın yazarı için aşağıdaki değerlendirmelerden
hangisi yapılamaz?
A) Eleştirilerinde detaylı bir tutum sergiler.
B) Beğenisini ortaya koymaktan çekinmemektedir.
C) Nesnelerin, olguların ve durumların her zaman
olumsuz yönlerine odaklamaktadır.
D) Şehirlerin arka sokaklarını ve sıradan insanlarını konu
edinme gayretindedir.
E) Kendi yazarlığını başka yazarlarla karşılaştırma
çabasında değildir.
2. Benim için başlangıçtan beri önemli olan kurmaca
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
LÜM 4 Paragrafta Yardımcı Düşünce 1. Beş Şehir, hiç şüphesiz Türkçenin görkemli metinlerinden biridir. Tanpınar, bu kitabında anlattığı şehirlerden ziyade görkemli bir geçmiş ve üslup derdindedir sanki. Bir yanıyla Tanpınar'in medeniyet tasarımının ipuçlarını da verir kitap. Bense Tanpınar'ın yaklaşık altmış yıl önce anlattığı bu şehirlerin öteki yüzüne bakmak istedim belki de. Onun metniyle kendimi kıyaslamak gibi bir derdim yok. Ama Beş Şehir'de eksik kalan bir şey vardı bence. Bu şehirlerin doksanlı yıllardaki hâlini, bulvarlarını değil de ara sokaklarını, Tanpınar'ın anlatmaya değer görmediği sıradan insanlarını, kirli hâllerini anlamaya çalıştım bir bakıma. Tanpınar'ın bir türlü anlatmaya yanaşmadığı ya da üslubuyla gizlediği şehirlerin o soğuk gerçekliğine bakmak istedim. Benim yapmak istediğim, bu toprakların asıl ruhunu ortaya çıkarmaktı bir bakıma. Bu parçanın yazarı için aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yapılamaz? A) Eleştirilerinde detaylı bir tutum sergiler. B) Beğenisini ortaya koymaktan çekinmemektedir. C) Nesnelerin, olguların ve durumların her zaman olumsuz yönlerine odaklamaktadır. D) Şehirlerin arka sokaklarını ve sıradan insanlarını konu edinme gayretindedir. E) Kendi yazarlığını başka yazarlarla karşılaştırma çabasında değildir. 2. Benim için başlangıçtan beri önemli olan kurmaca
at-
91-
ek
ir.
bir
ni
le
r.
e
KURUM
34. Günümüz eleştirmenleri Robert Frost'un, bir yazı-
sında "Eleştirme merakı bizi edebiyatın umutlu bah-
çelerinde yürümekten alıkoyar." dediği için yanıldı-
ğını düşünür. Çünkü bizi asıl umutlandıran şey, kar-
şı koyduktan sonra kendimizi teslim ettiğimiz güzel-
liklerdir. Karşı koymayan, eleştirmeyen yani edebî
bir eseri kendi süzgecinden geçirmeyen bir okur,
herhangi bir esere hayranlık duyamaz.
Bu parçada karşı çıkılan ve savunulan düşünce-
ler aşağıdakilerden hangisinde sırayla verilmiş-
tir?
A) Yapıcı eleştiri, okurla eser arasında samimi
bir bağ kurar.
Sanatçı, eleştirilmekten korkmadığı zaman il-
ham verici eserler üretebilir.
B) Yazarın ve okurun eleştirilere karşı aldığı tavır
aynı değildir.
Her eleştiri, beraberinde hayranlık duyulacak
bir edebî eser getirir.
C) Eleştiri, eserin önüne geçtiği zaman okur tara-
fından beğeniyle karşılanmaz.
. Okur, yalnızca karşı çıkıp eleştirebildiği eser-
lere hayranlık duyabilir.
D) Şair, güzellik anlayışı eleştirmenlere uymadığı
zaman eleştiri alır.
Bir eserin güzelliğini ortaya çıkarmak isteyen
eleştirmen ön yargısız olmalıdır.
E)) Eleştiri yapmak edebî eserlere hayranlık duy-
mayı engeller.
Okurun esere eleştirel bakması ve hayranlık
duyması arasında bir doğru orantı vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
at- 91- ek ir. bir ni le r. e KURUM 34. Günümüz eleştirmenleri Robert Frost'un, bir yazı- sında "Eleştirme merakı bizi edebiyatın umutlu bah- çelerinde yürümekten alıkoyar." dediği için yanıldı- ğını düşünür. Çünkü bizi asıl umutlandıran şey, kar- şı koyduktan sonra kendimizi teslim ettiğimiz güzel- liklerdir. Karşı koymayan, eleştirmeyen yani edebî bir eseri kendi süzgecinden geçirmeyen bir okur, herhangi bir esere hayranlık duyamaz. Bu parçada karşı çıkılan ve savunulan düşünce- ler aşağıdakilerden hangisinde sırayla verilmiş- tir? A) Yapıcı eleştiri, okurla eser arasında samimi bir bağ kurar. Sanatçı, eleştirilmekten korkmadığı zaman il- ham verici eserler üretebilir. B) Yazarın ve okurun eleştirilere karşı aldığı tavır aynı değildir. Her eleştiri, beraberinde hayranlık duyulacak bir edebî eser getirir. C) Eleştiri, eserin önüne geçtiği zaman okur tara- fından beğeniyle karşılanmaz. . Okur, yalnızca karşı çıkıp eleştirebildiği eser- lere hayranlık duyabilir. D) Şair, güzellik anlayışı eleştirmenlere uymadığı zaman eleştiri alır. Bir eserin güzelliğini ortaya çıkarmak isteyen eleştirmen ön yargısız olmalıdır. E)) Eleştiri yapmak edebî eserlere hayranlık duy- mayı engeller. Okurun esere eleştirel bakması ve hayranlık duyması arasında bir doğru orantı vardır.
I ve
k
i
in
si
129
19. Sömürgeci Avrupa, girişimine meşruiyet kazandırmak için
işgal ettiği yerlerdeki halkların ulus olmadığını,
konuştuklarının da dil değil lehçe olduğunu ileri sürmüştür.
Örneğin, yaklaşık beş milyonluk bir nüfusa sahip olan
Norveç, bir ulus olarak kabul edilirken aynı oranda bir nüfusa
sahip Buganda kabile olarak nitelendirilmiştir. Açıktır ki güçlü
olanın yaptığı bu sınıflandırmanın, güçlü olanın yazdığı bu
tarihin nesnellikle ve akılla bir ilgisi yoktur. Calvet gibi bazı
bilim insanları ise lehçe ve dil ayrımı yerine baskın dil ve
baskılanmış dil ayrımını önerirler bu nedenle. Ona göre lehçe
yenilmiş bir dildir ve dilin ise politik açıdan muzaffer bir lehçe
olduğunu belirterek sömürgeci söylemde bütün Afrika
dillerinin lehçe kabul edildiğini belirtir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Sömürgeci zihniyet, çıkarları için gerçekleri tahrif
etmekten çekinmez.
B) Güçlü ülkeler, tarihi ve kültürü istedikleri biçimde
şekillendirmişlerdir.
C) Afrika dillerinin lehçe olarak kabul edilmesi bir algı
yönlendirmesidir.
D) Dillerine gerektiği gibi sahip çıkamayan halklar sonunda
işgale uğramaktadır.
E) Bazı bilim insanları dille ilgili sömürgeci yaklaşımları
eleştirmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
I ve k i in si 129 19. Sömürgeci Avrupa, girişimine meşruiyet kazandırmak için işgal ettiği yerlerdeki halkların ulus olmadığını, konuştuklarının da dil değil lehçe olduğunu ileri sürmüştür. Örneğin, yaklaşık beş milyonluk bir nüfusa sahip olan Norveç, bir ulus olarak kabul edilirken aynı oranda bir nüfusa sahip Buganda kabile olarak nitelendirilmiştir. Açıktır ki güçlü olanın yaptığı bu sınıflandırmanın, güçlü olanın yazdığı bu tarihin nesnellikle ve akılla bir ilgisi yoktur. Calvet gibi bazı bilim insanları ise lehçe ve dil ayrımı yerine baskın dil ve baskılanmış dil ayrımını önerirler bu nedenle. Ona göre lehçe yenilmiş bir dildir ve dilin ise politik açıdan muzaffer bir lehçe olduğunu belirterek sömürgeci söylemde bütün Afrika dillerinin lehçe kabul edildiğini belirtir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Sömürgeci zihniyet, çıkarları için gerçekleri tahrif etmekten çekinmez. B) Güçlü ülkeler, tarihi ve kültürü istedikleri biçimde şekillendirmişlerdir. C) Afrika dillerinin lehçe olarak kabul edilmesi bir algı yönlendirmesidir. D) Dillerine gerektiği gibi sahip çıkamayan halklar sonunda işgale uğramaktadır. E) Bazı bilim insanları dille ilgili sömürgeci yaklaşımları eleştirmektedir.
----. Bu bağlamda kişi özeldir. İnsan kişisel kim-
liği ile var olduğu günden bugüne sürekli her alanda
ilerleyen, gelişen bir varlıktır. Bu gerçek, insanı di-
ğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden birisi-
dir. Bu özelliğiyle insan, maddeden uzaklaşabilir ve
maddeyi bir şekilde aşabilir. Ruhun, insana dina-
mizm kazandırmasının yanında, ona her alanda
yeni kapılar açmasının ve birtakım teknik imkânlar
sağlamasının nedeni etle, kanla, kemikle ve beden-
le kayıtlı olmayışıdır. Kişisel kimlik düşüncesi ekse-
ninde ölümsüzlük sorunu büyük oranda kişi kavra-
mının analizine dayanır. Kişisel kimlik olarak kişi,
varlık alanları ontolojik olarak birbirinden farklı olan
ruh ve bedenden oluşmaktadır. Kişisel kimlik dü-
şüncesi bağlamında ruh, ontolojik olarak kişinin öz-
sel bir parçası kabul edilirken beden onun rastlantı-
sal parçasıdır. Bu konumda beden araçsal bir değe-
re sahiptir. Kişisel kimlik sadece hafıza ve fiziksel
kanıtlarla savunulamaz. İnsan işini niçin yaptığını
bilen, bilinçli ve zeki bir ruhun, beşeri düzeyde,
maddeyi aşan bir varlık olduğuna işaret eder.
12. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A Yeryüzünde manadan önce madde oluşmuştur.
B) Her kişi kendisine has özelliklerle yaratılır.
İnsan, tabiatta kendisini aşan tek varlıktır.
Beden ve ruh sadece insanda bir bütündür.
E) Zihniyle doğayı aşan tek varlık insandır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
----. Bu bağlamda kişi özeldir. İnsan kişisel kim- liği ile var olduğu günden bugüne sürekli her alanda ilerleyen, gelişen bir varlıktır. Bu gerçek, insanı di- ğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden birisi- dir. Bu özelliğiyle insan, maddeden uzaklaşabilir ve maddeyi bir şekilde aşabilir. Ruhun, insana dina- mizm kazandırmasının yanında, ona her alanda yeni kapılar açmasının ve birtakım teknik imkânlar sağlamasının nedeni etle, kanla, kemikle ve beden- le kayıtlı olmayışıdır. Kişisel kimlik düşüncesi ekse- ninde ölümsüzlük sorunu büyük oranda kişi kavra- mının analizine dayanır. Kişisel kimlik olarak kişi, varlık alanları ontolojik olarak birbirinden farklı olan ruh ve bedenden oluşmaktadır. Kişisel kimlik dü- şüncesi bağlamında ruh, ontolojik olarak kişinin öz- sel bir parçası kabul edilirken beden onun rastlantı- sal parçasıdır. Bu konumda beden araçsal bir değe- re sahiptir. Kişisel kimlik sadece hafıza ve fiziksel kanıtlarla savunulamaz. İnsan işini niçin yaptığını bilen, bilinçli ve zeki bir ruhun, beşeri düzeyde, maddeyi aşan bir varlık olduğuna işaret eder. 12. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A Yeryüzünde manadan önce madde oluşmuştur. B) Her kişi kendisine has özelliklerle yaratılır. İnsan, tabiatta kendisini aşan tek varlıktır. Beden ve ruh sadece insanda bir bütündür. E) Zihniyle doğayı aşan tek varlık insandır.
10.0
10. Gülüşün Anatomisi
Duchenne, yaptığı denemeler sonucunda sahte bir gülüm
seme ile gerçek bir gülümseme arasında bir fark olduğunu
görmüştü: Ağzımızın etrafındaki kaslar (sağ ve sol zigo.
matikus) hem sahte hem de gerçek gülümsemede kulla
nılıyordu oysa gerçek gülümsemede kişilerin gözlerinin
etrafındaki kasların da (sağ ve sol orbicularis oculi) kasıldı-
ğını görmüştü. Şüphesiz ki Duchenne'nin deneyleri üzerine
katkısı olan kişilerin başında "yaşlı adam (the old man)"
olarak literatüre geçen hastası gelirdi. Bu kişinin en önemli
özelliği, yüzünün hissiz olmasıydı. Böylece Duchenne, kar
şısındakinin acı çekmediğini bilmenin verdiği rahatlıkla bu
kişinin yüzündeki kaslara elektrik verdi ve bu ifadelerin fo-
toğraflarını çekti. Bu deneyi ve sonuçlarını öğrendiğim za-
mandan beri kitleleri peşinden sürükleyen ve etrafına sevgi
gülücükleri, mutluluk kahkahaları atan birçok ünlünün bu
davranışlarının sahte olduğunu fark ediyorum.
Bu köşe yazısının sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur?
A) Çünkü onlar, iç boşluklarını dış kalabalıklar ile doldur-
maya çalışıyorlardı.
B) Çünkü aslında onlar ağlamamak için zorla gülen ve bu-
nunla mesleğini icra eden kişilerdi.
C) Zira onlar mutsuz da olsalar mutlu görünmek ve mutlu
etmek için yaşayan kişilerdi.
D) Zira onlar yalnızca ağızlarıyla gülüyorlar, gözleriyle gül-
müyorlardı.
Üstelik onlar bu mutluluk oyununu pazarlıyorlar ve
bunu profesyonelce yapıyorlardı.
y
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10.0 10. Gülüşün Anatomisi Duchenne, yaptığı denemeler sonucunda sahte bir gülüm seme ile gerçek bir gülümseme arasında bir fark olduğunu görmüştü: Ağzımızın etrafındaki kaslar (sağ ve sol zigo. matikus) hem sahte hem de gerçek gülümsemede kulla nılıyordu oysa gerçek gülümsemede kişilerin gözlerinin etrafındaki kasların da (sağ ve sol orbicularis oculi) kasıldı- ğını görmüştü. Şüphesiz ki Duchenne'nin deneyleri üzerine katkısı olan kişilerin başında "yaşlı adam (the old man)" olarak literatüre geçen hastası gelirdi. Bu kişinin en önemli özelliği, yüzünün hissiz olmasıydı. Böylece Duchenne, kar şısındakinin acı çekmediğini bilmenin verdiği rahatlıkla bu kişinin yüzündeki kaslara elektrik verdi ve bu ifadelerin fo- toğraflarını çekti. Bu deneyi ve sonuçlarını öğrendiğim za- mandan beri kitleleri peşinden sürükleyen ve etrafına sevgi gülücükleri, mutluluk kahkahaları atan birçok ünlünün bu davranışlarının sahte olduğunu fark ediyorum. Bu köşe yazısının sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur? A) Çünkü onlar, iç boşluklarını dış kalabalıklar ile doldur- maya çalışıyorlardı. B) Çünkü aslında onlar ağlamamak için zorla gülen ve bu- nunla mesleğini icra eden kişilerdi. C) Zira onlar mutsuz da olsalar mutlu görünmek ve mutlu etmek için yaşayan kişilerdi. D) Zira onlar yalnızca ağızlarıyla gülüyorlar, gözleriyle gül- müyorlardı. Üstelik onlar bu mutluluk oyununu pazarlıyorlar ve bunu profesyonelce yapıyorlardı. y
23. Halide Edip, cumhuriyetin ilan edilmesinden önce
de sonra da yazın hayatında önemli bir konuma
sahipti. Kendi kişiliğinden sapmadan kendi dü-
şüncelerini sonuna kadar savunur. Halk kültürü ile
olan bağını hiçbir zaman koparmadan geliştirdiği
kültürü, sanatçı kişiliğinde ve yapıtlarında aktif bir
şekilde görülür. Halide Edip, Doğu-Batı sentezin-
de yoğrulmuş kişiliği ile Doğu ve Batı'nın arasında
tercih yapmak yerine iki kültürün de birleştirilebile-
ceğini savunur. Romanlarında ve öykülerinde bu
düşüncesini anlatır. Döneminin en büyük tartışma
konusu olan Doğu-Batı meselesi diğer bazı yazar-
larda olduğu gibi Halide Edip'in romanlarında da
büyük yer kaplar. Ayrıca Halide Edip'in romanların-
da kadın karakterler ön plandadır.
RIGIVE
Bu parçadan Halide Edip ile ilgili aşağıdakilerin
hangisine ulaşılamaz?
A) Edebiyatın hemen hemen her döneminde
önemli bir yere sahiptir.
B) Doğu ve Batı kültürünün harmanlanabileceği
yöndeki kanısını bazı eserlerinde ele almıştır.
C) Halk kültürü ile sentezlediği edebî kişiliği eser-
lerinde net bir şekilde görülmektedir.
al
1.3.
D) Karakter özelliğinden şaşmadan kendi fikirleri-
nin arkasında durmuştur.
E) Doğu ve Batı sorunsalı hususundaki düşünce-
lerine tüm eserlerinde rastlamak mümkündür.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Halide Edip, cumhuriyetin ilan edilmesinden önce de sonra da yazın hayatında önemli bir konuma sahipti. Kendi kişiliğinden sapmadan kendi dü- şüncelerini sonuna kadar savunur. Halk kültürü ile olan bağını hiçbir zaman koparmadan geliştirdiği kültürü, sanatçı kişiliğinde ve yapıtlarında aktif bir şekilde görülür. Halide Edip, Doğu-Batı sentezin- de yoğrulmuş kişiliği ile Doğu ve Batı'nın arasında tercih yapmak yerine iki kültürün de birleştirilebile- ceğini savunur. Romanlarında ve öykülerinde bu düşüncesini anlatır. Döneminin en büyük tartışma konusu olan Doğu-Batı meselesi diğer bazı yazar- larda olduğu gibi Halide Edip'in romanlarında da büyük yer kaplar. Ayrıca Halide Edip'in romanların- da kadın karakterler ön plandadır. RIGIVE Bu parçadan Halide Edip ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Edebiyatın hemen hemen her döneminde önemli bir yere sahiptir. B) Doğu ve Batı kültürünün harmanlanabileceği yöndeki kanısını bazı eserlerinde ele almıştır. C) Halk kültürü ile sentezlediği edebî kişiliği eser- lerinde net bir şekilde görülmektedir. al 1.3. D) Karakter özelliğinden şaşmadan kendi fikirleri- nin arkasında durmuştur. E) Doğu ve Batı sorunsalı hususundaki düşünce- lerine tüm eserlerinde rastlamak mümkündür.
a gel-
gula-
belir-
ndeki
şkin-
Jyku
üre-
gili
öz
4.
Avrupa Konseyi tarafından düzenlenen kon-
feransta bir araya gelen uzmanlar, internet
üzerinde faaliyet yürüten suç örgütlerinin
devletler ve şirketler kadar bireyler için de
tehdit oluşturmaya başladığını vurguladı.
libret 300
A) İnternet kullanımı artık zarar verici boyutlara
ulaşmıştır.
B) Avrupa Konseyi suçla mücadele amaçlı
konferanslar düzenlemektedir.
Silahsız savaşın en önemli sahası artık İn-
ternet'tir.
Ülkemizde birçok insan İnternet üzerinden
faaliyet gösteren suç örgütlerinden zarar
görmektedir.
Suç örgütlerinin eylemleri sanal dünyadaki
kullanıcılar için tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
a gel- gula- belir- ndeki şkin- Jyku üre- gili öz 4. Avrupa Konseyi tarafından düzenlenen kon- feransta bir araya gelen uzmanlar, internet üzerinde faaliyet yürüten suç örgütlerinin devletler ve şirketler kadar bireyler için de tehdit oluşturmaya başladığını vurguladı. libret 300 A) İnternet kullanımı artık zarar verici boyutlara ulaşmıştır. B) Avrupa Konseyi suçla mücadele amaçlı konferanslar düzenlemektedir. Silahsız savaşın en önemli sahası artık İn- ternet'tir. Ülkemizde birçok insan İnternet üzerinden faaliyet gösteren suç örgütlerinden zarar görmektedir. Suç örgütlerinin eylemleri sanal dünyadaki kullanıcılar için tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
34. Nasıl ki bir şair ya da yazarın ortaya çıkardığı eser, onun
sanat anlayışını ortaya koyuyorsa eleştirmen için de
durum değişmez. Yani, buna eleştirmen karar veremez.
Yazar eğer o yapıtı estetik amaçlarla kaleme almışsa ya-
zarın bu alandaki başarısı sorgulanır. Topluma ne derece
etki edebildiği veya sorunlara mantıklı çözüm önerileri ge-
tirip getirmediği değil. Yok, eğer yazar eseri oluştururken
toplumsal faydayı gözetmişse o zaman da tam tersi bir
mantıkla hareket edilir. Sonuçta eserin sahibi hangi he-
defi kendine rota edindiyse eleştirmen onun doğruluğunu
değil, başarısını kontrol edebilir yalnızca.
35.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı ola-
bilir?
A) Toplumsal kabuller, eleştirmenlerin yazar üzerindeki
etkisini azaltır mı?
B) Bir sanatçının sanat görüşü neye göre şekillenir?
C) Eleştiri, toplum yararına mı yapılmalı yoksa sanatsal-
lık açısından mı?
D) Eleştiri yazılarını okuyanlar, bu yazılarda estetik bir
değer aramalı mıdır?
E Sanat eserlerinde toplumsal fayda ile sanatsallık den-
gesi nasıl ayarlanabilir?
Eğitim uzmanu un
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34. Nasıl ki bir şair ya da yazarın ortaya çıkardığı eser, onun sanat anlayışını ortaya koyuyorsa eleştirmen için de durum değişmez. Yani, buna eleştirmen karar veremez. Yazar eğer o yapıtı estetik amaçlarla kaleme almışsa ya- zarın bu alandaki başarısı sorgulanır. Topluma ne derece etki edebildiği veya sorunlara mantıklı çözüm önerileri ge- tirip getirmediği değil. Yok, eğer yazar eseri oluştururken toplumsal faydayı gözetmişse o zaman da tam tersi bir mantıkla hareket edilir. Sonuçta eserin sahibi hangi he- defi kendine rota edindiyse eleştirmen onun doğruluğunu değil, başarısını kontrol edebilir yalnızca. 35. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı ola- bilir? A) Toplumsal kabuller, eleştirmenlerin yazar üzerindeki etkisini azaltır mı? B) Bir sanatçının sanat görüşü neye göre şekillenir? C) Eleştiri, toplum yararına mı yapılmalı yoksa sanatsal- lık açısından mı? D) Eleştiri yazılarını okuyanlar, bu yazılarda estetik bir değer aramalı mıdır? E Sanat eserlerinde toplumsal fayda ile sanatsallık den- gesi nasıl ayarlanabilir? Eğitim uzmanu un