Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları
![22. Ana dili, her şeyden önce evde, aile bireylerinden öğrenilir.
Ana baba ve kardeşler aracılığı ile elde edilen ilk verileri daha
sonra değiştirmek oldukça zor, hatta bir ölçüde olanaksız
gibidir. Vurgular, ağızlar, hatta nidalar bu yolla öğrenilir ve
nesillere geçer. Dilin yanlış kullanılmasında, hatta yanlış
yazılmasında da ailenin payı büyüktür. Ana dilini bu yolla
öğrenen kişiler sadece dili değil aynı zamanda o dille oluşan
bütün bir kültürü alırlar. Sonra yakın çevre işin içine girer. En
sonunda da eğitim kurumlarının, öğretmenlerin, eğitmenlerin
asli görevi toplum dilini aktarmak, öğretmek olur. Bu son
aşamada ana dilinin resmî ve yazı biçimi öğrenilir daha çok.
Bu parçada yazarın üzerinde durduğu konu
aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Ana diline ailenin etkisi
B) Ana dilinde eğitimin önemi
C) Ana dilinin kültür taşıyıcılığı
D) Ana diline etki eden etmenler
E) Ana dili öğretiminde yaşanan sorunlar](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209095146135307-4235599.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler22. Ana dili, her şeyden önce evde, aile bireylerinden öğrenilir.
Ana baba ve kardeşler aracılığı ile elde edilen ilk verileri daha
sonra değiştirmek oldukça zor, hatta bir ölçüde olanaksız
gibidir. Vurgular, ağızlar, hatta nidalar bu yolla öğrenilir ve
nesillere geçer. Dilin yanlış kullanılmasında, hatta yanlış
yazılmasında da ailenin payı büyüktür. Ana dilini bu yolla
öğrenen kişiler sadece dili değil aynı zamanda o dille oluşan
bütün bir kültürü alırlar. Sonra yakın çevre işin içine girer. En
sonunda da eğitim kurumlarının, öğretmenlerin, eğitmenlerin
asli görevi toplum dilini aktarmak, öğretmek olur. Bu son
aşamada ana dilinin resmî ve yazı biçimi öğrenilir daha çok.
Bu parçada yazarın üzerinde durduğu konu
aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Ana diline ailenin etkisi
B) Ana dilinde eğitimin önemi
C) Ana dilinin kültür taşıyıcılığı
D) Ana diline etki eden etmenler
E) Ana dili öğretiminde yaşanan sorunlar
![örgütler
cılar iç
Bir kez daha sanki çilli bir çocuk mavi gözlerini kırpış-
tırarak masum sözcüklerle soruyormuş gibi, insanın,
dünyanın ahvalini soran adam: "Bu dünya insan
için kâfiydi. Bu dünyada insan en güzel, en büyük,
en bahtiyar mahluktu. O hâlde niçin sokakta çıplak
çocuklar, aç gezenler, işsiz delikanlılar, titreşen köy-
lüler, yalnız namazlarını ve torunlarını seven ihtiyarlar
vardı?" diye sahiden merak eden adam. Ve zamanla
eşitsizliklerin, zulmün, sınıf farkı olmaksızın insanın
insana, hayvanlara ve tabiata yaptığı kötülüklerin
üzüntüsünü, onları yapanlardan daha fazla duyan
adam. Her şeyi duyan adam. Domatesin kırıldığı-
nı, içinden birinin ona "hişt hişt" diye seslendiğini,
hayatın seslerini, yazının sessizliğini duyan adam.
Belagatlı konuşamadığı için, konuşmak istediği gibi
yazan adam. Bazen de okumak istediği gibi yazan
adam. Bu yüzden de masalsı, akışlı, büyüleyici, renk-
li, yalın, içten, çocuksu, dalgın, sayıklar gibi, sakin,
çığlık çığlığa, usulca, içinden, derin, şiirli yazan adam.
Hem herkes için hem de hiç kimse için yazmış adam.
Yalnızca yazmış adam. Yazmasaydı, belki başka
bir yaşamı da olmayacak adam. "Dünyayı güzellik
kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey."
diyen biri, Lüzumsuz Adam sayılır mı hiç? Sait Faik
Abasıyanık; edebiyatımız, dilimiz, denizimiz, ülkemiz,
dünyamız, şiirimiz ve İstanbul için her zaman lüzumlu
adam.
Bu parçada tanıtılan yazarın nitelikleri arasında
aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
Daima hayatın içinde var olan
B) Çevresindeki her şeye duyarlılıkla yaklaşan
CYYaşamın tüm sesini işitebilen
DAayata karşı kayıtsız kalmayan
Xalnız kalmaktan pek hoşlanmayan
ocor](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209082406843259-3894389.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerörgütler
cılar iç
Bir kez daha sanki çilli bir çocuk mavi gözlerini kırpış-
tırarak masum sözcüklerle soruyormuş gibi, insanın,
dünyanın ahvalini soran adam: "Bu dünya insan
için kâfiydi. Bu dünyada insan en güzel, en büyük,
en bahtiyar mahluktu. O hâlde niçin sokakta çıplak
çocuklar, aç gezenler, işsiz delikanlılar, titreşen köy-
lüler, yalnız namazlarını ve torunlarını seven ihtiyarlar
vardı?" diye sahiden merak eden adam. Ve zamanla
eşitsizliklerin, zulmün, sınıf farkı olmaksızın insanın
insana, hayvanlara ve tabiata yaptığı kötülüklerin
üzüntüsünü, onları yapanlardan daha fazla duyan
adam. Her şeyi duyan adam. Domatesin kırıldığı-
nı, içinden birinin ona "hişt hişt" diye seslendiğini,
hayatın seslerini, yazının sessizliğini duyan adam.
Belagatlı konuşamadığı için, konuşmak istediği gibi
yazan adam. Bazen de okumak istediği gibi yazan
adam. Bu yüzden de masalsı, akışlı, büyüleyici, renk-
li, yalın, içten, çocuksu, dalgın, sayıklar gibi, sakin,
çığlık çığlığa, usulca, içinden, derin, şiirli yazan adam.
Hem herkes için hem de hiç kimse için yazmış adam.
Yalnızca yazmış adam. Yazmasaydı, belki başka
bir yaşamı da olmayacak adam. "Dünyayı güzellik
kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey."
diyen biri, Lüzumsuz Adam sayılır mı hiç? Sait Faik
Abasıyanık; edebiyatımız, dilimiz, denizimiz, ülkemiz,
dünyamız, şiirimiz ve İstanbul için her zaman lüzumlu
adam.
Bu parçada tanıtılan yazarın nitelikleri arasında
aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
Daima hayatın içinde var olan
B) Çevresindeki her şeye duyarlılıkla yaklaşan
CYYaşamın tüm sesini işitebilen
DAayata karşı kayıtsız kalmayan
Xalnız kalmaktan pek hoşlanmayan
ocor
![SORU
1.
Bu soruya olumlu cevap vermek, sanat eserini ve bu arada do-
ğal olarak edebî metni, bir işlevle sınırlamak olur. Bu sınırlama
gayreti, sanat eserinin varlık sebebine ters düşer ve çok yönlü
değer dünyasıyla uyuşmaz, Ancak edebî metin, tamamen böy-
le olmasa bile, elbette ki okuyucuda bir izlenim bırakmak, bir
anlayış, bir duyuş uyandırmak kısacası onda estetik yaşantı adı
verilen bir hâlin ortaya çıkmasını sağlamak amacıyla düzenlenir.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söy-
lenmiş olabilir?
A) Edebî metnin yararlı olmak dışındaki en önemli işlevi sizce
nedir?
Sanatın değerler dünyası, sizce edebî metnin işlevini nasıl
sınırlar?
Ini anl
Edebî metnin amacı, yalnızca estetik yaşantı uyandırmak mı-
dır?
D) Edebî değer kazanmış her metnin sanat eseri kabul edilme-
si doğru mudur?
Sizce bir sanat eserinin asıl varlık sebebi ne olmalıdır?
1
1
1
1
1
1
3.
1
1
1](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209093305100703-3989900.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerSORU
1.
Bu soruya olumlu cevap vermek, sanat eserini ve bu arada do-
ğal olarak edebî metni, bir işlevle sınırlamak olur. Bu sınırlama
gayreti, sanat eserinin varlık sebebine ters düşer ve çok yönlü
değer dünyasıyla uyuşmaz, Ancak edebî metin, tamamen böy-
le olmasa bile, elbette ki okuyucuda bir izlenim bırakmak, bir
anlayış, bir duyuş uyandırmak kısacası onda estetik yaşantı adı
verilen bir hâlin ortaya çıkmasını sağlamak amacıyla düzenlenir.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söy-
lenmiş olabilir?
A) Edebî metnin yararlı olmak dışındaki en önemli işlevi sizce
nedir?
Sanatın değerler dünyası, sizce edebî metnin işlevini nasıl
sınırlar?
Ini anl
Edebî metnin amacı, yalnızca estetik yaşantı uyandırmak mı-
dır?
D) Edebî değer kazanmış her metnin sanat eseri kabul edilme-
si doğru mudur?
Sizce bir sanat eserinin asıl varlık sebebi ne olmalıdır?
1
1
1
1
1
1
3.
1
1
1
![in öner
insan
o 5ns
nier
Çevirmenler görünmezdir. Aslında bir yazarın kita-
bının çevirisini okurken o yazarın cümlelerini değil,
çevirmenin o cümleleri aktarmak için seçtiği keli-
meleri, ifadeleri okuruz. Her çeviri bir yeniden ya-
zım sürecidir. Çevirmen işin sonunda aslında yeni
bir eser ortaya koyar. Her kelimenin çevirisi ayrı bir
karar gerektirir. Bir kelimenin çeviri yapılan dilde
birçok karşılığı olabilir. O kelimenin cümle içeri-
sindeki, paragraf içerisindeki hatta bölüm ve kitap
içerisindeki yeridir çevirmenin bir kelimeyi diğerine
tercih etmesine neden olan. Bir kitabı birkaç farklı
çevirmene verirseniz hepsinden birbirinden farklı
çeviriler gelecektir. Bu anlamda, çevirmenin hem
rolü hem de sorumluluğu çok büyüktür. Dikkatli
okurların, çevirmenin altına girdiği işin değerinin
farkında olduklarını düşünüyorum.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan
çıkarılabilecek bir yargıdır?
A) Çeviri yapmanız için çeviri yapacağınız dile ait
kelime grupları ve bir kelimeye ait tüm anlamları
çok iyi bilmeniz ve o dile ait gramer bilgisine
sahip olmanız gerekir.
B) Çevirmen için ana dilinden sonra yabancı bir dil
öğrenilmesi gerektiğinde alternatiflerin arasında
en avantajlı dil İngilizcedir.
Her şeyden önce çevirinin bir bilim dalı
olduğu ve anlam biliminin bir alt başlığı olarak
araştırmalara konu olduğu bilinmelidir.
D) İyi bir metin çevirisi için elektronik ortamın
sunduğu inanılmaz geniş olanaklardan
yararlanılabilir ancak sınırsız içeriğine sonsuz bir
güven duyulmamalıdır.
Çeviri eserler de en az kaynak metin kadar
önemli ve başlı başına bir eserdir, çevirmenler
de ortaya koydukları ürünle bir yazara
dönüşürler.
18. Gök kuhhanin äit](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209082722266695-3894389.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerin öner
insan
o 5ns
nier
Çevirmenler görünmezdir. Aslında bir yazarın kita-
bının çevirisini okurken o yazarın cümlelerini değil,
çevirmenin o cümleleri aktarmak için seçtiği keli-
meleri, ifadeleri okuruz. Her çeviri bir yeniden ya-
zım sürecidir. Çevirmen işin sonunda aslında yeni
bir eser ortaya koyar. Her kelimenin çevirisi ayrı bir
karar gerektirir. Bir kelimenin çeviri yapılan dilde
birçok karşılığı olabilir. O kelimenin cümle içeri-
sindeki, paragraf içerisindeki hatta bölüm ve kitap
içerisindeki yeridir çevirmenin bir kelimeyi diğerine
tercih etmesine neden olan. Bir kitabı birkaç farklı
çevirmene verirseniz hepsinden birbirinden farklı
çeviriler gelecektir. Bu anlamda, çevirmenin hem
rolü hem de sorumluluğu çok büyüktür. Dikkatli
okurların, çevirmenin altına girdiği işin değerinin
farkında olduklarını düşünüyorum.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan
çıkarılabilecek bir yargıdır?
A) Çeviri yapmanız için çeviri yapacağınız dile ait
kelime grupları ve bir kelimeye ait tüm anlamları
çok iyi bilmeniz ve o dile ait gramer bilgisine
sahip olmanız gerekir.
B) Çevirmen için ana dilinden sonra yabancı bir dil
öğrenilmesi gerektiğinde alternatiflerin arasında
en avantajlı dil İngilizcedir.
Her şeyden önce çevirinin bir bilim dalı
olduğu ve anlam biliminin bir alt başlığı olarak
araştırmalara konu olduğu bilinmelidir.
D) İyi bir metin çevirisi için elektronik ortamın
sunduğu inanılmaz geniş olanaklardan
yararlanılabilir ancak sınırsız içeriğine sonsuz bir
güven duyulmamalıdır.
Çeviri eserler de en az kaynak metin kadar
önemli ve başlı başına bir eserdir, çevirmenler
de ortaya koydukları ürünle bir yazara
dönüşürler.
18. Gök kuhhanin äit
![19. Yaratıcı yazıyı kalıplara sığdırmayı edebiyata edilmiş
beri, okuduğu yapıtı Batı'dan aldığı akımlara, yöntem-
büyük bir haksızlık olarak görmeye başladığımdan
lere göre açıklamaya çalışan eleştiri anlayışından
uzak durmayı da öğrendim. Edebiyatın da dışına düş-
mek olarak gördüğüm bu yaklaşımın edebiyat yapıt-
larını gerçekten anladığını da sanmıyorum.
Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini an-
latmak istemiştir?
A) Bir yapıtın bir yazınsal türün bütün niteliklerini
eksiksiz taşıyamayabileceğini
B) Eser eleştirilerinde Batı'dan alınan kriterlerin de-
ğil ulusal kriterlerin gözetilmesi gerektiğini
C) Edebiyatımızda yetkin eleştirmen sayısının olduk-
ça az olduğunu
D) Edebiyat sahasında geniş bir birikime sahip ol-
mayan birinin edebî yapıtları eleştirmesinin yan-
lış olduğunu
E) Roman ve öyküleri verili bir kalıba sığdırmaya ça-
lışarak açıklamanın boşuna bir çaba olduğunu](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209085521811954-4992924.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler19. Yaratıcı yazıyı kalıplara sığdırmayı edebiyata edilmiş
beri, okuduğu yapıtı Batı'dan aldığı akımlara, yöntem-
büyük bir haksızlık olarak görmeye başladığımdan
lere göre açıklamaya çalışan eleştiri anlayışından
uzak durmayı da öğrendim. Edebiyatın da dışına düş-
mek olarak gördüğüm bu yaklaşımın edebiyat yapıt-
larını gerçekten anladığını da sanmıyorum.
Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini an-
latmak istemiştir?
A) Bir yapıtın bir yazınsal türün bütün niteliklerini
eksiksiz taşıyamayabileceğini
B) Eser eleştirilerinde Batı'dan alınan kriterlerin de-
ğil ulusal kriterlerin gözetilmesi gerektiğini
C) Edebiyatımızda yetkin eleştirmen sayısının olduk-
ça az olduğunu
D) Edebiyat sahasında geniş bir birikime sahip ol-
mayan birinin edebî yapıtları eleştirmesinin yan-
lış olduğunu
E) Roman ve öyküleri verili bir kalıba sığdırmaya ça-
lışarak açıklamanın boşuna bir çaba olduğunu
![3. 1. Günümüzde koleksiyon denince akla ilk gelen, pul
koleksiyonculuğudur.
N
II. Bundan sonra para koleksiyonculuğu gelmektedir.
III. Pul koleksiyonculuğu, yerli ve yabancı pullar
şeklinde kategorize edilmektedir.
IV. Çünkü en kolay bulunabilecek ve ucuz koleksiyon
materyali puldur.
V. Bu koleksiyonculuk da pul koleksiyonculuğunda
olduğu gibi yerli ve yabancı paralar olarak ikiye
ayrılır.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
ec
KC
po
g
S
K
5.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209090042375843-2427511.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler3. 1. Günümüzde koleksiyon denince akla ilk gelen, pul
koleksiyonculuğudur.
N
II. Bundan sonra para koleksiyonculuğu gelmektedir.
III. Pul koleksiyonculuğu, yerli ve yabancı pullar
şeklinde kategorize edilmektedir.
IV. Çünkü en kolay bulunabilecek ve ucuz koleksiyon
materyali puldur.
V. Bu koleksiyonculuk da pul koleksiyonculuğunda
olduğu gibi yerli ve yabancı paralar olarak ikiye
ayrılır.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
ec
KC
po
g
S
K
5.
![(1) TUBITAK kriptoloji uzmanlarının yaptığı
araştırmalarda dört hastalık ile genler arasındaki
ilişki ortaya çıkarıldı Türkiye'de ilk defa insan
genomunun dizilendiği araştırmalar yapıldığını
açıklayan uzmanlar, Klippel-Feil sendromu olarak
bilinen ve doğuştan gelen boyun omurgasındaki
oluşum bozukluğuyla ilgili genin tespit edildiğini
açıkladılar. (III) Genetik bir bozukluğun bulunup
bulunmadığı ve türler arasındaki farklılıklar DNA
parmak izi yöntemiyle belirlenebilmektedir. (V)
Bunun yanında damarların kontrolsüz genişleme-
si sonucu ortaya çıkan tümörler ile ilgili genetik
tabanlı mekanizmaların aydınlığa kavuşturulduğu-
nu ifade ettiler. Diğer iki hastalığın ise doğuş-
tan gelen, kafa ve yüz bölgesinde ciddi oluşum
bozukluklarına neden olan genler olduğunu
bildirdiler.
.
Numaralandırılmış cümlelerin hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A)1
B) IV
D) IV
E) V](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230208173647405702-3894389.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler(1) TUBITAK kriptoloji uzmanlarının yaptığı
araştırmalarda dört hastalık ile genler arasındaki
ilişki ortaya çıkarıldı Türkiye'de ilk defa insan
genomunun dizilendiği araştırmalar yapıldığını
açıklayan uzmanlar, Klippel-Feil sendromu olarak
bilinen ve doğuştan gelen boyun omurgasındaki
oluşum bozukluğuyla ilgili genin tespit edildiğini
açıkladılar. (III) Genetik bir bozukluğun bulunup
bulunmadığı ve türler arasındaki farklılıklar DNA
parmak izi yöntemiyle belirlenebilmektedir. (V)
Bunun yanında damarların kontrolsüz genişleme-
si sonucu ortaya çıkan tümörler ile ilgili genetik
tabanlı mekanizmaların aydınlığa kavuşturulduğu-
nu ifade ettiler. Diğer iki hastalığın ise doğuş-
tan gelen, kafa ve yüz bölgesinde ciddi oluşum
bozukluklarına neden olan genler olduğunu
bildirdiler.
.
Numaralandırılmış cümlelerin hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A)1
B) IV
D) IV
E) V
![an, an-
Onun
Landir-
mi uzun
yorum
ir baş-
ne koy-
lamak
insan-
kurabi-
nu ger-
nanla-
ulardan
la geti-
türleri
ansıtan
irsiniz?
rı sizce
mi geçi-
ni belir-
dan et-
ineler-
taşıyor
vreniz-
39 - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Usta işi, hikâye ve romanlarıyla tanıdığımız Muzaf-
fer İzgü'nün çocuk edebiyatımızda özgün bir yeri var-
dir. (II) Gerek kendi yazdıkları gerek derlemeleriyle bu
alanda seçkin örnekler vermiştir. (III) Yazdığı çocuk
romanlarının o duyarlı ve insancıl dünyası, çocukların
edebiyat tadı almaya başlamasında etkili olmuştur.
(IV) Bülbül Düdük adlı çocuk romanı, büyük okurların
da beğeniyle okuduğu bir başyapıt olarak ünlenmiştir.
(V) Yazar çizgisini korursa çocuk edebiyatının önde
gelen isimlerinden biri olmaya devam edecektir.
39. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı-
dakilerden hangisi yanlıştır?
P
A) 1. cümlede, değişik türdeki eserleriyle yazın dün-
yamızda farklı bir yer edindiği belirtiliyor.
B) II. cümlede, eserlere dair bir beğeni ifade ediliyor.
C) III. cümlede, yapıtların içeriğine dair bilgi veriliyor.
DN. cümlede, sözü edilen eserin hitap ettiği kitle
açıklanıyor.
E) V cümlede, koşula bağlı bir öngörü dile getiriliyor.
40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde-
ki altı çizili bölüm çıkarılırsa cümle "nesnel" bir nite-
lik kazanır?
A) I
B) II
CIIL
D) IV E) V
D](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230208080810907896-5034848.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceleran, an-
Onun
Landir-
mi uzun
yorum
ir baş-
ne koy-
lamak
insan-
kurabi-
nu ger-
nanla-
ulardan
la geti-
türleri
ansıtan
irsiniz?
rı sizce
mi geçi-
ni belir-
dan et-
ineler-
taşıyor
vreniz-
39 - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Usta işi, hikâye ve romanlarıyla tanıdığımız Muzaf-
fer İzgü'nün çocuk edebiyatımızda özgün bir yeri var-
dir. (II) Gerek kendi yazdıkları gerek derlemeleriyle bu
alanda seçkin örnekler vermiştir. (III) Yazdığı çocuk
romanlarının o duyarlı ve insancıl dünyası, çocukların
edebiyat tadı almaya başlamasında etkili olmuştur.
(IV) Bülbül Düdük adlı çocuk romanı, büyük okurların
da beğeniyle okuduğu bir başyapıt olarak ünlenmiştir.
(V) Yazar çizgisini korursa çocuk edebiyatının önde
gelen isimlerinden biri olmaya devam edecektir.
39. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı-
dakilerden hangisi yanlıştır?
P
A) 1. cümlede, değişik türdeki eserleriyle yazın dün-
yamızda farklı bir yer edindiği belirtiliyor.
B) II. cümlede, eserlere dair bir beğeni ifade ediliyor.
C) III. cümlede, yapıtların içeriğine dair bilgi veriliyor.
DN. cümlede, sözü edilen eserin hitap ettiği kitle
açıklanıyor.
E) V cümlede, koşula bağlı bir öngörü dile getiriliyor.
40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde-
ki altı çizili bölüm çıkarılırsa cümle "nesnel" bir nite-
lik kazanır?
A) I
B) II
CIIL
D) IV E) V
D
![TYT
37. Cenap Şahabettin büyük bir şairdi. Çok önemli bir ko-
nuda yanıldı. Dilin değişmeyeceğini sandı, gezi yazıla-
rinda kullandığı dili şiirlerinde kullanmaktan kaçındı.
Türkçenin er geç egemen olacağına inansaydı ne
olurdu? Cenap Şahabettin'in şiir dili öyle bir eskidir
öylesine anlaşılmaz oldu ki bugün bu şiirleri yabancı
bir şairin dizeleriymiş gibi çevirileriyle anlıyoruz. Bu da
şiirlerindeki tadı yavanlaştırıyor.
Bu parçadan, Cenap Şahabettin'le ilgili olarak aşa-
ğıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Edebiyatımıza farklı türlerde eserler kazandırdığı-
na
B) Şiirlerinde yabancı sözcükleri çok kullandığına
C) Gezi yazılarında daha sade bir dil tercih ettiğine
D) Şiirlerinde daha çok kişisel duyuları işlediğine
E) Şiirlerindeki güzelliğin, dilin eskiliğiyle gölgelendi-
ğine](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230208081444496346-5034848.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT
37. Cenap Şahabettin büyük bir şairdi. Çok önemli bir ko-
nuda yanıldı. Dilin değişmeyeceğini sandı, gezi yazıla-
rinda kullandığı dili şiirlerinde kullanmaktan kaçındı.
Türkçenin er geç egemen olacağına inansaydı ne
olurdu? Cenap Şahabettin'in şiir dili öyle bir eskidir
öylesine anlaşılmaz oldu ki bugün bu şiirleri yabancı
bir şairin dizeleriymiş gibi çevirileriyle anlıyoruz. Bu da
şiirlerindeki tadı yavanlaştırıyor.
Bu parçadan, Cenap Şahabettin'le ilgili olarak aşa-
ğıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Edebiyatımıza farklı türlerde eserler kazandırdığı-
na
B) Şiirlerinde yabancı sözcükleri çok kullandığına
C) Gezi yazılarında daha sade bir dil tercih ettiğine
D) Şiirlerinde daha çok kişisel duyuları işlediğine
E) Şiirlerindeki güzelliğin, dilin eskiliğiyle gölgelendi-
ğine
![33. italyan yazar Luigi Pirandello'nun hikâyelerinin hepsini
okumadımsa da okuduklarımı beğendim diyebilirim.
Oyunlarında yüksekten atmayı andırır bir hâli olan
yazar, öykülerinde öyle değildir. Hikâye kişileri daha
savunmak, izleyicileri düşündürmek ister. Bir gerginlik
sıcak ve canlıdır. Oyunlarında hep bir görüşü
vardır oyunlarında. Hikâyeleri hayatı yansıtan bir ayna
gibidir. Kimi zaman dil açmazlarıyla karşılaşsanız da
hikâyeleri okurken yine de keyif alıyorsunuz.
Bu parçadan hareketle İtalyan yazarın hikâyeleriyle
ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A Yaşamın içinden konular etrafında örgülendiği
B) Kahramanlarının samimi ve candan olduğu
CDilsel yönden eleştirilecek yönlerinin olduğu
D) Yazarın kimi iletilerini barındırdığı
E) Okura, yaşanmışlık duygusu verdiği](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209071633868992-3387682.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler33. italyan yazar Luigi Pirandello'nun hikâyelerinin hepsini
okumadımsa da okuduklarımı beğendim diyebilirim.
Oyunlarında yüksekten atmayı andırır bir hâli olan
yazar, öykülerinde öyle değildir. Hikâye kişileri daha
savunmak, izleyicileri düşündürmek ister. Bir gerginlik
sıcak ve canlıdır. Oyunlarında hep bir görüşü
vardır oyunlarında. Hikâyeleri hayatı yansıtan bir ayna
gibidir. Kimi zaman dil açmazlarıyla karşılaşsanız da
hikâyeleri okurken yine de keyif alıyorsunuz.
Bu parçadan hareketle İtalyan yazarın hikâyeleriyle
ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A Yaşamın içinden konular etrafında örgülendiği
B) Kahramanlarının samimi ve candan olduğu
CDilsel yönden eleştirilecek yönlerinin olduğu
D) Yazarın kimi iletilerini barındırdığı
E) Okura, yaşanmışlık duygusu verdiği
![18.(1) Müzeler, tarihe tanıklık eden ve toplumsal bellek
yaratan kurumlardır. (II) 18. yüzyılın ortalarında
Avrupa'da, büyük ve görkemli kraliyet saraylarının
müzelere dönüşmeye başlamasının nedeni de budur.
(III) Devletin gücünün, toplumun kültür düzeyinin
belirleyicisi olarak tanımlanan ve art arda açılan
uluslararası müzeler; aynı zamanda ait oldukları
devletlerin tarihinin de belgeleridir. (IV) Avrupa kıtasını
ve Fransa'nın en önemli sarayı olarak yüzyıllarca
ülkenin gücünün simgesi olan Paris Louvre Sarayı'nın
1793 yılında müze olarak yeniden tasarlanmaya
başlanması ve müze kimliğine kavuşturulması, aslında
Fransa ve tarihinin ne kadar da önemli olduğunun
kanıtıdır. (M) Sanayileşen dünyanın sanatla kurduğu
bağlara iyi bir örnek teşkil eden müzelere, modern
mimarileri ve koleksiyonlarıyla değer biçilmiştir.
t
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
C) II
ima
D) IV E)
DE](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209071527788338-3387682.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler18.(1) Müzeler, tarihe tanıklık eden ve toplumsal bellek
yaratan kurumlardır. (II) 18. yüzyılın ortalarında
Avrupa'da, büyük ve görkemli kraliyet saraylarının
müzelere dönüşmeye başlamasının nedeni de budur.
(III) Devletin gücünün, toplumun kültür düzeyinin
belirleyicisi olarak tanımlanan ve art arda açılan
uluslararası müzeler; aynı zamanda ait oldukları
devletlerin tarihinin de belgeleridir. (IV) Avrupa kıtasını
ve Fransa'nın en önemli sarayı olarak yüzyıllarca
ülkenin gücünün simgesi olan Paris Louvre Sarayı'nın
1793 yılında müze olarak yeniden tasarlanmaya
başlanması ve müze kimliğine kavuşturulması, aslında
Fransa ve tarihinin ne kadar da önemli olduğunun
kanıtıdır. (M) Sanayileşen dünyanın sanatla kurduğu
bağlara iyi bir örnek teşkil eden müzelere, modern
mimarileri ve koleksiyonlarıyla değer biçilmiştir.
t
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
C) II
ima
D) IV E)
DE
![acak
cü
E) V
20. Aşağıdakilerden hangisi "Yazının planı, metnin
gidişatına nasıl bir katkı sunar?" sorusuna cevap
vermektedir?
A) Klasik anlatılar, kapalı yapı özelliği gösterir. Özellikle
erken dönem ürünlerinde rastlanan bu anlatım
tarzında yazar, okura fazla alan bırakmadan
söylemek istediklerini bütünüyle dile getirir.
B) Kült eserler, toplumca kabul gören yaygın
görüşlerin ve toplumsal kodların yeniden, üstelik
kolayca üretilmesine imkân tanır. Böylelikle okurun
istendik davranışları kazanması, edebiyat
aracılığıyla kolaylaşır.
C) Kurmacalarda çoğunlukla ideolojik bir mutluluk
tarifi verilir ve bu, herkesin hemfikir olduğu bir tarif
biçiminde sunulur. Hâl böyleyken günlük hayattan
farklı olarak iyi kahramanlar ödüllendirilip kötü
kahramanlar cezalandırılır.
D) Mutlu sonlar tüm dünyada önemsenir. Çünkü film
ya da roman boyunca yaratilan heyecan, korku,
endişe, merak, gerilim gibi duyguların tümü sonda
yatıştırılır. Mutlu sonda ulaşılan denge, her zaman
var olan egemen değer ve düşünce kalıpları
uyarınca gerçekleşir.
E) Girişte olaylar ve kahramanlar tanıtılır, gelişmede bu
kahramanlar arasındaki çatışmaya yer verilerek
çözülmesi gereken bir düğüm kurgulanır, sonuçta
seyircinin zihninde soru işareti bırakmayacak bir
kapanış sağlanır. Bu durum, anlatıya netlik ve
kesinlik kazandırır.
LIMIT YAYINLARI
5](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209071544243608-3387682.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceleracak
cü
E) V
20. Aşağıdakilerden hangisi "Yazının planı, metnin
gidişatına nasıl bir katkı sunar?" sorusuna cevap
vermektedir?
A) Klasik anlatılar, kapalı yapı özelliği gösterir. Özellikle
erken dönem ürünlerinde rastlanan bu anlatım
tarzında yazar, okura fazla alan bırakmadan
söylemek istediklerini bütünüyle dile getirir.
B) Kült eserler, toplumca kabul gören yaygın
görüşlerin ve toplumsal kodların yeniden, üstelik
kolayca üretilmesine imkân tanır. Böylelikle okurun
istendik davranışları kazanması, edebiyat
aracılığıyla kolaylaşır.
C) Kurmacalarda çoğunlukla ideolojik bir mutluluk
tarifi verilir ve bu, herkesin hemfikir olduğu bir tarif
biçiminde sunulur. Hâl böyleyken günlük hayattan
farklı olarak iyi kahramanlar ödüllendirilip kötü
kahramanlar cezalandırılır.
D) Mutlu sonlar tüm dünyada önemsenir. Çünkü film
ya da roman boyunca yaratilan heyecan, korku,
endişe, merak, gerilim gibi duyguların tümü sonda
yatıştırılır. Mutlu sonda ulaşılan denge, her zaman
var olan egemen değer ve düşünce kalıpları
uyarınca gerçekleşir.
E) Girişte olaylar ve kahramanlar tanıtılır, gelişmede bu
kahramanlar arasındaki çatışmaya yer verilerek
çözülmesi gereken bir düğüm kurgulanır, sonuçta
seyircinin zihninde soru işareti bırakmayacak bir
kapanış sağlanır. Bu durum, anlatıya netlik ve
kesinlik kazandırır.
LIMIT YAYINLARI
5
![D) IV.
5. Avrupa kıtasının değişik bölgelerinde, değişik tarihlerde
farklı özellikler gösteren ve başlangıçta, dini propaganda
yı hedefleyen romanesk mimari, 10. yüzyıldan başlayarak
12. yüzyıla kadar Avrupa sanatına yön vermiştir.
E) V.
Bu cümleden romanesk mimari ile ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisine ulaşılamaz?
A Bölgelere göre farklı özellikler taşıdığına
B) Avrupa sanatında önemli bir yerinin olduğuna
C) 10-12. yüzyıllarda parlak dönemini yaşadığına
D) Dünyaya Avrupa'dan yayıldığına
Temelini dinsel düşüncenin oluşturduğuna
TÜRKÇE](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209063821599303-1527088.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerD) IV.
5. Avrupa kıtasının değişik bölgelerinde, değişik tarihlerde
farklı özellikler gösteren ve başlangıçta, dini propaganda
yı hedefleyen romanesk mimari, 10. yüzyıldan başlayarak
12. yüzyıla kadar Avrupa sanatına yön vermiştir.
E) V.
Bu cümleden romanesk mimari ile ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisine ulaşılamaz?
A Bölgelere göre farklı özellikler taşıdığına
B) Avrupa sanatında önemli bir yerinin olduğuna
C) 10-12. yüzyıllarda parlak dönemini yaşadığına
D) Dünyaya Avrupa'dan yayıldığına
Temelini dinsel düşüncenin oluşturduğuna
TÜRKÇE
![Füruzan'ın dil anlayışı sanat anlayışıyla paralellik gösterir.
"Toplum için sanat" anlayışını benimseyen Füruzan sade
bir dil kullanır. Füruzan'ın dili sade olduğu kadar çoğul
okumalara da imkân sağlayan bir dildir. Monolojik söylemi,
imgelerle örülü yapısı ise onu şiire yaklaştırmaktadır.
"Füruzan'ın dilindeki şiirsellik Haydar Ergülen'in Ece
Ayhan'ın öyküdeki kız kardeşidir." şeklindeki sözünde
ifadesini bulur: Tesadüf değil elbette Füruzan'dan söz
ederken bu usta şairlerin de aklıma gelmesi. Yoksulların
onurunu koruyan bir öykücü olan Füruzan, benim için aynı
zamanda sözcüklerin de onurunu koruyan bir şairdir. Aykırı
ve hırçın ustamız, iyi ki öyledir. Ece Ayhan'ın Füruzan,
hikâyeye saygınlık kazandırmıştır, demesi de boşuna
değildir. Biri devlet dersinde öldürülen çocukların şairi, biri
de hem parasız yatılı çocukların hem de öykücülüğümüzün
onurunu büyüten bir usta. Füruzan'ı da eserlerindeki
konuları, kaygıları ve yenilikçi tutumuyla en çok Ece
Ayhan'a benzetiyorum. Gerçekten de sanki onun öyküdeki
kız kardeşidir.
39. Bu parçadan hareketle Füruzan'ın eserleri ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Toplum yararına oluşturduğu
B Imgelerden yararlandığı
C) Siirlerinin Ece Ayhan'ınkine benzediği
D) Fakirlere yer verdiği
E) Şairaneliğe yer verdiği
40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
Füruzan ile Ece Ayhan'ın benzeyen özelliklerinden biri
değildir?
A) Toplum için sanat anlayışıyla eser vermeleri
B) Alanlarında usta kadın sanatçı olmaları
C) Eserlerinde aynı konuları işlemeleri
D) Eserlerine yansıttıkları endişeleri
E) Yeniliğe açık yaklaşımları](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230209034424958848-1655545.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerFüruzan'ın dil anlayışı sanat anlayışıyla paralellik gösterir.
"Toplum için sanat" anlayışını benimseyen Füruzan sade
bir dil kullanır. Füruzan'ın dili sade olduğu kadar çoğul
okumalara da imkân sağlayan bir dildir. Monolojik söylemi,
imgelerle örülü yapısı ise onu şiire yaklaştırmaktadır.
"Füruzan'ın dilindeki şiirsellik Haydar Ergülen'in Ece
Ayhan'ın öyküdeki kız kardeşidir." şeklindeki sözünde
ifadesini bulur: Tesadüf değil elbette Füruzan'dan söz
ederken bu usta şairlerin de aklıma gelmesi. Yoksulların
onurunu koruyan bir öykücü olan Füruzan, benim için aynı
zamanda sözcüklerin de onurunu koruyan bir şairdir. Aykırı
ve hırçın ustamız, iyi ki öyledir. Ece Ayhan'ın Füruzan,
hikâyeye saygınlık kazandırmıştır, demesi de boşuna
değildir. Biri devlet dersinde öldürülen çocukların şairi, biri
de hem parasız yatılı çocukların hem de öykücülüğümüzün
onurunu büyüten bir usta. Füruzan'ı da eserlerindeki
konuları, kaygıları ve yenilikçi tutumuyla en çok Ece
Ayhan'a benzetiyorum. Gerçekten de sanki onun öyküdeki
kız kardeşidir.
39. Bu parçadan hareketle Füruzan'ın eserleri ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Toplum yararına oluşturduğu
B Imgelerden yararlandığı
C) Siirlerinin Ece Ayhan'ınkine benzediği
D) Fakirlere yer verdiği
E) Şairaneliğe yer verdiği
40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
Füruzan ile Ece Ayhan'ın benzeyen özelliklerinden biri
değildir?
A) Toplum için sanat anlayışıyla eser vermeleri
B) Alanlarında usta kadın sanatçı olmaları
C) Eserlerinde aynı konuları işlemeleri
D) Eserlerine yansıttıkları endişeleri
E) Yeniliğe açık yaklaşımları
![22. Denemenin edebî bir tür olarak dünya edebiyatında
öncülüğünü Fransız yazar Michel de Montaigne (1533-1592)
yapmıştır. Onun Kalem Denemeleri ya da Denemeler
adlı eseri, bu türün ilk örneği olarak kabul edilmektedir.
Montaigne'in denemeleri kilisenin yanlış bir uygulamayla
belirli sınırlar içinde izin verdiği düşünce, bilgi, sanat
üretimi anlayışına karşı bir tepki hareketi olarak doğdu.
Onun denemeleri, herhangi bir dine, kitaba, kanuna,
toplum kurallarına, geleneğe bağlı olmayan serbest
düşünce alıştırmaları olarak ortaya çıktı. İnsan iradesinin
acizliğinden yola çıkarak kötümser bir dünya görüşünü
telkin eden Montaigne, daha sonraları epik üryen ve
hümanist yaklaşımlara eğilim duymuştur. İngiliz yazar
Francis Bacon (1561-1626), 1597'de denemelerini
"Essays: Tokluk veren değil de daha çok tat veren tuz
taneleri" olarak tanımlamıştır. O, farklı olmayan başlıklar
seçmesine rağmen kıskançlık, zenginlik, diyalog, nesne
ve durum değişiklikleri gibi kısa, öz, öğretici ve daha ciddi
konulara eğilmiştir. Denemeler adlı kitabında daha çok
felsefi düşüncelerini ortaya koymaktadır.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Montaigne'in Denemeler adlı eserinin bu türün ilk
örneği olduğuna
B) Montaigne'in daha çok varlık ve bilginin bilimsel
yönüyle ilgili konuları işlediğine
C) Montaigne'in, denemelerini herhangi bir unsura bağlı
kalmadan yazdığına
D) Bacon'in, denemelerine Montaigne'den farklı olmayan
başlıklar koyduğuna
E) Bacon'ın denemelerinin didaktik ve ağırbaşlı olduğuna](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230208100610846710-1655545.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler22. Denemenin edebî bir tür olarak dünya edebiyatında
öncülüğünü Fransız yazar Michel de Montaigne (1533-1592)
yapmıştır. Onun Kalem Denemeleri ya da Denemeler
adlı eseri, bu türün ilk örneği olarak kabul edilmektedir.
Montaigne'in denemeleri kilisenin yanlış bir uygulamayla
belirli sınırlar içinde izin verdiği düşünce, bilgi, sanat
üretimi anlayışına karşı bir tepki hareketi olarak doğdu.
Onun denemeleri, herhangi bir dine, kitaba, kanuna,
toplum kurallarına, geleneğe bağlı olmayan serbest
düşünce alıştırmaları olarak ortaya çıktı. İnsan iradesinin
acizliğinden yola çıkarak kötümser bir dünya görüşünü
telkin eden Montaigne, daha sonraları epik üryen ve
hümanist yaklaşımlara eğilim duymuştur. İngiliz yazar
Francis Bacon (1561-1626), 1597'de denemelerini
"Essays: Tokluk veren değil de daha çok tat veren tuz
taneleri" olarak tanımlamıştır. O, farklı olmayan başlıklar
seçmesine rağmen kıskançlık, zenginlik, diyalog, nesne
ve durum değişiklikleri gibi kısa, öz, öğretici ve daha ciddi
konulara eğilmiştir. Denemeler adlı kitabında daha çok
felsefi düşüncelerini ortaya koymaktadır.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Montaigne'in Denemeler adlı eserinin bu türün ilk
örneği olduğuna
B) Montaigne'in daha çok varlık ve bilginin bilimsel
yönüyle ilgili konuları işlediğine
C) Montaigne'in, denemelerini herhangi bir unsura bağlı
kalmadan yazdığına
D) Bacon'in, denemelerine Montaigne'den farklı olmayan
başlıklar koyduğuna
E) Bacon'ın denemelerinin didaktik ve ağırbaşlı olduğuna
![k ki,
dok-
biri-
imi,
Dr.
ve
'lü
Ş-
7-
k
e
18. Rudgers Üniversitesinden bilim insanları, geniş kit-
lelerce kabul edilen yere düşen yiyeceklerin 5 sani-
ye içinde yerden alındığında güvenli olduğu görüşü-
nü çürüttüler. Yere düşen bir gıdaya bakteri transferi
olması, yerden ne kadar hızlı aldığınıza bağlı değil.
Gıda bilimlerinde uzman olan Profesör Donald Sc-
haffner; nem, yüzey tipi ve temas süresinin tümüy-
le (cross contamination) çapraz bulaşma ile ilgili ol-
duğunu keşfetti. Bakteri akışı bir saniyeden az süre-
de başlıyor. Elde edilen bulgular Amerikan Mikrobi-
yoloji Topluluğunun Applied and Environmental Mic-
robiology dergisinde yayınlandı. "Popüler görüş olan
5 saniye kuralı, yiyecek yere düştükten sonra ça-
bucak alınırsa güvenlidir çünkü bakterilerin transfer
için zamana ihtiyacı vardır sanısına dayanıyor." diyor
Schaffner.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılabilir?
A) Bakterilerce ele geçirilmiş bir yüzeye düşen reçel
türü gıda, yüzeyden kısa sürede alınsa da güvenli
değildir.
B) Amerikan Mikrobiyoloji Topluluğu'nun başarısı,
hiç ele alınmamış bir konuya değinmeleriyle gel-
miştir.
C) Gida bilimlerinde nem, yüzey tipi ve temas süresi,
diğer ögelerden önce göz önünde bulundurulur.
1
B
B
D) Popüler görüş olan 5 saniye kuralı, çocukların
kendi aralarında uydurduğu bir efsaneden doğ-B
muştur.
E Yiyecek yere düştükten sonra çabucak alınırsa
güvenlidir, kuralı sadece kupkuru gıdalar için doğ-
rudur.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230208223006129007-4743792.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerk ki,
dok-
biri-
imi,
Dr.
ve
'lü
Ş-
7-
k
e
18. Rudgers Üniversitesinden bilim insanları, geniş kit-
lelerce kabul edilen yere düşen yiyeceklerin 5 sani-
ye içinde yerden alındığında güvenli olduğu görüşü-
nü çürüttüler. Yere düşen bir gıdaya bakteri transferi
olması, yerden ne kadar hızlı aldığınıza bağlı değil.
Gıda bilimlerinde uzman olan Profesör Donald Sc-
haffner; nem, yüzey tipi ve temas süresinin tümüy-
le (cross contamination) çapraz bulaşma ile ilgili ol-
duğunu keşfetti. Bakteri akışı bir saniyeden az süre-
de başlıyor. Elde edilen bulgular Amerikan Mikrobi-
yoloji Topluluğunun Applied and Environmental Mic-
robiology dergisinde yayınlandı. "Popüler görüş olan
5 saniye kuralı, yiyecek yere düştükten sonra ça-
bucak alınırsa güvenlidir çünkü bakterilerin transfer
için zamana ihtiyacı vardır sanısına dayanıyor." diyor
Schaffner.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılabilir?
A) Bakterilerce ele geçirilmiş bir yüzeye düşen reçel
türü gıda, yüzeyden kısa sürede alınsa da güvenli
değildir.
B) Amerikan Mikrobiyoloji Topluluğu'nun başarısı,
hiç ele alınmamış bir konuya değinmeleriyle gel-
miştir.
C) Gida bilimlerinde nem, yüzey tipi ve temas süresi,
diğer ögelerden önce göz önünde bulundurulur.
1
B
B
D) Popüler görüş olan 5 saniye kuralı, çocukların
kendi aralarında uydurduğu bir efsaneden doğ-B
muştur.
E Yiyecek yere düştükten sonra çabucak alınırsa
güvenlidir, kuralı sadece kupkuru gıdalar için doğ-
rudur.