Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

i ya k e Palme Yayınevi 36. PLM/002/22 ITALYA'DA YILBAŞI KUTLAMALARI NEDENİYLE 400'DEN FAZLA EVCİL HAYVAN ÖLDÜ! Tüm dünyada yeni yıl kutlamaları geride kaldı. Fakat kutlamalar, yüzlerce hayvanın canına mal oldu. Italya'da yeni yıl kutlamalarında kullanılan havai fişekler nedeniyle 400'ün üzerinde evcil hayvanın öldüğü bildirildi. Italyan basınının Italya Çevre ve Hayvanları Koruma Derneği tarafından yayımlanan verilere dayandırdığı haberde, yeni yıl kutlamalarında kullanılan havai fişekler nedeniyle en az 400 kedi ve köpeğin yaşamını yitirdiği belirtildi. Haberde, yüksek sesten korkan yüzlerce hayvanın da korkarak kaçtığı kaydedildi. II. HAVAİ FİŞEKLER CANLILAR İÇİN TEHDİT! Eğlence, kutlama ve düğün gibi organizasyonlarda kullanılan havai fişekler, gürültü kirliliğinin yanı sıra içinde bulunan kimyasal ve zehirli gazların havaya karışmasıyla insanlar dahil birçok canlının sağlığını ve yaşamını olumsuz etkiliyor. Atılan havai fişeklerin çok sayıda kuşun korkudan ya da yanarak ölmesine yol açtığı da biliniyor. Bu köşe yazılarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İkisinde de okuyucu bilgilendirilmektedir. B) Birinci yazı ikinci yazıda söylenenlere örnek oluşturmaktadır. C) Iki yazı da kendi içinde tutarsızlıklar barındırmaktadır. D) Güncel bir konunun olumsuz etkilerine değinilmektedir. E) Her ikisinde de gerekçeli yargılara yer verilmiştir.

Sabahattin Kudret Aksal, oluşmakta olan öyküler de yazarak öykü metninde birtakım katmanlara yer verir. Bu katmanlar metni çoğul anlamlara ve metafor evrenine açar. Aksal, kendine özgü dünyasını farklı bir biçim ve üslupla ifade eden öykücülerdendir. • Yaratıcılık ve deneyselliğe eğilimli günümüz okurları, Sabahattin Kudret Aksal'ın öykülerinde er nice anlamsal derinliklerle, özgün yeniliklerle or karşılaşacak ve bu keşif yaşantısına has edebiyatın zarif güzellikleriyle buluşacaklar. Bu iki parçadan çıkarılacak ortak sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Başkasına benzemeyen bir öykücülüğü giyinen Aksal'ın yapıtlarında anlam derinliğini, yenilikçi üslubu,sanatlı söyleyişi günümüz okurları gözden kaçırmayacaklardır. B) Bilinçli okuyucular için yaratıcı yazarlık öykülerde karşılarına çıkar ve bu beklentilerini başka türlerle karşılayamazlar. C) Sabahattin Kudret Aksal'ı diğer yazarlardan ayıran en önemli nitelik söyleyişteki doğallığı ve okuyucu tarafından yadırganmamasıdır. D) Çeşitli türlerde yapıt veren Aksal, gelenekçi çizgiden ödün vermeden okuyucusuyla buluşuyor ve onlara yoğun öyküler sunuyor. Z n r. le E) Aksal, yazdığı öykülerde okuyucusunun beklentisine kulak verip karmaşık öyküler kuruyor ve içeri biçimden daha çok önemsiyor. ir ek

27. "Üstüne düşmek." İşte bizim gibi yazmadan yaşayamayanlara lazım olan şey bu. Çok da fazla önemsemeden ama savsaklamadan yapmamız gereken şey, biteviye üstüne düşmek. Çünkü bazen günlerin yapamadığını yıllar yapabilir. Çünkü bazen üstüne düştüğümüzde şahane bir iz bırakabiliriz. Çünkü bazen üstüne düştüğümüzde kendimiz oluruz. İşte o kendimiz olduğumuz anlar, kendi metnimizi yazdırır bize. Bıraktığımız bu izi çok az insan fark edecektir ama önemli değil. Kalıcı bir iz bıraktıysan önünde sonunda fark edilecektir. Kalıcı ses diye bir şey yok ancak her metin tekrar okunduğunda kendi atmosferini yeniden yaratacaktır. Insan dünyaya iğneyle tutturulmuş gibi. Teyelli gibi. Yazmak belki o dikiş izini sıkılamaktır. Bu da az şey değil. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yazın ustaları, yapıtlarıyla çok uğraşmak, işlerinin peşini bırakmamak zorundadır. B) Yazınla uğraşan kişi, geçerli bir neden olmaksızın işini geciktirmemeli, zamanında yapmalıdır. C) Sanatta yaratıcılık, sanatçının kendini dış dünyadan soyutlamasıyla elde edilir. D) Özgünlüğü yakalayan bir yazarın farkına-hemen olmasa bile-mutlaka varılacaktır. E) Gerçek bir yazın yapıtının ortaya çıkması bazen yıllar alabilir,

29. Klasikler doğaları gereği her döneme hitap eder ve aralarından bazıları bazı dönemlerde popüler olur. Popüler olmasının o döneme özgü değişik nedenleri vardır. Bu noktada eser klasikliğinden, niteliğinden bir şey kaybetmez ve aynı zamanda o eseri okumak, almak, bulundurmak, göstermek vb. moda hâline gelir. Son yıllarda dünya edebiyatından Zweig ve Kafka kitaplarını, Türk edebiyatından Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sını buna örnek verebiliriz. Bu parçaya göre klasikler ile ilgili, I. Her çağa seslenebilecek nitelikte eserlerdir. II. Bazıları, bazı dönemlerde o döneme özgü nedenlerle ön plana çıkabilirler. III. Yazarlarının ustalık dönemi eserleridir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III E) II ve III

B 28. Üç temel gidamız var. proteinler, yağlar ve karbonhidratlar (unlu ve şekerli gıdalar). Karbonhidratlar sindirim yoluyla emilip kana geçip karaciğerde glikoza yani şekere dönüşür. Oradan kana salınıp ancak ortamda insülin denen hormon varsa hücrelere girebilir. Çeşitli nedenlerle metabolizma bozulduğu zaman hücreler şekerle beraber gelen insülini içeri alamazlar. Şekerin içeri alınabilmesi için daha fazla insülin gerekir. İşte bu durum insülin direnci olarak adlandırılır. Pankreas, kanda şeker yükselmesin ve hücreler enerji için şekeri içlerine alabilsin diye üretimi artırır. Artan insülin üretimi, damar sertliği ve daha birçok hastalığın ortaya çıkmasına neden olur çünkü insülin yağ depolatan bir hormondur. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle 1. Fazla insülinin damar sertliği ya da başka hastalıklara yol açması II. Şekerin hücrelere girebilmesi içi daha fazla insüline ihtiyaç duyması III. Hücrelerin şekerle gelen insülini bünyesine alamaması durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? C) Yalnız III A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) II ve III

35. Yalnızlık! İşte sanatın en yaratıcı hâli, zemini, temeli, iklimi... Kendi sesini bulmanın yolu biraz da yalnızlıktan geçer. Biraz da değil, epey bir yalnızlıktan geçer. Yalnızken kendini ölçersin, kendi sesini ölçersin. Başkalarının sesi bulaşmadan kendi sesini yakalamalısın. Bu niye bu kadar önemli? Tek başınayken daha çok kendin olursun da ondan. Kendiliğin, kendiliğinden geliverir. Başkalarıyla olduğunda bunu beceremezsin. Sen piyanist değilsin, binlerce kişinin karşısına çıkıp bir eseri çalmayacaksın. Bazen yeni bir dünya yaratmak için başka dünyalara kendini kapatman gerekir. Sen yalnızkensin! Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? FRIES A) Sanatçı kendini yalnızken daha iyi değerlendirir. B) Yalnızlık, yaratıcılığın olmazsa olmazıdır. C) Kişi özgünlüğe yalnızken yazdıklarıyla ulaşır. D) Sanatçı; dış dünyayı değil, kendini anlatmalıdır. E) Sanatta yaratıcılık ancak yalnızken mümkündür.

Yavaş Akma'nın kapağını açmadan önce kitabın içinde kapalı ve soyut şiirler bulmayı zaten bekliyordum. Ne kadar doğru bir tutum olduğu tartışılır tabli ama sadece sosyal medyadaki aşinalığıma dayanarak Merve Çanak'ı, bu tür zor metinlere ve çevirilere eğilimli bir yazar olarak görüyordum. Yani kitapta koyu şiirler bulsaydım şaşırmayacaktım, onları anlamak için uğraşmaya da hazırlıklıydım. Fakat Yavaş Akma benim beklediğimden de çetin ceviz çıktı! Üstelik sorun cilt, baskı veya punto boyutu ile de ilgili değildi. Kapalının kapalısı, anlamı olabildiğince saklayan kısacık şiirlerden devşirilmiş bu küçük kitap beni. zorladı. Anlamak için uğraşmayı değerli bulurum, pek çok kez yapmışımdır da bu yolda başka türlü yürümek de mümkün değildir zaten. Ama anlamak için yorulmak? Ondan o kadar emin değilim... 37. Bu parçada söz edilen kitabın asıl eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarının sosyal medyada çok fazla görünmesi B) Bireysel temalı, soyut şiirlere yer verilmesi C) Anlaşılmak için gerekenin üstünde çaba istemesi D) Yazarının belli temalara saplantılı olması E) Kendini kolayca ele veren şiirlerden oluşması

z Kayıtlarımız yapıldı, göğüs numaralarımız geldi, çantamızı tes- lim aldık ve işte büyük gün geldi çattı. Sabah tüm ekip Acıba- dem'de toplandık. Belli etmiyordum ama kalbim küt küt atıyor- du. Otobüsle maratonun başlayacağı noktaya geldiğimizde çok doğru bir yolda olduğumu anladım. Bu kadar kalabalık, bu ka- dar yaşı benden çok çok fazla insan, bu kadar engelli varken ben evde otursaydım gerçekten çok üzülürdüm. Bu parçada 4. korku, II. heyecan, III. kaygı duygularından hangileri belirgindir? -A) Yalnız B) Yalnız II D) Ive l E) II ve III Yalnız III

Celsus Kütüphanesi, kültürel zenginliğiyle döneminin en önemli merkezlerinden biri olan ve tarihe adını yazdıran antik Efes şehrinde inşa edilmiştir. Kütüphane, MS 135 yılında Asya eyaletinin yöneticisi Julius Celsus Polemaeanus onuruna oğlu Gaius Julius Aquila tarafından yaptırılmış anıtsal bir yapıdır. Iskenderiye ve Pergamon kütüphanelerinden sonra tarihin en önemli ve en büyük kütüphanelerinden biri olan Celsus Kütüp- hanesi günümüz kütüphanecilik anlayışına ek olarak sanatsal bir yapı özelliği de sergilemiştir. Cephesi çok zengin şekilde skenefrons mimarisinin esaslarına uyularak süslenmiştir. Süs olarak kullanılanlar arasında heykel, kabartma ve bunları çev- releyen sütun ve alınlıklardır. Ancak bu eserlerin çoğu şimdi Müzesinde sergilenmektedir. Viyana Bu parçada Celsus Kütüphanesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? ✓ A) Bazı parçalarının turistik amaçla taşındığına B Efes şehrinin en önemli anıtsal yapısı olduğuna C) Seçkin bir zümre tarafından inşa ettirildiğine D) Mimarisinde sanatsal kaygı güdüldüğüne ✓ E) Günümüz kütüphaneciliğine fikir verdiğine

sumu e tut uma an: 5. İnsanlar durup ara verdiklerinde ruh hållerinin farkı-un va na varırlar. O anda hissettikleri sevinci deneyimler- ler. İnsanın durup kendi ontolojik varlığının farkına varması, yaşadığı dünyada zamanı durdurarak iç âleminde yapacağı yolculuğa hazırlanması, bir bakıma kendini bulma evresidir. Zaman yavaşla- dığında güzelliklerin ve insanın kendisini tanıma erdeminin serpilip çiçekler açtığı gizli bir bahçeye ulaşmak mümkün olur. İşte o zaman Bu parçanın sonuna, var olma nedenin üzerinde düşünmek için kendini yine kendine, iç dünyana davet edersin. ağ II. yoğun hayatın ortasında bir mola vererek, durup derinlemesine düşünme fırsatı bulursun. . insan hız ve tüketim kültürü içerisinde erimeye başlayarak pasif ve ne yaptığını bilemeyen bir nesneye dönüşür. yargılarından hangileri getirilemez? signen A ve Il B) Yalnız I Cve III D) Yalnız EXYalnız III 111-V-IV-1 oluble bric

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde binlerce yıllık tarihî birikimine ve doğal güzellikler yönünden zenginliğine karşın Türkiye'den, yedisi kültürel, ikisi karma (kültürel ve doğal) olmak üzere, yalnız dokuz miras bulunması- nin farklı nedenleri var Akla ilk gelen, restorasyondaki kalitesizlikler, şehirleşmedeki düzensizlikler veya ko- ruma bilincindeki eksiklikler gibi yetersizlikler, aslında alt sıralarda yer alıyor/ Uzmanlara göre Dünya Mirası, Listesi'nde iyi temsil edilmememizin asıl nedeni, yö- netim ve projelendirme konularındaki birtakım eksik- liklerdir. İstanbul ve Göreme'nin 1985 yılında, diğer yedi mirasın ise sonraki iki yıl içinde listeye alınma- sının ardından, 1990'lardan itibaren listeye alınmak için Dünya Mirası Adaylık Dosyalarının hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir. 2000 yılından sonra da bu tür kültürel koruma alanlarının yönetiminin net bir şekilde ortaya konulduğu orta ve uzun vadeli planlar yapılması ön şart olarak ileri sürülmüştür. kerja basmu 1. Bu parçaya göre, Dünya Mirası Listesi'nde Türkiye'den az sayıda mirasın bulunmasının nede- ni aşağıdakilerden hangisidir? to Listeye girebilmek için gerekli koşullara uyan eserlerin bulunmaması Listeye girecek eserlerde aranan niteliklerin son dönemde yapılan bir çalışmayla değiştirilmiş ol- ması Türkiye'de yer alan varlıkların doğal değil kültürel yönlerinin ağır basıyor olması Türkiye'de çevre koruma bilincinin ancak 2000'li yıllardan sonra gelişmiş olması Listeye girebilmek için birtakım yeni koşullara uyma zorunluluğunun getirilmiş olması

adar kes- mla- ge- elin hriş sa- bu Isa 70- bu an u- INFORMAL YAYINLARI 3. ve 4. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Ben romanlarımı planlayarak yazmam. Kurgu, yazmanın bana verdiği bütün coşkuyu, zevki yok ediyor. Bana göre ki- tap yazmak, otların arasında parlak renkli bir ipin ucunu bulup ipi heyecanla kaynağına kadar takip etmektir. Bazen ip kopu- verir ve ortada öylece kalıverirsiniz. Ama ip bazen de -şanslı, cesur ve kararlıysanız- sizi bir defineye götürür. Ve define hiç- bir zaman o kitaptan kazanabileceğiniz para değildir; define, yazdığınız kitaptır. 3. Bu sözleri söyleyen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? Yazdıklarıyla, okurun kafasında soru işaretleri belirmesini amaçlamaktadır. B) Romanlarında gerçek ve düş iç içe geçmiştir. C) Kullandığı dil kolay anlaşılır değildir. D) Romanlarında anlattıklarını bir sonuca bağlamamaktadır. E) Yazma, severek yaptığı bir iştir. (2010-ALES) 1 +-- ri ir

ST-91 po- adi, tür ndi Se Kara Kutu Kitapları 1. ve 2. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. TEST -9: 2000 yılında, Etiyopya'nın Dikika bölgesinde, 3,3 milyon yıl önce yaşadığına inanılan üç yaşındaki bir çocuğa ait fosil bu- lundu. Bu fosilin Australopithecus afarensis türüne ait olduğu ve bu türe ait bugüne kadar bilinen en eski fosil olan Lucy'den yüz elli bin yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor. "Selam" adı ve- rilen bu kız çocuğunun fosilinin eksik parçalarının bulunma- si dört yıl sürdü. Bütün kemik parçalarının bulunmasının ve onun bir çocuk olmasının, insanın evrimiyle ilgili önemli ipuç- ları vereceği düşünülüyor. Araştırmayı yapan bilim adamla- rına göre, ayak kemikleri ve diz yapısı çocuğun kesinlikle iki ayak üzerinde dik yürüdüğünü, kol kemiklerinin dizlere kadar inmesi ise tırmanabildiğini gösteriyor. Parmaklarının da çok daha kıvrımlı olması bu teoriyi destekliyor. Ayrıca kafatasının küçük olması beyninin küçük olduğunun bir göstergesi. Bu parçada "Selam" ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? Ne tür yiyeceklerle beslendiğine B) Hangi türün özelliklerini taşıdığına C) Kol kemiklerinin özelliğine İskeletinin tamamının bulunduğuna E) Kafatasıyla beyninin büyüklüğü arasındaki ilişkiye İNFORMAL YAYINLARI (2010-ALES)

4. Yurt dışında yazmakta önemli bir ayrım var. Bir yazarı; çocukluk algıları, ilk gençliği, içinde yaşadığı toplumsal ve ekonomik koşullar etkiler. Okumuş olduğu, sevdiği yazarlar etkiler. Ama yazarken anlık koşullar da etkileyici oluyor. Türkiye'de günlük yaşam son yıllarda o denli soyut, gerçek dışı ve gene öylesine acı boyutlara ulaşmıştı ki yazı yazmak anlamı yitmiş bir eylem. Bütün bu gerçeküstü acı gerçeğe uzaktan, yurt dışından bakmak, yazı yazmaya belli bir özgürlük ortamı hazırlıyor. Olumlu bir ortam... Bu parçaya göre Türkiye'de yazmanın anlamsızlığı aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumun yazıya ve yazara gereksinim duymaması B) Yazarın daha çok yazdıklarının dışında ele alınması C) Yazmak için sınırsız bir özgürlük alanı oluşturması D) Gerçeklerden uzak bir ortamın yaşama egemen olması Çok yoğun geçen günlük yaşamın yazmaya olanak vermemesi

Teknolojik üstünlüğün sanal bir üstünlük olması 25. Eser tam bir arı Türkçe ile yazılmıştır. Şiire, hikâyeye, romana hatta gazete makalesine giren öz Türkçe, her nedense tiyatro kapılarından girememiştir. Tiyatroda, bilinen dil kullanılmalı imiş, halk öz Türkçeyi anlamazmış. Türkçenin özleş- mesine karşı tiyatronun bu tutumu ilk defa Midas'ın Kulakları ile yıkılmıştır. Halkın anlamayacağını nereden biliyorlar? Şu anlaşılmıyor mu? - Midas, kulaklarını savun! - Midas, saatin geldi!.. Midas son çağrı! Anlamak için illa savun yerine müdafaa et, çağrı yerine davet mi demek gerek? Bu parçada söz edilen oyunun eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Diğer edebî türlerde kullanılan öz Türkçenin tiyatrodan esirgenmesi (B) Halkın bilinen dili daha iyi anlayacağı düşüncesi C) Öz Türkçenin, uygun edebiarlerde kullanılması gerektiği D) Midas'ın Kulakları oyununda ilk kez öz Türkçe kullanılması E Halkın öz Türkçeyi anlayamayacağı düşüncesi benzerlikler olduğunu düşünüyorum. Örneğin ağaç ne kadar zor şartlar altında da böyle değil midir? Zorlu şartlarda yetişmiş insanların

5. Popüler fantastik edebiyat uzun yıllardır editörü, yayıncısı ve okuruyla bütünleşmiş bir alt tür olarak varlığını sürdürüyor. Çoğu eser bu alt türün sınırlarından ayrılmadan, riske girmeden üretiliyor ve piyasaya bolca sürülüyor. Profesyonelleşmiş ve piyasaya bağımlı bir hâle getirilmiş yayın dünyasının üretim bantlarından çıkan, teknik olarak mükemmelleşmiş, sarkmaları önlenmiş. fazlalık olarak görülebilecek bölümleri atılmış, anlatım bozuklukları giderilmiş, dramatik yapısı sağlam kurulmus bir yığın fantastik hikâyeyi okurla buluşturduğunu söyleyebiliriz. Okur da bu türe fazlaca yakınlık gösteriyor Edebiyat jargonunda hafif kurgu adıyla da anılan bu eserlerin, kolay okunurluğu gözeten stratejileri, eserlerin ruhunu emen ve derinleşmeye karşı direnç gösteren bir yapıyı tercih ettiği de aşikâr. Popüler fantastik edebiyatla ilgili bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? L A) Kolay okunmasına B) Okunma oranlarının yüksekliğine C) Dil yanlışlığı açısından eksikliğine D) Teknik açıdan sorunsuzluğuna L E) Kurgu açısından olumlu yönüne