Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ştırma- e uzun atte bir marları- pozis- evşek klarda kışın- elliğini göre kan duğu, işa- de- olan yen imi- ne- Y esi- A YAYINLARI FS) 3. Paragrafın Yorumu kadınlara rastladığım Erkek diliyle yazan da oluyor, eserlerini okuduğumda kadın duklarına yemin edebileceğim erkekler tanıyorum. Cinsiyetin yazıdaki yansımalar özellikle dikkatimi çekiyor. Erkeklerin 0 Para er- keklikleriyle, kadınların kadınlıklarıyla nasıl hesaplaştığını izlemek, cinsel kodların nas da kolayca sızıp yazıda kendine yer açtığını görmek hem can sıkıcı hem öğretici. Bunun yaza- farkında olabilmek ve ötesine geçerek bilmek benim için çok önemli. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan Cl- karılabilecek bir yargı değildir? line A) Yazarın cinsel kimliğiyle dilsel seçimleri arasındaki ilişkiyi çözümlemek, okur için ilginç olabilir. B)Bir metinde, cinsiyete ait kodlar bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendine yer bula- bilmektedir. C) Yazarlar dil ve söylemleriyle kendi cinsel kimliklerini eserlerine yansıttıklarını fark etmeyebilirler. D) Eserlerinde karşı cinsin hassasiyetlerini dikkate alan bir yazar, ustalığa ulaşmış sayılmalıdır. TY E) Yazarın eserini yaratırken kendi cinsel kimliğinin dışına çıkabilmeyi başarması pek kolay değildir. (2016-YGS

18. İkiz metaforuna (simgesine) çok yabancı değiliz. Sinemada ve edebiyatta zaman zaman kullanılıyor. Akla ilk gelen de Orhan Pamuk'un "Beyaz Kale"si. Pamuk'un tarih üzerine yaptığı arkeolojik kazılarının ürünü olan bu kısa romanda 17. yy. Osmanlısından bir hikâye anlatılıyor. Napoli'ye ya- pılan deniz seferi sonrası tutsak edilen Venedikli bir köle, İstanbul'a getirilip satılır. Sahibiyle arasında bire bir ben- zerlik vardır. Zamanla yer değiştirirler. İlim ve fen üzerine sohbetler eden ikilinin yer değiştirme motifi, oldukça çarpı- ci göndermeler içermektedir. Bu roman da Dostoyevski'nin "Öteki” romanı gibi çok ilginç ama bir o kadar da göz ardı edilen bir roman olup Pamuk'un üslubunun yeni yeni ken- dini göstermeye başladığı dönemlere ait bir eser. Bu parçada üzerinde durulan romanın özellikleri ara- sında aşağıdakilerden hangisi yoktur? ab A) Romanın hak ettiği ilgiyi görmediği, B) Alegorik bir anlatımının olduğu C) Xazarının biçem özelliklerini tümüyle yansıttığı Dstü kapalı olarak verilen mesajların ilgi çekici olduğu E) Tarihsel araştırmalardan yararlanılarak yazıldığı

Deneme Sınavı - 08 21. İnsanlar kendi düşüncelerine hapsoldukları ve başka- larının zihinlerine doğrudan erişemedikleri için kendi kafalarının içinde devam eden düşünce süreçlerinin ev- rensel olduğunu varsaymaları cezbedici olabilir. İnsan- lar on, belki de yüz binlerce yıldır düşüncelerini dil ile ifade ediyor. Bu, türümüzün ayırt edici bir özelliği. Öyle ki bilim insanları dil kapasitesinin bizimle diğer hayvan- lar arasındaki temel fark olduğunu öne sürüyor. Düşün- celer hakkında konuşabildiğimiz sürece de birbirimizin düşüncelerini merak ediyoruz. Nevada Üniversitesinde araştırma psikoloğu olan Russell Hurlburt'un çalışma- ları, bazı insanların bir iç monoloğa sahip olmadığını gösterdi. Bu, kafalarında kendileriyle konuşmadıkları anlamına geliyor. Ve diğer araştırmalar, insanların söz- süz mantık problemleri üzerinde çalışırken beyinlerinin dil bölgelerini kullanmadıklarını gösteriyor. Çoğu insan, sembolize edilmemiş düşünceyle meşgul olduklarını bil- miyor. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmis olabilir? WARGIE A) insanı diğer canlılardan ayıran temel özellik nedir? B Dil hangi aşamalardan geçerek ortaya çıkmıştır? C) Dili kullanmadan düşünebilmek mümkün müdür? D) Konuşma ve dil becerileri modern insana özgü müdür? İnsan dışındaki canlıların kurduğu iletişim, dil olarak adlandırılabilir mi?

23. Şiir söz konusu olunca gerçekçilikten nefret ederim? diye bir şey aklımın köşesinden geçmez. Hatta daha da fazlası. Şiirin gerçeküstü ya da gerçekaltı olması için hiçbir nedeni yoktur, hatta şiir gerçekçiliğe karşı da ola- bilir, yeter ki bunu bütün şiir yanıyla yapsın gergesi aso Bu parçadan çıkarılabilecek asıl yargı aşağıdakiler- den hangisidir? A) Şiirde gerçekçilik söz konusu olamaz. B) Şiirin yapısı gerçekçiliğe uymaz. C) Şiirde gerçekçiliğe karşı olmamak gerekir. D) Şiir kalıplara sığdırılamaz. illa şu olsun dem E) Şiirin gerçeküstücü olması gerekir. yeterki sin Yayle y

Ne in sözcük şu kültür! Öylesine bol bulamac kavramlar yüklenmiş ki sirtina... Özellikle çağmuzda. Toplumların maddi ve manevi değerier bütünü, sonraki nesillere aktarimak istenen görgüler bileşkesi, topluma özgü düşünce biçimi, zevk ve eleştirme anlayışı, bireyin kazandığı bilgi gibi açıklamalar, kültür adına ortalıkta cirit atıyor. "Kendi kültürümüze dönelim.", "Kültür, bizim her şeyimiz.", "Bizim kültürümüz bize yeter.", "Yabancı kültürlerden sakinalim.", "Kültür, her şeyin üstünde." türünden kimi düpedüz bağnaz, kimi bağnazlığa eğilimli çığlıklar sanıyor çoğu kez ortalığ Kültür köçeklerinden, kültür bezirganlanndan geçilmiyor. Böylelikle kültür gerçekliğinin insan dünyasını var etmede oynadığı büyük rol, perdelenmiş oluyor. Bütün bunlara bakıp "kültür" sözcüğünden vazgeçmek doğru değil elbet. Tam tersine, "kültürün ne denli önemli bir yaşamsal kavram olduğunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıyız. 35. Bu parçanın yazarının yakındığı asıl durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Kültürün inanılmaz enginliğinin ister istemez kültür tartışmalarını da beraberinde getirmesi B) Kültür alanları ve kültür kalıplarının bütün bir hayatı kuşatacak şekilde genişleyip çatallaşması C) Kültür kavramının pek çok alana dâhil edilerek işlevinin silikleştirilmesi D) Kültürün, insan etkinliğinin ve eyleminin sonucundan başka bir şey olmadığı görüşünün yaygınlaşması E) Zamanla toplumsal yapı içerisinde kültür alanının daraltılarak gelişimine engel olunması IRVINIAVA LIMIT

arma steğinin 3D yayınları Gençlerin dil kullanımları; doğallık, kalite ve anlam E Genclerin dille ilişkilerinde rol modeller olmadığ sürece pirçok kültürel sorun yaşanacaktır. açısından dile zarar vermektedir. Binlerce yıl önce Babilliler başı göğe değen bir kule kendilerine ulaşmalarını istemediğinden kulenin yapım yapma sevdasına düşmüşler. Tanrılar, belki de insanlar durdurmaya karar vermişler. Bunun için de kule yapım çalışan işçilerin dillerini öyle bir karıştırmışlar ki sonund insanlar birbirlerini anlayamaz olmuşlar. Bana sorarsan bu dil karışıklığına çok şey borçluyuz. Farklı dillerin bambaşka güzellikleri ve inceliklerini, apayrı çekicilikteki söyleyişlerin albenisini... Belki de değişik dillerde, dahası değişik alfabelerde yazılmış şiirlerin, öykülerin, romanların yaşamımıza kattığı varsıllığı... Ne ki farklı dillerde düşünen, konuşan, yazan insanların birbirlerini, birbirlerinin düşündükleri ve yazdıklarını anlayabilmeleri ve okuyabilmelerinde de çevirmenlere borçlu sayılmaz mıyız? Bu parçanın iletisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Farklı dillerin olmasının farkında olmasak da yaşamımıza değerli katkıları vardır. Dil çeşitliliği bir zenginliktir ve çevirmen bunu bize temin eden değerli bir kişidir. Günümüzdeki kimi dil sorunlarının sebebi bazı tarihî Jayların yaşanmasıdır. rihteki olayların iyice anlaşılması, günümüzü de dinlatır. amdaki her farklılığın, bilinmezliğin anlam aka bir açıklaması

G. anlatmak gerçek sanat adamına özgü bir tavır değil- dir çünkü okurun bir şey bırakılmadığı zaman oku- run dünyası sınırlanmış olur. ==== Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda kilerden hangileri getirilmelidir? A) Popüler olanı - isteğine B) Güncel olayları - algı yeteneğine C) Her şeyi-hayal gücüne D) Fantastik unsurları - beklentilerine E) Gerçekleri-düşünme yeteneğine

Paragrafta Ana Düşür 1. Günümüzde daha çok insan, psikologların, psikiyatristlerin kapısını aşındırıyor. Neden bu ihtiyacı duyuyoruz? Çünkü kendimizle, ailemizle, ülkemizle, geçmişimizle, bugün yaşadıklarımızla zorumuz var ve soruların cevaplarını aramak için gidiyoruz. Psikologlara bu acının ne zaman geçeceğini, nasıl unutabileceğimizi soruyoruz. Acıya dayanma gücümüz azalıyor çünkü yeni dünya, acılarımızdan kurtulmamız ve mutlu olmamız gerektiğini kafamıza kakıyor. Bu sorular edebiyata, sanata giderek daha çok konu oluyor. Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmini hatırlayalım, hafızalarındaki aşkı sildiren âşıkların hikâyesini ya da Murat Gülsoy'un Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet adlı romanını. Bunlar çağımız insanının önemli soruları hâline geldi. 3. Gençliğin dil i üretim ve tük espriler o k demodeles düşen yıl ve karm: bir bikk da nite çıkıyo Bu parçada yazar, insanların içsel sorunlar yaşamalarının temel gerekçesi olarak aşağıdakilerden hangisini belirtmiştir? Bu aş: A

A) Kişileştirmeye yel B) Devrik cümleler kullanılmıştır. C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. Dolaylı anlatıma başvurulmuştur. E) Benzetme yapılmıştır. 16. (1) Iş planı, firmanın başarılı olabilmesi veya finansal açıdan varlığını sürdürebilmesi için neler yapılması gerektiğine ilişkin karar verme sürecinin en önemli adımıdır. (II) Detaylı bir şekilde hazırlanmış bir iş planı, işletme için gerekli olan finansman kaynaklarını, bunların nasıl sağlanacağını ortaya koyar ve kurulması düşünülen girişimin neden başarılı olacağını gösterir. (III) İş planı, girişimcinin başarılı bir girişim için kullanacağı ve işletmenin işleyişini tamamlamak için başvuracağı yol gösterici bir rehberdir. (IV) Bazı profesyonel alanlarda iş planı işletme planı, kredi başvurusu ya da yatırım analizi olarak da adlandırılabilmektedir. (V) Aslında iş planı sürecinin tümü, girişimciyi kurulması düşünülen işletme ile ilgili tüm unsurları analiz etmeye ve belirsizliklerin doğması durumunda etkin stratejiler hazırlamaya itmektedir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) II Coxin A) I K a ked D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz. 18

2022-TYT/Türkçe 32. • II. Bayezit de Haliç üzerine köprü yapılması için girişimlerde bulunmuştur. Durumdan haberdar olan Leonardo da Vinci bu inşaatın yapımı için talip olmuş ve çeşitli taslaklar iletmiştir. Ancak II. Bayezit bu teklifin gerçekleşme olanağı bulunmadığını düşünmüş ve reddetmiştir. Aynı şekilde Michelangelo'nun da bir çalışması olduğu bilinmektedir. II. Bayezitten sonra uzun bir süre köprü yapımı için herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. 5. yüzyıldan itibaren Haliç üzerinde köprü çalışmalanı başlamıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde Galata Köprüsü sadece iki kıyıyı değil, iki farklı dünyayı da birbirine bağlar. Bir tarafta Pera ve Galata bölgesi yani Batılıların ve Batılılaşmanın daha yoğun olduğu bir bölge, diğer tarafta saray ve eski İstanbul. Yazar Peyami Safa bu iki dünyadan ve bu dünyaları bağlayan köprülerden romanlarında bahsetmektedir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? AAynı konuya ilişkin saptamalar tarihsel yönüyle ele alınmaktadır. 33. Yapılan ölçüldü B) Aynı konu farklı örnekler üzerinden değerlendirilerek ortaya konmaktadır. C) Benzer konuların tarihsel, kültürel ve sanatsal yönü açıklanmaktadır. D) İki ayrı olgunun sanatsal açıdan kritiği yapılarak bir sonuca ulaşılmaktadır. a k E) Farklı konulara yönelik yapılan tespitler örneklendirilmektedir. ilgili so teknik merak ve ka aktifle bilgile Araşt tahm etkin daha Bu aşa A) B) C D

TYT/Türkçe 34. 1980 sonrası postmodern dönemece giren ve ileri düzeyde modern metinler de üreten Türk edebiyatı şimdilerde yeni bir dil, yeni bir söylem arayışı içerisinde. Gerçekliği yitirdik, mekândansa tamamen bağımsızız artık. Edebiyatçıların yıllar önce kurduğu en tuhaf, en olanaksız hayallerin gerçekleştiği noktadayız. Sanal gerçeklik üzerine sadece düşünmüyoruz nicedir, onunla yaşıyoruz. Edebiyatın bize bu yeni gerçeklik üzerinden soracağı sorular, vereceği cevaplar, kuracağı ça- tışmalar da olmalı öyleyse. İnsanlığın en sevdiği şey yıldız- lara bakıp hayaller kurmakken hâlâ, yitirilen şiirselliği yeni- den bulmalı. Kültürel karşılığını ne modernizmde ne de tam olarak postmodernizmde bulamayan akıl çağı, yarattığı ka- ra delikten artık ruha da iyi gelecek bir şeyler çıkarmalı. Bu parçada yazar vurgulamak istediği düşünceyi aşağı- dakilerden hangisinde açıklamış olabilir? A) Edebiyat, üreteceği yeni söylemlerle sanat anlayışların- daki hızlı değişimlerin yok ettiği geleneksel dili ve anla- yışı yeniden okurun bilinç dünyasına taşımalıdır. B) Birbirinden farklı sanat anlayışına sahip yazın toplulukla- rının, okurun edebiyata olan ilgisini "bayağı" veya "seç- kin" biçiminde tanımlaması öncelikle sanatın özüne ay- kırıdır. C) içinde bulunduğumuz zaman diliminde dönemin gerek- tirdiği yazınsal donanıma sahip sanatçıların sorgulayıcı ve bireyi temele alan bir yaklaşım sergilemesi gerekir. 0 Düşünsel alandaki gelişim ve değişimlere bağlı olarak sanat da zamanın ruhuna uygun bir yönelişle insanın kendi özüne ilişkin arayışlarına ışık tutabilecek çözüm- ler üretmelidir. E) Bizim sanatsal bir atılım gerçekleştirmeye yönelik yeter- li kültürel birikimimiz var ancak bu birikimi değerlendi- rebilecek usta sanatçılarımız, dilsel kaygılarla yenilikler- den uzak duruyor. KÖŞEBİLGİ Yayınları 35. Faull Döşe ca v mış kuş mar en biya dirr ge 35 -UR

B) 4) D) E) Konu seçiminde titiz davranmak, daha nitelikli ürünler ortaya koymak için yeterli midir? Farklı yazın türlerinde yazan yazarların tutumları nasıl yorumlanmalıdır Sanatçıya yönelik yapılan eleştirilerde hangi kıstaslar daha belirleyicidir? Sanat eserleri hangi kriterler göz önünde bulundurularak değerlendirmelidir? g 22. Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığı ve yürekliliğini göstermeyen insanda aramalıdır. Bu parçada sözü edilen aydınlanma kavramı, aşağıdakilerin hangisinde doğru tanımlanmıştır? İnsanın kendi aklını başkalarına kiralamadan cesaretini ortaya koymasıdır. B) Bireyin, aklını kullanma azim ve cesaretini göstermesidir. C) İnsanın, fikirlerini açık yüreklilikle ve büyük bir cüretle ifade etmesidir. D) Kişinin, ahlak kurallarına aykırı davranışlarından kurtulup olgunlaşmasıdır. E) Hataların bilincine varılıp bundan bir netice elde edilerek yaşama bakmaktır. g akc

ürünler i nasıl aslar k n e 8 kendine Zor durumdan geçirir biçim vermesi doğru olsa bile bir kısıtlama ifade eder. D) Sevgiyle yapılan her iş kalbimizi harekete ancak nefretín girdiği bir gönül kapısı kendi içinde sıkışıp kalır. E) Başından aşkın dertleriyle insan, içine düştüğü çaresizliği ancak doğru olana yönelmekle aşabilir. 24. Küreselleşme olgusu ile birlikte özellikle metropollerde kendini gösteren insanın yalnızlığı ve çaresizliği postmodernistlerin sık sık öne sürdüğü bir husustur. Ancak bu sorun modern sanatçılarca da işlenilen bir konudur. Bu anlayışlar arasındaki temel farklılık kullanılan teknik ve uygulama ya da aktarma şeklinden kaynaklanmaktadır. Bir diğer ayrım da postmodernistlerin modernizmin seçkinciliğini eleştirerek sanatın popülist bir çerçeveye oturtulması gerektiğini, sanatçının tam bir özgürlük içinde herhangi bir misyonu olmaksızın kitlenin beğenisinin sanatsal üretim için yeterli olduğu inancını taşımasıdır. Yani postmodern sanat herhangi bir toplumsal eleştiri iddiası taşımadan estetik ölçütlerini popülizm ve eklektizim üzerine kurmaktadır. Bu parçayla ilgili olarak; 1. Postmodernizmin kaynağı küreselleşme olgusudur. II. Metropollerde yaşanan yalnızlık, küreselleşmeyle birlikte doğmuştur. III. Postmodern sanatta ölçü, toplumun beğeni anlayışıdır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? B) Yalnız II A) Yalnız I K D) I ve III E) II ve III C) Yalnız III Diğer sayfaya geçiniz.

2022-TYT/Türkçe 28. Yazının yaşama kazandırdığı ivmeyi kendimizi ifadeye olanak sağlaması, bilgi, fikir ve duygu aktarımını mümkün kılması açılarından düşündüğümüzde yazmak, zamanı durdurup her okunuşta insanın içindeki dinamizmi yeniden harekete geçiren büyülü bir eylemdir. Gizli anlamları keşfetmek, yenilerine kapı aralamak gibi sevimli bir bilgiçliği vardır yazmanın. Sesin yetmediği yerde dile devadır yazı. Kelimelerin cümleye bağlılıkları noktasında fikir ve his ifadelerinin kalıcılığını sağlayan vefadır. Hafızaların zamana yeniliş zaafının aksine, unutmayış gücünü her daim bilgimiz dâhilinde tutma yetkinliğini insana bahşeden bir sadakat ehlidir. Kaydedilenlerin bütün değişmezliğiyle muhafazasında tam bir güvenilirliğe sahip erdemli bir tanıktır. Geçmişi şimdiki zamana tanış kılan, bilge benlikleri, bilgi ve sanat mirası olarak geleceğe armağan eden bir kültür köprüsüdür. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazının yaşama kazandırdığı ivmelerden biri olarak söylenemez? A) İçinde bulunulan anda insanın içsel kıpırdanışını canlandırması B) Kaydedilen bilgiyi olduğu gibi koruyarak geleceğe taşıması C) Saklı duyguları ortaya çıkararak bir anısal belleğe dönüştürmesi D) Düşüncenin iletimini sağlayıp kişinin kendisini anlatmasına fırsat sunması R Hatırlattığı geçmişi yaşanmamış bir zamana aktarması 29. Çoğu büyü Nitel ke açık oldu her uygu gibi zam gird duy işle Baz kate insa hat yet- gös yar çıld Bu ha A) B C & E

2022-TYT/Türkçe 32. II. Bayezit de Haliç üzerine köprü yapılması için girişimlerde bulunmuştur. Durumdan haberdar olan Leonardo da Vinci bu inşaatın yapımı için talip olmuş ve çeşitli taslaklar iletmiştir. Ancak II. Bayezit bu teklifin gerçekleşme olanağı bulunmadığını düşünmüş ve reddetmiştir. Aynı şekilde Michelangelo'nun da bir çalışması olduğu bilinmektedir. II. Bayezit'ten sonra uzun bir süre köprü yapımı için herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. ● 5. yüzyıldan itibaren Haliç üzerinde köprü çalışmaları başlamıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde Galata Köprüsü sadece iki kıyıyı değil, iki farklı dünyayı da birbirine bağlar. Bir tarafta Pera ve Galata bölgesi yani Batılıların ve Batılılaşmanın daha yoğun olduğu bir bölge, diğer tarafta saray ve eski İstanbul. Yazar Peyami Safa bu iki dünyadan ve bu dünyaları bağlayan köprülerden romanlarında bahsetmektedir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? $200 A) Aynı konuya ilişkin saptamalar tarihsel yönüyle ele alınmaktadır. B) Aynı konu farklı örnekler üzerinden değerlendirilerek ortaya konmaktadır. C) Benzer konuların tarihsel, kültürel ve sanatsal yönü açıklanmaktadır. D) İki ayrı olgunun sanatsal açıdan kritiği yapılarak bir sonuca ulaşılmaktadır. E) Farklı konulara yönelik yapılan tespitler örneklendirilmektedir. 33. Yapılan ölçüldü. ilgili sor teknikle merakı ve kau aktifle bilgile Araşt tahmi etkinl daha Bu E aşa A) kc B) C D

. Bu ortam ile, bireylerin (hikâye kişisi ya da okuyucu) top- lumsal ya da sistem içindeki konumlarının farkına varma- larını sağlamak amaçlanmaktadır. II. Apartman, Arabalar, Beş Kuruşa'da (Kağnı) zengin-yok- sul; Sıcak Su'da (Ses) jandarma-köylü; Ayran'da (Yeni Dünya) yine zengin-yoksul karşıtlığına dayanan durum- lar, kişiler, olaylar, bu formüle uydurularak tanımlandığın- dan şematizme düşülmüştür. III. Sabahattin Ali'nin hikayelerinde, hemen her toplumsal tabaka ya da her sınıftan insana yer verilmiş olmakla bir- likte, ağırlıklı olarak köylü, eşraf, bürokrat, aydın, dok- torlar, kadınlar, mahpuslar, jandarma ve işçilerin olduğu görülür. IV. Yani sınıflar arası karşıtlığa dayanan, mekâna da bağlı olarak değişen türevleriyle ele alınan bu formül roman estetiğini ikinci plana iter. V. Bu şahıs kadrosuyla belirginleşen mekân da önemlidir: taşra, sisteme ait idari ve adli kurum ve kişilerle hatta sermaye sahibi (eşraf) ile halkın karşı karşıya olduğu or- tam. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? BY II A) I f C) II DY IV E) V