Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

25. Vücut şekli insan vücuduna benzeyecek şekilde
üretilen robotlara "insansı robot" adı verilir. Genel
olarak insansı robotlar bir baş, gövde, iki kol ve iki
bacağa sahiptir. Bazı insansı robotlar insan vücu-
dunun yalnızca bir kısmı model alınarak yapılmış
olabilir, sadece bel üstü ya da bel altı gibi. İnsansı
robotların kimileri doğrudan insan uzuvlarına benze-
yon ağız, burun, gözler, kulaklar gibi uzuvlara sa-
hiptir. En son modeller içinde yüz ifadeleri geliştirme
özelliğine de sahip, konuşan, sorduğunuz sorulara
yanıt veren ve insan derisine çok benzeyen biçimde
yüzü, elleri kaplanmış, neredeyse bire bir insan ka-
fası görünümüne sahip kafası ve elleri olan insansı
robotlar da üretilmiştir. Insansı robotlarda aranan en
önemli özellik; yürürken, eğilip kalkarken, hızlı yürür
ya da koşarken dengesini yitirmeyecek özellikte üre-
tilmiş olmasıdır.
Bu parçada "insansı robotlar" ile ilgili aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Insana tam plarak benzeyen ya da sadece belli
özellikleri benzeyenlerinin üretildiğine
B) Aranan en önemli özelliklerinin hareket hâlinde
iken dengelerini yitirmemeleri olduğuna
C) Dış görünümlerinin gerçek bir insana çok fazla
benzeyenlerinin de geliştirildiğine
D) Bir insanın yapabildiği pek çok şeyi kendi başına
yapabildiğine
E) İnan fizyolojisi ve hareketleri model alınarak ta-
sarlandığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
25. Vücut şekli insan vücuduna benzeyecek şekilde üretilen robotlara "insansı robot" adı verilir. Genel olarak insansı robotlar bir baş, gövde, iki kol ve iki bacağa sahiptir. Bazı insansı robotlar insan vücu- dunun yalnızca bir kısmı model alınarak yapılmış olabilir, sadece bel üstü ya da bel altı gibi. İnsansı robotların kimileri doğrudan insan uzuvlarına benze- yon ağız, burun, gözler, kulaklar gibi uzuvlara sa- hiptir. En son modeller içinde yüz ifadeleri geliştirme özelliğine de sahip, konuşan, sorduğunuz sorulara yanıt veren ve insan derisine çok benzeyen biçimde yüzü, elleri kaplanmış, neredeyse bire bir insan ka- fası görünümüne sahip kafası ve elleri olan insansı robotlar da üretilmiştir. Insansı robotlarda aranan en önemli özellik; yürürken, eğilip kalkarken, hızlı yürür ya da koşarken dengesini yitirmeyecek özellikte üre- tilmiş olmasıdır. Bu parçada "insansı robotlar" ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Insana tam plarak benzeyen ya da sadece belli özellikleri benzeyenlerinin üretildiğine B) Aranan en önemli özelliklerinin hareket hâlinde iken dengelerini yitirmemeleri olduğuna C) Dış görünümlerinin gerçek bir insana çok fazla benzeyenlerinin de geliştirildiğine D) Bir insanın yapabildiği pek çok şeyi kendi başına yapabildiğine E) İnan fizyolojisi ve hareketleri model alınarak ta- sarlandığına
n.
#k
6
Paragraf Denemeleri
5. Karakuş'un şiirinde iletinin çarpıcılığı; söz dizi-
minin uyumunda özenle seçilmiş, törpülenmiş
sözcüklerle, anlam ve ses yoğunlukları denge-
lenmiş sözcüklerin yerindeliklerinden ileri gelir.
Söylemindeki çekicilik; bilgili, görgülü, yumu-
şak başlı, çelebi kişiliğin ürünüdür. Evrensel
duyarlığa ulaşmanın öncelikli koşulu, etkilenim
alanı geniş bir dil yaratmaktan geçmez mi?
Bence Karakuş, şiirinde sanatın gücünü ön
plana çıkaran, doğrudan bildirinin çemberine
hapsolmayan ender şairlerimizden biridir.
Bu parçada sözü edilen şairle ilgili olarak
aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
A) Sözcük seçiminde oldukça titiz davranan
biridir.
B) Ulusallığın ön amaç olmadığı bir eserle ev-
renselliğin yakalanamayacağını düşünür.
C) Eserlerindeki anlam ve ses uyumu dikkat-
leri çekmektedir.
D) Vermek istediği mesajın ilgi çekici bir anla-
tımı vardır.
E) Anlam ve dil arasında sağlam bir köprü
kurmayı başarmıştır.
Copul
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
n. #k 6 Paragraf Denemeleri 5. Karakuş'un şiirinde iletinin çarpıcılığı; söz dizi- minin uyumunda özenle seçilmiş, törpülenmiş sözcüklerle, anlam ve ses yoğunlukları denge- lenmiş sözcüklerin yerindeliklerinden ileri gelir. Söylemindeki çekicilik; bilgili, görgülü, yumu- şak başlı, çelebi kişiliğin ürünüdür. Evrensel duyarlığa ulaşmanın öncelikli koşulu, etkilenim alanı geniş bir dil yaratmaktan geçmez mi? Bence Karakuş, şiirinde sanatın gücünü ön plana çıkaran, doğrudan bildirinin çemberine hapsolmayan ender şairlerimizden biridir. Bu parçada sözü edilen şairle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) Sözcük seçiminde oldukça titiz davranan biridir. B) Ulusallığın ön amaç olmadığı bir eserle ev- renselliğin yakalanamayacağını düşünür. C) Eserlerindeki anlam ve ses uyumu dikkat- leri çekmektedir. D) Vermek istediği mesajın ilgi çekici bir anla- tımı vardır. E) Anlam ve dil arasında sağlam bir köprü kurmayı başarmıştır. Copul
(1) Eski Yunan'da kitap okuyucularının işi hiç de kolay değil-
di. (H) Çünkü o dönemde günümüzdeki gibi kitap ciltleri yok-
tu. (III)/Dönemin insanları kâğıdı bilmediklerinden hayvan
derisi kullanıyordu yazmak için. (V) Bugün kitap fiyatlarının
geçmişe oranla artmasının sebebi de budur (V) ilginç bir
teknikle üst üste yığdıkları bu deriler bazen aşırı sıcaklara
maruz kalıyordu. (VI) Aşırı sıcaklar da kitapların kurtlanma-
sına neden oluyordu. (VII) Dolayısıyla okuyucunun bu kitap-
da- ları okuması da neredeyse imkânsızlaşıyordu.
ilir
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatı-
mın akışını bozmaktadır?
B) NI
ok
iz.
ve ALT
TV
DIV
EVI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
(1) Eski Yunan'da kitap okuyucularının işi hiç de kolay değil- di. (H) Çünkü o dönemde günümüzdeki gibi kitap ciltleri yok- tu. (III)/Dönemin insanları kâğıdı bilmediklerinden hayvan derisi kullanıyordu yazmak için. (V) Bugün kitap fiyatlarının geçmişe oranla artmasının sebebi de budur (V) ilginç bir teknikle üst üste yığdıkları bu deriler bazen aşırı sıcaklara maruz kalıyordu. (VI) Aşırı sıcaklar da kitapların kurtlanma- sına neden oluyordu. (VII) Dolayısıyla okuyucunun bu kitap- da- ları okuması da neredeyse imkânsızlaşıyordu. ilir Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatı- mın akışını bozmaktadır? B) NI ok iz. ve ALT TV DIV EVI
31-
lin
min
rsa
irisi
ysa
yun-
rina
erini
rşılık
uz?
er ne-
ylene-
min ga-
8.
Sanatın, yaşamın bir parçası olarak kabul edildiği
halk şiirinde ise bütün ömekler, sevgililer, kuşlar, yerlidir.
Anadoluludur. Çünkü halk ozanı, duyduğu değil, gördüğü
kuşu işler şiirinde. Bu şirlerde, divan şirlerindeki doğa-
dişi varlıklan göremeyiz. Sözgelimi, halk şiirinde atmaca
tavuğu yer, pillici kapip uçar. Divan şirinde ise, güzelin
gözleri olan doğan şairin gönlünü avlar.
---
Bu paragrafın giriş cümlesi düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Divan şiirinde tarih boyunca halktan kopuk bir
sanat anlayışı vardı
B) Divan şiirinde süslü, sanath anlatıma ağırlık veril-
miştir
C) Divan şairleri, şiirlerinde halktan kopuk, yüksek
zümre bir sanat anlayışı sergilemiştir
D) Edebiyatımızın her dalında olduğu gibi şiirimizde
de ulusal değil evrensel ögeler ağırlıktadır
E) Sanatın yalnızca bir süs aracı olarak ele alındığı
divan yazınında aşını yabancılaşma görülür
SH
Yazarken daha önce oluşturduğum fişlerden alıntı-
lardan yararlanırım ama çoğunu elemeye de büyük
özen gösteririm. "Oh, denemeyi bitirdim!" dedim mi,
bu doğru değildir. Asıl curcuna ondan sonra başlaya-
caktır. Deneme yeniden okunacak, kimi yerler yine atı-
lacak, kimi yerlere yeni eklemeler yapılacaktır. Bunun
için de hiç tez canlılık göstermem. Hiçbir şeyi zorla-
madan ortaya koymak en önde gelir. Bir kaplumbağa
yürüyüşüyle ilerlemeye çalışırım. Ama bir karınca gibi
de sağa sola saldırırım.
Bu sözleri söyleyen kişi, yazdıklarıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
A) Başka yazarları taklit ettiğine
B) Sabırsız biri olmadığına
C) Titiz bir şekilde yazdığına
D) Yazdıklarında daha önce oluşturduğu malzemeler-
den yararlandığına
E) Yazdıklarının üzerinde değişiklikler yaptığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
31- lin min rsa irisi ysa yun- rina erini rşılık uz? er ne- ylene- min ga- 8. Sanatın, yaşamın bir parçası olarak kabul edildiği halk şiirinde ise bütün ömekler, sevgililer, kuşlar, yerlidir. Anadoluludur. Çünkü halk ozanı, duyduğu değil, gördüğü kuşu işler şiirinde. Bu şirlerde, divan şirlerindeki doğa- dişi varlıklan göremeyiz. Sözgelimi, halk şiirinde atmaca tavuğu yer, pillici kapip uçar. Divan şirinde ise, güzelin gözleri olan doğan şairin gönlünü avlar. --- Bu paragrafın giriş cümlesi düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Divan şiirinde tarih boyunca halktan kopuk bir sanat anlayışı vardı B) Divan şiirinde süslü, sanath anlatıma ağırlık veril- miştir C) Divan şairleri, şiirlerinde halktan kopuk, yüksek zümre bir sanat anlayışı sergilemiştir D) Edebiyatımızın her dalında olduğu gibi şiirimizde de ulusal değil evrensel ögeler ağırlıktadır E) Sanatın yalnızca bir süs aracı olarak ele alındığı divan yazınında aşını yabancılaşma görülür SH Yazarken daha önce oluşturduğum fişlerden alıntı- lardan yararlanırım ama çoğunu elemeye de büyük özen gösteririm. "Oh, denemeyi bitirdim!" dedim mi, bu doğru değildir. Asıl curcuna ondan sonra başlaya- caktır. Deneme yeniden okunacak, kimi yerler yine atı- lacak, kimi yerlere yeni eklemeler yapılacaktır. Bunun için de hiç tez canlılık göstermem. Hiçbir şeyi zorla- madan ortaya koymak en önde gelir. Bir kaplumbağa yürüyüşüyle ilerlemeye çalışırım. Ama bir karınca gibi de sağa sola saldırırım. Bu sözleri söyleyen kişi, yazdıklarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir? A) Başka yazarları taklit ettiğine B) Sabırsız biri olmadığına C) Titiz bir şekilde yazdığına D) Yazdıklarında daha önce oluşturduğu malzemeler- den yararlandığına E) Yazdıklarının üzerinde değişiklikler yaptığına
12:23
◄345 Dijital
Denemesi
kçe
a kısa ve
anın yol
ahminlerde
n çaba
Küre'de
belirtiyorlar.
ndan
Ďç
ek
kar
şanan
aha çok
k taşıyıcı
paragraf
E) VI
- KPSS
est
ham madde
ÖSYM
KÖŞESİ
18-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Binlerce yıl sağlam kalabilen nadir malzemelerden olan çanak
çömlek, insanlık tarihinin en eski zamanlarına ışık tutan
emsalsiz arkeolojik kalıntılardır. Bu malzeme, aynı zamanda
(tarihsel dönemlendirme için kullanılan önemli bir göstergedir.
Dünya genelinde yaygın bir malzeme olduğu için üretildiği
toplumları karşılaştırılabilir kılan çanak çömlek, üreticisinin
tercihlerine dair hassas göstergeler de tasır. Comlekcinin
teknik ve ham madde olanaklarını, kimlik ve geleneklerini,
inancını veya sosyal statüsünü çanak çömlek üzerinden
okumak mümkündür. Öte yandan bu kalıntılar toplumların
çevreleriyle ilişkilerine dair de önemli veriler sunar. Örneğin
Çatalhöyük'te görülen ilk çanak çömlek buluntuları, dik kenarlı
kâse biçimindeki kaplardır ve bu bölgenin yakın çevresinden
elde edilen yerel kilden üretilmiştir. Daha dayanıklı olmaları
için çamuruna bitkisel ürünler katılmış bu kaplar, gündelik
hayatın bir parçası olamayacak kadar az sayıdadır. Sonraki
dönemlerinde karşımıza çıkan koyu kahverengi tonlarda yüzey
renklerine sahip, su testisi tipindeki çömlekler ise farklı bir ham
madde olan volkanik kökenli kilden yapılmış aynı zamanda
farklı bir teknoloji kullanılarak üretilmiştir. Yapılan güncel
araştırmalar, hayatın her alanında oldukça yaygın kullanılmış,
koyu yüzeyli çömleklerin üretildiği bu volkanik kilin kaynağının
Çatalhöyük'ün yaklaşık 70 kilometre uzağındaki bir bölgeden
çıktığını ortaya koydu. Bu bilgi, Çatalhöyük'te yaşayan
insanların zamanla daha uzak mesafelerdeki kaynaklara hâkim
olduğunu ve eşya üretim teknolojilerini bu yeni kaynaklara göre
geliştirdiklerini gösterdi.
18. Bu parçada çanak çömleğin hangi özelliğinden söz
edilmemiştir?
A) Tarihsel dönüşümlere malzeme sunmasından
B) Araştırmacılara sunduğu bilgilerin çeşitliliğinden
Üreticisinin kimliğine dair bilgiler içermesinden
D) Toplumların çevreleriyle etkileşimini göstermesinden
Zamana karşı dayanıklılığını koruyan yapısından
Çözümü nasıl buldun?
63
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
12:23 ◄345 Dijital Denemesi kçe a kısa ve anın yol ahminlerde n çaba Küre'de belirtiyorlar. ndan Ďç ek kar şanan aha çok k taşıyıcı paragraf E) VI - KPSS est ham madde ÖSYM KÖŞESİ 18-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Binlerce yıl sağlam kalabilen nadir malzemelerden olan çanak çömlek, insanlık tarihinin en eski zamanlarına ışık tutan emsalsiz arkeolojik kalıntılardır. Bu malzeme, aynı zamanda (tarihsel dönemlendirme için kullanılan önemli bir göstergedir. Dünya genelinde yaygın bir malzeme olduğu için üretildiği toplumları karşılaştırılabilir kılan çanak çömlek, üreticisinin tercihlerine dair hassas göstergeler de tasır. Comlekcinin teknik ve ham madde olanaklarını, kimlik ve geleneklerini, inancını veya sosyal statüsünü çanak çömlek üzerinden okumak mümkündür. Öte yandan bu kalıntılar toplumların çevreleriyle ilişkilerine dair de önemli veriler sunar. Örneğin Çatalhöyük'te görülen ilk çanak çömlek buluntuları, dik kenarlı kâse biçimindeki kaplardır ve bu bölgenin yakın çevresinden elde edilen yerel kilden üretilmiştir. Daha dayanıklı olmaları için çamuruna bitkisel ürünler katılmış bu kaplar, gündelik hayatın bir parçası olamayacak kadar az sayıdadır. Sonraki dönemlerinde karşımıza çıkan koyu kahverengi tonlarda yüzey renklerine sahip, su testisi tipindeki çömlekler ise farklı bir ham madde olan volkanik kökenli kilden yapılmış aynı zamanda farklı bir teknoloji kullanılarak üretilmiştir. Yapılan güncel araştırmalar, hayatın her alanında oldukça yaygın kullanılmış, koyu yüzeyli çömleklerin üretildiği bu volkanik kilin kaynağının Çatalhöyük'ün yaklaşık 70 kilometre uzağındaki bir bölgeden çıktığını ortaya koydu. Bu bilgi, Çatalhöyük'te yaşayan insanların zamanla daha uzak mesafelerdeki kaynaklara hâkim olduğunu ve eşya üretim teknolojilerini bu yeni kaynaklara göre geliştirdiklerini gösterdi. 18. Bu parçada çanak çömleğin hangi özelliğinden söz edilmemiştir? A) Tarihsel dönüşümlere malzeme sunmasından B) Araştırmacılara sunduğu bilgilerin çeşitliliğinden Üreticisinin kimliğine dair bilgiler içermesinden D) Toplumların çevreleriyle etkileşimini göstermesinden Zamana karşı dayanıklılığını koruyan yapısından Çözümü nasıl buldun? 63
10
E) interneti
33. Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
Siyah sürme gözde tüter
Gözlerin kara değil mi
Sevdiğim, sevdiğim, sevdiğim
Ellerde konup göçerler
Lale sümbül biçerler
Ağalar beyler içerler
Kahve de kara değil mi
Sevdiğim, sevdiğim, sevdiğim
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının dü-
şüncesini destekleyen bir örnek değildir?
A) Evin kristaldense, başkasının damına taş atma.
B) Üzüm üzüme baka baka kararır.
C) Tencere dibio kara seninki benden kara.
D) Calma el kapısını, çalarlar kapını.
E) Testiyi kıran da bir suyu getiren de.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10 E) interneti 33. Bana kara diyen dilber Gözlerin kara değil mi Siyah sürme gözde tüter Gözlerin kara değil mi Sevdiğim, sevdiğim, sevdiğim Ellerde konup göçerler Lale sümbül biçerler Ağalar beyler içerler Kahve de kara değil mi Sevdiğim, sevdiğim, sevdiğim Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının dü- şüncesini destekleyen bir örnek değildir? A) Evin kristaldense, başkasının damına taş atma. B) Üzüm üzüme baka baka kararır. C) Tencere dibio kara seninki benden kara. D) Calma el kapısını, çalarlar kapını. E) Testiyi kıran da bir suyu getiren de. Diğer sayfaya geçiniz.
D) Rahat bir yer edinmek y
E) Sağlıklı ve yalnız kalmak X
27. Dünyanın bir kesimi bolluk ve refah içinde yaşarken
önemli bir kesimi de yoksulluk içinde yaşıyor.
Bırakın elektriği, çamaşır makinesini içecek temiz
su bulamayan, çamaşırlarını çamur akan bir
derede yıkayan Afrikalı kadınları belgesellerde
görmüşsünüzdür. Kıtlık, yetersiz beslenme
beraberinde ölümleri ve salgın hastalıkları getiriyor.
Buna ilaç ve tıbbi malzeme yokluğu eklenince felaket
daha da büyüyor. Sadece bununla da bitmiyor;
yıllarca süren savaşlar, işsizlik, güvenli bir geleceğin
olmaması, eğitim gibi daha birçok konu ekleniyor.
Dünyadaki büyük huzursuzluk ve sefaletin farkındayız
ve suçluluk duygusu içinde bu konuda bir şeyler
yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün artık hiç
kimse James Joyce ya da Henry James'in yaptığı gibi
başka hiçbir şey düşünmeden edebiyata adayamaz
kendini. Yazarlar, varlıklarının sebebini yeniden
düşünmek zorundadırlar. Yaşadıkları toplumun bir
parçası olduklarını unutmamalıdırlar.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
J
A) Savaş, yoksulluk, kıtlık, hastalık gibi önemli
konularda ciddi çözümler üretilmediği
B) Kimi yazarların kendi içine kapanıp sadece
edebiyatla uğraştığı
C) Huzursuz bir ortamda sanatçıların da üretken
olamayacağı
D) Bazı sorunlara baştan önlem alınmadığı için
bunların büyüyerek felakete dönüştüğü
E Yazarların topluma sırt çevirmemesi, toplumsal
sorunlarla ilgilenmesi gerektiği
Pano Yayınevi
yinevi.com
www.par
29
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
D) Rahat bir yer edinmek y E) Sağlıklı ve yalnız kalmak X 27. Dünyanın bir kesimi bolluk ve refah içinde yaşarken önemli bir kesimi de yoksulluk içinde yaşıyor. Bırakın elektriği, çamaşır makinesini içecek temiz su bulamayan, çamaşırlarını çamur akan bir derede yıkayan Afrikalı kadınları belgesellerde görmüşsünüzdür. Kıtlık, yetersiz beslenme beraberinde ölümleri ve salgın hastalıkları getiriyor. Buna ilaç ve tıbbi malzeme yokluğu eklenince felaket daha da büyüyor. Sadece bununla da bitmiyor; yıllarca süren savaşlar, işsizlik, güvenli bir geleceğin olmaması, eğitim gibi daha birçok konu ekleniyor. Dünyadaki büyük huzursuzluk ve sefaletin farkındayız ve suçluluk duygusu içinde bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün artık hiç kimse James Joyce ya da Henry James'in yaptığı gibi başka hiçbir şey düşünmeden edebiyata adayamaz kendini. Yazarlar, varlıklarının sebebini yeniden düşünmek zorundadırlar. Yaşadıkları toplumun bir parçası olduklarını unutmamalıdırlar. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? J A) Savaş, yoksulluk, kıtlık, hastalık gibi önemli konularda ciddi çözümler üretilmediği B) Kimi yazarların kendi içine kapanıp sadece edebiyatla uğraştığı C) Huzursuz bir ortamda sanatçıların da üretken olamayacağı D) Bazı sorunlara baştan önlem alınmadığı için bunların büyüyerek felakete dönüştüğü E Yazarların topluma sırt çevirmemesi, toplumsal sorunlarla ilgilenmesi gerektiği Pano Yayınevi yinevi.com www.par 29
ve
bunlara
a, yalnız
çek
yız.
e
arken
niz
vor.
laket
eğin
.
dayız
iç
gibi
az
DENEME-1
28. Batıl inançların toplumda varlığını sürdürmesi, onların
toplumsal sistemde bir takım işlevler görmesinin
sonucudur. Batıl inançların kökeninde bilgi eksikliği,
şartlanma, korku, çaresizlik ve geleceği bilme
arzusu gibi nedenler olabilir ancak alışkanlık hâlini
almasında en temel neden, bireye fayda sağladığına
inanılmasıdır. Kişi batıl inançları gerçekleştirmekle
davranışlarını kontrol etme ya da değiştirme imkanına
sahip olduğunu düşünür. Örneğin tahtaya vuran
ya da uğurlu elbisesini giyen kişi, kendisiyle ilgili
bazı olayları kontrol ettiğini düşünür. Bilişsel olarak
da olumsuzlukları, kötü şans, sıkıntı gibi sebepleri
yendiğini düşünmesini sağlar. Batıl inançlar bireyin
duygusal alanını düzenler, olumsuz duygulara
karşı korur ve rahatlamasını sağlar. Batıl inançlara
gelecekte olmasından korkulan muhtemel bazı
olumsuz olayların etkisini azaltmaya yönelik bir
savunma mekanizması olarak da başvurabilmektedir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Batıl inanışlar, her bireyde farklı şekillerde ortaya
çıkar.
B) Batıl inançların varlığını sürdürmesinin nedeni
bireye çeşitli yararlar sağladığı düşüncesidir.
C) Geleceği bilme arzusu, bütün insanlarda olan bir
merak duygusudur.
D) Batıl inançlar, hemen hemen her toplumda görülen
ve bilimsel temeli olmayan davranış kalıplarıdır.
E) Bilimin yeterince gelişmediği toplumlarda batıl
inançlara eğilim daha fazladır.
29, in
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ve bunlara a, yalnız çek yız. e arken niz vor. laket eğin . dayız iç gibi az DENEME-1 28. Batıl inançların toplumda varlığını sürdürmesi, onların toplumsal sistemde bir takım işlevler görmesinin sonucudur. Batıl inançların kökeninde bilgi eksikliği, şartlanma, korku, çaresizlik ve geleceği bilme arzusu gibi nedenler olabilir ancak alışkanlık hâlini almasında en temel neden, bireye fayda sağladığına inanılmasıdır. Kişi batıl inançları gerçekleştirmekle davranışlarını kontrol etme ya da değiştirme imkanına sahip olduğunu düşünür. Örneğin tahtaya vuran ya da uğurlu elbisesini giyen kişi, kendisiyle ilgili bazı olayları kontrol ettiğini düşünür. Bilişsel olarak da olumsuzlukları, kötü şans, sıkıntı gibi sebepleri yendiğini düşünmesini sağlar. Batıl inançlar bireyin duygusal alanını düzenler, olumsuz duygulara karşı korur ve rahatlamasını sağlar. Batıl inançlara gelecekte olmasından korkulan muhtemel bazı olumsuz olayların etkisini azaltmaya yönelik bir savunma mekanizması olarak da başvurabilmektedir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Batıl inanışlar, her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkar. B) Batıl inançların varlığını sürdürmesinin nedeni bireye çeşitli yararlar sağladığı düşüncesidir. C) Geleceği bilme arzusu, bütün insanlarda olan bir merak duygusudur. D) Batıl inançlar, hemen hemen her toplumda görülen ve bilimsel temeli olmayan davranış kalıplarıdır. E) Bilimin yeterince gelişmediği toplumlarda batıl inançlara eğilim daha fazladır. 29, in
ORKÇE
sinavyayin.com
B
BB
28. Sanat, göreceli bir kavramdır. Kimileri sembolik
ifadeleri, kimileri söz oyunlarını, kimileri yabancı
sözcüklerden uzak bir anlatımı sever. Bu kişisel
bir durum olduğu için kimseye: "Sen niye
bunları okuyorsun?" veya "Sen niye bu şekilde
yazıyorsun?" diyemeyiz. Dersek de kendimizle
çelişmiş oluruz. Çünkü bizim beğendiğimizi
başkaları beğenmeyebilir. Bu nedenle hiç
kimsenin sanat anlayışına karışmamalıyız.
Herkesin sanat anlayışına saygı duymalıyız.
Bu parçada üzerinde durulan düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatta kişisellik yoktur, çünkü sanat
evrenseldir.
B) Sanatta öznellik olduğu için, herkesin sanat
anlayışı da farklı olabilir.
C) Sanat değeri taşımayan yapıtları eleştirmek,
zaman kaybıdır.
D) Sanatın kişiden kişiye değişmesi, sanatın
olumsuz yönlerinden biridir.
E) Herkesin sanat anlayışına saygı duymak,
eleştirileri ortadan kaldırır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ORKÇE sinavyayin.com B BB 28. Sanat, göreceli bir kavramdır. Kimileri sembolik ifadeleri, kimileri söz oyunlarını, kimileri yabancı sözcüklerden uzak bir anlatımı sever. Bu kişisel bir durum olduğu için kimseye: "Sen niye bunları okuyorsun?" veya "Sen niye bu şekilde yazıyorsun?" diyemeyiz. Dersek de kendimizle çelişmiş oluruz. Çünkü bizim beğendiğimizi başkaları beğenmeyebilir. Bu nedenle hiç kimsenin sanat anlayışına karışmamalıyız. Herkesin sanat anlayışına saygı duymalıyız. Bu parçada üzerinde durulan düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatta kişisellik yoktur, çünkü sanat evrenseldir. B) Sanatta öznellik olduğu için, herkesin sanat anlayışı da farklı olabilir. C) Sanat değeri taşımayan yapıtları eleştirmek, zaman kaybıdır. D) Sanatın kişiden kişiye değişmesi, sanatın olumsuz yönlerinden biridir. E) Herkesin sanat anlayışına saygı duymak, eleştirileri ortadan kaldırır.
içli dışlı olama-
cimde özümse-
nadıklarını tam
ortar.
bir bahar rüz-
-r anı en küçük
ukları, rollerini
arı, neyi nasıl
de bilmeleriyle
li olarak asa-
eleştirilere yer
yumlu bir dü-
etkileyiciliğin-
in oynadıkla-
ştir.
-rine değinil-
35. ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Osmanlı Devleti'nde misafirperverliğin göstergesi olan bir
Ramazan geleneği vardı ki o da diş kirasıydı. Diş kirası
saray ve konaklarda herkese açık olan iftar sofralarına ka-
tilanlara verilen hediyeler için kullanılan bir tabirdi. Ev sa-
hibinin misafirler ayrılırken onlara küçük kadife keseler
içinde hediyeler takdim etmesi bir gelenekti. Ev sahibi bu-
nunla "Misafirim oldunuz, benim sevap kazanmam için siz
eziyet çektiniz, dişlerinizi yordunuz, bu da sizin dişinizin ki-
rası olsun." demek isterdi. Misafirler iftarını yapıp teravih
namazına gitmek üzereyken hane sahibi tarafından kadife
keseler içerisinde gümüş tabaklar, kehribar tesbihler, Oltu
taşlı ağızlıklar, gümüş yüzükler, gümüş akçe veya altın pa-
ralar diş kirası olarak verilirdi. Hane sahibinin cömertliğini
göstermesi bakımından önemli olan diş kirası uygulaması
sosyalleşmeyi artırması, zengin fakir ayrımını ortadan kal-
dırması açısından da önem arz etmekteydi. Osmanlı dö-
neminde üzerinde önemle durulmuş bir gelenek olan diş
kirası, bugün artık unutulmaya yüz tutmustur.
H
I
Z
H 35. Bu parçada diş kirası ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemişti?
A) Ev sahibinin cömertliğini gösterdiğine
B) Misafirperverliğin bir göstergesi olduğuna
C) insanlarn sosyalleşmesini sağladığına
D) Ramazan ayı dışında da uygulandığına
EGünümüzde unutulmaya başlandığına
F
E
N
10
?
36. Bu parçaya göre ev sahibinin diş kirası vermesinin
amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cemertliğini göstermek istemesi
B) Sosyal statüleri ortadan kaldırmak istemesi
C) Geleneği yerine getirmek istemesi
D) Konukların kendisine sevap kazandırdığol düşünmesi
E) Insanlara yardım etmek istemesi
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
içli dışlı olama- cimde özümse- nadıklarını tam ortar. bir bahar rüz- -r anı en küçük ukları, rollerini arı, neyi nasıl de bilmeleriyle li olarak asa- eleştirilere yer yumlu bir dü- etkileyiciliğin- in oynadıkla- ştir. -rine değinil- 35. ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Osmanlı Devleti'nde misafirperverliğin göstergesi olan bir Ramazan geleneği vardı ki o da diş kirasıydı. Diş kirası saray ve konaklarda herkese açık olan iftar sofralarına ka- tilanlara verilen hediyeler için kullanılan bir tabirdi. Ev sa- hibinin misafirler ayrılırken onlara küçük kadife keseler içinde hediyeler takdim etmesi bir gelenekti. Ev sahibi bu- nunla "Misafirim oldunuz, benim sevap kazanmam için siz eziyet çektiniz, dişlerinizi yordunuz, bu da sizin dişinizin ki- rası olsun." demek isterdi. Misafirler iftarını yapıp teravih namazına gitmek üzereyken hane sahibi tarafından kadife keseler içerisinde gümüş tabaklar, kehribar tesbihler, Oltu taşlı ağızlıklar, gümüş yüzükler, gümüş akçe veya altın pa- ralar diş kirası olarak verilirdi. Hane sahibinin cömertliğini göstermesi bakımından önemli olan diş kirası uygulaması sosyalleşmeyi artırması, zengin fakir ayrımını ortadan kal- dırması açısından da önem arz etmekteydi. Osmanlı dö- neminde üzerinde önemle durulmuş bir gelenek olan diş kirası, bugün artık unutulmaya yüz tutmustur. H I Z H 35. Bu parçada diş kirası ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemişti? A) Ev sahibinin cömertliğini gösterdiğine B) Misafirperverliğin bir göstergesi olduğuna C) insanlarn sosyalleşmesini sağladığına D) Ramazan ayı dışında da uygulandığına EGünümüzde unutulmaya başlandığına F E N 10 ? 36. Bu parçaya göre ev sahibinin diş kirası vermesinin amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Cemertliğini göstermek istemesi B) Sosyal statüleri ortadan kaldırmak istemesi C) Geleneği yerine getirmek istemesi D) Konukların kendisine sevap kazandırdığol düşünmesi E) Insanlara yardım etmek istemesi Diğer sayfaya geçiniz.
Edebiyat âleminin sakıncalı iki kelimesi var: Biri para, diğeri po-
pülerlik. Nedense bizde para için yazmak ayıp zannedilir. Bir de
popüler olmak kötü bir şey addedilir. Ben her iki genellemenin
de ön yargı olduğunu düşünüyorum. Bir kere her yazar okun-
mak ister. İkincisi, yazarın yaptığı işten para kazanmak isteme-
si kadar doğal bir şey olamaz. "Edebiyatçı yaptığı işten para
kazanmamalı." demek "Edebiyatı sadece aileden zengin olan-
lar yapsın." demektir aslında. Edebiyatçının da bir insan olduğu
dolayısıyla tıpkı diğer sanat ve meslek dallarındaki gibi para
kazanmak durumunda olduğu ne yazık ki hâlâ tabu. Hâlbuki
şairler ve yazarlar da kiralarını ya da çocuklarının eğitim gider-
lerini ödemek durumunda olan insanlar. Bu durum tabii ki beni
de etkiliyor. Mesela biri yerli diğeri yabancı iki edebiyat dergisi
aynı anda yazı istiyor benden. O zaman bir tercih yapıyorum.
Ne yazık ki Türkiye'deki edebiyat dergileri çok az telif ödüyor
ya da ödemiyor ama yurt dışında yazarların sadece yazdıkları
yazı karşılığında değil yaptıkları okumalar karşılığında bile belli
bir ödeme almaları son derece doğal karşılanıyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen sanatçının 11
yakındığı durumlardan değildir?
A) Yazarların para kazanmak için yazmaması gerektiği ko-
nusundaki genel yargı
B) Türkiye'deki dergilerin yazarların emeğini maddi olarak
tatmin edici bir şekilde karşılamaması
C Yazarların da diğer insanlar gibi harcamalarının olduğu-
nun düşünülmemesi
D) Gündemde olup çok okunmanın olumsuz bir durum gibi
algılanması
BL
lik
A)
Yazarların yayınevlerinden telif almayı bir utanç olarak
görmeleri
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Edebiyat âleminin sakıncalı iki kelimesi var: Biri para, diğeri po- pülerlik. Nedense bizde para için yazmak ayıp zannedilir. Bir de popüler olmak kötü bir şey addedilir. Ben her iki genellemenin de ön yargı olduğunu düşünüyorum. Bir kere her yazar okun- mak ister. İkincisi, yazarın yaptığı işten para kazanmak isteme- si kadar doğal bir şey olamaz. "Edebiyatçı yaptığı işten para kazanmamalı." demek "Edebiyatı sadece aileden zengin olan- lar yapsın." demektir aslında. Edebiyatçının da bir insan olduğu dolayısıyla tıpkı diğer sanat ve meslek dallarındaki gibi para kazanmak durumunda olduğu ne yazık ki hâlâ tabu. Hâlbuki şairler ve yazarlar da kiralarını ya da çocuklarının eğitim gider- lerini ödemek durumunda olan insanlar. Bu durum tabii ki beni de etkiliyor. Mesela biri yerli diğeri yabancı iki edebiyat dergisi aynı anda yazı istiyor benden. O zaman bir tercih yapıyorum. Ne yazık ki Türkiye'deki edebiyat dergileri çok az telif ödüyor ya da ödemiyor ama yurt dışında yazarların sadece yazdıkları yazı karşılığında değil yaptıkları okumalar karşılığında bile belli bir ödeme almaları son derece doğal karşılanıyor. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen sanatçının 11 yakındığı durumlardan değildir? A) Yazarların para kazanmak için yazmaması gerektiği ko- nusundaki genel yargı B) Türkiye'deki dergilerin yazarların emeğini maddi olarak tatmin edici bir şekilde karşılamaması C Yazarların da diğer insanlar gibi harcamalarının olduğu- nun düşünülmemesi D) Gündemde olup çok okunmanın olumsuz bir durum gibi algılanması BL lik A) Yazarların yayınevlerinden telif almayı bir utanç olarak görmeleri
Güneşin balçıkla sıvanmadığı söylemi, zamanın ruhuna yenik
düşenlerin avuntusudur. Tarih şahittir ki güneş balçıkla siva-
nabilir, gerçeklerin üstü örtülebilir. Hakikat, sükût suikastına
kurban gidebilir; hiç söylenmemiş, dile getirilmemiş gibi ola-
bilir. Umumun zihniyetine ters düşen gerçek, öfke uyandırır.
Sapkınlıkla, sapıklıkla suçlanır; savunmasız kalır. Hakikatin
bu yüzyıldaki en yaman hasmı, dünyanın yeni düzenine revaç
veren "doğru"lardır. Dünyaya çeteler hükümran olduğunda
evrensel kamuoyuna hitap eden ahkâm, insana dair hakikati
yansıtmaz olur.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Çağa hâkim olan anlayışa kültüre ters düşen toplumlar
dışlanır ve yok edilmeye çalışılırlar.
B) Doğru, toplumların ortak kültürünü oluşturan en büyük de-
ğerdir.
C) Hakikati söylemeyen toplumlar elbet bir gün yok olacaklardır.
D) Gerçekler, toplumların birleşip evrensel kültürde kabul et-
tikleri ilkelerdir.
E) Her doğrunun her ortamda söylenmediği bir dünyada çe-
teler hüküm sürer.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Güneşin balçıkla sıvanmadığı söylemi, zamanın ruhuna yenik düşenlerin avuntusudur. Tarih şahittir ki güneş balçıkla siva- nabilir, gerçeklerin üstü örtülebilir. Hakikat, sükût suikastına kurban gidebilir; hiç söylenmemiş, dile getirilmemiş gibi ola- bilir. Umumun zihniyetine ters düşen gerçek, öfke uyandırır. Sapkınlıkla, sapıklıkla suçlanır; savunmasız kalır. Hakikatin bu yüzyıldaki en yaman hasmı, dünyanın yeni düzenine revaç veren "doğru"lardır. Dünyaya çeteler hükümran olduğunda evrensel kamuoyuna hitap eden ahkâm, insana dair hakikati yansıtmaz olur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Çağa hâkim olan anlayışa kültüre ters düşen toplumlar dışlanır ve yok edilmeye çalışılırlar. B) Doğru, toplumların ortak kültürünü oluşturan en büyük de- ğerdir. C) Hakikati söylemeyen toplumlar elbet bir gün yok olacaklardır. D) Gerçekler, toplumların birleşip evrensel kültürde kabul et- tikleri ilkelerdir. E) Her doğrunun her ortamda söylenmediği bir dünyada çe- teler hüküm sürer.
au, ani bir sevgi patia-
and
erden hangisi söyle-
a kullanmaktadırlar.
ak yapmaktadırlar.
sanatlarından yarar
almaktadırlar
çıklamaktadırlar.
ey tutamamışlar,
miza gelen?" diye
ir balığın elinden
la kendini kayığa
rada satmışlar.
aşağıdakiler-
et ayağına gelir.
rekir.
terince değerli
eceği bir iştir.
a vazgeçme-
sanatçısı,
Yani kendi
msal olay-
doğru olur
den hare-
e ulaşıla-
e sanata
idir.
erinden
cılığını
reken
S
ile fotog
r. Benjamin'in
lanan sanat yapıtı aras
buna karşılık, tekniğe bağımlı olan sinemayı gereğinden fazla
bu konuda geleneksel sanatın teknik yanını küçümsediği
abarttığı belirtilmiştir. Burada sorgulanan şey daha ziyade
teknik değişimin gerçekten ileri bir popüler sanata yol açıp
açmayacağıdır. Kısaca sanatın yeni biçim ve işlev kazanması
Bu parçada Walter Benjamin ile ilgili olarak aşağıdakiler.
A) Sanatta tam bir özgünlüğün olmadığını öne sürdüğü
Benjamin'in eserlerinin başlıca konusu olmuştur.
den hangisi söylenemez?
B Eserlerinin başlıca konusunun sanatın yeni biçim ve işley
kazanması olduğu
kaper
Sanan değişik türleri üzerinde ayrımlar yaptığı
Felsefe,edebiyat ve estetik alanında öneminin arttığı
E) Terim üretmeye ve kavramsallaştırmaya yöneldiği
22. Purdue araştırmacıları verileri işlemeye yarayan ve transistör
adı verilen milyonlarca minik devre anahtarının aynı zaman-
da bu verileri depolayabildiği yeni bir sistem geliştirdi. İki
on yıllardır yapmak istediği bir şeydi. Ancak ferroelektrik bir
işlevi tek cihazda birleştirmek bu alandaki araştırmacıların
malzeme ile transistörlerin yapıldığı yarı iletken malzeme
olan silikonun ara yüzünde aşılamayan sorunlarla karşılaşı-
liyordu. "Ferroelektrik yarı iletken alan-etkili transistör" olarak
adlandırılan yeni cihaz, hâlihazırda bilgisayar çiplerinde kulla-
nilan transistörlere benzer şekilde üretiliyor. Ayrıntıları Nature
Electronics'te yayımlanan yöntem bu işi -başka bir problemi
çözerek- transistörleri, ferroelektrik RAM adı verilen ve çoğu
bilgisayarda kullanılanlardan daha yüksek performansa sahip
bir hafıza teknolojisiyle birleştirerek gerçekleştiriyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı-
lamaz?
A) Çiplerde kullanılan transistörlere benzer şekilde üretilen
yeni cihaza yeni bir ad da verilmiştir.
Yeni sistem sayesinde bilginin depolanacağı alanların
daha da artması beklenmektedir.
C) Yeni sistem transistörlerde veri işlemenin yanı sıra verile-
rin depolanması da mümkün görülmektedir.
geların
Araştırmacıların on yıllardır yapmak istediği şeyin gerçek-
leştiği ifade edilmektedir.
E) Yeni bilgilerin üretilmesi, bunların depolanma sorununu da
beraberinde getirmektedir.
Aşağ
sini c
A) Y
S
83
EX
24
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
au, ani bir sevgi patia- and erden hangisi söyle- a kullanmaktadırlar. ak yapmaktadırlar. sanatlarından yarar almaktadırlar çıklamaktadırlar. ey tutamamışlar, miza gelen?" diye ir balığın elinden la kendini kayığa rada satmışlar. aşağıdakiler- et ayağına gelir. rekir. terince değerli eceği bir iştir. a vazgeçme- sanatçısı, Yani kendi msal olay- doğru olur den hare- e ulaşıla- e sanata idir. erinden cılığını reken S ile fotog r. Benjamin'in lanan sanat yapıtı aras buna karşılık, tekniğe bağımlı olan sinemayı gereğinden fazla bu konuda geleneksel sanatın teknik yanını küçümsediği abarttığı belirtilmiştir. Burada sorgulanan şey daha ziyade teknik değişimin gerçekten ileri bir popüler sanata yol açıp açmayacağıdır. Kısaca sanatın yeni biçim ve işlev kazanması Bu parçada Walter Benjamin ile ilgili olarak aşağıdakiler. A) Sanatta tam bir özgünlüğün olmadığını öne sürdüğü Benjamin'in eserlerinin başlıca konusu olmuştur. den hangisi söylenemez? B Eserlerinin başlıca konusunun sanatın yeni biçim ve işley kazanması olduğu kaper Sanan değişik türleri üzerinde ayrımlar yaptığı Felsefe,edebiyat ve estetik alanında öneminin arttığı E) Terim üretmeye ve kavramsallaştırmaya yöneldiği 22. Purdue araştırmacıları verileri işlemeye yarayan ve transistör adı verilen milyonlarca minik devre anahtarının aynı zaman- da bu verileri depolayabildiği yeni bir sistem geliştirdi. İki on yıllardır yapmak istediği bir şeydi. Ancak ferroelektrik bir işlevi tek cihazda birleştirmek bu alandaki araştırmacıların malzeme ile transistörlerin yapıldığı yarı iletken malzeme olan silikonun ara yüzünde aşılamayan sorunlarla karşılaşı- liyordu. "Ferroelektrik yarı iletken alan-etkili transistör" olarak adlandırılan yeni cihaz, hâlihazırda bilgisayar çiplerinde kulla- nilan transistörlere benzer şekilde üretiliyor. Ayrıntıları Nature Electronics'te yayımlanan yöntem bu işi -başka bir problemi çözerek- transistörleri, ferroelektrik RAM adı verilen ve çoğu bilgisayarda kullanılanlardan daha yüksek performansa sahip bir hafıza teknolojisiyle birleştirerek gerçekleştiriyor. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı- lamaz? A) Çiplerde kullanılan transistörlere benzer şekilde üretilen yeni cihaza yeni bir ad da verilmiştir. Yeni sistem sayesinde bilginin depolanacağı alanların daha da artması beklenmektedir. C) Yeni sistem transistörlerde veri işlemenin yanı sıra verile- rin depolanması da mümkün görülmektedir. geların Araştırmacıların on yıllardır yapmak istediği şeyin gerçek- leştiği ifade edilmektedir. E) Yeni bilgilerin üretilmesi, bunların depolanma sorununu da beraberinde getirmektedir. Aşağ sini c A) Y S 83 EX 24
A
38. İlkel kültürlerin yaşam dinamiklerinin sürekli değişmesi, uzun
süredir değişmeden korunan kültür aktarımının aksini söy-
ler. İlkel şartlar detaylı olarak nerede incelenirse incelensin,
sürekli bir akış hâlinde oldukları kanıtlanabilir ve dil tarihi ve
kültürel gelişim tarihi arasında yakın paralellikler olduğu gö-
rülebilir. Kültürlerin istikrar dönemlerini, hızlı değişim dönem-
leri takip eder. İlkel insanların herhangi bir geleneğinin bin yıl
boyunca korunmuş olması fazlasıyla ihtimal dışıdır. Dahası,
kültürleşme olgusu kültürleşmeye bağlı eşlik eden değişim-
ler olmaksızın bir bölgeden başka bir bölgeye gelenek trans-
ferinin çok nadir olduğunu kanıtlamaktadır. Bu yüzden, antik
Akdeniz geleneklerinin, Eliot Smith'in kuramının gerektirdiği
gibi pratikte hiç değişmeden dünyanın değişik bölgelerinde
bulunabileceği ihtimal dâhilinde değildir.
1. Kültürel dinamizmin değişkenliğini etkileyen faktörler
II. Kültür farklılıklarının tarihi devirlerin yönetim şekille-
rine olan etkileri
III. Toplumların kalıtsal gelenekleri aktarırken uyguladı-
ğı stratejiler
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin
çalışma alanına girer?
A) Yalnız I
D) II ve III
B) Yalnız II
C) I ve III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A 38. İlkel kültürlerin yaşam dinamiklerinin sürekli değişmesi, uzun süredir değişmeden korunan kültür aktarımının aksini söy- ler. İlkel şartlar detaylı olarak nerede incelenirse incelensin, sürekli bir akış hâlinde oldukları kanıtlanabilir ve dil tarihi ve kültürel gelişim tarihi arasında yakın paralellikler olduğu gö- rülebilir. Kültürlerin istikrar dönemlerini, hızlı değişim dönem- leri takip eder. İlkel insanların herhangi bir geleneğinin bin yıl boyunca korunmuş olması fazlasıyla ihtimal dışıdır. Dahası, kültürleşme olgusu kültürleşmeye bağlı eşlik eden değişim- ler olmaksızın bir bölgeden başka bir bölgeye gelenek trans- ferinin çok nadir olduğunu kanıtlamaktadır. Bu yüzden, antik Akdeniz geleneklerinin, Eliot Smith'in kuramının gerektirdiği gibi pratikte hiç değişmeden dünyanın değişik bölgelerinde bulunabileceği ihtimal dâhilinde değildir. 1. Kültürel dinamizmin değişkenliğini etkileyen faktörler II. Kültür farklılıklarının tarihi devirlerin yönetim şekille- rine olan etkileri III. Toplumların kalıtsal gelenekleri aktarırken uyguladı- ğı stratejiler Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin çalışma alanına girer? A) Yalnız I D) II ve III B) Yalnız II C) I ve III E) I, II ve III
3
B
B
36.-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
Analitik filozoflar şiirin ağırbaşlı olduğunu ya da olabi-
leceğini inkâr ettikleri zaman asıl sıkıntılı olan noktayı
gözden kaçırıyorlar. Ben ise bu noktayı göstermek için
elimden geleni yapıyorum. Ve aynı şekilde, şairler ve
edebiyat eleştirmenleri bu tutuma karşılık verirken ra-
hatsız edici olanı hayli abartarak can sıkıcı bir polemik-
ten daha kötü olmayan bu durumu profesyonelliklerine
edilen bir hakaret olarak görüyorlar. Böylelikle felsefeyi
ciddiye almaya yönelik gönülsüzlüğü güçlendirmiş olu-
yorlar. Uzun zamandır süregelen bu çıkmaz, şiirsel ifa-
dede felsefi açıdan önemli olan pek çok şeyin göz ardı
edildiği ve felsefede şiirin değerlendirilmesiyle ilgili pek
çok hususun fark edilmediği kusurlu bir iletişim ortamını
ortaya çıkarıyor. Şair, şiir hakkındaki sorgulayıcı derin-
likten tam manasıyla haberdar olmuyor. Bu durum, hem
şiirin kendini tam olarak ifade etme kapasitesinden hem
de felsefeyi salt eleştirel potansiyelinden mahrum eder.
Gerçekten yapıcı bir şey başarılmadan önce anlama-
mız ve yüzleşmemiz gereken derinlik tam da budur.
36. Bu parçada eleştirilen olgu aşağıdakilerden hangi-
sidir?
C
A) Şiirin analitik felsefeye giderek bağlanması
B) Felsefenin tarihsel süreçte sorgulayıcı yönünün kö-
reltilmesi
C) Felsefenin şiirden giderek uzaklaşması
D) Şiirin estetik potansiyele bir türlü ulaşamadığı
E) Şairlerin sergilediği tutumların aşırılığı
37. Bu parçaya göre şairin, anlatılan durum karşısında-
ki çaresizliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her okuyucusuna doğrudan ulaşmayı başardığında
bile eserlerinin çağdaşlarına göre kalıcılıktan yoksun
olması
B) Sanatın estetik tavrından esinlenerek coşkuyla di-
zelere serpiştirdiği deneyimlerinin çok az okuyucu
tarafından beğenilmesi
C) Felsefenin yapılandırıcı dinamiklerinden yararlana-
mayıp benliğini bütün derinliğiyle yansıtma kolaylı-
ğından faydalanamıyor olması
D) Bilincin hâkimiyetinden mahrum olan dürtülerin kül-
tür bağlamında değerlendirilmeden eserlerin içinde
yansıtılması
E) Kimlik bunalımı yaşayan şiirin kendi geleneğinden
ingyeterince faydalanamayarak doğru imge oluşturma
sorununu hafife alması
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3 B B 36.-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Analitik filozoflar şiirin ağırbaşlı olduğunu ya da olabi- leceğini inkâr ettikleri zaman asıl sıkıntılı olan noktayı gözden kaçırıyorlar. Ben ise bu noktayı göstermek için elimden geleni yapıyorum. Ve aynı şekilde, şairler ve edebiyat eleştirmenleri bu tutuma karşılık verirken ra- hatsız edici olanı hayli abartarak can sıkıcı bir polemik- ten daha kötü olmayan bu durumu profesyonelliklerine edilen bir hakaret olarak görüyorlar. Böylelikle felsefeyi ciddiye almaya yönelik gönülsüzlüğü güçlendirmiş olu- yorlar. Uzun zamandır süregelen bu çıkmaz, şiirsel ifa- dede felsefi açıdan önemli olan pek çok şeyin göz ardı edildiği ve felsefede şiirin değerlendirilmesiyle ilgili pek çok hususun fark edilmediği kusurlu bir iletişim ortamını ortaya çıkarıyor. Şair, şiir hakkındaki sorgulayıcı derin- likten tam manasıyla haberdar olmuyor. Bu durum, hem şiirin kendini tam olarak ifade etme kapasitesinden hem de felsefeyi salt eleştirel potansiyelinden mahrum eder. Gerçekten yapıcı bir şey başarılmadan önce anlama- mız ve yüzleşmemiz gereken derinlik tam da budur. 36. Bu parçada eleştirilen olgu aşağıdakilerden hangi- sidir? C A) Şiirin analitik felsefeye giderek bağlanması B) Felsefenin tarihsel süreçte sorgulayıcı yönünün kö- reltilmesi C) Felsefenin şiirden giderek uzaklaşması D) Şiirin estetik potansiyele bir türlü ulaşamadığı E) Şairlerin sergilediği tutumların aşırılığı 37. Bu parçaya göre şairin, anlatılan durum karşısında- ki çaresizliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Her okuyucusuna doğrudan ulaşmayı başardığında bile eserlerinin çağdaşlarına göre kalıcılıktan yoksun olması B) Sanatın estetik tavrından esinlenerek coşkuyla di- zelere serpiştirdiği deneyimlerinin çok az okuyucu tarafından beğenilmesi C) Felsefenin yapılandırıcı dinamiklerinden yararlana- mayıp benliğini bütün derinliğiyle yansıtma kolaylı- ğından faydalanamıyor olması D) Bilincin hâkimiyetinden mahrum olan dürtülerin kül- tür bağlamında değerlendirilmeden eserlerin içinde yansıtılması E) Kimlik bunalımı yaşayan şiirin kendi geleneğinden ingyeterince faydalanamayarak doğru imge oluşturma sorununu hafife alması Diğer sayfaya geçiniz.
kı-
en
in
atı
4D Serisi Ⓡ
ruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız
Şiirle anlamın serüveni bitip tükenecek bir serüven
değil. Bir uçta, anlamla sürekli başı dertte şairler bu-
lunuyor. Uyuyup uyanıp onunla uğraşıyorlar. Şiirde
anlam rastlantisal diyenlerden, anlam düzyazıya öz-
güdür, şiire aykırıdır diyenlere kadar uzanan oldukça
geniş bir yelpaze... Aslında onların dertleri anlamla de-
ğil de doğrudan içerikle ilgili. "Şiirin içerikle ilgisi ola-
maz." diyecekler ama karşılarına dikilecek dağı göze
alamıyorlar. Aslında salt biçimciliğin tedavülden kalk-
tığını onlar da iyi biliyorlar. Biçimci görünmeyi yürek-
leri kaldırsa anlama laf dokundurmaya çalışmak yeri-
ne içeriği bombalayacaklar. Amaçları, şiirin antamsal
temelinden birkaç çivi oynatabilmek... Ya da bulun-
dukları sırça köşkten, genç şairlerin, şiir heveslilerinin
gözlerini alarak kendilerinin cesaret edemediklerine
gençleri yöneltebilmek...
36. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
ağır basmaktadır?
A) Betimleme
B) Tartışma
C) Açıklama
E) Örnekleme
D) Tanımlama
37. Bu parçada yazarın karşı çıktığı durum aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Genç şairlerin bilinçsizce yönlendirilmesi
B) Şiirin düzyazıya yaklaştırılması
Sağlam temellere dayandırılmadan şairlerin haksız-
ca eleştirilmesi
D) Şiirde anlamın gözardı edilmesi
E) Şairlerin sadece içeriğe önem vermesi
x)
1.Oturum
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kı- en in atı 4D Serisi Ⓡ ruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız Şiirle anlamın serüveni bitip tükenecek bir serüven değil. Bir uçta, anlamla sürekli başı dertte şairler bu- lunuyor. Uyuyup uyanıp onunla uğraşıyorlar. Şiirde anlam rastlantisal diyenlerden, anlam düzyazıya öz- güdür, şiire aykırıdır diyenlere kadar uzanan oldukça geniş bir yelpaze... Aslında onların dertleri anlamla de- ğil de doğrudan içerikle ilgili. "Şiirin içerikle ilgisi ola- maz." diyecekler ama karşılarına dikilecek dağı göze alamıyorlar. Aslında salt biçimciliğin tedavülden kalk- tığını onlar da iyi biliyorlar. Biçimci görünmeyi yürek- leri kaldırsa anlama laf dokundurmaya çalışmak yeri- ne içeriği bombalayacaklar. Amaçları, şiirin antamsal temelinden birkaç çivi oynatabilmek... Ya da bulun- dukları sırça köşkten, genç şairlerin, şiir heveslilerinin gözlerini alarak kendilerinin cesaret edemediklerine gençleri yöneltebilmek... 36. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Betimleme B) Tartışma C) Açıklama E) Örnekleme D) Tanımlama 37. Bu parçada yazarın karşı çıktığı durum aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Genç şairlerin bilinçsizce yönlendirilmesi B) Şiirin düzyazıya yaklaştırılması Sağlam temellere dayandırılmadan şairlerin haksız- ca eleştirilmesi D) Şiirde anlamın gözardı edilmesi E) Şairlerin sadece içeriğe önem vermesi x) 1.Oturum