Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kömür; kil, silt gibi inorganik maddelerin yer aldığı bataklıklarda oluşan, kahverengi ve siyah renk tonlarında, yanabilen, katı fosil organik kütlelerdir. Kömür, oluştuğu bataklık ortamlarına göre değişik özellikler sunar. Delta ortamları en kalın kömür damarlarının oluştuğu ortamlarken göl kıyıları yine kalın kömür damarlarının meydana geldiği uygun bataklık ortamlardır. Lagünlerde ve akarsu taşkın ovalarında ince kömür damarları çökelir. Kömürleri "hümik kömürler" ve "sapropelik kömürler" olarak iki büyük grupta toplamak mümkündür. Hümik kömürler, ağaçsı hücreler içerir ve turba, linyit vb. oluşturur. Sapropelik kömürler ise çok az ağaçsı hücre, çoğunlukla mikroskobik bitki artıkları, spor ve alg içerir. 37. Bu parçada "kömür" ile ilgili olarak I. Yapısal olarak bitkisel doku içern değişkenlik gösterdiğine vinderfie oranının II. Göl kıyılarındaki kömür damarlarının ovalara göre daha kalın olduğuna III. Tabanında su bulunan sahalarda görülmediğine IV. Tek tip bir renginin olmadığına yargılarından hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III E) II ve IV C) Yalnız III C Be se b 200 PATEORI

20 5.-7. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 5. %18 %18 (1) Eserin sayfa sayısı ile içerisindeki başlıklar o denli oran- lıydı ki kitabı elinize aldığınızda onlarca alt başlık içerisinde kayboluyorsunuz. (II) Bu alt başlıklar her konuyu açıklama- nın yanı sıra yeni yeni konulara açılmaları bakımından da farklılık gösterir. (III) Eserde anlatılanlar dönemin her türlü gelişimsel özelliklerini bütün çarpıcılığıyla ortaya koymaya yeter. (IV) Öyle ki toplumun döneme olan tavrı eserin önem- li dönüm noktalarındandır. (V) Eser, toplumsal temleri de büyük bir ustalıkla aktarmıştır. (VI) Toplumsal gelişmelerin eserlerde güzel anlatımı, okunurluk noktasında da esere çok şey katmaktadır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? Eserin toplumu yansıtma durumu, yazarın kişisel tercihine kalmıştır. 23:49 23:45 Konuların alt başlıklarla açılımı eserin anlaşılırlığını artirir. C) içinde bulunulan dönemin ustaca aktarımı için dö- nemi tanımak gerekir. D Okunması istenen eserlerin üslup-içerik ilişkisine dikkat etmeleri gerekir. Dönem ile eserin anlattıkları arasında bir doğru orantı vardır. Ç S lu C la a 1 nkitabevi.com.tr

8. Aşağıdakilerden hangisi münazaraya katılan grupların yapması gerekenlerden biri değildir? A) Hakem kurulun duygularını kamçılayarak onları kendi tarafına çekmeye çalışmalıdır. B) Süslü söyleyişlere değil, sağlam fikirlere önem vermelidir. C) Dil, güzel ve etkili kullanılmalıdır. D) Her iki taraf da birbirini sabırla ve dikkatle dinle- melidir. arearing E) Hakem kurulunun kararına saygı duyulmalıdır. 12

a hâkim O provay ari özet ali, sun den han a yap E le bir anda bi den akiler RI 1. Tartışma iyi bir öğrenme yöntemidir. Bu yolla öğre- nilen bilgiler zihinde canlandırılması itibariyle daha kalıcıdır. Ayrıca tartışma kişiye güven duygusu, id planlı çalışma, düşünme, araştırma alışkanlığı ve güzel konuşma becerisi kazandırır. Tartışmalarda üzerinde çokça konuşulmuş konular yerine yeni tar- tışma konuları seçilmelidir. Konuşmalar; kısa, öz ve anlaşılır bir dille yapılmalı, uzun ve süslü cümleler- den kaçınılmalıdır. Bu parçada tartışmayla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılamaz? A) Tartışma, insanlara çeşitli yönlerden fayda sağ- lar. + B Tartışmaya katılan kişiler, düşüncelerini dolan- dırmadan net bir dille ifade etmelidir. + C) Tartışmacılara, rahat konuşabilecekleri bir or- tam hazırlanmalıdır. D) Herkes tarafından bilinen, daha önce çözümlen- miş meseleler tartışma konusu olarak seçilme- melidir. Tartışmada herkesin anlayabileceği, yalın bir dil kullanılmalıdır. + 4. 5.

ankitabevi.com.tr 3. cevaplayınız. Batı Afrika'da, Gine'nin orta kesiminde il ve il merkezi olan yerdir Dabola. Dabola kenti Tinkisso Irmağı yakınındaki Fouta Platosu'nun doğu ucunda yer alır. Bir yer fıstığı yağı işletme fabrikası vardır. Pirinç, fıstık, darı ve sığır ticareti yapılan başlıca merkezdir. Yüz ölçümü yaklaşık 9 bin ki- lometrekare olan Dabola ili genellikle savanlarla kaplıdır. Denizden ortalama yüksekliği 300 m kadardır. İlde daha çok Müslüman Fulani, Dialonk ve Malinke halkları yaşar. Başlıca ihraç ürünü yer fıstığıdır. İlin batı ve kuzey kesim- lerinde önemli boksit yatakları da vardır. İl son zamanlarda demir yoluyla yapılan ticaretlerle gelişme göstermiştir. İlin merkezinde bulunan demir yolu, birçok ürünün ticaretinde önemli bir etkiye sahiptir. Dabola, demir yolu doğru kullanı- lırsa ileride daha çok gelişeceğe benziyor.---- Bu parça aşağıdaki cümlelerden hangisiyle ta- mamlanırsa son kısımdaki beklentiyle doğru oran- ti kurulamaz? A) Demir yolunun doğru kullanımı için de gerekli çalış- maların başlatıldığı bilinmektedir. B) Dabolanın ürün çeşitliliği için bunun gerçekleştiril- mesi doğru bir çalışmadır. Nnsanların bunun farkında olmadan bir alana yönel- mesi kesinlikle engellenmelidir. D) Demir yolu kullanımının gelişimi içinse aynı şeyi söylemek zordur. E) Dabolanın demir yolunun kullanımına göre gelişim göstermesiyse beklentiler içerisindedir.

Kedi fotoğraflarıyla mest olan, yavru kedileri yutacakmış gibi öpüp sıkıştıran, her kedi ilanında içi akan onlarca insan tanıyorum. Ama onların davranışlarından sonuç çıkarmak bir yana, hiçbirimizin bir kediyi gerçekten anladığımızı düşünmüyorum. O yüzden tarih düşkünü dünya sefilleri olarak hiçbirimiz bir kedi tarafından kulağımızın çekilmesine hazır değiliz. Bundan dolayı uyarmakta fayda var: Önce insanlığınızı cebinizden çıkarıp gözünüzün önünde bir yere koyun. Zira kediler size sizin öykünüzü anlatırken onun gittikçe küçüldüğünü kendi gözlerinizle göreceksiniz. 2. Böyle konuşan biri, insanların kedilerle ilgili hangi duygusunun eksikliğini vurgulamıştır? A) Acima B) içtenlik C) Kararlılık D) Yardımseverlik E) Umut

TYT/Türkçe 9. Dünyada hiçbir edebiyat kendinden önce yazılanlara yaslanmadan cümle kuramaz. Geleneğin şöyle bir paradoksu var, hem size kılavuzluk eder, yolunuzu açar hem de sizi kendi hapishanesine kapatır, yazacağınız her şeye gölge eder. Bu, sizin önceki söz değerleriyle kurduğunuz ilişkiye bağlı. Hayatın bütün alanlarında olduğu gibi edebiyatta da gelenekle, söylenmiş sözle yetinirseniz, onu dönüştürerek, zamanın ruhuyla kararak yeniden yaratmazsanız o büyük birikim size "kötülük" eder. Sizi var eden dilin geçmiş edebiyatını bilmeden, küçümseyerek kimse bir şey yazamaz. Bu parçaya göre geleneğin bir yazar için faydalı olması, aşağıdakilerden hangisine bağlıdır? A) içerikten çok, anlatım özelliklerini dikkate almaya B) Oluşturulduğu çağın dil ve anlatım özelliklerini iyi bilmeye C) Günümüzün sanat anlayışıyla yeniden yorumlamaya D) Geçmişe ait olan biçem ve zevki aynen tekrarlamaya = E) Çağımıza hitap edebilen sanatsal yönlerini ön plana çıkarmaya

28. Bugün, modern şiirimize bir göz attığımızda -sayılı örnekleri dışarıda tutarsak- imge yığınına dönüşen, imgenin imgeyi boğduğu, belli bir duygulanım yaratsa bile ne dediği belli olmayan, yaşamda hangi değeri sahiplendiği belirsiz, şiirden çok şiirsellik içeren metinlerle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bu ürünler, okunduktan sonra hemen unutulan, kalıcı olamayan dizeler durumunda kalıyor. Şiirin ömrünü uzatan yani kalıcılığını sağlayan felsefi öz noksan olduğundan bu ürünler en büyük koruyucu olan toplumsal bellekte yer bulamıyorlar. Bu. yüzden modern şiirimizi dolduran bu uçucu örneklerin karşısında daha kalıcı, söylediği şeyi nasıl biçimlendirdiğini ortaya koyan, öz-biçim diyalektiğini somutlayan, akıl-duygu birliğini sağlayan bir "hikmet şiiri"nin önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bu parçada yazarın modern şiirde eksik olarak gördüğü aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirlerin düşünsel yönden noksan olması B) Şiirlerdeki duygusallığın arka planda kalması C) Şairlerin sadece somut gerçekleri ele alması D) Siirlerin biçimsel yönünün zayıf kalması Özgün olmayan imgelerin kullanılması

(1) Bileşikler, belirli sayıda element atomunun kimyasal bir bağ ile bağlanmasıyla oluşur ancak karışımın belirli bir formülü yoktur. (II) Bileşik, iki ya da daha fazla cinsten atomun bir araya gelerek oluşturduğu saf maddelere denir. (III) Ayrıca bileşikleri oluşturan elementler bir araya gelerek kendi özelliklerini kaybeder fakat karışımları oluşturan maddeler hiçbir zaman kendi özelliklerini kaybetmez. (IV) Bileşiklerin çoğu moleküler yapıdadır ancak tuz gibi ato- mik yapıda olanları da vardır. (V) Bileşikler, sıklıkla karışımlar kavram birbirinden farklıdır. özdeşleştirilir ancak iki B. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir paragraf oluşturulacak biçimde sıralanmak istenildiğinde doğru sıralama aşağı- dakilerden hangisi olur? HI-II-IV-V-I B) II-IV-V-I-III D) II-V-IV-III-I C) I-II-III-V-IV I-I-IV-V-III TAK ETİM YAYINLARI TEK EGIM YAYINLARI REMIX FOTE

el el 1- Eit ile- n i in k- e Paragrafın Şifresi - Metot Anlatımlı S 313 30. Gazeteci: Niçin görsel sanatlar ve müzik arasında bir paralellik olduğuna ve iki sanat disiplininin de zamansal yönüne dikkat çektiniz? Ressam: Çünkü 20. yüzyılda birçok sanat disiplini gibi resim sanatı da kendi sınırlarının ötesinde bir başka disiplinle etkileşim içerisinde olmuştur. Gazeteci: Aynı sözleri söyleyen bir tiyatrocu olsaydı yanıtınız yine aynı mı olacaktı? Ressam: Sanatın hangi dalı olduğu benim için önemli değil ki! Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki ressamin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenemez? A) Çağın sanat anlayışı sanat alanı dışındaki tüm disiplinlerle etkileşim içerisinde olurken tüm sanat disiplinleri de birbirleri ile iç içe olmalıdır. B) Geçmişte bilimsel bilgiden, gelişen teknolojiden yararlanmış sanat disiplinleri arasındaki ilişkilere katı sınırlar çizilmelidir. C) Geleneksel malzemelerin dışında farklı malzemelerin resim sanatında kullanmasının yanı sıra deneysel çalışmalarla yaratma olanakları zenginleştirilmelidir. D) 19. yüzyılda yaşanan toplumsal olaylar, bilimsel gelişmeler sanat olgusunda da köklü değişimlerin yaşanmasına neden olmuş, dönemin sanatçıları farklı sanatlarla iç içe olmuştur. E) Çağdaş sanat anlayışı içerisinde, yeni biçimsel değişimle farklı disiplinlerin birbirleri ile olan ilişki ve etkisi önemini yitirmemiştir. Metot Anlatımlı Soru Bankası LC

la ri 1 309 Paragrafin Şifresi - Metot Anlatımlı Soru Bankası şağıdakilerden hangisine değinilmiştir? edebiyat yayıncılığıyla ilgili olarak Yayıncılık dünyasında Türkiye'nin başı çektiğine B Yayıncılıkla uğraşanların maddi kaygılarının olduğuna Teknolojik gelişmelerle yayıncılıkta değişim yaşandığına D) Yayınevi sayısının günümüzde azaldığına EGünümüzde yayıncılık sektörünün denetlenmediğine 16. Çocuk ve çocukluğa eserlerinde yoğun olarak yer veren Orhan Veli'nin çocuk edebiyatına bakış açısı La Fontaine'den çevirdiği fablların başına koyduğu ön sözde yer almaktadır: "Bu kitapta okuyacağınız şiirleri gerçi sizler için tercüme ettim. Ama hiçbir zaman onları çocukça bulmadım. Zaten sizi de küçük görmüyorum. Güzel şeyleri siz de büyükler kadar anlar, büyükler kadar seversiniz. Elbette, yaşınız ilerledikçe bilginiz de artacaktır. Ama bu, bilginiz artıncaya kadar kötü şeyler, basit şeyler okuyacaksınız demek değildir. Bilginizin, anlayı- şınızın artması, zevkinizin incelmesi ancak büyük eserler, kıymetli eserler okumakla olur." Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir şairin düşüncesi olabilir? A) Corukların düşüncelerinin pek bir önemi yoktur. B) Değerli olduklarını çocuklara daima hissettirmeliyiz. Cocuklar yalnızca kolay kitaplardan hoşlanır. DrGüzel olanı çocukların algılaması mümkün değildir. E) Cocuk kitapları sadece güldürmeyi amaçlamalıdır. Metot Anlatımlı Soru Bankası

S 22 Özel öğrenme güçlüğü; yazılı veya sözlü dili anlamak ve kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde veya birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, yazma, okuma, heceleme, dikkati yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik nedeniyle bireyin eğitim perfor- mansının ve sosyal uyumunun olumsuz bir biçimde etkilen- mesidir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Açıklama B) Örnekleme D) Benzetme C) Karşılaştırma E) Tanımlama toplumsal bir da, toplum Hii sanat toplume

A aşağıdaki parçaya göre üzünü kaplayan mukoza tabakasının şkinlerde daha sık olmak üzere ülen bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla görülür. Ülsere göre daha oluşturur. Fakat derinlere geçerek açan faktörlerden en bilineni verilen bir bakteriyle oluşan ekte olan ülkelerin en yaygın hastalığı nme, sigara, alkol gibi unsurlar r, mide asitinin fazla salgılanıp masına, önlem alınmazsa da ut" olmaktan çıkıp "kronik" evreye Onlerden kastımız elbette bir yduğu önlemler, verdiği ilaçlardır. e mide üzerinde etkili olan sinirleri nr ve gastrit, bu şekilde de r da yan etki olarak gastrite yol t bir gastroenteroloji uzmanı, tespit etmeli ve ona uygun nsin. Yoksa sadece diyet ile bu slenme, bu hastalığın sadece şka kaynaktan geliyorsa siz de ce teşhis, sonra tedavi. aşağıdakilerden hangisine eki en tehlikeli hastalıktır. bir mide rahatsızlığıdır. bir hastalıktır. çözülebilen bir sorundur. nağı bilinememektedir. elerden hangisi bir isel tedavilerle, diyetlerle m." diyen bir hastaya stum, eline batan dikeni tum, hafife aldığın ni ezebilir. cöpü halının altına mışsın. boğazdan gider et. işsın dostum, bazı yaşamın önünü 14 L G S B A 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Ahmet Muhip Dıranas'ın bu duyguyu anlatan şiirinin şu dizeleri geliyor aklıma: A Belge Garnal - Türkiye Genell Aynı siyah güneş, aynı siyah Aynı susayiş, aynı koşu, aynı... Ofl.. Hep aynı şey, aynı şey, aynı şey Aynı, aynı, aynı, aynı Günlerimiz, böylesi bir aynılaşmanın rengini taşıyorsa ha uzun yaşamışız ha kısa; ne değişir ki?.. Neden böyle oluyor bu? Çağımızın insanı hurdalaştıran çılgınca sayrılığı; daha çok kazanma, daha çok harcama tutkusu yol açıyor buna. Insan bu sayrılığa bir yakalandı mı yüreğinin kapısını, yaşamının içinde barındırdığı güzelliklere, şiirselliklere kendini kapatıyor. Onu duygu körleşmelerine uğratıyor. Ne karın ne yağmurun yağışı, ne çiçeklerin açışı, ne günün doğuşu, ne güneşin batışı kısacası doğadaki hiçbir değişim onu etkilemiyor; onun yüreğinin ritmini bozmuyor. 37. Bu parçada "bu duygu" olarak ifade edilen duygu aşağıdakilerden hangisidir? B) A) Kazanma hırsının insanda yarattığı doyumsuzluk ve mutsuzluk duygusu Tekdüze yaşayıştan kaynaklanan hayattan zevk almama duygusu C) İnsanın yaşama enerjisini düşüren başarısızlık ve çaresizlik duygusu D) İnsanın insanla kurduğu nitelikli ilişkilerin yok oluşundan doğan hayıflanma duygusu E) Kendini ifade edebilecek bir iletişim becerisinden yoksun olmanın verdiği yalnızlaşma duygusu M A 38. Bu parçadan L Maddi konfor uğruna koşuşturmalar içinde yaşarsanız hayatın güzelliklerine karşı duyarsızlaşırsınız. II. Sanattan, şiirden zevk almak için başkalarının yaşamına ayna olmayı sağlayan empati duygusuna sahip olmalısınız. IN Tekdüze bir yaşamın yeknesak işleyişi içinde rutinin robotu gibi yaşıyorsanız yaşamınızın uzunluğu veya kısalığı bir anlam ifade etmez. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız 1 D) I ve III B) Ive Il C) Yalnız III E) I, II ve m Diğer Sayfaya Geçiniz. TYT/TÜRKÇE 39-40. sc cevaplay Fahri Işık, bu ilmin me arkeolojiyi ama bir at Arkeoloji E Oraya gid hissettim. Bunu gör (kayısı) y Sonuçta Himmel ateş ola açılan a bulduğ arkada Prehis Her se diye d karan yani ki na Döne yönc yayı resi dör dör sü 39. Br g a F

f 14. Filozof gibi sanatçı da kendini tümüyle hakikat arayışına vermiştir; şeylerin ardındakini görmeye ve insanın yaşantısını daha derinden anlamaya, yorumlamaya çalışır. Ancak, görüşlerini filozoftan farklı bir biçimde duyurur ya da halka sunar; onunki, ussal bir kanıtlamadan çok, doğrudan duyu algısına, kavramsal bilgiden tamamen bağımsız olan sezgiye, içsel duyusa dayanır. Buna göre sanatçı hangi özelliği ile filozoftan ayrılır? A) Yapıtının evrensel nitelik taşımasıyla Bapıtına düşüncelerini katmasıyla Somut ürünler ortaya koymasıyla DI Var olanı yapıtında aynen yansıtmasıyla E) Yapıtını kendi yaşantıları ile oluşturulmasıyla DENEME-4 VİP Yayınları 15

8. 9. (1) Toplumsal sorunlara değinmeyen sanatçı, yoktur. (II) Sanatçı, ülke sorunlarını ve çözüm yollarını bilmek zorundadır. (III) Bu sorunlar yü- zünden acı çeken halkın acılarını sanatçının, ken- dine acı edinmesi gerekir. (IV) Oysa kimi aydın geçinen sanatçılar, sanatına siyaset ve ideolojiyi karıştırmak istemezler. (V) Yoksa sanatçının sa- natı gerektiği düzeye, gereken yere gelemez. B) II. C) III. A) I. (1) Bireysel yeteneklerin D) IV. E) V. 1

R 33. Bir romana başladığımda hayatım biter, "Bittim ben!" derim. Artık bu dünyada değilim. Bu nedenle küçük ev ka- zaları geçirir, yanlış paralar uzatır, yanlış telefonlar çevirir, elbiselerimi kuru temizleyicide unuturum. Oysa hiç böyle değilimdir. Yeni bir romana başlama anında olur bütün bunlar. Endişem, başlama zamanının gelip gelmediğin- den emin olmaya çalıştığımda artar. Buraya gelene kadar roman fikri çoktan yakama yapışmış, aramızdaki müthiş mücadele yaşanmıştır. Kahramanları gözüme görünmüş- lerdir. Ne anlatacağımı nasıl anlatacağımı biraz bilirim. Bu durumun bir sürü sıradan tarifi olabilir. Tramplenin ucun- dan havuza bakmak, aradaki mesafeden korkmak ama atlarken burnunun ucu suya değerken mutlu olmak... Bu sözleri söyleyen bir sanatçının I. yazacaklarını önceden planlayan II. yazma sürecinde rahat hareket eden III. duygularını dile getiremeyen IV. kendini tanıyan ve yaşadıklarının farkında olan niteliklerinden hangilerine sahip olduğu söylenebilir? B) Yalnız II A) Yalnız I D) III ve IV C) II ve III EI ve IV 3