Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ro 13. Biyolojik olarak parçalanabilir atıklan
asy
çöpe atmak yerine kompost yöntemi ile
faydalı toprak gübresine dönüştürmenin
hem kendimize hem de bu dünyada yaşa-
yacak olan gelecekteki insanların yaşan-
tısına çok güzel bir hediye olduğunun
çoğumuz farkında bile değiliz.
Ing
5
al
19
10
TV
II. Halbuki kompostun toprağı iyileştirmek için
gübre olarak kullanılması, bitkilerin daha
iyi gelişmesini sağlayarak bitkiler yoluyla
karbon depolanmasını destekleyecektir.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca
doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Kompostun toprağı iyileştirmek, gübre
olarak kullanıldığı için bitkilerin daha iyi
gelişmesini sağlamak, karbon depolaması
yapmak gibi faydalarının olmasından dola-
yı dönüştürülebilecek atıklanı çöpe atmak
yerine bu yöntemle kendimiz ve dünya
için yaşamı daha faydalı olabilecek hâle
getirebileceğimizin farkında bile değiliz.
B) Kompost yönteminin toprağı iyileştirmek
için kullanıldığını öğrendiğimiz zaman
biyolojik olarak parçalanabilir atıkları
çöpe atmak yerine onları dönüştürmeye
tercih ettiğimiz günden beri daha iyi bir
hayat sürüyoruz.
C) Bazı atıkları çöpe atmak yerine onları
dönüştürmek, toprağa fayda sağlayabile-
ceği gibi insan yaşamını da kolaylaştıra-
rak hem bugüne hizmet edecek hem de
gelecek nesillerin hayatını daha iyi şart-
larda sürdürmesine imkân tanıyacaktır.
D) Yaşamımızın verimini en iyi sağlayan
unsurlardan olan toprağın gelişmesi için
elde edilen gübreler, biyolojik olarak par-
çalanabilir atıklardan dönüştürülerek kul-
lanıldığı zaman geleceğimiz daha yaşa-
nılabilir bir hal alacaktır.
Dabary
E) Toprak ve bitkilerin doğru kullanılması
için bazı atıkları dönüştürerek bugüne ve
geleceğe yatırım yaparken bazı fedakâr-
lıkları yapmamız gerektiğinin farkına var-
dığımızda güzel şeyleri başarabileceğiz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ro 13. Biyolojik olarak parçalanabilir atıklan asy çöpe atmak yerine kompost yöntemi ile faydalı toprak gübresine dönüştürmenin hem kendimize hem de bu dünyada yaşa- yacak olan gelecekteki insanların yaşan- tısına çok güzel bir hediye olduğunun çoğumuz farkında bile değiliz. Ing 5 al 19 10 TV II. Halbuki kompostun toprağı iyileştirmek için gübre olarak kullanılması, bitkilerin daha iyi gelişmesini sağlayarak bitkiler yoluyla karbon depolanmasını destekleyecektir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağı- dakilerden hangisidir? A) Kompostun toprağı iyileştirmek, gübre olarak kullanıldığı için bitkilerin daha iyi gelişmesini sağlamak, karbon depolaması yapmak gibi faydalarının olmasından dola- yı dönüştürülebilecek atıklanı çöpe atmak yerine bu yöntemle kendimiz ve dünya için yaşamı daha faydalı olabilecek hâle getirebileceğimizin farkında bile değiliz. B) Kompost yönteminin toprağı iyileştirmek için kullanıldığını öğrendiğimiz zaman biyolojik olarak parçalanabilir atıkları çöpe atmak yerine onları dönüştürmeye tercih ettiğimiz günden beri daha iyi bir hayat sürüyoruz. C) Bazı atıkları çöpe atmak yerine onları dönüştürmek, toprağa fayda sağlayabile- ceği gibi insan yaşamını da kolaylaştıra- rak hem bugüne hizmet edecek hem de gelecek nesillerin hayatını daha iyi şart- larda sürdürmesine imkân tanıyacaktır. D) Yaşamımızın verimini en iyi sağlayan unsurlardan olan toprağın gelişmesi için elde edilen gübreler, biyolojik olarak par- çalanabilir atıklardan dönüştürülerek kul- lanıldığı zaman geleceğimiz daha yaşa- nılabilir bir hal alacaktır. Dabary E) Toprak ve bitkilerin doğru kullanılması için bazı atıkları dönüştürerek bugüne ve geleceğe yatırım yaparken bazı fedakâr- lıkları yapmamız gerektiğinin farkına var- dığımızda güzel şeyleri başarabileceğiz.
ü
ri
it
ir
i
7. Cümleler farklı anlam özellikleri taşır.
1. Bazı cümlelerde benzetmenin kullanıldığı
betimleme unsurlarını görmek mümkündür.
II. Bazı cümlelerde hayıflanma anlamına yer
verilir.
III. Bazı cümleler üslup özelliklerden söz eder.
IV. Bazı cümleler varsayım anlamı taşır.
V. Bazı cümlelerde dolaylı anlatıma yer verilir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki
açıklamalara aşağıdaki cümlelerden han-
gisi örnek olarak gösterilemez?
A) İstanbul güzellikler denizinin kraliçesidir
ve yalnız hazin sahillerinde yüz süre-
rek önünden akıp giden Boğaz'ın safa-
sı, mevkiinin bütün dünyada eşi benzeri
olmadığını ispata yeter. (1)
B) Etrafımdaki insanların iyi geçiniyormuş
gibi rol yapmaları, belli bir yaştan sonra
farkındalığının artmasıyla daha da göze
batar hâle gelmişti. (II)
C) Şiir dilinin günlük konuşulan dil olması
gerektiğini savunan ve sözcüklerin genel-
likle gerçek anlamlarını kullanan şairler
vardır. (III)
D) Bu işin üstesinden geldiğini farz ettiği-
mizde bütün iş dünyasının saygınlığını
kazanacağından emin misin? (IV)
E) İlk şiirlerinde hece ölçüsünü kullandığını,
daha sonra serbest ölçü ile şiirler yazdığı-
ni notunda belirtmiş. (V)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ü ri it ir i 7. Cümleler farklı anlam özellikleri taşır. 1. Bazı cümlelerde benzetmenin kullanıldığı betimleme unsurlarını görmek mümkündür. II. Bazı cümlelerde hayıflanma anlamına yer verilir. III. Bazı cümleler üslup özelliklerden söz eder. IV. Bazı cümleler varsayım anlamı taşır. V. Bazı cümlelerde dolaylı anlatıma yer verilir. Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşağıdaki cümlelerden han- gisi örnek olarak gösterilemez? A) İstanbul güzellikler denizinin kraliçesidir ve yalnız hazin sahillerinde yüz süre- rek önünden akıp giden Boğaz'ın safa- sı, mevkiinin bütün dünyada eşi benzeri olmadığını ispata yeter. (1) B) Etrafımdaki insanların iyi geçiniyormuş gibi rol yapmaları, belli bir yaştan sonra farkındalığının artmasıyla daha da göze batar hâle gelmişti. (II) C) Şiir dilinin günlük konuşulan dil olması gerektiğini savunan ve sözcüklerin genel- likle gerçek anlamlarını kullanan şairler vardır. (III) D) Bu işin üstesinden geldiğini farz ettiği- mizde bütün iş dünyasının saygınlığını kazanacağından emin misin? (IV) E) İlk şiirlerinde hece ölçüsünü kullandığını, daha sonra serbest ölçü ile şiirler yazdığı- ni notunda belirtmiş. (V)
TYT/Türkçe
36-37. soruları aşağıda verilen parçadan
hareketle yanıtlayınız.
Sanat ve hayat arasındaki sınırların muğlaklaştığı,
sanatın ontolojik olarak değişime uğradığı 20. yüz-
yılda ironi, modern sanatın başat bir karakteri olarak
öne çıkmıştır. Felsefe ve edebiyat alanından sanat
alanına sızan ironik eleştirel dil, sanatsal üretimin
formel ve fikrî temellerinin yeniden kurgulanmasın-
da oldukça etkin bir rol oynamıştır. Günümüzde re-
simden heykel ve seramiğe, performanstan videoya
birçok sanatsal faaliyette ironik eleştirel tavır gide-
izkenrek yaygınlaşmıştır. İroni, ayrıntılı analizlerin altın
çağı olarak nitelendirilen modernlikte ortaya çıkmış-
tır. Empresyonizmle başlayıp soyutlamayla süren
analizler; alımlamaya, duyumsamaya, nesnenin ya-
pisina ve formların parçalanmasına ilişkin bütün de-
neylere açık bir kapı bırakmıştır. Bu süreçte ilk ironik
hamle Marcel Duchamp'tan gelmiştir. Duchamp'ın
nesneyi dönüştüren yaklaşımı, gerçekliğin estetize
edilmesinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Duc-
hamp'ın öncülüğünde sanata giren ironik dilin izleri
Dadaist ve sürrealist çalışmalara da yansımıştır.
36. Bu parçadan ironi ile ilgili olarak
1. Çağdaşlaşma sürecinde ortaya çıkmış ve za-
manla sanat alanına hâkim olmaya başlamış-
II Sanat ürünlerinin biçimsel ve düşünsel açı-
dan yeniden ele alınıp yorumlanmasına kat-
kıda bulunmuştur.
III. Sanat alanının birçok dahnı etkisi altına alan
birtakım akımların ortaya çıkmasına zemin
hazırlamıştır.
yargılarından hangileri çıkarılamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D)
ve III
C) ve II
E) I, ve Ill
Ankara Yayıncılık
38
Hay
etm
süre
sini.
ister
sizin
onu
yaşa
takd
yatır
niza
birini
sinin
kaça
38. Bu p
sine
A) Bi
-Ka
B) Ya
Q
biri
Biy
eks
D Bir
bir
B
E Yaz
old
39. Bu pa
anlata
lerder
A) Hay
lanr
C) Yaz
olma
D) Yaşa
sığlı
FLYG
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 36-37. soruları aşağıda verilen parçadan hareketle yanıtlayınız. Sanat ve hayat arasındaki sınırların muğlaklaştığı, sanatın ontolojik olarak değişime uğradığı 20. yüz- yılda ironi, modern sanatın başat bir karakteri olarak öne çıkmıştır. Felsefe ve edebiyat alanından sanat alanına sızan ironik eleştirel dil, sanatsal üretimin formel ve fikrî temellerinin yeniden kurgulanmasın- da oldukça etkin bir rol oynamıştır. Günümüzde re- simden heykel ve seramiğe, performanstan videoya birçok sanatsal faaliyette ironik eleştirel tavır gide- izkenrek yaygınlaşmıştır. İroni, ayrıntılı analizlerin altın çağı olarak nitelendirilen modernlikte ortaya çıkmış- tır. Empresyonizmle başlayıp soyutlamayla süren analizler; alımlamaya, duyumsamaya, nesnenin ya- pisina ve formların parçalanmasına ilişkin bütün de- neylere açık bir kapı bırakmıştır. Bu süreçte ilk ironik hamle Marcel Duchamp'tan gelmiştir. Duchamp'ın nesneyi dönüştüren yaklaşımı, gerçekliğin estetize edilmesinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Duc- hamp'ın öncülüğünde sanata giren ironik dilin izleri Dadaist ve sürrealist çalışmalara da yansımıştır. 36. Bu parçadan ironi ile ilgili olarak 1. Çağdaşlaşma sürecinde ortaya çıkmış ve za- manla sanat alanına hâkim olmaya başlamış- II Sanat ürünlerinin biçimsel ve düşünsel açı- dan yeniden ele alınıp yorumlanmasına kat- kıda bulunmuştur. III. Sanat alanının birçok dahnı etkisi altına alan birtakım akımların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. yargılarından hangileri çıkarılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız III D) ve III C) ve II E) I, ve Ill Ankara Yayıncılık 38 Hay etm süre sini. ister sizin onu yaşa takd yatır niza birini sinin kaça 38. Bu p sine A) Bi -Ka B) Ya Q biri Biy eks D Bir bir B E Yaz old 39. Bu pa anlata lerder A) Hay lanr C) Yaz olma D) Yaşa sığlı FLYG
k
1-
ir
4
n
e
1
Kitap Vadisi
28. Uzun yıllardır edebiyat dünyasının içindeyim ancak
hiçbir zaman eleştirmen olmayı düşünmedim. Çünkü
edebiyat dünyamızda eleştirmenin kim olduğunun,
eleştirinin yerinin neresi olması gerektiğinin bir türlü
anlaşılamadığı kanısındayım. Durum böyle olunca
başlı başına yapıt eleştirisi kabul edilecek bir şeyler
yazmadım. Birkaç kere deneme türü içinde edebiyat-
tan söz etsem de bunu yaparken sadece genel çizgile-
re değinmekle yetindim.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden ya-
kınmaktadır?
A Eleştiri alanında başarılı yapıtlar ortaya konulma-
masından
B) Edebiyat dünyamızda eleştirinin bir bütünlük taşı-
mamasından
Eleştiri alanında yeteri kadar ürün verilmemesinden
D Edebiyatımızda eleştirinin ve eleştirmenin yerinin
belirlenmemesinden
E) Deneme türünde edebiyattan yeterince söz edilme-
mesinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
k 1- ir 4 n e 1 Kitap Vadisi 28. Uzun yıllardır edebiyat dünyasının içindeyim ancak hiçbir zaman eleştirmen olmayı düşünmedim. Çünkü edebiyat dünyamızda eleştirmenin kim olduğunun, eleştirinin yerinin neresi olması gerektiğinin bir türlü anlaşılamadığı kanısındayım. Durum böyle olunca başlı başına yapıt eleştirisi kabul edilecek bir şeyler yazmadım. Birkaç kere deneme türü içinde edebiyat- tan söz etsem de bunu yaparken sadece genel çizgile- re değinmekle yetindim. Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden ya- kınmaktadır? A Eleştiri alanında başarılı yapıtlar ortaya konulma- masından B) Edebiyat dünyamızda eleştirinin bir bütünlük taşı- mamasından Eleştiri alanında yeteri kadar ürün verilmemesinden D Edebiyatımızda eleştirinin ve eleştirmenin yerinin belirlenmemesinden E) Deneme türünde edebiyattan yeterince söz edilme- mesinden
6.
Biçem, kişinin dili kullanma yetisine sıkı sıkıya bağlıdır.
Hangi yazı vardır ki sözcükler evreninde yapılan bir
yolculuğun ürünü olmasın? Kesinlemeye giderek söyle-
yeyim: Türü ne olursa olsun her yazı, sözcüklerin anlam
ve çağrışım katmanlarında dolaşmayı zorunlu kılar. Yazar
da bu katmanlarda dolaşan bir gezgindir bana göre.
Sözcüklerin ülkesinde "yeni keşifler"e çıkan kişidir. Biçem
sahibi olması, kendidenliğini oluşturması da buna, söz-
cüklerin coğrafyasının havasını solumasına bağlıdır. Çünkü
yazar, sözcüklerin ülkesini kendine yurt edinen kişidir.
Dil ve düşünce bütünlüğüne göre, bu parçada boş bıra-
kılan yere aşağıdakilerden hangisi gelebilir?
A) Gerçek bir yazar, sözcüklere yeniden can verir.
B) Çünkü yazma, sözcüklerle gerçekleştirilen bir davra-
nıştır; sözcüklerin dünyasında yapılan bir yolculuktur.
C) Gerçek sanatçılar, sözcüklerle uzun süreli uğraşma so-
nucunda kendi yollarını belirler.
D) Bazı yazarlar, dili başarıyla kullanıp kendine özgü bir
anlatıma kavuşurlar.
E) Etkili yazan sanatçılar, günlük dilden aldığı sözcüklere
yeni ve özgün anlamlar yüklerler.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Biçem, kişinin dili kullanma yetisine sıkı sıkıya bağlıdır. Hangi yazı vardır ki sözcükler evreninde yapılan bir yolculuğun ürünü olmasın? Kesinlemeye giderek söyle- yeyim: Türü ne olursa olsun her yazı, sözcüklerin anlam ve çağrışım katmanlarında dolaşmayı zorunlu kılar. Yazar da bu katmanlarda dolaşan bir gezgindir bana göre. Sözcüklerin ülkesinde "yeni keşifler"e çıkan kişidir. Biçem sahibi olması, kendidenliğini oluşturması da buna, söz- cüklerin coğrafyasının havasını solumasına bağlıdır. Çünkü yazar, sözcüklerin ülkesini kendine yurt edinen kişidir. Dil ve düşünce bütünlüğüne göre, bu parçada boş bıra- kılan yere aşağıdakilerden hangisi gelebilir? A) Gerçek bir yazar, sözcüklere yeniden can verir. B) Çünkü yazma, sözcüklerle gerçekleştirilen bir davra- nıştır; sözcüklerin dünyasında yapılan bir yolculuktur. C) Gerçek sanatçılar, sözcüklerle uzun süreli uğraşma so- nucunda kendi yollarını belirler. D) Bazı yazarlar, dili başarıyla kullanıp kendine özgü bir anlatıma kavuşurlar. E) Etkili yazan sanatçılar, günlük dilden aldığı sözcüklere yeni ve özgün anlamlar yüklerler.
3.
Masal anlatıcılığı geleneği ilk çağlara dayanır. Şaman or-
taya çıkar ve tanrıları anlatır etkileyici sesiyle. Davuluna
vurarak yansıma sesleri canlandırır. Avda yaşadıklarını dil-
lendiren avcılar gibidir. Bir hikâye anlatırlar. Daha sonra da
bunları imgelere dönüştürür ya semboller olarak ya mağara
resmi ya da bir tür yazı olarak görselleştirirler. Bir bakıma
bütün sanatlar bu ilk örneklerden ortaya çıkar. Çizgi roman-
sa kendisinden önce gelen tüm sanat formlarının yapılarını
alıp masal anlatıcılığı geleneğinin potasında eritir. Resim,
hareket, yazı, şiir, yansıma vardır. Replikler, dekor, kostüm,
sahneler, akan kareler, renkler, ışık oyunları, kadraj... var-
dır. Kısacası çizgi romanla tanışmış olan her okur ve sanat-
çı, özünde diğer tüm sanat dallarına aşinadır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi çizgi romanı farklı-
laştıran bir etken olamaz?
7
A) Kalabalıklara seslenme
B Sentez oluşturma
B) Geleneği kullanma
D) Sonradan ortaya çıkma
E) Diğer yapıları alma
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Masal anlatıcılığı geleneği ilk çağlara dayanır. Şaman or- taya çıkar ve tanrıları anlatır etkileyici sesiyle. Davuluna vurarak yansıma sesleri canlandırır. Avda yaşadıklarını dil- lendiren avcılar gibidir. Bir hikâye anlatırlar. Daha sonra da bunları imgelere dönüştürür ya semboller olarak ya mağara resmi ya da bir tür yazı olarak görselleştirirler. Bir bakıma bütün sanatlar bu ilk örneklerden ortaya çıkar. Çizgi roman- sa kendisinden önce gelen tüm sanat formlarının yapılarını alıp masal anlatıcılığı geleneğinin potasında eritir. Resim, hareket, yazı, şiir, yansıma vardır. Replikler, dekor, kostüm, sahneler, akan kareler, renkler, ışık oyunları, kadraj... var- dır. Kısacası çizgi romanla tanışmış olan her okur ve sanat- çı, özünde diğer tüm sanat dallarına aşinadır. Buna göre aşağıdakilerden hangisi çizgi romanı farklı- laştıran bir etken olamaz? 7 A) Kalabalıklara seslenme B Sentez oluşturma B) Geleneği kullanma D) Sonradan ortaya çıkma E) Diğer yapıları alma
Gazeteci: "Hiçbir kurgusal eser bir belgeyle aynı değildir."
demiş ve son dönemde edebî görünen herhangi bir şeye
karşı yoğun bir şüphe olduğundan bahsetmişsiniz. Sizce
kurgusal edebiyat için yolun sonu göründü mü?
Yazar: Kurgu yazarları, güvenilirlik sorunu yüzünden son
derece gergin bir hâle getirildi. Yazarın kendi karakterine
ve deneyimine dair bir belgenin, kurgulanmış bir metinden
daha fazla güce sahip olduğu düşüncesi giderek
yaygınlaşıyor.
Gazeteci: Öyleyse sanat, artık sorunsuz hayallerin
at koşturduğu bir alan değil gerçekliğin aktarıldığı bir
sahnedir diyebiliriz.
Yazar: Demek istediğim şudur: Kurgu yapıyorum diyerek
gerçeği bozmak sanat değildir. Gerçeğin özünü muhafaza
edip kurguyu onun anlatımını renklendiren, sanatseverin
yüreğindeki teli titreten bir unsur olarak kullanmak gerekir.
Aşağıdaki parçalardan hangisinin bu diyalogdaki
yazarın görüşüyle örtüştüğü söylenebilir?
A) Kurgusal bir edebî eserin özgün olmasının en
önemli göstergesi, gerçek yaşam deneyimlerini
aktarabilmesinden geçer. Yazar, yaşadığı çağı ve
o çağın karakteristik özelliklerini eserlerine yansıtır.
Bazı yazarlar, kendi dönemlerinin sosyal gerçekliğini
eserlerine başarıyla ve tarafsızca aktarırlar.
B) Bazı kurgu yazarları ilgilerini çeken tek şeyin mektuplar
ve günlükler olduğunu söylüyor çünkü bunlar insan
psikolojisini en iyi yansıtan edebi eserlerdir. İnsan, bu
tarz eserlerde daha çok kendisini, varsaydığı benliğini
muhatap alır.
C) Bir yazar olarak yaptığım iş, itiraf etmek değil, tanıklık
etmektir. Bu dünyanın canlı tanıklarıyız. Yazarın bir
görevi de canlı tanık olarak tarihe bir not düşmektir.
D) Kurgunun tipki fotoğraf gibi hakiki olması beklenir.
Yazar bir fotoğrafçı gibidir, hayattan anlık görüntüler
aktanr. Eserinin güzelliği de aksettirdiği hayatın
zenginliğiyle ölçülse de hayat o kadar zengin ve
çeşitlidir ki hiçbir roman onu tamamıyla içine alamaz.
E) Kurgu yazanı, başıboş bir kurgucu değildir, olguyu
değiştirmeksizin onu sanatsal kurgu yöntemleriyle
canlı ve etkileyici bir biçimde sunan kişidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Gazeteci: "Hiçbir kurgusal eser bir belgeyle aynı değildir." demiş ve son dönemde edebî görünen herhangi bir şeye karşı yoğun bir şüphe olduğundan bahsetmişsiniz. Sizce kurgusal edebiyat için yolun sonu göründü mü? Yazar: Kurgu yazarları, güvenilirlik sorunu yüzünden son derece gergin bir hâle getirildi. Yazarın kendi karakterine ve deneyimine dair bir belgenin, kurgulanmış bir metinden daha fazla güce sahip olduğu düşüncesi giderek yaygınlaşıyor. Gazeteci: Öyleyse sanat, artık sorunsuz hayallerin at koşturduğu bir alan değil gerçekliğin aktarıldığı bir sahnedir diyebiliriz. Yazar: Demek istediğim şudur: Kurgu yapıyorum diyerek gerçeği bozmak sanat değildir. Gerçeğin özünü muhafaza edip kurguyu onun anlatımını renklendiren, sanatseverin yüreğindeki teli titreten bir unsur olarak kullanmak gerekir. Aşağıdaki parçalardan hangisinin bu diyalogdaki yazarın görüşüyle örtüştüğü söylenebilir? A) Kurgusal bir edebî eserin özgün olmasının en önemli göstergesi, gerçek yaşam deneyimlerini aktarabilmesinden geçer. Yazar, yaşadığı çağı ve o çağın karakteristik özelliklerini eserlerine yansıtır. Bazı yazarlar, kendi dönemlerinin sosyal gerçekliğini eserlerine başarıyla ve tarafsızca aktarırlar. B) Bazı kurgu yazarları ilgilerini çeken tek şeyin mektuplar ve günlükler olduğunu söylüyor çünkü bunlar insan psikolojisini en iyi yansıtan edebi eserlerdir. İnsan, bu tarz eserlerde daha çok kendisini, varsaydığı benliğini muhatap alır. C) Bir yazar olarak yaptığım iş, itiraf etmek değil, tanıklık etmektir. Bu dünyanın canlı tanıklarıyız. Yazarın bir görevi de canlı tanık olarak tarihe bir not düşmektir. D) Kurgunun tipki fotoğraf gibi hakiki olması beklenir. Yazar bir fotoğrafçı gibidir, hayattan anlık görüntüler aktanr. Eserinin güzelliği de aksettirdiği hayatın zenginliğiyle ölçülse de hayat o kadar zengin ve çeşitlidir ki hiçbir roman onu tamamıyla içine alamaz. E) Kurgu yazanı, başıboş bir kurgucu değildir, olguyu değiştirmeksizin onu sanatsal kurgu yöntemleriyle canlı ve etkileyici bir biçimde sunan kişidir.
22. - 23. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
1
Sizi ve çocuğunuzla olan ilişkilerinizi dinledikten sonra anlatmak
istediklerimi bir pedagog olarak çarpıcı bir öyküyle vermek.
istiyorum. Meksika'da çölde yetişen bir tür kaktüs vardır: agave
kaktüsü. Bu kaktüs, ilaç ham maddesi olduğu gibi yapraklarında
da "sisal" denen ipeksi bir iplik bulundurur ve bu iplik, ipekten
daha pahalı bir kumaşın yapımında kullanılır. Bir gün bir iş
insanı bu kaktüslere yatırım yapmaya karar verir. Büyük bir
fabrika kurar, büyükçe ve verimli bir tarlada kaktüsleri
yetiştirmeye başlar. Kaktüsleri orada daha büyük ve daha bol
yapraklı yetiştirmek için her türlü fedakârlığı yapar. Kaktüsleri
bol vitaminler ve zenginleştirilmiş gübrelerle besler. Çabaları
11
sonuç verir, daha iri ve yaprakları daha büyük bitkiler elde eder.
Sıra yaprakların içindeki iplikleri toplamaya gelir. İlginç bir
olayla karşılaşırlar: Hemen hemen tüm kaktüslerde bu iplikler
kaybolmuştur! Yapraklar daha iri olmuş ama içlerindeki iplikler
kaybolmuştur. Buna anlam veremeyen iş insanı, büyük bir
zararla fabrikayı kapatmak zorunda kalır. Ama olayın sebebini
öğrenmek ister ve sorunun peşini bırakmaz. Sonuçta Amerikalı
|||
bir bitki biyoloğu ile anlaşır ve kendi yetiştirdiği bitkilerde
bulunmayan, tabiri caizse ismi var cismi yok bu iplikleri onun
IV
araştırmasını ister. Bitki biyoloğu çöle gider, bu tür kaktüslerden
birinin yanında çadır kurar ve bir iki ay boyunca kaktüsü
gözlemler, inceler ve sonuçta bir rapor yazar. Raporda şu ifade
yer alır: "Bu ipliklerin ortaya çıkma sebebi çölün çetin ve zor
V
koşullarıdır. Siz bu kaktüsü rahat bir ortama yerleştirmekle bu
yeteneğinden etmissinizdir."
22. Pedagogun bu öyküyle ebeveynlere vermek istediği
mesaj aşağıdakilerin hangisi olabilir?
(A) Çocuğunuzun kendine güveni düşükse bunun sebebi
muhtemelen onlara çok sık yardımcı olmanızdır, size
tavsiyem şudur: Çocuklarınızı kırılabilecek bir cam
eşya gibi görüp onları aşırı korumacı biçimde
büyütmeyin.
Olumsuz bir dünyada pozitif çocukları büyütmenin en
iyi yolu, onları koşulsuz olarak seven ve çocuklarına
mükemmel rol modelleri olarak hizmet eden pozitif
ebeveynlere sahip olmaktır.
C) Hayatın şartları olumsuzken dahi çocuklarımızın
yanında soğukkanlı olmalıyız çünkü kaosun ortasında
sakin durabilen ebeveynler, çocuklarına zorluklar
karşısında direnebilme konusunda iyi örnek olurlar.
D) Çocuğunuza kötülük yapmak istiyorsanız her
istediğini hazır verin, iyilik yapmak istiyorsanız bırakın
bazı sorunlarını kendisi çözmeye çalışsın ve bunu
yaparken de kendisini geliştirsin.
E) Çocuğunuzu eylemleri için hiçbir sorumluluk
almayacak şekilde yetiştirirseniz hiçbir şeyin
kendilerinin suçu olmadığını düşünerek ömür boyu
sorumsuzca yaşarlar.
23. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisi hem deyim
hem de mecazlı söyleyiş örneğidir?
A) II
B) V
C) I
D) III
E) IV
90
V
151
ce
in
h
01
V
2
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. - 23. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1 Sizi ve çocuğunuzla olan ilişkilerinizi dinledikten sonra anlatmak istediklerimi bir pedagog olarak çarpıcı bir öyküyle vermek. istiyorum. Meksika'da çölde yetişen bir tür kaktüs vardır: agave kaktüsü. Bu kaktüs, ilaç ham maddesi olduğu gibi yapraklarında da "sisal" denen ipeksi bir iplik bulundurur ve bu iplik, ipekten daha pahalı bir kumaşın yapımında kullanılır. Bir gün bir iş insanı bu kaktüslere yatırım yapmaya karar verir. Büyük bir fabrika kurar, büyükçe ve verimli bir tarlada kaktüsleri yetiştirmeye başlar. Kaktüsleri orada daha büyük ve daha bol yapraklı yetiştirmek için her türlü fedakârlığı yapar. Kaktüsleri bol vitaminler ve zenginleştirilmiş gübrelerle besler. Çabaları 11 sonuç verir, daha iri ve yaprakları daha büyük bitkiler elde eder. Sıra yaprakların içindeki iplikleri toplamaya gelir. İlginç bir olayla karşılaşırlar: Hemen hemen tüm kaktüslerde bu iplikler kaybolmuştur! Yapraklar daha iri olmuş ama içlerindeki iplikler kaybolmuştur. Buna anlam veremeyen iş insanı, büyük bir zararla fabrikayı kapatmak zorunda kalır. Ama olayın sebebini öğrenmek ister ve sorunun peşini bırakmaz. Sonuçta Amerikalı ||| bir bitki biyoloğu ile anlaşır ve kendi yetiştirdiği bitkilerde bulunmayan, tabiri caizse ismi var cismi yok bu iplikleri onun IV araştırmasını ister. Bitki biyoloğu çöle gider, bu tür kaktüslerden birinin yanında çadır kurar ve bir iki ay boyunca kaktüsü gözlemler, inceler ve sonuçta bir rapor yazar. Raporda şu ifade yer alır: "Bu ipliklerin ortaya çıkma sebebi çölün çetin ve zor V koşullarıdır. Siz bu kaktüsü rahat bir ortama yerleştirmekle bu yeteneğinden etmissinizdir." 22. Pedagogun bu öyküyle ebeveynlere vermek istediği mesaj aşağıdakilerin hangisi olabilir? (A) Çocuğunuzun kendine güveni düşükse bunun sebebi muhtemelen onlara çok sık yardımcı olmanızdır, size tavsiyem şudur: Çocuklarınızı kırılabilecek bir cam eşya gibi görüp onları aşırı korumacı biçimde büyütmeyin. Olumsuz bir dünyada pozitif çocukları büyütmenin en iyi yolu, onları koşulsuz olarak seven ve çocuklarına mükemmel rol modelleri olarak hizmet eden pozitif ebeveynlere sahip olmaktır. C) Hayatın şartları olumsuzken dahi çocuklarımızın yanında soğukkanlı olmalıyız çünkü kaosun ortasında sakin durabilen ebeveynler, çocuklarına zorluklar karşısında direnebilme konusunda iyi örnek olurlar. D) Çocuğunuza kötülük yapmak istiyorsanız her istediğini hazır verin, iyilik yapmak istiyorsanız bırakın bazı sorunlarını kendisi çözmeye çalışsın ve bunu yaparken de kendisini geliştirsin. E) Çocuğunuzu eylemleri için hiçbir sorumluluk almayacak şekilde yetiştirirseniz hiçbir şeyin kendilerinin suçu olmadığını düşünerek ömür boyu sorumsuzca yaşarlar. 23. Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisi hem deyim hem de mecazlı söyleyiş örneğidir? A) II B) V C) I D) III E) IV 90 V 151 ce in h 01 V 2
10. İletişim her şeyden çok empati kurmaktır!
İletişimin en önemli kuralı karşısındakini olduğu gibi kabul
etmektir. Ne yazık ki hepimiz hem iş hayatında hem de aile
yaşantımızda diğerlerini kendimiz gibi görüyor, onlarda aynı
düşünce yapısını ve performansı bekliyoruz. Göremeyince
de çatışmaya başlıyoruz. Bu çatışmanın en önemli neden-
lerinden biri de kuşakları anlamamaktan ve kuşak çatışma-
sından kaynaklanır. Peki kuşak nedir? Kuşak kavramının
sözlük anlamı "yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı
çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, ka-
derleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişi top-
luluğu"dur.
Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A) Kendi içinde tutarsızlıkları ve hataları bulunmaktadır.
B) Okura ve topluma doğrudan direktif vermektedir.
C) Kuşak kavramına çok farklı bir bakış açısı getirmekte-
dir.
D) Bir kavramla ilgili yapılan hataları dile getirmektedir.
E) Bilimsel görünüp okuru yönlendirmeyi amaçlamaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10. İletişim her şeyden çok empati kurmaktır! İletişimin en önemli kuralı karşısındakini olduğu gibi kabul etmektir. Ne yazık ki hepimiz hem iş hayatında hem de aile yaşantımızda diğerlerini kendimiz gibi görüyor, onlarda aynı düşünce yapısını ve performansı bekliyoruz. Göremeyince de çatışmaya başlıyoruz. Bu çatışmanın en önemli neden- lerinden biri de kuşakları anlamamaktan ve kuşak çatışma- sından kaynaklanır. Peki kuşak nedir? Kuşak kavramının sözlük anlamı "yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, ka- derleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişi top- luluğu"dur. Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Kendi içinde tutarsızlıkları ve hataları bulunmaktadır. B) Okura ve topluma doğrudan direktif vermektedir. C) Kuşak kavramına çok farklı bir bakış açısı getirmekte- dir. D) Bir kavramla ilgili yapılan hataları dile getirmektedir. E) Bilimsel görünüp okuru yönlendirmeyi amaçlamaktadır.
29. Vaktiyle şairimizin bir taşına bütün Acem mülkünü feda ettiği
İstanbul'da ikamet ediyor olmak İstanbul'da yaşamak mıdır? İs-
tabul'da olup da Şehir Müzesi'ni görmediyseniz İstanbul'un sim-
gesi olan muhteşem Süleymaniye'nin kubbesine içeriden bak-
madıysanız Eyüp'e, Çamlıca'ya uğramadıysanız bu İstanbul'da
yaşamak anlamına gelir mi?
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Istanbul'un kültürel eserler bakımından zengin bir şehir ol-
duğuna
B) İstanbul'da yaşayanların Şehir Müzesi'ni gezmesi gerektiği-
ne
Süleymaniye'nin İstanbul'un simgesi durumunda olduğuna
İstanbul'da yaşamanın, İstanbul'u özümsemeyi gerektirdiği-
ne
EX Eyüp ve Çamlıca'nın, İstanbul'un turistik semtlerinden oldu-
ğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Vaktiyle şairimizin bir taşına bütün Acem mülkünü feda ettiği İstanbul'da ikamet ediyor olmak İstanbul'da yaşamak mıdır? İs- tabul'da olup da Şehir Müzesi'ni görmediyseniz İstanbul'un sim- gesi olan muhteşem Süleymaniye'nin kubbesine içeriden bak- madıysanız Eyüp'e, Çamlıca'ya uğramadıysanız bu İstanbul'da yaşamak anlamına gelir mi? Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Istanbul'un kültürel eserler bakımından zengin bir şehir ol- duğuna B) İstanbul'da yaşayanların Şehir Müzesi'ni gezmesi gerektiği- ne Süleymaniye'nin İstanbul'un simgesi durumunda olduğuna İstanbul'da yaşamanın, İstanbul'u özümsemeyi gerektirdiği- ne EX Eyüp ve Çamlıca'nın, İstanbul'un turistik semtlerinden oldu- ğuna
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Bizim edebiyatımızda polisiye roman geleneği yoktur. (II) Bu-
nun en önemli nedeni polisiye romanın besleneceği sosyal orta-
mın olmayışıdır. (III) Çünkü bizde dedektiflik olmadığı gibi pro-
fesyonel planlara, hesaplara dayalı cinayet de yoktur. (IV) Ayrıca
bizde cinayetlerin çözümü, iz sürme ve bazı karmaşık ilişkileri
tahlil etmeye değil itirafa dayalıdır. (V) Bu durumda doğal olarak
polisiye roman geleneğinin oluşmasına gerek kalmamıştır.
39. Polisiye romanlardan söz edilen bu parçadaki numaralan-
mış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi
40. Bu parçadan hareketle polisiye romanla ilgili aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
A Úlkemizdeki roman okuyucusu, polisiye roman türüne yeni
yeni alışmaya başlamıştır.
B) Yazılan polisiye romanlar, genellikle gerçek hikâyelerden
yola çıkılarak oluşturulmaktadır.
Cinayet dedektifleri, polisiye romanlara ilham kaynağı ol-
maktadır.
D) Ülkemizdeki cinayet çözümlemeleri, Batıdaki gibi yapılmadı-
ğı için polisiye roman türüne konu bulunamamaktadır.
E) Roman okuyucuları, polisiye roman türünü okumayı pek ter-
cih etmemektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Bizim edebiyatımızda polisiye roman geleneği yoktur. (II) Bu- nun en önemli nedeni polisiye romanın besleneceği sosyal orta- mın olmayışıdır. (III) Çünkü bizde dedektiflik olmadığı gibi pro- fesyonel planlara, hesaplara dayalı cinayet de yoktur. (IV) Ayrıca bizde cinayetlerin çözümü, iz sürme ve bazı karmaşık ilişkileri tahlil etmeye değil itirafa dayalıdır. (V) Bu durumda doğal olarak polisiye roman geleneğinin oluşmasına gerek kalmamıştır. 39. Polisiye romanlardan söz edilen bu parçadaki numaralan- mış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi 40. Bu parçadan hareketle polisiye romanla ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A Úlkemizdeki roman okuyucusu, polisiye roman türüne yeni yeni alışmaya başlamıştır. B) Yazılan polisiye romanlar, genellikle gerçek hikâyelerden yola çıkılarak oluşturulmaktadır. Cinayet dedektifleri, polisiye romanlara ilham kaynağı ol- maktadır. D) Ülkemizdeki cinayet çözümlemeleri, Batıdaki gibi yapılmadı- ğı için polisiye roman türüne konu bulunamamaktadır. E) Roman okuyucuları, polisiye roman türünü okumayı pek ter- cih etmemektedir.
Hızır ve Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atıl-
mıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu
kültürlerine ait olduğu, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya
Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysaki Hıdrellez
Bayramı'nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanak-
sızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yu-
nanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da
yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin
düzenlendiği görülmektedir. Anadolu'da hâlâ görkemli törenlerle
kutlanan Hidrellez Bayramı, insanlık tarihinde çok eski zaman-
lardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda farklı isimler al-
tinda kutlansa da Hidrellez, motiflerine pek çok yerde rastlamak
mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanışı insan-
lar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak
algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez, evrensel
bir nitelik kazanmıştır.
aşagıdaki parçaya göre cevaplayınız.
37. Bu parçaya göre Hidrellez Bayramı'nın evrensel bir nitelik
kazanmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A Bayramların kutlanması gereken bir durum olarak algılan-
ması
B) Anadolu uygarlıkları tarafından tüm dünyaya tanıtılıyor olma-
SI
eBayramın farklı adlar altında her yerde kutlanması
Baharın gelişinin insanoğlunu heyecanlandırması
E) Kültür karmaşasının Hıdrellez Bayramı'na katkıda bulunma-
SI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Hızır ve Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atıl- mıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysaki Hıdrellez Bayramı'nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanak- sızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yu- nanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği görülmektedir. Anadolu'da hâlâ görkemli törenlerle kutlanan Hidrellez Bayramı, insanlık tarihinde çok eski zaman- lardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda farklı isimler al- tinda kutlansa da Hidrellez, motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanışı insan- lar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez, evrensel bir nitelik kazanmıştır. aşagıdaki parçaya göre cevaplayınız. 37. Bu parçaya göre Hidrellez Bayramı'nın evrensel bir nitelik kazanmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A Bayramların kutlanması gereken bir durum olarak algılan- ması B) Anadolu uygarlıkları tarafından tüm dünyaya tanıtılıyor olma- SI eBayramın farklı adlar altında her yerde kutlanması Baharın gelişinin insanoğlunu heyecanlandırması E) Kültür karmaşasının Hıdrellez Bayramı'na katkıda bulunma- SI
20. Edebiyat alanındaki tepkilerin çoğunlukla edebiyat dışı
alanlarla ilgili olduğunu düşünüyorum. (1) Üstelik bunlar
oldukça sığ, çapsız ve zekâ yoksunu tepkiler. (II) Öyle
olmasa Nobel almış bir yazara, Orhan Pamuk'a dört yıldan
beri yazdığı Veba Geceleri romanıyla ilgili "Gündemde salgın
ve pandemi olduğu için fırsatçılık yapmış, ticari bir amaçla
yazmış romanı." gibi şeyler söylenebilir miydi? (III) Hepimiz
biliyoruz ki bu gibi saldırılar, onun romancılığı ile ilgili değil.
(IV) Roman dışı alanlarda söz aldığı zaman ortaya koyduğu
tavırdan ve bakış açısından rahatsız olanların ona saldırmak
için fırsat kollaması ile ilgili bunlar. (V)
QO
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine "Daha
çok kişisel ve siyasal husumetlerden besleniyor." cümlesi
getirilebilir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20. Edebiyat alanındaki tepkilerin çoğunlukla edebiyat dışı alanlarla ilgili olduğunu düşünüyorum. (1) Üstelik bunlar oldukça sığ, çapsız ve zekâ yoksunu tepkiler. (II) Öyle olmasa Nobel almış bir yazara, Orhan Pamuk'a dört yıldan beri yazdığı Veba Geceleri romanıyla ilgili "Gündemde salgın ve pandemi olduğu için fırsatçılık yapmış, ticari bir amaçla yazmış romanı." gibi şeyler söylenebilir miydi? (III) Hepimiz biliyoruz ki bu gibi saldırılar, onun romancılığı ile ilgili değil. (IV) Roman dışı alanlarda söz aldığı zaman ortaya koyduğu tavırdan ve bakış açısından rahatsız olanların ona saldırmak için fırsat kollaması ile ilgili bunlar. (V) QO Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisine "Daha çok kişisel ve siyasal husumetlerden besleniyor." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V
Dünyada bulunan yaklaşık 300.000 bitki türünün
yaşamlarını sürdürmek için gelişmiş duyulara sahip
olduğunu herkes kabul eder. Bitkilerin bazı özellikleri
insanlardaki tat alma, görme, dokunma ve koku alma
özelliklerine benzetilebilir. Fakat daha önce bitkilerin
düşünme yetisine sahip olup olmadığını hiç düşündünüz
mü? Bitkilerin dünya üzerindeki yoğunluğu hayvanların
yaklaşık 1.000 katı kadardır. Fakat bitkilerin yer değiştirme
gibi bir yeteneklerinin olmayışı büyük bir dezavantajdır.
Ama bitkiler, bu dezavantajı etrafımıza baktığımızda
göremeyeceğimiz kendine ait yöntemleriyle etkisiz
hâle getirmeyi başarmıştır. Kötü bir koku aldığınızda
tepkiniz nasıl olur? Yüzünüz buruşur, elinizle burnunuzu
kapatır veya o ortamı terk edersiniz. Bitkilerin de belirli
kokulara tepki verdiklerini biliyor muydunuz? Mesela,
olgunlaşan meyveler "etilen" isimli bir kimyasal salgılar. Bu
kimyasalı algılayan olgunlaşmamış meyveler gelişimlerini
hızlandırırlar. Böylece ağaçtaki tüm meyveler, aynı
sürede olgunlaşmış olur. Ve yine bu koku, polen toplayan
böcekleri kendine çekmektedir. Diğer bir örnek ise "ceset
bitkisi"dir. Bu bitki, adından da anlaşılacağı üzere çürümüş
et kokusuna benzeyen bir koku salgılar. Bu da sinekleri ve
diğer çürükçül böcekleri kendine çeker.
35. Bu parçadan hareketle bitkilerle ilgili aşağıdakilerden
hangisine kesinlikle ulaşılır?
A) Ceset bitkisinin çürümüş kokulara karşı duyarlı
olduğuna X
B) Fotosentez yaparak yaşamlarını devam ettirdiklerine
C) Tüm bitkilerde görme, dokunma ve koku alma
özelliklerinin olduğuna X
D) Yer değiştirememe dezavantajını, avantaja
dönüştürdüğüne
E) Gelişmiş duyularıyla hayatlarını sürdürdüklerine
36. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
yoktur?
A) Bitkiler, kokulara karşı duyarlı mıdır?
B) Bitkilerin sevmediği kokular nelerdir?
C) Bitkilerle insanların benzer özellikleri var mıdır?
D) Meyvelerde olgunlaşma nasıl olur?
E) Sayı bakımından hayvanlarla bitkilerin oranı nedir?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Dünyada bulunan yaklaşık 300.000 bitki türünün yaşamlarını sürdürmek için gelişmiş duyulara sahip olduğunu herkes kabul eder. Bitkilerin bazı özellikleri insanlardaki tat alma, görme, dokunma ve koku alma özelliklerine benzetilebilir. Fakat daha önce bitkilerin düşünme yetisine sahip olup olmadığını hiç düşündünüz mü? Bitkilerin dünya üzerindeki yoğunluğu hayvanların yaklaşık 1.000 katı kadardır. Fakat bitkilerin yer değiştirme gibi bir yeteneklerinin olmayışı büyük bir dezavantajdır. Ama bitkiler, bu dezavantajı etrafımıza baktığımızda göremeyeceğimiz kendine ait yöntemleriyle etkisiz hâle getirmeyi başarmıştır. Kötü bir koku aldığınızda tepkiniz nasıl olur? Yüzünüz buruşur, elinizle burnunuzu kapatır veya o ortamı terk edersiniz. Bitkilerin de belirli kokulara tepki verdiklerini biliyor muydunuz? Mesela, olgunlaşan meyveler "etilen" isimli bir kimyasal salgılar. Bu kimyasalı algılayan olgunlaşmamış meyveler gelişimlerini hızlandırırlar. Böylece ağaçtaki tüm meyveler, aynı sürede olgunlaşmış olur. Ve yine bu koku, polen toplayan böcekleri kendine çekmektedir. Diğer bir örnek ise "ceset bitkisi"dir. Bu bitki, adından da anlaşılacağı üzere çürümüş et kokusuna benzeyen bir koku salgılar. Bu da sinekleri ve diğer çürükçül böcekleri kendine çeker. 35. Bu parçadan hareketle bitkilerle ilgili aşağıdakilerden hangisine kesinlikle ulaşılır? A) Ceset bitkisinin çürümüş kokulara karşı duyarlı olduğuna X B) Fotosentez yaparak yaşamlarını devam ettirdiklerine C) Tüm bitkilerde görme, dokunma ve koku alma özelliklerinin olduğuna X D) Yer değiştirememe dezavantajını, avantaja dönüştürdüğüne E) Gelişmiş duyularıyla hayatlarını sürdürdüklerine 36. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Bitkiler, kokulara karşı duyarlı mıdır? B) Bitkilerin sevmediği kokular nelerdir? C) Bitkilerle insanların benzer özellikleri var mıdır? D) Meyvelerde olgunlaşma nasıl olur? E) Sayı bakımından hayvanlarla bitkilerin oranı nedir?
BÖRENCİ BİLGİLERİ
7
ları Sınavı Cevap kâğıdı
DİKKAT I
TÜRKÇE
güzelim
A
36. "Nerede o eski ramazanlar?" derler ya, bense "Nerede o
eski ramazan edebiyatı?" diyorum kendi kendime. Eski devirlerde,
gazetelerde o dönemin ünlü yazarlarının kaleminden çıkma nefis
yazılar yayımlanırmış ramazanla ilgili. Ahmet Rasim'in, Refik Halit in,
Halide Nusret'in yazdıklarını okurken kendinizi tadına doyulmaz bir
ramazan ikliminde bulurmuşsunuz. Günümüzde ise bırakın gazete-
leri, bir kitapta bile böyle metinler aramak boş bir hayall Ramazanın
geçmişin kaybolan güzelliklerine ramazan edebiyatı da eklenmiş
edebiyatında ne bir zevk ne bir eğlence kaldı. Yani anlayacağınız,
oldu böylece.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Karşılaştırma yapılmıştır.
B) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
C) Tartışmacı anlatım söz konusudur.
D) Ömeklerle düşünce somutlaştırılmıştır.
E) Öznel düşüncelere yer verilmiştir.
TYT
37. 1917 doğumlu Edward A. Murphy Jr. ABD Hava Kuvvetlerinde 1949'da
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
BÖRENCİ BİLGİLERİ 7 ları Sınavı Cevap kâğıdı DİKKAT I TÜRKÇE güzelim A 36. "Nerede o eski ramazanlar?" derler ya, bense "Nerede o eski ramazan edebiyatı?" diyorum kendi kendime. Eski devirlerde, gazetelerde o dönemin ünlü yazarlarının kaleminden çıkma nefis yazılar yayımlanırmış ramazanla ilgili. Ahmet Rasim'in, Refik Halit in, Halide Nusret'in yazdıklarını okurken kendinizi tadına doyulmaz bir ramazan ikliminde bulurmuşsunuz. Günümüzde ise bırakın gazete- leri, bir kitapta bile böyle metinler aramak boş bir hayall Ramazanın geçmişin kaybolan güzelliklerine ramazan edebiyatı da eklenmiş edebiyatında ne bir zevk ne bir eğlence kaldı. Yani anlayacağınız, oldu böylece. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Karşılaştırma yapılmıştır. B) Tanık göstermeye başvurulmuştur. C) Tartışmacı anlatım söz konusudur. D) Ömeklerle düşünce somutlaştırılmıştır. E) Öznel düşüncelere yer verilmiştir. TYT 37. 1917 doğumlu Edward A. Murphy Jr. ABD Hava Kuvvetlerinde 1949'da
26. ABD'de kroner kalp hastalıklarıyla ilgili bir araştırma yapılır. Uz-
manları bu araştırmaya yönelten temel sebep, ABD'nin Rose-
to kasabasında kroner kalp hastalıklarının ABD geneline göre
daha düşük olmasıdır. ABD genelinde kalp krizine dayalı ölüm
oranları %0,35 iken bu bölgede ise yalnızca %0,1'dir. Yani ABD
genelinde 1000 kişiden 3,5 kişi ölürken bu bölgede 1000 kişiden
1 kişi kalp krizinden ölmektedir. Roseto kasabasında ülser başta
olmak üzere pek çok hastalık da ülke ortalamasının altındadır.
Bu kasaba halkının beslenme alışkanlıklarını, yaşam tarzını dik-
katlice inceleyen bilim adamları, bu kasabada yaşayanların hızlı
ve düzensiz yaşam tarzını ve hazır gıda tüketimini benimseme-
miş olduğunu görürler. Hayatlarında strese neredeyse hiç yer
vermeyen kasaba halkı, düzenli bir yaşam tarzını benimsemiştir.
Ayrıca geleneksel aile bağlarına da sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yaşlı-
lar ailede saygın bir yere sahiptir.
Bu parçaya göre Roseto kasabasında yaşayan insanlarla
ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Doğayla iç içe stresten uzak bir yaşam tarzına önem ver-
diklerine
B) Hızlı, düzensiz ve tüketime dayalı olmayan bir yaşam tarzını
benimsediklerine
Sağlıkla ilgili konularda duyarlılık oranlarının ABD'nin altında
olmasına
Geleneksel aile yapısına bağlı olmalarının, stressiz bir hayat
yaşamalarında etkili olduğuna
E) Teknolojiye kapalı olmalarının, aile bağlarının sıkı olmasında
etkili olduğuna
VERİ YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. ABD'de kroner kalp hastalıklarıyla ilgili bir araştırma yapılır. Uz- manları bu araştırmaya yönelten temel sebep, ABD'nin Rose- to kasabasında kroner kalp hastalıklarının ABD geneline göre daha düşük olmasıdır. ABD genelinde kalp krizine dayalı ölüm oranları %0,35 iken bu bölgede ise yalnızca %0,1'dir. Yani ABD genelinde 1000 kişiden 3,5 kişi ölürken bu bölgede 1000 kişiden 1 kişi kalp krizinden ölmektedir. Roseto kasabasında ülser başta olmak üzere pek çok hastalık da ülke ortalamasının altındadır. Bu kasaba halkının beslenme alışkanlıklarını, yaşam tarzını dik- katlice inceleyen bilim adamları, bu kasabada yaşayanların hızlı ve düzensiz yaşam tarzını ve hazır gıda tüketimini benimseme- miş olduğunu görürler. Hayatlarında strese neredeyse hiç yer vermeyen kasaba halkı, düzenli bir yaşam tarzını benimsemiştir. Ayrıca geleneksel aile bağlarına da sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yaşlı- lar ailede saygın bir yere sahiptir. Bu parçaya göre Roseto kasabasında yaşayan insanlarla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Doğayla iç içe stresten uzak bir yaşam tarzına önem ver- diklerine B) Hızlı, düzensiz ve tüketime dayalı olmayan bir yaşam tarzını benimsediklerine Sağlıkla ilgili konularda duyarlılık oranlarının ABD'nin altında olmasına Geleneksel aile yapısına bağlı olmalarının, stressiz bir hayat yaşamalarında etkili olduğuna E) Teknolojiye kapalı olmalarının, aile bağlarının sıkı olmasında etkili olduğuna VERİ YAYINLARI