Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Paragrafta Yardımcı Düşünceler 7. Öykü, boyutu ne olursa olsun doğaya ve insana, özgün bir bakış ve özgün bir eleştiridir. Yaşamımıza yeni anlamlar, yöntemler, yorumlar getiren bir yazın sanatıdır. İster içten ister dıştan, ister bir kişiyi ister bir toplumu anlatsın bir kısa, vurgulayıcı ve çarpıcı nitelikte olması gerekir. öykünün; özentisiz, yalın, açık, gerçek, inandırıcı, Bütün bunlar, öykünün ele aldığı konudan da, uzunluk ya da kısalığından da önemlidir. Bu parçada öyküyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Üslubunun sağlam ve etkileyici olması gerektiğine Paragra 9. Kirs sa ya B) Doğaya ve insana yöneltilmiş bir eleştiri olduğuna C) Boyutunun ve içeriğinin ikinci planda kaldığına D) İnsan yaşamına yeni yorumlar getirmesi gerektiğine E) Yazarken usta yazarlara öykünmek gerektiğine bi k C

28. Eserde, güneş tanrısı Apollon ile oyun ve çoban tanrısı Pan yarışa tutuşur, müzik alanında kim daha usta, kim daha güçlü, diye. Frigya Kralı Midas da yargıçtır. Midas, Apollon'un müziğini duymasına rağmen egosuna yenik düşerek daha güçlü olan Apollon'un yarışmayı kaybettiğine hükmeder. Öfkelenen Apollon da Kral Midas'ın kulaklarını eşek kulaklarına çevirir. Bu mitolojik öyküden kaynaklanan oyun, bir anlamda sanat için sanat veya toplum için sanat tartışmalarını hatırlatan bir ivmeyle başlar ve Midas'ın gizinin açığa vurulup vurulmaması ikileminde yol alır. Artık bir Türk klasiği sayılan Midas'ın Kulakları operasını bu kez, daha çok tiyatrodan tanıdığımız yönetmen Yücel Erten, İstanbul Devlet Opera ve Balesi himayesinde sahneye koyuyor. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Midas'ın Kulakları adlı eser Yücel Erten'e ait bir oyundur. B) Eser, toplum için sanat anlayışıyla ortaya konmuştur. C) Kral Midas'ın kral olmadan önceki mesleği yargıçlıktır. D) Apollon ve Pan arasındaki yarışmayı hakkıyla Pan kazanmıştır. E) Mitolojik bir hikâyeden tiyatroya uyarlanmıştır.

IT. TYT DENEME SINAVI SOYADI ---- MUTI!! A 26. Asit yağmurları temiz yağmurlar gibi görünür, kokar ve tatları da temiz yağmurlarla aynıdır. Asit yağmurlarının insanlara zararı doğrudan olmaz. Bir asit yağmurunun altında yürümek veya asit yağmurları nedeniyle pH'si düşmüş bir gölde yüzmek ile temiz bir yağmur altında yürümek veya temiz bir gölde yüzmek arasında bir fark yoktur. Ancak asit yağmurlarına sebep olan kükürtdioksit (SO₂) ve azotdioksit (NO₂) gibi gazlar insan sağlığına zararlıdır. Bu gazlar atmosferde sülfat ve nitrat partikülleri oluşturmak üzere etkileşimlere girer ve rüzgâr vasıtası ile uzun mesafeler katedebilir. Üstelik bu parti- küller, Pek çok bilimsel araştırma, bu zararlı ince partiküller ile insanlarda görülen hastalıkların, astım ve bronşit gibi kalp ve akciğer rahatsızlıklarından kaynaklanan erken ölümlerin arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getiril- melidir? A) ağaçların üzerine düştüğünde yapraklarındaki yararlı maddele- ri beraberinde götürür B) insanlar tarafından akciğerler vasıtasıyla solunabilir ve çeşitli hastalıklara yol açabilir C) sulak bir ekosistemde yaşayan pek çok balığın, bitkinin ve bö- ceğin sonu olabilir D) göller, nehirler ve bataklıklarda yaşayan bitki ve hayvan türleri- ni de azaltır E) biyolojik organizmalar ve onların yaşadıkları çevrenin etrafını sarabilir

şin- dan bek iiri, da gibi eğil me rin la- 9 33. 1. Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verir- ken elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor, davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz. II. Profesör olan oğlunun konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan iki kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek çok öfkelenir, oğlunu küçümsediklerini düşünerek çok üzülür. Yemek molasında oğluna "Şunların kafasına çantamı indiresim geliyor." deyince oğlu "Anne, o adam Rus, yanındaki de tercümanı!" der. Numaralanmış II. parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) 1. cümlede bahsedilen durum örneklendirilerek somutlaştırıl- maktadır. B) I. cümledeki yargının nedenleri açıklanmaktadır. C) I. cümlede elde edilen sonucun öznelliğine dikkat çekilmektedir. D) I. cümlede yapılan tespit, bilimsel olarak kanıtlanmaya çalışıl- maktadır. E) 1. cümlede ifade edilen konuyla çelişen bir durumdan söz edil- mektedir. Diğer Sayfaya Geçiniz.

33. 1. Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verir- ken elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor, davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz. II. Profesör olan oğlunun konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan iki kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek çok öfkelenir, oğlunu küçümsediklerini düşünerek çok üzülür. Yemek molasında oğluna "Şunların kafasına çantamı indiresim geliyor." deyince oğlu "Anne, o adam Rus, yanındaki de tercümanı!" der. Numaralanmış II. parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede bahsedilen durum örneklendirilerek somutlaştırıl- maktadır. B) I. cümledeki yargının nedenleri açıklanmaktadır. C) I. cümlede elde edilen sonucun öznelliğine dikkat çekilmektedir. D) I. cümlede yapılan tespit, bilimsel olarak kanıtlanmaya çalışıl- maktadır. E) 1. cümlede ifade edilen konuyla çelişen bir durumdan söz edil- mektedir. Diğer Sayfaya Geçiniz.

16. İnsanların ihtiyaçtan öteye istek, arzu, heves vb. duy- gularını tatmin etmeyi önemsediği hayat tarzı; tüke- timden tüketiciliğe geçiş olarak nitelenmektedir. Bu süreç, "tüketici devrimi" olarak da isimlendirilmektedir. Tüketim kavramıyla artık maddi bir unsur olarak meta- nın tüketimi değil, göstergelerin tüketimi anlatılmaktadır (Bauman, 26). Satın alınanlar yalnızca basit birer ihtiyaç nesnesi olmayıp sembolik anlamlar içeren ve tüketici- nin kim olduğunu ya da kim olmak istediğini gösteren anlamlarla yüklüdür. Sanayileşme ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kitleleşme; üretim, dağıtım ve tüketimi de kitleselleştirmiştir. Bu parçaya göre "göstergelerin tüketimi" kavramının; popüler kültür ve medya etkisi, II. tüketimin ihtiyaçtan isteğe evrilmesi, III. üretim miktarının tüketimi karşılayamaması, IV. kişilerin kendilerini, tükettikleri aracılığıyla ifade et- mesi durumlarından hangileri ile ilgili olduğu söylenebi- Jir? A) I ve II D) II ve IV B) I ve III Chi ve III E III ve IV

J T 7 K bas 18. (1) Kimileri için bir yaz mevsiminin daha sonu, kimileri içinse kışa hazırlık zamanı. (II) Yeşilin başka renklere dönüşüm mevsimi sonbahar. (III) Fotoğrafçılara sorar- sanız sarıya, turuncuya, kırmızıya, kahverengiye bü- rünmüş hâlleriyle yapraklar sonbaharın sultanları; dört mevsim arasında en değerli olanı; çevre koşullarına bağlı fotoğrafik sorunların en aza indiği, ışık koşulları- ninsa neredeyse kusursuz olduğu tek mevsim. (IV) Her mevsimin hemen tüm zenginliklerini yaşatan bir coğ- rafyaya sahip olan bizi sonbaharın güzellikle- rinden de mahrum etmez. (V) Zengin doğasıyla Bolu, sonbaharın binbir türlü rengini görebilmek için ilk adres. (VI) Özellikle Yedigöller, sonbahar görüntüleri için ola- ğanüstü bir yer. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV DV E) VI

TYT SOSYAL BİLİMLER TESTİ 16.-20. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini ya- sal olarak almak zorunda olanlar ve Imam Hatip Okul- ları öğrencileri/mezunları cevaplayacaktır. 16. “O öyle Allah'tır ki Ondan başka tanrı yoktur. Görülmeye- ni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır. O, öyle Allah'tır ki kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet ve- rendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üs- tündür, istediğini yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. O; yaratan, var eden şekil veren Allah'tır. En güzel isimleri onundur. Göklerde ve yerde olanlar Onun şanını yücelt- mektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir." Yukarıdaki ayetlerde Allah'ın sıfatlarından hangisine değinilmemiştir? A) Tekvin C) Vücut E) İlim B) Kelam D) Vahdaniyet 18.

Ⓒ 5. (1) Yabancı Bir Ülkeden Haber Geldi'nin geniş bir coğrafyaya ve zaman dilimine yayılmış ve sürprizlerle inşa edilmiş kurgusuyla okurun arasına girmemek bence çok daha doğru. (II) Okura, hangi coğrafyadan, hangi olaylardan bahsedileceğini bile bilmeden kitaba başlama şansı; yazara da kendi kartlarını kendisi açma şansı tanımak gerek. (III) Yalnızca şunu çıtlatayım: Roman, bizden önceki iki kuşağın yaşadığı, bizlerin de dolaylı etkilerini yaşamaya devam ettiğimiz gerçekliği gösteriyor. (IV) Sürgünle, ülkeler arasında savrulmalarla geçen hayatlarda "ev" ile "gurbet"in birbirine karışmasını; sürgünün insanı hep mahzun bırakan acımasızlığını mercek altına alıyor. (V) Benim gibi siyasi sürgün bir ailenin çocuğuysanız her satırında bir şey bulmanız kaçınılmaz ama bu tarihi hiç bilmeseniz de ele aldığı hayatları o kadar iyi anlatıyor ki kitabı elinizden bırakmanız güç. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? 1. cümlede bir kitap hakkında yazarken fazla ipucu vermenin yanlış olduğuna ilişkin kanı dile getirilmiştir. cümlede l'de dile getirilen kanının nedeni açıklanmıştır. III. cümlede romanın içeriği ayrıntılı olarak açıklanmıştır. IV. cümle, Ill'teki açıklamanın devamı niteliğindedir. V. cümlede kitabın sürükleyici oluşuyla ilgili bir saptamada bulunulmuştur.

DENEME 2 Dene 25 YAYINLARI B 3. (1) Mehmet Âkif Ersoy'un ömrünün son altı ayını geçirdiği küçük daire Mehmet Âkif Ersoy Hatıra Evi olarak müzeleştirildi. (II) Zaten küçük olan ev, iki odası belgesel ve şiir gösterimlerine ayrıldığı için daha da küçülmüş. (III) Bu küçücük yerde tüm yaşam öyküsü anlatılmaya çalışılmış ama Mehmet Âkif gibi anlatmak için ciltlerin yetmeyeceği büyük bir şairin yaşamını birkaç panoda anlatmak tabii ki mümkün olmamış. (IV) Kısa bir özet yapılmış diyebilirim ama o bilgileri de lise öğrencileri bile bilir. (V) Mehmet Âkif'ten kalma herhangi bir mobilya olmadığı için mekân, ev duygusu vermiyor ve üstadın son anlarını nasıl yaşadığı hakkında bir izlenim oluşturmuyor. C) III posu Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden itibaren olumsuz değerlendirme yapılmıştır? A) I B) II D) IV E) V

Bizim şairlerimiz arasında, anlatacağı şeylere yeni bi- çimler ararken Batı'ya yönelen, bir türlü sanatlaştıra- madıkları özleri Batı'nın büyük ustalarından kaptıkla- ri yöntemlerle sanatlaştıranlar oldu. Ancak bunların çoğu, Batı'dan toplayıp getirilen yeni biçimlere yerli özler aramanın göz kamaştırıcı kolaylığından kendi- ni kurtaramadı. Kolay görünür ama pek de kolay de- ğildir bu iş. Öze uygun biçimi bulmak nasıl ustalık is- tiyorsa biçime uygun özü bulmak da öylesine ustalık ister. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? A) Şairler, geleneksel sanat anlayışlarından yararlan- dıklarında toplumdan kopmamış olurlar. B) Batı edebiyatının önemli eserleri yazınımıza yete- rince kazandırılmamaktadır. C) Anlatımını geliştirmek isteyen yazarlar, farklı tür- lerde yapıtlar ortaya koymalıdır. D) Günümüz şairleri, yaşadıkları her ayrıntıyı yazmak- tan çekinmemektedir. E) İçeriğiyle uyum içinde olacak özgün biçemler bul- mak yetkin sanatçıların işidir.

29. Büyük oranda gerçekleştirilmiş olan ve Küresel Ürün Çeşitliliği Örgütü (GDTC) ile Norveç hükümeti tarafın- dan desteklenen Küresel Tohum Deposu projesi, ola- si bir küresel afet hâlinde yeryüzündeki bitki türlerinin nslu korunarak yeniden ekilebilmelerine olanak sağlamayı hedeflemektedir. Faaliyete 2008 yılında geçen "Küre- sel Tohum Deposu" projesi 1983 yılından itibaren ha- zırlanmaya başlanmıştır. Nükleer patlamalara dayanıklı olarak tasarlanan depo yaklaşık 9 milyon dolara mal rebrolmuştur ve Norveç'in kuzeyinde yer alan Spitsbergen ebni adasında bulunan bir dağın altında 130 metre aşağıya inşa edilmiştir. Depoda yaklaşık 4 milyon adet tohum korunmaktadır. Depodaki havanın sıcaklığı tohumların en uzun süre korunabileceği sıcaklık olarak tespit edilen eksi 18 dereceye sabitlenmiştir. Bu parçada Küresel Tohum Deposu ile ilgili aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? squa A) Nerede inşa edildiğine B) Saklanabilecek toplam tohum kapasitesine mimi e C) İçinde bulunan tohum sayısına Sheet D) Projenin neyi amaçladığına ninimal (8 Jamanism emolenlig tid axles (3 ulud llebom xoo nobria (0 E) Planlanma tarihine

1 F1 / DENEME-5 B 31. Kadıköy'e son zamanlarda artan rağbet ile birlikte olu- şan gürültü kirliliği, mahallelilerin yaşamını her geçen gün daha da olumsuz etkilemeye başladı. Bu duruma çözüm arayan mahalle muhtarları, esnaf dernekleri, mahalle sakinleri ve Kadıköy performans sanatçıları "Kadıköy Hepimizin" temasını öne çıkartan bir farkındalık projesi gerçekleştirdi. Caferağa Mahallesi'nde gürültü kirliliğinin yoğun olduğu dört ayrı noktada dört farklı performans sergilendi. Performanslarda çocuğunu uyutan anne, hasta ve yakını, ders çalışmaya çalışan genç ve altmış beş yaş üstü uyumaya çalışan mahalleli canlandırıldı. Ayrıca binaların dış cephelerine her yaştan mahallelinin rahatsızlığını belirten mektuplar asıldı. Bu parçadan hareketle aşağıdaki anlamlardan hangi- si çıkarılamaz? ion Bir sorunu dile getirmenin birden fazla yolu vardır. BY Ortak bir durum farklı kitleleri birbirine bağlayabilir. O Bazı şeylere fazla talep gösterilmesi sorunlara se- bep olabilir. D) Bir amaç uğruna sarf edilen her çaba bir gün karşı- lığını alacaktır. Aynı sorun farklı çevrelere de etki edebilir.

N Bilgi toplumu; somut varlıkların aktarımının, ilerle- mesinin, üretiminin, yeniden işlenmesinin, dönü- şümünün, tüketiminin ve denetiminin devrimi değil zamanla evrimleşmiş hâlidir. mikliğindeki üçüncü değişime, yönetim devrimi Bilginin dina- denmektedir. Post-endüstriyel toplum eşyaların üretimi için çalışanların ve makinelerin koordinas- yonu etrafında organize olmaz, bilginin etrafında döner. İnsan emeğinin Yeni Çağ'daki hâli iletişim teknolojisi ve bilgidir. Günümüzde insanlık tarihin- deki dönüşüme bilgi, teknoloji ve iletişim pencere- sinden bakılmaktadır. -110 Bu parçadaki boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getiril- melidir? A) Bilginin zamanla anlam kazandığı gerçeği ortadadır. B) Günümüzde bilgi, anlamlı tek kaynaktır. C) Bilginin gücü, günümüzde daha iyi anlaşılmıştır. D) Teknolojiye sahip olmak, gücü elinde tutmaktır. İnsanın teknolojiye bakışı zamanla farklılaş- mıştır.

25. Yazıya başladığım yıllarda roman Türkçesinin, kitap Türkçesinin o kadar işime yaramayacağı düşüncesin- deydim. İşe başladığım zamanlarda benim destancı di- limin de pek o kadar işe yaramayacağını görmüştüm. Öyleyse ne yapmalıydım? Kendimi kendi akışıma bırak- malıydım. Kalemimin aktığı yönde sözcüklerimi görmeli; o sözcüklerin cümleleri nasıl oluşturduğunu, o cümle- lerin paragraflarımı nasıl yönlendirdiğini görmeliydim. Yeni bir yazı dili, roman dili kurmak; dilin derinliğine in- mek, anlatımın bütün olanaklarını denemek, dilde yeni nüanslar bulmak, yeni bir dil atmosferi yaratmak; bence iş buydu işte. Bu parçada anlatılmak istenen düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? 852 A) Yazar, dilini rastgele oluşturmak yerine yazdıkça he- saplarını yaparak kendine ait bir dile ulaşmayı amaç- layacaktır. B) Bir romanın dili, yazarının değil döneminin dil anlayı- şını yansıtır; yazar sadece o dilin ifadesi için bir araç- 163 (8 tır. C) İyi bir roman yazmak için yazar tarafından kuru- lan özgün bir dile ihtiyaç yoktur, her roman kendine uygun bir dili zaten yazarına dayatır. ever rute D) Roman yazmak aynı zamanda yeni bir dil yaratmak olduğundan yazarlar romanlarının dilini ince ince he- saplamalıdır. E) Eserin dili, yazarının kaleminde kendi yolunu çize- cek; kendi sesini yaratacak; kendine özgü anlatımı bulacaktır.

22. Sanayileşme, hayatımızı değiştirmiş ve bize özgürlük vermiştir. Endüstrileşmenin bize sağladığı imkânlarla ne çevreyi kontrol etmemize yarayan araçlarımız olmuştur. Ancak unutmamak gerekir ki her türlü araç beraberin- de bir bağımlılık getirmiştir. Çamaşır makinesi bozulan kadının çamaşır yıkamaktaki güçlüğü, kalorifer kazanı bozulan bir apartmanda yaşayanların ısınma problem- leri, çöpleri toplanmayan bir şehrin karşı karşıya kaldığı tehlikeler hep bize endüstrileşmenin getirdiği bağımlılık- lardır. Bu bağımlılıklar bazı durumlarda öylesine artar ki hayatımızı kolaylaştırdığına, çevremizi kontrol ettiğine inandığımız araçların gerçekte basit işleri karmaşıklaş- tırdıklarını, çok kere de bizi esir aldıklarını görürüz. Bu parçada "sanayileşme" ile ilgili asıl anlatılmak is- tenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Günümüzde vazgeçilmesi mümkün olmayan bir ol- gudur. B) Getirdiği kolaylıklar rahatlıkla göz ardı edilebilmekte- dir. C) Beklenen faydayı çoğu kez sağlayamamaktadır. D) Hayatımızdaki etki alanı giderek irademiz dışına çık- maktadır. E) Dünyaya hükmetme gücümüzü giderek artırmakta- dır. Disinimom (isirs 118 ves novelal