Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

10
28. Antik Yunan dünyasında insanın sorularının yanıtını kendi
aklıyla bulmaya yönelmesi, MÖ 6. yüzyılda tanrısal kaynaklı
olduğuna inanılan mitolojinin kalıplarının kırılmasıyla
mümkün olmuştur. Bu felsefi yaklaşım, dönemin estetik
değerleri "düzgün", "düzenli olan" gibi anlamları ifade eden
ve "kozmos" olarak adlandırılan evrenin uyumlu, ahenkli
olduğu kabulüne dayalı evren tasarımıyla örtüşmektedir.
Antik Yunan dünyasında sonsuzluk kaostur, sonluluk
ise düzen. Çerçevesi belli, sonlu, uyumlu, simetrik Antik
Yunan sanatı, bu anlayışın temsilcisi Aristoteles'in
doğa anlayışının âdeta bir uzantısıdı 20. yüzyıla dek
egemenliğini sürdüren bu evren tasarımı, Dante'nin İlahi
Komedya'sında açıkça karşımıza çıkar. Dante, eserini
oluştururken matematiğin ve doğa bilimlerinin bilgilerini
titizlikle kullanır.
Bu parçaya göre Antik Yunan ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Kozmosa dayanan evren görüşü 20. yüzyıla kadar kabul
görmüştür.
B) Sanat yapıtları, sanatçının hayallerinin bir yansımasıdır.
C) Sanatın eserleri üzerinde Aristotales'in düşüncelerinin
etkisi vardır.
D) Inanç temelli bir merkezden akıl eksenli bir düzene
geçilmiştir.
E Sanatçılar doğadaki düzeni estetik değerin bir ölçütü
olarak görmüştür.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10 28. Antik Yunan dünyasında insanın sorularının yanıtını kendi aklıyla bulmaya yönelmesi, MÖ 6. yüzyılda tanrısal kaynaklı olduğuna inanılan mitolojinin kalıplarının kırılmasıyla mümkün olmuştur. Bu felsefi yaklaşım, dönemin estetik değerleri "düzgün", "düzenli olan" gibi anlamları ifade eden ve "kozmos" olarak adlandırılan evrenin uyumlu, ahenkli olduğu kabulüne dayalı evren tasarımıyla örtüşmektedir. Antik Yunan dünyasında sonsuzluk kaostur, sonluluk ise düzen. Çerçevesi belli, sonlu, uyumlu, simetrik Antik Yunan sanatı, bu anlayışın temsilcisi Aristoteles'in doğa anlayışının âdeta bir uzantısıdı 20. yüzyıla dek egemenliğini sürdüren bu evren tasarımı, Dante'nin İlahi Komedya'sında açıkça karşımıza çıkar. Dante, eserini oluştururken matematiğin ve doğa bilimlerinin bilgilerini titizlikle kullanır. Bu parçaya göre Antik Yunan ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kozmosa dayanan evren görüşü 20. yüzyıla kadar kabul görmüştür. B) Sanat yapıtları, sanatçının hayallerinin bir yansımasıdır. C) Sanatın eserleri üzerinde Aristotales'in düşüncelerinin etkisi vardır. D) Inanç temelli bir merkezden akıl eksenli bir düzene geçilmiştir. E Sanatçılar doğadaki düzeni estetik değerin bir ölçütü olarak görmüştür. Diğer sayfaya geçiniz.
mizin, gelenek ve
1. Onlarca kitap-
halk edebiyatı-
er üzerine eğildi;
boyutlarını irde-
rıyla yapabilen
araştırmacılığı-
meci, büyük bir
olarak aşağı-
ve kavra-
arın yapıt-
invasıyla
(17) Gazeteci: Bazı dergilerde hikâyeleri yayımlanmış olan bir
gence neden hikâye yazmayı bırakmasını salık verdiniz?
Hikâyeci: Dede Korkut Hikâyelerine ve halk hikâyelerine
burun kıvırıyordu ve onları gereksiz görüyordu.
Gazeteci: Geleneksel öykülerimizden de motifler barın-
dıran hikâyeciye de hikâye yazmayı bırakması gerektiğini
söylemişsiniz. Bu bir çelişki değil mi?
Hikâyeci: Bir hikâyeci, hikâye denizinde gençlerin gemileri
için deniz feneri olabilmeli.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki
hikâyecinin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
A) Sanatçının başarısı, eserlerinin yayımlanmasıyla değil
eserlerini okuyanların niceliği ile ölçülür.
B) Yerelden evrensele uzanan bir çizgide ilerleyebilen bir
sanatçının ölümsüzlüğü hak ettiğini düşünüyorum.
C) Başarılı bir sanatçı, eskilerin takipçisi; yenilerin yol
göstericisidir.
D) Orijinal olayım derken aşırıya kaçıp marjinal olanların
aurionsanat dünyasına söyleyecek sözü yoktur.
BVE
E) Sanatsal birikime sahip olup da yaratıcı ürünler ortaya
koyamamak mükemmeliyetçilikten kaynaklanır.
valle (0) (A
19.
Zone
BITE
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
mizin, gelenek ve 1. Onlarca kitap- halk edebiyatı- er üzerine eğildi; boyutlarını irde- rıyla yapabilen araştırmacılığı- meci, büyük bir olarak aşağı- ve kavra- arın yapıt- invasıyla (17) Gazeteci: Bazı dergilerde hikâyeleri yayımlanmış olan bir gence neden hikâye yazmayı bırakmasını salık verdiniz? Hikâyeci: Dede Korkut Hikâyelerine ve halk hikâyelerine burun kıvırıyordu ve onları gereksiz görüyordu. Gazeteci: Geleneksel öykülerimizden de motifler barın- dıran hikâyeciye de hikâye yazmayı bırakması gerektiğini söylemişsiniz. Bu bir çelişki değil mi? Hikâyeci: Bir hikâyeci, hikâye denizinde gençlerin gemileri için deniz feneri olabilmeli. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki hikâyecinin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Sanatçının başarısı, eserlerinin yayımlanmasıyla değil eserlerini okuyanların niceliği ile ölçülür. B) Yerelden evrensele uzanan bir çizgide ilerleyebilen bir sanatçının ölümsüzlüğü hak ettiğini düşünüyorum. C) Başarılı bir sanatçı, eskilerin takipçisi; yenilerin yol göstericisidir. D) Orijinal olayım derken aşırıya kaçıp marjinal olanların aurionsanat dünyasına söyleyecek sözü yoktur. BVE E) Sanatsal birikime sahip olup da yaratıcı ürünler ortaya koyamamak mükemmeliyetçilikten kaynaklanır. valle (0) (A 19. Zone BITE
EL YETENEK
DENEME-1
22. Gerçek sevgi ve dostluk, ancak insanların birbirini
yakından tanımalarıyla kurulur. İnsanların birbirlerini
tanımalarının en sağlam ve en iyi yolu edebiyattan
geçer. Bir halkın ve ülkenin edebiyatını bilmek, o halkı
ve ülkeyi yakından tanımak, sevmek demektir. Ülke-
lerin tanınmış yazarları, hem kendi halkının hem de
dünya kamuoyunun gerçek mimarlarıdır. Bu bakım-
dan yazarlar, yapıtlarıyla başka uluslara kendi ulusla-
rını tanıtarak sevdirdikleri için gerçek barış elçileridir.
Bu parçada, aşağıdakilerden hangisi üzerinde du-
rulmaktadır?
A) Edebiyat eserlerinde konu seçiminin önemi
Binsanların kaynaşmasında edebiyatın rolü
CUlke kalkınmasında yazarlara düşen görevler
D Bilinçli kitap seçimi
E) Dostluğun ve sevginin önemi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
EL YETENEK DENEME-1 22. Gerçek sevgi ve dostluk, ancak insanların birbirini yakından tanımalarıyla kurulur. İnsanların birbirlerini tanımalarının en sağlam ve en iyi yolu edebiyattan geçer. Bir halkın ve ülkenin edebiyatını bilmek, o halkı ve ülkeyi yakından tanımak, sevmek demektir. Ülke- lerin tanınmış yazarları, hem kendi halkının hem de dünya kamuoyunun gerçek mimarlarıdır. Bu bakım- dan yazarlar, yapıtlarıyla başka uluslara kendi ulusla- rını tanıtarak sevdirdikleri için gerçek barış elçileridir. Bu parçada, aşağıdakilerden hangisi üzerinde du- rulmaktadır? A) Edebiyat eserlerinde konu seçiminin önemi Binsanların kaynaşmasında edebiyatın rolü CUlke kalkınmasında yazarlara düşen görevler D Bilinçli kitap seçimi E) Dostluğun ve sevginin önemi
PARAGRAF
a olan
k du-
lırsa,
Olojik
den
an-
dir.
a-
en
7.
TEST
5
Yalnızca sanatta değil, neredeyse her alanda, "us-
talık" kavramı beni ürkütmüştür. Şöyle açıklayayım:
Bir konuda ustalaşırsınız, aynı ustalıkla eserlerinizi
oluşturursanız zamanla kendinizi yinelemeye baş-
larsınız. Yeni yollara kolay kolay sapamazsınız, yeni
alanlar keşfedemezsiniz. Bir yerde tıkanır kalırsınız.
Bu nedenle ben yazdığım şiirleri yeniden yazıyormu-
şum gibi bir duyguya kapıldığımda yeni yollar ararım.
Patikalara saparım; o arada, acemiliğin heyecanını
yaşar, çilesini çekerim; işin tadını böyle çıkarırım.
Bu parçada ustalık kavramıyla ilgili aşağıdakiler-
den hangisine değinilmiştir?
B
A) Farklı anlatım biçimlerinin oluşmasını engellediği
B) Sanatın körelmesine neden olabileceği
e) Acemilik döneminde sanatçıyı yönlendirdiği
D Sanatçıların farklı türlere geçişine olanak tanıma-
diği
E) Özgün eserlerin oluşmasına zemin hazırladığı
S
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PARAGRAF a olan k du- lırsa, Olojik den an- dir. a- en 7. TEST 5 Yalnızca sanatta değil, neredeyse her alanda, "us- talık" kavramı beni ürkütmüştür. Şöyle açıklayayım: Bir konuda ustalaşırsınız, aynı ustalıkla eserlerinizi oluşturursanız zamanla kendinizi yinelemeye baş- larsınız. Yeni yollara kolay kolay sapamazsınız, yeni alanlar keşfedemezsiniz. Bir yerde tıkanır kalırsınız. Bu nedenle ben yazdığım şiirleri yeniden yazıyormu- şum gibi bir duyguya kapıldığımda yeni yollar ararım. Patikalara saparım; o arada, acemiliğin heyecanını yaşar, çilesini çekerim; işin tadını böyle çıkarırım. Bu parçada ustalık kavramıyla ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmiştir? B A) Farklı anlatım biçimlerinin oluşmasını engellediği B) Sanatın körelmesine neden olabileceği e) Acemilik döneminde sanatçıyı yönlendirdiği D Sanatçıların farklı türlere geçişine olanak tanıma- diği E) Özgün eserlerin oluşmasına zemin hazırladığı S
EL YETENEK
n
1
e
e
T
1
DENEME-1
18 - 19. sorular aşağıdaki parçaya göre
cevaplanacaktır.
Yazılı eserler incelendiğinde yoga sisteminin kişilerin günde-
lik yaşantılarında uygulayabilecekleri, her yönüyle gelişmiş
ve kendini yenileyebilen bir insan yaratmak amacıyla oluş-
turulduğu görülür. Bu eserlerde kullanılan dil Sanskritçedir.
Sanskritçede her sözcük "yuj" denilen; birleşme, iki şeyin bir
araya gelmesi anlamına gelen bir kök harften türer. Buna
göre yoganın uygulamadaki karşılığı kişinin her insanda
bulunan "beden zihin
bilinç" birleşiğini evrenle uyum
içinde dalgalanmaya bırakması, evrenle hiçbir rahatsızlık
duymadan, huzur ve mutluluk içinde birleşmesi, yaşaması-
dır. Yoga, aklın huzurunun, sessizliğin ve her durumda uyu-
mun başarılmasının metodolojisidir. Yoga yapan ve yogayı
yaşam biçimine dönüştürmüş kişiler, yani "yogi"ler, huzurlu,
kendini tanıyan ve kişisel gelişimini tamamlamakta olan ki-
şilerdir. Yogayı bir din gibi gösterme eğilimi maalesef son
yıllarda yaygınlaşmaktadır. Yoga asla bir din değildir. Yogiler
kendi "öz"lerinin, yani ruhsal varlıklarının farkındalığını ya-
şar ve canlı-cansız tüm varlıkları daha yakın ve sevgi dolu
algılar, onlarla bütünleşir. Yoga, insanları bedensel ve ruhsal
disiplin yoluyla başarıya ve son olarak "aydınlanmaya" ulaş-
tırmayı amaçlayan bir felsefedir.
Doktrin Yayınları
-
1
18. Bu parçada yoga ile ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine karşı çıkılmaktadır?
Yoganın hak ettiği değeri görmemesine
Yoganın "aydınlanma" amacına
Yoganın bir din gibi görülmesine
Günlük yaşamda uygulanmasına
E) Yoganın insanı ruhsal olarak disipline etmesine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
EL YETENEK n 1 e e T 1 DENEME-1 18 - 19. sorular aşağıdaki parçaya göre cevaplanacaktır. Yazılı eserler incelendiğinde yoga sisteminin kişilerin günde- lik yaşantılarında uygulayabilecekleri, her yönüyle gelişmiş ve kendini yenileyebilen bir insan yaratmak amacıyla oluş- turulduğu görülür. Bu eserlerde kullanılan dil Sanskritçedir. Sanskritçede her sözcük "yuj" denilen; birleşme, iki şeyin bir araya gelmesi anlamına gelen bir kök harften türer. Buna göre yoganın uygulamadaki karşılığı kişinin her insanda bulunan "beden zihin bilinç" birleşiğini evrenle uyum içinde dalgalanmaya bırakması, evrenle hiçbir rahatsızlık duymadan, huzur ve mutluluk içinde birleşmesi, yaşaması- dır. Yoga, aklın huzurunun, sessizliğin ve her durumda uyu- mun başarılmasının metodolojisidir. Yoga yapan ve yogayı yaşam biçimine dönüştürmüş kişiler, yani "yogi"ler, huzurlu, kendini tanıyan ve kişisel gelişimini tamamlamakta olan ki- şilerdir. Yogayı bir din gibi gösterme eğilimi maalesef son yıllarda yaygınlaşmaktadır. Yoga asla bir din değildir. Yogiler kendi "öz"lerinin, yani ruhsal varlıklarının farkındalığını ya- şar ve canlı-cansız tüm varlıkları daha yakın ve sevgi dolu algılar, onlarla bütünleşir. Yoga, insanları bedensel ve ruhsal disiplin yoluyla başarıya ve son olarak "aydınlanmaya" ulaş- tırmayı amaçlayan bir felsefedir. Doktrin Yayınları - 1 18. Bu parçada yoga ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine karşı çıkılmaktadır? Yoganın hak ettiği değeri görmemesine Yoganın "aydınlanma" amacına Yoganın bir din gibi görülmesine Günlük yaşamda uygulanmasına E) Yoganın insanı ruhsal olarak disipline etmesine
B
37. Sarı ışık yandı. Öndeki iki araba, kırmızı ışık yanmadan ileri atıl-
dı. Yeşilli adamın silueti yaya geçidinde belirdi. Beklemekte
olan yayalar, kara asfalta çekilmiş beyaz şeritlerin üzerinden
yürümeye başladı, zebraya bundan daha az benzeyen bir şey
olamaz oysa bu geçitlere "zebralı geçit" diyorlar. Ayaklarını
kavrama pedalının üzerinde tutan sabırsız sürücüler arabalarını
yüksek devirde çalıştırıyor, kırbacın havada şaklayacağını
önceden duyumsayan sinirli atlar gibi gürültüyle bir ileri bir geri
gidiyorlardı. Yayaların hepsi geçmişti, ne var ki yolu arabalara
açacak olan ışığın yanması birkaç saniye daha gecikecekti ve
kimi insanlar, görünürde önemsiz olan bu gecikmenin, kentteki
binlerce trafik lambası ile çarpıldığında ve bu lambaların her biri
için ayrı renkteki üç ışığın art arda yanması hesaba katıldığın-
da, araç trafiğinin sıkışmasının ya da yaygın deyimiyle tıkan-
maların en büyük nedeni olduğunu ileri sürüyor.
4. Deneme
Bu parçanın anlatımı için,
1. Varlıklar devinim hâlinde verilmiştir.
II. Cümlelere kişisel duygu ve yorum katılmamıştır.
III. İşitme ve görme duyusuyla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B 37. Sarı ışık yandı. Öndeki iki araba, kırmızı ışık yanmadan ileri atıl- dı. Yeşilli adamın silueti yaya geçidinde belirdi. Beklemekte olan yayalar, kara asfalta çekilmiş beyaz şeritlerin üzerinden yürümeye başladı, zebraya bundan daha az benzeyen bir şey olamaz oysa bu geçitlere "zebralı geçit" diyorlar. Ayaklarını kavrama pedalının üzerinde tutan sabırsız sürücüler arabalarını yüksek devirde çalıştırıyor, kırbacın havada şaklayacağını önceden duyumsayan sinirli atlar gibi gürültüyle bir ileri bir geri gidiyorlardı. Yayaların hepsi geçmişti, ne var ki yolu arabalara açacak olan ışığın yanması birkaç saniye daha gecikecekti ve kimi insanlar, görünürde önemsiz olan bu gecikmenin, kentteki binlerce trafik lambası ile çarpıldığında ve bu lambaların her biri için ayrı renkteki üç ışığın art arda yanması hesaba katıldığın- da, araç trafiğinin sıkışmasının ya da yaygın deyimiyle tıkan- maların en büyük nedeni olduğunu ileri sürüyor. 4. Deneme Bu parçanın anlatımı için, 1. Varlıklar devinim hâlinde verilmiştir. II. Cümlelere kişisel duygu ve yorum katılmamıştır. III. İşitme ve görme duyusuyla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. yargılarından hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız III D) II ve III C) I ve III E) I, II ve III
34. Hatıralar bir kimsenin yaşadığı veya tanık olduğu, kendi döne-
minde ortaya çıkan olay ve olguları kendi gözlem ve bilgilerine
dayanarak anlattığı yazı türüdür. Bu eserlerde kişi kendi haya-
tıyla birlikte yaşadığı dönemin de bir portresini çizer. Bu yönüy-
le onlar, tarih bilimine kaynaklık etmeleri bakımından önemli
kaynaklardır. Özellikle bünyesinde resmî yazışmaları barındıran
bu türden eserler, tarih bilimi için vazgeçilmez bir yere sahiptir.
Ancak bu tür eserlerin önemli birtakım sınırlılıkları da vardır.
Hatıratını yazan kişinin eserinde kendini öne çıkarması, dili
yeterince iyi ve nesnel kullanamaması, bu sınırlılıklara örnek
olarak gösterilebilir. Bu yüzden aynı dönem veya olayın anlatıl-
dığı hatırat türünden eserler tarih yazımında kaynak olarak kul-
lanılacaksa mutlaka aynı konudaki başka eserler incelenmeli
ve hatıratla karşılaştırmalı olarak ele alınmalıdır.
Bu parçada hatıralarla ilgili aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A) Sosyal bir bilim olan tarihe kaynaklık ettiğine
B) Öznellik barındıran yargılar taşıyabileceğine
C) İçerisinde resmî yazışma bulunduranların tarih için ayrıca
önemli olduğuna
D) Kişinin yaşadığı ya da şahit olduğu dönemle ilgili bilgiler
verdiğine
E) Nesnel bir şekilde kaleme alınanların değerli olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34. Hatıralar bir kimsenin yaşadığı veya tanık olduğu, kendi döne- minde ortaya çıkan olay ve olguları kendi gözlem ve bilgilerine dayanarak anlattığı yazı türüdür. Bu eserlerde kişi kendi haya- tıyla birlikte yaşadığı dönemin de bir portresini çizer. Bu yönüy- le onlar, tarih bilimine kaynaklık etmeleri bakımından önemli kaynaklardır. Özellikle bünyesinde resmî yazışmaları barındıran bu türden eserler, tarih bilimi için vazgeçilmez bir yere sahiptir. Ancak bu tür eserlerin önemli birtakım sınırlılıkları da vardır. Hatıratını yazan kişinin eserinde kendini öne çıkarması, dili yeterince iyi ve nesnel kullanamaması, bu sınırlılıklara örnek olarak gösterilebilir. Bu yüzden aynı dönem veya olayın anlatıl- dığı hatırat türünden eserler tarih yazımında kaynak olarak kul- lanılacaksa mutlaka aynı konudaki başka eserler incelenmeli ve hatıratla karşılaştırmalı olarak ele alınmalıdır. Bu parçada hatıralarla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Sosyal bir bilim olan tarihe kaynaklık ettiğine B) Öznellik barındıran yargılar taşıyabileceğine C) İçerisinde resmî yazışma bulunduranların tarih için ayrıca önemli olduğuna D) Kişinin yaşadığı ya da şahit olduğu dönemle ilgili bilgiler verdiğine E) Nesnel bir şekilde kaleme alınanların değerli olduğuna
32. (1) Denizanaları birer besin kaynağıdır, örneğin derisırtlı deniz
kaplumbağaları, penguenler ve bazı balık türleri denizana-
sıyla beslenir. (II) Kimi denizanaları diğer denizanaları tara-
fından yenir hatta özellikle Güneydoğu Asya'dan olmak üze-
re insanlar için de lezzet kaynağıdır. (III) Çin, Japonya ve
Vietnam'da denizanaları çiftliklerde yetiştirilir, dokunaçları
ayıklanarak restoranlara satılır. (IV) Denizanalarının bir başka
hayret verici özelliği ise rejenerasyon, yani kendilerini yenile-
me özellikleridir. (V) Kaliteleri dokularına göre belirlenen
denizanaları, yüzyıllardır insanlar tarafından fazlasıyla tüke-
tilmektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32. (1) Denizanaları birer besin kaynağıdır, örneğin derisırtlı deniz kaplumbağaları, penguenler ve bazı balık türleri denizana- sıyla beslenir. (II) Kimi denizanaları diğer denizanaları tara- fından yenir hatta özellikle Güneydoğu Asya'dan olmak üze- re insanlar için de lezzet kaynağıdır. (III) Çin, Japonya ve Vietnam'da denizanaları çiftliklerde yetiştirilir, dokunaçları ayıklanarak restoranlara satılır. (IV) Denizanalarının bir başka hayret verici özelliği ise rejenerasyon, yani kendilerini yenile- me özellikleridir. (V) Kaliteleri dokularına göre belirlenen denizanaları, yüzyıllardır insanlar tarafından fazlasıyla tüke- tilmektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V
TYT / TÜRKÇE
23. Koleksiyoncular, araştırmacılar, dil bilimciler, arkeolog-
lar, şairler, tarihçiler, düşünürler ve arşivciler; nedense
lüzumsuz ve faydasız işlerle uğraşan kişiler olarak görü-
lür bazılarınca. Çünkü onların yaşamın pratik yanı ile
ilgili somut bir üretimleri yoktur. Araba yapmazlar ki binip
gidesin, masa yapmazlar ki üzerinde yemekler yiyesin,
ayakkabı yapmazlar ki giyesin. Bunların yaptığı işlerin pra-
tik yararları yoktur. Hiç unutmuyorum, üniversitede hangi
bölümü okuduğumu soranlara "arkeoloji" dediğim zaman
acıma ve üzüntü duygularıyla bakmışlardı bana. Yani dört
yıl üniversite okuyup mezar kazıcılığı yapacak biriydim
onların gözünde. Defineciler bile benden daha fazla para
kazanacaklardı üstelik dört yıl kayıpları da olmayacaktı.
Felsefe, hititoloji gibi bölümlerde okuyanlar da sanırım aynı
muamelelere maruz kalmışlardır. Oysa üretilen maddi her
zenginliğin arka planında sosyal bilimlerin, sanat ve esteti-
ğin geliştirdiği biçimlendirdiği bir beyin vardır.
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangisine ula-
şılabilir?
A) Kuramsal birikim, er ya da geç somut bir ürün ortaya
konmasını sağlar.
B) Teorik düzlemden pratik düzleme geçilmedikçe edinilen
bilgiler yararsızdır.
C) Düşünsel gücü geliştiren bilimler ve uğraşlar, faydasız
alanlar olarak görülmemelidir.
Dy Bilimle sanatın birlikte yürüdüğü toplumlarda zihinsel
kapasite gelişmiştir.
E) İnsanın ihtiyaçlarını karşılayan ve rahatlığını sağlayan
ürünlere dönüştürülemeyen bilgilerin gereği yoktur.
1
6
1
2
S
A
B
M
A
L
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / TÜRKÇE 23. Koleksiyoncular, araştırmacılar, dil bilimciler, arkeolog- lar, şairler, tarihçiler, düşünürler ve arşivciler; nedense lüzumsuz ve faydasız işlerle uğraşan kişiler olarak görü- lür bazılarınca. Çünkü onların yaşamın pratik yanı ile ilgili somut bir üretimleri yoktur. Araba yapmazlar ki binip gidesin, masa yapmazlar ki üzerinde yemekler yiyesin, ayakkabı yapmazlar ki giyesin. Bunların yaptığı işlerin pra- tik yararları yoktur. Hiç unutmuyorum, üniversitede hangi bölümü okuduğumu soranlara "arkeoloji" dediğim zaman acıma ve üzüntü duygularıyla bakmışlardı bana. Yani dört yıl üniversite okuyup mezar kazıcılığı yapacak biriydim onların gözünde. Defineciler bile benden daha fazla para kazanacaklardı üstelik dört yıl kayıpları da olmayacaktı. Felsefe, hititoloji gibi bölümlerde okuyanlar da sanırım aynı muamelelere maruz kalmışlardır. Oysa üretilen maddi her zenginliğin arka planında sosyal bilimlerin, sanat ve esteti- ğin geliştirdiği biçimlendirdiği bir beyin vardır. Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangisine ula- şılabilir? A) Kuramsal birikim, er ya da geç somut bir ürün ortaya konmasını sağlar. B) Teorik düzlemden pratik düzleme geçilmedikçe edinilen bilgiler yararsızdır. C) Düşünsel gücü geliştiren bilimler ve uğraşlar, faydasız alanlar olarak görülmemelidir. Dy Bilimle sanatın birlikte yürüdüğü toplumlarda zihinsel kapasite gelişmiştir. E) İnsanın ihtiyaçlarını karşılayan ve rahatlığını sağlayan ürünlere dönüştürülemeyen bilgilerin gereği yoktur. 1 6 1 2 S A B M A L
dindan
mi pek
odak-
iğiniz
gibi
aki-
UZMAN
23. Edebiyat, hayatı görmezden gelmenin en hoş yoluydu; kell-
meler elle tutulur bedenler veya gözle görülür deniz kızlanıydı
ve insan biraz da unutmak için yazardı.
Bu parçada geçen "hayatı görmezden gelmek" sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Hayatla ilgili sorumluluk almaktan kaçınmak
B) Hayatın boş ve anlamsız olduğuna inanmak
C) Hayatın içinde yaşanılanları yok saymak
Hayatın getirdiklerinden uzaklaşmak
E) Hayat enerjisinden yoksun olmak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
dindan mi pek odak- iğiniz gibi aki- UZMAN 23. Edebiyat, hayatı görmezden gelmenin en hoş yoluydu; kell- meler elle tutulur bedenler veya gözle görülür deniz kızlanıydı ve insan biraz da unutmak için yazardı. Bu parçada geçen "hayatı görmezden gelmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Hayatla ilgili sorumluluk almaktan kaçınmak B) Hayatın boş ve anlamsız olduğuna inanmak C) Hayatın içinde yaşanılanları yok saymak Hayatın getirdiklerinden uzaklaşmak E) Hayat enerjisinden yoksun olmak
5. (1) Demokrasinin en iyi yönetim biçimi olduğuna kesinlikle
inanıyorum. (II) Aynı zamanda en zor yönetim biçimi ol-
duğunun da farkındayım. (III) Demokrasi, hoşgörü gibi,
insanlar arasında fazla yaygın olmayan nitelikleri gerek-
tirir. (IV) Bugün Avrupalılar, Türkleri yeterince demokrat
olmamakla suçluyorlar. (V) Aynı Avrupalılar 200 yıl önceki
değil, dünkü Hitler'in, Mussolini' nin ve Laval'ın mirasçıları.
Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisinde dolaylı
olarak, bütün insanlara yönelik bir eleştiri vardır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E)V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. (1) Demokrasinin en iyi yönetim biçimi olduğuna kesinlikle inanıyorum. (II) Aynı zamanda en zor yönetim biçimi ol- duğunun da farkındayım. (III) Demokrasi, hoşgörü gibi, insanlar arasında fazla yaygın olmayan nitelikleri gerek- tirir. (IV) Bugün Avrupalılar, Türkleri yeterince demokrat olmamakla suçluyorlar. (V) Aynı Avrupalılar 200 yıl önceki değil, dünkü Hitler'in, Mussolini' nin ve Laval'ın mirasçıları. Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisinde dolaylı olarak, bütün insanlara yönelik bir eleştiri vardır? A) I B) II C) III D) IV E)V
<-
7-
e
it
Ç
n
7
F.
karekök
8.-9. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
Hektor, neler geldi başıma!
Nasıl da bir kaderle doğmuşuz ikimiz de,
Şimdi gidiyorsun Hades ükesine,
kuytu derinlikleri altında toprağın,
dul bırakıyorsun beni bu sarayda,
zehir zıkkım bir yas içinde,
(...)
Böyle diyordu ağlaya ağlaya Hektor'un karısı.
Karşılık veriyordu kadınlar hıçkırıklarla.
Akhilleus, Hektor'un ölüsünü Troya surlarının çevresin-
de sürükler. Patroklos, Akhilleus'ın karargâhında tören-
lerle yakılır. Hektor'un babası Priamos, geceleyin Akha
ordugâhına gider. Akhilleus'a oğlunun ölüsünü vermesi
için yalvarır. Yumuşayan Akhilleus, Hektor'ın cesedini
babasına verir. Hektor'un Troya'ya getirilen cenazesi
için yapılan tören ile destan sona erer.
Bir destandan alınan bu metinle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Nazım biçiminde yazılmıştır.
B) Olay çevresinde gelişen bir metindir.
C) Ölen bir kimsenin ardından duyulan üzüntü
dile getirilmektedir.
D) Tarihî bir kesiti konu almaktadır.
E) Kahramanlar olağanüstü özellikler taşımakta-
dır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
<- 7- e it Ç n 7 F. karekök 8.-9. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Hektor, neler geldi başıma! Nasıl da bir kaderle doğmuşuz ikimiz de, Şimdi gidiyorsun Hades ükesine, kuytu derinlikleri altında toprağın, dul bırakıyorsun beni bu sarayda, zehir zıkkım bir yas içinde, (...) Böyle diyordu ağlaya ağlaya Hektor'un karısı. Karşılık veriyordu kadınlar hıçkırıklarla. Akhilleus, Hektor'un ölüsünü Troya surlarının çevresin- de sürükler. Patroklos, Akhilleus'ın karargâhında tören- lerle yakılır. Hektor'un babası Priamos, geceleyin Akha ordugâhına gider. Akhilleus'a oğlunun ölüsünü vermesi için yalvarır. Yumuşayan Akhilleus, Hektor'ın cesedini babasına verir. Hektor'un Troya'ya getirilen cenazesi için yapılan tören ile destan sona erer. Bir destandan alınan bu metinle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Nazım biçiminde yazılmıştır. B) Olay çevresinde gelişen bir metindir. C) Ölen bir kimsenin ardından duyulan üzüntü dile getirilmektedir. D) Tarihî bir kesiti konu almaktadır. E) Kahramanlar olağanüstü özellikler taşımakta- dır.
VI
1. antijen gibi algılaması ve bu dokulara karşı antikor üret-
mesi yani
kendi hücrelerini yok etmesi ile oluşan
III. bağışıklık sisteminin vücut dokularını
IV. otoimmün hastalıkların kesin bir tedavisi yoktur
V. vücudun kendi hücrelerini
VI. düşman zannederek bunlara saldırması ve
II.
Bu ifadelerden anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak sı-
ralama aşağıdakilerden hangisidir?
A III-1-1-VI-V-IV
B)-1-V-VI-II-IV
C) III-V-VI-I-II-IV
D) V-1-VI- ||- ||- IV
E) V-VI-III-I-II-IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
VI 1. antijen gibi algılaması ve bu dokulara karşı antikor üret- mesi yani kendi hücrelerini yok etmesi ile oluşan III. bağışıklık sisteminin vücut dokularını IV. otoimmün hastalıkların kesin bir tedavisi yoktur V. vücudun kendi hücrelerini VI. düşman zannederek bunlara saldırması ve II. Bu ifadelerden anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak sı- ralama aşağıdakilerden hangisidir? A III-1-1-VI-V-IV B)-1-V-VI-II-IV C) III-V-VI-I-II-IV D) V-1-VI- ||- ||- IV E) V-VI-III-I-II-IV
bry Yayınları
7.
(1) Türk edebiyatında daha çok, öykücü kimliği ile
tanınan Sevim Burak, hayatını sanatına belirgin bir
şekilde yansıtan bir yazar olarak nitelendirilebilir. (II)
Yazar, dönemindeki diğer eserlerden belirgin olarak
ayrılan özü ve biçimi ile Türk öykücülüğünde yeni bir
çığır açmıştır. (III) Anlatımındaki canlılık, okuyucuyu
alıştığı biçimlerin dışına çıkaran farklı tavrı, kullandığı
anlatım teknikleriyle zenginleşmiştir. (IV) Zaman za-
man dış dünyadan kopuk, içine kapanık, yüksek bir
aydın zannedilse de kalabalıklar içine girmiş; farklı
insanlar tanımış ve bunları eserlerine yansıtmıştır. (V)
Yabancılaşmanın birey üzerindeki iz düşümünü ve
kişilerin içsel yolculuklarını ele alan yazar, kendine
özgü bir duruş sergilemiştir.
Bir yazardan söz edilen bu parçada numaralanmış
cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-
bilir?
A) I. cümlede, edebiyatımızdaki konumuna yönelik
bir saptamada bulunulmuştur.
B) II. cümlede, Türk öykücülüğüne getirdiği yenilikler
örneklendirilmiştir.
C) III. cümlede, tek bir anlatım tekniğine bağlı kalma-
yıp pek çok tekniği bir arada kullanmadaki amacı-
na değinilmiştir.
HISTORINGE
IV. cümlede, yapıtlarının yeterince anlaşılamadı-
ğından ve hak ettiği değeri göremediğinden söz
edilmiştir.
E) V. cümlede, daha önce ele alınmamış konularda
yazarak özgünlüğü yakaladığı belirtilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bry Yayınları 7. (1) Türk edebiyatında daha çok, öykücü kimliği ile tanınan Sevim Burak, hayatını sanatına belirgin bir şekilde yansıtan bir yazar olarak nitelendirilebilir. (II) Yazar, dönemindeki diğer eserlerden belirgin olarak ayrılan özü ve biçimi ile Türk öykücülüğünde yeni bir çığır açmıştır. (III) Anlatımındaki canlılık, okuyucuyu alıştığı biçimlerin dışına çıkaran farklı tavrı, kullandığı anlatım teknikleriyle zenginleşmiştir. (IV) Zaman za- man dış dünyadan kopuk, içine kapanık, yüksek bir aydın zannedilse de kalabalıklar içine girmiş; farklı insanlar tanımış ve bunları eserlerine yansıtmıştır. (V) Yabancılaşmanın birey üzerindeki iz düşümünü ve kişilerin içsel yolculuklarını ele alan yazar, kendine özgü bir duruş sergilemiştir. Bir yazardan söz edilen bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- bilir? A) I. cümlede, edebiyatımızdaki konumuna yönelik bir saptamada bulunulmuştur. B) II. cümlede, Türk öykücülüğüne getirdiği yenilikler örneklendirilmiştir. C) III. cümlede, tek bir anlatım tekniğine bağlı kalma- yıp pek çok tekniği bir arada kullanmadaki amacı- na değinilmiştir. HISTORINGE IV. cümlede, yapıtlarının yeterince anlaşılamadı- ğından ve hak ettiği değeri göremediğinden söz edilmiştir. E) V. cümlede, daha önce ele alınmamış konularda yazarak özgünlüğü yakaladığı belirtilmiştir.
3.
Sözcüklerin, gözümüzün önünden bir trenin vagonları
gibi geçip gittiğinden söz eder Jurnal de Cemil Meriç.
"Kelimeler, bir sahneden dökülür gibi katı ve içleri boş."
diye yazmış. Bunları yazarken aslında kavramsal
düşüncenin tuzaklarından çok, kendi deyişiyle
"gözyaşlarını kelimede incileştiremiyor" olmanın,
yazdıklarının bir avuç lakırtıdan ibaret kalmasının
sıkıntısını dile getiriyordu Meriç.
Bu parçada altı çizili sözle Cemil Meriç ile ilgili
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eserlerinde kelimelerin günlük kullanımlarının dışına
çıkamadığı
B) iç dünyasında yaşadıklarını kendine özgü bir
söyleyişle yansıtamadığı
Ona acı veren deneyimleri edebî şekilde anlatmayı
başaramadığı
D) Tecrübelerini aktarırken kelimelerin anlamsal
yönünü ıskaladığı
E) Dille olan ilişkisini düzeyli bir noktaya getirme
çabasında olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Sözcüklerin, gözümüzün önünden bir trenin vagonları gibi geçip gittiğinden söz eder Jurnal de Cemil Meriç. "Kelimeler, bir sahneden dökülür gibi katı ve içleri boş." diye yazmış. Bunları yazarken aslında kavramsal düşüncenin tuzaklarından çok, kendi deyişiyle "gözyaşlarını kelimede incileştiremiyor" olmanın, yazdıklarının bir avuç lakırtıdan ibaret kalmasının sıkıntısını dile getiriyordu Meriç. Bu parçada altı çizili sözle Cemil Meriç ile ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Eserlerinde kelimelerin günlük kullanımlarının dışına çıkamadığı B) iç dünyasında yaşadıklarını kendine özgü bir söyleyişle yansıtamadığı Ona acı veren deneyimleri edebî şekilde anlatmayı başaramadığı D) Tecrübelerini aktarırken kelimelerin anlamsal yönünü ıskaladığı E) Dille olan ilişkisini düzeyli bir noktaya getirme çabasında olduğu
2. (1) Cervantes, Don Kişot'u La Mancha'da bir hapis-
hanede kaleme aldı. (II) Hapishane şartları içinde bu
önemli romanı yazması, önemli bir yazarlık yetene-
ğidir. (III) Bu yapıtıinda amacı, yalın bir dille gerçek
yaşamın bir portresini çizmekti. (V) Don Kişot, ilk
yayınlandığı dönemlerde yazara hem çok önemli
bir para ve yaygın bir ün getirdi hem de tarihin ilk
çok satan kitabı oldu. (V) Roman kahramanı toplum-
larla, insanlarla öyle içselleşti ki, artık "Don Kişot-
luk yapma" uyarısı evrensel bir yaygınlık kazandı.
(VI) Yaşamı boyunca şairlik konusunda övgüye de-
ğer bir yeteneğinin olmadığını düşünen Cervantes,
gerçekten de onu izleyen kuşaklar tarafından dün-
yanın en kötü şairlerinden biri olarak tanıdı. (VII) Bu
da şairlik serüveninin çok uzun soluklu olmasını en-
gelledi.
L₂
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baş-
lar?
A) II.
B) III.
liderplus
SNV. D) V. EVI
1
I
I
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. (1) Cervantes, Don Kişot'u La Mancha'da bir hapis- hanede kaleme aldı. (II) Hapishane şartları içinde bu önemli romanı yazması, önemli bir yazarlık yetene- ğidir. (III) Bu yapıtıinda amacı, yalın bir dille gerçek yaşamın bir portresini çizmekti. (V) Don Kişot, ilk yayınlandığı dönemlerde yazara hem çok önemli bir para ve yaygın bir ün getirdi hem de tarihin ilk çok satan kitabı oldu. (V) Roman kahramanı toplum- larla, insanlarla öyle içselleşti ki, artık "Don Kişot- luk yapma" uyarısı evrensel bir yaygınlık kazandı. (VI) Yaşamı boyunca şairlik konusunda övgüye de- ğer bir yeteneğinin olmadığını düşünen Cervantes, gerçekten de onu izleyen kuşaklar tarafından dün- yanın en kötü şairlerinden biri olarak tanıdı. (VII) Bu da şairlik serüveninin çok uzun soluklu olmasını en- gelledi. L₂ Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baş- lar? A) II. B) III. liderplus SNV. D) V. EVI 1 I I 1