Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

6. Kafamda yarattığım yazar, büyük pencereleri tavana uzanan, tabanda parlak ahşap döşemeleri olan kocaman cevizden çalışma masasının karşısındaki yeşil kadife kaplama okuma koltuğunda oturmuş, grande toilette giyinmiş bir yazar, burjuva besbelli. Düzgün hatlara sahip yüzünde ne anlama geldiği tam anlaşılamayan bir gülümseme var. Daha konuşmadan yıpranmış ses tonunu, kusursuz cümlelerini duyuyor gibisiniz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (A) Zaman akışına sahiptir. B) Farklı duyulara ilişkin ayrıntılara yer verilmiştir. C) Betimlemelere kişisel yorum katılmıştır. D) Varlıklar, ayırt edici yanları ile verilmiştir. E) Niteleyici kavramlar ön plandadır.

Yazar Jack London kırk yıl boyunca denizleri ve dağlan asti, firtinaların içinden geçti. Hemen hemen her insanın hayatında yaşadığı zorluklar "denizler, dağlar aşma" metaforuyla açıklana bilir. Bu dünyada ayakta kalmanın zor olduğu kesin ve ayakta kalabilmek için yaptıklarımız, vahşi yaşamın ortasındaki macera cilardan çok da farklı değil. Ancak söz konusu zat Jack London olunca bu tanım bir metafor olmaktan çıkıyor. Çünkü London, kırk yıl süren yaşamına, on insana yetecek macera sığdirmiş ve bunun için de San Francisco varoşlarından bir çocuk olarak çık masından bu yana Amerika'nın (sadece ABD değil, tüm kıtanın) her yerini arşınlamıştır. 15. Bu parçada "bir metafor olmaktan çıkıyor" sözüyle anlatıl- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayal gücünün sınırlarını zorluyor B) Yaşamm limitlerine kadar ulaşıyor C) Insanları çok şaşırtıyor D) Her aplamda gerçeğe dönüşüyor E) Şoke edici durumlarla karşılaştırıyor 16. Bu parçadan Jack London ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine ulaşılması en az beklenir? A) Eserlerine yaşadıklarını yansıtmıştır. B) Cesur bir ruha sahiptir. C) Maceralara atılmaktan hoşlanmaktadır. D) Kısa sayılabilecek bir yaşam sürmüştür. E) Ülkesini gezmekle yetinmemiştir.

10. (1) İnsanların yerleşik hayata ve tarım toplumuna geçtiği Neolitik Dönem yerleşimlerinin başında gelen Çatalhöyük, Konya Ovası üzerinde yer almaktadır. (II) Konya'nın 52 km. güneydoğusundaki Küçükköy sınırları içerisindedir. (III) Höyük farklı yükseltili iki tepesinin çatal şeklinde olmasından dolayı "Çatalhöyük" olarak anılmaktadır. (IV) Tarihte yaşamış medeniyetlerin yerleşme bölgelerinin doğal afetler, yangınlar veya savaşlar ile toprak altında kalarak zamanla bir tepe haline gelmesine höyük denir. (V) Günümüzden 9400 yıl önce 13,5 hektarlık bir alanda kurulan ve yaklaşık iki bin yıl boyunca kesintisiz iskân edildiği düşünülen Çatalhöyük yerleşimi, "Doğu Çatalhöyük" ve "Bati Çatalhöyük" olmak üzere iki höyükten oluşmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? (A) I B) 11 C) III D) MM

D) Başkaların E) Salt düşünmeyi öncelemek 9. Kurmaca eserler bize doğrudan ya da dolaylı bir şekilde içinde yaşanan dünyayı veriyor olmakla birlikte, yazarın kendi imgeleminde ürettiği bir oluş özelliği de gösterir. Bu cümlede geçen "kendi imgeleminde ürettiği” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? fox a- min de liği A) Kendi bilinçaltında yarattığı BBireysel sembolleri kullandığı C) Şahsi hayal dünyasında var ettiği D) Kişisel simgelere değer verdiği e E) Ferdî duygulanmaları yansıttığı 4.A (8 ve (0) 2. Bizim c gerekli rini be ne ba akla Bu an A

na ū el SÖZCÜKTE ANLAM 4. Test 19 Edebi esere insanla çevresi arasındaki bağlantılar, içsel çatışmalar, anlaşmazlıklar, mekan, zaman gibi zaviyelerden bakılınca edebi eser çok daha güzel ve zengin görünüyor. Bu cümledeki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayan bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Yaşanan olaylara aynı tepkileri verdiği için tavırlan ilgi görmüyordu. B) Sabit fikirli, kendini beğenmiş biri olduğundan çevresiyle dostluk kuramıyordu. C) Her alanda başarılı olmaya çalışmak, kişiye hiçbir başan kazandırmaz. PrKonuşmacı çok değişik hususlara değinse de aslında sevgi ve ilginin önemini vurguladı. E) Bir konuya değişik noktalardan yaklaşmak konunun kavranmasına katkı sağlar.

Turgut Uyar, "efendimiz acemilik" diyerek ustalığın tekerine çomak soktu. Aynı minval üzere dönen tekerleğin götüreceği yer, sonunda söyleyecek taze şeyleri kalmayanların aciz suskunluğuydu. "Usta olmak için ister istemez bir yön, belirli bir gidişi tutturmak zorundasınız." diyen Uyar, bu alışılmış yolu tehlikeli buluyordu şairler için. Mükemmeliyetçilik peşinde koşanlar oyuna sıfırdan başlamalıydı artık. Dahası oyunu yarım bırakmalıydı bir yenisine geçmek için. "Bir taş alacaksınız. Yontmaya başlayacaksınız. Şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden. Bir başka taş, bir başka daha... Sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız. Belki başkaları sever, tamamlar." Belli ki Hesiedos'un yarımın bütünden çok olduğu düşüncesi Uyar'ın şiir anlayışına böyle yansımıştı. Yarım kalan şeyler başkalarında tamamlama hissi uyandırıyor, böylece sanat eseri her çağda yenilenme imkânı buluyordu. Fakat bundan da önemlisi sanatçı zamanla heyecanını kaybetmiyor, rutinin cenderesine kaptırmıyordu kalemini. "Ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz yenidir, tazedir. Başaramamak kaygısının zevkiyle çalışacaksınız." 37. Bu parçadan hareketle Turgut Uyar'la ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Sanat eğitiminde alaylı olmayı benimsemektedir. B) Sanat hayatında yeniliği mükemmeliyetçilikte bulmuştur. C) Şiirde başarının anahtarının öykünmekten geçtiğini düşünmektedir. D) Başarısızlığı bir öğrenme biçimi olarak kabul etmektedir. E) Sanat eserinin onu algılayan kişiye göre şekilleneceğini düşünmektedir.

ar söz ko- Bik de- a son- ellinci rimin üoğ- adır. yer gun ler ca- 27. Son yıllarda çocuk ve gençlik kitapları sayı ve çeşit olarak çoğalırken başta öğretmenler, kütüphaneciler ve anne ba- balar olmak üzere yetişkinlerin çocuk okurdan beklentileri de kazanıp düzenli kitap okuması yeterli görülmüyor. Okudu- arttı. Artık iyi bir okur sayılmak için çocuğun okuma becerisi ğunu doğru anlaması, metni farklı açılardan sorgulaması ve sanatsal yollarla yeniden üretmesi, hatta bunu mümkünse yaratıcı bir performansla kanıtlaması da bekleniyor. Okul- larda, kütüphanelerde, kitap fuarları ve benzeri ortamlarda, yaratıcı okuma adı altında çocuk ve gençlere dönük düzen- lenen birbirinden renkli ve eğlenceli etkinlikler genelde bu amaca, yani yaş küçükken okurun iyisini yetiştirmeye hizmet ediyor. Bu parçada Yaratıcılığın iyi bir okurun önde gelen özelliği olduğuna lendigineeliştirmek amacıyla çeşitli etkinlikler düzen- III. Nitelikli okur özelliklerinin geçmişe göre değişikliğe uğradığına yargılardan hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız I B) I've Ill Kitapların tür ve niceliğinin artmasıyla çocuklardan beklentilerin yükseldiğine Die IV 8 CIVAN 1 G E) live IV sahipti

3. Toplum bilimciler, yani bir toplumun oluşum, yaşam ve gelişim kurallarını ele alan bilim insanları, edebî eser- lere bakarak toplumun sosyal ve kültürel yapısıyla il- gili tespitlerde bulunabilirler. Örneğin, işgal yıllarında İstanbul'un ve Anadolu'nun durumunu inceleyen bir sosyolog, bu dönemde kaleme alınan romanlara baka- rak bazı sonuçlara ulaşabilir. DENI njom Bu parçadan hareketle edebiyatla ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? onla de A) Ulusal bir karaktere sahip olduğuna B) Oluşan gerçekliği dönüştürerek aktardığına C) Hayatla ve olaylarla iç içe bir yapıda olduğuna D) Yalnız oluşturulduğu döneme hitap ettiğine E) Topluma ait değerleri yönlendirebildiğine

1. 1839 tarihli Tanzimat Fermanı ile padişah kendi gücü üstünde ilk kez kanun gücünün üstün olduğunu belirtmiş ve Osmanlı Devleti Avrupa hukukunu resmen takip etmeye başlamıştır. Ayrıca bütün tebaanin can, mal, irz ve namu- sunun korunması yönünde karar alınmıştır. Buna göre Osmanlı yönetiminin fermanın ilan edilme- siyle aşağıdakilerden hangisini amaçladığı söylene- mez? A) Sosyal adalet anlayışını uygulamak B) Toplumsal birlik ve beraberliği sağlamak C) Kişisel hak ve özgürlükleri güvence altına almak DOsmanlı vatandaşlığı bilincini oluşturmak E) Millî kültür ve millî devlet fikrini yaymak

8. K ülkesinde 2010 yılında ortanca yaş 24,4 iken 2015 yı- linda 29,6, 2020'de ise 33,1 olmuştur. Buna göre K ülkesinde aşağıdaki özelliklerden han- gisinin arttığı söylenemez? A) Yaşam standartlar B) Doğal nüfus artış hızı C) Ortalama yaşam süresi D) Beslenme ve barınma koşulları E E Teknoloji kullanımı

1968 yılının 16 Haziran Pazar sabahı... Kayış Dağı üzerin- den yükselen güneş etrafı daha yeni yeni aydınlatıyor. Üstü çiçek buketleriyle dolu kamaranın kenarına ilişmiş kahvemi yudumlarken girdabına katıldığım rüya âleminden sıyrılmaya çalışıyorum. Hakikaten Caddebostan'da mıyız? Hakikaten Kısmet, yedi denizi aşıp yine o eski demir yerinde böyle sakin mi yatıyor? Yoksa o uçsuz bucaksız ummanları aşarken gece dümen başında kurduğum hayal âleminde mi yaşıyorum? Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy lenemez? A) Niteleyici sözcüklerden yararlanılmıştır. B) Ağırlıklı olarak öznel ifadeler kullanılmıştır. C) Düşsel ögelere yer verilmiştir. D) Tabiat, devinim hâlinde aktarılarak tanımlanmıştır. E) Sözde soru cümleleri kullanılmıştır.

B 9. Gazeteci: Z kuşağını muhatap alan son romanınızda neden onları "oyuncaklarını toplamayı öğrenmemiş çocuklar" olarak BENIM HOCAM nitelendirdiniz? TYT-TÜRKÇE Soru Bankas Yazar: Oyuncak toplamak deyip de geçmeyin bu, çocuğun birey olma yolunda edindiği ilk sorumluluktur ve sorumluluklar insana yaptıklarının ve yapmadıklarının sonucuna katlanmayı öğretir. Herkesin evinin önünü süpürdüğü bir dünya hayal edin işte sorumluluk sahibi olan bireyler de böyle bir dünya yaratır. Gazeteci: Siz de uyumlu bireylerden oluşan yaşanası bir dünya yaratmak için Z kuşağına neden oyuncaklarını topla- mayı vazife edinmesi gerektiğini anlattınız. Yazar: Evet, bunu yaparken sorumsuz yetişkinler olarak onları geleceğe götürdüm, sorumluluk sahibi yetişkinler ola- rak onları geleceğe götürdüm ve tercih sizin dedim. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki yazarın sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Edebî eser psikolojik problemlere ayna tutabildiği ölçüde yarınları görebilecektir. B) Yazarlar, toplumsal sorunlara çözüm getirebilecek yeter- lilikte eserler kaleme almalıdır. C Bir yazar tenkit ve gülmeceyi iç içe sokabiliyorsa sandı- ğından daha çok ciddiye alınır. Yazar, kendine has bir üslupla adını yazmadan imzasını atabilmelidir. E) Yazar, bireyin açmazlarını ve karanlık yanını eserine kimseyi incitmeden aktarabilmelidir. 11. G in /benimhocam 10. Gazeteci: Roman ve öykülerinizde tümüyle bireyi anlatırken A 12 Y ti

5. Insanın gelişmesi belirsizliğe tahammülü öğren- mesiyle sağlanabilen bir süreç. Çünkü yaşamda çok az şey belirli. Belirsizlikleri azaltabileceğimiz, azaltmamız gereken yerler var. Ay sonunda kaç lira kazanacağımız, tatili kaç gün yapacağımız, hasta- landığımızda doktor masrafını sigortadan karşıla- yıp karşılayamayacağımız gibi. Temel yaşamla il- gili şeyler bunlar ama belirsizliğin en büyüğünü as- linda insan ilişkilerinde yaşıyoruz. Bizi çok sevdiği- ni söyleyen birinin bizi ömür boyu sevip sevmeye- ceğini bilmiyoruz. Ömrümüzün ne kadar süreceğini de bilmiyoruz. Belirsizliğin yarattığı kaygıya taham- mül edebilmeyi öğrenmek bizi büyütüyor. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine ya- nıt olarak verilmiştir? A) İnsanın yaşamında belirsizliklerin etkileri ne- lerdir? B) Günlük sorunlarla başa çıkmaya çalışan in- san ne yapmalı? C) Ne kadar yaşayacağımızı bilememek hayatı nasıl etkiliyor? D) Yaşamımızdaki belirsizlikleri yok etmenin bir yolu var mı? E) İnsan ilişkilerinde belirsizliğin avantajından söz edilebilir mi?

4. içe kapanık, oyun oynamayı sevmeyen, dört yaşında konuş- maya başlayan, utangaç, hazır- cevap, soruya soru ile karşılık veren bir çocuktu. Çok talihsiz bir çocuk gibi mi geldi size? O zaman bu çocuğun ünlü dâhi Albert Einstein olduğunu söy- leyelim. Bu metne getirilebilecek en uy- gun başlık aşağıdakilerden han- gisidir? A) Einstein'ın Buluşları B) Cocuk Gelişimi C) Dâhi Bir Çocuk tan D) Einstein'ın Şansı

Ekolojik ortama karşı duyarlılık, temiz enerjinin artık ciddi bir alternatif olarak dikkate alınması, şirketler ve hükü- metler düzeyinde çevre duyarlılığına karşı yeni vizyonlar oluşturulması konularında son yıllarda ciddi yol alınmış durumda. Son zamanlarda çoğumuzun adını kısaca HES ola- de werak duyduğu hidroelektrik santralleri, barajlarda biriken suyun yer çekimi potansiyel enerjisini kullanarak elektrik enerjisini üreten bir yöntem, sorun şu ki bu barajların ku- rulacağı yerdeki ekoloji tamamen değişiyor. J TYT/Türkçe . Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca en doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Son zamanlarda ekolojik ortama karşı duyarlı olunma- sına karşın temiz enerji kullanılması adına doğal çevreye zarar veren bir çalışma söz konusudur. B) HES olarak kısaltılan hidroelektrik santrallerinin yapımı sayesinde doğal bir enerji üretilip temiz enerji gücüyle barajlar kurulmaktadır. C) Kimi zaman doğal çevreye zarar veren bir uygulama insan yararını gözetirken bitki ve hayvanların yok olma- sına neden olduğu için ortadan kaldırılmaktadır. D) İnsanlığın bitmek bilmeyen ihtiyaçları doğal dengeyi bo- zacak durumlar ortaya koyarken ekolojik sistemin ken- dini yenilemesi beklenmektedir. E) Birçok bilim insanı HES'lerin vereceği zararın insanlığın yararından daha az olduğunu düşünüp barajlarda biriken suyun yer çekimi potansiyel enerjisini kullanarak elektrik enerjisini üreten yöntemi desteklemişlerdir.

21. MACİDE: Saniye Hanımefendi'nin satış muamelesi bit- ti mi? YUSUF: Bitti. MACİDE: Otuz bin lirayı tahsil ettin mi? Vekâletnamede galiba sana tahsil salahiyeti de verilmişti. YUSUF: Evet! Yarın tahsil edeceğim. MACİDE: Ya onu da kumara verirsen?.. YUSUF: Deli misin? MACIDE: Maalesef akıllıyım. Bende hiçbir itimat duy- gusu bırakmadın. Sana o masum eski zaman hanime- fendisini ben takdim ettim. Parayı beraber tahsil ede- ceğiz, ben alacağım, götürüp otuz bin lirasını kadın- cağıza teslim edeceğim. Şimdi git! AYT YUSUF: (Ağlarcasına) Sen kocanı, başkasının emanet parasıyla kumar oynayacak kadar da mi sefil sanıyor- sun? Böyle olsaydı, evimin halısını pazara çıkartır mıy- dim? A) Yalnız I MACİDE: (Feci bir istihza içinde) Belli olmaz! İçinde bir namus kırıntısı, bir haysiyet gölgesi, sana evvela ken- dine mahsus bir para aratır. Sonra onu kaybedince emanet parayla da oynarsın! Bu tiyatro metni ile ilgili, 1. Aile içinde yaşanabilecek bir sorun işlenmiştir. Mekân betimlemelerine başvurulmuştur. HH. Toplumsal değerlerin baskısından bunalan bireyin sıkıntıları anlatılmıştır. yargılarından hangileri söylenebilir? B) Yalnız II D) I vet 22. He gu lik C) Yalnız III E) I ve III ya ya r