Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

24. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Insani iyi ya da kötü yapan, düşünce midir yoksa bunların eyleme dönüşmesi mi?" sorusuna cevap vermektedir? A) Etik açıdan bir eylem kötü niyetle yapılmamış olsa da bu eylemin doğru olarak nitelendirilebilmesi için doğ- ru bilgiye dayanması sağlanmalıdır. Bu bilgi, doğru tutum ve davranışlara yönlendiren ve bilimsel olarak doğrulanmış bilgidir. B) Insan yaşamı, sürekli bir karar verme sürecini gerekli kılmaktadır. Bu karar verme süreci sonrasında tutum ve davranışlar, insanın özünü ortaya koyar. Düşünce, davranış ve tutumlardan önce vardır ama insan dü- şünceleriyle değil davranışlarıyla kendini var eder. C) Hiç şaşırtıcı değildir ki iyilik yapan bireyler, çevre- lerince iyi insanlar olarak kabul görür ve daha çok sevilirler. İhtiyaç hâlinde daha kolay sosyal destek bulabilirler. Tam aksine öfkeli, saldırgan ya da bencil bireyler ise yalnızlık duygularını daha çok yaşar, daha az tercih edilir ve daha zor yardım bulurlar. 26. Cambridge lan deği ceğini k yo synliyc rindirdikla beyin işle gin duyg ettiği dü ve içgü ve kişil Indepe den a D) İyilik ve kötülük görecelidir. Yaşanılan coğrafya, edini- len kültür, dünya görüşü gibi unsurların sınırları doğ- rultusunda iyiyi ve kötüyü değerlendiririz. Olayları, davranışları, düşünceleri bizdeki karşılıklarına göre eğri ya da doğru, iyi ya da kötü olarak yorumlarız. E) İyiliğe tanık olmanın iyilik yapmaya ilham verdiğini ve bunun bir virüs gibi yayılmasına neden olduğunu eis gözlemleyen bir dizi çalışma gerçekleştirilmiştir. Yani iyilik bulaşıcıdır. Bu da toplumsal bir sorun ortaya çık- tığında birlik içinde hareket etme gerekliliğinde des- tekleyicidir. Yayınlan ğine keşfe anıla say lara Bu ne A

D) Yaşadıkları toplumun çık E) Önem verdiklerini her koşulda savunan C 4. Psikolojik işleyişten başka ailemizden, birlikte vakit geçirdiklerimizden, arkadaştan, köy ve kasaba gibi sosyal çevremizden, mesleki hayatımızdan bazen bir ihtiyaçtan, bazen farkında olmadan, bazen bir taklit yolu ile çıkıp yakamıza yapışan huylarımız; dikkat edersek varlığımızın büyük bir kısmını kap- lar. İşte, öğrenim ve terbiyenin ve güçlü bir iradenin doğrudan doğruya hedef aldığı huylar bunlardır. Yani alışkanlıklardan, göreneklerden, sosyal çevre ve mesleki hayat şartlarından ileri gelip yavaş yavaş yerleşmiş olan huylardır. Bu parçadan "huylar" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Psikolojik kaynaklı olanları da vardır. B) Bazıları, çevreden istem dışı edinilmiştir. C) İnsanların sosyal hayatta kabulünü sağlar. D) Eğitim, bazılarını değiştirmeyi amaçlayabilir. E) Sosyal yaşamımız, şekillendirilmelerinde etkilidir.

26. Gazeteci: (1) -- Yazar: Elbette çünkü bilmeden yazmak, karanlıkta göz kırpmak gibidir. Yazarsanız araştırma olmadan kesinlikle bir yazı çıkaramazsınız ortaya. Diyelim ki kutuplarda geçen bir ro- man yazıyorsunuz. Kutup ayılarının yanından penguenler geçiyor deseniz olur mu hiç? Çok büyük bir gaf yapmış olursunuz. Gazeteci: (11) -- Yazar: ---- Çünkü romanlar, gerçek yaşantıların izdüşümleridir. Ger- çek hayatta süper kahramanlar olmaz, kahramanlarımız sıradan insanlardır. Sıradan otomobilleri, sıradan evleri, sıradan işleri vs. vardır; hâliyle isimleri de sıradandır. Ka- çınızın "Albatros" adında bir arkadaşı var ki? Bu yüzden ben de yaşama bizzat tanıklık eden kişilerin isimlerini kul- lanıyorum. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangi- si sırasıyla getirilmelidir? A) I. Bir romanı yazarken dikkat ettiğiniz hususlar var mı? II. Sizce niçin bir yazarın içinde bulunduğu topluma karşı görevleri olmalıdır? B) I. Yazmadan önce herhangi bir ön hazırlık yapıyor musu- nuz? TOPP 28 aying II. Oluşturduğunuz karakterlere neden sıradan isimler ve- riyorsunuz? C) 1. Herhangi bir araştırma yapmaksızın yazmanın yanlış olduğunu mu düşünüyorsunuz? II. İçinize hiç sinmeden ortaya çıkardığınız bir karakter oldu mu? D) I. Yazdıklarınızı baskıya göndermeden önce son bir kez daha okur musunuz? II. Oluşturduğunuz karakterlerin yakın çevrenizden izler taşıdığı doğru mu? 27. E E) I. Okurlar, yazarların her alanda bilgi sahibi olmalarını mı bekliyor? II. Yazarların başlarından geçen bir olayı yansıtmasını nasıl karşılıyorsunuz?

3. Göllerin kendine özgü bir güzelliği vardır. Bu eşsiz, kı- rilgan ve romantik oluşumlara, daha tenha ve gözler- den uzak olan bölgelerde bulunan ormanların temiz havasına, berrak sularına ve göz kamaştırıcı manzara- larına kapılıp coşmamak elde değildir. Göllerin rengi, derinlikleri ve barındırdıkları su yaşamının özelliğine bağlı olarak çoğunlukla yeşil ve mavi tonları arasında değişir. Ama renkler söz konusu olunca mevsimleri unutmamak gerekir. Kimi, kışın yağan kar ile buzlu bir suskunluğa veya beyaz bir halıya dönüşür. İlkbaharda toprağın uyanmasıyla pek çoğunun kıyıları yeşile ke- ser. Yazın güneşin yakıcı ışıkları altında kenarlarındaki sazlıklar sararır. Sonbaharda ise yapraklı ağaçların renk değiştirmesiyle beraber rengârenk başka bir tablo ışıl dar. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A Tabiat karşısındaki duygulanmalar belirtilmiştir. B) Geçmiş ve şimdiki olaylar iç içe verilmiştir. C) Kişileştirme ve benzetmeden yararlanılmıştır.... D) Karşıt durumlara yer verilmiştir. E) Betimleyici unsurlar ağırlıktadır.

sözünü doğrularcasına, Shakespeare'in yarattığı karakterlerde insanlığın hemen her durumuyla karşılaşırız. Haksızlığa isyan, dü- zenbazlık, intikam, ihtiras, şiddet de onun ana temaları arasındadır. Bilinçaltının karanlıklarını Sigmund Freud'dan çok önce keşfeden Sha- kespeare, psikanaliz açısından karakterleri en çok incelenen yazarlar arasındadır. Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli- dir? A) Montaigne'in, "Her insanda insanlığın bütün hâlleri mevcuttur" B) Freud'un "Shakespeare'in karakterleri ke- sinlikle çok etkileyici" C) Montaigne'in "İnsanın kendini anlatmasın- dan daha zor ve daha faydalı hiçbir şey yoktur" D) Freud'un, "Ruh sağlığı yerinde olan insan, sevebilen ve üretebilen insandır" E) Montaigne'in, "Başkalarının bilgisiyle bil- gin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz"

cevaplayınız. parçaya göre Son günlerde çokça konuşulan "sessiz istifa" kavramı, ABD'li bir sosyal medya kullanıcısının "Hayatınız işten ibaret değil." demesi ve kısa sürede milyonlarca kişiye ulaşan bir video paylaşmasıyla ortaya çıktı. "İstifa" ifadesi yanıltmasın, bu trend yalnızca işin gerektirdiklerini yapmak, ötesine kafayı yormamak anlamına geliyor. Pandeminin başlamasından bu yana genç çalışanlar hem fazla mesailerinin takdir edilmemesinden hem de maddi bir karşılığı olmamasından yakınıyorlar. İş-hayat dengesini doğru kurmaya odaklanarak kendilerini korumayı tercih ediyorlar. Gallup'in yeni anketine göre, sessiz istifayı tercih eden çalışanlar ABD'de iş gücünün en az %50'sini oluşturuyor. Ancak herkesin bu yönelime sıcak baktığı söylenemez, kimi iş dünyası uzmanları bu yöntemle başarılı bir kariyer sahibi olmanın mümkün olmayacağını dile getiriyor. 38. Bu parçada anlatılanlardan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Bir sosyal medya kullanıcısı, iş dünyasındaki verimi düşürecek bir akım başlatmıştır. B) "Hayatınız işten ibaret değil." söylemi, dünyadaki iş sektörünü kısa sürede etkilemiştir. C) İş dünyasında kariyer beklentisi olanların özel hayatlarından feragat etmeleri gerekebilir. DABD'de çalışanların neredeyse yarısı, iş-özel yaşam dengesini kurmaya yönelik tutum içindedir. E) Genç çalışanların takdir edilme ve maddi karşılık beklentileri, orta yaş grubuna göre daha yüksektir. Kafa Dengu 1

33. Bir yolculuk esnasında yolculardan biri Picasso'ya "Neden resimlerinizi gerçekte olduğu gibi yapmıyorsunuz?" diye bir soru yöneltir. Picasso, "Gerçekte olduğu gibi kısmını açıklar mısınız?" diyerek cevap verir. Soruyu soran kişi bu laf üzerine cebinden eşinin fotoğrafını çıkarıp Picasso'ya gösterir. Picasso resme dikkatlice bakar ve şöyle der: "Eşiniz sizce de çok küçük ve biraz yassı görünmüyor mu?" Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisinin Picasso'nun sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Sanatçı, bir eseri üretirken yaşama tuttuğu aynanın gölgelenmesine, buğulanmasına izin vermemelidir. B) Bir sanat eseri, onu meydana getiren sanatçının gerçekliği algılayışı ve özgün yorumuyla biçimlenir. C) Başta resim olmak üzere sanatın tüm alanlarında kullanılan ana malzeme içinde yaşanılan, gerçek dünyadır. D) Sanatçının amacı, eseriyle hemhâl olan kişiler üzerinde farklı etkiler bırakmak ve onları şaşırtmaktır. E) Ressamlara ait tabloların sanatsal değerini, onların gerçeklikle ne ölçüde bağdaştığı belirlemektedir. ON04-SS.32TYT06 A B C 35. 10

A Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler-1 COVID-19 Pandemisi 2019'un sonlarında Çin'den başla- yarak bütün dünyaya yayıldı ve hayatı her yönüyle belir- gin şekilde etkiledi. Türkiye'deki ilk vaka, 11 Mart 2020'de Sağlık Bakanı tarafından bildirildi. Arkasından hepimizin ne malumu olduğu üzere hızlı bir COVID-19 süreci hayatımı- A zı yönlendirmeye başladı. Artık eskisi gibi bir sosyal haya- shotimiz kalmadı. Hareketlerimiz kısıtlı, muhabbetlerimiz si- nırlı oldu. Aslında bizlerin yapması gereken hususlar belli. Her gün, alanında uzman hekimler neler yapılması ve ne- ler yapılmaması gerektiğini bizlere söylüyor. Bundan yıl- Mlar önce Doğu'da "Hekimlerin Piri ve Hükümdarı", Batı'da in ise "Avicenna" olarak tanıman İbn-i Sina'nın "El Kanun Fit ise Tib" kitabında söylediği gibi. Birçok hastalığa karşı çözüm önerilerinde bulunan İbn-i Sina, insandan insana bulaşan bu salgın hastalıklara karşı çözüm önerileri olarak şunla- ri söylüyor: "Sıhhatiniz için mutlaka katiksız hijyene yöne- lin. Sirke ile temizlik yapın. Ellerinizi, bulaşıklarınızı ve kı- obat yafetlerinizi mutlaka sirke ile yıkayın. Hem kendinizin hem de toplumun sağlığı için birlikte dolaşmayın. Beş on ki- şi bir araya gelerek kalabalık oluşturmayın. Pazarları terk edin. Paraları bırakın. Toplu hâlde ibadet etmeyin, salgın- dan korkmayın, hastalıktan sakının, hastalarınızı terk et- meyin. Evinizde oturun ve neşeli olun. Unutmayın! Hasta- lik neşeden kaçar." Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula şılamaz? 12A) Doğal yolla yapılan temizliğin sağlık açısından önemli olduğuna BY Gülmenin, mutlu olmanın hastalığı vücuttan uzak tuttu- ğuna Sadece kendimizin değil çevremizdekilerin de sağlığı- nı düşünmemiz gerektiğine Dinsanların kendi sağlıkları için yetkililer tarafından sü- rekli uyarıldığına Günümüz modern tip tekniklerinin temelinin geçmişte atıldığına 4. Kuraklık, yağ çekleşmesi hangi bir ye olayıdır. Dü sorunlardan sy rıyla fizikse loji, tarım, t aşamasını eniarbelirlenmes Hem farklıdır. Y arveten yıllar s ndekileri gene suya bağı ğın anlam yıl içerisin lerinde bi Dolayısıy duydukla lık olarak 203 MIRAY YAYINLARI- ne: C Mbab Bu parça nemez? A) Tarım ya ih BY Kura soru C) Teri pild LDY Kur pild E) Kur rini

Dirmit, onca yasakla da şiir yazamayınca bu defa kendini yarışa soktu. Bir zaman güneşle yarıştı. Güneş doğar doğmaz kâğıdı önüne koydu. Güneş batmadan şiir yazması için kendine emirler savurdu. Güneş dönüp battı. Dirmit bir öfkeyle boş kağıdı yırttı. Güneşe yenildi. Ayla yarışa kalktı. Ay, şiir olmadan soldu. Sonunda Dirmit şiir yazmanın bir yolunu buldu. Sözcükleri tek tek kafasının içinde alıp yüreğine koydu. Yüreğini "Güp! Güp!" attıran sözcüğü hemen kâğıda yazdı. Yüreğini attırmayan sözcüğü yüreğinden çekip attı. Dirmit o günden sonra yüreğine kul köle oldu. Yüreği ne dediyse onu yaptı, yüreği nereye git dediyse oraya gitti. Yüreği ne dediyse onu dedi. Yüreği kafasıyla zıtlaştıysa o da zıtlaştı. Yüreği taştıysa o da taştı. Yüreği çırpındıysa o da çırpındı. Yüreğiyle birlik oldu. ć 26. Bu parçada sözü edilen kahramanla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Yetenekleriyle istedikleri birbirine uyuşmamaktadır. B) Şiir yazma tutkusundan vazgeçmemektedir. C) Duygularının etkisiyle hareket etmektedir. D) Şiir için, kendisini etkileyen sözcükleri seçmektedir. E) Kimi zaman duygu ve düşünce çatışması yaşamaktadır. 27. Bu parçanın yazarıyla ilgili, 1. Toplumcu gerçekçi bir anlayışa sahiptir. II. Dinî ve mistik duyarlılıkları öne çıkarmıştır III. Sade, anlaşılır bir dil kullanmıştır. X yargılarından hangilerine ulaşılabilir? AYalnız I B) Yalnız II D) I ve II E) II ve III C) Yalnız III

TYT / Türkçe 21. 2013 yılında biyolog Imke Kirste, farelerin beyni üzerinde "ses"in etkisini test ediyordu. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Seslerin kalıcı bir et- kisi yoktu ama günde iki saat sessizlik hafızada önemli rolü olan hipokampustaki hücre gelişimini tetikliyordu. Bu yeni büyüyen beyin hücrelerinin sağlık için faydası olmasa da bu hücrelerin işlevsel sinir hücrelerine dönüştüğü görüldü. Eğer sessizlik ve sinir hücreleri arasındaki bağ insanlarda da kurulabilirse ses- sizliğin bunama ya da depresyondan muzdarip olan hastalara yardımcı olmak için kullanılmasının mümkün olabileceği öngö- rülmekte. Bu parçadaki araştırma ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi soylenebilir? A) Biyolog İmke Kirste, özelden genele doğru giden bir yargıya ulaşma yolu izlemiştir. B) Yüksek sesin kalıcı etkisinin fazla olup olmadığı üzerine de- taylıca yapılmıştır. C) Sessizlik ve sinir hücreleri arasındaki bağın beyinle ilgi- li bazı hastalıklara çözüm olabileceği öngörüsüne olanak sağlamıştır. D) Sesli veya sessiz bir ortamda yaşamanın insanı etkileme- yeceği, önemli olanın iç denge olduğu sonucuna varılmıştır. E) Depresyondan kurtulmak için sessiz bir ortamın sağlanma- si gerektiği üzerine odaklanarak şekillenmiştir. 23.

29. İnsanoğlu var olduğu andan itibaren sürekli olara yarar sağlayacak nesnelerin arayışı ve bu nesneleri keşfetme çabasında olmuştur. Prehistorik Dönem'den itibaren kullanılan post, kürk ve kabaca işlenmiş deriler ile insan, giyim ve günlük hayattaki çeşitli eşyaları üretebildiğine göre, deri kullanımının insanlık tarihi kadar eski olduğu söylenilebilir. Paleolitik ve Mezolitik Devir'de kabaca işlenen deri, Neolitik Devir'de yerleşik hayata geçilince hayvanların evcilleştirilmesi sonucunda, bilinçli olarak işlenmeye başlanmıştır. MÖ 3000'de yazının icadı ile dericilik konusunda belgelere sahip olunmuştur. Günümüze kadar gelebilen deri kalıntılarına, sadece Mısır gibi kuru çöl iklimine sahip bölgeler ile soğuk iklimi sayesinde donmuş örnekler verebilen yerlerde rastlanılabilmektedir. Bu az sayıda buluntu dışında mağara resimleri ve mezar duvarlarındaki tasvirler bizi aydınlatmaktadır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Mağara resimleri ve mezar duyarlarındaki tasvirler, deri kullanımının çok eski çağlara dayandığını gösterir. B) Belli dönemlerde giyimde ve günlük hayatta kullanılan derilerin kabaca işlenmesi nedeniyle farklı malzemelere yönelme olmuştur. ₁ Neolitik Devir'den sonra bilinçli deri işlemenin hayvanları evcilleştirmeyle doğrudan bir ilişkisinin olduğu anlaşılmıştır. D) Başlarda kabaca işlenen derimin sonraki dönemlerde bilinçli olarak işlendiği bilinmektedir. E) Dericilik konusunda ulaşılan belgeler sayesinde o dönemlerde derinin kullanıldığına ilişkin bilgilere ulaşılmaktadır.

C 25. 1726 yılında Jonathan Swift'in Gulliver'in Gezileri adlı eseri, çağının İngiliz kurumlarının siyasal ve sosyal bir eleştirisini içerir. Ama bunun yanında özellikle kitabın üçüncü bölümünde bilim kurgusal ögelere fazlasıyla rastlanır. Akıllı atların yaşadığı Laputa ülkesi, Dünya'nın çevresinde dönen yapay bir kenttir. Bu kentte yaşayanlar bilimde gayet üstün durumdadırlar. Nitekim Jonathan Swift'in eserinde Merih'in iki uydusundan söz etmesi ve bunların 150 yıl sonra kanıtlanması bilim insanlarını şaşkınlığa düşürmüştür. 1752 yılında Voltaire, Micromegas adlı eserinde ilk Dünya dışı akıllı yaşamı ortaya atar. Yanında bir arkadaşı ile Dünya'ya gelen sekiz fersah boyunda bir yaratık Baltık Denizi kıyılarında bir gemide toplanan filozof ve bilim insanlarıyla konuşur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gulliver'in Gezileri, yazıldığı dönemin siyasal ve sosyal eleştirilerini içerir. B) Gulliver'in Gezileri kitabının bazı yerleri bilim kurgu özellikleri gösterir. C) Bilimsel yönden ileri olmayı, hayaller üzerinden aktarmıştır. D) Swif'in yapıtlarındaki bilimsel durumların gerçek çıkması şaşırtıcıdır. C E) Voltair, dünya dışı akıllı yaşamı yapıtlarında ilk işleyen yazardır.

Kaza anında sanki zaman yavaşlamıştır ve biz de bu yüzden ağır çekimdeymiş gibi hissederiz çünkü hayati tehlikeyle karşı karşıya geldiğimiz durumlarda beyin, bir koruma mekanizması olarak müthiş bir şekilde detaylı çalışmaya başlar ve her anı çok detaylı şekilde işleyerek kurtuluş yolları arar. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Deyim kullanılmıştır. B) Abartı yapılmıştır. C) "beyin" sözcüğüyle soyutlamaya yer verilmiştir. D) Benzetme yapılmıştır. E) Duyular arası aktarmayla anlatılanlar zenginleştirilmiştir.

in üzyıl -ski ca ayrı r. da n ilk polimal 39-40. sorularl Yazarının henüz ikinci romanı olmasına rağmen dünya çapında bir kitleye ulaşan Yaşamak, Çin'in yakın geçmişindeki zorlu yaşam koşullarını tüm gerçekliğiyle ele alıyor. Yu Hua tarafından 1993'te kaleme alınan yapıt, Türk okurlarıyla buluştuğu 2016'dan itibaren de büyük bir beğeni topluyor. Bahar Kılıç tarafından orijinal dilinden çevrilen eser, Yu Hua'nın sade ve akıcı anlatımının gücünü ödün vermeden yansıtıyor. Konusu itibarıyla dönem hükümeti tarafından Çin'de yasaklanan Yaşamak, dünyada gördüğü ilgiden dolayı modern klasikler arasında değerlendiriliyor. Romanın içten dili ve sıradan insanı kadrajına alan öyküsü, okurlarına kitaptan öte bir yaşanmışlık vadediyor. Yu Hua, aynı zamanda iyi bir gözlemci; Çin tarihini ve kültürünü, işin içine zaman zaman kendi yaşamından parçaları da katarak anlatan yazar, bu bağlamda ülkesini eleştirmekten de geri durmuyor. IC SA bri ar VIE 40. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Türk çevirmeni, onu hangi dilden dilimize kazandırmıştır? B) Yazarın yapıttaki üslubu hakkında neler söyleyebiliriz? ak ik ak ek CAMüellifi, yazın dünyasına bu eserle mi adımını atmıştır? Yazıldığı yıllarda sakıncalı görülmesinin gerekçelerini biliyor musunuz? E) Modern klasikler arasında değerlendirilmesinin amacı ne olabilir?

5. Aşağıda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Rüyalar adlı hikâyesinden bir parçaya yer verilmiştir. O gece ikinci bir rüya gördü. Tanımadığı bir evde idi. Geniş odalar, sofalar vardı. Büyük pencereler vardı. Bu pencerelerden birisinin önünde denize bakıyordu. Bir şafak saati olacaktı. Deniz dümdüz, tenha ve renk içindeydi. Fakat birdenbire denizin yüzü, belki, hatta şüphesiz pencereye kadar sandalla, mavna ve pazar kayığı ile doldu. Bir çatana zorla aralarına girmek istiyordu. O zamana kadar anlattığımız rüyalarına refakat eden duygu burada birdenbire kayboldu. Cemil, kendisini bu mavnaların arasında ve aynı zamanda o büyük evde buldu. Biraz sonra bu mavnaların birinin hem kaptanı hem kendisi idi. Böylece karışık hayalleriyle alelade bir rüya olmuştu. İki ay içinde rüyaya dair, epeyce şey okuyan Cemil buna, uyanınca ve rüyasını hatırlayınca çok sevindi." Hususi hal kalkıyor, alelade rüyalar görmeğe başlıyorum. Tabii rüya öbürünü yenmeğe başladı. "Bununla beraber vaziyeti hoşuna gitmiyordu. Tanıdığı bir doktora gitti. Macerayı anlattı. "Vesvese ... Vehim ... " cevabıyla, bir sürü nasihat ve bir yığın reçete ile döndü. Kendisine ceza olsun diye ilaçların hepsini aldı. Sıkı bir yemek rejimine başladı. Denize girdi, yüzdü, kürek çekti, yürüyüşler yaptı. Fakat rüyalar peşini bırakmadı. Doktora gittiğinin üçüncü akşamı kendisini başka bir memlekette gördü. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Rüya, hikâyede bir laytmotif olarak kullanılmıştır. B) Hâkim anlatıcının bakış açısıyla kaleme alınmıştır. C) Çehov tarzı bir hikâye örneğidir. D) Bireyin iç dünyası yansıtılmıştır. Üslup önemsenmeyerek günlük konuşma diline yer verilmiştir. PALME

34. Vincent Van Gogh, izlenimci bir Hollandalı ressamdı. Hayat ona hiç adil davranmadı. Biz, onu daha çok kulağını kesip sevgilisine göndermesiyle hatırlıyor ve biliyoruz. Hayatı boyunca yoksullukla mücadele eden Van Gogh, yatırıldığı ve uzun yıllar kaldığı ruh ve sinir bozuklukları hastanesinde hayata gözlerini yumarken sadece tek bir tablosu satın alınmıştı. O da abisi tarafından... Şu anda ise bir Vincent Van Gogh tablosunu satın alabilecek çok az insan var. Yıldızlı Gece, kendi portresi ve Ayçiçekleri en önemli tablolarından sayılmaktadır. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Ruh ve sinir bozuklukları bir sanatçının en büyük ilham kaynağıdır. B) Gerçek sanatçı, yaşadığı süre zarfında hiçbir biçimde anlaşılmayabilir. C) Hayatın sanatçıya adil davranmaması onu daha çok kamçılar. D) Karşısına çıkan zorlukları aşamayan sanatçı, zamanla yok olur. E) Ailesinin desteği olmayan sanatçı, yaşamda başarıya ulaşamaz.