Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Ünlü felsefeci Aristo, melania kolekara safra şeklinde
ifade ettiği hüznü, melankoliyi de içine alan “kara bir
acı" olarak tanımlar. Bugün "kara sevda” dediğimiz
aşkın hüzünle bağdaştırılıyor olması bu tanım bağla-
mında bir anlam kazanır. Hüzün ve melankoli insanda
her zaman yıkıcı bir etki bırakmaz. Örneğin on yedin-
ci yüzyılın başında hüznün ve melankolinin anatomi-
si üzerine kafa yoran ve düşüncelerini yazıya döken,
kendini melankolik olarak tanımlayan Robert Burton,
mutlu bir yalnızlığa yol açtığı ve hayal gücünü geliştir-
diği için bu duyguları olumlar.
Bu parçada hüzünle ilgili aşağıdakilerin hangisine
deginilmemiştır?
Bir düşünür tarafından adlandırılma biçimine
Aşkla bağdaştırılan bir duygu durumu olduğuna
Melankoli ile birlikte değerlendirildiğine
Kimi bilimsel araştırmalara konu edildiğine
E Bazı kişilerde yapıcı bir tesir bırakabildiğine
B)
C)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Ünlü felsefeci Aristo, melania kolekara safra şeklinde ifade ettiği hüznü, melankoliyi de içine alan “kara bir acı" olarak tanımlar. Bugün "kara sevda” dediğimiz aşkın hüzünle bağdaştırılıyor olması bu tanım bağla- mında bir anlam kazanır. Hüzün ve melankoli insanda her zaman yıkıcı bir etki bırakmaz. Örneğin on yedin- ci yüzyılın başında hüznün ve melankolinin anatomi- si üzerine kafa yoran ve düşüncelerini yazıya döken, kendini melankolik olarak tanımlayan Robert Burton, mutlu bir yalnızlığa yol açtığı ve hayal gücünü geliştir- diği için bu duyguları olumlar. Bu parçada hüzünle ilgili aşağıdakilerin hangisine deginilmemiştır? Bir düşünür tarafından adlandırılma biçimine Aşkla bağdaştırılan bir duygu durumu olduğuna Melankoli ile birlikte değerlendirildiğine Kimi bilimsel araştırmalara konu edildiğine E Bazı kişilerde yapıcı bir tesir bırakabildiğine B) C)
PRO
L
D
Yazmak gençlere mi, olgunluk çağındaki insanlara mi,
erkeklere mi, kadınlara mı özgü bir eylemdir? Bunlar
ve benzerleri, son derece gereksiz sorulardır. Herkes
yazabilir ve herkesin yazmaya çeşitli nedenlerle ihtiyacı
var. Yazmak insani bir reflekstir. Kimi harflerle, kimi
renklerle, kimisi taşla, tunçla, mermerle yazar içindekini.
Sadece yazmanın malzemeleri değişir. İyi yazmak da
yazdıktan sonra üzerinde durulması gereken ama asla
yabana atılmayı hak etmeyen bir meseledir. Kişi nasıl
yazdığını ancak makul bir yazma sürecinden sonra
anlayabilir. Bir başka söyleyişle yazdıklarının üzerinden
ilk coşku sıcaklığının kaybolması, metnin demlenmesi
gerekir. Böylece yazılan metin, kişiye belli bir süre sonra
nasıl yazıldığını; yazdığının iyi mi kötü mü, zayıf mı sağ-
lam mı olduğunu haber verecektir.
Bu parçanın yazarının, yazmakla ilgili aşıdakilerden
hangisini söylemesi beklenmez?
Yazmanın güzelliği eğitim süreci içerisinde ihmal
edilmemeli; bu duygu, gençlere ve çocuklara aşılan-
maya çalışılmalıdır.
Amaç, güzel ve etkili yazmaya değil; bir şekilde
yazarak içimizde kabuk bağlayan duygulardan kur-
tulmaya yönelik olmalıdır.
Yazmak, paylaşmaktan mutluluk duyacağımız iç
dünyamızın başkaları tarafından da görülmesine izin
vermektir.
Yaşlılarda görülen anı aktarma coşkusu, gizli kalmış
bir yazma ihtiyacının dışa vurulmasından başka bir
şey değildir.
8
Hayatın geçiciliğine karşı bir şekilde direnmenin
yolu, ömrün sınırlayıcı ufuklarını yazarak aşmaya
çalışmaktır. X
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PRO L D Yazmak gençlere mi, olgunluk çağındaki insanlara mi, erkeklere mi, kadınlara mı özgü bir eylemdir? Bunlar ve benzerleri, son derece gereksiz sorulardır. Herkes yazabilir ve herkesin yazmaya çeşitli nedenlerle ihtiyacı var. Yazmak insani bir reflekstir. Kimi harflerle, kimi renklerle, kimisi taşla, tunçla, mermerle yazar içindekini. Sadece yazmanın malzemeleri değişir. İyi yazmak da yazdıktan sonra üzerinde durulması gereken ama asla yabana atılmayı hak etmeyen bir meseledir. Kişi nasıl yazdığını ancak makul bir yazma sürecinden sonra anlayabilir. Bir başka söyleyişle yazdıklarının üzerinden ilk coşku sıcaklığının kaybolması, metnin demlenmesi gerekir. Böylece yazılan metin, kişiye belli bir süre sonra nasıl yazıldığını; yazdığının iyi mi kötü mü, zayıf mı sağ- lam mı olduğunu haber verecektir. Bu parçanın yazarının, yazmakla ilgili aşıdakilerden hangisini söylemesi beklenmez? Yazmanın güzelliği eğitim süreci içerisinde ihmal edilmemeli; bu duygu, gençlere ve çocuklara aşılan- maya çalışılmalıdır. Amaç, güzel ve etkili yazmaya değil; bir şekilde yazarak içimizde kabuk bağlayan duygulardan kur- tulmaya yönelik olmalıdır. Yazmak, paylaşmaktan mutluluk duyacağımız iç dünyamızın başkaları tarafından da görülmesine izin vermektir. Yaşlılarda görülen anı aktarma coşkusu, gizli kalmış bir yazma ihtiyacının dışa vurulmasından başka bir şey değildir. 8 Hayatın geçiciliğine karşı bir şekilde direnmenin yolu, ömrün sınırlayıcı ufuklarını yazarak aşmaya çalışmaktır. X
22. Konfüçyüs, günümüzde Uzak Doğu coğrafyasında
büstlerine meyve, tütsü, mum sunuları yapılan dinî bir
figür, Batı'da ise bir masal kahramanı olarak karşımıza
çıkmaktadır. Oysa gerçekte Konfüçyüs ne bir din adamı ne
de bir masal kahramanıdır. Kendini insanlığa adayan bir
idealist, halkına müreffeh bir yaşam sunmak için çözümler
sunan bir filozof, yorulmak bilmez bir gezgindir. Fikirleri o
kadar insancıldır ki onu inceleyenler dünyanın ilk hümanisti
olarak tanımlamışlardır.
Bu parçadan hareketle Konfüçyüs ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Uzak Doğu'da adina dinsel ritüeller gerçekleştirilen
simgesel bir kişiliktir.
B) Içinde bulunduğu toplumun daha iyi koşullarda
yaşaması için düşünceler üreten bir felsefecidir.
C) Çeşitli hedefleri olan ve bu hedefleri gerçekleştirmeyi
ilke edinen biridir.
D) Batılılar tarafından hayal ürünü bir kişilik olarak
bilinmektedir.
E) Hümanizm akımının dünyada tanınıp yayılmasında
etkili olmuştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. Konfüçyüs, günümüzde Uzak Doğu coğrafyasında büstlerine meyve, tütsü, mum sunuları yapılan dinî bir figür, Batı'da ise bir masal kahramanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Oysa gerçekte Konfüçyüs ne bir din adamı ne de bir masal kahramanıdır. Kendini insanlığa adayan bir idealist, halkına müreffeh bir yaşam sunmak için çözümler sunan bir filozof, yorulmak bilmez bir gezgindir. Fikirleri o kadar insancıldır ki onu inceleyenler dünyanın ilk hümanisti olarak tanımlamışlardır. Bu parçadan hareketle Konfüçyüs ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Uzak Doğu'da adina dinsel ritüeller gerçekleştirilen simgesel bir kişiliktir. B) Içinde bulunduğu toplumun daha iyi koşullarda yaşaması için düşünceler üreten bir felsefecidir. C) Çeşitli hedefleri olan ve bu hedefleri gerçekleştirmeyi ilke edinen biridir. D) Batılılar tarafından hayal ürünü bir kişilik olarak bilinmektedir. E) Hümanizm akımının dünyada tanınıp yayılmasında etkili olmuştur.
3. I.
Bulut, havanın yüksekçe tabakalarında çeşitli yığınlar hå-
linde toplanmış su buharının yoğuşmasıdır. Yeryüzündeki
su, güneşin sıcaklığıyla buharlaşarak havada yükselmeye
başlar. Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar.
Böylece su buharı, küçük su damlacıkları hâline gelir. Bu-
lutların havada durmalarını, düşme hızlarının az olması
sağlar. Ağırlaşınca düşenler, sıcak havayla karşılaşınca
yeniden buharlaşıp yükselirler.
II.
Başımın üstünde dönen bulut
Sevda misin sen, bulut musun?
Tavus kanadından, öyle pembe,
Ne ki gerginliksiz, tozam tozam
Öyle ele geçmez, kayıcı, uzaksıl.
Öyle yağmur, öyle aşk, öyle umut..
Bu iki metin ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan han-
gisi doğrudur?
A) 1. metin edebiyatın coğrafya ile ilişkili olduğunu örnek-
ler.
B) I. metinde anlatım okurda estetik haz uyandıracak bi-
çimde yapılmıştır.
C) II. metinde mimariyle ilgili terimlere yer verilmiştir.
D) I. metinde sözcüklerin çağrışım gücünden yararlanıl-
mış.
E) Her ikisinde de aynı tema ele alınmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. I. Bulut, havanın yüksekçe tabakalarında çeşitli yığınlar hå- linde toplanmış su buharının yoğuşmasıdır. Yeryüzündeki su, güneşin sıcaklığıyla buharlaşarak havada yükselmeye başlar. Yükseldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. Böylece su buharı, küçük su damlacıkları hâline gelir. Bu- lutların havada durmalarını, düşme hızlarının az olması sağlar. Ağırlaşınca düşenler, sıcak havayla karşılaşınca yeniden buharlaşıp yükselirler. II. Başımın üstünde dönen bulut Sevda misin sen, bulut musun? Tavus kanadından, öyle pembe, Ne ki gerginliksiz, tozam tozam Öyle ele geçmez, kayıcı, uzaksıl. Öyle yağmur, öyle aşk, öyle umut.. Bu iki metin ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan han- gisi doğrudur? A) 1. metin edebiyatın coğrafya ile ilişkili olduğunu örnek- ler. B) I. metinde anlatım okurda estetik haz uyandıracak bi- çimde yapılmıştır. C) II. metinde mimariyle ilgili terimlere yer verilmiştir. D) I. metinde sözcüklerin çağrışım gücünden yararlanıl- mış. E) Her ikisinde de aynı tema ele alınmıştır.
Nietzsche "aykırı düşüncelerinin ikinci bölümünü teşkil
eden tarihle ilgili gözlemlerinde aslında büyük ölçüde Al-
man kültürü ve Alman ilmi ile hesaplasmıştır. Gerçekten
de Almanya'da "iki nesilden beri özel olarak gelişmiş olan
tarihselci akım" felsefe ve insan bilimlerini de derinden
etkilemişti. Nietzsche "tarihselci akım'dan söz ederken
daha çok Hegel'i kastetmiştir. Zaten 19. yüzyılın başla-
rindan itibaren Alman düşünce hayatında tarih, felsefe
ve bilimi diyalektik bir süreç içinde bütünleştirmiş olan bu
büyük düşünüre kayıtsız kalmak olanaksızdı. En büyük
saldırılarını Hegel'e yöneltmiş olan Schopenhauer'in de
hayatı boyunca yapmış olduğu şey buydu. Ve şimdi de
Nietzsche ilk ustasının kavgasını devam ettiriyor ve kav-
gayı tüm tarih alanına yayıyordu.
37. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Reel uyarıcıları harekete geçirmek suretiyle bilim dal-
larını aynı düzlemde bir araya getirmek
B) Sonuçlarına bakılmaksızın bilim dalları arasında bir-
liktelik oluşturmak maksadıyla düşünce platformu
oluşturmak
C) Gerçekliğin bizde uyandırdıklarını diğer bilimlerin yar-
dımıyla belli bir sürede toparlamak
D) Gerçek algısını değiştirmek amacıyla tarih,felsefe ve
bilimi akıl ve mantık sürecinde sentezlemek
E) Gerçekliği ve onun çelişmelerini aşmayı sağlayan
akıl yürütme yöntemiyle bilimleri zaman diliminde bü-
tünleştirmek
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Nietzsche "aykırı düşüncelerinin ikinci bölümünü teşkil eden tarihle ilgili gözlemlerinde aslında büyük ölçüde Al- man kültürü ve Alman ilmi ile hesaplasmıştır. Gerçekten de Almanya'da "iki nesilden beri özel olarak gelişmiş olan tarihselci akım" felsefe ve insan bilimlerini de derinden etkilemişti. Nietzsche "tarihselci akım'dan söz ederken daha çok Hegel'i kastetmiştir. Zaten 19. yüzyılın başla- rindan itibaren Alman düşünce hayatında tarih, felsefe ve bilimi diyalektik bir süreç içinde bütünleştirmiş olan bu büyük düşünüre kayıtsız kalmak olanaksızdı. En büyük saldırılarını Hegel'e yöneltmiş olan Schopenhauer'in de hayatı boyunca yapmış olduğu şey buydu. Ve şimdi de Nietzsche ilk ustasının kavgasını devam ettiriyor ve kav- gayı tüm tarih alanına yayıyordu. 37. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Reel uyarıcıları harekete geçirmek suretiyle bilim dal- larını aynı düzlemde bir araya getirmek B) Sonuçlarına bakılmaksızın bilim dalları arasında bir- liktelik oluşturmak maksadıyla düşünce platformu oluşturmak C) Gerçekliğin bizde uyandırdıklarını diğer bilimlerin yar- dımıyla belli bir sürede toparlamak D) Gerçek algısını değiştirmek amacıyla tarih,felsefe ve bilimi akıl ve mantık sürecinde sentezlemek E) Gerçekliği ve onun çelişmelerini aşmayı sağlayan akıl yürütme yöntemiyle bilimleri zaman diliminde bü- tünleştirmek
me
de
min
al-
n
n
T
32. Modern mantık da denilen şembolik mantık, klasik man-
tığın sembolleştirilmiş biçimidir. Sembolik mantık, klasik
mantığın çok anlamlılığı, belirsizliği ve bulanıklığına bir
alternatif olarak geliştirilmiş ve kesin çıkarımlara ulaşma-
yı amaçlamıştır. Önermeler mantığında bir önerme bir-
den fazla anlama gelebilirken modern mantıkta sembolle
gösterildiğinden çok anlamlilik ve belirsizlikten kurtulur,
kesin bir anlam kazanmış olur. Modern mantığın klasik
mantıktan en önemli farkı, tamamen sembolik olması
dolayısıyla içerikten çok biçimsel olarak ifadelerin yer
almasıdır. Klasik mantık, günlük dili ve anlamları kullan-
dığı için kısmen içeriğin etkisindedir. Sembolik mantığın
en temel amacı, çeşitli dilsel yapıları sembollerle ifade
etmek ve bu sembolik ifadeleri denetlemektir. Sembolik
mantık; klasik mantıktaki önermeleri, çıkarımları kesinli-
ğe yakın, belirsizlikten uzak bir biçimde sembolleştirerek
denetler. Denetleme, o sembolik yapıyı değerlendirmek
için ön şarttır.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Modern mantık ile klasik mantık karşılaştırılmaktadır.
B) Sembolik mantığın amacı açıklanmaktadır.
C) Denetlemenin, sembolik mantıktaki işlevinden söz
edilmektedir.
D) Sembolik mantıkta tek anlamlılığın nasıl sağlandığı
belirtilmektedir.
E) Sembolik mantığın klasik mantıktan üstünlüğü ortaya
konmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
me de min al- n n T 32. Modern mantık da denilen şembolik mantık, klasik man- tığın sembolleştirilmiş biçimidir. Sembolik mantık, klasik mantığın çok anlamlılığı, belirsizliği ve bulanıklığına bir alternatif olarak geliştirilmiş ve kesin çıkarımlara ulaşma- yı amaçlamıştır. Önermeler mantığında bir önerme bir- den fazla anlama gelebilirken modern mantıkta sembolle gösterildiğinden çok anlamlilik ve belirsizlikten kurtulur, kesin bir anlam kazanmış olur. Modern mantığın klasik mantıktan en önemli farkı, tamamen sembolik olması dolayısıyla içerikten çok biçimsel olarak ifadelerin yer almasıdır. Klasik mantık, günlük dili ve anlamları kullan- dığı için kısmen içeriğin etkisindedir. Sembolik mantığın en temel amacı, çeşitli dilsel yapıları sembollerle ifade etmek ve bu sembolik ifadeleri denetlemektir. Sembolik mantık; klasik mantıktaki önermeleri, çıkarımları kesinli- ğe yakın, belirsizlikten uzak bir biçimde sembolleştirerek denetler. Denetleme, o sembolik yapıyı değerlendirmek için ön şarttır. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Modern mantık ile klasik mantık karşılaştırılmaktadır. B) Sembolik mantığın amacı açıklanmaktadır. C) Denetlemenin, sembolik mantıktaki işlevinden söz edilmektedir. D) Sembolik mantıkta tek anlamlılığın nasıl sağlandığı belirtilmektedir. E) Sembolik mantığın klasik mantıktan üstünlüğü ortaya konmaktadır.
PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE
9.
Bir asırdan fazladır Ingiltere'de Gloucestershire'da iki
günlük bir festival düzenlenmektedir. Bu festivalde 8
kiloluk bir çift Gloucester peyniri tekerleği, 200 metrelik bir
yamaçtan aşağı yuvarlanmaktadır ve bir grup koşucu onu
yakalamaya çalışmaktadır. Buradaki sorun, tepenin bir
insanın ayakta duramayacağı kadar dik olmasıdir obu
nedenle koşucuların çoğu birkaç adımdan sonra yere
kapaklanmaktadır. Peynir onu yakalayan koşucuya verilir
kural olarak. Ancak bir peynir çarkı, yokuş aşağı onu takip
eden koşuculardan çok daha hızlı gittiğinden ödül,
genellikle tepenin dibine ulaşan ilk kişiye verilmektedir.
Ezik, çürük, morartı garantili bir yarışmadır ve ciddi
yaralanmalar büyük olasılıktır. Halk, festivale çok ilgi
gösterse de yerel makamlar festivali kaldırmaya
çalışmaktadır.
BPeynirin ardından ilk gelen yarışmacı, peyniri
yakalayamasa da ödülü alabilmektedir.
TEST
3A
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Yarışmada yaralanmaların çoğu, yarışmacıların birbirini
ezmesinden kaynaklanmaktadır.
Yarışma mekânı, ayakta durmaya izin vermeyen
diklikte bir özelliğe sahiptir.
3
E) Halkın festivalin kaldırılmasıyla ilgili bir girişimi
olmamıştır.
DYYarışmacılarda büyük olasılıkla az ya da çok yara bere
oluşmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE 9. Bir asırdan fazladır Ingiltere'de Gloucestershire'da iki günlük bir festival düzenlenmektedir. Bu festivalde 8 kiloluk bir çift Gloucester peyniri tekerleği, 200 metrelik bir yamaçtan aşağı yuvarlanmaktadır ve bir grup koşucu onu yakalamaya çalışmaktadır. Buradaki sorun, tepenin bir insanın ayakta duramayacağı kadar dik olmasıdir obu nedenle koşucuların çoğu birkaç adımdan sonra yere kapaklanmaktadır. Peynir onu yakalayan koşucuya verilir kural olarak. Ancak bir peynir çarkı, yokuş aşağı onu takip eden koşuculardan çok daha hızlı gittiğinden ödül, genellikle tepenin dibine ulaşan ilk kişiye verilmektedir. Ezik, çürük, morartı garantili bir yarışmadır ve ciddi yaralanmalar büyük olasılıktır. Halk, festivale çok ilgi gösterse de yerel makamlar festivali kaldırmaya çalışmaktadır. BPeynirin ardından ilk gelen yarışmacı, peyniri yakalayamasa da ödülü alabilmektedir. TEST 3A Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Yarışmada yaralanmaların çoğu, yarışmacıların birbirini ezmesinden kaynaklanmaktadır. Yarışma mekânı, ayakta durmaya izin vermeyen diklikte bir özelliğe sahiptir. 3 E) Halkın festivalin kaldırılmasıyla ilgili bir girişimi olmamıştır. DYYarışmacılarda büyük olasılıkla az ya da çok yara bere oluşmaktadır.
Bir toplumdaki üyelerden bazılarının yaşlı kabul edilmesi, onla-
rin temelde toplumu oluşturan diğer yaş gruplarından farklı rol
ve davranışlara sahip olmalarıyla doğrudan ilişkilidir. Yaşlı kişile-
rin farklı bir statü kazanmalarında zamanın yani kronolojik yaşın
ilerlemesi etkilidir ancak yaslı olarak adlandırılan kişilerin toplum-
dan topluma farklılıklar içerdiği de bilinen bir gerçektir. Yaşlıların
sahip oldukları rol ve statüler de toplumsal farklılıklara dayalı de-
ğerlendirmeler içermekle birlikte yaşlılıktaki hareket kaybı, daha
fazla denetime duyulan gereksinim, mental gerileme, ekonomik
üretimden çok bakım talep edilmesi yaşlılığın genel belirleyicileri
olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
Yaşlı insanların içinde bulunduğu toplumun ekonomisine olan
katkısı göz ardı edilmemelidir.
B) Yaşlıların kendi yaş grupları dışındaki kişilerle ilişkileri her za-
man güçlü olmuştur.
Yaşlı kavramı içine giren kişilerin biyolojik yaş aralığı toplum-
dan topluma farklılık göstermektedir.
Toplumların yaş ortalamaları, yaşlılara sağladıkları yaşam ka-
litesiyle doğrudan ilintilidir.
E) Yaşlılığın getirdiği zorluklar, yakın çevredeki kişilerin yardımıy-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bir toplumdaki üyelerden bazılarının yaşlı kabul edilmesi, onla- rin temelde toplumu oluşturan diğer yaş gruplarından farklı rol ve davranışlara sahip olmalarıyla doğrudan ilişkilidir. Yaşlı kişile- rin farklı bir statü kazanmalarında zamanın yani kronolojik yaşın ilerlemesi etkilidir ancak yaslı olarak adlandırılan kişilerin toplum- dan topluma farklılıklar içerdiği de bilinen bir gerçektir. Yaşlıların sahip oldukları rol ve statüler de toplumsal farklılıklara dayalı de- ğerlendirmeler içermekle birlikte yaşlılıktaki hareket kaybı, daha fazla denetime duyulan gereksinim, mental gerileme, ekonomik üretimden çok bakım talep edilmesi yaşlılığın genel belirleyicileri olarak ortaya çıkmaktadır. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? Yaşlı insanların içinde bulunduğu toplumun ekonomisine olan katkısı göz ardı edilmemelidir. B) Yaşlıların kendi yaş grupları dışındaki kişilerle ilişkileri her za- man güçlü olmuştur. Yaşlı kavramı içine giren kişilerin biyolojik yaş aralığı toplum- dan topluma farklılık göstermektedir. Toplumların yaş ortalamaları, yaşlılara sağladıkları yaşam ka- litesiyle doğrudan ilintilidir. E) Yaşlılığın getirdiği zorluklar, yakın çevredeki kişilerin yardımıy-
PALME
YAYINEVI
6.
Gün, büyük pencereye geldi: Usta işi bıraktı. Elindeki
falçatanın tersiyle alnındaki terleri topladı, ayakları dibine
silkeledi. Öbür iki kalfa daha bir süre başları işlerine eğik,
çalıştılar. Usta, gıkı çıkmadan onları gözledi epeyi, sonra,
"Acıkmadınız mı siz?" dedi. İki kalfa başlarını kaldırıp
konuşmasız ustalarına baktılar, yine konuşmasız, sıcacık
gülümsediler. O oldu, ustanın gözlerindeki oturgan
kırmızılık azaldı; açıldı, duruldu. "Hadi" dedi, "Gidin
Emin'de doyurun karnınızı. Sorarsa İbram Usta, çocuklar
bu öğün de yesinler, bugün hafta başı, merak etmesin
diyor dersiniz..." İki kalfa yavaşça sandalyelerinden
kalktılar, odadan çıktılar. Usta oturduğu yerden, onların
alçak sesle konuşarak merdivenlerden indiklerini duydu.
Sonra masanın sürgüsünü çekti, buruş buruş bir gazete
parçasına sarılmış bir sokum kuru ekmek çıkardı,
masaya kodu. Eğildi ardından, döşemeye doğru çabuk
çabuk seslendi:
- Ismál! Hey, İsmål...
Aşağıdan karık bir ses yankı gibi karşıladı:
1
- Buyur İbram Usta?
Bir demli çay yapıver de çocukla gönderiver yukarı.
Bir hikâyeden alınan bu parça ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A B
Bir ustanın emeği ile verdiği yaşam mücadelesi konu
edilmiştir.
B) Anlatımda diyalog tekniğini örnekleyen ifadelere yer
verilmiştir.
Halk dilinin söyleyiş özellikleri metne doğrudan
yansıtılmıştır.
D) Kahramanın ruh hâli iç çözümleme tekniğiyle
anlatılmıştır.
A
XE) Olay örgüsü üçüncü kişi ağzından aktarılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PALME YAYINEVI 6. Gün, büyük pencereye geldi: Usta işi bıraktı. Elindeki falçatanın tersiyle alnındaki terleri topladı, ayakları dibine silkeledi. Öbür iki kalfa daha bir süre başları işlerine eğik, çalıştılar. Usta, gıkı çıkmadan onları gözledi epeyi, sonra, "Acıkmadınız mı siz?" dedi. İki kalfa başlarını kaldırıp konuşmasız ustalarına baktılar, yine konuşmasız, sıcacık gülümsediler. O oldu, ustanın gözlerindeki oturgan kırmızılık azaldı; açıldı, duruldu. "Hadi" dedi, "Gidin Emin'de doyurun karnınızı. Sorarsa İbram Usta, çocuklar bu öğün de yesinler, bugün hafta başı, merak etmesin diyor dersiniz..." İki kalfa yavaşça sandalyelerinden kalktılar, odadan çıktılar. Usta oturduğu yerden, onların alçak sesle konuşarak merdivenlerden indiklerini duydu. Sonra masanın sürgüsünü çekti, buruş buruş bir gazete parçasına sarılmış bir sokum kuru ekmek çıkardı, masaya kodu. Eğildi ardından, döşemeye doğru çabuk çabuk seslendi: - Ismál! Hey, İsmål... Aşağıdan karık bir ses yankı gibi karşıladı: 1 - Buyur İbram Usta? Bir demli çay yapıver de çocukla gönderiver yukarı. Bir hikâyeden alınan bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A B Bir ustanın emeği ile verdiği yaşam mücadelesi konu edilmiştir. B) Anlatımda diyalog tekniğini örnekleyen ifadelere yer verilmiştir. Halk dilinin söyleyiş özellikleri metne doğrudan yansıtılmıştır. D) Kahramanın ruh hâli iç çözümleme tekniğiyle anlatılmıştır. A XE) Olay örgüsü üçüncü kişi ağzından aktarılmıştır.
27. Yetişkinler nasıl ki estetik zevk aldıkları kitapları okuyor
ve bunlardan keyif alıyorlarsa çocuk edebiyatı için de
bu geçerli. Çocuklar kendilerine üst perdeden seslenen
ve devamlı bilgi vermeye çalışan, sanatsal yönü zayıf
kitapları sevmiyor. Bu minvaldeki kitapları çocuk ede-
biyatı kategorisinde değerlendirmek de zannediyorum
ki doğru olmaz, bunlara salt çocuk kitapları diyebiliriz.
Çocuk edebiyatı, çocuğu hafife almayan, onlara birey
olarak değer veren ve onların da bir estetik zevke sahip
olduğu fikrini benimseyen metinlerdir. Ben hem kendi
okumalarım hem de yazı dilim için böyle bir edebiyat-
tan yanayım.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Çocukların da tıpkı yetişkinler gibi edebî değeri olan
eserleri okumaktan hoşlandığına
B) Bilgi veren, sanatsal yönü zayıf olan kitapları edebi-
yat eseri olarak kabul etmemek gerektiğine
C) Salt çocuk kitaplarının çocuğa kendisini birey ola-
rak görme olanağı sağladığına
D) Çocuk edebiyatındaki metinlerin çocuğun da estetik
zevke sahip olduğu kabul edilerek hazırlandığına
E) Yazarın da çocuk edebiyatındaki metinlerin edebî de-
ğer taşımasından yana olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27. Yetişkinler nasıl ki estetik zevk aldıkları kitapları okuyor ve bunlardan keyif alıyorlarsa çocuk edebiyatı için de bu geçerli. Çocuklar kendilerine üst perdeden seslenen ve devamlı bilgi vermeye çalışan, sanatsal yönü zayıf kitapları sevmiyor. Bu minvaldeki kitapları çocuk ede- biyatı kategorisinde değerlendirmek de zannediyorum ki doğru olmaz, bunlara salt çocuk kitapları diyebiliriz. Çocuk edebiyatı, çocuğu hafife almayan, onlara birey olarak değer veren ve onların da bir estetik zevke sahip olduğu fikrini benimseyen metinlerdir. Ben hem kendi okumalarım hem de yazı dilim için böyle bir edebiyat- tan yanayım. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Çocukların da tıpkı yetişkinler gibi edebî değeri olan eserleri okumaktan hoşlandığına B) Bilgi veren, sanatsal yönü zayıf olan kitapları edebi- yat eseri olarak kabul etmemek gerektiğine C) Salt çocuk kitaplarının çocuğa kendisini birey ola- rak görme olanağı sağladığına D) Çocuk edebiyatındaki metinlerin çocuğun da estetik zevke sahip olduğu kabul edilerek hazırlandığına E) Yazarın da çocuk edebiyatındaki metinlerin edebî de- ğer taşımasından yana olduğuna
Japonların çiçek düzenleme sanatı olarak bilinen ikebana,
kelime anlamı olarak "yaşayan çiçek" anlamına gelir.
Doğada ayrı bir güzellik ve koku ile var olan taze çiçeğin
doğadan alınıp çeşitli mekânlarda büyüklü, küçüklü boylarda
yaşatılmasına verilen ismidir. Bu noktada Japonlar çiçeği
yaşatırken bazı teknikleri ve felsefeleri kullanır. Aynı
zamanda bu sanat maddiyat ile maneviyatı dengelemek
felsefesiyle de karşımıza çıkar. Kullanılan farklı çiçeklerin
bir arada yaşayabilmesi ve ortaya çıkardığı görsel şölen
bu dengenin unsurlarıdır. Genel olarak ikebana çiçek
düzenleme sanatı belli özellikleri beraberinde getirir.
Kendine özgü bir felsefesi ve anlayışı olan bu çiçek
düzenleme sanatının öğrenilmesi gereken çeşitli stilleri
vardır. Çiçeklerin eşsiz kokusunu ve dokusunu farklı bir
boyuta taşıyan bu sanat Japon sanatçılar tarafından hâlâ
yaşatılıyor. Göz alıcı çiçekleri çok daha farklı bir şekle
büründüren ikebana sanatının temelinde çiçekleri bir
arada yaşatma arzusu yer alıyor. Bu özelliği de gittikçe
bireyselleşen insanın sosyalleşme arzusunun tatmin olmas
açısından değerlendiriliyor.
37. Bu parçada ikebana ile ilgili aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz?
A) Sözcük anlamıyla uygun bir felsefesi olduğuna
B) Yapabilmek için belli bir eğitimden geçilmesi gerektiğine
C) İnsanın bireyselliğine bir başkaldırı yöntemi olduğuna
D) Japonlara özgü bir sanat olarak varlığını sürdürdüğüne
E) Farklı çiçeklerin demet hâline getirilmesiyle ortaya
çıktığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Japonların çiçek düzenleme sanatı olarak bilinen ikebana, kelime anlamı olarak "yaşayan çiçek" anlamına gelir. Doğada ayrı bir güzellik ve koku ile var olan taze çiçeğin doğadan alınıp çeşitli mekânlarda büyüklü, küçüklü boylarda yaşatılmasına verilen ismidir. Bu noktada Japonlar çiçeği yaşatırken bazı teknikleri ve felsefeleri kullanır. Aynı zamanda bu sanat maddiyat ile maneviyatı dengelemek felsefesiyle de karşımıza çıkar. Kullanılan farklı çiçeklerin bir arada yaşayabilmesi ve ortaya çıkardığı görsel şölen bu dengenin unsurlarıdır. Genel olarak ikebana çiçek düzenleme sanatı belli özellikleri beraberinde getirir. Kendine özgü bir felsefesi ve anlayışı olan bu çiçek düzenleme sanatının öğrenilmesi gereken çeşitli stilleri vardır. Çiçeklerin eşsiz kokusunu ve dokusunu farklı bir boyuta taşıyan bu sanat Japon sanatçılar tarafından hâlâ yaşatılıyor. Göz alıcı çiçekleri çok daha farklı bir şekle büründüren ikebana sanatının temelinde çiçekleri bir arada yaşatma arzusu yer alıyor. Bu özelliği de gittikçe bireyselleşen insanın sosyalleşme arzusunun tatmin olmas açısından değerlendiriliyor. 37. Bu parçada ikebana ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Sözcük anlamıyla uygun bir felsefesi olduğuna B) Yapabilmek için belli bir eğitimden geçilmesi gerektiğine C) İnsanın bireyselliğine bir başkaldırı yöntemi olduğuna D) Japonlara özgü bir sanat olarak varlığını sürdürdüğüne E) Farklı çiçeklerin demet hâline getirilmesiyle ortaya çıktığına
TYT / Türkçe
31. Birden fazla kişinin; tanık oldukları bir olayla ilgili, olay sonra-
sında aralarında konuşmaları sonucunda, bireysel anılarının et-
kilenmesi bellekte uyma ya da bellekte sosyal bulaşma olarak
adlandırılmaktadır. Belleğimiz kusursuz bir makine gibi çalışma-
dığından ve hataya açık olduğundan bu konuşmalar sonucunda
bir kişinin olayla ilgili yanlış hatırlamaları diğer kişinin bilgisini
de etkileyerek bozulmasına neden olabilir. Görgü tanıklarının
birbirleri ile konuşmaları sonucunda olayla ilgili bilgilerinin etki-
lemesine günlük hayattan en bilinen örneklerden birisi 1995 Ok-
lahoma bombalı saldırı olayıdır. Yaşanan saldırı sonrası yapılan
soruşturmalarda bombacının eylemde kullandığı arabayı kirala-
dığı, dükkânda çalışan üç görgü tanığından bir tanesi, suçlunun
bir suç ortağı olduğunu hatırladığını rapor etmiştir. İlk sorgula-
mada böyle bir bilgi vermeyen diğer görgü tanıkları da daha
sonra verdikleri ifadelerinde bir suç ortağının varlığından bah-
setmeye başlamışlardır. O dönem için emniyet mensuplarının
uzun aramalar ve soruşturmalar yapmasına neden olan bu bil-
ginin daha sonrasında yanlış bir bilgi olduğu, suçlunun dükkâna
yalnız girdiği ortaya çıkmıştır
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılır?
A) Kaza, patlama, terör saldırısı gibi travmatik olaylarda belle-
ğimiz yanılgıya düşebilir.
B) Birden fazla kişinin tanık olduğu olaylarda tanıklar psikolojik
durumlarına göre farklı cevaplar verebilir.
C) Unutmanın ilk temel yasasına göre üzerinden uzun zaman
geçen olayların hatırlanması zordur.
D) Belleğimiz sosyal etkilere bağlı olarak, kendi bilgisi bozul-
mamasına rağmen, diğer kişilerin bilgisini kullanabilir.
E) Bellekte yer alan bilgiler zaman geçtikçe dış etkilere bağlı
olarak eskiyebilir, yeni bilgilerle değişebilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 31. Birden fazla kişinin; tanık oldukları bir olayla ilgili, olay sonra- sında aralarında konuşmaları sonucunda, bireysel anılarının et- kilenmesi bellekte uyma ya da bellekte sosyal bulaşma olarak adlandırılmaktadır. Belleğimiz kusursuz bir makine gibi çalışma- dığından ve hataya açık olduğundan bu konuşmalar sonucunda bir kişinin olayla ilgili yanlış hatırlamaları diğer kişinin bilgisini de etkileyerek bozulmasına neden olabilir. Görgü tanıklarının birbirleri ile konuşmaları sonucunda olayla ilgili bilgilerinin etki- lemesine günlük hayattan en bilinen örneklerden birisi 1995 Ok- lahoma bombalı saldırı olayıdır. Yaşanan saldırı sonrası yapılan soruşturmalarda bombacının eylemde kullandığı arabayı kirala- dığı, dükkânda çalışan üç görgü tanığından bir tanesi, suçlunun bir suç ortağı olduğunu hatırladığını rapor etmiştir. İlk sorgula- mada böyle bir bilgi vermeyen diğer görgü tanıkları da daha sonra verdikleri ifadelerinde bir suç ortağının varlığından bah- setmeye başlamışlardır. O dönem için emniyet mensuplarının uzun aramalar ve soruşturmalar yapmasına neden olan bu bil- ginin daha sonrasında yanlış bir bilgi olduğu, suçlunun dükkâna yalnız girdiği ortaya çıkmıştır Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılır? A) Kaza, patlama, terör saldırısı gibi travmatik olaylarda belle- ğimiz yanılgıya düşebilir. B) Birden fazla kişinin tanık olduğu olaylarda tanıklar psikolojik durumlarına göre farklı cevaplar verebilir. C) Unutmanın ilk temel yasasına göre üzerinden uzun zaman geçen olayların hatırlanması zordur. D) Belleğimiz sosyal etkilere bağlı olarak, kendi bilgisi bozul- mamasına rağmen, diğer kişilerin bilgisini kullanabilir. E) Bellekte yer alan bilgiler zaman geçtikçe dış etkilere bağlı olarak eskiyebilir, yeni bilgilerle değişebilir.
34 Şiir yazarken şiir yazmaktan başka bir şey düşünmedim
hiç, der Ülkü Tamer. Ne kuramlar ne birtakım endişeler
ne başka bir şey onu ilgilendirmiştir. Ayrıca o, "Şiirimin
geldiği yolu da gitmesi gereken yolu da düşünmedim,
sadece yazdım. Ben değişirken şiirim de değişti." der.
Turgut Uyar, "Belki de asıl ustalık budur, her zaman ace-
mi olmayı bilmek." diyordu. Ülkü Tamer'in şiirdeki tavrı
ve duruşu da tam olarak Uyar'ın ifadeleriyle örtüşür: Şiir
ve hayat karşısında acemi olmayı bilmiştir Ülkü Tamer.
Bu parçadan hareketle Ülkü Tamer ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Şiirde daima yeniliklere açık bir şairdir.
B Şiirin belirli kurallarla sınırlandırılmasına karşıdır.
C Belli bir plan ve amaç doğrultusunda şiir yazmayı
doğru bulmamaktadır.
D) Şiirin, hayatı yansıtması gerektiğini savunmaktadır.
E) Şiirde en üst seviyeye ulaşmanın mümkün olmadığını
düşünmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34 Şiir yazarken şiir yazmaktan başka bir şey düşünmedim hiç, der Ülkü Tamer. Ne kuramlar ne birtakım endişeler ne başka bir şey onu ilgilendirmiştir. Ayrıca o, "Şiirimin geldiği yolu da gitmesi gereken yolu da düşünmedim, sadece yazdım. Ben değişirken şiirim de değişti." der. Turgut Uyar, "Belki de asıl ustalık budur, her zaman ace- mi olmayı bilmek." diyordu. Ülkü Tamer'in şiirdeki tavrı ve duruşu da tam olarak Uyar'ın ifadeleriyle örtüşür: Şiir ve hayat karşısında acemi olmayı bilmiştir Ülkü Tamer. Bu parçadan hareketle Ülkü Tamer ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiirde daima yeniliklere açık bir şairdir. B Şiirin belirli kurallarla sınırlandırılmasına karşıdır. C Belli bir plan ve amaç doğrultusunda şiir yazmayı doğru bulmamaktadır. D) Şiirin, hayatı yansıtması gerektiğini savunmaktadır. E) Şiirde en üst seviyeye ulaşmanın mümkün olmadığını düşünmektedir.
Deneme-13
mal.
Satılı
ka-
"fik-
eme
dim-
tam"
e al-
ini.
daki-
eştir-
Ana-
a
oldu-
ir üs-
ayken
bir yaş
turdu-
n geç
YAYIN DENİZİ
7. Mahyalar; camilerin iki minaresi arasına, eskiden kan-
dillerle, şimdilerde küçük lambalarla hazırlanan düze-
neklerden oluşuyor. Iftarı haber veren akşam ezanının
okunması ile mahyalar da yakılıyor. Mahya uygulama-
si ilk olarak Sultan Ahmet döneminde, Sultan Ahmet
Camii'nde, Ahmet Kefefi tarafından başlatılmış. Daha
sonra her caminin kendi özel mahyacısı olmuş. Eski
dönemlerde, ramazan aylarında halk, cami cami ge-
zip mahyaları izlermiş. 450 yıllık bu Osmanlı geleneği,
günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğünün kontrolünde
sürdürülüyor. Genel Müdürlük bünyesinde son mahya
ustaları, tellerin üzerine küçük ampulleri harf ve kelime
oluşturacak şekilde yerleştiriyor ve minarelere astırıyor.
Bir ay boyunca, inancı her ne olursa olsun, insanlar
mahyaların eşsiz güzelliğine şahitlik ediyor.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
yoktur?
A Mahyalar nasıl hazırlanmaktadır?
B) Mahya geleneği ilk olarak ne zaman başlamıştır?
Mahya geleneği günümüzde hangi kurum tarafın-
dan sürdürülmektedir?
Mahyalar genellikle ne zaman minareler arasına
gerilir?
Mahya geleneğinin en güzel örnekleri hangi padi-
şah döneminde yapılmıştır?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Deneme-13 mal. Satılı ka- "fik- eme dim- tam" e al- ini. daki- eştir- Ana- a oldu- ir üs- ayken bir yaş turdu- n geç YAYIN DENİZİ 7. Mahyalar; camilerin iki minaresi arasına, eskiden kan- dillerle, şimdilerde küçük lambalarla hazırlanan düze- neklerden oluşuyor. Iftarı haber veren akşam ezanının okunması ile mahyalar da yakılıyor. Mahya uygulama- si ilk olarak Sultan Ahmet döneminde, Sultan Ahmet Camii'nde, Ahmet Kefefi tarafından başlatılmış. Daha sonra her caminin kendi özel mahyacısı olmuş. Eski dönemlerde, ramazan aylarında halk, cami cami ge- zip mahyaları izlermiş. 450 yıllık bu Osmanlı geleneği, günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğünün kontrolünde sürdürülüyor. Genel Müdürlük bünyesinde son mahya ustaları, tellerin üzerine küçük ampulleri harf ve kelime oluşturacak şekilde yerleştiriyor ve minarelere astırıyor. Bir ay boyunca, inancı her ne olursa olsun, insanlar mahyaların eşsiz güzelliğine şahitlik ediyor. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A Mahyalar nasıl hazırlanmaktadır? B) Mahya geleneği ilk olarak ne zaman başlamıştır? Mahya geleneği günümüzde hangi kurum tarafın- dan sürdürülmektedir? Mahyalar genellikle ne zaman minareler arasına gerilir? Mahya geleneğinin en güzel örnekleri hangi padi- şah döneminde yapılmıştır?
6.
C) Roberto
D) Mario V
Teke S
Gogol, bütün Rus yazar ve ressamlarının görmek istedikleri
Italya'ya gitmek için yola çıkar. Bu gezisi sırasında, bir süre
İsviçre'de kalır ve 1837 yılında Roma'ya gelir. Ölü Canlar
adlı yapıtını bu geziye çıkmadan önce yazmaya başlar. Ro-
ma'da kaldığı sürece de bu yapıt üzerindeki çalışmalarını
sürdürür. 1839 yılında, Moskova'ya döner ve yapıtını bastır-
mak için uğraşır. Dostları, bunun için devlet hazinelerinden
kendisine, o zaman için önemli denebilecek bir para yardı-
mı yapmışlardır. Yapıtta, zengin olmak isteyen bir memur
tiplemesi vardır. Bu memur, ölen köylüleri, ucuz fiyatla satın
alıp dalaverelerle devlete teslim etmek ve karşılığında çift-
liklere sahip olmak ister.
Bu parçada Ölü Canlar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi-
ne değinilmemiştir?
A) Yazarının, maddi destek arayan dostları olduğuna
B) Kaleme alınma düşüncesinin bir gezide doğduğuna
C) Basımı için uğraşıların ne zaman başladığına
D) İçeriğinde sahtekâr bir devlet görevlisinin olduğuna
E) Yazımına İtalya yolculuğu sırasında başlanmadığına
www.krakademi.com
8.
3
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. C) Roberto D) Mario V Teke S Gogol, bütün Rus yazar ve ressamlarının görmek istedikleri Italya'ya gitmek için yola çıkar. Bu gezisi sırasında, bir süre İsviçre'de kalır ve 1837 yılında Roma'ya gelir. Ölü Canlar adlı yapıtını bu geziye çıkmadan önce yazmaya başlar. Ro- ma'da kaldığı sürece de bu yapıt üzerindeki çalışmalarını sürdürür. 1839 yılında, Moskova'ya döner ve yapıtını bastır- mak için uğraşır. Dostları, bunun için devlet hazinelerinden kendisine, o zaman için önemli denebilecek bir para yardı- mı yapmışlardır. Yapıtta, zengin olmak isteyen bir memur tiplemesi vardır. Bu memur, ölen köylüleri, ucuz fiyatla satın alıp dalaverelerle devlete teslim etmek ve karşılığında çift- liklere sahip olmak ister. Bu parçada Ölü Canlar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi- ne değinilmemiştir? A) Yazarının, maddi destek arayan dostları olduğuna B) Kaleme alınma düşüncesinin bir gezide doğduğuna C) Basımı için uğraşıların ne zaman başladığına D) İçeriğinde sahtekâr bir devlet görevlisinin olduğuna E) Yazımına İtalya yolculuğu sırasında başlanmadığına www.krakademi.com 8. 3
RKÇE TESTİ
er-
at-
e
7
33. Hukuki düzenlemelerin eksikliği ve uygulanma güçlüğü,
kitlelerin kolayca yönlendirilebilmesini, kışkırtılabilmesi
arasında yer almaktadır. Kullanıcılar, sosyal medya he-
ni desteklemesi, sosyal medyanın önemli dezavantajları
ri taşıyan olaylar hakkında bilgi, fotoğraf, video ve an-
sapları aracılığıyla ilk elden şahit oldukları haber değe-
latım gönderebilme olanağına sahip olmuştur. Yalan/
yanıltıcı bilgi ve içeriklerin hızlı bir biçimde yayılması,
sosyal ağları yalan haber barındırma açısından olum-
suz bir üne kavuşturmuştur. Disiplinsiz gelişen haber/
karmaşaya
bilgi süreci, doğal olarak farklı etkilere ve
neden olabilmektedir. Bu nedenle, yalan haberlerin ya
da bilgilerin kullanıcıya etkisi ve karar süreçlerinin de-
ğerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) insanları yalan haberlerle tahrik etmesi, sosyal med-
yanın dezavantajlarındandır.
B) Sosyal ağlar, insanlara şahit oldukları olayları ha-
ber olarak iletme fırsatı sunmaktadır.
C) Asılsız haberler, sosyal medya dışındaki kaynaklar-
da da bulunabilir.
D) Belirli kurallara uymadan gelişen haberler, karma-
şaya neden olabilir.
E Hukuki düzenlemelerin uygulanabilir olması, SOS-
yal medyadaki yalan haberlerin önüne geçebilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
RKÇE TESTİ er- at- e 7 33. Hukuki düzenlemelerin eksikliği ve uygulanma güçlüğü, kitlelerin kolayca yönlendirilebilmesini, kışkırtılabilmesi arasında yer almaktadır. Kullanıcılar, sosyal medya he- ni desteklemesi, sosyal medyanın önemli dezavantajları ri taşıyan olaylar hakkında bilgi, fotoğraf, video ve an- sapları aracılığıyla ilk elden şahit oldukları haber değe- latım gönderebilme olanağına sahip olmuştur. Yalan/ yanıltıcı bilgi ve içeriklerin hızlı bir biçimde yayılması, sosyal ağları yalan haber barındırma açısından olum- suz bir üne kavuşturmuştur. Disiplinsiz gelişen haber/ karmaşaya bilgi süreci, doğal olarak farklı etkilere ve neden olabilmektedir. Bu nedenle, yalan haberlerin ya da bilgilerin kullanıcıya etkisi ve karar süreçlerinin de- ğerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) insanları yalan haberlerle tahrik etmesi, sosyal med- yanın dezavantajlarındandır. B) Sosyal ağlar, insanlara şahit oldukları olayları ha- ber olarak iletme fırsatı sunmaktadır. C) Asılsız haberler, sosyal medya dışındaki kaynaklar- da da bulunabilir. D) Belirli kurallara uymadan gelişen haberler, karma- şaya neden olabilir. E Hukuki düzenlemelerin uygulanabilir olması, SOS- yal medyadaki yalan haberlerin önüne geçebilir.