Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Test - 2 ÖDEV: ÇAP TYT Türkçe SB/3. Bölüm/Test 5 EK Düşünceyi Geliştirme Yolları/ Anlatım ilkeleri- 1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Her an yenilenen bir evrende yaşadığımı fark etti- ğim günden beri gözlerimle fotoğraflar çekiyorum. Fotoğraf çekmek milyarlarca görüntü içerisinden bazılarını seçip çerçeve içine almaktır ve çektiğimiz her fotoğraf ruhumuzdaki ışık ve gölgelerin yan- sımasıyla olandan olmayanı çıkartır. Olanı aynen veren vesikalık fotoğraflarla işim olmaz benim. Da- hası kadraj, ışık ve gölgenin yetmediği durumlarda fotoğraf çekmeyi bırakıp resim yapmaya başlarım. Hiçbir ressamın bulamayacağı renklere ve çizgile- re ancak şairin ulaşabileceğini, sanatın maddeden uzaklaştıkça erişilmez olacağını bilenlerden olmak heyecanlandırır beni. Kömür ocaklarına girip yerin yüzlerce metre altında kısa saplı kazmalarıyla kö- mür devşiren madencileri şairlere benzetirim. Gö- çük tehlikesi de vardır grizu patlaması da. Üstelik şiir nadirdir. 3. Dergi hakkinda aralıklarla çikan tarafından yaz rell (periyodik çıktiği ve hab lıklarla çıkar çoğunluğuna mizah, çocu göre belirli 1. Bu sözleri söyleyen kişi ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? Sürekli olarak gözlemde bulunduğu BY Gözlediklerini izlenime dönüştürdüğü C) Dış dünyadan edindiklerini olduğu gibi yansıttığı D) Somut olanı öznel bir yaklaşımla soyutlaştırdığı E) Şiirin yaşamın içerisinde titizlikle aranması ge- rektiğini düşündüğü A) Devrik cümleler kullanılmıştır. B) Benzetmeye başvurulmuştur. İlişki kurma yöntemi kullanılmıştır. D) Somutlaştırmalara başvurulmuştur. E) Kişisel görüşlere yer verilmiştir. okuyucu sa okuruna g timli ve bi Bu parç lerden b AT Açıl LB Izle Ka 4. E 2. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda ve- rilenlerden hangisi yanlıştır?

uştur. de- -ğlu; gibi mun me- stir- ka- kal uş- alit e- la- en y- 3 8. Çağdaş şairler kelimeleri bile sarsıyorlar; yerlerinden, anlamlarından ediyorlar. Bu böyleyken bizde hâlâ folklora, halk deyimlerine şiirle- rinde fazlasıyla yer veren şairlerin kısır bir yolda oldukları sanısın- dayım çünkü folklorda şiirin bugünkü entelektüel niteliğini taşıyacak yeti yoktur. Halk deyimlerinin havası, şiirin kanat çırpmasına imkân vermeyecek kadar dar bir havadır. Çıkış noktamızı buradan alırsak folklorun şiir için kaçınılması gereken bir tehlike olduğu sonucuna varabiliriz. Orhan Veli kuşağı şairleri, yenilikten sonra daha çok dilin görünür imkânlarını denediler. Bir süre sonra Oktay Rifat, Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi bir kısım şairler de geniş ölçüde belki en görü- nür imkânlar olan halk deyimlerine, folklor temlerine yöneldiler. İyi olmadı bu onlar için, köşelere takılıp kaldılar. Bir iki yıldır dilin daha iç, daha derin imkânlarıyla baş başayız. Genç şairler yalnızca folklor gibi kesin klişelere değil, daha hafif kalıplara bile sırtlarını çevirdiler. İlhan Berk'te, Turgut Uyar'da, Edip Cansever'de bunun ilk güzel örneklerini gördük. Kelimeler bizde de yontuluyor artık. Kelimeler bizde de yerlerinden yarı yarıya koparılıyor, anlamlarından ufak tefek saptırılıyor ve kelimelere yeni yükler yükleniyor. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Koşma, gazel gibi biçimlerden yararlanmak, ahenk unsurlarına önem atfetmek şiirin yaratıcı gücünü törpüleyen bir tutumdur. B) Garip şairleri dilde büyük değişiklikler yapmamış ve şiirlerinde katmanlı bir anlatım ortaya koymaktan kaçınmışlardır. Varlaunts C) Karadut, Elleri Var Özgürlüğün gibi eserlere sahip şairler folk- lora yönelerek yeniliklerden uzak kalmışlardır. II. Yeni şairleri, sözcüklerin basmakalıp anlamlarına önem ver- meyip daha yoğun bir anlam arayışına girmişlerdir. Çocuk ve Allah, Galile Denizi, Yerçekimli Karanfil eserlerinin şa- irleri kelimeleri bilindik anlamlarından uzaklaştırmışlardır. fazl saptaice EIP C. Diğer Sayfaya Geçiniz.

4. Esra Demirci öykülerinde, incelikli insanların kırılgan dünyasına eğilirken hayatı anlamlandırma çabaları, yalnızlık ve acı ana temaları olur. İnsanlar arasındaki iletişimsizliği, yabancılaşmayı öne çıkarıp bu kopuşun perde arkasını tartışır. Bütün bunları öykülerken de çağrışımlarından beslenen, daha çok sessiz, içe, deri- ne doğru genişleyen bir anlatımı tercih eder Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? no A Insanlar arasındaki yabancılaşmanın gizli yönlerini bulmaya çalışmak B) Insanlar arasındaki iletişimsizliği çözmeye çalış- mak by C) İnsanların duyarsızlaşmasındaki görünmeyen yön- lere dikkat çekmek D) Insanların toplumdan kopuş nedenlerini irdeleyerek çözüm bulmak E) Insanların yalnızlaşmasındaki örtülü nedenleri ortaya çıkarmak on lo 2

4. I. Asya Hun Hükümdarı Mete Han, MÖ 176'da Çin İmparatoru'na gönderdiği mektupta kendisini Gök Tanrı tarafından tahta çıkarılmış Hunların büyük Şanyü'sü olarak ifade etmiştir. II. Orhun Yazıtları'nda Bilge Kağan, Tanrı irade ettiği için, Kut'um olduğu için kağan oldum." demiştir. Yukarıdaki cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? AY İkinci cümle ile birinci cümle çelişkili ifadeler içermektedir. B) Aynı olguyla ilgili birbirini çürüten örneklere yer verilmiştir. CY Birinci cümlede, belirtilen görüşün gerekçesi verilmiştir. DY Aynı düşünce farklı örneklerle pekiştirilmiştir. E) iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş vurgulanmıştır.

18. Herkes, mesleğinde ve hayatında birçok karanlık yoldan 19 geçmeye mecburdur. Ancak bu yolları elinde bir ışık ol- madan geçmeye çalışmaktansa başkalarının tecrübe meşalelerinden faydalanarak yürümek daha kolay ve karlı değil midir? -----------." Aşağıdakilerden hangisi paragraftaki düşünceleri ta- mamlayan bir sonuç cümlesi olamaz? A) Bunun için kutup yıldızı gibi bize yön gösteren büyük insanların izlerinden yararlanmalıyız. B) O halde hak ve doğru bellediğin yolda yalnız yürüye- ceksin. C) İnsanlığı başarıya ulaştıran da önceki nesillerin doğru ve yanlışlarını iyi öğrenmesidir. D) O zaman gençler, büyüklerinin tecrübelerini daima dikkate almalıdırlar. E) Tecrübe en iyi öğretmendir çünkü.

TEMEL YETERLİLİK TESTİ 37. Aşiyan Müzesi, şair Tevfik Fikret'in yaşamının son yılların- da kapandığı ev. Boğaz manzaralı bol yeşillikli bu köşkte, Tevfik Fikret'in de mensubu bulunduğu Edebiyat-ı Cedide Topluluğu'na ait özel eşyalar sergilenmekte. 1945 yılından beri Edebiyat-ı Cedide Müzesi olarak ziyarete açıktır. Şa- irin daha önce Eyüp Mezarlığı'nda bulunan naaşı 1961 yılında bu bahçeye nakledilmiş ve bu tarihten sonra ev "Aşiyan Müzesi" adını almıştır. Müzenin kapısında Fikret'in büstü yer alıyor. Farsça "yuva" anlamına gelen Aşiyan Müzesi'nde gezmeye başlıyorsunuz. Kapıdan girer gir- mez sizi ve sanatçılığın simgesi tablolar karşılıyor. Tablo- ların çoğu Tevfik Fikret'in fırçasından çıkma. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Müzeyi ilgi çekici hale getiren Edebiyat-ı Cedide Top- luluğu'na ait özel eşyalar olmuştur. B) Müze, şairin naaşının 1961 yılında köşkün bahçesine nakledilene kadar ilgi görmemiştir. C) Yuva anlamına gelen Aşiyan adı şairin Farsçaya olan hayranlığından gelmektedir. D) Müze girişinde göze çarpan tabloların çoğu Tevfik Fik- ret tarafından yapılmıştır. E) Tevfik Fikret yaşamının son yıllarında eserlerini ta- mamlamak için köşke kapanmak istemiştir.

5. Sanat dünyasında bazen bir an gelir, bir dâhi ortaya çıkıp uzun yıllar kendisinden söz ettirir. Tarihin yıldızının parladığı bir an, gelecekteki on yılların ve yüzyılların da belirleyicisi olur. Nasıl ki atmosferdeki bütün elektrik akımı bir paratonerin ucunda bulunuyorsa en küçük bir zaman dilimine bile inanıl- maz sayıda çok tarihsel olay sığdırılmıştır. Başka zamanlar- da kendi hâlinde, peş peşe ve yan yana gelişen olaylar, her şeyi belirleyen ve her şeye karar veren o bir tek anlık zaman dilimi içine sıkışıverir. Tek bir evet, tek bir hayır, bir anlık er- ken davranma ya da bir anlık geç harekete geçme, bu anı, yüzlerce kuşak da geçse asla geri getiremez ve bu, yitirilen an, bireyin ve ulusların yaşamını ve hatta bütün bir insanlığın yazgısını belirler. Bu parçadaki altı çizili sözcükle aşağıdakilerden hangi- sine gönderme yapılmaktadır? A) Dâhice yazılmış esere B) İnsanlığın yazgısına C) Ulusların yaşamına Anı yakalamaya E) Tarihî olayları kapsamaya 7.

7. (1) Türk kahvesi ile ilgili yapılan araştırmalar bu kahvenin çıkış yerinin Güney Habeşistan'daki Kaffa Yöresi olduğunu göstermektedir. 14. Yüzyılın başlarında keşfedilen bu kah- ve, muazzam kokusu ve tadı sayesinde Habeşistan'dan tüm dünyaya yayılmayı başarmıştır. (II) İlk bulunduğu za- manlar kahve meyvesinin kaynatılması şeklinde tüketilen bu içecek daha sonraları kahve çekirdeklerinin kavrulup, öğütülerek pişirilmesi suretiyle yapılmaya başlanmıştır. (III) Avrupa, kahve ile Türkler sayesinde tanışmıştır. (IV) Türk kahvesinin özünü bozmayan Avrupalılar pişirilmesi konusunda da hiçbir değişiklik yapmayıp tıpkı Türkler gibi pişirip tüketmişlerdir. (V) En lezzetli Türk kahvesi ise kahve çekirdeklerinin taze ve ince öğütülmüş haliyle, kömür ate- şinde, bakır cezvede yavaş yavaş pişirilenidir. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümleler için aşa- ğıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede Türk kahvesinin ilk çıktığı yer söylenmekte- dir. B) II. cümlede bir karşılaştırma yapılmıştır. C) III. cümlede Avrupa'nın Türklerden kahveyi öğrendiği- ne değinilmiştir. D) IV. cümlede Avrupalıların kahveyi tüketme konusunda Türkleri taklit ettiklerine değinilmiştir. E) V. Cümlede en lezzetli kahvenin yavaş yavaş pişirilen kahve olduğu söylenmiştir.

1. Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2002 yılında düzenlenen Dünya Kupası'nda üçüncü olmuştur. Amilli... dememis II. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda alınan üçüncülük, Türkiye A Millî Futbol Takımı'nın elde ettiği en önemli iki başarıdan biridir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Türkiye A Millî Futbol Takımı'nın tarihindeki en önemli başarılardan biri olan, 2008 yılında alınan Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki üçüncülüğün yanında 2002 Dünya Kupası da üçüncülükle bitirilmiştir. B) Türkiye'nin futbolda elde ettiği en önemli iki başarı, 2002 yılında düzenlenen Dünya Kupası'ndaki ve 2008 yılında düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki üçüncülüklerdir. Türkiye A Milli Futbol Takımı, biri 2002 yılındaki Dünya Kupası'nda, diğeri 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda olmak üzerek iki kez üçüncülük elde etmiştir. D Türkiye'nin A takımlar seviyesinde elde ettiği başarılar arasında 2002 Dünya Kupası'nda ve 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda elde edilen üçüncülükler sayılabilir. 3. Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2002 yılında Dünya Kupası'nda ve 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda başarı elde etmiştir. lük you 7. Johem Kış C erke gövd de c indi tulu SO nih 1" daha dem. (600) S B LA Kafa Dengi dememic 8.

amacsizca dolaşırken rastlantıyla eline önemli bir kitap geçti. 2. Son günlerde, düzyazılarda, ilginç, tuhaf, anlaşılmaz bir tutum gözlenmekte. Bu tür yazıların ortak özelliği hiçbir şey anlat-, mamaları ve anlaşılmaz, ağır yazılar olması, Çözümleyici, açık- layıcı, aktarıcı ve aydınlatıcı olması gereken bu yazılar, her ne- dense imgeler ve metaforlarla anlamı kapatma, öznelleştirme ve yazının öznesini bağlamından kopartip her yöne çekilebi- lecek bir şirazesizliğe ve savrukluğa dönüştü. Edebiyat, felse- fe, estetik gibi disiplinler arasındaki ilişkiler sağlam zeminlere oturtulamadığı için her yazar kendine ait ve sadece kendisinin anlayabileceği bir yazı evreni yaratarak bir bakıma kristallerin buğulanmasına neden oldu. Bu parçada geçen "kristallerin buğulanması" sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Kurgusal yönden sıkıntı yaşamak B) Anlaşılmaz bir duruma dönüşmek SUPAR C) Olaylara geniş bir açıdan bakamamak D) Üslup yönünden kendini geliştirememek E) Önemsiz konuları boş yere kanıtlamaya çalışmak 19

ati ski mi or- SI se un de en t- 14 17. Insan, aklı sayesinde olaylar arasında ilişki kurabilir. Aklın fonksiyonu, bağ kurmak ve çıkarım yapmaktır. Akıl doğru kullanıldığında görünenden görünmeyene ulaşabilir. Yeryüzünde, doğada ve insan bedeninde bulunan birçok delil bizi tek bir yaratıcının olduğu fikrine ulaştırır. Aklımı- zın dışında duygularımız ve Kur'an-ı Kerim'in sunduğu bilgiler de bizi Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmeye sevk eder. Bu parçada aşağıdaki konulardan hangisine değinil- memiştir? A) Aklın insan hayatındaki yeri ve önemine B) Aklın işleyiş ve fonksiyonuna C) Allah'ın varlığı ve birliğine ulaşmada aklın rolüne D) Aklın bütün bir kâinatta olup biteni anlama ve an lamlandırmada yeterli ve yetkin oluşuna E) Doğru kullanıldığında aklın kişiyi birçok güzelliklere ulaştırdığına Diğer Sayfaya Geçiniz TYT

5. Mutluluk Fabrikaları sergisi, ticari yapılar üzerinden tüketim toplumunu ve mimarinin gündelik hayatla ilişkisini konu alan bir mimarlık sergisi. İş ve özellikle alışveriş merkezlerinin kentsel yaşamın odak noktasına yerleştiği günümüz sosyal dokusunda bu odağı tetikleyen ilişki ağlarını anlamaya çalışan serginin hedef kitlesi de herhangi bir kimse. Mutluluk Fabrikaları, bir mimarlık sergisi olmasına rağmen ticari yapıları herhangi bir binadan söz etmeden tartışıyor. Ticari yapıların kendileri ortada olmaksızın bu sergiyi bir mimarlık sergisi yapan neden ise aslına bakılırsa ele aldığı konu değil, konuyu ele alan aktörleri: mimarlar. Sergi temelde, ticari yapıları ortaya çıkaran ilişki ağlarının nedeninin mimarlık olmadığını söylüyor. Bu parçada söz edilen sergiyle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Mimariden hareketle toplumsal saptamalar yaptığına B) Kimi mimari yapıları besleyen unsurlara yoğunlaştığına C) Konusuna ilişkin herhangi bir örneğe yer vermediğine D) Her kesim ve yaştan izleyici kitlesine hitap ettiğine E) Olumlu ya da olumsuz bir yargıda bulunmadığına LIMIT YAY

29. Edebiyatimizda Çukurova dendiğinde dilimizden dökülü- veren ilk isimdir Yaşar Kemal. Orhan Kemal'in varlığı da inkar edilemez fakat Yaşar Kemal, Çukurova'nin topra- gina karışmış köylüsüyle hemhal olmuştur. Onun şahit olduğu Çukurova kaderdir, mahkumiyettir ve kurtuluştur kimi zaman Oteler uzak ve imkansızdır. Yaşar Kemal'de çakılıp kalırız Çukurova'ya. Orhan Kemal'de ise daha çok sanayileşmiş, büyümeye başlamış Çukurova ya şehre çeviririz yüzümüzü. Sinif kavramı üzerine düşün- meye başlarız uzun uzun. Ezen-ezilen dengesi, Yaşar. Kemal'den Orhan Kemal'e biçimsel bir değişim yaşar. Bu parçadan hareketle Yasar Kemal ile ilgili aşağıda- kilerin hangisi şöylenemez? ATKitaplarında ezen ve ezilenleri anlattığı Cukurova denince akla gelen ilk yazar olduğu Sinif kavramı üzerinde okunu düsündirmek istediği D) Cukurova'yı kimi yazılanında karamsarlık içinde anlat- tiği E Orhan Kemal'den farklı olarak köyllyle daha çok içli dişli olduğu

6. Bugün dünyada çevre dostu motorlu ulaşım araçları arasında en kabul gören elektrikli bisiklettir. Elektrikli bisiklet ve bisikletlerde daha hızlı gidilmesini sağla- yan ve uzun yolculukları daha mümkün hâle getiren batarya ile çalışan küçük bir motor bulunur. Elektrikli bisikletler, normal bisikletlerden daha fazla karbon sa- lınımına neden olsa da elektrikli olanlar da dâhil ol- mak üzere otomobillerden daha verimlidirler. Elektrikli bisikletlerle kat edilen yol ile doğaya salınan sera gazı salınımında azalma sağlanacaktır. 11 Şehirlerde bisiklet kullanımı için altyapı hazırlığının daha fazla önemsendiği görülmektedir. Bisikleti tercih etmek motorlu yolcu taşıtları ile kat edilen yol uzun- luğunu azaltarak ulaşım kaynaklı sorunları azaltıyor. Üstelik bisikleti tercih etmenin hava kirliliğini azaltma ve insan sağlığını iyileştirme gibi yan faydaları da bu- lunmaktadır. Bisiklet kullanımını artırmak yeni kentsel tasarımlara ve bisiklete geçişi kolaylaştıracak bisiklet altyapısına bağlı olsa da aynı zamanda bireysel dav- ranış değişikliğini de gerektiriyor. Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Her iki parçada da ele alınan olgu ile ilgili olarak aynı tercihlerden söz edilmiştir. 7. Öğrenima şünmektim ve duyar. düşüncec Şu muha özgürlüğ yoruz. E edilen he mek değ Bu para başvur B) 1. parçada anlatılanlar ile II. parçada anlatılanlar ara- sında bir ilişki yoktur. Her iki parçada da konunun çevre kirliliği ile ilişkisi üzerinde durulmuştur. D) Her iki parçada da kanıtlanabilir yargılar yerine yoru- ma açık yargılar kullanılmıştır. E) II. parçada I. parçada ele alınan konuyla ilgili aynı ör- nekler üzerinde durulmuştur. A) Tart BY Açı C) Kar DY Ben E) Øy 8. Ede içse Ya şi c ge içi ka or ba la ya

5. TYT/TÜR Deneyimden daha güçlü bir öğretmen yoktur ama öğrenme isteği bulunmadıkça deneyimden bir şey öğrenilemez. 4 Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz? A) Tecrübeden kazanım elde etmek, öğrenmeye açık olmayı şart koşar. B) Bilgi edinme talebi ve deneyim birleşirse öğrenme gerçekleşir. C) Tecrübe sayesinde birey pek çok bilgi elde eder. D) Hayatta tecrübe kadar zor edinilen bir özellik yoktur. E) Öğrenme arzusu deneyimi işlevsel kılar. 6.

19. Gençlere, ergenlere verilecek en büyük hediye onlara değer vermektir. Bugünün gençleri adam yerine konul- mamaktan şikâyetçi. Kuşaklar arası çatışma, tarihinde ilk kez bu kadar yoğun yaşanıyor. Bilginin çok hızlı de- ğiştiği ve geliştiği bir dönemde gençlerimizi popüler kül- türün tuzağından kurtarmamız gerekiyor. Popüler kültür tek tip insan yetiştiriyor. Bu insanlar ise zevkçi, bencil, yalnız ve sonunda mutsuz oluyorlar. Gençlerimiz bu- günlerde maalesef zevki idealize ediyor. Para, şöhret, araba, ev hayali kuruyor. Ego ideallerini bunlar oluşturu- yor. Bu da egosu için yaşayan bir gençliğin oluşmasına yol açıyor. +Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan du- rumlardan biri değildir? AYeni nesle yeterince değer verilmemesi B) Bilginin hızına yetişmenin mümkün olmaması C) Popüler kültürün gençleri etkilemesi D) Gençlerin egoya yönelik hayaller peşinde olması E) Yalnız kendini düşünen bir neslin yetişmesi