Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

TG-TYT/Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. On altıncı yüzyılda madencilik hızlı gelişen bir endüstri ko- luydu ve maden ocakları giderek büyüyüp derinleşiyordu. Maden ocaklarını sel ve su taşmalarından korumak güç- leşiyordu. Bu sorunu çözmek için madenciler, tulumbaları düzeltme ve geliştirme yolunda büyük bir çabanın içine girdiler. Aynı zamanda büyüyen kentlerin su ihtiyacının karşılanması da tulumba konusunu ön plana çıkardı. Bu işler için değişik türden pek çok tulumba kullanılıyordu. Bunlardan birisi günümüzde de kullanılmakta olan emme basma tulumbadır. Emme basma tulumbalarla suyun belli bir yükseklikten yukarı çıkarılamaması üzerine Galilei bu konuda çalışmalar yapmaya başladı. Daha sonra sorunun çözümü, atmosfer basıncı kavramının ortaya çıkmasını ve barometrenin icadını sağladı. 37. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Emme basma tulumbaların nasıl ortaya çıktığına B) Madencilik faaliyetleri ile tulumbalar arasındaki ilişkiye C) Galilei'nin bilimsel buluşlara katkısına D) Su ihtiyacının barometrenin icadını sağladığına E) Kentlerdeki nüfusun-artmasıyla su ihtiyacının karşıla- namadığına 39- Bir t yeri tadı bilin nes lay ay yo C A ICEBERG 38. Bu parçaya göre, bilimsel bilgiyle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi anlatılmak istenmiştir? 3

56 vanlarına sahiptir. EL-Pascal, çalışmalarını sunmadan bir başka bilim ada- mıyla paylaşmaktadır. 40. Günümüzde orman yangınları, dünyada ve ülkemizde giderek artan oranlarda sorun oluşturmaktadır. Ço- ğu Avrupa ülkesi, gelirlerinin büyük bir kısmını orman yangınlarıyla mücadele için kullanmaktadır. Orman yangınlarıyla mücadelede kara ve hava destekli araç, ekipman ve personel kaynakları için yüksek yatırımlar yapılmasına rağmen, orman yangınları hálá artan bir eğilimle devam etmektedir. Orman yangınlarıyla müca- delede mevcut önlem ve müdahale teknikleri yanında farklı yaklaşımların da dikkate alınması, ilave stratejilerin geliştirilerek denenmesi gerekmektedir. Bu farklı yak- laşımlardan biri de örtü yangınlarına ve sonrasında taç yangınlarına sebep olabilen orman altı otsu ve çalımsı bitkilerin uzaklaştırılması amacıyla yapılabilecek hayvan otlatması olabilir. Otlatma riski bulunmayan otlatmaya elverişli alanlarda uygun zamanda ve miktarda yapıla- cak kontrollü otlatma uygulamalarının, orman altı yanıcı madde niteliğinde bulunan yüzeysel yanıcıların temizli- ginde etkin rol oynayabileceği düşünülebilir. Bu parçadan orman yangınlarıyla ilgili olarak 1. Ot ve çalı tipi bitkiler, orman yangınlarının ortaya çık- masında olumsuz etkiye sahiptir. II. Batı'da/pek çok ülke orman yangınları konusunda önlemler almasına rağmen, beklediği sonucu alama- maktadır. III. Orman yangınlarıyla mücadelede uygulanan yöntem- lere farklı çözümler de eklenmelidir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? Atve t B) Yalnız II I ve III E) Yalnız II II, III

TOP 32. Anado dan an, ler ün ari Ein er p 32. Anadolu rock müziğinin en önemli isimlerinden biri Cem Ka- raca'dır. Tam adı Muhtar Cem Karaca olan sanatçı, 5 Nisan 1945'te İstanbul'da dünyaya geldi. Müzikle tanışması büyük teyzesi Rosa Felegyan'ın ona piyano notaları öğretmesiyle oldu. Karaca'nın ses yeteneğini ise annesi Toto Karaca keş- fetti. 1962'de Beyoğlu Spor Kulübünde arkadaşlarının isteği üzerine şarkı söyleyen Karaca, sonraki zamanlarda kendi mü- zik grubunu kurmaya karar verdi. İlk grubu, 1963'te kurdukla- ri "Dinamikler" oldu fakat bu grup ve sonrasında kurduğu di- ğer gruplar da hep kısa ömürlü oldu. Askere gittiği dönemde Anadolu kültürünü tanımaya başlayan Karaca, Âşık Mahzuni Şerif ile de tanıştı. Böylelikle heybesini doldurmaya başladı. "Apaşlar" grubunu kurduktan sonra çeşitli şarkıları zamanla en hit parçalar olmaya başladı. "Emrah, Resimdeki Gözyaşları" bunlardan birkaçıdır. Daha sonra Moğollar, Kurtalan Ekspres gibi gruplarda da söylemeye başladı ve birçok halk şiirini de kendine has tarzıyla bizlere ulaştırdı. Bu parçadan Cem Karaca ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Anadolu rock müziğinde önemli bir yere sahip olduğuna B) Sesini fark etmesinde ailesinin katkısı bulunduğuna C Çalışmalarını çeşitli müzik grupları içinde yer alarak sür- dürdüğüne D) Anadolu kültürünü Âşık Mahzuni Şerif'in parçalarından öğ- rendiğine E) Halk şiirine ait unsurları besteleriyle özgün bir şekilde ak- tardığına

TÜRKÇE TESTİ Ei için ayrılan kısmına işaretleyiniz. süre 45 dakikadır. -- bölünmeler; 3. Ödül aldım, çok sevindim. Ne yalan söyleyeyim, jüriden bakımdaki bunu beklemiyordum. Saygın isimler vardı seçici kurulda. Ama bu onlara yüzde yüz güven duymama yetmiyordu. Çünkü o yıllarda da edebiyat jürilerinin bildikleri, tanıdıkları isimleri kayırdıklarına dair yaygın bir inanış vardı. Benim de edebiyatın henüz uzağında biri olarak bu söylentilerden etkilenmemem mümkün değildi. Bu bakımdan bana da haksızlık yapılacağını, ödül alamayacağımı düşünüp şikâyet şarkıları söyleyen somurtkan koroya katılmaya hazırlanıyordum. Ama ödülü kazandım işte, çok şaşırdım ve sevindim. aktadır. suzluk nedeni ltü ve ışık lerden TYT Bu parçada geçen "şikâyet şarkıları söyleyen somurtkan koro" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Başkalarının başarılarını kıskanan yeteneksiz kişiler B) Eseri ödül alacak kadar iyi olmayan yeni yazarlar C) Yarışma jürisinin yanlı karar verdiğine inanan hoşnutsuz insanlar D) Çalışmaları ödüle layık görülen az sayıdaki sanatçılar E) Yaşamı hep olumsuz olarak aktaran karamsar sanatçılar

eştir- ce tanıtama- - 11 - ICEBERG 32. Sanatçının romanlarında tümevarim yöntemini kullandığı- ni söylemek sanırız yanlış olmaz. Eserler arasında bağ- lılık olduğu görülür. Bu nedenle konudan çok söylenecek sözler, portreler ve mekânlar ön plandadır. Olaylardan çok durumlar, karakterlerden çok gerçeği yansıtan kişilerdir kurguya ortak olan. Kurgusallık ise düşsellikten ve son- radan hatırlananlardan alır gücünü. Az cümleyle çok şey anlatma çabası görürüz. Aynı olayı farklı farklı açılardan değerlendirme, bazen bunaltıyı yansıtmak için yapılan tek- rarlar... Otobiyografik anlatım metinlerde baskındır. Gerek dönemin siyasi olaylarına gerekse de edebiyata bakışı, doğrudan dillendirilmeden yazarın gölgeleri gibi duran an- latıcılarla dile getirilir. Her ne kadar anlatım nesnel olsa da sanatçının öznelliği ve özgünlüğünü içerir. Bu parçada söz edilen sanatçı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yazdığı eserlerinde konuya fazla önem vermemiştir. B Eserleri arasında birbirini tekrar eden konular işler. C)Yapıtlarında, parçadan bütüne ulaşma çabasındadır. DY Özlülük, eserlerinin belirgin özelliklerindendir. Yaşanılanı olduğu gibi yazma eğilimindedir. Diğer sayfaya geçiniz.

yaşadığı tinde bu en oldu- bunun 1) Bunu ceşfetti- lerdeki unyayı u, sira- eyim; sinin va ni- ilirse E)V yor. dört azi- ve er- ra- aki an- met a - 3 4 karekök & dakika- Önünde olup biteni izle. Balığa gittik diyelim, herkesin tam yorsa bu duyguyu uyandıran eylemi net olarak bulana dek olarak ne yaptığını gör. Balığın zıplaması seni keyiflendiri hafızanı tara. Oltanin sudan yükselişi mi, misinanın üze rindeki damlalar düşene dek bir keman teli gibi gerilmesi mi yoksa suya vurması ve zıpladığında sıçrattığı sular mi? Etraftaki sesleri ve söylenenleri hatırla. Sende duygu uyandıran şeyi, heyecanı yaratan eylemi bul. Sonra bunu net olarak okuyucunun da anlayabileceği ve seninle aynı şekilde hissedebileceği şekilde yaz. Bu, dört dörtlük bir egzersizdir. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? 9. A) Şiir yazma alıştırması için bana bir öneriniz var mı? B) Duygusal cümleler kurarak okuru romana bağlamak doğru bir yöntem midir? Lahi C) Romanımı yazarken zihnimde kurguladıklarımı mı, yaşanmışlıkları mı yazmalıyım? D) Hikâyelerime başladıktan sonra hikâyenin devamını getiremememin nedeni ne olabilir? C) Kanati ler yap D) Paraz karşı E) Yazarken abartılı cümlelerden ve iç içe geçmiş kurgu- lardan kurtulmam için ne tür egzersizler yapmalıyım? E) Can kod 11. Günü da r gün gec ni in g

E) Tanımla 6. (1) Günde yirmi saat, diğer herkesin de içinde yaşadığı aynı gerçeklikte yaşıyorum ama günün dört saatinde bu değişiyor. (II) Eğer bana nasıl olduğunu veya neden oldu- ğunu soracak olsaydınız herkes gibi benim için de bunun bir gizem olduğunu söylemek zorunda kalırdım. (III) Bunu yaptığım tüm bu yıllar boyunca -yani yeteneğimi keşfetti- ğim yedi veya sekiz yaşlarından beri- hâlâ ilk günlerdeki gibi bir heyecan hissediyorum. (IV) Sanki sıradan dünyayı terk edip kendi dünyama gidiyormuşum gibi. (V) Bu, sıra- dan dünyada, gerçekten harika, hayat veren bir deneyim; buna sahip olduğum için minnettarım. karekök & dakika Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinin yerine "Bu sıradan dünyayı dört saatliğine nasıl veya ni- çin terk ettiğimi ben de bilmiyorum." cümlesi getirilirse parçanın anlam akışı değişmez? A) I B) II C) III D) IV E) V 9. Ċ

Türkçe B 23-24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Uçak kazalarının önlenmesi için zaman içinde çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Bunun için kokpitte konuşulanların kaydedilme- si fikri ortaya atılmıştır. Pilotlar, kara kutuda kokpit ses kaydı bulunması fikrine ilk yıllarda karşı çıkmışlar ancak bu tepki za- manla azalmış ve bu sayede günümüzde kaza araştırmacıları kokpit ses kayıtlarını dinleyebilir hale gelmiştir. Video kaydı fikri ise pilotlar tarafından hiçbir zaman iyi bir fikir olarak değerlen- dirilmemiş çünkü görsel deliller pilot hareketlerinin yanlış yo- rumlanmasına sebep olabilir. Video görüntüleri birçok durum- da yanlış anlaşılmalara sebep olacak; kesin olmayan, yoruma açık bilgiler sunarak araştırmacıları yanlış yönlendirebilecektir. Oysa araştırmacıların en çok ihtiyacı olan şey, yoruma açık olmayan kesin bilgilerdir. Kokpitte kamera kaydı yapılmasının bazı durumlarda (pilotların bayılması, ölmesi, kokpitte duman. alev oluşması) olayı çözme konusunda yardımcı olabilecek bil- giler sunacağı düşünülebilir. Ancak bu kayıt, pilotlar üzerinde aşırı bir stres, hareketlerinin sürekli kayıt altında olması baskısı ile zihinlerini sürekli prosedürlerle meşgul etme, tüm dikkatini uçuşa vermek yerine kendi hareketlerini sorgulama gibi bazı duygu-durum bozukluklarının gelişimine sebep olabilir. 25-26. soruları as Tuvalu ülkesi pek. sonundaki ".tv ib yük para kaynakl da dünyanın dör duny tehlikesi altından COM sadece bir metr Deept kı buna sürekli kişiden ibaret o adanın beklen istemektedir. dukları kadar gerçekçi yak larını kurtarm kullanım ha internet yok da ".tv" inte de değişm yılda beş 23. Bu parçaya göre uçak kazalarının önlenmesi için aşa- ğıdaki yöntemlerin hangisine başvurulduğu söylene- bilir? dakika- 25. Bu de A) Gerçekleşen kazalarda pilotların konuşmaları değer- lendirilerek kazaların nedenleri saptanmaya çalışıl- mıştır. B) Kokpitte elde edilen görüntülerle pilotların yaptığı ha- talar incelenmiştir. karekök C) Kazaların sebepleri araştırılırken pilotların kaza anın- daki hareketleri dikkate alınmıştır. D) Kazaların nasıl gerçekleştiğini öğrenmek yerine kaza- ların olmaması için araştırma yapılmıştır. E) Pilotların kaza sürecindeki davranışları analiz edilerek pilot eğitimine yenilikler getirilmiştir. A) B C

Türkçe B 33. Lastik pazarında hatalı olarak kullanılan birçok tabir var- dır. Bunlardan biri de "dubleks lastik"tir. Burada anlatıl- maya çalışılan, aslında iç lastiksiz bir lastik cinsidir. İç lastiksiz anlamına gelen İngilizce "tubeless" sözcüğü halk dilinde dubleks olarak değiştirilmiştir. İç lastiksiz lastikler, iç lastikli lastiklere göre daha iyi performans vermelerinin yanında delinme anında havanın aniden kaçmasına en- gel olduklarından dolayı hayati bir önem taşırlar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan kesin olarak çı- karılabilecek bir yargıdır? A) Lastik pazarında hatalı olarak kullanılan en yaygın söz "dubleks lastik"tir. B) "Dubleks lastik" denilen lastik, iç lastiğe ihtiyaç duy- mayan bir türdür. 35. Elektrik ü düzenek. C) İç lastiksiz lastik, delinme anında hava çıkışına engel olan bir mekanizmaya sahiptir. D) "Tubelles" sözcüğü telaffuzu zor olduğu için "dubleks" sözcüğüne dönüşmüştür. E) İç lastikli lastikler, iç lastiksiz lastiklere göre daha iyi performans sağlamalarıyla bilinirler. metre uz mir bir ç ve içeri Bu düz rik üret arasın yıllard: 121 dat ya ğin, k üretil- Bu F lerd A) B) C) DY LL E

23. Normal yaşta okula başlamış, zekâ geriliği ya da davranış bozukluğu olmayan bazı çocukların akıcı bir biçimde oku- mayı başaramaması ya da söylenişi ve yazılışı yakın harf- leri birbirine karıştırması disleksi olarak belirtiliyor. Basit bir bedensel bozukluktan kaynaklandığı sanılan disleksi, Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilir- se "disleksinin erken teşhisinin tedavi süresini kısalttığı" sonucuna ulaşılır? ==== A) özellikle ilkokul dönemlerinde "ya"yı "ay" ya da "d'yi "b" olarak okuyan kişilerde varlığını göstermektedir B) bireyde sorun olduğu görüşünün küçük yaşlarda aşıl- masıyla tedavisi mümkün olan bir rahatsızlık olarak belirtilmektedir mura C görsel ve işitsel gereçler yardımıyla büyük ölçüde gi- derilebilmektedir D) yalnızca güzel okumanın yeterli olmayacağı, okuma- nın yaşamın vazgeçilmez, verimli bir uğraşı olduğu bilinciyle aşılabilir E) çabuk farkına varılması durumunda bazen özel eği- timle okuma öğretilerek kısa sürede geçebilecek bir rahatsızlıktır.

TYT Deneme Sınavı (03 37-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. A Eski dönemlerde Misirlilar, kapılarının önüne islak bez asarak serinlemeyi denediler. Romalılar, suyu evlerinin duvarlarının üzerinden akitarak serinlemeye çalıştılar. Havanın soğutulmasıyla ilgili asil önemli gelişmeler, 16. yüzyıldan sonra yaşandı. 1758'de Benjamin Franklin ve John Hadley, yaptıklan deneylerde bazı sıvıların hızlı bir şekilde buharlaştırılması sonucu havanın soğutulabileceğini belirlediler. 1820'de İngiliz mucit Michael Faraday, amonyağı yüksek basınç altında sıkıştırıp sıvılaştırarak ve ardından buharlaştırarak havayı soğutabileceğini fark etti. 1851'de John Gorrie adlı bir doktor, sanihumma hastalarını serin tutmak için odaların tavanında asılı bir buz havzasıyla odaları soğutmaya çalıştı. Soğuk hava ağır olduğu için aşağı doğru Buz, ABD'deki donmuş göl ve akarsulardan hastane odalarına taşınıyordu. Bu zorluğun üstesinden gelmek isteyen Gorrie, kompresör yardımıyla buz oluşturan bir makine tasarladı. Geliştirdiği teknolojiyi maddi imkânsızlıklar nedeniyle pazarlayamadı ancak icadı modern klima ve soğutmanın temelini oluşturdu. iniyordu. 37. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? AT 16. yüzyılda soğutma çalışmalarının ivme kazandığına B) Sarihumma hastalarının serin ortama ihtiyaç duyduğuna C19. yüzyılda tüm soğutma sistemlerinde amonyak kullanıldığına D) Havay serinletme yöntemlerinin farklı yüzyıllarda denendiğine E) John Gorrie'nin soğutma çalışmalarının ilk etapta zahmetli olduğuna 38. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Günümüz soğutma teknolojisinin temelleri eski Mısır'a dayanmaktadır. BHavayı soğutma çalışmaları insanlığın her döneminde denenmiştir. C) Kimi icatlar maddi yetersizlik sonucu ulaşmadan yok olup gitmektedir. Günümüzde kullandığımız modern klimanın fikir babası bir tıp doktorudur. E) Farklı coğrafyalarda gerçekleşen soğutma çalışmalarından istenen sonuç alinamamıştır. 39-40, sorular cevaplayınız. Devlet Ana, kuşku eksiği gediği de a ajanlarını temsil e Pek çok yerinde bulunur. Herkes duymaz. Barut pe demir'i icat etme birçok Batılı ülke ve güçte bir kül 39. Bu parçanın ya aşağıdakilerden A) Evrensel kin 6) Geriye dona Anlatimiyla Kimi yönlen E Sanatlı söy 40. Bu parçadan Yazarın hatırı sa Roman, yönüyles III Kemal zamana IV. Devlet gölgele yargılarınd A) Yalnız 1 D

8.-9. soruları aşağıdaki parçaya göre Elif Şafak, Murathan Mungan; Türk diliyle olan ilişkileri çok zengin, çok içerikli, çok bilinçli yazarlardır. Yani bir dilin oluşumunda çaba gösterdiğinin çok farkında olan sanatçılardır. Murathan Mungan, benim için anlatımı daha fazla zengin bir yazar. Ben saatlerce Murathan Mungan'ın öykülerini hem okuyabilir hem dinleyebilirim. Özellikle de dinleyebilirim çünkü çok akıcı bir dilde anlatımı var ve ön planda öyküsel değerleri olan eserler... Elif Şafak da aynı fakat Elif Şafak'ın bence karaktere önem verişi daha önemli yani karakter yaratışı daha orijinaldir. Mozaik gibidir onun karakterleri, ufak ufak parçalar birden bire bütünleşir. o parçaların bütünleşmediğini sanırsınız hâlbuki kendi organik ilişkilerinde, kitabı bitirdiğinizde, bu kitabın içindeki kişileri tanıdığınızdan eminsinizdir. Bazen 8. Bu parçada anlatılanlardan hareketle; 1. Murathan Mungan, Elif Şafak'tan daha başarı bir yazardır. II. Elif şafak ile Murathan Mungan arasında bazı farklar bulunmaktadır. III. Murathan Mungan ve Elif Şafak, dil konusunda şuurlu yazın insanlarıdır. musunoda yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II E) II ve I C) Yalnızlıl 9. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Birinci kişili anlatıma yer verme B) Düşünceleri alıntılarla pekiştirme C) Mecazlı söyleyişe yer verme D) Öznel düşüncelere başvurma E) Karşılaştırmalara yer verme HOCALARA GELDİK

Rudyard Kipling'in şairliği ve romancılığı yanında en önemli niteliği de kısa öykü yazarlığıdır. Konularının çeşitliliği ve kısa öyküdeki yeteneği ile daha yaşadığı dönemde geniş kitlelerce tanınmıştır. Britanya İmparatorluğu'nun yükselişine, zayıflamasına ve I. Dünya Savaşı'na tanıklık eder. İmparatorluk kavramı, onun yapıtlarında önemli bir yer tutar. Lispeth adlı öyküsünde de bu kavram, göz önünde tutulması gereken noktalardan biridir. Kipling, bu öyküsünde gerçekçi bir tutum sergileyerek genel anlamda insanlığı ele aldığını açık bir biçimde göstermektedir. Onun karakterleri, Dickens karakterlerini andıracak biçimde, çok yönlü değildir. Onlar gözümüzde bir resim gibi canlanır fakat onların karmaşık insansı duygularının derinliklerine pek fazla giremeyiz. Anlatımı kısa ve özdür. Pritchett, Kipling'in kısa öykü yeteneği konusunda şunları söylüyor: "Kipling; tek bir konuya, duyguya sıkışıp kalan kısa öykü yazarlarından değil. O, konuyu bütünüyle ele alıp dramatik bir iskelete indirgiyor." 35. Bu parçada altı çizili sözle Rudyard Kipling'in öykücülüğüyle ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Kalabalık bir yaşamı, panoramik bir yapı ortaya çıkaracak şekilde anlattığı B) Tanıklık ettiği her türlü olayı masala özgü bir dille yansıttığı C) Karakterlerinin yaşadıkları duygusal durumu etkili bir anlatımla verdiği D) Karakterlerinin iç dünyasını yansız ve ön yargısız bir tutumla aktardığı E) Konularının karmaşıklığını yalın ve açık bir dil kullanarak giderdiği

11. Kelimeler canlı birer organizma gibi doğar, yaşar, ya- şarken değişim ve dönüşüme uğrar ve ölür. Bu bakış açısı ile baktığımızda bugün Türkiye Türkçesinde var olan çoğu kelimenin Türkçede var olduğu günden bu- güne kadar geçen süre içerisinde kültürel yapının et- kisiyle değişime uğrayarak farklı anlamlar yüklenerek yaşadığını görmekteyiz. Alıntı kelimeler de Türkçeye yerleştiği andan bugüne farklı anlamlara gelecek şekil- de kullanılmıştır. Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşa- ğıdakilerden hangisi getirilebilir? Böylelikle edebî diller doğmuş ve yayılmıştır. Bu yüzden Türk dili tarihi araştırmaları tam anla- mıyla yapılamamaktadır. A) B) C) Dil araştırmalarının en büyük engelini bu kelime- ler oluşturmaktadır. D) Dilin canlılığını ve dinamizmini bu değişimler yansıtmaktadır aslında. E) Bu yüzden modern kültürün geçmişten kopuk oluşuna şaşırmamak gerekir.

13. Antalya, "yeryüzündeki cennet" diye nitelendirilmiş h kurucusu olduğu kabul edilen Bergama Kralı II. Attalos tarafından. Zaman hızla akıp giderken bu söylem, her ab çağda güncelliğini korumuş. Marcus Antonius'la Kleopatra da geçmiş bu topraklardan, Roma q no İmparatoru Hadrian da. Büyük gemiler yanaşmış amelimanlarına; seyyahlar, komutanlar, gladyatörler karışmış tarihin gölgelerine. Modern zamanın gezginleri için portakal çiçeği kokan bu Akdeniz, hâlâ keşif tutkusunu körükleyecek kadar özgün ve görülesidir. Gözlerden uzak koyları, efsanelere mekân olmuş tapınakları, bağımlılık yaratan sıcağı, hayranlık uyandıran mavi sularıyla Antalya; en ayrıcalıklı seyahat rotalarından biri. lider Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Açıklamaya yer verilmiştir. B) Mecazlı ifadeler kullanılmıştır. C) Kişileştirmeden yararlanılmıştır. D) Devrik cümlelere yer verilmiştir. E) Karşılaştırma yapılmıştır.

23. İnsanı diğer bütün canlılardan ayıran özelliği ne dili ne düşünebilmesi ne aklı ne de ahlakıdır. Dilinin ---- hayvanlarınkine nazaran daha çok imge içermesi, daha derin ve soyut düşünebilmesi, ahlak diye bir sorununun olması vb. bütün bunlar; doğanın doğallığının yanında, ona zit ve onu yok eden bir üretilmiş doğa kurmak zorunda kalmasından kaynaklanmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Aksine insan, kendisinin farkında olduğu için diğer canlılardan başkalaşmıştır B) İnsanın diğer canlılardan en önemli farkı, toplumsal bilinci olmuştur C) İnsan, uretici olduğu için diğer bütün canlılardan farklılaşmıştır D) Insan, iyi veya kötü bir niyete sahip olduğu için diğer canlılardan ayrılmıştır E) İnsanı diğer canlılardan ayıran, taşıdığı sorumluluk duygusu olmuştur